ABOUT THE SPEAKER
Reniqua Allen - Writer, producer, journalist
Reniqua Allen is a journalist who produces and writes for various outlets on issues of race, opportunity, politics and popular culture.

Why you should listen

Reniqua Allen's first book, It Was All a Dream: A New Generation Confronts the Broken Promise to Black America, about black millennials and upward mobility was released in 2019. The Washington Post called the work a "a vital book" and "a necessary reminder that this post-racial generation is anything but."

Allen has written for the New York Times, Washington Post, Guardian, BuzzFeed, Quartz, The New Republic, Teen Vogue, Glamour and more, and she has produced a range of films, vide, and radio for PBS, MSNBC, WYNC, the American Museum of Natural History and HBO. She has also appeared as a commentator on CNN, MSNBC, NPR, the CBC and C-SPAN. 

In the fall of 2019, Allen will be a Visiting Scholar at the City University of New York while she completes a Ph.D in American Studies from Rutgers University. Her dissertation looks at how black culture has and continues to engage with the idea of the American Dream. She lives in the South Bronx.

More profile about the speaker
Reniqua Allen | Speaker | TED.com
TED Salon Doha Debates

Reniqua Allen: The story we tell about millennials -- and who we leave out

Reniqua Allen: Y jenerasyonu hakkında anlattığımız hikâye -- ve dışarıda bıraktıklarımız

Filmed:
1,913,304 views

Y jenerasyonu şimdi ABD'deki en geniş ve en çeşitli yetişkin popülasyonu -- ama sık sık tembel, yetkili avokadolu tost hayranları olan eski bama kalıp düşüncelere indirgeniyorlar, diyor yazar Reniqua Allen. Bu açıklayıcı konuşmada beyaz olmayan Y jenerasyonunun gözden kaçmış hikâyelerini paylaşıyor ve jenerasyona dair daha geniş, daha incelikli bir görüş sunuyor. "Y jenerasyonu bir bütün değildir," diyor.
- Writer, producer, journalist
Reniqua Allen is a journalist who produces and writes for various outlets on issues of race, opportunity, politics and popular culture. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So on the surfaceyüzey,
0
894
1928
Görünüşte
00:14
TroyTroy is the kindtür of millennialbin yıllık
that think piecesparçalar are madeyapılmış of.
1
2846
3317
Troy, her şeyin mümkün olduğunu
düşünen bir Y kuşağı insanı.
00:18
He's arrogantkibirli, self-centeredbencil
2
6187
2238
Kibirli, benmerkezci,
00:20
and convincedikna olmuş that he is smarterdaha akıllı
than people give him creditkredi for.
3
8449
3089
insanların düşündüğünden
daha zeki olduğuna ikna olmuş.
00:23
His favoritesevdiğim topicskonular of conversationkonuşma
are girlskızlar, sneakersSpor ayakkabı and carsarabalar --
4
11562
4803
Favori sohbet konuları kızlar,
spor ayakkabılar ve arabalar --
00:28
not a surprisesürpriz for someonebirisi
who was a teenagergenç just a fewaz yearsyıl agoönce.
5
16389
3399
sadece birkaç yıl önce ergen olan
biri için büyük bir sürpriz değil.
00:32
But Troy'sTroy'un mannerismstavırları --
6
20340
1678
Ama Troy'un kişisel özellikleri --
00:34
they revealortaya çıkartmak the patternsdesenler
of someonebirisi who is scaredkorkmuş,
7
22042
3858
korkmuş, sıkıntılı
ve gelecekten emin olmayan birinin
00:37
troubledsıkıntılı and unsureemin değilseniz of the futuregelecek.
8
25924
2237
izlerini ortaya çıkarıyor.
00:40
Now TroyTroy alsoAyrıca embodiestemsil ediyor
the manyçok positivepozitif qualitiesnitelikleri
9
28617
4310
Troy aynı zamanda jenerasyonunun
bilinen birçok pozitif özelliğini de
00:44
his generationnesil is knownbilinen for.
10
32951
1837
bünyesinde barındırıyor.
00:46
An entrepreneurialgirişimci spiritruh,
11
34812
1710
Girişimci bir ruh,
00:48
an independentbağımsız streakçizgi
12
36546
1447
bağımsız bir özellik
00:50
and a dedicationithaf to his parentsebeveyn.
13
38017
2132
ve ebeveynlerine bağlılık.
00:52
He believesinanır in hardzor work
14
40173
1456
Sıkı çalışmaya inanıyor,
00:53
and has trieddenenmiş gigskonser in bothher ikisi de the licityasal
and undergroundyeraltı economiesekonomiler,
15
41653
4420
hem yasal hem de kayıt dışı
ekonomilerde işler denemiş
00:58
but he hasn'tdeğil sahiptir had any luckşans
16
46097
1371
ama bir şansı olmamış
00:59
and is just tryingçalışıyor to find his way
17
47492
1763
ve sadece yolunu bulmaya çalışıp
01:01
and still dancesdans etmek betweenarasında bothher ikisi de worldsdünyalar.
18
49279
2120
hâlâ iki dünya arasında dans ediyor.
01:04
When I metmet TroyTroy a fewaz yearsyıl agoönce,
19
52055
2524
Birkaç yıl önce Troy ile tanıştığımda
01:06
he had been employedçalışan as a golfgolf caddyCaddy
at a localyerel countryülke clubkulüp,
20
54603
2898
yerel bir golf kulübünde
takım taşıyıcılığı yapıyordu,
01:09
carryingtaşıma bagsçantalar for richzengin menerkekler and womenkadınlar
21
57525
2323
çoğunlukla varlığının
farkında bile olmayan
01:11
who oftensık sık never even
acknowledgedkabul etti his existencevaroluş.
22
59872
2823
zengin insanların çantalarını taşıyordu.
01:14
Before that, he soldsatıldı sneakersSpor ayakkabı on FacebookFacebook.
23
62719
2828
Ondan önce Facebook'ta
spor ayakkabı satıyordu.
01:17
He even trieddenenmiş sellingsatış candyŞeker barsBarlar
and waterSu bottlesşişeler,
24
65571
3529
Çubuk şeker ve su satmayı bile denedi
01:21
but he wasn'tdeğildi makingyapma enoughyeterli moneypara
to help his parentsebeveyn out
25
69124
3429
ama ailesine yardım edebilecek
veya bir araba alacak
01:24
or savekayıt etmek up for a cararaba any time soonyakında.
26
72577
2663
yeterli parayı biriktirmekten çok uzaktı.
01:27
So TroyTroy saw how hardzor his immigrantGöçmen
motheranne from JamaicaJamaika workedişlenmiş
27
75570
4107
Troy, Jamaikalı göçmen annesinin
ne kadar çalıştığını
01:31
and how little she got back in returndönüş,
28
79701
2247
ve ne kadar az karşılık aldığını gördü
01:33
and he vowedyemin ettim --
29
81972
1234
ve bir ant içti --
01:35
TroyTroy vowedyemin ettim to take a differentfarklı pathyol.
30
83230
1784
farklı bir yönde gitmeye ant içti.
01:37
So he endedbitti up sellingsatış drugsilaçlar.
31
85038
1653
Kendini uyuşturucu satarken buldu.
01:38
And then he got caughtyakalandı,
32
86715
1199
Sonra yakalandı
01:39
and right now, he's tryingçalışıyor
to figureşekil out his nextSonraki stepsadımlar.
33
87938
2936
ve şimdi sonraki adımlarını
planlamaya çalışıyor.
01:43
In a countryülke where moneypara equalseşittir powergüç,
34
91533
2891
Paranın güce eşdeğer olduğu bir ülkede,
01:46
quickhızlı moneypara, at leasten az for a while,
givesverir younggenç menerkekler and womenkadınlar like him
35
94448
4694
hızlı para, kısa süreliğine de olsa
onun gibi genç insanlara
01:51
a senseduyu of controlkontrol over theironların liveshayatları,
36
99166
2456
hayatları üzerinde kontrol hissi veriyor
01:53
thoughgerçi he said he mainlyağırlıklı olarak did it
because he wanted stabilityistikrar.
37
101646
3223
ama o, bunu daha çok
istikrar istediği için yapmıştı.
01:57
"I wanted a good life," he told me.
38
105310
1868
Bana "İyi bir hayat istedim" dedi.
01:59
"I got greedyaçgözlü and I got caughtyakalandı."
39
107202
2213
"Açgözlü davrandım ve yakalandım."
02:01
YetHenüz the amazingşaşırtıcı thing about TroyTroy
40
109439
2703
Ama Troy ile ilgili harika olan şey
02:04
is that he still believesinanır
in the AmericanAmerikan dreamrüya.
41
112166
2591
hâlâ Amerikan rüyasına inanıyor olması.
02:06
He still believesinanır that with hardzor work,
42
114781
2141
Hâlâ sıkı çalışarak,
02:08
despiterağmen beingolmak arrestedtutuklandı,
43
116946
1689
tutuklanmış olmasına rağmen,
02:10
that he can movehareket on up.
44
118659
1727
yükselebileceğine inanıyor.
02:13
Now, I don't know
if Troy'sTroy'un dreamsrüyalar camegeldi truedoğru.
45
121287
3016
Troy'un hayalleri
gerçekleşti mi bilmiyorum.
02:16
He disappearedkayboldu from the programprogram
for troubledsıkıntılı youthgençlik that he was involvedilgili in
46
124947
3614
Girdiği sorunlu gençler programında
ortadan kayboldu
02:20
and slippedkaydı throughvasitasiyla the cracksçatlaklar,
47
128585
1664
ve unutulmaya yüz tuttu
02:22
but on that day that we spokekonuştu,
48
130273
1775
ama konuştuğumuz o günde,
02:24
I could tell that more than anything,
49
132072
2868
şunu söyleyebilirim ki Troy her şeyden çok
02:26
TroyTroy was happymutlu that someonebirisi
listeneddinlenen to his dreamsrüyalar
50
134964
3116
biri hayallerini dinlediği
ve geleceğini sorduğu için
02:30
and askeddiye sordu him about his futuregelecek.
51
138104
1941
mutluydu.
02:32
So I think about TroyTroy and his optimismiyimserlik
52
140839
2463
Bu yüzden ne zaman bir sürü genç,
siyahi Y kuşağının
02:35
when I think of the realitygerçeklik
that so manyçok younggenç, blacksiyah millennialsMillennials faceyüz
53
143326
4259
hayallerini gerçekleştirmek için
yüzleştiği gerçekliği düşünsem
02:39
when it comesgeliyor to realizingfark theironların dreamsrüyalar.
54
147609
2163
Troy ve iyimserliğini düşünüyorum.
02:41
I think about all the challengeszorluklar
55
149796
1579
Onlara sıkı çalıştıkları sürece
02:43
that so manyçok blacksiyah
millennialsMillennials have to enduretahammül
56
151399
2986
istedikleri her şey
olabileceklerini söyleyen
02:46
in a worldDünya that tellsanlatır them
they can anything they want to be
57
154409
3473
ama gerçekten oturup
onların hayallerini dinlemeyen,
mücadelelerini anlamayan bir dünyada
02:49
if they work hardzor,
58
157906
1210
02:51
but actuallyaslında doesn't sitoturmak down
to listen to theironların dreamsrüyalar
59
159140
2861
bir sürü siyahi Y kuşağı gencin
02:54
or hearduymak storieshikayeleri about theironların strugglemücadele.
60
162025
2522
katlanmak zorunda olduğu
tüm zorlukları düşünüyorum.
02:56
And we really need to listen
to this generationnesil
61
164571
3229
Eğer ilerleyen, sağlıklı ve medeni
bir toplum istiyorsak
02:59
if we hopeumut to have a healthysağlıklı
and civilsivil societytoplum going forwardileri,
62
167824
3415
bu jenerasyonu gerçekten
dinlememiz gerekiyor
03:03
because millienialsmilienzemeler of colorrenk,
63
171263
1870
çünkü beyaz ırktan olmayan Y kuşağı,
03:05
they make up a fairadil chunkyığın
of the US and the worldDünya populationnüfus.
64
173157
5367
ABD ve dünya nüfusunun
büyük bir bölümünü onlar oluşturuyor.
03:11
Now when we talk about millennialsMillennials,
65
179133
1675
Y kuşağı hakkında konuşurken
yani sıklıkla ayrıcalıklı olduğunu
düşünen, tembel, fazla eğitimli,
03:12
a groupgrup that is oftensık sık labeledetiketli
as entitledadlı, lazytembel, overeducatedovereducated,
66
180832
3980
suya sabuna dokunmayan
ve narsist olarak etiketlenen bir grup,
03:16
noncommittalçekimser and narcissisticnarsisistik,
67
184836
1988
03:18
the conversationskonuşmaları oftensık sık swirlgirdap
around avocadoAvokado toasttost,
68
186848
2707
konuşmalar genelde
avokadolu tost, pahalı latteler
03:21
overpricedFiyatı yüksek lattesLattes and fancyfantezi jobsMeslekler abroadyurt dışı --
69
189579
2643
ve yurt dışında havalı işler
etrafında dönüyor --
03:24
you probablymuhtemelen have heardduymuş
all these things before.
70
192246
2261
tüm bunları muhtemelen daha önce duydunuz.
03:26
But millennialsMillennials are not a monolithMonolith.
71
194531
1989
Ama Y kuşağı, tamamen birbirine
benzeyen bireylerden oluşmuyor.
03:28
ActressAktris LenaLena DunhamDunham
mayMayıs ayı be the media'smedyanın representationtemsil
72
196891
4093
Oyuncu Lena Dunham
bu jenarasyonun
medyadaki temsilcisi olabilir
03:33
of this generationnesil,
73
201008
1436
03:34
but TroyTroy and other voicessesleri like his
are alsoAyrıca partBölüm of the storyÖykü.
74
202468
4390
ama Troy ve onunki gibi sesler de
hikâyenin parçası.
03:38
In factgerçek, millennialsMillennials are the largesten büyük
and mostçoğu diverseçeşitli adultyetişkin populationnüfus
75
206882
4738
Hatta Y kuşağı bu ülkedeki
en geniş ve en kapsamlı
03:43
in this countryülke.
76
211644
1242
yetişkin popülasyonu.
03:44
44 percentyüzde of all AmericanAmerikan
millennialsMillennials are nonwhiterenkleri,
77
212910
3948
Amerikalı Y jenerasyonunun
yüzde 44'ü beyaz ırktan değil
03:48
but oftensık sık, you wouldn'tolmaz
even know it at all.
78
216882
2316
ama genellikle bunu hiç bilmezsiniz bile.
03:51
Now sure, there are similaritiesbenzerlikler
withiniçinde this populationnüfus
79
219638
3039
Tabii, 1981 ve 1996 arası doğan
bu popülasyon içinde
03:54
borndoğmuş betweenarasında 1981 and 1996.
80
222701
2781
benzerlikler var.
03:57
PerhapsBelki de manyçok of us do love
avocadoAvokado toasttost and lattesLattes --
81
225914
2962
Belki birçoğumuz avokadolu tostu
ve latteleri seviyoruz --
04:00
I know I do, right?
82
228900
1346
ben seviyorum, değil mi?
04:02
But there are alsoAyrıca extremeaşırı differencesfarklar,
83
230712
2814
Ama aynı zamanda
olağanüstü farklılıklar da var,
04:05
oftensık sık betweenarasında millennialsMillennials of colorrenk
and whitebeyaz millennialsMillennials.
84
233550
3532
genelde beyaz olmayan
ve beyaz Y kuşağı arasında.
04:09
In factgerçek, all too oftensık sık,
85
237106
1804
Hatta hepsinden çok,
04:10
it seemsgörünüyor as thoughgerçi we're virtuallyfiilen
livingyaşam in differentfarklı worldsdünyalar.
86
238934
3076
neredeyse farklı dünyalarda
yaşıyormuşuz gibi görünüyor.
04:14
Now blacksiyah millennialsMillennials,
87
242613
1151
Siyahi Y kuşağı,
04:15
a groupgrup that I have researchedaraştırılmış
for a bookkitap I recentlyson günlerde wroteyazdı,
88
243788
3935
son zamanlarda yazdığım
bir kitap için araştırdığım bir grup,
04:19
are the perfectmükemmel exampleörnek
of the blindkör spotyer that we have
89
247747
3153
bu gruba geldiğimizde mükemmel örnek
04:22
when it comesgeliyor to this groupgrup.
90
250924
1777
veya sahip olduğumuz kör nokta.
04:24
For exampleörnek,
91
252725
1730
Örneğin,
04:26
we have loweralt ratesoranları of homeownershiphomeownership,
92
254479
2301
ev sahipliği oranımız daha düşük,
04:29
we have higherdaha yüksek studentÖğrenci debtborç,
93
257651
1693
öğrenci borcumuz daha yüksek,
04:31
we get ID'dKimlik kodu more
at voterseçmen registrationkayıt boothskabinleri,
94
259933
3157
seçmen kaydı kabinlerinde
daha çok kimlik sorgulamamız var,
04:35
we are incarceratedhapsedilen at higherdaha yüksek ratesoranları ...
95
263629
2119
daha yüksek oranda hapse atılıyoruz...
04:39
we make lessaz moneypara,
96
267557
1476
daha az para kazanıyoruz,
04:42
we have higherdaha yüksek numberssayılar of unemploymentişsizlik --
97
270183
2112
işsizlik oranımız daha yüksek --
04:45
even when we do
go to collegekolej, I should say --
98
273075
2405
üniversiteye gitsek bile,
bunu söylemeliyim--
04:47
and we get marriedevli at loweralt ratesoranları.
99
275504
2197
ve daha az oranda evleniyoruz.
04:49
And honestlydürüstçe, that's really
just the beginningbaşlangıç.
100
277725
2563
Dürüstçe, bu aslında sadece başlangıç.
04:52
Now, noneYok of these strugglesmücadeleler
are particularlyözellikle newyeni, right?
101
280671
2667
Bu sıkıntıların hiçbiri
özellikle yeni değil, değil mi?
04:55
YoungGenç blacksiyah people in AmericaAmerika
have been fightingkavga,
102
283362
3081
Amerika'daki genç siyahi insanlar
hikâyelerini anlatmak için
04:58
really fightingkavga hardzor to get
theironların storieshikayeleri told for centuriesyüzyıllar.
103
286467
2959
yüzyıllardır gerçekten mücadele ediyor.
05:01
After the CivilSivil WarSavaş in the 1800s,
104
289864
2571
1800'lerdeki İç Savaş'tan sonra
05:04
ReconstructionYeniden yapılanma failedbaşarısız oldu
to deliverteslim etmek the equalityeşitlik
105
292459
2813
Yeniden Yapılanma,
köleliğin bitişiyle gelecek olan
05:07
that the endson of slaverykölelik
should have heraldedhabercisi,
106
295296
2096
eşitliği sağlamakta başarısız oldu,
bu yüzden genç insanlar
ayrımcı Jim Crow politikasından
05:09
so younggenç people movedtaşındı
to the NorthKuzey and the WestBatı
107
297416
2586
05:12
to escapekaçış discriminatoryayrımcı
JimJim CrowKarga policiespolitikaları.
108
300026
2456
kaçmak için Kuzey'e ve Batı'ya taşındı.
05:14
Then, as segregationsegregasyon ragedkavuran
in much of the countryülke,
109
302800
3307
Sonra, ülkenin büyük kısmında
ayrımcılık şiddetle devam ederken
1950 ve 1960'larda genç siyahiler
insan hakları mücadelelerine
05:18
younggenç blacksiyah people helpedyardım etti
spearheadmızrak ucu civilsivil rightshaklar campaignskampanyalar
110
306131
2749
05:20
in the 1950s and 1960s.
111
308904
2189
öncülük ederek yardımcı oldular.
05:23
After that, some people embracedkucakladı
blacksiyah powergüç and then becameoldu BlackSiyah PanthersPanterler
112
311117
4786
Ondan sonra, bazı insanlar siyah gücünü
benimseyip Kara Panterler oldular
ve sonraki jenerasyon,
05:27
and then the nextSonraki generationnesil,
113
315927
1384
seslerinin duyulduğundan emin olmak için
hip-hop'a başvurdu.
05:29
they turneddönük to hip-hopHip-hop to make sure
theironların voicessesleri were heardduymuş.
114
317335
2874
05:32
And then BarackBarack ObamaObama,
115
320233
1180
Sonra Barack Obama,
05:33
hopefulumutlu that he, too,
mayMayıs ayı bringgetirmek about changedeğişiklik.
116
321437
2290
o da bir fark yaratmayı umuyordu.
05:35
And when that failedbaşarısız oldu,
117
323751
1464
Bu başarısız olduğunda,
05:37
when we realizedgerçekleştirilen we were still
brutalizeddönünce and batteredhırpalanmış,
118
325239
2742
hâlâ vahşice hırpalandığımızı
fark ettiğimizde,
05:40
we had to let the worldDünya know
that our liveshayatları still matteredönemi yoktu.
119
328005
3519
dünyaya bizim hayatlarımızın hâlâ
önemli olduğunu haber vermek zorundaydık.
05:43
Now, when technologyteknoloji allowsverir
more videovideo of our painAğrı and strugglemücadele
120
331950
5823
Şimdi, teknoloji,
acımızın ve mücadelemizin
05:49
to be broadcastYayın to the worldDünya,
121
337797
1821
dünyaya yayınlanmasına izin verdiğinde
05:51
we wondermerak etmek, like, what is nextSonraki?
122
339642
2468
merak ediyoruz, sırada ne var?
05:54
Our countryülke feelshissediyor
more polarizedpolarize than ever,
123
342134
3050
Ülkemiz her zamankinden daha kutuplaşmış
05:57
yethenüz we are still beingolmak told
to pullÇek up our pantspantolon,
124
345208
3335
ama bize hâlâ pantolonumuzu
yukarı çekmemizi,
06:00
be respectablesaygın, be lessaz angrykızgın,
125
348567
2494
saygı göstermemizi,
daha az kızgın olmamızı,
06:03
smilegülümseme more and work harderDaha güçlü.
126
351085
2458
daha çok gülmemizi,
sıkı çalışmamızı söylüyorlar.
06:05
Even the attitudestutumlar of millennialsMillennials
themselveskendilerini are overduevadesi geçmiş for an updategüncelleştirme.
127
353567
5163
Y jenerasyonunun kendi tavırlarının bile
güncellemesi gecikmiş.
06:10
ResearchAraştırma donetamam by the WashingtonWashington PostYayınla
in 2015 about this supposedlygüya "wokeuyandı" groupgrup
128
358754
6195
Bu "uyanık" grup hakkında 2015'te
Washington Post'un yaptığı araştırmada
06:16
foundbulunan that 31 percentyüzde of whitebeyaz millennialsMillennials
think that blacksSiyahlar are lazierüşeniklik than whitesBeyazlar,
129
364973
5413
beyaz Y jenerasyonunun %31'inin
siyahilerin daha tembel olduğunu düşündüğü
06:22
and 23 percentyüzde say
they're not as intelligentakıllı.
130
370410
3206
ve %23'ünün siyahilerin, onlar kadar
zeki olmadığını söylediği bulundu.
06:26
These are, like, surprisingşaşırtıcı
things to me, and shockingşok edici.
131
374295
2783
Bunlar benim için
şaşırtıcı ve şok edici şeyler.
06:29
And these responsesyanıt-e doğru
are not that much differentfarklı
132
377102
2229
Ve bu cevaplar,
geçmişteki jenerasyonlardan
06:31
than generationsnesiller in the pastgeçmiş,
133
379355
1453
çok da farklı değil,
06:32
and it showsgösterileri that unfortunatelyne yazık ki,
134
380832
1622
bu da maalesef gösteriyor ki
06:34
this generationnesil is repeatingYinelenen
the sameaynı oldeski stereotypesklişeler
135
382478
3783
bu jenerasyon, geçmişteki
basma kalıp yargıları ve klişeleri
06:38
and tropestropes of the pastgeçmiş.
136
386285
1582
tekrar ediyor.
06:39
Now, a studyders çalışma conductedyürütülen by DavidDavid BinderCilt
ResearchAraştırma and MTVMTV in 2014 --
137
387891
4755
2014'te David Binder ve MTV tarafından
yürütülen bir araştırma --
06:44
it foundbulunan that 84 percentyüzde of younggenç
millennialsMillennials were taughtöğretilen by theironların familiesaileleri
138
392670
4455
ailelerinin, genç Y jenerasyonunun
%84'üne herkesin eşit olması gerektiğini
06:49
that everyoneherkes should be equaleşit.
139
397149
1635
öğrettiğini ortaya çıkardı.
06:50
This is a really great thing,
a really positivepozitif stepadım.
140
398808
3076
Bu çok güzel bir şey,
gerçekten pozitif bir adım.
06:53
But only 37 percentyüzde in that groupgrup
141
401908
2537
Ama bu grubun sadece yüzde 37'si
06:56
actuallyaslında talkedkonuştuk about raceyarış
with theironların familiesaileleri.
142
404469
2346
aileleriyle gerçekten
ırk hakkında konuşmuş.
06:59
So I could understandanlama
why things mayMayıs ayı be confusingkafa karıştırıcı to some.
143
407176
3395
Bir şeylerin neden bazı insanlara
karışık geldiğini anlayabiliyorum.
07:02
There are definitelykesinlikle blacksiyah millennialsMillennials
who are succeedingbaşarılı.
144
410595
3001
Kesinlikle başarı elde eden
siyahi Y jenerasyonlular var.
07:05
Marvel'sMarvel 'ın "BlackSiyah PantherPanter,"
145
413620
1846
Marvel'ın "Kara Panter"i,
07:07
directedyönlendirilmiş by blacksiyah millennialbin yıllık RyanRyan CooglerKoogler
and showcasingvitrine manyçok othersdiğerleri,
146
415490
3946
siyahi bir Y jenerasyonlu Ryan Coogler
yönetti, başkaları sergilendi,
07:11
brokekırdı all sortssıralar of recordskayıtlar.
147
419460
1564
türlü türlü rekor kırdı.
07:13
There's a cropekin of televisiontelevizyon showsgösterileri
by creativesReklam öğeleri like DonaldDonald GloverGlover,
148
421048
3645
Donald Glover, Lena Waithe, Issa Rae
gibi yaratıcıların
07:16
LenaLena WaitheWaithe and IssaIssa RaeRae.
149
424717
1794
televizyon dizileri var.
07:18
BeyoncBeyoncé is, like, the queenkraliçe, right?
150
426535
1722
Beyoncé tam bir kraliçe, değil mi?
07:20
She is, like, everything.
151
428282
1628
O her şey.
07:22
YoungGenç blacksiyah authorsyazarlar are winningkazanan awardsödülleri,
152
430352
1955
Genç siyahi yazarlar ödüller kazanıyor,
07:24
SerenaSerena WilliamsWilliams is still
dominatinghakim on the tennistenis courtmahkeme
153
432331
3367
Serena Williams hâlâ
tenis kortlarına hükmediyor,
07:27
despiterağmen all her hatershaters,
154
435722
1556
onu sevmeyenlere rağmen
07:29
and there's a cropekin of newyeni politicianssiyasetçiler
and activistseylemciler runningkoşu for officeofis.
155
437302
3445
ve adaylığını koyan
bir sürü yeni siyasetçi ve aktivist var.
07:33
So I don't want to, like,
killöldürmek these momentsanlar of blacksiyah joysevinç
156
441381
2817
Ben de zevk aldığım
tüm bu siyahi neşe anlarını
07:36
that I too revelkeyfine varın in,
157
444222
1885
öldürmek istemiyorum
07:38
but I want to make it clearaçık
158
446131
1579
ama şunu açıklamak istiyorum,
07:39
that these winskazanç are too fewaz
and faruzak betweenarasında
159
447734
3127
bu kazançlar, 400 yıldır
burada olan insanlar için
07:42
for a people that's been here
for over 400 yearsyıl.
160
450885
2656
fazla seyrek.
07:45
Like, that's insanedeli, right?
161
453565
1612
Bu çılgınca, değil mi?
07:47
And mostçoğu people still don't
really understandanlama the fulltam pictureresim, right?
162
455201
4086
Ve çoğu insan hâlâ büyük resmi
anlayamıyor, değil mi?
07:51
Our storieshikayeleri are still misunderstoodyanlış,
163
459311
2239
Hikâyelerimiz hâlâ yanlış anlaşılmış,
07:53
our bodiesbedenler are still takenalınmış advantageavantaj of,
164
461574
2007
vücutlarımızdan hâlâ faydalanılıyor
07:55
and our voicessesleri?
165
463605
1151
ve sesimiz?
07:56
Our voicessesleri are silencedsusturdu
166
464780
1444
Her gün verdiğimiz mücadeleyi
07:58
in a worldDünya that still showsgösterileri little concernilgilendirmek
for our everydayher gün strugglesmücadeleler.
167
466248
3946
hâlâ pek de önemsemeyen bir dünyada
sesimiz susturuluyor.
08:02
So our storieshikayeleri need to be told
168
470541
1898
Bu yüzden hikâyelerimiz anlatılmalı,
08:04
in a multitudeçok sayıda of waysyolları
169
472463
1831
çok çeşitli şekillerle,
08:06
by a rangemenzil of voicessesleri
170
474318
1493
bir dizi ses tarafından,
08:07
talkingkonuşma about diverseçeşitli and nuancednüanslı topicskonular,
171
475835
2506
çeşitli ve incelikli konularda konuşulmalı
08:10
and they really need to be listeneddinlenen to.
172
478365
1868
ve gerçekten dinlenmeliler.
08:12
And it is not just here in AmericaAmerika, right?
173
480257
2459
Üstelik sadece Amerika'da değil, değil mi?
08:14
It's all around the worldDünya.
174
482740
1461
Tüm dünyada böyle.
08:16
MillennialsMillennials make up 27 percentyüzde
of the world'sDünyanın en populationnüfus.
175
484225
3656
Y jenerasyonu, dünya popülasyonunun
yüzde 27'sini oluşturuyor.
08:19
That's around two billionmilyar people.
176
487905
2315
Bu yaklaşık iki milyar insan demek.
08:22
And with countriesülkeler like IndiaHindistan,
ChinaÇin, IndonesiaEndonezya and BrazilBrezilya,
177
490244
3885
Birleşmiş Milletler'in yanı sıra
Hindistan'da, Çin'de,
08:26
alonguzun bir with the UnitedAmerika StatesBirleşik,
178
494153
1871
Endonezya'da, Bali'de
08:28
accountingmuhasebe for 50 percentyüzde
of the world'sDünyanın en millennialsMillennials,
179
496048
2858
dünyadaki Y jenerasyonunun
%50'sini oluşturan bu yerlerde,
08:30
it's clearaçık that the whitebeyaz, oftensık sık maleerkek,
heterosexualheteroseksüel narrativeöykü of the millennialbin yıllık
180
498930
5220
Y jenerasyonunun beyaz, genelde erkek,
heteroseksüel hikâyesi,
08:36
is only tellingsöylüyorum halfyarım the storyÖykü.
181
504174
2238
hikâyenin sadece yarısını anlatıyor.
08:38
Now, there's manyçok people
tryingçalışıyor to broadengenişletmek the palettepalet.
182
506436
2593
Paleti genişletmeye çalışan
bir sürü insan var.
08:41
They're fightingkavga to get theironların storieshikayeleri told
and bustbüst the millennialbin yıllık stereotypeklişe.
183
509053
3740
Hikâyelerini anlatmaya ve Y jenerasyonu
kalıp yargısını kırmaya çalışıyorlar.
08:44
WhetherOlup olmadığı it's studentsöğrencilerin in SouthGüney AfricaAfrika
protestingprotesto eden statuesheykeller of CecilCecil RhodesRhodes,
184
512817
4242
Güney Afrika'da Cecil Rhodes heykellerini
protesto eden öğrenciler de,
08:49
MichaelaMichaela CoelCoel makingyapma us laughgülmek from the UKİNGİLTERE,
185
517083
2996
İngiltere'den bizi güldüren
Michaela Coel de,
08:52
or UcheUçar EzeEze, who'skim framingçerçeveleme viewsgörünümler
about NigerianNijerya life, onlineinternet üzerinden.
186
520103
3888
Nijeryalı hayatı hakkındaki görüşleri
online olarak şekillendiren Uche Eze de.
08:56
But I want to make it clearaçık --
187
524511
1452
Ama şunu belirtmek istiyorum--
08:57
I want to make it really clearaçık to everyoneherkes
188
525987
2013
şunu herkese açıklamak istiyorum,
09:00
that just because things look
more equaleşit than they did
189
528024
2767
bir şeylerin 20. yüzyılda olduğundan
09:02
in the 20thinci centuryyüzyıl,
190
530815
1330
daha eşit görünmesi,
09:04
doesn't mean that things
are equitableparasal olmayan at all.
191
532169
2914
her şeyin adil olduğu anlamına gelmiyor.
09:07
It doesn't mean
our experiencesdeneyimler are equitableparasal olmayan,
192
535107
2265
Deneyimlerimizin adil olduğu
anlamına gelmiyor
09:09
and it certainlykesinlikle doesn't mean
that a post-racialsonrası ırk societytoplum,
193
537396
3257
ve kesinlikle ırkçılığı aşmış
bir toplumun,
09:12
that thing that we talkedkonuştuk about so much,
194
540677
1996
hakkında bu kadar çok konuştuğumuz şeyin,
09:14
ever becameoldu closekapat to beingolmak a realitygerçeklik.
195
542697
2368
gerçekleşmeye yaklaştığı
anlamına gelmiyor.
09:17
I think of JoelleJoelle,
196
545943
1151
Joelle'i düşünüyorum,
09:19
a middle-classOrta sınıf 20-something-bir şey
who did everything the "right way,"
197
547118
3680
orta sınıflı 20 yaşlarında
her şeyi "doğru yoldan" yapan biri
09:22
but she couldn'tcould go to her dreamrüya schoolokul,
because it was simplybasitçe too expensivepahalı.
198
550822
3882
ama hayallerindeki okula gidemedi
çünkü çok pahalıydı.
09:26
Or JalessaJalessa dili,
199
554728
1262
Veya Jalessa,
09:28
who knowsbilir she can't be mediocrevasat at her job
200
556014
2620
beyaz yaşıtları gibi işini
orta derecede yapamayacağını
09:30
the sameaynı way that her whitebeyaz peers can.
201
558658
2897
bilen biri.
09:34
Or TrinaTrina, who knowsbilir that people judgehakim
her unconventionalalışılmadık familyaile choicesseçimler
202
562202
4221
Veya Trina, eğer beyaz bir kadın olsaydı
insanların alışılmadık ailevi kararlarını
09:38
in a differentfarklı way
than if she were a whitebeyaz womankadın.
203
566447
2679
daha farklı yargılayacağını bilen biri.
09:41
Or actoraktör ABAB,
204
569150
1564
Veya oyuncu AB,
09:42
who knowsbilir that the rolesroller he takes
and getsalır in HollywoodHollywood are differentfarklı
205
570738
3856
Hollywood'da aldığı rollerin
ten rengi yüzünden farklı olduğunu
09:46
because of his skincilt colorrenk.
206
574618
1390
bilen biri.
09:49
And then there's SimonSimon.
207
577140
1470
Bir de Simon var.
09:50
So SimonSimon, by all meansanlamına geliyor, would be
an exampleörnek of someonebirisi who'skim madeyapılmış it.
208
578634
4221
Simon, şüphesiz bir şekilde
bir başarı örneği olurdu.
09:54
He's a CFOFİNANS MÜDÜRÜ at a techteknoloji companyşirket
in SanSan FranciscoFrancisco,
209
582879
3211
San Francisco'da bir teknoloji şirketinin
mali işler müdürü,
09:58
he has a degreederece from MITMIT
210
586114
2241
MIT'den mezun olmuş
10:00
and he's workedişlenmiş at some of the hottestsıcak
techteknoloji companiesşirketler in the worldDünya.
211
588379
3335
ve dünyanın en yeni teknoloji
şirketlerinin bazılarında çalışmış.
10:04
But when I askeddiye sordu SimonSimon
if he had achievedelde the AmericanAmerikan dreamrüya,
212
592487
6309
Ama Simon'a Amerikan rüyasına ulaşıp
ulaşamadığını sorduğumda
10:10
it tookaldı him a while to respondyanıtlamak.
213
598820
2314
cevap vermesi biraz zaman aldı.
10:14
While acknowledgingkabul
that he had a really comfortablerahat life,
214
602185
3406
Gerçekten rahat bir hayatı olduğunu
kabul ederken,
10:17
he admittedkabul edilmiş that underaltında
differentfarklı circumstanceskoşullar,
215
605615
2971
kabul etti ki farklı şartlar altında
10:20
he mightbelki have chosenseçilmiş a differentfarklı pathyol.
216
608610
2008
daha farklı bir yol seçebilirdi.
10:23
SimonSimon really lovessever photographyfotoğrafçılık,
217
611038
1957
Simon fotoğrafçılığı çok seviyor
10:25
but that was never a realgerçek optionseçenek for him.
218
613851
2367
ama bu, onun için
hiç gerçek bir seçenek olmamış.
10:29
"My parentsebeveyn weren'tdeğildi ableyapabilmek to subsidizesübvanse me
219
617185
1933
"Ailem bana böyle bir şey için
10:31
throughvasitasiyla that sortçeşit of thing," SimonSimon said.
220
619142
2002
para yardımı yapamazdı," dedi Simon.
10:33
"Maybe that's something
my childrençocuklar could do."
221
621509
2172
"Belki bunu çocuklarım yapabilir."
10:36
So it's these kindsçeşit of storieshikayeleri --
222
624355
1731
İşte bu tarz hikâyeler --
10:38
the quieterdaha sessiz, more subtleince onesolanlar --
223
626110
2183
daha sessiz olan, göze çarpmayanlar --
10:40
that revealortaya çıkartmak the oftensık sık uniquebenzersiz
and untoldanlatılmamış storieshikayeleri of blacksiyah millennialsMillennials
224
628317
4328
genelde Y jenerasyonunun eşsiz
ve söylenmemiş hikâyelerini ortaya çıkarıp
10:44
that showgöstermek how even dreamingrüya görmek
mayMayıs ayı differfarklılık betweenarasında communitiestopluluklar.
225
632669
4112
topluluklar arasında hayal etmenin bile
nasıl farklı olduğunu gösteriyor.
10:48
So we really need to listen
and hearduymak the storieshikayeleri of this generationnesil,
226
636805
3812
Bu yüzden bu jenerasyonun hikâyelerini
gerçekten dinlemeli ve duymalıyız,
10:52
now more than ever,
227
640641
1532
her zamankinden çok şimdi,
10:54
as the babybebek boomersboomerlar ageyaş
and millennialsMillennials come to prominenceönem.
228
642197
3304
1946-1964 arası doğanlar yaşlanıp
Y jenerasyonu öne çıkarken.
10:57
We can talk all we want to
about picklingdekapaj businessesişletmeler in BrooklynBrooklyn
229
645525
6156
İstediğimiz kadar Brooklyn'de
iş paklamaları veya avokadolu tostlar
11:03
or avocadoAvokado toasttost,
230
651705
1784
hakkında konuşabiliriz
11:05
but leavingayrılma out the storieshikayeleri
and the voicessesleri of blacksiyah millennialsMillennials,
231
653513
3009
ama siyahi Y jenerasyonunun,
nüfusun büyük bir kısmının
seslerini ve hikâyelerini duymazdan gelmek
11:08
largegeniş swathstarama alanı of the populationnüfus --
232
656546
1689
11:10
it will only increaseartırmak divisionsbölümler.
233
658259
1844
sadece bölünmeyi arttıracaktır.
11:12
So storieshikayeleri of blacksiyah millennialsMillennials,
brownkahverengi millennialsMillennials
234
660127
2343
Bu yüzden siyahi ve beyaz olmayan
Y jenerasyonunun
11:14
and all millennialsMillennials of colorrenk
235
662494
1390
ve tüm renklerdeki insanların
11:15
really need to be told,
236
663908
1162
hikâyeleri anlatılmalı
11:17
and they alsoAyrıca need to be listeneddinlenen to.
237
665094
1858
ve aynı zamanda dinlenmeli.
11:18
We'dBiz istiyorsunuz be a faruzak better-offdaha iyi-kapalı
countryülke and worldDünya.
238
666976
3018
Ülkemiz ve dünyamız
çok daha iyi bir durumda olur.
11:22
Thank you.
239
670448
1151
Teşekkürler.
11:23
(ApplauseAlkış)
240
671623
3583
(Alkış)
Translated by Elif Nazlıcan
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Reniqua Allen - Writer, producer, journalist
Reniqua Allen is a journalist who produces and writes for various outlets on issues of race, opportunity, politics and popular culture.

Why you should listen

Reniqua Allen's first book, It Was All a Dream: A New Generation Confronts the Broken Promise to Black America, about black millennials and upward mobility was released in 2019. The Washington Post called the work a "a vital book" and "a necessary reminder that this post-racial generation is anything but."

Allen has written for the New York Times, Washington Post, Guardian, BuzzFeed, Quartz, The New Republic, Teen Vogue, Glamour and more, and she has produced a range of films, vide, and radio for PBS, MSNBC, WYNC, the American Museum of Natural History and HBO. She has also appeared as a commentator on CNN, MSNBC, NPR, the CBC and C-SPAN. 

In the fall of 2019, Allen will be a Visiting Scholar at the City University of New York while she completes a Ph.D in American Studies from Rutgers University. Her dissertation looks at how black culture has and continues to engage with the idea of the American Dream. She lives in the South Bronx.

More profile about the speaker
Reniqua Allen | Speaker | TED.com