ABOUT THE SPEAKER
Victoria Pratt - Professor
Judge Victoria Pratt is inspiring a global revolution in criminal justice.

Why you should listen

Judge Victoria Pratt has gained national and international acclaim for her commitment to reforming the criminal justice system. As the Chief Judge in Newark Municipal Court in Newark, New Jersey, a busy urban court, she spent years gaining a deep understanding of how justice could be delivered to court participants in a manner that increased their trust in the legal system. While presiding over Newark Community Solutions, the Community Court Program, she provided alternatives to jail to low-level offenders. These alternatives included community service, individual and group counseling sessions, and her signature assignment of introspective essays. Her respectful approach has had a positive effect on court participant’s court experience -- and how the community viewed the court.

Pratt is now serving as a Professor at Rutgers Law School in Newark, an institution that has always been committed to social justice. Her teaching load includes problem-solving courts and restorative justice. As a graduate of Rutgers Law, she is excited by the opportunity to influence the minds of future lawyers and judges with innovative and humane ways of dealing with court participants.  She also continues to champion criminal justice reform through her consulting firm Pratt Lucien Consultants, LLC, by sharing her skills and approach with others.   

Pratt’s work has been featured in The Guardian and Rutgers Magazine (both written by Pulitzer-winning author Tina Rosenberg.) As a nationally recognized expert in procedural justice and alternative sentencing, she has been asked by numerous professional organizations and jurisdictions to share her story and philosophy. Judge Pratt has also appeared on MSNBC's "Melissa Harris Perry Show," the Emmy-winning PBS show "Due Process," and National Public Radio's "Conversations with Allan Wolper."

Pratt is licensed to practice law in both New Jersey and New York and is admitted to the US Supreme Court. She also facilitates empowerment sessions to help people live their best lives.

(Photo: Erik James Montgomery) 

More profile about the speaker
Victoria Pratt | Speaker | TED.com
TEDNYC

Victoria Pratt: How judges can show respect

Victoria Pratt: Hakimler nasıl saygı gösterebilirler?

Filmed:
1,175,130 views

Tüm dünyada mahkeme salonlarında insanlara onur ve saygıyla davranıldığından nasıl emin olabiliriz ? New Jersey'deki öncü hakim Victoria Pratt, kendi "usul adaleti" ilkelerini paylaşıyo; mahkemesi Newark'da günlük işleyişi yeniden düzenleyen ve beraberinde hayatları değiştiren dört basit ve düşünülmüş adımı. "Mahkeme farklı davranınca, doğal olarak insanlar da farklı cevap veriyor." diyor Pratt. "İnsanların mahkeme salonlarımıza girmesini ve adaletin orada sunulacağını bilmelerini istiyoruz."
- Professor
Judge Victoria Pratt is inspiring a global revolution in criminal justice. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
"JudgeYargıç, I want to tell you something.
I want to tell you something.
0
1000
3936
"Hakim hanım, sana bir şey söylemek
istiyorum. Bir şey demek istiyorum.
00:16
I been watchingseyretme you
1
4960
1736
Seni izliyordum,
00:18
and you're not two-facediki yüzlü.
2
6720
1896
sen iki yüzlü değilsin.
00:20
You treattedavi etmek everybodyherkes the sameaynı."
3
8640
2360
Sen herkese aynı şekilde davranıyorsun."
00:23
That was said to me
by a transgendertransgender prostitutefahişe
4
11680
3416
Bu bana bir transseksüel seks işçisi
tarafından söylendi,
00:27
who before I had gottenkazanılmış on the benchBank
5
15120
2256
kendisi ben kürsüye çıkmadan önce
00:29
had firedateş her publichalka açık defenderDefans,
6
17400
2536
devlet tarafından atanan avukatını kovmuş,
00:31
insultedhakaret the courtmahkeme officersubay
7
19960
1976
mahkeme görevlisini aşağılamış
00:33
and yelledbağırdı at the personkişi
sittingoturma nextSonraki to her,
8
21960
2136
ve yanında oturan kişiye bağırmıştı.
00:36
"I don't know what you're looking at.
I look better than the girlkız you're with."
9
24120
3736
"Neye baktığını bilmiyorum.
Beraber olduğun kızdan daha güzelim."
00:39
(LaughterKahkaha)
10
27880
1696
(Kahkaha)
00:41
She said this to me
11
29600
1896
Bunu bana
00:43
after I said her maleerkek nameisim lowdüşük enoughyeterli
12
31520
2536
sadece kayıtlara geçebilsin diye
00:46
so that it could
be pickedseçilmiş up by the recordkayıt,
13
34080
2936
erkek ismini yavaşça söyledikten sonra,
00:49
but I said her femalekadın nameisim loudyüksek sesle enoughyeterli
14
37040
2056
avukatının masasına giderken
00:51
so that she could walkyürümek down the aislekoridor
towardskarşı counselor'sdanışmanının tabletablo with dignityhaysiyet.
15
39120
4640
koridorda onuruyla yürümesi için
kadın adını yüksek sesle söyleyince dedi.
00:56
This is proceduralusul justiceadalet,
alsoAyrıca knownbilinen as proceduralusul fairnessAdalet,
16
44280
3696
Bu usul adaletidir,
usulen eşitlik olarak da bilinir,
01:00
at its besten iyi.
17
48000
1576
en iyi ihtimalle.
01:01
You see, I am the daughterkız evlat
of an African-AmericanAfrikalı-Amerikalı garbagemançöpçü
18
49600
3696
Ben, Harlem'de doğmuş
ve yazlarını ayrımlaşmış
Güney'de geçirmiş
01:05
who was borndoğmuş in HarlemHarlem
19
53320
1256
01:06
and spentharcanmış his summersYazları
in the segregatedayrılmış SouthGüney.
20
54600
3016
Afrikan Amerikalı bir çöpçünün kızıyım.
01:09
SoySoya laLa hijaHija dede unaUNA peluquerapeluquera dominicanadominicana.
21
57640
2776
Soy la hija de peluquera dominicana.
01:12
I do that to make sure
you're still payingödeme yapan attentionDikkat.
22
60440
2496
Dikkat verdiğinizden emin olmak için
bunu yapıyorum.
01:14
(LaughterKahkaha)
23
62960
1336
(Kahkaha)
01:16
I'm the daughterkız evlat of a DominicanDominik beauticiangüzellik uzmanı
24
64319
2257
Çocuğuna daha iyi bir yaşam
vermek için
01:18
who camegeldi to this countryülke
for a better life for her unborndoğmamış childrençocuklar.
25
66600
3816
bu ülkeye gelen
Dominikli bir kuaförün kızıyım.
01:22
My parentsebeveyn taughtöğretilen me, you treattedavi etmek everyoneherkes
you meetkarşılamak with dignityhaysiyet and respectsaygı,
26
70440
4016
Ailem bana tanıştığım herkese karşı
saygılı ve onurlu davranmamı öğretti,
01:26
no mattermadde how they look,
no mattermadde how they dresselbise,
27
74480
2416
nasıl göründüklerini,
nasıl giyindiklerini,
01:28
no mattermadde how they spokekonuştu.
28
76920
2256
nasıl konuştuklarını önemsemeden.
01:31
You see, the principlesprensipler of fairnessAdalet
29
79200
2616
Eşitliğin ilkeleri
01:33
were taughtöğretilen to me at an earlyerken ageyaş,
30
81840
3736
bana çok küçük yaşta öğretilmişti
01:37
and unbeknownsthabersizce to me,
it would be the mostçoğu importantönemli lessonders
31
85600
2936
ve farkında olmadığım halde
en önemli ders olmuştu,
01:40
that I carriedtaşınan with me
to the NewarkNewark MunicipalBelediye CourtMahkeme benchBank.
32
88560
3816
Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de
yanımda taşıdığım bır ders.
01:44
And because I was draggedsürüklenen
off the playgroundoyun alanı
33
92400
2816
Çocuk parkından 10'lu yaşların
başında aile fertlerime
01:47
at the earlyerken ageyaş of 10
to translateÇevirmek for familyaile membersüyeler
34
95240
3736
çeviri yapmak için çekilip alınmıştım
01:51
as they beganbaşladı to migrategöç
to the UnitedAmerika StatesBirleşik,
35
99000
3376
çünkü ailem Birleşik Devletler'e göç
etmeye başlamıştı,
01:54
I understandanlama how dauntingyıldırıcı it can be
for a personkişi, a noviceacemi,
36
102400
5136
Bir insan, bir acemi için
devlet kurumları arasında
01:59
to navigategezinmek any governmenthükümet systemsistem.
37
107560
2480
gidip gelmenin ne kadar
korkutucu olduğunu anladım.
02:02
EveryHer day acrosskarşısında AmericaAmerika
and around the globeküre,
38
110920
2896
Her gün Amerika'da ve dünya çevresinde
02:05
people encounterkarşılaşma our courtsmahkemeler,
39
113840
2136
insanlar mahkemelerle yüzleşiyor
02:08
and it is a placeyer
that is foreignyabancı, intimidatingkorkutucu
40
116000
3856
ve burası,
bir yabancı için ürkütücü
02:11
and oftensık sık hostiledüşmanca towardskarşı them.
41
119880
2240
ve genelde onlara karşı saldırgan.
02:15
They are confusedŞaşkın
about the naturedoğa of theironların chargesücretleri,
42
123240
3896
Yabancıların kafaları, onlara yapılan
iddiaların doğası gereği karışık,
02:19
annoyedkızgın about theironların encountersBuluşmaları
with the policepolis
43
127160
3216
onlar, polisle karşılaşmaktan rahatsızlar
02:22
and facingkarşı consequencessonuçları that mightbelki impactdarbe
theironların relationshipsilişkiler, theironların financesmali
44
130400
4936
ve ilişkilerini, mali durumlarını
ve hatta özgürlüklerini etkileyecek
02:27
and even theironların libertyözgürlük.
45
135360
1976
sonuçlarla yüzleşmekteler.
02:29
Let me paintboya a pictureresim for you
46
137360
1456
Sizin için bir resim çizeyim,
02:30
of what it's like for the averageortalama personkişi
who encountersBuluşmaları our courtsmahkemeler.
47
138840
3560
ortalama bir insan için mahkemeye
gitmenin nasıl olduğunu anlatayım.
02:35
First, they're annoyedkızgın as they're probedprobed
going throughvasitasiyla courtmahkeme securitygüvenlik.
48
143520
4856
Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken
yapılan aramadan bunalıyorlar.
02:40
They finallyen sonunda get throughvasitasiyla courtmahkeme securitygüvenlik,
they walkyürümek around the buildingbina,
49
148400
3376
Adliye güvenliğini geçtikten sonra
binanın içinde dolanıyorlar,
02:43
they asksormak differentfarklı people
the sameaynı questionsoru
50
151800
3016
aynı soruyu farklı kişilere soruyor
02:46
and get differentfarklı answerscevaplar.
51
154840
1480
ve farklı cevaplar alıyorlar.
02:49
When they finallyen sonunda get
to where they're supposedsözde to be,
52
157200
2576
Sonunda, nerede olmaları
gerektiğini öğrendiklerinde,
02:51
it getsalır really badkötü
when they encounterkarşılaşma the courtsmahkemeler.
53
159800
2600
mahkemeye çıktıklarında
çok kötü hissediyorlar.
02:55
What would you think if I told you
54
163280
1656
Peki size sadece
basit bir fikirle,
02:56
that you could improveiyileştirmek
people'sinsanların courtmahkeme experiencedeneyim,
55
164960
3136
insanların mahkeme deneyimlerini
güzelleştirebileceğinizi,
03:00
increaseartırmak theironların complianceuyum with the lawhukuk
56
168120
2280
hukuka ve mahkeme kararlarına
uyma oranını artırabileceğinizi,
03:03
and courtmahkeme ordersemirler,
57
171680
1456
03:05
all the while increasingartan
the public'skamu adlı trustgüven
58
173160
2816
ayrıca kamunun hukuka güvenini
artırabileceğinizi söylesem
03:08
in the justiceadalet systemsistem
59
176000
1256
03:09
with a simplebasit ideaFikir?
60
177280
1560
ne düşünürdünüz?
03:11
Well, that simplebasit ideaFikir
is proceduralusul justiceadalet
61
179520
3120
Bu basit fikir usul adaletidir
03:15
and it's a conceptkavram that saysdiyor
62
183960
1496
ve bu kavrama göre
03:17
that if people perceivealgıladıkları
they are treatedişlenmiş fairlyoldukça
63
185480
2496
eğer insanlar, onlara adil, saygılı,
onuruna yakışır
03:20
and with dignityhaysiyet and respectsaygı,
64
188000
2176
davranıldığını hissederlerse
03:22
they'llacaklar obeyitaat etmek the lawhukuk.
65
190200
1440
hukuka uyarlar.
03:24
Well, that's what
YaleYale professorprofesör TomTom TylerTyler foundbulunan
66
192320
2656
Bu, Yale'de profesör Tom Tyler'ın
03:27
when he beganbaşladı to studyders çalışma
as faruzak back in the '70s
67
195000
3376
uzun zaman önce 70'lerde çalışmaya
başladığında insanların
03:30
why people obeyitaat etmek the lawhukuk.
68
198400
1920
neden kurallara uyduğuna ilişkin gerekçe.
03:33
He foundbulunan that if people
see the justiceadalet systemsistem
69
201080
2856
İnsanlar hukuk sistemini,
kuralları ve düzenlemeleri
03:35
as a legitimatemeşru authorityyetki
to imposeempoze ruleskurallar and regulationsyönetmelik,
70
203960
4016
uygulayacak meşru
bir sistem olarak görürse
03:40
they would followtakip et them.
71
208000
1896
bu kurallara uyacağını keşfetti.
03:41
His researchAraştırma concludedsonucuna
72
209920
1896
Araştırmasında, insanların
03:43
that people would be satisfiedmemnun
73
211840
3496
mahkeme kararlarından
03:47
with the judge'sHâkim'in rulingsilgili hükümler,
74
215360
1936
hakim aleyhlerine karar vermiş olsa bile
03:49
even when the judgehakim ruledçizgili againstkarşısında them,
75
217320
2016
kendilerine onur ve saygıyla
03:51
if they perceivedalgılanan
that they were treatedişlenmiş fairlyoldukça
76
219360
2576
davranıldığını hissettiklerinde
03:53
and with dignityhaysiyet and respectsaygı.
77
221960
1880
tatmin olacaklarını ortaya koydu.
03:56
And that perceptionalgı of fairnessAdalet
beginsbaşlar with what?
78
224440
3016
Peki bu adil yargılanma algısı
ne ile başlar ?
03:59
BeginsBaşlar with how judgesyargıçlar speakkonuşmak
to courtmahkeme participantskatılımcılar.
79
227480
4200
Mahkemeye katılanlarla hakimin
konuşma şekli ile başlar.
04:04
Now, beingolmak a judgehakim
80
232960
1376
Pekala, hakim olmak,
04:06
is sometimesara sıra like havingsahip olan
a reserverezerv seatoturma yeri to a tragictrajik realitygerçeklik showgöstermek
81
234360
5976
bazen reklam arası olmadan
trajik realite programlarını
04:12
that has no commercialticari interruptionskesintiler
82
240360
2136

izlemeye benziyor,
04:14
and no seasonsezon finaleFinal.
83
242520
1560
sezon finali olmadan.
04:17
It's truedoğru.
84
245480
1416
Bu doğru.
04:18
People come before me handcuffedkelepçeli,
85
246920
2656
İnsanlar önüme kelepçeli getiriliyor,
04:21
drug-sickuyuşturucu-hasta, depressedbunalımlı, hungry
86
249600
3016
yoksunluk krizi içinde,
depresif, aç olarak
04:24
and mentallyzihinsel illhasta.
87
252640
2040
ve akli sorunlarıyla.
04:28
When I saw that theironların need for help
88
256120
3096
Yardıma ihtiyaçlarının benim kürsüde
04:31
was greaterbüyük than my fearkorku
of appearinggörünen vulnerablesavunmasız on the benchBank,
89
259240
3736
kırılgan gözükme korkumdan
daha büyük olduğunu anladığımda,
04:35
I realizedgerçekleştirilen that not only
did I need to do something,
90
263000
3056
sadece bir şey yapmam gerektiğini değil,
04:38
but that in factgerçek I could do something.
91
266080
2200
aslında bir şey yapabildiğimi fark ettim.
04:41
The good newshaber is is that the principlesprensipler
of proceduralusul justiceadalet are easykolay
92
269320
3776
İyi haber şu ki
usul adaletinin ilkeleri kolay
04:45
and can be implementeduygulanan
as quicklyhızlı bir şekilde as tomorrowyarın.
93
273120
3056
ve hemen yarın uygulanabilir.
04:48
The even better newshaber,
that it can be donetamam for freeücretsiz.
94
276200
2416
Daha iyi bir haber ise
masrafsız yapılabilir.
04:50
(LaughterKahkaha)
95
278640
1016
(Kahkaha)
04:51
The first principleprensip is voiceses.
96
279680
1976
İlk ilkemiz sestir.
04:53
Give people an opportunityfırsat to speakkonuşmak,
97
281680
2176
İnsanlara konuşma imkanı verin,
04:55
even when you're
not going to let them speakkonuşmak.
98
283880
2136
konuşmalarına izin vermeyecek
olsanız bile.
04:58
ExplainAçıklamak it.
99
286040
1256
Açıklayayım.
04:59
"SirEfendim, I'm not lettingicar you speakkonuşmak right now.
100
287320
2576
"Sizi, şimdi konuşturmayacağım.
05:01
You don't have an attorneyavukat.
101
289920
1336
Avukatınız yok.
05:03
I don't want you to say anything
that's going to hurtcanını yakmak your casedurum."
102
291280
3056
Davanıza zarar verebilecek bir şey
söylemenizi istemiyorum."
05:06
For me, assigningatama essaysdenemeler to defendantsSanıkların
103
294360
1856
Bence sanıklara yazma ödevi vermek
05:08
has been a tremendousmuazzam way
of givingvererek them voiceses.
104
296240
2880
onların sesini duymak için harika bir yol.
05:12
I recentlyson günlerde gaveverdi an 18-year-old-yaşında
collegekolej studentÖğrenci an essaykompozisyon.
105
300440
3856
Yakın zamanda 18 yaşında
bir üniversite öğrencisine ödev verdim.
05:16
He lamentedağıt his underageReşit drinkingiçme chargeşarj etmek.
106
304320
3160
Küçük yaşta alkol kullanımı
suçundan yargılanıyordu.
05:20
As he stooddurdu before me readingokuma his essaykompozisyon,
107
308120
2056
Önümde yazısını okurken,
05:22
his voiceses crackingçatlama
and his handseller tremblingtitreyen,
108
310200
2496
sesi çatallaşıyor ve elleri titriyordu,
05:24
he said that he worriedendişeli that he
had becomeolmak an alcoholicalkollü like his momanne,
109
312720
4136
alkolik annesine benzeyeceğinden
endişelendiğini söyledi,
05:28
who had diedvefat etti a coupleçift of monthsay priorönceki
duenedeniyle to alcohol-relatedalkole bağlı liverkaraciğer diseasehastalık.
110
316880
4920
annesi birkaç ay önce alkol kaynaklı
karaciğer hastalığından ölmüştü.
05:34
You see, assigningatama a lettermektup
to my fatherbaba, a lettermektup to my sonoğul,
111
322480
3856
Görüyorsunuz, babaya, çocuğa
mektup yazma ödevi,
05:38
"If I knewbiliyordum then what I know now ..."
112
326360
2296
"Bildiklerimi o zaman bilseydim..."
05:40
"If I believedinanılır one
positivepozitif thing about myselfkendim,
113
328680
2616
"Hakkımda bir olumlu şey
olduğuna inansaydım,
05:43
how would my life be differentfarklı?"
114
331320
1816
hayatım nasıl farklı olurdu?"
05:45
givesverir the personkişi an opportunityfırsat
to be introspectiveiçe dönük,
115
333160
3696
kişiye iç gözlemini yapma
imkanı veriyor,
05:48
go on the insideiçeride,
116
336880
1296
tüm cevapların her zaman
05:50
whichhangi is where all the answerscevaplar are anywayneyse.
117
338200
2376
olduğu öze dönme imkanı...
05:52
But it alsoAyrıca givesverir them an opportunityfırsat
118
340600
1816
Ayrıca mahkemeyle
05:54
to sharepay something with the courtmahkeme
that goesgider beyondötesinde theironların criminaladli recordkayıt
119
342440
3976
adli sicilleri ve suçlamaları dışında
bir şey paylaşma imkanı veriyor.
05:58
and theironların chargesücretleri.
120
346440
1240
06:01
The nextSonraki principleprensip is neutralitytarafsızlık.
121
349080
2696
Diğer ilkemiz ise tarafsızlık.
06:03
When increasingartan publichalka açık trustgüven
in the justiceadalet systemsistem,
122
351800
3296
Adalet sisteminde
kamu güvenini artırırken
tarafsızlık çok önemlidir.
06:07
neutralitytarafsızlık is paramountHer şeyden.
123
355120
1776
06:08
The judgehakim cannotyapamam be perceivedalgılanan
to be favoringfavour one sideyan over the other.
124
356920
4896
Hakim, taraflardan birini diğerine göre
kayırmış gibi algılanamaz.
06:13
The judgehakim has to make a consciousbilinçli decisionkarar
not to say things like,
125
361840
3976
Hakim şöyle şeyler söylemeyeceğine
dair bilinçli olarak karar vermelidir:
06:17
"my officersubay," "my prosecutorSavcı,"
"my defensesavunma attorneyavukat."
126
365840
3856
"benim memurum", "benim savcım",
"benim savunma avukatım".
06:21
And this is challengingmeydan okuma
when we work in environmentsortamları
127
369720
2776
Bu durum, kişilerin mahkemenize atandığı
06:24
where you have people
assignedatanmış to your courtsmahkemeler,
128
372520
2536
çalışma ortamında bulunduğunuzda zordur,
06:27
the sameaynı people cominggelecek
in and out of your courtsmahkemeler as well.
129
375080
3280
ayrıca aynı kişiler aynı mahkemeye
sürekli girip çıkıyor.
Tarafsızlık ilkesini düşündüğüm zaman
06:31
When I think of neutralitytarafsızlık,
130
379120
1456
06:32
I'm remindedhatırlattı of when I was
a newyeni RutgersRutgers LawHukuk gradyüksek lisans
131
380600
4096
Rutgers Hukuktan
yeni mezun olduğumu
06:36
and freshlytaze mintedbasılan attorneyavukat,
132
384720
2056
ve avukat olduğum zamanı hatırlıyorum
06:38
and I enteredgirdi an arbitrationTahkim
and I was greetedkarşıladı by two grey-hairedgri saçlı menerkekler
133
386800
4496
ve bir tahkime girip iki gri saçlı
adam tarafından karşılandım,
06:43
who were jokingŞaka about
the last gameoyun of golfgolf they playedOyunun togetherbirlikte
134
391320
3816
beraber oynadıkları son golf maçı
hakkında şakalaşıyor
06:47
and planningplanlama futuregelecek socialsosyal outingsgezileri.
135
395160
2296
ve sonraki buluşmalarını planlıyorlardı.
06:49
I knewbiliyordum my clientmüşteri couldn'tcould get
a fairadil shotatış in that forumForum.
136
397480
3520
Müvekkilimin bu ortamda şansı
olmayacağını biliyordum.
06:54
The nextSonraki principleprensip is understandanlama.
137
402000
3416
Diğer ilke ise anlamaktır.
06:57
It is criticalkritik that courtmahkeme participantskatılımcılar
understandanlama the processsüreç,
138
405440
5256
Mahkemeye katılanların süreci
anlamaları oldukça önemlidir,
07:02
the consequencessonuçları of the processsüreç
139
410720
2376
ayrıca sürecin sonuçlarını
07:05
and what's expectedbeklenen of them.
140
413120
2056
ve onlardan ne beklendiğini.
07:07
I like to say that legaleseorasıda
is the languagedil we use to confusekarıştırmayın.
141
415200
5296
Bence hukuk dili kafa karıştırmak için
kullandığımız bir dilden ibaret.
07:12
(LaughterKahkaha)
142
420520
1056
(Kahkaha)
07:13
I am keenlyhevesle awarefarkında that the people
who appeargörünmek before me,
143
421600
2736
Oldukça farkındayım ki
önüme gelen kişilerin
07:16
manyçok of them have very little educationEğitim
144
424360
2576
pek çoğunun eğitim düzeyi oldukça düşük
07:18
and Englishİngilizce is oftensık sık
theironların secondikinci languagedil.
145
426960
2536
ve İngilizce genellikle ikinci dilleri.
07:21
So I speakkonuşmak plainsade Englishİngilizce in courtmahkeme.
146
429520
2456
Bu yüzden mahkemede
sade bir İngilizceyle konuşurum.
07:24
A great exampleörnek of this
was when I was a younggenç judgehakim --
147
432000
2616
Buna çok iyi bir örnek anım var;
genç bir hakimken
07:26
oh no, I mean youngerdaha genç judgehakim.
148
434640
1896
yani daha genç bir hakimken,
07:28
(LaughterKahkaha)
149
436560
1016
(Kahkaha)
07:29
When I was a youngerdaha genç judgehakim,
a seniorkıdemli judgehakim comesgeliyor to me,
150
437600
2616
Daha genç bir hakimken,
kıdemli bir hakim geldi
elime bir not verdi ve dedi ki
07:32
givesverir me a scriptkomut dosyası and saysdiyor,
151
440240
1336
07:33
"If you think somebodybirisi
has mentalzihinsel healthsağlık issuessorunlar,
152
441600
2256
"Eğer birinin akli sorunları
olduğunu düşünürsen
07:35
asksormak them these questionssorular
and you can get your evaluationdeğerlendirme."
153
443880
2736
bu soruları sor ve değerlendirmeni yap."
07:38
So the first time I saw someonebirisi
154
446640
1536
Böylece ilk kez birinin
07:40
who had what I thought
was a mentalzihinsel healthsağlık issuekonu,
155
448200
2336
akli sorunları olduğunu düşündüğümde,
07:42
I wentgitti for my scriptkomut dosyası
and I startedbaşladı to asksormak questionssorular.
156
450560
2456
notumu aldım ve soruları sormaya başladım.
07:45
"UmUm, sirBayım, do you take psychopsikopat --
umUm, psychotroppsychotrop --
157
453040
3096
"Ee, siz psiko...ee, psikotro..
07:48
psychotropicilaçla medicationilaç?"
158
456160
1640
psikotropik ilaç alıyor musunuz?"
07:50
"NopeHayır."
159
458480
1200
"Hayır."
07:52
"Uh, sirBayım, have you treatedişlenmiş
with a psychiatristpsikiyatrist before?"
160
460400
3280
"Eeee, psikiyatrist tarafından
daha önce tedavi edildiniz mi?"
07:56
"NopeHayır."
161
464560
1216
"Hayır."
07:57
But it was obviousaçık that the personkişi
was sufferingçile from mentalzihinsel illnesshastalık.
162
465800
4016
Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından
acı çektiği çok açıktı.
08:01
One day, in my frustrationhüsran, I decidedkarar
to scraphurda the scriptkomut dosyası and asksormak one questionsoru.
163
469840
3736
Bir gün sinirle o notu rafa kaldırıp
bir soru sormaya karar verdim.
08:05
"Ma'amBayan, do you take medicationilaç
to clearaçık your mindus?"
164
473600
2416
"Aklınızı toplamak
için ilaç alıyor musunuz?"
08:08
"Yeah, judgehakim, I take HaldolHaldol
for my schizophreniaşizofreni,
165
476040
2616
"Evet, hakim hanım, şizofreni için
Haldol alıyorum,
08:10
XanaxXanax for my anxietyanksiyete."
166
478680
1960
anksiyete için de Xanax."
08:13
The questionsoru worksEserleri even when it doesn't.
167
481240
2656
Bu soru işe yaramadığında
bile işe yarıyor.
08:15
"MrBay. L, do you take medicationilaç
to clearaçık your mindus?"
168
483920
2736
"Sayın L, aklınızı toplamak için
ilaç alıyor musunuz?"
08:18
"No, judgehakim, I don't take
no medicationilaç to clearaçık my mindus.
169
486680
2656
"Hayır, aklımı toplamak
için ilaç almıyorum.
08:21
I take medicationilaç
to stop the voicessesleri in my headkafa,
170
489360
2416
Kafamdaki sesleri susturmak için
ilaç alıyorum
08:23
but my mindus is fine."
171
491800
1256
fakat aklım iyi."
08:25
(LaughterKahkaha)
172
493080
1576
(Kahkaha)
08:26
You see, oncebir Zamanlar people
understandanlama the questionsoru,
173
494680
3056
İnsanlar soruyu anladığında
08:29
they can give you valuabledeğerli informationbilgi
174
497760
1856
size değerli bilgiler verebilirler
08:31
that allowsverir the courtmahkeme
to make meaningfulanlamlı decisionskararlar
175
499640
2376
ve bu mahkemenin önündeki dava için
08:34
about the casesvakalar that are before them.
176
502040
1960
anlamlı kararlar vermesini sağlar.
08:36
The last principleprensip is respectsaygı,
177
504920
2616
Son ilke ise saygıdır,
08:39
that withoutolmadan it noneYok
of the other principlesprensipler can work.
178
507560
3856
saygı olmadan diğer ilkeler işe yaramaz.
08:43
Now, respectsaygı can be as simplebasit as,
179
511440
2736
Saygı "İyi günler"
"Günaydın"
08:46
"Good afternoonöğleden sonra, sirBayım."
"Good morningsabah, ma'amMajesteleri."
180
514200
2280
kadar kolay olabilir.
08:49
It's looking the personkişi in the eyegöz
who is standingayakta before you,
181
517000
3376
Saygı, önündeki kişinin
gözünün içine bakmaktır,
08:52
especiallyözellikle when you're sentencingceza them.
182
520400
1880
özellikle o kişiyi cezalandırıyorsanız.
08:55
It's when I say,
"UmUm, how are you doing todaybugün?
183
523159
2177
"Eee, bugün nasılsın",
"Ne var ne yok?",
08:57
And what's going on with you?"
184
525360
1456
diye sormam da saygıdır.
08:58
And not as a greetingselamlama,
185
526840
1256
Selamlaşma olarak değil,
09:00
but as someonebirisi who is
actuallyaslında interestedilgili in the responsetepki.
186
528120
2720
gerçekten cevabını merak eden
kişi olarak sormam saygıdır.
09:03
RespectSaygı is the differencefark betweenarasında sayingsöz,
187
531840
2896
Saygı şu cümleler arasındaki farktır:
09:06
"Ma'amBayan, are you havingsahip olan difficultyzorluk
188
534760
1616
okur-yazarlık sorunu olduğunda
09:08
understandinganlayış the informationbilgi
in the paperworkevrak?"
189
536400
2376
''Belgelerdeki bilgileri
anlamakta
09:10
versuse karşı, "You can
readokumak and writeyazmak, can't you?"
190
538800
2456
zorluk çekiyor musunuz?"
09:13
when you've realizedgerçekleştirilen
there's a literacyokur yazarlık issuekonu.
191
541280
3216
ile "Okuyup yazabilirsin, değil mi?"
09:16
And the good thing about respectsaygı
is that it's contagiousbulaşıcı.
192
544520
2696
Saygının güzel tarafı ise
bulaşıcı olmasıdır.
09:19
People see you beingolmak
respectfulsaygılı to other folksarkadaşlar
193
547240
2296
İnsanlar diğerlerine saygılı
olduğunu gördüğünde,
09:21
and they imputesuçlamak
that respectsaygı to themselveskendilerini.
194
549560
2376
bu saygıyı üstüne alırlar.
09:23
You see, that's what
the transgendertransgender prostitutefahişe was tellingsöylüyorum me.
195
551960
3696
Transseksüel seks işçisinin
bana söylediği buydu.
09:27
I'm judgingyargılamak you just as much
as you think you mayMayıs ayı be judgingyargılamak me.
196
555680
3160
Senin beni yargıladığını düşündüğün kadar
ben de seni yargılıyorum.
09:31
Now, I am not tellingsöylüyorum you what I think,
197
559480
2416
Şimdi size ne düşündüğümü değil,
09:33
I am tellingsöylüyorum you what I have livedyaşamış,
198
561920
2056
mahkemede değişim yapmak için
09:36
usingkullanma proceduralusul justiceadalet
to changedeğişiklik the culturekültür at my courthouseAdliye
199
564000
4536
usul adaletini kullandığımda
09:40
and in the courtroomMahkeme.
200
568560
1520
ne yaşadığımı anlatacağım.
09:42
After sittingoturma comfortablyrahatça for sevenYedi monthsay
201
570640
3056
Yedi ay boyunca,
trafik mahkemesi hakimi olarak
09:45
as a traffictrafik courtmahkeme judgehakim,
202
573720
1936
rahatça oturduktan sonra,
09:47
I was advisedtavsiye that I was beingolmak movedtaşındı
to the criminaladli courtmahkeme,
203
575680
4136
ceza mahkemesine geçmem
gerektiği söylendi.
09:51
PartBölümü Two, criminaladli courtroomMahkeme.
204
579840
3176
Kısım iki, ceza mahkemesi.
09:55
Now, I need you to understandanlama,
205
583040
1616
Şimdi sizden bunun iyi bir şey
09:56
this was not good newshaber.
206
584680
2216
olmadığını anlamanızı istiyorum.
09:58
(LaughterKahkaha)
207
586920
1016
(Kahkaha)
09:59
It was not.
208
587960
1256
Değildi.
10:01
PartBölümü Two was knownbilinen
as the worsten kötü courtroomMahkeme in the cityŞehir,
209
589240
3376
Kısım iki, şehirdeki en kötü mahkeme
olarak bilinir,
10:04
some folksarkadaşlar would even say in the statebelirtmek, bildirmek.
210
592640
2536
hatta bazıları eyalette en kötüsü
olduğunu söylerler.
10:07
It was your typicaltipik urbankentsel courtroomMahkeme
with revolvinguzayda döndürme doorkapı justiceadalet,
211
595200
4656
Standart şehir mahkemesiydi,
adaletin döner kapısıyla
10:11
you know, your regulardüzenli lineupkadro
of low-levelalt düzey offenderssuçluların --
212
599880
2616
küçük suçluların
normal sıralara girdiği...
10:14
you know, the low-hangingDüşük asılı fruitmeyve,
213
602520
2216
işte, kolay lokmalar,
10:16
the drug-addicteduyuşturucu bağımlısı prostitutefahişe,
214
604760
2416
uyuşturucu bağımlısı seks işçileri,
10:19
the mentallyzihinsel illhasta homelessevsiz personkişi
with quality-of-lifeyaşam kalitesi ticketsbiletler,
215
607200
4136
devlet yardımı alan
akıl hastası evsiz insanlar,
10:23
the highyüksek schoolokul dropoutçıkarma pettyküçük drugilaç dealersatıcı
and the misguidedyanlış yola sapmış younggenç people --
216
611360
5256
lise terk önemsiz uyuşturucu taciri
ve yanlış yönlendirilmiş gençler...
10:28
you know, those folksarkadaşlar
doing a life sentencecümle
217
616640
2456
İşte bu insanlar, her seferinde
30 gün ceza ile
10:31
30 daysgünler at a time.
218
619120
1440
ömür boyunca hapse giriyorlar.
10:34
FortunatelyNeyse ki, the CityŞehir of NewarkNewark
decidedkarar that NewarkersNewarkers deservedhak better,
219
622120
3776
Şansımıza, Newark şehri Newarklıların
daha iyisini hak ettiğine karar verdi
10:37
and they partneredOrtaklık
with the CenterMerkezi for CourtMahkeme InnovationYenilik
220
625920
2736
ve Mahkeme Yenilik Merkezi
ve New Jersey yargı sistemiyle
10:40
and the NewYeni JerseyJersey JudiciaryYargı
221
628680
1416
alternatif yaptırım sağlayan
10:42
to createyaratmak NewarkNewark CommunityTopluluk SolutionsÇözümleri,
222
630120
2576
bir toplum mahkeme programı olan
10:44
a communitytoplum courtmahkeme programprogram
223
632720
2096
Newark Toplum Çözümleri'ni kurmak için
10:46
that providedsağlanan alternativealternatif sanctionsyaptırımlar.
224
634840
3016
ortak oldular.
10:49
This meansanlamına geliyor now a judgehakim
225
637880
2456
Bu demek oluyor ki
10:52
can sentencecümle a defendantdavalı
to punishmentceza with assistanceyardım.
226
640360
3816
artık hakim
sanığı yardım ile cezalandırabilir.
10:56
So a defendantdavalı who would
otherwiseaksi takdirde get a jailhapis sentencecümle
227
644200
2576
Böylece aksi halde hapis cezası alacak
10:58
would now be ableyapabilmek to get
individualbireysel counselingdanışmanlık sessionsoturumları,
228
646800
2656
sanık şimdi bireysel terapi programına,
11:01
groupgrup counselingdanışmanlık sessionsoturumları
as well as communitytoplum givebackgiveback,
229
649480
2696
toplu terapi programına giriyor,
topluma kazandırılıyor,
11:04
whichhangi is what we call communitytoplum servicehizmet.
230
652200
1920
buna toplum hizmeti diyoruz.
11:06
The only problemsorun is
that this wonderfulolağanüstü programprogram
231
654920
2616
Bu harika programın tek sorunu ise
11:09
was now cominggelecek to NewarkNewark
and was going to be housedyer where?
232
657560
2936
Newark'a gelirken nerede konuşlanacağı.
11:12
PartBölümü Two criminaladli courtroomMahkeme.
233
660520
2456
Kısım iki, ceza mahkemesi.
11:15
And the attitudestutumlar there were terriblekorkunç.
234
663000
2776
Oradaki davranışlar korkunçtu.
11:17
And the reasonneden that
the attitudestutumlar were terriblekorkunç there
235
665800
2496
Davranışların burada korkunç
olmasının sebebi ise
11:20
was because everyoneherkes who was sentgönderilen there
236
668320
1896
buraya gönderilen herkesin
11:22
understoodanladım they were
beingolmak sentgönderilen there as punishmentceza.
237
670240
2456
ceza olarak buraya geldiklerini
anlamalarıydı.
11:24
The officersgörevlileri who were facingkarşı
disciplinarydisiplin actionseylemler at timeszamanlar,
238
672720
3616
Disiplin soruşturmaları ile
uğraşan kamu görevlileri,
11:28
the publichalka açık defenderDefans and prosecutorSavcı
239
676360
2456
zorunlu avukat ve savcılar
11:30
feltkeçe like they were doing
a 30-day-gün jailhapis sentencecümle on theironların rotationdöndürme,
240
678840
4176
rotasyonlarında 30 günlük hapis cezası
almış gibi hissediyorlardı,
11:35
the judgesyargıçlar understoodanladım
they were beingolmak hazedpatakladığı
241
683040
2896
Hakimler canlarından bezdirildiklerini
anlıyorlardı,
11:37
just like a collegekolej
sororitySorority or fraternityKardeşlik.
242
685960
2840
tıpkı üniversitedeki kulüplerde
gençlerle uğraşıldığı gibi.
11:42
I was oncebir Zamanlar told that
an attorneyavukat who workedişlenmiş there
243
690160
2336
Burada çalışan bir avukat bana,
11:44
referredsevk to the defendantsSanıkların
as "the scumpislik of the earthtoprak"
244
692520
4416
sanıklardan "dünyanın pislikleri"
olarak bahsetmişti
11:48
and then had to representtemsil etmek them.
245
696960
2256
ve sonrasında onları temsil etmek
zorunda kaldı.
11:51
I would hearduymak things from folksarkadaşlar like,
246
699240
1736
İnsanlardan şunları duyuyordum.
11:53
"Oh, how could you work
with those people? They're so nastykötü.
247
701000
2856
"Bu insanlarla nasıl çalışabilirsin?
Çok iğrençler.
11:55
You're a judgehakim, not a socialsosyal workerişçi."
248
703880
2296
Sen hakimsin,
sosyal hizmetler görevlisi değil."
11:58
But the realitygerçeklik is that as a societytoplum,
we criminalizesuç socialsosyal illshastalıklar,
249
706200
4456
Ancak gerçek şu ki
toplumca sosyal hataları suç yapıyoruz,
12:02
then sentgönderilen people to a judgehakim
and say, "Do something."
250
710680
2600
sonra insanları hakime gönderip
"Bir şey yap." diyoruz.
12:06
I decidedkarar that I was going
to leadöncülük etmek by exampleörnek.
251
714000
2816
Örnek olarak öncülük
yapmaya karar verdim.
12:08
So my first foraybaskını into the approachyaklaşım
camegeldi when a 60-something-year-old-bir şey-yıl-yaşlı man
252
716840
4016
Bu yaklaşımda ilk denememi
60 yaşlarında bir adam
12:12
appearedortaya çıktı before me handcuffedkelepçeli.
253
720880
2056
önüme kelepçeyle geldiğinde yaşadım.
12:14
His headkafa was loweredalçaltılmış and his bodyvücut
was showinggösterme the signsişaretler of drugilaç withdrawalPara Çekme.
254
722960
4776
Başı öne eğilmişti ve vücudu yoksunluk
krizinin belirtilerini gösteriyordu.
12:19
I askeddiye sordu him how long he had been addictedbağımlı,
and he said, "30 yearsyıl."
255
727760
3816
Ona kaç yıldır bağımlı olduğunu sordum
ve o "30 yıl" dedi.
12:23
And I askeddiye sordu him, "Do you have any kidsçocuklar?"
256
731600
2360
sonra "Çocuğunuz var mı?" diye sordum.
12:26
And he said, "Yeah,
I have a 32-year-old-yaşında sonoğul."
257
734600
2496
"Evet, 32 yaşında bir oğlum var." dedi.
12:29
And I said, "Oh, so you've never
had the opportunityfırsat
258
737120
3096
Ben de ''O zaman bağımlılığınız yüzünden
12:32
to be a fatherbaba to your sonoğul
because of your addictionbağımlılığı."
259
740240
3160
oğlunıza baba olma şansınız
hiç olmadı." dedim.
12:36
He beganbaşladı to cryağlamak.
260
744560
1360
Ağlamaya başladı.
12:38
I said, "You know what,
I'm going to let you go home,
261
746800
2496
Dedim ki "Biliyor musun
eve gitmenize izin vereceğim,
12:41
and you'llEğer olacak come back in two weekshaftalar,
262
749320
1656
iki hafta sonra geri geleceksiniz
12:43
and when you come back, we'lliyi give you
some assistanceyardım for your addictionbağımlılığı."
263
751000
3536
ve döndüğünüzde, bağımlılığınız için
size yardım sağlayacağız."
12:46
SurprisinglyŞaşırtıcı, two weekshaftalar passedgeçti
and he was sittingoturma the courtroomMahkeme.
264
754560
3240
Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti
ve mahkemede oturuyordu.
12:50
When he camegeldi up, he said,
"JudgeYargıç, I camegeldi back to courtmahkeme
265
758480
2576
Ayağa kalktığında "Hakim hanım,
mahkemeye döndüm
12:53
because you showedgösterdi me more love
than I had for myselfkendim."
266
761080
3456
çünkü siz bana kendime duyduğum
sevgiden daha çoğunu gösterdiniz." dedi.
12:56
And I thought, my God,
he heardduymuş love from the benchBank?
267
764560
3656
Düşündüm ki Tanrım kürsüden
sevgiyi mi hissetti?
13:00
I could do this all day.
268
768240
1416
Bunu tüm gün yapabilirim.
13:01
(LaughterKahkaha)
269
769680
1016
(Kahkaha)
13:02
Because the realitygerçeklik is that
when the courtmahkeme behavesdavranır differentlyfarklı olarak,
270
770720
3136
Çünkü gerçek şu ki
mahkeme farklı davrandığında
13:05
then naturallydoğal olarak people respondyanıtlamak differentlyfarklı olarak.
271
773880
2696
doğal olarak insanlar da farklı oluyordu.
13:08
The courtmahkeme becomesolur a placeyer
you can go to for assistanceyardım,
272
776600
3056
Mahkeme yardım istenebilecek
bir yer oldu,
13:11
like the 60-something-year-old-bir şey-yıl-yaşlı
schizophrenicşizofrenik homelessevsiz womankadın
273
779680
3736
tıpkı 60 yaşlarında stres altında
kafasındaki seslerle
13:15
who was in distresssıkıntı
274
783440
1416
boğuşan, evsiz ve şizofren
13:16
and fightingkavga with the voicessesleri in her headkafa,
275
784880
1976
kadının mahkemeye dalıp
13:18
and bargesMAVNA into courtmahkeme,
and screamsçığlıklar, "JudgeYargıç!
276
786880
2376
''Hakim! neler yapıyorsun
demek için geldim" diye bağırdığı an gibi.
13:21
I just camegeldi by to see how you were doing."
277
789280
2976
13:24
I had been monitoringizleme her casedurum
for a coupleçift of monthsay,
278
792280
2696
Birkaç aydır davasını,
13:27
her complianceuyum with her medicationilaç,
279
795000
2016
ilaçlarıyla olan uyumunu izliyordum
13:29
and had just closedkapalı out her casedurum
a coupleçift of weekshaftalar agoönce.
280
797040
2976
ve birkaç hafta önce
dosyasını sonlandırmıştım.
13:32
On this day she neededgerekli help,
281
800040
2616
O gün yardıma ihtiyacı vardı
13:34
and she camegeldi to courtmahkeme.
282
802680
1256
ve mahkemeye geldi.
13:35
And after fourdört hourssaatler
of coaxingtatlılıkla kandırma by the judgehakim,
283
803960
3416
Hakimin, polislerin
ve çalışanların dört saatlik
13:39
the policepolis officersgörevlileri and the staffpersonel,
284
807400
2296
dil dökmelerinden sonra
13:41
she is convincedikna olmuş to get into the ambulanceambulans
285
809720
2816
ambulansa girmeyi kabul etti,
13:44
that will take her to crisiskriz unitbirim
286
812560
2096
ambulans onu kriz ünitesine götürecekti,
13:46
so that she can get her medicationilaç.
287
814680
1840
böylece ilaçlarını alabilecekti.
13:49
People becomeolmak connectedbağlı to theironların communitytoplum
288
817400
2616
İnsanlar toplumlarına bağlanırlar,
13:52
when the courtmahkeme changesdeğişiklikler,
289
820040
2136
mahkeme değiştiği zaman,
13:54
like the 50-something-year-old-bir şey-yıl-yaşlı man
290
822200
2416
tıpkı 50 yaşlarındaki adamın
bana dediği gibi "Kamu hizmeti
korkunçtu, hakim hanım,
13:56
who told me, "CommunityTopluluk servicehizmet
was terriblekorkunç, JudgeYargıç.
291
824640
2496
parkları temizlemek zorunda kaldım
13:59
I had to cleantemiz the parkpark,
and it was fulltam of emptyboş heroineroin envelopesZarflar,
292
827160
3176
ve her yer boş eroin torbası doluydu
14:02
and the kidsçocuklar had to playoyun there."
293
830360
2216
ve çocuklar orada oynamak zorundaydı."
14:04
As he wrungsıkılmış his handseller, he confesseditiraf etti,
294
832600
3096
Ellerini birleştirerek, itiraf etti
14:07
"JudgeYargıç, I realizedgerçekleştirilen that it was my faulthatası,
295
835720
2416
"Hakim hanım benim
suçum olduğunu anladım,
14:10
because I used that sameaynı parkpark to get highyüksek,
296
838160
3136
çünkü o parkı ben de
kafa bulmak için kullanıyordum
14:13
and before you sentgönderilen me there
to do communitytoplum servicehizmet,
297
841320
2496
ve beni oraya kamu hizmeti
yapmaya göndermeden önce
14:15
I had never gonegitmiş to the parkpark
when I wasn'tdeğildi highyüksek,
298
843840
2376
kafam iyi değilken
hiç parka gitmemiştim,
14:18
so I never noticedfark
the childrençocuklar playingoynama there."
299
846240
3400
yani çocukların orada oynadıklarını
hiç fark etmemiştim."
14:22
EveryHer addictbağımlısı in the courtroomMahkeme
loweredalçaltılmış theironların headkafa.
300
850120
2976
Mahkemedeki her bağımlı başını öne eğdi.
14:25
Who better to teachöğretmek that lessonders?
301
853120
1840
Başka nasıl daha iyi ders verebilirdi?
14:28
It helpsyardım eder the courtmahkeme resetsıfırlama
its relationshipilişki with the communitytoplum,
302
856600
5216
Mahkeme, kişinin toplumla
ilişkisini yenilemesine yarar.
14:33
like with the 20-something-year-old-bir şey-yıl-yaşlı guy
303
861840
2256
Tıpkı 20'li yaşlardaki bir adamın
14:36
who getsalır a job interviewröportaj
throughvasitasiyla the courtmahkeme programprogram.
304
864120
3656
mahkeme programı ile
iş görüşmesine çağrılması gibi.
14:39
He getsalır a job interviewröportaj
at an officeofis cleaningtemizlik companyşirket,
305
867800
2576
Adam, ofis temizlik şirketinde
iş görüşmesine çağrıldı
ve mahkemeye gururla
şunu söylemek için geri döndü
14:42
and he comesgeliyor back to courtmahkeme to proudlygururla say,
306
870400
2216
14:44
"JudgeYargıç, I even workedişlenmiş in my suittakım elbise
after the interviewröportaj,
307
872640
4696
"Hakim hanım, görüşme sonrasında bile
takımımla çalıştım
14:49
because I wanted the guy to see
how badkötü I wanted the job."
308
877360
3400
çünkü bu işi ne kadar çok istediğimi
görmelerini istedim."
14:54
It's what happensolur
when a personkişi in authorityyetki
309
882400
3656
Otorite sahibi kişinin
saygıyla ve insan onuruna
14:58
treatsmuamele etmek you with dignityhaysiyet and respectsaygı,
310
886080
2376
uygun şekilde davranmasıyla bunlar olur,
15:00
like the 40-something-year-old-bir şey-yıl-yaşlı guy
who strutsStruts down the aislekoridor
311
888480
3296
tıpkı 40'larındaki adamın kasılarak
koridoru yürümesi
ve "Hakim hanım, farklı bir şey
gördünüz mü?" demesi gibi.
15:03
and saysdiyor, "JudgeYargıç,
do you noticeihbar anything differentfarklı?"
312
891800
2776
15:06
And when I look up,
313
894600
1336
Kafamı kaldırdığımda,
15:07
he's pointingişaret at his newyeni teethdiş
314
895960
2416
yeni dişlerini gösteriyordu,
15:10
that he was ableyapabilmek to get after gettingalma
a referraltavsiye from the programprogram,
315
898400
3336
programın yönlendirmesi
sonrasında sahip olduğu,
15:13
but he was ableyapabilmek to get them
to replacedeğiştirmek the oldeski teethdiş
316
901760
3376
yıllar süren eroin bağımlılığı
sonucunda kaybettiği dişlerini
15:17
that he lostkayıp as a resultsonuç
of yearsyıl of heroineroin addictionbağımlılığı.
317
905160
3816
yeniletme olanağına sahip olmuştu.
15:21
When he looksgörünüyor in the mirrorayna,
318
909000
1576
Şimdi aynaya baktığında,
15:22
now he seesgörür somebodybirisi who is worthdeğer savingtasarruf.
319
910600
3056
kurtarmaya değecek birini görüyor.
15:25
You see, I have a dreamrüya
320
913680
1976
Görüyorsunuz, bir hayalim var
15:27
and that dreamrüya is
that judgesyargıçlar will use these toolsaraçlar
321
915680
4096
bu hayal, hakimlerin hizmet sundukları
15:31
to revolutionizedevrim
the communitiestopluluklar that they serveservis.
322
919800
3216
toplumu iyileştirmek için
bütün yolları kullanması.
15:35
Now, these toolsaraçlar
are not miraclemucize cure-allsCure-Alls,
323
923040
2736
Bu yollar her derde deva mucizeler değil
15:37
but they get us light-yearsışık yılları closeryakın
to where we want to be,
324
925800
3296
fakat onlar olmak istediğimiz yere
bizi ışık yılı kadar yaklaştırabilir
15:41
and where we want to be is a placeyer
that people entergirmek our hallssalonları of justiceadalet
325
929120
4416
ve olmak istediğimiz yer
insanların adliyelere girdiğinde
15:45
and believe they will be treatedişlenmiş
with dignityhaysiyet and respectsaygı
326
933560
2816
insan onura uygun ve saygıyla
davranılacağına inandığı
15:48
and know that justiceadalet
will be servedhizmet there.
327
936400
3080
ve adaletin burada
sağlanacağını bildiği yer.
15:52
ImagineHayal that, a simplebasit ideaFikir.
328
940040
3136
Hayal edin, basit bir fikir.
15:55
Thank you.
329
943200
1216
Teşekkür ederim.
15:56
(ApplauseAlkış)
330
944440
6320
(Alkışlar)
Translated by Begüm Kaya
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Victoria Pratt - Professor
Judge Victoria Pratt is inspiring a global revolution in criminal justice.

Why you should listen

Judge Victoria Pratt has gained national and international acclaim for her commitment to reforming the criminal justice system. As the Chief Judge in Newark Municipal Court in Newark, New Jersey, a busy urban court, she spent years gaining a deep understanding of how justice could be delivered to court participants in a manner that increased their trust in the legal system. While presiding over Newark Community Solutions, the Community Court Program, she provided alternatives to jail to low-level offenders. These alternatives included community service, individual and group counseling sessions, and her signature assignment of introspective essays. Her respectful approach has had a positive effect on court participant’s court experience -- and how the community viewed the court.

Pratt is now serving as a Professor at Rutgers Law School in Newark, an institution that has always been committed to social justice. Her teaching load includes problem-solving courts and restorative justice. As a graduate of Rutgers Law, she is excited by the opportunity to influence the minds of future lawyers and judges with innovative and humane ways of dealing with court participants.  She also continues to champion criminal justice reform through her consulting firm Pratt Lucien Consultants, LLC, by sharing her skills and approach with others.   

Pratt’s work has been featured in The Guardian and Rutgers Magazine (both written by Pulitzer-winning author Tina Rosenberg.) As a nationally recognized expert in procedural justice and alternative sentencing, she has been asked by numerous professional organizations and jurisdictions to share her story and philosophy. Judge Pratt has also appeared on MSNBC's "Melissa Harris Perry Show," the Emmy-winning PBS show "Due Process," and National Public Radio's "Conversations with Allan Wolper."

Pratt is licensed to practice law in both New Jersey and New York and is admitted to the US Supreme Court. She also facilitates empowerment sessions to help people live their best lives.

(Photo: Erik James Montgomery) 

More profile about the speaker
Victoria Pratt | Speaker | TED.com