ABOUT THE SPEAKER
Johann Hari - Journalist
Johann Hari spent three years researching the war on drugs; along the way, he discovered that addiction is not what we think it is.

Why you should listen

British journalist Johann Hari is the author of the New York Times best-selling book Chasing The Scream, from which his talk on addiction was adapted and for which he spent three years researching the war on drugs and questioning the ways in which we treat addiction.

He has written for many of the world’s leading newspapers and magazines, including The New York Times, Le Monde, The Guardian, New Republic, The Nation, Slate.com, and The Sydney Morning Herald. He was a columnist for the British newspaper The Independent for nine years.

Hari was twice named National Newspaper Journalist of the Year by Amnesty International, was named Gay Journalist of the Year at the Stonewall Awards -- and won the Martha Gellhorn Prize for political writing.

More profile about the speaker
Johann Hari | Speaker | TED.com
TEDSummit 2019

Johann Hari: This could be why you're depressed and anxious

Johann Hari: Depresyon ve anksiyetenizin nedeni bu olabilir

Filmed:
5,432,613 views

Bu içimize işleyen ve bizi harekete geçirebilecek konuşmada gazeteci Johann Hari, tüm dünyadan uzmanlardan depresyon ve anksiyetenin nedenlerine ilişkin yeni gözlem ve yorumlar paylaşıyor -- ve de heyecan verici yeni çözümler! Hari'ye göre, ''Depresyon veya anksiyete hâlindeyseniz zayıf ya da çıldırmış değilsiniz; ihtiyaçları karşılanmamış bir insansınız.''
- Journalist
Johann Hari spent three years researching the war on drugs; along the way, he discovered that addiction is not what we think it is. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
For a really long time,
0
1357
1571
Çok uzun bir zaman boyunca
00:14
I had two mysteriesgizemler
that were hangingasılı over me.
1
2952
3134
aklımdan çıkmayan iki bilinmez vardı.
00:18
I didn't understandanlama them
2
6689
2261
Bir türlü anlam veremiyordum
00:20
and, to be honestdürüst, I was quiteoldukça afraidkorkmuş
to look into them.
3
8974
2903
ve açıkçası, incelemekten de korkuyordum.
00:24
The first mysterygizem was, I'm 40 yearsyıl oldeski,
4
12349
3547
Birinci bilinmezim: 40 yaşındayım
00:27
and all throughoutboyunca my lifetimeömür,
yearyıl after yearyıl,
5
15920
3071
ve hayatım boyunca her geçen yıl
00:31
seriousciddi depressiondepresyon and anxietyanksiyete have risenyükseldi,
6
19015
3356
Birleşik Devletler'de, Britanya'da
ve Batı'nın her bir yanında
00:34
in the UnitedAmerika StatesBirleşik, in Britainİngiltere,
7
22395
2690
00:37
and acrosskarşısında the WesternWestern worldDünya.
8
25109
1754
ciddi depresyon ve anksiyete artışı var.
00:39
And I wanted to understandanlama why.
9
27173
2928
Ben de sebebini anlamak istiyorum.
00:43
Why is this happeningolay to us?
10
31108
1867
Bu bize niçin oluyor?
00:45
Why is it that with eachher yearyıl that passesgeçer,
11
33394
2642
Ne oluyor da her geçen yıl
00:48
more and more of us are findingbulgu it harderDaha güçlü
to get throughvasitasiyla the day?
12
36060
3254
daha çoğumuz günü atlatmakta
daha çok zorluk çekiyoruz?
00:51
And I wanted to understandanlama this
because of a more personalkişisel mysterygizem.
13
39743
3557
Bunu anlama isteğim de
daha kişisel bir sebepten ileri geliyordu.
00:55
When I was a teenagergenç,
14
43324
1389
Daha bir gençken
00:56
I rememberhatırlamak going to my doctordoktor
15
44737
1421
doktora gittiğimi
00:58
and explainingaçıklayan that I had this feelingduygu,
like painAğrı was leakingsızıntı out of me.
16
46182
4485
ve ona içimden acı aktığını
hissettiğimi açıkladığımı hatırlıyorum.
01:03
I couldn'tcould controlkontrol it,
17
51237
1396
Kontrol edemiyordum,
01:04
I didn't understandanlama why it was happeningolay,
18
52657
2285
bunun niçin olduğunu da anlamıyordum,
01:06
I feltkeçe quiteoldukça ashamedutanmış of it.
19
54966
2055
bundan bir hayli utanıyordum da.
01:09
And my doctordoktor told me a storyÖykü
20
57045
1596
Doktorum da bana bir hikâye anlattı,
01:10
that I now realizegerçekleştirmek was well-intentionediyi niyetli,
21
58665
2013
şimdi anlıyorum ki iyi niyetliymiş
01:12
but quiteoldukça oversimplifiedoversimplified.
22
60702
1692
ama çok basite indirgenmişti.
01:14
Not totallybütünüyle wrongyanlış.
23
62418
1168
Tamamen yanlış değildi.
01:15
My doctordoktor said, "We know
why people get like this.
24
63610
2792
Doktorum dedi ki "İnsanların
niçin böyle olduğunu biliyoruz."
01:18
Some people just naturallydoğal olarak get
a chemicalkimyasal imbalancedengesizlik in theironların headskafalar --
25
66426
4232
Bazı insanların kafasının içinde
kimyasal bir dengesizlik oluyor --
01:22
you're clearlyAçıkça one of them.
26
70682
1421
sen de onlardan birisin.
01:24
All we need to do is give you some drugsilaçlar,
27
72127
1984
Yapmamız gereken şey sana ilaç yazmak,
01:26
it will get your chemicalkimyasal
balancedenge back to normalnormal."
28
74135
2364
kimsayal dengesizliği
normale döndürecektir.''
01:28
So I startedbaşladı takingalma a drugilaç
calleddenilen PaxilPaxil or SeroxatSeroxat,
29
76523
2410
Ben de Paxil veya Seroxat diye
bir ilaç almaya başladım.
01:30
it's the sameaynı thing with differentfarklı namesisimler
in differentfarklı countriesülkeler.
30
78957
3026
Farklı ülkelerde ismi farklı
ama aynı ilaç.
01:34
And I feltkeçe much better,
I got a realgerçek boostalttan yukarıya ittirmek.
31
82007
2483
Çok daha iyi hissettim,
tam bir harekete geçiriciydi.
01:36
But not very long afterwardssonradan,
32
84514
1411
Ama çok geçmeden
01:37
this feelingduygu of painAğrı startedbaşladı to come back.
33
85949
2001
o acı hissi geri gelmeye başladı.
01:39
So I was givenverilmiş higherdaha yüksek and higherdaha yüksek dosesdoz
34
87974
1828
Ve bana daha yüksek doz
vermeye başladılar,
01:41
untila kadar, for 13 yearsyıl, I was takingalma
the maximummaksimum possiblemümkün dosedoz
35
89826
3211
ta ki 13 yaşında yasal olarak alabileceğim
en yüksek doza ulaşana kadar.
01:45
that you're legallyyasal olarak allowedizin to take.
36
93061
2016
01:47
And for a lot of those 13 yearsyıl,
and prettygüzel much all the time by the endson,
37
95402
3469
Bu 13 yıın büyük bir kısmında
ve özellikle de sonunda
01:50
I was still in a lot of painAğrı.
38
98895
1500
büyük bir acı çekiyordum.
01:52
And I startedbaşladı askingsormak myselfkendim,
"What's going on here?
39
100419
2976
Kendime sormaya başladım,
''Burada neler oluyor?
01:55
Because you're doing everything
40
103419
1542
Çünkü her şeyi, kültüre hâkim
kitaba göre yapıyorsun --
01:56
you're told to do by the storyÖykü
that's dominatinghakim the culturekültür --
41
104985
3140
02:00
why do you still feel like this?"
42
108149
2119
niçin hâlâ böyle hissediyorsun?''
02:02
So to get to the bottomalt
of these two mysteriesgizemler,
43
110292
2872
Ben de bu iki bilinmezin
derinine inmeye başladım,
02:05
for a bookkitap that I've writtenyazılı
44
113188
1408
yazdığım kitap için
02:06
I endedbitti up going on a bigbüyük journeyseyahat
all over the worldDünya,
45
114620
2505
dünyanın dört bir yanına
büyük bir yolculuğa çıktım.
02:09
I traveledseyahat over 40,000 milesmil.
46
117149
1419
65 bin km seyahat ettim.
02:10
I wanted to sitoturmak with the leadingönemli
expertsuzmanlar in the worldDünya
47
118592
2493
Dünyanın önde gelen uzmanlarıyla oturup
02:13
about what causesnedenleri depressiondepresyon and anxietyanksiyete
48
121109
2167
depresyon ve anksiyetenin nedenlerini
02:15
and cruciallyEn önemlisi, what solvesçözer them,
49
123300
1872
ve daha da önemlisi, çözümlerini
02:17
and people who have come throughvasitasiyla
depressiondepresyon and anxietyanksiyete
50
125196
2624
depresyon ve anksiyete geçirmiş
insanları araştırmaya koyuldum,
02:19
and out the other sideyan
in all sortssıralar of waysyolları.
51
127844
2112
nerede ve ne koşulda olursa olsun.
02:21
And I learnedbilgili a hugeKocaman amounttutar
52
129980
1486
Bu yolda tanıştığım harika insanlardan
inanılmaz şeyler öğrendim.
02:23
from the amazingşaşırtıcı people
I got to know alonguzun bir the way.
53
131490
2555
02:26
But I think at the heartkalp
of what I learnedbilgili is,
54
134069
2976
Ancak öğrendiklerimin temelinde şu var,
02:29
so faruzak, we have scientificilmi evidencekanıt
55
137069
3035
şu ana dek, depresyon ve anksiyetenin
02:32
for ninedokuz differentfarklı causesnedenleri
of depressiondepresyon and anxietyanksiyete.
56
140128
3707
dokuz farklı nedenine ilişkin
bilimsel kanıtımız var.
02:35
Two of them are indeedaslında in our biologyBiyoloji.
57
143859
2809
Bunların ikisi gerçekten de biyolojimizde.
02:38
Your genesgenler can make you
more sensitivehassas to these problemssorunlar,
58
146692
2683
Genleriniz sizi bu sorunlara karşı
daha hassas yapabiliyor
02:41
thoughgerçi they don't writeyazmak your destinyKader.
59
149399
1934
ama tabii kaderinizi yazmıyor.
02:43
And there are realgerçek brainbeyin changesdeğişiklikler
that can happenolmak when you becomeolmak depressedbunalımlı
60
151357
3611
Bir de depresyona girdiğinizde
içinden çıkmayı zorlaştıran
gerçek beyin değişimleri olabiliyor.
02:46
that can make it harderDaha güçlü to get out.
61
154992
1698
02:48
But mostçoğu of the factorsfaktörler
that have been provenkanıtlanmış
62
156714
2182
Ancak depresyon ve anksiyeteye
sebep olduğu kanıtlanan etkenlerin çoğu
02:50
to causesebeb olmak depressiondepresyon and anxietyanksiyete
63
158920
1841
02:52
are not in our biologyBiyoloji.
64
160785
1765
biyolojik kökenli değil.
02:55
They are factorsfaktörler in the way we livecanlı.
65
163520
2214
Yaşam şeklimizle ilgili etkenler.
02:58
And oncebir Zamanlar you understandanlama them,
66
166116
1491
Bunları anladığımız zaman
02:59
it opensaçılan up a very differentfarklı
setset of solutionsçözeltiler
67
167631
3096
kimyasal antidepresanların yanında
03:02
that should be offeredsunulan to people
68
170751
1548
insanlara sunulabilecek
bir dizi farklı çözüme kapı açılıyor,
03:04
alongsideyanında the optionseçenek
of chemicalkimyasal antidepressantsantidepresanlar.
69
172323
2937
03:07
For exampleörnek,
70
175284
1793
Örneğin eğer yalnızlık çekiyorsanız
depresyona girme ihtimaliniz daha yüksek.
03:09
if you're lonelyyalnız, you're more likelymuhtemelen
to becomeolmak depressedbunalımlı.
71
177101
3448
03:12
If, when you go to work,
you don't have any controlkontrol over your job,
72
180573
3111
İşinizle ilgili hiçbir kontrolünüz yoksa
ve sadece söyleneni yapmak zorundaysanız
03:15
you've just got to do what you're told,
73
183708
1896
03:17
you're more likelymuhtemelen to becomeolmak depressedbunalımlı.
74
185628
1889
depresyona girme ihtimaliniz yüksek.
03:19
If you very rarelynadiren get out
into the naturaldoğal worldDünya,
75
187541
2484
Doğal hayatın içine çok nadir giriyorsanız
03:22
you're more likelymuhtemelen to becomeolmak depressedbunalımlı.
76
190049
1869
depresyona girme ihtimaliniz yüksek.
03:23
And one thing unitesAmerika Birleşik Devletleri a lot of the causesnedenleri
of depressiondepresyon and anxietyanksiyete
77
191942
3111
Tek bir şey, öğrendiğim depresyon
ve anksiyete sebeplerini birleştiriyor.
03:27
that I learnedbilgili about.
78
195077
1175
03:28
Not all of them, but a lot of them.
79
196276
2063
Hepsini değil ama pek çoğunu.
03:30
EveryoneHerkes here knowsbilir
80
198363
1666
Burada hepimiz doğal
fiziksel ihtiyaçlarımız olduğunu biliyor.
03:32
you've all got naturaldoğal
physicalfiziksel needsihtiyaçlar, right?
81
200053
2659
03:34
ObviouslyBelli ki.
82
202736
1174
Buna şüphe yok.
03:35
You need foodGıda, you need waterSu,
83
203934
2579
Yiyeceğe, suya ihtiyacımız var,
03:38
you need shelterbarınak, you need cleantemiz airhava.
84
206537
2230
sığınacak bir eve, temiz havaya.
03:40
If I tookaldı those things away from you,
85
208791
1794
Bu şeyleri elinizden alırsam
çok hızlı bir şekilde sorun yaşarsınız.
03:42
you'dşimdi etsen all be in realgerçek troublesorun, realgerçek fasthızlı.
86
210609
2293
03:44
But at the sameaynı time,
87
212926
1802
Ancak aynı zamanda,
03:46
ever humaninsan beingolmak
has naturaldoğal psychologicalpsikolojik needsihtiyaçlar.
88
214752
3371
her bir insanın
doğal psikolojik ihtiyaçları da var.
03:50
You need to feel you belongait.
89
218147
2039
Bir yere ait olduğunuzu hissetmeniz lazım.
03:52
You need to feel your life
has meaninganlam and purposeamaç.
90
220210
3064
Hayatınızın anlamı ve bir amacı olduğunu.
03:55
You need to feel that people
see you and valuedeğer you.
91
223298
2531
İnsanların sizi fark ettiğini
ve size değer verdiğini.
03:57
You need to feel you've got
a futuregelecek that makesmarkaları senseduyu.
92
225853
2557
Ulaşılabilir bir geleceğiniz
olduğunu hissetmelisiniz.
04:00
And this culturekültür we builtinşa edilmiş
is good at lots of things.
93
228434
3048
Yarattığımız bu kültür
pek çok şeyde çok iyi.
04:03
And manyçok things are better
than in the pastgeçmiş --
94
231506
2160
Pek çok şey geçmişe kıyasla
iyiye gidiyor da.
04:05
I'm gladmemnun to be alivecanlı todaybugün.
95
233690
1321
Hayatta olmaktan mutluyum.
Ancak o derinlerde yatan
psikolojik ihtiyaçları karşılamada
04:07
But we'vebiz ettik been gettingalma lessaz and lessaz good
96
235035
1964
04:09
at meetingtoplantı these deepderin,
underlyingtemel psychologicalpsikolojik needsihtiyaçlar.
97
237023
4101
giderek daha başarısız hâle geliyoruz.
04:13
And it's not the only thing
that's going on,
98
241895
2103
Bu elbette tek sorun değil
04:16
but I think it's the keyanahtar reasonneden
why this crisiskriz keepstutar risingyükselen and risingyükselen.
99
244022
4047
ama bu krizin durmak bilmeden artmasında
önemli bir rol oynadığı kanısındayım.
04:20
And I foundbulunan this really hardzor to absorbemmek.
100
248919
3230
Bunu kabul etmekte zorluk çektim.
04:24
I really wrestledGüreş with the ideaFikir
101
252173
2706
Depresyonu, beynimdeki bir sorundan
04:26
of shiftingdeğişken from thinkingdüşünme of my depressiondepresyon
as just a problemsorun in my brainbeyin,
102
254903
4406
yaşam şeklimiz de dâhil pek çok etkene
bağlama fikrini çok ölçüp tarttım.
04:31
to one with manyçok causesnedenleri,
103
259333
1167
04:32
includingdahil olmak üzere manyçok in the way we're livingyaşam.
104
260524
2061
04:34
And it only really beganbaşladı
to falldüşmek into placeyer for me
105
262609
2365
Ve bir gün Güney Afrikalı psikiyatrist
Dr. Derek Summerfield'le tanışınca
04:36
when one day, I wentgitti to interviewröportaj
a SouthGüney AfricanAfrika psychiatristpsikiyatrist
106
264998
3143
bu fikir gözümde şekillenmeye başladı.
04:40
namedadlı DrDr. DerekDerek SummerfieldSummerfield.
107
268165
1801
04:41
He's a great guy.
108
269990
1151
Harika bir adam.
04:43
And DrDr. SummerfieldSummerfield
happenedolmuş to be in CambodiaKamboçya in 2001,
109
271165
3714
Dr. Summerfield
2001 yılında Komboçya'daydı,
04:46
when they first introducedtanıtılan
chemicalkimyasal antidepressantsantidepresanlar
110
274903
3293
ülkenin vatandaşlarına ilk kez
kimyasal antidepresanları tanıtıyordu.
04:50
for people in that countryülke.
111
278220
1732
04:51
And the localyerel doctorsdoktorlar, the CambodiansKamboçyalılar,
had never heardduymuş of these drugsilaçlar,
112
279976
3297
Kamboçyalı yerel doktorların
bu ilaçlardan haberi yoktu.
04:55
so they were like, what are they?
113
283297
1591
Merak içindeydiler.
04:56
And he explainedaçıkladı.
114
284912
1214
O da açıkladı.
04:58
And they said to him,
115
286150
1532
Onlar da dedi ki,
"Bunlara ihtiyacımız yok,
bizim zaten antidepresanlarımız var."
04:59
"We don't need them,
we'vebiz ettik alreadyzaten got antidepressantsantidepresanlar."
116
287706
2697
05:02
And he was like, "What do you mean?"
117
290427
1737
Summerfield "Nasıl yani?'' dedi.
05:04
He thought they were going to talk about
some kindtür of herbalbitkisel remedyçare,
118
292188
3239
Bitkisel bir tedaviden
bahsedeceklerini sanıyordu,
05:07
like StSt. John'sJohn's WortWort, ginkgoGinkgo bilobaBiloba,
something like that.
119
295451
3772
St. John's Wort bitkisi,
gingko biloba gibi bir şeyden.
05:11
InsteadBunun yerine, they told him a storyÖykü.
120
299910
2389
Ama onlar bir hikâye anlattılar.
05:14
There was a farmerçiftçi in theironların communitytoplum
who workedişlenmiş in the ricepirinç fieldsalanlar.
121
302800
3579
Halkları içinde pirinç tarlalarında
çalışan bir çiftçi varmış.
05:18
And one day, he stooddurdu on a landarazi mineMayın
122
306403
1770
Bir gün ABD ile yaşanan savaştan
kalan bir mayın tarlasına basmış
05:20
left over from the warsavaş
with the UnitedAmerika StatesBirleşik,
123
308197
2190
05:22
and he got his legbacak blownşişmiş off.
124
310411
1412
ve bacağını kaybetmiş.
05:23
So they him an artificialyapay legbacak,
125
311847
1436
Bacak protezi yapılmış
05:25
and after a while, he wentgitti back
to work in the ricepirinç fieldsalanlar.
126
313307
2771
ve bir süre sonra pirinç tarlalarında
çalışmaya geri dönmüş.
05:28
But apparentlygörünüşe göre, it's superSüper painfulacı verici
to work underaltında waterSu
127
316102
2532
Ama görünen o ki protez bir bacakla
su içinde çalışmak çok acı veriyor.
05:30
when you've got an artificialyapay limbuzuv,
128
318658
1674
05:32
and I'm guessingtahmin it was prettygüzel traumatictravmatik
129
320356
1920
Onun için de bacağını kaybettiği yerde
yeniden çalışmak çok travmatik olmalıydı.
05:34
to go back and work in the fieldalan
where he got blownşişmiş up.
130
322300
2579
05:36
The guy startedbaşladı to cryağlamak all day,
131
324903
2403
Adam her gün ağlamaya başlamış,
05:39
he refusedreddetti to get out of bedyatak,
132
327330
1429
yataktan çıkmıyormuş,
05:40
he developedgelişmiş all the symptomssemptomlar
of classicklasik depressiondepresyon.
133
328783
2883
tüm klasik depresyon semptomları varmış.
05:44
The CambodianKamboçya doctordoktor said,
134
332013
1365
Kamboçyalı doktor dedi ki
05:45
"This is when we gaveverdi him
an antidepressantantidepresan."
135
333402
2286
"İşte bu noktada ona antidepresan verdik."
05:47
And DrDr. SummerfieldSummerfield said,
"What was it?"
136
335712
2635
Dr. Summerfield da
''Ne verdiniz?'' diye soruyor.
05:50
They explainedaçıkladı that they wentgitti
and satoturdu with him.
137
338371
2809
Yanına gidip onunla oturduklarını,
05:53
They listeneddinlenen to him.
138
341982
1400
onu dinlediklerini anlatmışlar.
05:56
They realizedgerçekleştirilen that his painAğrı madeyapılmış senseduyu --
139
344464
2547
Acısının anlamlı olduğunu --
05:59
it was hardzor for him to see it
in the throessancısı of his depressiondepresyon,
140
347035
2921
depresyon mücadelesinde bunu göremediğini
06:01
but actuallyaslında, it had perfectlykusursuzca
understandableanlaşılabilir causesnedenleri in his life.
141
349980
3660
ama aslında hayatında
tamamen anlaşılır nedenler olduğunu.
06:05
One of the doctorsdoktorlar, talkingkonuşma to the people
in the communitytoplum, figuredanladım,
142
353966
3198
Halktaki insanlarla konuşan
doktorlardan biri şunu fark etmiş,
06:09
"You know, if we boughtsatın this guy a cowinek,
143
357188
1937
''Eğer biz bu adama bir inek alsaydık
mandıra çiftçisi olabilirdi,
06:11
he could becomeolmak a dairysüt farmerçiftçi,
144
359149
2000
06:13
he wouldn'tolmaz be in this positionpozisyon
that was screwingvidalama him up so much,
145
361173
3095
pirinç tarlalarında çalışmaya dönüp
onu yiyip bitiren bu duruma da düşmezdi.''
06:16
he wouldn'tolmaz have to go
and work in the ricepirinç fieldsalanlar."
146
364292
2507
Ve ona bir inek alıyorlar.
06:18
So they boughtsatın him a cowinek.
147
366823
1199
06:20
Withinİçinde a coupleçift of weekshaftalar,
his cryingağlıyor stoppeddurduruldu,
148
368046
2180
İki hafta içinde adam ağlamayı bırakıyor.
06:22
withiniçinde a monthay, his depressiondepresyon was gonegitmiş.
149
370250
1912
Bir ay içinde de depresyondan kurtuluyor.
06:24
They said to doctordoktor SummerfieldSummerfield,
150
372186
1579
Dr. Summerfield'a dediklerine göre
06:25
"So you see, doctordoktor, that cowinek,
that was an antidepressantantidepresan,
151
373789
2770
''Bakın doktor, o inek...
İşte o inek bir antidepresandı.
06:28
that's what you mean, right?"
152
376583
1467
Demek istediğiniz bu değil mi?''
06:30
(LaughterKahkaha)
153
378074
1151
(Gülme sesleri)
06:31
(ApplauseAlkış)
154
379249
3053
(Alkışlar)
06:34
If you'dşimdi etsen been raisedkalkık to think
about depressiondepresyon the way I was,
155
382326
2873
Depresyona benim yetiştirildiğim
bakış açısıyla bakıyorsanız
06:37
and mostçoğu of the people here were,
156
385223
1612
ki çoğumuz öyledir,
bu bir eşek şakasına benzemiyor mu?
06:38
that soundssesleri like a badkötü jokeşaka, right?
157
386859
1674
06:40
"I wentgitti to my doctordoktor
for an antidepressantantidepresan,
158
388557
2024
''Antidepresan için bir doktora gittim
ama o bana bir inek verdi.''
06:42
she gaveverdi me a cowinek."
159
390605
1166
06:43
But what those CambodianKamboçya
doctorsdoktorlar knewbiliyordum intuitivelysezgisel,
160
391795
3027
Ancak o Kamboçyalı doktorlar
içgüdüsel olarak biliyorlardı ki
06:46
basedmerkezli on this individualbireysel,
unscientificbilimsel olmayan anecdoteanekdot,
161
394846
2977
bu bireyden yola çıkarak
bilimsel olmayan bu anekdot
06:49
is what the leadingönemli
medicaltıbbi bodyvücut in the worldDünya,
162
397847
3285
bugün dünyadaki
tıp camiasına yön veren şey,
06:53
the WorldDünya HealthSağlık OrganizationOrganizasyon,
163
401156
2087
Dünya Sağlık Örgütü'nün
06:55
has been tryingçalışıyor to tell us for yearsyıl,
164
403267
2190
eldeki en iyi bilimsel kanıta dayanarak
yıllardır bize anlatmaya çalıştığı şey.
06:57
basedmerkezli on the besten iyi scientificilmi evidencekanıt.
165
405481
2492
07:00
If you're depressedbunalımlı,
166
408576
1929
Depresyondaysınız,
07:02
if you're anxiousendişeli,
167
410529
1377
anksiyete hâlindeyseniz
07:05
you're not weakzayıf, you're not crazyçılgın,
168
413008
3260
zayıf ya da aklınızı kaçırmış değilsiniz,
07:08
you're not, in the mainana,
a machinemakine with brokenkırık partsparçalar.
169
416292
3585
parçaları bozulmuş bir makine değilsiniz.
07:12
You're a humaninsan beingolmak with unmetkarşılanmamış needsihtiyaçlar.
170
420950
2534
İhtiyaçları karşılanmamış bir insansınız.
07:15
And it's just as importantönemli to think here
about what those CambodianKamboçya doctorsdoktorlar
171
423919
3540
Bu Kamboçyalı doktorların
ve Dünya Sağlık Örgütü'nün söylemedikleri
şeyleri de hesaba katmak önemli.
07:19
and the WorldDünya HealthSağlık OrganizationOrganizasyon
are not sayingsöz.
172
427483
2317
O çiftçiye şöyle söylemediler:
07:21
They did not say to this farmerçiftçi,
173
429824
1532
07:23
"Hey, buddyarkadaş, you need
to pullÇek yourselfkendin togetherbirlikte.
174
431380
2801
''Hey dostum, kendini toparlaman gerek.
07:26
It's your job to figureşekil out
and fixdüzeltmek this problemsorun on your ownkendi."
175
434205
3267
Bu sorunu kendi başına
anlayıp çözmen lazım.''
07:29
On the contraryaksi, what they said is,
176
437851
1992
Tam aksine, şunu söylediler:
07:31
"We're here as a groupgrup
to pullÇek togetherbirlikte with you,
177
439867
3524
''Burada hepimiz senin
toparlanman için yanındayız.
07:35
so togetherbirlikte, we can figureşekil out
and fixdüzeltmek this problemsorun."
178
443415
4412
Bu sorunu birlikte anlayıp çözebiliriz.''
07:40
This is what everyher depressedbunalımlı personkişi needsihtiyaçlar,
179
448543
4016
İşte depresyondaki
bir insanın ihtiyacı olan şey bu.
07:44
and it's what everyher
depressedbunalımlı personkişi deserveshak ediyor.
180
452583
3245
Depresyonda olan herkesin
hak ettiği yaklaşım bu.
07:47
This is why one of the leadingönemli
doctorsdoktorlar at the UnitedAmerika NationsMilletler,
181
455852
2987
Birleşmiş Milletler'de
önde gelen doktorlardan biri
07:50
in theironların officialresmi statementaçıklama
for WorldDünya HealthSağlık Day,
182
458863
2318
iki yıl önce, 2017 yılında
Dünya Sağlık Günü resmi açıklamasında
07:53
coupleçift of yearsyıl back in 2017,
183
461205
1491
07:54
said we need to talk lessaz
about chemicalkimyasal imbalancesdengesizlikler
184
462720
2817
kimyasal dengesizlikler
hakkında daha az tartışıp
07:57
and more about the imbalancesdengesizlikler
in the way we livecanlı.
185
465561
3057
yaşam şeklimizdeki dengesizlikleri
daha çok tartışmalıyız demişti.
İlaçlar kimilerini gerçekten rahatlatıyor,
08:00
DrugsUyuşturucu give realgerçek reliefkabartma to some people --
186
468920
1973
08:02
they gaveverdi reliefkabartma to me for a while --
187
470917
2130
bir süre için beni de rahatlattılar
08:05
but preciselytam because this problemsorun
goesgider deeperDaha derine than theironların biologyBiyoloji,
188
473071
4427
ama tam da bu sorun biyolojinin
çok daha derininde olduğu için
08:09
the solutionsçözeltiler need to go much deeperDaha derine, too.
189
477522
3055
çözümlerin de aynı ölçüde
derine inmesi lazım.
08:12
But when I first learnedbilgili that,
190
480601
2587
Bunu ilk öğrendiğimde
şöyle düşündüğümü hatırlıyorum,
08:15
I rememberhatırlamak thinkingdüşünme,
191
483212
1683
08:16
"OK, I could see
all the scientificilmi evidencekanıt,
192
484919
2126
''Pekala, tüm bilimsel kanıt ortada,
bir yığın çalışma da okudum,
08:19
I readokumak a hugeKocaman numbernumara of studiesçalışmalar,
193
487069
1572
08:20
I interviewedgörüşülen a hugeKocaman numbernumara of the expertsuzmanlar
who were explainingaçıklayan this,"
194
488665
3306
bunu açıklayan bir dizi uzmanla da
görüşmeler yaptım.''
08:23
but I kepttuttu thinkingdüşünme, "How can we
possiblybelki do that?"
195
491995
2386
Ama hep şunu düşündüm,
''Bunu nasıl yapabiliriz?''
08:26
The things that are makingyapma us depressedbunalımlı
196
494405
1913
Bizi depresyona sokan şeyler
08:28
are in mostçoğu casesvakalar more complexkarmaşık
than what was going on
197
496342
2491
vakaların çoğunda bu Kamboçyalı çiftçinin
başına gelenlerden çok daha karmaşık.
08:30
with this CambodianKamboçya farmerçiftçi.
198
498857
1297
08:32
Where do we even beginbaşla with that insightIçgörü?
199
500178
2634
Bu görüşü benimsemek için
nereden başlamalıyız?
08:34
But then, in the long journeyseyahat for my bookkitap,
200
502836
3249
Ama sonra kitabım için
dünyanın her yerine yaptığım o yolculukta
08:38
all over the worldDünya,
201
506109
1571
08:39
I kepttuttu meetingtoplantı people
who were doing exactlykesinlikle that,
202
507704
2595
Sydey'den San Fransisco'ya, Sao Paulo'ya
tam tamına bunu yapan insanlarla tanıştım,
08:42
from SydneySydney, to SanSan FranciscoFrancisco,
203
510323
2452
08:44
to São PauloPaulo.
204
512799
1172
08:45
I kepttuttu meetingtoplantı people
who were understandinganlayış
205
513995
2066
Depresyon ve anksiyetenin
derin nedenlerini anlayan
08:48
the deeperDaha derine causesnedenleri
of depressiondepresyon and anxietyanksiyete
206
516085
2347
ve gruplar hâlinde bunları çözen
insanlarla tanıştım.
08:50
and, as groupsgruplar, fixingsabitleme them.
207
518456
2415
08:52
ObviouslyBelli ki, I can't tell you
about all the amazingşaşırtıcı people
208
520895
2681
Tanıştığım ve kitabımda yazdığım
tüm o harika insanları anlatamam,
08:55
I got to know and wroteyazdı about,
209
523600
1476
08:57
or all of the ninedokuz causesnedenleri of depressiondepresyon
and anxietyanksiyete that I learnedbilgili about,
210
525100
3453
depresyon ve anksiyetenin
öğrendiğim tüm dokuz nedenini de
09:00
because they won'talışkanlık let me give
a 10-hour-saat TEDTED Talk --
211
528577
2482
çünkü on saatlik bir TED konuşması
yapmama izin vermezler.
09:03
you can complainşikayet about that to them.
212
531083
1752
Şikayetlerinizi onlara bildirin.
09:04
But I want to focusodak on two of the causesnedenleri
213
532859
1930
Ama iki nedene yönelmek
09:06
and two of the solutionsçözeltiler
that emergeçıkmak from them, if that's alrightPeki.
214
534813
3413
ve bu nedenlerden ortaya çıkan
sonuçlardan ikisini anlatmak istiyorum.
09:10
Here'sİşte the first.
215
538578
1150
Birincisi.
09:12
We are the loneliesten yalnız societytoplum
in humaninsan historytarih.
216
540285
3008
İnsanlık tarihinin en yalnız toplumuyuz.
09:15
There was a recentson studyders çalışma
that askeddiye sordu AmericansAmerikalılar,
217
543317
2833
Amerikalılara şunu soran
yeni bir çalışma vardı:
09:18
"Do you feel like you're no longeruzun
closekapat to anyonekimse?"
218
546174
3150
''Artık kimseye yakın olmadığınız
hissine kapıldığınız oluyor mu?''
09:21
And 39 percentyüzde of people
said that describedtarif edilen them.
219
549348
3651
İnsanların %39'u
bunun onları tanımladığını söyledi.
"Artık kimseye yakın olmama."
09:25
"No longeruzun closekapat to anyonekimse."
220
553023
1364
09:26
In the internationalUluslararası
measurementsölçümler of lonelinessyalnızlık,
221
554411
2497
Yalnızlığın uluslararası ölçümlerinde,
09:28
Britainİngiltere and the restdinlenme of EuropeEurope
are just behindarkasında the US,
222
556932
2558
Birleşik Krallık ve Avrupa'nın kalanı
ABD'nin hemen arkasında,
09:31
in casedurum anyonekimse here is feelingduygu smugkendini beğenmiş.
223
559514
1785
aranızda kibirlenen varsa...
09:33
(LaughterKahkaha)
224
561323
1008
(Gülme sesleri)
09:34
I spentharcanmış a lot of time discussingtartışılması this
225
562355
1889
Dünyanın önde gelen yalnızlık
uzmanlarıyla bu konuyu masaya yatırdım,
09:36
with the leadingönemli expertuzman
in the worldDünya on lonelinessyalnızlık,
226
564268
2396
09:38
an incredibleinanılmaz man
namedadlı professorprofesör JohnJohn CacioppoCacioppo,
227
566688
2254
Profesör John Cacioppo isminde
Chicago'da inanılmaz bir adamla da.
09:40
who was at ChicagoChicago,
228
568966
1151
09:42
and I thought a lot about one questionsoru
his work posespozlar to us.
229
570141
2823
Çalışmasının bize sunduğu
bir soruyu çok düşündüm.
09:44
ProfessorProfesör CacioppoCacioppo askeddiye sordu,
230
572988
2305
Profesör Cacioppo şunu sordu,
09:47
"Why do we existvar olmak?
231
575317
1650
''Niçin varız?
09:48
Why are we here, why are we alivecanlı?"
232
576991
1953
Niçin buradayız, niçin hayattayız?''
09:50
One keyanahtar reasonneden
233
578968
2206
Bir öbemli sebebi şu ki
09:53
is that our ancestorsatalarımız
on the savannassavannas of AfricaAfrika
234
581198
2817
Afrika savannalarındaki atalarımız
bir şeyde çok iyiydiler.
09:56
were really good at one thing.
235
584039
1720
09:58
They weren'tdeğildi biggerDaha büyük than the animalshayvanlar
they tookaldı down a lot of the time,
236
586287
3290
Zamanın çoğunda yere serdikleri
hayvanlardan daha büyük değillerdi,
10:01
they weren'tdeğildi fasterDaha hızlı than the animalshayvanlar
they tookaldı down a lot of the time,
237
589601
3313
onlardan daha hızlı da değillerdi
10:04
but they were much better
at bandingbant oluşturma togetherbirlikte into groupsgruplar
238
592938
2714
ama grup kurmakta
ve iş birliği yapmakta çok iyilerdi.
10:07
and cooperatingişbirliği.
239
595676
1600
10:09
This was our superpowersüper güç as a speciesTürler --
240
597300
2261
Bizim tür olarak süper gücümüz bu.
10:11
we bandgrup togetherbirlikte,
241
599585
1405
Bir araya geliyoruz,
10:13
just like beesArılar evolvedgelişti to livecanlı in a hivekovan,
242
601014
2476
tıpkı bir kovanda yaşamaya
evrilen arılar gibi
10:15
humansinsanlar evolvedgelişti to livecanlı in a tribekabile.
243
603514
2232
insanlar da kabile hâlinde
yaşamaya evrildi.
10:17
And we are the first humansinsanlar ever
244
605770
3810
Ve biz kabilelerimizi dağıtan
tarihteki ilk insanlarız.
10:22
to disbanddağıtmak our tribeskabileler.
245
610492
1467
10:24
And it is makingyapma us feel awfulkorkunç.
246
612484
2067
Bu da çok kötü hissetmemize neden oluyor.
10:27
But it doesn't have to be this way.
247
615048
2144
Ama böyle olmak zorunda değil.
10:29
One of the heroeskahramanlar in my bookkitap,
and in factgerçek, in my life,
248
617216
2634
Kitabımdaki hatta hayatımdaki
kahramanlardan biri,
10:31
is a doctordoktor namedadlı SamSam EveringtonEverington.
249
619874
2095
Sam Everington adındaki doktor.
10:33
He's a generalgenel practitioneruygulayıcı
in a poorfakir partBölüm of EastDoğu LondonLondra,
250
621993
2738
Uzun yıllar yaşadığım Doğu Londra'nın
yoksul bir kısmında pratisyen.
10:36
where I livedyaşamış for manyçok yearsyıl.
251
624755
1579
10:38
And SamSam was really uncomfortablerahatsız,
252
626358
1687
Sam halinden hiç de memnun değildi
10:40
because he had loadsyükler of patientshastalar
253
628069
1556
çünkü aşırı depresyon ve anksiyete
sebebiyle gelen çok hastası vardı.
10:41
cominggelecek to him with terriblekorkunç
depressiondepresyon and anxietyanksiyete.
254
629649
2444
10:44
And like me, he's not opposedkarşıt
to chemicalkimyasal antidepressantsantidepresanlar,
255
632117
2722
Benim gibi o da kimyasal
antidepresanlara karşı değil,
10:46
he thinksdüşünüyor they give
some reliefkabartma to some people.
256
634863
2222
bazı insanları rahatlattığı kanısında.
10:49
But he could see two things.
257
637109
1373
Ancak iki şeyi görebiliyordu.
10:50
FirstlyÖncelikle, his patientshastalar were depressedbunalımlı
and anxiousendişeli a lot of the time
258
638506
3555
Bir, hastaları çoğu zaman tamamen
makul nedenlerden ötürü depresyondaydı,
10:54
for totallybütünüyle understandableanlaşılabilir
reasonsnedenleri, like lonelinessyalnızlık.
259
642085
3738
yalnızlık gibi.
10:57
And secondlyikinci olarak, althougholmasına rağmen the drugsilaçlar
were givingvererek some reliefkabartma to some people,
260
645847
3444
İki, ilaçkar bazı insanları rahatlatsa da
11:01
for manyçok people,
they didn't solveçözmek the problemsorun.
261
649315
2268
çoğu insanın sorununu çözmüyordu.
11:03
The underlyingtemel problemsorun.
262
651607
1533
Altta yatan sorunu.
11:05
One day, SamSam decidedkarar
to pioneeröncü a differentfarklı approachyaklaşım.
263
653871
2651
Bir gün Sam farklı
bir yaklaşımda karar kıldı.
11:08
A womankadın camegeldi to his centermerkez,
his medicaltıbbi centermerkez,
264
656546
2452
Hastaneye Lisa Cunningham adında
bir kadın geldi.
11:11
calleddenilen LisaLisa CunninghamCunningham.
265
659022
1467
11:12
I got to know LisaLisa latersonra.
266
660513
1874
Lisa'yla daha sonra tanıştım.
11:14
And LisaLisa had been shutkapamak away in her home
with cripplingfelce uğratan depressiondepresyon and anxietyanksiyete
267
662411
4084
Lisa 7 yıldır ağır depresyon ve anksiyete
sebebiyle evinde dışa kapalı yaşıyordu.
11:18
for sevenYedi yearsyıl.
268
666519
1150
11:20
And when she camegeldi to Sam'sSam'in centermerkez,
she was told, "Don't worryendişelenmek,
269
668898
2925
Sam'in hastanesine geldiğinde
ona söylenen şey şu oldu;
11:23
we'lliyi carrytaşımak on givingvererek you these drugsilaçlar,
270
671847
1830
''Endişelenme.
Yine bu ilaçları yazacağız
11:25
but we're alsoAyrıca going to prescribereçete
something elsebaşka.
271
673701
2797
ama ayrıca bir şey daha yazacağız.
11:28
We're going to prescribereçete for you
to come here to this centermerkez twiceiki defa a weekhafta
272
676522
3443
Haftada iki kez buraya geleceksin,
11:31
to meetkarşılamak with a groupgrup of other
depressedbunalımlı and anxiousendişeli people,
273
679989
2778
depresyon ve anksiyeteli bir
hasta grubuyla tanışacaksın,
11:34
not to talk about how miserablesefil you are,
274
682791
2810
ne kadar zor durumda olduğunu değil
11:37
but to figureşekil out something
meaningfulanlamlı you can all do togetherbirlikte
275
685625
3547
birlikte anlamlı ne yapabileceğiniz
hakkında konuşacaksınız,
böylece yalnızlık çekmeyecek
ve hayat amaçsız gibi hissetmeyeceksiniz."
11:41
so you won'talışkanlık be lonelyyalnız and you won'talışkanlık feel
like life is pointlessanlamsız."
276
689196
3103
11:44
The first time this groupgrup metmet,
277
692323
2775
Bu grup ilk bir araya geldiğinde
11:47
LisaLisa literallyharfi harfine startedbaşladı
vomitingkusma with anxietyanksiyete,
278
695122
2256
Lisa anksiyete sebebiyle kusmaya başladı,
11:49
it was so overwhelmingezici for her.
279
697402
1921
bu, onun için çok fazlaydı.
11:51
But people rubbedovuşturdu her back,
the groupgrup startedbaşladı talkingkonuşma,
280
699347
2634
Ama diğerleri ona destek oldu,
grup konuşmaya başladı,
11:54
they were like, "What could we do?"
281
702005
1675
''Nasıl yardımcı olabiliriz?''
11:55
These are inner-cityşehir içi,
EastDoğu LondonLondra people like me,
282
703704
2294
Bunlar şehirden,
benim gibi Doğu Londra insanları.
11:58
they didn't know anything about gardeningBahçe.
283
706022
2048
Bahçecilik hakkında bir şey bilmiyorlardı.
12:00
They were like, "Why don't we
learnöğrenmek gardeningBahçe?"
284
708094
2245
Bahçecilikle uğraşma fikri ortaya attılar.
12:02
There was an areaalan
behindarkasında the doctors'Doktorların officesbürolar
285
710363
2166
Doktor odaları arkasında boş alan vardı.
Orayı bahçe yapmayı düşündüler.
12:04
that was just scrublandscrubland.
286
712553
1151
12:05
"Why don't we make this into a gardenBahçe?"
287
713728
1882
Kütüphaneden kitaplar aldılar,
YouTube videoları izlediler.
12:07
They startedbaşladı to take bookskitaplar
out of the librarykütüphane,
288
715634
2175
12:09
startedbaşladı to watch YouTubeYouTube clipsklip.
289
717833
1485
Ellerini toprağın içine soktular.
12:11
They startedbaşladı to get
theironların fingersparmaklar in the soiltoprak.
290
719342
2159
12:13
They startedbaşladı to learnöğrenmek
the rhythmsritimleri of the seasonsmevsim.
291
721844
3043
Mevsimlerin ritmini öğrenmeye başladılar.
12:16
There's a lot of evidencekanıt
292
724911
1330
Doğaya maruz kalmanın
çok güçlü bir antidepresan olduğuna dair
12:18
that exposurePozlama to the naturaldoğal worldDünya
293
726265
1629
12:19
is a really powerfulgüçlü antidepressantantidepresan.
294
727918
1976
çok sayıda kanıt var.
12:21
But they startedbaşladı to do something
even more importantönemli.
295
729918
3009
Ama onlar daha önemli
bir şey yapmaya başladılar.
12:25
They startedbaşladı to formform a tribekabile.
296
733347
2030
Bir kabile kurmaya başladılar.
12:27
They startedbaşladı to formform a groupgrup.
297
735401
1811
Bir grup kurmaya başladılar.
12:29
They startedbaşladı to carebakım about eachher other.
298
737236
2024
Birbirilerini önemsemeye başladılar.
12:31
If one of them didn't showgöstermek up,
299
739284
1674
Eğer birisi o gün gelmediyse
diğerleri hemen onu arayıp
iyi olduğundan emin oluyordu.
12:32
the othersdiğerleri would go
looking for them -- "Are you OK?"
300
740982
2520
12:35
Help them figureşekil out
what was troublingrahatsız them that day.
301
743526
2611
O gün canını sıkan şeyin
ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
12:38
The way LisaLisa put it to me,
302
746161
1803
Lisa'nın bana söylediği,
12:39
"As the gardenBahçe beganbaşladı to bloomÇiçek açmak,
303
747988
2597
''Bahçe çiçeklenmeye başladıkça
biz de çiçek açmaya başladık.''
12:42
we beganbaşladı to bloomÇiçek açmak."
304
750609
1267
12:44
This approachyaklaşım is calleddenilen
socialsosyal prescribingreçete,
305
752474
2032
Bu yaklaşıma sosyal reçete deniyor.
12:46
it's spreadingyayma all over EuropeEurope.
306
754530
1515
Avrupa'nın her yerine yayılıyor.
12:48
And there's a smallküçük,
but growingbüyüyen bodyvücut of evidencekanıt
307
756069
2301
Küçük ama giderek önem kazanan
bir dizi kanıta göre
12:50
suggestingdüşündüren it can produceüretmek realgerçek
and meaningfulanlamlı fallsdüşme
308
758394
2880
bu, depresyon ve anksiyetede
gerçek ve anlamlı düşüşler yaşatabilir.
12:53
in depressiondepresyon and anxietyanksiyete.
309
761298
1978
12:55
And one day, I rememberhatırlamak
standingayakta in the gardenBahçe
310
763300
3721
Bir gün, Lisa ve depresyondan kurtulmuş
arkadaşlarının inşa ettiği o bahçede
12:59
that LisaLisa and her once-depressedbir kez depresif
friendsarkadaşlar had builtinşa edilmiş --
311
767045
2481
öylece durduğumu hatırlıyorum --
13:01
it's a really beautifulgüzel gardenBahçe --
312
769550
1584
gerçekten çok güzel bir bahçeydi.
13:03
and havingsahip olan this thought,
313
771158
1191
Şöyle düşünmüştüm,
13:04
it's very much inspiredyaratıcı by a guy
calleddenilen professorprofesör HughHugh MackayMackay in AustraliaAvustralya.
314
772373
3871
Avustralya'da Hugh Mackay adında
bir profesörden esinlenmiş.
13:08
I was thinkingdüşünme, so oftensık sık
when people feel down in this culturekültür,
315
776268
4381
Şunu düşündüm, bu kültürde
insanların morali bozuk olduğunda
13:12
what we say to them -- I'm sure
everyoneherkes here said it, I have --
316
780673
3064
onlara söylediğimiz şey --
ki bunu hepimiz söylemişizdir --
13:15
we say, "You just need
to be you, be yourselfkendin."
317
783761
3224
''Sadece kendin olman lazım.''
13:19
And I've realizedgerçekleştirilen, actuallyaslında,
what we should say to people is,
318
787742
2950
Ama anladım ki
asıl söylememiz gereken şey
13:22
"Don't be you.
319
790716
1150
''Sen olma.
13:24
Don't be yourselfkendin.
320
792306
1333
Kendin olma.
13:26
Be us, be we.
321
794218
2209
Biz ol, bizimle ol.
13:28
Be partBölüm of a groupgrup."
322
796765
1325
Bu grubun bir parçası ol.''
13:30
(ApplauseAlkış)
323
798114
3706
(Alkışlar)
13:33
The solutionçözüm to these problemssorunlar
324
801844
2579
Bu sorunların çözümü
13:36
does not lieYalan in drawingçizim
more and more on your resourceskaynaklar
325
804447
3151
ayrı bir birey gibi bir köşeye,
kaynaklarımızın içine çekilmek değil.
13:39
as an isolatedyalıtılmış individualbireysel --
326
807622
1439
13:41
that's partlykısmen what got us in this crisiskriz.
327
809085
2040
Zaten bizi bu krize sokan şey kısmen bu.
13:43
It liesyalanlar on reconnectingyeniden bağlanma
with something biggerDaha büyük than you.
328
811149
2753
Sizden daha büyük bir şeyle
yeniden bağlanmak.
13:45
And that really connectsbağlandığı
to one of the other causesnedenleri
329
813926
2421
Sizlerle konuşmak istediğim
diğer depresyon ve anksiyete
sebeplerinden biri de buraya çıkıyor.
13:48
of depressiondepresyon and anxietyanksiyete
that I wanted to talk to you about.
330
816371
2897
Hepimiz biliyoruz ki
13:51
So everyoneherkes knowsbilir
331
819292
1690
13:53
junkÖnemsiz foodGıda has takenalınmış over our dietsdiyetler
and madeyapılmış us physicallyfiziksel olarak sickhasta.
332
821006
3746
hazır yiyecekler beslenmemizi ele geçirdi
ve bizi fiziksel olarak hasta ediyor.
13:56
I don't say that
with any senseduyu of superiorityüstünlük,
333
824776
2206
Bunu bir üstünlük duygusuyla söylemiyorum,
13:59
I literallyharfi harfine camegeldi to give
this talk from McDonald'sMcDonald's.
334
827006
2399
ben de bu konuşmadan
hemen önce McDonald's'daydım.
14:01
I saw all of you eatingyemek yiyor that
healthysağlıklı TEDTED breakfastkahvaltı, I was like no way.
335
829429
3513
Hepinizin o sağlıklı TED kahvaltısından
yediğini gördüm ve bana göre değil dedim.
14:04
But just like junkÖnemsiz foodGıda has takenalınmış over
our dietsdiyetler and madeyapılmış us physicallyfiziksel olarak sickhasta,
336
832966
5143
Ama hazır yieyeceklerin bizi
ele geçirmesi ve hasta etmesi gibi
14:10
a kindtür of junkÖnemsiz valuesdeğerler
have takenalınmış over our mindszihinler
337
838133
4110
hazır değerler de aklımızı ele geçirerek
bizi mental olarak hasta ediyor.
14:14
and madeyapılmış us mentallyzihinsel sickhasta.
338
842267
1478
14:16
For thousandsbinlerce of yearsyıl,
philosophersfilozoflar have said,
339
844157
3104
Binlerce yıl boyunca
filozoflar şunu söyledi,
14:19
if you think life is about moneypara,
and statusdurum and showinggösterme off,
340
847285
4588
Hayatın para, statü ve hava atmaktan
ibaret olduğu kanısındaysanız
14:23
you're going to feel like crapbok.
341
851897
1523
rezil bir durumda hissedersiniz.
14:25
That's not an exactkesin quotealıntı
from SchopenhauerSchopenhauer,
342
853444
2067
Bu, Schopenhauer'den tam bir alıntı değil
ama söylediklerinin özü.
14:27
but that is the gistana fikri of what he said.
343
855535
1772
Ama garip olan, neredeyse kimse
bunu bilimsel olarak araştırmadı,
14:29
But weirdlygarip bir şekilde, hardycesur anyonekimse
had scientificallybilimsel investigatedaraştırılmıştır this,
344
857331
3026
14:32
untila kadar a trulygerçekten extraordinaryolağanüstü personkişi
I got to know, namedadlı professorprofesör TimTim KasserKarakurt,
345
860381
3649
ta ki tanıştığım olağanüstü insan
profesör Tim Kasser'a kadar,
14:36
who'skim at KnoxKnox CollegeÜniversite in IllinoisIllinois,
346
864054
2293
kendisi Illinois'de Knox College'de
ve 30 yıldır bu konuda araştırma yapıyor.
14:38
and he's been researchingaraştırma this
for about 30 yearsyıl now.
347
866371
2563
14:40
And his researchAraştırma suggestsanlaşılacağı
severalbirkaç really importantönemli things.
348
868958
3016
Araştırması birkaç önemli
noktaya değiniyor.
14:43
FirstlyÖncelikle, the more you believe
349
871998
3191
İlki, kederden kurtulmak için
14:47
you can buysatın almak and displayGörüntüle
your way out of sadnessüzüntü,
350
875213
4365
daha iyi bir hayatı satın alabileceğinize
ne kadar inanıyorsanız
14:51
and into a good life,
351
879602
2191
14:53
the more likelymuhtemelen you are to becomeolmak
depressedbunalımlı and anxiousendişeli.
352
881817
2912
depresyona ve anksiyeteye
yakalanma olasılığınız daha fazla.
14:56
And secondlyikinci olarak,
353
884753
1293
İkincisi, bir toplum olarak
bu inançlarla yaşar hâle geldik.
14:58
as a societytoplum, we have becomeolmak
much more driventahrik by these beliefsinançlar.
354
886070
4588
15:02
All throughoutboyunca my lifetimeömür,
355
890682
1413
Tüm hayatım boyunca
15:04
underaltında the weightağırlık of advertisingreklâm
and InstagramInstagram and everything like them.
356
892119
4193
reklam, Instagram ve benzeri
her şeyin yükü altında olduk.
15:08
And as I thought about this,
357
896871
1373
Ben de buna biraz kafa yordum.
15:10
I realizedgerçekleştirilen it's like we'vebiz ettik all been fedfederasyon
sincedan beri birthdoğum, a kindtür of KFCKFC for the soulruh.
358
898268
5761
Doğduğumuzdan beri bu şekilde
beslendiğimizi fark ettim, ruh için KFC.
15:16
We'veBiz ettik been trainedeğitilmiş to look for happinessmutluluk
in all the wrongyanlış placesyerler,
359
904053
3873
Mutluluğu hep yanlış yerlerde
aramak için eğitildik
ve nasıl hazır yiyecekler
beslenme ihtiyaçlarımızı karşılamıyor,
15:19
and just like junkÖnemsiz foodGıda
doesn't meetkarşılamak your nutritionalbesin needsihtiyaçlar
360
907950
2770
15:22
and actuallyaslında makesmarkaları you feel terriblekorkunç,
361
910744
2298
bir de üstüne bizi hasta ediyorsa
15:25
junkÖnemsiz valuesdeğerler don't meetkarşılamak
your psychologicalpsikolojik needsihtiyaçlar,
362
913066
3142
hazır değerler de aynı şekilde
psikolojik ihtiyaçlarımızı karşılamıyor
15:28
and they take you away from a good life.
363
916232
2642
ve güzel bir hayattan bizi uzaklaştırıyor.
15:30
But when I first spentharcanmış time
with professorprofesör KasserKarakurt
364
918898
2623
Profesör Kasser'le ilk zaman geçirip
bunu öğrendiğimde
15:33
and I was learningöğrenme all this,
365
921545
1477
15:35
I feltkeçe a really weirdtuhaf mixturekarışım of emotionsduygular.
366
923046
2587
pek çok duyguyu bir arada hissettim.
15:37
Because on the one handel,
I foundbulunan this really challengingmeydan okuma.
367
925657
2690
Çünkü bir yandan
bu konu zor bir konuydu.
15:40
I could see how oftensık sık
in my ownkendi life, when I feltkeçe down,
368
928371
3262
Kendi hayatımda da sık sık
moralim bozuk olduğunda
15:43
I trieddenenmiş to remedyçare it with some kindtür of
show-offyshow-offy, grandbüyük externaldış solutionçözüm.
369
931657
5265
birtakım göstermelik, dış çözümle
sorunuma çare bulmaya çalışmıştım.
15:49
And I could see why that
did not work well for me.
370
937441
2690
Bunun bende
niçin işe yaramadığını anlıyordum.
15:52
I alsoAyrıca thought,
isn't this kindtür of obviousaçık?
371
940930
2882
Bir de şunu düşündüm,
bu çok bariz değil mi?
15:55
Isn't this almostneredeyse like banalbanal, right?
372
943836
1745
Hatta ne kadar basmakalıp.
15:57
If I said to everyoneherkes here,
373
945605
1325
Şimdi buradaki kimse ölüm döşeğinde
15:58
noneYok of you are going to lieYalan
on your deathbedölüm döşeğinde
374
946954
2143
16:01
and think about all the shoesayakkabı you boughtsatın
and all the retweetsRetweets you got,
375
949121
3316
aldıkları ayakkabıları veya kaç kez
retweet'lendiklerini düşünmeyecek,
16:04
you're going to think about momentsanlar
376
952461
1683
hayatınızda edindiğiniz sevgiyi
ve kurduğunuz bağları düşüneceksiniz.
16:06
of love, meaninganlam
and connectionbağ in your life.
377
954168
2111
16:08
I think that seemsgörünüyor almostneredeyse like a clichCliché.
378
956303
1945
Bunun klişe gibi olduğunun farkındayım.
16:10
But I kepttuttu talkingkonuşma
to professorprofesör KasserKarakurt and sayingsöz,
379
958272
2349
Ama profesör Kasser'le
konuşmalarımda hep şunu sordum
16:12
"Why am I feelingduygu
this strangegarip doublenessçiftlik?"
380
960645
2353
''Niçin bu tuhaf ikililiği hissediyorum?''
16:15
And he said, "At some levelseviye,
we all know these things.
381
963022
3807
O da diyordu ki ''Bir ölçüde
bunları hepimiz biliyoruz.
16:18
But in this culturekültür,
we don't livecanlı by them."
382
966853
2375
Ama bu kültürün içinde
bunlarla yaşamıyoruz.''
16:21
We know them so well
they'veonlar ettik becomeolmak clichClichés,
383
969252
2079
Bunları o kadar iyi biliyoruz ki
klişe olmuşlar.
16:23
but we don't livecanlı by them.
384
971355
1278
Ama onlarla yaşamıyoruz.
16:24
I kepttuttu askingsormak why, why would we know
something so profoundderin,
385
972657
3209
Kendime sorup durdum,
neden böylesi derin bir şeyi biliyor
16:27
but not livecanlı by it?
386
975890
1286
ama uygulamıyoruz?
16:29
And after a while,
professorprofesör KasserKarakurt said to me,
387
977200
3404
Bir süre sonra
profesör Kasser bana dedi ki
16:32
"Because we livecanlı in a machinemakine
388
980628
2421
"Çünkü hayatta önemli olan şeyleri
görmezden gelmemize sebep olan
16:35
that is designedtasarlanmış to get us to neglectihmal
what is importantönemli about life."
389
983073
3733
bir makine içinde yaşıyoruz.''
16:39
I had to really think about that.
390
987260
1587
Bunu epey düşünmem gerekti.
16:40
"Because we livecanlı in a machinemakine
391
988871
1405
"Çünkü hayatta önemli olan şeyleri
görmezden gelmemize sebep olan
16:42
that is designedtasarlanmış to get us
to neglectihmal what is importantönemli about life."
392
990300
3678
bir makine içinde yaşıyoruz.
16:46
And professorprofesör KasserKarakurt wanted to figureşekil out
if we can disruptbozmak that machinemakine.
393
994299
3778
Profesör Kasser'in de istediği
bu makineyi bozup bozamayacağımızdı.
16:50
He's donetamam loadsyükler of researchAraştırma into this;
394
998101
1873
Buna yönelik çok sayıda araştırma yaptı.
16:51
I'll tell you about one exampleörnek,
395
999998
1555
Bir örnek vereceğim
16:53
and I really urgedürtü everyoneherkes here
to try this with theironların friendsarkadaşlar and familyaile.
396
1001577
3500
ve herkesi bunu aile ve arkadaşlarıyla
denemesini rica ediyorum.
16:57
With a guy calleddenilen NathanNathan DunganDungan,
he got a groupgrup of teenagersgençler and adultsyetişkinler
397
1005101
3342
Nathan Dungan isimli biri de dâhil,
bir grup genç ve yetişkini
17:00
to come togetherbirlikte for a seriesdizi of sessionsoturumları
over a perioddönem of time, to meetkarşılamak up.
398
1008467
4213
belli bir süre bir araya getirip
bir dizi oturum düzenledi.
17:04
And partBölüm of the pointpuan of the groupgrup
399
1012704
1763
Bu grubun amaçlarından biri
17:06
was to get people to think
about a momentan in theironların life
400
1014491
3300
insanların hayatlarında gerçekten anlam
ve amaç buldukları bir anı düşünmekti.
17:09
they had actuallyaslında foundbulunan
meaninganlam and purposeamaç.
401
1017815
2746
17:12
For differentfarklı people,
it was differentfarklı things.
402
1020585
2143
Farklı insanlar için
farklı anlar paylaşıldı.
17:14
For some people, it was playingoynama musicmüzik,
writingyazı, helpingyardım ediyor someonebirisi --
403
1022752
3617
Kimi için müzik çalmak,
yazmak, birine yardım etmek --
17:18
I'm sure everyoneherkes here
can pictureresim something, right?
404
1026393
2803
Buradaki her şey
bir şey tasvir edebiliyor sanırım.
17:21
And partBölüm of the pointpuan of the groupgrup
was to get people to asksormak,
405
1029220
2881
Amaçlardan biri de
insanlara şunu sordurmaktı:
17:24
"OK, how could you dedicateadamak
more of your life
406
1032125
2762
"Hayatınızın çoğunu, bu anlam
ve amaç dolu anları takip etmeye
17:26
to pursuingpeşinde these momentsanlar
of meaninganlam and purposeamaç,
407
1034911
2684
17:29
and lessaz to, I don't know,
buyingalış crapbok you don't need,
408
1037619
2950
ve daha azını ihtiyacınız olmayan
şeyleri satın almaya,
17:32
puttingkoyarak it on socialsosyal mediamedya
and tryingçalışıyor to get people to go,
409
1040593
2722
sosyal medyada paylaşım yapıp
insanları kıskandırmaya
17:35
'OMGOMG, so jealouskıskanç!'"
410
1043339
1267
nasıl adayabilirsiniz?
17:36
And what they foundbulunan was,
411
1044958
1643
Bulguları şöyleydi,
17:38
just havingsahip olan these meetingstoplantılar,
412
1046625
1334
sadece bu toplantılar...
17:39
it was like a kindtür of AlcoholicsAlkolikler AnonymousAnonim
for consumerismtüketimi özendirme, right?
413
1047983
3110
aslında aşırı tüketicilik için
bir Adsız Alkolikler toplantısı gibi.
17:43
GettingBaşlarken people to have these meetingstoplantılar,
articulateifade these valuesdeğerler,
414
1051807
2953
İnsanları bu toplantılara teşvik etmek,
bu değerleri öne çıkarmak,
17:46
determinebelirlemek to actdavranmak on them
and checkKontrol in with eachher other,
415
1054784
2531
harekete geçirmek
ve birbirimizden destek almak
17:49
led to a markedişaretlenmiş shiftvardiya in people'sinsanların valuesdeğerler.
416
1057339
2857
insanların değerlerinde
kayda değer bir değişim yarattı.
17:52
It tookaldı them away from this hurricanekasırga
of depression-generatingdepresyon üreten messagesmesajları
417
1060220
4413
Onları bu depresyon yaratan
mesajlar kasırgasından,
17:56
trainingEğitim us to seekaramak happinessmutluluk
in the wrongyanlış placesyerler,
418
1064657
2634
mutluluğu yanlış yerde arama
eğiliminden uzaklaştırdı
17:59
and towardskarşı more meaningfulanlamlı
and nourishingBesleyici valuesdeğerler
419
1067315
3341
ve bizi depresyondan çıkaran daha anlamlı
ve yepyeni değerlere yakınlaştırdı.
18:02
that liftasansör us out of depressiondepresyon.
420
1070680
2000
18:05
But with all the solutionsçözeltiler that I saw
and have writtenyazılı about,
421
1073347
3302
Ancak gördüğüm ve yazdığım tüm çözümler,
18:08
and manyçok I can't talk about here,
422
1076673
2739
ki burada çoğundan bahsedemiyorum,
18:11
I kepttuttu thinkingdüşünme,
423
1079436
1371
hep şunu düşündüm,
18:12
you know: Why did it take me so long
to see these insightsanlayışlar?
424
1080831
3699
Bu yaklaşımları fark etmem
niçin bu kadar uzun sürdü?
18:16
Because when you explainaçıklamak them to people --
425
1084554
2016
Çünkü bunu insanlara açıkladığınızda
18:18
some of them are more
complicatedkarmaşık, but not all --
426
1086594
2444
bazıları daha karışık ama hepsi değil --
18:21
when you explainaçıklamak this to people,
it's not like rocketroket scienceBilim, right?
427
1089062
3244
bunu insanlara açıkladığınızda...
çok da anlaması güç bir şey değil.
18:24
At some levelseviye, we alreadyzaten
know these things.
428
1092330
2095
Hepimiz bir ölçüde bunların farkındayız.
18:26
Why do we find it so hardzor to understandanlama?
429
1094449
2637
Bunu kavramak niçin bu kadar zor olsun?
18:29
I think there's manyçok reasonsnedenleri.
430
1097110
1934
Bence çok sebebi var.
18:31
But I think one reasonneden is
that we have to changedeğişiklik our understandinganlayış
431
1099475
4269
Ama bir tanesi şu ki
depresyon ve anksiyetenin...
18:35
of what depressiondepresyon
and anxietyanksiyete actuallyaslında are.
432
1103768
3420
...aslında ne olduğu hakkındaki
düşünce şeklimizi değiştirmemiz gerek.
18:39
There are very realgerçek
biologicalbiyolojik contributionskatkıları
433
1107776
2182
Depresyon ve anksiyeteye sebep olan
çok gerçek biyolojik etkenler var.
18:41
to depressiondepresyon and anxietyanksiyete.
434
1109982
1733
18:44
But if we allowizin vermek the biologyBiyoloji
to becomeolmak the wholebütün pictureresim,
435
1112117
3754
Ancak biyolojiyi
tek sorumlu olarak görürsek,
18:47
as I did for so long,
436
1115895
1246
benim yaptığım gibi
18:49
as I would arguetartışmak our culturekültür
has donetamam prettygüzel much mostçoğu of my life,
437
1117165
4065
ve aslında kültürümüzün hayatımın
çoğunda yaptığı gibi,
18:53
what we're implicitlydolaylı olarak sayingsöz to people
is, and this isn't anyone'sKimsenin intentionniyet,
438
1121254
3857
o zaman insanlara ima ettiğimiz şey,
18:57
but what we're implicitlydolaylı olarak
sayingsöz to people is,
439
1125135
3037
kimsenin niyeti öyle değildir
ama gerçekten şunu ima ediyoruz ki
19:00
"Your painAğrı doesn't mean anything.
440
1128196
2302
''Senin acın hiçbir şey ifade etmiyor.
19:02
It's just a malfunctionarıza.
441
1130522
1436
Bu sadece bir arıza.
19:03
It's like a glitchGlitch in a computerbilgisayar programprogram,
442
1131982
2469
Bir bilgisayar programının
hata vermesi gibi,
19:06
it's just a wiringkablolama problemsorun in your headkafa."
443
1134475
2667
kafanda bir kablo problemi sadece.''
19:10
But I was only ableyapabilmek to startbaşlama
changingdeğiştirme my life
444
1138061
3107
Ben depresyonun bir arıza
olmadığını fark edene kadar
19:13
when I realizedgerçekleştirilen your depressiondepresyon
is not a malfunctionarıza.
445
1141192
4065
hayatımı değiştirmeye başlayamadım.
19:18
It's a signalişaret.
446
1146620
1150
Bu bir sinyal.
19:20
Your depressiondepresyon is a signalişaret.
447
1148684
2007
Depresyonunuz bir sinyal.
19:23
It's tellingsöylüyorum you something.
448
1151077
1841
Size bir şey söylüyor.
19:24
(ApplauseAlkış)
449
1152942
4611
(Alkışlar)
19:29
We feel this way for reasonsnedenleri,
450
1157577
2389
Böyle hissetmemizin sebepleri var
19:31
and they can be hardzor to see
in the throessancısı of depressiondepresyon --
451
1159990
2715
ve depresyonun pençesindeyken
bunları görmek çok zor --
19:34
I understandanlama that really well
from personalkişisel experiencedeneyim.
452
1162729
2610
Kişisel tecrübem sayesinde
bunu çok iyi anlıyorum.
19:37
But with the right help,
we can understandanlama these problemssorunlar
453
1165363
3483
Ancak doğru yardımla
bu sorunları anlayabilir
19:40
and we can fixdüzeltmek these problemssorunlar togetherbirlikte.
454
1168870
2474
ve bu sorunları birlikte düzeltebiliriz.
19:43
But to do that,
455
1171368
1192
Ancak bunu yapmak için
19:44
the very first stepadım
456
1172584
1738
ilk adım bu sinyallerin
üzerini kapamayı bırakmak,
19:46
is we have to stop insultinghakaret these signalssinyalleri
457
1174346
2618
19:48
by sayingsöz they're a signişaret of weaknesszayıflık,
or madnessMadness or purelyyalnızca biologicalbiyolojik,
458
1176988
4192
bunların bir zayıflık, çılgınlık ve sadece
biyolojik olduğu söylemeyi kesmek,
19:53
exceptdışında for a tinyminik numbernumara of people.
459
1181204
1935
bu çok az sayıda insan için geçerli.
19:55
We need to startbaşlama
listeningdinleme to these signalssinyalleri,
460
1183163
3626
Bu sinyallere kulak vermemiz gerek
19:58
because they're tellingsöylüyorum us
something we really need to hearduymak.
461
1186813
3272
çünkü gerçekten de duymamız gereken
bir şeyler söylüyorlar.
20:02
It's only when we trulygerçekten
listen to these signalssinyalleri,
462
1190514
5023
Sadece gerçekten
bu sinyallere kulak verdiğimizde
20:07
and we honorOnur these signalssinyalleri
and respectsaygı these signalssinyalleri,
463
1195561
4015
ve onları hesaba kattığımızda
ve onlara saygı duyduğumuzda
20:11
that we're going to beginbaşla to see
464
1199600
2247
bizi özgür kılan, yeni ve daha derin
çözümlere kapı açacağız.
20:13
the liberatingkurtarıcı, nourishingBesleyici,
deeperDaha derine solutionsçözeltiler.
465
1201871
4158
20:19
The cowsinekler that are waitingbekleme all around us.
466
1207133
4073
İnekler her bir yanda bizi bekliyor.
20:23
Thank you.
467
1211585
1181
Teşekkürler
20:24
(ApplauseAlkış)
468
1212790
3688
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Johann Hari - Journalist
Johann Hari spent three years researching the war on drugs; along the way, he discovered that addiction is not what we think it is.

Why you should listen

British journalist Johann Hari is the author of the New York Times best-selling book Chasing The Scream, from which his talk on addiction was adapted and for which he spent three years researching the war on drugs and questioning the ways in which we treat addiction.

He has written for many of the world’s leading newspapers and magazines, including The New York Times, Le Monde, The Guardian, New Republic, The Nation, Slate.com, and The Sydney Morning Herald. He was a columnist for the British newspaper The Independent for nine years.

Hari was twice named National Newspaper Journalist of the Year by Amnesty International, was named Gay Journalist of the Year at the Stonewall Awards -- and won the Martha Gellhorn Prize for political writing.

More profile about the speaker
Johann Hari | Speaker | TED.com