ABOUT THE SPEAKER
Lucy Kalanithi - Caregiver
Lucy Kalanithi is dedicated to helping others choose the health care and end-of-life experiences that best align with their values.

Why you should listen

Stanford internist Lucy Kalanithi is the widow of neurosurgeon and writer Paul Kalanithi, who was diagnosed with Stage IV lung cancer at age 36. Shortly after his diagnosis, Paul wrote about his transformation from doctor to patient, and explored what makes life worth living in the face of death in his poignant memoir When Breath Becomes Air. After Paul died in 2015, Lucy completed his memoir and wrote its powerful epilogue. As a caregiver for her husband during all phases of his illness and as a practicing physician and a thinker on healthcare value, Lucy is dedicated to helping others choose the health care and end-of-life experiences that best align with their values. She lives in the Bay Area with her and Paul’s daughter, Cady.

More profile about the speaker
Lucy Kalanithi | Speaker | TED.com
TEDMED 2016

Lucy Kalanithi: What makes life worth living in the face of death

Lucy Kalanithi: Ölümle yüzleşirken hayatı yaşamaya değer kılan nedir

Filmed:
2,258,354 views

Son derece duygusal bu konuşmada Lucy Kalanithi hayatını ve amacını, ölen eşi; teşhisinden sonra yazılar yazan genç beyin cerrahı Paul'un hikâyesini paylaşarak yansıtıyor. ''Bütünüyle deneyimlemek; yaşam ve ölüm, sevgi ve kayıp: yapmamız gereken şeyler,'' diyor Kalanithi. ''İnsan olmak acı çekmeden olmuyor; dâhilinde oluyor.''
- Caregiver
Lucy Kalanithi is dedicated to helping others choose the health care and end-of-life experiences that best align with their values. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
A fewaz daysgünler after my husbandkoca PaulPaul
was diagnosedtanısı with stageevre IVIV lungakciğer cancerkanser,
0
960
6376
Eşim Paul'a 4. evre akciğer kanseri
teşhisi konulduktan birkaç gün sonra
00:19
we were lyingyalan söyleme in our bedyatak at home,
1
7360
2496
evde yatağımızda uzanıyorduk
00:21
and PaulPaul said,
2
9880
1776
ve Paul;
00:23
"It's going to be OK."
3
11680
1200
"Her şey iyi olacak" dedi.
00:26
And I rememberhatırlamak answeringcevap veren back,
4
14040
2496
Ben de ona şöyle dediğimi hatırlıyorum;
00:28
"Yes.
5
16560
1216
"Evet.
00:29
We just don't know what OK meansanlamına geliyor yethenüz."
6
17800
3760
Sadece, iyi ne demek henüz bilmiyoruz."
00:35
PaulPaul and I had metmet as first-yearilk yıl
medicaltıbbi studentsöğrencilerin at YaleYale.
7
23320
3496
Paul ile Yale'de tıp
okulunun ilk yılında tanıştık.
00:38
He was smartakıllı and kindtür and superSüper funnykomik.
8
26840
3440
O zeki, kibar ve çok komikti.
00:42
He used to keep a gorillagoril suittakım elbise
in the trunkgövde of his cararaba,
9
30880
3816
Arabasının bagajında
goril kostümü tutardı,
00:46
and he'diçin ona say, "It's for emergenciesAcil durumlar only."
10
34720
2416
"Sadece acil durumlar için." derdi.
00:49
(LaughterKahkaha)
11
37160
1200
(Gülüşmeler)
00:51
I felldüştü in love with PaulPaul as I watchedizledi
the carebakım he tookaldı with his patientshastalar.
12
39200
3720
Paul'un hastalarıyla ilgilenişini
seyrederken ona aşık oldum.
Geç saatlere kadar kalır onlarla konuşurdu
00:55
He stayedkaldı lategeç talkingkonuşma with them,
13
43400
2176
00:57
seekingarayan to understandanlama
the experiencedeneyim of illnesshastalık
14
45600
3456
hastalığı deneyimlemenin
ne demek olduğunu anlamak için.
01:01
and not just its technicalitiesTeknik.
15
49080
2120
Sadece teknik ayrıntılarıyla değil.
01:04
He latersonra told me he felldüştü in love with me
16
52560
2216
O da bana, beni EKG makinesinde
01:06
when he saw me cryağlamak over an EKGEKG
of a heartkalp that had ceasedkesildiği tarih beatingdayak.
17
54800
5040
durmuş bir kalbe bakıp ağladığımı
gördüğünde aşık olduğunu söyledi.
01:13
We didn't know it yethenüz,
18
61120
1536
Henüz farkında değildik,
01:14
but even in the headydüşüncesiz daysgünler of younggenç love,
19
62680
3136
ama erken sonlanan aşkın
heyecanlı günlerinde bile
01:17
we were learningöğrenme how
to approachyaklaşım sufferingçile togetherbirlikte.
20
65840
3120
acıya nasıl yaklaşılacağını
birlikte öğreniyorduk.
01:22
We got marriedevli and becameoldu doctorsdoktorlar.
21
70840
2376
Evlendik ve doktor olduk.
01:25
I was workingçalışma as an internistdahiliyeci
22
73240
2016
Ben dahiliyeci olarak çalışıyordum.
01:27
and PaulPaul was finishingbitirme his trainingEğitim
as a neurosurgeonbeyin cerrahı
23
75280
4056
Paul ise beyin cerrahisi üzerine
eğitimini bitiriyordu ki
01:31
when he startedbaşladı to losekaybetmek weightağırlık.
24
79360
1640
o sırada kilo kaybetmeye başladı.
01:34
He developedgelişmiş excruciatingdayanılmaz bir back painAğrı
and a coughöksürük that wouldn'tolmaz go away.
25
82480
4920
Şiddetli sırt ağrısı ve
hiç bitmeyen bir öksürme başladı.
01:40
And when he was admittedkabul edilmiş to the hospitalhastane,
26
88400
2136
Hastaneye yatırıldığında
01:42
a CTCT scantaramak revealedortaya tumorstümörler
in Paul'sPaul ün lungsakciğerler and in his boneskemikler.
27
90560
4080
tomografide akciğer ve kemiklerinde
tümör olduğu ortaya çıktı.
01:48
We had bothher ikisi de caredbakım for patientshastalar
with devastatingyıkıcı diagnosestanıları;
28
96640
3600
İkimiz de yıkıcı teşhisler
konmuş hastalara baktık.
01:53
now it was our turndönüş.
29
101200
2360
Şimdi sıra bizdeydi.
01:58
We livedyaşamış with Paul'sPaul ün illnesshastalık
for 22 monthsay.
30
106720
2600
Paul'un hastalığıyla 22 ay yaşadık.
02:01
He wroteyazdı a memoiryaşam öyküsü about facingkarşı mortalityölüm oranı.
31
109920
2520
O, ölümle yüzleşme üzerine
bir anı yazısı yazdı.
02:05
I gaveverdi birthdoğum to our daughterkız evlat CadyCady,
32
113320
2160
Ben de kızımız Cady'yi doğurdum,
02:08
and we lovedsevilen her and eachher other.
33
116240
1680
onu ve birbirimizi sevdik.
02:10
We learnedbilgili directlydirekt olarak how to strugglemücadele
throughvasitasiyla really toughsert medicaltıbbi decisionskararlar.
34
118720
4640
Ciddi tıbbi kararlarla başa çıkmayı
doğrudan deneyimleyerek öğrendik.
02:17
The day we tookaldı PaulPaul
into the hospitalhastane for the last time
35
125320
3575
Paul'u hastaneye son kez götürdüğümüz gün
hayatımın en zor günüydü.
02:20
was the mostçoğu difficultzor day of my life.
36
128919
2041
Sonunda, bana dönüp
02:24
When he turneddönük to me at the endson
37
132560
1976
02:26
and said, "I'm readyhazır,"
38
134560
2480
"Ben hazırım" dediğinde
bunun, yalnızca cesur bir karar
olmadığını biliyordum.
02:31
I knewbiliyordum that wasn'tdeğildi just a bravecesur decisionkarar.
39
139000
2680
Aynı zamanda doğru olandı.
02:34
It was the right one.
40
142280
1320
Paul, suni solunum cihazı
veya kalp masajı istemedi.
02:36
PaulPaul didn't want a ventilatorVantilatör and CPRKALP MASAJI.
41
144680
2880
O an,
02:40
In that momentan,
42
148360
1496
02:41
the mostçoğu importantönemli thing to PaulPaul
43
149880
2600
Paul için en önemli şey
kızımızı kucağına almaktı.
02:45
was to holdambar our babybebek daughterkız evlat.
44
153560
1680
02:49
NineDokuz hourssaatler latersonra,
45
157240
1816
Dokuz saat sonra,
02:51
PaulPaul diedvefat etti.
46
159080
1200
Paul öldü.
02:55
I've always thought of myselfkendim
as a caregiverCaregiver --
47
163960
2256
Kendimi hep hastabakıcı
olarak düşünmüşümdür
02:58
mostçoğu physicianshekimler do --
48
166240
2056
her hekim düşünür,
03:00
and takingalma carebakım of PaulPaul
deepenedderinleştirdi what that meantdemek.
49
168320
2800
Paul'a bakmak,
bunun anlamını derinleştirdi.
Hastalığı boyunca kimliğini
yeniden şekillendirmesini izlemek;
03:04
Watchingİzlerken him reshapeyeniden şekillendirme
his identityKimlik duringsırasında his illnesshastalık,
50
172120
3616
acısına şahit olup kabul etmeyi öğrenmek;
03:07
learningöğrenme to witnesstanık and acceptkabul etmek his painAğrı,
51
175760
3496
03:11
talkingkonuşma togetherbirlikte throughvasitasiyla his choicesseçimler --
52
179280
2536
seçimleri üzerine ayrıntılarıyla konuşmak,
o deneyimler bana
03:13
those experiencesdeneyimler taughtöğretilen me
53
181840
1416
toparlanmanın önceki sağlığına
kavuşmak demek olmadığını
03:15
that resilienceesneklik does not mean
bouncingZıplayan back to where you were before,
54
183280
5256
ya da zor şeyler zor değilmiş
gibi davranmayı öğretti.
03:20
or pretendingdavranarak that
the hardzor stuffşey isn't hardzor.
55
188560
2680
03:24
It is so hardzor.
56
192120
2000
Çok zor,
acı verici, karmaşık bir şeydir.
03:27
It's painfulacı verici, messydağınık stuffşey.
57
195160
3280
03:31
But it's the stuffşey.
58
199320
1416
Ama bu işin aslıdır.
Öğrendim ki
buna birlikte giriştiğimizde
03:32
And I learnedbilgili that when we
approachyaklaşım it togetherbirlikte,
59
200760
3240
03:37
we get to decidekarar ver what successbaşarı looksgörünüyor like.
60
205120
3680
başarı nedir, buna
biz karar veriyoruz.
Paul'ün teşhisinden sonra
bana söylediği ilk şeylerden biri
03:43
One of the first things
PaulPaul said to me after his diagnosisTanı was,
61
211080
3320
"Senin yeniden evlenmeni istiyorum'' oldu.
03:47
"I want you to get remarriedyeniden evlendi."
62
215360
1520
03:50
And I was like, whoaçüş, I guesstahmin
we get to say anything out loudyüksek sesle.
63
218480
3336
Ben de ''Sanırım yüksek sesle
her şeyi söyleyebiliyoruz'' dedim.
03:53
(LaughterKahkaha)
64
221840
2536
(Gülüşmeler)
Çok şok edici,
03:56
It was so shockingşok edici
65
224400
2056
03:58
and heartbreakingyürek ...
66
226480
1800
yürekleri burkan...
ve cömert,
04:01
and generouscömert,
67
229440
1216
gerçekten iç rahatlatıcıydı.
04:02
and really comfortingrahatlatıcı
68
230680
1496
04:04
because it was so starklystarkly honestdürüst,
69
232200
2576
Çünkü tamamen çok içtendi
04:06
and that honestyDürüstlük turneddönük out
to be exactlykesinlikle what we neededgerekli.
70
234800
3120
ve sonra ortaya çıktı ki içtenlik,
tam da ihtiyacımız olanmış.
Paul'un hastalığının ilk zamanlarında,
04:10
EarlyErken in Paul'sPaul ün illnesshastalık,
71
238760
1696
04:12
we agreedkabul we would
just keep sayingsöz things out loudyüksek sesle.
72
240480
3360
her şeyi sesli söylemeye devam
edeceğimiz konusunda anlaştık.
04:17
TasksGörevleri like makingyapma a will,
73
245400
2296
Vasiyet hazırlama,
04:19
or completingTamamlanıyor our advanceilerlemek directivesyönergeleri --
74
247720
2656
birbirimizin tıbbi vasiyetini
tamamlama gibi görevler,
04:22
tasksgörevler that I had always avoidedkaçınılması --
75
250400
2576
her zaman görmezden
geldiğim görevler
artık göz korkutucu gelmemeye başladı.
04:25
were not as dauntingyıldırıcı as they oncebir Zamanlar seemedgibiydi.
76
253000
2280
Vasiyet doldurmanın
aşkın göstergesi olduğunu anladım,
04:28
I realizedgerçekleştirilen that completingTamamlanıyor
an advanceilerlemek directiveyönergesi is an actdavranmak of love --
77
256040
4359
aynı bir evlilik yemini gibi.
04:33
like a weddingDüğün vowAdak.
78
261480
1560
Biriyle ilgilenmenin,
04:35
A pactPaktı to take carebakım of someonebirisi,
79
263720
2256
verdiğin sözü hayata
geçirmenin antlaşması;
04:38
codifyingdüzenleyerek the promisesöz vermek
80
266000
2296
04:40
that tiltil deathölüm do us partBölüm,
81
268320
1920
''Ölüm bizi ayırana dek,
yanında olacağım.
04:43
I will be there.
82
271240
1240
Eğer gerekirse, senin adına konuşacağım.
04:45
If neededgerekli, I will speakkonuşmak for you.
83
273960
2440
Dileklerini onurlandıracağım.''
04:49
I will honorOnur your wishesdilek.
84
277200
2280
O kâğıt işi, bizim aşkımızın
somut bir parçası hâline geldi.
04:53
That paperworkevrak becameoldu
a tangiblesomut partBölüm of our love storyÖykü.
85
281280
3360
Hekimler olarak Paul ve ben
04:59
As physicianshekimler,
86
287040
1216
05:00
PaulPaul and I were in a good positionpozisyon
87
288280
1656
onun tanısını anlama
ve hatta kabul etme
05:01
to understandanlama and even
acceptkabul etmek his diagnosisTanı.
88
289960
3160
açısından iyi konumdaydık.
Buna kızgın değildik,
05:06
We weren'tdeğildi angrykızgın about it,
89
294120
1336
neyse ki.
05:07
luckilyiyi ki,
90
295480
1216
Çünkü yıkıcı hâllerde olan
birçok hasta görmüştük
05:08
because we'devlenmek seengörüldü so manyçok patientshastalar
in devastatingyıkıcı situationsdurumlar,
91
296720
4136
05:12
and we knewbiliyordum that deathölüm is a partBölüm of life.
92
300880
2680
ve ölümün hayatın bir parçası
olduğunu biliyorduk.
Ama hakkında bilinmesi gereken şey;
05:17
But it's one thing to know that;
93
305880
1576
05:19
it was a very differentfarklı experiencedeneyim
94
307480
1656
çok değişik bir deneyimdi...
05:21
to actuallyaslında livecanlı with the sadnessüzüntü
and uncertaintybelirsizlik of a seriousciddi illnesshastalık.
95
309160
4480
...gerçekten mutsuzluk ve ciddi bir
hastalığın bilinmezliğiyle yaşamak.
Akciğer kanserine karşı
dev aşamalar kaydedildi
05:26
HugeBüyük stridesadımlar are beingolmak madeyapılmış
againstkarşısında lungakciğer cancerkanser,
96
314720
3216
ama biz Paul'ün yaşayacak birkaç
ayı ya da yılı kaldığını biliyorduk.
05:29
but we knewbiliyordum that PaulPaul likelymuhtemelen had
monthsay to a fewaz yearsyıl left to livecanlı.
97
317960
4760
O zaman süresince,
05:36
DuringSırasında that time,
98
324720
1216
Paul değişimi üzerine yazdı,
doktordan hastaya.
05:37
PaulPaul wroteyazdı about his transitiongeçiş
from doctordoktor to patienthasta.
99
325960
2800
Birden dönüm noktasına gelme
hissi hakkında konuştu.
05:41
He talkedkonuştuk about feelingduygu
like he was suddenlyaniden at a crossroadskavşak,
100
329680
4056
Nasıl, bir çok hasta tedavi edip
05:45
and how he would have thought
he'diçin ona be ableyapabilmek to see the pathyol,
101
333760
2800
onların adımlarını izlerse
yolu görebileceğini
05:49
that because he treatedişlenmiş so manyçok patientshastalar,
102
337320
2736
05:52
maybe he could followtakip et in theironların footstepsayak sesleri.
103
340080
2280
sandığı hakkında konuştu.
05:55
But he was totallybütünüyle disorientedşaşırmış.
104
343280
1800
Ama tamamen yolunu şaşırmıştı.
05:58
RatherDaha doğrusu than a pathyol,
105
346440
1776
Yoldan daha ziyade
06:00
PaulPaul wroteyazdı,
106
348240
1496
Paul yazdı;
06:01
"I saw insteadyerine
107
349760
2056
''Yalnıza acı,
boşluk yerine
06:03
only a harshsert, vacantboş,
gleamingpırıl pırıl whitebeyaz desertçöl.
108
351840
4160
Bembeyaz çöl gördüm.
06:08
As if a sandstormkum fırtınası
had erasedsildim all familiarityaşinalık.
109
356720
3160
Bir kum fırtınasının
tüm aşinalığı silmesi gibi
06:13
I had to faceyüz my mortalityölüm oranı
110
361160
1840
kendi ölümlüğümle yüzleşmeliydim.
06:16
and try to understandanlama
what madeyapılmış my life worthdeğer livingyaşam,
111
364000
3600
Hayatımı yaşamaya değer kılan
şeyi anlamaya çalışmalıydım,
06:20
and I neededgerekli my oncologist'sonkolog'ın
help to do so."
112
368680
3480
Bunu yapmak için doktorumun
yardımına ihtiyacım vardı.''
Paul'la ilgilenen klinisyenler,
06:27
The cliniciansklinisyenler takingalma carebakım of PaulPaul
113
375440
2056
06:29
gaveverdi me an even deeperDaha derine appreciationtakdir
for my colleaguesmeslektaşlar in healthsağlık carebakım.
114
377520
4216
bana meslektaşlarım adına
daha derin takdirlerini sundu.
Zor bir işimiz var.
06:33
We have a toughsert job.
115
381760
1976
Hastalıklarının sonucu belli olan
hastalara yardım etmekten sorumluyuz
06:35
We're responsiblesorumluluk sahibi for helpingyardım ediyor patientshastalar
have clarityberraklık around theironların prognosesöngörüleri
116
383760
4776
06:40
and theironların treatmenttedavi optionsseçenekleri,
117
388560
1976
ve onların tedavi seçeneklerinden.
06:42
and that's never easykolay,
but it's especiallyözellikle toughsert
118
390560
2496
Asla kolay olmaz ama kanser gibi,
06:45
when you're dealingmuamele with potentiallypotansiyel
terminalTerminal illnesseshastalıklar like cancerkanser.
119
393080
3680
ölümcül bir hastalıkla
uğraşıyorken ayrıca çok zordur.
06:50
Some people don't want to know
how long they have left,
120
398320
3696
Bazı insanlar ne kadar zamanları
kaldığını öğrenmek istemiyor,
bazılarıyla istiyor.
06:54
othersdiğerleri do.
121
402040
1200
İki türlü de, o cevaplar
asla bizde olmaz.
06:55
EitherHer iki way, we never have those answerscevaplar.
122
403840
2480
07:00
SometimesBazen we substitutevekil hopeumut
123
408200
2840
Bazen umut veririz
07:04
by emphasizingvurgulayan the best-caseEn iyi durum scenariosenaryo.
124
412080
2360
en iyi senaryoyu vurgulayarak.
Hekimlere yapılan ankette
07:08
In a surveyanket of physicianshekimler,
125
416320
2096
yüzde elli beşi, hastaya,
hastalığın seyrinden bahsederken
07:10
55 percentyüzde said
they paintedboyalı a rosierRosier pictureresim
126
418440
4816
gerçek düşüncesini dürüstçe
söylemek yerine,
07:15
than theironların honestdürüst opiniongörüş
127
423280
1456
07:16
when describingaçıklayan a patient'shastanın prognosisprognoz.
128
424760
1960
daha pembe bir resim
çizmiş olduğunu söyledi.
07:19
It's an instinctiçgüdü borndoğmuş out of kindnessnezaket.
129
427960
2720
İyilikten doğan bir içgüdü.
Ama araştırmacılar buldu ki;
07:24
But researchersaraştırmacılar have foundbulunan
130
432120
1416
07:25
that when people better understandanlama
the possiblemümkün outcomesçıktıları of an illnesshastalık,
131
433560
5216
insanlar bir hastalığın muhtemel
sonuçlarını daha iyi anladıklarında
daha az kaygılı oluyorlar,
07:30
they have lessaz anxietyanksiyete,
132
438800
1520
07:33
greaterbüyük abilitykabiliyet to planplan
133
441080
1760
planlamada üstün becerili oluyorlar
ve aileleri için daha az travma oluyor.
07:35
and lessaz traumaTravma for theironların familiesaileleri.
134
443840
2320
Aileler o konuşmalarla mücadele
edebilirler ama bizim için,
07:40
FamiliesAileler can strugglemücadele
with those conversationskonuşmaları,
135
448800
2736
07:43
but for us, we alsoAyrıca foundbulunan that informationbilgi
immenselyson derece helpfulfaydalı with bigbüyük decisionskararlar.
136
451560
6480
o bilginin, büyük kararlar konusunda
son derece yardımcı olduğunu bulduk.
Özellikle;
07:50
MostÇoğu notablyözellikle,
137
458920
1200
07:53
whetherolup olmadığını to have a babybebek.
138
461040
1200
bebek sahibi olup olmamak gibi.
07:56
MonthsAy to a fewaz yearsyıl meantdemek
PaulPaul was not likelymuhtemelen to see her growbüyümek up.
139
464800
4960
Aylar veya birkaç yıl, Paul'un onun
büyüyüşünü göremeyeceği anlamına geliyordu
Ama onun doğumunda
orada olma şansı yüksekti
08:02
But he had a good chanceşans
of beingolmak there for her birthdoğum
140
470840
2496
ve hayatının başlangıcında.
08:05
and for the beginningbaşlangıç of her life.
141
473360
1640
Paul'a sorduğumu hatırlıyorum,
08:08
I rememberhatırlamak askingsormak PaulPaul
142
476640
1976
08:10
if he thought havingsahip olan
to say goodbyeGüle güle to a childçocuk
143
478640
3376
bir çocuğa elveda demenin
ölümü olduğundan da
08:14
would make dyingölen even more painfulacı verici.
144
482040
2520
acılı yapacağını düşündü mü.
08:18
And his answerCevap astoundedhayretler me.
145
486400
1856
Cevabı beni hayrete düşürdü.
Dedi ki;
08:20
He said,
146
488280
1696
08:22
"Wouldn'tOlmaz it be great if it did?"
147
490000
2240
''Öyle olsaydı harika olmaz mıydı?''
Ve yaptık.
08:28
And we did it.
148
496040
1200
08:29
Not in ordersipariş to spitenispet cancerkanser,
149
497840
2560
Kansere inat olsun diye değil
ama dolu dolu yaşamanın
08:33
but because we were learningöğrenme
150
501520
1856
acıyı kabul etmek olduğunu
öğrendiğimiz için.
08:35
that livingyaşam fullytamamen
meansanlamına geliyor acceptingkabul etme sufferingçile.
151
503400
5160
Paul'un onkolojisti kemosunu
08:43
Paul'sPaul ün oncologistonkolog tailoredözel olarak tasarlanmış his chemoKemoterapi
152
511880
2416
beyin cerrahı olarak çalışmaya
devam edebilsin diye şekillendirdi
08:46
so he could continuedevam et
workingçalışma as a neurosurgeonbeyin cerrahı,
153
514320
3296
ki başta bunun tamamen
imkansız olduğunu düşündük.
08:49
whichhangi initiallybaşlangıçta we thought
was totallybütünüyle impossibleimkansız.
154
517640
2440
Kanser ilerlediğinde
08:53
When the cancerkanser advancedileri
155
521520
1296
08:54
and PaulPaul shiftedkaydırılır from surgerycerrahlık to writingyazı,
156
522840
2520
ve Paul ameliyattan
yazmaya geçtiğinde,
08:58
his palliativePalyatif carebakım doctordoktor
prescribedreçete a stimulantuyarıcı medicationilaç
157
526200
3336
paliyatif bakım doktoru
uyarıcı ilaç tedavisi reçetesi yazdı
09:01
so he could be more focusedodaklı.
158
529560
1600
ki daha odaklanmış olabilsin.
09:04
They askeddiye sordu PaulPaul about
his prioritiesöncelikler and his worriesEndişeye.
159
532600
3680
Paul'a önceliklerini
ve kaygılarını sordular.
09:09
They askeddiye sordu him what trade-offsdengelemeler
he was willingistekli to make.
160
537080
3640
Ona nelerden vazgeçmeye
hazır olduğunu sordular.
09:14
Those conversationskonuşmaları
are the besten iyi way to ensuresağlamak
161
542480
4136
O konuşmalar, alacağın
sağlık hizmetinin
kendi değerlerine uyduğuna
emin olmanın en iyi yoluydu.
09:18
that your healthsağlık carebakım matchesmaçlar your valuesdeğerler.
162
546640
3880
Paul, öyle ''kuşlar ve arılar''
konuşması değil
09:24
PaulPaul jokedŞaka that it's not
like that "birdskuşlar and beesArılar" talk
163
552280
2656
ailenle yaptığın,
09:26
you have with your parentsebeveyn,
164
554960
1336
herkesin olabildiğince çabuk
bunları aştığı
09:28
where you all get it over with
as quicklyhızlı bir şekilde as possiblemümkün,
165
556320
2536
ve sonra hiç olmamış gibi davrandığı.
09:30
and then pretendtaklit it never happenedolmuş.
166
558880
1696
Durumlar değiştikçe o konuşmayı
tekrardan değerlendirirsin.
09:32
You revisittekrar the conversationkonuşma
as things changedeğişiklik.
167
560600
2896
09:35
You keep sayingsöz things out loudyüksek sesle.
168
563520
2920
Durumları sesli söylemeye devam edersin.
09:40
I'm foreversonsuza dek gratefulminnettar
169
568400
1256
Sonsuza dek minnettarım
09:41
because Paul'sPaul ün cliniciansklinisyenler feltkeçe
170
569680
2376
çünkü Paul'un klinisyenleri
09:44
that theironların job wasn'tdeğildi to try
to give us answerscevaplar they didn't have,
171
572080
3096
işlerinin kendilerinde olmayan cevapları
bize vermek olmadığını biliyorlardı
09:47
or only to try to fixdüzeltmek things for us,
172
575200
3376
ya da sadece bizim için işleri
kolaylaştırmak olmadığını
09:50
but to counselavukat PaulPaul
throughvasitasiyla painfulacı verici choicesseçimler ...
173
578600
2800
ama Paul'a zor kararlar arasında
tavsiye vermek olduğunu...
09:54
when his bodyvücut was failinghata
but his will to livecanlı wasn'tdeğildi.
174
582320
5000
...bedeni tükeniyor ama
yaşam isteği sürüyorken.
10:01
LaterDaha sonra, after PaulPaul diedvefat etti,
175
589440
1560
Paul öldükten sonra,
10:03
I receivedAlınan a dozendüzine bouquetsbuketler of flowersÇiçekler,
176
591960
2696
bana bir düzine çiçek buketi gönderildi
ama ben yalnızca bir kişiye
çiçek yolladım...
10:06
but I sentgönderilen just one ...
177
594680
1520
10:09
to Paul'sPaul ün oncologistonkolog,
178
597080
2056
Paul'un onkolojistine,
10:11
because she supporteddestekli his goalshedefleri
179
599160
3456
çünkü onun hedeflerini destekledi
ve ona seçeneklerini tartmada yardım etti.
10:14
and she helpedyardım etti him weightartmak his choicesseçimler.
180
602640
2560
Yaşamanın hayatta kalmaktan
daha fazlası olduğunu biliyordu.
10:18
She knewbiliyordum that livingyaşam
meansanlamına geliyor more than just stayingkalma alivecanlı.
181
606520
4680
Birkaç hafta önce,
kliniğime bir hasta geldi.
10:25
A fewaz weekshaftalar agoönce,
a patienthasta camegeldi into my clinicklinik.
182
613720
2896
Ciddi kronik bir hastalıkla
uğraşan bir kadın.
10:28
A womankadın dealingmuamele
with a seriousciddi chronicKronik diseasehastalık.
183
616640
3160
Hayatı ve sağlık durumu
hakkında konuşuyoduk,
10:32
And while we were talkingkonuşma
about her life and her healthsağlık carebakım,
184
620880
2896
dedi ki ''Ben palyatif bakım
takımımı seviyorum.
10:35
she said, "I love my palliativePalyatif carebakım teamtakım.
185
623800
3480
10:40
They taughtöğretilen me that it's OK to say 'no''Hayır'."
186
628160
2040
Bana 'hayır' demenin sorun
olmadığını öğrettiler.
10:43
Yeah, I thought, of coursekurs it is.
187
631640
1800
Evet diye düşündüm, tabii ki öyle.
10:46
But manyçok patientshastalar don't feel that.
188
634840
2240
Ama birçok hasta böyle hissetmiyor.
10:50
CompassionŞefkat and ChoicesSeçimler did a studyders çalışma
189
638840
2136
Compassion and Choices
bir araştırma yaptı,
10:53
where they askeddiye sordu people
about theironların healthsağlık carebakım preferencesTercihler.
190
641000
3200
insanlara sağlık hizmetleri
seçimleri hakkında sorular sordular.
10:56
And a lot of people
startedbaşladı theironların answerscevaplar with the wordskelimeler
191
644760
4056
Birçok insan cevabına;
''Seçme hakkı olsaydı...''
kelimeleriyle başladı.
11:00
"Well, if I had a choiceseçim ..."
192
648840
1440
Eğer seçme hakkım olsaydı.
11:04
If I had a choiceseçim.
193
652040
1560
O ''eğer''i okuduğumda,
11:06
And when I readokumak that "if,"
194
654880
1896
11:08
I understoodanladım better
195
656800
2176
daha iyi anladım
neden dört insandan birinin
11:11
why one in fourdört people
196
659000
2856
11:13
receivesalır excessiveaşırı or unwantedistenmeyen
medicaltıbbi treatmenttedavi,
197
661880
4856
aşırı ya da istenmeyen tedavi aldığını
11:18
or watchessaatler a familyaile memberüye receiveteslim almak
excessiveaşırı or unwantedistenmeyen medicaltıbbi treatmenttedavi.
198
666760
5160
veya bir aile bireyinin aşırı ya da
istenmeyen tedavi alışına şahit olduğunu.
Doktorlar anlamadığından değil.
11:25
It's not because doctorsdoktorlar don't get it.
199
673600
2096
11:27
We do.
200
675720
1200
Anlıyoruz.
Bunun hastalar ve aileleri üzerindeki
11:29
We understandanlama the realgerçek
psychologicalpsikolojik consequencessonuçları
201
677520
2936
gerçek psikolojik sonuçlarını anlıyoruz.
11:32
on patientshastalar and theironların familiesaileleri.
202
680480
2360
11:35
The things is, we dealanlaştık mı with them, too.
203
683760
1840
İşin aslı biz de onlarla uğraşıyoruz.
Yoğun bakım hemşirelerinin yarısı
ve doktorlarının çeyreği
11:38
HalfYarısı of criticalkritik carebakım nurseshemşireler
and a quarterçeyrek of ICUYOĞUN BAKIM doctorsdoktorlar
204
686720
5336
11:44
have considereddüşünülen quittingbırakma theironların jobsMeslekler
205
692080
2536
işlerini bırakmayı düşünmüştür
11:46
because of distresssıkıntı over feelingduygu
that for some of theironların patientshastalar,
206
694640
4896
bazı hastalarının değerlerine
uymayan hizmetler sunmuş olmanın
11:51
they'veonlar ettik providedsağlanan carebakım
that didn't fituygun with the person'skişiler valuesdeğerler.
207
699560
3400
endişe ve stresi nedeniyle.
Ama doktorlar isteklerinize saygı
duyup duymadığını bilemez
11:57
But doctorsdoktorlar can't make sure
your wishesdilek are respecteditibarlı
208
705400
2496
onların ne olduklarını bilene kadar.
11:59
untila kadar they know what they are.
209
707920
2200
Daha uzun yaşama
şansı verdiği için
12:04
Would you want to be on life supportdestek
if it offeredsunulan any chanceşans of longeruzun life?
210
712000
3720
yaşam destek ünitesine
bağlanmak ister miydiniz?
Yaşam süresini niceliğinden
ziyade niteliği konusunda mı
12:09
Are you mostçoğu worriedendişeli
about the qualitykalite of that time,
211
717000
3616
daha çok endişelisiniz?
12:12
ratherdaha doğrusu than quantitymiktar?
212
720640
1200
Bu seçimlerin ikisi de düşünceli ve cesur,
12:14
BothHer ikisi de of those choicesseçimler
are thoughtfuldüşünceli and bravecesur,
213
722720
3280
hepimiz için de; kendi tercihi.
12:19
but for all of us, it's our choiceseçim.
214
727200
1840
Hayatın sonunda ve süresince
12:22
That's truedoğru at the endson of life
215
730200
1720
ve aldığımız tıbbi kararlarda gerçek bu.
12:24
and for medicaltıbbi carebakım throughoutboyunca our liveshayatları.
216
732920
2576
Eğer hamileyseniz, genetik
tarama istiyor musunuz?
12:27
If you're pregnanthamile,
do you want geneticgenetik screeningtarama?
217
735520
2856
Diz resplasmanı, doğru mu
yanlış mı?
12:30
Is a kneediz replacementdeğiştirme right or not?
218
738400
1920
Dializi klinikte mi evde mi
yapmak istiyorsun?
12:33
Do you want to do dialysisDiyaliz
in a clinicklinik or at home?
219
741600
3320
Cevap:
12:38
The answerCevap is:
220
746600
1200
değişir.
12:40
it dependsbağlıdır.
221
748640
1200
Yaşamak istediğin hayata hangi
medikal tedavi yardımcı olacak?
12:42
What medicaltıbbi carebakım will help you
livecanlı the way you want to?
222
750560
4480
Umarım bu soruyu,
12:49
I hopeumut you rememberhatırlamak that questionsoru
223
757080
2216
yeni bir sağlık tercihi
yapacağınız zaman hatırlarsınız.
12:51
the nextSonraki time you faceyüz
a decisionkarar in your healthsağlık carebakım.
224
759320
3160
12:55
RememberHatırlıyorum that you always have a choiceseçim,
225
763200
3040
Her zaman bir tercihiniz olduğunu
ve sizin için doğru olmayan bir tedaviye
hayır demenin sorun olmadığını hatırlayın.
12:59
and it is OK to say no to a treatmenttedavi
that's not right for you.
226
767240
5720
13:06
There's a poemşiir by W.S. MerwinFare --
227
774600
3376
W.S. Merwin'in bir şiiri var,
13:10
it's just two sentencescümleler long --
228
778000
2296
yalnıza iki cümle uzunluğunda,
13:12
that capturesyakalar how I feel now.
229
780320
2120
şu anda nasıl hissettiğimi yansıtıyor.
13:17
"Your absenceyokluk has gonegitmiş throughvasitasiyla me
230
785000
3096
''Yokluğun içimden geçti
13:20
like threadiplik throughvasitasiyla a needleiğne.
231
788120
2520
iğneye iplik geçirir gibi.
13:23
Everything I do
is stitcheddikişli with its colorrenk."
232
791800
3480
Yaptığım her şey
rengiyle nakışlandı.''
Bu şiir Paul'a olan aşkımı
uyandırıyor benim için
13:29
For me that poemşiir evokesçağrıştıran my love for PaulPaul,
233
797480
3280
ve yeni bir metanet...
13:33
and a newyeni fortitudemetanet
234
801520
1976
onu sevip kaybetmemden doğan.
13:35
that camegeldi from lovingseven and losingkaybetme him.
235
803520
3040
13:40
When PaulPaul said, "It's going to be OK,"
236
808360
2400
Paul ''Her şey iyi olacak,'' dediğinde
13:44
that didn't mean
that we could cureÇare his illnesshastalık.
237
812000
3680
onun hastalığını
iyileştireceğimizi kastetmiyordu.
Yerine, neşe ve üzüntüyü aynı
anda kabul etmeyi öğrendik;
13:48
InsteadBunun yerine, we learnedbilgili to acceptkabul etmek
bothher ikisi de joysevinç and sadnessüzüntü at the sameaynı time;
238
816600
5520
13:55
to uncoverortaya çıkarmak beautygüzellik and purposeamaç
239
823240
3296
güzellik ve amacı ortaya
çıkarmayı öğrendik
ve bunun, buna rağmen ve
sayesinde olduğunu öğrendik
13:58
bothher ikisi de despiterağmen and because we are all borndoğmuş
240
826560
4160
hepimiz doğup hepimiz öldüğü için.
14:03
and we all dieölmek.
241
831520
1200
14:06
And for all the sadnessüzüntü
and sleeplessuykusuz nightsgece,
242
834520
2560
Tüm o üzüntü
ve uykusuz geceler,
14:09
it turnsdönüşler out there is joysevinç.
243
837880
1440
ortaya çıkardı ki: neşe var.
14:12
I leaveayrılmak flowersÇiçekler on Paul'sPaul ün gravemezar
244
840440
2616
Paul'un mezarına
çiçekler bırakıyorum
14:15
and watch our two-year-oldiki-yıl-yaşlı
runkoş around on the grassçimen.
245
843080
2720
ve iki yaşındaki kızımızın
çimde koşturduğunu izliyorum.
14:19
I buildinşa etmek bonfiresşenlik on the beachplaj
and watch the sunsetgün batımı with our friendsarkadaşlar.
246
847240
4600
Sahilde şenlik ateşleri yakıyorum ve
arkadaşlarımızla gün batımını izliyoruz.
Egzersiz ve farkındalık meditasyonu
çok yardım etti.
14:25
ExerciseEgzersiz and mindfulnessMindfulness
meditationmeditasyon have helpedyardım etti a lot.
247
853520
3760
14:30
And somedaybirgün,
248
858800
1296
Bazı günler
14:32
I hopeumut I do get remarriedyeniden evlendi.
249
860120
1560
umuyorum ki bir gün yeniden evlenirim.
14:36
MostÇoğu importantlyönemlisi,
I get to watch our daughterkız evlat growbüyümek.
250
864560
2760
En önemlisi,
kızımı büyürken izleyebiliyorum.
14:40
I've thought a lot
about what I'm going to say to her
251
868720
3896
Ona ne söyleyeceğim
hakkında çok düşündüm,
daha büyük olduğunda.
14:44
when she's olderdaha eski.
252
872640
1240
14:48
"CadyCady,
253
876400
1200
''Cady,
14:50
engagingçekici in the fulltam
rangemenzil of experiencedeneyim --
254
878760
3216
her şeyi bütünüyle deneyimlemek
yaşam ve ölüm,
14:54
livingyaşam and dyingölen,
255
882000
1696
sevgi ve kayıp:
14:55
love and losskayıp --
256
883720
1480
yapmamız gereken şeyler.
14:58
is what we get to do.
257
886040
1280
15:01
BeingVarlık humaninsan doesn't happenolmak
despiterağmen sufferingçile.
258
889080
5040
İnsan olmak acı çekmeden olmuyor.
Bunun içerisinde oluyor.
15:07
It happensolur withiniçinde it.
259
895680
1280
15:10
When we approachyaklaşım sufferingçile togetherbirlikte,
260
898960
1720
Acı çekmeye birlikte yaklaştığımızda,
15:13
when we chooseseçmek not to hidesaklamak from it,
261
901600
2080
ondan saklanmamayı tercih ettiğimizde;
15:17
our liveshayatları don't diminishazaltmak,
262
905080
1416
hayatlarımız eksilmiyor,
15:18
they expandgenişletmek."
263
906520
1200
genişliyor.''
Öğrendim ki kanser, her
zaman bir savaş değil.
15:21
I've learnedbilgili that cancerkanser
isn't always a battlesavaş.
264
909880
2720
Ya da öyleyse,
15:26
Or if it is,
265
914400
1656
sandığımızdan farklı
bir şeyin kavgası belki.
15:28
maybe it's a fightkavga for something
differentfarklı than we thought.
266
916080
3000
İşimiz kaderle savaşmak değil
15:32
Our job isn't to fightkavga fatekader,
267
920640
2360
ama bu yolda birbirimize
yardımcı olmak.
15:36
but to help eachher other throughvasitasiyla.
268
924160
1720
15:39
Not as soldiersaskerler
269
927280
1520
Askerler gibi değil
ama önderler gibi.
15:42
but as shepherdsÇoban.
270
930000
1200
Bu sayede bir şeylerin
iyi olmasını sağlıyoruz,
15:45
That's how we make it OK,
271
933920
2056
15:48
even when it's not.
272
936000
1480
iyi olmadığında bile.
Yüksek sesle söylemek,
15:51
By sayingsöz it out loudyüksek sesle,
273
939080
1360
15:53
by helpingyardım ediyor eachher other throughvasitasiyla ...
274
941400
1960
birbirinine bu süreçte yardım etmek...
15:57
and a gorillagoril suittakım elbise never hurtscanı yanmak, eitherya.
275
945360
1880
ve goril kostümü de asla seni incitmez ...
16:00
Thank you.
276
948280
1216
Teşekkürler.
16:01
(ApplauseAlkış)
277
949520
7096
(Alkışlar)
Translated by seda tozar
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Lucy Kalanithi - Caregiver
Lucy Kalanithi is dedicated to helping others choose the health care and end-of-life experiences that best align with their values.

Why you should listen

Stanford internist Lucy Kalanithi is the widow of neurosurgeon and writer Paul Kalanithi, who was diagnosed with Stage IV lung cancer at age 36. Shortly after his diagnosis, Paul wrote about his transformation from doctor to patient, and explored what makes life worth living in the face of death in his poignant memoir When Breath Becomes Air. After Paul died in 2015, Lucy completed his memoir and wrote its powerful epilogue. As a caregiver for her husband during all phases of his illness and as a practicing physician and a thinker on healthcare value, Lucy is dedicated to helping others choose the health care and end-of-life experiences that best align with their values. She lives in the Bay Area with her and Paul’s daughter, Cady.

More profile about the speaker
Lucy Kalanithi | Speaker | TED.com