ABOUT THE SPEAKER
Hajer Sharief - Activist
As an activist promoting human rights in Libya and beyond, Hajer Sharief works against society's flow -- and across generations -- to find solutions.

Why you should listen

When Hajer Sharief was young, she had no risk assessment skills. If she felt like jumping from a cliff, she did so without thinking of the consequences. As an older and wiser activist, she tends to balance risks -- but she still actively keeps an element of risk-free thinking when it comes to doing the right thing.

As cofounder of the Together We Build It Foundation, an intergenerational organization working to builds peace in Libya, Sharief promotes human rights, gender equality and political participation. Doing the right thing regardless of risk remains her life principle, and activism remains her lifestyle -- one that helps individuals become aware of their responsibility towards humanity and the environment.

More profile about the speaker
Hajer Sharief | Speaker | TED.com
TEDSummit 2019

Hajer Sharief: How to use family dinner to teach politics

Hajer Sharief: Aile yemeğiyle nasıl siyaset öğretilir

Filmed:
1,954,697 views

Herkes karar verme aşamasına ve siyasete dahil olmalı -- ve bu evde başlıyor, diyor aktivist Hajer Sharief. Basit ama dönüştürücü bir fikir sunuyor: Ebeveynler çocuklarına evin işleyişi konusunda, herkesin fikirlerini sunabildiği, tartışabildiği ve anlaşmaya varabildiği samimi aile toplantıları aracılığıyla siyasal temsilciliği öğretebilir. "İnsanlara siyasi, ulusal ve global işlerin onları en az kişisel ve ailevi işleri kadar ilgilendirdiğini öğretmeliyiz," diyor. "Siyasetle ilgilenmemeyi veya siyasete katılmamayı gerçekten göze alabilir misiniz?"
- Activist
As an activist promoting human rights in Libya and beyond, Hajer Sharief works against society's flow -- and across generations -- to find solutions. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
TwentyYirmi yearsyıl agoönce,
0
1643
1366
Yirmi yıl önce,
00:15
my familyaile introducedtanıtılan a systemsistem
calleddenilen "FridayCuma DemocracyDemokrasi MeetingsToplantılar."
1
3033
5848
ailem "Cuma Demokrasi Toplantıları"
adlı bir sistem öne sürdü.
00:21
EveryHer FridayCuma at 7pmPM, my familyaile
camegeldi togetherbirlikte for an officialresmi meetingtoplantı
2
9812
5294
Her cuma günü saat 7'de ailem
resmi bir toplantı için bir araya geldi
00:27
to discusstartışmak the currentşimdiki familyaile affairsişler.
3
15130
2960
ve aile sorunlarını tartıştık.
00:31
These meetingstoplantılar were facilitatedkolaylaştırılmış
by one of my parentsebeveyn,
4
19740
3294
Bu toplantılar ebeveynlerimden
biri tarafından kolaylaştırıldı
00:35
and we even had a notetakernot alma.
5
23058
2469
ve bir not tutucumuz bile vardı.
00:37
These meetingstoplantılar had two ruleskurallar.
6
25551
2115
Bu toplantıların iki kuralı vardı.
00:39
First, you are allowedizin
to speakkonuşmak openaçık and freelyserbestçe.
7
27690
3217
Öncelikle, açık ve özgürce konuşabilirdin.
00:42
Us kidsçocuklar were allowedizin
to criticizeeleştirmek our parentsebeveyn
8
30931
2673
Biz çocuklar, saygısız veya kaba
olduğu düşünülmeden
00:45
withoutolmadan that beingolmak considereddüşünülen
disrespectfulsaygısız or rudekaba.
9
33628
3316
ebeveynlerimizi eleştirebilirdik.
00:48
Secondİkinci rulekural was the ChathamChatham HouseEv rulekural,
10
36968
2786
İkinci kural Chatham Evi kuralıydı,
00:51
meaninganlam whateverher neyse is said in the meetingtoplantı
stayskalır in the meetingtoplantı.
11
39778
3950
yani toplantıda konuşulanlar
toplantıda kalır.
00:55
(LaughterKahkaha)
12
43752
1001
(Kahkaha)
00:56
The topicskonular whichhangi were discussedtartışılan
in these meetingstoplantılar
13
44777
2364
Bu toplantılarda tartışılan konular
00:59
variedçeşitli from one weekhafta to anotherbir diğeri.
14
47165
2411
haftadan haftaya değişirdi.
01:01
One weekhafta, we'devlenmek talk about
what foodGıda we wanted to eatyemek,
15
49600
3466
Bir hafta hangi yemeği
yemek istediğimizi konuşurduk,
01:05
what time us kidsçocuklar should go to bedyatak
16
53090
2701
biz çocukların yatağa
kaçta gitmesi gerektiğini,
01:07
and how to improveiyileştirmek things as a familyaile,
17
55815
2587
aile olarak bir şeyleri
nasıl geliştirebileceğimizi,
01:10
while anotherbir diğeri meetingtoplantı discussedtartışılan
prettygüzel much eventsolaylar that happenedolmuş at schoolokul
18
58426
4833
başka bir toplantıda da büyük ölçüde
okulda olan şeyleri
01:15
and how to solveçözmek
disputesanlaşmazlıkları betweenarasında siblingsKardeşler,
19
63283
3144
ve kardeşler arasındaki tartışmaların
nasıl çözülebileceğini,
01:18
by whichhangi I mean realgerçek fightskavgalar.
20
66451
1879
gerçek kavgalardan bahsediyorum.
01:21
At the endson of eachher meetingtoplantı,
we'devlenmek reachulaşmak decisionskararlar and agreementsanlaşmalar
21
69232
3810
Her toplantının sonunda kararlara
ve anlaşmalara varırdık,
01:25
that would last at leasten az
untila kadar the nextSonraki meetingtoplantı.
22
73066
3764
bunlar da en azından bir sonraki
toplantıya kadar devam ederdi.
01:28
So you could say
I was raisedkalkık as a politicianpolitikacı.
23
76854
4491
Yani bir politikacı olarak
yetiştirildiğimi söyleyebilirsiniz.
01:35
By the ageyaş of sixaltı or sevenYedi,
I masteredhakim politicssiyaset.
24
83105
3715
Altı veya yedi yaşına geldiğimde
siyaseti iyice öğrenmiştim.
01:38
I was negotiatingmüzakere, compromisingödün,
25
86844
2843
Müzakere ediyor, anlaşmaya varıyor,
01:41
buildingbina alliancesittifaklar
with other politicalsiyasi actorsaktörler.
26
89711
2808
diğer siyasi katılımcılarla
müttefik oluyordum.
01:44
(LaughterKahkaha)
27
92543
2331
(Kahkaha)
01:46
And I even oncebir Zamanlar trieddenenmiş to jeopardizetehlikeye
the politicalsiyasi processsüreç.
28
94898
4090
Hatta bir kere siyasal süreci
tehlikeye atmayı bile denedim.
01:51
(LaughterKahkaha)
29
99012
1000
(Kahkaha)
01:53
These meetingstoplantılar soundses very peacefulhuzurlu,
civilsivil and democraticdemokratik, right?
30
101077
4643
Bu toplantılar kulağa çok huzurlu,
medeni ve demokratik geliyor değil mi?
01:58
But that was not always the casedurum.
31
106421
2001
Ama her zaman öyle olmuyordu.
02:00
Because of this openaçık, freeücretsiz spaceuzay
to talk, discusstartışmak and criticizeeleştirmek,
32
108446
4785
Konuşmak, tartışmak ve eleştirmek için
olan bu açık, serbest alan yüzünden
02:05
things sometimesara sıra got really heatedısıtmalı.
33
113255
2610
işler bazen oldukça
hararetli olabiliyordu.
02:08
One meetingtoplantı wentgitti really badkötü for me.
34
116529
2683
Bir toplantı benim için çok kötü gitti.
02:11
I was about 10 yearsyıl oldeski at that time,
35
119236
2067
O zaman yaklaşık 10 yaşındaydım
02:13
and I'd donetamam something
really horriblekorkunç at schoolokul,
36
121327
2295
ve okulda çok korkunç bir şey yapmıştım,
02:15
whichhangi I'm not going to sharepay todaybugün --
37
123646
1811
ne olduğunu bugün paylaşmayacağım --
02:17
(LaughterKahkaha)
38
125481
1018
(Kahkaha)
02:18
but my brothererkek kardeş decidedkarar
to bringgetirmek it up in the meetingtoplantı.
39
126523
4223
ama erkek kardeşim toplantıda
bundan bahsetmeye karar verdi.
02:22
I could not defendsavunmak myselfkendim,
40
130770
1779
Kendimi savunamıyordum,
02:24
so I decidedkarar to withdrawçekilme from the meetingtoplantı
and boycottboykot the wholebütün systemsistem.
41
132573
4076
bu yüzden toplantıdan çekilmeye
ve tüm sistemi boykot etmeye karar verdim.
02:29
I literallyharfi harfine wroteyazdı an officialresmi lettermektup
and handedeli it to my dadbaba,
42
137287
3151
Gerçekten resmi bir mektup yazıp
babama verdim
02:32
announcingDuyuruyu that I am boycottingboykot.
43
140462
1817
ve boykot ettiğimi açıkladım.
02:34
(LaughterKahkaha)
44
142303
2158
(Kahkaha)
02:36
I thought that if I stoppeddurduruldu
attendingkatılıyor these meetingstoplantılar anymoreartık,
45
144485
3540
Artık bu toplantılara katılmayı bırakırsam
02:40
the systemsistem would collapseçöküş,
46
148049
1952
sistemin çökeceğini düşündüm
02:42
(LaughterKahkaha)
47
150025
1531
(Kahkaha)
02:43
but my familyaile continueddevam etti with the meetingstoplantılar,
48
151580
2859
ama ailem toplantılara devam etti
02:46
and they oftensık sık
madeyapılmış decisionskararlar that I dislikedSevmediği.
49
154463
3690
ve sıklıkla benim hoşlanmadığım
kararlara vardılar.
02:50
But I could not challengemeydan okuma these decisionskararlar,
50
158177
2192
Ama bu kararları değiştiremiyordum
02:52
because I was not attendingkatılıyor the meetingstoplantılar,
51
160393
1953
çünkü toplantılara katılmıyordum,
02:54
and thusBöylece had no right to go againstkarşısında it.
52
162370
2350
bu yüzden de karşı çıkmaya hakkım yoktu.
02:57
Ironicallyİronik bir şekilde, when I turneddönük
about 13 yearsyıl oldeski,
53
165517
4204
Ne gariptir ki, yaklaşık
13 yaşına geldiğimde
03:01
I endedbitti up attendingkatılıyor
one of these meetingstoplantılar again,
54
169745
2900
uzun süre boykot ettikten sonra
kendimi toplantılardan birine
03:04
after I boycottedboykot etti them for a long time.
55
172669
3097
tekrar katılırken buldum.
03:07
Because there was an issuekonu
that was affectingetkileyen me only,
56
175790
4557
Çünkü sadece beni etkileyen
bir sorun vardı
03:12
and no other familyaile memberüye
was bringinggetiren it up.
57
180371
3315
ve diğer hiçbir aile üyesi
bundan bahsetmiyordu.
03:16
The problemsorun was that after eachher dinnerakşam yemegi,
58
184760
4152
Sorun, her akşam yemeğinden sonra
03:20
I was always the only one
who was askeddiye sordu to washyıkama the dishesbulaşıklar,
59
188936
4032
bulaşıkları yıkaması istenen
tek kişinin ben olmamdı
03:24
while my brothersKardeşler didn't have to do
anything about it.
60
192992
3193
ve kardeşlerimin bu konuda
hiçbir şey yapması gerekmiyordu.
03:28
I feltkeçe this was unjusthaksız,
unfairhaksız and discriminatoryayrımcı,
61
196971
4568
Bunun adaletsiz, haksız ve ayrımcı
olduğunu düşündüm,
03:33
so I wanted to discusstartışmak it in the meetingtoplantı.
62
201563
2776
bu yüzden bunu
toplantıda tartışmak istedim.
03:36
As you know, the ideaFikir that it's a womankadın
or a girl'sKızın rolerol to do householdev halkı work
63
204363
5627
Bildiğiniz gibi ev işlerini yapmanın,
bir kadının veya kızın rolü olduğu fikri
03:42
is a rulekural that has been carriedtaşınan out
by manyçok societiestoplumlar for so long,
64
210014
4222
birçok toplum tarafından çok uzun süre
sürdürülmüş olan bir kural,
03:46
so in ordersipariş for a 13-year-old-yaşında me
to challengemeydan okuma it, I neededgerekli a platformplatform.
65
214260
4166
bu yüzden 13 yaşındaki benim buna karşı
çıkmak için bir platforma ihtiyacım vardı.
03:51
In the meetingtoplantı, my brothersKardeşler arguedsavundu
66
219295
2243
Toplantıda, erkek kardeşlerim
03:53
that noneYok of the other boysçocuklar we knewbiliyordum
were washingyıkama the dishesbulaşıklar,
67
221562
3535
tanıdığımız başka hiçbir erkeğin
bulaşık yıkamadığını savundu,
03:57
so why should our familyaile be any differentfarklı?
68
225121
2697
bizim ailemiz neden farklı olmalıydı?
03:59
But my parentsebeveyn agreedkabul with me and decidedkarar
that my brothersKardeşler should assistyardımcı me.
69
227842
4936
Ebeveynlerim bana katıldı ve kardeşlerimin
bana yardım etmesine karar verdi.
04:04
HoweverAncak, they could not forcekuvvet them,
so the problemsorun continueddevam etti.
70
232802
3733
Yine de onları zorlayamazlardı,
bu yüzden sorun devam etti.
04:08
SeeingGörmek no solutionçözüm to my problemsorun,
I decidedkarar to attendkatılmak anotherbir diğeri meetingtoplantı
71
236559
4965
Sorunuma bir çözüm bulamayınca
başka bir toplantıya katılıp
04:13
and proposeteklif etmek, önermek a newyeni systemsistem
that would be fairadil to everyoneherkes.
72
241548
4417
herkes için adil olan bir sistem
öne sürmeye karar verdim.
04:17
So I suggestedönerdi insteadyerine of one personkişi
73
245989
2775
Bu yüzden, tüm ailenin kullandığı
tüm bulaşıkları
04:20
washingyıkama all the dishesbulaşıklar
used by all the familyaile membersüyeler,
74
248788
3819
tek bir kişinin yıkaması yerine,
04:24
eachher familyaile memberüye
should washyıkama theironların ownkendi dishesbulaşıklar.
75
252631
3986
her aile üyesinin kendi bulaşığını
yıkamasını önerdim.
04:28
And as a gesturejest of good faithinanç,
76
256641
2032
Hatta iyi niyetimden jest olarak
04:30
I said I'd washyıkama the potsTencere as well.
77
258697
2221
tencereleri benim yıkayacağımı söyledim.
04:33
This way, my brothersKardeşler
could no longeruzun arguetartışmak
78
261808
2802
Böylece erkek kardeşlerim artık
04:36
that it wasn'tdeğildi withiniçinde theironların responsibilitysorumluluk
79
264634
2046
erkekler olarak ailenin
arkasını toplamanın
04:38
as boysçocuklar or menerkekler to washyıkama the dishesbulaşıklar
and cleantemiz after the familyaile,
80
266704
3954
onların sorumluluğu
olmadığını söyleyemezdi
04:42
because the systemsistem I proposedönerilen
was about everyher memberüye of the familyaile
81
270682
5187
çünkü öne sürdüğüm sistem,
her aile üyesinin
04:47
cleaningtemizlik after themselveskendilerini
and takingalma carebakım of themselveskendilerini.
82
275893
3620
kendi arkasını temizlemesi ve kendi
başının çaresine bakmasıyla ilgiliydi.
04:51
EveryoneHerkes agreedkabul to my proposalöneri,
83
279537
2088
Herkes teklifimi kabul etti
04:53
and for yearsyıl, that was
our washing-the-dishesbulaşık yıkama systemsistem.
84
281649
4514
ve yıllar boyunca bulaşık yıkama
sistemimiz böyleydi.
05:00
What I just sharedpaylaşılan with you
is a familyaile storyÖykü,
85
288152
3675
Sizinle paylaştığım bu şey
bir aile hikâyesiydi
05:03
but it's puresaf politicssiyaset.
86
291851
1824
ama aynı zamanda saf siyasetti.
05:06
EveryHer partBölüm of politicssiyaset
includesiçerir decision-makingkarar verme,
87
294500
3834
Siyasetin her kısmı karar vermeyi içerir
05:10
and ideallyideal olarak, the processsüreç
of decision-makingkarar verme
88
298358
2676
ve ideal karar verme sürecinin
05:13
should includeDahil etmek people
from differentfarklı backgroundsarka,
89
301058
2926
farklı alt yapılara, ilgilere, fikirlere,
05:16
interestsilgi, opinionsgörüşler, genderCinsiyet,
90
304008
3143
cinsiyete, inançlara, ırka, etnik kökene,
05:19
beliefsinançlar, raceyarış, ethnicityEtnik Yapı, ageyaş, and so on.
91
307175
3794
yaşa ve buna benzer şeylere sahip
insanları içermesi gerekir.
05:22
And they should all have
an equaleşit opportunityfırsat to contributekatkıda bulunmak
92
310993
3357
Bu insanların hepsi, karar verme
sürecine katkı sağlamakta
05:26
to the decision-makingkarar verme processsüreç
and influenceetki the decisionskararlar
93
314374
3809
ve hayatlarını doğrudan veya dolaylı
olarak etkileyecek kararları etkilemekte
05:30
that will affectetkilemek theironların liveshayatları
directlydirekt olarak or indirectlydolaylı olarak.
94
318207
3571
eşit fırsata sahip olmalılar.
05:34
As suchböyle, I find it difficultzor to understandanlama
when I hearduymak younggenç people sayingsöz,
95
322742
6102
Aslında gençler şunu söylediğinde
anlamakta zorlanıyorum,
05:40
"I'm too younggenç to engagetutmak in politicssiyaset
or to even holdambar a politicalsiyasi opiniongörüş."
96
328868
4318
"Siyasetle uğraşmak veya bir siyasi görüşe
sahip olmak için bile çok gencim."
05:45
SimilarlyBenzer şekilde, when I hearduymak some womenkadınlar sayingsöz,
97
333569
2401
Bunun gibi, bazı kadınları
şunu söylerken duyuyorum,
05:47
"PoliticsSiyaset is a dirtykirli worldDünya
I don't want to engagetutmak with,"
98
335994
4023
"Siyaset, uğraşmak istemediğim
kirli bir dünya."
05:52
I'm worriedendişeli that the ideaFikir of politicssiyaset
and politicalsiyasi engagementnişan
99
340041
4354
Şu konuda endişeliyim ki
siyaset ve siyasete katılım fikri
05:56
has becomeolmak so polarizedpolarize
in manyçok partsparçalar of the worldDünya
100
344419
3963
dünyanın birçok yerinde
öylesine kutuplaştırıldı ki
06:00
that ordinarysıradan people feel, in ordersipariş
for them to participatekatılmak in politicssiyaset,
101
348406
4315
sıradan insanlar dahi
siyasete katılmak için
06:04
they need to be outspokenaçık sözlü activistseylemciler,
102
352745
2928
açık sözlü aktivistler olmaları
gerektiğini düşünüyorlar
06:07
and that is not truedoğru.
103
355697
1460
ve bu doğru değil.
06:09
I want to asksormak these younggenç people,
womenkadınlar and ordinarysıradan people in generalgenel:
104
357835
5683
Bu gençlere, kadınlara ve genel olarak
sıradan insanlara sormak istiyorum:
06:15
Can you really affordparası yetmek not to be interestedilgili
or not to participatekatılmak in politicssiyaset?
105
363542
6246
Siyasetle ilgilenmemeyi, ona katılmamayı
gerçekten göze alabiliyor musunuz?
06:22
PoliticsSiyaset is not only activismaktivizm.
106
370172
2067
Siyaset sadece aktivizm değildir.
06:24
It's awarenessfarkında olma,
107
372263
1151
Farkındalıktır,
06:25
it's keepingkoruma ourselveskendimizi informedbilgili,
it's caringsempatik for the factsGerçekler.
108
373438
2784
kendimizi bilgilendirmektir,
gerçekleri umursamaktır.
06:28
When it's possiblemümkün, it's castingdöküm a voteoy.
109
376246
2128
Mümkün olduğunda oy vermektir.
06:30
PoliticsSiyaset is the toolaraç
throughvasitasiyla whichhangi we structureyapı ourselveskendimizi
110
378914
2794
Siyaset, gruplar veya toplumlar olarak
06:33
as groupsgruplar and societiestoplumlar.
111
381732
1769
kendimizi yapılandırdığımız araçtır.
06:36
PoliticsSiyaset governsyöneten everyher aspectGörünüş of life,
112
384039
2715
Siyaset hayatın her alanını yönetir
06:38
and by not participatingkatılan in it,
113
386778
2222
ve siyasete katılmayarak
06:41
you're literallyharfi harfine allowingizin other people
to decidekarar ver on what you can eatyemek, where,
114
389024
5247
başkalarının ne yediğiniz, ne giydiğinize
karar vermesine izin veriyorsunuz;
06:46
if you can have accesserişim to healthsağlık carebakım,
115
394295
2214
bununla birlikte
sağlık sigortası erişiminize,
06:48
freeücretsiz educationEğitim,
116
396533
1447
ücretsiz eğitime,
06:50
how much taxvergi you payödeme,
117
398004
1850
ödediğiniz vergi miktarına,
06:51
when you can retireemekli olmak,
118
399878
1539
ne zaman emekli olabileceğinize
06:53
what is your pensionemeklilik.
119
401441
1734
ve hatta emeklilik maaşınıza.
06:55
Other people are alsoAyrıca decidingkarar
on whetherolup olmadığını your raceyarış and ethnicityEtnik Yapı
120
403199
3878
Başkaları aynı zamanda
ırkınız ve kökeninizin
06:59
is enoughyeterli to considerdüşünmek you a criminaladli,
121
407101
2357
sizi suçlu yapmak için
yeterli olup olmadığına,
07:01
or if your religiondin and nationalityMilliyet
is enoughyeterli to put you on a terroristterörist listliste.
122
409482
4351
dininizin, milliyetinizin sizi terörist
yapıp yapmadığına karar veriyor.
07:06
And if you still think you are a stronggüçlü,
independentbağımsız humaninsan beingolmak
123
414293
3888
Eğer hâlâ güçlü, bağımsız
bir birey olduğunuzu,
07:10
unaffectedetkilenmemiş by politicssiyaset,
124
418205
2594
siyasetten etkilenmediğinizi
düşünüyorsanız
07:12
then think twiceiki defa.
125
420823
1493
bir daha düşünün.
07:15
I am speakingkonuşuyorum to you
as a younggenç womankadın from LibyaLibya,
126
423607
3381
Sizinle Libyalı genç bir kadın
olarak konuşuyorum,
07:19
a countryülke that is
in the middleorta of a civilsivil warsavaş.
127
427012
2764
Libya iç savaşın ortasında olan bir ülke.
07:22
After more than 40 yearsyıl
of authoritarianotoriter rulekural,
128
430083
3215
40 yıldan fazla süren
otoriter yönetimden sonra,
07:25
it's not a placeyer
where politicalsiyasi engagementnişan
129
433322
2247
kadınların veya gençlerin
siyasete katılımının
07:27
by womenkadınlar and younggenç people
is possiblemümkün, norne de encouragedteşvik.
130
435593
2927
mümkün olduğu veya
teşvik edildiği bir yer değil.
07:31
AlmostNeredeyse all politicalsiyasi dialoguesdiyaloglar
that tookaldı placeyer in the pastgeçmiş fewaz yearsyıl,
131
439020
4080
Son birkaç yıl yapılan
neredeyse tüm siyasi diyaloglar,
07:35
even those gatheredtoplanmış by foreignyabancı powersgüçler,
132
443124
2366
dış odaklar tarafından toplananlar bile,
07:37
has been with only
middle-agedorta yaşlı menerkekler in the roomoda.
133
445514
2832
sadece odadaki orta yaşlı
adamlar tarafından yapıldı.
07:41
But in placesyerler with a brokenkırık
politicalsiyasi systemsistem like LibyaLibya,
134
449235
3945
Ama Libya gibi bozuk bir
siyasi düzene sahip olan
07:45
or in seeminglygörünüşte functioningişleyen placesyerler,
includingdahil olmak üzere internationalUluslararası organizationsorganizasyonlar,
135
453204
4832
veya görünürde işlevsel olan yerlerde,
uluslararası organizasyonlar dahil,
07:50
the systemssistemler we have nowadaysşu günlerde
for politicalsiyasi decision-makingkarar verme
136
458060
4256
bugün sahip olduğumuz siyasi
karar alma sistemleri
07:54
are not from the people for the people,
137
462340
2945
insanlar tarafından insanlar için değil,
07:57
but they have been establishedkurulmuş
by the fewaz for the fewaz.
138
465309
4084
azınlık tarafından azınlık için
kurulmuş sistemler.
08:01
And these fewaz have been historicallytarihsel
almostneredeyse exclusivelysadece menerkekler,
139
469417
6237
Bu azınlıklar tarih boyunca
neredeyse hep erkekler olmuş
08:07
and they'veonlar ettik producedüretilmiş lawsyasalar, policiespolitikaları,
140
475678
3175
ve kanunlar, politikalar,
08:10
mechanismsmekanizmalar for politicalsiyasi participationkatılım
that are basedmerkezli on the opinionsgörüşler,
141
478877
4758
tek bir grup insanın
fikirlerine, inançlarına
08:15
beliefsinançlar, worldviewsdünya görüşleri, dreamsrüyalar,
142
483659
2844
dünya görüşlerine, hayallerine, arzularına
08:18
aspirationsözlemleri of this one groupgrup of people,
143
486527
2696
dayanan siyasi katılım
mekanizmaları hazırlayarak
08:21
while everyoneherkes elsebaşka was kepttuttu out.
144
489247
2905
diğer herkesi dışarıda bırakmışlar.
08:24
After all, we'vebiz ettik all heardduymuş
some versionversiyon of this sentencecümle:
145
492585
4075
Sonuçta hepimiz şu cümlenin
farklı versiyonlarını duymuşuzdur:
08:28
"What does a womankadın,
let aloneyalnız a younggenç personkişi, who is brownkahverengi,
146
496684
4123
"Genç bir birey şöyle dursun,
bir kadın hatta Latin bir kadın
08:32
understandanlama about politicssiyaset?"
147
500831
1772
siyasetten ne anlar ki?"
08:35
When you're younggenç --
148
503437
1263
Eğer gençseniz --
08:36
and in manyçok partsparçalar of the worldDünya, a womankadın --
149
504724
2001
ve dünyanın birçok yerinde, kadınsanız --
08:38
you oftensık sık hearduymak experienceddeneyimli politicianssiyasetçiler
say, "But you lackeksiklik politicalsiyasi experiencedeneyim."
150
506749
5740
sıklıkla deneyimli siyasetçilerin "Siyasi
deneyimin yok" deyişini duymuşsunuzdur.
08:44
And when I hearduymak that,
151
512513
1421
Bunu duyduğumda
08:45
I wondermerak etmek what sortçeşit of experiencedeneyim
are they referringatıfta to?
152
513958
3325
ne tür bir deneyimden
bahsettiklerini merak ediyorum.
08:49
The experiencedeneyim of corruptedbozuk
politicalsiyasi systemssistemler?
153
517307
3465
Yozlaşmış siyasi düzenlerin
deneyimleri mi?
08:53
Or of wagingyürüten warssavaşlar?
154
521266
1938
Devam eden savaşların mı?
08:55
Or are they referringatıfta to the experiencedeneyim
155
523228
2183
Yoksa ekonomik karların çıkarlarına
08:57
of puttingkoyarak the interestsilgi
of economicekonomik profitskar
156
525435
2184
çevrenin iyiliğinden
08:59
before those of the environmentçevre?
157
527643
1878
daha çok önem verme deneyiminden mi?
09:01
Because if this is politicalsiyasi experiencedeneyim,
158
529545
2229
Çünkü siyasi deneyim buysa
09:03
then yes --
159
531798
1151
o zaman evet --
09:04
(ApplauseAlkış)
160
532973
7000
(Alkış)
09:14
we, as womenkadınlar and younggenç people,
have no politicalsiyasi experiencedeneyim at all.
161
542828
4825
biz, kadınlar ve gençler olarak
hiç siyasi deneyime sahip değiliz.
09:21
Now, politicianssiyasetçiler mightbelki not be
the only onesolanlar to blamesuçlama,
162
549240
5905
Siyasetçiler suçlanması gereken
tek kişiler olmayabilir
09:27
because ordinarysıradan people,
and manyçok younggenç people as well,
163
555169
5688
çünkü sıradan insanlar ve
aynı zamanda birçok genç
09:32
don't carebakım about politicssiyaset.
164
560881
2169
siyaseti umursamıyor.
09:35
And even those who carebakım
don't know how to participatekatılmak.
165
563074
4715
Üstelik umursayanlar da
nasıl katılacağını bilmiyor.
09:39
This mustşart changedeğişiklik, and here is my proposalöneri.
166
567813
3327
Bu değişmek zorunda, işte benim teklifim.
09:43
We need to teachöğretmek people at an earlyerken ageyaş
167
571164
3081
İnsanlara erken yaşta, karar vermeyi
09:46
about decision-makingkarar verme
and how to be partBölüm of it.
168
574269
3545
ve buna nasıl katılacaklarını
öğretmeliyiz.
09:49
EveryHer familyaile is its ownkendi
minimini politicalsiyasi systemsistem
169
577838
3578
Her aile, kendi küçük siyasi düzenidir
09:53
that is usuallygenellikle not democraticdemokratik,
170
581440
2507
ve genelde demokratik olmaz
09:55
because parentsebeveyn make decisionskararlar
that affectetkilemek all membersüyeler of the familyaile,
171
583971
4183
çünkü ebeveynler, ailenin tüm üyelerini
etkileyen kararları kendileri verir,
10:00
while the kidsçocuklar have very little to say.
172
588178
2580
çocukların da söyleyecek çok az şeyi olur.
10:02
SimilarlyBenzer şekilde, politicianssiyasetçiler make decisionskararlar
that affectetkilemek the wholebütün nationulus,
173
590782
4150
Benzer şekilde, siyasetçiler tüm halkı
etkileyecek kararlar verirken
10:06
while the people have
very little say in them.
174
594956
2745
halkın pek fazla söz hakkı olmaz.
10:10
We need to changedeğişiklik this,
175
598566
1975
Bunu değiştirmeliyiz,
10:12
and in ordersipariş to achievebaşarmak
this changedeğişiklik systematicallysistematik olarak,
176
600565
3288
bu değişime sistematik
bir şekilde ulaşmak için de
10:15
we need to teachöğretmek people
177
603877
2009
insanlara şunu öğretmeliyiz:
10:17
that politicalsiyasi, nationalUlusal
and globalglobal affairsişler
178
605910
3418
Siyasal, ulusal ve global işler,
10:21
are as relevantuygun to them
as personalkişisel and familyaile affairsişler.
179
609352
5308
onlarla en az kendi kişisel ve
ailevi sorunları kadar ilgili.
10:26
So if we want to achievebaşarmak this,
my proposalöneri and advicetavsiye is,
180
614684
4890
Bu yüzden bunu yapmak istiyorsak
benim teklif ve tavsiyem
10:31
try out the FamilyAile DemocracyDemokrasi
MeetingToplantı systemsistem.
181
619598
3604
Aile Demokrasi Toplantıları
sistemini denemek.
10:35
Because that will enableetkinleştirmek your kidsçocuklar
to exerciseegzersiz theironların agencyAjans
182
623226
3595
Çünkü bu sayede çocuklarınız erken yaştan
10:38
and decision-makingkarar verme from a very earlyerken ageyaş.
183
626845
2760
temsilciliği ve karar vermeyi öğrenecek.
10:42
PoliticsSiyaset is about havingsahip olan conversationskonuşmaları,
184
630494
2867
Siyaset, zor konuşmaları da içeren
10:45
includingdahil olmak üzere difficultzor conversationskonuşmaları,
185
633385
2139
ve kararlarla sonuçlanan
10:47
that leadöncülük etmek to decisionskararlar.
186
635548
2137
sohbetler etmekle ilgilidir.
10:49
And in ordersipariş to have a conversationkonuşma,
you need to participatekatılmak,
187
637709
3839
Sohbet etmek için de katılman gerekir,
10:53
not signişaret off like I did when I was a kidçocuk
188
641572
2073
çocukken benim yaptığım gibi çekilmek
10:55
and then learnöğrenmek the lessonders the hardzor way
and have to go back again.
189
643669
3841
ve dersi zor yoldan öğrenip geri dönmek
zorunda kalmak değil.
10:59
If you includeDahil etmek your kidsçocuklar
in familyaile conversationskonuşmaları,
190
647534
2437
Çocuklarınızı aile sohbetlerine
dahil ederseniz
11:01
they will growbüyümek up
191
649995
1334
büyüyecekler
11:03
and know how to participatekatılmak
in politicalsiyasi conversationskonuşmaları.
192
651353
3356
ve siyasi sohbetlere nasıl
dahil olunacağını bileceklerdir.
11:06
And mostçoğu importantlyönemlisi, mostçoğu importantlyönemlisi,
193
654733
3297
En önemlisi de
11:10
they will help othersdiğerleri engagetutmak.
194
658054
1870
başkalarının katılımını sağlayacaklar.
11:11
Thank you.
195
659948
1151
Teşekkür ederim.
11:13
(ApplauseAlkış)
196
661123
7000
(Alkış)
Translated by Elif Nazlıcan
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Hajer Sharief - Activist
As an activist promoting human rights in Libya and beyond, Hajer Sharief works against society's flow -- and across generations -- to find solutions.

Why you should listen

When Hajer Sharief was young, she had no risk assessment skills. If she felt like jumping from a cliff, she did so without thinking of the consequences. As an older and wiser activist, she tends to balance risks -- but she still actively keeps an element of risk-free thinking when it comes to doing the right thing.

As cofounder of the Together We Build It Foundation, an intergenerational organization working to builds peace in Libya, Sharief promotes human rights, gender equality and political participation. Doing the right thing regardless of risk remains her life principle, and activism remains her lifestyle -- one that helps individuals become aware of their responsibility towards humanity and the environment.

More profile about the speaker
Hajer Sharief | Speaker | TED.com