ABOUT THE SPEAKER
Walter Hood - Creative director
Walter Hood imagines urban spaces as a new kind of public sculpture -- full of beauty, strangeness and idiosyncrasy.

Why you should listen

Walter Hood is the creative director and founder of Hood Design Studio in Oakland, California. He is also a professor at the University of California, Berkeley and lectures on professional and theoretical projects nationally and internationally. Hood Design Studio is a tripartite practice, working across art and fabrication, design and landscape, and research and urbanism. The resulting urban spaces and their objects act as public sculpture, creating new apertures through which to see the surrounding emergent beauty, strangeness and idiosyncrasies.

The Studio’s award-winning work has been featured in publications including Dwell, The Wall Street Journal, the New York Times, Fast Company, Architectural Digest, Places Journal and Landscape Architecture Magazine. Hood is a recipient of the 2017 Academy of Arts and Letters Architecture Award.

More profile about the speaker
Walter Hood | Speaker | TED.com
TED2018

Walter Hood: How urban spaces can preserve history and build community

Walter Hood: Açık alanlar nasıl tarihi koruyarak topluluk yaratabilir

Filmed:
1,410,406 views

Kamu alanları geçmişi hatırlatıp geleceği kucaklayabilir mi? Peyzaj mimarı Walter Hood ikonik kariyeri boyunca bu soruyu araştırdı, Lafayette Milli Park'ından San Fransisco'ya uzanan ve yapılmakta olan Charleston, South Carolina Uluslararası Afrikan Amerikan Müzesinin tasarımcısı. Kendi çalışmalarından gösterdiği örnek görsellerle dolu bu ilham verici konuşmada Hood, paylaşılmış anıları öne çıkaracak ve birbirimize farklı bir gözle bakmamızı sağlayacak yaklaşımının beş hususunu anlatıyor.
- Creative director
Walter Hood imagines urban spaces as a new kind of public sculpture -- full of beauty, strangeness and idiosyncrasy. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
How can landscapesmanzaralar imbueaşılamak memorybellek?
0
1071
2690
Açık alanlar anıları
nasıl canlandırabilir?
00:16
When we think about
this notionkavram "e pluribusPluribus unumunum" --
1
4933
4293
"Çokluktan birliğe" anlamına gelen
Latince "e pluribus unum"
kavramını düşündüğümüzde --
00:21
"out of manyçok, one,"
2
9250
1551
00:23
it's a prettygüzel strangegarip conceptkavram, right?
3
11579
2408
biraz değişik bir konsept değil mi?
00:26
I mean, with all differentfarklı racesyarışları
and cultureskültürler of people,
4
14011
3684
Yanı bu kadar farklı ırk
ve kültürden insan varken
00:29
how do you boilkaynama it down to one thing?
5
17719
2111
bunları nasıl tek bir şeye
indirgeyebilirsiniz?
00:33
I want to sharepay with you todaybugün
this ideaFikir of "e pluribusPluribus unumunum"
6
21019
4749
Bugün sizinle "e pluribus unum" fikrini,
00:37
and how our landscapepeyzaj mightbelki imbueaşılamak
those memorieshatıralar of diverseçeşitli perspectivesbakış açıları,
7
25792
6656
açık alanlarımızın nasıl çeşitli yönlerden
anılarımızı canlandırabileceğini,
00:44
as well as forcekuvvet us to stop
tryingçalışıyor to narrowdar things down
8
32472
6048
ve bunun yanısıra, tüm bu çeşitliliği
tek bir kimliğe indirgemekten bizi
vazgeçirebileceğini paylaşmak istiyorum.
00:50
to a singletek, cleantemiz setset of identitieskimlikler.
9
38544
3397
00:54
As an educatoreğitmen, designertasarımcı,
10
42614
2335
Bir eğitimci ve tasarımcı olarak
00:57
I'd like to sharepay with you
fivebeş simplebasit conceptskavramlar
11
45695
3444
çalışmalarımla geliştirdiğim
beş basit kavramı
01:01
that I've developedgelişmiş throughvasitasiyla my work.
12
49163
2106
sizinle paylaşmak istiyorum.
01:03
And I'd like to sharepay
with you fivebeş projectsprojeler
13
51293
3212
Ayrıca sizinle beş farklı
proje paylaşacağım;
01:06
where we can beginbaşla to see
how the memorybellek around us,
14
54529
4227
anıların nasıl etrafımızda olduğunu
görmeye başladığımız,
01:10
where things have happenedolmuş,
15
58780
2145
bu şeylerin nerede yaşandığını
01:12
can actuallyaslında forcekuvvet us to look
at one anotherbir diğeri in a differentfarklı way.
16
60949
5029
ve bizi başka bir açıdan
bakmaya nasıl iteceğini.
01:18
And lastlyson olarak: this is not just
an AmericanAmerikan mottosloganı anymoreartık.
17
66002
4132
Bir de son olarak bu artık
bir Amerikan ilkesi değil.
01:22
I think e pluribusPluribus unumunum is globalglobal.
18
70158
2306
Bence ''e pluribus unum'' evrensel.
01:24
We're in this thing togetherbirlikte.
19
72835
1550
Bu işte birlikteyiz.
01:28
First, great things happenolmak
when we existvar olmak in eachher other'sdiğer en worldDünya --
20
76069
4463
Öncelikle, birbirimizin dünyasında
yer aldığımızda harika şeyler oluyor --
01:32
like todaybugün, right?
21
80556
1352
bugün olduğu gibi, değil mi?
01:36
The worldDünya of communitytoplum gardensbahçeleri --
22
84127
1735
Halk bahçelerini düşünün --
01:37
mostçoğu of you have probablymuhtemelen
seengörüldü a communitytoplum gardenBahçe.
23
85886
2372
muhtemelen pek çoğunuz
bir halk bahçesi görmüştür.
01:40
They're all about subsistencegeçim
and foodGıda. Right?
24
88282
2571
Tek amaçları geçim derdi
ve yiyecek, değil mi?
01:43
I'll tell you a little storyÖykü,
25
91589
1466
Size bir hikâye anlatayım,
01:45
what happenedolmuş in NewYeni YorkYork
more than a decadeonyıl agoönce.
26
93079
2374
on yıldan uzun bir süre önce
New York'ta yaşandı.
01:47
They trieddenenmiş to sellsatmak
all of theironların communitytoplum gardensbahçeleri,
27
95477
2557
Bütün halk bahçelerini satmaya çalıştılar
01:50
and BetteBette MidlerMidler developedgelişmiş a nonprofitkâr amacı gütmeyen,
the NewYeni YorkYork RestorationRestorasyon ProjectProje.
28
98058
4636
ve Bette Midler kâr amacı gütmeyen
New York Restorasyon projesini geliştirdi.
01:54
They literallyharfi harfine broughtgetirdi all the gardensbahçeleri
29
102718
2743
Bütün bahçeleri topladılar
01:57
and decidedkarar to savekayıt etmek them.
30
105485
1771
ve kurtarmaya karar verdiler.
01:59
And then they had anotherbir diğeri novelyeni ideaFikir:
31
107280
2509
Sonra yeni bir fikir daha öne sürdüler:
02:01
let's bringgetirmek in world-classDünya çapında designerstasarımcılar
32
109813
3408
Dünyaca ünlü tasarımcılar getirelim
02:05
and let them go out into communitiestopluluklar
and make these beautifulgüzel gardensbahçeleri,
33
113245
3339
ve bırakalım topluluklara ulaşıp
bu güzel bahçeleri yapsınlar,
02:08
and maybe they mightbelki not
just be about foodGıda.
34
116608
2381
belki bu sefer sadece
yiyecekten ibaret olmaz.
02:11
And so they calleddenilen me,
35
119929
2268
Böylece beni çağırdılar,
02:14
and I designedtasarlanmış one in JamaicaJamaika, QueensQueens.
36
122221
2610
Jamaica, Queens'de
bir bahçe tasarlamıştım.
02:16
And on the way to designingtasarım this gardenBahçe,
37
124855
2313
Bu bahçeyi tasarlarken
02:19
I wentgitti to the NewYeni YorkYork
RestorationRestorasyon ProjectProje OfficeOffice,
38
127192
2739
New York Restorastasyon
proje ofisine gittim
02:21
and I noticedfark a familiartanıdık nameisim
on the doorkapı downstairsalt kat.
39
129955
3359
ve aşağıda tanıdık bir isimle karşılaştım.
02:25
I go upstairsüst katta, and I said,
40
133338
1769
Yukarı çıktım ve dedim ki
02:27
"Do you guys know who is downstairsalt kat?"
41
135131
2252
"Aşağıda kim var biliyor musunuz?"
02:29
And they said, "GunitGunit."
42
137407
1674
"Gunit" dediler.
02:31
And I said, "GunitGunit?
43
139666
1563
"Gunit mi?" diye sordum.
02:33
You mean G-UnitG-Unit?
44
141253
2073
G-Unit'i mi kastediyorsunuz?
02:35
CurtisCurtis '50 Cent'Kuruş ' JacksonJackson?"
45
143350
2112
Curtis '50 Cent' Jackson mı?"
02:37
(LaughterKahkaha)
46
145486
1180
(Kahkahalar)
02:38
And they said, "Yeah?"
47
146690
1686
"Evet?" dediler.
02:40
And I said, "Yes."
48
148400
1234
Ve ben de "Evet" dedim.
02:41
And so we wentgitti downstairsalt kat,
and before you knewbiliyordum it,
49
149658
2822
Sonra aşağı indik
ve daha ne olduğunu anlamadan
02:45
CurtisCurtis, BetteBette and the restdinlenme of them
formedoluşturulan this collaborationişbirliği,
50
153294
5241
Curtis, Bette ve diğerleri
bu işbirliğini kurmuşlar
02:50
and they builtinşa edilmiş this gardenBahçe
in JamaicaJamaika, QueensQueens.
51
158559
2187
ve Jamaica, Queens'deki
bu bahçeyi yapmışlar.
02:52
And it turneddönük out CurtisCurtis, 50 CentYüzde,
grewbüyüdü up in JamaicaJamaika.
52
160770
3821
Sonra ortaya çıktı ki
Curtis 50 Cent Jamaika'da büyümüş.
02:56
And so again, when you startbaşlama
bringinggetiren these worldsdünyalar togetherbirlikte --
53
164615
2906
Böylece tekrar bu farklı dünyaları
bir araya getirince
02:59
me, CurtisCurtis, BetteBette --
54
167545
1438
ben, Curtis, Bette --
03:01
you get something more incredibleinanılmaz.
55
169007
2383
ortaya inanılmaz bir şey çıkıyor.
03:04
You get a gardenBahçe
56
172009
1204
Öyle bir bahçeniz oluyor ki
03:05
that last yearyıl was votedolarak one of the topüst 10
secretgizli gardensbahçeleri in NewYeni YorkYork.
57
173237
5403
geçen sene New York'un en iyi 10 gizli
bahçesinden biri olarak seçiliyor.
03:10
Right?
58
178664
1155
Nasıl ama?
03:11
(ApplauseAlkış)
59
179843
1152
(Alkışlar)
03:13
It's for younggenç and oldeski,
60
181019
1430
Bu, gençler ve yaşlılar için
03:15
but more importantlyönemlisi, it's a placeyer --
61
183602
2158
ama daha önemlisi bu yer...
03:17
there was a storyÖykü in the TimesKez
about sixaltı monthsay agoönce
62
185784
2414
Times gazetesinde
altı ay önce bir hikâye vardı;
03:20
where this younggenç womankadın
foundbulunan solaceteselli in going to the gardenBahçe.
63
188222
4323
genç bir kadının parka giderek
teselli bulduğu ile ilgili.
03:24
It had nothing to do with me.
It had more to do with 50, I'm sure,
64
192569
3592
Eminim benimle alakası yoktu.
Eminim 50 Cent'ten dolayıydı
03:28
but it has inspiredyaratıcı people
to think about gardensbahçeleri
65
196185
4059
ama insanları bahçeler hakkında düşünmeye
ve birbirimizin dünyasını
farklı şekilde paylaşmaya teşvik etti.
03:32
and sharingpaylaşım eachher other'sdiğer en worldsdünyalar
in a differentfarklı way.
66
200268
2581
03:36
This nextSonraki conceptkavram, "two-nessiki-ness" --
67
204242
2477
Sıradaki kavram "İki-lik" kavramı,
03:39
it's not as simplebasit as I thought
it would be to explainaçıklamak,
68
207397
3054
açıklaması düşündüğünüz kadar kolay değil
03:43
but as I left to go to collegekolej,
my fatherbaba lookedbaktı at me,
69
211531
2713
ama üniversiteyi terk ettiğimde
babam bana baktı
03:46
and said, "JuniorJunior, you're going to have
to be bothher ikisi de blacksiyah and whitebeyaz
70
214268
3328
ve dedi ki "Evlat, dışarı çıktığında
hem siyahi hem de
beyaz olmak zorundasın."
03:49
when you go out there."
71
217620
1193
03:50
And if you go back to the earlyerken
partsparçalar of the 20thinci centuryyüzyıl,
72
218837
2789
Eğer 20. yüzyılın başlarına giderseniz
03:53
W.E.B. DuDu BoisBois, the famousünlü activisteylemci,
73
221650
3066
W.E.B Du Bois, meşhur aktivist,
03:56
said it's this peculiartuhaf sensationduygu
74
224740
2424
şu özgün duygudan bahsetti;
03:59
that the NegroZenci has to walkyürümek around
75
227188
3278
bir "siyahi" diğer insanların lenslerinden
04:02
beingolmak viewedbakıldı throughvasitasiyla the lenslens
of other people,
76
230490
3166
görülerek yürümek zorunda
04:05
and this two-nessiki-ness,
this doubleçift consciousnessbilinç.
77
233680
3037
ve bu iki-lik, bu çifte farkındalık.
04:08
And I want to arguetartışmak that more
than a hundredyüz yearsyıl latersonra,
78
236741
4210
Hatta şunu iddia ediyorum,
yüz seneden fazla bir sürede
04:12
that two-nessiki-ness has madeyapılmış us
stronggüçlü and resilientesnek,
79
240975
3971
bu iki-lik bizi güçlü ve esnek yaptı
04:16
and I would say for brownkahverengi people, womenkadınlar --
80
244970
2239
ve her Latin asıllı kadın, erkek hepimiz--
04:19
all of us who have had to navigategezinmek
the worldDünya throughvasitasiyla the eyesgözleri of othersdiğerleri --
81
247233
5044
dünyayı birbirimizin gözlerinden
görmek zorunda kaldığımız oldu --
04:24
we should now sharepay that strengthkuvvet
to the restdinlenme of those
82
252301
3899
şimdi de tek olma ayrıcalığı sahipleriyle
04:28
who have had the privilegeayrıcalık to be singularTekil.
83
256224
2507
bu gücümüzü paylaşmalıyız.
04:31
I'd like to sharepay with you a projectproje,
84
259319
1801
Sizle bir proje paylaşmak istiyorum
04:33
because I do think this two-nessiki-ness
can find itselfkendisi in the worldDünya around us.
85
261144
3426
çünkü bence bu iki-lik etrafımızdaki
dünyada kendini bulabilir.
04:36
And it's beginningbaşlangıç to happenolmak where
we're beginningbaşlangıç to sharepay these storieshikayeleri.
86
264594
3512
Biz bu hikâyeleri paylaşmaya başladıkça
gerçekleşmeye başlayacak.
04:40
At the UniversityÜniversitesi of VirginiaVirginia,
87
268130
1481
Virginia Üniversitesi'nde,
04:41
the academicalAkademik villageköy
by ThomasThomas JeffersonJefferson,
88
269635
2458
Thomas Jefferson akademik köyü,
04:44
it's a placeyer that we're beginningbaşlangıç
to noticeihbar now was builtinşa edilmiş by AfricanAfrika handseller.
89
272117
5141
Afrikalı ellerden çıktığı
fark edilmeye başlanan bir yer.
04:49
So we have to beginbaşla to say,
90
277282
1660
Hemen kendimize soruyoruz,
04:50
"OK, how do we talk about that?"
91
278966
2167
''Bu konu hakkında nasıl konuşuruz?''
04:53
As the UniversityÜniversitesi
was expandinggenişleyen to the southgüney,
92
281157
2958
Üniversite güneye genişlerken
04:56
they foundbulunan a siteyer
that was the houseev of KittyKitty FosterKoruyucu,
93
284139
5428
Zamanında Kitty Foster'ın evi olan
bir alan buldular,
05:01
freeücretsiz AfricanAfrika AmericanAmerikan womankadın.
94
289591
3256
özgür bir Afrikan-Amerikan kadını.
05:04
And she was there,
95
292871
1181
Kadın orada yaşadı
05:06
and her descendantstorunları,
96
294076
1226
ve onun torunları da,
05:07
they all livedyaşamış there,
97
295326
1541
hepsi orada yaşadılar.
05:08
and she cleanedtemizlenir for the boysçocuklar of UVAUVA.
98
296891
2785
Viriginia Üniversitesi
çocukları için temizlik yaptı.
05:12
But as they foundbulunan the archaeologyArkeoloji,
99
300757
1677
Ama arkeolojik kanıtı bulduklarında
05:14
they askeddiye sordu me if I would do
a commemorativeHatıra pieceparça.
100
302458
2796
oraya ondan yadigar
bir şeyler yapmamı istediler.
05:17
So the two-nessiki-ness of this landscapepeyzaj,
bothher ikisi de blacksiyah and whitebeyaz ...
101
305278
2829
Böylece bu parkın iki-liği,
hem siyah hem beyaz.
05:20
I decidedkarar to do a pieceparça
basedmerkezli on shadowsgölgeler and lightışık.
102
308131
3495
Gölge ve ışığa dayalı
bir şeyler yapmaya karar verdim.
05:24
And throughvasitasiyla that, we were ableyapabilmek
to developgeliştirmek a shadow-catchergölge-catcher
103
312722
2758
Bu bağlamda,
bir gölge-yakalayıcı geliştirebildik,
05:27
that would talk about this two-nessiki-ness
in a differentfarklı way.
104
315504
2965
bu şey farklı bir biçimde
iki-likten bahsetti.
05:30
So when the lightışık camegeldi down,
105
318493
2032
Işıklar geldiği zaman,
05:32
there would be this ridebinmek to heavencennet.
106
320549
2648
bu cennete yolculuk olacaktı.
05:35
When there's no lightışık, it's silentsessiz.
107
323221
2626
Işık olmadığı zamanlar sessiz kalacaktı.
05:37
And in the landscapepeyzaj of ThomasThomas JeffersonJefferson,
108
325871
2634
Ve Thomas Jefferson parkında,
05:40
it's a strangegarip thing.
109
328529
1675
bu garip bir şeydir.
05:42
It's not madeyapılmış of bricktuğla.
110
330228
2225
Tuğladan yapılmadı.
05:44
It's a strangegarip thing,
111
332477
1301
Bu garip bir şey
05:45
and it allowsverir these two things
to be unresolvedçözümlenmemiş.
112
333802
3472
ve bu iki şeyin çözülmeden
kalmasına izin veriyor.
05:50
And we don't have to resolveçözmek these things.
113
338417
2458
Ve bunları ayırmak zorunda değiliz.
05:52
I want to livecanlı in a worldDünya
114
340899
1983
Öyle bir dünyada yaşamak istiyorum ki
05:54
where the resolutionçözüm --
115
342906
1516
farklı şeyler arasında
05:56
there's an ambiguitybelirsizlik betweenarasında things,
116
344446
2032
anlam farklılığı olsun
05:58
because that ambiguitybelirsizlik
allowsverir us to have a conversationkonuşma.
117
346502
3919
çünkü anlam farklılığı
diyalog kurmamızı sağlıyor.
06:03
When things are clearaçık and definedtanımlanmış,
118
351215
1848
Bu şeyler açık ve belirli olduğunda
06:05
we forgetunutmak.
119
353087
1427
biz bu şeyleri unutuyoruz.
06:08
The nextSonraki exampleörnek? EmpathyEmpati.
120
356948
2074
Diğer örnek? Empati.
06:11
And I've heardduymuş that a coupleçift of timeszamanlar
in this conferencekonferans,
121
359527
3473
Bu konferansta bunu birkaç kez duydum,
06:15
this notionkavram of caringsempatik.
122
363024
1664
bu şefkat kavramını.
06:17
Twenty-five25 yearsyıl agoönce,
when I was a younggenç pupyavru,
123
365546
3540
Yirmi beş yıl önce genç bir delikanlıyken
06:21
very optimisticiyimser,
124
369110
1602
bayağı iyimserlikle,
06:22
we wanted to designdizayn a parkpark
in downtownşehir merkezinde OaklandOakland, CaliforniaCalifornia
125
370736
3426
Oakland, California'da
bir park tasarlamak istedik,
06:26
for the homelessevsiz people.
126
374186
1466
evsiz insanlar için.
06:27
And we said, homelessevsiz people
can be in the sameaynı spaceuzay
127
375676
3286
Evsiz insanlar takım elbise
giyen insanlarla
06:30
as people who weargiyinmek suitstakım elbise.
128
378986
1757
aynı ortamda olabilir dedik.
06:32
And everyoneherkes was like,
"That's never going to work.
129
380767
2699
Herkes "Bu işe yaramaz." dedi,
06:35
People are not going to eatyemek lunchöğle yemeği
with the homelessevsiz people."
130
383490
3055
"İnsanlar evsizlerin olduğu yerde öğle
yemeklerini yemeyecekler."
06:39
We builtinşa edilmiş the parkpark.
131
387315
1321
Parkı inşa ettik.
06:41
It costmaliyet 1.1 millionmilyon dollarsdolar.
132
389584
2376
1.1 milyon dolara mal oldu.
06:43
We wanted a bathroombanyo.
133
391984
1542
Lavabosu olsun istedik.
06:46
We wanted horseshoesnal,
barbecueBarbekü pitsçukurlar, smokersSigara içenler,
134
394161
3668
At nalları, barbekü alanları,
dumanlıklar, piknik masaları,
06:49
picnicpiknik tablestablolar, shelterbarınak and all of that.
135
397853
2331
barınak ve bu tarz şeyler istedik.
06:52
We had the designdizayn,
we wentgitti to the then-mayoro Belediye Başkanı
136
400208
2150
Tasarımı yaptık,
belediye başkanına gittik
06:54
and said, "MrBay. MayorBelediye Başkanı, it's only
going to costmaliyet you 1.1 millionmilyon dollarsdolar."
137
402382
3742
ve dedik ki "Sayın başkan,
bu size sadece 1.1 milyona mal olacak."
06:58
And he lookedbaktı at me.
138
406148
1292
Başkan bana baktı.
07:00
"For homelessevsiz people?"
139
408392
1418
"Evsizler için mi?"
07:03
And he didn't give us the moneypara.
140
411158
1740
Ve bize parayı vermedi.
07:04
So we walkedyürüdü out, unfettereddizginsiz,
and we raisedkalkık the moneypara.
141
412922
2851
Destek alamadan çıktık
ve parayı kendimiz topladık.
07:07
CloroxClorox gaveverdi us moneypara.
142
415797
2007
Clorox bize para verdi.
07:09
The NationalUlusal ParkPark ServiceHizmet
builtinşa edilmiş the bathroombanyo.
143
417828
3637
Ulusal Park Hizmetleri lavaboyu yaptı.
07:13
So we were ableyapabilmek to go aheadönde
144
421489
2069
Böylece daha ileri gidebildik
07:15
because we had empathyempati.
145
423582
1946
çünkü biz empati kurduk.
07:17
Now, 25 yearsyıl latersonra,
146
425552
2687
Şimdi ise, 25 sene sonra,
07:20
we have an even largerdaha büyük
homelessevsiz problemsorun in the BayBay AreaAlan.
147
428263
4584
Körfez alanında daha büyük
bir evsiz problemi var.
07:25
But the parkpark is still there,
148
433736
2128
Ama park hâlâ orada
07:27
and the people are still there.
149
435888
1943
ve içinde hâlâ insanlar var.
07:29
So for me, that's a successbaşarı.
150
437855
1843
Bu benim için bir başarıdır.
07:31
And when people see that,
151
439722
1850
İnsanlar bunu gördüklerinde
07:33
hopefullyinşallah, they'llacaklar have empathyempati
for the people underaltında freewaysotoyollar and tentsçadır,
152
441596
4205
umuyorum ki kaldırım ve çadırlarda
yaşayan insanlarla empati kuracaklar
07:37
and why can't our publichalka açık spacesalanlarda
153
445825
2507
ve neden kamu alanlarımız
07:40
houseev them and forcekuvvet us to be empatheticempatik?
154
448356
3858
bizi empati kurmaya ve bu insanları
barındırmaya başlamasın?
07:44
The imagegörüntü on the left
is LafayetteLafayette SquareKare ParkPark todaybugün.
155
452560
3528
Soldaki resim Lafayette Square Park.
07:48
The imagegörüntü on the right is 1906,
GoldenAltın GateKapı ParkPark after the earthquakedeprem.
156
456112
5074
Sağdaki resim 1906 yılından,
deprem sonrası Golden Gate Park.
07:53
Why do we have to have cataclysmicfelaket eventsolaylar
157
461210
2861
Empati kurabilmek için
neden doğal affetlere
ihtiyacımız olsun ki?
07:56
to be empatheticempatik?
158
464769
1362
07:58
Our fellowadam menerkekler are out there starvingçok aç,
159
466859
2483
Bizim insanlarımız
dışarıda açlıktan ölüyorlar,
08:01
womenkadınlar sleepinguyuyor on the streetsokak,
and we don't see them.
160
469366
3580
kadınlar sokaklarda yatıyor
ve biz bunu görmüyoruz.
08:04
Put them in those spacesalanlarda,
and they'llacaklar be visiblegözle görülür.
161
472970
3246
Onları o alanlara koyun,
görülebilir olsunlar.
08:09
(ApplauseAlkış)
162
477936
3556
(Alkışlar)
08:15
And to showgöstermek you that there are still
people out there with empathyempati,
163
483431
3853
Size dışarıda hâlâ empati sahibi
insanlar olduğunu göstermek için
08:19
the OaklandOakland Raiders'Akıncıları BruceBruce IrvinIrvin
164
487308
2373
Oakland Raiders'dan Bruce Irvin,
08:21
friespatates fishbalık everyher FridayCuma afternoonöğleden sonra
165
489705
2831
her cuma isteyen herkes için
08:24
for anyonekimse who wants it.
166
492560
1762
balık kızartıyor.
08:26
And by going to that parkpark,
that parkpark becameoldu the vehiclearaç for him.
167
494714
4171
O parka giderek parkı kendisi için
bir araç haline getirdi.
08:32
The traditionalgeleneksel belongsaittir to all of us,
168
500218
2630
Gelenekler hepimizi ait
08:34
and this is a simplebasit one.
169
502872
1370
ve bu sadece basit bir tanesi.
08:37
You go into some neighborhoodsmahalleler --
beautifulgüzel architecturemimari, beautifulgüzel parksparklar --
170
505269
3682
Mimari ve parkların çok güzel olduğu
bir mahalleye gittiniz
08:40
but if people look a differentfarklı way,
171
508975
1694
ama insanlar size farklı bakıyor,
08:42
it's not traditionalgeleneksel.
172
510693
1284
bu gelenek değil.
08:44
It's not untila kadar they leaveayrılmak
and then newyeni people come in
173
512001
4072
Ancak insanlar bunu bırakıp
yeni insanlar geldiği zaman
08:48
where the traditionalgeleneksel getsalır valueddeğerli.
174
516097
2244
gelenekler bir anlam kazanır.
08:50
A little quickhızlı storyÖykü here:
175
518365
1443
Küçük bir hikâye:
08:52
1888 operaopera houseev,
176
520572
1990
1888 Opera Binası,
08:54
the oldesten eski in SanSan FranciscoFrancisco,
177
522586
1943
San Fransisco'nun en eskisi,
08:56
sitsoturur in BayviewBayviewHuntersAvcılar PointNoktası.
178
524553
2317
Bayview-Hunters Point'de
08:58
Over its historytarih,
179
526894
1975
Tarihi boyunca
09:00
it's providedsağlanan theatertiyatro,
180
528893
1940
insanlara tiyatro sağladı,
09:02
placesyerler for businessesişletmeler,
placesyerler for communitytoplum gatheringstoplantılar, etcvb.
181
530857
3921
iş için, topluluk toplantıları vs. oldu,
09:07
It's alsoAyrıca a placeyer where RuthRuth WilliamsWilliams
taughtöğretilen manyçok blacksiyah actorsaktörler.
182
535453
3946
Orası Ruth Williams'ın
siyahi aktörleri eğittiği bir yer.
09:11
Think: DannyDanny GloverGlover --
183
539423
1575
Düşünün: Danny Glover--
09:14
camegeldi from this placeyer.
184
542390
1704
böyle bir yerden geldi.
09:16
But over time, with our
1980s federalfederal practicesuygulamaları,
185
544118
4515
Ama zaman geçtikçe
1980'lerin federal uygulamaları,
09:20
a lot of these communitytoplum institutionskurumlar
felldüştü into disrepairbakıma muhtaç.
186
548657
4024
pek çok kamu kurumunu harap bıraktı.
09:25
With the SanSan FranciscoFrancisco ArtsSanat CouncilKonseyi,
we were ableyapabilmek to raiseyükseltmek moneypara
187
553346
4668
San Fransisco Sanat Konsey'i ile birlikte
09:30
and to actuallyaslında refurbishyenilemek the placeyer.
188
558038
1792
burayı yenileyebilecek parayı bulduk.
09:31
And we were ableyapabilmek to have
a communitytoplum meetingtoplantı.
189
559854
2118
Ve burada topluluk buluşmaları yapabildik.
09:33
And withiniçinde the communitytoplum meetingtoplantı,
people got up and said,
190
561996
3017
Bu topluluk buluşmalarında
insanlar kalkıp dediler ki,
09:37
"This placeyer feelshissediyor like a plantationfidanlık.
Why are we lockedkilitli in?
191
565037
3193
"Burası plantasyon gibi hissettiriyor,
neden buraya tıkılalım?"
09:40
Why can't we learnöğrenmek theatertiyatro?"
192
568254
1494
"Neden tiyatro öğrenmeyelim?"
09:41
Over the yearsyıl, people had startedbaşladı
puttingkoyarak in chickentavuk coopsKooperatifler, haysaman balesBalya,
193
569772
3460
Yıllarca insanlar kümesler,
saman balyaları, halk bahçeleri
09:45
communitytoplum gardensbahçeleri and all of these things,
194
573256
2004
ve tüm bu şeylere zaman ayırmaya başladı
09:47
and they could not see
that traditionalgeleneksel thing behindarkasında them.
195
575284
2787
ve arkalarındaki
bu geleneksel şeyi göremediler,
09:50
But we said, we're bringinggetiren
the communitytoplum back.
196
578095
2356
Ama biz dedik ki
toplululuğu geri getireceğiz.
09:53
AmericanAmerikan DisabilitySakatlık ActYasası -- we were ableyapabilmek
to get fivebeş millionmilyon dollarsdolar.
197
581118
3758
Amerikan Engellilik Yasasıyla
beş milyon dolar toplayabildik.
09:56
And now, the traditiongelenek belongsaittir
to these brownkahverengi and blacksiyah people,
198
584900
4527
Şimdi bu gelenek Latin asıllı
ve siyahi insanlara ait
10:01
and they use it.
199
589451
1168
ve bunu kullanıyorlar.
10:02
And they learnöğrenmek theatertiyatro,
200
590643
1440
Tiyatro öğreniyorlar,
10:04
after-schoolokul sonrası programsprogramlar.
201
592107
1420
okul sonrası programlar.
10:05
There's no more chickenstavuklar.
202
593551
2027
Artık tavuklar yok.
10:07
But there is artSanat.
203
595602
1390
Ama sanat var.
10:09
And lastlyson olarak, I want to sharepay with you
a projectproje that we're currentlyşu anda workingçalışma on,
204
597990
5005
Son olarak da size üzerinde çalıştığımız
bir projeden bahsetmek istiyorum
10:15
and I think it will forcekuvvet us all
to rememberhatırlamak in a really differentfarklı way.
205
603019
3858
ve bence bu proje hepimize anılarımızı
gerçekten farklı biçimde hatırlatacak.
10:19
There are lots of things
in the landscapepeyzaj around us,
206
607789
3022
Etrafımızdaki açık alanda çok şey var
10:22
and mostçoğu of the time we don't know
what's belowaltında the groundzemin.
207
610835
3296
ve çoğu zaman toprağın altında
ne olduğunu bilmiyoruz.
10:26
Here in CharlestonCharleston, SouthGüney CarolinaCarolina,
208
614529
2446
Burada Charleston, South Carolina'da
10:28
a verdantyemyeşil pieceparça of grassçimen.
209
616999
1293
bir parça yeşil çimenlik.
10:30
MostÇoğu people just passpas by it dailygünlük.
210
618316
2678
Çoğu insan her gün üstünden geçiyor.
10:33
But underneathaltında it,
211
621018
1416
Ama altında,
10:35
it's where they discoveredkeşfedilen
GadsdenGadsden’s Wharfİskele.
212
623223
3708
Gadsden’s Rıhtımı keşfedildi.
10:39
We think more than 40 percentyüzde
of the AfricanAfrika diasporadiasporası landedindi here.
213
627773
4260
Afrika diyasporasının en az
yüzde 40'ı bu bölgeye yerleşti.
10:45
How could you forgetunutmak that?
214
633044
1745
Bunu nasıl unutabilirsiniz?
10:47
How could you forgetunutmak?
215
635843
1633
Bunu nasıl unutabilirsiniz?
10:49
So we dugkazdık, dugkazdık, and we foundbulunan the wharfİskele.
216
637500
3516
Böylece kazdık, kazdık ve rıhtımı bulduk.
10:53
And so in 2020,
217
641040
2043
Ve 2020 itibariyla
10:55
HarryHarry CobbCobb and myselfkendim and othersdiğerleri
218
643107
2546
Harry Cobb, ben ve diğerleri,
10:57
are buildingbina the InternationalUluslararası
AfricanAfrika AmericanAmerikan MuseumMüze.
219
645677
3135
Afrikan-Amerikan Müzesini inşa ediyoruz.
11:00
And it will celebratekutlamak --
220
648836
1880
Ve müze onları anacak--
11:02
(ApplauseAlkış)
221
650740
4313
(Alkışlar)
11:07
this placeyer where we know,
beneathaltında the groundzemin,
222
655077
3971
bu bildiğimiz yerde, toprağın altında,
11:11
thousandsbinlerce diedvefat etti, perishedyok oldu.,
223
659072
2273
binlercesi öldü, çürüdü,
11:13
the foodGıda chainzincir of the bayDefne changeddeğişmiş.
224
661369
2226
körfezin besin zinciri değişti.
11:15
SharksKöpekbalıkları camegeldi closeryakın to the bayDefne.
225
663619
2410
köpek balıkları körfeze yaklaştı.
11:18
It's where slavesköle were storeddepolanan.
226
666651
1947
Orası kölelerin tutulduğu yerdi.
11:21
ImagineHayal this hallowedKutsal groundzemin.
227
669305
2378
Bu takdis edilmiş toprağı hayal edin.
11:23
So in this newyeni designdizayn,
the groundzemin will eruptpatlamak,
228
671707
2489
Bu yüzden bu yeni tasarımda
zemin fışkıracak
11:26
and it will talk about
this tensiongerginlik that sitsoturur belowaltında.
229
674220
3921
ve altında yatan bu gerginliği anlatacak.
11:30
The columnssütunlar and the groundzemin
is madeyapılmış of tabbytekir shalesşeylleri
230
678773
3492
Sütunlar ve zemin
Atlantik'in içinden çıkarılan
11:34
scoopedscooped up from the AtlanticAtlantik,
231
682289
1555
çizgili yapraktaşlarından,
11:35
a reminderuyarı mektubu of that awfulkorkunç crossinggeçit.
232
683868
2603
bu korkunç geçişin anısına.
11:39
And as you make your way throughvasitasiyla
on the other sideyan,
233
687315
2504
Sizler karşı tarafa geçerken
11:41
you are forcedzorunlu to walkyürümek throughvasitasiyla
the remainskalıntılar of the warehousedepo,
234
689843
3403
o deponun kalıntıları içinden
geçmek zorundasınız,
11:45
where slavesköle were storeddepolanan
235
693270
1732
o sıcak, boğucu günler boyunca,
11:47
on hotSıcak, sultryboğucu daysgünler, for daysgünler,
236
695026
2856
kölelerin tutsak edildiği
ve sonra yok olduğu o depo.
11:49
and perishedyok oldu..
237
697906
1242
11:51
And you'llEğer olacak have to come face-to-faceyüz yüze
238
699172
2502
Sonra o siyahilerle
11:53
with the NegroZenci,
239
701698
1890
yüz yüze geleceksiniz,
11:56
who workedişlenmiş in the marshesBataklıklar,
240
704391
2592
orak hücre anemilerine rağmen,
11:59
who was ableyapabilmek to,
with the sickle-cellorak hücreli traitözellik,
241
707007
4052
bataklıklarda çalışabilen,
12:03
ableyapabilmek to standdurmak in highyüksek watersdeniz
for long, long daysgünler.
242
711083
3678
uzun, uzun günlerce
yüksek sularda durabilen.
12:07
And at night, it'llolacak be openaçık 24/7,
243
715204
2351
Herkesin bunu deneyimlemesi için
12:09
for everybodyherkes to experiencedeneyim.
244
717579
1758
gece gündüz, 7/24 açık olacak.
12:11
But we'lliyi alsoAyrıca talk about
those other beautifulgüzel things
245
719868
3475
Ama Afrikalı atalarımın
beraberlerinde getirdikleri
12:15
that my AfricanAfrika ancestorsatalarımız
broughtgetirdi with them:
246
723367
2386
güzel şeylerden de bahsedeceğiz:
12:17
a love of landscapepeyzaj,
247
725777
1303
manzara sevdaları,
12:19
a respectsaygı for the spiritsalkollü içkiler
that livecanlı in treesağaçlar and rockskayalar and waterSu,
248
727104
4594
ağaçların, taşların ve suyun
ruhuna duydukları saygı,
12:24
the ethnobotanicalEthnobotanical aspectsyönleri,
249
732720
2321
etnobotanik yanları,
12:27
the plantsbitkiler that we use
for medicinaltıbbi purposesamaçlar.
250
735065
3457
tıbbi amaçlarla kullandığımız bitkiler.
12:31
But more importantlyönemlisi,
251
739621
1313
Ama daha da önemlisi,
12:34
we want to remindhatırlatmak people
in CharlestonCharleston, SouthGüney CarolinaCarolina,
252
742100
2883
Charleston, Güney Karolina halkına
12:37
of the blacksiyah bodiesbedenler,
253
745007
2031
o siyahi cesetleri hatırlatacağız
12:39
because when you go to CharlestonCharleston todaybugün,
254
747062
2245
çünkü bugün Charleston'a gittiğinizde
12:41
the ConfederacyKonfederasyon is celebratedünlü,
255
749331
2591
Konfederasyon diğer şehirlerden
12:43
probablymuhtemelen more than any other cityŞehir,
256
751946
1835
muhtemelen çok daha fazla kutlanıyor
12:46
and you don't have a senseduyu
of blacknesssiyahlık at all.
257
754527
2825
ve siyahiliğe dair hiçbir duygu yok.
12:49
The BrookesBrookes mapharita,
258
757828
1179
Brookes gemisi,
12:51
whichhangi was an imagegörüntü
that helpedyardım etti abolitionistskölelik karşıtları see
259
759031
4336
bu görsel, kölelik karşıtlarının
12:55
and be mercifulmerhametli for that
conditionşart of the crossinggeçit,
260
763391
3099
ve bu geçişin şartlarını anlayıp
şefkat duymasına yardım etti
12:58
is something that we want to repeattekrar et.
261
766514
2415
ve bu duyguyu yinelemek istiyoruz.
13:01
And I was takenalınmış by the conceptualityeserlerindeki
262
769482
2426
Charleston müzesindeki bu dijital baskı,
13:04
of this kindtür of digitaldijital printbaskı that sitsoturur
in a museummüze in CharlestonCharleston.
263
772582
3142
beni kavramsallığın içine aldı.
13:08
So we decidedkarar to bringgetirmek the waterSu
up on topüst of the surfaceyüzey,
264
776196
4877
Böylece suyu yüzeyin üstüne
getirmeye karar verdik,
13:13
sevenYedi feetayaklar aboveyukarıdaki tidegelgit,
265
781097
2092
gelgitin 210 cm üstüne,
13:16
and then castoyuncular the figuresrakamlar
fulltam lengthuzunluk, sixaltı feetayaklar,
266
784125
4597
bu 180 cm'lik figürleri göstermeye
13:20
multiplyçarpmak them acrosskarşısında the surfaceyüzey,
267
788746
2408
ve yüzey boyunca bunları artırmaya,
13:23
in tabbytekir,
268
791178
1365
yapraktaşlarında,
13:24
and then allowizin vermek people
to walkyürümek acrosskarşısında that dividebölmek.
269
792567
3744
sonra insanların o ayrımdan
yürümelerini sağlamaya karar verdik.
13:28
And hopefullyinşallah, as people come,
270
796822
2225
Umarım, insanlar geldikçe
13:31
the waterSu will draindrenaj out,
271
799071
1562
su kuruyacak,
13:33
filldoldurmak up,
272
801304
1215
dolacak,
13:34
draindrenaj out and filldoldurmak up.
273
802543
1930
kuruyacak ve dolacak,
13:36
And you'llEğer olacak be forcedzorunlu to come to termsşartlar
with that memorybellek of placeyer,
274
804983
6178
Böylece bu anılarla yüzleşmek
durumunda kalacaksınız,
13:43
that memorybellek of that crossinggeçit,
275
811185
1877
o geçişin anısı,
13:45
that at timeszamanlar seemsgörünüyor very lucidberrak and clearaçık,
276
813086
3983
bazen çok berrak ve temiz görünecek,
13:49
but at other timeszamanlar, forcesgüçler us
again to reconcileuzlaştırmak the scaleölçek.
277
817093
4955
bazen de bizi bu gamla yüzleşmeye itecek.
13:55
And hopefullyinşallah, as people movehareket
throughvasitasiyla this landscapepeyzaj everyher day,
278
823471
4043
Yine umuyorum ki insanlar
her gün bu parktan geçtiklerinde
13:59
unreconciledMutabakat sağlanmamış, they'llacaklar rememberhatırlamak,
279
827538
2547
uzlaşmazlığı hatırlayacaklar
14:02
and hopefullyinşallah when we rememberhatırlamak,
280
830109
1752
ve umuyorum ki hatırlatığımız zaman
çokluktan birliğe gerçek olacak.
14:04
e pluribusPluribus unumunum.
281
832567
1287
14:05
Thank you.
282
833878
1286
Teşekkürler.
14:07
(ApplauseAlkış)
283
835188
3946
(Alkış)
Translated by Çağatay Yüksel
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Walter Hood - Creative director
Walter Hood imagines urban spaces as a new kind of public sculpture -- full of beauty, strangeness and idiosyncrasy.

Why you should listen

Walter Hood is the creative director and founder of Hood Design Studio in Oakland, California. He is also a professor at the University of California, Berkeley and lectures on professional and theoretical projects nationally and internationally. Hood Design Studio is a tripartite practice, working across art and fabrication, design and landscape, and research and urbanism. The resulting urban spaces and their objects act as public sculpture, creating new apertures through which to see the surrounding emergent beauty, strangeness and idiosyncrasies.

The Studio’s award-winning work has been featured in publications including Dwell, The Wall Street Journal, the New York Times, Fast Company, Architectural Digest, Places Journal and Landscape Architecture Magazine. Hood is a recipient of the 2017 Academy of Arts and Letters Architecture Award.

More profile about the speaker
Walter Hood | Speaker | TED.com