ABOUT THE SPEAKER
Jarrell Daniels - Justice and education scholar, activist
Jarrell Daniels brings policy makers together with community members to improve social challenges, particularly among youth.

Why you should listen

Jarrell Daniels collaborates with policy makers, civil servants, academics and community organizers to create a new vision for the criminal legal system -- shaping policies that help individuals, families and communities thrive. At Columbia University, he is an Open Society Youth Activist Fellow, Justice-in-Education Scholar, program manager of the Justice Ambassadors Youth Council and a member of the Formerly Incarcerated Reintegration Science Training (FIRST) program. His primary focus is bringing policy makers together with community members to work across differences to improve social challenges, particularly among youth. In his work with young people, he explains  the extent to which mass incarceration and criminalization impacts minority communities.

Since his release from prison, Daniels has become a sought-after speaker on college campuses, sharing the experiences that led to his incarceration and introducing strategies to reduce incarceration and recidivism rates. His work focuses on changing the narrative of the criminal justice system from one that relies on punitive responses to one where justice and democracy is applied equally to all. As a result of his dedication to equal human rights, he became an Annie E. Casey Youth Advisory Council Member and serves as a youth advocate and peer mentor for Friends of the Island Academy. Daniels offers advice for justice-involved youth reemerging from Rikers Island and juvenile detention centers throughout New York City, as well as teens struggling to find social balance.

More profile about the speaker
Jarrell Daniels | Speaker | TED.com
TED Salon: Education Everywhere

Jarrell Daniels: What prosecutors and incarcerated people can learn from each other

Jarrell Daniels: Savcılar ve hükümlüler birbirlerinden neler öğrenebilir

Filmed:
1,807,253 views

Hapishaneden tahliye edilmeden birkaç hafta önce, Jarrell Daniels hükümlü erkekler ve savcıların birlikte katıldığı bir ders aldı. Sadece birlikte oturup konuşarak ceza adaleti sistemi hakkındaki şaşırtıcı gerçekleri ve gerçek değişimin nasıl gerçekleşeceğine dair fikirlerini ortaya çıkardılar. Artık bir akademisyen ve aktivist olan Daniels, işbirliğine dayalı eğitimin adalet sistemini nasıl dönüştürebildiğini ve sosyal sorunlara nasıl çözüm getirdiğini aktarmakta.
- Justice and education scholar, activist
Jarrell Daniels brings policy makers together with community members to improve social challenges, particularly among youth. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

Bugün aynaya baktığımda
00:12
When I look in the mirrorayna todaybugün,
0
770
1881
00:14
I see a justiceadalet and educationEğitim scholarbilim adamı
at ColumbiaColumbia UniversityÜniversitesi,
1
2675
4263
Columbia Üniversitesi'nde
bir adalet ve eğitim hocası,
bir gençlik danışmanı,
bir aktivist
00:20
a youthgençlik mentorakıl hocası, an activisteylemci
2
8023
3626
ve gelecekteki New York eyalet
senatörünü görüyorum.
00:23
and a futuregelecek NewYeni YorkYork statebelirtmek, bildirmek senatorSenatör.
3
11673
1999
00:25
(CheeringTezahürat)
4
13696
2580
(Gülüşmeler)
00:28
I see all of that
5
16300
2079
Tüm bunları görüyorum,
aynı zamanda neredeyse bir insanın
hayatına mal olacak bir eylem nedeniyle
00:30
and a man who spentharcanmış
a quarterçeyrek of his life in statebelirtmek, bildirmek prisonhapis --
6
18403
3745
00:35
sixaltı yearsyıl, to be exactkesin,
7
23736
1533
Rikers Adası'nda bir genç olarak
hayatının çeyreğini,
açık olmak gerekirse altı yılını
00:37
startingbaşlangıç as a teenagergenç on RikersRikers IslandAda
8
25759
2747
devlet hapishanesinde geçiren
bir adam görüyorum.
00:40
for an actdavranmak that nearlyneredeyse costmaliyet
a man his life.
9
28530
2261
Ama beni oradan bu noktaya getiren şey
00:44
But what got me from there to here
10
32552
2246
00:47
wasn'tdeğildi the punishmentceza I facedyüzlü
as a teenagergenç in adultyetişkin prisonhapis
11
35751
3698
yetişkin cezaevinde
bir genç olarak karşılaştığım ceza
veya hukuk sistemimizin sertliği değildi.
00:51
or the harshnesssertlik of our legalyasal systemsistem.
12
39473
1958
Benim ya da bir bütün olarak
adalet sistemimiz için
00:54
InsteadBunun yerine, it was a learningöğrenme
environmentçevre of a classroomsınıf
13
42402
3868
mümkün olamayacağını
düşündüğüm bir şeyi
00:58
that introducedtanıtılan me to something
I didn't think was possiblemümkün for me
14
46294
3313
bana tanıtan bir sınıfın
öğrenme ortamıydı.
01:02
or our justiceadalet systemsistem as a wholebütün.
15
50403
1929
01:05
A fewaz weekshaftalar before my releaseserbest bırakmak on paroleŞartlı tahliye,
16
53506
2416
Şartlı tahliye edilmeden
birkaç hafta önce,
01:07
a counselorDanışman encouragedteşvik me to enrollkayıt
in a newyeni collegekolej coursekurs
17
55946
2834
bir danışman beni cezaevinde sunulan
yeni bir lisans dersine

katılmam için teşvik etti.
01:10
beingolmak offeredsunulan in the prisonhapis.
18
58804
1391
01:12
It was calleddenilen Insideİçinde CriminalCeza JusticeAdalet.
19
60881
1875
Dersin adı "İçerideki Ceza Adaleti"ydi.
01:14
That seemsgörünüyor prettygüzel
straightforwardbasit, thoughgerçi, right?
20
62780
2465
Oldukça açık görünüyor, değil mi?
Ama görünüşe göre,
01:17
Well, it turnsdönüşler out,
21
65269
1157
sınıf sekiz hükümlü erkekten
01:18
the classsınıf would be madeyapılmış up
of eightsekiz incarceratedhapsedilen menerkekler
22
66450
2913
ve sekiz bölge savcısı yardımcısından
oluşuyordu.
01:21
and eightsekiz assistantYardımcısı districtilçe attorneysAvukatlar.
23
69387
2125
Columbia Üniversitesi Psikoloji profesörü
Geraldine Downey
01:25
ColumbiaColumbia UniversityÜniversitesi psychologyPsikoloji
professorprofesör GeraldineGeraldine DowneyDowney
24
73013
3239
ve Manhattan Bölge Savcısı Yardımcısı
Lucy Lang
01:28
and ManhattanManhattan AssistantYardımcısı DADA LucyLucy LangLang
25
76276
2031
01:30
co-taughtbirlikte öğretilen the coursekurs,
26
78331
1222
dersi birlikte verdiler
01:31
and it was the first of its kindtür.
27
79577
1923
ve bu türünün ilk örneğiydi.
01:34
I can honestlydürüstçe say
28
82067
1281
Açıkça söyleyebilirim ki,
01:36
this wasn'tdeğildi how I imaginedhayal
startingbaşlangıç collegekolej.
29
84186
2275
ben üniversiteye böyle başlamayı
hayal etmemiştim.
01:39
My mindus was blownşişmiş from day one.
30
87345
1913
İlk günden aklım başımdan gitti.
Odadaki bütün savcıların
beyaz olacağını sanmıştım.
01:41
I assumedkabul all the prosecutorsSavcılar
in the roomoda would be whitebeyaz.
31
89282
2814
Ama sınıfın ilk günü odaya yürüdüğümü
01:44
But I rememberhatırlamak walkingyürüme into the roomoda
on the first day of classsınıf
32
92831
3262
01:48
and seeinggörme threeüç blacksiyah prosecutorsSavcılar
33
96117
1865
ve üç siyahi savcıyı gördüğümü
ve şöyle düşündüğümü hatırlıyorum:
01:50
and thinkingdüşünme to myselfkendim,
34
98006
1301
01:51
"WowVay canına, beingolmak a blacksiyah prosecutorSavcı --
35
99331
3145
"Siyahi bir savcı olmak, vay be!
01:54
that's a thing!"
36
102500
1157
Böyle bir şey var yani."
01:56
(LaughterKahkaha)
37
104196
2371
(Gülüşmeler)
İlk oturumun sonunda,
02:00
By the endson of the first sessionoturum, toplantı, celse,
38
108204
1691
kendimi tamamen kaptırmıştım.
02:01
I was all in.
39
109919
1180
02:03
In factgerçek, a fewaz weekshaftalar after my releaseserbest bırakmak,
40
111123
3247
Hatta tahliyemden birkaç hafta sonra,
kendimi olmasın diye dua ettiğim
bir şeyi yaparken buldum.
02:06
I foundbulunan myselfkendim doing something
I prayeddua I wouldn'tolmaz.
41
114394
3340
02:10
I walkedyürüdü right back into prisonhapis.
42
118807
1742
Hemen hapishaneye doğru yürüdüm.
02:13
But thankfullyneyse ki, this time
it was just as a studentÖğrenci,
43
121126
2964
Ama neyse ki bu sefer
sadece bir öğrenci olarak
02:17
to joinkatılmak my fellowadam classmatessınıf arkadaşları.
44
125057
1778
sınıf arkadaşlarıma katılmak için.
02:20
And this time,
45
128326
1187
Bu sefer,
ders bittiğinde gitmem gereken
bir evim vardı.
02:22
I got to go home when classsınıf was over.
46
130212
1863
Bir sonraki oturumda,
sınıfla birlikte her birimiz
02:26
In the nextSonraki sessionoturum, toplantı, celse, we talkedkonuştuk
about what had broughtgetirdi eachher of us
47
134061
3063
bizi hayatımızın bu noktasına
getiren şeyin
02:29
to this pointpuan of our liveshayatları
48
137148
1275
ne olduğu hakkında konuştuk.
02:30
and into the classroomsınıf togetherbirlikte.
49
138447
1575
02:32
I eventuallysonunda got comfortablerahat enoughyeterli
50
140046
1688
Sonunda, nereden geldiğim ile
ilgili olan gerçeği
02:33
to revealortaya çıkartmak my truthhakikat to everyoneherkes in the roomoda
51
141758
2167
odadaki herkese
02:35
about where I camegeldi from.
52
143949
1600
açıklayacak kadar rahat hissettim.
02:38
I talkedkonuştuk about how my sisterskız kardeşler and I
watchedizledi our motheranne sufferacı çekmek yearsyıl of abusetaciz
53
146109
5700
Kız kardeşlerimle birlikte, annemin
üvey babamın istismarı yüzünden
yıllarca acı çektiğini nasıl izlediğimizi,
02:44
at the handseller of our stepfatherüvey baba,
54
152691
1546
kaçtığımızı, sadece bir sığınakta yaşamak
için kaçtığımızı anlattım.
02:47
escapingkaçan, only to find ourselveskendimizi
livingyaşam in a shelterbarınak.
55
155212
3150
Aileme onları güvende tutacağıma dair
02:52
I talkedkonuştuk about how I sworeyemin ettim
an oathYemin to my familyaile
56
160134
3134
yemin ettiğimi anlattım.
02:55
to keep them safekasa.
57
163292
1200
Hatta 13 yaşında genç bir çocuk gibi
hissetmediğimi,
02:58
I even explainedaçıkladı how I didn't feel
like a teenagergenç at 13,
58
166062
3324
03:01
but more like a soldierasker on a missionmisyon.
59
169410
2253
aksine görevdeki bir asker gibi
hissettiğimi anlattım.
03:04
And like any soldierasker,
60
172275
1333
Her asker gibi,
bu omuzlarımda duygusal bir yük
taşıyacağım anlamına geliyordu
03:05
this meantdemek carryingtaşıma an emotionalduygusal
burdenyük on my shouldersomuzlar,
61
173632
3109
ve söylemekten nefret ediyorum ama
03:10
and I hatenefret to say it,
62
178164
1389
belimde bir silah taşıyacağım
anlamına da geliyordu.
03:12
but a guntabanca on my waistbel.
63
180498
1467
03:15
And just a fewaz daysgünler
after my 17thinci birthdaydoğum günü,
64
183410
2430
17. doğum günümden
sadece birkaç gün sonra
bu görev tamamen
başarısızlıkla sonuçlandı.
03:17
that missionmisyon completelytamamen failedbaşarısız oldu.
65
185864
2036
03:19
As my sisterkız kardeş and I were walkingyürüme
to the laundromatÇamaşırhane,
66
187924
2350
Kız kardeşim ve ben çamaşırhaneye giderken
03:22
a crowdkalabalık stoppeddurduruldu in frontön of us.
67
190298
1669
kalabalık bir grup önümüzde durdu.
03:24
Two girlskızlar out of nowhereHiçbir yerde
attackedsaldırıya my sisterkız kardeş.
68
192639
2619
İki kız durduk yere
kız kardeşime saldırdı.
Ne olduğunu anlayamadan
kızlardan birini uzaklaştırmaya çalıştım
03:27
Still confusedŞaşkın about what was happeningolay,
I trieddenenmiş to pullÇek one girlkız away,
69
195282
3673
03:30
and just as I did, I feltkeçe something
brushfırça acrosskarşısında my faceyüz.
70
198979
2907
ve o an yüzüme bir şey
çarptığını hissettim.
03:34
With my adrenalineadrenalin rushingacele,
71
202911
1801
Artan adrenalinimle birlikte
03:36
I didn't realizegerçekleştirmek a man
had leapedsıçradı out of the crowdkalabalık and cutkesim me.
72
204736
2979
bir adamın kalabalıktan çıkıp
beni bıçakladığını fark etmedim.
03:40
As I feltkeçe warmIlık, hafif sıcak bloodkan oozesızmak down my faceyüz,
73
208697
2801
Yüzümden akan ılık kanı hissedince
ve bana tekrar
bıçağını kaldırdığını görünce
03:44
and watchingseyretme him raiseyükseltmek
his knifebıçak towardkarşı me again,
74
212459
2575
03:47
I turneddönük to defendsavunmak myselfkendim
and pulledçekti that guntabanca from my waistbandkemer
75
215975
4425
kendimi savunmaya geçtim
ve belimdeki silahı çıkardım
ve tetiği çektim.
03:53
and squeezedsıkılmış the triggertetik.
76
221442
1357
Şükürler olsun ki o gün
hayatını kaybetmedi.
03:57
ThankfullyNeyse ki, he didn't losekaybetmek
his life that day.
77
225680
3067
04:02
My handseller shakingsallama and heartkalp racingyarış,
I was paralyzedfelçli in fearkorku.
78
230831
3576
Titrek ellerim ve hızla atan kalbimle
korkudan donmuştum.
04:06
From that momentan,
79
234975
1265
O andan itibaren,
04:09
I feltkeçe regretpişman that would never leaveayrılmak me.
80
237307
2292
beni hiçbir zaman bırakmayan bir
pişmanlık hissetim.
Daha sonra öğrendim ki
kardeşimi başkası sanıp
04:13
I learnedbilgili latersonra on they attackedsaldırıya my sisterkız kardeş
in a casedurum of mistakenyanlış identityKimlik,
81
241531
4594
yanlışlıkla saldırmışlar.
04:18
thinkingdüşünme she was someonebirisi elsebaşka.
82
246149
1632
Bu korkunç bir şeydi,
04:20
It was terrifyingdehşet verici,
83
248434
1318
04:21
but clearaçık that I wasn'tdeğildi trainedeğitilmiş,
norne de was I qualifiednitelikli,
84
249776
4190
fakat olmam gerektiğini
düşündüğüm bir asker olmak için
04:25
to be the soldierasker
that I thought I neededgerekli to be.
85
253990
2532
ne eğitimli ne de
yeterli olmadığım açıktı.
04:29
But in my neighborhoodKomşuluk,
86
257776
1274
Fakat benim mahallemde,
sadece silah taşıyarak
güvenli hissediyordum.
04:32
I only feltkeçe safekasa carryingtaşıma a weaponsilah.
87
260322
2334
Sınıfta hikâyemi duyduktan sonra,
04:36
Now, back in the classroomsınıf,
after hearingişitme my storyÖykü,
88
264030
3515
04:39
the prosecutorsSavcılar could tell
I never wanted to hurtcanını yakmak anyonekimse.
89
267569
2819
savcılar hiçbir zaman birine
zarar vermek istemediğimi söyleyebildiler.
04:42
I just wanted us to make it home.
90
270919
1762
Sadece eve gitmemizi istemiştim.
04:46
I could literallyharfi harfine see the gradualkademeli changedeğişiklik
in eachher of theironların facesyüzleri
91
274145
4380
Odadaki diğer hükümlülerin hikâyelerini
birbiri ardına duyduktan sonra
yüzlerindeki değişimi
04:50
as they heardduymuş storyÖykü after storyÖykü
92
278549
2349
gerçek anlamda görebiliyordum.
04:52
from the other incarceratedhapsedilen
menerkekler in the roomoda.
93
280922
2224
Hapsedilmenin kısır döngüsü içinde
04:55
StoriesHikayeler that have trappedhapsolmuş manyçok of us
94
283752
1754
04:57
withiniçinde the viciouskısır cycledevir of incarcerationhapsetme,
95
285530
2388
çoğunun serbest kalamadığı,
çoğumuzu kapana kıstıran hikâyeler.
04:59
that mostçoğu haven'tyok been ableyapabilmek
to breakkırılma freeücretsiz of.
96
287942
3067
05:04
And sure -- there are people
who commitişlemek terriblekorkunç crimessuçları.
97
292077
4936
Tabii ki korkunç suçlar işlemiş
insanlar da var.
Fakat bu bireylerin
bu suçları işlemeden önceki
05:09
But the storieshikayeleri
of these individuals'bireylerin liveshayatları
98
297744
3476
yaşamlarına dair hikâyeleri
05:13
before they commitişlemek those actseylemler
99
301244
1738
05:15
were the kindsçeşit of storieshikayeleri
these prosecutorsSavcılar had never heardduymuş.
100
303006
3093
savcıların hiç duymadığı türdendi.
05:19
And when it was theironların turndönüş
to speakkonuşmak -- the prosecutorsSavcılar --
101
307736
2699
Konuşma sırası savcılara geldiğinde
05:22
I was surprisedşaşırmış, too.
102
310459
1400
ben de şaşırmıştım.
Onlar insanları cezaevlerine göndermeye
önceden programlanmış
05:24
They weren'tdeğildi emotionlessduygusuz
droneserkek arı or robocopsrobocops,
103
312275
2818
duygusuz uzaktan kumandalı makineler
veya robokoplar değildi.
05:27
preprogrammedönceden to sendgöndermek people to prisonhapis.
104
315117
2107
Onlar da birilerinin oğlu, kızı,
05:29
They were sonsoğulları and daughterskız çocukları,
105
317780
2269
erkek veya kız kardeşleriydiler.
05:32
brothersKardeşler and sisterskız kardeşler.
106
320891
1722
05:36
But mostçoğu of all, they were good studentsöğrencilerin.
107
324066
2190
Fakat her şeyden önce onlar
iyi öğrencilerdi.
05:38
They were ambitiousiddialı and motivatedmotive.
108
326915
2246
Hırslı ve motivasyonlulardı.
İnsanları korumak için hukukun
gücünü kullanabileceklerine inandılar.
05:42
And they believedinanılır that they could use
the powergüç of lawhukuk to protectkorumak people.
109
330220
3815
Kesinlikle anlayabileceğim
bir görevdelerdi.
05:47
They were on a missionmisyon
that I could definitelykesinlikle understandanlama.
110
335069
3288
Dersin ortalarında, hükümlü bir
öğrenci arkadaşım Nick,
05:52
MidwayMidway throughvasitasiyla the coursekurs,
NickNick, a fellowadam incarceratedhapsedilen studentÖğrenci,
111
340053
4508
bizim adalet sistemimiz çerçevesinde
05:56
poureddökülmüş out his concernilgilendirmek
112
344585
1175
savcıların ırklar arasında yanlılık
ve ayrımcılık konularından
05:57
that the prosecutorsSavcılar were tiptoeingkaçmak
around the racialırk biasönyargı and discriminationayrımcılık
113
345784
3663
sakındıkları endişesini dile getirdi.
06:01
withiniçinde our criminaladli justiceadalet systemsistem.
114
349471
1746
06:03
Now, if you've ever been to prisonhapis,
115
351665
1698
Eğer siz cezaevinde olsaydınız
06:05
you would know it's impossibleimkansız
to talk about justiceadalet reformreform
116
353387
2777
ırk hakkında konuşmadan
yargı reformundan konuşmanın
imkânsız olduğunu bilirdiniz.
06:08
withoutolmadan talkingkonuşma about raceyarış.
117
356188
1800
Dolayısıyla içten içe Nick'i destekledik
06:10
So we silentlysessizce cheeredcoşkuyla for NickNick
118
358514
1762
06:12
and were eageristekli to hearduymak
the prosecutors'savcıların responsetepki.
119
360300
2364
ve savcıların cevabını duymak istedik.
06:14
And no, I don't rememberhatırlamak who spokekonuştu first,
120
362688
2207
Kimin önce konuştuğunu hatırlamıyorum
06:16
but when ChaunceyChauncey ParkerParker,
a seniorkıdemli prosecutorSavcı, agreedkabul with NickNick
121
364919
4367
fakat kıdemli savcı Chauncey Parker
Nick'e katıldığında ve kendisini
çoğunlukla beyaz olmayan insanların
hapsedilmesini sonlandırmaya
06:21
and said he was committedtaahhüt to endingbitirme
the masskitle incarcerationhapsetme of people of colorrenk,
122
369310
5317
adadığını söylediğinde ona inandım.
06:26
I believedinanılır him.
123
374651
1150
Doğru yolda olduğumuzu biliyordum.
06:28
And I knewbiliyordum we were headedbaşlı
in the right directionyön.
124
376626
2400
Artık bir takım olarak
ilerlemeye başladık.
06:32
We now startedbaşladı to movehareket as a teamtakım.
125
380174
2200
06:35
We startedbaşladı exploringkeşfetmek newyeni possibilitiesolasılıklar
126
383038
2604
Adalet sistemimiz hakkında
yeni olasılıklar keşfetmeye
06:37
and uncoveringortaya çıkarılması truthsgerçekler
about our justiceadalet systemsistem
127
385666
4072
ve gerçekleri
06:41
and how realgerçek changedeğişiklik
128
389762
1656
ve bizim için gerçek değişimin
nasıl olduğunu
ortaya çıkarmaya başladık.
06:44
happensolur for us.
129
392539
1276
Benim için bu, cezaevindeki zorunlu
programlar değildi.
06:46
For me, it wasn'tdeğildi the mandatoryzorunlu
programsprogramlar insideiçeride of the prisonhapis.
130
394657
4574
Aksine, hayatlarının geri kalanını
cezaevinde gerçirmek üzere
06:52
InsteadBunun yerine, it was listeningdinleme
to the advicetavsiye of eldersyaşlılar --
131
400670
3055
06:56
menerkekler who have been sentencedmahkum to spendharcamak
the restdinlenme of theironların liveshayatları in prisonhapis.
132
404647
4615
ceza almış büyüklerimin
tavsiyelerini dinlemekti.
Bu adamlar benim insanlık anlayışıma
yeni bir açıdan bakmama yardımcı oldu.
07:03
These menerkekler helpedyardım etti me reframereframe
my mindsetzihniyet around manhooderkeklik.
133
411101
2876
Bir daha cezaevine dönmemem
07:07
And they instilledtelkin in me
all of theironların aspirationsözlemleri and goalshedefleri,
134
415497
4181
ve onların özgür dünyadaki
elçisi olmam umuduyla
07:11
in the hopesumutlar that I would never
returndönüş to prisonhapis,
135
419702
2371
07:14
and that I would serveservis
as theironların ambassadorBüyükelçi to the freeücretsiz worldDünya.
136
422823
3815
arzularını ve amaçlarını bana aşıladılar.
07:19
As I talkedkonuştuk, I could see the lightsışıklar
turningdöndürme on for one prosecutorSavcı,
137
427895
4856
Konuştukça bir savcının
aydınlandığını görebildim.
07:24
who said something I thought was obviousaçık:
138
432775
1984
Benim gayet açık olduğunu
düşündüğüm bir şey dedi:
07:27
that I had transformeddönüştürülmüş
despiterağmen my incarcerationhapsetme
139
435490
4003
Hapsedildiğim için değil ama
ona rağmen değiştiğimi söyledi.
07:31
and not because of it.
140
439517
1156
07:33
It was clearaçık these prosecutorsSavcılar
hadn'tolmasaydı thought much about
141
441787
2690
Savcıların, hüküm verdikten sonra
bize ne olduğuna dair
07:36
what happensolur to us
after they winkazanmak a convictionmahkumiyet.
142
444501
2275
pek düşünmedikleri açıktı.
07:39
But throughvasitasiyla the simplebasit processsüreç
of sittingoturma in a classroomsınıf,
143
447358
2675
Fakat bir sınıfta oturmak gibi
basit bir süreçle
07:42
these lawyersavukatları startedbaşladı to see
that keepingkoruma us lockedkilitli up
144
450057
3047
bu hukukçular, bizi kilitli tutmanın
topluluğumuza
veya bize faydası olmadığını
görmeye başladılar.
07:45
didn't benefityarar our communitytoplum
145
453128
1953
07:48
or us.
146
456138
1157
07:51
TowardDoğru the endson of the coursekurs,
the prosecutorsSavcılar were excitedheyecanlı,
147
459009
3455
Dersin sonuna doğru, bizler serbest
bırakıldıktan sonraki hayatlarımıza
07:54
as we talkedkonuştuk about our plansplanları
for life after beingolmak releasedyayınlandı.
148
462488
3068
ilişkin planlarıımız hakkında
konuştukça savcılar heyecanlandı.
07:58
But they hadn'tolmasaydı realizedgerçekleştirilen
how roughkaba it was actuallyaslında going to be.
149
466734
3093
Ama bunun gerçekte ne kadar
zor olacağını anlamadılar.
08:02
I can literallyharfi harfine still see the shockşok
150
470963
1723
Bölge savcı yardımcılarından birinin bize,
08:04
on one of the juniorJunior
ADA'sADA'nın faceyüz when it hitvurmak her:
151
472710
2451
cezaevinden yeni çıktığımızı gösteren
08:07
the temporarygeçici IDKİMLİĞİ givenverilmiş to us
with our freedomözgürlük
152
475185
3786
geçici kimlik kartları
verildiğini öğrendiğinde
08:10
displayedgörüntülenen that we were
just releasedyayınlandı from prisonhapis.
153
478995
2510
şok olduğunu görebiliyorum.
08:14
She hadn'tolmasaydı imaginedhayal how manyçok barriersengeller
this would createyaratmak for us
154
482720
2928
Topluma yeniden katıldığımızda
bunun bizim için kaç tane
08:17
as we reenteryeniden girin societytoplum.
155
485672
1467
engel yarattığını hayal etmedi.
08:20
But I could alsoAyrıca see her genuinehakiki empathyempati
for the choiceseçim we had to make
156
488666
4800
Fakat barınakta bir yatak
veya bir akrabanın kalabalık
dairesindeki bir kanepe arasında
08:25
betweenarasında cominggelecek home to a bedyatak in a shelterbarınak
157
493490
2844
seçim yapmak zorunda olduğumuzu
08:29
or a couchkanepe in a relative'sgöreceli olarak
overcrowdedkalabalık apartmentapartman.
158
497569
3334
samimi bir şekilde anlamaya
çalıştığını gördüm.
08:36
What we learnedbilgili in the classsınıf
159
504419
1666
Sınıfta öğrendiğimiz şey
08:38
workedişlenmiş its way into concretebeton
policypolitika recommendationstavsiyeler.
160
506109
3150
somut politika önerileri şeklinde
işe yaradı.
08:42
We presentedsunulan our proposalsöneriler
161
510411
1547
Columbia konferans salonundaki
mezuniyetimizde önerilerimizi,
08:43
to the statebelirtmek, bildirmek DepartmentBölümü
of CorrectionsDüzeltmeler commissionerkomiser
162
511982
2793
Ceza İnfaz Kurumu memuruna
08:46
and to the ManhattanManhattan DADA,
163
514799
2024
ve Manhattan Bölge Savcısına sunduk.
08:48
at our graduationMezuniyet in a packedpaketlenmiş
ColumbiaColumbia auditoriumKonferans Salonu.
164
516847
3559
08:53
As a teamtakım,
165
521919
1896
Bir takım olarak
08:55
I couldn'tcould have imaginedhayal
a more memorableunutulmaz way
166
523839
2135
birlikte geçen sekiz haftanın
sonunun bu kadar
08:57
to concludesonuçlandırmak our eightsekiz weekshaftalar togetherbirlikte.
167
525998
2048
unutulmaz olacağını hayal edemezdim.
09:00
And just 10 monthsay
after cominggelecek home from prisonhapis,
168
528617
2492
Cezaevinden eve döndükten
sadece 10 ay sonra
09:03
I again foundbulunan myselfkendim in a strangegarip roomoda,
169
531133
2600
kendimi yine garip bir odada buldum,
09:06
inviteddavet by the commissionerkomiser of NYPDNEW YORK POLİS TEŞKİLATI
to sharepay my perspectiveperspektif
170
534942
4530
New York Polis Teşkilatı memuru tarafından
bir polis zirvesinde fikirlerimi
paylaşmam için davet edildim.
09:11
at a policingPolislik summitzirve.
171
539496
1333
09:13
And while speakingkonuşuyorum,
172
541649
1952
Konuşurken dinleyiciler arasında
09:15
I recognizedtanınan a familiartanıdık faceyüz
in the audienceseyirci.
173
543625
2300
tanıdık bir yüz gördüm.
09:19
It was the attorneyavukat
who prosecuteddava my casedurum.
174
547401
2933
Benim dosyamı yürüten savcıydı.
09:25
SeeingGörmek him,
175
553060
1386
Onu görünce,
09:27
I thought about our daysgünler in the courtroomMahkeme
176
555625
3362
yedi yıl önce, sanki benim gençliğim
09:32
sevenYedi yearsyıl earlierdaha erken,
177
560323
2009
anlamsızmış ve hiçbir şansım yokmuş gibi
09:34
as I listeneddinlenen to him recommendtavsiye etmek
a long prisonhapis sentencecümle,
178
562356
3767
uzun bir hapis cezası önerdiği
09:38
as if my younggenç life was meaninglessanlamsız
179
566735
2292
mahkeme salonundaki günlerimizi
düşündüm.
09:41
and had no potentialpotansiyel.
180
569932
1246
09:44
But this time,
181
572592
1216
Fakat bu sefer,
09:46
the circumstanceskoşullar were differentfarklı.
182
574776
1745
durum farklıydı.
09:48
I shooksalladı off my thoughtsdüşünceler
183
576910
2143
Düşüncelerimi bir kenara bırakıp
gidip elini sıktım.
09:51
and walkedyürüdü over to shakesallamak his handel.
184
579077
1809
09:54
He lookedbaktı happymutlu to see me.
185
582228
1426
Beni gördüğüne sevinmişti.
09:56
SurprisedŞaşırttı, but happymutlu.
186
584550
2505
Şaşırmıştı ama mutluydu.
10:01
He acknowledgedkabul etti how proudgururlu he was
about beingolmak in that roomoda with me,
187
589658
3166
O odada benimle birlikte olduğu için
ne kadar gurur duyduğunu söyledi
10:04
and we beganbaşladı a conversationkonuşma
about workingçalışma togetherbirlikte
188
592848
2400
ve topluluğumuzun koşullarını
geliştirmek için
birlikte çalışmak konusunda
konuşmaya başladık.
10:07
to improveiyileştirmek the conditionskoşullar
of our communitytoplum.
189
595272
2026
10:10
And so todaybugün,
190
598005
1794
Bugün,
10:11
I carrytaşımak all of these experiencesdeneyimler with me,
191
599823
2579
tüm bu tecrübeleri taşıyarak
Columbia Üniversitesi'nde Adalet Elçileri
Gençlik Konseyi'ni geliştirdim,
10:14
as I developgeliştirmek the JusticeAdalet AmbassadorsBüyükelçileri
YouthGençlik CouncilKonseyi at ColumbiaColumbia UniversityÜniversitesi,
192
602426
4333
10:18
bringinggetiren younggenç NewYeni YorkersYorklu -- some
who have alreadyzaten spentharcanmış time lockedkilitli up
193
606783
3465
bazıları çoktan içeri girmiş
bazıları ise hâlâ lisede kayıtlı
genç New Yorkluları devlet memurlarıyla
10:22
and othersdiğerleri who are still
enrolledkayıtlı in highyüksek schoolokul --
194
610272
2425
bir araya getirdim.
10:24
togetherbirlikte with cityŞehir officialsYetkililer.
195
612721
1416
10:26
And in this classroomsınıf,
196
614161
1252
Bu sınıfta,
10:28
everyoneherkes will brainstormbeyin fırtınası ideasfikirler
197
616251
1826
herkes ceza adalet sisteminde
10:30
about improvinggeliştirme the liveshayatları
of our city'sşehrin mostçoğu vulnerablesavunmasız youthgençlik
198
618101
3134
yargılanmadan önce şehrin
en hassas durumdaki gençlerinin
10:33
before they get trieddenenmiş
withiniçinde the criminaladli justiceadalet systemsistem.
199
621259
3458
hayatlarını geliştirme konusunda
beyin fırtınası yapacak.
10:38
This is possiblemümkün if we do the work.
200
626165
2581
Bu çalışırsak mümkün.
10:42
Our societytoplum and justiceadalet systemsistem
has convincedikna olmuş us
201
630188
4580
Toplumumuz ve adalet sistemimiz
bizi, sosyal zorluklar haricinde
sorunlarımızı hapsedebileceğimize
10:46
that we can lockkilitlemek up our problemssorunlar
202
634792
1618
ve kendimizce cezalandırabileceğimize
ikna etti.
10:48
and punishcezalandırmak our way
out of socialsosyal challengeszorluklar.
203
636434
2396
10:51
But that's not realgerçek.
204
639561
1334
Fakat bu doğru değil.
10:53
ImagineHayal with me for a secondikinci
205
641522
1695
Bir saniye benimle birlikte
10:56
a futuregelecek where no one can becomeolmak
206
644187
2555
hayatları onlara bağlı olan
birçok insandan
10:58
a prosecutorSavcı,
207
646766
1552
bir şeyler öğrenmek
11:00
a judgehakim,
208
648342
1827
ve onlarla bağlantı kurmak için
11:02
a coppolis
209
650193
1686
bir sınıfta oturmadan kimsenin
11:03
or even a paroleŞartlı tahliye officersubay
210
651903
2047
savcı, hakim, polis
11:05
withoutolmadan first sittingoturma in a classroomsınıf
211
653974
2134
veya şartlı tahliye memuru
11:08
to learnöğrenmek from and connectbağlamak with
212
656132
1834
olamadığı bir gelecek hayal edin.
11:09
the very people whosekimin liveshayatları
will be in theironların handseller.
213
657990
2794
11:14
I'm doing my partBölüm to promotedesteklemek
the powergüç of conversationskonuşmaları
214
662038
2611
İletişimin gücünü ve işbirliği ihtiyacını
teşvik etmek için
11:16
and the need for collaborationsişbirlikleri.
215
664673
1849
ben kendi payıma düşeni yapıyorum.
11:19
It is throughvasitasiyla educationEğitim
216
667863
1920
Adalet arayışında
kucaklayıcı ve hepimizi birleştirici
bir gerçeğe ulaşmak eğitimle olur.
11:21
that we will arrivevarmak at a truthhakikat
that is inclusivedahil and unitesAmerika Birleşik Devletleri us all
217
669807
4151
11:25
in the pursuitkovalama of justiceadalet.
218
673982
1510
11:28
For me, it was a brand-newyepyeni conversationkonuşma
219
676950
3287
Bana hem benim düşüncelerimin
11:33
and a newyeni kindtür of classroomsınıf
220
681847
2429
hem de ceza adaleti sistemimizin
11:36
that showedgösterdi me how bothher ikisi de my mindsetzihniyet
221
684300
2126
dönüştürülebileceğini gösteren şey,
11:39
and our criminaladli justiceadalet systemsistem
222
687394
1892
yeni bir iletişim ve yeni bir tür sınıftı.
11:41
could be transformeddönüştürülmüş.
223
689310
1333
11:44
They say the truthhakikat shall-acak setset you freeücretsiz.
224
692307
4216
Gerçek sizi özgür kılar derler.
11:49
But I believe
225
697712
1254
Ama bence bu,
11:52
it's educationEğitim
226
700086
1391
eğitim ve iletişimdir.
11:54
and communicationiletişim.
227
702730
1303
11:56
Thank you.
228
704897
1151
Teşekkürler.
11:58
(ApplauseAlkış)
229
706072
4589
(Alkış)
Translated by Gökçenur Asena Keskin
Reviewed by Merve Kılıç

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jarrell Daniels - Justice and education scholar, activist
Jarrell Daniels brings policy makers together with community members to improve social challenges, particularly among youth.

Why you should listen

Jarrell Daniels collaborates with policy makers, civil servants, academics and community organizers to create a new vision for the criminal legal system -- shaping policies that help individuals, families and communities thrive. At Columbia University, he is an Open Society Youth Activist Fellow, Justice-in-Education Scholar, program manager of the Justice Ambassadors Youth Council and a member of the Formerly Incarcerated Reintegration Science Training (FIRST) program. His primary focus is bringing policy makers together with community members to work across differences to improve social challenges, particularly among youth. In his work with young people, he explains  the extent to which mass incarceration and criminalization impacts minority communities.

Since his release from prison, Daniels has become a sought-after speaker on college campuses, sharing the experiences that led to his incarceration and introducing strategies to reduce incarceration and recidivism rates. His work focuses on changing the narrative of the criminal justice system from one that relies on punitive responses to one where justice and democracy is applied equally to all. As a result of his dedication to equal human rights, he became an Annie E. Casey Youth Advisory Council Member and serves as a youth advocate and peer mentor for Friends of the Island Academy. Daniels offers advice for justice-involved youth reemerging from Rikers Island and juvenile detention centers throughout New York City, as well as teens struggling to find social balance.

More profile about the speaker
Jarrell Daniels | Speaker | TED.com