ABOUT THE SPEAKER
Monique W. Morris - Author, social justice scholar
As Monique W. Morris writes: "I believe in a justice not associated with any form of oppression. I work for it and I write about it."

Why you should listen

Monique W. Morris, EdD, founded and leads the National Black Women's Justice Institute, an organization that works to transform public discourses on the criminalization of Black women, girls and their families. For three decades, she has been involved in social justice advocacy and scholarship, working with research and academic institutions, civil rights organizations, nonprofits, public agencies and activists to advance policies and practices that promote racial and gender equity. She's the author of Pushout: The Criminalization of Black Girls in Schools and other books, publications and articles.

As Morris writes: "My work is ultimately about using research and narratives to challenge actions and structures of oppression. I do this using the tools I have available to me as a researcher, educator, public intellectual, visual artist, writer -- and most recently, filmmaker. I am the author of several academic publications and four books, each of them very different. From a street novel about prostitution to a statistical narrative about African Americans in the 21st century to a book about the criminalization of Black girls in schools, I try to meet people where they are on this journey toward freedom. My latest project, a dive into the pedagogical practices that make education freedom work, explores how schools might become locations of healing for Black and Brown girls. And I love Prince. Always have, always will."

More profile about the speaker
Monique W. Morris | Speaker | TED.com
TEDWomen 2018

Monique W. Morris: Why black girls are targeted for punishment at school -- and how to change that

Monique W. Morris: Neden siyahi kızlar okullarda cezalandırma için hedef alınıyor ve bunu nasıl değiştirebiliriz

Filmed:
1,712,241 views

Yazar ve sosyal adalet alanında akademisyen Monique W. Morris, dünyanın her yerinde siyahi kızların, onları cezalandırmayı hedef alan ilkeler yüzünden okullardan uzaklaştırıldığını söylüyor. Bunun sonucunda sayısız kız kısıtlanmış olanaklarla dolu güvensiz bir geleceğe itiliyor. Bu krizi nasıl sonlandırabiliriz? Morris, konuşmasında okuldan uzaklaştırmaların nedenlerini açığa çıkarıyor ve okulları siyahi kızların iyileşip gelişebilecekleri bir yer hâline getirmek için neler yapabileceğimizi anlatıyor.
- Author, social justice scholar
As Monique W. Morris writes: "I believe in a justice not associated with any form of oppression. I work for it and I write about it." Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
When I was in the sixthaltıncı gradesınıf,
I got into a fightkavga at schoolokul.
0
680
3280
Altıncı sınıftayken
okulda bir kavgaya karıştım.
00:16
It wasn'tdeğildi the first time
I'd been in a fightkavga,
1
4880
2256
İlk defa kavga etmiyordum
00:19
but it was the first time
one happenedolmuş at schoolokul.
2
7160
2480
ama okulda ettiğim ilk kavgaydı.
00:22
It was with a boyoğlan who was
about a footayak tallerdaha uzun than me,
3
10320
3536
Kavga, benden yaklaşık
30 cm daha uzun,
00:25
who was physicallyfiziksel olarak strongergüçlü than me
4
13880
1936
fiziksel olarak benden daha güçlü
00:27
and who'dkim olur been tauntingalay eden me for weekshaftalar.
5
15840
2240
ve haftalardır bana sataşan
bir çocuklaydı.
00:31
One day in PEPe, he steppedbasamaklı on my shoeayakkabı
and refusedreddetti to apologizeözür dilemek.
6
19000
4816
Bir gün beden eğitimi dersinde,
ayağıma bastı ve özür dilemeyi reddetti.
Çok sinirlenmiştim,
onu tuttuğum gibi yere fırlattım.
00:35
So, filleddolu with angeröfke, I grabbedyakaladı him
and I threwattı him to the groundzemin.
7
23840
4456
00:40
I'd had some previousönceki judoJudo trainingEğitim.
8
28320
1736
Geçmişte judo eğitimi almıştım.
00:42
(LaughterKahkaha)
9
30080
2880
(Gülüşmeler)
00:46
Our fightkavga lastedsürdü lessaz than two minutesdakika,
10
34920
3016
Kavgamız iki dakikadan daha az sürdü.
00:49
but it was a perfectmükemmel
reflectionyansıma of the hurricanekasırga
11
37960
2256
Fakat bu kavga;
cinsel tacizden kurtulan,
00:52
that was buildingbina insideiçeride of me
12
40240
1896
terk edilmişlikle boğuşan,
00:54
as a younggenç survivorSurvivor of sexualcinsel assaultsaldırı
13
42160
2056
hayatının diğer alanlarında da
00:56
and as a girlkız who was grapplingfilika
with abandonmentterk
14
44240
2376
şiddete maruz kalmış biri olarak
00:58
and exposurePozlama to violenceşiddet
in other spacesalanlarda in my life.
15
46640
3096
içimde büyüttüğüm fırtınanın
dışa yansımasıydı.
01:01
I was fightingkavga him,
16
49760
1536
Onunla kavga ediyordum,
01:03
but I was alsoAyrıca fightingkavga the menerkekler
and boysçocuklar that had assaultedsaldırıya my bodyvücut
17
51320
3816
ancak aynı zamanda,
bedenime saldırmış erkeklerle
ve bu konuda sessiz kalmam gerektiğini
söyleyen kültürle de kavga ediyordum.
01:07
and the culturekültür that told me
I had to be silentsessiz about it.
18
55160
3200
01:11
A teacheröğretmen brokekırdı up the fightkavga
19
59240
1576
Bir öğretmen kavgayı ayırdı
01:12
and my principleprensip calleddenilen me in her officeofis.
20
60840
2536
ve müdürüm beni odasına çağırdı.
01:15
But she didn't say,
"MoniqueMonique, what's wrongyanlış with you?"
21
63400
2480
Ama bana, "Monique senin
sorunun ne?" demedi.
01:19
She gaveverdi me a momentan to collecttoplamak my breathnefes
22
67480
3136
Nefesimi toparlayabilmem için zaman verdi
01:22
and askeddiye sordu, "What happenedolmuş?"
23
70640
1960
ve "Ne oldu?" diye sordu.
01:26
The educatorseğitimciler workingçalışma with me
led with empathyempati.
24
74440
2976
Benimle çalışan eğitmenler
empati kuruyorlardı.
Beni tanıyorlardı.
01:29
They knewbiliyordum me.
25
77440
1216
Okumayı ve resim çizmeyi
sevdiğimi biliyorlardı.
01:30
They knewbiliyordum I lovedsevilen to readokumak,
they knewbiliyordum I lovedsevilen to drawçekmek,
26
78680
3296
Prince'e bayıldığımı da biliyorlardı.
01:34
they knewbiliyordum I adoredhayran PrincePrens.
27
82000
1800
Bu bilgileri, benim davranışlarımın
ve sınıf arkadaşlarımın davranışlarının
01:37
And they used that informationbilgi
to help me understandanlama
28
85040
2816
01:39
why my actionseylemler, and those
of my classmatesınıf arkadaşı, were disruptiveyıkıcı
29
87880
2816
öncülük ettikleri öğrenme topluluğu için
yıkıcı olduğunu anlatmada kullandılar.
01:42
to the learningöğrenme communitytoplum
they were leadingönemli.
30
90720
2080
01:45
They didn't placeyer me on suspensionsüspansiyon;
31
93760
2536
Bana uzaklaştırma cezası vermediler,
polisi aramadılar.
01:48
they didn't call the policepolis.
32
96320
1560
Bu kavga, ertesi gün
okula gitmemi engellemedi.
01:50
My fightkavga didn't keep me
from going to schoolokul the nextSonraki day.
33
98680
2720
Beni mezun olmaktan,
öğretmekten alıkoymadı.
01:54
It didn't keep me from graduatingmezun;
it didn't keep me from teachingöğretim.
34
102520
3400
02:00
But unfortunatelyne yazık ki, that's not a storyÖykü
that's sharedpaylaşılan by manyçok blacksiyah girlskızlar
35
108120
3816
Ama maalesef artık bu hikâye,
ABD'deki ve dünyadaki birçok siyahi kızın
paylaştığı bir hikâye değil.
02:03
in the US and around the worldDünya todaybugün.
36
111960
1800
02:06
We're livingyaşam throughvasitasiyla a crisiskriz
in whichhangi blacksiyah girlskızlar
37
114640
2376
Siyahi kızların oransız olarak okullardan
uzaklaştırıldıkları bir krizin içindeyiz.
02:09
are beingolmak disproportionatelyorantısız pusheditilmiş
away from schoolsokullar ---
38
117040
2736
02:11
not because of an imminentyakın threattehdit
they posepoz to the safetyemniyet of a schoolokul,
39
119800
3576
Okulun güvenliğine karşı muhtemel
bir tehdit olmalarından dolayı değil;
okulları, genellikle ceza ve ötekileştirme
mekanı olarak deneyimlediklerinden dolayı.
02:15
but because they're oftensık sık
experiencingyaşandığı schoolsokullar
40
123400
2176
02:17
as locationsyerleri for punishmentceza
and marginalizationmarjinalleşme.
41
125600
2800
02:21
That's something that I hearduymak
from blacksiyah girlskızlar around the countryülke.
42
129160
4496
Bu, ülkemizin her yerindeki
siyahi kızlardan duyduğum bir şey
ama üstesinden gelinemez değil.
02:25
But it's not insurmountableaşılmaz.
43
133680
1976
02:27
We can shiftvardiya this narrativeöykü.
44
135680
1560
Bu hikâyeyi değiştirebiliriz.
02:30
Let's startbaşlama with some dataveri.
45
138640
1640
Birkaç veriyle başlayalım.
Ulusal Siyahi Kadınlar
Adalet Enstitüsü'nün
02:33
AccordingAccording to a NationalUlusal BlackSiyah Women'sKadın
JusticeAdalet InstituteEnstitüsü analysisanaliz
46
141400
3056
ABD Eğitim Bakanlığı tarafından toplanan
vatandaşlık hakları incelemesine göre;
02:36
of civilsivil rightshaklar dataveri
47
144480
1216
02:37
collectedtoplanmış by the US
DepartmentBölümü of EducationEğitim,
48
145720
2976
siyahi kızlar, okullardaki
disiplin kurulu süreci boyunca
02:40
blacksiyah girlskızlar are the only groupgrup of girlskızlar
who are overrepresentedoverrepresented
49
148720
2976
02:43
alonguzun bir the entiretüm continuumsüreç
of disciplinedisiplin in schoolsokullar.
50
151720
2440
en çok temsil edilmiş tek kız gruplarıdır.
02:47
That doesn't mean that other girlskızlar aren'tdeğil
experiencingyaşandığı exclusionaryDışlayıcı disciplinedisiplin
51
155360
4096
Bu, diğer kızlar ayrımcı disipline
maruz kalmıyor demek değil.
Diğer kızlar sürecin başka bölümlerinde
fazla temsil edilmiyor demek de değil.
02:51
and it doesn't mean that other girlskızlar
aren'tdeğil overrepresentedoverrepresented
52
159480
3616
02:55
at other partsparçalar alonguzun bir that continuumsüreç.
53
163120
2296
02:57
But blacksiyah girlskızlar
are the only groupgrup of girlskızlar
54
165440
2016
Ama siyahi kızlar, tüm süreç boyunca
fazla temsil edilen tek grup.
02:59
who are overrepresentedoverrepresented all alonguzun bir the way.
55
167480
2000
03:02
BlackSiyah girlskızlar are sevenYedi timeszamanlar more likelymuhtemelen
than theironların whitebeyaz counterpartsmuadilleri
56
170960
4136
Siyahi kızların bir veya daha fazla
uzaklaştırma alma olasılığı,
beyaz akranlarına göre
yedi kat daha fazla.
03:07
to experiencedeneyim one or more
out-of-schoolokul suspensionssüspansiyonlar
57
175120
2696
03:09
and they're nearlyneredeyse threeüç timeszamanlar more likelymuhtemelen
than theironların whitebeyaz and LatinxLatinx counterpartsmuadilleri
58
177840
4096
Beyaz ve Latin akranlarıyla
kıyaslandığında
çocuk mahkemesine çıkma olasılıkları
yaklaşık üç kat daha fazla.
03:13
to be referredsevk to the juvenileçocuk courtmahkeme.
59
181960
2040
03:16
A recentson studyders çalışma by the GeorgetownGeorgetown
CenterMerkezi on PovertyYoksulluk and InequalityEşitsizlik
60
184720
3976
Georgetown Center'ın son zamanlarda
yaptığı Fakirlik ve Eşitsizlik araştırması
siyahi kızların, beyaz
akranlarıyla kıyaslandığında
03:20
partiallykısmen explainedaçıkladı
why this disparityeşitsizlik is takingalma placeyer
61
188720
3136
03:23
when they confirmedonaylı
that blacksiyah girlskızlar experiencedeneyim
62
191880
2256
daha yetişkin olarak görüldükleri bir tür
yaş baskısı yaşadıklarını onaylayarak
03:26
a specificözel typetip of ageyaş compressionsıkıştırma,
63
194160
2376
bu eşitsizliğin nedenini kısmen açıkladı.
03:28
where they're seengörüldü as more adult-likeYetişkin gibi
than theironların whitebeyaz peers.
64
196560
3120
03:32
AmongArasında other things, the studyders çalışma foundbulunan
65
200640
2016
Ulaşılan başka bir sonuç da şuydu:
Beyaz akranlarına göre siyahi kızların
03:34
that people perceivealgıladıkları blacksiyah girlskızlar
to need lessaz nurturingbesleyici,
66
202680
4056
daha az bakım ve korumaya
ihtiyaç duyduğunu,
03:38
lessaz protectionkoruma, to know more about sexseks
67
206760
3016
cinsellikle ilgili daha çok şey bildiğini
ve daha özgür olduğunu düşünüyor.
03:41
and to be more independentbağımsız
than theironların whitebeyaz peers.
68
209800
3000
Araştırma ayrıca bu algı ve eşitsizliğin
siyahi kızlar beş yaşındayken başladığını,
03:46
The studyders çalışma alsoAyrıca foundbulunan
69
214120
1696
03:47
that the perceptionalgı disparityeşitsizlik beginsbaşlar
when girlskızlar are as younggenç as fivebeş yearsyıl oldeski.
70
215840
5736
zamanla arttığını ve 10-14 yaşlarında
zirveye ulaştığını ortaya koydu.
03:53
And that this perceptionalgı
and the disparityeşitsizlik increasesartışlar over time
71
221600
4216
03:57
and peakstepeler when girlskızlar are
betweenarasında the agesyaşlar of 10 and 14.
72
225840
3080
04:01
This is not withoutolmadan consequencesonuç.
73
229920
1800
Bu durumun sonuçları var.
04:05
BelievingMümin that a girlkız is olderdaha eski than she is
can leadöncülük etmek to harshersert treatmenttedavi,
74
233000
4456
Bir kızın yaşından
daha büyük olduğuna inanmak
ona daha kaba davranılmasına,
bir hata yaptığında hemen kınanmasına
04:09
immediateacil censurekınama when she makesmarkaları a mistakehata
75
237480
2616
ve zarar gördüğünde
kendisinin suçlanmasına yol açar.
04:12
and victimkurban blamingsuçlamayı when she's harmedzarar.
76
240120
2160
04:15
It can alsoAyrıca leadöncülük etmek a girlkız to think
that something is wrongyanlış with her,
77
243200
3296
Ayrıca içinde bulunduğu koşullar yerine
sorunu kendinde aramasına neden olur.
04:18
ratherdaha doğrusu than the conditionskoşullar
in whichhangi she findsbuluntular herselfkendini.
78
246520
2560
04:22
BlackSiyah girlskızlar are routinelyrutin seengörüldü
as too loudyüksek sesle, too aggressiveagresif,
79
250880
3896
Siyahi kızlar hep
çok gürültülü, çok agresif,
çok sinirli ve çok göz önünde
olarak görülürler.
04:26
too angrykızgın, too visiblegözle görülür.
80
254800
1880
04:29
QualitiesNitelik that are oftensık sık measuredölçülü
in relationilişkisi to nonblacksiyah olmayan girlskızlar
81
257560
3456
Siyahi olmayan kızlarla kıyaslanan
ve kızın hayatında yaşananları
ya da kültürünü hesaba katmayan sıfatlar.
04:33
and whichhangi don't take into considerationdüşünce
what's going on in this girl'sKızın life
82
261040
3936
04:37
or her culturalkültürel normsnormlar.
83
265000
2016
04:39
And it's not just in the US.
84
267040
1976
Bunun yaşandığı tek yer ABD değil.
Güney Afrika'da, Pretoria
Kız Lisesi'ndeki siyahi kızlar
04:41
In SouthGüney AfricaAfrika,
85
269040
1576
04:42
blacksiyah girlskızlar at the PretoriaPretoria
GirlsKızlar HighYüksek SchoolOkul
86
270640
2136
kimyasal işlem uygulamadan doğal saçlarla
okula gelmekten vazgeçirildiler.
04:44
were discouragedcesareti from attendingkatılıyor schoolokul
with theironların hairsaç in its naturaldoğal statebelirtmek, bildirmek,
87
272800
3616
04:48
withoutolmadan chemicalkimyasal processingişleme.
88
276440
1816
04:50
What did those girlskızlar do?
89
278280
1616
Peki o kızlar ne yaptı?
Protesto ettiler.
04:51
They protestedprotesto etti.
90
279920
1320
04:54
And it was a beautifulgüzel thing to see
the globalglobal communitytoplum for the mostçoğu partBölüm
91
282080
3496
Onlar kendi gerçeklerini savunurken
küresel toplumun onları sarmalamasını
görmek çok güzeldi.
04:57
wrapsarmak its armssilâh around girlskızlar
as they stooddurdu in theironların truthsgerçekler.
92
285600
2920
05:01
But there were those
who saw them as disruptiveyıkıcı,
93
289320
2336
Ama onları rahatsız edici
bulanlar da vardı
ve bunun asıl nedeni, o kızların
şunu sormaya cesaret etmeleriydi:
05:03
largelybüyük oranda because they daredcesaret
to asksormak the questionsoru,
94
291680
2656
05:06
"Where can we be blacksiyah
if we can't be blacksiyah in AfricaAfrika?"
95
294360
3016
"Afrika'da değilse
başka nerede siyahi olabiliriz?"
05:09
(LaughterKahkaha)
96
297400
1856
(Gülüşmeler)
(Alkışlar)
05:11
(ApplauseAlkış)
97
299280
2336
Bu iyi bir soru.
05:13
It's a good questionsoru.
98
301640
1440
05:16
Around the worldDünya,
99
304400
2176
Dünyanın her yerinde siyahi kızlar
bu soruyla boğuşuyor.
05:18
blacksiyah girlskızlar are grapplingfilika
with this questionsoru.
100
306600
2120
Dünyanın her yerinde siyahi kızlar
özgür olmak için mücadele ediyor
05:21
And around the worldDünya,
101
309520
1816
05:23
blacksiyah girlskızlar are strugglingmücadele to be seengörüldü,
workingçalışma to be freeücretsiz
102
311360
3496
05:26
and fightingkavga to be includeddahil
103
314880
1616
ve eğitim için güvenli bir alanın verdiği
vaatlere dahil olmak için savaşıyor.
05:28
in the landscapepeyzaj of promisesöz vermek
that a safekasa spaceuzay to learnöğrenmek providessağlar.
104
316520
3400
05:32
In the US, little girlskızlar,
just pastgeçmiş theironların toddleryürümeye başlayan çocuk yearsyıl,
105
320800
3256
ABD'de yürüme çağını
henüz geçmiş küçük kızlar
sınıfta aksilik çıkardıkları için
tutuklanıyorlar.
05:36
are beingolmak arrestedtutuklandı in classroomsderslik
for havingsahip olan a tantrumöfke nöbeti.
106
324080
2720
05:39
MiddleOrta schoolokul girlskızlar are beingolmak
turneddönük away from schoolokul
107
327520
2976
Ortaokula giden kızlar
doğal saçlarıyla okula geldikleri için
05:42
because of the way
they weargiyinmek theironların hairsaç naturallydoğal olarak
108
330520
2776
veya kıyafetleri yüzünden
okuldan uzaklaştırılıyorlar.
05:45
or because of the way
the clothesçamaşırlar fituygun theironların bodiesbedenler.
109
333320
2400
05:48
HighYüksek schoolokul girlskızlar
are experiencingyaşandığı violenceşiddet
110
336520
2056
Lisedeki kızlar okullarda polis tarafından
şiddete maruz kalıyorlar.
05:50
at the handseller of policepolis
officersgörevlileri in schoolsokullar.
111
338600
2480
05:53
Where can blacksiyah girlskızlar be blacksiyah
withoutolmadan reprimandkınama or punishmentceza?
112
341760
4320
Azarlama ve eziyet olmadan
siyahi kızlar nerede siyah olabilirler?
06:00
And it's not just these incidentsolaylar.
113
348120
2616
Bu sadece birkaç olaydan ibaret değil.
Araştırmacı ve eğitimci olarak
06:02
In my work as a researcheraraştırmacı and educatoreğitmen,
114
350760
2056
"Pushout" adlı kitabımda
anlattığım Stacy gibi,
06:04
I've had an opportunityfırsat
to work with girlskızlar like StacyStacy,
115
352840
3376
06:08
a girlkız who I profileprofil in my bookkitap "PushoutPushout,"
116
356240
2536
şiddet olaylarına karışan kızlarla
çalışma fırsatım oldu.
06:10
who strugglesmücadeleler with
her participationkatılım in violenceşiddet.
117
358800
2960
06:15
She bypassesatlar the neuroscientificneuroscientific
and structuralyapısal analysesanalizleri
118
363360
4776
Stacy, kendisinin şiddet
olaylarına karışmasının
olumsuz çocukluk deneyimlerinden
kaynaklandığını ortaya koyan
06:20
that scienceBilim has to offerteklif
119
368160
1416
06:21
about how her adverseolumsuz
childhoodçocukluk experiencesdeneyimler informbilgi vermek
120
369600
3416
sinirbilimsel ve yapısal
analizleri es geçip
06:25
why she's participatingkatılan in violenceşiddet
121
373040
2056
06:27
and goesgider straightDüz to describingaçıklayan herselfkendini
as a "problemsorun childçocuk,"
122
375120
3256
kendini doğrudan
"problem çocuk" olarak tanıtıyor
06:30
largelybüyük oranda because that's the languagedil
that educatorseğitimciler were usingkullanma
123
378400
2896
çünkü bunlar, eğitimcilerin hep onu
cezalandırırken kullandığı kelimelerdi.
06:33
as they routinelyrutin suspendedaskıya alındı her.
124
381320
1880
06:37
But here'sburada the thing.
125
385360
1616
Ama şu var ki,
06:39
DisconnectionKopuk -luk and the internalizationiçselleştirilmesi
of harmzarar growbüyümek strongergüçlü in isolationyalıtım.
126
387000
5216
kopukluk ve zararın içselleştirilmesi,
herkesten uzaktayken daha fazla büyür.
Bu yüzden kızların başı derde girdiğinde
onları uzaklaştırmamalıyız,
06:44
So when girlskızlar get in troublesorun,
we shouldn'tolmamalı be pushingitme them away,
127
392240
3056
daha da yakınlaştırmalıyız.
06:47
we should be bringinggetiren them in closeryakın.
128
395320
1800
06:50
EducationEğitim is a criticalkritik protectivekoruyucu factorfaktör
129
398520
2216
Eğitim, suça bulaşmaya
karşı önemli bir korunma faktörü
06:52
againstkarşısında contacttemas
with the criminaladli legalyasal systemsistem.
130
400760
2560
06:56
So we should be buildingbina
out policiespolitikaları and practicesuygulamaları
131
404400
2416
bu yüzden kızları
eğitimden uzaklaştırmak yerine
onları eğitime bağlayan ilke
ve uygulamalar geliştiriyor olmalıyız.
06:58
that keep girlskızlar connectedbağlı
to theironların learningöğrenme,
132
406840
2096
07:00
ratherdaha doğrusu than pushingitme them away from it.
133
408960
1856
Bu, eğitimin, özgürlük çabası olduğunu
söylemeyi sevmemin nedenlerinden biri.
07:02
It's one of the reasonsnedenleri I like to say
that educationEğitim is freedomözgürlük work.
134
410840
3960
07:08
When girlskızlar feel safekasa, they can learnöğrenmek.
135
416680
2480
Kızlar, güvende hissederlerse
öğrenebilirler.
07:12
When they don't feel safekasa, they fightkavga,
136
420280
2616
Güvende hissetmezlerse savaşırlar,
protesto ederler, tartışırlar,
kaçarlar ve donup kalırlar.
07:14
they protestprotesto, they arguetartışmak,
they fleekaçmak, they freezedonmak.
137
422920
5000
07:21
The humaninsan brainbeyin is wiredtelli
to protectkorumak us when we feel a threattehdit.
138
429120
3216
İnsan beyni, tehdit altında
hissettiğimizde bizi korur
ve okullar, kızın hayatında bir tehdit
ya da zararın bir parçası olduğu sürece
07:24
And so long as schoolokul feelshissediyor like a threattehdit,
139
432360
2056
07:26
or partBölüm of the tapestryGoblen of harmzarar
in a girl'sKızın life,
140
434440
2736
kız, okula karşı koymaya meyilli olur.
07:29
she'llkabuk be inclinedeğimli to resistdirenmek.
141
437200
1960
07:31
But when schoolsokullar becomeolmak
locationsyerleri for healingşifa,
142
439920
3216
Ama okullar iyileşme mekânı hâline gelirse
07:35
they can alsoAyrıca becomeolmak
locationsyerleri for learningöğrenme.
143
443160
2240
öğrenme mekânı hâline de gelirler.
07:38
So what does this mean for a schoolokul
to becomeolmak a locationyer for healingşifa?
144
446720
3736
Peki, okulların iyileşme mekânı
hâline gelmesi için ne yapmalıyız?
İlk olarak, siyahi kızların saç şekilleri
ve kıyafetlerini hedef alan
07:42
Well, for one thing, it meansanlamına geliyor
that we have to immediatelyhemen discontinueDurdurma
145
450480
3256
07:45
the policiespolitikaları and practicesuygulamaları that targethedef
blacksiyah girlskızlar for theironların hairstylessaç modelleri or dresselbise.
146
453760
4376
ilke ve uygulamaları
derhâl sonlandırmalıyız.
07:50
(ApplauseAlkış)
147
458160
5936
(Alkışlar)
07:56
Let's focusodak on how
and what a girlkız learnsöğrenir
148
464120
4056
Taciz kültürüne olanak tanıyacak şekilde
kızların bedenlerini yönetmek
08:00
ratherdaha doğrusu than policingPolislik her bodyvücut
in waysyolları that facilitatekolaylaştırmak rapekolza culturekültür
149
468200
3856
ya da içinde doğdukları koşullar için
onları cezalandırmak yerine
08:04
or punishcezalandırmak childrençocuklar for the conditionskoşullar
in whichhangi they were borndoğmuş.
150
472080
3000
bir kızın nasıl
ve ne öğrendiğine odaklanalım.
08:08
This is where parentsebeveyn and the communitytoplum
of concernedilgili adultsyetişkinler can entergirmek this work.
151
476960
3800
Ebeveynler ve ilgili yetişkinler toplumu
bu noktada çalışmaya katılmalı.
08:13
StartBaşlat a conversationkonuşma with the schoolokul
152
481680
1816
Okulla iletişime geçin.
Ön yargı ve ayrımcılığı önlemek için
ebeveyn ve öğrencilerle iş birliği içinde
08:15
and encourageteşvik etmek them
to addressadres theironların dresselbise codekod
153
483520
2696
08:18
and other conduct-relateddavranışla ilgili policiespolitikaları
as a collaborativeişbirlikçi projectproje,
154
486240
3136
08:21
with parentsebeveyn and studentsöğrencilerin,
155
489400
1936
kıyafet sorunu ve içerikle ilgili ilkeleri
ele almaları için onları cesaretlendirin.
08:23
so as to intentionallykasten avoidönlemek
biasönyargı and discriminationayrımcılık.
156
491360
3200
08:27
Keep in mindus, thoughgerçi,
157
495480
1216
Bu arada şunu unutmayın,
siyahi kızlara en çok zarar veren
uygulamalar genelde yazılı değil.
08:28
that some of the practicesuygulamaları
that harmzarar blacksiyah girlskızlar mostçoğu are unwrittenyazılı olmayan.
158
496720
3216
Siyahi kızları, oldukları gibi mi yoksa
bize anlatıldıkları gibi mi gördüğümüzü
08:31
So we have to continuedevam et to do the deepderin,
internal work to addressadres the biasesönyargıların
159
499960
4296
ve bunu nasıl ve ne zaman yaptığımızı
açıklayan ön yargıları dile getirmek için
08:36
that informbilgi vermek how, when and whetherolup olmadığını we see
blacksiyah girlskızlar for who they actuallyaslında are,
160
504280
4656
bu derin ve içten çalışmamızı
devam ettirmeliyiz.
08:40
or what we'vebiz ettik been told they are.
161
508960
1600
08:44
VolunteerGönüllü at a schoolokul
162
512159
2097
Okullarda gönüllü olun.
Siyahi, Latin, yerli ve ayrımcılığa
maruz kalan diğer öğrencilerle birlikte
08:46
and establishkurmak culturallykültürel competentyetkili
and genderCinsiyet responsiveduyarlı discussiontartışma groupsgruplar
163
514280
4816
kültürel açıdan yeterli ve cinsiyete
duyarlı konuşma grupları oluşturun.
08:51
with blacksiyah girlskızlar,
LatinasLatinler, indigenousyerli girlskızlar
164
519120
2976
08:54
and other studentsöğrencilerin who experiencedeneyim
marginalizationmarjinalleşme in schoolsokullar
165
522120
3456
Bu sayede kişiliklerini
ve okul deneyimlerini geliştirmeleri için
08:57
to give them a safekasa spaceuzay
166
525600
1256
08:58
to processsüreç theironların identitieskimlikler
and experiencesdeneyimler in schoolsokullar.
167
526880
3040
onlara güvenli bir alan sağlarsınız.
09:03
And if schoolsokullar are to becomeolmak
locationsyerleri for healingşifa,
168
531000
2736
Okulların iyileşme mekânı
hâline gelmesi için
okullardaki polisleri uzaklaştırmalı
09:05
we have to removeKaldır policepolis officersgörevlileri
169
533760
2176
ve danışman sayısı artırmalıyız.
09:07
and increaseartırmak the numbernumara
of counselorsDanışmanlar in schoolsokullar.
170
535960
2576
(Alkışlar)
09:10
(ApplauseAlkış)
171
538560
6080
09:18
EducationEğitim is freedomözgürlük work.
172
546520
2400
Eğitim bir özgürlük çabası
09:22
And whateverher neyse our pointpuan of entrygiriş is,
we all have to be freedomözgürlük fighterssavaşçıları.
173
550160
3840
ve giriş noktamız ne olursa olsun
hepimiz özgürlük savaşçısı olmalıyız.
09:27
The good newshaber is that there are schoolsokullar
174
555160
1896
Bu noktada size iyi bir haberim var,
kızların, kendilerini önemli ve sevilmiş
hissettikleri bir yer olabilmek için
09:29
that are activelyaktif workingçalışma
to establishkurmak themselveskendilerini
175
557080
2576
09:31
as locationsyerleri for girlskızlar
to see themselveskendilerini as sacredkutsal and lovedsevilen.
176
559680
3720
aktif olarak çalışan okullar mevcut.
Columbus, Ohio'daki Columbus City
Kız Hazırlık Okulu bunun bir örneği.
09:36
The ColumbusColumbus CityŞehir PrepHazırlık SchoolOkul for GirlsKızlar
in ColumbusColumbus, OhioOhio, is an exampleörnek of this.
177
564360
5136
09:41
They becameoldu an exampleörnek
the momentan theironların principalAsıl adı declaredbeyan
178
569520
2736
Müdür, kızları artık
"kötü tutum" sergiledikleri için
cezalandırmayacaklarını duyurduğu anda
okul bir örnek hâline geldi.
09:44
that they were no longeruzun going to punishcezalandırmak
girlskızlar for havingsahip olan "a badkötü attitudetutum."
179
572280
3560
09:49
In additionilave to buildingbina --
180
577320
2456
Temelde yaptıkları şey uzaklaştırma,
cezalandırma ve tutuklamaya karşı
09:51
EssentiallyAslında, what they did
is they builtinşa edilmiş out a robustgüçlü continuumsüreç
181
579800
2976
09:54
of alternativesalternatifleri to suspensionsüspansiyon,
expulsionsınırdışı and arresttutuklamak.
182
582800
3456
güçlü alternatifler oluşturmaktı.
09:58
In additionilave to establishingkurulması
a restorativerestoratif justiceadalet programprogram,
183
586280
4056
Onarıcı adalet programı
oluşturmanın yanında
her kıza, kriz anında gidebileceği
en az bir öğretmen sağlayarak
10:02
they improvedgelişmiş theironların
studentÖğrenci and teacheröğretmen relationshipsilişkiler
184
590360
2496
10:04
by ensuringsağlanması that everyher girlkız
has at leasten az one adultyetişkin on campuskampus
185
592880
2936
öğrenci öğretmen ilişkilerini
iyileştirdiler.
10:07
that she can go to
when she's in a momentan of crisiskriz.
186
595840
2896
İhtiyaç duyduklarında kızların
bir araya gelebilmeleri için
10:10
They builtinşa edilmiş out spacesalanlarda alonguzun bir the corridorskoridorlar
of the schoolokul and in classroomsderslik
187
598760
3456
koridorlarda ve sınıflarda
alanlar oluşturdular.
10:14
for girlskızlar to regroupyeniden gruplandırma,
if they need a minutedakika to do so.
188
602240
2480
10:17
And they establishedkurulmuş an advisorydanışma programprogram
that providessağlar girlskızlar with an opportunityfırsat
189
605400
3816
Bir danışma programı başlattılar
ve kızların öz saygısını artırarak,
10:21
to startbaşlama everyher singletek day
with the promotiontanıtım of self-worthöz-değer,
190
609240
4216
iletişim becerilerini geliştirerek
ve bir hedef belirleyerek
güne başlamalarını sağladılar.
10:25
communicationiletişim skillsbecerileri and goalhedef settingayar.
191
613480
2160
Bu okulda kızın olumsuz çocukluk
deneyimlerini görmezden gelmek yerine
10:28
At this schoolokul,
192
616440
1256
10:29
they're tryingçalışıyor to respondyanıtlamak
to a girl'sKızın adverseolumsuz childhoodçocukluk experiencesdeneyimler
193
617720
3616
onlara karşılık vermeye çalışıyorlar.
10:33
ratherdaha doğrusu than ignorealdırmamak them.
194
621360
1496
Kızları kendilerine yaklaştırıyorlar,
uzaklaştırmıyorlar.
10:34
They bringgetirmek them in closeryakın;
they don't pushit them away.
195
622880
2840
10:38
And as a resultsonuç, theironların truancyokulu asma
and suspensionsüspansiyon ratesoranları have improvedgelişmiş,
196
626520
3376
Bunların sonucunda, okul asma
ve cezalandırma oranı oldukça düştü
ve kızlar öğrenmeye çok daha hazır olarak
okula gelmeye başladılar
10:41
and girlskızlar are arrivinggelen at schoolokul
increasinglygiderek readyhazır to learnöğrenmek
197
629920
3016
10:44
because they know the teachersöğretmenler
there carebakım about them.
198
632960
2736
çünkü öğretmenlerin onları
önemsediğini biliyorlar.
Bu onlar için çok şey ifade ediyor.
10:47
That mattershususlar.
199
635720
1200
10:49
SchoolsOkullar that integratebirleştirmek the artssanat
and sportsSpor Dalları into theironların curriculumMüfredat
200
637960
3336
Öğretim programlarına
sanat ve sporu ekleyen
ya da onarıcı adalet,
farkındalık ve meditasyon gibi
10:53
or that are buildingbina out
tranformativetranformative programmingprogramlama,
201
641320
2776
kızların hayatlarını değiştirecek
programlar oluşturan okullar
10:56
suchböyle as restorativerestoratif justiceadalet,
mindfulnessMindfulness and meditationmeditasyon,
202
644120
3736
kızların hem başkalarıyla
hem de kendileriyle ilişkilerini onarıyor.
10:59
are providingsağlama an opportunityfırsat for girlskızlar
to repaironarım theironların relationshipsilişkiler with othersdiğerleri,
203
647880
4736
11:04
but alsoAyrıca with themselveskendilerini.
204
652640
1880
11:07
RespondingYanıt to the livedyaşamış,
complexkarmaşık and historicaltarihi traumaTravma
205
655360
3536
Öğrencilerimizin yaşanmış ve karmaşık
travmalarına karşılık vermek için
11:10
that our studentsöğrencilerin faceyüz
206
658920
1496
çocukların ve gençlerin
potansiyellerine inanan her kişiye,
11:12
requiresgerektirir all of us who believe
in the promisesöz vermek of childrençocuklar and adolescentsGençler
207
660440
4536
iletişim kurmaya, eğitim materyallerine,
insan ve finans kaynaklarına
11:17
to buildinşa etmek relationshipsilişkiler,
learningöğrenme materialsmalzemeler,
208
665000
3136
11:20
humaninsan and financialmali resourceskaynaklar
and other toolsaraçlar
209
668160
3576
ve çocuklara iyileşme olanağı tanıyan
diğer gereçlere ihtiyacımız var ki,
11:23
that providesağlamak childrençocuklar with an opportunityfırsat
to healiyileşmek, so that they can learnöğrenmek.
210
671760
4360
çocuklar öğrenebilsinler.
11:30
Our schoolsokullar should be placesyerler where
we respondyanıtlamak to our mostçoğu vulnerablesavunmasız girlskızlar
211
678360
4536
Pozitif okul kültürünün
oluşumunun temeli olarak
okullarımız, en savunmasız kızlarımıza
yardım ettiğimiz yerler olmalı.
11:34
as essentialgerekli to the creationoluşturma
of a positivepozitif schoolokul culturekültür.
212
682920
3600
11:40
Our abilitykabiliyet to see her promisesöz vermek
should be at its sharpesten keskin
213
688080
3616
Fakirlik ve bağımlılıktan,
insan ticaretinden
ya da şiddetin başka bir türünden
kurtulduğu zamanlarda,
11:43
when she's in the throwsatar
of povertyyoksulluk and addictionbağımlılığı;
214
691720
2856
11:46
when she's reelingmakaralama
from havingsahip olan been sex-traffickedseks ticareti
215
694600
2376
onun potansiyelini görebilme yeteneğimiz
en üst düzeyde olmalı;
11:49
or survivedhayatta other formsformlar of violenceşiddet;
216
697000
2576
11:51
when she's at her loudestsesin,
217
699600
2656
en gürültülü zamanlarında
veya en sessiz zamanlarında da.
11:54
or her quietestSessiz.
218
702280
1200
Onun zekâsal ve sosyo duygusal yönden
sağlıklı olmasını desteklemeliyiz,
11:57
We should be ableyapabilmek
to supportdestek her intellectualentellektüel
219
705280
2496
11:59
and social-emotionalsosyal-duygusal well-beingsağlık
220
707800
2016
12:01
whetherolup olmadığını her shortsşort reachulaşmak her kneesdizler
or stop mid-thighorta uyluk or higherdaha yüksek.
221
709840
3960
şortu dizlerinde, dizlerinin üzerinde
veya daha da yukarıda olsa da.
12:08
It mightbelki seemgörünmek like a talluzun boylu ordersipariş in a worldDünya
222
716680
2376
Okulları, kızların iyileşip
gelişebilecekleri bir yer olarak düşünmek,
12:11
so deeplyderinden entrenchedyerleşik
in the politicssiyaset of fearkorku
223
719080
2456
12:13
to radicallykökünden imaginehayal etmek schoolsokullar as locationsyerleri
where girlskızlar can healiyileşmek and thrivegelişmek,
224
721560
4776
korku politikasıyla
bütünleşmiş bir dünyada
gerçekleşmesi zor bir görev gibi gelebilir
ama bunu hedefimiz olarak
belirleyecek kadar cesur olmalıyız.
12:18
but we have to be boldcesur enoughyeterli
to setset this as our intentionniyet.
225
726360
2800
12:22
If we commitişlemek to this notionkavram
of educationEğitim as freedomözgürlük work,
226
730400
3896
Eğitimi, özgürlük çabası olarak görürsek
12:26
we can shiftvardiya educationaleğitici conditionskoşullar
227
734320
2296
en savunmasız olanımız dâhil hiçbir kız
okuldan uzaklaştırılmayacak şekilde
12:28
so that no girlkız, even the mostçoğu
vulnerablesavunmasız amongarasında us,
228
736640
3656
eğitim şartlarımızı değiştirebiliriz
12:32
will get pusheditilmiş out of schoolokul.
229
740320
1696
12:34
And that's a winkazanmak for all of us.
230
742040
2576
ve bu, hepimiz için bir kazanç olur.
Teşekkürler.
12:36
Thank you.
231
744640
1256
(Alkışlar)
12:37
(ApplauseAlkış)
232
745920
5840
Translated by Nevaz Mescioğlu
Reviewed by Merve Kılıç

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Monique W. Morris - Author, social justice scholar
As Monique W. Morris writes: "I believe in a justice not associated with any form of oppression. I work for it and I write about it."

Why you should listen

Monique W. Morris, EdD, founded and leads the National Black Women's Justice Institute, an organization that works to transform public discourses on the criminalization of Black women, girls and their families. For three decades, she has been involved in social justice advocacy and scholarship, working with research and academic institutions, civil rights organizations, nonprofits, public agencies and activists to advance policies and practices that promote racial and gender equity. She's the author of Pushout: The Criminalization of Black Girls in Schools and other books, publications and articles.

As Morris writes: "My work is ultimately about using research and narratives to challenge actions and structures of oppression. I do this using the tools I have available to me as a researcher, educator, public intellectual, visual artist, writer -- and most recently, filmmaker. I am the author of several academic publications and four books, each of them very different. From a street novel about prostitution to a statistical narrative about African Americans in the 21st century to a book about the criminalization of Black girls in schools, I try to meet people where they are on this journey toward freedom. My latest project, a dive into the pedagogical practices that make education freedom work, explores how schools might become locations of healing for Black and Brown girls. And I love Prince. Always have, always will."

More profile about the speaker
Monique W. Morris | Speaker | TED.com