ABOUT THE SPEAKER
Jacqueline Woodson - Writer
For Jacqueline Woodson, writing is a gift of joy not only to herself but also to her readers, who span all ages and backgrounds.

Why you should listen

Despite being raised by "old-school Southerners" who would've preferred she embarked on a sensible career, award-winning author Jacqueline Woodson tells us that "I've known I wanted to be a writer since I was around seven years old. I loved everything about stories -- how they made me feel and think, the joy good ones brought both the listener and the teller, the double and deeper meanings ... I knew writing made me happiest, and wrote as often as I could.

"Now, when I'm not writing, I'm out speaking about writing. I write for young people and old people. I write for magazines, newspapers. I write speeches and plays. I do this because it's never not joyful for me."

More profile about the speaker
Jacqueline Woodson | Speaker | TED.com
TED2019

Jacqueline Woodson: What reading slowly taught me about writing

Jacqueline Woodson: Yavaş okumak bana yazmak hakkında ne öğretti

Filmed:
1,877,936 views

Yavaş yavaş okumak -- kelimelerin altında parmağını gezdirerek hatta öyle yapmaması öğretildiğinde bile -- Jacqueline Woodson'ı tadının çıkarılması gereken kitapları yazdığı bir hayata sürükledi. Bu şiirsel konuşmada, bizi yavaşlamamız için ve gitmeyi hiç beklemediğimiz yerlere götüren, tanışmayı hiç beklemediğimiz insanlarla bizi tanıştıran hikâyeleri takdir etmemiz için davet ediyor. "Tüm mesele de bu değil mi -- günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin ve ayrılmadan önce dünyayı değiştirmişiz gibi hissetmenin bir yolunu bulmak?" diyor.
- Writer
For Jacqueline Woodson, writing is a gift of joy not only to herself but also to her readers, who span all ages and backgrounds. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
A long time agoönce, there livedyaşamış a GiantDev,
0
1012
2527
Uzun zaman önce bir dev yaşardı,
00:16
a SelfishBencil GiantDev, whosekimin stunningçarpıcı gardenBahçe
was the mostçoğu beautifulgüzel in all the landarazi.
1
4353
4814
bencil bir dev, büyüleyici bahçesi
tüm ülkede en güzeliydi.
00:22
One eveningakşam, this GiantDev camegeldi home
2
10072
1981
Bir akşam, bu dev eve geldi
00:24
and foundbulunan all these childrençocuklar
playingoynama in his gardenBahçe,
3
12077
2442
ve tüm bu çocukları
bahçesinde oynarken buldu,
00:26
and he becameoldu enragedöfkeli.
4
14543
1593
çok kızmıştı.
00:28
"My ownkendi gardenBahçe is my ownkendi gardenBahçe!"
5
16773
3355
"Benim bahçem, benim bahçemdir!"
00:32
the GiantDev said.
6
20152
1418
dedi dev
00:34
And he builtinşa edilmiş this highyüksek wallduvar around it.
7
22359
2361
ve etrafına bu yüksek duvarı inşa etti.
00:37
The authoryazar OscarOscar WildeWilde wroteyazdı the storyÖykü
of "The SelfishBencil GiantDev" in 1888.
8
25886
4995
Yazar Oscar Wilde, "Bencil Dev"
hikâyesini 1888'de yazdı.
00:43
AlmostNeredeyse a hundredyüz yearsyıl latersonra, that GiantDev
movedtaşındı into my BrooklynBrooklyn childhoodçocukluk
9
31947
5113
Neredeyse 100 sene sonra, bu dev
benim Brooklyn'deki çocukluğuma taşındı
00:49
and never left.
10
37084
1177
ve asla terk etmedi.
00:51
I was raisedkalkık in a religiousdini familyaile,
11
39060
2025
Dindar bir ailede yetiştim
00:53
and I grewbüyüdü up readingokuma
bothher ikisi de the Bibleİncil and the QuranÖlüm Kıyamet Cehennem.
12
41109
2778
ve hem İncil'i hem de Kur'an'ı
okuyarak büyüdüm.
00:56
The hourssaatler of readingokuma,
bothher ikisi de religiousdini and recreationaleğlence,
13
44566
3424
Hem dinî hem de eğlence sebeplerle
geçen saatlerce kitap okuma
01:00
faruzak outnumberedSayıca az the hourssaatler
of television-watchingtelevizyon izleme.
14
48014
3064
saatlerce televizyon izlemekten
çok daha üstün geliyordu.
01:03
Now, on any givenverilmiş day,
you could find my siblingsKardeşler and I
15
51102
3213
Herhangi bir günde kardeşlerimi ve beni
dairemizin bir köşesinde okuyorken
kıvrılmış olarak bulabilirdiniz,
01:06
curledkıvrılmış up in some partBölüm
of our apartmentapartman readingokuma,
16
54339
3121
01:09
sometimesara sıra unhappilyMutsuz,
17
57484
1538
bazense mutsuz bir şekilde
01:11
because on summeryaz daysgünler in NewYeni YorkYork CityŞehir,
the fireateş hydrantYangın musluğu blastedAllah'ın belası,
18
59046
3756
çünkü New York'un sıcak günlerinde
yangın musluğu patlardı
01:14
and to our immenseengin jealousykıskançlık,
we could hearduymak our friendsarkadaşlar down there
19
62826
3167
ve çok büyük bir kıskançlıkla
aşağıda, fışkıran suda oynayan
01:18
playingoynama in the gushingfışkıran waterSu,
20
66017
1534
arkadaşlarımızı duyabiliyorduk,
01:19
theironların absolutekesin joysevinç makingyapma its way up
throughvasitasiyla our openaçık windowspencereler.
21
67575
3473
saf neşeleri açık
pencerelemizden içeri giriyordu.
01:23
But I learnedbilgili that the deeperDaha derine
I wentgitti into my bookskitaplar,
22
71588
3128
Ancak kitaplarıma daha derinden
bakmayı öğrendikçe,
01:26
the more time I tookaldı with eachher sentencecümle,
23
74740
2135
her cümleye daha fazla zaman ayırdıkça
01:28
the lessaz I heardduymuş the noisegürültü
of the outsidedışında worldDünya.
24
76899
2625
dış dünydaki sesleri daha az duydum.
01:31
And so, unlikeaksine my siblingsKardeşler,
who were racingyarış throughvasitasiyla bookskitaplar,
25
79960
2992
Bu yüzden kitapları hızlıca
okuyan kardeşlerimin aksine
01:34
I readokumak slowlyyavaşça --
26
82976
1589
ben yavaş bir şekilde okudum --
01:36
very, very slowlyyavaşça.
27
84589
2354
çok ama çok yavaş bir şekilde.
01:39
I was that childçocuk with her fingerparmak
runningkoşu beneathaltında the wordskelimeler,
28
87816
3330
Kelimelerin altında parmağını
gezdiren o çocuklardandım
ta ki bunu yapmamam söylenene kadar;
01:43
untila kadar I was untaughtöğretilmemiş to do this;
told bigbüyük kidsçocuklar don't use theironların fingersparmaklar.
29
91170
4502
büyük çocukların parmaklarını
kullanmadığı söylenmişti bana.
Üçüncü sınıfta ellerimiz sıranın üzerinde
birleştirilmiş bir şekilde oturtuluyorduk,
01:48
In thirdüçüncü gradesınıf, we were madeyapılmış to sitoturmak
with our handseller foldedkatlanmış on our deskbüro,
30
96138
3741
ellerimizi sadece sayfaları
çevirmek için bırakırdık,
01:51
unclaspingunclasping them only to turndönüş the pagessayfalar,
then returningdönen them to that positionpozisyon.
31
99903
4338
sonrasında o pozisyona geri dönerdik.
01:57
Our teacheröğretmen wasn'tdeğildi beingolmak cruelacımasız.
32
105061
2491
Öğretmenimiz acımasız değildi.
01:59
It was the 1970s,
33
107576
1682
1970'lerdeydik
02:01
and her goalhedef was to get us readingokuma
not just on gradesınıf levelseviye
34
109282
2974
ve amacı sadece sınıfımızın
seviyesinde değil,
daha üstünde okumamızı sağlamaktı
02:04
but faruzak aboveyukarıdaki it.
35
112280
1487
02:06
And we were always
beingolmak pusheditilmiş to readokumak fasterDaha hızlı.
36
114199
2523
ve her zaman daha hızlı
okumamız için zorlanıyorduk.
02:09
But in the quietsessiz of my apartmentapartman,
outsidedışında of my teacher'söğretmenin gazebakışları,
37
117769
3690
Ancak dairemizin sessizliğinde,
öğretmenimin bakışlarının dışında
02:13
I let my fingerparmak runkoş beneathaltında those wordskelimeler.
38
121483
2431
kelimelerin altında parmağımı gezdirirdim
02:15
And that SelfishBencil GiantDev
again told me his storyÖykü,
39
123938
2866
ve bu bencil dev bana
tekrardan hikâyesini anlatırdı;
02:18
how he had feltkeçe betrayedihanet by the kidsçocuklar
sneakinggizlice into his gardenBahçe,
40
126828
3876
bahçesine gizlice giren çocuklardan dolayı
nasıl ihanete uğramış hissettiğini,
02:22
how he had builtinşa edilmiş this highyüksek wallduvar,
41
130728
2019
nasıl bu yüksek duvarı inşa ettiğini
02:24
and it did keep the childrençocuklar out,
42
132771
2491
ve bu duvarın nasıl çocukları
dışarıda tuttuğunu
02:27
but a greygri winterkış felldüştü over his gardenBahçe
43
135286
2374
ancak gri bir kış, bahçesine düşmüş
02:29
and just stayedkaldı and stayedkaldı.
44
137684
2563
ve sadece durmuş ve durmaya devam etmiş.
02:32
With eachher rereadingyeniden okuma,
I learnedbilgili something newyeni
45
140784
2554
Her okuyuşumla birlikte
yeni bir şey öğrendim,
02:35
about the hardzor stonestaşlar of the roadsyollar
that the kidsçocuklar were forcedzorunlu to playoyun on
46
143362
3588
bahçeden kovulduklarında çocukların
üzerinde oynamak zorunda bırakıldıkları
02:38
when they got expelledİhraç from the gardenBahçe,
47
146974
2110
yolun sert taşları hakkında,
02:41
about the gentlenessnezaket of a smallküçük boyoğlan
that appearedortaya çıktı one day,
48
149108
3388
bir gün ortaya çıkan
küçük bir çocuğun kibarlığı hakkında
02:44
and even about the GiantDev himselfkendisi.
49
152520
2142
ve hatta devin kendisi hakkında bile.
02:46
Maybe his wordskelimeler weren'tdeğildi ragefulrageful after all.
50
154686
3051
Belki de kelimeleri her şeye
rağmen öfke dolu değildi.
Belki de empati,
anlayış için bir yalvarıştı.
02:49
Maybe they were a pleaSavunma for empathyempati,
51
157761
2271
02:52
for understandinganlayış.
52
160056
1544
02:54
"My ownkendi gardenBahçe is my ownkendi gardenBahçe."
53
162438
3300
"Benim bahçem, benim bahçemdir."
02:59
YearsYıl latersonra, I would learnöğrenmek
of a writeryazar namedadlı JohnJohn GardnerGardner
54
167566
2734
Yıllar sonra John Gardner
adında bir yazarın
bunu "kurgusal rüya"
veya "kurgunun rüyası" olarak
03:02
who referredsevk to this
as the "fictivekurgusal dreamrüya,"
55
170324
2277
03:04
or the "dreamrüya of fictionkurgu,"
56
172625
1720
tanımladığını öğrendim
03:06
and I would realizegerçekleştirmek that this
was where I was insideiçeride that bookkitap,
57
174369
3211
ve kitabın içinde tam da
bu noktada olduğumu fark ettim,
karakterle birlikte zaman geçiriyordum
03:09
spendingharcama time with the characterskarakterler
and the worldDünya that the authoryazar had createdoluşturulan
58
177604
3787
ve yazarın yarattığı dünya
beni içine davet ediyordu.
03:13
and inviteddavet me into.
59
181415
1592
Bir çocuk olarak bu hikâyelerin
tadının çıkarılmasının gerektiğini,
03:15
As a childçocuk, I knewbiliyordum that storieshikayeleri
were meantdemek to be savoredSavored,
60
183031
3088
03:18
that storieshikayeleri wanted to be slowyavaş,
61
186143
2580
hikâyelerin yavaş okunmasının gerektiğini
03:20
and that some authoryazar had spentharcanmış monthsay,
maybe yearsyıl, writingyazı them.
62
188747
4821
ve bazı yazarların onları yazarken aylar,
belki de yıllar harcadığını biliyordum.
Bir okuyucu olarak görevim --
03:25
And my job as the readerokuyucu --
63
193592
1347
03:26
especiallyözellikle as the readerokuyucu who wanted
to one day becomeolmak a writeryazar --
64
194963
3206
özellikle de bir gün yazar olmak
isteyen bir okuyucu olarak --
hikâyeye saygı duymaktı.
03:30
was to respectsaygı that narrativeöykü.
65
198193
2087
03:33
Long before there was cablekablo
or the internetInternet or even the telephonetelefon,
66
201445
5734
Kablo, internet veya hatta
telefon olmadan çok önce
03:39
there were people sharingpaylaşım ideasfikirler
and informationbilgi and memorybellek throughvasitasiyla storyÖykü.
67
207203
4561
hikâye aracılığıyla
düşüncelerini, bilgilerini ve anılarını
paylaşan insanlar vardı.
03:43
It's one of our earliesten erken formsformlar
of connectivebağlayıcı technologyteknoloji.
68
211788
3571
Birleştirici teknolojinin
en eski biçimlerinden biriydi.
03:47
It was the storyÖykü of something
better down the NileNil
69
215953
2424
Mısırlıları Nil Nehri boyunca
ilerlemeleri için gönderen
03:50
that sentgönderilen the EgyptiansMısırlılar movinghareketli alonguzun bir it,
70
218401
2432
daha iyi bir şeyin hikâyesiydi,
03:52
the storyÖykü of a better way
to preservekorumak the deadölü
71
220857
2184
Tutankhamun'un kalıntılarını
21. yüzyıla taşıyan
03:55
that broughtgetirdi KingKral Tut'sTut'un remainskalıntılar
into the 21stst centuryyüzyıl.
72
223065
3397
ölüyü muhafaza etmenin
daha iyi bir yolunun hikâyesi.
03:58
And more than two millionmilyon yearsyıl agoönce,
73
226486
1945
İki milyonu aşkın yıl önce
04:00
when the first humansinsanlar
beganbaşladı makingyapma toolsaraçlar from stonetaş,
74
228455
3629
ilk insanlar taştan aletler
yapmaya başladıklarında
04:04
someonebirisi mustşart have said, "What if?"
75
232108
1651
birisi "Ya olursa?" demiş
04:06
And someonebirisi elsebaşka rememberedhatırladı the storyÖykü.
76
234203
3000
ve başka birisi de
hikâyeyi hatırlamış olmalı.
04:09
And whetherolup olmadığını they told it throughvasitasiyla wordskelimeler
or gesturesmimik or drawingsçizimler,
77
237227
3538
İster kelimelerle ister el kol hareketi
veya çizimlerle söylesinler
04:12
it was passedgeçti down; rememberedhatırladı:
78
240789
2965
nesilden nesile aktarıldı, hatırlandı:
04:15
hitvurmak a hammerçekiç and hearduymak its storyÖykü.
79
243778
2868
Çekice vurun ve hikâyesini dinleyin.
04:19
The worldDünya is gettingalma noisiergürültülü.
80
247536
1936
Taşınabilir kasetçalardan
04:21
We'veBiz ettik gonegitmiş from boomboxesboomboxes
81
249496
2001
04:23
to WalkmenYürüyüşçüler to portabletaşınabilir CDCD playersoyuncu
82
251521
4318
Walkman'e, taşınabilir CD çalara,
04:27
to iPodsiPod
83
255863
1944
iPod'lara,
istediğimiz herhangi bir şarkıya
ne zaman istersek ulaştık.
04:29
to any songşarkı we want, wheneverher ne zaman we want it.
84
257831
2658
04:32
We'veBiz ettik gonegitmiş from the fourdört
televisiontelevizyon channelskanallar of my childhoodçocukluk
85
260513
3350
Çocukluğumdaki dört kanallı televizyondan
04:35
to the seeminggörünen infinitysonsuzluk
of cablekablo and streamingyayın Akışı.
86
263887
3529
görünüşte sonsuz kablo
ve veri akışına ulaştık.
04:39
As technologyteknoloji moveshamle us fasterDaha hızlı and fasterDaha hızlı
throughvasitasiyla time and spaceuzay,
87
267440
4752
Teknoloji zaman ve uzay boyunca
daha hızlı ilerlememizi sağladıkça
04:44
it seemsgörünüyor to feel like storyÖykü
is gettingalma pusheditilmiş out of the way,
88
272216
3236
hikâyeler yoldan
çıkarılıyor gibi görünüyor.
04:47
I mean, literallyharfi harfine pusheditilmiş out
of the narrativeöykü.
89
275476
2442
Kelimenin tam anlamıyla
anlatıdan çıkarılıyor demek istiyorum.
04:50
But even as our engagementnişan
with storieshikayeleri changedeğişiklik,
90
278640
3616
Ama hikâyelerle olan
meşguliyetimiz değişse bile
04:54
or the trappingsziynet around it morphMorph from bookkitap
to audioses to InstagramInstagram to SnapchatSnapchat,
91
282280
5567
ya da kitaptan sese,
Instagram'dan Snapchat'e değişse bile
04:59
we mustşart rememberhatırlamak our fingerparmak
beneathaltında the wordskelimeler.
92
287871
2545
kelimelerin altındaki
parmağımızı hatırlamalıyız.
05:02
RememberHatırlıyorum that storyÖykü,
regardlessne olursa olsun of the formatbiçim,
93
290440
2619
Hikâyenin, formatı ne olursa olsun,
asla gidemeyeceğimizi düşündüğümüz
yerlere bizi her zaman götürdüğünü,
05:05
has always takenalınmış us to placesyerler
we never thought we'devlenmek go,
94
293083
3291
05:08
introducedtanıtılan us to people
we never thought we'devlenmek meetkarşılamak
95
296398
2851
asla tanışmayı beklemediğimiz
insanlarla bizi tanıştırdığını
05:11
and showngösterilen us worldsdünyalar
that we mightbelki have missedcevapsız.
96
299273
3159
ve kaçırmış olabileceğimiz dünyaları
bize gösterdiğini hatırlayın.
05:15
So as technologyteknoloji keepstutar movinghareketli
fasterDaha hızlı and fasterDaha hızlı,
97
303043
3913
Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı
ilerlemeye devam etse de
05:18
I am good with something slowerYavaş.
98
306980
2136
ben daha yavaş bir şeyle iyiyim.
05:21
My fingerparmak beneathaltında the wordskelimeler
has led me to a life of writingyazı bookskitaplar
99
309562
3654
Kelimelerin altındaki parmağım
her yaştan insan için
kitap yazdığım bir hayata götürdü,
05:25
for people of all agesyaşlar,
100
313240
2396
05:27
bookskitaplar meantdemek to be readokumak slowlyyavaşça,
101
315660
1840
kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir,
05:29
to be savoredSavored.
102
317524
1484
tadını çıkarmak içindir.
05:31
My love for looking deeplyderinden
and closelyyakından at the worldDünya,
103
319805
3703
Dünyaya derinden
ve yakından bakma arzumun,
05:35
for puttingkoyarak my wholebütün selföz into it,
and by doing so,
104
323532
3267
tüm benliğimi buna adamanın
ve böyle yaparak bir hikâyenin
birçok olasılığını görmenin
05:38
seeinggörme the manyçok, manyçok
possibilitiesolasılıklar of a narrativeöykü,
105
326823
3580
aslında bir hediye olduğu ortaya çıktı
05:42
turneddönük out to be a gifthediye,
106
330427
1659
05:44
because takingalma my sweettatlı time
107
332110
2093
çünkü acele etmemek
05:46
taughtöğretilen me everything
I neededgerekli to know about writingyazı.
108
334227
2835
bana yazmak hakkında bilmem
gereken her şeyi öğretti
05:49
And writingyazı taughtöğretilen me everything
I neededgerekli to know about creatingoluşturma worldsdünyalar
109
337086
3652
ve yazmak bana dünyalar yaratmak hakkında
bilmem gereken her şeyi öğretti,
05:52
where people could be seengörüldü and heardduymuş,
110
340762
3485
insanların görülebildiği
ve duyulabildiği dünyalar,
05:56
where theironların experiencesdeneyimler
could be legitimizedlegitimized,
111
344271
3353
deneyimlerinin onaylandığı dünyalar
05:59
and where my storyÖykü,
readokumak or heardduymuş by anotherbir diğeri personkişi,
112
347648
3417
ve hikâyemin başka biri tarafından
okunduğu ve duyulduğu dünyalar,
06:03
inspiredyaratıcı something in them
that becameoldu a connectionbağ betweenarasında us,
113
351089
3195
aramızda bir bağ yaratan
bir şeye ilham veren,
bir sohbete ilham veren dünyalar.
06:06
a conversationkonuşma.
114
354308
1408
06:08
And isn't that what this is all about --
115
356352
2652
Tüm mesele de bu değil mi --
06:11
findingbulgu a way, at the endson of the day,
to not feel aloneyalnız in this worldDünya,
116
359028
4697
günün sonunda bu dünyada
yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak
06:15
and a way to feel like
we'vebiz ettik changeddeğişmiş it before we leaveayrılmak?
117
363749
3898
ve ayrılmadan önce dünyayı değiştirmiş
gibi hissetmenin bir yolunu bulmak.
06:20
StoneTaş to hammerçekiç, man to mummyMumya,
118
368242
3122
Taştan çekice, insandan mumyaya,
06:23
ideaFikir to storyÖykü --
and all of it, rememberedhatırladı.
119
371388
3964
fikirden hikâyeye --
ve hepsinin hatırlanması.
06:28
SometimesBazen we readokumak
to understandanlama the futuregelecek.
120
376641
2935
Bazen geleceği anlamak için okuruz.
06:32
SometimesBazen we readokumak to understandanlama the pastgeçmiş.
121
380211
2921
Bazense geçmişi anlamak için.
06:35
We readokumak to get lostkayıp, to forgetunutmak
the hardzor timeszamanlar we're livingyaşam in,
122
383156
3999
Kaybolmak, yaşadığımız
zor zamanları unutmak
ve daha zor şeyleri görüp geçiren bizden
önce gelenleri hatırlamak için okuruz.
06:39
and we readokumak to rememberhatırlamak
those who camegeldi before us,
123
387179
2949
06:42
who livedyaşamış throughvasitasiyla something harderDaha güçlü.
124
390152
1817
06:44
I writeyazmak for those sameaynı reasonsnedenleri.
125
392643
2347
Ben de aynı nedenlerden dolayı yazıyorum.
06:47
Before cominggelecek to BrooklynBrooklyn, my familyaile
livedyaşamış in GreenvilleGreenville, SouthGüney CarolinaCarolina,
126
395893
4113
Brooklyn'e gelmeden önce ailem
Nicholtown denen dışlanmış bir semtte
06:52
in a segregatedayrılmış neighborhoodKomşuluk
calleddenilen NicholtownNicholtown.
127
400030
2819
Greenville, Güney Carolina'da yaşardı.
06:55
All of us there were
the descendantstorunları of a people
128
403749
2427
Hepimiz okuma yazmayı öğrenmesine
izin verilmemiş bir kişinin torunlarıydık.
06:58
who had not been allowedizin
to learnöğrenmek to readokumak or writeyazmak.
129
406200
2797
07:01
ImagineHayal that:
130
409651
1430
Hayal edin:
07:03
the dangerTehlike of understandinganlayış
how lettersharfler formform wordskelimeler,
131
411105
3971
Harflerin kelimeleri nasıl
oluşturduğunu anlamanın tehlikesi,
07:07
the dangerTehlike of wordskelimeler themselveskendilerini,
132
415100
3124
kelimenin kendisinin tehlikesi,
07:10
the dangerTehlike of a literateokur people
and theironların storieshikayeleri.
133
418248
4085
ümmi insanların
ve hikâyelerinin tehlikesi.
07:15
But againstkarşısında this backdropzemin
of beingolmak threatenedtehdit with deathölüm
134
423666
3169
Ancak bir hikâyeye tutunduğumuzdan dolayı
ölümle tehdit edilmenin bu temeline karşı
07:18
for holdingtutma ontoüstüne a narrativeöykü,
135
426859
2292
07:21
our storieshikayeleri didn't dieölmek,
136
429175
2295
hikâyelerimiz ölmedi
07:23
because there is yethenüz anotherbir diğeri storyÖykü
beneathaltında that one.
137
431494
3046
çünkü onun altında
başka bir hikâye daha var
07:26
And this is how it has always workedişlenmiş.
138
434564
2111
ve bu, her zaman böyleydi.
07:28
For as long as we'vebiz ettik been communicatingiletişim,
139
436699
2079
İletişim kurduğumuz sürece
07:30
there's been the layeringkatmanlama
to the narrativeöykü,
140
438802
2101
anlatılar arasında katmanlar var,
07:32
the storieshikayeleri beneathaltında the storieshikayeleri
and the onesolanlar beneathaltında those.
141
440927
3666
hikâyelerin altındaki hikâyeler
ve onların altındakiler.
07:36
This is how storyÖykü has and will
continuedevam et to survivehayatta kalmak.
142
444617
4622
Bu şekilde hikâyeler hep hayatta kaldı
ve hayatta kalmaya da devam edecek.
07:41
As I beganbaşladı to connectbağlamak the dotsnoktalar
that connectedbağlı the way I learnedbilgili to writeyazmak
143
449263
4310
Yazmayı ve okumayı öğrenme şeklimle
neredeyse susturulmuş insanlar arasında
07:45
and the way I learnedbilgili to readokumak
144
453597
1729
bağlantı kurmaya başladıkça
07:47
to an almostneredeyse silencedsusturdu people,
145
455350
2161
07:50
I realizedgerçekleştirilen that my storyÖykü was biggerDaha büyük
and olderdaha eski and deeperDaha derine
146
458336
5137
hikâyemin benim olduğumdan daha büyük,
yaşlı ve derin olduğun fark ettim.
07:55
than I would ever be.
147
463497
1756
07:57
And because of that, it will continuedevam et.
148
465277
2245
Bu yüzden devam edecek.
08:00
AmongArasında these almost-silencedneredeyse susturuldu people
149
468722
2564
Bu neredeyse susturulmuş insanlar arasında
08:03
there were the onesolanlar
who never learnedbilgili to readokumak.
150
471310
2790
hiç okumayı öğrenmemiş insanlar vardı.
08:07
TheirOnların descendantstorunları, now generationsnesiller
out of enslavementköleleştirme,
151
475433
3500
Onların torunları, esaretin nesilleri
yeteri kadar varlıklı olsalardı
08:11
if well-offhali vakti yerinde enoughyeterli,
152
479798
1168
08:12
had gonegitmiş on to collegekolej,
gradyüksek lisans schoolokul, beyondötesinde.
153
480990
3335
üniversiteye gidebilirler,
lisansüstü eğitimi alabilirlerdi.
08:16
Some, like my grandmotherbüyükanne and my siblingsKardeşler,
seemedgibiydi to be borndoğmuş readingokuma,
154
484758
3705
Büyükannem ve kardeşlerim gibi bazıları
okumak için doğmuş gibi görünüyorlar,
08:20
as thoughgerçi historytarih
steppedbasamaklı out of theironların way.
155
488487
2385
sanki tarihleri yollarından çekilmiş gibi.
08:23
Some, like my motheranne, hitchedOtostop ontoüstüne
the Great MigrationGeçiş wagonyük vagonu --
156
491546
3721
Annem gibi bazıları da
Büyük Göç vagonuna bindi --
08:27
whichhangi was not actuallyaslında a wagonyük vagonu --
157
495291
2481
aslında bir vagon da değildi --
08:29
and kissedöptüm the SouthGüney goodbyeGüle güle.
158
497796
1958
ve Güney'e veda etti.
08:32
But here is the storyÖykü withiniçinde that storyÖykü:
159
500362
2910
İşte hikâyenin içinde hikâye:
08:35
those who left and those who stayedkaldı
160
503296
2509
Kalanlar ve gidenler bir hikâyenin
tarihini yanlarında taşıdılar,
08:37
carriedtaşınan with them
the historytarih of a narrativeöykü,
161
505829
2440
08:40
knewbiliyordum deeplyderinden that writingyazı it down wasn'tdeğildi
the only way they could holdambar on to it,
162
508293
4483
yazıya geçirmenin ona tutunmanın tek yolu
olmadığını içten içe biliyorlardı,
08:44
knewbiliyordum they could sitoturmak on theironların porchesrevaklar
or theironların stoopsStoops at the endson of a long day
163
512800
4228
uzun bir günün sonunda verandada oturup
çocuklarına bir hikâye
anlatabileceklerini biliyorlardı.
08:49
and spinçevirmek a slowyavaş talemasal for theironların childrençocuklar.
164
517052
2529
08:52
They knewbiliyordum they could singşarkı söyle theironların storieshikayeleri
throughvasitasiyla the thickkalın heatsıcaklık of pickingtoplama cottonpamuk
165
520330
4194
Pamuk toplarken veya tütün biçerken
bunaltıcı bir sıcakta hikâyelerini
anlatabileceklerini biliyorlardı,
08:56
and harvestinghasat tobaccoTütün,
166
524548
1754
08:58
knewbiliyordum they could preachvaaz theironların storieshikayeleri
and sewdikmek them into quiltsYorgan,
167
526326
3948
hikâyelerinden öğüt verebileceklerini
ve onları yorganlara işleyebileceklerini,
09:02
turndönüş the mostçoğu painfulacı verici onesolanlar
into something laughablegülünç,
168
530298
3830
en acı dolu olanları komik bir şeye
dönüştürebileceklerini
09:06
and throughvasitasiyla that laughterkahkaha,
exhalenefes vermek the historytarih a countryülke
169
534152
2684
ve o kahkahalar ile
vücutlarını, ruhlarını ve hikâyelerini
09:08
that trieddenenmiş again and again and again
170
536860
2625
09:11
to stealçalmak theironların bodiesbedenler,
171
539509
1524
tekrar tekrar çalmaya çalışan bir ülkenin
tarihini aktarabileceklerini biliyorlardı.
09:13
theironların spiritruh
172
541057
1619
09:14
and theironların storyÖykü.
173
542700
1332
09:17
So as a childçocuk, I learnedbilgili
to imaginehayal etmek an invisiblegörünmez fingerparmak
174
545954
3582
Bu yüzden bir çocuk olarak
beni dünyadan dünyaya, cümleden cümleye,
09:21
takingalma me from wordsözcük to wordsözcük,
175
549560
3396
09:24
from sentencecümle to sentencecümle,
176
552980
2376
cahillikten bilgiye taşıyan görünmez
bir parmak hayal etmeyi öğrendim.
09:27
from ignorancecehalet to understandinganlayış.
177
555380
2528
09:30
So as technologyteknoloji continuesdevam ediyor to speedhız aheadönde,
178
558742
3580
Bu yüzden teknoloji hızla
ilerlemeye devam ederken
09:34
I continuedevam et to readokumak slowlyyavaşça,
179
562346
1922
ben yavaş yavaş okumaya devam ettim,
09:38
knowingbilme that I am respectingsaygı
the author'syazarın work
180
566054
3755
yazarın eserine ve hikâyenin kalıcı gücüne
saygı gösterdiğimi biliyordum.
09:41
and the story'shikaye lastingkalıcı powergüç.
181
569833
2589
09:44
And I readokumak slowlyyavaşça to drownboğulmak out the noisegürültü
182
572446
3227
Sesi bastırmak ve benden önce gelenleri,
09:47
and rememberhatırlamak those who camegeldi before me,
183
575697
3771
ateşi kontrol etmeyi ve alevin, ışığın,
ısının yeni gücünü elde etmeyi
09:51
who were probablymuhtemelen the first people
who finallyen sonunda learnedbilgili to controlkontrol fireateş
184
579492
6206
en sonunda öğrenen ilk insanları
hatırlamak için yavaşça okuyorum.
09:57
and circledçember theironların newyeni powergüç
185
585722
2395
10:00
of flamealev and lightışık and heatsıcaklık.
186
588926
3787
10:05
And I readokumak slowlyyavaşça to rememberhatırlamak
the SelfishBencil GiantDev,
187
593853
3693
Bencil devi, duvarı nasıl
en sonunda yıktığını
10:09
how he finallyen sonunda toreyırttı that wallduvar down
188
597570
2302
ve çocukların bahçesinde
özgürce koşuşturmasına izin vermesini
10:11
and let the childrençocuklar runkoş freeücretsiz
throughvasitasiyla his gardenBahçe.
189
599896
2460
hatırlamak için yavaşça okuyorum.
10:15
And I readokumak slowlyyavaşça to payödeme homagesaygı
to my ancestorsatalarımız,
190
603325
4052
Okumasına hiç de izin verilmeyen atalarıma
saygı göstermek için yavaşça okuyorum.
10:19
who were not allowedizin to readokumak at all.
191
607401
2116
10:22
They, too, mustşart have circledçember firesyangınlar,
192
610171
2589
Onlar da ateşi kuşatmış,
10:24
speakingkonuşuyorum softlyusulca of theironların dreamsrüyalar,
193
612784
3370
hayallerinden,
umutlarından, geleceklerinden
10:28
theironların hopesumutlar, theironların futuresvadeli işlem.
194
616178
2548
aheste aheste bahsetmiş olmalı.
10:32
EachHer time we readokumak, writeyazmak or tell a storyÖykü,
195
620417
4584
Okuduğumuz, yazdığımız
veya bir hikâye anlattığımız her seferinde
10:37
we stepadım insideiçeride theironların circledaire,
196
625025
2275
onların çemberinin içine giriyoruz,
10:40
and it remainskalıntılar unbrokendüz çizgi.
197
628339
2170
çember bozulmamış kalıyor
10:43
And the powergüç of storyÖykü liveshayatları on.
198
631515
3583
ve hikâyenin gücü yaşamaya devam ediyor.
10:48
Thank you.
199
636047
1153
Teşekkür ederim.
10:49
(ApplauseAlkış)
200
637224
3183
(Alkış)
Translated by Gözde Alpçetin
Reviewed by Nevaz Mescioğlu

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jacqueline Woodson - Writer
For Jacqueline Woodson, writing is a gift of joy not only to herself but also to her readers, who span all ages and backgrounds.

Why you should listen

Despite being raised by "old-school Southerners" who would've preferred she embarked on a sensible career, award-winning author Jacqueline Woodson tells us that "I've known I wanted to be a writer since I was around seven years old. I loved everything about stories -- how they made me feel and think, the joy good ones brought both the listener and the teller, the double and deeper meanings ... I knew writing made me happiest, and wrote as often as I could.

"Now, when I'm not writing, I'm out speaking about writing. I write for young people and old people. I write for magazines, newspapers. I write speeches and plays. I do this because it's never not joyful for me."

More profile about the speaker
Jacqueline Woodson | Speaker | TED.com