ABOUT THE SPEAKER
Boyd Varty - Environmental and literacy activist
In his native South Africa, Boyd Varty builds wildlife corridors to restore the environment and literacy centers to restore the human spirit.

Why you should listen

Everyone has felt that connection with nature. Through the Good Work Foundation, Boyd Varty is building a movement around it. The fourth-generation custodian of the Londolozi Game Reserve in South Africa calls it a psychology of restoration. “We would like to be pioneers of the age of restoration,” says Varty. “Restoration of land, people and the human spirit."

By providing environmental, English and computer education to the people who live and work in Londolozi, he’s also creating an economically and socially sustainable model for conservation.

More profile about the speaker
Boyd Varty | Speaker | TED.com
TEDWomen 2013

Boyd Varty: What I learned from Nelson Mandela

Boyd Varty: Nelson Mandela'dan öğrendiklerim

Filmed:
1,730,475 views

"Vahşi doğa katedralinde, bize geri yansıyan en iyi yanlarımızı görme şansına sahibiz." Vahşi yaşam aktivisti Boyd Varty, hayvanlar, insanlar ve aralarındaki bağa, veyahut "Ben, sen olduğun için benim" olarak tanımlanan ubuntu'ya dair hikâyeler paylaşıyor. Bu konuşmayı, yüce gönüllülüğün ve zengin ruhluluğun vücuda gelmiş hâli olan Güney Afrikalı lider Nelson Mandela'ya atfediyor.
- Environmental and literacy activist
In his native South Africa, Boyd Varty builds wildlife corridors to restore the environment and literacy centers to restore the human spirit. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

Ben kalpten yaşamaya çalışan bir adamım
00:12
I'm a man who'skim tryingçalışıyor to livecanlı from his heartkalp,
0
581
3708
ve başlamadan hemen önce
00:16
and so just before I get going,
1
4289
3065
00:19
I wanted to tell you as a SouthGüney AfricanAfrika
2
7354
2571
size bir Güney Afrikalı olarak söylemek istediğim şey
bana en çok ilham veren kişilerden birinin
00:21
that one of the menerkekler who has inspiredyaratıcı me mostçoğu
3
9925
2984
birkaç saat önce vefat ettiğidir.
00:24
passedgeçti away a fewaz hourssaatler agoönce.
4
12909
3066
00:27
NelsonNelson MandelaMandela has come to the endson
5
15975
2690
Nelson Mandela özgürlüğe olan
uzun yürüyüşünün sonuna geldi.
00:30
of his long walkyürümek to freedomözgürlük.
6
18665
2680
00:33
And so this talk is going to be for him.
7
21345
4935
Bunun için bu konuşma onun için olacak.
00:40
I grewbüyüdü up in wondermerak etmek.
8
28544
2810
Merak içinde büyüdüm.
00:43
I grewbüyüdü up amongstarasında those animalshayvanlar.
9
31354
4115
Bu hayvanların arasında büyüdüm.
00:47
I grewbüyüdü up in the wildvahşi easterndoğu partBölüm of SouthGüney AfricaAfrika
10
35469
4391
Güney Afrika'nın vahşi doğu kısmı olan
00:51
at a placeyer calleddenilen LondoloziLondolozi GameOyunu ReserveRezerv.
11
39860
2898
Londolozi Safari Parkı denilen bir yerde büyüdüm.
00:54
It's a placeyer where my familyaile has been
12
42758
2772
Burası ailemin dört nesildir
00:57
in the safariSafari business for fourdört generationsnesiller.
13
45530
4195
safari işiyle uğraştığı yerdir.
01:01
Now for as long as I can rememberhatırlamak,
14
49725
2237
Evet, hatırlayabildiğim kadarıyla hep yaptığım
01:03
my job has been to take people out into naturedoğa,
15
51962
4737
iş insanları tabiata götürmek olmuştu
01:08
and so I think it's a lovelygüzel twistTwist of fatekader todaybugün
16
56699
2911
ve bu yüzden doğadaki bazı deneyimlerimi
01:11
to have the opportunityfırsat
17
59610
1820
bu buluşmaya
01:13
to bringgetirmek some of my experiencesdeneyimler out in naturedoğa
18
61430
2881
getirme fırsatı bulmak
01:16
in to this gatheringtoplama.
19
64311
2140
kaderin güzel bir cilvesi.
01:18
AfricaAfrika is a placeyer
20
66451
1879
Afrika,
01:20
where people still sitoturmak underaltında starlityıldızların aydınlattığı skiesgökyüzü
21
68330
3384
insanların hâlâ yıldızlı gökyüzünün ve kamp ateşlerinin
01:23
and around campfirescampfires and tell storieshikayeleri,
22
71714
3410
altında oturdukları ve hikâyeler anlatıkları bir yerdir
01:27
and so what I have to sharepay with you todaybugün
23
75124
2691
ve bu yüzden sizinle bugün paylaşacağım şey
01:29
is the simplebasit medicinetıp of a fewaz campfirekamp ateşi storieshikayeleri,
24
77815
4419
birkaç kamp ateşi hikâyesinin basit ilacı olacak,
01:34
storieshikayeleri about heroeskahramanlar of heartkalp.
25
82234
3138
yürekli kahramanların hikâyeleri.
01:37
Now my storieshikayeleri are not the storieshikayeleri
26
85372
2120
Şimdi benim anlatacağım hikâyeler
01:39
that you'llEğer olacak hearduymak on the newshaber,
27
87492
1698
haberlerde duyabileceğiniz hikâyeler değil
ve Afrika'nın sert bir yer olduğu doğru olmakla beraber,
01:41
and while it's truedoğru that AfricaAfrika is a harshsert placeyer,
28
89190
2973
01:44
I alsoAyrıca know it to be a placeyer
29
92163
1937
ben orayı insanların, hayvanların ve eko-sistemlerin
01:46
where people, animalshayvanlar and ecosystemsekosistemler
30
94100
4266
bize birbirine daha bağlı bir dünyayı öğrettiği
01:50
teachöğretmek us about a more interconnectedbirbirine bağlı worldDünya.
31
98366
4387
bir yer olarak biliyorum.
01:54
When I was ninedokuz yearsyıl oldeski,
32
102753
1978
Dokuz yaşındayken
01:56
PresidentBaşkan MandelaMandela camegeldi to staykalmak with my familyaile.
33
104731
3234
Cumhurbaşkanı Mandela ailemle kalmaya geldi.
01:59
He had just been releasedyayınlandı from
his 27 yearsyıl of incarcerationhapsetme,
34
107965
3424
27 yıllık tutsaklığından yeni kurtulmuştu
02:03
and was in a perioddönem of readjustmentuygulayabilecek
35
111389
2627
ve birdenbire olan küresel simge statüsüne
02:06
to his suddenani globalglobal iconikon statusdurum.
36
114016
2659
alışma dönemindeydi.
02:08
MembersÜyeler of the AfricanAfrika NationalUlusal CongressKongre
37
116675
2500
Afrika Ulusal Kongresi üyeleri doğada
02:11
thought that in the bushçalı
38
119175
1991
gözden uzakta bir yerde dinlenebileceğini ve eski
02:13
he would have time to restdinlenme and recuperateiyileşmek
39
121166
2234
sağlığına tekrar kavuşabileceğini
02:15
away from the publichalka açık eyegöz,
40
123400
1761
düşündüler
02:17
and it's truedoğru that lionsaslanlar tendeğiliminde to be
41
125161
3379
ve aslanların basın ve paparazzi için
02:20
a very good deterrentcaydırıcı to pressbasın and paparazzipaparazziler.
42
128540
4231
iyi bir caydırıcı olduğu da doğrudur.
02:24
(LaughterKahkaha)
43
132771
2129
(Gülüşmeler)
02:26
But it was a definingtanımlarken time for me as a younggenç boyoğlan.
44
134900
2546
Ama bu küçük bir çocuk olarak benim için bir dönüm noktasıydı bu.
02:29
I would take him breakfastkahvaltı in bedyatak,
45
137446
2061
Yatağına kahvaltı götürürdüm
02:31
and then, in an oldeski trackiz suittakım elbise and slippersterlik,
46
139507
2368
ve daha sonra eski bir eşofman ve terlikle
02:33
he would go for a walkyürümek around the gardenBahçe.
47
141875
2605
bahçede yürüyüşe çıkardı.
02:36
At night, I would sitoturmak with my familyaile
48
144480
1678
Geceleyin, karıncalı ve çubuk antenli televizyonun
02:38
around the snowykarlı, bunny-earedtavşan kulaklı TVTV,
49
146158
2501
başında ailemle otururdum
02:40
and watch imagesGörüntüler of that sameaynı
50
148659
2418
ve bahçedeki o aynı sessiz adamın
02:43
quietsessiz man from the gardenBahçe
51
151077
1934
her yanı yüzlerce, binlerce kişi tarafından sarılı
02:45
surroundedçevrili by hundredsyüzlerce and thousandsbinlerce of people
52
153011
3050
görüntülerini izlerdim,
02:48
as scenessahneler from his releaseserbest bırakmak were broadcastYayın nightlyher gece.
53
156061
3259
çünkü tahliyesinin görüntüleri geceleri yayınlanıyordu.
02:51
He was bringinggetiren peaceBarış
54
159320
1952
İnanılmaz bir insanlık anlayışına sahip bir adam,
02:53
to a dividedbölünmüş and violentşiddetli SouthGüney AfricaAfrika,
55
161272
2882
bölünmüş ve şiddet dolu Güney Afrika'ya
02:56
one man with an unbelievableInanılmaz senseduyu of his humanityinsanlık.
56
164154
5229
barış getiriyordu.
03:01
MandelaMandela said oftensık sık that the gifthediye of prisonhapis
57
169383
2764
Mandela sıklıkla hapishanenin hediyesinin,
03:04
was the abilitykabiliyet to go withiniçinde and to think,
58
172147
2960
kendini dinleme ve Güney Afrika için en çok istediği
03:07
to createyaratmak in himselfkendisi
59
175107
1729
şeyleri düşünme ve kendinde keşfetme yeteneği
03:08
the things he mostçoğu wanted for SouthGüney AfricaAfrika:
60
176836
2879
olduğunu söylerdi:
03:11
peaceBarış, reconciliationmutabakat, harmonyarmoni.
61
179715
3345
Barış, uzlaşma, uyum.
03:15
ThroughAracılığıyla this actdavranmak of immenseengin open-heartednessAçık-heartedness,
62
183060
2855
Bu engin açık yüreklilik ile,
03:17
he was to becomeolmak the embodimentşekillenme
63
185915
2232
bizim Güney Afrika'da "ubuntu" dediğimiz
03:20
of what in SouthGüney AfricaAfrika we call "ubuntuUbuntu."
64
188147
3539
şeyin vücut bulmuş haline gelecekti.
03:23
UbuntuUbuntu: I am because of you.
65
191686
2849
Ubuntu: Ben senin sayende olduğum kişiyim
03:26
Or, people are not people
66
194535
2663
ya da insanlar diğer insanlar olmadan
03:29
withoutolmadan other people.
67
197198
2725
insan değildir.
03:31
It's not a newyeni ideaFikir or valuedeğer
68
199923
1846
Bu, yeni bir düşünce ya da değer değil,
03:33
but it's one that I certainlykesinlikle think at these timeszamanlar
69
201769
1855
ama bu benim bu günlerde kesinlikle
03:35
is worthdeğer buildingbina on.
70
203624
1749
geliştirmeye değer olduğunu düşündüğüm bir şey.
03:37
In factgerçek, it is said that in the
collectivetoplu consciousnessbilinç of AfricaAfrika,
71
205373
3164
Aslında, Afrika'nın ortak hafızasında
03:40
we get to experiencedeneyim the deepesten derin partsparçalar
72
208537
2039
kendi insaniyetimizin en derin bölümlerini
03:42
of our ownkendi humanityinsanlık
73
210576
1305
başkaları ile olan etkileşimlerimiz sayesinde
03:43
throughvasitasiyla our interactionsetkileşimler with othersdiğerleri.
74
211881
2784
deneyimlediğimiz söylenir.
03:46
UbuntuUbuntu is at playoyun right now.
75
214665
2112
Ubuntu şu an sahnede.
03:48
You are holdingtutma a spaceuzay for me
76
216777
2000
Siz bana kim olduğum gerçeğini
03:50
to expressekspres the deepesten derin truthhakikat of who I am.
77
218777
3392
en derin şekilde gözler önüne sermem için şans tanıyorsunuz.
03:54
WithoutOlmadan you, I'm just a guy talkingkonuşma to an emptyboş roomoda,
78
222169
2260
Sizler olmayınca ben boş bir odayla konuşan bir adamım sadece,
03:56
and I spentharcanmış a lot of time last weekhafta doing that,
79
224429
3078
zaten geçen haftanın çoğunu böyle geçirdim
03:59
and it's not the sameaynı as this.
80
227507
3323
ve bununla aynı değildi.
04:02
(LaughterKahkaha)
81
230830
2426
(Gülüşmeler)
04:05
If MandelaMandela was the nationalUlusal
and internationalUluslararası embodimentşekillenme,
82
233256
3448
Mandela ulusal ve uluslararası bir simgeyse,
04:08
then the man who taughtöğretilen me the mostçoğu
83
236704
1594
o zaman kişisel olarak
04:10
about this valuedeğer personallyŞahsen was this man,
84
238298
2603
bana bu değeri en çok öğreten adam
04:12
SollySolly MhlongoMhlongo.
85
240901
1358
Solly Mhlongo'ydu.
04:14
SollySolly was borndoğmuş underaltında a treeağaç
86
242259
1808
Solly, benim Mozambik'te büyüdüğüm yerin
04:16
60 kilometerskilometre from where I grewbüyüdü up in MozambiqueMozambik.
87
244067
2786
60 kilometre uzağındaki bir ağacın altında dünyaya geldi.
04:18
He would never have a lot of moneypara,
88
246853
1500
Hiç öyle çok fazla parası olmazdı,
04:20
but he was to be
89
248353
1422
ancak hayatta tanıdığım
04:21
one of the richestEn zengin menerkekler I would ever meetkarşılamak.
90
249775
2629
en zengin adamlardan biri olacaktı.
04:24
SollySolly grewbüyüdü up tendingeğilimi to his father'sbabanın cattlesığırlar.
91
252404
2719
Solly babasının sığırlarına bakarak büyüdü.
04:27
Now, I can tell you, I don't know what it is
about people who growbüyümek up looking after cattlesığırlar,
92
255123
4182
Şimdi cidden, niye öyle bilmiyorum ama,
04:31
but it makesmarkaları for über-resourcefulnessber-yaratıcılık.
93
259305
3022
sığırlara bakarak büyümüş insanlar aşırı becerikli oluyorlar.
04:34
The first job that he ever got in the safariSafari business
94
262327
2474
Safari işindeki ilk işi
04:36
was fixingsabitleme the safariSafari truckskamyonlar.
95
264801
2216
safari kamyonlarını tamir etmekti.
04:39
Where he had learnedbilgili to do that out in the bushçalı
96
267017
2654
Ormanın ortasında bunu yapmayı nereden öğrendi
04:41
I have no ideaFikir, but he could do it.
97
269671
2129
hiç bilmiyorum, ama yapardı.
04:43
He then movedtaşındı acrosskarşısında into what we calleddenilen
98
271800
1927
Sonra habitat grubu dediğimiz şeyin
04:45
the habitatyetişme ortamı teamtakım.
99
273727
1387
içine girdi.
04:47
These were the people on the reserverezerv
100
275114
1886
Parktaki bu insanlar habitatın
04:49
who were responsiblesorumluluk sahibi for its well-beingsağlık.
101
277000
2357
iyiliğinden sorumluydu.
04:51
He fixedsabit roadsyollar, he mendedtamir wetlandssulak alanlar,
102
279357
2284
Yolları tamir etti, sulak alanları düzenledi,
04:53
he did some anti-poachingAnti kaçak avcılık.
103
281641
1818
biraz da yasadışı avlananlarla uğraştı.
04:55
And then one day we were out togetherbirlikte,
104
283459
2126
Bir gün beraber dışarıdaydık
04:57
and he camegeldi acrosskarşısında the tracksraylar of where
a femalekadın leopardleopar had walkedyürüdü.
105
285585
3531
ve bir dişi leoparın üzerinden geçtiği bir ize rastladık.
05:01
And it was an oldeski trackiz,
106
289116
1774
Eski de bir izdi,
05:02
but for funeğlence he turneddönük and he beganbaşladı to followtakip et it,
107
290890
2441
ama eğlencesine dönüp takip etmeye başladı
05:05
and I tell you, I could tell by the speedhız
108
293331
1575
ve size o pati izlerini izleme hızından
05:06
at whichhangi he movedtaşındı on those padped marksizler
109
294906
1697
söyleyebilirim ki,
05:08
that this man was a PhPH.D.-level-düzeyi trackerait diğer siteler.
110
296603
3974
bu adam doktora seviyesinde iz sürücüydü.
05:12
If you drovesürdü pastgeçmiş SollySolly
111
300577
1774
Solly'yi doğanın ortasında
05:14
somewherebir yerde out on the reserverezerv,
112
302351
1678
arabanızla geçip de
05:16
you look up in your rearviewDikiz mirrorayna,
113
304029
1649
dikiz aynanıza baksaydınız,
05:17
you'dşimdi etsen see he'diçin ona stoppeddurduruldu the cararaba
114
305678
1845
arabasını yolun 20-50 metre ilerisinde
05:19
20, 50 metersmetre down the roadyol
115
307523
2046
sırf bir şeye ihtiyacınız olur diye
05:21
just in casedurum you need help with something.
116
309569
3013
durdurduğunu görürdünüz.
05:24
The only accusationsuçlama I ever heardduymuş leveledTesviye at him
117
312582
2753
Ona yapıldığını duyduğum tek suçlama
05:27
was when one of our clientsistemciler said,
118
315335
1395
bir müşterimizin
05:28
"SollySolly, you are pathologicallypatolojik olarak helpfulfaydalı."
119
316730
3217
"Solly, gereksiz derecede yardımseversin" demesiydi.
05:31
(LaughterKahkaha)
120
319947
2447
(Gülüşmeler)
05:34
When I startedbaşladı professionallyprofesyonel olarak guidingrehberlik people
121
322394
2891
İnsanları bu tabiatta
05:37
out into this environmentçevre,
122
325285
1657
profesyonel olarak gezdirmeye başladığım zaman,
05:38
SollySolly was my trackerait diğer siteler.
123
326942
1560
Solly benim iz sürücümdü.
05:40
We workedişlenmiş togetherbirlikte as a teamtakım.
124
328502
1819
Takım olarak beraber çalıştık.
05:42
And the first guestsmisafir we ever got
125
330321
2026
İlk misafirlerimiz
05:44
were a philanthropyhayırseverlik groupgrup from your EastDoğu CoastSahil,
126
332347
2847
sizin Doğu yakanızdan hayırsever bir gruptu
05:47
and they said to SollySolly, on the sideyan, they said,
127
335194
2354
ve Solly'ye ayrıca sordular, dediler ki,
05:49
"Before we even go out to see lionsaslanlar and leopardsleopar,
128
337548
2641
"Aslanlarla leoparları görmeden önce
05:52
we want to see where you livecanlı."
129
340189
2062
senin nerede yaşadığını görmek istiyoruz."
05:54
So we tookaldı them up to his houseev,
130
342251
1465
Öyle olunca Solly'nin evine götürdük onları
05:55
and this visitziyaret etmek of the philanthropisthayırsever to his houseev
131
343716
2872
ve bu ziyaret
05:58
coincidedaynı zamana denk geldi with a time when Solly'sSolly olduğunu wifekadın eş,
132
346588
2681
Solly'nin İngilizce öğrenen karısının
06:01
who was learningöğrenme Englishİngilizce,
133
349269
1600
kapıyı "Merhaba, seni seviyorum.
06:02
was going throughvasitasiyla a phaseAşama
where she would openaçık the doorkapı
134
350869
2184
Hoşgeldin, seni seviyorum."
06:05
by sayingsöz, "HelloMerhaba, I love you.
135
353053
2664
diyerek açtığı bir döneme rastlamıştı.
06:07
WelcomeHoş geldiniz, I love you." (LaughterKahkaha)
136
355717
2215
(Gülüşmeler)
06:09
And there was something so beautifullygüzel AfricanAfrika
137
357932
2549
Bu küçük evdeki o kocaman mutluluk
06:12
about it to me, this smallküçük houseev
138
360481
1845
bende Afrika'ya özgü muazzam güzellikte
06:14
with a hugeKocaman heartkalp in it.
139
362326
2585
hisler uyandırıyordu.
06:16
Now on the day that SollySolly savedkaydedilmiş my life,
140
364911
6575
Solly'nin hayatımı kurtardığı gün,
06:23
he was alreadyzaten my herokahraman.
141
371486
2011
zaten benim kahramanımdı.
06:25
It was a hotSıcak day,
142
373497
1581
Sıcak bir gündü,
06:27
and we foundbulunan ourselveskendimizi down by the rivernehir.
143
375078
1974
kendimizi nehrin dibinde buluverdik.
06:29
Because of the heatsıcaklık, I tookaldı my shoesayakkabı off,
144
377052
2836
Sıcaktan, ayakkabılarımı çıkardım
06:31
and I rolledhaddelenmiş up my pantspantolon,
145
379888
1703
ve pantolonumu sıyırıp
06:33
and I walkedyürüdü into the waterSu.
146
381591
2241
suya girdim.
06:35
SollySolly remainedkalmıştır on the bankbanka.
147
383832
1562
Solly nehrin kıyısında kaldı.
06:37
The waterSu was clearaçık runningkoşu over sandkum,
148
385394
3023
Su kumun üstünde berrak bir şekilde akıyordu,
06:40
and we turneddönük and we beganbaşladı
to make our way upstreamters yönde.
149
388417
3314
sonra döndük ve akıntıya karşı yürümeye başladık.
06:43
And a fewaz metersmetre aheadönde of us,
150
391731
1820
Birkaç metre ötemizde
06:45
there was a placeyer where a treeağaç
had fallendüşmüş out of the bankbanka,
151
393551
2985
nehir kıyısından nehrin içine düşmüş,
06:48
and its branchesdalları were touchingdokunma the waterSu,
152
396536
2771
dallarının suya girdiği, gölgeli
06:51
and it was shadowygölgeli.
153
399307
1597
bir ağaç vardı.
06:52
And if had been a horrorkorku moviefilm,
154
400904
2458
Korku filminde olsaydı bu,
06:55
people in the audienceseyirci would have startedbaşladı sayingsöz,
155
403362
2236
izleyiciler "Oraya gitme. Oraya gitme."
06:57
"Don't go in there. Don't go in there." (LaughterKahkaha)
156
405598
3453
demeye başlarlardı. (Gülüşmeler)
07:01
And of coursekurs, the crocodileTimsah was in the shadowsgölgeler.
157
409051
3757
Tabii ki, timsah o gölgelerin arasındaydı.
07:04
Now the first thing that you noticeihbar
when a crocodileTimsah hitsisabetler you
158
412808
2115
Bir timsah size saldırdığında ilk hissedeceğiniz şey,
07:06
is the ferocityvahşet of the biteısırmak.
159
414923
1600
o ısırığın şiddeti olur.
07:08
WhamGüm! It hitsisabetler me by my right legbacak.
160
416523
1973
Küt! Sağ bacağımdan yakaladı beni.
07:10
It pullsçeker me. It turnsdönüşler. I throwatmak my handel up.
I'm ableyapabilmek to grabkapmak a branchşube.
161
418496
3903
Çekiyor beni. Dönüyor. Elimi yukarıya kaldırıyorum. Bir dal yakalıyorum.
07:14
It's shakingsallama me violentlyşiddetle.
162
422399
1738
Beni deli gibi sallıyor.
07:16
It's a very strangegarip sensationduygu
163
424137
1714
Başka bir canlının sizi yemeye çalışması
07:17
havingsahip olan anotherbir diğeri creatureyaratık try and eatyemek you,
164
425851
1946
çok garip bir his
07:19
and there are fewaz things that
promotedesteklemek vegetarianismvejetaryenlik like that.
165
427797
3451
ve işte bunun gibi vejetaryenliği teşvik etmenin pek az yolu var.
07:23
(LaughterKahkaha)
166
431248
1595
(Gülüşmeler)
07:24
SollySolly on the bankbanka seesgörür that I'm in troublesorun.
167
432843
2285
Kıyıdaki Solly başımın belada olduğunu görür
07:27
He turnsdönüşler. He beginsbaşlar to make his way to me.
168
435128
2047
ve döner. Bana doğru gelir.
07:29
The croctığ işi again continuesdevam ediyor to shakesallamak me.
169
437175
1951
Timsah hâlâ beni sallamaya devam ediyor o arada.
07:31
It goesgider to biteısırmak me a secondikinci time.
170
439126
1917
Beni bir daha ısırıyor.
07:33
I noticeihbar a slickkaygan of bloodkan in the waterSu around me
171
441043
2189
Etrafımdaki suyun üzerinde akıntıyla birlikte
07:35
that getsalır washedyıkandı downstreamakıntı yönünde.
172
443232
1604
akan kan tabakasını fark ediyorum.
07:36
As it bitesısırıkları the secondikinci time, I kicktekme.
173
444836
2173
Beni ikince kere ısırınca, tekme atıyorum.
07:39
My footayak goesgider down its throatboğaz. It spitstükürüyor me out.
174
447009
2733
Ayağım boğazına giriyor, beni tükürüyor.
07:41
I pullÇek myselfkendim up into the branchesdalları,
175
449742
2131
Kendimi dallara doğru yukarı çekiyorum,
07:43
and as I come out of the waterSu,
I look over my shoulderomuz.
176
451873
3483
sudan çıkarken, omzumdan aşağı bakıyorum.
07:47
My legbacak from the kneediz down
177
455356
1920
Dizimin aşağısı
07:49
is mangledkarıştırılmış beyondötesinde descriptionaçıklama.
178
457276
1928
korkunç bir şekilde ezilmiş.
07:51
The bonekemik is crackedçatlamış.
179
459204
1395
Kemik kırılmış.
07:52
The meatet is tornyırtık up.
180
460599
1830
Et yarılmış.
07:54
I make an instantanlık decisionkarar that
I'll never look at that again.
181
462429
4600
O anda bir daha bakmamak üzere ani bir karar veriyorum.
07:59
As I come out of the waterSu,
182
467029
2384
Ben sudan çıkarken,
08:01
SollySolly arrivesgeldiğinde at a deepderin sectionBölüm,
183
469413
2617
Solly derin bir kesitten geliyor,
08:04
a channelkanal betweenarasında us.
184
472030
1625
aramızdaki bir kanaldan.
08:05
He knowsbilir, he seesgörür the statebelirtmek, bildirmek of my legbacak,
185
473655
2138
Biliyor, bacağımın durumunu görüyor,
08:07
he knowsbilir that betweenarasında him and I
186
475793
1846
aramızda bir timsah olduğunun da farkında,
08:09
there is a crocodileTimsah,
187
477639
1212
ama bakın, bu adam
08:10
and I can tell you this man doesn't
slowyavaş down for one secondikinci.
188
478851
2492
bir saniyeliğine bile olsun yavaşlamıyor.
08:13
He comesgeliyor straightDüz into the channelkanal.
189
481343
1806
Kanaldan dosdoğru geliyor.
08:15
He wadesyüzüyor in to aboveyukarıdaki his waistbel.
190
483149
1935
Belden yukarısı bata çıka yürüyor.
08:17
He getsalır to me. He grabskapmak me.
191
485084
1463
Bana geliyor, kapıyor.
08:18
I'm still in a vulnerablesavunmasız positionpozisyon.
192
486547
1672
Ben hâlâ savunmasız bir durumdayım.
08:20
He picksseçtikleri me and putskoyar me on his shoulderomuz.
193
488219
1725
Beni kaldırıyor ve omzuna koyuyor.
08:21
This is the other thing about SollySolly,
he's freakishlykelepçelese iyi eder stronggüçlü.
194
489944
2419
Solly'nin başka bir özelliği de bu, korkunç derecede güçlüdür.
08:24
He turnsdönüşler. He walksyürüyüşleri me up the bankbanka.
195
492363
2463
Dönüyor, beni kıyıya götürüyor.
08:26
He laysLays me down. He pullsçeker his shirtgömlek off.
196
494826
2054
Beni yatırıyor, tişörtünü çıkarıyor.
08:28
He wrapssarar it around my legbacak,
197
496880
1784
Bacağıma sarıyor,
08:30
picksseçtikleri me up a secondikinci time,
198
498664
1291
beni tekrardan kaldırıp
08:31
walksyürüyüşleri me to a vehiclearaç,
199
499955
1906
araca götürüyor,
08:33
and he's ableyapabilmek to get me to medicaltıbbi attentionDikkat.
200
501861
3424
sonra da tıbbi yardım almamı sağlıyor.
08:37
And I survivehayatta kalmak.
201
505285
3223
Böylece hayatta kalıyorum.
08:40
Now — (ApplauseAlkış)
202
508508
4261
Bakın - (Alkış)
08:44
Now I don't know how manyçok people you know
203
512769
2710
Bakın, şimdi aranızdan kaç kişi
08:47
that go into a deepderin channelkanal of waterSu
204
515479
2216
içinde timsah olduğunu bildiği derin bir kanala
08:49
that they know has a crocodileTimsah in it
205
517695
2260
size yardım etmek için gelebilecek birini tanıyor
08:51
to come and help you,
206
519955
1343
bilmiyorum,
08:53
but for SollySolly, it was as naturaldoğal as breathingnefes.
207
521298
3444
ama Solly için bu nefes almak kadar doğaldı.
08:56
And he is one amazingşaşırtıcı exampleörnek
208
524742
2456
Ve o tüm Afrikada'da yaşadıklarımın
08:59
of what I have experienceddeneyimli all over AfricaAfrika.
209
527198
3445
çok güzel bir örneğiydi.
09:02
In a more collectivetoplu societytoplum,
210
530643
2131
Daha kolektif toplumlarda
09:04
we realizegerçekleştirmek from the insideiçeride
211
532774
2848
biliyoruz ki,
09:07
that our ownkendi well-beingsağlık is deeplyderinden tiedbağlı
212
535622
3133
kendi iyiliğimiz
09:10
to the well-beingsağlık of othersdiğerleri.
213
538755
3238
diğerlerinin iyiliğine oldukça bağlıdır.
09:13
DangerTehlike is sharedpaylaşılan. PainAğrı is sharedpaylaşılan.
214
541993
3269
Tehlike paylaşılır. Acı paylaşılır.
09:17
JoySevinç is sharedpaylaşılan. AchievementBaşarı is sharedpaylaşılan.
215
545262
2925
Neşe paylaşılır. Başarı paylaşılır.
09:20
HousesEvleri are sharedpaylaşılan. FoodGıda is sharedpaylaşılan.
216
548187
4530
Evler paylaşılır. Yemek paylaşılır.
09:24
UbuntuUbuntu askssorar us to openaçık our heartskalpler
217
552717
3196
Ubuntu bizi kalplerimizi açıp
09:27
and to sharepay,
218
555913
1414
paylaşmaya davet eder
09:29
and what SollySolly taughtöğretilen me that day
219
557327
1952
ve o gün Solly'nin bana öğrettiği şey
09:31
is the essenceöz of this valuedeğer,
220
559279
2003
bu değerin özüydü,
09:33
his animatedcanlandırılmış, empatheticempatik actionaksiyon
221
561282
2758
onun her an neşeli ve empati dolu
09:36
in everyher momentan.
222
564040
2045
hareketleri.
09:38
Now althougholmasına rağmen the rootkök wordsözcük is about people,
223
566085
3507
Kök kelime insanlarla ilgili olsa da,
09:41
I thought that maybe ubuntuUbuntu was only about people.
224
569592
3374
ubuntu'nun sadece insanlara özgü olduğunu sanırdım.
09:44
And then I metmet this younggenç ladybayan.
225
572966
3274
Sonra genç bir kadınla tanıştım.
09:48
Her nameisim was ElvisElvis.
226
576240
1694
Adı Elvis'ti.
09:49
In factgerçek, SollySolly gaveverdi her the nameisim ElvisElvis
227
577934
1771
Aslında, Solly ona Elvis adını vermişti,
09:51
because he said she walkedyürüdü like she was doing
228
579705
2857
çünkü Elvis
09:54
the ElvisElvis the pelvisLeğen kemiği dancedans.
229
582562
2665
dansı yapar gibi yürüyormuş.
09:57
She was borndoğmuş with very badlykötü
deformeddeforme back legsbacaklar and pelvisLeğen kemiği.
230
585227
4366
Bacakları ve leğen kemiği doğuştan bozuktu.
10:01
She arrivedgeldi at our reserverezerv from a reserverezerv
231
589593
2264
Bizim doğal parkımıza göç ettiği yol üstünde,
10:03
eastDoğu of us on her migratoryGöçmen routerota.
232
591857
2056
bizim doğumuzdaki bir doğal parktan gelmişti.
10:05
When I first saw her,
233
593913
1779
Onu ilk gördüğümde,
10:07
I thought she would be deadölü in a mattermadde of daysgünler.
234
595692
2468
birkaç güne kadar ölür sanmıştım.
10:10
And yethenüz, for the nextSonraki fivebeş yearsyıl
235
598160
2928
Ancak, önümüzdeki beş sene boyunca
10:13
she returnediade in the winterkış monthsay.
236
601088
2530
kış aylarında bizi yeniden ziyarete geldi.
10:15
And we would be so excitedheyecanlı to be out in the bushçalı
237
603618
2377
Bizse doğada bu alışılmamış izle
10:17
and to come acrosskarşısında this unusualolağandışı trackiz.
238
605995
2396
karşılaşmak için çok heyecanlanır dururduk.
10:20
It lookedbaktı like an invertedters bracketköşeli ayraç,
239
608391
1495
Ters bir paranteze benziyordu,
10:21
and we would dropdüşürmek whateverher neyse
we were doing and we would followtakip et,
240
609886
2449
o an ne yapıyorsak bırakır ve onu takip ederdik,
10:24
and then we would come around the cornerköşe,
241
612335
1671
sonra çok geçmeden varıp,
10:26
and there she would be with her herdsürü.
242
614006
2086
orada sürüsüyle beraber olduğunu görürdük.
10:28
And that outpouringdökülme of emotionduygu
243
616092
2895
Ve onu gördüklerinde safari kamyonundaki
10:30
from people on our safariSafari truckskamyonlar
244
618987
1714
insanların duygusal tepkileri
10:32
as they saw her, it was this senseduyu of kinshipakrabalık.
245
620701
3242
bir yakınlık hissiydi.
10:35
And it remindedhatırlattı me
246
623943
1485
Ve bu bana şehirlerde büyüyen insanların
10:37
that even people who growbüyümek up in citiesşehirler
247
625428
1931
dahi doğal yaşam ve hayvanlara karşı
10:39
feel a naturaldoğal connectionbağ
248
627359
3585
doğal bir bağ hissettiğini
10:42
with the naturaldoğal worldDünya and with animalshayvanlar.
249
630944
2271
hatırlatırdı.
10:45
And yethenüz still I remainedkalmıştır amazedşaşırmış
that she was survivinghayatta kalan.
250
633215
3584
Ve hâlâ onun yaşadığına çok şaşırırım.
10:48
And then one day we camegeldi acrosskarşısında
them at this smallküçük waterSu holedelik.
251
636799
2961
Sonra onlarla küçük bir su birikintisinde karşılaştık.
10:51
It was sortçeşit of a hollowiçi boş in the groundzemin.
252
639760
1852
Yerde bir oyuk gibiydi.
10:53
And I watchedizledi as the matriarchmaderşahi drankiçti,
253
641612
2454
Ve dişi liderin su içtiğini gördüm
10:56
and then she turneddönük in that
beautifulgüzel slowyavaş motionhareket of elephantsfiller,
254
644066
3274
ve sonra fillerin o güzel yavaş hareketleriyle kıvrıldı,
10:59
looksgörünüyor like the armkol in motionhareket,
255
647341
1769
hareket hâlindeki bir kola benziyordu
11:01
and she beganbaşladı to make her way up the steepdik bankbanka.
256
649110
3006
ve sarp kıyıdan yukarı yürümeye başladı.
11:04
The restdinlenme of the herdsürü turneddönük and beganbaşladı to followtakip et.
257
652116
4644
Sürünün geri kalanı dönüp onu takip etmeye başladı.
11:08
And I watchedizledi younggenç ElvisElvis
258
656760
1784
Ve genç Elvis'in heyecanlı bir şekilde
11:10
beginbaşla to psychPsikiyatri herselfkendini up for the hillTepe.
259
658544
3356
tepeye doğru tırmanmayı istediğini gördüm.
11:13
She got visiblygözle görülür -- earskulaklar camegeldi forwardileri,
260
661900
3355
Bu gözle görülüyordu, kulakları öne doğru geldi,
11:17
she had a fulltam go of it and halfwayyarım up,
261
665255
2149
bütün gücüyle öne doğru gayret etti ve yarı yolda
11:19
her legsbacaklar gaveverdi way, and she felldüştü backwardsgeriye doğru.
262
667404
2277
bacakları tutmadı ve arkaya doğru düştü.
11:21
She attemptedteşebbüs it a secondikinci time,
263
669681
1819
İkinci kez denedi,
11:23
and again, halfwayyarım up, she felldüştü backwardsgeriye doğru.
264
671500
3175
ve tekrar yarı yolda geriye doğru düştü.
11:26
And on the thirdüçüncü attemptgirişim,
265
674675
1857
Ve üçüncü denemesinde,
11:28
an amazingşaşırtıcı thing happenedolmuş.
266
676532
2457
harika bir şey oldu.
11:30
HalfwayYarıya kadar up the bankbanka,
267
678989
1737
Kıyının yarısında,
11:32
a younggenç teenagegenç elephantfil camegeldi in behindarkasında her,
268
680726
3073
genç bir fil arkasından geldi
11:35
and he proppedpropped his trunkgövde underneathaltında her,
269
683799
2203
ve hortumunu onun altına doğru getirdi,
11:38
and he beganbaşladı to shovelkürek her up the bankbanka.
270
686002
3337
onu kıyıdan yukarıya doğru itmeye başladı.
11:41
And it occurredoluştu to me
271
689339
1388
Ve sürünün aslında bu genç file
11:42
that the restdinlenme of the herdsürü
272
690727
1556
göz kulak olduğunu
11:44
was in factgerçek looking after this younggenç elephantfil.
273
692283
2675
anladım.
11:46
The nextSonraki day I watchedizledi again
274
694958
2524
Ertesi gün dişi liderin
11:49
as the matriarchmaderşahi brokekırdı a branchşube
275
697482
2170
bir dal kırıp
11:51
and she would put it in her mouthağız,
276
699652
1841
ağzına koyduğunu
11:53
and then she would breakkırılma a secondikinci one
277
701493
1957
ve sonra ikinci bir tane daha kırıp
11:55
and dropdüşürmek it on the groundzemin.
278
703450
2707
yere attığını seyrettim.
11:58
And a consensusfikir birliği developedgelişmiş betweenarasında all of us
279
706157
2372
Ve o alanda insanlara rehberlik yapan
12:00
who were guidingrehberlik people in that areaalan
280
708529
1849
kişiler arasında, sürünün aslında o filin
12:02
that that herdsürü was in factgerçek movinghareketli slowerYavaş
281
710378
3149
uyum sağlaması için daha yavaş
12:05
to accommodateKarşılamak that elephantfil.
282
713527
4056
hareket ettiğine dair bir fikir birliği doğdu.
12:09
What ElvisElvis and the herdsürü taughtöğretilen me
283
717583
2091
Elvis ve sürünün bana öğrettiği şey,
12:11
causedneden oldu me to expandgenişletmek my definitiontanım of ubuntuUbuntu,
284
719674
3324
ubuntu'nun tanımını genişletmeme neden oldu
12:14
and I believe that in the cathedralKatedrali of the wildvahşi,
285
722998
2616
ve vahşi doğanın katedralinde
12:17
we get to see the mostçoğu beautifulgüzel partsparçalar of ourselveskendimizi
286
725614
2211
bize ait en güzel şeylerin
12:19
reflectedyansıyan back at us.
287
727825
1757
tekrar bize yansıdığını görüyoruz.
12:21
And it is not only throughvasitasiyla other people
288
729582
3640
İnsanlığımızı sadece diğer insanlar
12:25
that we get to experiencedeneyim our humanityinsanlık
289
733222
2920
aracılığıyla deneyimlemiyoruz,
12:28
but throughvasitasiyla all the creaturesyaratıklar that livecanlı on this planetgezegen.
290
736142
3926
aynı zamanda bu gezegende yaşayan diğer varlıklarla da deneyimliyoruz.
12:32
If AfricaAfrika has a gifthediye to sharepay,
291
740068
2814
Eğer Afrika'nın vereceği bir hediye varsa,
12:34
it's a gifthediye of a more collectivetoplu societytoplum.
292
742882
3827
bu daha kolektif bir toplumun hediyesidir.
12:38
And while it's truedoğru that ubuntuUbuntu is an AfricanAfrika ideaFikir,
293
746709
4248
Ve ubuntu'nun Afrika'ya ait bir düşünce olduğu doğru olsa da,
12:42
what I see is the essenceöz of that valuedeğer
294
750957
4411
o değerin özünün burada
12:47
beingolmak inventedicat edildi here.
295
755368
2362
keşfedildiğini görüyorum.
12:49
Thank you.
296
757730
2115
Teşekkürler.
12:51
(ApplauseAlkış)
297
759845
4853
(Alkış)
13:16
PatPat MitchellMitchell: So BoydBoyd,
298
784082
1797
Pat Mitchell: Evet Boyd,
13:17
we know that you knewbiliyordum PresidentBaşkan MandelaMandela
299
785879
5041
Cumhurbaşkanı Mandela'yı çocukluğunun
13:22
from earlyerken childhoodçocukluk
300
790920
1977
ilk dönemlerinden beri tanıdığını biliyorum
13:24
and that you heardduymuş the newshaber as we all did todaybugün,
301
792897
2899
ve hepimizin duyduğu gibi sen de bugün haberi duydun
13:27
and deeplyderinden distraughtperişan
302
795796
2440
ve çok üzüldün,
13:30
and know the tragictrajik losskayıp that it is to the worldDünya.
303
798236
4431
dünya için acı bir kayıp olduğunu biliyorsun.
13:34
But I just wonderedmerak if you wanted
304
802667
2082
Ancak ek bir şeyler paylaşmak isteyip
13:36
to sharepay any additionalek thoughtsdüşünceler,
305
804749
1891
istemediğini merak ettim,
13:38
because we know that you heardduymuş that newshaber
306
806655
2074
çünkü bu haberi bu konuşmayı yapmaya
13:40
just before cominggelecek in to do this sessionoturum, toplantı, celse.
307
808729
3380
gelmeden hemen önce aldığını biliyoruz.
13:44
BoydBoyd VartyVarty: Well thanksTeşekkürler, PatPat.
308
812109
1696
Boyd Varty: Evet, teşekkürler Pat.
13:45
I'm so happymutlu because it was time for him to passpas on.
309
813805
3183
Mutluyum, çünkü onun için ayrılma zamanı gelmişti.
13:48
He was sufferingçile.
310
816988
1771
Acı çekiyordu.
13:50
And so of coursekurs there's the mixedkarışık emotionsduygular.
311
818759
2398
Elbette karışık duygular içindeyim.
13:53
But I just think of so manyçok occurrencesolaylar
312
821157
1984
Ancak olan birçok olayı düşünüyorum,
13:55
like the time he wentgitti on the OprahOprah showgöstermek
313
823141
2407
Oprah'ın şovuna gittiğinde, şovun neyle
13:57
and askeddiye sordu her what the showgöstermek would be about.
314
825548
2856
ilgili olduğunu sorması gibi.
14:00
(LaughterKahkaha)
315
828404
1478
(Gülüşmeler)
14:01
And she was like, "Well, it'llolacak be about you."
316
829882
3298
O da şöyle demişti, "Aslında seninle ilgili olacak."
14:05
I mean, that's just incredibleinanılmaz humilitytevazu.
317
833180
2748
Bakın, bu inanılmaz bir alçak gönüllülüktür.
14:07
(LaughterKahkaha)
318
835928
3663
(Gülüşmeler)
14:11
He was the fatherbaba of our nationulus
319
839591
3162
O bizim ulusumuzun babasıydı
14:14
and we'vebiz ettik got a roadyol to walkyürümek in SouthGüney AfricaAfrika.
320
842753
6448
ve Güney Afrika'da yürüyecek bir yolumuz var.
14:21
And everything, they used to call it MadibaMadiba magicsihirli.
321
849201
3410
Ve her şeyi, Madiba sihri olarak adlandırırlardı.
14:24
You know, he used to go to
a rugbyRagbi matchmaç and we would winkazanmak.
322
852611
2783
Şöyle ki, bir ragbi maçına giderdi ve kazanırdık.
14:27
AnywhereHer yerde he wentgitti, things wentgitti well.
323
855394
3461
Nereye giderse gitsin, işler yolunda giderdi.
14:30
But I think that magicsihirli will be with us,
324
858855
2381
Ancak o sihrin bizimle olacağını düşünüyorum
14:33
and the importantönemli thing is that we carrytaşımak
325
861236
3561
ve önemli olan şey, savunucusu olduğu
14:36
what he stooddurdu for.
326
864797
1525
fikri biz de taşıyoruz.
14:38
And so that's what I'm going to try and do,
327
866322
3487
İşte benim yapmaya çalışacağım şey bu
14:41
and that's what people all over
SouthGüney AfricaAfrika are tryingçalışıyor to do.
328
869809
2892
ve Güney Afrika'nın her tarafındaki insanların yapmaya çalıştıkları şey bu.
14:44
PMPM: And that's what you've donetamam todaybugün.
BVBV: Oh, thank you.
329
872701
2226
PM: Ve bugün yaptığın şey bu.
BV: Ah, teşekkürler.
14:46
PMPM: Thank you.
BVBV: Thank you. Thanksteşekkürler very much.
330
874927
3139
PM: Teşekkürler.
BV: Teşekkürler. Çok teşekkürler.
14:50
(ApplauseAlkış)
331
878066
4222
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Yusuf Pasha

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Boyd Varty - Environmental and literacy activist
In his native South Africa, Boyd Varty builds wildlife corridors to restore the environment and literacy centers to restore the human spirit.

Why you should listen

Everyone has felt that connection with nature. Through the Good Work Foundation, Boyd Varty is building a movement around it. The fourth-generation custodian of the Londolozi Game Reserve in South Africa calls it a psychology of restoration. “We would like to be pioneers of the age of restoration,” says Varty. “Restoration of land, people and the human spirit."

By providing environmental, English and computer education to the people who live and work in Londolozi, he’s also creating an economically and socially sustainable model for conservation.

More profile about the speaker
Boyd Varty | Speaker | TED.com