ABOUT THE SPEAKER
Chika Ezeanya-Esiobu - Indigenous knowledge expert
Working across disciplines, Chika Ezeanya-Esiobu explores homegrown and grassroots approaches to the sustainable advancement of Sub-Saharan Africa.

Why you should listen

Chika Ezeanya-Esiobu is convinced of the ability of Africans to transform the continent by acknowledging the significance of its indigenous knowledge in all fields of human endeavor. A researcher, fiction and non-fiction writer, public intellectual and teacher, Ezeanya-Esiobu has published several research papers on aspects of Africa's indigenous knowledge. She has also been commissioned to conduct indigenous knowledge-based research by the International Development Research Center Canada, United Nations University World Institute for Development Economics Research,(UNU-WIDER) United Nations Research Institute for Social Development (UNRISD) and The Swedish International Development Agency (Sida), among others. 

Ezeanya-Esiobu is the author of the historical fiction book Before We Set Sail. In its manuscript form, Before We Set Sail was one of six shortlisted out of over 250 submissions, made to the Penguin Publishers Award for African Writing in 2010. Following her TEDGlobal 2017 talk, Ezeanya-Esiobu shared an alphabet book series she had written for her daughter: Dr. Chika's ABC for the African Child (2017).

Ezeanya-Esiobu has lived and worked in four countries across three continents, and through her travels she has learned to value integrity, dignity, respect for self and others ... to be open to knowledge, to be happy and to smile a lot with her heart. Her lifetime passion is to contribute to efforts that would see to the unleashing of the suppressed creative and innovative energies buried deep in the hearts and minds of all Africans. She blogs at chikaforafrica.com.

More profile about the speaker
Chika Ezeanya-Esiobu | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2017

Chika Ezeanya-Esiobu: How Africa can use its traditional knowledge to make progress

Chika Ezeanya-Esiobu: Afrika ilerlemek için geleneksel bilgiyi nasıl kullanır

Filmed:
1,241,889 views

Chika Ezeanya-Esiobu geleneksel otantik bilginin önemini vurgulayarak Afrikalıların bastırılmış, yaratıcı ve yenilikçi enerjilerini ortaya çıkardığını görmek istiyor. Bu güçlü konuşmada, tarım ve politika geliştirmede kullanılmayan değerli Afrika bilgisinin örneklerini paylaşıyor ve Afrikalıları gerçekliklerini gururla kabul ederek ilerlemeye davet ediyor.
- Indigenous knowledge expert
Working across disciplines, Chika Ezeanya-Esiobu explores homegrown and grassroots approaches to the sustainable advancement of Sub-Saharan Africa. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
Some monthsay back,
I was visitingziyaret this EastDoğu AfricanAfrika cityŞehir,
0
1054
5480
Birkaç ay önce,
bir Doğu Afrika şehrini ziyaret ediyordum
00:18
and we were stucksıkışmış in traffictrafik.
1
6558
2989
ve trafikte sıkışıp kalmıştık.
00:21
And this vendorSatıcı suddenlyaniden
approachesyaklaşımlar my windowpencere
2
9571
3042
Bir satıcı yarı açık pencereme
00:24
with a half-openedyarı açıldı alphabetalfabe sheettabaka.
3
12637
2543
bir alfabe sayfası ile aniden yanaştı.
00:28
I tookaldı a quickhızlı look at the alphabetalfabe sheettabaka,
4
16505
2819
Alfabe sayfasına hızlı bir bakış attım
00:31
and I thought of my daughterkız evlat,
5
19348
1435
ve kızımı düşündüm.
00:32
how it would be niceGüzel
to spreadYAYILMIŞ it on the floorzemin
6
20807
2562
Alfabeyi yere serip
sonra onunla oynayarak
00:35
and just playoyun all over it with her
7
23393
1840
ona alfabeyi öğretmenin
00:37
while gettingalma her to learnöğrenmek the alphabetalfabe.
8
25257
2189
ne kadar güzel olabileceğini düşündüm.
00:39
So the traffictrafik movedtaşındı a bitbit,
and I quicklyhızlı bir şekilde grabbedyakaladı a copykopya,
9
27470
3295
Sonra trafik biraz açıldı
ve bir kopyasını kaptım
00:42
and we movedtaşındı on.
10
30789
1999
ve devam etttik.
00:46
When I had time to fullytamamen openaçık
the alphabetalfabe sheettabaka
11
34165
3101
Alfabe sayfasını iyice açıp
daha detaylı bir şekilde
00:49
and take a more detailedDetaylı look at it,
12
37290
2329
inceleme fırsatım olunca anladım ki
00:51
I knewbiliyordum I was not going to use that
to teachöğretmek my daughterkız evlat.
13
39643
3023
bunu kızıma öğretirken kullanmayacaktım.
00:55
I regrettedpişman my purchasesatın alma.
14
43267
1517
Aldığım için pişman oldum.
00:58
Why so?
15
46331
1342
Neden mi?
01:00
Looking at the alphabetalfabe sheettabaka
remindedhatırlattı me of the factgerçek
16
48338
2786
Alfabeye bakmak
bana Afrika'daki eğitim içeriğinin
01:03
that not much has changeddeğişmiş
17
51148
2376
çok fazla değişmediği
01:05
in the educationEğitim curriculamüfredat in AfricaAfrika.
18
53548
2423
gerçeğini hatırlattı.
01:08
Some decadeson yıllar back, I was taughtöğretilen
out of a similarbenzer alphabetalfabe sheettabaka.
19
56729
3720
Seneler önce benzer bir alfabe sayfası
üzerinden bize eğitim verilmişti.
01:13
And because of that,
I struggledmücadele for yearsyıl.
20
61312
2257
Bu yüzden yıllarca mücadele ettim.
01:16
I struggledmücadele to reconcileuzlaştırmak my realitygerçeklik
with the formalbiçimsel educationEğitim I receivedAlınan
21
64464
4496
Gerçekliğim ve gittiğim okullarda
aldığım resmi eğitimi
01:20
in schoolokul, in the schoolsokullar I attendedkatıldı.
22
68984
2147
bağdaştırmak için mücadele ettim.
01:24
I had identityKimlik criseskrizler.
23
72592
2010
Kimlik krizlerim vardı.
01:26
I lookedbaktı down on my realitygerçeklik.
24
74626
2909
Gerçekliğime baktım.
01:29
I lookedbaktı at my ancestrysoy,
I lookedbaktı at my lineagesoy with disrespectSaygısızlık.
25
77559
4246
Atalarıma baktım,
soy ağacıma saygısızca baktım.
01:34
I had very little patiencesabır
for what my life had to offerteklif around me.
26
82205
5053
Hayatımın bana sunacağı şeyler için
çok az sabrım vardı.
01:41
Why?
27
89045
1399
Niçin?
01:43
"A is for appleelma."
28
91496
1419
"Elmanın E'si"
01:46
"A is for appleelma."
29
94421
1424
"Elmanın E'si"
01:49
"A is for appleelma" is for that childçocuk
in that partBölüm of the worldDünya
30
97528
4688
"Elmanın E'si"
dünyanın elma yetişen yerlerinde
01:54
where appleselma growbüyümek out;
31
102240
1732
yaşayan çocuklar içindi;
01:56
who has an appleelma in her lunchöğle yemeği bagsırt çantası;
32
104751
1976
beslenme çantalarında elma olan çocuklar,
02:00
who goesgider to the groceryBakkal storemağaza
with her momanne and seesgörür redkırmızı,
33
108235
3402
anneleri ile birlikte manava giden
02:03
greenyeşil, yellowSarı -- appleselma
of all shapesşekiller and colorsrenkler and sizesboyutları.
34
111661
3653
ve renk renk
her boyutta elma gören çocuklar.
02:08
And so, introducingtanıtım
educationEğitim to this childçocuk
35
116049
2889
Böyle bir alfabe sayfasıyla
02:10
with an alphabetalfabe sheettabaka like this
36
118962
2122
çocuğu eğitimle tanıştırmak
02:14
fulfillsyerine getirir one of the majormajör
functionsfonksiyonlar of educationEğitim,
37
122090
3041
eğitimin ana fonksiyonlarından birini
yerine getirir;
02:17
whichhangi is to introducetakdim etmek the learneröğrenci
38
125155
3162
öğreneni çevresine karşı
02:20
to an appreciationtakdir
of the learner'söğrenci environmentçevre
39
128341
3373
duyarlı hale getirir
02:23
and a curiositymerak to explorekeşfetmek more
in ordersipariş to addeklemek valuedeğer.
40
131738
4642
ve değer katması için merakını cezbeder.
02:29
In my ownkendi casedurum,
41
137581
1411
Benim durumumda,
02:32
when and where I grewbüyüdü up in AfricaAfrika,
42
140014
2312
büyüdüğüm zaman ve yerlerde Afrika'da
02:35
appleelma was an exoticegzotik fruitmeyve.
43
143613
1830
elma egzotik bir meyveydi.
02:38
Two or threeüç timeszamanlar a yearyıl,
44
146719
1385
Yılda bir veya iki kez,
02:40
I could get some yellowishsarımsı appleselma
with brownkahverengi dotsnoktalar, you know,
45
148128
5367
kahverengi noktalı
sarımsı elmaları yiyebilirdim;
02:45
signifyingbelirten thousandsbinlerce of milesmil traveledseyahat --
warehousesAmbarlar, sortingsınıflandırma --
46
153519
3897
binlerce mil ötedeki depolardan
sınıflandırılarak
02:49
to get to me.
47
157440
1174
bana gelen elmalar.
02:51
I grewbüyüdü up in the cityŞehir
48
159575
1911
Finansal durumu iyi olan ailemle
02:53
to very financiallymali comfortablerahat parentsebeveyn,
49
161510
3000
şehirde büyüdüm,
02:56
so it was my dignifiedağırbaşlı realitygerçeklik,
50
164534
1942
yani beni gerçeğim buydu,
02:58
exactlykesinlikle the sameaynı way
51
166500
2311
tamamen aynı şekilde
03:00
cassavamanyok fufuFufu or ugaliUgali
would not regularlydüzenli olarak featureözellik
52
168835
4162
"cassava fufu" veya "ugali" Amerika,
Çin veya Hint mutfağında
03:05
in an AmericanAmerikan, ChineseÇince or IndianHint dietdiyet,
53
173021
2901
yaygın değiller...
03:08
appleselma didn't countsaymak as partBölüm of my realitygerçeklik.
54
176851
2429
Elmalar gerçekliğimin
bir parçası sayılmazdı.
03:12
So what this did to me,
55
180208
3048
Bunun bana yaptığı etki şuydu,
03:15
introducingtanıtım educationEğitim to me
with "A is for appleelma,"
56
183280
3684
"Elmanın E'si" ile eğitime adım atmam,
03:18
madeyapılmış educationEğitim an abstractionsoyutlama.
57
186988
2459
eğitimi soyutlaştırdı.
03:21
It madeyapılmış it something out of my reachulaşmak --
58
189914
1869
Ulaşamayacağım bir şey haline geldi,
03:24
a foreignyabancı conceptkavram,
59
192665
1906
yabancı bir konsept,
03:26
a phenomenonfenomen for whichhangi I would have
to constantlysürekli and perpetuallysürekli seekaramak
60
194595
3806
o şeyi bilen insanlardan
sürekli doğrulama isteyeceğim
03:30
the validationdoğrulama of those it belongedait to
61
198425
1811
ancak bu şekilde
03:32
for me to make progressilerleme
withiniçinde it and with it.
62
200260
2940
ilerleme kaydedebileceğim bir fenomen
haline geldi.
03:36
That was toughsert for a childçocuk;
it would be toughsert for anyonekimse.
63
204109
2906
Bu bir çocuk için zordur;
herkes için zor olur.
03:40
As I grewbüyüdü up and I advancedileri academicallyakademik olarak,
64
208042
2723
Ben büyürken ve akademik olarak ilerlerken
03:42
my realitygerçeklik was furtherayrıca separatedayrıldı
from my educationEğitim.
65
210789
5064
benim gerçekliğim eğitimimden ayrıldı.
03:48
In historytarih, I was taughtöğretilen
66
216739
1746
Tarihte bana
03:50
that the Scottishİskoç explorerExplorer MungoMungo ParkPark
discoveredkeşfedilen the NigerNijer RiverNehir.
67
218509
4251
İskoç kaşif Mungo Park'ın
Nijer Nehrini keşfettiği öğretildi.
03:55
And so it botheredrahatsız me.
68
223631
1793
Bu beni rahatsız etti.
03:57
My great-great-grandparentsbüyük büyük dedesi grewbüyüdü up
69
225448
2015
Büyük büyük annem ve babam
03:59
quiteoldukça closekapat to the edgekenar
of the NigerNijer RiverNehir.
70
227487
2003
Nijer Nehri kıyısına çok yakın büyümüş.
04:01
(LaughterKahkaha)
71
229514
2419
(Kahkaha)
04:03
And it tookaldı someonebirisi to travelseyahat
thousandsbinlerce of milesmil from EuropeEurope
72
231957
6477
Burunlarının dibindeki nehrin
keşfedilmesi için binlerce mil uzaktan
04:10
to discoverkeşfetmek a rivernehir
right underaltında theironların noseburun?
73
238458
2447
Avrupa'dan birinin gelmesi mi gerekti?
04:12
(LaughterKahkaha)
74
240929
2441
(Kahkaha)
04:15
No!
75
243394
1157
Hayır!
04:16
(ApplauseAlkış and cheersalkış)
76
244575
5419
(Alkış ve tezahüratlar)
04:22
What did they do with theironların time?
77
250018
1929
Onlar zamanlarında ne yaptılar?
04:23
(LaughterKahkaha)
78
251971
1897
(Kahkaha)
04:25
PlayingOynarken boardyazı tahtası gamesoyunlar, roastingKavurma freshtaze yamstatlı patates,
79
253892
2831
Oyunlar oynayıp
taze yer elması kavurup
04:28
fightingkavga tribalkabile warssavaşlar?
80
256747
1380
kabile savaşı mı yaptılar?
04:30
I mean, I just knewbiliyordum my educationEğitim
was preparinghazırlamak me to go somewherebir yerde elsebaşka
81
258557
4860
Anladımki eğitimim beni başka bir yere
gitmem için için hazırlıyor
04:35
and practiceuygulama and give to anotherbir diğeri
environmentçevre that it belongedait to.
82
263441
3767
o eğitimin ait olduğu başka bir çevreye
bir şeyler vermem için.
04:39
It was not for my environmentçevre,
where and when I grewbüyüdü up.
83
267232
3183
Bu benim çevrem,
büyüdüğüm yer ve zaman değildi.
04:43
And this continueddevam etti.
84
271029
1159
Ve bu devam etti.
04:44
This philosophyFelsefe undergirdedundergirded my studiesçalışmalar
85
272212
1893
Bu felsefe Afrika'da okuduğum
04:46
all throughvasitasiyla the time I studiedokudu in AfricaAfrika.
86
274129
2465
tüm zaman boyunca
çalışmalarımın altını çizdi.
04:48
It tookaldı a lot of experiencesdeneyimler
and some studiesçalışmalar
87
276618
3834
Bir fikir değişikliğine gitmem
04:52
for me to beginbaşla to have
a changedeğişiklik of mindsetzihniyet.
88
280476
3152
çok deneyim ve bazı çalışmalar gerektirdi.
04:55
I will sharepay a coupleçift
of the remarkabledikkat çekici onesolanlar with us.
89
283652
2964
Dikkat çekici birkaç tanesini
sizlerle paylaşacağım.
04:59
I was in the UnitedAmerika StatesBirleşik
in WashingtonWashington, DCDC
90
287735
2355
Doktora eğitimim için
05:02
studyingders çalışıyor towardskarşı my doctoratedoktora,
91
290114
2042
Washington, DC'deydim,
05:04
and I got this consultancydanışmanlık positionpozisyon
with the WorldDünya BankBanka AfricaAfrika RegionBölge.
92
292180
3877
Dünya Bankası Afrika Bölgesi bölümünde
bir danışmanlık pozisyonunda işe girdim.
05:08
And so I rememberhatırlamak one day,
93
296735
2756
Günlerden bir gün,
05:11
my bosspatron -- we were havingsahip olan
a conversationkonuşma on some projectproje,
94
299515
4648
ben ve yöneticim bir proje üzerinde
konuşuyorduk
05:16
and he mentionedadı geçen a particularbelirli
WorldDünya BankBanka projectproje,
95
304187
3041
ve belli bir Dünya Bankası
projesinden bahsetti.
05:19
a large-scalebüyük ölçekli irrigationSulama projectproje
that costmaliyet millionsmilyonlarca of dollarsdolar
96
307252
4972
Nijerya'da sürdürülebilirliği risk altında
ve milyonlarca dolara mal olacak
05:24
in NigerNijer RepublicCumhuriyeti
97
312248
1331
geniş ölçekli
05:25
that was falteringtutuk sustainablysürdürülebilir.
98
313603
3274
bir sulama projesi.
05:28
He said this projectproje
wasn'tdeğildi so sustainablesürdürülebilir,
99
316901
2343
Bu projenin sürdürülemediğini söyledi,
05:31
and it botheredrahatsız those
that instituteduyguladı the wholebütün packagepaket.
100
319268
4223
kurulan tüm paketlerin
bozulduğundan bahsetti.
05:36
But then he mentionedadı geçen
a particularbelirli projectproje,
101
324035
2789
Ardından başka bir özel projeden bahsetti,
05:39
a particularbelirli traditionalgeleneksel irrigationSulama methodyöntem
that was hugelyderece successfulbaşarılı
102
327517
4917
Dünya Bankası projesinin başarısız olduğu
aynı Nijer Cumhuriyetinde
05:44
in the sameaynı NigerNijer RepublicCumhuriyeti
where the WorldDünya BankBanka projectproje was failinghata.
103
332458
3697
daha önce başarılı olan
geleneksel bir sulama yöntemi.
05:48
And that got me thinkingdüşünme.
104
336930
1496
Bu benim ilgimi çekti.
05:51
So I did furtherayrıca researchAraştırma,
105
339281
1743
Detaylı bir araştırma yaparak
05:53
and I foundbulunan out about TassaTASSA.
106
341984
2385
Tassa'yı öğrendim.
05:57
TassaTASSA is a traditionalgeleneksel irrigationSulama methodyöntem
107
345775
3770
Tassa geleneksek bir sulama metodu
06:01
where 20- to 30-centimeter-wide-santimetre-geniş
and 20- to 30-centimeter-deep-santimetre-derin holesdelikler
108
349569
6193
20-30 cm genişliğinde
ve 20-30cm derinliğinde delikler
06:07
are dugkazdık acrosskarşısında a fieldalan to be cultivatedekili.
109
355786
2874
tarım yapılacak tarlanın üzerine kazılır.
06:11
Then, a smallküçük dambaraj is constructedinşa
around the fieldalan,
110
359220
4113
Küçük bir baraj tarlanın çevresine yapılır
06:16
and then cropsbitkileri are plantedekili
acrosskarşısında the surfaceyüzey areaalan.
111
364296
3626
ve tarlanın yüzey alanı boyunca
ürünler ekilir.
06:19
What happensolur is that when rainyağmur fallsdüşme,
112
367946
3304
Yağmur yağdığında
06:23
the holesdelikler are ableyapabilmek to storemağaza the waterSu
113
371274
2984
delikler suyu depolayabilir
06:26
and appropriateuygun it to the extentderece
that the plantbitki needsihtiyaçlar the waterSu.
114
374282
3818
ve bunlar bitkilerin su ihtiyacını
karşılayacak uygunlukta olur.
06:30
The plantbitki can only assimilateasimile
as much waterSu as neededgerekli
115
378124
3266
Bitki hasata kadar
ihtiyaç duyduğu miktarda
06:33
untila kadar harvesthasat time.
116
381414
1570
suya ulaşabilir.
06:36
NigerNijer is 75 percentyüzde scorchedyanık desertçöl,
117
384582
3693
Nijerya'nın %75'i kavruk çöldür,
06:40
so this is something
that is a life-or-deathyaşam situationdurum,
118
388299
2693
bu bir ölüm kalım meselesi
06:43
and it has been used for centuriesyüzyıllar.
119
391016
1808
ve yüzyıllardır kullanılmakta.
06:45
In an experimentdeney that was conductedyürütülen,
120
393384
2102
Yapılan bir çalışmada
06:48
two similarbenzer plotsaraziler of landarazi
were used in the experimentdeney,
121
396233
5413
bir deneyde
iki benzer arazi kullanıldı,
06:53
and one plotarsa of landarazi
122
401670
2631
birinci arazide
06:56
did not have the TassaTASSA techniqueteknik on it.
123
404325
1942
Tassa tekniği kullanılmadı.
06:58
SimilarBenzer plotsaraziler.
124
406291
1167
Benzer tarlalar.
06:59
The other one had TassaTASSA techniqueteknik
constructedinşa on it.
125
407482
3158
Diğeri üzerinde
Tassa tekniği uygulandı.
07:03
Then similarbenzer grainstahıl of milletdarı
alsoAyrıca were plantedekili on bothher ikisi de plotsaraziler.
126
411332
3755
Ardından her iki tarla üzerine
aynı tahıllar ekilmiştir.
07:08
DuringSırasında harvesthasat time,
127
416045
2207
Hasat zamanı boyunca,
07:10
the plotarsa of landarazi withoutolmadan TassaTASSA techniqueteknik
128
418276
3152
Tassa tekniği uygulanmayan tarlada
07:13
yieldedvermiştir 11 kilogramskilogram
of milletdarı perbaşına hectarehektar.
129
421452
4171
hektar başına 11 kilogram
akdarı hasadı yapıldı.
07:18
The plotarsa of landarazi with TassaTASSA techniqueteknik
130
426737
2295
Tassa tekniği uygulanan tarlada ise
07:21
yieldedvermiştir 553 kilogramskilogram
of milletdarı perbaşına hectarehektar.
131
429056
5853
hektar başına 553 kilogram mahsül alındı.
07:27
(ApplauseAlkış)
132
435660
2585
(Alkışlar)
07:30
I lookedbaktı at the researchAraştırma,
and I lookedbaktı at myselfkendim.
133
438269
3913
Araştırmaya ve kendime baktım.
07:34
I said, "I studiedokudu
agriculturetarım for 12 yearsyıl,
134
442206
3252
''12 yıldır tarım üzerine okuyorum,
07:37
from primarybirincil to SeniorKıdemli SixAltı,
as we say in EastDoğu AfricaAfrika,
135
445482
3410
ilk okuldan 12. sınıfa kadar,
Doğu Afrika'da söylediğimiz gibi,
07:40
SSSS3 in WestBatı AfricaAfrika or 12thinci gradesınıf.
136
448916
2346
Batı Afrika'da SS3 veya 12. sınıf.
07:43
No one ever taughtöğretilen me
137
451286
1657
Hiç kimse bana
07:44
of any formform of traditionalgeleneksel
AfricanAfrika knowledgebilgi of cultivationekimi --
138
452967
3806
geleneksel Afrika'da
ürün yetiştirme ve hasat
07:48
of harvestinghasat, of anything --
139
456797
1794
konusunda hiçbir şey öğretmedi
07:50
that will work in modernmodern timeszamanlar
and actuallyaslında succeedbaşarılı olmak,
140
458615
3828
ki bunlar artık
başarılı bir şekilde kullanılacak,
07:54
where something importedithal from the WestBatı
would strugglemücadele to succeedbaşarılı olmak.
141
462467
4601
ayrıca Batı'dan ithal edeceğimiz
şeylerin başarılı olması çok zor.
07:59
That was when I knewbiliyordum the challengemeydan okuma,
142
467775
3113
İşte bu zorluğu öğrendiğim zaman,
08:02
the challengemeydan okuma of Africa'sAfrika'nın curriculamüfredat,
143
470912
2579
Afrika' nın müfredat sorununu
08:05
And I thusBöylece beganbaşladı my questQuest
to dedicateadamak my life, concernilgilendirmek my life work,
144
473649
4798
hayat mücadelemi buna adamaya başladım,
08:10
to studyingders çalışıyor, conductingiletken researchAraştırma
on Africa'sAfrika'nın ownkendi knowledgebilgi systemsistem
145
478471
4292
Afrika'nın bilgi sistemi üzerine
çalışmaya, araştırma yapmaya
08:14
and beingolmak ableyapabilmek to advocatesavunucu
for its mainstreamingkaynaştırma
146
482787
3000
ve sektörler, sanayiler çapında
08:17
in educationEğitim, in researchAraştırma, policypolitika
147
485811
2847
eğitim, araştırma ve siyasette
08:20
acrosskarşısında sectorsSektörler and industriesEndüstriyel.
148
488682
2055
yaygınlaşmasını savunmaya.
08:23
AnotherBaşka bir conversationkonuşma
and experiencedeneyim I had at the bankbanka
149
491445
3844
Dünya Bankası'nda
başka bir sohbet ve deneyimimde
08:27
I guesstahmin madeyapılmış me take that finalnihai decisionkarar
of where I was going to go,
150
495313
4750
ne yöne gideceğim konusunda
nihai kararı vermemi sağlayan şeydi,
08:32
even thoughgerçi it wasn'tdeğildi the mostçoğu lucrativekazançlı
researchAraştırma to go into,
151
500087
4024
yapılacak en kârlı araştırma olmasa da
08:36
but it was just about what I believedinanılır in.
152
504135
2317
tamamen inandığım şeyle ilgiliydi.
08:38
And so one day, my bosspatron said
that he likesseviyor to go to AfricaAfrika
153
506937
4626
Bir gün yöneticim
Afrika'ya gitmek istediğini söyledi,
08:43
to negotiategörüşmek WorldDünya BankBanka loanskrediler
and to work on WorldDünya BankBanka projectsprojeler.
154
511587
4536
Dünya Bankası kredi ve proje
müzakereleri yapmak istiyordu.
08:48
And I was intriguedilgisini. I askeddiye sordu him why.
155
516614
1949
Etkilenmiştim, nedenini sordum.
08:50
He said, "Oh, when I go to AfricaAfrika,
156
518587
2446
Dedi ki;
''Afrika'ya gittiğim zaman
08:53
it's so easykolay.
157
521057
1709
o kadar kolay ki.
08:55
I just writeyazmak up my loanborç documentsevraklar
and my projectproje proposalöneri in WashingtonWashington, DCDC,
158
523255
4658
Washington DC'de kredi döküman
ve proje teklifimi yazıyorum,
08:59
I go to AfricaAfrika, and they all
just get signedimzalı.
159
527937
2953
Afrika'ya gidiyorum ve hepsi imzalanıyor.
09:02
I get the besten iyi dealanlaştık mı, and I'm back to basebaz.
160
530914
3388
En iyi anlaşmayı sağlıyorum ve dönüyorum.
09:06
My bossesPatronlar are happymutlu with me."
161
534326
2207
Patronlarım benden çok memnun.''
09:08
But then he said,
"I hatenefret going to AsiaAsya or ..."
162
536933
3687
Sonra dedi ki:
''Asya'ya gitmekten nefret ediyorum...''
09:12
and he mentionedadı geçen a particularbelirli countryülke,
AsiaAsya and some of these countriesülkeler.
163
540644
3443
Bir ülkeden bahsetti,
Asya ve bazı Asya ülkeleri.
09:16
"They keep me for this, tryingçalışıyor
to get the besten iyi dealanlaştık mı for theironların countriesülkeler.
164
544111
4023
''Beni ülkelerine en iyi anlaşmayı
sağlamak için tutuyorlar.
09:20
They get the besten iyi dealanlaştık mı.
165
548158
1176
En iyisini alıyorlar.
09:21
They tell me, 'Oh' Oh,
that clauseyan tümce will not work for us
166
549358
2908
Bana şu maddenin
bizim çevremizde işe yaramayacağını
09:24
in our environmentçevre.
167
552290
1607
söylüyorlar.
09:25
It's not our realitygerçeklik.
It's just so WesternWestern.'
168
553921
2973
Bu bizim değil, Batı'nın gerçekliği.
09:28
And they tell me, 'Oh' Oh,
we have enoughyeterli expertsuzmanlar
169
556918
3111
Bana diyorlar ki
'Bunu halledecek
09:32
to take carebakım of this.
170
560053
1203
yeterince uzmanımız var.
09:33
You don't have enoughyeterli expertsuzmanlar.
171
561280
1621
Sizin yeterince uzmanınız yok.
09:34
We know our aimamaç.'
172
562925
1153
Amacımızı biliyoruz.'
09:36
And they just keep going
throughvasitasiyla all these things.
173
564102
2445
Bunlarla uğraşıp duruyorlar.
09:38
By the time they finishbitiş,
yes, they get the besten iyi dealanlaştık mı,
174
566571
2520
Bitirene kadar da en iyi anlaşmayı
sağlamış oluyorlar
09:41
but I'm so exhaustedbitkin and I don't get
the besten iyi dealanlaştık mı for the bankbanka,
175
569115
3165
ama çok yoruldum ve banka için
en iyi anlaşmayı almak istemiyorum
09:44
and we're in business."
176
572304
1179
ayrıca bu iş.''
09:45
"Really?" I thought in my headkafa, "OK."
177
573507
1795
''Gerçekten mi? Peki''
dedim içimden.
09:47
I was privilegedayrıcalıklı to sitoturmak in on
a loanborç negotiatingmüzakere sessionoturum, toplantı, celse
178
575326
4280
Bir Afrika ülkesinde
müzakere masasında oturduğum için
09:51
in an AfricanAfrika countryülke.
179
579630
1665
ayrıcalıklıydım.
09:53
So I would do these consultancydanışmanlık
positionspozisyonları duringsırasında summeryaz,
180
581319
2820
Yaz boyunca danışmanlık işini yapardım,
09:56
you know, sincedan beri I was a doctoralDoktora studentÖğrenci.
181
584163
2684
doktora öğrencisi olduğumdan beri.
09:58
And then I traveledseyahat with the teamtakım,
with the WorldDünya BankBanka teamtakım,
182
586871
4332
Sonra Dünya Bankası ekibiyle
seyahat ettim,
10:03
as more like someonebirisi to help out
with organizationalörgütsel mattershususlar.
183
591227
4316
organizasyonel konularda
yardım etmek isteyen biri olarak.
10:07
But I satoturdu in duringsırasında
the negotiatingmüzakere sessionoturum, toplantı, celse.
184
595567
3267
O müzakere masasına oturdum.
10:11
I had mostlyçoğunlukla Euro-AmericansEuro-Amerikalılar, you know,
with me from WashingtonWashington, DCDC.
185
599730
4932
Yanımda genellikle
Avrupalı Amerikanlar vardı, DC'den.
10:16
And I lookedbaktı acrosskarşısında the tabletablo
at my AfricanAfrika brothersKardeşler and sisterskız kardeşler.
186
604686
4850
Masanın diğer yanındaki
Afrikalı kardeşlerime baktım.
10:21
I could see intimidationgözdağı on theironların facesyüzleri.
187
609993
2334
Gözlerindeki tedirginliği görebiliyordum.
10:24
They didn't believe
they had anything to offerteklif
188
612771
2263
Mungo Park'ın büyük büyük torunlarına
10:27
the great-great-grandchildrenbüyük-büyük-torun
of MungoMungo ParkPark --
189
615058
2288
sunacak hiçbir şeyleri olmadığını
düşünüyorlardı,
10:29
the ownerssahipleri of "appleelma" in "A is for appleelma."
190
617370
2617
''Elmanın E'si''ndeki elmanın sahiplerine.
10:32
They just satoturdu and watchedizledi:
"Oh, just give us, let us signişaret.
191
620011
2776
Orada usulca oturdular ve
''Hadi imzalayalım.'' dediler,
10:34
You ownkendi the knowledgebilgi. You know it all.
192
622811
1913
''Bilgi sizde, hepsini biliyorsunuz.
10:36
Just, where do we signişaret?
ShowGöster us, let us signişaret."
193
624748
2209
Nereyi imzalıyoruz?
Gösterin imzalayalım.''
10:38
They had no voiceses.
They didn't believe in themselveskendilerini.
194
626981
3036
Onların sesleri yoktu,
kendilerine inanmıyorlardı.
10:46
ExcuseBahane me.
195
634544
1183
Pardon.
10:48
And so,
196
636587
1172
Böylece
10:51
I have been doing this for a decadeonyıl.
197
639212
2326
bunu 10 yıldır yapıyorum.
10:53
I have been conductingiletken researchAraştırma
on Africa'sAfrika'nın knowledgebilgi systemsistem,
198
641562
3444
Afrika' nın geleneksel, otantik,
orijinal bilgi sistemi üzerinde
10:57
originalorijinal, authenticotantik,
traditionalgeleneksel knowledgebilgi.
199
645030
2244
araştırma yapıyorum.
10:59
In the fewaz casesvakalar where this
has been implementeduygulanan in AfricaAfrika,
200
647298
3197
Bunun uygulandığı az sayıda vakada,
11:02
there has been remarkabledikkat çekici
successesbaşarılar recordedkaydedilmiş.
201
650519
2484
inanılmaz başarı oranları elde edildi.
11:05
I think of GacacaGacaca.
202
653027
1537
Gacaca'yı düşünüyorum.
11:07
GacacaGacaca is Rwanda'sRuanda'nın traditionalgeleneksel
judicialyargı systemsistem
203
655256
4732
Soykırım sonrasında kullanılan
11:12
that was used after the genocidesoykırım.
204
660012
2094
Rwanda'nın geleneksel yargı sistemi.
11:14
In 1994, when the genocidesoykırım endedbitti,
205
662130
2431
1994'te soykırım sona erdiğinde,
11:18
Rwanda'sRuanda'nın nationalUlusal courtmahkeme systemsistem
was in shambleskarmakarışık:
206
666100
2562
Rwanda'nın milli yargı sistemi
çökmüş durumdaydı:
11:20
no judgesyargıçlar, no lawyersavukatları to try
hundredsyüzlerce of thousandsbinlerce of genocidesoykırım casesvakalar.
207
668686
5526
Ne hakim ne de soykırıma ilişkin savunma
yapacak avukatlar vardı.
11:26
So the governmenthükümet of RwandaRuanda
camegeldi up with this ideaFikir
208
674236
3508
Rwanda hükümeti bir fikir geliştirdi,
11:29
to resuscitatediriltmek a traditionalgeleneksel
judicialyargı systemsistem knownbilinen as GacacaGacaca.
209
677768
3395
Gacaca olarak bilinen geleneksel
yargı sistemini yeniden tedavüle soktu.
11:33
GacacaGacaca is a community-basedhalk-esaslı
judicialyargı systemsistem,
210
681625
3447
Gacaca toplum temelli bir sistem,
11:37
where communitytoplum membersüyeler come togetherbirlikte
211
685096
2937
toplumun üyeleri bir araya gelerek
11:40
to electElekt menerkekler and womenkadınlar of provenkanıtlanmış integritybütünlük
212
688057
3749
dürüstlüğü kanıtlanmış kadın ve erkekleri
11:43
to try casesvakalar of crimessuçları committedtaahhüt
withiniçinde these communitiestopluluklar.
213
691830
4510
işlenen suçlarda
avukatlık yapmak üzere seçerler.
11:49
So by the time GacacaGacaca concludedsonucuna
its trialDeneme of genocidesoykırım casesvakalar in 2012,
214
697255
5477
2012'de Gacaca soykırım davalarını
sonlandırana dek
11:55
12,000 community-basedhalk-esaslı courtsmahkemeler
had trieddenenmiş approximatelyyaklaşık olarak 1.2 millionmilyon casesvakalar.
215
703619
6975
12.000 toplum temelli mahkeme
1.2 milyon dava görmüştü.
12:03
That's a recordkayıt.
216
711334
1352
Bu bir rekor.
12:05
(ApplauseAlkış)
217
713169
4981
(Alkış)
12:10
MostÇoğu importantlyönemlisi is that GacacaGacaca emphasizedvurguladı
Rwanda'sRuanda'nın traditionalgeleneksel philosophyFelsefe
218
718438
5600
Daha da önemlisi Gacaca Rwanda'nın
geleneksel ilkelerini öne çıkardı;
12:16
of reconciliationmutabakat and reintegrationyeniden entegrasyon,
219
724062
3093
uzlaşma ve yeniden bütünleşme,
12:19
as againstkarşısında the wholebütün
punitiveCezalandırıcı and banishmentsürgün ideaFikir
220
727179
3878
Gacaca modern Batı sistemini destekleyen
12:23
that undergirdsundergirds present-daygünümüz WesternWestern stylestil.
221
731081
3722
ağır ceza sistemlerine karşıydı.
12:27
And not to comparekarşılaştırmak, but just to say
that it really emphasizedvurguladı
222
735481
3895
Karşılaştırmasam da
Rwanda'nın geleneksel felsefesini
12:31
Rwanda'sRuanda'nın traditionalgeleneksel methodyöntem of philosophyFelsefe.
223
739400
3354
öne çıkarttığını belirtmek istiyorum.
12:35
And so it was MwalimuMwalimu JuliusJulius NyerereNyerere,
224
743269
2597
Tanzanya'nın eski devlet başkanı
12:37
formereski presidentDevlet Başkanı of TanzaniaTanzanya --
225
745890
1741
Mwalimu Julius Nyerere -
12:39
(ApplauseAlkış)
226
747655
1476
(Alkış)
12:41
who said that you cannotyapamam developgeliştirmek people.
227
749155
3176
insanları geliştiremeyeceğimizi söylerdi.
12:44
People will have to developgeliştirmek themselveskendilerini.
228
752916
3058
İnsanlar kendilerini geliştirirler.
12:48
I agreeanlaşmak with MwalimuMwalimu.
229
756563
1385
Ona katılıyorum.
12:50
I am convincedikna olmuş
230
758487
1388
İnanıyorum ki
12:51
that Africa'sAfrika'nın furtherayrıca transformationdönüşüm,
Africa'sAfrika'nın advancementilerleme,
231
759899
3623
Afrika'nın dönüşümü, ilerlemesi
12:55
restsaittir simplybasitçe in the acknowledgmentalındı,
validationdoğrulama and mainstreamingkaynaştırma
232
763546
4779
gerek eğitim, gerek araştırma
gerek sektörel veya siyasal alanda olsun
13:00
of Africa'sAfrika'nın ownkendi traditionalgeleneksel, authenticotantik,
originalorijinal, indigenousyerli knowledgebilgi
233
768349
4989
Afrika'nın geleneksel, otantik, orijinal,
kendine özgü bilgi birikimi
13:05
in educationEğitim, in researchAraştırma,
in policypolitika makingyapma and acrosskarşısında sectorsSektörler.
234
773362
4871
bunu anlamakta, doğrulamakta
ve yaygınlaştırmada yatıyor.
13:10
This is not going to be easykolay for AfricaAfrika.
235
778816
2517
Bu Afrika için kolay olmayacak.
13:13
It is not going to be easykolay for a people
used to beingolmak told how to think,
236
781357
3464
Kendilerine ne yapması, ne düşünmesi
söylenmesine alışmış bir halk için
13:16
what to do, how to go about it,
237
784845
2365
hiç kolay olmayacak,
13:19
a people long subjectedtabi
to the intellectualentellektüel guidancerehberlik
238
787234
3154
uzun zaman başkalarının
entelektüel rehberliğe,
13:22
and directionyön of othersdiğerleri,
239
790412
1742
talimatlarına maruz kalmış,
13:24
be they the colonialsömürge mastersyüksek lisans,
240
792178
1667
bunlar ki koloni efendileri
13:25
aidyardım industrysanayi or internationalUluslararası newshaber mediamedya.
241
793869
2972
yardım sanayisi
ve uluslararası medyacılık.
13:28
But it is a taskgörev that we have to do
to make progressilerleme.
242
796865
3234
Ancak bu ilerlememiz için
yapmamız gereken bir görev.
13:32
I am strengthenedgüçlendirilmiş by the wordskelimeler
of JosephJoseph ShabalalaShabalala,
243
800123
2900
Joseph Shabalala'nın
sözleri bana güç verdi,
13:35
founderkurucu of the SouthGüney AfricanAfrika choralkoro groupgrup
LadysmithLadysmith BlackSiyah MambazoMambazo.
244
803047
3474
kendisi Laydsmith Black Mambazo
Güney Afrikan korosunun kurucusu.
13:38
He said that the taskgörev aheadönde of us
can never, ever be greaterbüyük
245
806545
5687
Önümüzdeki görevin hiçbir zaman
içimizdeki güçten
13:44
than the powergüç withiniçinde us.
246
812256
2153
daha büyük olmadığını söyledi.
13:46
We can do it.
247
814433
1158
Bunu yapabiliriz.
13:47
We can unlearnunutmak looking down on ourselveskendimizi.
248
815615
2560
Kendi kendimizi küçümsemeyi
bırakabiliriz.
13:50
We can learnöğrenmek to placeyer valuedeğer
on our realitygerçeklik and our knowledgebilgi.
249
818199
4195
Gerçekliğimiz ve bilgimiz üzerine
değer koymayı öğrenebiliriz.
13:54
Thank you.
250
822418
1155
Teşekkürler.
13:55
(SwahiliSvahili dili) Thank you very much.
251
823597
1471
Çok teşekkürler (Svahilice)
13:57
(ApplauseAlkış)
252
825092
1523
(Alkışlar)
13:58
Thank you. Thank you.
253
826639
2202
Teşekkürler, teşekkürler.
14:00
(ApplauseAlkış)
254
828865
4699
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Chika Ezeanya-Esiobu - Indigenous knowledge expert
Working across disciplines, Chika Ezeanya-Esiobu explores homegrown and grassroots approaches to the sustainable advancement of Sub-Saharan Africa.

Why you should listen

Chika Ezeanya-Esiobu is convinced of the ability of Africans to transform the continent by acknowledging the significance of its indigenous knowledge in all fields of human endeavor. A researcher, fiction and non-fiction writer, public intellectual and teacher, Ezeanya-Esiobu has published several research papers on aspects of Africa's indigenous knowledge. She has also been commissioned to conduct indigenous knowledge-based research by the International Development Research Center Canada, United Nations University World Institute for Development Economics Research,(UNU-WIDER) United Nations Research Institute for Social Development (UNRISD) and The Swedish International Development Agency (Sida), among others. 

Ezeanya-Esiobu is the author of the historical fiction book Before We Set Sail. In its manuscript form, Before We Set Sail was one of six shortlisted out of over 250 submissions, made to the Penguin Publishers Award for African Writing in 2010. Following her TEDGlobal 2017 talk, Ezeanya-Esiobu shared an alphabet book series she had written for her daughter: Dr. Chika's ABC for the African Child (2017).

Ezeanya-Esiobu has lived and worked in four countries across three continents, and through her travels she has learned to value integrity, dignity, respect for self and others ... to be open to knowledge, to be happy and to smile a lot with her heart. Her lifetime passion is to contribute to efforts that would see to the unleashing of the suppressed creative and innovative energies buried deep in the hearts and minds of all Africans. She blogs at chikaforafrica.com.

More profile about the speaker
Chika Ezeanya-Esiobu | Speaker | TED.com