ABOUT THE SPEAKER
Casey Gerald - American
Casey Gerald chronicles the current state of the American Dream and explores ways to sustain it for a new generation.

Why you should listen

Casey Gerald has witnessed every facet of the American Dream -- from his harrowing childhood in Texas, to his tenure at the heights of America's elite institutions, to his journeys through the cities and towns of the American heartland where he has spent his recent years as cofounder and CEO of MBAs Across America. Now his work as a writer, speaker, and business leader centers on the question: will the American dream survive another generation?

Gerald began his career in economic policy and government innovation at the Center for American Progress, and he has worked as a strategist with startup social ventures such as The Future Project as well as companies like The Neiman Marcus Group.

Born and raised in Dallas, Gerald received an MBA from Harvard Business School, where he delivered the 2014 commencement address, and a BA in Political Science from Yale College. He has been featured on MSNBC, in The New York Times, Financial Times, The Guardian, and he has appeared on the cover of Fast Company, which also named him one of the "Most Creative People in Business." He currently serves on the advisory board of NPR's Generation Listen.

More profile about the speaker
Casey Gerald | Speaker | TED.com
TED2016

Casey Gerald: The gospel of doubt

Casey Gerald: Şüphenin hakikati

Filmed:
2,123,426 views

Sarsılmaz gerçeklerinizin doğru olmadığını gördüğünüzde ne yapıyorsunuz? Casey Gerald'ın tabuları yıkıldığında, inanılacak başka şeyler aradı -iş dünyasına, hükümete, filantropiye- fakat bulduğu sadece yalancı mesihlerdi. Bu hareketli konuşmada, Gerald bizi inançlarımız konusunda dürtüyor ve belirsizliği kucaklıyor.
- American
Casey Gerald chronicles the current state of the American Dream and explores ways to sustain it for a new generation. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
There we were,
0
823
1286
İşte oradaydık,
00:15
soulsruhlar and bodiesbedenler packedpaketlenmiş
into a TexasTexas churchkilise
1
3354
3384
ruhlar ve bedenler hayatlarımızın
son gecesinde
00:19
on the last night of our liveshayatları.
2
7428
2221
Teksas'ta bir kiliseye
tıkılmış.
00:22
PackedPaketli into a roomoda just like this,
3
10856
1843
Aynen böyle bir odaya tıkılmış,
00:25
but with creakygıcırtılı woodenahşap pewssıraları
drapedbol dökümlü in worn-downyıpranmış aşağı redkırmızı fabrickumaş,
4
13542
4752
ama aşınmış kırmızı bir kumaşla kaplı
gıcırdayan sıraları olan,
00:31
with an organorgan to my left
and a choirkoro at my back
5
19287
2671
solumda bir org ve arkamda bir koro ile
00:33
and a baptismvaftiz poolhavuz
builtinşa edilmiş into the wallduvar behindarkasında them.
6
21982
2880
ve arkalarındaki duvarın
içine yapılmış vaftiz havuzu olan.
00:37
A roomoda like this, nonethelessyine de.
7
25502
2769
İşte yine de böyle bir oda.
00:41
With the sameaynı great feelingsduygular of suspenseGerilim,
8
29356
2704
Şüphenin aynı harika hissiyle,
00:45
the sameaynı deepderin hopesumutlar for salvationkurtuluş,
9
33080
2488
aynı derin kurtuluş umuduyla,
00:48
the sameaynı sweatter in the palmsavuç içi
10
36743
1636
aynı terli avuçlarla
00:50
and the sameaynı people
in the back not payingödeme yapan attentionDikkat.
11
38403
3491
ve arkada ilgisizce takılan
aynı insanlarla.
00:53
(LaughterKahkaha)
12
41918
1927
(Gülüşmeler)
00:56
This was DecemberAralık 31, 1999,
13
44770
3646
31 Aralık 1999'du.
01:01
the night of the Secondİkinci ComingGeliyor of Christİsa,
14
49033
2503
İsa'nın ikinci gelişinin gecesi,
01:04
and the endson of the worldDünya as I knewbiliyordum it.
15
52222
2470
ve bildiğim kadarıyla dünyanın sonu idi.
01:08
I had turneddönük 12 that yearyıl
16
56022
1626
O yıl 12 yaşına basmıştım
01:09
and had reachedulaştı the ageyaş of accountabilityHesap verebilirlik.
17
57672
2319
ve mesuliyet yaşına erişmiştim.
01:12
And oncebir Zamanlar I stoppeddurduruldu complainingşikayetçi
18
60742
1800
Ve İsa'nın dönüşünün tam da
01:14
about how unfairhaksız it was
that Jesusİsa would returndönüş
19
62566
2451
yaptıklarımdan sorumlu olma
zamanıma denk gelmesinin
01:17
as soonyakında as I had to be accountablesorumlu
for all that I had donetamam,
20
65041
3489
adil olmadığından hayıflanmayı
bıraktığım anda
01:20
I figuredanladım I had better get
my houseev in ordersipariş very quicklyhızlı bir şekilde.
21
68554
2963
evime hemen çekidüzen vermem
gerektiğine karar verdim.
01:24
So I wentgitti to churchkilise as oftensık sık as I could.
22
72448
1943
Ve olabildiğince sık kiliseye gittim.
01:26
I listeneddinlenen for silenceSessizlik as anxiouslyendişeyle
as one mightbelki listen for noisegürültü,
23
74415
4832
Gürültü nasıl kaygıyla dinleniyorsa
öyle dinledim sessizliği
01:31
tryingçalışıyor to be sure that the LordLord
hadn'tolmasaydı pulledçekti a fasthızlı one on me
24
79271
3090
ve Tanrı'nın beni kandırıp
erken davranmayacağından
01:34
and decidedkarar to come back earlyerken.
25
82385
1575
emin olmaya çalıştım.
01:36
And just in casedurum he did,
26
84813
1491
Ve belki öyle yaptıysa diye
01:38
I builtinşa edilmiş a backupyedek planplan,
27
86988
1626
bir B planı yaptım,
01:41
by readingokuma the "Left BehindArkasında" bookskitaplar
that were all the rageöfke at the time.
28
89277
3881
o zamanlar çok moda olan
"geçmişte kaldı" kitaplarını okuyarak.
01:45
And I foundbulunan in theironların pagessayfalar
29
93651
1464
Ve sayfaların arasında
01:47
that if I was not takenalınmış
in the rapturetutsaklık at midnightgece yarısı,
30
95139
2741
buldum ki, beni gece mahmurluğunda
götürmezlerse,
01:49
I had anotherbir diğeri shotatış.
31
97904
1254
bir atış daha yapabilirim.
01:51
All I had to do was avoidönlemek
takingalma the markişaret of the beastcanavar,
32
99958
3047
Tek yapmam gereken
canavarın dikkatini çekmemek
01:55
fightkavga off demonsŞeytanlar, plaguesveba
and the AntichristDeccal himselfkendisi.
33
103808
3112
şeytanlar, felaketler ve
deccal ile savaşmaktı.
01:58
It would be hardzor --
34
106944
1187
Zor olacaktı.
02:00
(LaughterKahkaha)
35
108155
3169
(Gülüşmeler)
02:03
but I knewbiliyordum I could do it.
36
111348
1558
Ama yapabileceğimi biliyordum.
02:04
(LaughterKahkaha)
37
112930
1503
(Gülüşmeler)
02:06
But planningplanlama time was over now.
38
114457
1788
Fakat planlama zamanı bitmişti.
02:08
It was 11:50pmPM.
39
116269
1816
Saat 23:50 olmuştu.
02:10
We had 10 minutesdakika left,
40
118109
1162
10 dakikamız kalmıştı ki,
02:11
and my pastorPapaz calleddenilen us
out of the pewssıraları and down to the altarsunak
41
119295
2994
papaz bizi sıralardan
mihraba götürdü.
02:14
because he wanted to be prayingdua eden
when midnightgece yarısı struckvurdu.
42
122313
4136
Gece yarısı olduğunda
dua ediyor olmak istemişti.
02:19
So everyher factionhizip of the congregationcemaat
43
127808
2010
Dolayısıyla tüm cemaat
02:21
tookaldı its placeyer.
44
129842
1303
yerini aldı.
02:23
The choirkoro stayedkaldı in the choirkoro standdurmak,
45
131169
1746
Koro yerinde kaldı.
02:24
the deaconsDeacons and theironların wiveseşleri --
46
132939
1473
Asistan papazlar ve eşleri
02:26
or the BaptistBaptist BourgeoisieBurjuvazinin
as I like to call them --
47
134436
2503
-- ya da benim deyimimle
vaftiz burjuvazisi --
02:28
(LaughterKahkaha)
48
136963
1286
(Gülüşmeler)
02:30
tookaldı first positionpozisyon in frontön of the altarsunak.
49
138273
2207
mihrabın önünde ilk sırayı aldı.
02:32
You see, in AmericaAmerika,
50
140504
1685
Görüyorsunuz, Amerika'da
02:34
even the Secondİkinci ComingGeliyor of Christİsa
has a VIPVIP sectionBölüm.
51
142824
3061
İsa'nın dönüşü için bile
VIP yeri var.
02:37
(LaughterKahkaha)
52
145909
2330
(Gülüşmeler)
02:40
(ApplauseAlkış)
53
148263
2000
(Alkışlar)
02:45
And right behindarkasında the BaptistBaptist BourgeoisieBurjuvazinin
54
153187
2389
Ve hemen vaftiz burjuvazisinin
arkasında
02:47
were the elderlyyaşlı --
55
155600
1929
yaşlılar vardı.
02:49
these menerkekler and womenkadınlar whosekimin younggenç backsyedekler
had been bentbükülmüş underaltında hotSıcak sunsgüneşler
56
157553
4888
Gençken Doğu Teksas'ın pamuk
tarlalarında
02:54
in the cottonpamuk fieldsalanlar of EastDoğu TexasTexas,
57
162465
1981
kızgın güneş altında sırtları eğilen
02:57
and whosekimin skincilt seemedgibiydi to be burntyanmış
a creaselesscreaseless nobleasil brownkahverengi,
58
165137
3716
ve ciltleri Doğu Teksas'ın toprağı gibi
kırışıksız,
03:00
just like the claykil of EastDoğu TexasTexas,
59
168877
1674
soylu bir kahverengiye dönen,
03:03
and whosekimin hopesumutlar and dreamsrüyalar
for what life mightbelki becomeolmak
60
171119
2485
ve Doğu Teksas dışında hayatın
nasıl olabileceğine
03:05
outsidedışında of EastDoğu TexasTexas
61
173628
1151
dair ümit ve hayalleri
03:06
had sometimesara sıra been bentbükülmüş and brokenkırık
62
174803
1643
bazen sırtlarından bile çok
03:08
even furtherayrıca than theironların backsyedekler.
63
176470
1499
bükülen ve kırılan insanlar.
03:09
Yes, these menerkekler and womenkadınlar
were the starsyıldızlar of the showgöstermek for me.
64
177993
3880
Evet, bu erkek ve kadınlar bana göre
gösterinin yıldızlarıydı.
03:14
They had waitedbekledi theironların wholebütün liveshayatları
for this momentan,
65
182742
2338
Bütün hayatları boyunca bu anı beklediler,
03:17
just as theironların medievalOrtaçağ predecessorsÖncel
had longedözlemi for the endson of the worldDünya,
66
185104
3975
ortaçağ atalarının dünyanın
sonunu beklemeleri gibi,
03:21
and just as my grandmotherbüyükanne
waitedbekledi for the OprahOprah WinfreyWinfrey ShowGöster
67
189900
2997
ve büyükannemin her gün 4'te
Oprah Winfret Show'un
03:24
to come on ChannelKanal 8
everyher day at 4 o'clocksaat.
68
192921
2245
Kanal 8'de çıkmasını beklemesi gibi.
03:28
And as she madeyapılmış her way to the altarsunak,
69
196242
1949
Büyükkannem mihraba giderken,
03:30
I snucksokuldum right in behindarkasında her,
70
198215
2095
arkasına gizlice sokuldum,
03:32
because I knewbiliyordum for sure
71
200334
1974
çünkü onun cennete
03:34
that my grandmotherbüyükanne was going to heavencennet.
72
202332
2076
gittiğinden emindim.
03:37
And I thought that if I heldbekletilen on
to her handel duringsırasında this prayernamaz,
73
205126
4305
Ve düşündüm ki, bu dua boyunca ona
tutunursam, ben de onunla beraber
03:42
I mightbelki go right on with her.
74
210282
1873
cennete gidebilirdim.
03:44
So I heldbekletilen on
75
212976
1325
Ve tutunmaya devam ettim,
03:46
and I closedkapalı my eyesgözleri
76
214802
1666
gözlerimi kapadım,
03:49
to listen,
77
217070
1150
dinlemek ve
03:50
to wait.
78
218678
1150
beklemek için.
03:52
And the prayersnamaz got louderyüksek sesle.
79
220314
1524
Ve dualar daha da sesli oldu.
03:54
And the shoutssesler of responsetepki
to the call of the prayernamaz
80
222428
2441
Ve dualara cevap veren sesler
03:56
wentgitti up higherdaha yüksek even still.
81
224893
1403
daha da yükseldi.
03:58
And the organorgan rolledhaddelenmiş on in
to addeklemek the dirgeağıt.
82
226725
2401
Ve org da ayin müziğiyle oyuna girdi.
04:01
And the heatsıcaklık camegeldi on to addeklemek to the sweatter.
83
229150
2193
Ve sıcaklık da teri artırmaya geldi.
04:03
And my handel grippedkavradı firmerdaha sıkı,
84
231660
1316
Daha da sıktım ellerimi,
04:05
so I wouldn'tolmaz be the one
left in the fieldalan.
85
233000
2013
böylece alanda yalnız kalan olmayacaktım.
04:07
My eyesgözleri clenchedsıkılı tighterdaha sıkı
86
235037
1199
Gözlerimi sıkıca yumdum,
04:08
so I wouldn'tolmaz see the wheatbuğday
beingolmak separatedayrıldı from the chaffMetal çöp.
87
236260
2972
böylece sapın samandan ayrıldığı ana
tanık olmayacaktım.
04:11
And then a voiceses rangçaldı out aboveyukarıdaki us:
88
239256
2369
Sonra yukarıdan bir ses geldi:
04:14
"AmenAmin."
89
242269
1174
"Amin."
04:17
It was over.
90
245474
1154
Bitmişti.
04:20
I lookedbaktı at the clocksaat.
91
248044
1302
Saate baktım.
04:22
It was after midnightgece yarısı.
92
250643
1293
Gece yarısından sonraydı.
04:25
I lookedbaktı at the elderyaşça büyük believersEy iman edenler
93
253081
1937
Kurtarıcıları gelmeyen
04:27
whosekimin saviorkurtarıcı had not come,
94
255697
1868
yaşlı inananlara baktım,
04:30
who were too proudgururlu to showgöstermek
any signsişaretler of disappointmenthayal kırıklığı,
95
258205
2817
hayal kırıklığı ibaresi göstermek için
fazla gururlulardı,
04:33
who had believedinanılır too much and for too long
96
261046
2393
o kadar uzun zamandır o kadar çok
inanmışlardı ki
04:35
to startbaşlama doubtingşüphe now.
97
263972
1613
şu an şüpheye düşemezlerdi.
04:39
But I was upsetüzgün on theironların behalfadına.
98
267029
2813
Ama ben onlar adına üzgündüm.
04:42
They had been dupedaldatıldığını,
99
270650
1689
Kandırılmış, aldatılmış ve
04:44
hoodwinkedKırmızı başlıklı kız da, bamboozledBamboozled,
100
272363
1509
oyuna getirilmişlerdi ve
04:45
and I had gonegitmiş right alonguzun bir with them.
101
273896
2025
ben de onlarla beraber gitmiştim.
04:48
I had prayeddua theironların prayersnamaz,
102
276659
1371
Onların dualarını etmiş,
04:50
I had yieldedvermiştir not to temptationgünaha
as besten iyi I could.
103
278054
2946
olabildiğince yoldan çıkmamaya
çalışmıştım.
04:53
I had dippeddaldırma my headkafa not oncebir Zamanlar, but twiceiki defa
104
281024
2420
Burnumu akıtan o vaftiz havuzuna
04:56
in that snot-inducingsümük-inducing baptismvaftiz poolhavuz.
105
284074
2365
iki kere kafamı sokmuştum.
04:58
I had believedinanılır.
106
286463
1263
İnanmıştım.
05:01
Now what?
107
289355
1176
Peki ya şimdi?
05:03
I got home just in time
to turndönüş on the televisiontelevizyon
108
291706
3115
Televizyonu açmak için eve
tam zamanında gittim
05:06
and watch PeterPeter JenningsJennings
announceanons the newyeni millenniumMillennium
109
294845
2444
ve Peter Jennings'in tüm dünyaya
milenyumu
05:09
as it rolledhaddelenmiş in around the worldDünya.
110
297313
1689
anonsuna yetişmiştim.
05:11
It struckvurdu me that it would have
been strangegarip anywayneyse,
111
299475
4366
Birden aklıma geldi, İsa'nın farklı
zaman dilimlerine göre
05:15
for Jesusİsa to come back again and again
112
303865
2380
tekrar tekrar gelmesi
05:18
basedmerkezli on the differentfarklı time zonesbölgeleri.
113
306269
1636
çok tuhaf olacaktı zaten.
05:19
(LaughterKahkaha)
114
307929
5313
(Gülüşmeler)
05:27
And this madeyapılmış me feel
even more ridiculousgülünç --
115
315037
2173
Ve bu beni daha da aptal hissettirdi.
05:30
hurtcanını yakmak, really.
116
318354
1201
İncinmiş, gerçekten.
05:33
But there on that night,
I did not stop believinginanan.
117
321076
3169
Fakat orada o gece inanmaktan vazgeçmedim.
05:37
I just believedinanılır a newyeni thing:
118
325197
1584
Sadece yeni bir şeye inandım;
05:39
that it was possiblemümkün not to believe.
119
327487
2432
inanmamanın mümkün olduğuna.
Aldığım cevapların yanlış olduğuna
inanmamak mümkündü,
05:42
It was possiblemümkün the answerscevaplar
I had were wrongyanlış,
120
330894
2412
05:45
that the questionssorular themselveskendilerini were wrongyanlış.
121
333330
2347
soruların da yanlış olduğuna inanmak da.
05:47
And now, where there was oncebir Zamanlar
a mountaindağ of certitudekatiyet,
122
335701
3562
Ve şimdi, koca bir kesinlik
dağının olduğu yerde,
05:51
there was, runningkoşu right down
to its foundationvakıf,
123
339772
2811
kaynağına doğru giden
05:55
a springbahar of doubtşüphe,
124
343168
1553
bir şüphe akıntısı vardı,
05:57
a springbahar that promisedsöz verdim riversnehirler.
125
345691
1770
nehirleri vaat eden bir akıntı.
06:00
I can traceiz the wholebütün dramadram of my life
126
348357
3133
Bütün hayat hikayemi kilisedeki
06:03
back to that night in that churchkilise
127
351514
1626
o geceye kadar izleyebilirim,
06:05
when my saviorkurtarıcı did not come for me;
128
353164
2082
kurtarıcımın gelmediği o geceye;
06:08
when the thing I believedinanılır mostçoğu certainlykesinlikle
129
356069
2522
en çok inandığım şeyin
06:11
turneddönük out to be, if not a lieYalan,
130
359328
1997
yalan değilse bile, tamamen doğru
06:13
then not quiteoldukça the truthhakikat.
131
361841
1620
olmadığını gördüğüm geceye.
06:16
And even thoughgerçi mostçoğu of you
preparedhazırlanmış for Y2K in a very differentfarklı way,
132
364355
3795
Çoğunuzun Y2K problemi için farklı
şekillerde hazırlık yapmasına rağmen,
06:20
I'm convincedikna olmuş that you are here
133
368937
2385
şuna inaniyorum ki, buradasınız
06:23
because some partBölüm of you has donetamam
the sameaynı thing that I have donetamam
134
371346
3908
çünkü bir kısmınız benim yaptığımın
aynısını yaptı,
06:27
sincedan beri the dawnşafak of this newyeni centuryyüzyıl,
135
375278
2023
bu yüzyılın başından beri,
annemin gidişinden, babamın uzak
duruşundan ve efendinin
06:30
sincedan beri my motheranne left
and my fatherbaba stayedkaldı away
136
378014
2446
06:32
and my LordLord refusedreddetti to come.
137
380484
1681
gelmeyi reddetmesinden beri.
06:34
And I heldbekletilen out my handel,
138
382867
1487
Ve elimi uzattım,
06:36
reachingulaşan for something to believe in.
139
384378
2952
inanmak için bir şey bulmak amacıyla.
06:40
I heldbekletilen on when I arrivedgeldi at YaleYale at 18,
140
388587
2892
18 yaşında Yale'e gittiğimde bekledim,
06:44
with the faithinanç that my journeyseyahat
from OakMeşe CliffUçurum, TexasTexas
141
392318
2514
Oak Cliff, Texas'tan başlayan
yolcuğumdaki inançla,
06:46
was a chanceşans to leaveayrılmak behindarkasında
all the challengeszorluklar I had knownbilinen,
142
394856
3689
bildiğim tüm meydan okumaları geride
bırakmak için bir şanstı,
06:50
the brokenkırık dreamsrüyalar
and brokenkırık bodiesbedenler I had seengörüldü.
143
398569
2831
gördüğüm tüm hayal kırıklıklarını,
tüm kırılmış bedenleri.
06:54
But when I foundbulunan myselfkendim back home
one winterkış breakkırılma,
144
402542
3537
Ve bir kış tatilinde eve döndüğüm zaman,
06:59
with my faceyüz plantedekili in the floorzemin,
145
407133
2075
yüzüm yere dönük,
07:02
my handseller tiedbağlı behindarkasında my back
146
410268
2335
ellerim arkadan bağlı,
07:05
and a burglar'shırsız'ın guntabanca pressedpreslenmiş to my headkafa,
147
413538
1974
bir hırsızın silahı kafama dayalıyken,
07:07
I knewbiliyordum that even the besten iyi educationEğitim
couldn'tcould savekayıt etmek me.
148
415536
3843
en iyi eğitimin bile beni
kurtaramayacağını anlamıştım.
07:12
I heldbekletilen on when I showedgösterdi up
at LehmanLehman BrothersKardeşler
149
420181
3112
2008'de Lehman Brothers'ta staja
başladığımda da
07:15
as an internStajyer in 2008.
150
423317
2014
devam ettim.
07:19
(LaughterKahkaha)
151
427048
4667
(Gülüşmeler)
07:23
So hopefulumutlu --
152
431739
1315
O kadar ümitliydim ki,
07:25
(LaughterKahkaha)
153
433078
3262
(Gülüşmeler)
07:28
that I calleddenilen home to informbilgi vermek my familyaile
154
436364
2019
Ailemi arayıp onlara bir daha hiç fakir
07:30
that we'devlenmek never be poorfakir again.
155
438407
1550
olmayacağız dedim.
07:31
(LaughterKahkaha)
156
439981
2090
(Gülüşmeler)
07:34
But as I witnessedtanık this templetapınak of financemaliye
157
442767
2034
Fakat bu finans tapınağının
07:36
come crashinggürültüyle çarpmak down before my eyesgözleri,
158
444825
1815
gözlerimin önünde yıkılmasıyla
07:38
I knewbiliyordum that even the besten iyi job
couldn'tcould savekayıt etmek me.
159
446664
3276
en iyi işin beni kurtarmaya yetmeyeceğini
gördüm.
07:42
I heldbekletilen on when I showedgösterdi up
in WashingtonWashington DCDC as a younggenç stafferstaffer,
160
450599
5853
Washington'a geldiğimde de
genç bir çalışan olarak devam ettim,
07:48
who had heardduymuş a voiceses
call out from IllinoisIllinois,
161
456476
2225
Illinois'ten "Uzun zamandır beklenen...
07:50
sayingsöz, "It's been a long time cominggelecek,
162
458725
2128
...değişim bu seçim ile Amerika'ya geldi."
07:53
but in this electionseçim, changedeğişiklik
has come to AmericaAmerika."
163
461621
3751
nidasını duyan genç bir çalışan olarak.
07:58
But as the CongressKongre groundzemin to a haltDur
164
466549
1742
Ama meclis durma noktasına gelirken
08:00
and the countryülke rippedsökülmüş at the seamsdikişleri
165
468315
1718
ve ülke dikişlerinden patlarken
08:02
and hopeumut and changedeğişiklik
beganbaşladı to feel like a cruelacımasız jokeşaka,
166
470057
2433
ve umut ve değişim acımasız
bir şaka gibi gelirken,
08:04
I knewbiliyordum that even
the politicalsiyasi secondikinci cominggelecek
167
472514
3307
ikinci bir siyasi dirilmenin bile beni
08:07
could not savekayıt etmek me.
168
475845
1223
kurtaramayacağını anladım.
08:09
I had kneltdiz çöktü faithfullysadakatle at the altarsunak
of the AmericanAmerikan DreamRüya,
169
477856
4460
Amerikan rüyasının mihrabında
sadakatle diz çökmüştüm ve
08:14
prayingdua eden to the godstanrılar of my time
170
482340
2178
tüm zamanımda tanrılara dua ediyordum,
08:17
of successbaşarı,
171
485261
1150
başarı,
08:18
and moneypara,
172
486834
1150
para,
08:20
and powergüç.
173
488358
1150
ve güce.
08:22
But over and over again,
174
490211
1826
Fakat tekrar tekrar
08:24
midnightgece yarısı struckvurdu, and I openedaçıldı my eyesgözleri
175
492619
3043
gece yarısı geldi ve ben gözlerimi
08:27
to see that all of these godstanrılar were deadölü.
176
495686
2468
açtığımda bu tanrıların
ölü olduğunu gördüm.
08:31
And from that graveyardMezarlık,
177
499447
1381
O mezarlıktan yola çıkarak,
08:32
I beganbaşladı the searcharama oncebir Zamanlar more,
178
500852
1445
bir daha aramaya başladım,
08:34
not because I was bravecesur,
179
502321
1270
cesur olduğumdan değil,
08:35
but because I knewbiliyordum
that I would eitherya believe
180
503615
3405
ölmek ile inanmak arasında
bir seçim yapmam
08:39
or I would dieölmek.
181
507044
1227
gerektiğini bildiğimden.
08:40
So I tookaldı a pilgrimageHac
to yethenüz anotherbir diğeri meccaMekke,
182
508963
2791
Ve bir başka kabe için hacca çıktım,
08:44
HarvardHarvard Businessİş SchoolOkul --
183
512409
1346
Harvard Business School
08:45
(LaughterKahkaha)
184
513779
2504
(Gülüşmeler)
08:48
this time, knowingbilme that I could not
simplybasitçe acceptkabul etmek the salvationkurtuluş
185
516307
3885
Bu sefer, orada sundukları kurtuluşu
kabul edemeyeceğimi bilerek.
08:52
that it claimediddia etti to offerteklif.
186
520216
1230
08:53
No, I knewbiliyordum there'dkırmızı be more work to do.
187
521470
2595
Hayır, yapılacak daha çok iş olduğunu
biliyordum.
08:56
The work beganbaşladı in the darkkaranlık cornerköşe
of a crowdedkalabalık partyParti,
188
524981
4295
İşim kalabalık bir partinin karanlık bir
köşesinde başladı,
09:02
in the lategeç night of an earlyerken,
miserablesefil CambridgeCambridge winterkış,
189
530138
3414
kasvetli bir Cambridge kışının başında,
gecenin geç saatinde,
09:06
when threeüç friendsarkadaşlar and I askeddiye sordu a questionsoru
190
534457
2036
ben ve üç arkadaşım,
09:08
that younggenç folksarkadaşlar searchingArama
for something realgerçek have askeddiye sordu
191
536517
2650
gerçeğin peşindeki gençlerin
uzun zamandır sorduğu
09:11
for a very long time:
192
539191
1767
soruyu sorduk.
09:12
"What if we tookaldı a roadyol tripgezi?"
193
540982
1674
"Bir yolculuğa çıksak ne olurdu?"
09:14
(LaughterKahkaha)
194
542680
3044
(Gülüşmeler)
09:18
We didn't know where'dBurada girmiş we go
or how we'devlenmek get there,
195
546299
2430
Nereye ya da nasıl gideceğimizi
hiç bilmiyorduk.
09:20
but we knewbiliyordum we had to do it.
196
548753
1761
fakat yapmak zorunda olduğumuzu
biliyorduk.
09:23
Because all our liveshayatları we yearnedözlemini çekiyordu,
as JackJack KerouacKerouac wroteyazdı,
197
551108
3016
Çünkü Jack Kerouac'ın yazdığı gibi,
bütün hayatımız boyunca
09:26
to "sneakgizlice out into the night
and disappearkaybolmak somewherebir yerde,"
198
554148
3952
"geceye sokulup bir yerlere kaybolmak"
ve ülkenin başka yerlerinde
09:30
and go find out what everybodyherkes was doing
199
558991
2053
insanların nelerle meşgul olduklarını
09:33
all over the countryülke.
200
561068
1272
keşfetmek istemişizdir.
09:35
So even thoughgerçi there were
other voicessesleri who said
201
563242
2277
Riskin büyük ve kanıtların zayıf olduğunu
09:37
that the riskrisk was too great
and the proofkanıt too thinince,
202
565543
2453
söyleyenler olmasına rağmen
09:40
we wentgitti on anyhowNasıl olsa.
203
568020
1356
yolculuğa çıktık.
09:42
We wentgitti on 8,000 milesmil acrosskarşısında AmericaAmerika
in the summeryaz of 2013,
204
570354
5272
2013 yazında Amerika'nın bir ucuna
doğru 13.000 km gittik,
09:48
throughvasitasiyla the cowinek pasturesotlaklar of MontanaMontana,
throughvasitasiyla the desolationıssızlık of DetroitDetroit,
205
576358
3440
Montana'nın inek çayırlarını geçtik,
Detroit'in harabeliğini geçtik,
09:51
throughvasitasiyla the swampsbataklıklar of NewYeni OrleansOrleans,
206
579822
1623
New Orleans bataklıklarını geçtik,
09:53
where we foundbulunan and workedişlenmiş
with menerkekler and womenkadınlar
207
581469
2602
ve buralarda amaçlarını besleyen
küçük işler kuran
09:56
who were buildingbina smallküçük businessesişletmeler
208
584095
1685
erkek ve kadınlarla
09:57
that madeyapılmış purposeamaç theironların bottomalt linehat.
209
585804
2945
beraber çalıştık.
10:01
And havingsahip olan been trainedeğitilmiş
at the WestBatı PointNoktası of capitalismkapitalizm,
210
589962
2686
Kapitalizm Batı Yakası'nda eğitilmiş
biri olarak
10:04
this struckvurdu us as a revolutionarydevrimci ideaFikir.
211
592672
2104
bu bize devrimci bir fikir gibi geldi.
10:06
(LaughterKahkaha)
212
594800
1016
(Gülüşmeler)
10:07
And this ideaFikir spreadYAYILMIŞ,
213
595840
1984
Ve bu fikir yayıldı,
10:10
growingbüyüyen into a nonprofitkâr amacı gütmeyen
calleddenilen MBAsMBA AcrossArasında AmericaAmerika,
214
598412
3738
Amerika Çağında MBA'ler adı altında
bir kar amacı gütmeyen iştirak doğurdu,
10:14
a movementhareket that landedindi me here
on this stageevre todaybugün.
215
602820
3409
bugün bu sahnede olmamı
sağlayan bir eylem.
10:19
It spreadYAYILMIŞ because we foundbulunan
a great hungeraçlık in our generationnesil
216
607620
4177
bu yayıldı çünkü neslimizdeki
büyük açlığı keşfettik,
10:23
for purposeamaç, for meaninganlam.
217
611821
2443
amaca, anlama olan açlığı.
10:27
It spreadYAYILMIŞ because we foundbulunan
countlesssayısız entrepreneursgirişimciler
218
615317
2698
Yayıldı çünkü Amerika'nın bucaklarında
10:30
in the nooksköşe and cranniesbucak of AmericaAmerika
219
618039
1908
istihdam yaratan ve hayat değiştiren
10:31
who were creatingoluşturma jobsMeslekler and changingdeğiştirme liveshayatları
220
619971
2453
ve biraz da yardıma ihtiyacı olan
10:34
and who neededgerekli a little help.
221
622448
1529
sayısız girişimci bulduk.
10:37
But if I'm beingolmak honestdürüst, it alsoAyrıca spreadYAYILMIŞ
222
625082
3286
Ama dürüst olmam gerekirse,
yayıldı çünkü yayılması için savaştım.
10:40
because I foughtkavga etti to spreadYAYILMIŞ it.
223
628392
1702
10:43
There was no lengthuzunluk
to whichhangi I would not go
224
631204
2243
Bu inancı yaymak için,
daha çok insanın bu çökmüş
10:45
to preachvaaz this gospelİncil'i,
225
633471
1156
10:46
to get more people to believe
226
634651
2836
ülkedeki yaraların sarılabileceğine
10:49
that we could bindbağlamak the woundsyaralar
of a brokenkırık countryülke,
227
637511
2399
inanmasını sağlamak için gidemeyeceğim
10:51
one socialsosyal business at a time.
228
639934
2157
mesafe yoktu.
10:55
But it was this journeyseyahat of evangelismevangelizm
229
643116
3173
Sizinle bugün paylaşmak istediğim
10:59
that led me to the ratherdaha doğrusu differentfarklı gospelİncil'i
230
647239
2258
farklı inancıma beni götürense
11:02
that I've come to sharepay with you todaybugün.
231
650136
2636
şu tebliğ amaçlı seyahat olmuştur.
11:05
It beganbaşladı one eveningakşam almostneredeyse a yearyıl agoönce
232
653867
3212
Neredeyse bir yıl önce başladı,
11:10
at the MuseumMüze of NaturalDoğal HistoryGeçmiş
in NewYeni YorkYork CityŞehir,
233
658199
3194
New York'taki Doğal Tarih Müzesi'nde
11:14
at a galaGala for alumnimezunlar
of HarvardHarvard Businessİş SchoolOkul.
234
662371
2752
Harvard Business School mezunları
galasındayken.
11:18
UnderAltında a full-sizeTam boyutlu replicayineleme of a whalebalina,
235
666341
2535
Bir balinanın replikasının altında
11:21
I satoturdu with the titansTitans of our time
236
669573
2351
arkadaşlarını ve onların güzel işlerini
kutlayan zamanımızın titanlarıyla
devleriyle oturdum.
11:23
as they celebratedünlü theironların peers
and theironların good deedsişler.
237
671948
2721
Odada gurur vardı
11:27
There was pridegurur in a roomoda
238
675727
1284
mal varlığının yönetim altında olduğu
11:29
where net worthdeğer
and assetsvarlıklar underaltında managementyönetim
239
677035
2879
toplam değerinin yarım trilyon doları
11:31
surpassedaştı halfyarım a trilliontrilyon dollarsdolar.
240
679938
2379
geçtiği bir azamet vardı odada.
11:35
We lookedbaktı over all that we had madeyapılmış,
241
683196
2007
Yaptıklarımıza göz gezdirdik,
11:37
and it was good.
242
685863
1165
gayet başarılıydı.
11:39
(LaughterKahkaha)
243
687927
1987
(Gülüşmeler)
11:42
But it just so happenedolmuş,
244
690868
1428
Fakat tam o zamanda,
11:44
two daysgünler latersonra,
245
692959
1186
iki gün sonrasında
11:46
I had to travelseyahat up the roadyol to HarlemHarlem,
246
694610
2083
Harlem'e gitmek zorunda kaldım.
11:49
where I foundbulunan myselfkendim
sittingoturma in an urbankentsel farmÇiftlik
247
697455
2439
Orada kendimi bir zamanlar
boş bir arsa olan
11:51
that had oncebir Zamanlar been a vacantboş lot,
248
699918
1785
bir şehir çiftliğinde Tony isimli
11:54
listeningdinleme to a man namedadlı TonyTony
tell me of the kidsçocuklar
249
702416
2900
bir adamın bana her gün
oraya gelen çocuklardan
11:57
that showedgösterdi up there everyher day.
250
705340
1558
bahsetmesini dinlerken buldum.
11:59
All of them livedyaşamış belowaltında the povertyyoksulluk linehat.
251
707944
3323
Her biri açlık sınırının
altında yaşıyordu.
12:04
ManyBirçok of them carriedtaşınan
all of theironların belongingsEşyalarını in a backpacksırt çantası
252
712075
3420
Bir evsizler sığıınağında kaybolmasın diye
çoğu,
12:07
to avoidönlemek losingkaybetme them
in a homelessevsiz shelterbarınak.
253
715519
2185
eşyalarını bir sırt çantasında
gezdiriyordu.
12:10
Some of them camegeldi to Tony'sTony'nin programprogram,
254
718432
3248
Bazıları Tony'nin Harlem'de Büyüyenler
12:13
calleddenilen HarlemHarlem GrownYetiştirilen,
255
721704
1347
isimli düzenine o gün
12:15
to get the only mealyemek they had eachher day.
256
723677
2347
yiyecekleri tek öğünü almaya geliyordu.
12:19
TonyTony told me that he startedbaşladı HarlemHarlem GrownYetiştirilen
with moneypara from his pensionemeklilik,
257
727465
4615
Tony, "Harlem'de Büyüyenler"i
20 yıl taksicilik sonunda aldığı
12:24
after 20 yearsyıl as a cabtaksi driversürücü.
258
732954
2253
emeklilik ikramiyesiyle
başlattığını söyledi.
12:28
He told me that he didn't give
himselfkendisi a salarymaaş,
259
736232
2319
Kendisine maaş vermediğini,
12:31
because despiterağmen successbaşarı,
the programprogram struggledmücadele for resourceskaynaklar.
260
739342
3842
girişimin başarılı olmasına rağmen
kaynak sıkıntısı çektiğini söyledi.
12:35
He told me that he would take any help
261
743993
2107
Alabileceği her türlü yardımı almak
12:38
that he could get.
262
746665
1157
istediğini söyledi.
12:40
And I was there as that help.
263
748490
2646
Ve ben de bu yardım için oradaydım.
12:44
But as I left TonyTony,
I feltkeçe the stingacı and salttuz of tearsgözyaşı
264
752863
4295
Ama Tony'den ayrılınca,
gözyaşlarımın iğnesi ve tuzu
12:49
wellingWelling up in my eyesgözleri.
265
757838
1537
ile şişti gözlerim.
12:52
I feltkeçe the weightağırlık of revelationvahiy
266
760509
1965
Bir gece bir odada birkaç yüz
12:55
that I could sitoturmak in one roomoda on one night,
267
763187
3132
insanın bir trilyona sahip olduğu
12:59
where a fewaz hundredyüz people
had halfyarım a trilliontrilyon dollarsdolar,
268
767206
4102
yerde otururken, iki gün sonrasında
13:04
and anotherbir diğeri roomoda, two daysgünler latersonra,
269
772187
2061
sadece 50 blok ötede bir yerde bir adamın
13:06
just 50 blocksbloklar up the roadyol,
270
774820
2297
bir çocuğa tek öğününü sağlamak
13:09
where a man was going withoutolmadan a salarymaaş
271
777971
2244
için maaş almadan çalıştığı gerçeğinin
13:12
to get a childçocuk her only mealyemek of the day.
272
780897
2894
ağırlığı altında ezildim.
13:16
And it wasn'tdeğildi the glaringgöze batan inequalityeşitsizlik
that madeyapılmış me want to cryağlamak,
273
784887
3530
Beni ağlatan bu bağıran eşitsizlik
değildi,
13:20
it wasn'tdeğildi the thought of hungry,
homelessevsiz kidsçocuklar,
274
788441
2811
aç, evsiz çocukların düşüncesi değildi,
13:23
it wasn'tdeğildi rageöfke towardkarşı the one percentyüzde
275
791276
1836
yüzde bire öfke ve yüzde doksan dokuz
13:25
or pityyazık towardkarşı the 99.
276
793136
2278
acıma değildi.
13:27
No, I was disturbedrahatsız
because I had finallyen sonunda realizedgerçekleştirilen
277
795787
3785
Hayır, rahatsız olmuştum çünkü
sonunda
13:32
that I was the dialysisDiyaliz
278
800330
2269
böbrek nakline ihtiyaç duyan bir
13:34
for a countryülke that neededgerekli
a kidneyböbrek transplantOrgan nakli.
279
802623
3197
ülke için diyaliz olduğumu fark etmiştim.
13:38
I realizedgerçekleştirilen that my storyÖykü
stooddurdu in for all those
280
806647
3669
Çizmelerinden yukarı tırmanmak isteyen
13:42
who were expectedbeklenen to pickalmak
themselveskendilerini up by theironların bootstrapsBootstraps,
281
810340
2842
herkese destek olmak için
vardı hikayem hep,
13:45
even if they didn't have any bootsbot ayakkabı;
282
813206
2146
hiç çizmeleri olmasa bile;
13:48
that my organizationorganizasyon stooddurdu in
283
816182
1673
kurduğum şey, Harlem'e, Appalachia
13:49
for all the structuralyapısal, systemicsistemik help
that never wentgitti to HarlemHarlem
284
817879
3750
ya da Lower 9th Ward'a hiç gitmeyen
yapısal ve sistemli yardımı
13:53
or AppalachiaAppalachia or the LowerDaha düşük 9thinci WardWard;
285
821653
1945
götürmek için varı;
13:55
that my voiceses stooddurdu in
for all those voicessesleri
286
823622
4779
Sesim eğitim alamayan, temizlenemeyen
14:01
that seemedgibiydi too unlearnedunutmadım,
too unwashedyıkanmamış, too unaccommodatedunaccommodated.
287
829098
5143
yatacak yeri olmayan sesler için vardı.
14:07
And the shameutanç of that,
288
835273
1265
Ve bu utanç,
14:09
that shameutanç washedyıkandı over me
289
837721
1387
bu üzerime yağan utanç,
14:11
like the shameutanç of sittingoturma
in frontön of the televisiontelevizyon,
290
839132
2861
televizyonun önünde oturup
14:14
watchingseyretme PeterPeter JenningsJennings
announceanons the newyeni millenniumMillennium
291
842898
2499
Peter Jennings'in milenyum
anonsunu dinlemek gibiydi,
14:17
again
292
845421
1208
tekrar
14:18
and again
293
846653
1150
ve tekrar
14:20
and again.
294
848257
1150
ve tekrar.
14:21
I had been dupedaldatıldığını,
295
849796
1150
Kandırılmış,
14:24
hoodwinkedKırmızı başlıklı kız da,
296
852084
1150
aldatılmış,
14:25
bamboozledBamboozled.
297
853696
1150
oyuna getirilmiştim.
14:27
But this time, the falseyanlış saviorkurtarıcı was me.
298
855403
3074
Fakat bu sefer sahte kurtarıcı bendim.
14:31
You see, I've come a long way
from that altarsunak
299
859600
3702
Görüyorsunuz, dünyanın sona ereceğini
sandığım o gecede bulunduğum
14:35
on the night I thought
the worldDünya would endson,
300
863326
2096
o mihraptan, insanların anlaşılmaz
14:38
from a worldDünya where people spokekonuştu in tonguesdilleri
301
866371
2205
konuştuğu ve acı çekmeyi Tanrı'nın
mutlak bir
14:41
and saw sufferingçile
as a necessarygerekli actdavranmak of God
302
869107
2638
takdiri olarak gördüğü
ve bir yazının kesin doğru
14:44
and tookaldı a textMetin to be infallibleyanılmaz truthhakikat.
303
872222
2068
olduğunu düşündüğü yerden
14:46
Yes, I've come so faruzak
304
874314
1525
çok uzaklaştım. O kadar ki,
14:48
that I'm right back where I startedbaşladı.
305
876607
2536
başladığım yere geri döndüm.
14:52
Because it simplybasitçe is not truedoğru to say
306
880103
2215
Çünkü inançsızlık çağında yaşadığımızı
14:54
that we livecanlı in an ageyaş of disbeliefgüvensizlik --
307
882342
1881
söylemek doğru olmaz --
14:56
no, we believe todaybugün just as much
as any time that camegeldi before.
308
884247
4316
hayır, bugün de daha önce olduğu kadar
inançlıyız.
15:01
Some of us mayMayıs ayı believe
in the prophecyKehanet of BrenBrené BrownBrown
309
889409
2843
Bazılarımız Brene Brown'ın peygamberliğine
inanabilir,
15:04
or TonyTony RobbinsRobbins.
310
892276
1176
ya da Tony Robbins'in.
15:06
We mayMayıs ayı believe in the bibleKutsal Kitap
of The NewYeni YorkerYorker
311
894003
2100
The New Yorker ya da Harvard Business
Review
15:08
or the HarvardHarvard Businessİş ReviewBir daha gözden geçirme.
312
896127
1610
incillerine inanabiliriz.
15:10
We mayMayıs ayı believe mostçoğu deeplyderinden
313
898146
1579
Buradaki TED kilisesinde
15:12
when we worshipibadet right here
at the churchkilise of TEDTED,
314
900150
2602
dua ederken çok derinden
inanabiliriz.
15:15
but we desperatelyumutsuzca want to believe,
315
903347
2181
Fakat inanmayı çılgınca istiyoruz,
15:17
we need to believe.
316
905552
1546
inanmaya ihtiyacımız var.
15:20
We speakkonuşmak in the tonguesdilleri
of charismatickarizmatik leadersliderler
317
908001
2185
Bütün problemlerimizi çözmeyi
vaat eden
15:22
that promisesöz vermek to solveçözmek all our problemssorunlar.
318
910210
2192
karizmatik lider dilinde konuşabiliriz.
15:24
We see sufferingçile as a necessarygerekli actdavranmak
of the capitalismkapitalizm that is our god,
319
912426
4080
Acı çekmeyi tanrımız kapitalizmin
mutlak bir takdiri olarak görürüz,
15:28
we take the textMetin of technologicalteknolojik progressilerleme
320
916530
2232
teknolojik ilerleme yazılarını kesin doğru
15:31
to be infallibleyanılmaz truthhakikat.
321
919540
1693
kabul ederiz.
15:34
And we hardlyzorlukla realizegerçekleştirmek
the humaninsan pricefiyat we payödeme
322
922034
3616
Ve bir tuğlayı sorgulamayı bıraktığımızda
ödediğimiz insani bedeli
15:38
when we failbaşarısız to questionsoru one bricktuğla,
323
926412
2350
ancak fark ederiz,
15:41
because we fearkorku it mightbelki shakesallamak
our wholebütün foundationvakıf.
324
929692
2949
çünkü bütün temelimizi sarsmasından
korkarız.
15:45
But if you are disturbedrahatsız
325
933677
1601
Ama hep kabul ettiğimiz
15:48
by the unconscionableçok mantıksız things
that we have come to acceptkabul etmek,
326
936080
3130
ölçüsüz şeylerden rahatsız
olmaya başladıysan,
15:51
then it mustşart be questioningsorgulama time.
327
939777
2906
işte bu sorgulama zamanı gelmiş demektir.
15:55
So I have not a gospelİncil'i
of disruptionbozulma or innovationyenilik
328
943987
4047
Bende bir karmaşa, yenilik ya da
16:00
or a tripleüçlü bottomalt linehat.
329
948058
1450
üçlü kar hanesi inancı yok.
16:02
I do not have a gospelİncil'i of faithinanç
to sharepay with you todaybugün, in factgerçek.
330
950380
3605
Sizinle paylaşacak bir sadakat inancım da
yok açıkçası.
16:07
I have and I offerteklif a gospelİncil'i of doubtşüphe.
331
955125
3842
Size şüphe inancını sunuyorum.
16:12
The gospelİncil'i of doubtşüphe does not asksormak
that you stop believinginanan,
332
960000
3020
Şüphe inancı, inanmayı bırakmanızı
istemez,
16:15
it askssorar that you believe a newyeni thing:
333
963737
1920
yeni bir şeye inanmanızı ister:
16:18
that it is possiblemümkün not to believe.
334
966200
2537
İnanmamak mümkündür.
16:21
It is possiblemümkün the answerscevaplar
we have are wrongyanlış,
335
969512
2170
Aldığımız cevapların yanlış
olması mümkündür,
16:23
it is possiblemümkün the questionssorular
themselveskendilerini are wrongyanlış.
336
971706
2583
soruların da yanlış olması mümkündür.
16:26
Yes, the gospelİncil'i of doubtşüphe meansanlamına geliyor
that it is possiblemümkün that we,
337
974313
3822
Evet, şüphe inancı, burada, bu sahnede
16:30
on this stageevre, in this roomoda,
338
978619
2126
yanılıyor olmamızın mümkün olması
16:33
are wrongyanlış.
339
981178
1157
demektir.
16:34
Because it raisesyükseltmeler the questionsoru, "Why?"
340
982779
2265
Çünkü bu "Neden?" sorusunu doğurur.
16:37
With all the powergüç
that we holdambar in our handseller,
341
985789
3175
Sahip olduğumuz tüm bu
güce rağmen,
16:40
why are people still sufferingçile so badkötü?
342
988988
3380
neden insanlar bu kadar acı çekiyor?
16:45
This doubtşüphe leadspotansiyel müşteriler me to sharepay
that we are puttingkoyarak my organizationorganizasyon,
343
993209
4555
Bu şüphe, beni kurumum Amerika Çapında
MBA'leri
16:49
MBAsMBA AcrossArasında AmericaAmerika,
344
997788
1266
işletmeden kaldırmaya
16:51
out of business.
345
999078
1628
yönlendirebilir.
16:52
We have sheddöken our staffpersonel
and closedkapalı our doorskapılar
346
1000730
2492
Ekibimizi dağıttık ve
kapılarımızı kapattık
16:55
and we will sharepay our modelmodel freelyserbestçe
347
1003246
2028
ve modelimizi bizim iznimiz olmadan bu işi
16:57
with anyonekimse who seesgörür
theironların powergüç to do this work
348
1005298
2886
yapmaya kendini muktedir gören
herkesle
17:00
withoutolmadan waitingbekleme for our permissionizin.
349
1008208
1848
şeffafça paylaşacağız.
17:02
This doubtşüphe compelszorluyor me
350
1010434
2321
Bu şüphe beni birilerinin üzerime
17:05
to renounceferagat the rolerol of saviorkurtarıcı
351
1013236
1773
bıraktığı kurtarıcı rolünden
17:07
that some have placedyerleştirilmiş on me,
352
1015033
1395
feragat ettiriyor,
17:08
because our time is too shortkısa
and our oddsolasılık are too long
353
1016901
3095
çünkü hiçbir mucize getirmeyeceği
kesin olan ikinci gelişleri
17:12
to wait for secondikinci comingsGeliş,
354
1020020
1780
beklemek için zamanımız kısa,
17:13
when the truthhakikat is that
there will be no miraclesmucizeler here.
355
1021824
3484
kavgamız da uzun.
17:18
And this doubtşüphe, it fuelsyakıtlar me,
356
1026305
1744
Ve bu şüphe, beni besliyor,
17:20
it givesverir me hopeumut
357
1028737
1291
bana umut veriyor,
17:22
that when our troublessorunları overwhelmboğmak us,
358
1030606
2250
sorunlar başımıza üşüştüğünde,
17:25
when the pathsyolları laidkoydu out for us
seemgörünmek to leadöncülük etmek to our demiseölüm,
359
1033760
4119
önümüzdeki yollar çöküşümüze
giden yollar gibi göründüğünde
17:30
when our healersşifacılar bringgetirmek
no comfortkonfor to our woundsyaralar,
360
1038528
3028
şifacılarımız yaralarımızı hiç mi hiç
hafifletmediğinde
17:34
it will not be our blindkör faithinanç --
361
1042286
2331
hayatımıza ve dünyamıza biraz
ışık saçacak olan
17:37
no, it will be our humblemütevazi doubtşüphe
362
1045423
2387
ve fısıltıya ya da bağırmaya sesimizi
17:40
that shinesparlar a little lightışık
into the darknesskaranlık of our liveshayatları
363
1048730
3311
çıkaracak olan, ya da en basit,
17:44
and of our worldDünya
364
1052065
1233
çok basit şekilde
17:45
and letsHaydi us raiseyükseltmek our voiceses to whisperFısıltı
365
1053870
2169
" Başka bir yol olmalı." dedirten
17:48
or to shoutNot
366
1056833
1150
körü körüne inancımız
17:50
or to say simplybasitçe,
367
1058437
1715
olmayacak,
17:52
very simplybasitçe,
368
1060176
1150
işte bu mütevazi şüphemiz
17:53
"There mustşart be anotherbir diğeri way."
369
1061706
2516
olacaktır.
17:57
Thank you.
370
1065011
1151
Teşekkürler.
17:58
(ApplauseAlkış)
371
1066186
20222
(Alkışlar)
Translated by Fatih Yuvacı
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Casey Gerald - American
Casey Gerald chronicles the current state of the American Dream and explores ways to sustain it for a new generation.

Why you should listen

Casey Gerald has witnessed every facet of the American Dream -- from his harrowing childhood in Texas, to his tenure at the heights of America's elite institutions, to his journeys through the cities and towns of the American heartland where he has spent his recent years as cofounder and CEO of MBAs Across America. Now his work as a writer, speaker, and business leader centers on the question: will the American dream survive another generation?

Gerald began his career in economic policy and government innovation at the Center for American Progress, and he has worked as a strategist with startup social ventures such as The Future Project as well as companies like The Neiman Marcus Group.

Born and raised in Dallas, Gerald received an MBA from Harvard Business School, where he delivered the 2014 commencement address, and a BA in Political Science from Yale College. He has been featured on MSNBC, in The New York Times, Financial Times, The Guardian, and he has appeared on the cover of Fast Company, which also named him one of the "Most Creative People in Business." He currently serves on the advisory board of NPR's Generation Listen.

More profile about the speaker
Casey Gerald | Speaker | TED.com