ABOUT THE SPEAKER
Valarie Kaur - Activist, lawyer, filmmaker
Valarie Kaur is a social justice activist, lawyer, filmmaker, innovator, mother and Sikh American thought leader who founded the Revolutionary Love Project -- a movement that envisions a world where love is a public ethic.

Why you should listen

Valarie Kaur is a civil rights activist, award-winning filmmaker, lawyer, faith leader and founder of the Revolutionary Love Project. Her social justice campaigns have helped win policy change on hate crimes, racial profiling, immigration detention, solitary confinement, marriage equality and internet freedom. She founded Groundswell Movement, the Yale Visual Law Project and Faithful Internet, initiatives that equip new generations with tools for social change. During her work inside supermax prisons, on the military base at Guantanamo and at sites of mass shootings, she identified a surprising key element for social change: the ethic of love. She now leads the Revolutionary Love Project to champion love as a public ethic and wellspring for social change.

Kaur earned degrees at Stanford University, Harvard Divinity School and Yale Law School. She lives with her film partner and husband Sharat Raju and son Kavi in California, where her family settled as farmers a century ago. She is a member of the California Bar.

More profile about the speaker
Valarie Kaur | Speaker | TED.com
TEDWomen 2017

Valarie Kaur: 3 lessons of revolutionary love in a time of rage

Valarie Kaur: Öfke çağında devrimsel aşka dair 3 hayat dersi

Filmed:
2,793,953 views

Yükselmekte olan milliyetçiliğin,kutuplaşmanın ve nefretin panzehiri nedir? Bu ilham verici, şairane konuşmada Valarie Kaur bizden aşkı devrimsel bir eylem olarak geri kazanmamızı istiyor. Doğumhaneden trajik katliam mahallerine yürüdükçe, Valarie Kaur bize sevmeyi seçmenin adalet için nasıl bir güç olabilceğini gösteriyor.
- Activist, lawyer, filmmaker
Valarie Kaur is a social justice activist, lawyer, filmmaker, innovator, mother and Sikh American thought leader who founded the Revolutionary Love Project -- a movement that envisions a world where love is a public ethic. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
(SikhSih PrayerDua) WaheguruWaheguru JiJi KaKa KhalsaKhalsa,
0
920
2176
(Sih Duası) Waheguru Ji Ka Khalsa,
00:15
WaheguruWaheguru JiJi Ki FatehFateh.
1
3120
1800
Waheguru Ji Ki Fateh.
00:20
There is a momentan on the birthingDoğum tabletablo
2
8400
3320
Doğum masasında bir an vardır.
00:24
that feelshissediyor like dyingölen.
3
12520
2480
Ölüyormuş gibi hissedersiniz.
00:28
The bodyvücut in laboremek stretchesuzanıyor
to formform an impossibleimkansız circledaire.
4
16600
2976
Sancılar içindeki vücut akıl almaz
bir çember hâlini alır.
00:31
The contractionsKasılmalar
are lessaz than a minutedakika apartayrı.
5
19600
2280
Kasılmalar bir dakikadan kısa sürelidir.
Dalga dalga, zorlukla nefes alınır.
00:34
WaveDalga after wavedalga,
there is barelyzar zor time to breathenefes almak.
6
22520
3040
00:38
The medicaltıbbi termterim:
7
26160
1736
Tıbbi terimi:
"Transisyon"
00:39
"transitiongeçiş,"
8
27920
1200
00:42
because "feelshissediyor like dyingölen"
is not scientificilmi enoughyeterli.
9
30520
3336
çünkü " ölüyormuş gibi hissetmek"
yeterince bilimsel değil.
(Gülüşmeler)
00:45
(LaughterKahkaha)
10
33880
1016
00:46
I checkedkontrol.
11
34920
1200
Bunu yaşadım.
Transisyon esnasında
00:49
DuringSırasında my transitiongeçiş,
12
37080
1296
00:50
my husbandkoca was pressingbasma down on my sacrumsakrum
13
38400
1953
kocam belimin kırılmasını engellemek için
00:52
to keep my bodyvücut from breakingkırma.
14
40377
1439
kuyruk sokumuna bastırıyordu.
00:53
My fatherbaba was waitingbekleme
behindarkasında the hospitalhastane curtainperde ...
15
41840
3200
Babam hastane camının arkasında bekliyordu
daha çok saklanıyordu diyelim.
00:58
more like hidinggizleme.
16
46040
1240
Ama annem benim yanımdaydı.
01:00
But my motheranne was at my sideyan.
17
48240
1800
Ebe, bebeğin başını görebildiğini söyledi.
01:03
The midwifeEbe said
she could see the baby'sBebeğin headkafa,
18
51560
3496
benim hissettiğimse
sadece bir ateş çemberiydi.
01:07
but all I could feel was a ringhalka of fireateş.
19
55080
3376
Anneme döndüm ve "yapamayacağım" dedim.
01:10
I turneddönük to my motheranne and said, "I can't,"
20
58480
2056
01:12
but she was alreadyzaten pouringdökme
my grandfather'sbüyükbabasının prayernamaz in my earkulak.
21
60560
3976
Ama o dedemin duasını kulağıma
fısıldamaya başlamıştı bile.
"Tati Vao Na Lagi, Par Brahm Sarnai."
01:16
(SikhSih PrayerDua) "TatiTati VaoVao NaNa LagiLagi,
ParPar BrahmBrahm SarnaiSarnai."
22
64560
2400
01:19
"The hotSıcak windsrüzgarlar cannotyapamam touchdokunma you."
23
67800
1920
"Sıcak rüzgârlar sana dokunamaz"
01:23
"You are bravecesur," she said.
24
71040
1600
"Sen cesursun" dedi annem.
"Sen cesursun"
01:25
"You are bravecesur."
25
73680
1200
Birden büyükannemi
annemin arkasında gördüm
01:30
And suddenlyaniden I saw my grandmotherbüyükanne
standingayakta behindarkasında my motheranne.
26
78040
4960
ve onun annesini de onun arkasında
01:37
And her motheranne behindarkasında her.
27
85080
1760
ve onunkini de onun arkasında.
01:39
And her motheranne behindarkasında her.
28
87840
1640
Benden önce bu ateşin
içinden geçmiş uzun bir dizi kadın.
01:42
A long linehat of womenkadınlar who had
pusheditilmiş throughvasitasiyla the fireateş before me.
29
90280
3256
bir nefes aldım;
01:45
I tookaldı a breathnefes;
30
93560
1256
ıkındım;
01:46
I pusheditilmiş;
31
94840
1216
oğlum dünyaya geldi.
01:48
my sonoğul was borndoğmuş.
32
96080
1240
Vücudumu perişan eden oksitosinden ötürü
01:51
As I heldbekletilen him in my armssilâh,
shakingsallama and sobbinghıçkıra hıçkıra
33
99040
2816
hıçkırarak ve titreyerek
onu kollarıma aldığımda
01:53
from the rushacele of oxytocinoksitosinin
that floodedsular altında my bodyvücut,
34
101880
3416
01:57
my motheranne was alreadyzaten
preparinghazırlamak to feedbesleme me.
35
105320
3576
annem beni beslemeye hazırlanıyordu.
Benim yavruma yaptığımı
o da yavrusuna yapıyordu.
02:00
NursingHemşirelik her babybebek as I nursedhastabakıcılık yaptı mineMayın.
36
108920
3056
Annem bana emek vermeyi
02:04
My motheranne had never stoppeddurduruldu
laboringyorucu for me,
37
112000
4096
benim doğumumdan oğlumun
doğumuna dek hiç kesmemişti.
02:08
from my birthdoğum to my son'sOğlunun birthdoğum.
38
116120
2336
Benim yeni anlamlandırmaya
başladığım şeyi, o çoktan biliyordu.
02:10
She alreadyzaten knewbiliyordum
what I was just beginningbaşlangıç to nameisim.
39
118480
3000
Aşk dedikleri
bir duygu selinden fazlasıdır
02:14
That love is more than a rushacele of feelingduygu
40
122680
3696
ve şanslı insanların başına gelir.
02:18
that happensolur to us if we're luckyşanslı.
41
126400
1920
02:21
Love is sweettatlı laboremek.
42
129520
2960
Aşk, tatlı bir emektir.
Zorlu.
02:25
FierceŞiddetli.
43
133360
1296
02:26
BloodyKanlı.
44
134680
1536
Kanlı.
Kusurlu.
02:28
ImperfectKusurlu.
45
136240
1200
Hayat veren.
02:30
Life-givingHayat veren.
46
138160
1200
Defalarca yaptığımız bir seçim.
02:32
A choiceseçim we make over and over again.
47
140400
2560
Ben 11 Eylül'den beri
sivil toplum kuruluşlarına emek vermiş,
02:39
I am an AmericanAmerikan civilsivil rightshaklar activisteylemci
48
147560
2376
devletin adaletsiz politikalarıyla
02:41
who has laboredzahmetli with communitiestopluluklar
of colorrenk sincedan beri SeptemberEylül 11,
49
149960
3896
ve nefret eylemleri ile savaşan
Amerikalı bir sivil hakları savunucusuyum.
02:45
fightingkavga unjusthaksız policiespolitikaları by the statebelirtmek, bildirmek
and actseylemler of hatenefret in the streetsokak.
50
153880
3856
02:49
And in our mostçoğu painfulacı verici momentsanlar,
51
157760
2256
En acılı anlarımızda,
adaletsizlik ateşleri karşısında,
02:52
in the faceyüz of the firesyangınlar of injusticeadaletsizlik,
52
160040
2856
aşka verilen emeklerinin
imdadımıza yetiştiğini gördüm.
02:54
I have seengörüldü laborsuğraşları of love deliverteslim etmek us.
53
162920
3920
Nefrete karşı savaşın
ön saflarındaki yaşamım
03:00
My life on the frontlinesön saflarda of fightingkavga
hatenefret in AmericaAmerika has been a studyders çalışma
54
168600
4256
devrimsel aşk dediğim
bir çalışma hâline geldi.
03:04
in what I've come to call
revolutionarydevrimci love.
55
172880
3640
Devrimsel aşk,
bize benzemeyen başka insanlar,
03:10
RevolutionaryDevrimci love
is the choiceseçim to entergirmek into laboremek
56
178120
5080
03:16
for othersdiğerleri who do not look like us,
57
184040
3016
bize zarar veren hasımlar
03:19
for our opponentsrakipler who hurtcanını yakmak us
58
187080
2160
ve kendimiz için
taşın altına elini koymayı seçmektir.
03:22
and for ourselveskendimizi.
59
190280
1640
Bu devasa öfke devresinde,
03:25
In this eraçağ of enormousmuazzam rageöfke,
60
193480
3296
etrafımızda ateş çemberleri
yandığı zaman,
03:28
when the firesyangınlar are burningyanan all around us,
61
196800
2600
devrimci aşkın , çağımızın gereksinimi
olduğuna inanıyorum.
03:32
I believe that revolutionarydevrimci love
is the call of our timeszamanlar.
62
200120
4680
Şimdi, insanlar " Aşk cevaptır" dediğinde
onlar adına utanıyorsanız,
03:40
Now, if you cringeyaltaklanmak when people say,
"Love is the answerCevap ..."
63
208600
3360
ben de utanıyorum.
03:45
I do, too.
64
213440
1216
(Gülüşmeler)
03:46
(LaughterKahkaha)
65
214680
1016
Ben bir avukatım.
03:47
I am a lawyeravukat.
66
215720
1256
(Gülüşmeler)
03:49
(LaughterKahkaha)
67
217000
2296
Size aşkı sosyal adalet için bir güç
olarak görme noktasına
03:51
So let me showgöstermek you how I camegeldi to see love
as a forcekuvvet for socialsosyal justiceadalet
68
219320
5256
nasıl geldiğimi
üç hayat dersi üzerinden anlatayım.
03:56
throughvasitasiyla threeüç lessonsdersler.
69
224600
1680
04:01
My first encounterkarşılaşma with hatenefret
was in the schoolyardOkul Bahçesi.
70
229880
3816
Nefretle ilk kez okulda karşılaştım.
04:05
I was a little girlkız
growingbüyüyen up in CaliforniaCalifornia,
71
233720
2576
Ben, ailemin bir asırdır yaşadığı
ve tarım yaptığı
Kaliforniya'da büyüyen küçük bir çocuktum.
04:08
where my familyaile has livedyaşamış
and farmedçiftlik for a centuryyüzyıl.
72
236320
3896
Hristiyan olmadığım için cehenneme
gideceğim söylendiğinde,
04:12
When I was told that I would go to hellcehennem
because I was not ChristianHıristiyan,
73
240240
3616
beyaz olmadığım için
bana kara köpek dendiğinde
04:15
calleddenilen a "blacksiyah dogköpek"
because I was not whitebeyaz,
74
243880
2736
büyükbabamın kollarına koştum.
04:18
I ranran to my grandfather'sbüyükbabasının armssilâh.
75
246640
1936
Büyükbaba Ji gözyaşlarımı kuruladı,
04:20
PapaBaba JiJi driedkurutulmuş my tearsgözyaşı --
76
248600
2016
04:22
gaveverdi me the wordskelimeler of GuruGuru NanakNanak,
77
250640
1736
bana Sih inanışının kurucusu
04:24
the founderkurucu of the SikhSih faithinanç.
78
252400
2976
Guru Nanak'ın sözlerini söyledi.
"Ben yabancı kimse görmüyorum."
dedi Nanak.
04:27
"I see no strangeryabancı," said NanakNanak.
79
255400
2296
04:29
"I see no enemydüşman."
80
257720
1239
"Düşman görmüyorum."
Büyük babam bana
04:33
My grandfatherBüyük baba taughtöğretilen me
81
261040
1256
gördüğüm tüm yüzlere dikkat etmeyi
04:34
that I could chooseseçmek
to see all the facesyüzleri I meetkarşılamak
82
262320
4720
ve onları merak etmeyi
seçebileceğimi öğretmişti.
04:39
and wondermerak etmek about them.
83
267880
1600
Eğer onları merak edersem,
04:42
And if I wondermerak etmek about them,
84
270720
1576
zor olsa da
onların hikâyelerini dinleyebileceğimi...
04:44
then I will listen to theironların storieshikayeleri
even when it's hardzor.
85
272320
3656
Benden nefret ederlerken bile
onlardan nefret etmeyi reddedeceğim.
04:48
I will refuseçöp to hatenefret them
even when they hatenefret me.
86
276000
3416
Zor durumdayken onları korumaya
yemin bile edeceğim.
04:51
I will even vowAdak to protectkorumak them
when they are in harm'szarar 's way.
87
279440
3416
Sih 'in anlamı budur:
04:54
That's what it meansanlamına geliyor to be a SikhSih:
88
282880
1896
S-İ-K-H
04:56
S-i-k-hS-i-k-h.
89
284800
1376
Savaşçı azizin yolunda yürümek.
04:58
To walkyürümek the pathyol of a warriorsavaşçı saintaziz.
90
286200
2616
Büyükbabam bana ilk kadın Sih
savaşçısı ile ilgili hikâyeyi anlattı,
05:00
He told me the storyÖykü
of the first SikhSih womankadın warriorsavaşçı,
91
288840
3096
Mai Bhago.
05:03
MaiMai BhagoBhago.
92
291960
1216
Hikâye bir imparatorluğa karşı
05:05
The storyÖykü goesgider there were 40 soldiersaskerler
who abandonedterkedilmiş theironların postposta
93
293200
3176
amansız bir savaşta kışlalarını
terk eden 40 askeri anlatıyordu.
05:08
duringsırasında a great battlesavaş againstkarşısında an empireimparatorluk.
94
296400
2296
Bir köye sığınmışlar,
05:10
They returnediade to a villageköy,
95
298720
1296
bir köylü kadın onlara dönüp demiş ki:
05:12
and this villageköy womankadın
turneddönük to them and said,
96
300040
2440
''Savaştan kaçmayacaksınız.
05:15
"You will not abandonterk the fightkavga.
97
303320
2160
Ateşin içine geri döneceksiniz
05:18
You will returndönüş to the fireateş,
98
306280
1880
ve ben size önderlik edeceğim.''
05:21
and I will leadöncülük etmek you."
99
309960
1600
Kadın atına binmiş.
05:24
She mountedMonte a horseat.
100
312920
1736
Yemenisini takmış.
05:26
She donneddonned a turbanTürban.
101
314680
1656
Gözünde ateş, elinde kılıç
05:28
And with swordkılıç in her handel
and fireateş in her eyesgözleri,
102
316360
2816
onları kimsenin götürmeyeceği
yere götürmüş.
05:31
she led them where no one elsebaşka would.
103
319200
1816
05:33
She becameoldu the one she was waitingbekleme for.
104
321040
2680
Kadın hep olmak istediği kişiye dönüşmüş.
''Kışlanızı terk etmeyin canlar.''
05:38
"Don't abandonterk your postsMesaj, my dearSayın."
105
326680
2896
Büyükbabam beni
bir savaşçı olarak görürdü.
05:41
My grandfatherBüyük baba saw me as a warriorsavaşçı.
106
329600
2056
05:43
I was a little girlkız in two long braidsörgüler,
107
331680
2240
Saçı örgülü küçük bir kız çocuğuydum
ama söz vermiştim.
05:46
but I promisedsöz verdim.
108
334840
1240
05:49
Fast-forwardHızlı ileri sarma, I'm 20 yearsyıl oldeski,
109
337960
3200
İleri saralım, 20 yaşıma gelip de
İkiz Kuleler'in çöküşünü izlerken
05:54
watchingseyretme the TwinTek Kişilik TowersKuleleri falldüşmek,
110
342680
2840
korku boğazımda bir düğüm olmuştu
05:58
the horrorkorku stucksıkışmış in my throatboğaz,
111
346440
1736
06:00
and then a faceyüz flashesyanıp söner on the screenekran:
112
348200
2856
ve ekranda bir yüz belirmişti:
sarıklı ve sakallı kavruk bir adam
06:03
a brownkahverengi man with a turbanTürban and beardsakal,
113
351080
2376
06:05
and I realizegerçekleştirmek that our nation'snationâ €™ s newyeni enemydüşman
looksgörünüyor like my grandfatherBüyük baba.
114
353480
5720
o zaman farkettim ki ulusumuzun
yeni düşmanı büyükbabama çok benziyordu.
Bu sarıklar
insanlığa hizmet etmeye bağlılığımızın
06:12
And these turbansTürban meantdemek to representtemsil etmek
our commitmenttaahhüt to serveservis
115
360440
3776
bizi terörist gibi gösterdiği gerçeğini
yansıtıyordu.
06:16
castoyuncular us as terroriststeröristler.
116
364240
2056
Böylece Müslüman kardeşlerimizle birlikte
06:18
And SikhsSihler becameoldu targetshedefler of hatenefret,
117
366320
1936
06:20
alongsideyanında our MuslimMüslüman brothersKardeşler and sisterskız kardeşler.
118
368280
2576
Sihler de nefretin odağı hâline gelmişti.
06:22
The first personkişi killedöldürdü in a hatenefret crimesuç
after SeptemberEylül 11 was a SikhSih man,
119
370880
4776
11 Eylül'den sonra Arizona'da
benzinliğinde dikilirken
nefret suçuyla öldürülen kişi bir Sihti.
06:27
standingayakta in frontön
of his gasgaz stationistasyon in ArizonaArizona.
120
375680
2440
''Amca'' dediğim aile dostumuz
Balbir Singh Sodhi
06:31
BalbirGanapati SinghSingh SodhiSodhi
was a familyaile friendarkadaş I calleddenilen "uncleamca dayı,"
121
379400
6160
kendine ''vatansever'' diyen
bir adam tarafından katledildi.
06:38
murderedöldürülmüş by a man
who calleddenilen himselfkendisi "patriotvatansever."
122
386680
3360
O öldürülen onlarca kişiden ilkiydi,
06:45
He is the first of manyçok
to have been killedöldürdü,
123
393440
3160
ama onun hikâyesi
ve tabii bizim hikâyelerimizin
06:50
but his storyÖykü --
124
398240
1256
06:51
our storieshikayeleri barelyzar zor madeyapılmış the eveningakşam newshaber.
125
399520
3440
binde biri ana haberlere çıktı.
Ne yapacağımı bilemedim,
06:57
I didn't know what to do,
126
405040
1296
ama bir kameram vardı,
06:58
but I had a camerakamera,
127
406360
1856
ateşe göğüs gerdim.
07:00
I facedyüzlü the fireateş.
128
408240
1776
Karısına gittim
07:02
I wentgitti to his widowdul,
129
410040
2456
Joginder Kaur'a.
07:04
JoginderJoginder KaurKaur.
130
412520
1240
Acısına ortak oldum, ve sordum
07:06
I weptağladı with her, and I askeddiye sordu her,
131
414680
2320
07:09
"What would you like to tell
the people of AmericaAmerika?"
132
417960
2680
''Amerikalılara ne demek isterdin?''
Kınamasını bekliyordum.
07:14
I was expectingbekliyor blamesuçlama.
133
422880
1920
07:18
But she lookedbaktı at me and said,
134
426520
1640
Ama bana baktı ve dedi ki
''Onlara teşekkür ettiğimi söyle.''
07:22
"Tell them, 'Thank' Teşekkür ederim you.'
135
430000
1520
''Kocamın cenazesine 3000 Amerikalı geldi.
07:25
3,000 AmericansAmerikalılar camegeldi
to my husband'skocanın memorialanıt.
136
433960
3576
07:29
They did not know me,
137
437560
1576
Hiçbiri beni tanımıyordu
07:31
but they weptağladı with me.
138
439160
1320
ama acıma ortak oldular.
Onlara teşekkür ettiğimi söyle.''
07:34
Tell them, 'Thank' Teşekkür ederim you.'"
139
442280
1360
Binlercesi geldi,
07:39
ThousandsBinlerce of people showedgösterdi up,
140
447200
2336
ulusal haber servislerinin,
yerel medyanın aksine
07:41
because unlikeaksine nationalUlusal newshaber,
141
449560
1416
07:43
the localyerel mediamedya told BalbirGanapati Uncle'sYaşlı adam storyÖykü.
142
451000
3080
Balbir Amca'nın hikâyesini haber yaptılar.
Hikâyeler
yabancıları kardeş hâline getirecek
07:47
StoriesHikayeler can createyaratmak the wondermerak etmek
143
455080
2576
07:49
that turnsdönüşler strangersyabancı insanlar
into sisterskız kardeşler and brothersKardeşler.
144
457680
3840
merakı uyandırabilir.
07:54
This was my first lessonders
in revolutionarydevrimci love --
145
462840
3040
Bu devrimsel aşka dair ilk hayat dersiydi.
Bu hikâyeler kimseyi yabancı görmememize
yardımcı olabilir.
07:58
that storieshikayeleri can help us see no strangeryabancı.
146
466720
3280
Bu yüzden...
08:04
And so ...
147
472120
1200
08:06
my camerakamera becameoldu my swordkılıç.
148
474280
2720
Kameram kılıcım oldu.
Hukuk diplomam kalkanım oldu.
08:09
My lawhukuk degreederece becameoldu my shieldkalkan.
149
477880
2240
Film partnerim eşim oldu.
08:12
My filmfilm partnerortak becameoldu my husbandkoca.
150
480720
2536
(Gülüşmeler)
08:15
(LaughterKahkaha)
151
483280
2136
Tabii bunu beklemiyordum.
08:17
I didn't expectbeklemek that.
152
485440
1200
08:19
And we becameoldu partBölüm
of a generationnesil of advocatessavunucuları
153
487440
5536
Kendi ateşlerine göğüs geren
insan topluluklarıyla
omuz omuza veren bir
avukatlar jenerasyonunun parçası olduk.
08:25
workingçalışma with communitiestopluluklar
facingkarşı theironların ownkendi firesyangınlar.
154
493000
2960
08:28
I workedişlenmiş insideiçeride of supermaxcezaevinde prisonsHapishaneler,
155
496840
2320
Yüksek güvenlikli cezaevlerinde çalıştım,
08:32
on the shoreskıyıları of GuantanamoGuantanamo,
156
500200
2056
Guantanamo kıyılarında
toplu kıyım olaylarının yanı başında
08:34
at the sitesSiteler of masskitle shootingsçekimleri
157
502280
1456
08:35
when the bloodkan
was still freshtaze on the groundzemin.
158
503760
2120
daha kurbanların kanı yerdeyken.
Daima,
08:39
And everyher time,
159
507200
1776
15 yıl boyunca
08:41
for 15 yearsyıl,
160
509000
2496
her filmle, her davayla
08:43
with everyher filmfilm, with everyher lawsuitdava,
161
511520
2015
08:45
with everyher campaignkampanya,
162
513559
1297
her kampanyayla
08:46
I thought we were makingyapma the nationulus saferdaha güvenli
163
514880
2336
ulusu gelecek nesiller için
daha güvenli hâle getirdiğimize inandım.
08:49
for the nextSonraki generationnesil.
164
517240
1400
08:54
And then my sonoğul was borndoğmuş.
165
522159
1681
Sonra oğlum dünyaya geldi.
Öyle bir zaman geldi ki,
09:05
In a time ...
166
533800
1200
09:08
when hatenefret crimessuçları againstkarşısında our communitiestopluluklar
167
536800
2056
11 Eylül'den bu yana topluluklarımıza
karşı olan nefret suçları zirveye ulaştı.
09:10
are at the highesten yüksek
they have been sincedan beri 9/11.
168
538880
2640
09:15
When right-wingsağ-kanat nationalistmilliyetçi movementshareketler
are on the riseyükselmek around the globeküre
169
543960
3976
Hem de dünya genelinde
sağcı ulusal hareketler yükselişteyken
09:19
and have capturedyakalanan
the presidencyBaşkanlığı of the UnitedAmerika StatesBirleşik.
170
547960
2840
ve Birleşik Devletlerin
başkanlığını ele geçirmişken.
Beyaz ırkı üstün görenler sokaklarımızda
adeta meşaleleri kaldırmış
09:25
When whitebeyaz supremacistsırkçılar
marchMart in our streetssokaklar,
171
553200
3216
kukuletaları çıkarmış yürüyüş yaparken...
09:28
torchesel fenerleri highyüksek, hoodsdavlumbaz off.
172
556440
2120
09:32
And I have to reckonhesaba katmak with the factgerçek
173
560800
3440
Böylece oğlumun bana sunulandan
daha tehlikeli bir ülkede
09:37
that my sonoğul is growingbüyüyen up
in a countryülke more dangeroustehlikeli for him
174
565160
5776
yetişmekte olduğu gerçeğiyle yüzleştim.
09:42
than the one I was givenverilmiş.
175
570960
1360
09:47
And there will be momentsanlar
176
575680
1600
Gün gelecek
o terörist olarak görüldüğünde
09:51
when I cannotyapamam protectkorumak him
177
579320
1840
onu koruyamayacağım zamanlar olacak.
09:54
when he is seengörüldü as a terroristterörist ...
178
582240
3240
10:00
just as blacksiyah people in AmericaAmerika
179
588840
4216
Tıpkı bir siyahinin Amerika'da hâlâ
10:05
are still seengörüldü as criminaladli.
180
593080
2120
suçlu olarak algılanması gibi.
10:08
BrownBrown people, illegalyasadışı.
181
596560
2120
Kavruk insanlar, yolsuz.
Eş cinsel ve trans bireyler, ahlaksız.
10:11
Queerqueer and transTrans people, immoralahlaksız.
182
599640
2640
Yerli insanlar, vahşi.
10:14
IndigenousYerli people, savagevahşi.
183
602880
2416
Kadınlar, meta.
10:17
WomenKadınlar and girlskızlar as propertyözellik.
184
605320
2056
10:19
And when they failbaşarısız to see our bodiesbedenler
as some mother'sannenin childçocuk,
185
607400
3496
Şu bedenlerimizi bir annenin evladı olarak
10:22
it becomesolur easierDaha kolay to banyasak us,
186
610920
3576
göremediklerinde bizi menetmeleri,
alıkoymaları,
10:26
detaingözaltına us,
187
614520
1216
dışlamaları,
10:27
deportsınır dışı us,
188
615760
1216
10:29
imprisontutsak us,
189
617000
1776
tutuklamaları,
10:30
sacrificekurban us for the illusionyanılsama of securitygüvenlik.
190
618800
3680
güvenlik yalanıyla bizi kurban etmeleri
daha kolay oluyor.
(Alkışlar)
10:38
(ApplauseAlkış)
191
626640
4720
10:50
I wanted to abandonterk my postposta.
192
638120
2320
''Kışlamı'' terk etmek istedim.
Ama bir söz vermiştim,
10:54
But I madeyapılmış a promisesöz vermek,
193
642920
1240
bu yüzden 15 yıl önce
10:58
so I returnediade to the gasgaz stationistasyon
194
646040
3216
11:01
where BalbirGanapati SinghSingh SodhiSodhi was killedöldürdü
15 yearsyıl to the day.
195
649280
4520
Balbir'in öldürüldüğü benzinliğe
geri döndüm.
11:07
I setset down a candlemum
in the spotyer where he bledBled to deathölüm.
196
655840
3000
Kanlar içinde öldüğü yere bir mum yaktım.
11:12
His brothererkek kardeş, RanaRana, turneddönük to me
197
660040
1920
Kardeşi Rana bana döndü dedi ki
''Hiçbir şey değişmedi.''
11:15
and said, "Nothing has changeddeğişmiş."
198
663320
1800
''Henüz kimi sevmeyi denemedik?''
11:19
And I askeddiye sordu,
199
667000
1200
diye sordum ben de.
11:21
"Who have we not yethenüz trieddenenmiş to love?"
200
669480
2760
Ceza evindeki katili aramaya karar verdik.
11:27
We decidedkarar to call the murdererkatil in prisonhapis.
201
675680
3200
Telefon çaldı.
11:32
The phonetelefon ringshalkalar.
202
680800
1200
Kalbim adeta kulaklarımda atıyordu.
11:34
My heartkalp is beatingdayak in my earskulaklar.
203
682640
2040
Bir zamanlar
11:37
I hearduymak the voiceses of FrankFrank RoqueRoque,
204
685440
2616
11:40
a man who oncebir Zamanlar said ...
205
688080
1720
''Dışarı çıkacağım
ve bir kaç sarık kafa daha uçuracağım.
11:44
"I'm going to go out
and shootateş etme some towelhavlu headskafalar.
206
692000
3960
Çocuklarını da öldürmeliyiz.'' diyen
11:51
We should killöldürmek theironların childrençocuklar, too."
207
699080
1720
Frank Roque'un sesini duydum.
11:55
And everyher emotionalduygusal impulsedürtü
in me saysdiyor, "I can't."
208
703920
4040
İçimdeki her bir duygusal dürtü
''Yapamam.'' diyordu.
12:04
It becomesolur an actdavranmak of will to wondermerak etmek.
209
712240
4960
Bu merakı dürtüleyen
bir isteme eylemine dönüştü.
''Neden?'' diye sordum.
12:10
"Why?" I asksormak.
210
718560
2840
''Neden bizimle konuşmayı kabul ettin?''
12:15
"Why did you agreeanlaşmak to speakkonuşmak with us?"
211
723040
2640
Frank dedi ki ''Olanlar için üzgünüm,
12:21
FrankFrank saysdiyor, "I'm sorry for what happenedolmuş,
212
729240
3016
ama 11 Eylül'de öldürülen
tüm insanlar için de üzgünüm.''
12:24
but I'm alsoAyrıca sorry
for all the people killedöldürdü on 9/11."
213
732280
4176
Sorumluluk alma konusunda oralı olmuyordu.
12:28
He failsbaşarısız to take responsibilitysorumluluk.
214
736480
2136
12:30
I becomeolmak angrykızgın to protectkorumak RanaRana,
215
738640
2280
Rana'yı korumak için agresifleştim
ama Rana Frank'ı merak ediyordu.
12:34
but RanaRana is still wonderingmerak ediyor about FrankFrank --
216
742960
4960
12:41
listeningdinleme --
217
749080
1200
Dinliyordu.
Cevap veriyordu.
12:43
respondsyanıt verir.
218
751080
1200
12:45
"FrankFrank, this is the first time
I'm hearingişitme you say
219
753760
3856
''Frank, ilk defa
üzgün olduğunu söylediğini duyuyorum.''
12:49
that you feel sorry."
220
757640
2280
12:55
And FrankFrank --
221
763360
1200
Ve Frank--
12:57
FrankFrank saysdiyor, "Yes.
222
765560
3240
''Evet.
13:02
I am sorry for what I did to your brothererkek kardeş.
223
770240
3640
Kardeşine yaptığım şeyden dolayı üzgünüm.
Gün gelip de yargılanmak için
Tanrının huzuruna çıktığımda
13:07
One day when I go to heavencennet
to be judgedkarar by God,
224
775640
4480
senin kardeşini
görmek istediğimi söyleyeceğim
13:13
I will asksormak to see your brothererkek kardeş.
225
781280
2000
ve ona sarılacağım.
13:16
And I will hugsarılmak him.
226
784880
1360
13:19
And I will asksormak him for forgivenessaf."
227
787720
2480
Af dileyeceğim ondan.
Ve Rana dedi ki...
13:25
And RanaRana saysdiyor ...
228
793640
1200
13:29
"We alreadyzaten forgaveaffetmedi you."
229
797160
1480
''Biz çoktan seni affettik.''
13:35
ForgivenessAF is not forgettingunutma.
230
803000
3960
Affetmek unutmak değildir.
Affetmek nefretten sıyrılmaktır.
13:40
ForgivenessAF is freedomözgürlük from hatenefret.
231
808640
3200
Çünkü nefretten sıyrıldığımızda
13:45
Because when we are freeücretsiz from hatenefret,
232
813600
2576
bize zarar verenleri yaratık gibi değil de
13:48
we see the onesolanlar who hurtcanını yakmak us
not as monsterscanavarlar,
233
816200
3216
tehlike altında hisseden
13:51
but as people who themselveskendilerini are woundedyaralı,
234
819440
2656
bu güvensizlik hâliyle ilgili
bize zarar vermekten
13:54
who themselveskendilerini feel threatenedtehdit,
235
822120
2056
tetiği çekmekten, oy kullanmaktan
13:56
who don't know what elsebaşka
to do with theironların insecuritygüvensizlik
236
824200
2456
ve bizi hedef alan
politikalar oluşturmaktan
13:58
but to hurtcanını yakmak us, to pullÇek the triggertetik,
237
826680
2136
başka ne yapacaklarını bilmeyen
14:00
or castoyuncular the boattekne,
238
828840
1256
yaralanmış insanlar olarak görürüz.
14:02
or passpas the policypolitika aimedamaçlayan at us.
239
830120
2056
14:04
But if some of us
beginbaşla to wondermerak etmek about them,
240
832200
2720
Ama bazılarımız onları merak etmeye
hikâyelerini dinlemeye başlarsa,
öğreneceğiz ki
14:08
listen even to theironların storieshikayeleri,
241
836160
2160
zulme ortak olmanın bir bedeli var.
14:12
we learnöğrenmek that participationkatılım
in oppressionbaskı comesgeliyor at a costmaliyet.
242
840360
4680
14:18
It cutskeser them off
from theironların ownkendi capacitykapasite to love.
243
846480
3640
Bu ortaklık onları
sevgiden mahrum bırakıyor.
Bu da devrimsel aşka dair
ikinci hayat dersiydi.
14:27
This was my secondikinci lessonders
in revolutionarydevrimci love.
244
855040
4800
İçlerindeki yaralarla ilgilenince
hasımlarımızı sevebiliyoruz.
14:34
We love our opponentsrakipler
when we tendeğiliminde the woundyara in them.
245
862320
6160
14:42
TendingEğilimi to the woundyara
is not healingşifa them --
246
870240
3376
Tabii yaraya bakmak
onu iyileştirmek demek değildir
bunu sadece kendileri yapabilir.
14:45
only they can do that.
247
873640
1200
14:47
Just tendingeğilimi to it allowsverir us
248
875360
4056
İlgilenmek hasımlarımıza
bakmamıza olanak sağlar:
hani şu terörist, fanatik
14:51
to see our opponentsrakipler:
249
879440
1440
14:54
the terroristterörist, the fanaticfanatik, the demagoguedemagog.
250
882360
3200
ya da demagog dediklerimize.
14:59
They'veOnlar ettik been radicalizedradikal by cultureskültürler
and policiespolitikaları that we togetherbirlikte can changedeğişiklik.
251
887200
5560
Birlikte değiştirebileceğimiz kültürler ve
politikalar yoluyla radikalleştirildiler.
Geriye dönüp tüm kampanyalarımıza baktım
15:07
I lookedbaktı back on all of our campaignskampanyalar,
252
895640
3840
15:12
and I realizedgerçekleştirilen that any time
we foughtkavga etti badkötü actorsaktörler,
253
900480
4256
ve fark ettim ki
ne zaman kötülerle savaştık
çok da değişmedik.
15:16
we didn't changedeğişiklik very much.
254
904760
1480
15:20
But when we choseseçti
to wieldellerinde our swordskılıç and shieldsKalkanlar
255
908240
4416
Fakat ne zaman kılıçlarımızı
ve kalkanlarımızı
yozlaşmış sistemlere karşı kullandık,
15:24
to battlesavaş badkötü systemssistemler,
256
912680
2040
işte o zaman değişimi gördük.
15:27
that's when we saw changedeğişiklik.
257
915680
1720
15:30
I have workedişlenmiş on campaignskampanyalar
258
918800
1816
Yüzlerce insanı hücre hapsinden kurtaran
15:32
that releasedyayınlandı hundredsyüzlerce of people
out of solitarysoliter confinementdoğumdan,
259
920640
5536
yozlaşmış bir polis şubesini düzelten
federal nefret suçu politikasını
değiştiren
15:38
reformedreform a corruptyozlaşmış policepolis departmentbölüm,
260
926200
2736
kampanyalarda çalıştım.
15:40
changeddeğişmiş federalfederal hatenefret crimessuçları policypolitika.
261
928960
2320
Hasımlarımızı sevmeyi seçmek
ahlaki ve faydacı
15:44
The choiceseçim to love our opponentsrakipler
is moralmanevi and pragmaticpragmatik,
262
932000
4776
ve ihtimali dahi öngörülmeyen
15:48
and it opensaçılan up the previouslyÖnceden
unimaginabledüşünülemez possibilityolasılık
263
936800
5536
uzlaşılara yol açıyor.
15:54
of reconciliationmutabakat.
264
942360
1400
Fakat unutmamalı ki...
15:59
But rememberhatırlamak ...
265
947800
1200
Bir telefon görüşmesini yapabilmek
15 yıl aldı.
16:02
it tookaldı 15 yearsyıl to make that phonetelefon call.
266
950320
2840
16:06
I had to tendeğiliminde to my ownkendi rageöfke
and griefkeder first.
267
954760
5080
Önce kendi öfkemle ve kederimle
ilgilenmem gerekti.
16:12
LovingSevgi dolu our opponentsrakipler
requiresgerektirir us to love ourselveskendimizi.
268
960760
5040
Hasımlarımızı sevmek
birbirimizi de sevmemizi gerektirir.
Gandhi, King, Mandela...
16:19
GandhiGandi, KingKral, MandelaMandela --
269
967320
1656
16:21
they taughtöğretilen a lot about
how to love othersdiğerleri and opponentsrakipler.
270
969000
3920
Bize başkalarını ve hasımları
sevebilmeyi öğrettiler.
16:26
They didn't talk a lot
about lovingseven ourselveskendimizi.
271
974720
2240
Kendimizi sevmekten çok bahsetmediler.
Bu bir feminist müdahale.
16:30
This is a feministfeminist interventionmüdahale.
272
978120
2080
(Alkışlar)
16:33
(ApplauseAlkış)
273
981946
1150
Evet.
16:35
Yes.
274
983120
1896
Evet.
16:37
Yes.
275
985040
1216
16:38
(ApplauseAlkış)
276
986280
3296
(Alkışlar)
16:41
Because for too long have womenkadınlar
and womenkadınlar of colorrenk been told
277
989600
3936
Çünkü öyle bilinir ki
kadınlar ve onların iç dünyaları
öfkeyi ve kederi
16:45
to suppressbastırmak theironların rageöfke,
278
993560
1496
16:47
suppressbastırmak theironların griefkeder
in the nameisim of love and forgivenessaf.
279
995080
3576
aşkın hatırı için bastırırlar.
16:50
But when we suppressbastırmak our rageöfke,
280
998680
2016
Fakat öfkemizi bastırdığımızda,
öfkemiz dışa dönük bir nefrete
16:52
that's when it hardenssertleşir
into hatenefret directedyönlendirilmiş outwarddışa doğru,
281
1000720
2496
çelikleşerek dönüşebilir
16:55
but usuallygenellikle directedyönlendirilmiş inwardiçe doğru.
282
1003240
2440
ama çoğu zaman saklı kalır.
16:59
But motheringAnnelik has taughtöğretilen me
that all of our emotionsduygular are necessarygerekli.
283
1007400
4920
Annelik bana tüm duygularımızın
gerekli olduğunu öğretti.
17:05
JoySevinç is the gifthediye of love.
284
1013920
2680
Haz aşkın armağanı.
Keder ise bedeli.
17:09
GriefKeder is the pricefiyat of love.
285
1017680
3000
Öfke aşkı koruyan güç.
17:13
AngerÖfke is the forcekuvvet that protectskorur it.
286
1021840
3279
Bu da devrimsel aşka dair
üçüncü hayat dersiydi.
17:18
This was my thirdüçüncü lessonders
in revolutionarydevrimci love.
287
1026960
3560
17:23
We love ourselveskendimizi
288
1031480
1296
Acının ateşi ciğerlerimizi dolduruduğunda
17:24
when we breathenefes almak throughvasitasiyla the fireateş of painAğrı
289
1032800
5135
ve onun nefrete dönüşmesini
17:29
and refuseçöp to let it hardensertleşmesine into hatenefret.
290
1037960
2240
engellediğimizde birbirimizi severiz.
İşte bu yüzden
aşkın devrimsel olabilmesi için
17:34
That's why I believe
291
1042240
1680
17:37
that love mustşart be practiceduygulanan
in all threeüç directionstalimatlar
292
1045119
3737
üç ayrı yönde de
uygulanması gerektiğine inanıyorum.
17:40
to be revolutionarydevrimci.
293
1048880
1280
17:43
LovingSevgi dolu just ourselveskendimizi feelshissediyor good,
294
1051240
3736
Kendimizi sevmek iyi hissettirir
ama bu narsistlik.
17:47
but it's narcissismnarsisizm.
295
1055000
2536
(Gülüşmeler)
17:49
(LaughterKahkaha)
296
1057560
2640
17:53
LovingSevgi dolu only our opponentsrakipler
is self-loathingkendinden nefret eden.
297
1061400
3840
Sadece hasımlarımızı sevmekse
kendimizden nefret etmek.
Yalnız başkalarını sevmek etkisiz.
17:58
LovingSevgi dolu only othersdiğerleri is ineffectiveetkisiz.
298
1066600
3920
İşte hayatımızdaki çoğu olay
burada dönüyor.
18:03
This is where a lot
of our movementshareketler livecanlı right now.
299
1071880
2520
18:08
We need to practiceuygulama
all threeüç formsformlar of love.
300
1076160
2600
Aşkın üç hâlini de uygulamaya koymalıyız.
18:13
And so, how do we practiceuygulama it?
301
1081160
3040
Peki nasıl?
Hazır mıyız?
18:16
ReadyHazır?
302
1084800
1200
İlki
18:18
NumberNumarası one ...
303
1086720
1200
başkalarını sevmek için
18:21
in ordersipariş to love othersdiğerleri,
304
1089880
1736
kimseyi yabancı olarak görmemek.
18:23
see no strangeryabancı.
305
1091640
2016
18:25
We can traintren our eyesgözleri
to look uponüzerine strangersyabancı insanlar on the streetsokak,
306
1093680
3456
Bakış açımızı sokakta
metroda, televizyon ekranlarında
gördüğümüz
18:29
on the subwaymetro, on the screenekran,
307
1097160
1736
yabancılara saygı duyarak
18:30
and say in our mindszihinler,
308
1098920
1776
ve içimizden
18:32
"BrotherKardeşim,
309
1100720
1416
''Kardeşim,
18:34
sisterkız kardeş,
310
1102160
1336
teyze,
18:35
auntteyze,
311
1103520
1416
amca'' diyerek geliştirebiliriz.
18:36
uncleamca dayı."
312
1104960
1200
18:38
And when we say this,
what we are sayingsöz is,
313
1106720
2216
Bunu söylerken, aslında
''Sen benim henüz bilmediğim
bir parçamsın.
18:40
"You are a partBölüm of me I do not yethenüz know.
314
1108960
2680
18:44
I chooseseçmek to wondermerak etmek about you.
315
1112960
2000
Seni merak etmeyi seçiyorum.
18:48
I will listen for your storieshikayeleri
316
1116000
1960
Hikâyelerini dinleyeceğim ve sen
18:50
and pickalmak up a swordkılıç
when you are in harm'szarar 's way."
317
1118840
3640
tehlikedeyken kılıcımı çekeceğim.''
demiş oluyoruz.
18:55
And so, numbernumara two:
318
1123680
1680
İkincisi:
Hasımlarımızı sevmek için
18:58
in ordersipariş to love our opponentsrakipler,
319
1126200
2496
yaralarına bakmak.
19:00
tendeğiliminde the woundyara.
320
1128720
1400
19:03
Can you see the woundyara
in the onesolanlar who hurtcanını yakmak you?
321
1131520
2720
İçlerindeki sana acı veren yarayı
görebiliyor musun?
19:07
Can you wondermerak etmek even about them?
322
1135560
1720
Onları merak edebiliyor musun?
19:11
And if this questionsoru
sendsgönderir panicPanik throughvasitasiyla your bodyvücut,
323
1139800
3816
Bu soru vücudunu şoka uğratıyorsa
senin en devrimci eylemlerin
merak etmek, dinlemek
19:15
then your mostçoğu revolutionarydevrimci actdavranmak
324
1143640
2376
19:18
is to wondermerak etmek, listen and respondyanıtlamak
to your ownkendi needsihtiyaçlar.
325
1146040
3720
ve kendi ihtiyaçlarına
cevap vermek demektir.
Üçüncüsü:
19:22
NumberNumarası threeüç:
326
1150680
1200
kendimizi sevmek için
19:25
in ordersipariş to love ourselveskendimizi,
327
1153000
2216
nefes alın ve ''ıkının''.
19:27
breathenefes almak and pushit.
328
1155240
1680
Vücüdumuzdaki ateşi iterken
19:30
When we are pushingitme
into the firesyangınlar in our bodiesbedenler
329
1158120
2696
ya da evrendekileri
19:32
or the firesyangınlar in the worldDünya,
330
1160840
1680
birlikte itebilmek için
19:35
we need to be breathingnefes togetherbirlikte
331
1163360
1960
her birlikte nefes almalıyız.
19:38
in ordersipariş to be pushingitme togetherbirlikte.
332
1166080
1760
19:40
How are you breathingnefes eachher day?
333
1168840
2280
Her gün nasıl nefes alıyorsunuz?
19:44
Who are you breathingnefes with?
334
1172040
2240
Kiminle nefes alıyorsunuz?
Kararnameler ve şiddet haberleri yüzümüze
19:48
Because ...
335
1176600
1200
19:51
when executiveyönetici ordersemirler
and newshaber of violenceşiddet hitsisabetler our bodiesbedenler hardzor,
336
1179360
5296
sertçe çarptığında
19:56
sometimesara sıra lessaz than a minutedakika apartayrı,
337
1184680
2456
ki bazen bir dakikadan az sürer
ölüyormuş gibi hissettirir.
19:59
it feelshissediyor like dyingölen.
338
1187160
2080
20:03
In those momentsanlar,
339
1191000
1280
Böyle durumlarda
oğlum elini yanağıma
20:05
my sonoğul placesyerler his handel
on my cheekyanak and saysdiyor,
340
1193440
3896
koyar ve der ki:'' Dans vakti annecim?''
20:09
"DanceDans time, mommyAnne?"
341
1197360
1640
20:13
And we dancedans.
342
1201120
1320
Sonra dans ederiz.
Karanlıkta nefes alırız ve dans ederiz.
20:15
In the darknesskaranlık, we breathenefes almak and we dancedans.
343
1203800
2696
Ailelerimiz bir cep dolusu
devrimsel aşka dönüşürler.
20:18
Our familyaile becomesolur
a pocketcep of revolutionarydevrimci love.
344
1206520
3176
Hazzımız bir ahlaki dirayet eylemi.
20:21
Our joysevinç is an actdavranmak of moralmanevi resistancedirenç.
345
1209720
2856
20:24
How are you protectingkoruyucu your joysevinç eachher day?
346
1212600
2096
Bu hazzı her gün nasıl koruyorsunuz?
Haz sayesinde gözlerimizle
karanlıkta bile görebiliriz.
20:26
Because in joysevinç we see
even darknesskaranlık with newyeni eyesgözleri.
347
1214720
4600
Bu yüzden içimdeki anne
20:33
And so the motheranne in me askssorar,
348
1221320
4160
ya bu mezarın karanlığı değil de
20:39
what if this darknesskaranlık
is not the darknesskaranlık of the tombmezar,
349
1227120
4760
ana rahmini karanlığıysa? diye soruyor.
20:45
but the darknesskaranlık of the wombrahim?
350
1233160
2040
Ya geleceğimiz henüz can vermemiş de
20:49
What if our futuregelecek is not deadölü,
351
1237680
2560
doğmayı bekliyorsa?
20:53
but still waitingbekleme to be borndoğmuş?
352
1241080
2240
Ya bu bizim muhteşem dönüşümümüzse?
20:57
What if this is our great transitiongeçiş?
353
1245080
3040
21:01
RememberHatırlıyorum the wisdombilgelik of the midwifeEbe.
354
1249680
2280
Ebenin ilmini hatırlayın.
21:04
"BreatheNefes al," she saysdiyor.
355
1252800
1296
''Nefes al'' diyordu
21:06
And then --
356
1254120
1536
ve?
21:07
"pushit."
357
1255680
1336
''ıkın''
21:09
Because if we don't pushit, we will dieölmek.
358
1257040
2336
Çünkü ''ıkınmazsak'' öleceğiz.
Nefes almazsak öleceğiz.
21:11
If we don't breathenefes almak, we will dieölmek.
359
1259400
2056
21:13
RevolutionaryDevrimci love requiresgerektirir us
to breathenefes almak and pushit throughvasitasiyla the fireateş
360
1261480
4736
Devrimsel aşk
bir savaşçının kalbiyle ya da
bir azizin gözleriyle
nefes almayı ve ''ıkınmayı'' gerektiriyor.
21:18
with a warrior'ssavaşçının heartkalp and a saint'sAziz 's eyesgözleri
361
1266240
2376
21:20
so that one day ...
362
1268640
1200
Böylece bir gün
21:24
one day you will see my sonoğul as your ownkendi
363
1272200
4320
benim oğlumu
kendinizin olarak göreceksiniz
ve ben yokken onu koruyacaksınız.
21:29
and protectkorumak him when I am not there.
364
1277840
2440
Ona zarar vermek isteyenlerin
içlerindeki yaralara bakacaksınız.
21:34
You will tendeğiliminde to the woundyara
in the onesolanlar who want to hurtcanını yakmak him.
365
1282080
3280
21:39
You will teachöğretmek him how to love himselfkendisi
366
1287160
2320
Kendinizi sevebildiğiniz için
ona kendini sevmeyi öğreteceksiniz.
21:42
because you love yourselfkendin.
367
1290400
1600
Onun kulağına benim size
21:46
You will whisperFısıltı in his earkulak,
368
1294480
1800
fısıldadığım gibi fısıldayacaksınız.
21:49
as I whisperFısıltı in yoursseninki,
369
1297400
1960
''Sizler cesursunuz.''
21:52
"You are bravecesur."
370
1300600
1280
''Sizler cesursunuz.''
21:55
You are bravecesur.
371
1303240
1200
Teşekkür ederim.
21:58
Thank you.
372
1306200
1216
(Alkışlar)
21:59
(ApplauseAlkış)
373
1307440
1016
(Sih Duası) Waheguru Ji Ka Khalsa,
22:00
(SikhSih PrayerDua) WaheguruWaheguru JiJi KaKa KhalsaKhalsa,
374
1308480
1896
Waheguru Ji Ki Fateh.
22:02
WaheguruWaheguru JiJi Ki FatehFateh.
375
1310400
1496
(Alkışlar)
22:03
(ApplauseAlkış)
376
1311920
1456
(Tezahüratlar)
22:05
(CheeringTezahürat)
377
1313400
2616
(Alkışlar)
22:08
(ApplauseAlkış)
378
1316040
3080
Translated by HUSEYİN YALİM
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Valarie Kaur - Activist, lawyer, filmmaker
Valarie Kaur is a social justice activist, lawyer, filmmaker, innovator, mother and Sikh American thought leader who founded the Revolutionary Love Project -- a movement that envisions a world where love is a public ethic.

Why you should listen

Valarie Kaur is a civil rights activist, award-winning filmmaker, lawyer, faith leader and founder of the Revolutionary Love Project. Her social justice campaigns have helped win policy change on hate crimes, racial profiling, immigration detention, solitary confinement, marriage equality and internet freedom. She founded Groundswell Movement, the Yale Visual Law Project and Faithful Internet, initiatives that equip new generations with tools for social change. During her work inside supermax prisons, on the military base at Guantanamo and at sites of mass shootings, she identified a surprising key element for social change: the ethic of love. She now leads the Revolutionary Love Project to champion love as a public ethic and wellspring for social change.

Kaur earned degrees at Stanford University, Harvard Divinity School and Yale Law School. She lives with her film partner and husband Sharat Raju and son Kavi in California, where her family settled as farmers a century ago. She is a member of the California Bar.

More profile about the speaker
Valarie Kaur | Speaker | TED.com