ABOUT THE SPEAKER
Luma Mufleh - Refugee activist
Luma Mufleh does something revolutionary: she coaches soccer. A Jordanian immigrant and Muslim of Syrian descent, Mufleh is determined to empower refugee children everywhere.

Why you should listen

Luma Mufleh is the CEO and Founding Director of Fugees Family, Inc., a nonprofit organization that uses the power of soccer, education and community to empower refugee children to successfully integrate into the United States. Now, she's part principal, part tutor, the head of the first accredited private school dedicated to refugee education in the country, which encompases a summer camp and a college prep program -- and she’s building a community and support network that could be the national model the United States needs.

The Fugees' story began in 2004, when Luma took a wrong turn while driving through the town of Clarkston, Georgia and noticed a group of boys playing soccer in the street. She learned that these children were refugees from war-town countries including Syria, Afghanistan, Iraq, Bosnia, Burma, Somalia and Sudan. That summer, Luma made fliers announcing tryouts for the Fugees soccer team. In the years that followed, the soccer team grew into something much larger -- a school, a tutoring program, a summer camp, a college prep program, and, most importantly, a community and support network.

A lifelong social entrepreneur, Luma has created several programs and initiatives that have gainfully employed, educated and empowered refugees and immigrants in her community and beyond, with the Fugees Academy serving as a national model for refugee education. While only 20 percent of refugee students graduate from high school in Georgia's DeKalb County, the Fugees Academy has a 90 percent graduation rate. These types of results helped earn Luma the 2016 Cournelle Award for Social Entrepreneurship from the Manhattan Institute.

A Jordanian immigrant and Muslim of Syrian descent, Luma received her U.S. citizenship in 2011. Her story -- and the story of the Fugees -- illustrates both the American dream and the very real challenges of integration and discrimination that so many face today. Luma received her B.A. in Anthropology from Smith College and recently completed the Executive Program in Social Entrepreneurship at the Stanford Graduate School of Business. 

 

 

More profile about the speaker
Luma Mufleh | Speaker | TED.com
TED2017

Luma Mufleh: Don't feel sorry for refugees -- believe in them

Luma Mufleh: Mültecilere acımayın, onlara inanın

Filmed:
1,715,610 views

Ürdünlü göçmen, Birleşik Devletler'de mülteciler için ilk kez okul kuran Suriye kökenli Müslüman Luma Mufleh, ''İnsaniyet dışında, hayatımızın her noktasında gelişme katettik,'' diyor. Savaşla harap olmuş ülkelerdeki genç insanlara, hayatlarını yeniden kurma yolunda nasıl yardım ettiğini anlatan umut ve direnç hikâyelerini paylaşıyor. Bu etkili konuşmadan, mültecilerin hayatlarında nasıl bir fark yaratılabileceğine dair ilham alın.
- Refugee activist
Luma Mufleh does something revolutionary: she coaches soccer. A Jordanian immigrant and Muslim of Syrian descent, Mufleh is determined to empower refugee children everywhere. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I rememberhatırlamak when I first foundbulunan out
0
944
1898
TED konferansında konuşma yapacağımı
00:14
I was going to speakkonuşmak at a TEDTED conferencekonferans.
1
2866
2039
ilk kez duyduğum zamanı hatırlıyorum.
00:16
I ranran acrosskarşısında the hallsalon
to one of my classroomsderslik
2
4929
2111
Öğrencilerime haber vermek için koridordan
00:19
to informbilgi vermek my studentsöğrencilerin.
3
7064
1429
sınıflarımın birine koştum.
00:20
"GuessSanırım what, guys?
4
8517
1248
''Bilin bakalım ne oldu?
00:21
I've been askeddiye sordu to give a TEDTED Talk."
5
9789
2078
TED konuşması yapmam istendi.''
00:23
The reactionreaksiyon wasn'tdeğildi one I quiteoldukça expectedbeklenen.
6
11891
2031
Beklediğim bir tepkiyle karşılaşmadım.
00:25
The wholebütün roomoda wentgitti silentsessiz.
7
13946
1458
Bütün sınıf sus pus oldu.
00:29
"A TEDTED Talk? You mean, like the one
you madeyapılmış us watch on gritkum?
8
17134
2960
''TED konuşması mı?
Bize kumda izlettirdiğiniz gibi mi?
Yoksa robotlarla harikalar yaratan
bilim insanlarının olduğu mu?''
00:32
Or the one with the scientistBilim insanı that did
this really awesomemüthiş thing with robotsrobotlar?"
9
20118
3695
diye sordu Muhammad.
00:35
MuhammadMuhammed askeddiye sordu.
10
23837
1166
''Evet, aynen öyle.''
00:37
"Yes, just like that."
11
25027
1421
00:39
"But CoachKoç, those people
are really importantönemli and smartakıllı."
12
27137
2934
''Koçum tamam da, o insanlar
cidden önemli ve zekiler.''
00:42
(LaughterKahkaha)
13
30095
2077
(Kahkaha)
00:44
"I know that."
14
32196
1322
''Farkındayım.''
00:46
"But CoachKoç, why are you speakingkonuşuyorum?
You hatenefret publichalka açık speakingkonuşuyorum."
15
34793
3717
''Koçum ama neden konuşuyorsun ki?
Topluluk önünde konuşmaktan
nefret edersiniz.''
00:51
"I do," I admittedkabul edilmiş,
16
39071
1509
''Ediyorum'' diyerek onayladım.
''Ama bizim hakkımızda, sizin yolculuğunuz
ve benim yolculuğum hakkında
00:54
"But it's importantönemli that I speakkonuşmak about us,
that I speakkonuşmak about your journeysyolculuklarda,
17
42334
3599
konuşmam önemli.
00:57
about my journeyseyahat.
18
45957
1159
İnsanlar bunu bilmeli.''
00:59
People need to know."
19
47140
1269
01:01
The studentsöğrencilerin at the all-refugeeAll-mülteci
schoolokul that I foundedkurulmuş
20
49098
2713
Mültecilerden oluşan,
kurduğum okuldaki öğrenciler,
01:03
decidedkarar to endson with some
wordskelimeler of encouragementteşvik.
21
51835
2392
son olarak teşvik sözleri
söylemek istediler.
01:06
"CoolCool! It better be good, CoachKoç."
22
54251
1819
''Harika! İyi olsa iyi olur koçum.''
01:08
(LaughterKahkaha)
23
56094
2700
(Kahkaha)
01:10
There are 65.3 millionmilyon people
who have been forciblyzorla displacedyerinden
24
58818
3558
Savaş veya işkence sebebiyle,
evlerinden, zorla yerlerinden edilen
01:14
from theironların homesevler because
of warsavaş or persecutionzulüm.
25
62400
2548
65,3 milyon insan var.
01:18
The largesten büyük numbernumara,
11 millionmilyon, are from SyriaSuriye.
26
66035
2983
11 milyonla, en çok Suriyeli var.
01:21
33,952 people fleekaçmak theironların homesevler dailygünlük.
27
69963
4359
Her gün 33.952 insan evlerinden kaçıyor.
01:28
The vastgeniş majorityçoğunluk remainkalmak in refugeemülteci campskampları,
28
76846
3198
Büyük bir çoğunluğu, hiç kimse için
01:32
whosekimin conditionskoşullar cannotyapamam be definedtanımlanmış
as humaneinsancıl underaltında anyone'sKimsenin definitiontanım.
29
80068
4025
insani olmayan şartlardaki
mülteci kamplarında kalıyor.
01:36
We are participatingkatılan
in the degradationbozulma of humansinsanlar.
30
84686
4350
İnsanların aşağılanmasına ortak oluyoruz.
01:44
Never have we had numberssayılar this highyüksek.
31
92750
1781
Bu kadar yüksek sayı hiç görmemiştik.
01:46
This is the highesten yüksek numbernumara
of refugeesmülteciler sincedan beri WorldDünya WarSavaş IIII.
32
94555
3121
Bu, İkinci Dünya Savaşı'ndan
beri en yüksek mülteci sayısı.
01:50
Now, let me tell you why this issuekonu
is so importantönemli to me.
33
98415
2772
Bu konunun benim için neden
önemli olduğunu anlatayım.
01:54
I am an ArabArap. I am an immigrantGöçmen.
34
102144
2750
Ben bir Arabım. Ben bir göçmenim.
01:58
I am a MuslimMüslüman.
35
106024
1267
Ben bir müslümanım.
02:00
I've alsoAyrıca spentharcanmış the last 12 yearsyıl
of my life workingçalışma with refugeesmülteciler.
36
108006
3774
Hayatımın son 12 yılını, mültecilerle
birlikte çalışarak geçirdim.
02:03
Oh -- and I'm alsoAyrıca gayeşcinsel.
37
111804
1442
Ha, aynı zamanda geyim.
02:05
It makesmarkaları me really popularpopüler these daysgünler.
38
113270
1900
Bu günlerde cidden popülerleştim.
02:07
(LaughterKahkaha)
39
115194
1891
(Kahkaha)
02:09
But I am the daughterkız evlat of a refugeemülteci.
40
117109
1944
Bir mültecinin kızıyım.
02:12
My grandmotherbüyükanne fledkaçtı SyriaSuriye in 1964
duringsırasında the first AssadAssad'ı regimerejim.
41
120056
4498
Büyükannem 1964'te, ilk Assad
rejimi sırasında Suriye'yi terk etti.
02:16
She was threeüç monthsay pregnanthamile
when she packedpaketlenmiş up a suitcasebavul,
42
124578
3447
Bavulunu hazırlayıp 5 çocuğunu kapıp
02:20
piledKazıklı in her fivebeş childrençocuklar
and drovesürdü to neighboringkomşu JordanÜrdün,
43
128049
3094
Ürdün'e doğru yol aldığında,
üç aylık hamileydi
02:23
not knowingbilme what the futuregelecek heldbekletilen
for her and her familyaile.
44
131167
3012
ve geleceğin ailesine ve kendisine
neler sunacağından bihaberdi.
02:26
My grandfatherBüyük baba decidedkarar to staykalmak,
not believinginanan it was that badkötü.
45
134203
3637
Durumun o kadar kötü olmadığını
düşünen dedem, kalmaya karar verdi.
02:30
He followedtakip etti her a monthay latersonra,
after his brothersKardeşler were torturedişkence
46
138562
3474
Bir ay sonra kardeşi işkence
gördükten ve fabrikasına devletin
02:34
and his factoryfabrika was takenalınmış over
by the governmenthükümet.
47
142060
2429
el koymasından sonra,
o da büyükannemi takip etti.
02:37
They rebuiltyeniden theironların liveshayatları
startingbaşlangıç from scratchçizik
48
145039
2194
Sıfırdan, hayatlarını yeniden inşa ettiler
02:39
and eventuallysonunda becameoldu independentlybağımsız olarak
wealthyzengin JordanianÜrdün citizensvatandaşlar.
49
147257
3275
ve nihayetinde Ürdün'ün bağımsız,
varlıklı vatandaşları oldular.
02:43
I was borndoğmuş in JordanÜrdün 11 yearsyıl latersonra.
50
151969
2493
11 yıl sonra, Ürdün'de doğdum.
02:47
It was really importantönemli to my grandmotherbüyükanne
for us to know our historytarih
51
155431
3310
Geçmişimizi ve yolculuğumuzu
bilmek, büyükannem için
02:50
and our journeyseyahat.
52
158765
1154
büyük önem taşıyordu.
02:52
I was eightsekiz yearsyıl oldeski when she tookaldı me
to visitziyaret etmek my first refugeemülteci campkamp.
53
160883
3617
İlk mülteci kampı ziyaretime,
ben sekiz yaşındayken götürmüştü.
02:56
I didn't understandanlama why.
54
164524
1440
Sebebini anlayamadım.
02:58
I didn't know why
it was so importantönemli to her
55
166636
2131
Gitmemizin onun için
neden bu denli önemli
03:00
for us to go.
56
168791
1450
olduğunu bilmiyordum.
03:02
I rememberhatırlamak walkingyürüme into the campkamp
holdingtutma her handel,
57
170265
2939
Elini tutarak kampa gittiğimizi
03:05
and her sayingsöz, "Go playoyun with the kidsçocuklar,"
58
173228
1969
ve o kamptaki kadınları ziyaret ederken,
03:07
while she visitedziyaret
with the womenkadınlar in the campkamp.
59
175221
2503
bana ''Git çocuklarla oyna,''
dediğini hatırlıyorum.
03:10
I didn't want to.
60
178606
1212
Gitmek istememiştim.
03:11
These kidsçocuklar weren'tdeğildi like me.
61
179842
1416
Onlar benim gibi değillerdi.
03:13
They were poorfakir. They livedyaşamış in a campkamp.
62
181282
1778
Fakirlerdi, kampta yaşıyorlardı.
03:15
I refusedreddetti.
63
183084
1340
İstemedim.
03:16
She kneltdiz çöktü down besideyanında me
and firmlysıkıca said, "Go.
64
184448
2966
Yanıma çöktü ve sertçe,
03:19
And don't come back untila kadar you've playedOyunun.
65
187438
2154
''Git ve oynamadan geri gelme.
03:21
Don't ever think people are beneathaltında you
66
189616
2040
Asla insanların senden aşağıda olduğunu
03:23
or that you have nothing
to learnöğrenmek from othersdiğerleri."
67
191680
2299
ya da onlardan öğrenecek hiçbir
şeyin olmadığını düşünme.''
03:26
I reluctantlyisteksizce wentgitti.
68
194520
1449
Zoraki bir şekilde gittim.
03:27
I never wanted to disappointhayal kırıklığına
my grandmotherbüyükanne.
69
195993
2288
Büyükannemi hayal kırıklığına
uğratmayı asla istemezdim.
03:31
I returnediade a fewaz hourssaatler latersonra,
70
199475
1397
Birkaç saat sonra döndüm,
03:32
havingsahip olan spentharcanmış some time playingoynama soccerFutbol
with the kidsçocuklar in the campkamp.
71
200896
4630
kamptaki çocuklarla futbol oynamıştım.
03:38
We walkedyürüdü out of the campkamp,
72
206039
1277
Kamptan ayrıldık
03:39
and I was excitedlyheyecanla tellingsöylüyorum her
what a great time I had
73
207340
2695
ve heyecanla, ne kadar
güzel zaman geçirdiğimi
ve çocukların ne iyi
olduğunu anlatıyordum.
03:42
and how fantasticfantastik the kidsçocuklar were.
74
210059
1931
03:45
"HaramHaram!" I said in ArabicArapça. "PoorZavallı them."
75
213175
2680
''Haram!'' dedim Arapça, ''Yazık onlara.''
03:48
"HaramHaram on us," she said,
usingkullanma the word'sWord ün differentfarklı meaninganlam,
76
216648
3087
''Asıl bize haram,'' dedi,
kelimelerin eş anlamlarıyla,
bizim günaha girdiğimizi anlattı.
03:51
that we were sinninggünah.
77
219759
1333
03:54
"Don't feel sorry for them;
believe in them."
78
222002
2373
''Onlara acıma, onlara inan.''
03:58
It wasn'tdeğildi untila kadar I left my countryülke
of originMenşei for the UnitedAmerika StatesBirleşik
79
226351
3419
Doğduğum yeri bırakıp
Birleşik Devletler'e gelene kadar,
04:01
that I realizedgerçekleştirilen the impactdarbe of her wordskelimeler.
80
229794
2012
bu kelimelerin etkisini kavrayamamıştım.
04:05
After my collegekolej graduationMezuniyet, I applieduygulamalı for
and was grantedverilmiş politicalsiyasi asylumsığınma,
81
233187
3674
Üniversite mezuniyetimden sonra,
siyasi sığınma talebinde bulundum,
04:08
basedmerkezli on beingolmak a memberüye of a socialsosyal groupgrup.
82
236885
2092
sosyal bir grubun üyesi
olarak kabul edildim.
04:11
Some people mayMayıs ayı not realizegerçekleştirmek this,
83
239710
1690
Bazı insanlar bunun farkında değil,
04:13
but you can still get the deathölüm penaltyceza
in some countriesülkeler for beingolmak gayeşcinsel.
84
241424
3666
ama bazı ülkelerde sırf gey olduğun için
ölüm cezasına çarptırılabiliyorsun.
04:19
I had to give up my JordanianÜrdün citizenshipvatandaşlık.
85
247077
2044
Ürdün vatandaşlığımı
kaybetmek zorundaydım.
04:21
That was the hardestEn zor decisionkarar
I've ever had to make,
86
249145
2449
Bu vermek zorunda kaldığım en zor karardı,
ama başka çarem yoktu.
04:23
but I had no other choiceseçim.
87
251618
1380
04:29
The pointpuan is,
88
257387
1243
Olay şu ki,
04:31
when you find yourselfkendin choosingSeçme
betweenarasında home and survivalhayatta kalma,
89
259506
3076
kendini ev ile hayatta kalma arasında
seçim yaparken bulduğunda,
04:34
the questionsoru "Where are you from?"
becomesolur very loadedyüklü.
90
262606
2832
''Nerelisin?'' sorusu çok koyuyor insana.
04:38
A SyrianSuriye womankadın who I recentlyson günlerde metmet
at a refugeemülteci campkamp in GreeceYunanistan
91
266772
3267
Yunanistan'daki mülteci kampında
kısa süre önce tanıştığım bir kadın,
04:42
articulatedBelden kırma modeller it besten iyi,
92
270063
1268
Halep'i terk etmek
04:43
when she recalledHatırlanacağı the exactkesin momentan
she realizedgerçekleştirilen she had to fleekaçmak AleppoAleppo.
93
271355
3570
zorunda kaldığını fark ettiği anı
en iyi şekilde dile getirdi.
04:47
"I lookedbaktı out the windowpencere
and there was nothing.
94
275277
2258
''Camdan dışarı baktım
ve hiçbir şey yoktu.
04:49
It was all rubblemoloz.
95
277559
1359
Her yer enkazdı.
04:51
There were no storesdepolar, no streetssokaklar,
no schoolsokullar. Everything was gonegitmiş.
96
279593
3792
Ne bir sokak, ne bir dükkân, ne de
bir okul kaldı. Her şey yok oldu.
04:56
I had been in my apartmentapartman for monthsay,
97
284006
2047
Aylardır kendi dairemdeydim,
04:58
listeningdinleme to bombsbombalar dropdüşürmek
and watchingseyretme people dieölmek.
98
286077
3070
bombaların düşüşlerini dinliyor,
insanların ölmelerini izliyordum.
05:01
But I always thought it would get better,
99
289771
2063
Yine de her daim daha iyi olacağını,
05:05
that no one could forcekuvvet me to leaveayrılmak,
100
293028
2074
kimsenin beni terk etmeye zorlamayacağını,
05:07
no one could take my home away from me.
101
295126
2042
kimsenin evimi elimden
almayacağını düşündüm.
05:09
And I don't know why it was that morningsabah,
but when I lookedbaktı outsidedışında,
102
297795
3272
Neden o sabah öyleydi
bilmesem de, dışarı baktığımda,
05:13
I realizedgerçekleştirilen if I didn't leaveayrılmak,
my threeüç younggenç childrençocuklar would dieölmek.
103
301091
3138
eğer gitmezsem üç küçük
çocuğumun da öleceğini fark ettim.
05:16
And so we left.
104
304253
1389
Bu yüzden oradan ayrıldım.
05:17
We left because we had to,
not because we wanted to.
105
305666
3004
İstediğimiz için değil, zorunda
olduğumuz için ayrıldık.
05:20
There was no choiceseçim," she said.
106
308694
1748
Seçim yoktu,'' dedi.
05:23
It's kindtür of hardzor to believe
that you belongait
107
311978
2278
Evin olmadığında, kendi
ülken korku veya işkence
05:26
when you don't have a home,
108
314280
1464
sebebiyle seni reddettiğinde
05:27
when your countryülke of originMenşei rejectsreddeder you
because of fearkorku or persecutionzulüm,
109
315768
4006
veya büyüdüğün şehir
tamamen harap olduğunda,
05:31
or the cityŞehir that you grewbüyüdü up in
is completelytamamen destroyedyerlebir edilmiş.
110
319798
3904
aidiyet duygusu hissetmek
inanılması güç bir durum.
05:36
I didn't feel like I had a home.
111
324805
2031
Evim varmış gibi hissetmiyordum.
05:38
I was no longeruzun a JordanianÜrdün citizenvatandaş,
112
326860
2457
Artık Ürdün vatandaşı değildim,
05:41
but I wasn'tdeğildi AmericanAmerikan, eitherya.
113
329341
1632
ama Amerikalı da değildim.
05:43
I feltkeçe a kindtür of lonelinessyalnızlık
114
331643
1738
Bugün hâlâ
05:45
that is still hardzor
to put into wordskelimeler todaybugün.
115
333405
2119
kelimelere dökemediğim
bir yalnızlık çektim.
05:48
After collegekolej, I desperatelyumutsuzca neededgerekli
to find a placeyer to call home.
116
336781
3283
Üniversiteden sonra, çaresizce
''yuva'' arayışına düştüm.
05:52
I bouncedkarşılıksız çıktı around from statebelirtmek, bildirmek to statebelirtmek, bildirmek
117
340546
1716
Eyaletten eyalete sürüklendim
05:54
and eventuallysonunda endedbitti up in NorthKuzey CarolinaCarolina.
118
342286
2435
ve nihayetinde kendimi
Kuzey Karolina'da buluverdim.
05:56
Kindheartedİyi kalpli people who feltkeçe sorry for me
119
344745
2125
Benim için üzülen güzel yürekli insanlar,
05:59
offeredsunulan to payödeme rentkira
120
347413
1334
kira ödemeyi teklif ettiler
06:01
or buysatın almak me a mealyemek or a suittakım elbise
for my newyeni interviewröportaj.
121
349405
3314
veya bana yemek ısmarlamayı
ya da iş görüşmem için takım almayı.
06:04
It just madeyapılmış me feel
more isolatedyalıtılmış and incapableaciz.
122
352743
3023
Bu beni daha çok yalnız
ve aciz hissettirdi.
06:08
It wasn'tdeğildi untila kadar I metmet MissBayan SarahSarah,
123
356481
1814
Dibe battığımda beni yönlendiren
06:10
a SouthernGüney BaptistBaptist who tookaldı me in
at my lowesten düşük and gaveverdi me a job,
124
358319
3736
ve iş bulan Güneyli Vaftiz Sarah
ile tanıştıktan sonra
06:14
that I startedbaşladı to believe in myselfkendim.
125
362079
1893
kendime inanmaya başladım.
06:16
MissBayan SarahSarah ownedSahip olunan a dinerlokanta
in the mountainsdağlar of NorthKuzey CarolinaCarolina.
126
364695
3797
Bayan Sarah, Kuzey Karolina
dağlarında bir lokanta işletiyordu.
06:21
I assumedkabul, because
of my privilegedayrıcalıklı upbringingyetiştirme
127
369856
2169
Benim itinalı yetiştirilme tarzım
06:24
and my SevenYedi SisterKız kardeşi educationEğitim,
128
372049
1519
ve Yedi Kız Kardeş eğitimimle,
06:25
that she would asksormak me
to manageyönetmek the restaurantrestoran.
129
373592
2204
bana orada yönetici işi
vereceğini düşündüm.
06:27
I was wrongyanlış.
130
375820
1208
Yanılmıştım.
06:29
I startedbaşladı off washingyıkama dishesbulaşıklar,
131
377972
1703
İşe bulaşıkları yıkayarak, tuvalet
06:31
cleaningtemizlik toiletstuvaletler and workingçalışma the grillızgara.
132
379699
1979
temizleyerek ve ızgara yaparak başladım.
06:34
I was humbledboyunları bükük; I was showngösterilen
the valuedeğer of hardzor work.
133
382247
3085
Utandım, sıkı çalışmanın
değerini anlamıştım.
06:37
But mostçoğu importantlyönemlisi,
I feltkeçe valueddeğerli and embracedkucakladı.
134
385356
2610
En önemlisiyse, değer görmüş
ve sahiplenmiş hissettim.
06:40
I celebratedünlü ChristmasNoel with her familyaile,
135
388924
1880
Onun ailesiyle Noel'i kutladım
06:42
and she attemptedteşebbüs to observegözlemlemek
RamadanRamazan with me.
136
390828
2352
ve benimle birlikte Ramazan
coşkusunu gözlemledi.
06:46
I rememberhatırlamak beingolmak very nervoussinir
about cominggelecek out to her --
137
394236
2670
Ona açılırken ne kadar
gergin olduğumu anımsıyorum,
06:48
after all, she was a SouthernGüney BaptistBaptist.
138
396930
2042
nihayetinde kendisi Güney Vaftiziydi.
06:50
I satoturdu on the couchkanepe nextSonraki to her
139
398996
1460
Koltukta yanına oturdum
06:52
and I said, "MissBayan SarahSarah,
you know that I'm gayeşcinsel."
140
400480
2531
ve şunu dedim: ''Sarah,
gey olduğumu biliyorsundur.''
06:55
Her responsetepki is one
that I will never forgetunutmak.
141
403035
2186
Tepkisi asla aklımdan çıkmayacak.
06:57
"That's fine, honeybal.
Just don't be a slutsürtük."
142
405715
2199
''Sorun yok canım. Sürtük olma yeter.''
06:59
(LaughterKahkaha)
143
407938
3172
(Kahkaha)
07:03
(ApplauseAlkış)
144
411134
2675
(Alkış)
07:05
I eventuallysonunda movedtaşındı to AtlantaAtlanta,
still tryingçalışıyor to find my home.
145
413833
5912
Hâlâ yuva arayışında olan ben,
nihayetinde Atlanta'ya taşındım.
07:12
My journeyseyahat tookaldı a strangegarip turndönüş
threeüç yearsyıl latersonra,
146
420261
2379
Yolculuğumun seyri, dışarıda top oynayan
07:14
after I metmet a groupgrup of refugeemülteci kidsçocuklar
playingoynama soccerFutbol outsidedışında.
147
422664
3233
bir grup mülteci çocukla
tanışmamdan üç yıl sonra değişti.
07:18
I'd madeyapılmış a wrongyanlış turndönüş
into this apartmentapartman complexkarmaşık,
148
426318
2540
Apartmana giderken yanlış yerden dönmüştüm
07:20
and I saw these kidsçocuklar
outsidedışında playingoynama soccerFutbol.
149
428882
2215
ve dışarıda futbol oynayan
bu çocukları gördüm.
07:23
They were playingoynama barefootyalınayak
with a raggedyRaggedy soccerFutbol balltop
150
431496
2563
Kendinden geçmiş bir topla,
yalın ayak oynuyorlardı,
07:26
and rockskayalar setset up as goalshedefleri.
151
434083
1452
kale olarak taş yığmışlardı.
07:27
I watchedizledi them for about an hoursaat,
152
435559
1700
Onları bir saat kadar izledim
07:29
and after that I was smilinggülümseyen.
153
437283
1578
ve sonrasında gülümsüyordum.
07:31
The boysçocuklar remindedhatırlattı me of home.
154
439296
1587
Bana evimi hatırlatmışlardı.
07:33
They remindedhatırlattı me of the way
I grewbüyüdü up playingoynama soccerFutbol
155
441368
2478
Ürdün sokaklarında, ağabeyim
ve kuzenlerimle
07:35
in the streetssokaklar of JordanÜrdün,
with my brothersKardeşler and cousinskuzenler.
156
443870
2630
futbol oynayarak büyüdüğüm
zamanları anımsattılar.
07:39
I eventuallysonunda joinedkatıldı theironların gameoyun.
157
447792
2001
Sonunda aralarına girdim.
07:41
They were a little skepticalşüpheci
about lettingicar me joinkatılmak it,
158
449817
2843
Beni aralarına almada şüpheci yaklaştılar,
07:44
because accordinggöre to them,
girlskızlar don't know how to playoyun.
159
452684
2662
çünkü onlara göre
kızlar futboldan anlamazdı.
Bariz bir şekilde oynadım.
07:47
But obviouslybelli ki I did.
160
455370
1346
07:48
I askeddiye sordu them if they had
ever playedOyunun on a teamtakım.
161
456740
2244
Daha önce takımda oynayıp
oynamadıklarını sordum
07:51
They said they hadn'tolmasaydı,
but that they would love to.
162
459008
2434
ve oynamadıklarını,
ama istediklerini söylediler.
07:53
I graduallykademeli olarak wonwon them over,
and we formedoluşturulan our first teamtakım.
163
461931
3021
Zamanla onların sevgisini
kazandım ve ilk takımımızı kurduk.
07:57
This groupgrup of kidsçocuklar would give me
a crashkaza coursekurs in refugeesmülteciler, povertyyoksulluk
164
465851
4884
Bu çocuklar bana mülteciler,
yoksulluk ve insanlık hakkında
08:03
and humanityinsanlık.
165
471997
1232
yoğun bir ders verdiler.
08:06
ThreeÜç brothersKardeşler from AfghanistanAfganistan --
RoohullahRoohullah, NoorullahNoorullah and ZabiullahZabiullah --
166
474375
3555
Afganistanlı üç kardeş,
Roohullah, Noorullah ve Zabiullah,
08:09
playedOyunun a majormajör rolerol in that.
167
477954
1624
bunda büyük rol oynadı.
08:12
I showedgösterdi up lategeç to practiceuygulama one day
to find the fieldalan completelytamamen desertedıssız.
168
480380
3568
Bir gün antrenmanlara geç kaldığımda,
bütün alanı bomboş buldum.
08:15
I was really worriedendişeli.
169
483972
1181
Çok endişelenmiştim.
08:17
My teamtakım lovedsevilen to practiceuygulama.
170
485177
1611
Takımım alıştırmayı severdi.
08:18
It wasn'tdeğildi like them to missbayan practiceuygulama.
171
486812
2607
Alıştırmayı kaçırmak,
onların adetinde yoktu.
08:21
I got out of my cararaba, and two kidsçocuklar
ranran out from behindarkasında a dumpsterçöp,
172
489443
3088
Arabamdan çıktım ve iki çocuk
çöp kutusunun arkasından ellerini
08:24
wavingsallama theironların handseller franticallydeli.
173
492555
1583
delice sallayarak fırlayıverdi,
08:27
"CoachKoç, RoohRooh got beatdövmek up. He got jumpedatladı.
174
495095
2047
''Koç, Rooh'u dövdüler, saldırıya uğradı.
08:29
There was bloodkan everywhereher yerde."
175
497166
1578
Her yerde kan vardı.''
08:30
"What do you mean?
What do you mean he got beatdövmek up?"
176
498768
2455
''Ne diyorsun sen?
Ne demek saldırıya uğradı?''
''Kötü çocuklar geldi ve onu dövdüler koç.
08:33
"These badkötü kidsçocuklar camegeldi
and beatdövmek him up, CoachKoç.
177
501247
2073
Herkes kaçtı. Herkes çok korkmuştu.''
08:35
EverybodyHerkes left. They were all scaredkorkmuş."
178
503344
2226
08:37
We hoppedzıpladı into my cararaba
and drovesürdü over to Rooh'sRooh'ın apartmentapartman.
179
505594
2718
Arabama atladık ve Rooh'un evine gittik.
08:40
I knockedçaldı on the doorkapı, and NoorNoor openedaçıldı it.
180
508336
2499
Kapıya vurdum ve Noor açtı.
08:43
"Where'sNerede RoohRooh? I need
to talk to him, see if he's OK."
181
511589
2752
''Rooh nerede? Konuşup
nasıl olduğunu görmem lazım.''
08:46
"He's in his roomoda, CoachKoç.
He's refusingreddeden to come out."
182
514365
2936
''Odasında ve çıkmayı reddediyor koç.''
08:49
I knockedçaldı on the doorkapı.
183
517325
1167
Kapıya vurdum.
08:50
"RoohRooh, come on out. I need to talk to you.
184
518516
2426
''Rooh, dışarı çık.
Seninle konuşmam lazım.
İyi olduğunu veya hastaneyi gitmemiz
gerekmediğini görmem lazım.''
08:52
I need to see if you're OK
or if we need to go to the hospitalhastane."
185
520966
3051
08:56
He camegeldi out.
186
524041
1151
Dışarı çıktı.
08:57
He had a bigbüyük gashbıçak yarası on his headkafa,
a splitBölünmüş lipdudak,
187
525216
2262
Kafasında derin bir yarık
vardı, dudağı patlamış
09:00
and he was physicallyfiziksel olarak shakensarsıldı.
188
528019
1751
ve fiziksel olarak sarsılmıştı.
09:02
I was looking at him,
189
530514
1333
Ona bakıyordum
09:03
and I askeddiye sordu the boysçocuklar
to call for theironların momanne,
190
531871
2559
ve çocuklardan annesini
aramalarını istedim,
09:06
because I neededgerekli to go
to the hospitalhastane with him.
191
534454
2412
onunla hastaneye gitmem gerekiyordu.
09:08
They calleddenilen for theironların momanne.
192
536890
1307
Annesini aradılar.
09:10
She camegeldi out.
193
538608
1192
Geldi.
09:12
I had my back turneddönük to her,
and she startedbaşladı screamingbağıran in FarsiFarsça.
194
540239
3579
Arkam ona dönüktü ve kadın
birden Farsça bağırmaya başladı.
09:16
The boysçocuklar felldüştü to the groundzemin laughinggülme.
195
544577
2075
Çocuklar gülmekten yere yattılar.
09:18
I was very confusedŞaşkın,
196
546676
1152
Çok şaşkındım,
09:19
because there was nothing
funnykomik about this.
197
547852
2074
komik bir yanı yoktu ki.
09:22
They explainedaçıkladı to me that she said,
198
550390
2000
Onun şunları söylediğini anlattılar,
09:24
"You told me your coachKoç
was a MuslimMüslüman and a womankadın."
199
552414
2814
''Koçunuzun kadın ve müslüman
olduğunu söylemiştiniz.''
09:27
From behindarkasında, I didn't appeargörünmek
to be eitherya to her.
200
555252
2369
Arkadan ikisine de benzemiyordum.
09:29
(LaughterKahkaha)
201
557645
3633
(Kahkaha)
09:33
"I am MuslimMüslüman," I said, turningdöndürme to her.
202
561302
2236
''Müslümanım,'' dedim ona dönerek.
09:35
"Ašhaduhadu ʾan lā ʾilIlāhaha ʾillaIlla (A)llllāh,"
203
563562
1931
''Eşhedü enla ilahe illallah,''
09:37
recitingokuyan the MuslimMüslüman declarationbildirimi of faithinanç.
204
565517
2369
kelime-i şehadet getirdim.
09:40
ConfusedKarışık,
205
568587
1304
Şaşkındı
09:43
and perhapsbelki maybe a little bitbit reassuredgüvence verdi,
206
571208
1990
ve belki de biraz da olsa ikna olmuştu,
09:45
she realizedgerçekleştirilen that yes,
207
573222
1155
fark etti ki evet, ben,
09:46
I, this American-actingAmerikan-oyunculuk,
shorts-wearingşort giyiyor, non-veiledSigara örtülü womankadın,
208
574401
3291
Amerikalı gibi davranan,
şort giyen, peçesiz bu kadın
gerçekten de müslümandı.
09:49
was indeedaslında a MuslimMüslüman.
209
577716
1190
09:52
TheirOnların familyaile had fledkaçtı the TalibanTaliban.
210
580166
1950
Onların ailesi Taliban'dan kaçmışlardı.
09:55
HundredsYüzlerce of people in theironların villageköy
211
583687
1704
Köylerindeki yüzlerce insan
09:57
were murderedöldürülmüş.
212
585415
1246
öldürülmüştü.
09:58
TheirOnların fatherbaba was takenalınmış in by the TalibanTaliban,
213
586685
2213
Babaları Taliban tarafından alıkoyulmuş,
10:00
only to returndönüş a fewaz monthsay latersonra,
a shellkabuk of the man he oncebir Zamanlar was.
214
588922
3801
birkaç ay sonra ruhu sömürülmüş
bir şekilde geri dönmüştü.
10:06
The familyaile escapedkaçtı to PakistanPakistan,
215
594738
2411
Aile Pakistan'a kaçtı
10:09
and the two olderdaha eski boysçocuklar,
ageyaş eightsekiz and 10 at the time,
216
597173
3568
ve şu anda sekiz ve on
yaşlarında olan iki büyük çocuk,
10:12
wovewove rugsKilim for 10 hourssaatler a day
to providesağlamak for theironların familyaile.
217
600765
3237
ailelerine bakabilmek için günde
on saat halı dokumaya başladılar.
10:16
They were so excitedheyecanlı when they foundbulunan out
that they had been approvedonaylı
218
604926
3757
Birleşik Devletler'e yeniden
yerleşme onayı aldıklarını duyunca
10:20
to resettleyeniden görevlendireceğiz in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
219
608707
2492
çok heyecanlandılar
10:23
makingyapma them the luckyşanslı 0.1 percentyüzde
who get to do that.
220
611223
3253
ve bu şansa nail olan o yüzde
0,1'lik kesimden biri oldular.
10:26
They had hitvurmak the jackpotJackpot.
221
614500
1590
Turnayı gözünden vurmuşlardı.
10:28
TheirOnların storyÖykü is not uniquebenzersiz.
222
616930
1570
Tek bir hikâye değil bu.
10:31
EveryHer refugeemülteci familyaile I have workedişlenmiş with
has had some versionversiyon of this.
223
619085
3908
Beraber çalıştığım her mülteci aile
aşağı yukarı aynı geçmişe sahip.
Annelerinin tecavüze uğradığını
10:35
I work with kidsçocuklar
224
623017
1340
10:37
who have seengörüldü theironların mothersanneler rapedtecavüz,
theironların fathers'Babalar fingersparmaklar sliceddilimlenmiş off.
225
625206
3859
ve babalarının parmaklarının
doğrandığını gören çocuklarla çalışıyorum.
10:41
One kidçocuk saw a bulletmermi
put in his grandmother'sbüyük annemin headkafa,
226
629089
2955
Bir çocuk, büyükannesinin alnına
kurşun dayandığını görmüş,
10:44
because she refusedreddetti to let the rebelsİsyancılar
take him to be a childçocuk soldierasker.
227
632068
4038
çünkü asilerin onu, çocuk asker
olarak almalarına müsaade etmemiş.
10:49
TheirOnların journeysyolculuklarda are hauntingperili ev.
228
637943
1541
Yolculukları tüyler ürpertici.
10:51
But what I get to see everyher day
is hopeumut, resilienceesneklik, determinationbelirleme,
229
639940
5774
Yine de her gün gördüğüm, umut,
direnç, kararlılık, yaşam sevgisi
10:57
a love of life
230
645738
1185
ve hayatlarını
10:58
and appreciationtakdir for beingolmak ableyapabilmek
to rebuildyeniden inşa etmek theironların liveshayatları.
231
646947
2844
yeniden inşa edebiliyor
olmanın şükranlığı.
11:03
I was at the boys'çocukların apartmentapartman one night,
232
651607
2125
Bir gece çocukların evindeydim,
11:05
when the momanne camegeldi home
after cleaningtemizlik 18 hotelotel roomsOdalar in one day.
233
653756
4810
anneleri bir günde 18 otel odası
temizledikten sonra eve gelmişti.
11:10
She satoturdu down, and NoorNoor rubbedovuşturdu her feetayaklar,
234
658590
2293
Annesi oturdu ve Noor ayaklarını ovdu,
11:13
sayingsöz that he was going to take carebakım
of her oncebir Zamanlar he graduatedmezun.
235
661679
3075
mezun olunca ona bakacağını söyledi.
11:16
She smiledgülümsedi from exhaustionyorgunluk.
236
664778
1494
Bitkinlikten gülümsedi annesi.
11:18
"God is good. Life is good.
We are luckyşanslı to be here."
237
666296
3408
''Tanrı iyidir. Hayat iyidir.
Burada olduğumuz için şanslıyız.''
11:23
In the last two yearsyıl, we have seengörüldü
an escalatingtırmanan anti-refugeeAnti-mülteci sentimentduyguları.
238
671001
4795
Geçtiğimiz iki yılda, mülteci
karşıtları gitgide artıyor.
11:28
It's globalglobal.
239
676219
1219
Küresel bir durum.
11:30
The numberssayılar continuedevam et to growbüyümek
because we do nothing to preventönlemek it
240
678579
3244
Önlemek veya durdurmak için
hiçbir şey yapmadığımızdan
11:33
and nothing to stop it.
241
681847
1701
sayılar artmaya devam ediyor.
11:35
The issuekonu shouldn'tolmamalı be stoppingDurduruluyor refugeesmülteciler
from cominggelecek into our countriesülkeler.
242
683572
3552
Gündemimiz mültecilerin ülkemize
gelmesini nasıl engelleyeceğimiz olmamalı.
11:39
The issuekonu should be
not forcingzorlama them to leaveayrılmak theironların ownkendi.
243
687148
2988
Kendi yuvalarını terk etmek zorunda
kalmamalarını konuşmalıyız.
11:42
(ApplauseAlkış)
244
690160
4435
(Alkış)
11:58
Sorry.
245
706510
1325
Özür dilerim.
11:59
(ApplauseAlkış)
246
707859
3928
(Alkış)
12:09
How much more sufferingçile,
247
717917
2525
Daha ne kadar ıstırap,
12:12
how much more sufferingçile mustşart we take?
248
720466
2045
daha ne kadar ıstırap çekmeli?
12:15
How manyçok more people need to be
forcedzorunlu out of theironların homesevler
249
723255
2771
Daha ne kadar insan,
biz ''Yeter!'' diyene kadar
yerlerinden edilmeli?
12:18
before we say, "EnoughYeterince!"?
250
726050
1381
Yüz milyon mu?
12:19
A hundredyüz millionmilyon?
251
727455
1209
12:21
Not only do we shameutanç,
blamesuçlama and rejectReddet them
252
729125
2826
Yaşamak zorunda kaldıkları
gaddarlık yüzünden
12:25
for atrocitieszulüm that they had
absolutelykesinlikle nothing to do with,
253
733245
2833
onları sadece utandırıp,
suçlayıp, dışlamakla kalmıyor,
12:29
we re-traumatizeyeniden travmatize them,
254
737012
1155
onlara ülkemizin
12:30
when we're supposedsözde to be welcomingKarşılama
them into our countriesülkeler.
255
738191
2965
kapılarını açacağımıza, onlara
yeniden travma yaşatıyoruz.
12:35
We stripşerit them of theironların dignityhaysiyet
and treattedavi etmek them like criminalssuçlular.
256
743291
3303
Onların haysiyetlerini çiğniyor,
onlara suçlu gibi davranıyoruz.
12:38
I had a studentÖğrenci in my officeofis
a coupleçift of weekshaftalar agoönce.
257
746618
2706
Birkaç önce ofisime bir öğrenci geldi.
12:41
She's originallyaslında from IraqIrak.
258
749348
1816
Aslen Iraklı.
12:43
She brokekırdı down cryingağlıyor.
259
751188
1439
Yaşlara boğuldu.
12:45
"Why do they hatenefret us?"
260
753595
1628
''Neden bizden nefret ediyorlar?''
12:47
"Who hateskinler you?"
261
755247
1174
''Kim nefret ediyor?''
12:48
"EveryoneHerkes; everyoneherkes hateskinler us
because we are refugeesmülteciler,
262
756445
2771
''Herkes, herkes mülteciyiz
diye, müslümanız diye
12:51
because we are MuslimMüslüman."
263
759240
1356
bizden nefret ediyor.''
12:54
In the pastgeçmiş, I was ableyapabilmek
to reassuregüven vermek my studentsöğrencilerin
264
762019
2336
Eskiden, öğrencilerimi
dünyanın büyük çoğunluğu
12:56
that the majorityçoğunluk of the worldDünya
does not hatenefret refugeesmülteciler.
265
764379
2637
mültecilerden nefret etmiyor
diye teselli edebiliyordum.
12:59
But this time I couldn'tcould.
266
767040
1385
Ama bu sefer yapamadım.
13:00
I couldn'tcould explainaçıklamak to her why someonebirisi
trieddenenmiş to ripHuzur içinde yatsın off her mother'sannenin hijabHicap
267
768868
3480
Alışveriş yaparlarken,
annesinin başörtüsünün
13:04
when they were groceryBakkal shoppingalışveriş yapmak,
268
772372
1785
neden zorla çıkarıldığını
13:06
or why a playeroyuncu on an opposingkarşı
teamtakım calleddenilen her a terroristterörist
269
774181
3244
veya karşı takımdan birinin
ona neden terörist deyip
geldiği yere dönmesi gerektiğini
söylemesini açıklayamadım.
13:09
and told her to go back
where she camegeldi from.
270
777449
2483
13:11
I couldn'tcould reassuregüven vermek her
271
779956
1762
Babasının,
13:13
that her father'sbabanın ultimatenihai life sacrificekurban
272
781742
2339
Birleşik Devletler ordusuna
13:16
by servingservis in the UnitedAmerika StatesBirleşik
militaryaskeri as an interpreterTercüman
273
784105
3120
mütercim olarak verdiği hayat
fedakârlığının, Amerikan vatandaşı
13:19
would make her more valueddeğerli
as an AmericanAmerikan citizenvatandaş.
274
787249
2710
olarak onu daha değerli
kılacağını dile getiremedim.
13:23
We take in so fewaz refugeesmülteciler worldwideDünya çapında.
275
791051
2872
Dünya çapında, çok az
mülteciye kapı açıyoruz.
13:26
We resettleyeniden görevlendireceğiz lessaz than 0.1 percentyüzde.
276
794949
2686
Yüzde 0,1'den azını
yeniden yerleştiriyoruz.
13:30
That 0.1 percentyüzde benefitsfaydaları us
more than them.
277
798778
3200
İşte o yüzde 0,1'in bize onlardan
daha çok faydası dokunuyor.
13:34
It dumbfoundsWii'nin me how the wordsözcük "refugeemülteci"
is considereddüşünülen something to be dirtykirli,
278
802797
3786
''Mülteci'' kelimesinin rezil, utanılacak
bir şey olarak nitelendirilmesi beni
13:38
something to be ashamedutanmış of.
279
806607
1613
hayretler içerisinde bırakıyor.
13:40
They have nothing to be ashamedutanmış of.
280
808244
1864
Onların utanacak hiçbir şeyi yok.
13:45
We have seengörüldü advancesgelişmeler
in everyher aspectGörünüş of our liveshayatları --
281
813827
2723
İnsaniyet dışında,
hayatımızın her noktasında
13:48
exceptdışında our humanityinsanlık.
282
816574
1378
gelişme katettik.
13:50
There are 65.3 millionmilyon people
who have been forcedzorunlu out of theironların homesevler
283
818523
4439
65,3 milyon insan evlerini
terk etmek zorunda kaldı,
13:54
because of warsavaş --
284
822986
1244
savaş yüzünden --
13:56
the largesten büyük numbernumara in historytarih.
285
824685
1849
tarihteki en büyük sayı.
13:59
We are the onesolanlar who should be ashamedutanmış.
286
827110
2057
Utanması gereken bizleriz.
14:01
Thank you.
287
829712
1155
Teşekkürler.
14:02
(ApplauseAlkış)
288
830891
6529
(Alkış)
Translated by Esra Çakmak
Reviewed by Suleyman Cengiz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Luma Mufleh - Refugee activist
Luma Mufleh does something revolutionary: she coaches soccer. A Jordanian immigrant and Muslim of Syrian descent, Mufleh is determined to empower refugee children everywhere.

Why you should listen

Luma Mufleh is the CEO and Founding Director of Fugees Family, Inc., a nonprofit organization that uses the power of soccer, education and community to empower refugee children to successfully integrate into the United States. Now, she's part principal, part tutor, the head of the first accredited private school dedicated to refugee education in the country, which encompases a summer camp and a college prep program -- and she’s building a community and support network that could be the national model the United States needs.

The Fugees' story began in 2004, when Luma took a wrong turn while driving through the town of Clarkston, Georgia and noticed a group of boys playing soccer in the street. She learned that these children were refugees from war-town countries including Syria, Afghanistan, Iraq, Bosnia, Burma, Somalia and Sudan. That summer, Luma made fliers announcing tryouts for the Fugees soccer team. In the years that followed, the soccer team grew into something much larger -- a school, a tutoring program, a summer camp, a college prep program, and, most importantly, a community and support network.

A lifelong social entrepreneur, Luma has created several programs and initiatives that have gainfully employed, educated and empowered refugees and immigrants in her community and beyond, with the Fugees Academy serving as a national model for refugee education. While only 20 percent of refugee students graduate from high school in Georgia's DeKalb County, the Fugees Academy has a 90 percent graduation rate. These types of results helped earn Luma the 2016 Cournelle Award for Social Entrepreneurship from the Manhattan Institute.

A Jordanian immigrant and Muslim of Syrian descent, Luma received her U.S. citizenship in 2011. Her story -- and the story of the Fugees -- illustrates both the American dream and the very real challenges of integration and discrimination that so many face today. Luma received her B.A. in Anthropology from Smith College and recently completed the Executive Program in Social Entrepreneurship at the Stanford Graduate School of Business. 

 

 

More profile about the speaker
Luma Mufleh | Speaker | TED.com