TEDWomen 2018
Yvonne van Amerongen: The "dementia village" that's redefining elder care
Yvonne van Amerongen: "Demans Köyü" yaşlı bakımını yeniden tanımlıyor
Filmed:
Readability: 2.7
1,767,650 views
Hayatınızın son yıllarını nasıl geçirmek isterdiniz: Steril, hastane benzeri bir kurumda mı? Ya da süpermarketi, barı, tiyatrosu ve yürüme mesafesinde parkları olan bir köyde mi? Cevap çok açık; Yvonne van Amerongen, Amsterdam'daki ezber bozan Hogeweyk demans bakımevinin 25 yıl önce geliştirilmesine yardımcı oldu, gelenekleri bozduğu için de değişim yapmak oldukça riskliydi. Amerongen ile Hogeweyk'e bir yolculuk yapıp özgürlük ve sosyal yaşama dayanan bir bakımevinin zihnimizde nasıl canlandığına bir göz atalım.
Yvonne van Amerongen - Dementia-care visionary
Yvonne van Amerongen is an occupational therapist and a social worker. Full bio
Yvonne van Amerongen is an occupational therapist and a social worker. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
This is the Hogeweyk.
0
659
1951
Burası Hogeweyk.
00:14
It's a neighborhood in a small town
very near Amsterdam, in the Netherlands.
very near Amsterdam, in the Netherlands.
1
2984
4381
Hollanda'da Amsterdam'a çok yakın
küçük bir kasabadaki bir mahalle.
küçük bir kasabadaki bir mahalle.
00:19
There are 27 houses
for six, seven people each.
for six, seven people each.
2
7881
3469
Yirmi yedi ev var
ve her biri altı-yedi kişilik.
ve her biri altı-yedi kişilik.
00:23
There's a small mall with a restaurant,
a pub, a supermarket, a club room.
a pub, a supermarket, a club room.
3
11821
4520
İçinde bir restoran, bar, süpermarket
ve kulüp olan bir alışveriş merkezi var.
ve kulüp olan bir alışveriş merkezi var.
00:28
There are streets, alleys,
there's a theater.
there's a theater.
4
16900
4325
Sokaklar, ara sokaklar,
bir de tiyatro var.
bir de tiyatro var.
00:34
It actually is a nursing home.
5
22434
2000
Burası aslında bir bakımevi.
00:37
A nursing home for people
that live with an advanced dementia
that live with an advanced dementia
6
25093
5634
İleri derece demans yaşayan
ve 7-24 ilgi ve desteğe ihtiyacı olan
ve 7-24 ilgi ve desteğe ihtiyacı olan
00:42
and that need 24-7 care and support.
7
30751
3459
insanlar için bir bakımevi.
00:47
Dementia is a terrible disease,
8
35234
3263
Demans berbat bir hastalık
00:50
and we still don't have any cure for it.
9
38521
3218
ve hâlâ bir tedavisi yok.
00:54
It's getting to be
a major problem in the world,
a major problem in the world,
10
42211
3627
Demans önemli bir problem hâline geliyor,
00:57
for the people, for the politicians,
11
45862
1848
insanlar için, politikacılar için,
00:59
for the world -- it's getting
to be a big problem.
to be a big problem.
12
47734
2971
tüm dünya için --
büyük bir probleme dönüşüyor.
büyük bir probleme dönüşüyor.
01:03
We see that we have waiting lists
in the nursing homes.
in the nursing homes.
13
51228
3245
Bakımevlerinde bekleme listelerinin
olduğunu biliyoruz.
olduğunu biliyoruz.
01:07
Most people that come to the nursing homes
with dementia are women.
with dementia are women.
14
55093
3800
Demans problemiyle bakımevlerine gelen
insanların çoğu kadın.
insanların çoğu kadın.
01:11
And that's also because women
are used to taking care of people,
are used to taking care of people,
15
59855
4960
Bunun nedeni, kadınlar
insanlarla ilgilenmeye alışkın,
insanlarla ilgilenmeye alışkın,
01:16
so they can manage to take care
of their husband with dementia,
of their husband with dementia,
16
64839
3853
bu yüzden demanslı eşleriyle
ilgilenmeyi başarabiliyorlar
ilgilenmeyi başarabiliyorlar
01:20
but the other way around
is not so easy for the gentlemen.
is not so easy for the gentlemen.
17
68716
4408
fakat tam tersi olduğunda,
bu beyefendiler için pek de kolay değil.
bu beyefendiler için pek de kolay değil.
01:26
Dementia is a disease
that affects the brain.
that affects the brain.
18
74629
4333
Demans, beyni etkileyen bir hastalık.
01:30
The brain is confused.
19
78986
2142
Beyin karmakarışık hâle geliyor.
01:33
People don't know anymore
what the time is,
what the time is,
20
81923
2761
İnsanlar artık saatin kaç olduğunu,
neler olduğunu,
etraftakilerin kim olduğunu bilmiyorlar.
etraftakilerin kim olduğunu bilmiyorlar.
01:36
what's going on, who people are.
21
84708
2738
01:39
They're very confused.
22
87470
1472
Kafaları çok karışık.
01:40
And because of that confusion,
23
88966
2214
Bu karışıklıktan ötürü
01:43
they get to be anxious,
depressed, aggressive.
depressed, aggressive.
24
91204
6045
huzursuzlar, karamsarlar ve agresifler.
01:50
This is a traditional nursing home.
25
98728
2381
Bu geleneksel bir bakımevi.
01:53
I worked there in 1992.
26
101133
2055
1992 yılında orada çalıştım.
01:55
I was a care manager.
27
103641
1507
Bir bakım yöneticisiydim.
01:57
And we often spoke together about the fact
28
105687
3016
Bazen kendi aramızda
burada yaptığımız şeyin
burada yaptığımız şeyin
02:00
that what we were doing there
was not what we wanted for our parents,
was not what we wanted for our parents,
29
108727
5001
ailemizin, arkadaşlarımızın ve kendimizin
02:05
for our friends, for ourselves.
30
113752
3308
başına gelmesini istemediğimizi konuşuruz.
02:09
And one day, we said,
31
117815
1785
Bir gün dedik ki;
02:11
"When we keep on saying this,
nothing is going to change.
nothing is going to change.
32
119624
2754
"Biz bunu söylemeye devam ettikçe
bir şey değişmeyecek.
bir şey değişmeyecek.
02:14
We are in charge here.
33
122402
1373
Burada görevli olan biziz.
02:15
We should do something about this,
34
123799
2496
Bunun için bir şeyler yapmamız gerek,
02:18
so that we do want
to have our parents here."
to have our parents here."
35
126319
3364
böylece kendi ailemizin de bir gün
buraya gelmesini isteyebiliriz."
buraya gelmesini isteyebiliriz."
02:22
We talked about that,
and what we saw every day
and what we saw every day
36
130773
3008
Bunun hakkında konuştuk
ve bizim her gün gördüğümüz;
ve bizim her gün gördüğümüz;
02:25
was that the people
that lived in our nursing home
that lived in our nursing home
37
133805
3693
bakımevinde yaşayan insanların
02:29
were confused about their environment,
38
137522
2365
çevreleri yüzünden
kafalarının karışık olduğuydu
kafalarının karışık olduğuydu
02:31
because what they saw
was a hospital-like environment,
was a hospital-like environment,
39
139911
3547
çünkü etrafı hastaneye benzetiyorlardı,
02:35
with doctors and nurses
and paramedics in uniform,
and paramedics in uniform,
40
143482
4111
her yerde üniformalı doktorlar,
hemşireler, sağlık görevlileri vardı
hemşireler, sağlık görevlileri vardı
02:39
and they lived on a ward.
41
147617
1667
ve hastalar koğuşlarda kalıyorlardı.
02:42
And they didn't understand
why they lived there.
why they lived there.
42
150069
2834
Neden burada yaşadıklarını anlamıyorlardı.
02:44
And they looked for the place to get away.
43
152927
3309
Buradan çıkmak için
bir kaçış yolu arıyorlardı.
bir kaçış yolu arıyorlardı.
02:48
They looked and hoped to find
the door to go home again.
the door to go home again.
44
156617
4937
Tekrar evlerine dönebilecekleri
bir kapı bulmayı umut ediyorlardı.
bir kapı bulmayı umut ediyorlardı.
02:54
And we said what we are doing
in this situation
in this situation
45
162022
3825
Burada yaptığımız şeyin
02:57
is offering these people
that already have a confused brain
that already have a confused brain
46
165871
5039
zaten kafası karışık olan insanların
kafalarını daha çok karıştırmak
kafalarını daha çok karıştırmak
03:02
some more confusion.
47
170934
1286
olduğunu düşündük.
03:04
We were adding confusion to confusion.
48
172244
3534
Karmaşaya karmaşa ekliyorduk.
03:08
And that was not what these people needed.
49
176180
2451
Bu da insanların
ihtiyaç duyduğu bir şey değildi.
ihtiyaç duyduğu bir şey değildi.
03:11
These people wanted to have a life,
50
179084
2762
Bu insanlar demansla mücadele etmek için
03:13
and the help, our help,
to deal with that dementia.
to deal with that dementia.
51
181870
3564
bizim yardımımızı istiyorlar.
03:17
These people wanted to live
in a normal house,
in a normal house,
52
185957
4732
Bu insanlar normal bir evde
yaşamak istiyor,
yaşamak istiyor,
03:22
not in a ward.
53
190713
1150
bir hücrede değil.
03:24
They wanted to have a normal household,
54
192482
2825
Mutfakta ocakta pişen akşam yemeğinin
03:27
where they would smell their dinner
on the stove in the kitchen.
on the stove in the kitchen.
55
195331
4698
kokusunu duyabilecekleri
normal bir ev istiyorlar.
normal bir ev istiyorlar.
03:32
Or be free to go to the kitchen
and grab something to eat or drink.
and grab something to eat or drink.
56
200966
4262
Mutfaktan özgürce
yiyecek-içecek almak istiyorlar.
yiyecek-içecek almak istiyorlar.
03:37
That's what these people needed.
57
205611
2230
İnsanların ihtiyaç duydukları
şeyler bunlar.
şeyler bunlar.
03:39
And that's what we should
organize for them.
organize for them.
58
207865
2499
Biz de onlar için bunu sağlamalıyız.
03:43
And we said we should
organize this like at home,
organize this like at home,
59
211269
4721
Böylece, ev ortamı gibi bir ortam
planlamalıyız diye düşündük,
planlamalıyız diye düşündük,
03:48
so they wouldn't live with a group
of 15 or 20 or 30, like in a ward.
of 15 or 20 or 30, like in a ward.
60
216014
4952
15- 20 ya da 30 kişilik gruplar
hâlinde hücrelerde yaşamayacaklardı.
hâlinde hücrelerde yaşamayacaklardı.
03:53
No, a small group of people,
six or seven, family-like.
six or seven, family-like.
61
221434
4214
Yedi ya da sekiz kişilik gruplar hâlinde
aile ortamı gibi,
aile ortamı gibi,
03:59
Like living with friends.
62
227069
1873
arkadaşlarıyla birlikte
yaşıyorlarmış gibi yaşayacaklardı.
yaşıyorlarmış gibi yaşayacaklardı.
04:02
And we should find a way to select people
63
230709
3079
İnsanları hayat görüşlerine göre
04:05
based on their ideas about life
64
233812
2754
seçmek için bir yol bulmalıydık,
04:08
so that they did have
a good chance to become friends,
a good chance to become friends,
65
236590
3100
böylece beraber yaşadıkları insanlarla
04:11
when they lived together.
66
239714
1568
iyi arkadaş olabilme şansları olacaktı.
04:14
And we interviewed
all the families of the residents
all the families of the residents
67
242225
4160
Bakımevi sakinlerimizin
aileleriyle görüşmeler yapıp
aileleriyle görüşmeler yapıp
04:18
about "what is important for your father,"
"what's important for your mother,"
"what's important for your mother,"
68
246409
3693
"Baban için ne önemlidir,"
"annen için ne önemlidir,"
"annen için ne önemlidir,"
04:22
"what is their life like,"
"what do they want."
"what do they want."
69
250126
2749
"hayatları nasıldır,"
"ne yapmak isterler" sorularını sorduk.
"ne yapmak isterler" sorularını sorduk.
04:24
And we found seven groups,
and we call them lifestyle groups.
and we call them lifestyle groups.
70
252899
4245
Yaşam tarzı grupları diye adlandırdığımız
yedi tane grup türü bulduk.
yedi tane grup türü bulduk.
04:29
And for instance,
we found this formal lifestyle.
we found this formal lifestyle.
71
257709
3661
Örneğin; resmi yaşam tarzı
grubunu oluşturduk.
grubunu oluşturduk.
04:33
In this lifestyle,
72
261851
1226
Bu yaşam tarzında,
04:35
people have a more formal way
of interacting with each other,
of interacting with each other,
73
263101
3421
insanlar birbirleriyle
resmi ilişkiler kuruyorlar,
resmi ilişkiler kuruyorlar,
04:38
a distant way.
74
266546
1293
daha mesafeliler.
04:39
Their daily rhythm
starts later in the day,
starts later in the day,
75
267863
2246
Günlük ritimleri daha geç başlayıp
04:42
ends later in the day.
76
270133
1722
daha geç bitiyor.
04:43
Classical music is more heard
in this lifestyle group
in this lifestyle group
77
271879
3026
Bu grupta klasik müzik,
diğer yaşam tarzı
gruplarına göre daha çok duyulur.
gruplarına göre daha çok duyulur.
04:46
than in other lifestyle groups.
78
274929
1703
04:48
And their menu,
79
276656
1484
Menülerine gelirsek,
04:50
well, is more French cuisine
than traditional Dutch.
than traditional Dutch.
80
278164
3779
Fransız mutfağını,
Hollanda mutfağına tercih ederler.
Hollanda mutfağına tercih ederler.
04:53
(Laughter)
81
281967
1592
(Gülüşmeler)
04:55
In contrary to the craftsman lifestyle.
82
283583
3611
Bu kalifiye yaşam tarzına karşın,
04:59
That's a very traditional lifestyle,
83
287218
2143
daha geleneksel bir yaşam tarzı var,
05:01
and they get up early
in the morning, go to bed early,
in the morning, go to bed early,
84
289385
2570
Sabahları erken kalkıp,
akşamları erken yatarlar
akşamları erken yatarlar
05:03
because they have worked hard
their whole life, mostly with their hands,
their whole life, mostly with their hands,
85
291979
4002
çünkü hayatları boyunca çok çalışmış,
çoğunlukla ellerini kullanmışlardır,
çoğunlukla ellerini kullanmışlardır,
05:08
very often had a very small
family business, a small farm, a shop,
family business, a small farm, a shop,
86
296005
4603
nadiren küçük aile işletmeleri,
küçük bir çiftlikleri, dükkanları vardır,
küçük bir çiftlikleri, dükkanları vardır,
05:12
or like Mr. B, he was a farmhand.
87
300632
4135
ya da Bay B. gibi çiftçi elleri vardır.
05:17
And he told me that he would go
to his work every morning
to his work every morning
88
305466
3500
Bana söylediğine göre,
işe her sabah
işe her sabah
05:20
with a paper bag with his lunch
89
308990
2204
öğle yemeğini koyduğu
kese kâğıdı çanta
kese kâğıdı çanta
05:24
and one cigar.
90
312014
1490
ve bir sigara ile giderdi.
05:26
That one cigar was the only luxury
he could afford for himself.
he could afford for himself.
91
314824
4063
O tek sigara
parasının yettiği tek lüksüydü.
parasının yettiği tek lüksüydü.
05:31
And after lunch,
he would have that one cigar.
he would have that one cigar.
92
319420
3133
Öğle yemeğini yedikten sonra
o tek sigarasını içerdi.
o tek sigarasını içerdi.
05:35
And until the day he died in the Hogeweyk,
93
323460
3328
Hogeweyk'te vefat edene kadar,
05:38
he was in this little shed, every day,
after lunch, to smoke his cigar.
after lunch, to smoke his cigar.
94
326812
5912
bu küçük barakada, her öğle yemeğinden
sonra sigarasını içmeye devam etti.
sonra sigarasını içmeye devam etti.
05:47
This is my mother.
95
335201
1186
Bu benim annem.
05:48
She's of the cultural lifestyle,
96
336411
1611
Kültürel yaşam tarzı grubunda,
05:50
she's been living
in the Hogeweyk six weeks now.
in the Hogeweyk six weeks now.
97
338046
2466
altı haftadır Hogeweyk'te yaşıyor.
05:53
And that lifestyle is about traveling,
meeting other people, other cultures,
meeting other people, other cultures,
98
341236
5240
Bu yaşam tarzında; seyahat,
diğer insanlarla tanışmak,
diğer insanlarla tanışmak,
05:58
interest in arts and music.
99
346500
3001
farklı kültürler, sanat ve müzik var.
06:02
There are more lifestyles.
100
350072
1733
Daha fazla yaşam tarzı çeşidimiz var.
06:04
But that's what we talked about,
and that's what we did.
and that's what we did.
101
352818
3733
Konuştuğumuz şeyler,
yaptığımız şeylerdir.
yaptığımız şeylerdir.
Bu evde; grup grup yaşayan
insanlardan ziyade,
insanlardan ziyade,
06:09
But that's not life in a house
with a group of people,
with a group of people,
102
357766
4851
06:14
like-minded people, your own life,
your own household.
your own household.
103
362641
3378
hayatlarını kendi evlerindeymiş gibi
yaşayan insanlar var.
yaşayan insanlar var.
06:18
There's more in life,
104
366434
1329
Hayatta birçok şey var,
06:19
everybody wants fun in life
and a meaningful life.
and a meaningful life.
105
367787
3304
herkes eğlenceli ve anlamlı
bir hayatı olsun ister.
bir hayatı olsun ister.
06:23
We are social animals --
106
371688
1421
Biz sosyal varlıklarız,
06:25
we need a social life.
107
373133
2269
sosyal bir yaşantıya ihtiyacımız var.
06:27
And that's what we started.
108
375817
1800
Başladığımız nokta burası.
06:30
We want to go out of our house
and do some shopping,
and do some shopping,
109
378817
3476
Evden dışarı çıkıp
alışveriş yapmak istiyoruz,
alışveriş yapmak istiyoruz,
06:34
and meet other people.
110
382317
1467
diğer insanlarla buluşmak istiyoruz.
06:36
Or go to the pub,
have a beer with friends.
have a beer with friends.
111
384698
3740
Ya da bir bara gidip
arkadaşlarımızla bira içmek istiyoruz.
arkadaşlarımızla bira içmek istiyoruz.
06:40
Or like Mr. W -- he likes
to go out every day,
to go out every day,
112
388462
4982
Ya da Bay W. gibi, her gün dışarı çıkıp
06:45
see if there are nice ladies around.
113
393468
2616
etrafta güzel hanımlar var mı
bakmak istiyoruz.
bakmak istiyoruz.
(Gülüşmeler)
06:48
(Laughter)
114
396108
1988
06:50
And he's very courteous to them,
115
398465
1555
Onlara karşı oldukça nazik,
gülümsüyor ve karşılık bekliyor.
06:52
and he hopes for smiles and he gets them.
116
400044
2501
Onlarla barda dans ediyor.
06:54
And he dances with them in the pub.
117
402863
2333
06:58
It's a feast every day.
118
406014
1516
Her gün bir şölen var.
06:59
There are people that would
rather go to the restaurant,
rather go to the restaurant,
119
407554
3214
Arkadaşlarıyla bir restorana gidip
07:02
have a wine with friends,
120
410792
1674
beraber şarap içmek isteyen,
07:04
or lunch or dinner with friends
and celebrate life.
and celebrate life.
121
412490
3666
öğle ya da akşam yemeğine gidip
hayatı kutlamak isteyenler var.
hayatı kutlamak isteyenler var.
Annem parkta yürüyüş yapar,
07:08
And my mother,
she takes a walk in the park,
she takes a walk in the park,
122
416180
2786
07:10
and sits on a bench in the sun,
123
418990
1683
güneşli bir banka oturup
07:12
hoping that a passerby will come
and sit next to her
and sit next to her
124
420697
3126
gelip geçenlerle
hayat hakkında
07:15
and have a conversation about life
125
423847
2563
07:18
or about the ducks in the pond.
126
426434
3235
ya da havuzdaki ördekler
hakkında konuşmak için.
hakkında konuşmak için.
07:22
That social life is important.
127
430355
2261
Sosyal yaşam önemli.
07:24
It means that you're part
of society, that you belong.
of society, that you belong.
128
432998
4576
Ait olduğun toplumun
bir parçası olduğun anlamına gelir.
bir parçası olduğun anlamına gelir.
İnsan olarak ihtiyacımız olan budur.
07:29
And that's what we people need.
129
437974
2067
Yüksek demans ile yaşıyor bile olsanız.
07:33
Even if you're living
with advanced dementia.
with advanced dementia.
130
441013
3548
07:37
This is what I see from my office window.
131
445482
2865
Ofis penceremin manzarası böyle.
07:40
And one day, I saw a lady
coming from one side,
coming from one side,
132
448371
4209
Bir gün, bir köşeden
yürüyerek gelen bir hanım gördüm,
yürüyerek gelen bir hanım gördüm,
diğer köşeden yürüyen
başka bir hanımla karşılaştılar.
başka bir hanımla karşılaştılar.
07:44
and the other lady from the other side,
and they met at the corner.
and they met at the corner.
133
452604
3619
07:48
And I knew both ladies very well.
134
456247
2348
İki hanımı da çok iyi tanıyorum.
07:50
I often saw them walking around outside.
135
458929
3352
Genelde onları
etrafta dolaşırlarken görüyorum.
etrafta dolaşırlarken görüyorum.
07:54
And now and then, I tried
to have a conversation with them,
to have a conversation with them,
136
462618
4381
Bazen de onlarla sohbet ediyorum
ancak onların sohbetlerini
07:59
but their conversation was ...
137
467023
2753
08:02
rather hard to understand.
138
470586
2486
anlamak oldukça zor.
Onların birbirleriyle buluşup, konuşup
08:05
But I saw them meeting,
and I saw them talking,
and I saw them talking,
139
473839
3659
el kol hareketleri yaptıklarını görüyorum.
08:09
and I saw them gesturing.
140
477522
1880
08:11
And they had fun together.
141
479426
1733
Beraber eğleniyorlar.
08:13
And then they said goodbye,
and each went their own way.
and each went their own way.
142
481554
3078
Sonra da vedalaşıp
kendi yollarına gidiyorlar.
kendi yollarına gidiyorlar.
08:17
And that's what you want in life,
meeting other people
meeting other people
143
485331
3238
İstediğimiz şey bu,
diğer insanlarla buluşmak,
diğer insanlarla buluşmak,
toplumun bir parçası olmak.
08:20
and being part of society.
144
488593
2047
08:23
And that's what I saw happening.
145
491093
2134
Bunun gerçekleştiğini gördüm.
08:26
The Hogeweyk has become a place
146
494148
2007
Hogeweyk, ileri derece demanslı hastaların
08:28
where people with very advanced
dementia can live,
dementia can live,
147
496179
3682
yaşayabildikleri bir yer hâline geldi,
08:31
have freedom and safety,
148
499885
1936
özgürlükçü ve güvenli
08:33
because the professionals working there
and the volunteers working there
and the volunteers working there
149
501845
4484
çünkü burada çalışan
profesyoneller ve gönüllüler
profesyoneller ve gönüllüler
demansla nasıl
mücadele edeceklerini biliyorlar.
mücadele edeceklerini biliyorlar.
08:38
know how to deal with dementia.
150
506353
2222
Profesyoneller burada yaşayanların
yaşamlarına uyumlu olacak
yaşamlarına uyumlu olacak
08:41
And the professionals know
how to do their professional work
how to do their professional work
151
509093
3333
en doğal şekilde
işlerini profesyonelce yapıyorlar.
işlerini profesyonelce yapıyorlar.
08:44
in a way that it fits in a natural way
in the life of our residents.
in the life of our residents.
152
512450
5032
Bu demek oluyor ki;
yönetim, işlerini yapabilmeleri için
yönetim, işlerini yapabilmeleri için
08:50
And that means that the management
has to provide everything
has to provide everything
153
518826
4680
08:55
those people need to do their work.
154
523530
2334
gerekli olan her şeyi sağlamak zorunda.
08:58
It needs a management
that dares to do this.
that dares to do this.
155
526866
3844
Cesaretli bir yönetime ihtiyaç var.
Çünkü, işlerimizi alışılmış
bakımevi konseptinin dışında
bakımevi konseptinin dışında
09:02
To do things differently
than we always have done
than we always have done
156
530734
3137
09:05
in a traditional nursing home.
157
533895
2133
yapmaya çalışıyoruz.
09:10
We see that it works.
158
538989
1904
İşe yaradığını da görüyoruz.
09:14
We think this can be done everywhere,
159
542006
3166
Bunun her yerde
yapılabileceğini düşünüyoruz
yapılabileceğini düşünüyoruz
09:17
because this is not for the rich.
160
545196
2200
çünkü bu, zenginlere özgü değil.
09:19
We've been doing this with the same budget
161
547863
4349
Ülkemizdeki herhangi
bir geleneksel bakımeviyle
bir geleneksel bakımeviyle
aynı bütçeye sahibiz.
09:24
as any traditional nursing home
has in our country.
has in our country.
162
552236
4079
09:28
We work only with the state budget.
163
556339
2777
Sadece devletin bize ayırdığı
bütçe ile çalışıyoruz.
bütçe ile çalışıyoruz.
(Alkışlar)
09:32
(Applause)
164
560220
6872
09:40
Because it has to do
with thinking different,
with thinking different,
165
568226
3572
Çünkü farklı düşünmek zorundayız,
karşımızdaki insana baktığımızda
09:43
and looking at the person in front of you
166
571822
2730
o anda neye ihtiyacı olduğunu görmeliyiz.
09:46
and looking at what
does this person need now.
does this person need now.
167
574576
3681
Bu gülümsemekle, farklı düşünmekle,
09:51
And it's about a smile,
it's about thinking different,
it's about thinking different,
168
579352
3240
09:54
it's about how you act,
and that costs nothing.
and that costs nothing.
169
582616
4047
nasıl davranacağınızla ilgili
ve hiçbir masrafı yok.
ve hiçbir masrafı yok.
09:59
And there's something else:
it's about making choices.
it's about making choices.
170
587823
3667
Bir şey daha var:
Tercih etmekle ilgili.
Tercih etmekle ilgili.
10:03
It's about making choices
what you spend your money on.
what you spend your money on.
171
591903
3733
Paranızı neye harcayacağınızın
tercihini yapmak.
tercihini yapmak.
Her zaman söylerim,
10:08
I always say,
172
596855
1276
10:11
"Red curtains are
as expensive as gray ones."
as expensive as gray ones."
173
599323
4746
"Kırmızı perdeler de
gri perdeler kadar pahalı."
gri perdeler kadar pahalı."
10:16
(Laughter)
174
604093
1377
(Gülüşmeler)
10:17
It's possible, everywhere.
175
605494
2523
Bu her yerde mümkün.
10:21
Thank you.
176
609263
1159
Teşekkür ederim.
10:22
(Applause)
177
610446
4631
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Yvonne van Amerongen - Dementia-care visionaryYvonne van Amerongen is an occupational therapist and a social worker.
Why you should listen
Before 1983, when Yvonne van Amerongen started working for the nursing home Hogewey, she worked in a hospital for psychiatric diseases and in a rehabilitation center. In 1992 she was the care manager of the traditional nursing home Hogewey when the management team started thinking about the vision of care for people living with severe dementia. In 1993, this vision was the basis for the development of what now is the neighborhood The Hogeweyk, with 27 houses for more than 170 seniors with severe dementia. Van Amerongen was the project leader and one of the founders of the vision for excellent care, living and well-being for people with severe dementia and of neighborhood The Hogeweyk.
Van Amerongen now works as a consultant for Be, supporting and advising healthcare organizations, governments, architects and project starters around the world to improve the quality of life of people living with dementia. Be is part of the Vivium Care group (non-profit), also the owner of The Hogeweyk.
Yvonne van Amerongen | Speaker | TED.com