ABOUT THE SPEAKER
Ai-jen Poo - Activist
Ai-jen Poo has spent the last 20 years bringing care and respect to the women that care for us.

Why you should listen

Ai-jen Poo is the director of the National Domestic Workers Alliance and the co-director of Caring Across Generations. Under her leadership, domestic workers won eight state Domestic Workers Bill of Rights and federal overtime and minimum wage protections for more than two million home care workers. She is also an influential voice in the Me Too and women's movements, including participating in the Times Up action at the 2018 Golden Globes. She is a 2014 MacArthur "genius" Fellow and a TIME 100 alumna and has been a featured speaker at the United State of Women Summits, Aspen Ideas Festivals, the Obama Foundation Summit and the 2018 Women’s Convention. Her work has appeared in the New York Times, Washington Post, TIME and CNN.com. She is the author of The Age of Dignity: Preparing for the Elder Boom in a Changing America.

More profile about the speaker
Ai-jen Poo | Speaker | TED.com
TEDWomen 2018

Ai-jen Poo: The work that makes all other work possible

Ai-jen Poo: Ev emekçileri kadınlar hayatın akışını sağlıyor

Filmed:
1,792,540 views

Ev hizmetlerinde çalışan emekçilere hayatımızın en değerli insanlarını, en önemli şeylerini emanet ediyoruz. Onlar çocuklarımıza ve yaşlılarımıza bakan insanlar, onlar evimizi temizleyen insanlar. Ve yaptıkları işlerle diğer bütün işlerin yapılmasına olanak sağlıyorlar. Toplum onları ya görünmez kılıyor ya da "yardımcı" olarak görüp değersizleştiriyor ama ev emekçileri sorumlu oldukları ailelere ve evlere ellerinden gelen en iyi hizmeti vermeye devam ediyor. Aktivist Ai-Jen Poo bu duygusal konuşmada ev emekçilerine eşit haklar ve adil maaş sağlanması için gösterdiği çabayı anlatıyor ve onlardan neler öğrenebileceğimizi gösteriyor: "Ne yaşarsa yaşasın insanları seven, onlara bakan bir ev emekçisi gibi düşünün."
- Activist
Ai-jen Poo has spent the last 20 years bringing care and respect to the women that care for us. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I want to talk to you tonightBu gece
0
944
2023
Bu gece sizlere
anlatmak istediğim konu
00:14
about the work that makesmarkaları
all other work possiblemümkün,
1
2991
3236
hayatın düzenli bir şekilde
devam etmesini sağlayan bir iş hakkında.
00:19
about the millionsmilyonlarca of womenkadınlar
who go to work in our homesevler
2
7279
4359
Her gün, evlerimize çalışmaya gelen
milyonlarca kadından bahsediyorum.
00:23
everyher singletek day,
3
11662
2181
00:25
caringsempatik for childrençocuklar as nanniesdadılar,
4
13867
3781
Çocuklarımızın bakımını üstleniyorlar;
00:29
caringsempatik for our lovedsevilen onesolanlar
with disabilitiesEngelli and our eldersyaşlılar,
5
17672
3470
engelli sevdiklerimizin ve yaşlılarımızın
sorumluluğunu üstleniyor,
onlarla ilgileniyorlar.
00:33
as home carebakım workersişçiler,
6
21166
1588
00:35
maintainingmuhafaza sanityakıl sağlığı
in our homesevler as cleanerstemizleyiciler.
7
23596
3878
Evlerimizi derleyip topluyor,
temiz bir ortam sağlıyorlar.
Böylece geri kılan bütün işlerin
yapılmasına olanak sağlıyorlar.
00:39
It's the work that makesmarkaları
all other work possiblemümkün.
8
27498
2942
00:43
And it's mostlyçoğunlukla donetamam by womenkadınlar,
more than 90 percentyüzde womenkadınlar,
9
31472
3568
Bu işte çalışanların çoğunluğu
yani %90'ından fazlası kadın
00:47
disproportionatelyorantısız womenkadınlar of colorrenk.
10
35064
2195
ve büyük kısmını da
beyaz olmayan kadınlar oluşturuyor.
00:49
And the work itselfkendisi is associatedilişkili with
work that womenkadınlar have historicallytarihsel donetamam,
11
37719
5657
Bu meslek kadınların çağlar boyunca
yaptığı işlerle ilişkilendirilmektedir.
00:55
work that's been madeyapılmış incrediblyinanılmaz invisiblegörünmez
12
43400
3202
Toplumun gittikçe görmezden geldiği,
00:58
and takenalınmış for grantedverilmiş in our culturekültür.
13
46626
2594
kendini alıştırdığı işler.
01:02
But it's so fundamentaltemel
to everything elsebaşka in our worldDünya.
14
50228
4624
Ama bu, dünyamızdaki geri kalan
her şeyin temelinde olan bir iştir.
01:06
It makesmarkaları it possiblemümkün for all of us
to go out and do what we do in the worldDünya
15
54876
4718
Her gün dışarı çıkıp
yapmamız gerekenleri yapabiliyorsak,
bu iş sayesindedir.
01:11
everyher singletek day,
16
59618
1318
01:12
knowingbilme that the mostçoğu preciousdeğerli aspectsyönleri
of our liveshayatları are in good handseller.
17
60960
5223
Çünkü hayatlarımızdaki en değerli şeylerin
emin ellerde olduğunu biliriz.
01:19
But we don't think about it that way.
18
67239
2079
Yine de böyle düşünmeyiz.
Bu meslek neredeyse her zaman
görünmez kılınmış, yadsınmıştır.
01:22
It's almostneredeyse definedtanımlanmış by its invisibilityGörünmezlik.
19
70026
3521
01:26
You could go into any neighborhoodKomşuluk
20
74483
1683
Öylesine bir mahalleye gidin,
01:28
and not know whichhangi homesevler
are alsoAyrıca workplacesişyerleri.
21
76190
3172
hangi evler aynı zamanda
iş yeridir, bilemezsiniz.
01:31
There's no signişaret.
22
79386
1572
İşaret, tabela hiçbiri yoktur.
01:32
There's no listliste or registrykayıt.
23
80982
2920
Ne bir liste, ne bir kayıt.
01:35
It's just invisiblegörünmez.
24
83926
1540
Sadece görünmezlik.
01:39
And it's this work that is not even
referredsevk to as realgerçek work.
25
87791
5983
Üstelik bu meslek
gerçek bir iş olarak da kabul edilmez.
01:45
It's referredsevk to as "help."
26
93798
2272
"Yardım" adı verilir.
01:48
It's oftensık sık seengörüldü as unskilledvasıfsız,
27
96681
3204
Çoğunluğun gözünde,
vasıf gerektirmeyen,
01:51
not seengörüldü as professionalprofesyonel.
28
99909
2016
profesyonel olmayan bir iştir.
01:55
And raceyarış has playedOyunun a profoundderin rolerol
in how we valuedeğer this work in our culturekültür.
29
103631
5726
Kültürümüzün bu işe biçtiği değeri
büyük oranda belirleyen bir unsur ırktır.
02:01
Some of the first domesticyerli workersişçiler
in the UnitedAmerika StatesBirleşik were blacksiyah womenkadınlar
30
109381
3428
ABD'deki ilk ev emekçileri,
köle olarak çalıştırılan siyahi kadınlardı
02:04
who were enslavedköle,
31
112833
1420
ve ırk ayrımcılığı
02:06
and racialırk exclusionhariç tutma has shapedbiçimli
theironların conditionskoşullar for generationsnesiller.
32
114277
4093
bu kadınların yaşam koşullarını
nesillerdir belirlemektedir.
02:11
In the 1930s, when CongressKongre
was discussingtartışılması the laboremek lawsyasalar
33
119066
3489
Kongre, 1930'larda, ''New Deal''in
bir bölümü olmak üzere
02:14
that would be a partBölüm of the NewYeni DealAnlaşma,
34
122579
2151
tüm işçileri koruyacak
çalışma yasasını ele alırken,
02:16
that would protectkorumak all workersişçiler,
35
124754
2336
02:19
SouthernGüney membersüyeler of CongressKongre
refusedreddetti to supportdestek those laboremek lawsyasalar
36
127114
4766
Kongre'nin güneyli üyeleri,
koruma yasalarının,
02:23
if they includeddahil protectionskorumaları
for domesticyerli workersişçiler and farmworkersFarmworkers.
37
131904
4803
ev emekçileri ve tarla çalışanları için
geçerli olmasına karşı çıkmıştır.
02:29
That historytarih of racialırk exclusionhariç tutma
38
137503
3261
Tarih boyunca,
gerek ırka dayalı bu dışlama
02:32
and our culturalkültürel devaluingdeğersizleştirmeliler of work
that's associatedilişkili with womenkadınlar
39
140788
4987
gerek kadınlarla ilişkilendirilen işleri
toplum olarak değersiz görmemiz yüzünden
02:37
now meansanlamına geliyor that millionsmilyonlarca of womenkadınlar
go to work everyher singletek day,
40
145799
4275
günümüzde her gün işe giden
milyonlarca kadın,
02:42
work incrediblyinanılmaz hardzor
41
150098
1683
inanılmaz ağır koşullarda çalışıyor
02:43
and still can't make endsuçları meetkarşılamak.
42
151805
2098
fakat yine de geçimini sağlayamıyor.
02:46
They earnkazanmak povertyyoksulluk wagesücret
withoutolmadan a safetyemniyet net,
43
154639
4880
Yoksulluk sınırında kazanıyorlar
üstelik sigortasız çalıştırılıyorlar;
02:51
so that the womenkadınlar that we're countingsayma on
to take carebakım of us and our familiesaileleri
44
159543
5843
yani kendimizi ve ailemizi
emanet ettiğimiz kadınlar
02:57
can't take carebakım of theironların ownkendi,
doing this work.
45
165410
2992
mesleklerini yaparak
kendilerine bakamıyorlar.
03:01
But my work over the last 20 yearsyıl
has been about changingdeğiştirme preciselytam that.
46
169983
5250
İşte, son yirmi senedir tam da
bu düzeni değiştirmek için çalışıyorum.
03:07
It's about makingyapma these jobsMeslekler good jobsMeslekler
that you can take pridegurur in
47
175257
4206
Çabam, kadınların gurur duyacakları
ve geçimlerini sağlayacakları şekilde
03:11
and supportdestek your familyaile on.
48
179487
1772
çalışabilmelerine yardımcı olmak.
03:13
At the NationalUlusal DomesticAile içi Workersİşçiler Allianceİttifak,
we'vebiz ettik been workingçalışma hardzor in statesdevletler
49
181835
3636
Ulusal Ev Çalışanları Birliği olarak,
ABD'de yaptığımız çalışmalarla,
03:17
to passpas newyeni lawsyasalar that will protectkorumak
domesticyerli workersişçiler from discriminationayrımcılık
50
185495
5064
ev işçisi kadınları ayrımcılıktan
ve cinsel istismardan koruyacak,
onlara izin günleri hatta
ücretsiz izin hakkı verecek
03:22
and sexualcinsel harassmenttaciz,
51
190583
2126
03:24
that will createyaratmak daysgünler of restdinlenme,
paidödenmiş time off, even.
52
192733
4226
yeni yasalar geçirmek için
çaba harcıyoruz.
03:29
So faruzak, eightsekiz statesdevletler have passedgeçti
domesticyerli workersişçiler billsfatura of rightshaklar.
53
197766
4440
Ev işçisi kadın hakları şimdiye kadar
sekiz eyalette yürürlüğe girdi.
03:35
Yes.
54
203412
1178
Evet, doğru.
03:36
(ApplauseAlkış)
55
204614
3703
(Alkış)
03:40
And duringsırasında the ObamaObama administrationyönetim,
56
208341
1794
Ayrıca Obama yönetimi sırasında,
03:42
we were successfulbaşarılı in bringinggetiren
two millionmilyon home carebakım workersişçiler
57
210159
3977
evde bakım işinde çalışan
iki milyon kadın için
03:46
underaltında minimumasgari wageücret
and overtimemesai protectionskorumaları
58
214160
2540
asgari ücret ve mesai güvencesi
sağlayan hakları elde ettik;
03:48
for the first time sincedan beri 1937.
59
216724
3839
bu 1937'den beri bir ilkti.
03:52
(ApplauseAlkış)
60
220587
3961
(Alkış)
03:58
MostÇoğu recentlyson günlerde, we'vebiz ettik been really excitedheyecanlı
to launchbaşlatmak a newyeni portabletaşınabilir benefitsfaydaları platformplatform
61
226317
5506
En yeni çalışmamız olan "Alia"
bizi son derece heyecanlandırıyor.
04:03
for domesticyerli workersişçiler, calleddenilen "AliaAlia,"
62
231847
2660
"Alia" bir sosyal haklar platformudur
04:06
whichhangi allowsverir for domesticyerli workersişçiler
with multipleçoklu clientsistemciler
63
234531
3623
ve birden fazla müşterisi olan
ev işçisi kadınların ilk defa
04:10
to give them accesserişim to benefitsfaydaları
for the very first time.
64
238178
4294
sosyal haklara erişebilmesini sağlamıştır.
04:15
So really importantönemli progressilerleme
is beingolmak madeyapılmış.
65
243554
3518
Oldukça önemli gelişmeler
kaydedildiği görülüyor.
04:19
But I would arguetartışmak tonightBu gece
66
247794
2439
Ama bu gece burada
ev emekçisi kadınların yaptığı
04:22
that one of the mostçoğu importantönemli things
that domesticyerli workersişçiler can providesağlamak
67
250257
5227
başka önemli bir işi vurgulayacağım:
04:27
is actuallyaslında what they can teachöğretmek us
68
255508
2525
Bu kadınlar, bize,
04:30
about humanityinsanlık itselfkendisi
69
258057
2122
insanlığın gerçek anlamını
04:32
and about what it will take to createyaratmak
a more humaneinsancıl worldDünya for our childrençocuklar.
70
260830
5430
ve çocuklarımıza nasıl daha insancıl
bir dünya bırakabileceğimizi öğretebilir.
04:39
In the faceyüz of extremeaşırı immoralityahlaksızlık,
71
267774
2759
Manevi değerlerin
hiçe sayıldığı günümüzde,
04:42
domesticyerli workersişçiler can be our moralmanevi compasspusula.
72
270557
3959
ev emekçisi kadınlar
dürüstlük ve erdem pusulamız olabilir.
04:47
And it makesmarkaları senseduyu,
73
275309
1918
Son derece anlamlı değil mi?
04:49
because what they do is so fundamentaltemel
74
277251
2906
Sonuçta, onların bu yaptığı
04:52
to the very basicstemel bilgiler
of humaninsan need and humanityinsanlık.
75
280181
4304
insanlığın ve onun en temel ihtiyacının
özünü oluşturuyor.
04:57
They are there when we
are borndoğmuş into this worldDünya;
76
285184
3803
Bu dünyaya geldiğimizde
yanımızda onlar var;
05:01
they shapeşekil who we becomeolmak in this worldDünya;
77
289011
3846
bu dünyadaki benliğimizi
onlar şekillendiriyor;
05:05
and they are with us
as we preparehazırlamak to leaveayrılmak this worldDünya.
78
293611
4414
ve bu dünyadan ayrılırken de
bizi yalnız bırakmıyorlar.
05:11
And theironların experiencesdeneyimler
with familiesaileleri are so variedçeşitli.
79
299215
3505
Ailelerle de bir o kadar farklı
deneyimler yaşıyorlar.
05:14
They have some relationshipsilişkiler
with the familiesaileleri that they work for
80
302744
3074
Evlerinde çalıştıkları ailelerle
öyle ilişkiler kuruyorlar ki
05:17
that are incrediblyinanılmaz positivepozitif
and mutuallykarşılıklı olarak supportivedestekleyici
81
305842
3108
aradaki bağlar inanılamayacak kadar
olumlu ve kuvvetli;
05:20
and last for yearsyıl and yearsyıl.
82
308974
1958
yıllar yıllar boyu hiç kopmuyor.
05:22
And then the oppositekarşısında alsoAyrıca happensolur.
83
310956
2675
Ama bakın,
bunun tam tersi durumlar da var.
05:26
And we'vebiz ettik seengörüldü casesvakalar
of sexualcinsel violenceşiddet and assaultsaldırı,
84
314209
4696
Cinsel şiddetin ve saldırının
yaşandığı öyle olaylar gördük ki;
05:30
of extremeaşırı formsformlar
of abusetaciz and exploitationistismar.
85
318929
3646
her türlü kötü niyetin
ve suistimalin en korkunçlarını.
05:35
We'veBiz ettik seengörüldü casesvakalar of humaninsan traffickingkaçakçılık.
86
323753
2730
İnsan kaçakçılığı yapıldığına tanık olduk.
05:39
DomesticAile içi workersişçiler livecanlı
in poorfakir neighborhoodsmahalleler,
87
327696
3238
Ev emekçisi kadınlar
fakir mahallelerde yaşar,
05:42
and then they go to work
in very wealthyzengin onesolanlar.
88
330958
4035
zenginlerin evine çalışmaya gider.
05:48
They crossçapraz cultureskültürler and generationsnesiller
and borderssınırlar and boundariessınırları,
89
336112
5990
Farklı kültür ve nesillerle karşılaşır,
başka topraklarda çalışırlar.
05:54
and theironların job, no mattermadde what,
90
342126
3125
Ne olursa olsun,
05:57
is to showgöstermek up and carebakım --
91
345275
2875
her zaman hazır bulunmak zorundadırlar;
06:01
to nurturebeslemek, to feedbesleme, to clothegiydirin, to batheyıkanmak,
92
349872
5361
bakmak, beslemek, giydirmek
ve banyo yaptırmak;
06:08
to listen, to encourageteşvik etmek,
93
356406
3501
dinlemek, cesaret vermek,
06:12
to ensuresağlamak safetyemniyet,
94
360908
1882
korumak,
06:15
to supportdestek dignityhaysiyet ...
95
363415
1797
itibar kazandırmak...
06:18
to carebakım no mattermadde what.
96
366070
2706
Yani, ne olursa olsun,
başkalarına özenle bakmak.
06:22
I want to tell you a storyÖykü of a womankadın
I metmet earlyerken on in this work.
97
370245
3534
Çalıştığım ilk yıllarda tanıştığım
bir kadının hikâyesini anlatmak istiyorum.
06:25
Her nameisim is LilyLily.
98
373803
1332
Lily'nin hikâyesini.
06:28
LilyLily and her familyaile livedyaşamış in JamaicaJamaika,
99
376309
2734
Lily, ailesiyle birlikte
Jamaika'da yaşıyordu.
06:32
and when she was 15 yearsyıl oldeski,
she was approachedyaklaştı by an AmericanAmerikan coupleçift
100
380035
3756
15 yaşındayken,
Amerikalı bir çiftin ilgisini çekti.
06:35
who were looking for a live-inyatılı nannyDadı
to come livecanlı with them
101
383815
2834
Amerikalı aile onlarla birlikte
ABD'de yaşayıp
06:38
in the UnitedAmerika StatesBirleşik
102
386673
1151
çocuklarına bakacak
birini arıyordu.
06:39
and help them carebakım for theironların childrençocuklar.
103
387848
1884
06:42
They offeredsunulan Lily'sLily 'nin familyaile that
if she camegeldi to work as theironların nannyDadı,
104
390295
5127
Lily'nin ailesine bir teklifte bulundular.
06:47
she would be ableyapabilmek to have accesserişim
to a US educationEğitim,
105
395446
3970
Lily çocukların dadısı olursa,
ABD'de okuyabilecek,
06:51
and she would have a weeklyhaftalık salarymaaş
sentgönderilen home to help her familyaile financiallymali.
106
399440
4583
her hafta alacağı maaşla
ailesine yardımcı olabilecekti.
06:57
They decidedkarar it was a good ideaFikir
107
405819
1937
Bunun iyi bir fırsat olduğunu düşündüler
06:59
and decidedkarar to take the opportunityfırsat.
108
407780
2894
ve değerlendirmeye karar verdiler.
07:04
LilyLily heldbekletilen up her endson of the bargainpazarlık
109
412184
2656
Lily bu anlaşmada üzerine düşeni yaptı:
07:08
and helpedyardım etti to raiseyükseltmek threeüç childrençocuklar.
110
416125
2261
Üç çocuğun yetiştirilmesine yardım etti.
07:11
But all communicationiletişim
with her familyaile was severedkopmuş:
111
419957
3623
Ama ailesiyle
hiçbir şekilde haberleşemedi.
07:15
no lettersharfler, no phonetelefon callsaramalar.
112
423604
3037
Ne yazabildi
ne telefonla konuşabildi.
07:18
She was never allowedizin to go to schoolokul,
113
426665
2523
Okula gitmesine hiç izin verilmedi
07:22
and she was never paidödenmiş --
114
430160
2045
ve bir kez bile maaşı ödenmedi.
07:24
for 15 yearsyıl.
115
432229
2356
15 yıl boyunca hiç.
07:27
One day, she saw an articlemakale in a newspapergazete
about anotherbir diğeri domesticyerli workerişçi
116
435804
3684
Bir gün gazetede,
kendisiyle benzer şeyler yaşayan
07:31
with a really similarbenzer storyÖykü to hersonunki,
117
439512
2449
başka bir ev emekçisi kadının
hikâyesini okudu.
07:33
anotherbir diğeri casedurum that I was
workingçalışma on at the time,
118
441985
2746
O sıralar ben de
aynı olay üzerinde çalıştığımdan,
07:36
and she foundbulunan a way to reachulaşmak me.
119
444755
1997
Lily bana ulaşmanın
yolunu bulmuş oldu.
07:39
She alsoAyrıca foundbulunan a way to reachulaşmak her brothererkek kardeş,
120
447777
2622
Lily'nin erkek kardeşi de
o sırada ABD'de yaşıyordu
07:42
who was livingyaşam in the UnitedAmerika StatesBirleşik
at the time as well.
121
450423
2751
ve Lily ona da ulaşabildi.
07:45
BetweenArasında the two of us,
we were ableyapabilmek to help her escapekaçış.
122
453198
3290
İkimiz Lily'nin kaçmasına yardım ettik.
07:49
And she had the help
of one of the childrençocuklar.
123
457525
2951
Baktığı çocuklardan biri de
kaçması için Lily'ye yardımcı oldu.
07:53
One of the childrençocuklar
was oldeski enoughyeterli to realizegerçekleştirmek
124
461071
3824
Çocuklardan biri, dadısına
kötü muamele edildiğini
07:56
that the way his nannyDadı
was beingolmak treatedişlenmiş was wrongyanlış,
125
464919
4155
anlayabilecek yaştaydı
08:01
and he gaveverdi her the moneypara that he
had been savingtasarruf throughvasitasiyla his childhoodçocukluk
126
469098
3378
ve küçüklüğünden beri biriktirdiği
parayı Lily'ye vererek
onun kaçmasına yardım etti.
08:04
to help her escapekaçış.
127
472500
1233
08:07
But here'sburada the thing about this storyÖykü.
128
475304
2176
Ama bu hikâyenin asıl meselesi şu:
08:12
She was essentiallyesasen enslavedköle for 15 yearsyıl.
129
480210
4596
Lily tam 15 yıl köle gibi çalıştırıldı.
08:18
Humanİnsan traffickingkaçakçılık and slaverykölelik
is a criminaladli offensesuç.
130
486248
3300
İnsan kaçakçılığı ve köle ticareti
cezai suçlardır.
08:22
And so her lawyersavukatları and I askeddiye sordu LilyLily,
131
490230
2950
Dolayısıyla, Lily'ye
avukatlarıyla birlikte
08:25
did she want to pressbasın criminaladli chargesücretleri
for what had happenedolmuş to her.
132
493204
3781
kendisine yapılanlar yüzünden
dava açabileceğini söyledik.
08:29
And after thinkingdüşünme about
what it would mean,
133
497731
2965
Bunun sonuçlarını düşündükten sonra,
istemediğini söyledi.
08:32
she said no,
134
500720
1589
08:35
because she didn't want the childrençocuklar
to be separatedayrıldı from theironların parentsebeveyn.
135
503222
4235
Çocukların ailesinden ayrılmasını
kabul edemezdi.
08:42
InsteadBunun yerine, we filedunder a civilsivil lawsuitdava,
and we eventuallysonunda wonwon the casedurum,
136
510113
4449
Biz de kamu davası açtık
ve sonunda kazandık.
08:46
and her casedurum becameoldu a rallyingtoplanma cryağlamak
for domesticyerli workersişçiler everywhereher yerde.
137
514586
3701
Lily'nin davası bütün ev emekçisi kadınlar
için kuvvetli bir çığlık oldu.
08:50
She was reunitedtekrar bir araya with her familyaile
and wentgitti on to have a familyaile of her ownkendi.
138
518311
4566
Lily ailesiyle bir araya geldi
ve sonra kendi ailesini kurdu.
08:55
But the thing that's so profoundderin
to me about this storyÖykü
139
523909
3346
Bu olay beni derinden etkiledi,
08:59
is, despiterağmen havingsahip olan 15 yearsyıl
stolençalıntı from her life,
140
527279
4911
çünkü Lily hayatının 15 yılı
elinden alınmasına rağmen
09:04
it did not affectetkilemek the carebakım and compassionmerhamet
that she feltkeçe for the childrençocuklar.
141
532214
5784
çocuklara duyduğu şefkati
ve ilgiyi hiç kaybetmedi.
09:11
And I see this from domesticyerli
workersişçiler all the time.
142
539030
3229
Bunu ev işçisi kadınlarda hep gördüm.
09:14
In the faceyüz of indignitiesbasamağı
143
542283
1887
Küçük düşürülmelerine rağmen,
09:16
and our failurebaşarısızlık to respectsaygı and valuedeğer
this work in our culturekültür,
144
544194
3791
kültürümüzün bu mesleğe
saygı göstermemesine rağmen,
09:20
they still showgöstermek up,
145
548009
2290
onlar yine de yanımızdalar
09:22
and they carebakım.
146
550323
1453
ve bize bakıyorlar.
09:24
They're simplybasitçe too proximateyakın
to our sharedpaylaşılan humanityinsanlık.
147
552780
3589
Ortak insanlık hallerini
öyle iyi biliyorlar ki...
09:28
They know how your toddleryürümeye başlayan çocuk
likesseviyor to be heldbekletilen
148
556393
3159
Bir bebek, mamasını yedikten
sonra uykuya dalarken
09:31
as they take theironların bottleşişe before a napşekerleme.
149
559576
2404
nasıl kucaklanmak ister biliyorlar.
09:35
They know how your motheranne likesseviyor her teaÇay,
150
563011
2770
Yaşlı annenizin çayını nasıl sevdiğini,
09:37
how to make her smilegülümseme and tell storieshikayeleri
despiterağmen her dementiademans.
151
565805
4071
onu öyküler anlatarak nasıl
gülümseteceklerini biliyorlar.
09:42
They are so proximateyakın to our humanityinsanlık.
152
570924
3716
İnsanlığımızın yanı başındalar.
09:47
They know that at the endson of the day,
153
575688
2151
Ve farkındalar:
09:49
these are people
who are partBölüm of familiesaileleri --
154
577863
3104
Baktıkları insanların mutlaka
bir ailenin parçası olduğunun,
09:52
someone'sbirisi var motheranne,
155
580991
1861
birilerinin annesi,
09:54
someone'sbirisi var grandmotherbüyükanne,
156
582876
2251
birilerinin büyükannesi,
09:57
someone'sbirisi var besten iyi friendarkadaş
157
585151
2450
birilerinin en iyi arkadaşı,
09:59
and someone'sbirisi var babybebek;
158
587625
2140
birilerinin bebeği
olduğunun farkındalar.
10:03
undeniablyinkar edilemez humaninsan,
159
591773
2105
İnsan olduklarının yadsınamayacağını,
10:06
and thereforebu nedenle, not disposableTek kullanımlık.
160
594656
3091
bu yüzden harcanamayacaklarını
biliyorlar.
10:11
DomesticAile içi workersişçiler know that any time
a singletek personkişi becomesolur disposableTek kullanımlık,
161
599715
6521
Ev emekçisi kadınlar,
tek bir insan bile gözden çıkarıldığında
nasıl kaygan bir zeminde
yüründüğünün farkındalar.
10:18
it's a slipperykaygan slopeeğim.
162
606260
1742
10:21
You see, the culturalkültürel devaluingdeğersizleştirmeliler
of domesticyerli work
163
609284
3954
Ev ortamında çalışmanın
toplumca değersizleştirilmesi,
10:25
is a reflectionyansıma
of a hierarchyhiyerarşi of humaninsan valuedeğer
164
613262
3976
insana hiyerarşik açıdan
değer biçildiğini gösteriyor;
10:29
that definestanımlar everything in our worldDünya,
165
617262
2412
bu öyle bir hiyerarşi ki,
10:32
a hierarchyhiyerarşi that valuesdeğerler
the liveshayatları and contributionskatkıları
166
620549
3916
dünyadaki her şeyi şekillendiriyor
ve bazı insanların yaşamlarını,
10:36
of some groupsgruplar of people over othersdiğerleri,
167
624489
3194
yaptıkları katkıları diğerlerininki
kadar önemsemiyor.
10:40
basedmerkezli on raceyarış, genderCinsiyet,
168
628714
3578
Irka, cinsiyete, sınıfa göre
ayrımcılık yapıyor,
10:44
classsınıf, immigrationGöçmenlik statusdurum --
169
632316
3633
insanların göçmen
olup olmadığına bakıyor.
Akla gelebilecek
bütün kategorilere açık bir hiyerarşi.
10:47
any numbernumara of categorieskategoriler.
170
635973
2239
10:51
And that hierarchyhiyerarşi of humaninsan valuedeğer requiresgerektirir
storieshikayeleri about those groupsgruplar of people
171
639514
6684
İnsan değerine dayalı bu düzen,
varlığını sürdürmek için
10:58
in ordersipariş to sustainsürdürmek itselfkendisi.
172
646222
2693
bu insanların hikâyelerine
sırtını dayıyor.
11:00
So these storieshikayeleri have seepedseeped
deepderin into our culturekültür
173
648939
3111
Kültürümüzün en derinine işleyen
bu hikâyeler ne diyor?
11:04
about how some people
are lessaz intelligentakıllı,
174
652074
4381
Bazı insanlar diğerleri kadar
akıllı değildir;
11:08
some people are lessaz intuitivesezgisel,
175
656479
3237
bazı insanların sezgileri daha zayıftır;
11:13
weakerzayıf,
176
661081
1820
onlar güçlü değildir,
11:14
by extensionuzantı, lessaz trustworthygüvenilir,
177
662925
3812
daha değersizdir,
11:19
lessaz valuabledeğerli
178
667371
1368
yani onlara pek güvenilmez;
11:21
and ultimatelyen sonunda,
179
669652
1789
dolayısıyla,
onlar diğerleri kadar
insan değildir.
11:23
lessaz humaninsan.
180
671465
1545
11:26
And domesticyerli workersişçiler know
it's a slipperykaygan slopeeğim
181
674448
4217
Bir ev emekçisini gerçek bir çalışan
gibi görmemeye başladığımızda,
11:30
when we startbaşlama to see a workerişçi
as lessaz than a realgerçek workerişçi,
182
678689
6650
bir kadını kadın gibi,
11:38
to a womankadın as lessaz than a womankadın,
183
686318
3326
bir anneyi anne gibi,
11:42
to a motheranne as lessaz than a motheranne,
184
690367
3911
bir çocuğu çocuk gibi görmediğimizde,
11:47
to a childçocuk as lessaz than a childçocuk.
185
695365
3385
ev emekçileri bunun
nasıl kaygan bir zemin olduğunu bilir.
11:52
In the springbahar of 2018,
186
700519
1600
2018 yılının baharında,
11:54
the TrumpKoz administrationyönetim announcedaçıkladı
a newyeni policypolitika at the US-MexicoMeksika bordersınır,
187
702143
4694
Trump yönetimi, ABD-Meksika sınırında
yeni bir politika uygulanacağını duyurdu.
11:58
a zero-tolerancesıfır tolerans policypolitika,
188
706861
2436
Sıfır tolerans politikası.
12:01
to forciblyzorla separateayrı all childrençocuklar
from theironların parentsebeveyn,
189
709321
4841
Sığınma ihtiyacıyla sınıra ulaşan
aileleri çocuklarından zorla ayırmak için.
12:06
who were arrivinggelen at the bordersınır
seekingarayan asylumsığınma;
190
714186
3253
12:09
childrençocuklar as younggenç as 18 monthsay,
separatedayrıldı from theironların parentsebeveyn
191
717463
4033
Güvenli bir yaşam ve
yeni bir başlangıç umuduyla
12:13
after a long and arduousÇetin journeyseyahat
to reachulaşmak the US-MexicoMeksika bordersınır
192
721520
5088
uzun, tehlikeli bir yoldan sınıra
ulaşan insanlar arasında
12:18
in searcharama of safetyemniyet and a newyeni beginningbaşlangıç.
193
726632
2905
18 aylık bebeklerinden koparılanlar oldu.
12:22
ThousandsBinlerce of childrençocuklar separatedayrıldı.
194
730542
2475
Binlerce çocuk ayrı düştü.
12:26
And because they were migrantsgöçmenler,
195
734765
2780
Onlar göçmendi ve sırf bu yüzden
12:29
they were treatedişlenmiş as lessaz than childrençocuklar.
196
737569
3472
daha az çocukmuş gibi muamele gördüler.
12:35
In responsetepki, I helpedyardım etti to organizedüzenlemek
the FamiliesAileler BelongAit TogetherBirlikte VigilVigil
197
743446
4497
Ben de aile dayanışması topluluğunun
kurulmasına yardım ettim.
12:39
at the UrsulaUrsula BorderKenarlık PatrolDevriye
Processingİşleme CenterMerkezi in McAllenMcallen, TexasTexas,
198
747967
4249
Families Belong Together Vigil topluluğu
Teksas McAllen'daki Ursula Sınırı'ndaydı
ve o gün Babalar Günü'ydü.
12:44
on Father'sBabamın Day.
199
752240
1238
12:46
Insideİçinde that processingişleme centermerkez,
there were hundredsyüzlerce of childrençocuklar
200
754065
3294
Sınırdaki sevk merkezinde
yüzlerce çocuk tutuluyor,
12:49
who were beingolmak heldbekletilen, processedişlenen
201
757383
2728
bu çocuklar ailelerinden koparılıp
ülkenin dört bir yanına sevk edilmek
12:52
and then preparedhazırlanmış to be
shippedsevk all over countryülke
202
760135
3200
12:55
to be jailedhapis in facilitiestesisler
hundredsyüzlerce of milesmil away from theironların parentsebeveyn.
203
763359
5188
ve kilometrelerce uzaktaki tesislere
konulmak üzere hazır bekletiliyordu.
13:01
I saw with my ownkendi eyesgözleri
204
769522
2161
Her şeyi kendi gözlerimle gördüm:
13:03
childrençocuklar not [oldeski] enoughyeterli for kindergartenAnaokulu
205
771707
2868
Daha okul çağına gelmemiş çocuklar,
13:06
in unmarkedişaretlenmemiş busesotobüsler,
206
774599
1485
hiçbir işaret taşımayan otobüslerle
13:08
beingolmak shippedsevk off to jailshapishanelerinde
hundredsyüzlerce of milesmil away.
207
776108
4265
kilometrelerce uzaktaki hapishanelere
taşınıyordu.
13:13
And as they passedgeçti us by,
208
781904
2683
Yanımızdan geçerken
13:16
they reachedulaştı for us throughvasitasiyla the windowspencereler,
209
784611
2478
camların ardından bize
ellerini uzatıyorlardı;
13:21
as we stooddurdu vigilgece nöbeti to let them know
that they are not aloneyalnız,
210
789485
3848
biz de dimdik durup
onlara yalnız olmadıklarını,
onlar için savaştığımızı gösteriyorduk.
13:25
and we are fightingkavga for them.
211
793357
1644
13:27
DomesticAile içi workersişçiler camegeldi from all over TexasTexas
to be a partBölüm of the vigilgece nöbeti.
212
795906
4331
Bu nöbette bize katılmak için
tüm Teksas'tan ev emekçileri geldi.
13:32
They saw in those familiesaileleri
theironların ownkendi familyaile storieshikayeleri.
213
800261
4566
O ailelerde kendi ailelerinin
yaşadıkları şeyleri gördüler.
13:36
They had alsoAyrıca come here
in searcharama of safetyemniyet and a newyeni beginningbaşlangıç,
214
804851
5795
Onlar da bu ülkeye
güvenli ve yeni bir yaşam için gelmişti;
ailelerine daha iyi bir hayat vermek için.
13:42
a better life for theironların familiesaileleri,
215
810670
1576
13:44
and they saw in the eyesgözleri of those childrençocuklar
216
812270
3669
Oradaki çocukların gözlerinde
kendi çocuklarını gördüler.
13:47
theironların ownkendi childrençocuklar.
217
815963
1551
13:51
And throughvasitasiyla our tearsgözyaşı,
218
819052
1820
Gözyaşları içindeydik,
13:53
we lookedbaktı at eachher other
and we askeddiye sordu eachher other,
219
821650
2877
birbirimize bakıp
sormaya başladık;
13:56
"How did we get here,
220
824551
2070
"Bu hale nasıl geldik?
13:59
to puttingkoyarak childrençocuklar in cageskafesleri
221
827732
2794
Çocukları kafeslere koyup
14:02
and separatingayırma them from the people
who love them the mostçoğu in the worldDünya?"
222
830550
3926
onları bu dünyada
en çok seven insanlardan nasıl ayırırız?"
14:07
How?
223
835159
1411
Nasıl?
14:10
And what I thought to myselfkendim was:
if domesticyerli workersişçiler were in chargeşarj etmek,
224
838171
5933
Kendi kendime şöyle düşündüm:
yöneticilerimiz ev emekçileri olsaydı,
14:16
this never would have happenedolmuş.
225
844128
1804
bu şeyler asla yaşanmazdı.
14:18
Our humanityinsanlık would never
have been so disposableTek kullanımlık
226
846916
4930
İnsanlığı asla böyle harcamayacaktık,
14:23
that we would be treatingtedavi
childrençocuklar in this way.
227
851870
2673
çocuklara bu şekilde davranılmayacaktı.
14:29
The DalaiDalay LamaLama oncebir Zamanlar said
that love and compassionmerhamet are necessitiesihtiyaçlar,
228
857304
5780
Dalai Lama, sevginin ve şefkatin
gereksindiğimiz şeyler olduğunu,
14:35
not luxurieslüks.
229
863877
1648
bunların lüks olmadığını söylemiş.
14:38
WithoutOlmadan them, humanityinsanlık cannotyapamam survivehayatta kalmak.
230
866597
3640
Sevgi ve şefkat yoksa,
insanlık ayakta duramaz.
14:44
In other wordskelimeler, they are fundamentaltemel
to humaninsan existencevaroluş.
231
872341
3763
Sevgi ve şefkat, insan varoluşunun
özünü oluşturur.
14:49
DomesticAile içi workersişçiler are in chargeşarj etmek
of the fundamentalsTemelleri.
232
877644
4995
Bu özün sorumluları
ev emekçileridir.
14:55
They love and they carebakım,
233
883980
2012
Severler ve özenle bakarlar,
14:58
and they showgöstermek compassionmerhamet no mattermadde what.
234
886016
2977
ne olursa olsun şefkat gösterirler.
15:04
We livecanlı in a time of moralmanevi choicesseçimler
235
892016
4425
Ahlaki açıdan seçim yapmamızı
gerektiren bir zamandayız.
15:09
everywhereher yerde we turndönüş:
236
897417
1660
Bu seçimler her yerde:
15:11
at the bordersınır,
237
899101
1654
sınırda,
15:12
at the ballotoy boxkutu,
238
900779
2220
seçim sandığında,
15:15
in our workplacesişyerleri,
239
903023
1875
işyerlerimizde,
15:17
right in our homesevler, fulltam of moralmanevi choicesseçimler.
240
905930
3543
kendi evlerimizde.
15:23
As you go about your day
and you encounterkarşılaşma these moralmanevi choicesseçimler,
241
911267
6006
Ahlaki açıdan karar vermeniz gereken
her anda,
15:29
think of LilyLily.
242
917297
1502
her yerde Lily'yi düşünün.
15:32
Think like LilyLily.
243
920323
1625
Lily gibi düşünün.
15:35
Think like a domesticyerli workerişçi
who showsgösterileri up and caresbakımları no mattermadde what.
244
923083
6447
Ne yaşarsa yaşasın insanları seven,
onlara bakan bir ev emekçisi gibi düşünün.
15:42
Love and compassionmerhamet, no mattermadde what.
245
930228
2933
Sevgi ve şefkat - her şeye rağmen.
15:46
ShowGöster up like a domesticyerli workerişçi,
246
934461
2378
Bir ev emekçisi gibi
hep destek olun;
15:51
because our childrençocuklar are countingsayma on us.
247
939164
2628
çünkü çocuklarımız bize güveniyor.
15:54
Thank you.
248
942537
1171
Teşekkür ederim.
15:55
(ApplauseAlkış)
249
943732
3630
(Alkışlar)
Translated by Burcu Uluçay
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Ai-jen Poo - Activist
Ai-jen Poo has spent the last 20 years bringing care and respect to the women that care for us.

Why you should listen

Ai-jen Poo is the director of the National Domestic Workers Alliance and the co-director of Caring Across Generations. Under her leadership, domestic workers won eight state Domestic Workers Bill of Rights and federal overtime and minimum wage protections for more than two million home care workers. She is also an influential voice in the Me Too and women's movements, including participating in the Times Up action at the 2018 Golden Globes. She is a 2014 MacArthur "genius" Fellow and a TIME 100 alumna and has been a featured speaker at the United State of Women Summits, Aspen Ideas Festivals, the Obama Foundation Summit and the 2018 Women’s Convention. Her work has appeared in the New York Times, Washington Post, TIME and CNN.com. She is the author of The Age of Dignity: Preparing for the Elder Boom in a Changing America.

More profile about the speaker
Ai-jen Poo | Speaker | TED.com