ABOUT THE SPEAKER
Brittany Packnett - Activist, educator, writer
An activist, educator and writer, Brittany Packnett uses every platform she has to teach truth that provokes people to action -- for the sake of freedom and justice.

Why you should listen

In her own words, Brittany Packnett is "a disciple of radical, productive candor. I found, through prayer and practice, that truth provokes change like nothing else ever will. We owe truth our fiercest loyalty.” 

Packnett cohosts the award-winning Pod Save The People and has penned her first book, We Are Like Those Who Dream, due to be published in spring 2020. She writes for Teen Vogue and other publications, speaks to live and television audiences across the world, and coleads Campaign Zero. Everyday, she uses platforms on and offline to activate people toward action and equip them with the skills and mindsets to make disciplined social change.

More profile about the speaker
Brittany Packnett | Speaker | TED.com
TED2019

Brittany Packnett: How to build your confidence -- and spark it in others

Brittany Packnett: Öz güvenini nasıl inşa eder ve bu kıvılcımı diğerlerine de verirsiniz

Filmed:
3,454,341 views

Eğitimci ve aktivist Brittany Packnett, "Öz güven, takip eden her şeyden önce olan gerekli kıvılcımdır," diyor. İlham verici bir konuşmada, öz güven kodunu çözmenin üç yöntemini - ve devrimci öz güvenin en iddialı hayallerimizi gerçeğe dönüştürmesine yardımcı olduğu bir dünya hayalini paylaşıyor.
- Activist, educator, writer
An activist, educator and writer, Brittany Packnett uses every platform she has to teach truth that provokes people to action -- for the sake of freedom and justice. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So when I was a little girlkız,
0
708
1851
Ben küçük bir kızken
00:14
a bookkitap satoturdu on the coffeeKahve tabletablo
in our livingyaşam roomoda,
1
2583
3310
giriş kapısından birkaç adım ötedeki
oturma odamızda,
00:17
just stepsadımlar from our frontön doorkapı.
2
5917
2017
sehpanın üzerinde bir kitap dururdu.
00:19
And the livingyaşam roomoda is a first impressionizlenim.
3
7958
2518
Oturma odası, ilk izlenimdir.
00:22
OursBizim had whitebeyaz carpethalı
4
10500
1601
Bizimkinde beyaz bir halı
00:24
and a curioCurio of my mother'sannenin
mostçoğu treasureddeğerli collectiblesKoleksiyon.
5
12125
4042
ve annemin en kıymetli koleksiyonunun
sergilendiği bir vitrin vardı.
00:28
That roomoda representedtemsil the sacrificeskurban
of generationsnesiller gonegitmiş by
6
16875
4559
Bu oda, yoksulluk veya politika yüzünden,
bir koleksiyon vitrini şöyle dursun,
00:33
who, by povertyyoksulluk or by policypolitika,
7
21458
2976
onları içine koyacak orta sınıf bir evi
dahi karşılayamadan
00:36
couldn'tcould affordparası yetmek a curioCurio of collectiblesKoleksiyon
8
24458
2518
giden nesillerin fedakârlıklarını
00:39
let aloneyalnız a middleorta classsınıf houseev
to put them in.
9
27000
3268
temsil ediyordu.
00:42
That roomoda had to staykalmak perfectmükemmel.
10
30292
2684
O oda mükemmel olmalıydı.
00:45
But I would riskrisk messingDalga up
that perfectmükemmel roomoda everyher day
11
33000
3768
Ama ben, her gün
sadece bu kitabı görmek için
00:48
just to see that bookkitap.
12
36792
2892
o mükemmel odayı dağıtma riskini alırdım.
00:51
On the coverkapak satoturdu a womankadın
namedadlı SeptimaSeptima ClarkClark.
13
39708
3476
Kitabın kapağında Septima Clark isimli
bir kadın oturuyordu.
00:55
She satoturdu in perfectmükemmel profileprofil
with her faceyüz raisedkalkık to the skygökyüzü.
14
43208
4893
Yüzünü gökyüzüne çevirmiş,
mükemmel bir profille oturuyordu.
01:00
She had perfectmükemmel salt-and-peppersalt-and-Pepper cornrowsCornrows
15
48125
2601
Başının her iki yanından sarkan
01:02
plattedplatted down the sidestaraf of her headkafa,
16
50750
1809
siyah beyaz kırçıllı örgüleri vardı
01:04
and pridegurur and wisdombilgelik
just emanatedkaynaklanan from her darkkaranlık skincilt.
17
52583
4893
ve koyu teninden
gurur ve bilgelik yayılıyordu.
01:09
SeptimaSeptima ClarkClark was an activisteylemci
and an educatoreğitmen,
18
57500
2684
Septima Clark sonunda
kariyerimin inşasında model aldığım
01:12
a womankadın after whomkime I'd eventuallysonunda
modelmodel my ownkendi careerkariyer.
19
60208
4560
bir aktivist ve eğitimciydi.
01:16
But more than all the wordskelimeler
she ever spokekonuştu,
20
64792
2476
Ama şimdiye kadar dile getirdiği
tüm kelimelerden öte
Septima Clark'ın
o portresi benim için,
01:19
that singletek portraitportre of SeptimaSeptima ClarkClark,
21
67292
3017
01:22
it definedtanımlanmış confidencegüven for me
22
70333
2476
daha kelime anlamını dahi bilmezken
01:24
before I ever even knewbiliyordum the wordsözcük.
23
72833
2726
öz güvenin ne olduğunu anlatmaktaydı.
01:27
It mayMayıs ayı soundses simplebasit,
24
75583
1310
Kulağa çok basit gelebilir
01:28
but confidencegüven is something
that we underestimateAzımsamak the importanceönem of.
25
76917
4851
ama öz güven önemini
azımsadığımız bir şey.
01:33
We treattedavi etmek it like a nice-to-havevar güzel
insteadyerine of a must-haveolması gerekir.
26
81792
3476
Onu, olması gerekliden ziyade,
olsa iyi olur şeklinde değerlendiriyoruz.
01:37
We placeyer valuedeğer on knowledgebilgi and resourceskaynaklar
27
85292
3476
Bilgi ve kaynaklara,
sosyal beceri addettiğimiz
01:40
aboveyukarıdaki what we deemgördükleri to be
the softyumuşak skillbeceri of confidencegüven.
28
88792
4351
öz güvenden daha fazla değer veriyoruz.
01:45
But by mostçoğu measuresönlemler,
we have more knowledgebilgi
29
93167
2684
Fakat çoğu ölçeğe göre
bugün tarihin herhangi bir noktasında
01:47
and more resourceskaynaklar now
than at any other pointpuan in historytarih,
30
95875
3184
sahip olduğumuzdan
daha fazla bilgi ve kaynağa sahibiz;
01:51
and still injusticeadaletsizlik aboundsdoludur
and challengeszorluklar persistinat.
31
99083
5084
yine de haksızlıklar artıyor
ve zorluklar devam ediyor.
01:56
If knowledgebilgi and resourceskaynaklar
were all that we neededgerekli,
32
104667
2934
Eğer bilgi ve kaynaklar
bize gereken tek şey olsaydı;
01:59
we wouldn'tolmaz still be here.
33
107625
2309
hâlâ burada olmazdık.
02:01
And I believe that confidencegüven
is one of the mainana things
34
109958
2643
Bu denklemde eksik kalan
temel ögelerden birinin
02:04
missingeksik from the equationdenklem.
35
112625
1667
öz güven olduğuna inanıyorum.
02:07
I'm completelytamamen obsessedkafayı takmış with confidencegüven.
36
115208
2768
Öz güven konusunda tamamen takıntılıyım.
02:10
It's been the mostçoğu importantönemli
journeyseyahat of my life,
37
118000
2268
Bu, hayatımın en önemli seyahati oldu;
02:12
a journeyseyahat that,
to be honestdürüst, I'm still on.
38
120292
3142
öyle bir seyahat ki, hâlâ devam ediyorum.
02:15
ConfidenceGüven is the necessarygerekli sparkkıvılcım
before everything that followsşu.
39
123458
5685
Öz güven, takip eden her şeyden önce olan
gerekli kıvılcımdır.
02:21
ConfidenceGüven is the differencefark
betweenarasında beingolmak inspiredyaratıcı
40
129167
3476
Öz güven, ilham almak
ile gerçekten başlamak
02:24
and actuallyaslında gettingalma startedbaşladı,
41
132667
2434
ya da yapılana kadar denemek ile
02:27
betweenarasında tryingçalışıyor and doing untila kadar it's donetamam.
42
135125
4018
yapmak arasındaki farktır.
02:31
ConfidenceGüven helpsyardım eder us keep going
even when we failedbaşarısız oldu.
43
139167
3708
Öz güven, kaybettiğimizde dahi
devam etmemize yardımcı olur.
02:36
The nameisim of the bookkitap on that coffeeKahve tabletablo
was "I DreamRüya A WorldDünya,"
44
144125
4934
O sehpanın üstündeki kitabın adı
"Bir Dünya Hayal Ediyorum" idi
02:41
and todaybugün I dreamrüya a worldDünya
where revolutionarydevrimci confidencegüven
45
149083
4518
ve ben bugün devrimci öz güvenin
en iddialı hayallerimizi
02:45
helpsyardım eder bringgetirmek about our
mostçoğu ambitiousiddialı dreamsrüyalar into realitygerçeklik.
46
153625
5309
gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olduğu
bir dünyayı hayal ediyorum.
02:50
That's exactlykesinlikle the kindtür of worldDünya
that I wanted to createyaratmak in my classroomsınıf
47
158958
3435
Öğretmenlik yaparken bu,
saf hayal gücüne dayanan
02:54
when I was a teacheröğretmen,
48
162417
1309
Willy Wonka benzeri dünya
02:55
like a WillyWilly WonkaWonka worldDünya
of puresaf imaginationhayal gücü,
49
163750
2684
ama akademik versiyonu,
tam da sınıfımda
yaratmak istediğim tür dünyaydı.
02:58
but make it scholarlybilimsel.
50
166458
1250
03:01
All of my studentsöğrencilerin were blacksiyah or brownkahverengi.
51
169083
3268
Tüm öğrencilerim siyahi
veya beyaz ırktan olmayan çocuklardı.
03:04
All of them were growingbüyüyen up
in a low-incomedüşük gelirli circumstancedurum.
52
172375
2708
Tamamı düşük gelir şartlarında
yetişiyordu.
03:08
Some of them were immigrantsgöçmenler,
some of them were disabledengelli,
53
176167
3017
Bir kısmı göçmendi,
bir kısmı engelliydi
03:11
but all of them were the very last people
54
179208
2976
ancak hepsi, bu dünyanın
03:14
this worldDünya invitesdavet ediyor to be confidentkendine güvenen.
55
182208
2792
öz güvenli olmaya davet ettiği
en son insanlardı.
03:17
That's why it was so importantönemli
that my classroomsınıf be a placeyer
56
185875
3434
İşte bu yüzden, sınıfımın,
öğrencilerimin öz güven kası
03:21
where my studentsöğrencilerin could buildinşa etmek
the musclekas of confidencegüven,
57
189333
3393
inşa edebilecekleri; her yeni günü
kendi hayallerinin imgesi uyarınca
03:24
where they could learnöğrenmek to faceyüz eachher day
with the confidencegüven you need
58
192750
3434
dünyayı yeniden dizayn edebilmeleri
için gereken öz güven ile karşılamayı
03:28
to redesignyeniden tasarlamak the worldDünya
in the imagegörüntü of your ownkendi dreamsrüyalar.
59
196208
4143
öğrenebilecekleri bir yer olması,
son derece önemliydi.
03:32
After all, what are academicakademik skillsbecerileri
withoutolmadan the confidencegüven to use those skillsbecerileri
60
200375
4976
Nihayetinde dışarı çıkıp dünyayı
değiştirmede kullanmak için
öz güveni yoksa
akademik beceriler neye yarardı.
03:37
to go out and changedeğişiklik the worldDünya.
61
205375
1958
03:40
Now is when I should tell you about
two of my studentsöğrencilerin, JamalJamal and ReginaRegina.
62
208208
3851
Şimdi size iki öğrencimden
bahsetmeliyim, Jamal ve Regina.
03:44
Now, I've changeddeğişmiş theironların namesisimler,
but theironların storieshikayeleri remainkalmak the sameaynı.
63
212083
3768
Şimdi isimlerini değiştirdim
ancak hikâyeleri aynı.
03:47
JamalJamal was brilliantparlak, but unfocusedodaklanmamış.
64
215875
3476
Jamal zekiydi ama odaklanamazdı.
03:51
He would squirmkıvrılma in his chairsandalye
duringsırasında independentbağımsız work,
65
219375
2768
Bağımsız çalışma sırasında
sandalyesinde kıvranırdı
03:54
and he would never staykalmak still
for more than threeüç or fourdört minutesdakika.
66
222167
4017
ve asla üç-dört dakikadan fazla
sabit duramazdı.
03:58
StudentsÖğrenciler like JamalJamal
can perplexkarıştırmak brandmarka newyeni teachersöğretmenler
67
226208
2643
Jamal gibi öğrenciler,
yeni öğretmenleri şaşırtabilirler
04:00
because they're not quiteoldukça sure
how to supportdestek younggenç people like him.
68
228875
3958
çünkü onun gibi gençleri nasıl
destekleyeceklerini pek bilemezler.
04:06
I tookaldı a directdirekt approachyaklaşım.
69
234000
1434
Ben direkt bir yaklaşım seçtim.
04:07
I negotiatedmüzakere with JamalJamal.
70
235458
2893
Jamal'la müzakere ettim.
04:10
If he could give me focusedodaklı work,
71
238375
1601
Bana odaklanmış bir iş verirse,
04:12
then he could do it
from anywhereherhangi bir yer in the classroomsınıf,
72
240000
2434
o zaman sınıfın herhangi bir yerinden,
04:14
from our classroomsınıf rugHalı,
from behindarkasında my deskbüro,
73
242458
2601
sınıf halımızdan, masamın arkasından,
04:17
from insideiçeride his classroomsınıf lockerkilitli dolap,
whichhangi turneddönük out to be his favoritesevdiğim placeyer.
74
245083
4042
en sevdiği yer olduğu ortaya çıkan
sınıf dolabının içinden dahi yapabilirdi.
04:22
Jamal'sJamal 'ın leasten az favoritesevdiğim
subjectkonu was writingyazı,
75
250458
2518
Jamal'in en az sevdiği ders yazma idi
04:25
and he never wanted to readokumak
what he had writtenyazılı out loudyüksek sesle in classsınıf,
76
253000
3601
ve hiçbir zaman yazdıklarını
sınıfta sesli okumak istemezdi
04:28
but we were still makingyapma progressilerleme.
77
256625
2392
ama yine de gelişme kaydediyorduk.
04:31
One day, I decidedkarar to hostevsahibi
a mocksahte 2008 presidentialCumhurbaşkanlığı electionseçim
78
259041
4102
Bir gün, sınıfta
kurgusal 2008 başkanlık seçimi
04:35
in my classroomsınıf.
79
263167
1309
düzenlemeye karar verdim.
04:36
My thirdüçüncü gradersgreyder had to researchAraştırma
and writeyazmak a stumpgüdük speechkonuşma
80
264500
3476
Üçüncü sınıflarım, kendi seçtikleri
şu adaylar için araştırıp
04:40
for theironların chosenseçilmiş candidateaday:
81
268000
1393
seçim konuşması yazmalıydı:
04:41
BarackBarack ObamaObama, HillaryHillary ClintonClinton
or JohnJohn McCainMcCain.
82
269417
3851
Barack Obama, Hillary Clinton
veya John McCain.
04:45
The heavyağır favoritesSık Kullanılanlar were obviousaçık,
83
273292
1976
Yoğun favoriler açıktı
04:47
but one studentÖğrenci choseseçti JohnJohn McCainMcCain.
84
275292
3059
ancak bir öğrenci John McCain'i seçti.
04:50
It was JamalJamal.
85
278375
1250
O Jamal'dı.
04:52
JamalJamal finallyen sonunda decidedkarar to readokumak something
that he had writtenyazılı out loudyüksek sesle in classsınıf,
86
280583
4768
Jamal nihayet yazdığı bir şeyi sınıfta
yüksek sesle okumaya karar verdi
04:57
and sure enoughyeterli, JamalJamal stunnedhayrete
all of us with his brillianceparlaklık.
87
285375
3851
ve tabii ki Jamal hepimizi
zekasıyla şaşırttı.
05:01
Just like Jamal'sJamal 'ın dadbaba,
JohnJohn McCainMcCain was a veteranUsta,
88
289250
4059
Jamal'ın babası gibi,
John McCain de gaziydi
05:05
and just like Jamal'sJamal 'ın dadbaba protectedkorumalı him,
89
293333
2268
ve Jamal tıpkı babasının
kendisini koruduğu gibi
05:07
JamalJamal believedinanılır that JohnJohn McCainMcCain
would protectkorumak the entiretüm countryülke.
90
295625
4143
John McCain'in de tüm ülkeyi
koruyacağına inanıyordu.
05:11
And he wasn'tdeğildi my candidateaday of choiceseçim,
but it didn't mattermadde,
91
299792
2809
O benim seçim adayım değildi
ama bunun bir önemi yoktu
05:14
because the entiretüm classsınıf
eruptedpatlak into applausealkış,
92
302625
4143
çünkü, sonunda o yıl ilk kez
en öz güvenli hâliyle ortaya çıkan
05:18
a standingayakta ovationalkış yağmuru
for our bravecesur friendarkadaş JamalJamal
93
306792
2851
cesur arkadaşımız Jamal için
05:21
who finallyen sonunda showedgösterdi up
as his mostçoğu confidentkendine güvenen selföz
94
309667
3476
tüm sınıf alkışa boğuldu,
05:25
for the first time that yearyıl.
95
313167
1833
ayakta alkışlandı.
05:28
And then there was ReginaRegina.
96
316208
2351
Ve sonra Regina vardı.
05:30
ReginaRegina was equallyaynı derecede
as brilliantparlak, but activeaktif.
97
318583
2851
Regina eşit derecede parlak ama aktifti.
05:33
She'dOnun böyle birşey yapacağını inevitablykaçınılmaz finishbitiş her work earlyerken,
98
321458
2560
Kaçınılmaz olarak işini erken bitirir
05:36
and then she'do ediyorum get on about the business
of distractingrahatsız edici other studentsöğrencilerin.
99
324042
3767
ve sonra diğer öğrencilerin
dikkatini dağıtma işine başlardı.
05:39
(LaughterKahkaha)
100
327833
1310
(Kahkaha)
05:41
WalkingYürüyüş, talkingkonuşma,
101
329167
2267
Yürüme, konuşma,
öğretmenlerin nefret ettiği ama
çocukların bayıldığı notları verme.
05:43
passinggeçen those notesnotlar
that teachersöğretmenler hatenefret but kidsçocuklar love.
102
331458
2518
Bunlardan bolca vermiş gibi görünüyorsun.
05:46
You look like you passedgeçti a lot of them.
103
334000
1893
05:47
(LaughterKahkaha)
104
335917
1351
(Kahkaha)
05:49
DespiteRağmen my highyüksek idealsidealleri for our classroomsınıf,
105
337292
3392
Sınıfımız için yüksek ideallerime rağmen
05:52
I would too oftensık sık defaultVarsayılan
to my baserbaşer instinctsiçgüdüleri,
106
340708
3476
kötü içgüdülerime çok sık dönüyor
05:56
and I would chooseseçmek
complianceuyum over confidencegüven.
107
344208
3643
ve uyumu güvene tercih ediyordum.
05:59
ReginaRegina was a glitchGlitch in my intendedistenilen systemsistem.
108
347875
3851
Regina planladığım sistemde
bir aksaklıktı.
06:03
A good teacheröğretmen can correctdoğru misbehavioraksaklığı
109
351750
2643
İyi bir öğretmen
davranış bozukluklarını düzeltirken
06:06
but still remainkalmak a student'söğrencinin championşampiyon.
110
354417
1851
hâlâ öğrencinin şampiyonu olarak kalır.
06:08
But on one day in particularbelirli,
111
356292
2142
Ama özellikle bir gün,
06:10
I just plainsade oldeski choseseçti controlkontrol.
112
358458
2685
sıradan eski kontrol yöntemini seçtim.
06:13
I snappedTersledi,
113
361167
1684
Patladım
06:14
and my approachyaklaşım
didn't communicateiletişim kurmak to ReginaRegina
114
362875
2559
ve bu yaklaşımım Regina'ya
06:17
that she was beingolmak a distractionoyalama.
115
365458
2601
dikkat dağıttığı mesajını iletmedi.
06:20
My approachyaklaşım communicatedtebliğ to ReginaRegina
that she herselfkendini was a distractionoyalama.
116
368083
4917
Yaklaşımım, Regina'ya kendisinin
dikkat dağıtıcı olduğunu iletti.
06:26
I watchedizledi the lightışık go out from her eyesgözleri,
117
374042
2226
Gözlerindeki ışığın silinişini izledim,
06:28
and that lightışık sparkedyol açtı joysevinç
in our classroomsınıf.
118
376292
3559
ki o ışık sınıfımızda sevinç yaratırdı.
06:31
I had just extinguishedsönmüş it.
119
379875
2143
Onu tam anlamıyla söndürmüştüm.
06:34
The entiretüm classsınıf becameoldu irritableirritabl,
120
382042
2642
Tüm sınıf hırçınlaştı
06:36
and we didn't recoverkurtarmak
for the restdinlenme of the day.
121
384708
2584
ve günün geri kalanında düzelemedik.
06:40
I think about the day oftensık sık,
122
388250
2434
Sık sık o günü düşünürüm
06:42
and I have literallyharfi harfine prayeddua
that I did not do irreparableOnarılamaz harmzarar,
123
390708
4518
ve onulmaz bir şekilde zarar vermediğim
için gerçekten dua ederim
çünkü eskiden Regina gibi
küçük bir kız olan bir kadın olarak
06:47
because as a womankadın who used to be
a little girlkız just like ReginaRegina,
124
395250
5559
öz güvenini öldürme sürecini
başlatabileceğimi biliyorum
06:52
I know that I could have startedbaşladı
the processsüreç of killingöldürme her confidencegüven
125
400833
4101
06:56
foreversonsuza dek.
126
404958
1250
hem de sonsuza kadar.
06:58
A lackeksiklik of confidencegüven
pullsçeker us down from the bottomalt
127
406833
3143
Öz güven eksikliği bizi
dipten aşağıya doğru çeker
07:02
and weighsağırlığındadır us down from the topüst,
128
410000
1976
ve yukarıdan alta doğru iter
07:04
crushingKırma us betweenarasında a flurryTelaş
of can'tsöğrenemem, won'tslistemi hazırladım bile and impossiblesImpossibles.
129
412000
5184
ve yapamaz, yapmayacak
ve imkansız telaşları arasında ezer.
07:09
WithoutOlmadan confidencegüven, we get stucksıkışmış,
130
417208
2601
Öz güven olmadan sıkışıp kalırız
07:11
and when we get stucksıkışmış,
we can't even get startedbaşladı.
131
419833
3250
sıkışıp kaldığımızda ise
başlayamayız bile.
07:16
InsteadBunun yerine of gettingalma miredsaplanıp
in what can get in our way,
132
424083
2560
Önümüze çıkabilecekler karşısında
çamura batmak yerine
07:18
confidencegüven invitesdavet ediyor us
to performyapmak with certaintykesinlik.
133
426667
4017
öz güven bizi emin bir şekilde
yapmaya davet eder.
07:22
We all operateişletmek a little differentlyfarklı olarak
when we're sure we can winkazanmak
134
430708
3060
Hepimiz, kazanabileceğimize
emin olduğumuz durum ile
07:25
versuse karşı if we just hopeumut we will.
135
433792
2726
kazanacağımızı umduğumuz
durumda biraz farklı çalışırız.
07:28
Now, this can be a helpfulfaydalı checkKontrol.
136
436542
1976
Şimdi, bu faydalı bir kontrol olabilir.
07:30
If you don't have enoughyeterli confidencegüven,
137
438542
1767
Yeterli öz güvenin yoksa
07:32
it could be because you need
to readjustyeniden düzenlemek your goalhedef.
138
440333
2726
bu, hedefini yeniden ayarlaman
gerektiği için olabilir.
07:35
If you have too much confidencegüven,
139
443083
1560
Eğer çok fazla öz güvenin varsa,
07:36
it could be because
you're not rootedköklü in something realgerçek.
140
444667
4142
gerçek olan bir şeye
dayanmadığın için olabilir.
07:40
Not everyoneherkes lacksyoksun confidencegüven.
141
448833
2601
Herkes öz güven eksikliği çekmemekte.
07:43
We make it easierDaha kolay in this societytoplum
for some people to gainkazanç confidencegüven
142
451458
4518
Tercih ettiğimiz liderlik arketipine
uydukları için toplumdaki bazı insanların
07:48
because they fituygun our preferredtercihli
archetypeprototip of leadershipliderlik.
143
456000
3958
öz güven kazanmalarını kolaylaştırıyoruz.
07:52
We rewardödül confidencegüven in some people
144
460833
2518
Bazı insanların
öz güvenini ödüllendirirken
07:55
and we punishcezalandırmak confidencegüven in othersdiğerleri,
145
463375
2476
bazılarınınkini cezalandırıyoruz
07:57
and all the while faruzak too manyçok people
146
465875
2518
ve bu süre zarfında pek çok insan
08:00
are walkingyürüme around
everyher singletek day withoutolmadan it.
147
468417
3392
ortalıkta her gün öz güvensiz dolaşıyor.
08:03
For some of us,
148
471833
2393
Kimimiz için,
08:06
confidencegüven is a revolutionarydevrimci choiceseçim,
149
474250
2667
öz güven devrimci bir seçenektir
08:09
and it would be our greatestEn büyük shameutanç
150
477833
2310
ve sırf öz güven motorumuz olmadığı için
08:12
to see our besten iyi ideasfikirler go unrealizedgerçekleşmemiş
151
480167
3101
en iyi fikirlerimizin gerçekleşmediğini
08:15
and our brightestparlak dreamsrüyalar go unreachedunreached
152
483292
2476
en parlak hayallerimizin ulaşılamaz
olduğunu görmek
08:17
all because we lackedyoksun
the enginemotor of confidencegüven.
153
485792
3851
en büyük utancımız olabilir.
08:21
That's not a riskrisk I'm willingistekli to take.
154
489667
2166
Bu almak istediğim bir risk değil.
08:24
So how do we crackçatlak the codekod on confidencegüven?
155
492792
2059
Peki öz güven kodunu nasıl çözeceğiz?
08:26
In my estimationtahmin,
it takes at leasten az threeüç things:
156
494875
3518
Tahminime göre en az üç şey gerekli:
08:30
permissionizin, communitytoplum and curiositymerak.
157
498417
3416
izin, topluluk ve merak.
08:34
PermissionIzni birthsdoğumlular confidencegüven,
158
502625
1893
İzin, öz güveni doğurur,
08:36
communitytoplum nurturesbesler it
159
504542
2517
topluluk onu besler
08:39
and curiositymerak affirmsdoğruluyor it.
160
507083
1834
ve merak bunu onaylar.
08:41
In educationEğitim, we'vebiz ettik got a sayingsöz,
161
509833
1768
Eğitimde bir deyişimiz var:
08:43
that you can't be what you can't see.
162
511625
2726
Göremediğiniz bir şey olamazsınız.
08:46
When I was a little girlkız,
I couldn'tcould showgöstermek confidencegüven
163
514375
2643
Küçük bir kızken,
biri bana gösterinceye kadar
08:49
untila kadar someonebirisi showedgösterdi me.
164
517042
2141
öz güven gösteremedim.
08:51
My familyaile used to do everything togetherbirlikte,
165
519207
1976
Ailem sıradan şeyler de dahil olmak üzere
08:53
includingdahil olmak üzere the mundanedünyevi things,
like buyingalış a newyeni cararaba,
166
521207
2686
her şeyi birlikte yapardı,
yeni bir araba almak gibi
08:55
and everyher time we did this,
167
523917
1517
ve bunu her yaptığımızda
08:57
I'd watch my parentsebeveyn
put on the exactkesin sameaynı performanceperformans.
168
525458
4268
ailemin tam anlamıyla aynı performansı
sergilemesini izlerdim.
09:01
We'dBiz istiyorsunuz entergirmek the dealershipBayilik,
169
529750
1434
Bayiye girerdik,
09:03
and my dadbaba would sitoturmak
170
531208
2768
annem alışveriş yaparken
09:06
while my momanne shoppedalışveriş.
171
534000
2143
babam otururdu.
09:08
When my momanne foundbulunan a cararaba that she likedsevilen,
172
536167
2642
Annem sevdiği bir araba bulduğunda,
09:10
they'dgittiklerini go in and meetkarşılamak with the dealersatıcı,
173
538833
2185
içeriye girip satıcıya görüşürlerdi
09:13
and inevitablykaçınılmaz, everyher time
the dealersatıcı would turndönüş his attentionDikkat
174
541042
3851
ve kaçınılmaz olarak,
her seferinde satıcı,
09:16
and his bodyvücut to my dadbaba,
175
544917
3017
kesenin ağzını
ve dolayısıyla bu müzakereyi
09:19
assumingvarsayarak that he
controlledkontrollü the purseçanta stringsdizeleri
176
547958
2351
babamın kontrol ettiğini düşünerek
09:22
and thereforebu nedenle this negotiationmüzakere.
177
550333
1976
dikkatini ve vücudunu babama çevirirdi.
09:24
"RevRev. PacknettPeksek," they'dgittiklerini say,
"how do we get you into this cararaba todaybugün?"
178
552333
4500
"Muhterem Packnett," derdi,
"bugün sizi bu arabaya nasıl sokarız?"
09:29
My dadbaba would inevitablykaçınılmaz
respondyanıtlamak the sameaynı way.
179
557833
3893
Babam kaçınılmaz olarak
aynı şekilde cevap verirdi.
09:33
He'dO istiyorsunuz slowlyyavaşça and silentlysessizce
gesturejest towardkarşı my motheranne
180
561750
4851
Anneme doğru
yavaşça ve sessizce bir jest yapıp
09:38
and then put his handseller
right back in his lapkucak.
181
566625
2143
hemen ellerini kucağına geri koyardı.
09:40
It mightbelki have been the completetamamlayınız shockşok
182
568792
1934
80'lerde siyah bir kadınla,
09:42
of negotiatingmüzakere financesmali
with a blacksiyah womankadın in the '80s,
183
570750
2851
finansal müzakereye girmek
tam anlamıyla bir şok olabilirdi
09:45
but whateverher neyse it was,
184
573625
1309
ama her ne idiyse,
09:46
I'd watch my motheranne
work these cararaba dealersbayiler over
185
574958
3476
annemin, bu araba satıcıları üzerinde
arabayı neredeyse bedavaya verene kadar
çalışmasını izlerdim.
09:50
untila kadar they were basicallytemel olarak
givingvererek the cararaba away for freeücretsiz.
186
578458
2601
09:53
(LaughterKahkaha)
187
581083
1310
(Kahkaha)
09:54
She would never crackçatlak a smilegülümseme.
188
582417
1458
Asla gülümsemezdi.
09:56
She would never be afraidkorkmuş to walkyürümek away.
189
584958
2334
Asla çekip gitmekten korkmazdı.
10:00
I know my momanne just thought
she was gettingalma a good dealanlaştık mı on a minivanMinibüs,
190
588333
3893
Annemin, tam da, o minibüste
iyi bir anlaşma kaptığını düşündüğünü
10:04
but what she was actuallyaslında doing
191
592250
2143
biliyorum ama aslında annem,
10:06
was givingvererek me permissionizin
to defykarşı gelmek expectationsbeklentileri
192
594417
4642
benden kim şüphelenirse şüphelensin,
beklentilere karşı çıkmam ve yeteneklerimi
öz güvenle göstermeme izin veriyordu.
10:11
and to showgöstermek up confidentlyemin olarak in my skillbeceri
no mattermadde who doubtsşüpheler me.
193
599083
3625
10:15
ConfidenceGüven needsihtiyaçlar permissionizin to existvar olmak
194
603750
3559
Öz güvenin var olması için
izin olması gerekiyor
10:19
and communitytoplum is the safestEn güvenli placeyer
to try confidencegüven on.
195
607333
4268
ve topluluk, öz güveni
denemek için en güvenli yer.
10:23
I traveledseyahat to KenyaKenya this yearyıl
to learnöğrenmek about women'sBayanlar empowermentgüçlenme
196
611625
3059
Bu yıl Masai kadınları arasında
kadınların güçlendirilmesine dair
10:26
amongarasında MaasaiMasai womenkadınlar.
197
614708
1685
bilgi edinmek için Kenya'ya gittim.
10:28
There I metmet a groupgrup of younggenç womenkadınlar
198
616417
2059
Orada, Kenya'nın ilk
tamamı kadınlardan oluşan
10:30
calleddenilen TeamTakım LionessDişi aslan,
199
618500
1684
topluluk korucu gruplarından olan
10:32
amongarasında Kenya'sKenya'nın first all-femaletamamı-Bayan
communitytoplum rangerKorucu groupsgruplar.
200
620208
4393
Team Lioness adlı
bir grup genç kadınla tanıştım.
10:36
These eightsekiz bravecesur younggenç womenkadınlar
were makingyapma historytarih
201
624625
3143
Bu sekiz cesur genç kadın
henüz genç olmalarına rağmen
10:39
in just theironların teenagegenç yearsyıl,
202
627792
1517
tarih yazıyorlardı
10:41
and I askeddiye sordu PuritySaflık, the mostçoğu verboseayrıntılı
younggenç rangerKorucu amongarasında them,
203
629333
4226
ve aralarındaki en lafebesi,
genç korucu Purity'e şöyle sordum:
10:45
"Do you ever get scaredkorkmuş?"
204
633583
1935
"Hiç korkar mısın?"
10:47
I swearyemin etmek to you, I want to tattoodövme
her responsetepki all over my entiretüm bodyvücut.
205
635542
4267
Yemin ederim, cevabını tüm vücuduma
dövme yaptırmak istiyorum.
10:51
She said, "Of coursekurs I do,
206
639833
2768
"Tabii ki korkuyorum
10:54
but I call on my sisterskız kardeşler.
207
642625
2309
ama kızkardeşlerimi çağırıyorum.
10:56
They remindhatırlatmak me that we
will be better than these menerkekler
208
644958
3518
Onlar bana bu adamlardan
daha iyi olacağımızı ve başarısız
11:00
and that we will not failbaşarısız."
209
648500
1542
olmayacağımızı hatırlatıyorlar.”
11:03
Purity'sSaflık confidencegüven to chaseChase down
lionsaslanlar and catchyakalamak poachersKaçak avcılar,
210
651125
3601
Purity'nin aslanları kovalayıp
avcıları yakalama konusundaki öz güveni,
11:06
it didn't come from her athleticatletik abilitykabiliyet
or even just her faithinanç.
211
654750
4351
atletik yeteneğinden ya da
sadece inancından kaynaklanmıyordu.
11:11
Her confidencegüven was
proppedpropped up by sisterhoodKardeşlik,
212
659125
3684
Onun öz güveni kızkardeşlik tarafından,
11:14
by communitytoplum.
213
662833
1768
topluluk tarafından destekleniyordu.
11:16
What she was basicallytemel olarak sayingsöz
was that if I am ever in doubtşüphe,
214
664625
3934
Temel olarak söylediği şey,
şüphede olduğum zaman,
11:20
I need you to be there
215
668583
2310
umudumu geri kazanmak
11:22
to restoregeri my hopeumut
216
670917
1892
ve eminliğimi yeniden inşa etmek için
11:24
and to rebuildyeniden inşa etmek my certaintykesinlik.
217
672833
2935
orada olmana ihtiyacım olduğuydu.
11:27
In communitytoplum, I can find my confidencegüven
218
675792
4559
Topluluk içinde öz güvenimi bulabilirim
11:32
and your curiositymerak can affirmteyit it.
219
680375
3226
ve merakın bunu onaylayabilir.
11:35
EarlyErken in my careerkariyer,
I led a large-scalebüyük ölçekli eventolay
220
683625
2518
Kariyerimin başlarında,
tam planlandığı gibi gitmeyen
11:38
that did not go exactlykesinlikle as plannedplanlı.
221
686167
2226
büyük ölçekli bir etkinliğe öncülük ettim.
11:40
I'm lyingyalan söyleme to you. It was terriblekorkunç.
222
688417
2726
Yalan söylüyorum. Berbattı.
11:43
And when I debriefedTabi the eventolay
with my managermüdür,
223
691167
2392
Etkinliği yöneticimle değerlendirdiğimde
11:45
I just knewbiliyordum that she
was going to runkoş down the listliste
224
693583
2810
muhtemelen doğumumdan itibaren,
şimdiye dek yapmış olduğum
11:48
of everyher mistakehata I had ever madeyapılmış,
225
696417
2309
tüm hataların listesini
11:50
probablymuhtemelen from birthdoğum.
226
698750
1476
sayacağını biliyordum.
11:52
But insteadyerine, she openedaçıldı with a questionsoru:
227
700250
4184
Onun yerine, bir soru ile başladı:
11:56
What was your intentionniyet?
228
704458
1709
Niyetin neydi?
11:59
I was surprisedşaşırmış but relievedrahatladım.
229
707500
2893
Şaşırmıştım ama rahatlamıştım.
12:02
She knewbiliyordum that I was alreadyzaten
beatingdayak myselfkendim up,
230
710417
2892
Benim zaten kendimi dövüyor
olduğumu biliyordu
12:05
and that questionsoru inviteddavet me
to learnöğrenmek from my ownkendi mistakeshatalar
231
713333
4476
ve bu soru, zaten kırılgan olan
öz güvenime zarar vermek yerine
12:09
insteadyerine of damagehasar
my alreadyzaten fragilekırılgan confidencegüven.
232
717833
3893
beni kendi hatalarımdan
öğrenmeye davet etti.
12:13
CuriosityMerak invitesdavet ediyor people
to be in chargeşarj etmek of theironların ownkendi learningöğrenme.
233
721750
5101
Merak, insanları kendi öğrenmelerinden
sorumlu olmaya davet eder.
12:18
That exchangedeğiş tokuş, it helpedyardım etti me
approachyaklaşım my nextSonraki projectproje
234
726875
3809
Bu değişim, bir sonraki projeme
12:22
with the expectationbeklenti of successbaşarı.
235
730708
2584
başarı beklentisiyle yaklaşmama
yardımcı oldu.
12:26
PermissionIzni, communitytoplum, curiositymerak:
236
734750
3375
İzin, topluluk, merak:
12:31
all of these are the things that we
will need to breeddoğurmak the confidencegüven
237
739042
4476
tüm bunlar, öz güveni beslemek için
ihtiyaç duyacağımız şeyler
12:35
that we'lliyi absolutelykesinlikle need
to solveçözmek our greatestEn büyük challengeszorluklar
238
743542
4059
en büyük sorunlarımızı çözmek
12:39
and to buildinşa etmek the worldDünya we dreamrüya,
239
747625
2601
ve eşitsizliğin sona erdiği
adaletin gerçek olduğu
12:42
a worldDünya where inequityeşitsizliği is endedbitti
and where justiceadalet is realgerçek,
240
750250
5101
dışarıda ve içeride özgür olacağımız
çünkü hepimiz özgür olana kadar
12:47
a worldDünya where we can be freeücretsiz
on the outsidedışında and freeücretsiz on the insideiçeride
241
755375
3226
hiçbirimizin özgür olmadığını
bildiğimiz bir dünya inşa etmek için
12:50
because we know that noneYok of us are freeücretsiz
untila kadar all of us are freeücretsiz.
242
758625
4559
kesinlikle ihtiyacımız olan şeylerdir.
12:55
A worldDünya that isn't
intimidatedkorkutmak by confidencegüven
243
763208
2726
Bir kadında ya da siyahi birinde
ya da tercih ettiğimiz
liderlik arketiplerinin dışında
12:57
when it showsgösterileri up as a womankadın
244
765958
1935
12:59
or in blacksiyah skincilt
245
767917
1267
herhangi bir kimsede
13:01
or in anything other than
our preferredtercihli archetypesArchetypes of leadershipliderlik.
246
769208
4560
ortaya çıktığı zaman
öz güvenden korkmayan bir dünya.
13:05
A worldDünya that knowsbilir
that that kindtür of confidencegüven
247
773792
2559
Bu tür bir öz güvenin, tam da
istediğimiz geleceğin kilidini açmak için
13:08
is exactlykesinlikle the keyanahtar we need
to unlockkilidini the futuregelecek that we want.
248
776375
4625
ihtiyacımız olan anahtar olduğunu
bilen bir dünya.
13:14
I have enoughyeterli confidencegüven
to believe that that worldDünya
249
782042
2892
O dünyanın bir gün gerçekleşeceğine
13:16
will indeedaslında come to passpas,
250
784958
2310
ve bunu başaracak olanların
13:19
and that we are the onesolanlar to make it so.
251
787292
3267
bizler olduğuna
inanacak öz güvene sahibim.
13:22
Thank you so much.
252
790583
1310
Çok teşekkürler.
13:23
(ApplauseAlkış)
253
791917
3416
(Alkış)
Translated by Didem Tari
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Brittany Packnett - Activist, educator, writer
An activist, educator and writer, Brittany Packnett uses every platform she has to teach truth that provokes people to action -- for the sake of freedom and justice.

Why you should listen

In her own words, Brittany Packnett is "a disciple of radical, productive candor. I found, through prayer and practice, that truth provokes change like nothing else ever will. We owe truth our fiercest loyalty.” 

Packnett cohosts the award-winning Pod Save The People and has penned her first book, We Are Like Those Who Dream, due to be published in spring 2020. She writes for Teen Vogue and other publications, speaks to live and television audiences across the world, and coleads Campaign Zero. Everyday, she uses platforms on and offline to activate people toward action and equip them with the skills and mindsets to make disciplined social change.

More profile about the speaker
Brittany Packnett | Speaker | TED.com