ABOUT THE SPEAKER
Anote Tong - President of the Republic of Kiribati
Anote Tong has built worldwide awareness of the potentially devastating impacts of climate change.

Why you should listen

His Excellency Anote Tong is the fourth President of the Republic of Kiribati. He was first elected as President on 10 July 2003 and subsequently won two more elections in 2007 and in 2012. He is now serving his last term, which will end in mid-2015. Under his leadership, President Anote Tong also holds the portfolio of Head of State and Minister of Foreign Affairs and Immigration.

Anote Tong was born in 1952 on Fanning Island (also known as Tabuaeran) in the Line Islands and is a member of the Kiribati House of Parliament from the constituency of Maiana Island in the central Kiribati group.

Educated in New Zealand and in England at the University of Canterbury and the London School of Economics respectively, President Tong holds a Bachelor of Science and a Master of Economics under his belt.

Since the beginning of his presidency, President Anote Tong has become a strong climate change advocate and has built worldwide awareness of the potentially devastating impacts of climate change.

He has stated on many occasions that Kiribati may cease to exist altogether and that its entire population may need to be resettled not as climate change refugees but as citizens who migrate on merit and with dignity.

With one of the lowest carbon-emission footprints in the world, Tong has often described Kiribati as a “frontline country” that has been among the first to experience dramatic climate change impacts.

As an extraordinary measure to set an example for the rest of the world, President Tong created the Phoenix Islands Protected Area, one of the largest marine protected areas in the world with a size of 408,250 square kilometers which was inscribed as a United Nations World Heritage site in 2008.

President Tong has won a number of awards and recognition that acknowledges his contribution and leadership on climate change and ocean conservation.

More profile about the speaker
Anote Tong | Speaker | TED.com
Mission Blue II

Anote Tong: My country will be underwater soon -- unless we work together

Anote Tong: Birlikte çalışmaz isek ülkem yakında sular altında kalacak

Filmed:
1,133,033 views

Kiribati halkı için, iklim değişikliği tartışılacak, inkâr edilecek veya aleyhine yasa çıkarılacak bir şey değil, her gün yaşanan bir gerçek. Deniz seviyesindeki Pasifik adası ulusu yükselen su seviyesi nedeniyle sular altında kalabilir. Kiribati Cumhurbaşkanı Anote Tong'un TED organizatörü Chris Anderson ile söyleşisinde ülkesinde yaşanan mevcut iklim afetlerinden ve tehlikedeki geleceğini anlatırken: "İklim değişikliği ile baş etmek için fedakârlık ve sadakat gerekiyor. İnsanlara dünyanın değiştiğini insanlara anlatmalıyız." diyor.
- President of the Republic of Kiribati
Anote Tong has built worldwide awareness of the potentially devastating impacts of climate change. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
ChrisChris AndersonAnderson: PerhapsBelki de we could startbaşlama
by just tellingsöylüyorum us about your countryülke.
0
760
3656
Chris Anderson: Ülkenizle ilgili
bir meseleden başlayabilirsiniz.
00:16
It's threeüç dotsnoktalar there on the globeküre.
Those dotsnoktalar are prettygüzel hugeKocaman.
1
4440
3856
Kürede üç nokta var, oldukça büyükler.
00:20
I think eachher one
is about the sizeboyut of CaliforniaCalifornia.
2
8320
2656
Sanırım her biri yaklaşık Kaliforniya
büyüklüğünde.
00:23
Tell us about KiribatiKiribati.
3
11000
1856
Bize Kiribati'den bahsedin.
00:25
AnoteAnote TongTong: Well, let me first beginbaşla
by sayingsöz how deeplyderinden gratefulminnettar I am
4
12880
4496
Anote Tong: Öncelikle, sorunumuzu
konuya ilgi gösteren insanlarla
00:29
for this opportunityfırsat to sharepay my storyÖykü
with people who do carebakım.
5
17400
4136
paylaşma fırsatı verdiğiniz
için minnettarım.
00:33
I think I've been sharingpaylaşım my storyÖykü with
a lot of people who don't carebakım too much.
6
21560
5576
Sanırım, sorunumuzu konuya ilgi
göstermeyen birçok insana anlattım.
00:39
But KiribatiKiribati is comprisedoluşan
of threeüç groupsgruplar of islandsadaları:
7
27160
3856
Fakat Kiribati üç ada
topluluğundan oluşuyor:
00:43
the GilbertGilbert GroupGrup on the westbatısında,
8
31040
2816
batıdaki Gilbert Grubu,
00:46
we have the PhoenixAnka kuşu IslandsAdaları in the middleorta,
9
33880
3336
ortadaki Phoenix Adaları
00:49
and the LineSatır IslandsAdaları in the eastDoğu.
10
37240
4416
ve doğudaki Line Adaları.
00:53
And quiteoldukça franklyaçıkçası, KiribatiKiribati
is perhapsbelki the only countryülke
11
41680
3096
Ve açıkçası, Kiribati
dünyanın dört köşesinde
00:57
that is actuallyaslında
in the fourdört cornersköşeleri of the worldDünya,
12
44800
2341
bulunan belki de tek ülke.
00:59
because we are in the NorthernKuzey HemisphereYarıküre,
in the SouthernGüney HemisphereYarıküre,
13
47166
3299
Çünkü Kuzey ve Güney
Yarıküredeyiz
ve Uluslararası Gün Değiştirme
hattının doğusu ve batısındayız.
01:02
and alsoAyrıca in the eastDoğu and the westbatısında
of the InternationalUluslararası DateTarihi LineSatır.
14
50490
3055
01:05
These islandsadaları are entirelyBaştan sona
madeyapılmış up of coralmercan atollsAtolls,
15
53570
6326
Bu adalar tamamen mercan
resiflerinden oluşuyor
01:12
and on averageortalama about
two metersmetre aboveyukarıdaki seadeniz levelseviye.
16
59920
4935
ve deniz seviyesinden yaklaşık
2 metre yüksekte.
01:17
And so this is what we have.
17
64879
3457
Yani durum böyle.
01:20
UsuallyGenellikle not more
than two kilometerskilometre in widthGenişlik.
18
68360
4816
Genişliği genelde 2 kilometreyi geçmez.
01:25
And so, on manyçok occasionsdurumlar,
I've been askeddiye sordu by people,
19
73200
2936
Dolayısıyla, çoğu kez, insanlar bana
01:28
"You know, you're sufferingçile,
why don't you movehareket back?"
20
76160
2536
"Madem sıkıntı çekiyorsunuz,
01:30
They don't understandanlama.
21
78720
1216
neden iç bölgelere
01:32
They have no conceptkavram
of what it is that's involvedilgili.
22
79960
3696
gitmiyorsunuz?" diye soruyorlar.
oysa, işin iç yüzünü bilmiyorlar.
01:35
With the risingyükselen seadeniz, they say,
"Well, you can movehareket back."
23
83680
3576
Yükselen deniz seviyesiyle birlikte,
"İç bölgelere çekilebilirsiniz." diyorlar.
01:39
And so this is what I tell them.
24
87280
1576
Ben de onlara şunu söylüyorum:
01:41
If we movehareket back, we will falldüşmek off
on the other sideyan of the oceanokyanus. OK?
25
88880
4336
İç bölgelere çekilirsek, okyanusun
diğer tarafına düşeriz, anlıyor musunuz?
01:45
But these are the kindsçeşit of issuessorunlar
that people don't understandanlama.
26
93240
4776
Fakat bunlar insanların
anlamadığı konular.
CA: Bu kesinlikle konunun bir yönü.
01:50
CACA: So certainlykesinlikle this is
just a pictureresim of fragilitykırılganlık there.
27
98040
4216
01:54
When was it that you yourselfkendin realizedgerçekleştirilen
28
102280
2536
Ülkeniz için yaklaşan bir
tehlike olabileceğini
01:57
that there mightbelki be
impendingeli kulağında periltehlike for your countryülke?
29
104840
3616
ne zaman anladınız?
02:00
AT: Well, the storyÖykü of climateiklim changedeğişiklik
has been one that has been going on
30
108480
3456
AT: İklim değişikliği konusu
oldukça uzun zamandır gündemde.
02:04
for quiteoldukça a numbernumara of decadeson yıllar.
31
111960
1456
02:05
And when I camegeldi into officeofis in 2003,
32
113440
4736
2003'te göreve geldiğimde,
02:10
I beganbaşladı talkingkonuşma about climateiklim changedeğişiklik
at the UnitedAmerika NationsMilletler GeneralGenel AssemblyDerleme,
33
118200
4256
BM Genel Kurulu'nda
iklim değişikliği konusunda
02:14
but not with so much passiontutku,
34
122480
2736
konuşmaya başladım, fakat
pek coşkulu değildim,
02:17
because then there was still
this controversytartışma amongarasında the scientistsBilim adamları
35
125240
3616
çünkü o zaman bilim adamları
arasında bunun hâlâ
02:21
whetherolup olmadığını it was human-inducedİnsan kaynaklı,
whetherolup olmadığını it was realgerçek or it wasn'tdeğildi.
36
128880
5256
insan kaynaklı mı olduğu ve gerçek
olup olmadığı tartışılıyordu.
02:26
But I think that that debatetartışma
was fairlyoldukça much concludedsonucuna in 2007
37
134160
6136
Fakat tartışma 2007'de IPCC'nin
4. Değerlendirme Raporu ile
02:32
with the FourthDördüncü AssessmentDeğerlendirme
ReportRapor of the IPCCIPCC,
38
140320
5576
büyük ölçüde sonuca ulaştı.
02:38
whichhangi madeyapılmış a categoricalKategorik statementaçıklama
that it is realgerçek, it's human-inducedİnsan kaynaklı,
39
145920
6856
Raporda, tehlikenin gerçek ve insan
kaynaklı olduğu açıkça belirtiliyordu
02:45
and it's predictingtahmin
some very seriousciddi scenariossenaryolar
40
152800
3936
ve Kiribati gibi bazı ülkeler için
02:48
for countriesülkeler like mineMayın.
41
156760
2536
ciddi senaryolar öngörülüyordu.
02:51
And so that's when I got very seriousciddi.
42
159320
3256
İşte, o zaman çok ciddileştim.
02:54
In the pastgeçmiş, I talkedkonuştuk about it.
43
162600
3976
Geçmişte, bu konuda
konuşmalar yaptım.
02:58
We were worriedendişeli.
44
166600
1216
Endişeliydik.
03:00
But when the scenariossenaryolar,
the predictionstahminler camegeldi in 2007,
45
167840
3736
Fakat 2008'de senaryolar ve
öngörüler gündeme geldiğinde,
03:03
it becameoldu a realgerçek issuekonu for us.
46
171600
2336
bizim için gerçek bir soruna dönüştü.
03:06
CACA: Now, those predictionstahminler are,
I think, that by 2100,
47
173960
5616
CA: Bu öngörüler 2100 yılında
deniz seviyelerinin 1 metre
03:11
seadeniz levelsseviyeleri are forecasttahmin to riseyükselmek
perhapsbelki threeüç feetayaklar.
48
179600
2776
kadar yükselebileceğine işaret ediyor.
03:14
There's scenariossenaryolar where
it's higherdaha yüksek than that, for sure,
49
182400
2620
Elbette daha fazla yükselebileceğine dair
03:17
but what would you say
to a skeptickuşkucu who said,
50
185044
2136
senaryolar da mevcut, fakat
03:19
"What's threeüç feetayaklar?
51
187204
1172
"Siz 2 metre yüksektesiniz
03:20
You're on averageortalama
sixaltı feetayaklar aboveyukarıdaki seadeniz levelseviye.
52
188400
2176
Sorun ne peki?" diye soranlara
03:22
What's the problemsorun?"
53
190600
1576
ne yanıt verirsiniz?
03:24
AT: Well, I think
it's got to be understoodanladım
54
192200
2056
AT: Öncelikle şunun anlaşılması lazım,
03:26
that a marginalmarjinal riseyükselmek in seadeniz levelseviye
55
194280
2056
deniz seviyesinin az yükselmesi bile
03:28
would mean a losskayıp of a lot of landarazi,
56
196360
2576
çok miktarda toprak kaybı demek
03:31
because much of the landarazi is lowdüşük.
57
198960
3256
çünkü toprağın büyük bölümü alçakta.
03:34
And quiteoldukça apartayrı from that,
we are gettingalma the swellsşişer at the momentan.
58
202240
5096
Ayrıca, şu anda deniz yükseliyor.
03:39
So it's not about gettingalma two feetayaklar.
59
207360
2176
Dolayısıyla mesele yarım metre değil.
03:41
I think what manyçok people do not understandanlama
60
209560
3016
Sanırım birçok insanın anlamadığı şu
03:44
is they think climateiklim changedeğişiklik is something
that is happeningolay in the futuregelecek.
61
212600
6176
iklim değişikliğinin gelecekte
oluşacağını sanıyorlar.
Biz yelpazenin en ucundayız.
03:51
Well, we're at the very
bottomalt endson of the spectrumspektrum.
62
218800
2816
Bunu zaten yaşıyoruz.
03:53
It's alreadyzaten with us.
63
221640
1256
Halkımızın bir bölümü
şimdiden yerlerini terk etti.
03:55
We have communitiestopluluklar
who alreadyzaten have been dislocatedyerinden.
64
222920
3816
03:58
They have had to movehareket,
and everyher parliamentparlamento sessionoturum, toplantı, celse,
65
226760
3936
Buna mecburdular ve
her parlamento toplantısında
04:02
I'm gettingalma complaintsşikayetler
from differentfarklı communitiestopluluklar
66
230720
2336
çeşitli kesimlerden şikayetler alıyorum,
04:05
askingsormak for assistanceyardım to buildinşa etmek seawallsseawalls,
67
233080
3056
deniz duvarları oluşturmak ve
taze su merceği hakkında
04:08
to see what we can do
about the freshwatertatlı su lenslens
68
236160
2536
neler yapabileceğimizi görmek
için yardım istiyorlar
04:10
because it's beingolmak destroyedyerlebir edilmiş,
69
238720
1816
çünkü zarar görüyor.
04:12
and so in my tripsgezileri
to the differentfarklı islandsadaları,
70
240560
2736
Ve adaları ziyaret ettiğimde,
04:15
I'm seeinggörme evidencekanıt of communitiestopluluklar
71
243320
2696
gıda ürünlerinin kaybı ile,
04:18
whichhangi are now havingsahip olan to copebaşa çıkmak
with the losskayıp of foodGıda cropsbitkileri,
72
246040
3616
su lenslerinin kirlenmesi ile
04:21
the contaminationkirlenme of the waterSu lenseslensler,
73
249680
3576
mücadele etmeye çalışanları görüyorum.
04:25
and I see these communitiestopluluklar
perhapsbelki leavingayrılma, havingsahip olan to relocateYeniden Konumlandır,
74
253280
4336
Bu toplulukların 5-10 yıl içinde
yerlerini terk etmek zorunda
kalabileceklerini görüyorum.
04:29
withiniçinde fivebeş to 10 yearsyıl.
75
257640
2336
04:32
CACA: And then, I think the countryülke
sufferedacı its first cycloneSiklon,
76
260000
3936
CA: Ve ülke ilk kasırgasını yaşadı
ve bu bununla ilişkili, değil mi?
04:36
and this is connectedbağlı, yes?
What happenedolmuş here?
77
263960
3536
Ne oldu orada?
04:39
AT: Well, we're on the equatorEkvator,
78
267520
2696
AT: Ekvatordayız ve bir çoğunuz
biliyorsunuz ki ekvatorda iseniz
04:42
and I'm sure manyçok of you understandanlama
that when you're on the equatorEkvator,
79
270240
4416
doldrum kuşağı rüzgarsızdır,
kasırga yaşamamamız gerekir.
04:46
it's supposedsözde to be in the doldrumssıkılan.
We're not supposedsözde to get the cyclonessiklonlar.
80
274680
3576
Fırtınaları yaratıp kuzeye ve
güneye göndeririz.
04:50
We createyaratmak them, and then we sendgöndermek them
eitherya northkuzeyinde or southgüney.
81
278280
2810
04:53
(LaughterKahkaha)
82
281114
1382
(Gülüşmeler)
04:54
But they aren'tdeğil supposedsözde to come back.
83
282520
1856
Fakat geri gelmemeleri gerekiyor.
04:56
But for the first time,
at the beginningbaşlangıç of this yearyıl,
84
284400
2524
Fakat ilk kez, bu yılın başlarında,
04:59
the CycloneSiklon PamPam,
whichhangi destroyedyerlebir edilmiş VanuatuVanuatu,
85
286948
3668
Pam Kasırgası, Vanuatu'yu tahrip etti
05:02
and in the processsüreç,
the very edgeskenarları of it actuallyaslında touchedmüteessir
86
290640
3456
ve güneydeki iki adamızı etkiledi.
05:06
our two southernmostEn Güney islandsadaları,
87
294120
2376
05:08
and all of TuvaluTuvalu was underwatersualtı
when HurricaneKasırga PamPam struckvurdu.
88
296520
5376
Tuvalu'nun tamamı sular altında kaldı.
Fakat güneydeki iki adamızın
yarısı dalgalar altında kaldı
05:14
But for our two southernmostEn Güney islandsadaları,
89
301920
3696
05:17
we had wavesdalgalar come over halfyarım the islandada,
90
305640
3336
Böyle birşey daha önce hiç olmamıştı.
05:21
and so this has never happenedolmuş before.
91
309000
2456
Bu yeni bir durum.
05:23
It's a newyeni experiencedeneyim.
92
311480
1576
05:25
And I've just come back
from my ownkendi constituencyseçim bölgesi,
93
313080
5336
Seçmenlerimin yanından geliyorum.
On yıllardır orada bulunan
güzel ağaçların
05:30
and I've seengörüldü these beautifulgüzel treesağaçlar
whichhangi had been there for decadeson yıllar,
94
318440
3336
hepsi tamamen yok olmuştu.
05:34
they'veonlar ettik been totallybütünüyle destroyedyerlebir edilmiş.
95
321800
1976
Durum bu,
05:36
So this is what's happeningolay,
96
323800
1696
fakat yükselen deniz seviyeleri
05:37
but when we talk
about the risingyükselen seadeniz levelseviye,
97
325520
3856
hakkında konuştuğumuzda,
05:41
we think it's something
that happensolur graduallykademeli olarak.
98
329400
3096
bunun zaman içinde, yavaş
oluştuğunu düşünüyoruz.
05:44
It comesgeliyor with the windsrüzgarlar,
it comesgeliyor with the swellsşişer,
99
332520
3056
Rüzgarla ve dalgalarla geliyor,
05:47
and so they can be magnifiedbüyütülmüş,
100
335600
1936
dolayısıyla boyutları büyebiliyor
05:49
but what we are beginningbaşlangıç to witnesstanık
is the changedeğişiklik in the weatherhava patternmodel,
101
337560
6176
fakat hava modelinin değiştiğini
fark etmeye başlıyoruz
05:55
whichhangi is perhapsbelki the more urgentacil challengemeydan okuma
102
343760
2736
ve bu muhtemelen daha da acil
bir konu, muhtemelen
05:58
that we will faceyüz soonerEr
than perhapsbelki the risingyükselen seadeniz levelseviye.
103
346520
4536
deniz seviyesindeki yükselişten
daha erken karşılaşacağız.
06:03
CACA: So the countryülke
is alreadyzaten seeinggörme effectsetkileri now.
104
351080
3256
CA: Ülke şimdiden etkilenmeye başladı.
06:06
As you look forwardileri,
105
354360
2176
06:08
what are your optionsseçenekleri
as a countryülke, as a nationulus?
106
356560
3936
Ülkenizin ve halkınızın geleceğini
nasıl görüyorsunuz?
06:12
AT: Well, I've been tellingsöylüyorum
this storyÖykü everyher yearyıl.
107
360520
2656
AT: Bu hikayeyi her yıl anlatıyorum.
06:15
I think I visitziyaret etmek a numbernumara of --
108
363200
1429
İnsanların bu konuyu
06:16
I've been travelingseyahat the worldDünya
to try and get people to understandanlama.
109
364653
4963
anlamalarını sağlamak için
dünyayı dolaşıyorum.
06:21
We have a planplan, we think we have a planplan.
110
369640
2456
Bir planımız olduğunu düşünüyorum.
06:24
And on one occasionfırsat,
I think I spokekonuştu in GenevaGeneva
111
372120
3416
Bir keresinde, Cenevre'de konuştum
06:27
and there was a gentlemanbeyefendi
who was interviewinggörüşme me
112
375560
4176
ve biri benimle mülakat yaptı,
06:31
on something like this,
113
379760
1736
ona şunu söyledim:
06:33
and I said, "We are looking
at floatingyüzer islandsadaları,"
114
381520
2336
"Yüzen adalara bakıyoruz."
06:36
and he thought it was funnykomik,
but somebodybirisi said,
115
383880
2216
Bunun eğlenceli bir fikir
olduğunu düşündük,
06:38
"No, this is not funnykomik.
These people are looking for solutionsçözeltiler."
116
386120
3936
Fakat birileri şöyle söylüyor:
"Hayır bu hiç de eğlenceli değil.
06:42
And so I have been looking
at floatingyüzer islandsadaları.
117
390080
3536
Bu insanlar bir çözüm arıyor."
06:45
The JapaneseJaponca are interestedilgili
in buildingbina floatingyüzer islandsadaları.
118
393640
3736
Japonlar yüzen adalar inşa
etmeye ilgi gösteriyor.
06:49
But, as a countryülke,
we have madeyapılmış a commitmenttaahhüt
119
397400
2936
Fakat ülke olarak biz,
06:52
that no mattermadde what happensolur,
we will try as much as possiblemümkün
120
400360
3696
ne olursa olsun, olabildiğince
yerimizde kalmaya
06:56
to staykalmak and continuedevam et to existvar olmak as a nationulus.
121
404080
4176
ve bir ulus olarak kalmaya çalışacağız.
07:00
What that will take,
122
408280
1536
Bu neye mal olacaksa,
07:02
it's going to be
something quiteoldukça significantönemli,
123
409840
3416
oldukça önemli bir şey olacak.
07:05
very, very substantialönemli.
124
413280
2016
çok çok önemli bir şey.
07:07
EitherHer iki we livecanlı on floatingyüzer islandsadaları,
125
415320
1776
Deniz seviyesi yükseldikçe,
07:09
or we have to buildinşa etmek up the islandsadaları
to continuedevam et to staykalmak out of the waterSu
126
417120
3976
veya fırtınalar şiddetlendikçe,
07:13
as the seadeniz levelseviye risesyükselir
and as the stormsfırtınalar get more severeşiddetli.
127
421120
4736
suyun altında kalmamak için
ya yüzen adalarda yaşayacağız,
07:18
But even that, it's going to be
very, very difficultzor
128
425880
2429
ya da adalar inşa edeceğiz.
07:20
to get the kindtür of resourcingresourcing
that we would need.
129
428333
2843
Böyle bile olsa,
ihtiyaç duyduğumuz kaynakları
07:23
CACA: And then the only recourserücu
is some formform of forcedzorunlu migrationgöç.
130
431200
3856
temin etmek çok zor olacak.
CA: O zaman tek yol bir tür göç.
07:27
AT: Well, we are alsoAyrıca looking at that
131
435080
2216
AT: Bunu bile isteriz, çünkü
07:29
because in the eventolay
that nothing comesgeliyor forwardileri
132
437320
2896
uluslararası toplumdan hiçbir yardım
07:32
from the internationalUluslararası communitytoplum,
133
440240
1816
07:34
we are preparinghazırlamak,
134
442080
1256
gelmemesi ihtimaline göre hazırlanıyoruz.
07:35
we don't want to be caughtyakalandı
like what's happeningolay in EuropeEurope.
135
443360
3216
Bugün Avrupa'daki göç dalgası gibi,
hazırlıksız yakalanmak istemiyoruz.
07:38
OK? We don't want to masskitle migrategöç
at some pointpuan in time.
136
446600
2696
07:41
We want to be ableyapabilmek
to give the people the choiceseçim todaybugün,
137
449320
3416
Bir dönemde toplu halde
göç etmek istemiyoruz.
07:44
those who chooseseçmek
and want to do that, to migrategöç.
138
452760
3656
Halkımıza, göç etmek isteyenlere
bugün seçenek sunabilmek istiyoruz.
07:48
We don't want something to happenolmak
that they are forcedzorunlu to migrategöç
139
456440
5056
07:53
withoutolmadan havingsahip olan been preparedhazırlanmış to do so.
140
461520
2296
Göçe hazırlıksız
yakalanmalarını istemiyoruz.
07:56
Of coursekurs, our culturekültür is very differentfarklı,
our societytoplum is very differentfarklı,
141
463840
3496
Elbette kültürümüz çok farklı,
toplumumuz çok farklı,
07:59
and oncebir Zamanlar we migrategöç
into a differentfarklı environmentçevre,
142
467360
2336
bir kez farklı bir ortama,
08:01
a differentfarklı culturekültür,
143
469720
1216
farklı bir kültüre göç ettiğimizde
08:03
there's a wholebütün lot
of adjustmentsayarlamalar that are requiredgereklidir.
144
470960
2936
büyük bir adaptasyona
ihtiyaç duyacağız.
08:06
CACA: Well, there's forcedzorunlu migrationgöç
in your country'sülkenin pastgeçmiş,
145
473920
3256
CA: Ülkenizde geçmişte de zorunlu göç
08:09
and I think just this weekhafta,
146
477200
1656
yaşandı ve bu hafta
08:11
just yesterdaydün
or the day before yesterdaydün,
147
478880
3256
dün ya da önceki gün
08:14
you visitedziyaret these people.
148
482160
2176
bu insanları ziyaret ettiniz.
08:16
What happenedolmuş here? What's the storyÖykü here?
149
484360
2176
Orada ne oldu? Hikayesi nedir?
08:18
AT: Yes, and I'm sorry,
I think somebodybirisi was askingsormak
150
486560
2416
AT: Evet, üzgünüm.
Sanırım bazıları
08:21
why we were sneakinggizlice off
to visitziyaret etmek that placeyer.
151
489000
2976
burayı ziyaret etmek için
neden kaçtığımızı soruyor.
08:24
I had a very good reasonneden, because we have
a communitytoplum of KiribatiKiribati people
152
492000
3976
Çok iyi bir nedenim var, çünkü
Solomon Adaları'nın
08:28
livingyaşam in that partBölüm
of the SolomonSolomon IslandsAdaları,
153
496000
4096
bir bölümünde yaşayan
bir Kiribati halkımız var,
08:32
but these were people who were relocatedtaşındı
from the PhoenixAnka kuşu IslandsAdaları, in factgerçek,
154
500120
3856
fakat aslında bu insanlar 1960'larda
08:36
in the 1960s.
155
504000
1456
Phoenix Adaları'ndan gelmişlerdi.
08:37
There was seriousciddi droughtkuraklık, and the people
could not continuedevam et to livecanlı on the islandada,
156
505480
4536
Ciddi kuraklık vardı,
adada yaşamını sürdüremedi
08:42
and so they were movedtaşındı
to livecanlı here in the SolomonSolomon IslandsAdaları.
157
510040
3376
ve Solomon Adaları'na taşındılar.
08:45
And so yesterdaydün it was very interestingilginç
to meetkarşılamak with these people.
158
513440
3176
Ve dün bu insanlarla
buluşmak çok ilginç oldu.
08:48
They didn't know who I was.
They hadn'tolmasaydı heardduymuş of me.
159
516640
2456
Kim olduğumu bilmiyorlardı.
Adımı duymamışlardı.
08:51
Some of them latersonra recognizedtanınan me,
160
519120
2576
Bazıları beni sonradan tanıdı,
08:53
but I think they were very happymutlu.
161
521720
3576
fakat sanırım çok mutluydular.
08:57
LaterDaha sonra they really wanted to have
the opportunityfırsat to welcomeHoşgeldiniz me formallyresmen.
162
525320
4416
Sonra beni resmi olarak
karşılamak istediler.
09:01
But I think what I saw yesterdaydün
was very interestingilginç
163
529760
3256
Fakat sanırım dün gördüklerim çok ilginçti
09:05
because here I see our people.
164
533040
1816
çünkü burada insanlarımı görüyorum.
09:07
I spokekonuştu in our languagedil, and of coursekurs
they spokekonuştu back, they repliedcevap verdi,
165
534880
5816
Dilimizi konuştum ve tabii
onlarda yanıt verdiler.
09:12
but theironların accentAksan, they are beginningbaşlangıç
not to be ableyapabilmek to speakkonuşmak KiribatiKiribati properlyuygun şekilde.
166
540720
4696
Fakat şiveleri var, Kiribati
dilini artık düzgün konuşamıyorlar.
09:17
I saw them, there was
this ladybayan with redkırmızı teethdiş.
167
545440
2496
Kırmızı renkli dişleri olan
bir bayan vardı,
09:20
She was chewingçiğneme beteltembul nutsfındık,
168
547960
2216
hurma çiğniyordu,
09:22
and it's not something we do in KiribatiKiribati.
169
550200
2256
bu Kiribati'de yaptığımız birşey değil.
09:24
We don't chewçiğnemek beteltembul nutsfındık.
170
552480
2616
Biz hurma yemeyiz.
09:27
I metmet alsoAyrıca a familyaile who have marriedevli
the localyerel people here,
171
555120
5856
Oradaki yerel halk ile
evlenmiş bir aile ile
09:33
and so this is what is happeningolay.
172
561000
4096
karşılaştım, yani böyle şeyler oluyor.
09:37
As you go into anotherbir diğeri communitytoplum,
there are boundciltli to be changesdeğişiklikler.
173
565120
3576
Başka bir topluluğa karıştıkça,
değişiklikler oluyor, bu kaçınılmaz.
09:40
There is boundciltli to be
a certainbelli losskayıp of identityKimlik,
174
568720
4456
Belirli bir kimlik kaybı
yaşanması kaçınılmaz.
09:45
and this is what we will be
looking for in the futuregelecek
175
573200
3456
Gelecekte de, göç ettikçe,
09:48
if and when we do migrategöç.
176
576680
2256
bunu göreceğiz.
09:51
CACA: It mustşart have been
just an extraordinarilyolağanüstü emotionalduygusal day
177
578960
3176
CA: Kimlik hakkındaki bu sorular nedeniyle
09:54
because of these questionssorular about identityKimlik,
178
582160
2816
aşırı duygusal bir gün olmalı,
09:57
the joysevinç of seeinggörme you and perhapsbelki
an emphasizedvurguladı senseduyu of what they had lostkayıp.
179
585000
5216
sizi görmenin heyecanı belki de onlara
10:02
And it's very inspiringilham verici to hearduymak you say
you're going to fightkavga to the endson
180
590240
3381
kaybettikleri şeyleri hissettirdi.
10:05
to try to preservekorumak
the nationulus in a locationyer.
181
593645
4411
Ulusu bir yerde tutmak için
sonuna kadar mücadele edeceğinizi
söylemeniz çok heyecan verici.
10:10
AT: This is our wishdilek.
182
598080
1296
10:11
NobodyKimse wants ever to leaveayrılmak theironların home,
183
599400
3056
AT: Dileğimiz bu yönde.
Hiç kimse evini, vatanını bırakmak istemez.
10:14
and so it's been
a very difficultzor decisionkarar for me.
184
602480
3056
10:17
As a leaderlider, you don't make plansplanları
to leaveayrılmak your islandada, your home,
185
605560
5376
Bu benim için çok zor bir karar.
Bir lider, adasını bırakmak için
10:23
and so I've been askeddiye sordu
on a numbernumara of occasionsdurumlar,
186
610960
2256
plan yapmaz.
10:25
"So how do you feel?"
187
613240
1216
Bana çok sorarlar:
"Ne hissediyorsunuz?"
10:26
And it doesn't feel good at all.
188
614480
3136
Hiç iyi bir his değil. Duygusal birşey.
Alışmaya çalıştım.
10:29
It's an emotionalduygusal thing,
and I've trieddenenmiş to livecanlı with it,
189
617640
3576
10:33
and I know that on occasionsdurumlar, I'm accusedsanık
of not tryingçalışıyor to solveçözmek the problemsorun
190
621240
4936
Bazen, sorunu çözmeye
çalışmamaya alışıyorum
10:38
because I can't solveçözmek the problemsorun.
191
626200
1976
çünkü sorunu çözemem.
10:40
It's something that's got
to be donetamam collectivelytopluca.
192
628200
2816
Bu hep birlikte çözülebilecek birşey.
10:43
Climateİklim changedeğişiklik is a globalglobal phenomenonfenomen,
and as I've oftensık sık arguedsavundu,
193
631040
5776
İklim değişikliği küresel bir sorun,
sıkça söylediğim gibi,
10:49
unfortunatelyne yazık ki, the countriesülkeler,
when we come to the UnitedAmerika NationsMilletler --
194
636840
4496
maalesef, Birleşmiş Milletler konusunda
10:53
I was in a meetingtoplantı with
the PacificPasifik IslandAda ForumForum countriesülkeler
195
641360
4896
Pasifik Adaları Forumu ülkeleriyle
biraraya geliyordum,
10:58
where AustraliaAvustralya and NewYeni ZealandZelanda
are alsoAyrıca membersüyeler,
196
646280
2496
Avustralya ve Yeni Zelanda da üyedir.
11:01
and we had an argumenttartışma.
197
648800
1736
Bir savımız vardı.
11:02
There was a bitbit of a storyÖykü in the newshaber
198
650560
2696
Haberlere yansımıştı,
11:05
because they were arguingTartışan
that to cutkesim emissionsemisyonları,
199
653280
4296
çünkü salınımı azaltmayı tartışıyorlardı.
11:09
it would be something
that they're unableaciz to do
200
657600
2256
Bu başaramayacakları birşeydi,
11:12
because it would affectetkilemek the industriesEndüstriyel.
201
659880
3216
çünkü sanayiyi etkiliyor.
11:15
And so here I was sayingsöz,
202
663120
1456
Orada şunu söyledim:
11:16
OK, I hearduymak you,
203
664600
2216
Tamam, sizi duyuyorum,
11:19
I understandanlama what you're sayingsöz,
204
666840
1656
ne söylediğinizi anlıyorum.
11:20
but try alsoAyrıca to understandanlama what I'm sayingsöz
205
668520
2256
Fakat siz de benim söylediklerimi anlayın.
11:23
because if you do not cutkesim your emissionsemisyonları,
206
670800
2616
Salınımı azaltmaz iseniz,
hayatımız tehlike altında.
11:25
then our survivalhayatta kalma is on the linehat.
207
673440
2376
Dolayısıyla buna,
11:28
And so it's a mattermadde for you
to weightartmak this, these moralmanevi issuessorunlar.
208
675840
4336
bu ahlaki konulara önem vermelisiniz.
11:32
It's about industrysanayi as opposedkarşıt to
the survivalhayatta kalma of a people.
209
680200
4016
Bir halkın hayatta kalması yerine
sanayinin ayakta kalması.
11:36
CACA: You know, I asksormak you yesterdaydün
what madeyapılmış you angrykızgın,
210
684240
2656
CA: Size dün neye kızdığınızı sordum,
11:39
and you said, "I don't get angrykızgın."
But then you pauseddurdurulmuş.
211
686920
3496
"Ben kızmam" dediniz,
fakat sonra duraksadınız.
11:42
I think this madeyapılmış you angrykızgın.
212
690440
1616
Sanırım bu sizi kızdırdı.
11:44
AT: I'd referbaşvurmak you to my earlierdaha erken
statementaçıklama at the UnitedAmerika NationsMilletler.
213
692080
4896
AT: BM'de yaptığım konuşmalara
bakmanızı öneririm.
11:49
I was very angrykızgın, very frustratedhayal kırıklığına uğramış
and then depressedbunalımlı.
214
697000
4936
Öfkeliydim, çok hayalkırıklığı ve
depresyon yaşadım.
11:54
There was a senseduyu of futilityboşuna oluş
215
701960
1976
Kazanamayacağımız bir mücadeleyi boşuna
11:56
that we are fightingkavga a fightkavga
that we have no hopeumut of winningkazanan.
216
703960
5456
sürdürdüğümüz gibi bir his vardı.
12:01
I had to changedeğişiklik my approachyaklaşım.
217
709440
2176
Yaklaşımımı değiştirmem gerekiyordu.
12:03
I had to becomeolmak more reasonablemakul
218
711640
2096
Daha rasyonel olmalıydım
12:05
because I thought people would listen
to somebodybirisi who was rationalakılcı,
219
713760
3143
çünkü insanlar rasyonel kişileri dinliyor,
12:09
but I remainkalmak radicallykökünden rationalakılcı,
whateverher neyse that is.
220
716927
2569
fakat ne olursa olsun çok rasyonel kaldım.
12:11
(LaughterKahkaha)
221
719520
1616
(Kahkahalar)
12:13
CACA: Now, a coreçekirdek partBölüm
of your nation'snationâ €™ s identityKimlik is fishingBalık tutma.
222
721160
3736
CA: Balıkçılık, ulusal kimliğinizin
hayati bir parçası.
12:17
I think you said prettygüzel much everyoneherkes
is involvedilgili in fishingBalık tutma in some way.
223
724920
3496
Sanırım herkesin bir şekilde balıkçılıkla
ilişkili olduğunu söylemiştiniz.
12:20
AT: Well, we eatyemek fishbalık
everyher day, everyher day,
224
728440
2776
AT: Her gün balık yiyoruz,
12:23
and I think there is no doubtşüphe
that our rateoran of consumptiontüketim of fishbalık
225
731240
4536
dünyada en fazla balık tüketen biziz.
12:28
is perhapsbelki the highesten yüksek in the worldDünya.
226
735800
2136
Fazla hayvanımız yok, dolayısıyla
12:30
We don't have a lot of livestockçiftlik hayvanları,
227
737960
2456
balık tüketiyoruz.
12:32
so it's fishbalık that we dependbağımlı on.
228
740440
2776
CA: hem yerel düzeyde, hem de küresel
12:35
CACA: So you're dependentbağımlı on fishbalık,
bothher ikisi de at the localyerel levelseviye
229
743240
3136
ton balığı ticaretinde ülkenin gelirleri
12:38
and for the revenuesgelirleri
that the countryülke receivesalır
230
746400
2696
bakımından balığa bağımlısınız.
Buna rağmen,
12:41
from the globalglobal fishingBalık tutma business for tunaton balığı,
231
749120
2576
birkaç yıl önce çok
radikal bir karar aldınız.
12:43
and yethenüz despiterağmen that, a fewaz yearsyıl agoönce
you tookaldı a very radicalradikal stepadım.
232
751720
4896
Biraz anlatır mısınız? Sanırım
Phoenix Adaları'nda
12:48
Can you tell us about that?
233
756640
1376
birşey oldu.
12:50
I think something happenedolmuş
right here in the PhoenixAnka kuşu IslandsAdaları.
234
758040
3336
AT: Bizim için hangi balıkların önemli
12:53
AT: Let me give some of the backgroundarka fon
of what fishbalık meansanlamına geliyor for us.
235
761400
5296
olduğu konusunda müsadenizle
biraz bilgi vereyim.
12:58
We have one of the largesten büyük
tunaton balığı fisheriesBalıkçılık remainingkalan in the worldDünya.
236
766720
3936
Dünyadaki ton balığı rezervlerinin
en büyüklerinden birine sahibiz.
13:02
In the PacificPasifik, I think we ownkendi
something like 60 percentyüzde
237
770680
2856
Pasifik'te, mevcut ton balığı
rezervinin %60'ına
13:05
of the remainingkalan tunaton balığı fisheriesBalıkçılık,
238
773560
1896
sahibiz. Bazı türler için de
13:07
and it remainskalıntılar relativelyNispeten healthysağlıklı
for some speciesTürler, but not all.
239
775480
4256
hala nispeten sağlıklı.
13:11
And KiribatiKiribati is one of the threeüç
majormajör resourcekaynak ownerssahipleri,
240
779760
5120
Kiribati, en büyük üç ton
kaynağından birine sahip.
Şu anda, gelirlerimizin %80-90'ını
13:18
tunaton balığı resourcekaynak ownerssahipleri.
241
785920
1696
13:19
And at the momentan, we have been gettingalma
242
787640
3576
erişim ücretlerinden, lisans ücretlerinden
13:23
something like 80 to 90
percentyüzde of our revenuegelir
243
791240
2896
elde ediyoruz.
13:26
from accesserişim feesharç, licenselisans feesharç.
244
794160
2456
CA: Ulusal gelirlerinizin.
13:28
CACA: Of your nationalUlusal revenuegelir.
245
796640
1856
AT: Evet, ulusal gelirlerimizin,
13:30
AT: NationalUlusal revenuegelir,
246
798520
1816
13:32
whichhangi drivessürücüler everything that we do
247
800360
2816
herşeyimizi, hastaneleri, okulları,
bu gelirlerle yapıyoruz.
13:35
in governmentshükümetler, hospitalshastaneler,
schoolsokullar and what have you.
248
803200
4016
Fakat bunu kapatmaya karar verdik.
13:39
But we decidedkarar to closekapat this,
and it was a very difficultzor decisionkarar.
249
807240
5216
Çok zor bir karardı.
Siyaseten ve yerel olarak,
13:44
I can assuresağlamak you, politicallypolitik olarak,
locallylokal olarak, it was not easykolay,
250
812480
5536
kolay değildi.
Fakat balıkçılığı sürdürülebilir
halde tutmak için
13:50
but I was convincedikna olmuş that we had to do this
251
818040
3936
13:54
in ordersipariş to ensuresağlamak
that the fisheryBalıkçılık remainskalıntılar sustainablesürdürülebilir.
252
822000
4576
bunu yapmak zorunda
olduğumuzu düşündük.
13:58
There had been some indicationsGöstergeler
that some of the speciesTürler,
253
826600
2776
Başta irigöz balığı olmak üzere,
14:01
in particularbelirli the bigeyeKocagözlü,
was underaltında seriousciddi threattehdit.
254
829400
4136
bazı balık türlerinin
ciddi tehdit altında
14:05
The yellowfinSarı yüzgeçli was alsoAyrıca heavilyağır şekilde fishedavlanır.
255
833560
3376
olduğuna dair göstergeler vardı.
14:09
SkipjackOrkinos remainskalıntılar healthysağlıklı.
256
836960
1736
Çizgili ton balığı hala iyi durumda.
14:10
And so we had to do something like that,
and so that was the reasonneden I did that.
257
838720
4776
Yani birşeyler yapmamız gerekiyordu,
kararımızın nedeni buydu.
14:15
AnotherBaşka bir reasonneden why I did that
258
843520
3896
Bir başka nedeni ise şuydu,
14:19
was because I had been askingsormak
the internationalUluslararası communitytoplum
259
847440
4696
iklim değişikliğiyle mücadele etmek için
14:24
that in ordersipariş to dealanlaştık mı with climateiklim changedeğişiklik,
in ordersipariş to fightkavga climateiklim changedeğişiklik,
260
852160
4536
fedakarlık yapılması ve
kararlı olunması gerektiği
14:28
there has got to be sacrificekurban,
there has got to be commitmenttaahhüt.
261
856720
3896
konusunda uluslararası topluma
çağrıda bulunuyordum.
14:32
So in askingsormak the internationalUluslararası communitytoplum
to make a sacrificekurban,
262
860640
5296
Onlarda fedakarlık yapmalarını isterken,
14:38
I thought we ourselveskendimizi
need to make that sacrificekurban.
263
865960
2816
bizim de fedakarlık yapmamız
gerektiğini düşündüm.
14:41
And so we madeyapılmış the sacrificekurban.
264
868800
1816
Dolayısıyla bu kararı aldık.
14:42
And forgoingverilmiyor commercialticari fishingBalık tutma
265
870640
4943
Phoenix Adaları'ndaki koruma alanlarında
ticari balıkçılıktan vazgeçmek
14:47
in the PhoenixAnka kuşu IslandsAdaları protectedkorumalı areaalan
266
875608
2608
bir gelir kaybı demekti.
14:50
would mean a losskayıp of revenuegelir.
267
878240
1856
Hala bu zararın ne ölçüde olacağını
14:52
We are still tryingçalışıyor to assessbelirlemek
what that losskayıp would be
268
880120
2477
anlamaya çalışıyoruz. Çünkü
14:54
because we actuallyaslında closedkapalı it off
at the beginningbaşlangıç of this yearyıl,
269
882621
5235
aslında bunu yılbaşında yasakladık
15:00
and so we will see by the endson of this yearyıl
270
887880
2336
ve ne kadar gelir kaybına neden olacağını
15:02
what it meansanlamına geliyor in termsşartlar
of the lostkayıp revenuegelir.
271
890240
3496
bu yılın sonunda göreceğiz.
15:05
CACA: So there's so manyçok things
playingoynama into this.
272
893760
2256
CA: Yani burada bir çok faktör var.
15:08
On the one handel,
it mayMayıs ayı promptistemi healthierdaha sağlıklı fisheriesBalıkçılık.
273
896040
6976
Bir taraftan da, bu durum daha sağlıklı
balıkçılığın ortaya çıkmasını sağlayabilir.
15:15
I mean, how much are you ableyapabilmek
to movehareket the pricefiyat up
274
903040
2376
Yani, diğer bölgelerde fiyatları
15:17
that you chargeşarj etmek for the remainingkalan areasalanlar?
275
905440
2496
ne kadar artırabilirsiniz?
15:20
AT: The negotiationsmüzakereler
have been very difficultzor,
276
907960
4616
AT: Müzakereler çok zorlu geçti,
15:24
but we have managedyönetilen
to raiseyükseltmek the costmaliyet of a vesseldamar day.
277
912600
3856
fakat balıkçı gemilerinin
günlük fiyatını artırmayı başardık.
15:28
For any vesseldamar
to come in to fishbalık for a day,
278
916480
2616
Bir balıkçı gemisinin
günlük avlanmaya çıkma maliyeti
15:31
we have raisedkalkık the feeücret from --
it was $6,000 and $8,000,
279
919120
3616
6,000$ ila 8,000$ arasındaydı,
15:34
now to $10,000, $12,000 perbaşına vesseldamar day.
280
922760
4576
şimdi gemi başına 10,000$ ila
12,000$ e yükselttik.
15:39
And so there's been
that significantönemli increaseartırmak.
281
927360
3216
Önemli bir artış oldu.
15:42
But at the sameaynı time,
what's importantönemli to noteNot is,
282
930600
4576
Fakat aynı zamanda,
şunu da belirtmek gerekir ki,
15:47
whereasbuna karşılık in the pastgeçmiş these fishingBalık tutma boatstekneler
283
935200
4336
geçmişte balıkçı tekneleri günde
15:51
mightbelki be fishingBalık tutma in a day
and maybe catchyakalamak 10 tonston,
284
939560
3936
10 ton balık yakalarken,
15:55
now they're catchingbulaşıcı maybe 100 tonston
because they'veonlar ettik becomeolmak so efficientverimli.
285
943520
3896
bugün etkinlikleri arttı ve
100 ton tutar hale geldiler.
Bizim de benzer şekilde
tepki vermemiz gerekiyor.
15:59
And so we'vebiz ettik got to respondyanıtlamak likewiseaynı şekilde.
286
947440
2336
16:02
We'veBiz ettik got to be very, very carefuldikkatli
because the technologyteknoloji has so improvedgelişmiş.
287
949800
4176
Çok çok dikkatli olmalıyız,
çünkü teknoloji çok gelişti.
16:06
There was a time when the BrazilianBrezilya fleetFilo
movedtaşındı from the AtlanticAtlantik to the PacificPasifik.
288
954000
5416
Biz zamanlar Brezilya donanması
Atlantik'ten Pasifik'e yola çıkmış,
fakat ulaşamamıştı.
16:11
They couldn'tcould.
289
959440
1216
16:12
They startedbaşladı experimentingdeneme
if they could, perbaşına sese.
290
960680
3216
Bunu başarıp başaramayacaklarını
denemeye başladılar.
16:16
But now they'veonlar ettik got waysyolları of doing it,
and they'veonlar ettik becomeolmak so efficientverimli.
291
963920
3680
Fakat günümüzde çok etkin hale geldiler
ve bunu başarmanın çeşitli yolları bulundu
16:21
CACA: Can you give us a senseduyu
of what it's like in those negotiationsmüzakereler?
292
969000
3198
CA: Müzakerelerin nasıl geçtiğine
16:24
Because you're up againstkarşısında companiesşirketler
293
972223
1697
16:26
that have hundredsyüzlerce of millionsmilyonlarca
of dollarsdolar at stakekazık, essentiallyesasen.
294
973944
3592
dair görüşlerinizi alabilir miyiz?
Çünkü yüz milyonlarca dolarını riske eden
16:29
How do you holdambar the linehat?
295
977560
3336
firmalara karşısınız.
Çizginizi nasıl sürdürdünüz?
16:33
Is there any advicetavsiye you can give
296
980920
2056
Ülkeniz ve balıkçılığınız için
16:35
to other leadersliderler who are dealingmuamele
with the sameaynı companiesşirketler
297
983000
3056
en fazlasını elde etme konusunda
16:38
about how to get
the mostçoğu for your countryülke,
298
986080
4296
aynı firmalarla müzakere eden
diğer liderlere ne önerirsiniz?
16:42
get the mostçoğu for the fishbalık?
299
990400
4016
Tavsiyeniz ne olur?
16:46
What advicetavsiye would you give?
300
994440
1536
16:48
AT: Well, I think we focusodak
too oftensık sık on licensingruhsat verme
301
996000
6256
AT: Sanırım, getiri miktarını
artırmak için, genellikle,
lisanslamaya fazla odaklanıyoruz.
Çünkü, lisans ücretlerinden
16:54
in ordersipariş to get the rateoran of returndönüş,
302
1002280
1667
16:56
because what we are gettingalma
from licenselisans feesharç
303
1003971
2805
yakalanan balıkların limandaki değerinin
16:59
is about 10 percentyüzde
of the landedindi valuedeğer of the catchyakalamak
304
1006800
2616
yaklaşık %10'unu alıyoruz.
17:01
on the sideyan of the wharfİskele,
not in the retailperakende shopsdükkanlar.
305
1009440
3136
satıcı dükkandaki fiyatın değil.
17:04
And we only get about 10 percentyüzde.
306
1012600
3976
Sadece %10 alıyoruz.
17:08
What we have been tryingçalışıyor
to do over the yearsyıl
307
1016600
2616
Geçtiğimiz yıllarda yapmaya
çalıştığımız şey,
17:11
is actuallyaslında to increaseartırmak
our participationkatılım in the industrysanayi,
308
1019240
3856
ürün toplama, işleme
ve nihai aşamada pazarlama
17:15
in the harvestinghasat, in the processingişleme,
309
1023120
2616
konularında
sektöre katılımımızı artırmaktı.
17:17
and eventuallysonunda, hopefullyinşallah, the marketingpazarlama.
310
1025760
1857
Nüfuz etmek kolay değil,
17:19
They're not easykolay to penetratenüfuz etmek,
311
1027642
3694
fakat bu yönde çalışıyoruz.
17:23
but we are workingçalışma towardskarşı that,
312
1031359
2297
Evet, yanıtım artırmak.
17:25
and yes, the answerCevap would be to enhanceartırmak.
313
1033680
2616
Getiri oranımızı artırmak için,
17:28
In ordersipariş to increaseartırmak our rateoran of returndönüş,
we have to becomeolmak more involvedilgili.
314
1036319
4217
daha fazla dahil olmak zorundayız.
17:32
And so we'vebiz ettik startedbaşladı doing that,
315
1040560
3176
Nüfuz etmeye başladık,
17:35
and we have to restructureyeniden yapılandırma the industrysanayi.
316
1043760
4256
sektörü de yeniden
yapılandırmak zorundayız.
17:40
We'veBiz ettik got to tell these people
that the worldDünya has changeddeğişmiş.
317
1048040
3376
Dünyanın değiştiğini
bu insanlara anlatmak zorundayız.
17:43
Now we want to produceüretmek the fishbalık ourselveskendimizi.
318
1051440
2416
Şimdi balığı kendimiz üretmek istiyoruz.
17:46
CACA: And meanwhileo esnada,
for your localyerel fishermenBalıkçılar,
319
1053880
2096
CA: Bu arada, yerel balıkçılarınız,
17:48
they are still ableyapabilmek to fishbalık,
320
1056000
3096
hala balık tutabiliyorlar,
17:51
but what is business like for them?
321
1059120
2456
fakat bu iş onlara nasıl görünüyor?
17:53
Is it gettingalma harderDaha güçlü?
Are the watersdeniz depletedtükenmiş?
322
1061600
2336
Giderek zorlaşıyor mu?
Denizlerde balık tükeniyor mu?
17:56
Or is that beingolmak runkoş
on a sustainablesürdürülebilir basistemel?
323
1063960
3456
Yoksa bu iş sürdürülebilir
bir şekilde mi yapılıyor?
17:59
AT: For the artisanalzanaat fisheryBalıkçılık,
324
1067440
1456
AT: Elle tutulan balıkçılık için,
18:01
we do not participatekatılmak
in the commercialticari fishingBalık tutma activityaktivite
325
1068920
3256
iç piyasaya sunma amacı dışında
18:04
exceptdışında only to supplyarz the domesticyerli marketpazar.
326
1072200
3016
ticari balıkçılık faaliyetlerine katılmıyoruz.
18:07
The tunaton balığı fisheryBalıkçılık is really
entirelyBaştan sona for the foreignyabancı marketpazar,
327
1075240
3296
Ton balığı tamamen dış piyasa için,
18:10
mostlyçoğunlukla here in the US, EuropeEurope, JapanJaponya.
328
1078560
6216
yani ABD, Avrupa ve Japonya için tutuluyor.
18:17
So I am a fishermanbalıkçı, very much,
329
1084800
4536
Ben de bir balıkçıyım,
18:21
and I used to be ableyapabilmek to catchyakalamak yellowfinSarı yüzgeçli.
330
1089360
3176
eskiden sarı kanat tutabiliyordum.
18:24
Now it's very, very rarenadir
to be ableyapabilmek to catchyakalamak yellowfinSarı yüzgeçli
331
1092560
2776
Fakat artık sarı kanat çok nadir çıkıyor.
18:27
because they are beingolmak liftedkaldırdı
out of the waterSu by the hundredsyüzlerce of tonston
332
1095360
3376
Çünkü gırgır ağlarıyla, denizden tonlarca
18:30
by these purseçanta seinersGIR.
333
1098760
1880
gruplar halinde çıkarılıyorlar.
18:34
CACA: So here'sburada a coupleçift
of beautifulgüzel girlskızlar from your countryülke.
334
1102360
4936
CA: Burada ülkenizden gelen
birkaç güzel bayan var.
18:39
I mean, as you think about theironların futuregelecek,
335
1107320
3216
Onların geleceğini düşündüğünüzde,
18:42
what messagemesaj would you have for them
336
1110560
2656
onlara ve dünyaya
18:45
and what messagemesaj
would you have for the worldDünya?
337
1113240
3016
ne mesajlar vermek istersiniz?
18:48
AT: Well, I've been tellingsöylüyorum the worldDünya
that we really have to do something
338
1116280
3429
AT: Dünyaya şunu söylüyorum:
iklimde oluşan değişiklikler
konusunda bir şeyler yapmalıyız.
18:51
about what is happeningolay to the climateiklim
339
1119733
1843
18:53
because for us, it's about
the futuregelecek of these childrençocuklar.
340
1121600
2776
Çünkü bu çocuklarımızın geleceği demek.
18:56
I have 12 grandchildrentorunlar, at leasten az.
341
1124400
1936
En az 12 torunum var.
18:58
I think I have 12, my wifekadın eş knowsbilir.
342
1126360
2016
Sanırım 12 idi, eşim daha iyi bilir.
19:00
(LaughterKahkaha)
343
1128400
2216
(Kahkahalar)
19:02
And I think I have eightsekiz childrençocuklar.
344
1130640
3016
Ve sanırım sekiz çocuğum var.
19:05
It's about theironların futuregelecek.
345
1133680
1256
Konu onların geleceğini ilgilendiriyor.
19:07
EveryHer day I see my grandchildrentorunlar,
about the sameaynı ageyaş as these younggenç girlskızlar,
346
1134960
3736
Her gün torunlarımı görüyorum,
Bu genç kızlarla yaşıtlar,
19:10
and I do wondermerak etmek,
347
1138720
2416
ve merak ediyorum
19:13
and I get angrykızgın sometimesara sıra, yes I do.
348
1141160
2216
ve bazen de kızıyorum, gerçekten.
19:15
I wondermerak etmek what is to becomeolmak of them.
349
1143400
2056
Onlara ne olacağını merak ediyorum.
19:17
And so it's about them
350
1145480
3136
Konu bizim ulusal çıkarlarımızla değil
onlarla ilgili,
19:20
that we should be tellingsöylüyorum everybodyherkes,
351
1148640
2256
bunu herkese anlatmalıyız.
19:23
that it's not about
theironların ownkendi nationalUlusal interestfaiz,
352
1150920
2256
çünkü maalesef iklim değişikliği
19:25
because climateiklim changedeğişiklik,
regrettablyüzülerek, unfortunatelyne yazık ki,
353
1153200
3656
birçok ülke tarafından bizim
19:29
is viewedbakıldı by manyçok countriesülkeler
as a nationalUlusal problemsorun. It's not.
354
1156880
4096
ulusal sorunumuz olarak görülüyor.
Öyle değil.
19:33
And this is the argumenttartışma
we got into recentlyson günlerde with our partnersortaklar,
355
1161000
3000
Son zamanlarda Avustralya ve
19:36
the AustraliansAvustralyalılar and NewYeni ZealandersZelandalı,
356
1164024
1696
Yeni Zelanda gibi ortaklarımızla
19:37
because they said,
"We can't cutkesim any more."
357
1165744
3312
bunu tartışmaya başladık. Çünkü,
"Daha fazla kesemeyiz" diyorlar.
19:41
This is what one of the leadersliderler,
the AustralianAvustralya leaderlider, said,
358
1169080
3616
Avustralya lideri böyle söyledi,
19:44
that we'vebiz ettik donetamam our partBölüm,
we are cuttingkesim back.
359
1172720
4256
salınımı kestiklerini ve üzerlerine
düşeni yaptıklarını söyledi.
19:49
I said, What about the restdinlenme?
Why don't you keep it?
360
1177000
3656
Kendisine "Ya geri kalanı?
Bunu neden sürdürmüyorsunuz?" dedim.
Sınırlarınızdaki diğer emisyonları
azaltmaya devam ederseniz,
19:52
If you could keep
the restdinlenme of your emissionsemisyonları
361
1180680
2696
19:55
withiniçinde your boundariessınırları,
withiniçinde your borderssınırlar,
362
1183400
2296
hiçbir sorumuz kalmaz, dedim.
19:57
we'devlenmek have no questionsoru.
363
1185720
1776
Dilediğiniz kadar
devam edebilirsiniz.
19:59
You can go aheadönde as much as you like.
364
1187520
1816
Fakat maalesef,
20:01
But unfortunatelyne yazık ki,
you're sendinggönderme it our way,
365
1189360
2136
üzerimize salıyorsunuz ve bu
20:03
and it's affectingetkileyen
the futuregelecek of our childrençocuklar.
366
1191520
2191
çocuklarımızın geleceğini etkiliyor"
20:05
And so surelyelbette I think that is the heartkalp
of the problemsorun of climateiklim changedeğişiklik todaybugün.
367
1193735
5041
dedim. Günümüzdeki iklim
değişikliği sorununun özü bu.
20:11
We will be meetingtoplantı in ParisParis
at the endson of this yearyıl,
368
1198800
3056
Bu yılın sonunda Paris'te toplanacağız.
20:14
but untila kadar we can think of this
as a globalglobal phenomenonfenomen,
369
1201880
3936
Bunun küresel bir sorun
olduğunu düşünene kadar
20:18
because we createyaratmak it,
individuallytek tek, as nationsmilletler,
370
1205840
3256
çünkü bunu bireyler ve uluslar olarak
20:21
but it affectsetkiler everybodyherkes elsebaşka,
371
1209120
1936
biz yarattık fakat herkesi etkiliyor,
20:23
and yethenüz, we refuseçöp
to do anything about it,
372
1211080
3616
buna rağmen bu konuda bir şeyler
yapmayı reddediyoruz.
20:26
and we dealanlaştık mı with it as a nationalUlusal problemsorun,
373
1214720
2456
Bu yüzden bununla ulusal bir
sorun olarak biz
20:29
whichhangi it is not -- it is a globalglobal issuekonu,
374
1217200
2096
mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
Oysa bu küresel bir sorun
20:31
and it's got to be
dealtele with collectivelytopluca.
375
1219320
2720
ve birlikte mücadele etmemiz gerekiyor.
20:35
CACA: People are incrediblyinanılmaz badkötü
at respondingtepki vermek to graphsgrafikleri and numberssayılar,
376
1223120
4336
CA: İnsanlar grafiklere ve rakamlara
pek iyi yanıt veremiyorlar
20:39
and we shutkapamak our mindszihinler to it.
377
1227480
3776
ve zihinlerini buna kapatıyorlar.
20:43
SomehowBir şekilde, to people, we're slightlyhafifçe better
at respondingtepki vermek to that sometimesara sıra.
378
1231280
6256
Bazen insanlara daha iyi tepki veriyoruz.
20:49
And it seemsgörünüyor like it's
very possiblemümkün that your nationulus,
379
1237560
2936
Öyle görünüyor ki, ulus olarak
20:52
despiterağmen, actuallyaslında because of
the intenseyoğun problemssorunlar you faceyüz,
380
1240520
4456
karşılaştığınız yoğun sorunlar nedeniyle
20:57
you mayMayıs ayı yethenüz be the warninguyarı lightışık
to the worldDünya that shinesparlar mostçoğu visiblygözle görülür,
381
1245000
4896
dünya için en görünür,
en güçlü uyarı ışığı olabilir.
Olağanüstü liderliğiniz
21:02
mostçoğu powerfullygüçlü bir şekilde.
382
1249920
1976
21:04
I just want to thank you,
I'm sure, on behalfadına of all of us,
383
1251920
2817
ve buraya geldiğiniz için
teşekkür etmek istiyorum.
21:06
for your extraordinaryolağanüstü leadershipliderlik
and for beingolmak here.
384
1254762
2494
Sn. Başkan çok teşekkürler.
21:09
MrBay. PresidentBaşkan, thank you so much.
385
1257280
1573
AT: Teşekkür ederim.
21:11
AT: Thank you.
386
1258873
773
(Alkışlar)
21:11
(ApplauseAlkış)
387
1259666
2454
Translated by Ramazan Şen
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Anote Tong - President of the Republic of Kiribati
Anote Tong has built worldwide awareness of the potentially devastating impacts of climate change.

Why you should listen

His Excellency Anote Tong is the fourth President of the Republic of Kiribati. He was first elected as President on 10 July 2003 and subsequently won two more elections in 2007 and in 2012. He is now serving his last term, which will end in mid-2015. Under his leadership, President Anote Tong also holds the portfolio of Head of State and Minister of Foreign Affairs and Immigration.

Anote Tong was born in 1952 on Fanning Island (also known as Tabuaeran) in the Line Islands and is a member of the Kiribati House of Parliament from the constituency of Maiana Island in the central Kiribati group.

Educated in New Zealand and in England at the University of Canterbury and the London School of Economics respectively, President Tong holds a Bachelor of Science and a Master of Economics under his belt.

Since the beginning of his presidency, President Anote Tong has become a strong climate change advocate and has built worldwide awareness of the potentially devastating impacts of climate change.

He has stated on many occasions that Kiribati may cease to exist altogether and that its entire population may need to be resettled not as climate change refugees but as citizens who migrate on merit and with dignity.

With one of the lowest carbon-emission footprints in the world, Tong has often described Kiribati as a “frontline country” that has been among the first to experience dramatic climate change impacts.

As an extraordinary measure to set an example for the rest of the world, President Tong created the Phoenix Islands Protected Area, one of the largest marine protected areas in the world with a size of 408,250 square kilometers which was inscribed as a United Nations World Heritage site in 2008.

President Tong has won a number of awards and recognition that acknowledges his contribution and leadership on climate change and ocean conservation.

More profile about the speaker
Anote Tong | Speaker | TED.com