ABOUT THE SPEAKER
Oskar Eustis - Theater director
As the artistic director of New York's legendary Public Theater, Oskar Eustis nurtures new, groundbreaking works that shift the cultural conversation.

Why you should listen

Throughout his career, Oskar Eustis has been dedicated to the development of new plays and the classics as a director, dramaturg and producer. Among the plays he's helped bring into being, you can count Angels in America, the Tony-winning Hamilton and Fun Home, with more new work constantly on the bubble. Throughout his career, he has also produced and directed Shakespeare in venues around the US, from prisons to Broadway, including The Public's 2017 free Shakespeare in the Park staging of Julius Ceasar that generated a national conversation.

Eustis has also directed the world premieres of plays by Philip Kan Gotanda, David Henry Hwang, Emily Mann, Suzan-Lori Parks, Ellen McLaughlin and Eduardo Machado, among many others. He's a professor of dramatic writing and arts and public policy at New York University and has held professorships at UCLA, Middlebury College and Brown University, where he founded and chaired the Trinity Rep/Brown University consortium for professional theater training. He has been Artistic Director of The Public Theater in New York since 2005.

More profile about the speaker
Oskar Eustis | Speaker | TED.com
TED2018

Oskar Eustis: Why theater is essential to democracy

Oskar Eustis: Tiyatro neden demokrasinin vazgeçilmezidir

Filmed:
1,195,230 views

Gerçek, farklı fikirlerin çarpışmasından doğar ve tiyatro da bize bu gerçeği göstermede önemli rol oynar diyor efsanevi sanat yönetmeni Oskar Eustis. Bu etkili konuşmada Eustis, ABD'nin dört bir yanındaki diğer birçok kurum gibi tiyatroya da sırtını çevirmiş insanlara ulaşma (ve onları dinleme) planının ana hatlarından bahsediyor -- sanayisizleşmiş Pas Kuşağı gibi. " Görevimiz, Amerika'nın vizyonuna ayna tutmaya çalışmak, bununla sadece hepimizi birey olarak değil de olması gereken beraberlik anlayışına ayna tutmak," diyor Eustis. "Tiyatronun yapması gereken bu."
- Theater director
As the artistic director of New York's legendary Public Theater, Oskar Eustis nurtures new, groundbreaking works that shift the cultural conversation. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
TheaterTiyatro mattershususlar because democracydemokrasi mattershususlar.
0
1595
3673
Tiyatro büyük önem taşır,
çünkü demokrasi büyük önem taşır.
00:17
TheaterTiyatro is the essentialgerekli
artSanat formform of democracydemokrasi,
1
5653
3919
Tiyatro, demokrasinin
vazgeçilmez sanat formudur.
00:21
and we know this because
they were borndoğmuş in the sameaynı cityŞehir.
2
9596
4268
Bunu, ikisinin de aynı
şehirde doğmuş olmasından biliyoruz.
00:26
In the lategeç 6thinci centuryyüzyıl BCM.Ö.,
3
14245
2087
MÖ 6. yy sonlarında,
00:28
the ideaFikir of WesternWestern democracydemokrasi was borndoğmuş.
4
16356
1859
Batılı demokrasi fikri doğdu.
00:30
It was, of coursekurs,
5
18239
1509
Tabii ki bu,
00:31
a very partialkısmi and flawedkusurlu democracydemokrasi,
6
19772
2462
oldukça eksik ve kusurları
olan bir demokrasiydi,
00:34
but the ideaFikir that powergüç should stemkök
from the consentrazı olmak of the governedyönetilir,
7
22258
4955
fakat gücün, yönetilenlerin
rızasından doğması,
00:39
that powergüç should flowakış
from belowaltında to aboveyukarıdaki,
8
27237
3428
gücün yukarı tabakadan
aşağıdakilere değil de,
00:42
not the other way around,
9
30689
1611
aşağıdan yukarıya
yayılması fikri
bu dönemde ortaya çıktı.
00:44
was borndoğmuş in that decadeonyıl.
10
32324
1560
00:45
And in that sameaynı decadeonyıl, somebodybirisi --
legendefsane has it, somebodybirisi namedadlı ThespisThespis --
11
33908
5184
Aynı dönemde, efsaneye göre Thespis
isimli biri,
00:51
inventedicat edildi the ideaFikir of dialoguediyalog.
12
39116
2144
diyalog fikrini icat etti.
00:53
What does that mean, to inventicat etmek dialoguediyalog?
13
41284
1906
Diyalog icat etmek ne demek?
00:55
Well, we know that
the FestivalFestivali of DionysusDionysos gatheredtoplanmış
14
43214
2626
Dionysus Festivallerinin,
00:57
the entiretüm citizenryvatandaşlar of AthensAtina
15
45864
1534
Atina'nın Akropolis tarafındaki
00:59
on the sideyan of the AcropolisAkropolis,
16
47422
1708
tüm vatandaşları bir araya
getirdiğini,
01:01
and they would listen to musicmüzik,
they would watch dancingdans,
17
49154
3299
hep birlikte müzik dinleyip
dansları seyrettiğini
01:04
and they would have storieshikayeleri told
as partBölüm of the FestivalFestivali of DionysusDionysos.
18
52477
3445
ve festivalin bir parçası olarak
hikâyelerini anlatıldığını biliyoruz.
01:08
And storytellinghikaye anlatımı is much like
what's happeningolay right now:
19
56314
2695
Hikâye anlatımı tam olarak
buradaki gibi olurdu:
01:11
I'm standingayakta up here,
20
59033
1555
ben burada ayakta duruyorum,
01:12
the unitarybirimsel authorityyetki,
21
60612
2021
üniter otorite olarak
01:14
and I am talkingkonuşma to you.
22
62657
1558
ve size hitap ediyorum.
01:16
And you are sittingoturma back,
and you are receivingkabul what I have to say.
23
64239
3390
Sizler de arkanıza yaslanmış
söylediklerimi dinliyorsunuz.
01:19
And you mayMayıs ayı disagreekatılmıyorum with it,
you mayMayıs ayı think I'm an insufferableçekilmez foolaptal,
24
67653
3434
Bana katılmayabilir,
çekilmez bir aptal olduğumu düşünebilir
01:23
you mayMayıs ayı be boredcanı sıkkın to deathölüm,
25
71111
1608
ve ölesiye sıkılmış olabilirsiniz,
01:24
but that dialoguediyalog is mostlyçoğunlukla
takingalma placeyer insideiçeride your ownkendi headkafa.
26
72743
3135
ama bu diyalog çoğunlukla kendi
kafanızda gerçekleşiyor.
01:28
But what happensolur if,
insteadyerine of me talkingkonuşma to you --
27
76577
4100
Peki, sizinle konuşmak yerine --
01:32
and ThespisThespis thought of this --
28
80701
1980
Thespis bunu akıl etmiş --
01:34
I just shiftvardiya 90 degreesderece to the left,
29
82705
2751
90 derece soluma dönüp
01:37
and I talk to anotherbir diğeri personkişi
onstagesahnede with me?
30
85480
2670
benimle sahnede olan biriyle
konuşsam ne olur?
01:41
Everything changesdeğişiklikler,
31
89090
2236
Her şey değişir,
01:43
because at that momentan,
I'm not the possessorsahibi of truthhakikat;
32
91350
3925
çünkü o anda ben,
gerçeğin sahibi olan adam değil
01:47
I'm a guy with an opiniongörüş.
33
95299
2250
fikri olan bir adam olurum.
01:50
And I'm talkingkonuşma to somebodybirisi elsebaşka.
34
98260
1596
Ve başka biriyle konuşuyorum.
01:51
And you know what?
35
99880
1151
Ve bilin bakalım
ne oluyor.
01:53
That other personkişi has an opiniongörüş too,
36
101055
2453
O diğer kişinin de fikri var
01:55
and it's dramadram, rememberhatırlamak,
conflictfikir ayrılığı -- they disagreekatılmıyorum with me.
37
103532
3404
ve bu bir piyes hatırlayın,
çatışma -- bana katılmıyorlar.
01:59
There's a conflictfikir ayrılığı betweenarasında
two pointsmakas of viewgörünüm.
38
107522
2945
İki bakış açısı arasında
çatışma var.
02:02
And the thesistez of that
is that the truthhakikat can only emergeçıkmak
39
110491
6296
Ve bunun arkasındaki fikir şu:
Gerçek, yalnızca
02:08
in the conflictfikir ayrılığı
of differentfarklı pointsmakas of viewgörünüm.
40
116811
2272
farklı fikirlerin
çatışmasıyla ortaya çıkabilir.
02:11
It's not the possessionmülk of any one personkişi.
41
119107
2734
Herhangi bir kişinin malı değil.
02:13
And if you believe in democracydemokrasi,
you have to believe that.
42
121865
3810
Ve eğer demokrasiye inanıyorsanız,
buna inanmak zorundasınız.
02:18
If you don't believe that,
you're an autocratKral
43
126136
2440
Eğer buna inanmıyorsanız,
demokrasiye katlanmak
02:20
who is puttingkoyarak up with democracydemokrasi.
44
128600
1666
durumunda olan bir otokratsınız.
Demokrasinin temel iddiası şu,
02:22
But that's the basictemel thesistez of democracydemokrasi,
45
130778
2520
02:25
that the conflictfikir ayrılığı of differentfarklı
pointsmakas of viewsgörünümler leadspotansiyel müşteriler to the truthhakikat.
46
133322
3129
farklı bakış açılarının çatışması
bizi gerçeğe götürür.
02:28
What's the other thing that's happeningolay?
47
136475
1959
Peki başka ne oluyor?
02:30
I'm not askingsormak you to sitoturmak back
and listen to me.
48
138458
2643
Sizden yaslanıp oturmanızı,
beni dinlemenizi istemiyorum.
02:33
I'm askingsormak you to leanyağsız forwardileri
49
141125
2251
Eğilip benim bakış açımı
02:35
and imaginehayal etmek my pointpuan of viewgörünüm --
50
143400
3082
görmenizi istiyorum --
02:38
what this looksgörünüyor like and feelshissediyor like
to me as a characterkarakter.
51
146506
3599
karakter olarak benim için nasıl
gözüktüğünü, hissetiğini görmenizi.
02:42
And then I'm askingsormak you
to switchşalter your mindus
52
150129
2932
Sonra sizden düşünmenizi değiştirip
02:45
and imaginehayal etmek what it feelshissediyor like
to the other personkişi talkingkonuşma.
53
153085
3352
konuşan diğer kişi için nasıl
hissettiğini hayal etmenizi istiyorum.
02:49
I'm askingsormak you to exerciseegzersiz empathyempati.
54
157002
2938
Sizden empati egzersizi
yapmanızı istiyorum.
02:52
And the ideaFikir that truthhakikat comesgeliyor
from the collisionçarpışma of differentfarklı ideasfikirler
55
160671
3844
Gerçeğin farklı fikirlerin
çatışmasından doğduğu fikri
02:56
and the emotionalduygusal musclekas of empathyempati
56
164539
2893
ve empatinin duygusal kası,
02:59
are the necessarygerekli toolsaraçlar
for democraticdemokratik citizenshipvatandaşlık.
57
167456
3575
demokratik vatandaşlığın
gerekli araçlarıdır.
03:03
What elsebaşka happensolur?
58
171722
1983
Başka ne oluyor?
03:05
The thirdüçüncü thing really is you,
59
173729
2247
Üçüncü şey sizsiniz,
03:08
is the communitytoplum itselfkendisi, is the audienceseyirci.
60
176000
2802
toplumun kendisi, seyirciler.
03:11
And you know from personalkişisel experiencedeneyim
that when you go to the moviesfilmler,
61
179322
3989
Kendi deneyiminizden biliyorsunuz,
sinemaya gittiğinizde,
03:15
you walkyürümek into a moviefilm theatertiyatro,
and if it's emptyboş, you're delightedmemnun olmak,
62
183335
3248
içeri giriyorsunuz ve içerisi
boşsa memnuniyet duyuyorsunuz,
03:18
because nothing'shiçbir şey going to be
betweenarasında you and the moviefilm.
63
186607
2658
çünkü hiçbir şey film ile sizin
aranızda olmayacak.
03:21
You can spreadYAYILMIŞ out, put your legsbacaklar
over the topüst of the stadiumstadyum seatsKoltuklar,
64
189289
3212
Yayılabilirsiniz, bacaklarınızı öndeki
koltuğa koyabilrsiniz,
03:24
eatyemek your popcornpatlamış mısır and just enjoykeyfini çıkarın it.
65
192525
1708
mısırla filmin
tadını çıkarabilirsiniz.
03:26
But if you walkyürümek into a livecanlı theatertiyatro
66
194257
1902
Ama bir tiyatro salonuna girip
03:28
and you see that the theatertiyatro is halfyarım fulltam,
67
196183
2443
salonun yarısının dolu
olduğunu görürseniz,
03:30
your heartkalp sinkslavabo.
68
198650
1292
içiniz sıkılır.
03:32
You're disappointedhayal kırıklığına uğramış immediatelyhemen,
69
200420
2057
Hemen hayal kırıklığına
uğrarsınız,
03:34
because whetherolup olmadığını you knewbiliyordum it or not,
70
202501
1999
çünkü bilseniz de bilmeseniz de
03:36
you were cominggelecek to that theatertiyatro
71
204524
1896
tiyatroya, bir izleyici kitlesinin
03:38
to be partBölüm of an audienceseyirci.
72
206444
1855
bir parçası olmak için gelmiştiniz.
03:40
You were cominggelecek to have
the collectivetoplu experiencedeneyim
73
208323
2909
Birlikte gülmeyi, ağlamayı,
nefesinizi tutup
03:43
of laughinggülme togetherbirlikte, cryingağlıyor togetherbirlikte,
holdingtutma your breathnefes togetherbirlikte
74
211256
3571
ne olacağını birlikte görmeyi
toplu olarak deneyimlemek için
03:46
to see what's going to happenolmak nextSonraki.
75
214851
1725
tiyatroya gelmiştiniz.
03:48
You mayMayıs ayı have walkedyürüdü into that theatertiyatro
as an individualbireysel consumertüketici,
76
216600
4483
Salona, tek bir tüketici
olarak girmiş olabilirsiniz,
03:53
but if the theatertiyatro does its job,
77
221107
2627
ama tiyatro, görevini
yerine getirirse,
03:55
you've walkedyürüdü out with a senseduyu
of yourselfkendin as partBölüm of a wholebütün,
78
223758
3683
kendinizi bir bütünün,
toplumun bir parçası olarak
03:59
as partBölüm of a communitytoplum.
79
227465
1416
hissetmiş ayrılırsınız.
04:01
That's builtinşa edilmiş into the DNADNA of my artSanat formform.
80
229643
4011
Bu her sanat şeklinin DNA'sına
işlenmiştir.
04:06
Twenty-five25 hundredyüz yearsyıl latersonra,
JoeJoe PappPapp decidedkarar
81
234678
4542
İki bin beş yüz yıl sonra,
Joe Papp, kültürün ABD'de
04:11
that the culturekültür should belongait to
everybodyherkes in the UnitedAmerika StatesBirleşik of AmericaAmerika,
82
239244
3959
herkese ait olması gerektiğine
karar verdi
04:15
and that it was his job
to try to deliverteslim etmek on that promisesöz vermek.
83
243227
3796
ve bu sözünü yerine getirmeye
çalışmayı kendine görev bildi.
04:19
He createdoluşturulan FreeÜcretsiz ShakespeareShakespeare in the ParkPark.
84
247047
2878
Ücretsiz, Park'ta Shakespeare'i yarattı.
04:21
And FreeÜcretsiz ShakespeareShakespeare in the ParkPark
is basedmerkezli on a very simplebasit ideaFikir,
85
249949
3096
Ücretsiz, Park'ta Shakespeare
çok basit bir fikre dayanıyor:
04:25
the ideaFikir that the besten iyi theatertiyatro,
the besten iyi artSanat that we can produceüretmek,
86
253069
4570
Üretebileceğimiz en iyi tiyatro,
en iyi sanatın,
04:29
should go to everybodyherkes
and belongait to everybodyherkes,
87
257663
2810
herkese ulaşması ve
herkese mal olması fikri.
04:32
and to this day,
88
260497
1741
Ve bugüne kadar,
04:34
everyher summeryaz night in CentralMerkez ParkPark,
89
262262
2389
Central Park'ta her yaz akşamı,
04:36
2,000 people are liningastar up
90
264675
2377
2000 insan, sunabileceğimiz
04:39
to see the besten iyi theatertiyatro
we can providesağlamak for freeücretsiz.
91
267076
3624
en iyi tiyatroyu izleyebilmek
için sıraya giriyor.
04:42
It's not a commercialticari transactionişlem.
92
270724
2842
Bu ticari bir muamele değil.
04:45
In 1967, 13 yearsyıl
after he figuredanladım that out,
93
273590
4471
1967'de, bunu akıl etmesinden
13 yıl sonra,
04:50
he figuredanladım out something elsebaşka,
94
278085
1647
başka bir şeyi daha akıl etti,
04:51
whichhangi is that the democraticdemokratik
circledaire was not completetamamlayınız
95
279756
3557
insanlara yalnızca klasikleri
vermekle demokratik halka
04:55
by just givingvererek the people the classicsklasikleri.
96
283337
3227
tamamlanmıyordu.
04:58
We had to actuallyaslında let the people
createyaratmak theironların ownkendi classicsklasikleri
97
286588
3537
İnsanlara kendi klasiklerini
yaratıp sahneye çıkmalarını
05:02
and take the stageevre.
98
290149
1815
sağlamak durumundaydık.
05:03
And so in 1967,
99
291988
2057
Böylece 1967'de,
05:06
JoeJoe openedaçıldı the PublicKamu TheaterTiyatro
downtownşehir merkezinde on AstorAstor PlaceYer,
100
294069
3059
Joe, Astor Place merkezde
Public Theater'i açtı
05:09
and the first showgöstermek he ever producedüretilmiş
was the worldDünya premiereprömiyeri of "HairSaç."
101
297152
4218
ve yapımcılığını yaptığı ilk
gösterisi, "Hair"in dünya prömiyeriydi.
05:13
That's the first thing he ever did
that wasn'tdeğildi ShakespeareShakespeare.
102
301394
2788
Shakespeare dışında yaptığı
ilk şey buydu.
05:16
CliveClive BarnesBarnes in The TimesKez said
that it was as if MrBay. PappPapp tookaldı a broomSüpürge
103
304206
3311
Clive Barnes Times'ta
bunun sanki Papp bir süpürgeyle
05:19
and sweptsüpürüldü up all the refuseçöp
from the EastDoğu VillageKöyü streetssokaklar
104
307541
3262
East Village sokaklarındaki
tüm çer çöpü Public'te
05:22
ontoüstüne the stageevre at the PublicKamu.
105
310827
2339
sahneye süpürmüş gibi
olduğunu söyledi.
05:25
(LaughterKahkaha)
106
313190
1004
(Kahkaha)
05:26
He didn't mean it complementarilytamamlayıcı,
107
314218
1777
Bu bir iltifat değildi,
05:28
but JoeJoe put it up in the lobbylobi,
he was so proudgururlu of it.
108
316019
3531
ama Joe bu gazete kupürünü lobiye astı
ve bununla gurur duyuyordu.
05:31
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
109
319574
1476
(Kahkaha) (Alkış)
05:33
And what the PublicKamu TheaterTiyatro did over
the nextSonraki yearsyıl with amazingşaşırtıcı showsgösterileri like
110
321074
4420
Public Theater'ın sonraki yıllardaki
05:37
"For ColoredRenkli GirlsKızlar Who Have ConsideredOlarak kabul
Suicideİntihar / When the RainbowGökkuşağı Is EnufEnuf,"
111
325518
3524
"For Colored Girls Who Have Considered
Suicide / When the Rainbow İs Enuf,",
05:41
"A ChorusKoro LineSatır,"
112
329066
2768
"A Chorus Line," gibi mükemmel
gösterileriyle gurur duydu.
05:43
and -- here'sburada the mostçoğu extraordinaryolağanüstü
exampleörnek I can think of:
113
331858
4032
Aklıma gelen harikulâde
örneklerden biri şu:
05:47
LarryLarry Kramer'sKramer'ın savagevahşi cryağlamak of rageöfke
about the AIDSAIDS crisiskriz,
114
335914
5254
Larry Kramer'in AIDS krizi
üzerine acımasız öfke patlaması:
05:53
"The NormalNormal HeartKalp."
115
341192
1322
"The Normal Heart."
05:54
Because when JoeJoe producedüretilmiş
that playoyun in 1985,
116
342880
4049
Çünkü Joe bu oyunu 1985'te
ortaya koyduğunda,
05:58
there was more informationbilgi about AIDSAIDS
117
346953
3042
New York Times'ta Frank Rich'in
eleştirisinde AIDS hakkında,
06:02
in FrankFrank Rich'sRich'in reviewgözden geçirmek
in the NewYeni YorkYork TimesKez
118
350019
3191
son dört yıl içinde New York Times'ın
yayımladığından
06:05
than the NewYeni YorkYork TimesKez had publishedyayınlanan
in the previousönceki fourdört yearsyıl.
119
353234
3426
çok daha fazla bilgi vardı.
06:08
LarryLarry was actuallyaslında changingdeğiştirme
the dialoguediyalog about AIDSAIDS
120
356684
4400
Larry, aslında bu oyunu yazarak,
Joe da sahneye koyarak
06:13
throughvasitasiyla writingyazı this playoyun,
121
361108
1387
AIDS üzerine diyaloğu
06:14
and JoeJoe was by producingüreten it.
122
362519
1403
değiştiriyorlardı.
06:15
I was blessedmübarek to commissionkomisyon and work
on TonyTony Kushner'sKushner's "AngelsMelekler in AmericaAmerika,"
123
363946
4445
Tony Kushner'in "Angels in
America"sında severek
06:20
and when doing that playoyun
and alonguzun bir with "NormalNormal HeartKalp,"
124
368415
3648
görev aldım ve oyun üzerinde çalıştım
ve o süreçte "Normal Heart" ile birlikte,
06:24
we could see that the culturekültür
was actuallyaslında shiftingdeğişken,
125
372087
3348
kültürün nasıl yön değiştirdiğini
gerçekten de görebiliyorduk
06:27
and it wasn'tdeğildi causedneden oldu by the theatertiyatro,
126
375459
2029
ve bunun nedeni tiyatro değildi.
06:29
but the theatertiyatro was doing its partBölüm
127
377512
2455
Ama tiyatro, ABD'de eş cinsel
olmanın ne demek olduğunu
06:31
to changedeğişiklik what it meantdemek to be gayeşcinsel
in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
128
379991
4275
değiştirmedeki görevini
yapıyordu.
06:36
And I'm incrediblyinanılmaz proudgururlu of that.
129
384290
1840
Ve ben bununla inanılmaz
gurur duyuyorum.
06:38
(ApplauseAlkış)
130
386605
1893
(Alkış)
06:40
When I tookaldı over Joe'sJoe's oldeski job
at the PublicKamu in 2005,
131
388522
4796
2005'te, Public'te Joe'nin eski işini
üstlendiğimde,
06:45
I realizedgerçekleştirilen one of the problemssorunlar we had
was a victimkurban of our ownkendi successbaşarı,
132
393342
3735
yaşadığımız sorunlardan biri
kendi başarımızın kurbanıydı:
06:49
whichhangi is: ShakespeareShakespeare in the ParkPark
had been foundedkurulmuş as a programprogram for accesserişim,
133
397101
5025
Park'ta Shakespeare erişim
için bir program olarak kurulmuştu
06:54
and it was now the hardestEn zor ticketbilet
to get in NewYeni YorkYork CityŞehir.
134
402150
3551
ama bugün New York City'de
alınması en zor bilet.
06:57
People sleptuyudu out for two nightsgece
to get those ticketsbiletler.
135
405725
3915
Bilet almak için insanlar,
iki gece dışarda uyudular.
07:01
What was that doing?
136
409664
1157
Bu neye sebep oluyordu?
07:02
That was eliminatingortadan kaldırarak
98 percentyüzde of the populationnüfus
137
410845
2593
Nüfusun %98'ini oraya
gitmeyi düşünmekten bile
07:05
from even consideringdikkate alınarak going to it.
138
413462
1829
geri çekiyordu.
07:07
So we refoundedrefounded the mobileseyyar unitbirim
139
415315
2230
Böylelikle seyyar birimi yeniden kurduk
07:09
and tookaldı ShakespeareShakespeare to prisonsHapishaneler,
to homelessevsiz shelterssığınak,
140
417569
3079
ve Shakespeare'i 5 ilçedeki
hapishanelere, evsiz barınaklarına,
07:12
to communitytoplum centersmerkezleri in all fivebeş boroughsilçeleri
141
420672
2488
toplum merkezlerine götürdük.
07:15
and even in NewYeni JerseyJersey
and WestchesterWestchester Countyİlçe.
142
423184
2691
New Jersey'de ve Westchester
County'de de dâhil.
07:17
And that programprogram provedkanıtlanmış something to us
that we knewbiliyordum intuitivelysezgisel:
143
425899
4204
Ve bu program bize içten içe
bildiğimiz bir şeyi gösterdi:
07:22
people'sinsanların need for theatertiyatro
is as powerfulgüçlü as theironların desirearzu etmek for foodGıda
144
430127
4740
İnsanların tiyatroya olan ihtiyacı
yemeğe ve içmeye
07:26
or for drinkiçki.
145
434891
1244
olduğu kadar şiddetli.
07:28
It's been an extraordinaryolağanüstü successbaşarı,
and we'vebiz ettik continueddevam etti it.
146
436560
2843
İnanılmaz bir başarı elde ettik
ve devam da ediyoruz.
07:31
And then there was yethenüz anotherbir diğeri barrierbariyer
that we realizedgerçekleştirilen we weren'tdeğildi crossinggeçit,
147
439427
3689
Sonra fark ettik ki, aşmadığımız
başka bir engel daha var,
07:35
whichhangi is a barrierbariyer of participationkatılım.
148
443140
2264
o da katılım engeli.
07:37
And the ideaFikir, we said, is:
149
445428
1298
Ve dedik ki fikir şu:
07:38
How can we turndönüş theatertiyatro
from beingolmak a commodityemtia, an objectnesne,
150
446750
4519
Tiyatroyu bir meta, bir obje
olmaktan çıkarıp gerçek anlamına,
07:43
back into what it really is --
151
451293
2242
insanlar arasındaki
bir ilişki takımına
07:45
a setset of relationshipsilişkiler amongarasında people?
152
453559
2539
nasıl dönüştürebiliriz?
07:48
And underaltında the guidancerehberlik
of the amazingşaşırtıcı LearLear deBessonetdeBessonet,
153
456122
2892
Muhteşem Lear deBessonet
rehberliğinde,
07:51
we startedbaşladı the PublicKamu WorksWorks programprogram,
154
459038
1878
Public Works programını başlattık.
07:52
whichhangi now everyher summeryaz producesüretir
155
460940
1892
Bu program her yaz,
07:54
these immenseengin ShakespeareanShakespeare
musicalmüzikal pageantsyarışmaları,
156
462856
2842
Tony Ödüllü aktör ve
müzisyenlerin,
07:57
where TonyTony Award-winningÖdüllü
actorsaktörler and musiciansmüzisyenler
157
465722
2764
bakıcılarla, hizmetçilerle,
08:00
are sideyan by sideyan with nanniesdadılar
and domesticyerli workersişçiler
158
468510
3846
eski askerlerle, hapse
yeni atılmış tutuklularla,
08:04
and militaryaskeri veteransGaziler
and recentlyson günlerde incarceratedhapsedilen prisonersmahkumlar,
159
472380
3874
amatörler ve profesyonellerle
yan yana, aynı sahnede
08:08
amateursamatör and professionalsprofesyoneller,
160
476278
1595
performans sergilediği
08:09
performingicra togetherbirlikte on the sameaynı stageevre.
161
477897
2434
bu harika Shakespeare
gösterilerini ortaya koyuyor.
08:12
And it's not just a great socialsosyal programprogram,
162
480355
1997
Ve bu sadece güzel bir
sosyal program değil,
08:14
it's the besten iyi artSanat that we do.
163
482376
2110
ortaya koyduğumuz
en iyi sanat.
08:16
And the thesistez of it is
that artistrySanat is not something
164
484825
4129
Ve bunun arkasındaki fikir
şu: Sanatkârlık,
08:20
that is the possessionmülk of a fewaz.
165
488978
2091
yalnızca küçük bir gruba
ait değildir.
08:23
ArtistrySanat is inherentdoğal
in beingolmak a humaninsan beingolmak.
166
491093
3368
Sanatkârlık, insan olmanın
aslında vardır.
08:26
Some of us just get to spendharcamak
a lot more of our liveshayatları practicingalıştırma yapmak it.
167
494485
3599
Bazılarımız sadece, üzerinde
daha fazla çalışıyor.
08:31
And then occasionallybazen --
168
499252
1151
Ve zaman zaman da --
08:32
(ApplauseAlkış)
169
500427
1898
(Alkış)
08:34
you get a miraclemucize like "HamiltonHamilton,"
170
502349
2103
"Hamilton" gibi bir efsane
ortaya çıkıyor.
08:36
Lin-Manuel'sLin-Manuel extraordinaryolağanüstü retellingyeniden anlatma
of the foundationaltemel storyÖykü of this countryülke
171
504476
6120
Lin-Manuel'in bu ülkenin kuruluş
hikâyesini, Batı Hint Adaları'ndan,
08:42
throughvasitasiyla the eyesgözleri of the only FoundingKurucu
FatherBaba who was a bastardPiç immigrantGöçmen orphanyetim
172
510620
4806
kimsesiz, göçmen bir piç olan
tek Kurucu Babası'nın gözünden,
08:47
from the WestBatı IndiesIndies.
173
515450
1556
şahane bir şekilde
yeniden aktarımı.
08:49
And what LinLin was doing
174
517030
1738
Lin'in yaptığı şey,
08:50
is exactlykesinlikle what ShakespeareShakespeare was doing.
175
518792
2463
Shakespeare'inkinin aynısıydı.
08:53
He was takingalma the voiceses of the people,
the languagedil of the people,
176
521645
4209
İnsanların sesini, dilini alıp
08:57
elevatingyükselen it into verseayet,
177
525878
2257
dizelere döküp
daha güçlü hâle getiriyordu
09:00
and by doing so,
178
528159
1564
ve bunu yaparak,
09:01
ennoblingyüceltici the languagedil
179
529747
1801
bu dili ve bu dili konuşan
insanları,
09:03
and ennoblingyüceltici the people
who spokekonuştu the languagedil.
180
531572
3337
yüceltiyordu.
09:06
And by castingdöküm that showgöstermek entirelyBaştan sona
with a castoyuncular of blacksiyah and brownkahverengi people,
181
534933
4784
Ve oyuncuların tümünü siyahi
ve koyu tenli insanlardan seçerek
09:11
what LinLin was sayingsöz to us,
182
539741
2463
Lin'in bize söylediği şey,
09:14
he was revivingcanlandırıcı in us
183
542228
2604
içimizde dirilttiği şey,
09:16
our greatestEn büyük aspirationsözlemleri
for the UnitedAmerika StatesBirleşik,
184
544856
3595
ABD için arzumuz,
09:20
our better angelsMelekler of AmericaAmerika,
185
548475
2351
Amerika için doğru olan,
09:22
our senseduyu of what this countryülke could be,
186
550850
2405
ülkenin ne olabileceği hissi,
09:25
the inclusioniçerme that was at the heartkalp
of the AmericanAmerikan DreamRüya.
187
553279
4139
Amerikan Rüyası'nın temelindeki
dâhiliyet.
09:29
And it unleasheddışarı çıktı
a wavedalga of patriotismVatanseverlik in me
188
557442
4226
İçimde, seyircilerin içinde
milliyetçi bir dalga;
09:33
and in our audienceseyirci,
189
561692
1322
bitmek bilmeyen bir
09:35
the appetiteiştah for whichhangi
is provingkanıtlama to be insatiabledoyumsuz.
190
563038
3827
iştah ortaya çıkardı.
09:40
But there was anotherbir diğeri sideyan to that,
and it's where I want to endson,
191
568132
3093
Ama bunun bir de diğer tarafı vardı
ve bununla bitirmek istiyorum,
09:43
and it's the last storyÖykü
I want to talk about.
192
571249
2171
bahsetmek istediğim son şey.
09:45
Some of you mayMayıs ayı have heardduymuş
that ViceYardımcısı President-electCumhurbaşkanı-Elekt PencePeni
193
573444
2772
Bazılarınızın duymuş olacağı gibi,
seçilmiş başkan yardımcısı Pence,
09:48
camegeldi to see "HamiltonHamilton" in NewYeni YorkYork.
194
576240
2722
New York'ta "Hamilton"ı
izlemeye geldi.
09:50
And when he camegeldi in,
some of my fellowadam NewYeni YorkersYorklu booedyuhalandı him.
195
578986
4054
Ve salona girdiğinde,
bazı New Yorklular onu yuhaladı.
09:55
And beautifullygüzel, he said,
196
583064
1835
Ve çok güzel bir şekilde o da
şunu söyledi:
09:56
"That's what freedomözgürlük soundssesleri like."
197
584923
2050
"Özgürlük işte böyle bir şey."
09:59
And at the endson of the showgöstermek,
198
587799
1372
Ve oyunun sonunda,
10:01
we readokumak what I feel was a very
respectfulsaygılı statementaçıklama from the stageevre,
199
589195
3193
sahneden, bence çok saygılı olan,
bir bildiri okundu,
10:04
and ViceYardımcısı President-electCumhurbaşkanı-Elekt PencePeni
listeneddinlenen to it,
200
592412
2855
Pence de dinledi,
10:07
but it sparkedyol açtı a certainbelli amounttutar
of outragerezalet, a tweetstormtweetstorm,
201
595790
3905
ama bu biraz öfke,
tweet fırtınası yarattı
10:11
and alsoAyrıca an internetInternet boycottboykot of "HamiltonHamilton"
202
599719
3574
ve hatta Pence'e saygısızlık
edildiğini düşünen öfkeli kişiler,
10:15
from outragedçileden people who had feltkeçe
we had treatedişlenmiş him with disrespectSaygısızlık.
203
603317
4136
"Hamilton"ı boykot etti.
10:20
I lookedbaktı at that boycottboykot and I said,
we're gettingalma something wrongyanlış here.
204
608142
3925
Bu boykota baktım ve dedim ki,
burada bir şeyler yanlış anlaşılıyor.
10:24
All of these people who have signedimzalı
this boycottboykot petitiondilekçe,
205
612091
3319
Bu boykot talebini imzalayanların hiçbiri,
10:27
they were never going to see
"HamiltonHamilton" anywayneyse.
206
615434
2265
zaten "Hamilton"ı asla izlemeyeceklerdi.
10:30
It was never going to come
to a cityŞehir nearyakın them.
207
618052
2585
Onların şehrinin yakınında
bile sahnelenmeyecekti.
10:32
If it could come,
they couldn'tcould affordparası yetmek a ticketbilet,
208
620661
2559
Sahnelense bile, onların
bilet almaya güçleri yetmeyecek;
10:35
and if they could affordparası yetmek a ticketbilet,
they didn't have the connectionsbağlantıları
209
623244
3492
yetse bile bileti almak için
10:38
to get that ticketbilet.
210
626760
1401
bağlantıları yoktu.
10:40
They weren'tdeğildi boycottingboykot us;
211
628691
1855
Onlar bizi boykot etmiyordu,
10:43
we had boycottedboykot etti them.
212
631066
2032
biz onları boykot ediyorduk.
10:46
And if you look at the redkırmızı and bluemavi
electoralseçim mapharita of the UnitedAmerika StatesBirleşik,
213
634187
4296
ABD'nin seçim haritasındaki
mavi ve kırmızı alanlara bakarsanız
10:50
and if I were to tell you,
214
638507
1313
ve size desem ki:
10:51
"Oh, the bluemavi is what designatesbelirtir
215
639844
2055
"Mavi, kâr amacı gütmeyen
tüm ana kuruluşları
10:53
all of the majormajör nonprofitkâr amacı gütmeyen
culturalkültürel institutionskurumlar,"
216
641923
2956
temsil ediyor,"
10:56
I'd be tellingsöylüyorum you the truthhakikat.
217
644903
1435
size doğruyu söylemiş olurum.
10:58
You'dOlur believe me.
218
646362
1206
Bana inanırdınız.
10:59
We in the culturekültür have donetamam
exactlykesinlikle what the economyekonomi,
219
647592
4603
Kültürde, ekoniminin,
eğitim sisteminin,
11:04
what the educationaleğitici systemsistem,
what technologyteknoloji has donetamam,
220
652219
3630
teknolojinin yaptığının
aynısını yaptık, o da şu:
11:07
whichhangi is turndönüş our back
on a largegeniş partBölüm of the countryülke.
221
655873
3675
Ülkenin geniş bir kısmına
sırtımızı döndük.
11:12
So this ideaFikir of inclusioniçerme,
it has to keep going.
222
660100
3010
Bu dâhiliyet fikri,
bu fikir devam etmek zorunda.
11:15
NextSonraki falldüşmek, we are sendinggönderme out on tourtur
223
663134
3122
Önümüzdeki sonbahar, Lynn Nottage'in
şahane prodüksiyonu,
11:18
a productionüretim of LynnLynn Nottage'sNottage'nın brilliantparlak,
PulitzerPulitzer Prize-winningÖdül-çekici playoyun "SweatTer."
224
666280
5189
Plutzer ödüllü oyunu "Sweat"i tura
çıkarıyoruz.
11:23
YearsYıl of researchAraştırma in ReddingRedding, PennsylvaniaPennsylvania
led her to writeyazmak this playoyun
225
671493
4379
Redding, Pensilvanya'daki
yıllar süren araştımaları,
11:27
about the deindustrializationdeindustrialization
of PennsylvaniaPennsylvania:
226
675896
3225
sanayisizleştirilmiş Pensilvanya'ya
dair bu oyunu yazmasını sağladı:
11:31
what happenedolmuş when steelçelik left,
227
679145
2648
Çelik gittiğinde ne oldu,
11:33
the rageöfke that was unleasheddışarı çıktı,
228
681817
2260
iş kaybı neticesinde
11:36
the tensionsgerginlikler that were unleasheddışarı çıktı,
229
684101
1631
ortaya çıkan öfke,
11:37
the racismırkçılık that was unleasheddışarı çıktı
230
685756
2260
gerilimler
11:40
by the losskayıp of jobsMeslekler.
231
688040
1492
ve ırkçılık.
11:41
We're takingalma that playoyun
and we're touringgezici it
232
689949
2975
Bu oyunu tura çıkarıyoruz,
11:44
to ruralkırsal countiesİlçeler in PennsylvaniaPennsylvania,
233
692948
2789
Pensilvanya'nın,
11:47
OhioOhio, MichiganMichigan,
234
695761
2228
Ohio'nun, Michigan'ın,
Minnesota'nın
11:50
MinnesotaMinnesota and WisconsinWisconsin.
235
698013
2327
ve Wisconsin'in kırsal
kesimlerine götürüyoruz.
11:52
We're partneringOrtaklık with communitytoplum
organizationsorganizasyonlar there to try and make sure
236
700364
4461
Oralardaki toplum kuruluşlarıyla
işbirliği yapıp
11:56
not only that we reachulaşmak the people
that we're tryingçalışıyor to reachulaşmak,
237
704849
3926
ulaşmaya çalıştığımız insalara
ulaştığımızdan emin olmanın yanında,
12:00
but that we find waysyolları
to listen to them back
238
708799
2878
onları dinlemenin yollarını
bulmaya ve onlara,
12:03
and say, "The culturekültür
is here for you, too."
239
711701
3633
"Bu kültür sizin için de burada,"
demeye çalışıyoruz.
12:07
Because --
240
715962
1153
Çünkü --
12:09
(ApplauseAlkış)
241
717139
2428
(Alkış)
12:11
we in the culturekültür industrysanayi,
242
719591
2146
kültür endüstrisindeki bizlerin,
12:13
we in the theatertiyatro,
243
721761
2099
tiyatrodaki bizlerin,
12:15
have no right to say
that we don't know what our job is.
244
723884
3612
görevimizin ne olduğunuz
bilmiyoruz deme hakkımız yok.
12:19
It's in the DNADNA of our artSanat formform.
245
727520
2026
Bu, sanat formumuzun DNA'sında var.
12:21
Our job "... is to holdambar up,
as 'twere' yapabilirsin, a mirrorayna to naturedoğa;
246
729570
4659
Bizim görevimiz "... sanki bir aynayı
doğaya tutar gibi,
12:26
to showgöstermek scornhor görme her imagegörüntü,
247
734253
2679
kibre şeklini göstermek,
12:28
to showgöstermek virtueErdem her appearancegörünüm,
248
736956
3033
erdeme görünüşünü
12:32
and the very ageyaş its formform and pressurebasınç."
249
740013
3264
ve zamanın ruhunu göstermek."
12:35
Our job is to try to holdambar up
a visionvizyon to AmericaAmerika
250
743301
4369
Görevimiz, Amerika'nın
vizyonuna ayna tutmaya çalışmak,
12:39
that showsgösterileri not only
who all of us are individuallytek tek,
251
747694
4063
bununla sadece hepimizi
birey olarak değil de
12:43
but that weldskaynaklar us back into
the commonalityortak özellikleri that we need to be,
252
751781
4307
olması gereken beraberlik
anlayışına,
12:48
the senseduyu of unityBirlik,
253
756112
1810
birlikteliğe,
12:49
the senseduyu of wholebütün,
254
757946
1672
bir bütün olmaya
12:51
the senseduyu of who we are as a countryülke.
255
759642
2148
ve ülke olarak kim olduğumuza
ayna tutmak.
12:54
That's what the theatertiyatro is supposedsözde to do,
256
762398
2727
Tiyatronun yapması gereken bu
12:57
and that's what we need to try to do
as well as we can.
257
765149
2629
ve bizim de en iyi şekilde yapmaya
çalışmamız gereken şey bu.
12:59
Thank you very much.
258
767802
1276
Çok teşekkür ederim.
13:01
(ApplauseAlkış)
259
769102
4898
(Alkış)
Translated by Ozge Demirci-Richardson
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Oskar Eustis - Theater director
As the artistic director of New York's legendary Public Theater, Oskar Eustis nurtures new, groundbreaking works that shift the cultural conversation.

Why you should listen

Throughout his career, Oskar Eustis has been dedicated to the development of new plays and the classics as a director, dramaturg and producer. Among the plays he's helped bring into being, you can count Angels in America, the Tony-winning Hamilton and Fun Home, with more new work constantly on the bubble. Throughout his career, he has also produced and directed Shakespeare in venues around the US, from prisons to Broadway, including The Public's 2017 free Shakespeare in the Park staging of Julius Ceasar that generated a national conversation.

Eustis has also directed the world premieres of plays by Philip Kan Gotanda, David Henry Hwang, Emily Mann, Suzan-Lori Parks, Ellen McLaughlin and Eduardo Machado, among many others. He's a professor of dramatic writing and arts and public policy at New York University and has held professorships at UCLA, Middlebury College and Brown University, where he founded and chaired the Trinity Rep/Brown University consortium for professional theater training. He has been Artistic Director of The Public Theater in New York since 2005.

More profile about the speaker
Oskar Eustis | Speaker | TED.com