ABOUT THE SPEAKER
Alan Crickmore - Audio/video editor, charity worker
Alan Crickmore works with Storybook Dads, a charity that promotes family ties between prisoners and their children.

Why you should listen

Alan Crickmore is married with adult children. He practiced law for over thirty years before being sent to prison for a lengthy term. In prison he developed new skills and was active in prison education, assisting in the teaching of English and math to prisoners of limited ability and experience. In the final year of his sentence, Crickmore began to work for Storybook Dads, a charity whose objects include the promotion of family ties between prisoners and their children. Since his release from prison, Crickmore has continued to work for Storybook Dads and is a proud ambassador for the charity. He lives in Gloucestershire, England, with his wife and Teddy, their Lakeland Terrier.

More profile about the speaker
Alan Crickmore | Speaker | TED.com
TEDxExeter

Alan Crickmore: How storytelling helps parents in prison stay connected to their kids

Alan Crickmore: Hapishanedeki anne babalar hikâye anlatımı yoluyla çocuklarıyla bağlarını nasıl koruyorlar?

Filmed:
1,455,642 views

Ebeveynler hapse girdiğinde işledikleri suçun kasıtsız kurbanları kendi çocukları olur. Bir destek ve istikrar olmadan bu çocukların akıl sağlığı ve gelişim sorunları yaşama riskleri daha yüksektir. Bu samimi konuşmada, kendisi de dolandırıcılıktan hüküm giymiş olan Alan Crickmore, Storybook Dads hayır işi projesinin, basit hikâye anlatma tekniği ile aileleri nasıl bir arada tutmaya yardımcı olduğunu anlatıyor.
- Audio/video editor, charity worker
Alan Crickmore works with Storybook Dads, a charity that promotes family ties between prisoners and their children. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
It's storyÖykü time.
0
1500
1150
Masal vakti.
00:15
SettleYerleşmek back, and I'll beginbaşla.
1
3492
1800
Arkanıza yaslanın, başlıyorum.
00:18
OnceBir kez uponüzerine a time, a motheranne duckördek
satoturdu patientlysabırla on her nestyuva of eggsyumurta,
2
6643
4865
Bir varmış bir yokmuş, bir anne ördek
yumurtaların üzerinde oturmuş
00:23
waitingbekleme for them to hatchkapağı.
3
11532
1733
sabırla çatlamalarını bekliyormuş.
00:25
And then one day, she feltkeçe
something movehareket beneathaltında her.
4
13953
3269
Sonra bir gün,
altında bir hareket hissetmiş.
00:29
CrackÇatlak, crackçatlak!
5
17246
1309
Çatır, çatır!
00:31
FilledDolu with happinessmutluluk, she watchedizledi
as her eggsyumurta hatchedyumurtadan one by one.
6
19397
4416
Anne ördek büyük bir mutlulukla
yumurtaların tek tek çatlamasını izlemiş.
00:37
I don't know about you,
but when I was little,
7
25726
2191
Sizi bilmem ama ben küçükken
00:39
storyÖykü time was always
one of my favoritesevdiğim partsparçalar of the day.
8
27941
3245
masal vakti, günün en sevdiğim vaktiydi.
00:43
And I lovedsevilen readingokuma to my two sonsoğulları
when they were smallküçük, too.
9
31210
3333
Kendi iki oğluma da küçükken
masal okumayı çok severdim.
00:47
It's that specialözel time
10
35422
1627
Bu özel anda,
00:49
when a parentebeveyn and childçocuk
can be totallybütünüyle absorbedemilir togetherbirlikte
11
37073
3801
ebeveyn ve çocuk hikâyenin içinde
tamamen kaybolurlar.
00:52
in mysticalmistik kingdomskrallıklar, fantasticalfantastik beastiesbeasties
12
40898
2286
Gizemli krallıklar, fantastik canavarlar
00:55
or scruffypis little ducksördekler
that turndönüş out to be swansKuğu.
13
43208
3312
veya kuğuya dönüşen küçük sersem
ördek yavruları...
00:59
Well, that's how it is for some childrençocuklar,
14
47616
2310
Bazı çocuklar için durum böyleyken
01:01
but for other childrençocuklar,
15
49950
1920
bazı çocukların
01:03
there isn't a parentebeveyn around
to readokumak to them.
16
51894
2816
onlara masal okuyacak
bir ebeveynleri yoktur.
01:08
I'd like to tell you about SophieSophie.
17
56093
2267
Size Sophie'den bahsetmek isterim.
01:11
Sophie'sSophie 'nin fivebeş yearsyıl oldeski
and liveshayatları with her parentsebeveyn.
18
59292
3324
Sophie 5 yaşındadır
ve ailesiyle yaşamaktadır.
01:15
One day, there's a bangpatlama at the doorkapı.
19
63982
2342
Bir gün kapı çalar.
01:18
SophieSophie hearsduyar lots of shoutinghaykırış;
her mum'sAnnemin cryingağlıyor.
20
66348
2785
Sophie birçok bağrışma duyar;
annesi ağlıyordur.
01:21
She seesgörür the policepolis
draggingsürükleme her fatherbaba away.
21
69157
3075
Polisin babasını çekip
götürdüğüne şahit olur.
01:24
Sophie'sSophie 'nin afraidkorkmuş. She startsbaşlar cryingağlıyor, too.
22
72256
2667
Sophie korkar ve de ağlamaya başlar.
01:27
WeeksHafta go by.
23
75574
1515
Haftalar geçer.
01:29
SophieSophie doesn't know
what's happenedolmuş to her dadbaba.
24
77113
2651
Sophie babasına ne olduğunu bilmez.
01:31
When she askssorar her mumAnnem, her mumAnnem getsalır upsetüzgün.
25
79788
2172
Annesine sorduğunda annesi üzülür.
01:33
So she stopsdurak askingsormak.
26
81984
1791
O da artık sormaz.
01:37
SophieSophie waitsbekler.
27
85307
1341
Sophie bekler.
01:39
She really missesözlüyor her dadbaba.
28
87331
1734
Babasını çok özler.
01:41
EveryHer day, she hurriesAcelece kanepeye oturur home from schoolokul,
in casedurum he's come back.
29
89836
3111
Her gün okuldan eve koşarak gelir;
belki babası dönmüştür diye.
01:46
On manyçok nightsgece,
she criesçığlıkları herselfkendini to sleepuyku.
30
94042
2867
Çoğu gece ağlayarak uyur.
01:51
ChildrenÇocuk at schoolokul startbaşlama to teaseTease her.
31
99212
2087
Okuldaki çocuklar
onunla dalga geçmeye başlar.
01:53
They call her namesisimler.
32
101323
1334
Ona isimler takarlar.
01:55
Somebody'sBirinin mumAnnem has heardduymuş
that Sophie'sSophie 'nin dadbaba is in prisonhapis.
33
103300
3800
Birinin annesi, Sophie'nin babasının
hapiste olduğunu duymuştur.
02:00
SophieSophie pretendsyerindeymiş gibi to be illhasta
so she doesn't have to go to schoolokul.
34
108082
3047
Sophie okula gitmemek için
hasta taklidi yapmaya başlar.
02:03
And her teacheröğretmen can't understandanlama
why she's so faruzak behindarkasında
35
111749
3006
Öğretmeni, ev ödevlerinden
neden bu kadar geri kaldığını
02:06
with her schoolworkokul.
36
114779
1346
anlayamaz.
02:10
After what seemsgörünüyor
a long, long time to SophieSophie,
37
118180
3683
Sophie için çok uzun bir süre sonra
02:13
a lettermektup arrivesgeldiğinde.
38
121887
1492
bir mektup gelir.
02:15
It's from her dadbaba.
39
123403
1388
Mektup babasındandır.
02:16
The writingyazı is very messydağınık.
40
124815
2365
Yazılar karman çormandır.
02:19
The lettermektup makesmarkaları her mumAnnem cryağlamak,
but she readsokur a little out to SophieSophie.
41
127204
4046
Mektup annesini ağlatır,
yine de Sophie'ye de birazını okur.
02:23
He saysdiyor that he's OK
and that he's missingeksik them.
42
131950
2934
Babası iyi olduğunu ve onları
çok özlediğini yazmıştır.
02:27
It's a shortkısa lettermektup.
43
135744
1333
Kısa bir mektuptur.
02:30
SophieSophie saysdiyor she'do ediyorum like to go
and see her dadbaba, whereverher nerede he is.
44
138006
3402
Sophie gidip babasını görmek istediğini
söyler; babası her nerdeyse.
02:33
But her mumAnnem saysdiyor it's too faruzak away,
and they can't affordparası yetmek the journeyseyahat.
45
141432
4666
Fakat annesi çok uzakta olduğunu ve oraya
gitmeye paralarının yetmeyeceğini söyler.
02:38
Then one day the phonetelefon ringshalkalar.
46
146829
2150
Sonra bir gün telefon çalar.
02:41
"SophieSophie, come speakkonuşmak to daddyBaba."
47
149003
2738
"Sophie, gel babanla konuş."
02:44
DadBaba soundssesleri differentfarklı, faruzak away.
48
152889
2920
Babasının sesi farklıdır,
çok uzaktan gelir.
02:48
He saysdiyor he can't talk for very long,
49
156571
1850
Çok uzun konuşamayacağını söyler,
02:50
and anywayneyse, it's very noisygürültülü
whereverher nerede he is.
50
158445
3007
zaten olduğu yer çok seslidir.
02:53
And SophieSophie doesn't know
what to say to him.
51
161476
3104
Sophie ona ne söyleyeceğini bilemez.
02:58
Well, as storieshikayeleri go,
that's not a very niceGüzel one.
52
166631
2761
Anlatılanlara göre,
bu güzel bir hikâye değil.
03:01
In the UnitedAmerika Kingdomİngiltere, 200,000 childrençocuklar
53
169416
4653
Birleşik Krallık'ta 200.000 çocuk
hapse giren ebeveyni yüzünden
utanç ve soyutlanma yaşıyor.
03:06
experiencedeneyim the shameutanç and isolationyalıtım
of a parentebeveyn in prisonhapis.
54
174093
4155
03:11
Two hundredyüz thousandbin.
55
179117
2055
İki yüz bin.
03:13
That's more than the numbernumara
of childrençocuklar eachher yearyıl
56
181196
2310
Bu sayı her sene
annesi babası boşanan çocukların
03:15
who are affectedetkilenmiş
by theironların parentsebeveyn divorcingBoşanmaktan.
57
183530
2417
sayısından fazla.
03:18
And it can affectetkilemek the childrençocuklar
of prisonersmahkumlar very deeplyderinden.
58
186307
3000
Ve çocuklar bu durumda
derin yaralar alabilir.
03:21
There can be problemssorunlar at schoolokul,
59
189829
1591
Okulda sorunlar yaşayabilirler
03:23
and they're threeüç timeszamanlar more likelymuhtemelen
to sufferacı çekmek from mentalzihinsel healthsağlık issuessorunlar.
60
191444
3968
ve akıl sağlığı sorunları yaşama riskleri
üç kat daha fazla.
03:28
In so manyçok waysyolları,
61
196932
1502
Birçok yönden
03:30
childrençocuklar are the unintendedistenmeyen victimskurbanlar
of theironların parents'Anne babamın crimessuçları.
62
198458
4783
bu çocuklar ebeveynlerinin işledikleri
suçların kasıtsız kurbanları.
03:35
In so manyçok waysyolları,
63
203784
1531
Birçok yönden,
çocuklar, anne babalarının işledikleri
suçların göz ardı edilen kurbanları.
03:37
childrençocuklar are the overlookedgözden kaçan victimskurbanlar
of theironların parents'Anne babamın crimessuçları.
64
205339
4064
03:43
UntilKadar last NovemberKasım,
I was a servingservis prisonermahkum,
65
211936
3040
Geçen Kasım ayına kadar
ben de çalışan bir mahkumdum.
03:47
imprisonedhapsedilmiş for frauddolandırıcılık.
66
215000
1499
Dolandırıcılıktan hüküm giymiştim.
03:48
I was dishonestdürüst olmayan, and I paidödenmiş the penaltyceza.
67
216974
2600
Dürüst davranmadım ve cezasını çektim.
03:52
Before that, I'd been
a practicingalıştırma yapmak solicitorAvukat for 30 yearsyıl.
68
220450
3225
Öncesinde 30 senelik avukattım.
03:56
I'd had a happymutlu and stablekararlı upbringingyetiştirme,
69
224172
2715
Mutlu bir çocukluğum,
03:58
a good educationEğitim,
70
226911
1198
iyi bir eğitimim,
mutlu bir evliliğim vardı.
Çok şükür evliliğim hâlâ sürüyor.
04:00
a happymutlu marriageevlilik, whichhangi,
I'm pleasedmemnun to say, continuesdevam ediyor.
71
228133
2944
04:03
I have two adultyetişkin sonsoğulları.
72
231101
2547
İki yetişkin oğlum var.
04:06
When they were growingbüyüyen up,
I did my besten iyi to be around for them
73
234387
3587
Onlar büyürken mümkün olduğunca
onların yanında oldum
04:09
as much as I could.
74
237998
1452
ve elimden gelen her şeyi yaptım.
04:11
And I tookaldı a carefuldikkatli interestfaiz
in what they did.
75
239474
2229
Yaptıkları şeylerle özenle ilgilendim.
04:13
I readokumak to my boysçocuklar everyher night,
76
241727
2953
Her gece oğullarıma hikâyeler okudum
04:16
and ironicallyironik, our favoritesevdiğim storyÖykü
was "BurglarHırsız BillBill."
77
244704
4815
ironik bir şekilde en sevdiğimiz hikâye
"Hırsız Bill" idi.
04:21
(LaughterKahkaha)
78
249543
2145
(Kahkahalar)
04:25
But when I got to prisonhapis,
it soonyakında becameoldu apparentbelirgin
79
253210
2610
Hapse girdiğimde
kısa süre içinde anladım ki
04:27
that my backgroundarka fon was very differentfarklı
to that of mostçoğu of the prisonersmahkumlar.
80
255844
4115
benim geçmişim, birçok mahkûmun
geçmişinden çok farklıydı.
04:32
FewKaç of the menerkekler that I metmet
had had a decentiyi educationEğitim.
81
260505
3136
Tanıştığım çok az kişi
düzgün bir eğitim almıştı.
04:35
IndeedGerçekten de, manyçok associatedilişkili educationEğitim
with humiliationaşağılama and failurebaşarısızlık.
82
263665
4769
Aslında çoğu için eğitim aşağılanma
ve başarısızlık anlamına geliyordu.
04:40
I can tell you firsthandilk elden
that prisonhapis is dehumanizinginsansızlaştıran.
83
268458
4162
Size birinci ağızdan şunu söyleyebilirim;
hapishane insanlık dışı bir yer.
04:45
PrisonersMahkumlar hardensertleşmesine up,
they shutkapamak down, they closekapat in ...
84
273592
3428
Mahkûmlar hapishanede katılaşır,
suskunlaşır ve içine kapanır...
04:49
just to survivehayatta kalmak.
85
277863
1447
sadece hayatta kalmak için.
04:52
And this can be devastatingyıkıcı for familiesaileleri.
86
280166
2396
Bu durum aileler için yıkıcı olabilir.
04:56
In factgerçek, maintainingmuhafaza contacttemas
with your familyaile from prisonhapis
87
284546
4178
Aslına bakarsanız
hapishaneden ailenizle iletişimi sürdürmek
05:00
can be very difficultzor indeedaslında.
88
288748
1933
çok zor olabilir.
05:03
And if a childçocuk does get to see
theironların parentebeveyn in prisonhapis,
89
291613
3150
Ve bir çocuk hapishanedeki anne
veya babasını ziyarete gittiğinde
05:06
they have to go throughvasitasiyla
the sameaynı pat-downPat-aşağı searchesaramalar as the adultsyetişkinler.
90
294787
3111
yetişkinlerle aynı güvenlik araması
süreçlerinden geçer.
05:09
They walkyürümek throughvasitasiyla
the sameaynı detectorDedektör framesçerçeveler,
91
297922
2764
Aynı dedektörlerden geçerler,
05:12
they're sniffedkokladı by the sameaynı snifferburnunu çekmek dogsköpekler,
92
300710
2161
aynı köpekler tarafından koklanırlar,
05:14
and all because some childrençocuklar
have been the unwittingfarkında olmadan carrierstaşıyıcılar
93
302895
3404
çünkü bazı çocuklar farkına varmadan
uyuşturucu ve cep telefonu
05:18
of drugsilaçlar and mobileseyyar phonestelefonlar.
94
306323
2184
taşıyıcılığı yapar.
05:21
And when they get throughvasitasiyla
to see theironların parentebeveyn,
95
309567
2171
Nihayetinde anne veya babalarıyla
karşı karşıya geldiklerinde ise
05:23
they mayMayıs ayı be tiredyorgun from a long journeyseyahat,
96
311762
2686
çocuklar çoktan yorulmuş,
05:26
shyutangaç, tongue-tieddil bağlı, even upsetüzgün.
97
314472
2991
utangaç, sessiz
ve hatta üzgün olabilirler.
05:29
And it isn't easykolay for the parentsebeveyn,
who mayMayıs ayı not be gettingalma alonguzun bir.
98
317853
3571
Bu durum birbiriyle geçinemeyen
ebeveynler için de kolay değildir.
05:34
For manyçok reasonsnedenleri, not just these,
99
322227
1877
Bunlar dışında başka birçok nedenden
05:36
over halfyarım of prisonersmahkumlar losekaybetmek contacttemas
with theironların childrençocuklar and familiesaileleri.
100
324957
4332
mahkûmların yarısından çoğu aileleriyle
ve çocuklarıyla iletişimi kaybeder.
05:41
How can we help prisonersmahkumlar
to staykalmak in contacttemas with theironların familiesaileleri?
101
329942
3684
Mahkûmların aileleriyle iletişimde
kalmalarına nasıl yardımcı olabiliriz?
05:46
When I was a prisonermahkum
at ChanningsChannings WoodAhşap PrisonHapishane,
102
334574
2270
Ben Channings Wood Hapishanesindeyken
05:48
I beganbaşladı workingçalışma for a charitysadaka
calleddenilen StorybookStorybook DadsBabalar.
103
336868
3060
Storybook Dads adında bir projede
çalışmaya başladım.
05:52
StorybookStorybook DadsBabalar beganbaşladı in 2003,
104
340934
2696
Bu hayır işi projesi 2003'te başladı.
05:55
when SharonSharon BerryBerry, a civiliansivil workerişçi
in a prisonhapis, realizedgerçekleştirilen just how much
105
343654
5237
Hapishanede sivil bir çalışan olan
Sharon Berry birçok mahkûmun
06:00
manyçok prisonersmahkumlar wanted to staykalmak
in contacttemas with theironların childrençocuklar.
106
348915
3213
çocuklarıyla iletişimi korumak
istediklerini fark etmişti.
06:04
And so, armedSilahlı with a fewaz storybookshikaye kitapları,
107
352694
2342
Böylelikle, birkaç hikâye kitabı alarak
06:07
she beganbaşladı to help prisonersmahkumlar
to readokumak and recordkayıt storieshikayeleri
108
355060
2959
mahkûmların okudukları hikâyeleri
kaydederek
06:10
to sendgöndermek home to theironların childrençocuklar.
109
358043
2067
çocuklarına göndermelerini sağladı.
06:12
It wasn'tdeğildi a newyeni ideaFikir.
FewKaç ideasfikirler like this are newyeni.
110
360468
3804
Bu yeni bir fikir değildi
Böyle fikirler genelde yeni olmaz.
06:16
They're great ideasfikirler.
111
364611
1333
Bunlar harika fikirler.
06:18
But it was an instantanlık successbaşarı.
112
366942
2155
Proje birden başarı sağladı.
06:22
You mayMayıs ayı wondermerak etmek: How does the recordingkayıt
of the storieshikayeleri work in prisonhapis?
113
370466
4967
Merak etmiş olabilirsiniz: Hapishanede
hikâyeler nasıl kaydediliyor?
06:27
Is it difficultzor for prisonersmahkumlar?
114
375769
2190
Bu, mahkûmlar için zor mu?
06:29
Can it be challengingmeydan okuma?
115
377983
1467
Zor yanları var mı?
06:33
Well, the processsüreç of choosingSeçme,
readingokuma and recordingkayıt a storyÖykü
116
381380
4614
Evet, mahkûmlar için bir hikâye seçme,
okuma ve kaydetme süreci
06:38
can be very challengingmeydan okuma for prisonersmahkumlar.
117
386018
2273
çok zorlayıcı olabilir.
06:42
PrisonHapishane is toughsert,
118
390090
2020
Hapishane şartları serttir
06:44
and prisonersmahkumlar can't affordparası yetmek to showgöstermek
any signsişaretler of weaknesszayıflık or vulnerabilityGüvenlik açığı.
119
392134
4837
ve mahkûmların zayıf veya kırılgan
görünme şansları yoktur.
06:50
But this, this recordingkayıt processsüreç,
120
398234
3015
Ancak bu hikâye kaydetme süreci
06:53
this can be uncomfortablerahatsız, upsettingüzücü,
sometimesara sıra all just a bitbit too much.
121
401273
5992
rahatsız edici, üzücü olabilir ve bazen
mahkûmlara çok fazla gelebilir.
07:01
And prisonersmahkumlar oftensık sık cryağlamak.
122
409884
1801
Mahkûmlar bu süreçte genelde ağlar.
07:04
They cryağlamak because they regretpişman
missingeksik out on theironların children'sçocuk liveshayatları.
123
412741
4347
Çünkü çocuklarının hayatlarını
kaçırdıklarına pişman olurlar.
07:09
They cryağlamak because they're ashamedutanmış
that they'veonlar ettik let theironların familiesaileleri down.
124
417701
3752
Çünkü ailelerini yüz üstü bırakmaktan
utanç duyarlar.
07:13
They cryağlamak because they don't know
how to go about readingokuma to theironların childrençocuklar.
125
421846
4698
Çünkü okumaya nasıl
başlayacaklarını bilemezler.
07:20
But because when they come to us
we offerteklif a privateözel spaceuzay, one-to-onebire bir,
126
428298
5533
Ancak bize geldiklerinde biz onlara
kişisel bir alan sunduğumuz için
07:25
prisonersmahkumlar don't need to be toughsert anymoreartık,
127
433855
3072
mahkûmların artık sert olmalarına
gerek kalmaz
07:28
and they can use
theironların vulnerabilityGüvenlik açığı as a strengthkuvvet
128
436951
2976
ve çocuklarıyla iletişim kurarken
kırılgan yanlarını,
07:31
when contactingbaşvurma with theironların childrençocuklar.
129
439951
2400
artık güçlü yanları olarak
kullanabilirler.
07:35
I rememberhatırlamak one prisonermahkum
who camegeldi to recordkayıt.
130
443977
2547
Bana kayıt için gelen
bir mahkûmu hatırlıyorum.
07:39
He was a bigbüyük, hardzor man
with a reputationitibar for beingolmak toughsert.
131
447095
3751
İri yarı bir adamdı
ve sert olmakla tanınırdı.
07:43
He camegeldi alonguzun bir as implacableamansız as ever.
132
451358
2341
Çok acımasız biriydi.
07:45
But when the doorkapı of the recordingkayıt
roomoda closedkapalı behindarkasında him,
133
453723
3060
Fakat kayıt odasının kapısı
kapanır kapanmaz
07:48
that facadecephe beganbaşladı to crumblekek.
134
456807
1744
o sert yüzü kaybolmaya başladı.
07:50
From his pocketcep, he tookaldı
a screwed-upberbat pieceparça of paperkâğıt
135
458909
3126
Cebinden yıpranmış bir
kağıt parçası çıkardı
07:54
and quietlysessizce beganbaşladı to readokumak the wordskelimeler
136
462059
1670
ve kısık sesle okumaya başladı.
07:55
whichhangi he'diçin ona writtenyazılı as a messagemesaj
for his two little onesolanlar.
137
463753
4176
İki küçük çocuğuna bir mesaj yazmıştı.
08:00
His handseller were shakingsallama.
138
468555
1534
Elleri titriyordu.
08:03
And then, in a surprisinglyşaşırtıcı biçimde quietsessiz voiceses,
139
471254
2307
Sonra şaşırtıcı derecede sakin bir sesle
08:06
he beganbaşladı to singşarkı söyle theironların favoritesevdiğim lullabyninni.
140
474572
3146
en sevdikleri ninniyi söylemeye başladı.
08:10
You see, there wasn'tdeğildi much
that he could do from behindarkasında barsBarlar
141
478694
2976
Gördüğünüz gibi, parmaklıklar ardında
çocuklarını ne kadar
08:13
to showgöstermek his childrençocuklar
that he missedcevapsız and lovedsevilen them.
142
481694
3142
özlediğini ve sevdiğini göstermek
için yapabileceği fazla şey yok.
08:16
But he could do this.
143
484860
1616
Ancak bunu yapabiliyordu.
08:20
OnceBir kez the recordingkayıt is madeyapılmış,
144
488758
1968
Kayıt tamamlandıktan sonra
08:22
it's sentgönderilen to the StorybookStorybook DadsBabalar
productionüretim unitbirim
145
490750
4516
Devon'daki Channings Wood Hapishanesi
08:27
at ChanningsChannings WoodAhşap PrisonHapishane in DevonDevon.
146
495290
3546
Storybook Dads üretim birimine gönderilir.
08:31
And that's where I workedişlenmiş.
147
499258
1518
Ben de bu birimde çalıştım.
08:33
I was trainedeğitilmiş, alonguzun bir with other prisonersmahkumlar,
148
501356
2438
Diğer mahkûmlarla birlikte
08:35
to editDüzenle and produceüretmek recordingskayıtları sentgönderilen in
149
503818
2652
Birleşik Krallık'ın dört bir yanından
gönderilen kayıtların
08:38
from prisonsHapishaneler all over the UnitedAmerika Kingdomİngiltere.
150
506494
2471
düzenlenmesi ve üretimi için eğitim aldım.
08:42
UsingKullanarak audioses and videovideo softwareyazılım,
151
510775
4048
Ses ve video yazılımları kullanılarak
08:46
the recordingskayıtları have the mistakeshatalar takenalınmış out
152
514847
3928
kayıtlardaki hatalar çıkarılır
08:50
and soundses effectsetkileri and musicmüzik addedkatma in.
153
518799
3123
ve ses efektleri ve müzik eklenir.
08:55
And the experiencedeneyim and skillbeceri
whichhangi the prisonhapis editorsEditörler gainkazanç
154
523467
5726
Mahkûm editörlerin kazandıkları
deneyim ve becerilerle
09:01
helpsyardım eder them in theironların futuregelecek employment.
155
529217
2533
gelecekte iş bulma şansları artar.
09:06
OnceBir kez the recordingkayıt is finalizedkesinleşmiş,
156
534310
2492
Kayıt final hâle geldiğinde
09:08
it's transferredtransfer to a CDCD or a DVDDVD
and sentgönderilen out to the familiesaileleri
157
536826
5230
bir CD veya DVD'ye aktarılarak
ailelere gönderilir.
09:14
so that the childrençocuklar can watch them
wheneverher ne zaman they feel the need.
158
542080
4173
Çocuklar diledikleri zaman
artık bu kayıtları izleyebilirler.
09:20
And they listen to these recordingskayıtları
and watch them a lot --
159
548026
4479
Ve çocuklar bu kayıtları çok fazla
izlerler ve dinlerler...
09:26
at bedtimeYatma zamanı, in the cararaba ...
160
554612
3286
Yatakta, arabada...
09:29
Some even take them to schoolokul
to showgöstermek theironların friendsarkadaşlar.
161
557922
3534
Hatta bazıları okula götürüp
arkadaşlarına gösterir.
09:34
These recordingskayıtları,
162
562532
1595
Bu kayıtlar
09:36
they showgöstermek the childrençocuklar
that they're lovedsevilen and missedcevapsız.
163
564151
3377
onların sevildiklerinin
ve özlendiklerinin kanıtıdır.
09:39
And they showgöstermek the prisonermahkum
164
567954
1786
Mahkûmlar içinse
09:41
that they can do something
for theironların childçocuk, as a parentebeveyn.
165
569764
4158
çocukları için bir ebeveyn olarak
bir şeyler yapabileceklerinin kanıtıdır.
09:47
Do you rememberhatırlamak SophieSophie?
166
575375
1891
Sophie'yi hatırlıyor musunuz?
09:49
Well, one day, just
before ChristmasNoel, a parcelparsel arrivedgeldi,
167
577290
4456
Noel arifesinde bir gün bir kutu gelir
09:53
and this is what was in it.
168
581770
1638
ve içinde böyle bir kayıt vardır.
09:56
Let's listen to a little of it togetherbirlikte.
169
584115
2230
Gelin bir kısmını birlikte dinleyelim.
09:58
(VideoVideo) SantaNoel Baba: On, CometKuyruklu yıldız!
On, CupidCupid! On, DonnerDonner and BlitzenBlitzen!
170
586369
4256
(Noel Baba bir Noel manisi söyler)
10:02
CharlieCharlie: That's his reindeerRen geyiği, isn't it?
171
590649
1905
Bu onun ren geyiği, değil mi?
10:04
SantaNoel Baba: It is his reindeerRen geyiği, yeah.
172
592578
1651
Evet, bu onun ren geyiği.
10:06
Up, up, higherdaha yüksek and higherdaha yüksek they flewuçtu,
173
594253
2784
Daha yukarı, daha yukarı uçmuşlar,
10:09
acrosskarşısında landarazi, acrosskarşısında oceansokyanuslar they spedhızlandırdı.
174
597061
3262
dağları, okyanusları aşmışlar.
10:12
ThroughAracılığıyla the magicalbüyülü
northernkuzey lightsışıklar they passedgeçti --
175
600966
2944
Büyülü kuzey ışıklarını geçmişler.
10:15
I'd love to see the northernkuzey
lightsışıklar, wouldn'tolmaz you?
176
603934
2358
Kuzey ışıklarını ben de
görmek isterdim. Ya sen?
10:18
CharlieCharlie: I figureşekil they'dgittiklerini probablymuhtemelen look
a bitbit like that snowman'skardan adam bellygöbek.
177
606316
3366
Sanırım şu kardan adamın
göbeğine benziyorlar.
10:21
SantaNoel Baba: They probablymuhtemelen would, yeah.
178
609706
1954
Evet, sanırım öyledir.
10:23
That's a coolgüzel snowmanSnowman, isn't it?
179
611684
1672
Güzel bir kardan adam, değil mi?
10:25
CharlieCharlie: It's very coolgüzel indeedaslında, I love it.
180
613380
2368
Gerçekten çok güzel, çok sevdim.
10:27
SantaNoel Baba: They visitedziyaret
all the childrençocuklar in the worldDünya
181
615772
2380
Dünyadaki tüm çocukları ziyaret etmişler
10:30
and left presentshediyeler for eachher and everyher one.
182
618176
2734
ve her birine hediyeler bırakmışlar.
10:33
In the blinkgoz kirpmak of an eyegöz,
they were back in FrogsbottomFrogsbottom FieldAlan.
183
621611
3639
Göz açıp kapayıncaya kadar
Kurbağadibi Vadisi'ne geri dönmüşler.
10:37
(CharlieCharlie LaughsGülüyor)
184
625274
1548
(Maymun Çarli güler)
10:38
SantaNoel Baba: You think that's well funnykomik?
185
626846
1743
Sence komik mi?
10:40
CharlieCharlie: I want to livecanlı
in FrogsbottomFrogsbottom FieldAlan!
186
628613
2305
Ben de Kurbağadibi Vadisi'nde
yaşamak istiyorum!
10:42
SantaNoel Baba: Where do you livecanlı,
in FrogsbottomFrogsbottom TreeAğaç?
187
630942
2230
Sen nerede yaşıyorsun,
Kurbağadibi Ağacında mı?
10:45
CharlieCharlie: I don't, I livecanlı in this treeağaç.
188
633196
2453
Hayır, ben bu ağaçta yaşıyorum.
10:47
I've madeyapılmış it all Christmasy-lookNoel-bak.
189
635673
2071
Yılbaşı süslemeleri yaptım.
10:49
SantaNoel Baba: It's niceGüzel, that.
190
637768
1180
Güzel olmuş.
10:50
You've donetamam a good job, good job.
191
638972
1609
İyi iş çıkarmışsın, aferin.
10:52
CharlieCharlie: Thank you very much!
192
640605
1670
Çok teşekkür ederim!
10:54
(LaughterKahkaha)
193
642299
1866
(Kahkahalar)
10:57
AlanAlan CrickmoreCrickmore: SophieSophie and her mumAnnem
listeneddinlenen to that threeüç timeszamanlar,
194
645957
3041
Sophie ve annesi kaydı üç kez dinler
11:01
and they haven'tyok laughedgüldü
so much in a long time.
195
649022
2285
ve uzun zamandır bu kadar gülmemişlerdir.
11:03
They can see that he's all right,
they can see that he lovessever them,
196
651331
3119
Babasının iyi olduğunu,
onları ne kadar sevdiğini görürler.
11:06
and the nextSonraki time he ringshalkalar,
Sophie'sSophie 'nin got plentybol to talk about:
197
654474
3421
Babasının sonraki aramasında
Sophie'nin konuşacak çok fazla şeyi vardı:
11:09
"What does CharlieCharlie the ChimpŞempanze eatyemek?
198
657919
1927
"Maymun Çarli ne yiyor?
11:11
Will daddyBaba do anotherbir diğeri storyÖykü very soonyakında?"
199
659870
2558
Babası yine hikaye okuyacak mı?"
11:15
SinceBeri it beganbaşladı in 2003,
StorybookStorybook DadsBabalar has grownyetişkin and grownyetişkin.
200
663259
5469
2003'ten bu yana
Storybook Dads projesi çok büyüdü.
11:22
It now operatesfaaliyet as StorybookStorybook DadsBabalar
and StorybookStorybook MumsMums
201
670298
3757
Hatta artık Storybook Mums kolu da var.
11:26
in more than 100 prisonsHapishaneler
in the UnitedAmerika Kingdomİngiltere.
202
674079
2833
Birleşik Krallık'ta 100'ün üzerinde
hapishanede mevcut.
11:29
Ninety-eight98 percentyüzde
of the prisonersmahkumlar who take partBölüm
203
677506
3859
Katılımcı mahkûmların yüzde doksan sekizi
11:33
say that it's improvedgelişmiş
theironların relationshipilişki with theironların childçocuk.
204
681389
3394
çocuklarıyla ilişkilerinin
iyileştiğini kaydetmiş.
11:37
And sincedan beri 2003,
205
685538
2746
Ve 2003'ten bu yana,
11:40
over 60,000 DVDsDVD and CDsCD
have been sentgönderilen out
206
688308
5009
mahkûm çocuklarına
60.000'in üzerinde
11:45
to the childrençocuklar of prisonersmahkumlar.
207
693341
1726
DVD ve CD gönderilmiş.
11:50
For Sophie'sSophie 'nin familyaile and for thousandsbinlerce
of familiesaileleri like them,
208
698398
3469
Sophie'nin ailesi için ve onlar gibi
binlerce aile için
11:53
StorybookStorybook DadsBabalar has been a lifelineyaşam çizgisi.
209
701891
2382
proje hayata tutunacak bir dal oldu.
11:57
Some prisonersmahkumlar say
that it's the first time
210
705735
2115
Bazı mahkûmlar ilk kez çocuklarıyla
11:59
that they'veonlar ettik begunbaşladı to buildinşa etmek
a relationshipilişki with theironların childçocuk.
211
707874
3234
böyle bir ilişki kurabildiklerini
söylediler.
12:03
And some poorfakir readersokuyucular
have been so inspiredyaratıcı
212
711815
2400
Okuması kötü olan bazıları ise
12:06
by what they'veonlar ettik been ableyapabilmek to achievebaşarmak
213
714239
1835
projeden ilham alarak
12:08
that they'veonlar ettik gonegitmiş to educationEğitim classessınıflar
to improveiyileştirmek theironların ownkendi readingokuma skillsbecerileri.
214
716098
3771
okuma becerilerini geliştirmek için
eğitimlere katıldılar.
12:14
Let's go back to the storyÖykü
of "The UglyÇirkin DucklingÖrdek."
215
722074
2963
"Çirkin Ördek Yavrusu" hikâyesine
geri dönelim.
12:17
But this time, I'd like to playoyun you
a recordingkayıt madeyapılmış by a prisonermahkum,
216
725061
5088
Ancak bu defa, size bir mahkûm tarafından
kaydedilen bir kaydı dinletmek istiyorum.
12:22
because it encapsulatesKapsüller
the powergüç of what we do.
217
730173
3266
Bu kayıt, yaptığımız işin
gücünü yansıtıyor.
12:26
The prisonermahkum was an Irishİrlanda dili TravellerTraveller
who couldn'tcould readokumak.
218
734830
3031
Mahkûm, okumayı bilmeyen
İrlandalı bir göçebe.
12:31
And he wanted to sendgöndermek a storyÖykü home
to his daughterkız evlat for her birthdaydoğum günü.
219
739196
3903
Kızının doğum günü için kızına
bir hikâye göndermek istemiş.
12:36
With the help of a mentorakıl hocası
and some cleverzeki editingkurgu,
220
744595
2865
Bir danışman ve akıllıca yapılan
redaksiyonların yardımıyla
12:39
something magicalbüyülü happenedolmuş.
221
747484
1800
bir mucize gerçekleşti.
12:42
This is an extractözüt from the rawçiğ recordingkayıt,
222
750484
2643
Düzenlenmemiş kayıttan
bir parça dinleyelim:
12:45
where the prisonermahkum is readingokuma the storyÖykü
by repeatingYinelenen it, phraseifade at a time.
223
753151
4915
Burada mahkûm karşısındakini
tekrarlayarak hikâyeyi okuyor.
12:50
(AudioSes) MentorAkıl hocası: He had nowhereHiçbir yerde to hidesaklamak.
224
758090
1920
Saklanacak hiçbir yeri yokmuş.
12:52
OwenOwen: He had nowhereHiçbir yerde to hidesaklamak.
225
760034
1698
Saklanacak hiçbir yeri yokmuş.
12:53
MentorAkıl hocası: So one day, he ranran away.
226
761756
1948
O da bir gün kaçmış.
12:56
OwenOwen: Then one day, he ranran away.
227
764522
2309
Sonra bir gün kaçmış.
12:58
MentorAkıl hocası: He ranran untila kadar he camegeldi
to the great marshbataklık.
228
766855
3563
Büyük bataklığa varana kadar koşmuş.
13:02
OwenOwen: He runkoş untila kadar he come
to the great marshbataklık.
229
770442
2729
Büyük bataklığa varana kadar koşar.
13:05
MentorAkıl hocası: Where the wildvahşi ducksördekler livedyaşamış.
230
773195
2286
Burada vahşi ördekler yaşarmış.
13:07
OwenOwen: Where the wildvahşi ducksördekler livedyaşamış.
231
775505
2200
Burada vahşi ördekler yaşarmış.
13:11
ACAC: And this is a recordingkayıt --
an excerptalıntı of the recordingkayıt
232
779108
4723
Şimdi de danışmanın sesinin çıkartılıp
13:15
with the mentor'sMentor'un voiceses takenalınmış out
and soundses effectsetkileri and musicmüzik addedkatma in.
233
783855
5148
ses efektleri ve müziğin eklendiği
kayıttan bir parça dinleyelim:
13:22
(AudioSes) OwenOwen: He had nowhereHiçbir yerde to hidesaklamak.
234
790069
2143
Saklanacak hiçbir yeri yokmuş.
13:24
Then one day, he runkoş away.
235
792236
1873
Sonra bir gün kaçmış.
13:26
He runkoş untila kadar he come to the great marshbataklık
where the wildvahşi ducksördekler livedyaşamış,
236
794133
4569
Büyük bataklığa varana kadar koşar.
Burada vahşi ördekler yaşarmış.
13:30
and he laidkoydu in the rushesAcele for two weekshaftalar.
237
798726
2547
İki hafta sazlıkların içinde yatmış.
13:33
(MusicMüzik) (DucksÖrdekler quackşarlatan)
238
801297
2151
(Müzik) (Ördek vaklamaları)
13:35
Some wildvahşi ducksördekler and geesekazlar
come to look at him.
239
803472
3230
Vahşi ördekler ve kazlar
ona bakmaya gelmiş.
13:38
"You're very uglyçirkin," they said,
and they laughedgüldü at him.
240
806726
3136
"Ne kadar çirkinsin," demişler
ve ona gülmüşler.
13:41
(DucksÖrdekler quackşarlatan)
241
809886
3294
(Ördek vaklamaları)
13:48
The uglyçirkin ducklingördek yavrusu ranran away
from the great marshbataklık.
242
816429
3968
Çirkin ördek yavrusu büyük bataklıktan
koşarak uzaklaşmış.
13:52
(DuckÖrdek quacksQuacks)
243
820421
1777
(Ördek vaklaması)
13:56
ACAC: And this is how he finishedbitmiş the storyÖykü:
244
824087
2975
Ve hikâyeyi şöyle bitirir:
14:01
(AudioSes) OwenOwen: He wasn'tdeğildi
an uglyçirkin ducklingördek yavrusu at all.
245
829383
2476
Artık çirkin bir ördek yavrusu değildi.
14:03
DuringSırasında the winterkış, he had grownyetişkin
into a beautifulgüzel whitebeyaz swanKuğu.
246
831883
4554
Kış boyunca büyümüş ve
çok güzel beyaz bir kuğu olmuştu.
14:08
The other swansKuğu lookedbaktı at him
and thought how beautifulgüzel he was.
247
836939
4107
Diğer kuğular ona bakıp
ne kadar güzel, demişlerdi.
14:13
"Come with us," they said.
248
841485
1982
"Bizimle gel", demişler ona.
14:16
And he did.
249
844159
1151
Ve o da gitmiş.
14:17
(BirdKuş soundssesleri)
250
845334
3031
(Kuş sesleri)
14:24
Well, TiaraTiara, I hopeumut you
have enjoyedzevk this storyÖykü
251
852340
3603
Tiara, umarım hikâye hoşuna gitmiştir.
14:27
as much as I enjoyedzevk
readingokuma this storyÖykü to you.
252
855967
3200
Benim çok hoşuma gitti.
14:32
I cannotyapamam wait to be with you again
and holdambar you in my armssilâh.
253
860009
3753
Seni tekrar görmek ve sana tekrar
sarılmak için sabırsızlanıyorum.
14:36
All my love, your daddyBaba, OwenOwen.
254
864731
2000
Seni çok seviyorum.
Baban, Owen.
14:39
Lots of love, I missbayan you
with all my heartkalp.
255
867303
2301
Sevgiler gönderiyorum,
seni tüm kalbimle özledim.
14:41
GoodbyeGüle güle for now, my love. ByeHoşça kal byeHoşça kal.
256
869628
2267
Şimdilik hoşça kal, tatlım.
14:44
(MusicMüzik)
257
872371
3198
(Müzik)
14:51
(MusicMüzik endsuçları)
258
879883
1150
(Müzik biter)
14:54
ACAC: When he listeneddinlenen
to that recordingkayıt in his cellhücre
259
882264
2441
Kayıt kızına gönderilmeden önce
14:56
before it was sentgönderilen out to his daughterkız evlat,
260
884729
2164
hücresinde kaydı dinlediğinde
14:58
he criedağladım.
261
886917
1231
Owen ağlar.
15:00
And that's a prettygüzel commonortak
reactionreaksiyon from prisonersmahkumlar,
262
888172
2441
Bu, mahkûmlar arasında çok sık
rastlanan bir tepki.
15:02
as they realizegerçekleştirmek for the first time
263
890637
1808
Çocukları için yapabilecekleri
15:04
they'veonlar ettik been ableyapabilmek
to do something for theironların childçocuk
264
892469
2308
ve daha önce akıllarına gelmeyen
15:06
whichhangi they never thought they could.
265
894801
2014
böyle bir şey olduğunu keşfederler.
15:09
They'veOnlar ettik connectedbağlı
in the mostçoğu fundamentaltemel way,
266
897784
3247
Hikâye anlatma yoluyla
15:13
throughvasitasiyla the mediumorta of storytellinghikaye anlatımı.
267
901055
2333
çocuklarıyla tekrar bağ kurarlar.
15:16
And as for SophieSophie,
268
904473
2056
Sophie'ye gelince, bir sonraki sefer
15:18
she wants "The GruffaloGruffalo" nextSonraki time.
269
906553
1973
"Yayazula" hikâyesini istiyor.
15:20
(LaughterKahkaha)
270
908550
1338
(Kahkahalar)
15:21
(ApplauseAlkış)
271
909912
5279
(Alkış)
Translated by Cemre Onuk
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Alan Crickmore - Audio/video editor, charity worker
Alan Crickmore works with Storybook Dads, a charity that promotes family ties between prisoners and their children.

Why you should listen

Alan Crickmore is married with adult children. He practiced law for over thirty years before being sent to prison for a lengthy term. In prison he developed new skills and was active in prison education, assisting in the teaching of English and math to prisoners of limited ability and experience. In the final year of his sentence, Crickmore began to work for Storybook Dads, a charity whose objects include the promotion of family ties between prisoners and their children. Since his release from prison, Crickmore has continued to work for Storybook Dads and is a proud ambassador for the charity. He lives in Gloucestershire, England, with his wife and Teddy, their Lakeland Terrier.

More profile about the speaker
Alan Crickmore | Speaker | TED.com