ABOUT THE SPEAKER
Melanie Nezer - Refugee and immigrants rights attorney
Melanie Nezer is a national leader in efforts to inform and educate individuals, institutions, elected officials and communities about refugees and asylum seekers.

Why you should listen

Melanie Nezer is Senior Vice President for Public Affairs for HIAS, the American Jewish community's international refugee agency. Founded in 1881, HIAS is the oldest refugee agency in the world and has helped refugees from all over the world find safety and freedom. In 17 years at HIAS, Nezer has shaped much of the agency's policy and advocacy agenda and its legal work. She previously served as HIAS's Vice President for Policy and Advocacy, as Migration Policy Counsel and as Director of HIAS's Employment Visa Program, representing at-risk Jewish professionals and religious workers seeking to work in the US during times of instability and crisis in their home countries.

Before joining HIAS, Nezer was the Immigration Policy Director for the organization now known as US Committee for Refugees and Immigrants, where -- in addition to conducting advocacy on immigration and asylum issues -- she was co-editor of Refugee Reports and a writer for the annual World Refugee Survey. Prior to her work in Washington DC, Nezer was in private legal practice in Miami, Florida, where she specialized in immigration law and criminal defense.

Learn more about Nezer's work by watching "The Ground Beneath My Children's Feet: Refugees and the Jewish Story," "'We Stand with You'": HIAS Responds to Synagogue Massacre with Message of Hope for Refugees," by listening to "HIAS Responds to Deadly Attack on Pittsburgh Synagogue," and by reading "Refugee Order Demystified, Q&A with Nezer of HIAS," and "The Global Plan for Dealing with Refugees Isn't Broken, It's Nearly Broke."

More profile about the speaker
Melanie Nezer | Speaker | TED.com
TEDxMidAtlantic

Melanie Nezer: The fundamental right to seek asylum

Melanie Nezer: Temel hak olarak iltica talebinde bulunma hakkı

Filmed:
1,577,377 views

Mülteci ve göçmen hakları avukatı Melanie Nezer, savunmasız durumda olanları korumak konusunda vatandaşların devleti nasıl sorumlu tutabileceklerini göstererek güney ABD sınırındaki krize derhâl tarihi bir bakış açısıyla bakılması gerektiğini paylaşıyor. "Bir ülke gücünü şefkat ve faydacılık ile gösterir, baskı ve korku ile değil" diyor.
- Refugee and immigrants rights attorney
Melanie Nezer is a national leader in efforts to inform and educate individuals, institutions, elected officials and communities about refugees and asylum seekers. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
Last summeryaz, I got a call
from a womankadın namedadlı EllieEllie.
0
852
3173
Geçen yaz, Ellie isimli
bir kadın beni aradı.
Güney sınırında ailelerin
ayrı düştüklerini duymuş
00:16
And she had heardduymuş about the familyaile
separationsrenk ayrımları at the southerngüney bordersınır
1
4049
3240
ve yardım etmek için ne
yapabileceğini sordu.
00:19
and wanted to know
what she could do to help.
2
7313
2502
Dedesinin ve babasının
hikâyesini anlattı.
00:21
She told me the storyÖykü
of her grandfatherBüyük baba and his fatherbaba.
3
9839
3949
00:26
When they were kidsçocuklar in PolandPolonya,
4
14285
2088
Çocukluğunda, Polonya'da oğlunun
güvenliğinden endişelenen babası,
00:28
theironların fatherbaba,
5
16397
1243
00:29
fearingkorkarak for his son'sOğlunun safetyemniyet,
6
17664
1904
onlara bir miktar para vermiş
00:31
gaveverdi them a little bitbit of moneypara
and told them to walkyürümek westbatısında,
7
19592
3134
ve Avrupa boyunca batıya
doğru yürümelerini söylemiş.
00:34
to just keep walkingyürüme westbatısında acrosskarşısında EuropeEurope.
8
22750
2360
00:37
And they did.
9
25134
1159
Onlar da bunu yapmışlar,
Avrupa boyunca tüm yolu yürümüşler.
00:38
They walkedyürüdü all the way
westbatısında acrosskarşısında EuropeEurope,
10
26317
2018
Ardından, bir bota binmişler
ve Amerika'ya ulaşmışlar.
00:40
and they got on a boattekne
and they got to AmericaAmerika.
11
28359
3026
00:44
EllieEllie said that when she heardduymuş
the storieshikayeleri of the teensgençler
12
32159
4020
Ellie, Meksika boyunca yürüyen
gençlerin hikâyesini duyduğunda
00:48
walkingyürüme up acrosskarşısında MexicoMeksika,
13
36203
2396
düşünebildiği tek şeyin dedesi
ve erkek kardeşi olduğunu
00:50
all she could think about
was her grandfatherBüyük baba and his brothererkek kardeş.
14
38623
4601
ve kendisine göre, bu hikâyelerin
tamamen aynı olduğunu söyledi.
00:55
She said that for her, the storieshikayeleri
were exactlykesinlikle the sameaynı.
15
43248
3688
00:59
Those brothersKardeşler were
the HassenfeldHassenfeld BrothersKardeşler --
16
47841
3591
Bu kardeşler, Hassenfeld kardeşlerdi;
01:03
the "Has" "brosBros" --
17
51456
1904
"Has" ve "Bros"
01:06
the HasbroHasbro toyoyuncak companyşirket,
18
54596
2173
yani, Hasbro oyuncak şirketi.
Bu da bizi Bay Patates Kafa'ya götürüyor.
01:08
whichhangi, of coursekurs, broughtgetirdi us
MrBay. PotatoPatates HeadKafa.
19
56793
3151
01:13
But that is not actuallyaslında why
I'm tellingsöylüyorum you this storyÖykü.
20
61254
3127
Ama bu, aslında bu hikâyeyi
anlatma sebebim değil.
01:17
I'm tellingsöylüyorum you this storyÖykü
because it madeyapılmış me think
21
65302
3260
Size bunu anlatıyorum çünkü bu hikâye
bana, kendi üç çocuğumu
01:20
about whetherolup olmadığını I would have the faithinanç,
22
68586
3217
böyle bir yolculuğa yollamak için inancım
ve cesaretim olur muydu diye düşündürdü.
01:23
the couragecesaret,
23
71827
1545
01:25
to sendgöndermek my teensgençler --
and I have threeüç of them --
24
73396
3419
01:28
on a journeyseyahat like that.
25
76839
1328
Eskiden güvenli olduğumuz yerde
artık güvenli olamayacaklarını bilerek
01:31
KnowingBilerek that they wouldn'tolmaz
be safekasa where we were,
26
79169
3407
01:34
would I be ableyapabilmek to watch them go?
27
82600
2086
gitmelerini izleyebilir miydim?
01:38
I startedbaşladı my careerkariyer decadeson yıllar agoönce
at the southerngüney US bordersınır,
28
86995
4879
Kariyerime, onlarca yıl önce,
Güney ABD sınırında
Orta Amerikalı sığınmacılarla
çalışarak başladım.
01:43
workingçalışma with CentralMerkez AmericanAmerikan
asylumsığınma seekersarayanlar.
29
91898
2519
01:46
And in the last 16 yearsyıl,
I've been at HIASHIAS,
30
94928
3566
Son 16 yılda, avukat olarak
HIAS'ta bulundum.
Bu, dünya çapında mülteci hakları için
mücadele eden bir Yahudi organizasyonu.
01:50
the JewishYahudi organizationorganizasyon that fightskavgalar
for refugeemülteci rightshaklar around the worldDünya,
31
98518
4101
01:54
as a lawyeravukat and an advocatesavunucu.
32
102643
1689
01:56
And one thing I've learnedbilgili
is that, sometimesara sıra,
33
104919
3493
Öğrendiklerimden biri şuydu:
Bizim daha güvenli ve daha güçlü olmamızı
sağladığı söylenen şeyler,
02:01
the things that we're told
make us saferdaha güvenli and strongergüçlü
34
109229
3890
bazen bunu sağlamaz.
02:05
actuallyaslında don't.
35
113143
1205
02:07
And, in factgerçek, some of these policiespolitikaları
have the oppositekarşısında of the intendedistenilen resultsSonuçlar
36
115262
4939
Hatta bu ilkelerin bazıları,
istenenin tam tersi sonuçlara sahip
ve bu esnada büyük ve gereksiz
ızdıraplara neden oluyor.
02:12
and in the meantimebu arada, causesebeb olmak tremendousmuazzam
and unnecessarygereksiz sufferingçile.
37
120225
5103
02:18
So why are people showinggösterme up
at our southerngüney bordersınır?
38
126571
3137
Öyleyse neden insanlar
güney sınırımıza geliyor?
Güney sınırımıza gelen mülteci
ve göçmenlerin çoğu şu üç ülkeden kaçıyor:
02:21
MostÇoğu of the immigrantsgöçmenler and refugeesmülteciler
that are cominggelecek to our southerngüney bordersınır
39
129732
3478
02:25
are fleeingkaçan threeüç countriesülkeler:
GuatemalaGuatemala, HondurasHonduras and ElEl SalvadorSalvador.
40
133234
4114
Guatemala, Honduras ve El Salvador.
02:29
These countriesülkeler are consistentlysürekli olarak rankedsırada yer aldı
41
137952
2408
Bu ülkeler sürekli olarak dünyanın
en şiddetli ülkeleri arasında sıralanıyor.
02:32
amongarasında the mostçoğu violentşiddetli
countriesülkeler in the worldDünya.
42
140384
3311
02:35
It's very difficultzor to be safekasa
in these countriesülkeler,
43
143719
2367
Kendiniz ve aileniz için
gelecek kurmayı bırakın,
02:38
let aloneyalnız buildinşa etmek a futuregelecek
for yourselfkendin and your familyaile.
44
146110
3265
bu ülkelerde güvende
olmanız bile çok zor.
02:42
And violenceşiddet againstkarşısında
womenkadınlar and girlskızlar is pervasiveyaygın.
45
150180
2977
Kadınlara ve kızlara karşı şiddet yaygın.
İnsanlar Orta Amerika'dan
nesillerdir kaçıyor.
02:46
People have been fleeingkaçan CentralMerkez AmericaAmerika
46
154021
3270
02:49
for generationsnesiller.
47
157315
1580
02:50
GenerationsNesiller of refugeesmülteciler
have been cominggelecek to our shoreskıyıları,
48
158919
2608
ABD'nin son derece dahil olduğu 1980'lerin
sivil savaşlarından kaçan mülteciler
02:53
fleeingkaçan the civilsivil warssavaşlar of the 1980s,
49
161551
4761
nesillerden beri kıyılarımıza geliyor.
02:58
in whichhangi the UnitedAmerika StatesBirleşik
was deeplyderinden involvedilgili.
50
166336
2232
03:01
This is nothing newyeni.
51
169227
1357
Bu yeni bir durum değil.
03:03
What's newyeni is that recentlyson günlerde,
there's been a spikebaşak in familiesaileleri,
52
171169
4768
Yeni olan şey, son zamanlarda
ailelerin ve çocukların
kontrol noktalarına gelip iltica talebinde
bulunmalarındaki ani artış.
03:07
childrençocuklar and familiesaileleri,
showinggösterme up at checkpointsDenetim noktaları
53
175961
2794
03:10
and presentingtakdim themselveskendilerini to seekaramak asylumsığınma.
54
178779
2335
03:14
Now, this has been in the newshaber latelyson zamanlarda,
55
182262
2166
Bunlar, son zamanlarda
haberlerde yer aldı,
bu yüzden bu resimleri gördüğünüzde
şunları hatırlamanızı istiyorum:
03:16
so I want you to rememberhatırlamak a fewaz things
as you see those imagesGörüntüler.
56
184452
3318
İlki, bu alıkoymalar, güney sınırında
yapılan en üst düzey alıkoymalar değil
03:19
One, this is not a historicallytarihsel highyüksek levelseviye
of interceptionsmüdahalelerde at the southerngüney bordersınır,
57
187794
6094
ve aslında insanlar kendilerini
kontrol noktalarında tanıtıyorlar.
03:25
and, in factgerçek, people are presentingtakdim
themselveskendilerini at checkpointsDenetim noktaları.
58
193912
3111
03:29
Two, people are showinggösterme up
with the clothesçamaşırlar on theironların backsyedekler;
59
197444
4871
İkincisi, insanlar sırtlarında
kıyafetleri ile geliyorlar.
Bazıları parmak arası terlikle geliyor.
03:34
some of them are literallyharfi harfine in flip-flopsParmak arası terlik.
60
202339
2342
Üçüncüsü, biz dünyanın en güçlü ülkesiyiz.
03:36
And threeüç, we're the mostçoğu
powerfulgüçlü countryülke in the worldDünya.
61
204705
2946
03:40
It's not a time to panicPanik.
62
208204
1604
Panik yapmanın zamanı değil.
03:42
It's easykolay from the safetyemniyet
of the destinationhedef countryülke
63
210601
2526
Güvenli olan varış ülkesinin, kesin şeyler
hakkında düşünmesi kolaydır.
03:45
to think in termsşartlar of absolutesabsolutes:
64
213151
1871
"Bu yasal mı değil mi?"
03:47
Is it legalyasal, or is it illegalyasadışı?
65
215046
2299
Ama bu sorularla boğuşan ve aileleri
hakkında bu kararları alan insanlar
03:49
But the people who are wrestlinggüreş
with these questionssorular
66
217734
2503
03:52
and makingyapma these decisionskararlar
about theironların familiesaileleri
67
220261
3815
03:56
are thinkingdüşünme about
very differentfarklı questionssorular:
68
224100
2564
çok daha farklı sorular
üzerine düşünüyorlar.
03:58
How do I keep my daughterkız evlat safekasa?
69
226688
1873
"Kızımı nasıl güvende tutarım?"
04:01
How do I protectkorumak my sonoğul?
70
229458
1442
"Oğlumu nasıl korurum?"
04:04
And if you want absolutesabsolutes,
71
232114
2260
Kesin bir şey istiyorsanız
iltica talebinde bulunmak
kesinlikle yasaldır.
04:06
it's absolutelykesinlikle legalyasal to seekaramak asylumsığınma.
72
234398
3013
04:09
It is a fundamentaltemel right in our ownkendi lawsyasalar
and in internationalUluslararası lawhukuk.
73
237862
4887
Bu, kendi hukukumuzda ve uluslararası
hukukta bulunan temel bir hak.
04:14
And, in factgerçek --
74
242773
1190
Hatta bu hak,
04:15
(ApplauseAlkış)
75
243987
6864
(Alkışlar)
1951 Mülteci Sözleşmesinden doğar.
04:22
it stemssapları from the 1951 RefugeeMülteci ConventionKongre,
76
250875
3541
04:26
whichhangi was the world'sDünyanın en responsetepki
to the HolocaustHolokost
77
254440
3072
Bu sözleşme, dünyanın
Holokost'a tepkisidir
ve ülkelerin, insanları, zarar görecekleri
veya öldürülecekleri ülkelere
04:29
and a way for countriesülkeler to say never again
would we returndönüş people to countriesülkeler
78
257536
3810
asla geri göndermeyeceklerini
söyleme şeklidir.
04:33
where they would harmedzarar or killedöldürdü.
79
261370
2204
Mültecilerin buraya gelmesinin
birkaç yolu var.
04:36
There are severalbirkaç waysyolları
refugeesmülteciler come to this countryülke.
80
264306
2521
Bunlardan biri, ABD
Mülteci Kabul Programı.
04:38
One is throughvasitasiyla the US RefugeeMülteci
AdmissionsKabul ProgramProgram.
81
266851
2804
04:41
ThroughAracılığıyla that programprogram, the US identifiestanımlar
and selectsseçer refugeesmülteciler abroadyurt dışı
82
269679
4130
Bu programla ABD, yurt dışındaki
mültecileri belirliyor,
aralarından seçiyor
ve onları ABD'ye getiriyor.
04:45
and bringsgetiriyor them to the UnitedAmerika StatesBirleşik.
83
273833
2056
04:48
Last yearyıl, the US resettledİskan fewerDaha az refugeesmülteciler
84
276527
3642
ABD geçen yıl, programın
başlangıcı olan 1980'den beri
herhangi bir zamana kıyasla
daha az mülteci yerleştirdi.
04:52
than at any time sincedan beri
the programprogram beganbaşladı in 1980.
85
280193
3681
04:55
And this yearyıl, it'llolacak probablymuhtemelen be lessaz.
86
283898
1958
Bu yıl muhtemelen daha da az olacak.
04:58
And this is at a time when we have
more refugeesmülteciler in the worldDünya
87
286800
2963
Şu an, dünyada, yazılı tarihe geçen
herhangi bir zamandan,
2. Dünya Savaşı döneminden bile,
05:01
than at any other time
in recordedkaydedilmiş historytarih,
88
289787
2055
daha fazla mültecinin olduğu bir zaman.
05:03
even sincedan beri WorldDünya WarSavaş IIII.
89
291866
1389
05:06
AnotherBaşka bir way that refugeesmülteciler
come to this countryülke is by seekingarayan asylumsığınma.
90
294020
3767
Mültecilerin ülkeye gelmesinin
başka bir yolu iltica talebinde bulunmak.
İltica edenler, sınıra gelen
05:09
AsylumSığınma seekersarayanlar are people
who presentmevcut themselveskendilerini at a bordersınır
91
297811
3285
ve ülkelerine gönderilirlerse
zulüm göreceklerini söyleyen kişilerdir.
05:13
and say that they'llacaklar be persecutedzulüm
if they're sentgönderilen back home.
92
301120
3304
İltica eden, mülteci tanımını
karşıladığını kanıtlamak için
05:16
An asylumsığınma seekerArayıcı is simplybasitçe somebodybirisi
who'skim going throughvasitasiyla the processsüreç
93
304448
3214
05:19
in the UnitedAmerika StatesBirleşik
94
307686
1159
05:20
to provekanıtlamak that they meetkarşılamak
the refugeemülteci definitiontanım.
95
308869
2538
ABD'de bir süreçten geçer.
05:25
And it's never been
more difficultzor to seekaramak asylumsığınma.
96
313407
3436
İltica talebinde bulunmak hiçbir zaman
bu kadar zor olmamıştı.
Sınır muhafızları, insanlar
sınırlarımıza geldiklerinde onlara,
05:28
BorderKenarlık guardsMuhafızlar are tellingsöylüyorum people
when they showgöstermek up at our borderssınırlar
97
316867
3078
ülkemizin dolu olduğunu
ve başvuru yapamayacaklarını söylüyorlar.
05:31
that our country'sülkenin fulltam,
that they simplybasitçe can't applyuygulamak.
98
319969
2549
05:34
This is unprecedentedeşi görülmemiş and illegalyasadışı.
99
322542
1811
Bunun benzeri görülmedi
ve yasal değil.
05:36
UnderAltında a newyeni programprogram,
100
324828
2240
Orwellci gibi bir başlığı olan
"Göçmen Koruma Protokolleri"
adlı yeni bir program altında,
05:39
with the kindtür of OrwellianOrwell'ci titleBaşlık
"MigrantGöçmen ProtectionKoruma Protocolsİletişim kuralları,"
101
327092
4166
05:44
refugeesmülteciler are told
they have to wait in MexicoMeksika
102
332472
2656
dosyaları ABD mahkemelerinde yer edinene
kadar -ki bu işlem aylar, yıllar alabilir-
05:47
while theironların casesvakalar make theironların way
throughvasitasiyla the courtsmahkemeler in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
103
335152
3478
mültecilere Meksika'da beklemek
zorunda oldukları söyleniyor.
05:50
and this can take monthsay or yearsyıl.
104
338654
1656
Bu süre içinde güvende değiller
ve avukatlara erişimleri de yok.
05:52
MeanwhileBu arada, they're not safekasa,
105
340334
1819
05:54
and they have no accesserişim to lawyersavukatları.
106
342177
2023
05:57
Our countryülke, our governmenthükümet,
has detainedgözaltına alındı over 3,000 childrençocuklar,
107
345830
4360
Ülkemiz, hükûmetimiz, iltica
taleplerinden caymaları için
3 binden fazla çocuğu ebeveynlerinin
kollarından ayırarak alıkoydu.
06:02
separatingayırma them from theironların parents'Anne babamın armssilâh,
108
350214
2577
06:04
as a deterrentcaydırıcı from seekingarayan asylumsığınma.
109
352815
2086
06:07
ManyBirçok were toddlersküçük çocuklar,
110
355723
1409
Birçoğu daha küçük çocuktu
06:09
and at leasten az one was
a six-year-oldaltı yaşında blindkör girlkız.
111
357913
2644
ve aralarında görme engelli
6 yaşında bir kız vardı.
06:12
And this is still going on.
112
360581
1481
Bu hâlâ devam ediyor.
06:14
We spendharcamak billionsmilyarlarca to detaingözaltına people
in what are virtuallyfiilen prisonsHapishaneler
113
362812
3868
Hiçbir suçu olmayan insanları
cezaevlerinde fiilî olarak alıkoymak için
milyarlar harcıyoruz.
06:18
who have committedtaahhüt no crimesuç.
114
366704
1537
06:22
And familyaile separationayırma has becomeolmak
the hallmarkHallmark of our immigrationGöçmenlik systemsistem.
115
370799
5431
Aileleri ayırmak, göç sistemimizi
diğerlerinden ayıran bir nitelik oldu.
06:28
That's a faruzak cryağlamak from a shiningparlıyor cityŞehir
on a hillTepe or a beaconBeacon of hopeumut
116
376603
5058
Bu, tepede parlayan bir şehirden,
bir umut ışığından
ya da kendimizi ve değerlerimizi anlatma
şekillerimizden oldukça farklı.
06:33
or all of the other waysyolları we like to talk
about ourselveskendimizi and our valuesdeğerler.
117
381685
3839
06:38
MigrationGeçiş has always been with us,
and it always will be.
118
386137
3248
Göç her zaman bizimleydi
ve her zaman bizimle olacak.
06:41
The reasonsnedenleri why people fleekaçmak --
persecutionzulüm, warsavaş, violenceşiddet,
119
389899
3679
İnsanların kaçma nedenleri,
yani zulüm, savaş, şiddet,
06:45
climateiklim changedeğişiklik
120
393602
1513
iklim değişikliği
06:47
and the abilitykabiliyet now to see on your phonetelefon
what life is like in other placesyerler --
121
395139
4290
ve telefonunuzdan başka yerlerde
hayatın nasıl olduğunu görebilme imkânı;
bu baskılar gün geçtikçe artıyor.
06:51
those pressuresbasınçları are only growingbüyüyen.
122
399453
1816
06:54
But there are waysyolları that we can have
policiespolitikaları that reflectyansıtmak our valuesdeğerler
123
402602
5677
Ama dünyadaki gerçeklik düşünüldüğünde
mantıklı ve değerlerimizi yansıtan
politikalar oluşturmamızın yolları var.
07:00
and actuallyaslında make senseduyu,
givenverilmiş the realitygerçeklik in the worldDünya.
124
408303
2915
07:03
The first thing we need to do
is dialArama back the toxictoksik rhetoricretorik
125
411980
6083
Yapmamız gereken ilk şey,
uzun zamandır ulusal tartışmamızın
bu konudaki temeli olan
07:10
that has been the basistemel of our nationalUlusal
debatetartışma on this issuekonu for too long.
126
418087
4691
zehirleyici söylemi kaldırmak.
07:15
(ApplauseAlkış)
127
423437
5114
(Alkışlar)
07:22
I am not an immigrantGöçmen or a refugeemülteci myselfkendim,
128
430702
3144
Ben bir göçmen ya da mülteci değilim
ama bu saldırıları üzerime alınıyorum
07:25
but I take these attackssaldırılar personallyŞahsen,
because my grandparentsBüyükanne ve büyükbaba were.
129
433870
4000
çünkü dedelerim de göçmendi.
07:31
My great-grandmotherbüyük-büyükannesi RoseRose
didn't see her kidsçocuklar for sevenYedi yearsyıl,
130
439211
4548
Büyük büyükannem Rose, çocuklarını
Polonya'dan New York'a gönderirken
07:35
as she trieddenenmiş to bringgetirmek them
from PolandPolonya to NewYeni YorkYork.
131
443783
2462
onları 7 yıl görmemiş.
Dedem 7 yaşındayken onu bırakmış
ve 14 yaşına kadar onu hiç görmemiş.
07:38
She left my grandfatherBüyük baba
when he was sevenYedi
132
446269
1931
07:40
and didn't see him again
untila kadar he was 14.
133
448224
2021
07:42
On the other sideyan of my familyaile,
134
450269
1596
Ailemin diğer tarafında ise
büyükannem Aliza,
07:43
my grandmotherbüyükanne AlizaAliza
left PolandPolonya in the 1930s
135
451889
3637
Filistin'deki İngiliz Mandasına gitmek
için 1930'larda Polonya'dan ayrılmış
07:47
and left for what was then
the Britishİngiliz MandateGörev of PalestinePalestine,
136
455550
2873
ve ailesini ve arkadaşlarını
bir daha görmemiş.
07:50
and she never saw
her familyaile and friendsarkadaşlar again.
137
458447
2246
07:53
GlobalKüresel cooperationişbirliği as a responsetepki
to globalglobal migrationgöç and displacementdeplasman
138
461741
5054
Küresel göç ve yerinden edilmeye tepki
olarak küresel iş birliğinin,
07:58
would go a long way towardskarşı makingyapma
migrationgöç something that isn't a crisiskriz
139
466819
4485
göçün kriz değil, sadece göç olmasında
ve insanların bunu birlikte halletmesinde
08:03
but something that just is,
140
471328
1353
08:04
and that we dealanlaştık mı with
as a globalglobal communitytoplum.
141
472705
2548
çok katkısı vardır.
08:08
Humanitarianİnsani aidyardım is alsoAyrıca criticalkritik.
142
476488
2405
İnsani yardım da önem teşkil ediyor.
08:10
The amounttutar of supportdestek we providesağlamak
to countriesülkeler in CentralMerkez AmericaAmerika
143
478917
3001
Mülteci ve göçmen gönderen Orta Amerika
ülkelerine sağladığımız desteğin boyutu
08:13
that are sendinggönderme refugeesmülteciler and migrantsgöçmenler
144
481942
2429
zorlama ve alıkoymaya harcadığımız
masrafın ufacık bir kısmı.
08:16
is a tinyminik fractionkesir of the amounttutar
we spendharcamak on enforcementzorlama and detentiongözaltı.
145
484395
5195
08:22
And we can absolutelykesinlikle
have an asylumsığınma systemsistem that worksEserleri.
146
490756
3769
İşe yarayan bir iltica sistemimiz
kesinlikle olabilir.
08:27
For a tinyminik fractionkesir of the costmaliyet of a wallduvar,
147
495460
2720
Sınır duvarı maliyetinin
ufacık bir kısmı ile
daha çok hakim işe alabilir,
sığınmacılara avukat sağlayabilir
08:30
we could hirekiralama more judgesyargıçlar,
148
498204
1381
08:31
make sure asylumsığınma seekersarayanlar have lawyersavukatları
149
499609
2230
ve insancıl bir iltica sistemi
oluşturabiliriz.
08:33
and commitişlemek to a humaneinsancıl asylumsığınma systemsistem.
150
501863
2521
08:36
(ApplauseAlkış)
151
504955
4666
(Alkışlar)
08:45
And we could resettleyeniden görevlendireceğiz more refugeesmülteciler.
152
513090
2566
Daha fazla mülteci yerleştirebiliriz.
08:48
To give you a senseduyu of the declinedüşüş
in the refugeemülteci programprogram:
153
516118
3173
Mülteci programındaki düşüş hakkında
size fikir vermesi için,
dünyadaki en geniş çaplı
mülteci krizine karşılık olarak
08:51
threeüç yearsyıl agoönce, the US resettledİskan
15,000 SyrianSuriye refugeesmülteciler
154
519315
4259
ABD üç yıl önce 15 bin
Suriyeli mülteci yerleştirdi.
08:55
in responsetepki to the largesten büyük
refugeemülteci crisiskriz on earthtoprak.
155
523598
2639
Bir yıl sonra bu sayı 3 bin oldu.
08:58
A yearyıl latersonra, that numbernumara was 3,000.
156
526261
3117
Geçen yıl ise 62'ydi.
09:01
And last yearyıl, that numbernumara was 62 people.
157
529402
3435
09:06
62 people.
158
534109
1731
62 kişi.
09:08
DespiteRağmen the harshsert rhetoricretorik
and effortsçabaları to blockblok immigrationGöçmenlik,
159
536819
3900
Göçü engellemek ve mültecileri
ülke dışında tutmak için
kullanılan sert söylemler
ve çabalara rağmen
09:12
keep refugeesmülteciler out of the countryülke,
160
540743
1937
09:14
supportdestek for refugeesmülteciler and immigrantsgöçmenler
in this countryülke, accordinggöre to pollsAnket,
161
542704
3381
anketlere göre, ülkedeki mülteciler
ve göçmenlere destek
hiç bu kadar yüksek olmamıştı.
09:18
has never been higherdaha yüksek.
162
546109
1243
09:19
OrganizationsKuruluşlar like HIASHIAS, where I work,
163
547376
1941
Çalıştığım yer olan HIAS gibi örgütler,
insani yardım örgütleri
ve inanç temelli örgütler
09:21
and other humanitarianinsancıl
and faith-basedinanca dayalı organizationsorganizasyonlar,
164
549341
2508
destek veya muhalif olmaya değer bir yasa
09:23
make it easykolay for you to take a standdurmak
165
551873
2147
ya da denetime ihtiyacı olan
bir politika olduğunda
09:26
when there's a lawhukuk that's worthdeğer opposingkarşı
166
554044
2570
09:28
or a lawhukuk that's worthdeğer supportingDestek
or a policypolitika that needsihtiyaçlar oversightgözetim.
167
556638
3377
taraf tutmanızı kolaylaştırıyor.
09:32
If you have a phonetelefon,
168
560485
1351
Telefonunuz varsa
bir şeyler yapabilirsiniz,
09:33
you can do something,
169
561860
1323
daha fazlasını yapmak isterseniz,
yapabilirsiniz.
09:35
and if you want to do more, you can.
170
563207
1748
09:36
I will tell you that if you see
one of these detentiongözaltı centersmerkezleri
171
564979
3596
Kıyı boyunca içinde çocukların olduğu
bu alıkoyma merkezlerini görürseniz,
09:40
alonguzun bir the bordersınır
172
568599
1255
09:41
with childrençocuklar in them -- they're jailshapishanelerinde --
173
569878
1957
ki bunlar cezaevleri,
eskisi gibi olamazsınız.
09:43
you will never be the sameaynı.
174
571849
1473
09:47
What I lovedsevilen so much
about my call with EllieEllie
175
575320
2595
Ellie ile yaptığım görüşmede
hoşuma giden şey,
09:50
was that she knewbiliyordum in her coreçekirdek
that the storieshikayeleri of her grandparentsBüyükanne ve büyükbaba
176
578792
3856
dedesinin ve büyükannesinin hikâyelerinin
bugünkü hikâyelerden
farklı olmadığını bilmesiydi
09:55
were no differentfarklı than today'sbugünkü storieshikayeleri,
177
583537
2139
09:57
and she wanted to do something about it.
178
585700
2066
ve o buna dair bir şeyler
yapmak istedi.
10:00
If I leaveayrılmak you with one thing,
179
588974
2346
Buradan ayrılırken size
bir şey bırakacaksam,
Bay Patates Kafa'nın geçmişinden başka,
10:03
beyondötesinde the backstorybackstory
for MrBay. PotatoPatates HeadKafa,
180
591344
2402
tabii Bay Patates Kafa da
ayrılmak için güzel bir hikâye,
10:05
whichhangi is, of coursekurs,
a good storyÖykü to leaveayrılmak with,
181
593770
3428
10:09
it's that a countryülke showsgösterileri strengthkuvvet
182
597222
4148
bu şu olacaktır: Bir ülke, gücünü
10:14
throughvasitasiyla compassionmerhamet and pragmatismpragmatizm,
183
602522
2317
şefkat ve yararcılık ile gösterir;
baskı ve korku ile değil.
10:16
not throughvasitasiyla forcekuvvet and throughvasitasiyla fearkorku.
184
604863
1907
10:19
(ApplauseAlkış)
185
607448
5993
(Alkışlar)
10:29
These storieshikayeleri of the HassenfeldsHassenfelds
and my relativesakrabaları and your relativesakrabaları
186
617139
4166
Hassenfeldlerin hikâyeleri, akrabalarımın
ve akrabalarınızın hikâyeleri
günümüzde hâlâ yaşanıyor, hepsi aynı.
10:33
are still happeningolay todaybugün;
they're all the sameaynı.
187
621329
2550
10:37
A countryülke is stronggüçlü
when it saysdiyor to the refugeemülteci,
188
625269
3277
Bir ülke, mültecilere
"Çekip git." dediği zaman değil,
10:40
not, "Go away," but,
189
628570
3197
"Tamam, seni aldık. Güvendesin."
dediği zaman güçlüdür.
10:43
"It's OK, we'vebiz ettik got you, you're safekasa."
190
631791
2817
10:47
Thank you.
191
635112
1163
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
10:48
(ApplauseAlkış)
192
636299
2825
Teşekkürler.
10:51
Thanksteşekkürler.
193
639148
1206
(Alkışlar)
10:52
(ApplauseAlkış)
194
640378
1361
Translated by Eda Şahaner
Reviewed by Merve Kılıç

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Melanie Nezer - Refugee and immigrants rights attorney
Melanie Nezer is a national leader in efforts to inform and educate individuals, institutions, elected officials and communities about refugees and asylum seekers.

Why you should listen

Melanie Nezer is Senior Vice President for Public Affairs for HIAS, the American Jewish community's international refugee agency. Founded in 1881, HIAS is the oldest refugee agency in the world and has helped refugees from all over the world find safety and freedom. In 17 years at HIAS, Nezer has shaped much of the agency's policy and advocacy agenda and its legal work. She previously served as HIAS's Vice President for Policy and Advocacy, as Migration Policy Counsel and as Director of HIAS's Employment Visa Program, representing at-risk Jewish professionals and religious workers seeking to work in the US during times of instability and crisis in their home countries.

Before joining HIAS, Nezer was the Immigration Policy Director for the organization now known as US Committee for Refugees and Immigrants, where -- in addition to conducting advocacy on immigration and asylum issues -- she was co-editor of Refugee Reports and a writer for the annual World Refugee Survey. Prior to her work in Washington DC, Nezer was in private legal practice in Miami, Florida, where she specialized in immigration law and criminal defense.

Learn more about Nezer's work by watching "The Ground Beneath My Children's Feet: Refugees and the Jewish Story," "'We Stand with You'": HIAS Responds to Synagogue Massacre with Message of Hope for Refugees," by listening to "HIAS Responds to Deadly Attack on Pittsburgh Synagogue," and by reading "Refugee Order Demystified, Q&A with Nezer of HIAS," and "The Global Plan for Dealing with Refugees Isn't Broken, It's Nearly Broke."

More profile about the speaker
Melanie Nezer | Speaker | TED.com