ABOUT THE SPEAKER
Lee Thomas - Broadcast journalist, diversity advocate
Lee Thomas has loved to watch, write and share stories his entire life.

Why you should listen

An Emmy-winning entertainment reporter, Lee Thomas's movie review show, "CriticLee Speaking," and his reports originate from WJBK Fox 2 in Detroit, Michigan. Turning White, Thomas's personal memoir of living with the skin disease vitiligo, gained world attention launching his passion to create a clear global path for self acceptance, diversity and inclusion. He is the global spokesperson for the Vitiligo Society of London and Vstrong USA as well as a Certified Diversity Professional with the National Diversity Council (NDCCDP).

More profile about the speaker
Lee Thomas | Speaker | TED.com
TED Salon The Macallan

Lee Thomas: How I help people understand vitiligo

Lee Thomas: İnsanların vitiligoyu anlamalarına nasıl yardım ediyorum

Filmed:
2,137,540 views

TV haber muhabiri Lee Thomas, kendisine pigmentsiz cildinde geniş parçalar bırakan, küçümseme ve sabit bakışlara yol açan bir otoimmün hastalığı olan vitiligo teşhisi konulduktan sonra kariyerinin bittiğini düşündü. Bu büyüleyici konuşmada, yanlış anlaşılma ve görüntüsü ile ilgili korkusuyla baş etmek için bir görev, diyolog -- ve bir gülümseme ile yöntemi nasıl keşfettiğini paylaşıyor. Thomas " Pozitiflik savaşmaya değer bir şeydir ve başkalarıyla savaşmak değil -- o içseldir." diyor. "Pozitif bir değişiklik yapmak istiyorsan, sürekli bir şekilde pozitif olmalısın."
- Broadcast journalist, diversity advocate
Lee Thomas has loved to watch, write and share stories his entire life. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
When I was younggenç,
0
1667
1434
Gençken
00:15
I wanted to be on TVTV:
1
3125
1333
TV'de olmak isterdim:
00:17
the lightsışıklar, the cameraskameralar,
2
5500
2809
ışıklar, kamera,
00:20
the makeupmakyaj,
3
8333
1643
makyaj,
00:22
the glamorousgöz alıcı life.
4
10000
1417
göz kamaştırıcı bir yaşam.
00:24
And from my vantageVantage pointpuan,
5
12417
1684
Ve benim bakış açıma göre,
00:26
just outsidedışında of a militaryaskeri basebaz
in LawtonLawton, OklahomaOklahoma,
6
14125
3601
Lawton, Oklahoma'daki
bir askeri üssün hemen dışında,
00:29
I didn't make the distinctionayrım
betweenarasında TVTV reportermuhabir or actoraktör.
7
17750
3976
TV muhabiri ile
oyuncu arasında ayrım yapmadım.
00:33
It was all the sameaynı to me.
8
21750
1601
Hepsi benim için aynıydı.
00:35
It was eitherya,
9
23375
1268
Her ikisi de
00:36
"ReportingRaporlama livecanlı from BerlinBerlin"
10
24667
1392
"Berlin'den canlı yayın"
00:38
or "I shall-acak attendkatılmak her here and wooWoo her
with suchböyle spiritruh when she comesgeliyor."
11
26083
4435
veya "Ona burada eşlik edeceğim ve
geldiğinde ona kur yapacağım." aynıydı.
00:42
(LaughterKahkaha)
12
30542
1267
(Kahkahalar)
00:43
It was all specialözel,
13
31833
1601
Hepsi özeldi,
00:45
it was all the spotlightspot ışık,
14
33458
1726
hepsi sahnedeydi
00:47
and I just knewbiliyordum that it was for me.
15
35208
2625
ve onun benim için olduğunu biliyordum.
00:50
But somewherebir yerde alonguzun bir my journeyseyahat,
16
38833
2000
Ama yolculuğum esnasında bir yerde
00:54
life happenedolmuş.
17
42625
1250
yaşam meydana geldi.
02:30
AhAh, much better.
18
138083
2060
Ah, çok daha iyi.
02:32
(ApplauseAlkış)
19
140167
3934
(Alkış)
02:36
I have a diseasehastalık calleddenilen vitiligoVitiligo.
20
144125
1750
Vitiligo adında bir hastalığım var.
02:38
It startedbaşladı earlyerken in my careerkariyer.
21
146500
2208
Kariyerimin ilk zamanlarında başladı.
02:42
It's an autoimmuneOtoimmün disorderdüzensizlik.
22
150542
2250
Bir otoimmün hastalığı.
02:45
It's where it looksgörünüyor like your skincilt
is gettingalma whitebeyaz patchesyamalar,
23
153875
3309
Cildinizin beyaz parçalar ile
lekelenmiş gibi görünmesi
02:49
but it's actuallyaslında voidgeçersiz of colorrenk.
24
157208
1667
ama aslında rengini kaybetmesi.
02:51
It affectsetkiler all ethnicitiesetnikler,
25
159625
2393
Tüm etnik kökenleri etkiler,
02:54
it affectsetkiler all agesyaşlar,
26
162042
1708
tüm yaş gruplarını etkiler,
02:56
all genderscinsiyet,
27
164625
1601
tüm cinsiyetleri etkiler,
02:58
it's not contagiousbulaşıcı,
28
166250
1393
bulaşıcı değil,
02:59
it's not life-threateninghayati,
29
167667
2184
hayati tehlikesi yok
03:01
but it is mentalzihinsel warfaresavaş.
30
169875
2542
ama zihinsel bir mücadeleye neden olur.
03:05
It's toughsert.
31
173458
1250
Zor.
03:07
Now, I was diagnosedtanısı with this diseasehastalık
32
175417
1851
Şimdi, bu hastalık ile tanılandığımda
03:09
when I was workingçalışma on
"EyewitnessGörgü tanığı NewsHaberler" in NewYeni YorkYork CityŞehir.
33
177292
2833
New York'ta "Ewitness News"de çalışırken
03:12
I was in the biggesten büyük cityŞehir in the countryülke,
34
180875
3059
ülkedeki en büyük şehirdeydim.
03:15
I was on theironların flagshipamiral gemisi stationistasyon
35
183958
1917
En önemli kanalındaydım
03:18
and I was on theironların top-rateden yüksek puan 5pmPM newscasthaber programı.
36
186750
4268
ve en fazla puan alan
17:00 haberlerindeydim.
03:23
And the doctordoktor lookedbaktı me
right in the eyegöz and said,
37
191042
2601
Doktor gözüme baktı ve şöyle dedi:
03:25
"You have a diseasehastalık calleddenilen vitiligoVitiligo.
38
193667
1767
"Hastalığının adı vitiligo.
03:27
It's a skincilt disorderdüzensizlik
where you losekaybetmek your pigmentpigment.
39
195458
3459
Pigmentlerini kaybettiğin
bir deri hastalığı.
03:31
There is no cureÇare,
but there a-la-la-la-laa-la-la-la-la".
40
199750
3101
Tedavisi yok ama pek çok a-la-la-la-la.''
03:34
CharlieCharlie Brown'sBrown'ın teacheröğretmen.
41
202875
1518
Charlie Brown'un öğretmeni.
03:36
(LaughterKahkaha)
42
204417
1017
(Kahkahalar)
03:37
He said there is no cureÇare.
All I heardduymuş was, "My careerkariyer is over."
43
205458
5125
Hiç tedavisi olmadığını söyledi.
Tek duyduğum "Kariyerimin son bulduğu"ydu.
03:44
But I just couldn'tcould give up.
44
212042
1541
Ama vazgeçemezdim.
03:47
I couldn'tcould quitçıkmak,
45
215125
1250
Bırakamazdım
03:49
because we put too much into this.
46
217458
3726
çünkü bunda çok emeğimiz vardı.
03:53
And by "we" I mean MrBay. MossYosun,
47
221208
2268
Ve "biz" derken Bay Moss demek istedim,
03:55
who sentgönderilen me to speechkonuşma and dramadram clubkulüp
insteadyerine of to detentiongözaltı,
48
223500
4351
gözaltına almaktansa, beni konuşma
ve drama kulübüne gönderen kişi
03:59
or my sisterkız kardeş who paidödenmiş
partBölüm of my collegekolej expensesgiderleri,
49
227875
4059
ya da üniversite masraflarımın yarısının
ödemesini yapan kız kardeşim
04:03
or my momanne,
50
231958
1250
ya da annem,
04:06
who simplybasitçe gaveverdi me everything.
51
234667
4375
bana her şeyi veren kişi.
04:15
I would not quitçıkmak.
52
243667
1250
Vazgeçmeyecektim.
04:18
So I decidedkarar to just put on makeupmakyaj
and keep it movinghareketli.
53
246625
4500
Böylece, makyaj yapıp
devam etmeye karar verdim.
04:24
I had to weargiyinmek makeupmakyaj anywayneyse.
It's TVTV, babybebek, right?
54
252000
3976
Her halükârda makyaj yapmalıydım.
Bu bir TV programı, bebeğim, değil mi?
04:28
I just put on a little more makeupmakyaj,
and everything'sherşey coolgüzel.
55
256000
4041
Biraz daha makyaj
ve her şey tamam.
04:32
And that actuallyaslında
wentgitti very well for yearsyıl.
56
260708
3768
Ve gerçekten de
bu yıllarca çok işe yaradı.
04:36
I wentgitti from beingolmak a reportermuhabir
in NewYeni YorkYork CityŞehir
57
264500
3518
New York'ta muhabirlikten
04:40
to beingolmak a morningsabah showgöstermek anchorÇapa in DetroitDetroit,
58
268042
2684
Detroit'te bir sabah programında
sunuculuğa gittim,
04:42
the MotorMotor CityŞehir.
59
270750
1893
Motor City.
04:44
And as the diseasehastalık got worsedaha da kötüsü,
60
272667
2892
Ve bu hastalık daha da kötüleştiğinde
04:47
I just put on more makeupmakyaj.
61
275583
2060
sadece daha fazla makyaj yaptım.
04:49
It was easykolay.
62
277667
1851
Kolaydı.
04:51
ExceptHariç for my handseller.
63
279542
2708
Ellerim hariç.
04:55
See, this diseasehastalık is progressiveilerici
and ever-changingdeğişen.
64
283458
3351
Gördüğünüz gibi bu,
ilerleyen ve sürekli değişen bir hastalık.
04:58
That meansanlamına geliyor it comesgeliyor and goesgider.
65
286833
2476
Yani, gelir ve gider.
05:01
At one pointpuan, for about a yearyıl and a halfyarım,
66
289333
3143
Bir noktada,
yaklaşık bir buçuk yıl boyunca,
05:04
my faceyüz was completelytamamen whitebeyaz.
67
292500
2750
yüzüm tamamen beyazdı.
05:10
Yeah, it tripsgezileri me out too.
68
298500
1268
Evet, bu beni de uçuruyor.
05:11
(LaughterKahkaha)
69
299792
1309
(Kahkahalar)
05:13
Yeah.
70
301125
1250
Evet.
05:14
And then, with a little help,
71
302958
3810
Sonra, biraz da yardımla
05:18
some of the pigmentpigment camegeldi back,
72
306792
2976
pigmentlerin bazıları geri geliyor
05:21
but livingyaşam throughvasitasiyla this processsüreç
73
309792
2767
ama bu süreçleri yaşamak
05:24
was like two sidestaraf of a coinmadeni para.
74
312583
1709
madalyonun iki yüzü gibiydi.
05:28
When I'm at work
and I'm wearinggiyme the makeupmakyaj
75
316125
2059
İşte olduğum zaman, makyaj yapıyorum
05:30
or wearinggiyme the makeupmakyaj outsidedışında,
I'm the TVTV guy.
76
318208
2310
ya da dışarıda makyaj yapıyorum,
TV adamıyım.
05:32
"Hey, how you doing everybodyherkes? Great."
77
320542
2184
"Selam, nasıl gidiyor millet? Süper"
05:34
At home withoutolmadan the makeupmakyaj,
78
322750
1476
Evde makyajsız,
05:36
I'd take it off
and it was like beingolmak a lepercüzamlı.
79
324250
3375
makyajı çıkardığımda
cüzzamlı olmak gibiydi.
05:41
The staresdik dik bakıyor, constantlysürekli staringbakmak at me,
80
329083
2935
Sabit bakışlar,
sürekli olarak bana bakılması,
05:44
the commentsyorumlar underaltında theironların breathnefes.
81
332042
3351
fısıltılı yorumlar.
05:47
Some people refusedreddetti to shakesallamak my handel.
82
335417
2017
Bazıları benimle tokalaşmayı reddetti.
05:49
Some people movedtaşındı
to the other sideyan of the sidewalkkaldırım,
83
337458
2726
Bazı insanlar
kaldırımın diğer tarafına geçti,
05:52
movedtaşındı to the other sideyan of the elevatorAsansör.
84
340208
1935
asansörün diğer tarafına geçtiler.
05:54
I feltkeçe like they were movinghareketli
to the other sideyan of life.
85
342167
2791
Sanki onların hayatın
diğer tarafına gittiğini hissettim.
05:59
It was toughsert,
86
347125
2393
Zordu
06:01
and those were some toughsert yearsyıl.
87
349542
2500
ve bunlar zor yıllardı.
06:06
And honestlydürüstçe,
88
354417
1392
Dürüst olmak gerekirse
06:07
sometimesara sıra I just had to shelterbarınak in placeyer.
89
355833
3018
bazen bir yere sığınmak zorundaydım.
06:10
You know what I mean?
90
358875
1309
Ne dediğimi anladınız?
06:12
KindTür of just staykalmak at home
tillkadar I get my mindus right.
91
360208
2917
Sanki zihnimi düzeltene kadar
evde kalmaktı.
06:17
But then I'd put my blindersat gözlüğü back on,
92
365250
2042
Ama sonra at gözlüğümü takıyordum.
06:20
I'd get back out there,
93
368250
1375
Oraya geri dönüyor,
06:22
do my thing,
94
370750
1684
işlerimi yapıyordum
06:24
but in the processsüreç of doing that,
95
372458
1935
ama bunu yaparken
06:26
I developedgelişmiş this --
96
374417
1750
bunu geliştirdim --
06:30
angrykızgın, grumpyhuysuz demeanortavır.
97
378167
2541
öfkeli, huysuz davranış biçimi.
06:33
AngerÖfke is an easykolay go-togitmek,
98
381833
1768
Öfke kolay bir kurtarıcı
06:35
and people would leaveayrılmak me aloneyalnız,
99
383625
2226
ve insanlar beni yalnız bırakacaktı
06:37
but it just wasn'tdeğildi me.
100
385875
2250
ama o ben değildim.
06:41
It wasn'tdeğildi me.
101
389417
1559
O ben değildim.
06:43
I was allowingizin this diseasehastalık to turndönüş me
into this angrykızgın, grumpyhuysuz, spottedBenekli guy.
102
391000
5458
Beni öfkeli, huysuz ve lekeli
bir adama dönüştürmesine izin veriyordum.
06:49
It just wasn'tdeğildi me.
103
397208
1334
O ben değildim.
06:51
So I had to changedeğişiklik.
104
399583
1417
Yani, değişmek zorundaydım.
06:54
I knewbiliyordum I could not changedeğişiklik other people.
105
402583
3167
Diğerlerini
değiştiremeyeceğimi biliyordum.
06:58
People are going to reacttepki
and do what they gonna do.
106
406750
2708
İnsanlar tepki gösterecekler
ve istediklerini yapacaklar.
07:02
But there was a coldsoğuk hardzor realitygerçeklik as well.
107
410708
2250
Ama soğuk zor bir gerçeklik de vardı.
07:08
I was the one
108
416500
1601
Ben...
07:10
that was showinggösterme angeröfke, sadnessüzüntü
109
418125
4018
öfke, üzüntü gösteren
07:14
and isolatingyalıtma myselfkendim.
110
422167
1934
ve kendimi izole eden kişiydim.
07:16
It was actuallyaslında a choiceseçim.
111
424125
1292
Gerçekten de o bir seçimdi.
07:19
I was walkingyürüme out the doorkapı everyher day
112
427250
2309
Her gün kapıdan,
07:21
expectingbekliyor the worldDünya
to reacttepki with negativityOlumsuzluk,
113
429583
4393
dünyanın negatif tepki göstermesini
bekleyerek çıkıyordum,
07:26
so I just gaveverdi them that mean faceyüz first.
114
434000
2708
yani önce onlara bu yüzü gösteriyordum.
07:30
If I wanted changedeğişiklik,
the changedeğişiklik had to startbaşlama with me.
115
438958
4667
Değişiklik istediysem,
değişim önce benimle başlamalıydı.
07:37
So I camegeldi up with a planplan.
116
445417
2125
Bundan dolayı, bir plan yaptım.
07:41
Two-parterİki parçalı, not that deepderin.
117
449667
2041
İki parçalı, o kadar da derin değil.
07:45
NumberNumarası one: I would just let people starebakıyorum,
118
453000
3518
Birincisi: gözlerini dikip bakmalarına
izin verecektim,
07:48
drinkiçki it in, starebakıyorum all you want,
119
456542
2726
tadını çıkar, istediği kadar baksın
07:51
and not reacttepki.
120
459292
2059
ve tepki gösterme.
07:53
Because the truthhakikat is
when I got this diseasehastalık,
121
461375
2643
Çünkü gerçek şu ki
hastalığa yakalandığımda
07:56
I was all up in the mirrorayna
staringbakmak at everyher newyeni spotyer
122
464042
3559
yeni nokta oluşunca aynaya bakıyordum
07:59
tryingçalışıyor to figureşekil out what is going on.
123
467625
2643
neler olduğunu çözmeye çalışıyordum.
08:02
So I neededgerekli to let other people
have that sameaynı opportunityfırsat
124
470292
3541
Bundan dolayı diğer insanların da
08:07
to get that visualgörsel understandinganlayış.
125
475083
2375
bunu anlamalarına izin vermeliydim.
08:11
NumberNumarası two:
126
479250
1250
İkincisi:
08:14
I would reacttepki with positivitypozitifliği,
127
482625
1875
Olumlu tepki verecektim
08:18
and that was simplybasitçe a smilegülümseme,
128
486125
2101
ve bu sadece basit bir gülümsemeydi
08:20
or, at the very leasten az,
129
488250
2143
ya da en azından,
08:22
a nonjudgmentalyargılayıcı olmayan, kindtür faceyüz.
130
490417
3208
eleştirel olmayan bir yüz ifadesiyle.
08:26
SimpleBasit planplan.
131
494875
1250
Basit bir plan.
08:29
But it turneddönük out to be
more difficultzor than I thought.
132
497042
2541
Ama düşündüğümden de zordu.
08:33
But over time,
133
501333
1250
Ama zamanla
bir şeyler yolunda gitmeye başladı.
08:35
things startedbaşladı to go OK.
134
503458
1500
08:39
Like this one time, I'm at the storemağaza
and this dudedostum is like staringbakmak at me,
135
507000
4143
Bir seferinde olduğu gibi,
marketteydim ve biri başımda
yanan bir delik var gibi bana bakıyordu.
08:43
like burningyanan a holedelik
in the sideyan of my headkafa.
136
511167
2059
Ben alışveriş yapıyorum
o da bana bakıyor.
08:45
I'm shoppingalışveriş yapmak, he's staringbakmak at me,
137
513250
1601
08:46
I'm going to the checkoutkullanıma alma,
he's staringbakmak at me,
138
514875
2183
Hesabı ödeyeceğim,
bana bakıyor.
08:49
I'm checkingkontrol etme out, he's on the other linehat
checkingkontrol etme out, he's staringbakmak at me,
139
517082
3519
Hesabı ödüyorum,
o diğer tarafta bana bakıyor,
08:52
we go to the exitçıkış,
he's still staringbakmak at me,
140
520625
2101
çıkışa gidiyoruz, hâlâ bana bakıyor,
08:54
so I see he's staringbakmak
141
522750
2101
böylece, onun bana baktığını görüyorum
08:56
and finallyen sonunda I turndönüş to him
and I go, "Hey buddyarkadaş, what's up!"
142
524875
2851
sonunda yanına gittim
"Hey arkadaş, naber!"
08:59
And he goesgider ...
143
527750
1268
ve şöyle yapıyor...
09:01
(MumblesMumbles kendini nervouslyendişeyle) "HiMerhaba!"
144
529042
1601
(Mırıldanmalar) "Selam!"
09:02
(LaughterKahkaha)
145
530667
1017
(Kahkahalar)
09:03
AwkwardGarip.
146
531708
2268
Garip.
09:06
So to relieverahatlatmak the tensiongerginlik, I say,
147
534000
2518
Böylece gerginliği azaltmak için
09:08
"It's just a skincilt disorderdüzensizlik.
148
536542
1767
"sadece bir cilt hastalığı" diyorum.
09:10
It's not contagiousbulaşıcı,
it's not life-threateninghayati,
149
538333
2226
''Bulaşıcı değil,
hayati tehlikesi yok,
09:12
it just makesmarkaları me look a little differentfarklı."
150
540583
2060
sadece beni birazcık farklı gösteriyor."
09:14
I endson up talkingkonuşma to that guy
for like fivebeş minutesdakika.
151
542667
2642
Bu adamla konuşmayı
yaklaşık beş dakikada bitirdim.
09:17
It was kindtür of coolgüzel, right?
152
545333
2393
İyi gibiydi, değil mi?
09:19
And at the endson
of our conversationkonuşma, he saysdiyor,
153
547750
2083
Ve konuşmanın sonunda,
09:23
"You know, if you
didn't have 'vitilargo''vitilargo'" --
154
551833
2893
"Senin de bildiğin gibi,
vitilargon olmasaydı" dedi--
09:26
it's actuallyaslında vitiligoVitiligo,
but he was tryingçalışıyor, so --
155
554750
3059
aslında vitiligo,
ama o söylemeyi deniyordu --
09:29
(LaughterKahkaha)
156
557833
1476
(Kahkahalar)
09:31
"if you didn't have vitilargovitilargo,
you'dşimdi etsen look just like that guy on TVTV."
157
559333
3685
"Vitilargon olmasaydı
TV'deki o adama çok benzerdin."
09:35
(LaughterKahkaha)
158
563042
1267
(Kahkahalar)
09:36
And I was like, "HahaHaha,
yeah, I get that, I get that, yeah."
159
564333
4101
Ve ben de sanki,
"Haha, evet, anladım, anladım, evet."
09:40
(LaughterKahkaha)
160
568458
1476
(Kahkahalar)
09:41
So things were going OK.
161
569958
1917
Böylece bir şeyler yolunda gidiyordu.
09:45
I was havingsahip olan more good exchangesdeğişimleri than badkötü,
162
573208
2917
Kötüdense daha fazla
iyi şeyin alışverişini yapıyordum,
09:49
untila kadar that day.
163
577542
3250
o güne kadar.
09:54
I had a little time before work
164
582792
1517
İşten önce az bir zamanım vardı
09:56
so I like to stop by the parkpark
to watch the kidsçocuklar playoyun.
165
584333
2518
parkta durup oyun oynayan
çocukları izlemeyi severim.
09:58
They're funnykomik.
166
586875
1268
Eğlenceliler.
10:00
So I got a little too closekapat,
this little girlkız wasn'tdeğildi payingödeme yapan attentionDikkat,
167
588167
3309
Bundan dolayı, biraz daha
yaklaştım, küçük kız ilgilenmiyordu,
10:03
she's about two or threeüç yearsyıl oldeski,
168
591500
1726
iki ya da üç yaşındaydı,
10:05
she's runningkoşu, she runskoşar directlydirekt olarak
into my legbacak and fallsdüşme down, prettygüzel hardzor.
169
593250
3434
koşuyordu, bacağıma doğru koşuyordu
ve düştü, oldukça sert düştü.
10:08
I thought she hurtcanını yakmak herselfkendini,
170
596708
1351
İncindiğini düşündüm,
10:10
so I reachulaşmak out to try
and help the little girlkız
171
598083
2393
bu yüzden küçük kıza
yardım için elimi uzatıyorum
10:12
and she looksgörünüyor at my vitiligoVitiligo
172
600500
1643
ve benim vitiligoma bakıyor
10:14
and she screamsçığlıklar!
173
602167
3500
ve bağırıyor!
10:25
Now kidsçocuklar are puresaf honestyDürüstlük.
174
613000
3143
Şimdi çocuklar saf dürüstler.
10:28
She's like two or threeüç.
175
616167
1934
İki ya da üç yaşlarındaydı.
10:30
This little girlkız,
she wasn'tdeğildi tryingçalışıyor to be mean.
176
618125
4059
Bu küçük kız,
bir şey ifade etmeye çalışmıyordu.
10:34
She didn't have any malicekötü niyet in her heartkalp.
177
622208
2476
Kalbinde hiç kötülük yoktu.
10:36
This little girlkız was afraidkorkmuş.
178
624708
1709
Bu küçük kız korktu.
10:39
She was just afraidkorkmuş.
179
627875
1250
O sadece korktu.
10:44
I didn't know what to do.
180
632750
1309
Ne yapacağımı bilmiyordum.
10:46
I just tookaldı a stepadım back
and put my handseller by my sideyan.
181
634083
2459
Bir adım geri attım
ve elimi kendi tarafıma aldım.
10:52
I stayedkaldı in the houseev for two weekshaftalar
and threeüç daysgünler on that one.
182
640750
4458
Bunun üstüne,
iki hafta üç gün evde kaldım.
10:59
It tookaldı me a secondikinci
to get my mindus around the factgerçek
183
647458
3226
Bu gerçeği anlamam bir saniyemi aldı;
11:02
that I scarekorkutmak smallküçük childrençocuklar.
184
650708
2042
küçük çocukları korkutuyordum
11:06
And that was something
that I could not smilegülümseme away.
185
654583
3292
ve bu gülüp geçebileceğim bir şey değildi
11:15
But I jumpedatladı back on my planplan
186
663125
1708
ama planıma geri döndüm
11:19
and just put on my blindersat gözlüğü,
187
667875
2667
ve at gözlüğümü taktım,
11:23
startedbaşladı going back out.
188
671542
1291
dışarı dönmeye başladım.
11:26
Two monthsay latersonra, I'm in a groceryBakkal storemağaza
reachingulaşan on the bottomalt shelfraf,
189
674250
3309
İki ay sonra,
bir markette alt raflara uzanıyorum
11:29
and I hearduymak a little voiceses go,
"You've got a boo-booBoo?"
190
677583
2750
ve küçük bir sesin çıktığını
duyuyorum "uf mu olmuşsun?''
11:33
It's like a two-year-oldiki-yıl-yaşlı, three-year-oldüç yaşında,
sameaynı ageyaş, little girlkız,
191
681583
3685
Yaklaşık iki üç yaşlarında
o küçük kız ile aynı yaşlarda
11:37
but she's not cryingağlıyor,
192
685292
1416
ama ağlamıyordu,
11:39
so I kneeldiz çök down in frontön of her
193
687875
2893
ben de karşısında diz çöküyorum
11:42
and I don't speakkonuşmak two-year-oldiki-yıl-yaşlı
so I look up at the momanne,
194
690792
2601
iki yaşındaki çocuğu
anlamadığımdan annesine bakıyorum
11:45
and I say, "What did she say?"
195
693417
1476
ve "ne söyledi?" diyorum.
Ve o küçük kızın bende
bir uf olduğunu düşündüğünü söyledi.
11:46
And she saysdiyor, "She thinksdüşünüyor
you have a boo-booBoo."
196
694917
2684
11:49
So I go, "No, I don't have
a boo-booBoo, no, not at all."
197
697625
3434
Ben de
"Uf olmadı, hayır, hiç de değil."
11:53
And the little girlkız saysdiyor,
198
701083
1768
Küçük kız da
11:54
"Duh-duh-hoyDuh-duh-hoy?"
199
702875
1292
"Duh-duh-hoy?" dedi
11:57
And so I look to momanne for the translationçeviri,
200
705167
2434
ve ben de çeviri için annesine bakıyorum,
11:59
and she saysdiyor,
201
707625
1351
diyor ki...
''Senin yaralandığını sanıyor.''
12:01
"She thinksdüşünüyor you're hurtcanını yakmak."
202
709000
1292
12:03
And I say, "No, sweetieTatlım,
I'm not hurtcanını yakmak at all, I'm fine."
203
711542
4517
Ben de "Hayır, tatlım,
hiç de yaralanmadım, ben iyiyim." diyorum
12:08
And the little girlkız
reachesulaşır out with that little handel
204
716083
3268
ve bu küçük kız küçük ellerini uzatıyor,
12:11
and touchesdokunuşlar my faceyüz.
205
719375
2309
yüzüme dokunuyor.
12:13
She's tryingçalışıyor to rubEn düşük RUB
the chocolateçikolata into the vanillavanilya
206
721708
2393
Vanilyaya çikolata ufalamaya
çalışıyor gibiydi
12:16
or whateverher neyse she was doing.
207
724125
1309
ya da her ne yapıyorsa.
12:17
It was amazingşaşırtıcı!
208
725458
1250
Muhteşemdi!
12:19
It was awesomemüthiş.
209
727667
1250
Harikaydı.
12:21
Because she thought she knewbiliyordum what it was,
210
729875
2059
Çünkü ne olduğunu bildiğini düşünüyordu,
12:23
she was givingvererek me everything I wanted:
211
731958
1976
bana istediğim her şeyi veriyordu:
12:25
kindnessnezaket, compassionmerhamet.
212
733958
2726
Merhamet, şefkat
12:28
And with the touchdokunma of that little handel,
213
736708
1917
ve bu küçük el dokunuşuyla
12:31
she healediyileşti a grownyetişkin man'sadam painAğrı.
214
739792
3434
yetişkin bir adamın yarasını iyileştirdi.
12:35
Yee-haYee-ha.
215
743250
2559
Eee-vet.
12:37
HealedIyileşmiş.
216
745833
1250
İyileştirdi.
12:42
I smiledgülümsedi for a long time on that one.
217
750333
2292
Bunun üstüne, uzun bir süre gülümsedim.
12:47
PositivityPozitif is something
worthdeğer fightingkavga for,
218
755708
4167
Pozitiflik, uğruna
savaşmaya değen bir şey,
12:52
and the fightkavga is not with othersdiğerleri --
219
760958
2976
birileriyle olan değil--
12:55
it's internal.
220
763958
1250
o içsel.
12:58
If you want to make
positivepozitif changesdeğişiklikler in your life,
221
766458
3667
Yaşamınızda
olumlu bir değişiklik istiyorsanız
13:03
you have to consistentlysürekli olarak be positivepozitif.
222
771625
4792
sürekli bir biçimde pozitif olmalısınız.
13:13
My bloodkan typetip is actuallyaslında B positivepozitif.
223
781167
2309
Benim kan grubum aslında B pozitif.
13:15
(LaughterKahkaha)
224
783500
3351
(Kahkahalar)
13:18
I know, cornybayat TVTV guy dadbaba jokeşaka,
225
786875
2393
Biliyorum, klişe TV adamı şaka yaptı,
13:21
my daughterkız evlat hateskinler it, but I don't carebakım!
226
789292
1976
kızım nefret ediyor ama aldırmıyorum!
13:23
Be positivepozitif!
227
791292
1726
Pozitif olun!
13:25
(LaughsGülüyor)
228
793042
2458
(Kahkahalar)
13:32
A 14-year-old-yaşında boyoğlan yearsyıl agoönce --
229
800583
2643
Yıllar önce 14 yaşında bir erkek çocuk --
13:35
this kidçocuk had vitiligoVitiligo --
230
803250
2059
bu çocukta vitiligo vardı --
13:37
he askeddiye sordu me to showgöstermek my faceyüz on televisiontelevizyon.
231
805333
3935
yüzümü TV'de göstermemi istedi.
13:41
I wasn'tdeğildi going to do it,
232
809292
1434
Bunu yapmayacaktım,
13:42
we'vebiz ettik been over this,
I thought I was going to losekaybetmek my job,
233
810750
2809
bunu aşmıştık,
işimi kaybedeceğimi düşündüm
13:45
but the kidçocuk convincedikna olmuş me by sayingsöz,
234
813583
2209
ama çocuk beni şunu söyleyerek ikna etti,
13:48
"If you showgöstermek people what you look like
and explainaçıklamak this to them,
235
816875
4351
"Eğer insanlara nasıl göründüğünü gösterip
13:53
maybe they will treattedavi etmek me differentlyfarklı olarak."
236
821250
2167
bunu anlatırsan
belki bana farklı davranırlar."
13:56
BoomBoom! BlindersKör ler off.
237
824458
2584
Boom! At gözlüğü çıktı.
13:59
I did a TVTV reportrapor,
238
827833
2351
Bir TV sunumu yaptım,
14:02
got an overwhelmingezici responsetepki.
239
830208
2042
Çok büyük, güçlü tepkiler aldım.
14:05
So I didn't know what to do.
240
833375
1559
Ne yapacağımı bilmiyordum.
14:06
I tookaldı the attentionDikkat
and focusedodaklı it back on the kidçocuk
241
834958
2726
Dikkatleri çektim, çocuklara
14:09
and other people that have vitiligoVitiligo.
242
837708
1750
ve vitiligolu insanlara odaklandım.
14:12
I startedbaşladı a supportdestek groupgrup.
243
840417
1541
Bir destek grubu başlattım.
14:15
PrettyOldukça soonyakında, we noticedfark "VITFriendsVITFriends"
244
843125
2934
Çok kısa bir sürede, "VITArkadaşlığı"ını
14:18
and "V-StrongV-Güçlü" supportdestek groupsgruplar
all over the countryülke.
245
846083
4709
ve ülke genelindeki "V-Gücü"
destek gruplarını fark ettik.
14:24
In 2016, we all camegeldi togetherbirlikte
and celebratedünlü WorldDünya VitiligoVitiligo Day.
246
852333
5875
2016'da,
Dünya Vitiligo Günü'nü kutladık.
14:32
This pastgeçmiş JuneHaziran 25,
247
860833
2226
Bu geçtiğimiz 25 Haziran'da
14:35
we had over 300 people,
248
863083
2893
300'den fazla kişi
14:38
all in celebrationkutlama of our annualyıllık eventolay.
249
866000
4893
yıllık kutlama etkinliğindeydi.
14:42
It was amazingşaşırtıcı.
250
870917
1250
Muhteşemdi.
14:44
(ApplauseAlkış)
251
872792
1559
(Alkış)
14:46
Thanksteşekkürler.
252
874375
1250
Teşekkürler.
14:52
Now, I'm not going to lieYalan to you
253
880208
2560
Şimdi, size yalan söylemeyeceğim
14:54
and say it was quickhızlı or easykolay
254
882792
2976
ve bununla yaşamak için
pozitif bir yer bulmanın
14:57
for me to find a positivepozitif placeyer
livingyaşam with this diseasehastalık,
255
885792
4291
hızlı veya kolay olduğunu da
söylemeyeceğim
15:03
but I foundbulunan it.
256
891417
1250
ama onu buldum
15:06
But I alsoAyrıca got much more.
257
894708
1709
çok daha fazlasına sahip oldum.
15:10
I becameoldu a better man,
258
898083
2935
Daha iyi bir adam oldum,
15:13
the man I always wanted to be,
259
901042
2267
her zaman olmak istediğim gibi bir adam,
15:15
the kindtür of guy who can standdurmak up
in frontön of a roomoda fulltam of strangersyabancı insanlar
260
903333
5685
bir oda dolusu yabancının
karşısında durabilen
15:21
and tell some of
the toughestEn zor storieshikayeleri in his life
261
909042
3250
ve hayatındaki en zor hikâyelerden
bazılarını anlatabilen
15:25
and endson it all with a smilegülümseme,
262
913625
1625
ve hepsini bir gülümse ile bitiren
15:29
and find happinessmutluluk in the factgerçek
that you all just smiledgülümsedi back.
263
917458
4750
ve hepinizin yine gülümsediği
gerçeğindeki mutluluğu bulabilen bir adam.
15:35
Thank you.
264
923250
1268
Teşekkürler.
15:36
(ApplauseAlkış)
265
924542
2541
(Alkış)
Translated by Phoenix Translator
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Lee Thomas - Broadcast journalist, diversity advocate
Lee Thomas has loved to watch, write and share stories his entire life.

Why you should listen

An Emmy-winning entertainment reporter, Lee Thomas's movie review show, "CriticLee Speaking," and his reports originate from WJBK Fox 2 in Detroit, Michigan. Turning White, Thomas's personal memoir of living with the skin disease vitiligo, gained world attention launching his passion to create a clear global path for self acceptance, diversity and inclusion. He is the global spokesperson for the Vitiligo Society of London and Vstrong USA as well as a Certified Diversity Professional with the National Diversity Council (NDCCDP).

More profile about the speaker
Lee Thomas | Speaker | TED.com