ABOUT THE SPEAKER
Matthieu Ricard - Monk, author, photographer
Sometimes called the "happiest man in the world," Matthieu Ricard is a Buddhist monk, author and photographer.

Why you should listen

After training in biochemistry at the Institute Pasteur, Matthieu Ricard left science behind to move to the Himalayas and become a Buddhist monk -- and to pursue happiness, both at a basic human level and as a subject of inquiry. Achieving happiness, he has come to believe, requires the same kind of effort and mind training that any other serious pursuit involves.

His deep and scientifically tinged reflections on happiness and Buddhism have turned into several books, including The Quantum and the Lotus: A Journey to the Frontiers Where Science and Buddhism Meet. At the same time, he also makes sensitive and jaw-droppingly gorgeous photographs of his beloved Tibet and the spiritual hermitage where he lives and works on humanitarian projects.

His latest book on happiness is Happiness: A Guide to Developing Life's Most Important Skill; his latest book of photographs is Tibet: An Inner Journey.

More profile about the speaker
Matthieu Ricard | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2014

Matthieu Ricard: How to let altruism be your guide

Matthieu Ricard: Özgeciliği rehberimiz yapmak

Filmed:
2,200,601 views

Özgecilik nedir? Basitçe söylersek, başka insanların mutlu olmasını dilemektir. Matthieu Ricard bir mutluluk araştırmacısı ve Budist rahip olarak özgeciliğin, işte ve yaşamda, hem kısa hem uzun vadeli kararlar için harika bir bakış açısı söylüyor.
- Monk, author, photographer
Sometimes called the "happiest man in the world," Matthieu Ricard is a Buddhist monk, author and photographer. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So we humansinsanlar have an extraordinaryolağanüstü
potentialpotansiyel for goodnessiyilik,
0
742
7221
Biz insanların, iyilik için sıradışı
bir potansiyeli var.
00:19
but alsoAyrıca an immenseengin powergüç to do harmzarar.
1
7963
4400
Fakat aynı zamanda zarar vermek
için muazzam bir güce de sahibiz.
00:24
Any toolaraç can be used to buildinşa etmek
or to destroyyıkmak.
2
12363
5666
Her araç, yapmak için de yıkmak
için de kullanılabilir.
00:30
That all dependsbağlıdır on our motivationmotivasyon.
3
18036
3181
Bu tamamen niyetimize bağlıdır.
00:33
ThereforeBu nedenle, it is all the more importantönemli
4
21217
3447
Bu yüzden, bencilliği değil de,
00:36
to fosterbeslemek an altruisticfedakar motivationmotivasyon
ratherdaha doğrusu than a selfishbencil one.
5
24664
4274
başkalarını düşünme tutumunu
benimsemek her şeyden önemlidir.
00:42
So now we indeedaslında are facingkarşı
manyçok challengeszorluklar in our timeszamanlar.
6
30508
6500
Günümüzde elbette birçok güçlükle
karşı karşıya kalıyoruz.
Bunlar kişisel güçlükler olabilir.
00:49
Those could be personalkişisel challengeszorluklar.
7
37008
3317
00:52
Our ownkendi mindus can be our besten iyi friendarkadaş
or our worsten kötü enemydüşman.
8
40325
4586
Kendi zihnimiz, en iyi dostumuz olduğu
gibi, en azılı düşmanımız da olabilir.
Bunun yanında toplumsal güçlükler de var:
00:58
There's alsoAyrıca societaltoplumsal challengeszorluklar:
9
46341
2884
01:01
povertyyoksulluk in the midstortasında of plentybol,
inequalitieseşitsizlikler, conflictfikir ayrılığı, injusticeadaletsizlik.
10
49225
5699
Bolluğun ortasında yoksulluk,
eşitsizlikler, çatışma, adaletsizlik.
01:06
And then there are the newyeni challengeszorluklar,
whichhangi we don't expectbeklemek.
11
54924
4196
Tabi bir de hiç beklemediğimiz
yeni sorunlar var.
01:11
TenOn thousandbin yearsyıl agoönce, there were
about fivebeş millionmilyon humaninsan beingsvarlıklar on EarthDünya.
12
59120
4643
On bin yıl önce, Dünya'da yaklaşık
beş milyon insan yaşıyordu.
01:15
WhateverNe olursa olsun they could do,
13
63763
1610
Ne yaparlarsa yapsınlar,
01:17
the Earth'sDünya'nın resilienceesneklik
would soonyakında healiyileşmek humaninsan activitiesfaaliyetler.
14
65373
5186
Dünya'nın direnci insanın verdiği
zararları kısa sürede düzeltebiliyordu.
01:22
After the IndustrialEndüstriyel
and TechnologicalTeknolojik RevolutionsDevrimler,
15
70559
3216
Sanayi ve Teknoloji Devrimleri'nden sonra
01:25
that's not the sameaynı anymoreartık.
16
73775
2233
artık durum aynı değil.
01:28
We are now the majormajör agentAjan
of impactdarbe on our EarthDünya.
17
76008
4065
Dünyamıza en çok darbe
vuran etken biziz.
01:32
We entergirmek the AnthropoceneAnthropocene,
the eraçağ of humaninsan beingsvarlıklar.
18
80073
4904
Antroposen'e, yani İnsan Çağı'na
girmiş bulunuyoruz.
01:36
So in a way, if we were to say
we need to continuedevam et this endlesssonsuz growthbüyüme,
19
84977
6993
Eğer bu bitmek bilmeyen büyümeye,
bitmek bilmeyen maddi kaynak kullanımına
devam edeceğimizi söylersek,
01:43
endlesssonsuz use of materialmalzeme resourceskaynaklar,
20
91970
3646
01:47
it's like if this man was sayingsöz --
21
95616
2898
bu sanki görüntüdeki adamın
şunu demesine benziyor --
01:50
and I heardduymuş a formereski headkafa of statebelirtmek, bildirmek,
I won'talışkanlık mentionsöz etmek who, sayingsöz --
22
98514
4872
eski bir devlet başkanından da duydum bunu,
kim olduğunu söylemeyeceğim --
''Beş yıl önce,
uçurumun eşiğindeydik.
01:55
"FiveBeş yearsyıl agoönce, we were at
the edgekenar of the precipiceuçurumun.
23
103386
4009
Bugünse ileriye doğru
büyük bir adım attık.''
01:59
TodayBugün we madeyapılmış a bigbüyük stepadım forwardileri."
24
107395
2577
02:02
So this edgekenar is the sameaynı
that has been definedtanımlanmış by scientistsBilim adamları
25
110587
6003
Bu eşik, bilimciler tarafından
gezegensel sınırlar olarak
02:08
as the planetarygezegen boundariessınırları.
26
116590
2654
tanımlananların aynısı.
02:11
And withiniçinde those boundariessınırları,
they can carrytaşımak a numbernumara of factorsfaktörler.
27
119244
4461
Ayrıca bu sınırlar zarfında,
çok sayıda etken bulunabilir.
02:15
We can still prosperbaşarılı ol, humanityinsanlık can still
prosperbaşarılı ol for 150,000 yearsyıl
28
123705
5526
Hâlâ gelişebiliriz, insanlık hâlâ
150.000 yıl daha gelişebilir.
Tabi eğer iklimi,
Holosen'in son 10.000 yılında
02:21
if we keep the sameaynı stabilityistikrar of climateiklim
29
129231
3332
olduğu gibi bir dengede tutabilirsek.
02:24
as in the HoloceneHolosen
for the last 10,000 yearsyıl.
30
132563
3158
02:27
But this dependsbağlıdır on choosingSeçme
a voluntarygönüllü simplicitybasitlik,
31
135721
5758
Ama bu gönüllü bir sadeliğin seçilmesine,
niceliksel değil,
niteliksel büyümeye bağlı.
02:33
growingbüyüyen qualitativelyniteliksel, not quantitativelykantitatif.
32
141479
2681
02:36
So in 1900, as you can see,
we were well withiniçinde the limitssınırları of safetyemniyet.
33
144160
6234
1900'lü yıllarda, bildiğiniz gibi
güvenli sınırların epey içerisindeydik.
02:42
Now, in 1950 camegeldi the great accelerationhızlanma.
34
150394
5399
Sonra, 1950'de büyük ivmelenme geldi.
02:47
Now holdambar your breathnefes, not too long,
to imaginehayal etmek what comesgeliyor nextSonraki.
35
155793
4969
Şimdi birazcık nefesinizi tutun ve
sonrasında ne geldiğini hayal edin.
02:52
Now we have vastlyçok overruntaşması
some of the planetarygezegen boundariessınırları.
36
160762
6145
Şu anda bazı gezegensel sınırları
fazlasıyla aşmış durumdayız.
02:58
Just to take biodiversitybiyolojik çeşitlilik,
at the currentşimdiki rateoran,
37
166907
3959
Sadece biyoçeşitliliği şu anki
süratiyle ele alırsak,
03:02
by 2050, 30 percentyüzde of all speciesTürler
on EarthDünya will have disappearedkayboldu.
38
170866
6422
2050 yılına geldiğimizde Dünya'daki
tüm türlerin %30'u yok olacak.
03:09
Even if we keep theironların DNADNA in some fridgebuzdolabı,
that's not going to be reversibletersinir.
39
177288
5797
Bu canlıların DNA'larını buzlukta saklasak
bile bu durum geri çevrilemeyecek.
03:15
So here I am sittingoturma
40
183085
1851
Bense burada Bhutan'daki
7.000 metre yüksekliğinde,
03:16
in frontön of a 7,000-meter-high-metre-yüksek,
21,000-foot-ayak glacierbuzul in BhutanBirleşik Arap Emirlikleri.
41
184936
5900
21.000 fitlik bir buzulun
önünde oturur durumdayım.
3.Kutup denilen bu bölgedeki 2.000 buzul
Kuzey Kutbu'ndan daha hızlı eriyor.
03:22
At the ThirdÜçüncü PoleKutup, 2,000 glaciersbuzullar
are meltingerime fasthızlı, fasterDaha hızlı than the ArcticArctic.
42
190836
7151
Peki bu durumda ne yapabiliriz?
03:29
So what can we do in that situationdurum?
43
197987
3007
03:34
Well, howeverancak complexkarmaşık
politicallypolitik olarak, economicallyekonomik biçimde, scientificallybilimsel
44
202144
7309
Aslında çevresel sorunlar,
politik, ekonomik ve bilimsel
açıdan ne denli karmaşık olursa olsun,
03:41
the questionsoru of the environmentçevre is,
45
209453
2398
kendinden başkasını düşünmek ile
düşünmemek seçimine indirgenebilir.
03:43
it simplybasitçe boilskaynar down to a questionsoru
of altruismözgecilik versuse karşı selfishnessbencillik.
46
211851
6827
Ben bir Marxist'im;
Groucho eğilimli olanından.
03:50
I'm a MarxistMarksist of the GrouchoGroucho tendencyeğilim.
47
218678
3609
03:54
(LaughterKahkaha)
48
222287
1425
(Gülüşmeler)
Ünlü komedyen Groucho Marx
şöyle der:
03:55
GrouchoGroucho MarxMarx said, "Why should I carebakım
about futuregelecek generationsnesiller?
49
223712
3409
''Neden gelecek nesilleri önemsemeliyim?
Benim için ne yaptılar ki?''
03:59
What have they ever donetamam for me?"
50
227121
2030
04:01
(LaughterKahkaha)
51
229151
1496
(Gülüşmeler)
04:02
UnfortunatelyNe yazık ki, I heardduymuş
the billionairemilyarder SteveSteve ForbesForbes,
52
230647
4783
Ne yazık ki, milyarder Steve Forbes'un
Fox Haber'de aynı şeyi söylediğini duydum;
hem de ciddi olarak.
04:07
on FoxFox NewsHaberler, sayingsöz exactlykesinlikle
the sameaynı thing, but seriouslycidden mi.
53
235430
3528
04:10
He was told about the riseyükselmek of the oceanokyanus,
54
238958
2335
Kendisine okyanusların
yükselişinden bahsedildi.
04:13
and he said, "I find it absurdsaçma
to changedeğişiklik my behaviordavranış todaybugün
55
241293
3347
O da ''100 yıl sonra olacak bir şey için
04:16
for something that will happenolmak
in a hundredyüz yearsyıl."
56
244640
3055
bugün davranışlarımı değiştirmeyi
saçma buluyorum,'' dedi.
04:19
So if you don't carebakım
for futuregelecek generationsnesiller,
57
247695
2898
Eğer gelecek nesilleri umursamıyorsanız,
04:22
just go for it.
58
250593
2901
umursamayın gitsin o zaman.
04:25
So one of the mainana challengeszorluklar of our timeszamanlar
59
253494
2926
Günümüzün en temel zorluklarından biri
04:28
is to reconcileuzlaştırmak threeüç time scalesterazi:
60
256420
3118
şu üç zaman ölçeğini uzlaştırmak:
04:31
the shortkısa termterim of the economyekonomi,
61
259538
2145
Kısa vadede ekonomi;
04:33
the upsUPS and downsçıkışlar of the stockStok marketpazar,
the end-of-the-yearyıl sonu accountshesapları;
62
261683
4232
borsanın iniş-çıkışları,
yıl sonu hesapları.
Orta vadede yaşam kalitesi;
04:37
the midtermara sınav of the qualitykalite of life --
63
265915
2706
04:40
what is the qualitykalite everyher momentan of our
life, over 10 yearsyıl and 20 yearsyıl? --
64
268621
5324
10 ya da 20 yıllık süreçte
hayatımızın her anının kalitesi nedir?
04:45
and the long termterim of the environmentçevre.
65
273945
3609
Uzun vadede ise çevrenin durumu.
Çevreciler iktisatçılar ile
konuştuklarında,
04:49
When the environmentalistsçevreciler
speakkonuşmak with economistsekonomistler,
66
277554
2349
04:51
it's like a schizophrenicşizofrenik dialoguediyalog,
completelytamamen incoherenttutarsız.
67
279903
3079
ortaya şizofreniğe benzeyen,
bütünüyle uyumsuz bir diyalog çıkıyor.
04:54
They don't speakkonuşmak the sameaynı languagedil.
68
282982
2832
Aynı dili konuşmuyorlar.
04:57
Now, for the last 10 yearsyıl,
I wentgitti around the worldDünya
69
285814
3540
Son 10 yılda,
dünyanın farklı yerlerine gittim.
05:01
meetingtoplantı economistsekonomistler, scientistsBilim adamları,
neuroscientistsnörologlar, environmentalistsçevreciler,
70
289354
4098
İktisatçılarla, bilimcilerle,
sinirbilimcilerle, çevrecilerle,
05:05
philosophersfilozoflar, thinkersdüşünürler
in the HimalayasHimalayalar, all over the placeyer.
71
293452
4460
felsefecilerle, Himalayalar'da ve başka
yerlerdeki düşünürlerle buluştum.
Gördüğüm kadarıyla bu üç zaman ölçeğini
05:09
It seemsgörünüyor to me, there's only one conceptkavram
72
297912
3922
uzlaştırabilecek tek bir anlayış var.
05:13
that can reconcileuzlaştırmak
those threeüç time scalesterazi.
73
301834
2960
05:16
It is simplybasitçe havingsahip olan more
considerationdüşünce for othersdiğerleri.
74
304794
4404
Bu da başkalarını daha fazla
önemsemekten başka bir şey değil.
05:21
If you have more considerationdüşünce for othersdiğerleri,
you will have a caringsempatik economicsekonomi bilimi,
75
309198
4901
Başkalarını daha çok düşünürseniz,
daha özenli bir ekonominiz olur.
05:26
where financemaliye is at the servicehizmet of societytoplum
76
314099
2952
O zaman finans toplumun hizmetinde olur;
05:29
and not societytoplum at the servicehizmet of financemaliye.
77
317051
3268
toplum finansın hizmetinde değil.
05:32
You will not playoyun at the casinokumarhane
78
320319
1868
İnsanların size emanet ettiği
05:34
with the resourceskaynaklar that people
have entrustedEmanet you with.
79
322187
2886
kaynaklarla kumar oynamazsınız.
05:37
If you have more considerationdüşünce for othersdiğerleri,
80
325073
2846
Eğer başkalarını daha fazla önemserseniz
05:39
you will make sure
that you remedyçare inequalityeşitsizlik,
81
327919
3477
eşitsizliğe çare bulduğunuzdan,
topluma, eğitime, iş ortamına
bir çeşit iyilik
05:43
that you bringgetirmek some kindtür
of well-beingsağlık withiniçinde societytoplum,
82
331396
3740
getirdiğinizden emin olmak istersiniz.
05:47
in educationEğitim, at the workplaceiş yeri.
83
335136
2040
05:49
OtherwiseAksi takdirde, a nationulus that is
the mostçoğu powerfulgüçlü and the richestEn zengin
84
337176
3423
Aksi halde, herkesin sefil olduğu
05:52
but everyoneherkes is miserablesefil,
what's the pointpuan?
85
340599
3087
en güçlü ve en zengin ülke
olmanın ne anlamı var?
05:55
And if you have more
considerationdüşünce for othersdiğerleri,
86
343686
2287
Eğer başkalarını daha çok düşünürseniz,
05:57
you are not going to ransackyağma
that planetgezegen that we have
87
345973
3396
sahip olduğumuz
bu gezegeni yağmalamazsınız.
06:01
and at the currentşimdiki rateoran, we don't
have threeüç planetsgezegenler to continuedevam et that way.
88
349369
4334
Mevcut hızda bu şekilde devam
edebileceğimiz üç gezegenimiz daha yok.
06:05
So the questionsoru is,
89
353703
2353
Soru şu:
06:08
okay, altruismözgecilik is the answerCevap,
it's not just a novelyeni idealideal,
90
356056
4331
Tamam, cevap bencil olmamakta ve
bu yeni bir ideal değil.
06:12
but can it be a realgerçek, pragmaticpragmatik solutionçözüm?
91
360387
3224
Peki ama bu gerçekten de
uygulanabilir bir çözüm olabilir mi?
06:15
And first of all, does it existvar olmak,
92
363611
2858
Ve herşeyden önce, böyle bir şey
gerçekten var mı?
06:18
truedoğru altruismözgecilik, or are we so selfishbencil?
93
366469
3744
Gerçek özgecilik var mı?
Yoksa biz tümüyle bencil miyiz?
06:22
So some philosophersfilozoflar thought
we were irredeemablyislah selfishbencil.
94
370213
5340
Bazı filozoflar bizim ıslah olmayacak
derecede bencil olduğumuzu düşündü.
06:27
But are we really all just like rascalssizi serseriler?
95
375553
5212
Ama gerçekten hepimiz
bu kadar rezil miyiz?
06:32
That's good newshaber, isn't it?
96
380765
2814
Bu iyi bir haber değil mi?
06:35
ManyBirçok philosophersfilozoflar,
like HobbesHobbes, have said so.
97
383579
2529
Hobbes gibi birçok felsefeci
böyle söyledi.
06:38
But not everyoneherkes looksgörünüyor like a rascalçapkın.
98
386108
3321
Ama herkes rezile benzemiyor.
06:41
Or is man a wolfKurt for man?
99
389429
2833
Yoksa insan insanın kurdu mu?
06:44
But this guy doesn't seemgörünmek too badkötü.
100
392262
2888
Ama bu adam çok da kötü birine benzemiyor.
06:47
He's one of my friendsarkadaşlar in TibetTibet.
101
395150
2923
O benim Tibet'teki arkadaşlarımdan biri.
06:50
He's very kindtür.
102
398073
2239
Kendisi çok naziktir.
06:52
So now, we love cooperationişbirliği.
103
400312
3625
Biz işbirliğini severiz.
06:55
There's no better joysevinç
than workingçalışma togetherbirlikte, is there?
104
403937
4338
Birlikte çalışmaktan daha mutluluk
verici bir şey var mı?
07:00
And then not only humansinsanlar.
105
408275
4075
Hem sadece insanlar da değil.
07:04
Then, of coursekurs, there's
the strugglemücadele for life,
106
412350
2487
Ama tabii ki hayatta kalma
mücadelesi de var
07:06
the survivalhayatta kalma of the fittestFittest,
socialsosyal DarwinismDarwinizm.
107
414837
4341
Sosyal Darwinizm, en güçlünün
hayatta kalması.
07:11
But in evolutionevrim, cooperationişbirliği --
thoughgerçi competitionyarışma existsvar, of coursekurs --
108
419178
5837
Ama evrimde işbirliği --
elbette rekabet olsa da --
yüksek karmaşıklık düzeylerine çıkmak için
işbirliği daha yaratıcı olmak zorundadır.
07:17
cooperationişbirliği has to be much more creativeyaratıcı
to go to increasedartmış levelsseviyeleri of complexitykarmaşa.
109
425015
5717
07:22
We are super-cooperatorsSüper cooperators
and we should even go furtherayrıca.
110
430732
4682
Biz üstün işbirlikçileriz ve
daha da ileri gitmeliyiz.
07:27
So now, on topüst of that,
the qualitykalite of humaninsan relationshipsilişkiler.
111
435414
6029
Bunun en tepesinde de,
insani ilişkilerimizin kalitesi var.
07:33
The OECDOECD did a surveyanket amongarasında 10 factorsfaktörler,
includingdahil olmak üzere incomegelir, everything.
112
441443
4482
OECD, gelir düzeyinin de içinde bulunduğu
10 etkenli bir anket yaptı.
07:37
The first one that people said,
that's the mainana thing for my happinessmutluluk,
113
445925
3343
Bu ankette insanlar kendi mutlulukları
için en önemli olanın
07:41
is qualitykalite of socialsosyal relationshipsilişkiler.
114
449268
3353
sosyal ilişkilerinin kalitesi
olduğunu söyledi.
07:44
Not only in humansinsanlar.
115
452621
2877
Sadece insanlarda da değil.
07:47
And look at those great-grandmothersbüyük-büyükanne.
116
455498
3346
Şu büyük-büyükannelere de bakın.
07:50
So now, this ideaFikir
that if we go deepderin withiniçinde,
117
458846
5154
Şimdi, bu 'ıslah edilemeyecek kadar
bencil olduğumuz' fikrinin
derinliklerine inersek,
07:56
we are irredeemablyislah selfishbencil,
118
464000
2570
bu oturduğumuz yerden bilim yapmaktır.
07:58
this is armchairkoltuk scienceBilim.
119
466570
2654
08:01
There is not a singletek sociologicalsosyolojik studyders çalışma,
120
469224
2267
Ortada bu fikri destekleyen bir tane bile
08:03
psychologicalpsikolojik studyders çalışma,
that's ever showngösterilen that.
121
471491
3246
sosyolojik veya psikolojik
çalışma bulunmuyor.
Durum tam tersi.
08:06
RatherDaha doğrusu, the oppositekarşısında.
122
474737
1960
08:08
My friendarkadaş, DanielDaniel BatsonBatson,
spentharcanmış a wholebütün life
123
476697
3658
Arkadaşım, Daniel Batson, tüm ömrünü
insanları laboratuvarda
karmaşık durumlara sokarak geçirdi.
08:12
puttingkoyarak people in the lablaboratuvar
in very complexkarmaşık situationsdurumlar.
124
480355
2763
08:15
And of coursekurs we are sometimesara sıra selfishbencil,
and some people more than othersdiğerleri.
125
483118
4369
Tabii ki zaman zaman benciliz,
bazılarımız da diğerlerinden daha bencil.
08:19
But he foundbulunan that systematicallysistematik olarak,
no mattermadde what,
126
487487
2662
Ama Daniel kayda değer sayıda insanın
08:22
there's a significantönemli numbernumara of people
127
490149
3000
sistematik olarak ne olursa olsun
08:25
who do behaveDavranmak altruisticallyaltruistically,
no mattermadde what.
128
493149
3355
özgeci davrandığını ortaya çıkardı.
Eğer derinden yaralanmış, fazlasıyla
acı çeken birini görürseniz,
08:28
If you see someonebirisi
deeplyderinden woundedyaralı, great sufferingçile,
129
496504
3192
sadece empatik bir üzüntü nedeniyle
yardım edebilirsiniz.
08:31
you mightbelki just help
out of empathicempati distresssıkıntı --
130
499696
2622
08:34
you can't standdurmak it, so it's better to help
than to keep on looking at that personkişi.
131
502318
4150
Dayanamazsınız ve gidip yardım etmek,
öylece bakmaktan daha iyi gelir.
08:38
So we testedtest edilmiş all that, and in the endson,
he said, clearlyAçıkça people can be altruisticfedakar.
132
506468
5876
Bunların hepsini test ettik ve
Daniel insanların kesinlikle
bencil olmayabildiklerini söyledi.
08:44
So that's good newshaber.
133
512344
1940
İşte bu iyi haber.
08:46
And even furtherayrıca, we should look
at the banalitybayağılık of goodnessiyilik.
134
514284
5612
Dahası, iyiliğin sıradanlığını
incelememiz gerekiyor.
Şimdi buraya bakın.
08:51
Now look at here.
135
519896
1704
08:53
When we come out, we aren'tdeğil
going to say, "That's so niceGüzel.
136
521600
2770
Dışarı çıktığımızda, 'Çok iyiydi,
08:56
There was no fistfightkavga while this mobMafya
was thinkingdüşünme about altruismözgecilik."
137
524370
4567
herif özgecilikle ilgili konuşurken
kimse yumruklaşmadı' demeyeceğiz.
Çünkü zaten beklenti bu yöndeydi,
değil mi?
09:00
No, that's expectedbeklenen, isn't it?
138
528937
2162
09:03
If there was a fistfightkavga,
we would speakkonuşmak of that for monthsay.
139
531099
3179
Ama bir yumruklaşma olsaydı,
aylarca bunu konuşurduk.
09:06
So the banalitybayağılık of goodnessiyilik is something
that doesn't attractçekmek your attentionDikkat,
140
534278
3671
Yani iyiliğin sıradanlığı
dikkatimizi çekmiyor,
ama iyilik var.
09:09
but it existsvar.
141
537949
1488
09:11
Now, look at this.
142
539437
5476
Şimdi, şuna bakın.
09:21
So some psychologistspsikologlar said,
143
549253
2801
Bir psikolog,
ona Himalayalar'da çok keyif aldığım
140 insani yardım projesi
09:24
when I tell them I runkoş 140 humanitarianinsancıl
projectsprojeler in the HimalayasHimalayalar
144
552054
3237
yürüttüğümü söylediğimde dedi ki,
09:27
that give me so much joysevinç,
145
555291
2254
'Anladım, yardım etmiş
olmak için çalışıyorsun
09:29
they said, "Oh, I see,
you work for the warmIlık, hafif sıcak glowkızdırma.
146
557545
3254
ama bu özgecilik değil, sadece
sana kendini iyi hissettiriyor.'
09:32
That is not altruisticfedakar.
You just feel good."
147
560799
2904
09:35
You think this guy,
when he jumpedatladı in frontön of the traintren,
148
563703
3288
Sizce trenin önüne
atlayan bu adam
'Bu iş bittiğinde kendimi çok iyi
hissedeceğim'
09:38
he thought, "I'm going to feel
so good when this is over?"
149
566991
2286
diye mi düşünüyordu?
09:41
(LaughterKahkaha)
150
569277
2286
(Gülüşmeler)
09:43
But that's not the endson of it.
151
571563
2286
Hepsi bu değil.
Onunla yapılan röportajda
09:45
They say, well, but when
you interviewedgörüşülen him, he said,
152
573849
2542
09:48
"I had no choiceseçim.
I had to jumpatlama, of coursekurs."
153
576391
3135
'Başka seçeneğim yoktu, tabii
ki atlamak zorundaydım,' dediğini söylüyorlar.
09:51
He has no choiceseçim. AutomaticOtomatik behaviordavranış.
It's neitherne selfishbencil norne de altruisticfedakar.
154
579526
3881
Başka seçeneği yoktu. Otomatik davranış.
Bencillik de değil, özgecilik de değil.
09:55
No choiceseçim?
155
583407
1475
Başka seçeneği yok muydu?
09:56
Well of coursekurs, this guy'sadam
not going to think for halfyarım an hoursaat,
156
584882
2962
Tabii ki bu adam 'Elimi uzatsam mı,
uzatmasam mı' diye
09:59
"Should I give my handel? Not give my handel?"
157
587844
2037
yarım saat düşünecek değil, uzatıyor.
10:01
He does it. There is a choiceseçim,
but it's obviousaçık, it's immediateacil.
158
589881
3795
Bir seçeneği var, ama
apaçık ortada, anlık.
10:05
And then, alsoAyrıca, there he had a choiceseçim.
159
593676
2361
Tabii ki, şunun da
başka bir seçeneği vardı.
10:08
(LaughterKahkaha)
160
596037
2701
(Gülüşmeler)
10:10
There are people who had choiceseçim,
like PastorPapaz AndrAndreé TrocmTrocmé and his wifekadın eş,
161
598738
3762
Seçme şansı olan insanlar vardı.
Pastor André Trocmé ve eşi,
ve Fransa'daki Le Chambon-sur-Lignon
kasabasının tamamı gibi.
10:14
and the wholebütün villageköy
of LeLe Chambon-sur-LignonChambon-sur-Lignon in FranceFransa.
162
602500
2687
10:17
For the wholebütün Secondİkinci WorldDünya WarSavaş,
they savedkaydedilmiş 3,500 JewsYahudiler,
163
605187
3948
2.Dünya Savaşı boyunca
3.500 yahudiyi kurtardılar.
Onlara kalacak yer verdiler ve
hepsini İsviçre'ye getirdiler.
10:21
gaveverdi them shelterbarınak,
broughtgetirdi them to Switzerlandİsviçre,
164
609135
2657
10:23
againstkarşısında all oddsolasılık, at the riskrisk
of theironların liveshayatları and those of theironların familyaile.
165
611792
3445
Tüm zorluklara rağmen; kendi
hayatlarını ve ailelerini riske atarak.
10:27
So altruismözgecilik does existvar olmak.
166
615237
2157
Yani özgecilik var.
10:29
So what is altruismözgecilik?
167
617394
1725
Peki nedir özgecilik?
10:31
It is the wishdilek: MayMayıs othersdiğerleri be happymutlu
and find the causesebeb olmak of happinessmutluluk.
168
619119
3902
O bir dilektir: Başkalarının mutlu olması ve
mutluluğun kaynağını bulması için.
10:35
Now, empathyempati is the affectiveduygusal resonancerezonans
or cognitivebilişsel resonancerezonans that tellsanlatır you,
169
623021
5245
Empati, size bu insan sevinçli,
bu insan acı çekiyor diyen
duygusal ya da bilişsel yankılanmadır.
10:40
this personkişi is joyfulneşeli,
this personkişi suffersuğrar.
170
628266
2711
10:42
But empathyempati aloneyalnız is not sufficientyeterli.
171
630977
3486
Ama empati tek başına yeterli değildir.
10:46
If you keep on beingolmak
confrontedkarşı karşıya with sufferingçile,
172
634463
2223
Sürekli acı çekenleri görürseniz
10:48
you mightbelki have empathicempati distresssıkıntı, burnouttükenmişlik,
173
636686
2761
empatik rahatsızlık,
tükenmişlik hissedebilirsiniz.
10:51
so you need the greaterbüyük sphereküre
of loving-kindnessiyilik.
174
639447
4060
Bu yüzden daha geniş kapsamlı
bir şefkate ihtiyacınız var.
10:55
With TaniaTania SingerŞarkıcı at the MaxMax PlanckPlanck
InstituteEnstitüsü of LeipzigLeipzig,
175
643507
2727
Leipzig Max Planck Enstitüsü'nden
Tania Singer ile
10:58
we showedgösterdi that the brainbeyin networksağlar for
empathyempati and loving-kindnessiyilik are differentfarklı.
176
646234
6101
beyindeki empati ve şefkat ağlarının
farklı olduğunu gösterdik.
11:04
Now, that's all well donetamam,
177
652335
2081
Bunu biliyoruz,
11:06
so we got that from evolutionevrim,
from maternalAnne carebakım, parentalebeveyn love,
178
654416
5374
evrimden, anne şefkatinden,
ebeveyn sevgisinden,
ama bunu genişletmemiz gerekiyor.
11:11
but we need to extenduzatmak that.
179
659790
1835
11:13
It can be extendedGenişletilmiş even to other speciesTürler.
180
661625
3343
Bunu diğer türlere doğru
bile yayabiliriz.
11:16
Now, if we want a more altruisticfedakar societytoplum,
we need two things:
181
664968
4407
Daha özgeci bir toplum istiyorsak,
iki şeye ihtiyacımız var:
11:21
individualbireysel changedeğişiklik and societaltoplumsal changedeğişiklik.
182
669375
3217
Bireysel değişim ve toplumsal değişim.
11:24
So is individualbireysel changedeğişiklik possiblemümkün?
183
672592
2558
Peki bireysel değişim mümkün müdür?
11:27
Two thousandbin yearsyıl
of contemplativedalmış studyders çalışma said yes, it is.
184
675150
3199
İki bin yıllık derinlemesine
çalışmalar der ki, evet mümkün.
11:30
Now, 15 yearsyıl of collaborationişbirliği
with neurosciencenörobilim and epigeneticsepigenetik
185
678349
3602
Şimdi de sinirbilim ve epigenetiğin
15 yıllık işbirliği evet dedi.
11:33
said yes, our brainsbeyin changedeğişiklik
when you traintren in altruismözgecilik.
186
681951
4484
Özgecilik yönünde eğitildiğinde
beynimiz değişiyor.
11:38
So I spentharcanmış 120 hourssaatler in an MRIMRI machinemakine.
187
686435
4272
Bu yüzden bir MR cihazında
120 saat geçirdim.
11:42
This is the first time I wentgitti
after two and a halfyarım hourssaatler.
188
690707
2786
Bu fotoğraf ilk seferden.
2,5 saatlik bir çalışma sonrası.
11:45
And then the resultsonuç has been publishedyayınlanan
in manyçok scientificilmi paperskâğıtlar.
189
693493
3674
Sonra sonuçlar birçok bilimsel
makalede yayınlandı.
11:49
It showsgösterileri withoutolmadan ambiguitybelirsizlik
that there is structuralyapısal changedeğişiklik
190
697167
3582
Sonuçlar kuşkusuz şekilde gösteriyor ki,
özgeci sevgi deneyimlendiğinde,
11:52
and functionalfonksiyonel changedeğişiklik in the brainbeyin
when you traintren the altruisticfedakar love.
191
700749
3753
beyinde yapısal ve
işlevsel değişimler oluyor.
Sadece bir fikir vermesi açısından:
11:56
Just to give you an ideaFikir:
192
704502
1750
11:58
this is the meditatorMeditator at restdinlenme on the left,
193
706252
2821
En solda meditasyoncu
dinlenme halinde,
12:01
meditatorMeditator in compassionmerhamet meditationmeditasyon,
you see all the activityaktivite,
194
709073
3703
sağında sevgi meditasyonu yapıyor,
beyin aktivitesini görüyorsunuz.
12:04
and then the controlkontrol groupgrup at restdinlenme,
nothing happenedolmuş,
195
712776
2554
Sağda kontrol grubu dinlenmede,
hiçbir şey olmamış,
12:07
in meditationmeditasyon, nothing happenedolmuş.
196
715330
1942
meditasyon halinde,
hiçbir şey olmamış.
12:09
They have not been trainedeğitilmiş.
197
717272
1978
Çünkü egzersiz yaptırılmadı.
12:11
So do you need 50,000 hourssaatler
of meditationmeditasyon? No, you don't.
198
719250
4421
Peki 50.000 saat meditasyona
mı ihtiyacınız var? Hayır yok.
12:15
FourDört weekshaftalar, 20 minutesdakika a day,
of caringsempatik, mindfulnessMindfulness meditationmeditasyon
199
723671
4166
Dört hafta, günde 20 dakikalık
ciddi ve dikkatli meditasyon,
12:19
alreadyzaten bringsgetiriyor a structuralyapısal changedeğişiklik
in the brainbeyin comparedkarşılaştırıldığında to a controlkontrol groupgrup.
200
727838
6303
bir kontrol grubuyla karşılaştırıldığında,
beyinde yapısal değişiklik için yeterli.
12:26
That's only 20 minutesdakika a day
for fourdört weekshaftalar.
201
734141
3738
Sadece 4 hafta boyunca günde 20 dakika.
12:29
Even with preschoolersokul öncesi --
RichardRichard DavidsonDavidson did that in MadisonMadison.
202
737879
3338
Anaokulu çağındakilerde bile;
Richard Davidson bunu Madison'da denedi.
12:33
An eight-weekSekiz haftalık programprogram: gratitudeŞükran, loving-sevgi dolu-
kindnessnezaket, cooperationişbirliği, mindfuldikkatli breathingnefes.
203
741217
6410
Sekiz haftalık bir program: minnettarlık,
şefkat, işbirliği, bilinçli nefes alma.
'Bunlar daha anaokulundalar,'
diyebilirsiniz.
12:39
You would say,
"Oh, they're just preschoolersokul öncesi."
204
747627
2255
12:41
Look after eightsekiz weekshaftalar,
205
749882
1626
Bakın, sadece sekiz hafta sonra
12:43
the pro-socialyanlısı sosyal behaviordavranış,
that's the bluemavi linehat.
206
751508
2450
sosyalliği destekleyici davranışlar,
mavi çizgi.
12:45
And then comesgeliyor the ultimatenihai
scientificilmi testÖlçek, the stickersçıkartmalar testÖlçek.
207
753958
5444
Ve esas bilimsel test, çıkartma testi.
12:51
Before, you determinebelirlemek for eachher childçocuk
who is theironların besten iyi friendarkadaş in the classsınıf,
208
759402
3948
İlk olarak her çocuğa en çok sevdiği ve
en az sevdiği arkadaşının,
12:55
theironların leasten az favoritesevdiğim childçocuk,
an unknownBilinmeyen childçocuk, and the sickhasta childçocuk,
209
763350
4075
yabancı bir çocuğun ve hasta bir
çocuğun resmini gösterip,
12:59
and they have to give stickersçıkartmalar away.
210
767425
2704
elindeki çıkartmaları
dağıtmasını istedik.
13:02
So before the interventionmüdahale,
they give mostçoğu of it to theironların besten iyi friendarkadaş.
211
770129
4052
Bir etki olmadan dağıttıklarında en fazla
çıkartmayı en iyi arkadaşlarına verdiler.
13:06
FourDört, fivebeş yearsyıl oldeski,
20 minutesdakika threeüç timeszamanlar a weekhafta.
212
774181
3459
Dört-beş yaşlarındalar,
haftada 3 kez günde 20 dakika.
13:09
After the interventionmüdahale,
no more discriminationayrımcılık:
213
777640
3483
Bu eğitimden sonra,
ayrımcılık ortadan kalktı:
13:13
the sameaynı amounttutar of stickersçıkartmalar to theironların
besten iyi friendarkadaş and the leasten az favoritesevdiğim childçocuk.
214
781123
3925
En az ve en çok sevdikleri arkadaşlarına
aynı oranlarda çıkartma verdiler.
13:17
That's something we should do
in all the schoolsokullar in the worldDünya.
215
785048
3388
Bu dünyanın her yerindeki okullarda
yapmamız gereken bir şey.
13:20
Now where do we go from there?
216
788436
1994
Peki buradan nereye gidebiliriz?
13:22
(ApplauseAlkış)
217
790430
4248
(Alkışlar)
13:26
When the DalaiDalay LamaLama heardduymuş that,
he told RichardRichard DavidsonDavidson,
218
794678
2681
Dalai Lama bunu duyduğunda,
Richard Davidson'a
13:29
"You go to 10 schoolsokullar, 100 schoolsokullar,
the U.N., the wholebütün worldDünya."
219
797359
3456
'10 okula, 100 okula, Birleşmiş
Milletler'e, tüm dünyaya git,' dedi.
13:32
So now where do we go from there?
220
800815
1684
Peki buradan nereye gidebiliriz?
13:34
IndividualBirey changedeğişiklik is possiblemümkün.
221
802499
2263
Bireysel değişim mümkün.
13:36
Now do we have to wait for an altruisticfedakar
genegen to be in the humaninsan raceyarış?
222
804762
4616
İnsan ırkında özgeci bir gen
oluşması için beklemek zorunda mıyız?
13:41
That will take 50,000 yearsyıl,
too much for the environmentçevre.
223
809378
3754
Bu 50.000 yıl sürerdi,
çevrenin bu kadar zamanı yok.
13:45
FortunatelyNeyse ki, there is
the evolutionevrim of culturekültür.
224
813132
4435
Neyse ki kültürel evrim var.
13:49
CulturesKültürler, as specialistsuzmanlar have showngösterilen,
changedeğişiklik fasterDaha hızlı than genesgenler.
225
817567
5734
Kültürler, uzmanların söylediği gibi,
genlerden daha hızlı değişirler.
13:55
That's the good newshaber.
226
823301
1528
İşte bu iyi bir haber.
13:56
Look, attitudetutum towardskarşı warsavaş
has dramaticallydramatik changeddeğişmiş over the yearsyıl.
227
824829
3360
Savaş fikrine bakış, yıllar içinde
dramatik bir şekilde değişti.
14:00
So now individualbireysel changedeğişiklik and culturalkültürel
changedeğişiklik mutuallykarşılıklı olarak fashionmoda eachher other,
228
828189
5181
Bireysel değişim ve kültürel değişim
birbirini etkiliyor
14:05
and yes, we can achievebaşarmak
a more altruisticfedakar societytoplum.
229
833370
2776
ve evet, daha altruistik bir toplum
olmayı başarabiliriz.
14:08
So where do we go from there?
230
836146
1742
Peki buradan nereye gidebiliriz?
14:09
MyselfKendimi, I will go back to the EastDoğu.
231
837888
2249
Ben kişisel olarak tekrar
Doğu'ya gideceğim.
14:12
Now we treattedavi etmek 100,000 patientshastalar
a yearyıl in our projectsprojeler.
232
840137
3460
Şu anda projelerimizde yılda
100.000 hasta tedavi ediyoruz.
14:15
We have 25,000 kidsçocuklar in schoolokul,
fourdört percentyüzde overheadek yük.
233
843597
3749
Okuyan 25.000 çocuğumuz var,
sabit giderin yüzde dördü.
14:19
Some people say, "Well,
your stuffşey worksEserleri in practiceuygulama,
234
847346
2575
Bazıları 'Sizin yönteminiz
uyglamada işe yarıyor,
14:21
but does it work in theoryteori?"
235
849921
2024
peki ya kuramal olarak?' diye soracaklar.
14:23
There's always positivepozitif deviancedeviance.
236
851945
3342
Her zaman bir pozitif sapma vardır.
14:27
So I will alsoAyrıca go back to my hermitageHermitage
237
855287
2419
Başkalarına daha
iyi hizmet edebilmek üzere
14:29
to find the inner resourceskaynaklar
to better serveservis othersdiğerleri.
238
857706
3289
manevi güç bulmak için
tekrar inzivaya da çekileceğim.
14:32
But on the more globalglobal levelseviye,
what can we do?
239
860995
3187
Peki daha küresel düzeyde,
ne yapabiliriz?
14:36
We need threeüç things.
240
864182
1791
Üç şeye ihtiyacımız var.
14:37
EnhancingArtırılması cooperationişbirliği:
241
865973
2352
İşbirliğini arttırmak:
14:40
CooperativeKooperatif learningöğrenme in the schoolokul
insteadyerine of competitiverekabetçi learningöğrenme,
242
868325
3716
Okullarda rekabetçi öğrenim yerine
yardımsever öğrenim.
14:44
UnconditionalKoşulsuz cooperationişbirliği
withiniçinde corporationsşirketler --
243
872041
3571
Kurumların içinde koşulsuz işbirliği.
14:47
there can be some competitionyarışma
betweenarasında corporationsşirketler, but not withiniçinde.
244
875612
4407
Kurumların arasında biraz rekabet olabilir
ama kurum içerisinde olmaz.
14:52
We need sustainablesürdürülebilir harmonyarmoni.
I love this termterim.
245
880019
3952
Sürdürülebilir uyuma gereksinimimiz var.
Bu terimi seviyorum.
14:55
Not sustainablesürdürülebilir growthbüyüme anymoreartık.
246
883971
1943
Artık sürdürülebilir büyüme değil.
14:57
SustainableSürdürülebilir harmonyarmoni meansanlamına geliyor now
we will reduceazaltmak inequalityeşitsizlik.
247
885914
3586
Sürdürülebilir uyum, artık eşitsizliği
azaltacağız anlamına geliyor.
15:01
In the futuregelecek, we do more with lessaz,
248
889500
4326
Gelecekte, daha az ile daha
çok şey yapacağız,
15:05
and we continuedevam et to growbüyümek qualitativelyniteliksel,
not quantitativelykantitatif.
249
893826
4484
niteliksel olarak gelişeceğiz,
niceliksel değil.
15:10
We need caringsempatik economicsekonomi bilimi.
250
898310
2305
Bize özenli ekonomi gerek.
15:12
The HomoHomo economicuseconomicus cannotyapamam dealanlaştık mı
with povertyyoksulluk in the midstortasında of plentybol,
251
900615
5831
Homo economicus boluğun ortasındaki
yoksullukla uğraşamaz,
atmosfer ve okyanuslar gibi
ortak mallar sorunuyla uğraşamaz.
15:18
cannotyapamam dealanlaştık mı with the problemsorun
of the commonortak goodsmal
252
906446
2352
15:20
of the atmosphereatmosfer, of the oceansokyanuslar.
253
908798
2298
Özenli bir ekonomi gerekli.
15:23
We need a caringsempatik economicsekonomi bilimi.
254
911096
1583
15:24
If you say economicsekonomi bilimi
should be compassionateşefkatli,
255
912679
2109
'Ekonomi şefkatli olmalı'
diyecek olsanız,
15:26
they say, "That's not our job."
256
914788
1485
'Bizim işimiz o değil,' diyorlar.
15:28
But if you say they don't carebakım,
that looksgörünüyor badkötü.
257
916273
3315
Ama umursamadıklarınızı söylerseniz,
hoş karşılanmaz.
Bize yerel yükümlülük ve
küresel sorumluluk gerek.
15:31
We need localyerel commitmenttaahhüt,
globalglobal responsibilitysorumluluk.
258
919588
3379
15:34
We need to extenduzatmak altruismözgecilik
to the other 1.6 millionmilyon speciesTürler.
259
922967
5340
Özgeciliğimizi, diğer 1,6 milyon
türe genişletmemiz gerek.
15:40
SentientDuygulu beingsvarlıklar
are co-citizenseş vatandaşlar in this worldDünya.
260
928307
3425
Hissedebilen diğer varlıklar da
bu dünyanın yurttaşıdır.
15:43
and we need to darecesaret altruismözgecilik.
261
931732
2992
Bencil olmamaya cesaret etmeliyiz.
15:46
So, long livecanlı the altruisticfedakar revolutiondevrim.
262
934724
3881
Bu yüzden,
yaşasın özgeci devrim!
15:50
VivaViva laLa revolucirevolución dede altruismoaltruismo.
263
938605
4550
Viva la revolución de altruismo.
15:55
(ApplauseAlkış)
264
943155
5360
(Alkışlar)
16:00
Thank you.
265
948515
1981
Teşekkür ederim.
16:02
(ApplauseAlkış)
266
950496
1952
Translated by Umut Uzun
Reviewed by Sevkan Uzel

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Matthieu Ricard - Monk, author, photographer
Sometimes called the "happiest man in the world," Matthieu Ricard is a Buddhist monk, author and photographer.

Why you should listen

After training in biochemistry at the Institute Pasteur, Matthieu Ricard left science behind to move to the Himalayas and become a Buddhist monk -- and to pursue happiness, both at a basic human level and as a subject of inquiry. Achieving happiness, he has come to believe, requires the same kind of effort and mind training that any other serious pursuit involves.

His deep and scientifically tinged reflections on happiness and Buddhism have turned into several books, including The Quantum and the Lotus: A Journey to the Frontiers Where Science and Buddhism Meet. At the same time, he also makes sensitive and jaw-droppingly gorgeous photographs of his beloved Tibet and the spiritual hermitage where he lives and works on humanitarian projects.

His latest book on happiness is Happiness: A Guide to Developing Life's Most Important Skill; his latest book of photographs is Tibet: An Inner Journey.

More profile about the speaker
Matthieu Ricard | Speaker | TED.com