ABOUT THE SPEAKER
Julie Lythcott-Haims - Academic, author
Julie Lythcott-Haims speaks and writes on the phenomenon of helicopter parenting and the dangers of a checklisted childhood -- the subject of her book, "How to Raise an Adult."

Why you should listen

Julie Lythcott-Haims is the author of the New York Times best-selling book How to Raise an Adult: Break Free of the Overparenting Trap and Prepare Your Kid for Success. The book emerged from her decade as Stanford University's Dean of Freshmen, where she was known for her fierce advocacy for young adults and received the university's Lloyd W. Dinkelspiel Award for creating "the" atmosphere that defines the undergraduate experience. She was also known for her fierce critique of the growing trend of parental involvement in the day-to-day lives of college students. Toward the end of her tenure as dean, she began speaking and writing widely on the harm of helicopter parenting. How to Raise an Adult is being published in over two dozen countries and gave rise to her TED Talk and a sequel which will be out in 2018. In the meantime, Lythcott-Haims's memoir on race, Real American, will be out in Fall 2017.

Lythcott-Haims is a graduate of Stanford University, Harvard Law School, and California College of the Arts. She lives in Silicon Valley with her partner of over twenty-five years, their two teenagers and her mother. 

More profile about the speaker
Julie Lythcott-Haims | Speaker | TED.com
TED Talks Live

Julie Lythcott-Haims: How to raise successful kids -- without over-parenting

Julie Lythcott-Haims: Aşırı ebeveynlik yapmadan başarılı çocuk nasıl yetiştirilir?

Filmed:
4,800,231 views

Yüksek beklentilerle çocukları doldurarak ve hayatlarını her fırsatta çok yakından kontrol ederek ebeveynler aslında yardımcı olmuyor. En azından Julie Lythcott-Haims bunu böyle görüyor. Tutku ve karanlık mizah ile, eski Stanford Birinci sınıflar Dekanı, ebeveynlerin notlarını ve sınav puanlarını kullanarak çocuklarının başarısını tanımlamasını durdurma davası güdüyor. Bunun yerine, en eski düşünceyi sağlamaya odaklanmaları gerektiğini söylüyor: Koşulsuz sevgi.
- Academic, author
Julie Lythcott-Haims speaks and writes on the phenomenon of helicopter parenting and the dangers of a checklisted childhood -- the subject of her book, "How to Raise an Adult." Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
You know, I didn't setset out
to be a parentingEbeveynlik expertuzman.
0
680
3816
Bilirsiniz, ben bir 'ebeveynlik
uzmanı' değilim.
00:16
In factgerçek, I'm not very interestedilgili
in parentingEbeveynlik, perbaşına SeSe.
1
4520
3760
Hatta 'ebeveynlikle' birebir
ilgim bile yok.
00:21
It's just that there's a certainbelli stylestil
of parentingEbeveynlik these daysgünler
2
9080
3936
Sadece bu aralar belirli bir
ebeveynlik tarzı var,
00:25
that is kindtür of messingDalga up kidsçocuklar,
3
13040
3176
çocukları mahveden türden,
00:28
impedingengelleyen theironların chancesşansı
to developgeliştirmek into theirselveskendileriyle.
4
16239
5057
onların kendileri olma
şanslarını engelliyor.
00:33
There's a certainbelli stylestil
of parentingEbeveynlik these daysgünler
5
21320
2216
Bu aralar karşımıza çıkan
belirli bir ebeveynlik tarzı var.
00:35
that's gettingalma in the way.
6
23560
1336
00:36
I guesstahmin what I'm sayingsöz is,
7
24920
1616
Sanırım demek istediğim,
00:38
we spendharcamak a lot of time
beingolmak very concernedilgili
8
26560
2056
çocuklarının hayatları ve eğitimleri
00:40
about parentsebeveyn who aren'tdeğil involvedilgili enoughyeterli
in the liveshayatları of theironların kidsçocuklar
9
28640
3656
veya yetiştirilmeleriyle
yeterince ilgilenmeyen
ebeveynler adına endişe
duymakla çok meşgulüz
00:44
and theironların educationEğitim or theironların upbringingyetiştirme,
10
32320
1936
00:46
and rightlyhaklı olarak so.
11
34280
1200
ve haklıyız da.
00:48
But at the other endson of the spectrumspektrum,
12
36000
2376
Ama öte yandan
00:50
there's a lot of harmzarar
going on there as well,
13
38400
2696
bunun pek çok zararı da var.
00:53
where parentsebeveyn feel
a kidçocuk can't be successfulbaşarılı
14
41120
2936
Aileler kendi korumaları olmadan,
00:56
unlessolmadıkça the parentebeveyn is protectingkoruyucu
and preventingönlenmesi at everyher turndönüş
15
44080
4056
her anı kendilerince düzenlemeden
01:00
and hoveringhovering over everyher happeningolay,
and micromanagingmicromanaging everyher momentan,
16
48160
3736
ve çocuklarını okul ve kariyerleri
boyunca izlemeden
01:03
and steeringyönetim theironların kidçocuk towardskarşı
some smallküçük subsetalt küme of collegeskolejler and careerskariyer.
17
51920
5200
çocuklarının başarılı
olamayacağını düşünüyor.
01:10
When we raiseyükseltmek kidsçocuklar this way,
18
58760
2616
Çocukları bu şekilde
yetiştirdiğimiz takdirde,
01:13
and I'll say we,
19
61400
1696
biz diyorum,
01:15
because LordLord knowsbilir,
in raisingyükselen my two teenagersgençler,
20
63120
2776
çünkü Tanrı şahit, iki genç
çocuğumu büyütürken
01:17
I've had these tendencieseğilimler myselfkendim,
21
65920
2736
ben de bu eğilimler içindeydim,
01:20
our kidsçocuklar endson up leadingönemli
a kindtür of checklistedchecklisted childhoodçocukluk.
22
68680
3880
çocuklarımız sonunda
yapılacaklar listesini
tamamlamış bir çocukluk geçirmiş oluyor.
01:25
And here'sburada what the checklistedchecklisted
childhoodçocukluk looksgörünüyor like.
23
73200
2696
Ve yapılacaklar listesi hâlindeki
çocukluk şuna benziyor.
01:27
We keep them safekasa and soundses
24
75920
2896
Biz onları güvende tuttuk,
01:30
and fedfederasyon and wateredsulanan,
25
78840
1680
yedirdik ve içirdik,
01:33
and then we want to be sure
they go to the right schoolsokullar,
26
81520
2696
onların doğru okullara gittiklerinden,
o doğru okullarda doğru
sınıflarda olduklarından
01:36
that they're in the right classessınıflar
at the right schoolsokullar,
27
84240
2576
01:38
and that they get the right gradesNotlar
in the right classessınıflar in the right schoolsokullar.
28
86840
3620
ve o doğru okul ve sınıflarda doğru
notlar aldıklarından emin olmak istedik.
01:42
But not just the gradesNotlar, the scoresSkorlar,
29
90484
1732
Ama sadece notlar değil,
01:44
and not just the gradesNotlar and scoresSkorlar,
but the accoladesövgü and the awardsödülleri
30
92240
3216
notların dışında, takdir ve ödüller,
spor, aktiviteler ve liderlik konularında
da emin olmak istedik.
01:47
and the sportsSpor Dalları,
the activitiesfaaliyetler, the leadershipliderlik.
31
95480
2191
01:49
We tell our kidsçocuklar, don't just joinkatılmak a clubkulüp,
32
97695
1921
Çocuklarımızın sadece bir klübe
katılmalarını değil,
01:51
startbaşlama a clubkulüp, because collegeskolejler
want to see that.
33
99640
2256
bir klüp kurmalarını istedik, çünkü
üniversiteler bunu görmek istiyor.
01:53
And checkKontrol the boxkutu for communitytoplum servicehizmet.
34
101920
1936
Ve topluma hizmet
kutucuğunu da işaretleyin.
01:55
I mean, showgöstermek the collegeskolejler
you carebakım about othersdiğerleri.
35
103880
2256
Yani, üniversitelere, diğer insanları
önemsediğinizi gösterin.
01:58
(LaughterKahkaha)
36
106160
2096
(Gülüşmeler)
02:00
And all of this is donetamam to some
hoped-forumut için degreederece of perfectionmükemmellik.
37
108280
4936
Ve bunların hepsi mükemmellik
beklentisi için yapıldı.
02:05
We expectbeklemek our kidsçocuklar
to performyapmak at a levelseviye of perfectionmükemmellik
38
113240
2616
Çocuklarımızın mükemmel
olmasını bekliyoruz,
02:07
we were never askeddiye sordu
to performyapmak at ourselveskendimizi,
39
115880
3336
bizden asla istenmeyen,
02:11
and so because so much is requiredgereklidir,
40
119240
2176
ancak yapılması gereken
çok şey olduğu için,
02:13
we think,
41
121440
1216
düşünürüz
02:14
well then, of coursekurs we parentsebeveyn
have to arguetartışmak with everyher teacheröğretmen
42
122680
3216
ve tabii biz ebeveynler
her öğretmenle, müdürle,
02:17
and principalAsıl adı and coachKoç and refereeHakem
43
125920
2576
koç ve hakemle tartışmak,
02:20
and actdavranmak like our kid'sçocuğun conciergeKonsiyerj
44
128520
2896
çocuklarımızın özel danışmanı,
02:23
and personalkişisel handlerişleyici
45
131440
1240
menajeri ve sekreteri
02:25
and secretarySekreter.
46
133880
1816
gibi davranmak zorundayız.
02:27
And then with our kidsçocuklar, our preciousdeğerli kidsçocuklar,
47
135720
2176
Ve sonra çocuklarımızı,
biricik evlatlarımızı
02:29
we spendharcamak so much time nudginghafifçe hareket ettirme,
48
137920
2136
işleri batırmadıklarından, çıkan
fırsatları kaçırmadıklarından
02:32
cajolingcajoling, hintingdayatma, helpingyardım ediyor, hagglingpazarlık,
naggingnagging as the casedurum mayMayıs ayı be,
49
140080
4416
ve neredeyse tüm başvuran adayları
reddeden okulların başvurularında
02:36
to be sure they're not screwingvidalama up,
50
144520
2856
geleceklerini mahvetmediklerinden
emin olmak için
02:39
not closingkapanış doorskapılar,
51
147400
2496
onları o kadar çok zorladık,
02:41
not ruiningbozma theironların futuregelecek,
52
149920
2496
ikna ettik,
02:44
some hoped-forumut için admissiongiriş
53
152440
2256
yol gösterdik, yardımcı olduk,
02:46
to a tinyminik handfulavuç of collegeskolejler
54
154720
2616
pazarlık ettik,
02:49
that denyreddetmek almostneredeyse everyher applicantbaşvuru.
55
157360
3080
yeri geldi azarladık.
02:54
And here'sburada what it feelshissediyor like
to be a kidçocuk in this checklistedchecklisted childhoodçocukluk.
56
162680
5416
Ve böyle bir çocukluk geçiren çocuğun
hissettikleri şu şekilde.
03:00
First of all, there's
no time for freeücretsiz playoyun.
57
168120
2496
Öncelikle oyun oynamak için
boş zaman yoktur.
03:02
There's no roomoda in the afternoonsöğleden sonra,
58
170640
1656
Öğleden sonralar da hiç vakit yoktur,
03:04
because everything
has to be enrichingzenginleştirici, we think.
59
172320
3016
çünkü bizce her şey onların
kalitesini artırıcı olmalıdır.
03:07
It's as if everyher pieceparça of homeworkev ödevi,
everyher quizbilgi yarışması, everyher activityaktivite
60
175360
3376
Sanki her bir ödev,
sınav veya her aktivite
03:10
is a make-or-breakiyimseri momentan
for this futuregelecek we have in mindus for them,
61
178760
4536
planladığımız gelecekleri için
ölüm kalım meselesiymiş gibi
03:15
and we absolvebağışlıyorum them
of helpingyardım ediyor out around the houseev,
62
183320
2936
ve yapılacaklar listesini
tamamladıkları sürece
03:18
and we even absolvebağışlıyorum them
of gettingalma enoughyeterli sleepuyku
63
186280
3376
ev işlerine yardımcı olmalarını,
03:21
as long as they're checkingkontrol etme off
the itemsürün on theironların checklistDenetim listesi.
64
189680
4896
yeterli uyku almalarını hoş görürüz.
03:26
And in the checklistedchecklisted childhoodçocukluk,
we say we just want them to be happymutlu,
65
194600
3816
Ve bu süreçte onların sadece mutlu
olmasını istediğimizi söyleriz
03:30
but when they come home from schoolokul,
66
198440
2056
ama okuldan eve geldiklerinde
03:32
what we asksormak about all too oftensık sık first
67
200520
3136
çoğu zaman ilk sorduğumuz şey
03:35
is theironların homeworkev ödevi and theironların gradesNotlar.
68
203680
3056
ödevleri ve aldığı notlar olur.
03:38
And they see in our facesyüzleri
69
206760
2016
Ve yüzümüzdeki onayın, sevginin,
03:40
that our approvalonay, that our love,
70
208800
2536
ve kendi değerlerinin,
03:43
that theironların very worthdeğer,
71
211360
1616
aldıkları yüksek notlardan
03:45
comesgeliyor from A'sA'ın.
72
213000
1856
geldiğini görürler.
03:46
And then we walkyürümek alongsideyanında them
73
214880
2576
Ve sonra yanlarına gider,
03:49
and offerteklif cluckingHadi praiseövgü like a trainereğitmen
at the WestminsterWestminster DogKöpek ShowGöster --
74
217480
4696
Westminster köpek yarışmasındaki
eğitmenler gibi övgüler düzeriz --
03:54
(LaughterKahkaha)
75
222200
1216
(Gülüşmeler)
03:55
coaxingtatlılıkla kandırma them to just jumpatlama a little higherdaha yüksek
and soaruçmak a little fartherdaha uzağa,
76
223440
5296
Onları günbegün biraz daha
yükseğe sıçramaları
04:00
day after day after day.
77
228760
3056
ve daha ileriye gitmeleri için
ikna ederiz.
04:03
And when they get to highyüksek schoolokul,
78
231840
1736
Ve liseye başladıklarında
04:05
they don't say, "Well, what mightbelki I
be interestedilgili in studyingders çalışıyor
79
233600
2896
"Acaba okumak istediğim alan veya
yapmak istediğim aktivite ne?"
diye düşünmezler.
04:08
or doing as an activityaktivite?"
80
236520
1256
04:09
They go to counselorsDanışmanlar and they say,
81
237800
1696
Danışmanlara gider ve:
04:11
"What do I need to do
to get into the right collegekolej?"
82
239520
3576
"Doğru üniversiteye girebilmek için
yapmam gereken ne?" diye sorarlar.
04:15
And then, when the gradesNotlar
startbaşlama to rollrulo in in highyüksek schoolokul,
83
243120
2936
Ve lisede notlar açıklanmaya başlandığında
04:18
and they're gettingalma some B'sB,
84
246080
1576
ve "B" aldıklarında
04:19
or God forbidyasaklamak some C'sC,
85
247680
2376
veya Tanrı korusun "C" aldıklarında,
04:22
they franticallydeli textMetin theironların friendsarkadaşlar
86
250080
1936
telaş içinde arkadaşlarına;
04:24
and say, "Has anyonekimse ever gottenkazanılmış
into the right collegekolej with these gradesNotlar?"
87
252040
5120
"Bu notlarla doğru üniversiteye girebilmiş
kimse var mı?" diye sorarlar.
04:29
And our kidsçocuklar,
88
257959
1536
Ve çocuklarımız
04:31
regardlessne olursa olsun of where they endson up
at the endson of highyüksek schoolokul,
89
259519
3617
liseyi ne şekilde bitirmiş
olurlarsa olsunlar
04:35
they're breathlessnefes nefese.
90
263160
1240
yorgun düşerler.
04:37
They're brittlekırılgan.
91
265400
1216
Kırılmışlardır.
04:38
They're a little burnedyanmış out.
92
266640
1816
Kısmen tükenmişlerdir.
04:40
They're a little oldeski before theironların time,
93
268480
1896
Zamanlarından önce yaşlanmışlardır,
04:42
wishingdilek the grown-upsYetişkinler in theironların liveshayatları
had said, "What you've donetamam is enoughyeterli,
94
270400
4016
hayatlarındaki büyüklerin
"Yaptıkların yeterli,
04:46
this effortçaba you've put forthileri
in childhoodçocukluk is enoughyeterli."
95
274440
2976
çocukken ortaya koyduğun çaba yeterli."
demesini umarak.
04:49
And they're witheringSoldurma now
underaltında highyüksek ratesoranları of anxietyanksiyete and depressiondepresyon
96
277440
4256
Ve şimdi yüksek oranda depresyon
ve endişe altında kayboluyorlar,
04:53
and some of them are wonderingmerak ediyor,
97
281720
2216
bazıları da merak ediyor,
04:55
will this life ever turndönüş out
to have been worthdeğer it?
98
283960
4360
bu hayat yaptığımız bunca şeye değer mi?
05:01
Well, we parentsebeveyn,
99
289800
1736
Biz ebeveynler,
05:03
we parentsebeveyn are prettygüzel sure
it's all worthdeğer it.
100
291560
3376
biz ebeveynler değeceğine
fazlasıyla eminiz.
05:06
We seemgörünmek to behaveDavranmak --
101
294960
1216
Biz sanki--
05:08
it's like we literallyharfi harfine think
they will have no futuregelecek
102
296200
2736
eğer bizim aklımızdaki küçük üniversite
veya kariyer listesine girmezlerse
05:10
if they don't get into one of these
tinyminik setset of collegeskolejler or careerskariyer
103
298960
4696
onların hiçbir gelecekleri
olmayacağını düşünüyoruz.
05:15
we have in mindus for them.
104
303680
1320
05:17
Or maybe, maybe, we're just afraidkorkmuş
105
305920
3096
Ya da belki de, sadece korkuyoruz
05:21
they won'talışkanlık have a futuregelecek we can bragÖvünmek about
106
309040
2336
arkadaşlarımıza böbürlenebileceğimiz ve
arabalarımızın arkasındaki etiketlere
05:23
to our friendsarkadaşlar and with stickersçıkartmalar
on the backsyedekler of our carsarabalar.
107
311400
3800
yazabileceğimiz bir gelecekleri
olmayacak diye.
05:29
Yeah.
108
317600
1216
Evet.
(Alkışlar)
05:30
(ApplauseAlkış)
109
318840
2320
05:36
But if you look at what we'vebiz ettik donetamam,
110
324920
2536
Ama eğer yaptığımız şeye bakarsanız,
05:39
if you have the couragecesaret
to really look at it,
111
327480
3536
eğer gerçekten ona bakmaya
cesaretiniz varsa,
05:43
you'llEğer olacak see that not only do our kidsçocuklar
think theironların worthdeğer comesgeliyor
112
331040
2976
göreceksiniz ki, sadece çocuklarımız
kendi değerlerinin
05:46
from gradesNotlar and scoresSkorlar,
113
334040
1696
notlardan geldiğini düşünmüyorlar,
05:47
but that when we livecanlı right up insideiçeride
theironların preciousdeğerli developinggelişen mindszihinler
114
335760
3896
ayrıca sürekli onların gelişen değerli
zihinlerinin içinde yaşadığımızda,
05:51
all the time, like our very ownkendi versionversiyon
of the moviefilm "BeingVarlık JohnJohn MalkovichMalkovich,"
115
339680
4576
"John Malkovich Olmak" filminin
kendi versiyonumuzda olduğu gibi,
05:56
we sendgöndermek our childrençocuklar the messagemesaj:
116
344280
1936
çocuklarımıza şu mesajı gönderiyoruz:
05:58
"Hey kidçocuk, I don't think you can actuallyaslında
achievebaşarmak any of this withoutolmadan me."
117
346240
5216
"Hey evlat, bunu bensiz
başarabileceğini sanmıyorum."
06:03
And so with our overhelpoverhelp,
118
351480
2656
Ve bizim aşırı yardımımız,
06:06
our overprotectionoverprotection
and overdirectionoverdirection and hand-holdingel tutma,
119
354160
2536
aşırı korumamız, aşırı yönlendirmemiz
ve el tutmalarımızla
06:08
we deprivemahrum our kidsçocuklar
of the chanceşans to buildinşa etmek self-efficacyÖz-yeterliği,
120
356720
4016
çocuklarımızı öz-yeterlilik geliştirme
şansından mahrum ediyoruz,
06:12
whichhangi is a really fundamentaltemel tenetöğreti
of the humaninsan psycheruh,
121
360760
3696
ki bu insan psikolojisinin gerçekten
temel bir akidesi
06:16
faruzak more importantönemli
than that self-esteembenlik saygısı they get
122
364480
2616
ve her alkışladığımızda elde ettikleri
kendine güvenden kat kat daha önemli.
06:19
everyher time we applaudalkışlıyorum.
123
367120
1400
06:21
Self-efficacyÖz-yeterliği is builtinşa edilmiş when one seesgörür
that one'sbiri ownkendi actionseylemler leadöncülük etmek to outcomesçıktıları,
124
369120
6176
Öz-yeterlilik, kişinin kendi eylemlerinin
sonuçlara götürdüğünü gördüğünde oluşur,
06:27
not --
125
375320
1216
şunda değil--
06:28
There you go.
126
376560
1216
Buyrun.
06:29
(ApplauseAlkış)
127
377800
2840
(Alkışlar)
06:33
Not one'sbiri parents'Anne babamın
actionseylemler on one'sbiri behalfadına,
128
381600
3776
Yani ebeveynlerinin onun adına
yaptığı eylemler değil,
06:37
but when one'sbiri ownkendi actionseylemler
leadöncülük etmek to outcomesçıktıları.
129
385400
2776
kendi eylemleri sonuçlara
gittiğinde gerçekleşir.
06:40
So simplybasitçe put,
130
388200
1496
Basitçe söylemek gerekirse,
06:41
if our childrençocuklar are to developgeliştirmek
self-efficacyÖz-yeterliği, and they mustşart,
131
389720
5336
eğer çocuklarımız öz-yeterlilik
geliştireceklerse, ki yapmalılar,
06:47
then they have to do a wholebütün lot more
of the thinkingdüşünme, planningplanlama, decidingkarar,
132
395080
4856
o zaman; düşünme, planlama,
karar verme, yapma, umut etme,
06:51
doing, hopingumut, copingbaşa çıkma, trialDeneme and errorhata,
133
399960
3576
deneme ve yanılma, hayal etme
06:55
dreamingrüya görmek and experiencingyaşandığı of life
134
403560
3136
ve hayat deneyiminin
çoğunu kendileri için
06:58
for themselveskendilerini.
135
406720
1640
yapmak zorundalar.
07:01
Now, am I sayingsöz
136
409280
2496
Şimdi, şöyle mi diyorum:
07:03
everyher kidçocuk is hard-workingçalışkan and motivatedmotive
137
411800
2336
Her çocuk çalışkandır ve motive edilmiştir
ve hayatlarında bir ebeveynin müdahelesine
veya ilgisine ihtiyacı yoktur
07:06
and doesn't need a parent'sebeveynin involvementilgi
or interestfaiz in theironların liveshayatları,
138
414160
3176
07:09
and we should just back off and let go?
139
417360
1880
ve biz geri çekilmeli ve
gitmelerine izin vermeliyiz.
07:12
HellCehennem no.
140
420040
1216
Yok artık!
07:13
(LaughterKahkaha)
141
421280
1216
(Gülüşmeler)
07:14
That is not what I'm sayingsöz.
142
422520
1696
Söylediğim şey bu değil.
07:16
What I'm sayingsöz is, when we treattedavi etmek
gradesNotlar and scoresSkorlar and accoladesövgü and awardsödülleri
143
424240
3616
Söylediğim şey, notları ve ödülleri
07:19
as the purposeamaç of childhoodçocukluk,
144
427880
2096
çocukluk amacı gibi değerlendirirsek,
07:22
all in furtheranceilerletme of some hoped-forumut için
admissiongiriş to a tinyminik numbernumara of collegeskolejler
145
430000
3776
az sayıda üniversiteye ümit edilen kabul
07:25
or entranceGiriş to a smallküçük numbernumara of careerskariyer,
146
433800
2976
veya az sayıda kariyere giriş göz
önüne alındığında,
07:28
that that's too narrowdar a definitiontanım
of successbaşarı for our kidsçocuklar.
147
436800
4376
bu çocuklarımızın başarı tanımı için
çok dar bir tanım olur.
07:33
And even thoughgerçi we mightbelki help them
achievebaşarmak some short-termkısa dönem winskazanç
148
441200
3536
Onların kısa vadedeki kazanımları için
aşırı yardım yaparak
başarmalarına yardım edebilsek bile --
07:36
by overhelpingoverhelping --
149
444760
1216
07:38
like they get a better gradesınıf
if we help them do theironların homeworkev ödevi,
150
446000
3560
mesela, ödevlerine yardım edersek
daha iyi notlar almaları gibi,
07:42
they mightbelki endson up with a longeruzun
childhoodçocukluksumtoplamé when we help --
151
450320
3880
yardım ettiğimizde daha uzun bir
çocukluk öz geçmişleri olması gibi --
07:47
what I'm sayingsöz is that all of this
comesgeliyor at a long-termuzun vadeli costmaliyet
152
455120
3376
söylediğim şey, bunların hepsi
uzun vadeli bir bedelde
07:50
to theironların senseduyu of selföz.
153
458520
2056
kendi benlik saygılarına gelir.
07:52
What I'm sayingsöz is,
we should be lessaz concernedilgili
154
460600
2416
Söylediğim şey, başvuracakları ve
07:55
with the specificözel setset of collegeskolejler
155
463040
1816
girebilecekleri belirli
üniversite listeleri
07:56
they mightbelki be ableyapabilmek
to applyuygulamak to or mightbelki get into
156
464880
3216
hakkında daha az endişelenmeli
08:00
and faruzak more concernedilgili that they have
the habitsalışkanlıkları, the mindsetzihniyet, the skillbeceri setset,
157
468120
4896
ve nereye giderlerse gitsinler,
başarılı olmak için sahip oldukları
08:05
the wellnessSağlık, to be successfulbaşarılı
whereverher nerede they go.
158
473040
4936
alışkanlıklar, zihniyet, beceriler ve
sıhhat ile çok daha fazla ilgilenmeliyiz.
08:10
What I'm sayingsöz is,
159
478000
1216
Söylediğim şey,
08:11
our kidsçocuklar need us to be a little
lessaz obsessedkafayı takmış with gradesNotlar and scoresSkorlar
160
479240
4576
çocuklarımızın notlarla ilgili daha az
takıntılı olmaları gerekiyor
08:15
and a wholebütün lot more interestedilgili
161
483840
2296
ve çok daha fazla,
08:18
in childhoodçocukluk providingsağlama
a foundationvakıf for theironların successbaşarı
162
486160
5096
sevgi ve ev işi gibi şeyler üzerine
bina edilmiş başarıları için
08:23
builtinşa edilmiş on things like love
163
491280
2680
bir temel sağlayan
08:27
and choresev işleri.
164
495240
1216
çocuklukla ilgilenmeliler.
08:28
(LaughterKahkaha)
165
496480
2176
(Gülüşmeler)
08:30
(ApplauseAlkış)
166
498680
1920
(Alkışlar)
08:35
Did I just say choresev işleri?
Did I just say choresev işleri? I really did.
167
503240
3240
Az önce ev işleri mi dedim?
Ev işleri mi dedim? Gerçekten dedim.
08:39
But really, here'sburada why.
168
507920
2160
Ama gerçekten, işte şu yüzden.
08:43
The longestEn uzun longitudinalboyuna studyders çalışma
of humansinsanlar ever conductedyürütülen
169
511280
3656
İnsanların şimdiye kadar yaptığı
en boylamsal çalışma
08:46
is calleddenilen the HarvardHarvard GrantGrant StudyÇalışma.
170
514960
2175
Harvard Grant Study olarak adlandırılır.
08:49
It foundbulunan that professionalprofesyonel
successbaşarı in life,
171
517159
2337
Çalışma gösterdi ki;
çocuklarımız için istediğimiz
hayattaki profesyonel başarı
08:51
whichhangi is what we want for our kidsçocuklar,
172
519520
2576
08:54
that professionalprofesyonel successbaşarı in life
comesgeliyor from havingsahip olan donetamam choresev işleri as a kidçocuk,
173
522120
3776
çocukken yaptıkları ev işlerinden geliyor
08:57
and the earlierdaha erken you startedbaşladı, the better,
174
525920
2016
ve ne kadar erken başlarsanız,
o kadar iyi,
08:59
that a roll-up-your-sleeves-roll-up-senin-kollu -
and-pitch-inve-pitch-gelen mindsetzihniyet,
175
527960
2376
kolları sıva ve işe giriş zihniyeti,
09:02
a mindsetzihniyet that saysdiyor,
there's some unpleasanthoş olmayan work,
176
530360
2376
birkaç tatsız iş var ama
09:04
someone'sbirisi var got to do it,
it mightbelki as well be me,
177
532760
2216
birisi yapmalı, bu ben de
olabilirim, diyen bir zihniyet,
09:07
a mindsetzihniyet that saysdiyor,
178
535000
1216
çabamı bütünün düzeltilmesine
vereceğim diyen
09:08
I will contributekatkıda bulunmak my effortçaba
to the bettermentiyileştirilmesi of the wholebütün,
179
536240
3096
bir zihniyet,
09:11
that that's what getsalır you aheadönde
in the workplaceiş yeri.
180
539360
3056
bu da sizi iş yerinizde ilerleten şey.
09:14
Now, we all know this. You know this.
181
542440
2896
Şimdi, biz bunu biliyoruz.
Siz bunu biliyorsunuz.
09:17
(ApplauseAlkış)
182
545360
2816
(Alkışlar)
09:20
We all know this, and yethenüz,
in the checklistedchecklisted childhoodçocukluk,
183
548200
3576
Hepimiz bunu biliyoruz, ama
çocukluktaki kontrol listesinde,
09:23
we absolvebağışlıyorum our kidsçocuklar of doing
the work of choresev işleri around the houseev,
184
551800
3776
çocuklarımızı evdeki işleri
yapmaktan azlediyoruz
09:27
and then they endson up
as younggenç adultsyetişkinler in the workplaceiş yeri
185
555600
2496
ve sonra iş yerinde
kontrol listesi bekleyen
09:30
still waitingbekleme for a checklistDenetim listesi,
186
558120
2216
genç yetişkinler oluyorlar,
09:32
but it doesn't existvar olmak,
187
560360
1456
ama böyle bir şey yok.
09:33
and more importantlyönemlisi,
lackingeksik the impulsedürtü, the instinctiçgüdü
188
561840
3296
Ve daha da önemlisi, bu dürtü
ve içgüdünün eksikliği yüzünden
09:37
to rollrulo up theironların sleeveskollu and pitchzift in
189
565160
2216
etrafına bakarak kolları sıvayıp
işe girişmek için şunu merak etmiyorlar:
09:39
and look around and wondermerak etmek,
how can I be usefulişe yarar to my colleaguesmeslektaşlar?
190
567400
3576
Meslektaşlarıma nasıl faydalı olabilirim?
09:43
How can I anticipatetahmin etmek a fewaz stepsadımlar aheadönde
to what my bosspatron mightbelki need?
191
571000
4320
Patronumun ihtiyacı olacağı şeyi bir
kaç adım önden nasıl tahmin edebilirim?
09:48
A secondikinci very importantönemli findingbulgu
from the HarvardHarvard GrantGrant StudyÇalışma
192
576280
3600
Harvard Grant Study'deki
ikinci önemli bulgu,
09:52
said that happinessmutluluk in life
193
580920
1760
hayattaki mutluluğun,
09:55
comesgeliyor from love,
194
583720
1856
sevgiden geldiğini,
09:57
not love of work,
195
585600
1856
iş sevgisinden değil,
09:59
love of humansinsanlar:
196
587480
2200
insanların sevgisinden geldiğini gösterdi:
10:02
our spouse, our partnerortak,
our friendsarkadaşlar, our familyaile.
197
590400
3440
Eşimiz, partnerimiz, arkadaşlarımız
ve ailemizden gelen.
10:06
So childhoodçocukluk needsihtiyaçlar to teachöğretmek
our kidsçocuklar how to love,
198
594600
3696
Bu nedenle, çocukluk, yavrularımıza
nasıl sevileceğini öğretmeli,
10:10
and they can't love othersdiğerleri
if they don't first love themselveskendilerini,
199
598320
2976
eğer önce kendilerini sevmezlerse,
diğerlerini de sevemezler
10:13
and they won'talışkanlık love themselveskendilerini
if we can't offerteklif them unconditionalkoşulsuz love.
200
601320
3976
ve eğer biz onlara koşulsuz sevgi
sunmazsak kendilerini sevmeyecekler.
10:17
(ApplauseAlkış)
201
605320
1960
(Alkışlar)
10:21
Right.
202
609600
1200
Doğru.
10:24
And so,
203
612240
1776
Ve bu yüzden,
10:26
insteadyerine of beingolmak obsessedkafayı takmış
with gradesNotlar and scoresSkorlar
204
614040
2256
notlarla takıntılı olmak yerine,
10:28
when our preciousdeğerli offspringyavrular
come home from schoolokul,
205
616320
2896
biricik varlığımız okuldan eve geldiğinde
10:31
or we come home from work,
206
619240
1496
ya da biz işten eve geldiğimizde,
elimizdeki teknolojiyi kapatmalı,
telefonları bir kenara koymalıyız,
10:32
we need to closekapat our technologyteknoloji,
put away our phonestelefonlar,
207
620760
2776
10:35
and look them in the eyegöz
208
623560
1376
onların gözlerine bakmalı ve
10:36
and let them see
the joysevinç that fillsdolguları our facesyüzleri
209
624960
3176
yüzümüzü dolduran hazzı onların
görmesini sağlamalıyız,
10:40
when we see our childçocuk
for the first time in a fewaz hourssaatler.
210
628160
3136
birkaç saatte çocuğumuzu
ilk kez gördüğümüzde.
10:43
And then we have to say,
211
631320
1936
Ve o zaman şöyle demeliyiz;
10:45
"How was your day?
212
633280
1200
"Günün nasıldı?"
10:47
What did you like about todaybugün?"
213
635840
2816
"Bugün ne hoşuna gitti?"
10:50
And when your teenagegenç daughterkız evlat
saysdiyor, "LunchÖğle Yemeği," like mineMayın did,
214
638680
3736
ve kızınız benimki gibi;
"öğlen yemeği" dediğinde
10:54
and I want to hearduymak about the mathmatematik testÖlçek,
215
642440
2056
ve ben öğle yemeğini değil
matematik sınavını
10:56
not lunchöğle yemeği,
216
644520
1416
duymak istiyorken.
10:57
you have to still
take an interestfaiz in lunchöğle yemeği.
217
645960
3016
Ama yine de öğle yemeği ile
ilgilenmelisiniz.
11:01
You gottalazım say, "What was great
about lunchöğle yemeği todaybugün?"
218
649000
3176
Şöyle demelisiniz; "Bugün öğle
yemeğinde ne güzeldi?"
11:04
They need to know
they mattermadde to us as humansinsanlar,
219
652200
3376
Onlar bizim için insan olarak
değerli olduklarını bilmeliler,
11:07
not because of theironların GPANOT ORTALAMASI.
220
655600
2600
not ortalamaları yüzünden değil.
11:11
All right, so you're thinkingdüşünme,
choresev işleri and love,
221
659640
2216
Pekâlâ, siz ev işi ve sevgiyi
düşünüyorsunuz,
11:13
that soundssesleri all well and good,
but give me a breakkırılma.
222
661880
2496
hepsi kulağa iyi geliyor ama
üstüme gelmeyin.
11:16
The collegeskolejler want to see
topüst scoresSkorlar and gradesNotlar
223
664400
2976
Üniversiteler yüksek notları
görmek istiyor ve ödülleri de.
11:19
and accoladesövgü and awardsödülleri,
and I'm going to tell you, sortçeşit of.
224
667400
3920
Size bir şekilde anlatacağım.
11:25
The very biggesten büyük brand-namemarka schoolsokullar
are askingsormak that of our younggenç adultsyetişkinler,
225
673080
5896
En büyük marka okullar
genç yetişkinlerimizi istiyor,
11:31
but here'sburada the good newshaber.
226
679000
1360
ama işte iyi haber.
11:33
ContraryTam tersine to what the collegekolej
rankingsSıralaması racketRaket would have us believe --
227
681160
5096
Üniversite sıralamalarının
inanmamızı istediğinin tersine --
11:38
(ApplauseAlkış)
228
686280
2360
(Alkışlar)
11:44
you don't have to go to one
of the biggesten büyük brandmarka nameisim schoolsokullar
229
692040
2896
hayatta mutlu ve başarılı olmak için
en büyük marka okullardan birine
gitmek zorunda değilsiniz.
11:46
to be happymutlu and successfulbaşarılı in life.
230
694960
1736
11:48
HappyMutlu and successfulbaşarılı people
wentgitti to statebelirtmek, bildirmek schoolokul,
231
696720
2856
Mutlu ve başarılı insanlar
devlet okullarına gittiler,
kimsenin duymadığı küçük bir
üniversiteye gittiler,
11:51
wentgitti to a smallküçük collegekolej
no one has heardduymuş of,
232
699600
2256
11:53
wentgitti to communitytoplum collegekolej,
233
701880
1576
yüksek okula gittiler,
11:55
wentgitti to a collegekolej over here
and flunkedsınıfta kaldı out.
234
703480
2736
burada bir üniversiteye gittiler
ve okulu bırakmak zorunda kaldılar.
11:58
(ApplauseAlkış)
235
706240
2800
(Alkışlar)
12:05
The evidencekanıt is in this roomoda,
is in our communitiestopluluklar,
236
713240
2976
Kanıt bu odada, toplumumuzda,
12:08
that this is the truthhakikat.
237
716240
1696
bu gerçek.
12:09
And if we could widengenişletmek our blindersat gözlüğü
238
717960
1696
Ve at gözlüklerimizi genişletebilirsek
12:11
and be willingistekli to look
at a fewaz more collegeskolejler,
239
719680
2256
birkaç üniversiteye daha bakma
isteğinde olursak
12:13
maybe removeKaldır our ownkendi egosegoları
from the equationdenklem,
240
721960
3536
ve belki denklemden
kendi egolarımızı çıkartırsak,
12:17
we could acceptkabul etmek and embracekucaklamak
this truthhakikat and then realizegerçekleştirmek,
241
725520
3656
bu gerçeği kabul edip yüzleşebiliriz
ve sonra fark edebiliriz,
12:21
it is hardlyzorlukla the endson of the worldDünya
242
729200
1976
eğer çocuklarımız o büyük marka
okullardan birine gitmezlerse,
12:23
if our kidsçocuklar don't go to one
of those bigbüyük brand-namemarka schoolsokullar.
243
731200
3520
bu dünyanın sonu değil.
12:27
And more importantlyönemlisi,
244
735960
1256
Ve daha da önemlisi,
12:29
if theironların childhoodçocukluk has not been livedyaşamış
accordinggöre to a tyrannicalzalim checklistDenetim listesi
245
737240
5096
eğer çocukluklarını acımasız bir kontrol
listesine göre yaşamasalardı,
12:34
then when they get to collegekolej,
246
742360
2136
sonra üniversiteye girdiklerinde,
12:36
whicheverHangisi one it is,
247
744520
1936
hangisi olursa olsun,
12:38
well, they'llacaklar have gonegitmiş there
on theironların ownkendi volitioniradesiyle,
248
746480
3096
kendi iradeleri ile girmiş olacaklar,
12:41
fueledyakıtlı by theironların ownkendi desirearzu etmek,
249
749600
2456
kendi arzularıyla beslenerek,
12:44
capableyetenekli and readyhazır to thrivegelişmek there.
250
752080
3200
orada büyümeye hazır ve muktedir olarak.
12:49
I have to admititiraf etmek something to you.
251
757360
1800
Size bir şey itiraf etmeliyim.
12:51
I've got two kidsçocuklar I mentionedadı geçen,
SawyerSawyer'ı and AveryAvery.
252
759760
3096
Daha önce bahsettiğim gibi
iki çocuğum var: Sawyer ve Avery.
12:54
They're teenagersgençler.
253
762880
1696
Onlar ergen.
12:56
And oncebir Zamanlar uponüzerine a time,
254
764600
1856
Bir zamanlar,
12:58
I think I was treatingtedavi my SawyerSawyer'ı and AveryAvery
255
766480
2616
benim Sawyer ve Avery'me
13:01
like little bonsaibonsai treesağaçlar --
256
769120
1776
küçük bonzai ağaçları gibi
davranıyordum --
13:02
(LaughterKahkaha)
257
770920
2336
(Gülüşmeler)
13:05
that I was going
to carefullydikkatlice clipklips and pruneKuru erik
258
773280
2936
Onları dikkatlice kesip buduyordum
13:08
and shapeşekil into some perfectmükemmel
formform of a humaninsan
259
776240
3896
ve mükemmel bir insan modeli olarak
şekillendiriyordum.
13:12
that mightbelki just be perfectmükemmel enoughyeterli
to warrantArama izni them admissiongiriş
260
780160
3496
Öyle bir model ki, çocuklarımın
en seçici üniversitelerden birine
13:15
to one of the mostçoğu
highlybüyük ölçüde selectiveSeçici collegeskolejler.
261
783680
2440
kabul almalarını garantilemek için
yeterince mükemmel bir insan modeli.
13:19
But I've come to realizegerçekleştirmek, after workingçalışma
with thousandsbinlerce of other people'sinsanların kidsçocuklar --
262
787040
3880
Ancak, binlerce insanın
çocuğuyla çalıştıktan sonra --
13:23
(LaughterKahkaha)
263
791640
1720
(Gülüşmeler)
13:26
and raisingyükselen two kidsçocuklar of my ownkendi,
264
794480
2320
ve kendi iki çocuğumu
yetiştirdikten sonra,
13:30
my kidsçocuklar aren'tdeğil bonsaibonsai treesağaçlar.
265
798200
2200
anladım ki, çocuklarım bonzai
ağaçları değiller.
13:33
They're wildflowerskır çiçekleri
266
801800
1720
Onlar bilinmeyen bir türün
13:36
of an unknownBilinmeyen genuscins and speciesTürler --
267
804400
2816
vahşi çiçekleri--
13:39
(LaughterKahkaha)
268
807240
1896
(Gülüşmeler)
13:41
and it's my job to providesağlamak
a nourishingBesleyici environmentçevre,
269
809160
3416
Benim işim onlara
faydalı bir çevre sağlamak,
13:44
to strengthengüçlendirmek them throughvasitasiyla choresev işleri
270
812600
2376
ev işleriyle onları güçlendirmek
13:47
and to love them so they can
love othersdiğerleri and receiveteslim almak love
271
815000
4296
ve onları sevmek, ki böylece diğerlerini
sevsinler ve sevilsinler,
13:51
and the collegekolej, the majormajör, the careerkariyer,
272
819320
3096
üniversite, meslek ve kariyer
13:54
that's up to them.
273
822440
1696
onlara kalmış.
13:56
My job is not to make them becomeolmak
what I would have them becomeolmak,
274
824160
5656
Benim işim, onları olmalarını istediğim
şey hâline getirmek değil,
14:01
but to supportdestek them
in becomingolma theironların gloriousşanlı selvescanlarından.
275
829840
4800
muhteşem kişiler olurken onlara
destek olmak.
14:07
Thank you.
276
835400
1216
Teşekkür ederim.
14:08
(ApplauseAlkış)
277
836640
6430
(Alkışlar)
Translated by gulsum ozturk
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Julie Lythcott-Haims - Academic, author
Julie Lythcott-Haims speaks and writes on the phenomenon of helicopter parenting and the dangers of a checklisted childhood -- the subject of her book, "How to Raise an Adult."

Why you should listen

Julie Lythcott-Haims is the author of the New York Times best-selling book How to Raise an Adult: Break Free of the Overparenting Trap and Prepare Your Kid for Success. The book emerged from her decade as Stanford University's Dean of Freshmen, where she was known for her fierce advocacy for young adults and received the university's Lloyd W. Dinkelspiel Award for creating "the" atmosphere that defines the undergraduate experience. She was also known for her fierce critique of the growing trend of parental involvement in the day-to-day lives of college students. Toward the end of her tenure as dean, she began speaking and writing widely on the harm of helicopter parenting. How to Raise an Adult is being published in over two dozen countries and gave rise to her TED Talk and a sequel which will be out in 2018. In the meantime, Lythcott-Haims's memoir on race, Real American, will be out in Fall 2017.

Lythcott-Haims is a graduate of Stanford University, Harvard Law School, and California College of the Arts. She lives in Silicon Valley with her partner of over twenty-five years, their two teenagers and her mother. 

More profile about the speaker
Julie Lythcott-Haims | Speaker | TED.com