ABOUT THE SPEAKER
Henrietta Fore - Child advocate
UNICEF executive director Henrietta Fore is a champion of economic development, education, health and humanitarian assistance.

Why you should listen
Henrietta Fore became executive director of UNICEF, the United Nations Children's Fund, on January 1, 2018. Previously she served as the administrator of USAID and director of the United States Foreign Assistance (as the firrst woman to serve in these roles), managing billions of dollars in assistance annually, including support to people and countries recovering from disaster. Prior to this appointment, Fore served as Under Secretary of State for Management, the COO of the Department of State, under President George W. Bush. She also served on the boards of the Center for Strategic and International Studies (CSIS) and the Aspen Institute among others.
More profile about the speaker
Henrietta Fore | Speaker | TED.com
We the Future

Henrietta Fore: How we can help young people build a better future

Henrietta Fore: Gençlerin daha iyi bir gelecek inşa etmesine nasıl yardım edebiliriz

Filmed:
1,771,486 views

UNICEF Yönetici Müdürü Henrietta Fore, "Dünyayı kalabalık bir genç nesle miras bırakmak üzereyiz ve onlara gelecekleri için bir mücadele imkânı vermek herkesin görevidir." diyor. Kendisi, bu geleceğe yönelik konuşmada, gençlerin karşılaştıkları sorunların yanı sıra 2030 yılına gelindiğinde her gencin okulda, stajda ya da işte olmasını amaçlayan yeni bir küresel hareket olan Generation Unlimited'den bahsediyor.
- Child advocate
UNICEF executive director Henrietta Fore is a champion of economic development, education, health and humanitarian assistance. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

Bugün dünyada yaşları
10 ile 24 arasında değişen
00:13
TodayBugün, there are 1.8 billionmilyar younggenç people
0
1560
4696
00:18
betweenarasında the agesyaşlar
of 10 and 24 in the worldDünya.
1
6280
3640
1,8 milyar genç insan var.
00:22
It is the largesten büyük cohortkohort in humaninsan historytarih.
2
10920
3736
Bu, insanlık tarihindeki
en büyük topluluk olmakla birlikte
00:26
MeetingToplantı theironların needsihtiyaçlar
will be a bigbüyük challengemeydan okuma.
3
14680
2936
onların ihtiyaçlarını karşılamak
büyük bir zorluk.
00:29
But it's alsoAyrıca a bigbüyük opportunityfırsat.
4
17640
3136
Ayrıca büyük bir fırsat da.
00:32
They holdambar our sharedpaylaşılan futuregelecek
in theironların handseller.
5
20800
4536
Bizim geleceğimiz onların elinde.
00:37
EveryHer day, we readokumak about younggenç people
lendingborç verme theironların ideasfikirler and passionstutkular
6
25360
5816
Her gün, gençlerin fikir ve tutkularıyla
00:43
to fightingkavga for changedeğişiklik,
7
31200
2016
değişim için savaştığını okuyoruz;
00:45
socialsosyal changedeğişiklik, politicalsiyasi changedeğişiklik,
changedeğişiklik in theironların communitiestopluluklar.
8
33240
5256
sosyal değşim, siyasi değişim,
topluluklarında değişim.
00:50
ImagineHayal what they'llacaklar createyaratmak:
breakthroughsbuluşların, inventionsbuluşlar.
9
38520
4120
Onların yapacakları
muazzam buluşları düşünün:
00:55
Maybe newyeni medicinesilaçlar,
newyeni modesmodları of transportationtaşımacılık,
10
43480
4216
belki yeni ilaçlar,
yepyeni ulaşım araçları
00:59
newyeni waysyolları to communicateiletişim kurmak,
11
47720
2016
yeni iletişim yolları,
01:01
sustainablesürdürülebilir economiesekonomiler
and maybe even a worldDünya at peaceBarış.
12
49760
5536
sürdürülebilir ekonomiler,
hatta huzurlu bir dünya.
Ama bu genç topluluğa
01:07
But this opportunityfırsat, this youthgençlik dividendtemettü,
13
55320
2896
01:10
is not a givenverilmiş.
14
58240
1440
bu fırsat verilmiyor.
01:13
One pointpuan eightsekiz billionmilyar
younggenç womenkadınlar and younggenç menerkekler
15
61200
3896
Bir virgül sekiz milyar genç kız ve erkek
01:17
are standingayakta at the doorkapı of adulthoodyetişkinlik.
16
65120
2520
yetişkin olmak üzere.
01:20
Are they readyhazır?
17
68520
1736
Peki buna hazırlar mı?
01:22
Right now, too fewaz of them are.
18
70280
2360
Şu anda pek azı buna hazır.
01:25
My favoritesevdiğim partBölüm of my job at UNICEFUNICEF
19
73520
2616
UNICEF'teki işimin en sevdiğim yanı
01:28
is a chanceşans to talk to, meetkarşılamak with
and hearduymak from younggenç people
20
76160
4536
dünyanın her yerinden gençlerle konuşma,
tanışma ve onları dinleme
imkanına sahip olmam.
01:32
all around the worldDünya.
21
80720
1936
01:34
And they tell me
about theironların hopesumutlar and dreamsrüyalar.
22
82680
2896
Bana umut ve hayallerinden bahsediyorlar.
01:37
And they have amazingşaşırtıcı hopesumutlar and dreamsrüyalar
23
85600
3056
Hayatları boyunca gerçekleştirecekleri
01:40
for what they'llacaklar accomplishbaşarmak
in theironların liveshayatları.
24
88680
2400
muhteşem umutları ve hayalleri var.
01:43
But what they're alsoAyrıca tellingsöylüyorum me
is that they have fearsendişe.
25
91960
3640
Ancak bana korkularından da bahsediyorlar.
01:48
They feel that they're facingkarşı
a seriesdizi of urgentacil criseskrizler.
26
96400
4936
Bir dizi önemli krizle
yüz yüze olduklarını hissediyorlar.
01:53
A crisiskriz of demographicsdemografisi,
27
101360
2576
Toplumsal kriz,
01:55
a crisiskriz of educationEğitim,
28
103960
2376
eğitim krizi,
01:58
a crisiskriz of employment,
29
106360
2256
istihdam krizi,
02:00
a crisiskriz of violenceşiddet
30
108640
2056
şiddet krizi
02:02
and a crisiskriz for girlskızlar.
31
110720
2240
ve kadınlara yönelik kriz.
02:07
If you look at these criseskrizler,
you realizegerçekleştirmek that they're urgentacil
32
115240
4376
Bu krizlere bakacak olursanız
ne kadar önemli olduklarını
ve hemen müdahale
edilmesi gerektiğini göreceksiniz.
02:11
and they need to be addressedele now.
33
119640
2416
02:14
Because they tell us that they're worriedendişeli.
34
122080
2480
Çünkü gençler bize
kaygılandıklarını söylüyorlar.
02:17
They're worriedendişeli that they mightbelki not get
the educationEğitim that they need.
35
125560
4696
İhtiyaç duydukları eğitimi
alamayacaklarından korkuyorlar.
02:22
And you know what?
36
130280
1216
Biliyor musunuz?
02:23
They're right.
37
131520
1576
Haklılar.
02:25
Two hundredyüz millionmilyon adolescentsGençler
are out of schoolokul worldwideDünya çapında,
38
133120
3816
Dünya çapında iki yüz milyon
genç okula gitmiyor,
02:28
about the populationnüfus of BrazilBrezilya.
39
136960
2656
bu, yaklaşık Brezilya nüfusuna
tekabül eder.
02:31
And those that are in schoolokul
40
139640
1976
Okula gidebilenler ise
02:33
feel that they mayMayıs ayı not be gettingalma
the right skillsbecerileri.
41
141640
3416
gerekli becerileri
edinemediklerini düşünüyorlar.
02:37
GloballyGenel olarak, sixaltı in 10
childrençocuklar and younggenç people
42
145080
4296
Dünya çapında her 10 çocuk
ve gençten altısı
02:41
do not meetkarşılamak the minimumasgari proficiencyYeterlik levelseviye
for readingokuma and mathematicsmatematik.
43
149400
5240
okuma ve matematikte
minimum yeterlik seviyesine ulaşamıyor.
02:47
No countryülke can be successfulbaşarılı
44
155360
2496
Genç nüfusunun neredeyse yarısı
02:49
if nearlyneredeyse halfyarım of its populationnüfus
of younggenç people
45
157880
3416
okuyup yazamayan hiçbir ülke
02:53
are unableaciz to readokumak or writeyazmak.
46
161320
2520
başarılı olamaz.
02:56
And what about the luckyşanslı fewaz
who are in secondaryikincil schoolokul?
47
164680
4176
Peki ya ortaokula gidebilen
çok az şanslı genç?
03:00
ManyBirçok of them are droppingbırakarak out
because they're worriedendişeli
48
168880
3176
Çoğu, okulu bırakıyor
çünkü endişe içindeler;
03:04
that they're not gettingalma skillsbecerileri
that they can use to make a livelihoodgeçim.
49
172080
4176
geçimlerini sağlayacak
becerileri edinemediklerini düşünüyorlar.
03:08
And sometimesara sıra, theironların parentsebeveyn
can no longeruzun affordparası yetmek the feesharç.
50
176280
3936
Bazen de aileler ücretleri daha fazla
karşılayamayacak hâle geliyorlar.
03:12
It's a tragedytrajedi.
51
180240
1200
Bu, bir trajedi.
03:14
And younggenç people are alsoAyrıca tellingsöylüyorum me
that they're worriedendişeli about employment,
52
182480
4856
Ayrıca gençler bana
istihdam konusundaki kaygılarını
03:19
that they won'talışkanlık be ableyapabilmek to find a job.
53
187360
2080
iş bulamamaktan korktuklarını söylüyorlar.
03:22
And again, they're right.
54
190120
1640
Burada da haklılar.
03:24
EveryHer monthay, 10 millionmilyon
younggenç people reachulaşmak workingçalışma ageyaş.
55
192480
4400
Her ay, 10 milyon genç
çalışma yaşına geliyor.
03:29
It's a staggeringşaşırtıcı numbernumara.
56
197760
2136
Bu sarsıcı bir rakam.
03:31
Some will go on for furtherayrıca educationEğitim,
but manyçok will entergirmek the workforceişgücü.
57
199920
5216
Bir kısmı eğitimine devam etse de
birçoğu iş gücüne katılıyor.
03:37
And our worldDünya is not creatingoluşturma
10 millionmilyon newyeni jobsMeslekler eachher monthay.
58
205160
4320
Ancak dünyada her ay
10 milyon yeni iş ortaya çıkmıyor.
03:42
The competitionyarışma is fiercesert
for the jobsMeslekler that are availablemevcut.
59
210400
3720
Mevcut işler için rekabet çok şiddetli.
03:47
So, imaginehayal etmek beingolmak a younggenç personkişi todaybugün,
60
215000
2896
Bugün genç bir insan olduğunuzu,
03:49
needinggerek a job, seekingarayan a livelihoodgeçim,
61
217920
3216
bir iş bulup geçiminizi sağlamak
zorunda olduğunuzu,
03:53
readyhazır to buildinşa etmek a futuregelecek,
62
221160
2056
bir gelecek inşa etmeye hazır olduğunuzu
03:55
and opportunitiesfırsatlar are hardzor to find.
63
223240
2760
ve fırsatların zor bulunduğunu düşünün.
04:00
YoungGenç people are alsoAyrıca tellingsöylüyorum me
64
228120
1976
Ayrıca gençler bana
04:02
that they're worriedendişeli that they're not
gettingalma the skillsbecerileri that they need.
65
230120
3736
ihtiyaç duydukları becerileri
edinemediklerini söylüyorlar.
04:05
And again, they're right.
66
233880
1800
Burada da haklılar.
04:09
We are findingbulgu ourselveskendimizi
at a time in the worldDünya
67
237840
4376
Çalışma anlamında
04:14
when the worldDünya
is changingdeğiştirme so fasthızlı for work.
68
242240
2976
öylesine hızla değişen
bir dünyada yaşıyoruz ki.
04:17
We're in the fourthdördüncü industrialSanayi revolutiondevrim.
69
245240
3376
Dördüncü sanayi devrimini yaşamaktayız.
04:20
YoungGenç people do not want to be
on the farmsçiftlikleri and in ruralkırsal communitiestopluluklar.
70
248640
4176
Gençler çiftlik veya kırsal alanlarda
yaşamak istemiyorlar.
04:24
They want to go to the citiesşehirler.
71
252840
2016
Kentlere gitmek istiyorlar.
04:26
They want to learnöğrenmek futuregelecek skillsbecerileri
for futuregelecek work.
72
254880
3976
Geleceğe yönelik işler için geleceğe
yönelik becerileri öğrenmek istiyorlar.
04:30
They want to learnöğrenmek digitaldijital technologyteknoloji
and greenyeşil technologiesteknolojiler.
73
258880
4256
Dijital teknoloji ve çevreci teknolojileri
öğrenmek istiyorlar.
04:35
They want to have a chanceşans
to learnöğrenmek modernmodern agriculturetarım.
74
263160
3616
Modern tarımı öğrenme şansına
sahip olmak istiyorlar.
04:38
They want to learnöğrenmek business
and entrepreneurshipGirişimcilik,
75
266800
2736
İşletmecilik ve girişimcilik öğrenerek
04:41
so that they can createyaratmak
a business of theironların ownkendi.
76
269560
3056
kendi işlerini kurmak istiyorlar.
04:44
They want to be nurseshemşireler and radiologistsradyologlar
and pharmacistseczacı and doctorsdoktorlar.
77
272640
5536
Hemşire, radyoloji uzmanı, eczacı
veya doktor olmak istiyorlar.
04:50
And they want to have all of the skillsbecerileri
that they'llacaklar need for the futuregelecek.
78
278200
3880
Gelecekte ihtiyaç duyacakları
tüm becerilere sahip olmak istiyorlar.
04:54
They alsoAyrıca want to learnöğrenmek the tradesesnaf,
like constructioninşaat and electricianselektrikçiler.
79
282960
5496
Ayrıca inşaat ve elektrikçilik gibi
beceri isteyen işleri istiyorlar.
05:00
These are all the professionsmeslekler
that a countryülke needsihtiyaçlar,
80
288480
2976
Bunların hepsi bir ülkenin
ihtiyaç duyduğu meslekler,
05:03
as well as the professionsmeslekler
that have not been inventedicat edildi yethenüz.
81
291480
3280
henüz icat edilmemiş meslekler de
bunlara dâhil.
05:08
And younggenç people are alsoAyrıca tellingsöylüyorum me
that they're worriedendişeli about violenceşiddet.
82
296080
4680
Gençler ayrıca bana şiddetle ilgili
kaygılarından bahsediyorlar.
05:13
At home, onlineinternet üzerinden, in schoolokul,
in theironların communitiestopluluklar.
83
301720
4936
Evde, okulda, topluluklarında şiddetten.
05:18
And again, they're right.
84
306680
2080
Yine haklılar.
05:21
A younggenç personkişi can have
hundredsyüzlerce of friendsarkadaşlar on socialsosyal mediamedya,
85
309560
4296
Genç bir insanın sosyal medyada
yüzlerce arkadaşı olabilir
05:25
but when they need
to find a friendlyarkadaş canlısı faceyüz,
86
313880
2976
ama onların ihtiyacı güler yüzlü birini,
05:28
someonebirisi who can be there
as theironların friendarkadaş, to talk to,
87
316880
3056
arkadaş gibi yanında olacak,
konuşacak birini bulmak
05:31
they do not find one.
88
319960
2216
ve onu bulamıyorlar.
05:34
They faceyüz bullyingzorbalık, harassmenttaciz and more.
89
322200
4016
Zorbalık, taciz
ve daha fazlasıyla karşılaşıyorlar.
05:38
And hundredsyüzlerce of millionsmilyonlarca
are facingkarşı exploitationistismar
90
326240
4016
Milyonlarca genç, istismar
05:42
and abusetaciz, and violenceşiddet.
91
330280
2040
taciz ve şiddetle karşılaşıyor.
05:45
EveryHer sevenYedi minutesdakika,
an adolescentergen boyoğlan or girlkız
92
333360
4016
Dünyanın herhangi bir yerinde
her yedi dakikada bir
05:49
somewherebir yerde in the worldDünya
is killedöldürdü by an actdavranmak of violenceşiddet.
93
337400
3720
genç bir erkek ya da kız
şiddete kurban gidiyor.
05:55
And girlskızlar are tellingsöylüyorum me
94
343400
1376
Özellikle kızlar bana
05:56
that they're especiallyözellikle worriedendişeli
about theironların futuresvadeli işlem.
95
344800
3296
gelecek konusunda
kaygılı olduklarını söylüyorlar.
06:00
And sadlyNe yazık ki, they're right, too.
96
348120
2656
Ne yazık ki yine haklılar.
06:02
GirlsKızlar faceyüz prejudiceönyargı and discriminationayrımcılık.
97
350800
3056
Kızlar ön yargı
ve ayrımcılıkla karşılaşıyorlar.
06:05
They faceyüz earlyerken childhoodçocukluk marriageevlilik
98
353880
2016
Çocuk yaşta evlendiriliyorlar
06:07
and they faceyüz life-threateninghayati
earlyerken pregnancygebelik.
99
355920
3400
ve yaşamı tehdit eden
erken yaşta gebelikle karşılaşıyorlar.
06:12
ImagineHayal a populationnüfus of the UnitedAmerika StatesBirleşik.
100
360760
2816
Birleşik Devletler nüfusunu düşünün.
06:15
Now doubleçift it.
101
363600
1456
Bunu iki ile çarpın.
06:17
That's the numbernumara of womenkadınlar who
were marriedevli before theironların 18thinci birthdaydoğum günü.
102
365080
4776
İşte bu kadar kadın
18 yaşından önce evlenmiş durumda.
06:21
SixAltı hundredyüz and fiftyelli millionmilyon.
103
369880
2736
Yani altı yüz elli milyon kadın.
06:24
And manyçok were mothersanneler
while they were still childrençocuklar themselveskendilerini.
104
372640
4360
Birçoğu daha kendileri çocukken
anne olmuş durumdalar.
06:30
One out of everyher threeüç womenkadınlar
will faceyüz physicalfiziksel abusetaciz
105
378000
4536
Her üç kadından biri yaşamı boyunca
bir kez fiziksel taciz
06:34
or sexualcinsel abusetaciz in her lifetimeömür.
106
382560
2520
veya cinsel tacize uğrayacak.
06:37
So, no wondermerak etmek girlskızlar are worriedendişeli
about theironların futuresvadeli işlem.
107
385920
3400
Yani kızların gelecekle ilgili kaygılarına
şaşırmamak gerek.
06:42
These urgentacil criseskrizler mayMayıs ayı not be a realitygerçeklik
in your life or in your neighborhoodKomşuluk.
108
390400
5536
Siz kendi yaşamınızda ya da çevrenizde
bunlarla karşılaşmamış olabilirsiniz.
06:47
And perhapsbelki you've had opportunitiesfırsatlar
for a good educationEğitim
109
395960
2936
Ve belkide iyi bir eğitim
06:50
and for marketablepazarlanabilir skillsbecerileri,
and for gettingalma a job.
110
398920
3616
geçerli becerileri edinme ve iyi bir iş
imkanına sahip olmuşsunuzdur.
06:54
And maybe you've never facedyüzlü violenceşiddet,
or prejudiceönyargı, or discriminationayrımcılık.
111
402560
5096
Şiddet, ön yargı veya ayrımcılıkla
hiç karşılaşmamış olabilirsiniz.
06:59
But there are tensonlarca of millionsmilyonlarca
of younggenç people who are not so luckyşanslı.
112
407680
4336
Ancak bu kadar şanslı olmayan
yüz milyonlarca genç var
07:04
And they are soundingsondaj the alarmalarm
for theironların futuresvadeli işlem.
113
412040
4456
ve bunlar gelecekleri için
alarm sinyalleri veriyorlar.
07:08
And that is why UNICEFUNICEF
and our manyçok publichalka açık and privateözel partnersortaklar
114
416520
4056
İşte UNICEF ve birçok
resmi ve özel ortağımızın
07:12
are launchingfırlatma a newyeni globalglobal initiativegirişim.
115
420600
2976
yeni bir küresel hareket
başlatmasının sebebi bu.
07:15
YoungGenç people themselveskendilerini have namedadlı it.
116
423600
3016
Bu hareketin ismini bizzat gençler koydu.
07:18
And it's calleddenilen GenerationÜretimi UnlimitedSınırsız
117
426640
2936
Generation Unlimited
07:21
or Gen-UGen-U or GenGen you.
118
429600
3720
veya Gen-U veya Gen you
07:26
So, what they're sayingsöz is,
it's our time, it's our turndönüş,
119
434720
4736
Yani bizim zamanımız,
bizim sıramız diyorlar.
07:31
it's our futuregelecek.
120
439480
1440
Bu, bizim geleceğimiz.
07:33
Our goalhedef is very straightforwardbasit.
121
441760
2936
Amacımız apaçık.
07:36
We want everyher younggenç personkişi
in schoolokul, learningöğrenme, trainingEğitim,
122
444720
4856
2030 yılına gelindiğinde her genç
okula gitsin, öğrensin, eğitim alsın
07:41
or age-appropriateyaşına uygun employment
by the yearyıl 2030.
123
449600
3720
veya yaşına uygun
bir işte çalışsın istiyoruz.
07:46
This goalhedef is urgentacil,
it's necessarygerekli, it's ambitiousiddialı.
124
454880
4376
Bu amaç önemli, gerekli ve iddialı.
07:51
But we think it's alsoAyrıca achievableelde.
125
459280
2280
Ama başarılı olabileceğini düşünüyoruz.
07:54
So we're callingçağrı out
for cutting-edgeson teknoloji solutionsçözeltiler
126
462480
2736
Bu yüzden çağdaş ve radikal çözümler
07:57
and newyeni ideasfikirler.
127
465240
1856
ve yepyeni fikirler arıyoruz.
07:59
IdeasFikirler that will give younggenç people
a fightingkavga chanceşans for theironların futuresvadeli işlem.
128
467120
4936
Gençlere gelecekleri için savaşma
şansı tanıyacak fikirler.
08:04
We don't know all the answerscevaplar,
129
472080
1736
Tüm cevapları bilmiyoruz,
08:05
so we're reachingulaşan out to businessesişletmeler
and governmentshükümetler, and nonprofitskar amacı gütmeyen,
130
473840
4376
bu yüzden İşletmelerden, hükûmetlerden,
kâr amacı gütmeyen organizasyonlardan,
08:10
and academiaAkademi, and communitiestopluluklar,
and innovatorsyenilikçiler for help.
131
478240
4616
üniversiteler, kurum ve kuruluşlar
ve yenilikçilerden yardım istiyoruz.
08:14
Gen-UGen-U is to be an openaçık platformplatform,
132
482880
2816
Gen-U, açık bir platform olacak,
08:17
where people can come
and sharepay theironların ideasfikirler and solutionsçözeltiler
133
485720
5056
insanların neyin işe yarayıp
yaramadığı hakkında
08:22
about what worksEserleri, what does not work,
134
490800
3136
fikir ve çözümlerini paylaşabilecekleri
08:25
and importantlyönemlisi, what mightbelki work.
135
493960
3200
daha da önemlisi işe yarayan şeyi
bulabilecekleri bir platform.
08:30
So if we can take these ideasfikirler
and addeklemek a little bitbit of seedtohum moneypara,
136
498040
5016
Böylece bu fikirleri ele alıp
bir parça başlangıç desteğinde bulunarak,
08:35
and addeklemek some good partnersortaklar,
137
503080
1976
bazı iyi ortakları da dâhil ederek
08:37
and addeklemek good politicalsiyasi will,
138
505080
2256
ve iyi bir siyasi azimle
08:39
we think they can scaleölçek up to reachulaşmak
thousandsbinlerce and millionsmilyonlarca of people
139
507360
4216
dünyanın her yerinden
binlerce ve milyonlarca insana
08:43
around the worldDünya.
140
511600
1199
ulaşılabileceğine inanıyoruz.
08:45
And with this projectproje,
we're alsoAyrıca going to do something newyeni.
141
513720
3496
Ayrıca bu proje ile
yeni bir şey de yapmış olacağız.
08:49
We're going to co-designortak tasarım
and co-createbirlikte-yaratma with younggenç people.
142
517240
3616
Gençlerle birlikte
tasarlayacağız ve yaratacağız.
08:52
So with Gen-UGen-U, they're going to be
in the driver'ssürücü seatoturma yeri,
143
520880
2895
Yani Gen-U ile sürücü
koltuğunda gençler oturacak,
08:55
steeringyönetim us all alonguzun bir the way.
144
523799
2001
yol boyu bizi onlar yönlendirecek.
08:59
In ArgentinaArjantin, there's a programprogram
where we connectbağlamak studentsöğrencilerin
145
527280
4136
Arjantin'de bir program var,
09:03
who are in ruralkırsal, remoteuzak,
hardzor to reachulaşmak mountainousDağlık communitiestopluluklar,
146
531440
5056
Bu programla kırsal, ücra, ulaşılması zor
dağlık yerleşimlerde yaşayan öğrencileri
09:08
with something they'veonlar ettik seldomnadiren seengörüldü:
147
536520
2616
neredeyse hiç görmedikleri
bir şeyle karşılaştırıyoruz:
09:11
a secondaryikincil schoolokul teacheröğretmen.
148
539160
2496
bir ortaokul öğretmeni ile.
09:13
So these studentsöğrencilerin come to a classroomsınıf,
they're joinedkatıldı by a communitytoplum teacheröğretmen
149
541680
5616
Burada öğrenciler bir sınıfa geliyorlar
ve yerel bir öğretmen eşliğinde
09:19
and they're connectedbağlı
to urbankentsel schoolsokullar onlineinternet üzerinden.
150
547320
4216
kentteki okullara online bağlanıyorlar.
09:23
And there is the secondaryikincil schoolokul teacheröğretmen,
151
551560
2816
İşte size bir ortaokul öğretmeni,
09:26
who is teachingöğretim them
about digitaldijital technologyteknoloji
152
554400
3376
onlara dijital teknoloji dersi veriyor,
09:29
and a good secondaryikincil schoolokul educationEğitim,
153
557800
2856
üstelik iyi bir ortaokul eğitimi,
09:32
withoutolmadan them ever havingsahip olan to leaveayrılmak
theironların ownkendi communitiestopluluklar.
154
560680
3360
topluluklarından
ayrılmak zorunda değiller.
09:37
And in SouthGüney AfricaAfrika,
there's a programprogram calleddenilen TechnoTechno GirlsKızlar.
155
565000
4176
Güney Afrika'da ise
Techno Girls denilen bir program var.
09:41
And these are girlskızlar
from disadvantageddezavantajlı neighborhoodsmahalleler
156
569200
2696
Olumsuz koşullarda yaşayan
çevrelerden gelen
09:43
who are studyingders çalışıyor the STEMKÖK programprogram areaalan:
157
571920
3296
ve STEM programı okuyan kızlar:
09:47
scienceBilim, technologyteknoloji, engineeringmühendislik and mathmatematik.
158
575240
3136
fen bilimleri, teknolojii
mühendislik ve matematik.
09:50
And they have a chanceşans to job shadowGölge.
159
578400
2976
Staj yapma imkanı yakalıyorlar.
09:53
This is the way that they then
can see themselveskendilerini
160
581400
2576
Bu şekilde kendilerini
09:56
in jobsMeslekler that are in engineeringmühendislik,
161
584000
2016
mühendislik, bilim hatta uzay programı
09:58
in scienceBilim, and maybe
in the spaceuzay programprogram.
162
586040
3480
çerçevesindeki görevlerde görebiliyorlar
10:02
In BangladeshBangladeş,
163
590320
1336
Bangladeş'te
10:03
we have partnersortaklar who are trainingEğitim
tensonlarca of thousandsbinlerce of younggenç people
164
591680
4016
on binlerce gence
eğitim veren ortaklarımız var,
10:07
in the tradesesnaf,
165
595720
1296
zanaat dallarında eğitim.
10:09
so that they can becomeolmak
motorcyclemotosiklet repaironarım people,
166
597040
3216
böylece bu insanlar motor tamircisi
10:12
or mobileseyyar phonetelefon servicehizmet people.
167
600280
2456
veya cep telefonu servis
personeli olabiliyorlar.
10:14
But these are a chanceşans to see
theironların ownkendi livelihoodsgeçim.
168
602760
3336
Bunlar kendi geçimlerini
sağlamaları için bir imkân.
10:18
And maybe even to have
a business of theironların ownkendi.
169
606120
3200
Hatta kendi işlerini
kurma imkanı bulabiliyorlar.
10:22
And in VietnamVietnam,
170
610400
1616
Vietnam'da ise
10:24
there's a programprogram where
we are pairingeşleştirme younggenç entrepreneursgirişimciler
171
612040
3816
genç girişimcileri kendi yerel
yerleşimlerinin ihtiyaçlarıyla
10:27
with the needsihtiyaçlar in theironların ownkendi
localyerel communitiestopluluklar.
172
615880
3016
buluşturduğumuz bir program var.
10:30
So with this programprogram, a groupgrup gatheredtoplanmış
173
618920
2936
Bu programla bir grup toplandı
10:33
and they decidedkarar that they would
solveçözmek the problemsorun of transportationtaşımacılık
174
621880
3896
ve yerleşim birimlerindeki
engelli bireylerin
10:37
for people with disabilitiesEngelli
in theironların communitiestopluluklar.
175
625800
3296
ulaşım sorununu çözmeye karar verdiler.
10:41
So with a mentorakıl hocası
and a bitbit of seedtohum fundingfinansman,
176
629120
2296
Bir rehber ve çok az finansmanla
10:43
they'veonlar ettik now developedgelişmiş a newyeni appUygulamanın
to help the wholebütün communitytoplum.
177
631440
3600
tüm topluluğa yararlı
yeni bir uygulama geliştirdiler.
10:48
And I've seengörüldü how these programsprogramlar
can make a differencefark.
178
636280
4136
Bu programların nasıl bir
fark yarattığını gördüm.
10:52
When I was in LebanonLübnan,
I visitedziyaret a programprogram calleddenilen GirlsKızlar Got IT,
179
640440
4496
Lübnan'dayken Girls Got IT adında
bir program ziyaret ettim,
10:56
or GirlsKızlar Got It.
180
644960
1800
diğer adı Girls Got It.
10:59
And in this programprogram,
girlskızlar who have been studyingders çalışıyor
181
647520
3056
Bu programda bilgisayar yetileri
ve STEM programı öğrenen kızlar,
11:02
computerbilgisayar skillsbecerileri and the STEMKÖK programprogram
182
650600
2816
genç profesyonellerle
11:05
have a chanceşans to work sideyan by sideyan
with younggenç professionalsprofesyoneller,
183
653440
4256
yan yana çalışma imkânı ediniyorlar,
11:09
so that they can learnöğrenmek firsthandilk elden
184
657720
2856
böylece mimar, tasarımcı veya bilim insanı
olmanın nasıl bir şey olduğunu
11:12
what it's like to be an architectmimar,
a designertasarımcı or a scientistBilim insanı.
185
660600
4656
ilk elden görebilmektedirler.
11:17
And when you see these girlskızlar,
smilesgülümsüyor on theironların facesyüzleri,
186
665280
3216
Bu kızları, yüzlerindeki gülümsemeyi
11:20
the hotSıcak lightsışıklar in theironların eyesgözleri,
187
668520
2696
gözlerindeki ışığı görseniz
11:23
they are so excitedheyecanlı,
they have hopeumut for the futuregelecek.
188
671240
3576
öyle heyecanlılar ve
geleceğe öyle umutla bakıyorlar ki.
11:26
They want to changedeğişiklik the worldDünya.
189
674840
2216
Dünyayı değiştirmek istiyorlar.
11:29
And now, with this programprogram
and these mentorsmentorların,
190
677080
3296
Ve bu program ve bu rehberlerle
11:32
they'llacaklar be ableyapabilmek to do it.
191
680400
1840
bunu yapabilecekler.
11:35
But these ideasfikirler and programsprogramlar
are just a startbaşlama.
192
683400
3576
Ama bu fikir ve programlar
sadece bir başlangıç.
11:39
They'llOnlar olacak only reachulaşmak a fractionkesir
of the younggenç people that we need to reachulaşmak.
193
687000
3840
Bunlar, ulaşmamız gereken gençlerin
sadece bir kısmına ulaşacaklar.
11:43
We want to take these ideasfikirler
and find waysyolları to scaleölçek them up.
194
691640
4136
Biz bu fikirleri alıp çoğaltacak
yollar bulmak istiyoruz.
11:47
To reachulaşmak more younggenç people
in more communitiestopluluklar,
195
695800
2456
Daha çok toplulukta,
dünyanın daha çok yerinde
11:50
in more placesyerler around the worldDünya.
196
698280
2696
daha çok gence ulaşmak istiyoruz.
11:53
And we want to dreamrüya bigbüyük.
197
701000
2320
Büyük düşünmek istiyoruz.
11:56
Could everyher schoolokul,
everywhereher yerde in the worldDünya,
198
704080
3696
Dünyanın her yerinde, her okulda,
11:59
no mattermadde how remoteuzak or mountainousDağlık,
199
707800
2816
ne kadar ücra veya dağlık olursa olsun,
12:02
or even if it's in a refugeemülteci campkamp,
200
710640
1976
hatta mülteci kamplarında
12:04
could they be connectedbağlı to the internetInternet?
201
712640
3456
internete bağlanmak mümkün olabilir mi?
12:08
Could we have instantanlık translationçeviri
for younggenç people,
202
716120
3856
Dünyanın herhangi bir yerinde
gençlerin kendi dilerinde
12:12
so that you could get a good educationEğitim
203
720000
2136
iyi bir eğitim alabilmeleri için
12:14
in your ownkendi languagedil,
anywhereherhangi bir yer in the worldDünya?
204
722160
2600
onlara yönelik simültane
çevirmenlerimiz olamaz mı?
12:17
And would it be possiblemümkün
205
725640
1456
Peki ya kendi toplumunuzda
iş bulmanız için
12:19
that we could connectbağlamak
the educationEğitim in your schoolokul
206
727120
3896
size gerekli becerileri kazandıracak
12:23
with skillsbecerileri that you're going to need
to get a job in your ownkendi communitytoplum?
207
731040
4456
böylece okuldan çıkıp
doğruca işe girmenizi sağlayacak
bir eğitimle buluşturmamız
mümkün olabilir mi?
12:27
So that you actuallyaslında can movehareket
from schoolokul to work.
208
735520
3200
12:32
And more.
209
740360
1256
Ve daha fazlası.
12:33
Can eachher one of us help?
210
741640
1560
Her birimiz yardım edebilir miyiz?
12:36
In our everydayher gün liveshayatları
and in our workplacesişyerleri,
211
744000
3336
Günlük yaşamımızda ve iş yerlerimizde
12:39
are there waysyolları that we could
supportdestek younggenç people?
212
747360
2440
gençleri bir şekilde
desteklememiz mümkün mü?
12:42
YoungGenç people are askingsormak us
for apprenticeshipsÇırak -lık,
213
750560
3056
Gençler bize çıraklık, iş başında eğitim
12:45
for job shadowingGölgeleme, for internshipsstaj.
214
753640
3056
ve staj imkânlarını soruyorlar.
12:48
Could we do this?
215
756720
1200
Bunu yapabilir miyiz?
12:50
YoungGenç people are alsoAyrıca askingsormak us
for work-studyçalışma-çalışma programsprogramlar,
216
758840
3976
Ayrıca gençler hem öğrenip
hem de para kazanabilecekleri yerler,
12:54
placesyerler where they can learnöğrenmek and earnkazanmak.
217
762840
2976
iş-eğitim programları soruyorlar.
12:57
Could we do this and could we
reachulaşmak out to a communitytoplum that's nearbyyakında,
218
765840
4616
Bunu yaparak yakınımızdaki
daha zor şartlarda yaşayan
13:02
that's lessaz advantagedavantajlı, and help them?
219
770480
2600
bir topluma yardım edebilir miyiz?
13:06
YoungGenç people are alsoAyrıca sayingsöz
that they want to help other younggenç people.
220
774440
3416
Ayrıca gençler başka gençlere yardım
etmek istediklerini söylüyorlar.
13:09
They want more spaceuzay and more voiceses,
221
777880
2976
Toplanıp birbirlerine
yardım edebilecekleri
daha geniş bir platformda
seslerini daha çok duyurmak istiyorlar.
13:12
so that they can gathertoplamak
to help eachher other.
222
780880
3016
13:15
In HIVHIV centersmerkezleri, in refugeemülteci campskampları,
223
783920
4096
HIV merkezlerinde, mülteci kamplarında...
13:20
but alsoAyrıca to stop onlineinternet üzerinden bullyingzorbalık
and earlyerken childçocuk marriageevlilik.
224
788040
4480
Ancak aynı zamanda internette zorbalık
ve erken yaşta evliliğe son vermek için
13:25
We need ideasfikirler, we need
ideasfikirler that are bigbüyük and smallküçük,
225
793320
3656
büyük küçük fikirlere ihtiyacımız var;
13:29
ideasfikirler that are localyerel and globalglobal.
226
797000
2520
yerel ve küresel fikirlere.
13:33
This, in the endson, is our responsibilitysorumluluk.
227
801240
3576
Sonuçta bu bizim sorumluluğumuz.
13:36
A massivemasif generationnesil of younggenç people
are about to inheritmiras our worldDünya.
228
804840
5896
Dünyamızı çok kalabalık bir
genç nesle bırakmak üzereyiz.
13:42
It is our dutygörev to leaveayrılmak a legacymiras
of hopeumut and opportunityfırsat
229
810760
5096
Onlar için ama aynı zamanda
onlarla birlikte
13:47
for them but alsoAyrıca with them.
230
815880
3416
umut ve fırsat bırakmak bizim vazifemiz.
13:51
YoungGenç people are
25 percentyüzde of our populationnüfus.
231
819320
3376
Nüfusumuzun yüzde 25'i genç.
13:54
But they are 100 percentyüzde of our futuregelecek.
232
822720
3936
Ama geleceğimizin ise yüzde 100'ü onlar.
13:58
And they're callingçağrı out
for a fightingkavga chanceşans
233
826680
3096
Daha iyi bir dünya inşa etmek için
14:01
to buildinşa etmek a better worldDünya.
234
829800
2576
mücadele imkânı istiyorlar.
14:04
So theironların call should be our callingçağrı.
235
832400
3216
Onların çağrısı bizim çağrımız olmalı.
14:07
The callingçağrı of our time.
236
835640
2856
Zamanımızın çağrısı.
14:10
The time is now, the need is urgentacil.
237
838520
3336
Zaman geldi, ihtiyaç acil...
14:13
And 1.8 billionmilyar younggenç people are waitingbekleme.
238
841880
4440
1,8 milyar genç bekliyor.
14:19
Thank you.
239
847440
1216
Teşekkürler.
14:20
(ApplauseAlkış)
240
848680
4000
(Alkışlar)
Translated by Hülya Demirci
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Henrietta Fore - Child advocate
UNICEF executive director Henrietta Fore is a champion of economic development, education, health and humanitarian assistance.

Why you should listen
Henrietta Fore became executive director of UNICEF, the United Nations Children's Fund, on January 1, 2018. Previously she served as the administrator of USAID and director of the United States Foreign Assistance (as the firrst woman to serve in these roles), managing billions of dollars in assistance annually, including support to people and countries recovering from disaster. Prior to this appointment, Fore served as Under Secretary of State for Management, the COO of the Department of State, under President George W. Bush. She also served on the boards of the Center for Strategic and International Studies (CSIS) and the Aspen Institute among others.
More profile about the speaker
Henrietta Fore | Speaker | TED.com