ABOUT THE SPEAKER
Leo Igwe - Human rights activist
Leo Igwe works to end a variety of human rights violations that are rooted in superstition, including witchcraft accusations, anti-gay hate, caste discrimination and ritual killing.

Why you should listen

Many of humanity's most pernicious divisions -- factors that keep one person from seeing another as truly human -- are based on superstitions entrenched in societies, such as a belief in witchcraft. As a leader in the Nigerian Humanist Movement, Leo Igwe works to combat those superstitions and the human rights violations they often lead to, including anti-gay hate, sorcery and witchcraft accusations against women and children, ritual killing, human sacrifice, “untouchability,” caste discrimination and anti-blasphemy laws.

Igwe is the former Western and Southern African representative of the International Humanist and Ethical Union, and he holds a doctoral degree in religious studies from the Bayreuth International Graduate School of African Studies, University of Bayreuth Germany. 

More profile about the speaker
Leo Igwe | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2017

Leo Igwe: Why I choose humanism over faith

Leo Igwe: Neden inanç yerine hümanizmi seçtim

Filmed:
1,209,901 views

Bir hümanist olarak, Leo Igwe ilahi müdahaleye inanmıyor -- ama insanoğlunun sefaleti azaltmada, hastalıkları iyileştirmede, gezegenimizi korumada ve fakirliği zenglinliğe döndürme gücüne inanıyor.Bu cesur konuşmada, Igwe hümanizmin nasıl Afrikalıları zararlı batıl inançlardan özgürleştirebileceğini ve kıtayı tekrardan inşa etme gücünü verebileceğini paylaşıyor.
- Human rights activist
Leo Igwe works to end a variety of human rights violations that are rooted in superstition, including witchcraft accusations, anti-gay hate, caste discrimination and ritual killing. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
Something happenedolmuş
0
1381
1595
Papaz okulunda rahip olmak için
00:16
while I was studyingders çalışıyor in the seminarySeminer
1
4571
2467
eğitim alırken
00:19
and trainingEğitim to be a priestrahip.
2
7683
2515
başıma bir şey geldi.
00:23
I camegeldi in contacttemas
with a differentfarklı ideaFikir of life.
3
11703
3555
Yaşamın farklı bir fikri ile buluştum.
00:28
An ideaFikir of life that contradictedçelişki
the mainana teachingsöğretileri of religiondin --
4
16933
4595
Dinin ana öğretileri ile
çelişen bir yaşam felsefesi:
00:33
humanismhümanizm.
5
21552
1150
hümanizm.
00:36
Some of you mayMayıs ayı be wonderingmerak ediyor,
what on earthtoprak is humanismhümanizm?
6
24294
4205
Bazılarınız merak ediyor olabilir,
nedir bu ‘hümanizm’’?
00:41
HumanismHümanizm is a way of thinkingdüşünme and livingyaşam
7
29945
2664
Hümanizm, insanoğlunun
faaliyetlerini vurgulayan
00:44
that emphasizesvurgular the agencyAjans
of humaninsan beingsvarlıklar.
8
32633
2933
bir düşünce ve yaşam felsefesidir.
00:48
HumanismHümanizm stressesgerilmeler the factgerçek
that we, humaninsan beingsvarlıklar,
9
36712
3445
Hümanizm, bizim, yani insanoğlunun
00:52
are capableyetenekli of changingdeğiştirme the worldDünya.
10
40181
2163
dünyayı değiştirebileceği
gerçeğini vurgular.
00:55
That we have the powergüç
to make a differencefark in our liveshayatları,
11
43014
3881
Bazı dış güçlere başvurmadan,
00:58
bothher ikisi de individuallytek tek and collectivelytopluca,
12
46919
2706
hem bireysel hem de toplu olarak,
hayatlarımızda fark yaratacak
güce sahip olduğumuzu vurgular.
01:01
withoutolmadan recourserücu to some outsidedışında forcekuvvet.
13
49649
2533
Hümanizmden öğrendiğim en iyi dersleri
felsefe kitapları okumaktan
01:05
It mayMayıs ayı interestfaiz you to know
that the besten iyi humanisthümanist lessonsdersler I learnedbilgili
14
53768
5142
ya da hümanist bildirileri ve
beyanları incelemekten
01:10
were not from readingokuma philosophyFelsefe bookskitaplar
15
58934
2651
01:13
or from poringporing over humanisthümanist
manifestosmanifestolar and declarationsbildirimleri.
16
61609
4204
öğrenmediğimi bilmek ilginizi çekebilir.
01:18
No, not at all.
17
66363
1698
Hayır, hiç de öyle değil.
01:20
The besten iyi humanisthümanist lessonders I learnedbilgili
was from the life of my ownkendi parentsebeveyn.
18
68791
4603
Hümanistliği en iyi ebeveynlerimin
yaşamlarından öğrendim.
01:26
My parentsebeveyn come
from a poorfakir familyaile backgroundarka fon
19
74790
2843
Ailem, Nijerya’nın güneydoğusundaki
01:29
in MbaiseBodrum, in southeasterngüneydoğu NigeriaNijerya.
20
77657
2348
Mbaise’deki fakir bir aileden geliyor.
01:33
They had limitedsınırlı opportunitiesfırsatlar.
21
81069
2067
Onların kısıtlı olanakları vardı.
Fakat ailem kötü yetişme koşullarının
01:35
But my parentsebeveyn did not allowizin vermek
the circumstanceskoşullar of theironların badkötü upbringingyetiştirme
22
83791
4628
kendilerinin ve çocuklarının hayal ve
tutkularının önüne geçmesine izin vermedi.
01:40
to determinebelirlemek the ambitionhırs and dreamsrüyalar
for themselveskendilerini and for theironların childrençocuklar.
23
88443
5069
01:46
My fatherbaba workedişlenmiş part-timeyarı zamanlı,
trainedeğitilmiş as a teacheröğretmen,
24
94577
3818
Babam yarı zamanlı çalışıp
öğretmenlik eğitimi gördü
01:50
and rosegül to becomeolmak a headmasterokul müdürü
at a localyerel primarybirincil schoolokul.
25
98419
3658
ve yerel bir ilkokulda müdürlüğe yükseldi.
01:54
My motheranne droppeddüştü out
of schoolokul quiteoldukça earlyerken,
26
102862
2468
Annem okulu oldukça erken bıraktı.
01:57
because her motheranne, my grandmotherbüyükanne,
could not affordparası yetmek her educationEğitim.
27
105354
5447
Çünkü annesi, benim anneannem
okul ihtiyaçlarını karşılayamadı.
02:03
As a parentebeveyn, my motheranne workedişlenmiş very hardzor,
28
111481
2937
Bir ebeveyn olarak annem
çiftçiliği, ucuz mal ticaretini
02:06
combiningbirleştirme farmingtarım, pettyküçük tradingticari
and takingalma carebakım of my siblingsKardeşler and me.
29
114442
6268
ve kardeşlerimle bana bakmayı
bir araya getirerek çok sıkı çalıştı.
02:13
By the time I was borndoğmuş --
30
121807
1507
Ben doğana kadar
02:15
that was shortlykısa bir süre after
the NigerianNijerya civilsivil warsavaş --
31
123338
2913
-- Nijerya iç savaşından
kısa bir süre sonraydı --
02:18
life was very difficultzor,
a strugglemücadele day by day.
32
126275
3873
hayat çok zordu, her geçen gün
zorlaşan bir mücadeleydi.
02:23
My familyaile was livingyaşam in a hutkulübe.
33
131006
2381
Ailem bir kulübede yaşıyordu.
02:25
With the eyegöz of a childçocuk,
I can still see waterSu
34
133411
2888
Yağmur yağdığında sazdan
çatının su damlatmasını
02:28
drippingDamlama from the thatchedthatched roofçatı
of our houseev when it rainedyağdırdı.
35
136323
3174
bir çocuk gözüyle hala görebiliyorum.
02:32
My fatherbaba rearedyetiştirilen goatskeçiler
to supplementek the familyaile incomegelir.
36
140252
3858
Babam ailemizin gelirini artırmak
adına keçiler beslerdi.
02:36
And partBölüm of my dutygörev
after schoolokul hourssaatler or duringsırasında vacationtatil
37
144712
3794
Benim okul saatlerinden sonraki
veya tatil sırasındaki görevim
02:40
was to feedbesleme these goatskeçiler.
38
148530
1666
bu keçileri beslemekti.
02:43
There was no electricityelektrik,
no pipeboru with waterSu.
39
151037
3555
Elektrik yoktu, su yoktu.
02:47
We trekkedtrekked to fetchgetirme waterSu
from the nearbyyakında streamsakışları.
40
155387
3133
Yakındaki akarsulardan
su almak için yürürdük.
Bu, yağışlı mevsimlerde kolay bir işti.
02:50
That was an easykolay work in the wetıslak seasonsezon,
41
158854
2938
Fakat kuru ve sıcak havalarda
sanki kilometrelerce sürerdi.
02:53
but kilometerskilometre when it was hotSıcak and drykuru.
42
161816
2599
02:57
ThroughAracılığıyla hardzor work and perseveranceazim,
43
165817
1708
Sıkı çalışma ve sabır ile
02:59
my parentsebeveyn were ableyapabilmek
to erectdik a blockblok apartmentapartman
44
167549
2935
ebeveynlerim apartman
inşa edip beni ve kardeşlerimi
03:02
and sendgöndermek my siblingsKardeşler and me to schoolokul.
45
170508
2381
okula gönderebilecek konuma geldiler.
03:05
They madeyapılmış it possiblemümkün for us
to enjoykeyfini çıkarın a standardstandart of livingyaşam
46
173254
3563
Onların büyürken sadece hayal ettikleri
hiçbir zaman erişemedikleri
03:08
whichhangi they never did
47
176841
1380
03:10
and to attainulaşmak educationaleğitici levelsseviyeleri
48
178245
2135
eğitim seviyesini ve
standart yaşam şeklini
03:12
whichhangi they only imaginedhayal
when they were growingbüyüyen up.
49
180404
2817
bizim tatmamızı sağladılar.
03:16
My parents'Anne babamın life, theironların storyÖykü,
is my besten iyi lessonders in humanismhümanizm.
50
184172
4810
Ebeveynlerimin hayatları, hikayeleri,
öğrendiğim en iyi insanlık dersi.
Bir hümanist olarak,
03:22
So as a humanisthümanist,
I believe that humaninsan beingsvarlıklar
51
190553
2580
insanoğlunun inancın tutsağı olmadığına;
meydan okuyucu olduğuna inanıyorum.
03:25
are challengersyarışmacıları, not prisonersmahkumlar of faithinanç.
52
193157
3071
03:28
Our destinieskaderlerini are in our handseller,
not predeterminedönceden belirlenmiş.
53
196252
4174
Kaderlerimiz önceden belirlenmedi,
bizim ellerimizde.
03:32
And it's left for us to shapeşekil
our liveshayatları and destinieskaderlerini
54
200450
3064
Bize hayatlarımızı ve kaderlerimizi
03:35
to reflectyansıtmak our besten iyi hopesumutlar and aspirationsözlemleri.
55
203538
3317
en iyi umut ve arzularımız
doğrultusunda yansıtmamız için verildi.
03:39
I believe that humaninsan beingsvarlıklar have the powergüç
56
207506
2830
İnsanoğlunun sefaleti
03:42
to turndönüş situationsdurumlar of povertyyoksulluk
into those of wealthservet and prosperityrefah.
57
210360
4027
bolluk ve refaha çevirebilecek
güce sahip olduğuna inanıyorum.
03:46
We have the capacitykapasite
to alleviatehafifletmek sufferingçile,
58
214789
2912
Bizim acıları dindirme,
hayatı genişletme
03:49
extenduzatmak life, preventönlemek diseaseshastalıklar,
59
217725
3223
hastalıkları önleme, zayıf düşüren
rahatsızlıkları iyileştirme,
03:52
cureÇare debilitatingzayıflatıcı ailmentshastalık,
reduceazaltmak infantbebek mortalityölüm oranı
60
220972
3359
bebek ölüm oranlarını azaltma
ve gezegenimizi koruma kapasitemiz var.
03:56
and preservekorumak our planetgezegen.
61
224355
1667
03:58
But we cannotyapamam accomplishbaşarmak all these goalshedefleri
by wishfulistekli thinkingdüşünme with our eyesgözleri closedkapalı
62
226442
4682
Ancak bütün bu hedefleri boş ümitlerle
ya da gökyüzünden
kurtuluş bekleyerek başaramayız.
04:03
or by armchairkoltuk speculationspekülasyon
or by expectingbekliyor salvationkurtuluş from emptyboş skygökyüzü.
63
231522
4982
04:09
In contrastkontrast, millionsmilyonlarca of AfricansAfrikalılar
imaginehayal etmek that theironların religiousdini faithinanç
64
237654
4723
Aksine, milyonlarca Afrikalı,
dini inançlarının hayallerini
gerçekleştireceğini düşünüyor.
04:14
will help theironların dreamrüya come truedoğru,
65
242401
1905
04:16
and they spendharcamak so much time
prayingdua eden for miraclesmucizeler
66
244330
3192
Hayatlarında ilahi müdahaleler
ve mucizeler olması için
04:19
and for divineilahi interventionmüdahale
in theironların liveshayatları.
67
247546
2933
o kadar çok fazla dua ederek
zamanlarını harcıyorlar ki.
04:23
In 2009, a GallupGallup surveyanket in 114 countriesülkeler
68
251300
4928
2009'da 114 ülkede
gerçekleşen bir Gallup anketi,
04:28
revealedortaya that religiositydindarlık was highesten yüksek
in the world'sDünyanın en poorestyoksul nationsmilletler.
69
256252
5753
dini inancın dünyanın en fakir ülkelerinde
en yüksek seviyede olduğunu açıkladı.
04:34
In factgerçek, sixaltı of the 10 countriesülkeler
where 95 percentyüzde of the populationnüfus
70
262029
5524
Aslında, nüfusun %95'inin dinin
günlük hayatın önemli bir parçası olduğunu
04:39
said that religiondin was an importantönemli partBölüm
of theironların dailygünlük liveshayatları, were AfricanAfrika.
71
267577
5084
söyleyen 10 ülkeden 6 tanesi Afrikalı idi.
04:45
In some casesvakalar, religiondin drivessürücüler
manyçok AfricansAfrikalılar to extraordinaryolağanüstü lengthuzunluk:
72
273411
4761
Bazı durumlarda din birçok Afrikalıyı
aşırı uç seviyeye sürükler:
04:50
to attacksaldırı other humaninsan beingsvarlıklar,
to commitişlemek ritualayin killingöldürme,
73
278196
3460
başka bir insana saldırmak,
dini kurban vermek,
04:53
targetinghedeflemesi those livingyaşam with albinismalbinizm,
74
281680
3699
albino, kambur
ve son öğrendiğime göre kel insanları
04:57
those with a humpbackKambur,
75
285403
1674
04:59
and as I recentlyson günlerde learnedbilgili,
those with a baldKel headkafa.
76
287101
2984
hedef almak gibi.
Afrika'da batıl inanç, bilimde veya
mantıkta hiçbir temeli bulunmayan
05:02
In AfricaAfrika, superstitionbatıl inanç is widespreadyaygın,
77
290109
2881
05:05
with so manyçok people
believinginanan in witchcraftbüyücülük,
78
293014
2277
bir şey olan cadılığa inanan
birçok insanla beraber
05:07
something that has no basistemel
in reasonneden or in scienceBilim.
79
295315
3270
çok yaygındır.
05:10
YetHenüz allegediddia edilen witchesCadılar, usuallygenellikle womenkadınlar,
childrençocuklar and elderlyyaşlı personskişiler
80
298902
5570
Yine de cadı olduğu iddia edilen
kadınlar, çocuklar ve yaşlılar
hala saldırıya uğramakta,
sürgün edilmekte ve öldürülmektedir.
05:16
are still routinelyrutin attackedsaldırıya,
banishedsürgün and killedöldürdü.
81
304496
3381
Ben de Afrika'daki cadı suçlamalarını
ve zulmü sona erdirmeyi
05:19
And I've madeyapılmış it partBölüm of my life'shayatın missionmisyon
82
307901
2692
05:22
to endson witchcraftbüyücülük accusationsuçlama
and witchCadı persecutionzulüm in AfricaAfrika.
83
310617
4404
hayatımın görevinin
bir parçası haline getirdim.
Bu yüzden, bir hümanist olarak, hayata
karşı temkinli bir yaklaşıma inanıyorum.
05:27
So as a humanisthümanist, I believe
in a proactiveproaktif approachyaklaşım to life.
84
315045
4200
05:31
The changesdeğişiklikler that we want
cannotyapamam be achievedelde only by dreamingrüya görmek
85
319759
4104
Yapmak istediğimiz değişikler, sadece
hayal ederek gerçekleştirilemez.
05:35
but requiregerektirir doing as well.
86
323887
1992
Sıkı çalışarak gerçekleştirilir.
05:37
The challengeszorluklar that we faceyüz cannotyapamam go away
87
325903
2873
Eğer bu problemlerin bir yolunu bulup
sihirli bir şekilde kaybolmasını dileyip
05:40
if we recoilgeri tepme and retreatgeri çekilme into our shellskabuklar,
wishingdilek and imagininghayal
88
328800
3951
ve hayal ederek kabuğumuza çekilirsek
05:44
that those problemssorunlar will somehowbir şekilde
magicallysihirle disappearkaybolmak.
89
332775
3600
karşı karşıya kaldığımız
zorluklar yok olamaz.
05:48
The good life that we desirearzu etmek
will not falldüşmek like mannakudret helvası from heavencennet.
90
336926
4085
Hak ettiğimiz iyi hayat gökten yağmayacak.
05:53
My parentsebeveyn did not erectdik a blockblok apartmentapartman
by wishingdilek and dreamingrüya görmek.
91
341442
4484
Ebeveynlerim, dileyerek ve hayal ederek
apartman inşa etmediler.
05:58
They workedişlenmiş hardzor, they failedbaşarısız oldu,
they trieddenenmiş again.
92
346291
3889
Sıkı çalıştılar, başarısız oldular,
tekrar denediler.
06:02
They toiledtoiled with rolled-upaktarılmış sleeveskollu,
93
350204
2167
Kollarını sıvayarak,
borca batarak çok çalıştılar.
06:04
with theironların handseller deepderin in debtborç,
they plowedsürülmüş aheadönde,
94
352395
2841
Hayallerini gerçeğe
dönüştürerek ilerlediler.
Bu yüzden, bir hümanist olarak
maceracı ve hatta gözü pek
06:07
growingbüyüyen theironların dreamsrüyalar into realitygerçeklik.
95
355260
2309
06:10
So as a humanisthümanist, I believe
we mustşart be adventurousmaceracı and even daringcesur.
96
358133
5028
olmamız gerektiğine inanıyorum.
06:15
The pathyol of successbaşarı is paveddöşeli
with riskrisk and uncertaintiesbelirsizlikler.
97
363504
3962
Başarının yolu risk
ve belirsizliklerle döşelidir.
06:19
We have to mustertoplanma the will and couragecesaret
to do what people have never donetamam.
98
367807
4396
Kimsenin yapmadığını yapmak için,
isteğimizi ve cesaretimizi toplamalıyız.
06:24
To think what people have never thought.
99
372609
1953
Kimsenin düşünmediğini düşünmek için.
06:26
EnvisageTasavvur what people have never imaginedhayal.
100
374586
2205
Kimsenin hayal etmediğini öngörmek için.
06:28
Go to placesyerler humaninsan beingsvarlıklar
have not been to.
101
376815
2429
İnsanoğlunun daha önce
gitmediği yerlere gitmek için.
06:31
And succeedbaşarılı olmak where people
have trieddenenmiş but failedbaşarısız oldu.
102
379268
3343
İnsanların denediği, ama başarısız
olduklarını başarmak için.
06:34
We mustşart be readyhazır to explorekeşfetmek newyeni frontiersufuklar
of knowledgebilgi and understandinganlayış
103
382958
3714
Sadece mümkün olan şeyi değil,
aynı zamanda görünürde imkansız
olan şeyi de denemeye
06:38
and attemptgirişim doing
not just what is possiblemümkün
104
386696
2730
ve bilgi ve anlayışın sınırlarını
keşfetmeye hazır olmalıyız.
06:41
but alsoAyrıca what is seeminglygörünüşte impossibleimkansız.
105
389450
2341
06:44
But I realizegerçekleştirmek that at the endson of the day,
106
392220
4436
Ama günün sonunda fark ediyorum ki,
çabalarımız her zaman
isteklerimizi vermemektedir.
06:48
our effortsçabaları do not always
yieldYol ver our desiresarzuları.
107
396680
3484
06:52
We failbaşarısız, we sufferacı çekmek
disappointmentshayal kırıklıkları and setbacksaksiliklere.
108
400649
3793
Başarısız oluruz, hayal kırıklıkları
ve aksiliklere katlanırız.
06:56
Some problemssorunlar, suchböyle as warssavaşlar and conflictfikir ayrılığı,
povertyyoksulluk and diseaseshastalıklar
109
404863
4317
Savaş ve anlaşmazlık, fakirlik ve hastalık
ve diğer doğal ve insan yapımı
felaketler gibi problemler
07:01
and other naturaldoğal and human-madeinsan yapımı disastersafetler
110
409204
2373
07:03
seemgörünmek as if they mayMayıs ayı never go away.
111
411601
2267
sanki hiç gitmeyecekler gibi görünür.
07:06
SolutionsÇözümleri to oldeski problemssorunlar
have led to newyeni dangerstehlikeleri,
112
414538
3587
Eski problemlere çözümler,
yeni tehlikelere yol açtı,
hastalıklara yeni tedaviler,
yeni hayati tehlikelerle sonuçlandı.
07:10
newyeni cureskürler to diseaseshastalıklar
have resultedsonuçlandı in newyeni healthsağlık risksriskler.
113
418149
2972
07:13
But the factgerçek that these problemssorunlar persistinat
114
421458
2460
Ama bu problemlerin devam etmesi
07:15
and that solutionsçözeltiler sometimesara sıra
createyaratmak theironların ownkendi problemssorunlar
115
423942
2881
ve çözümlerin bazen kendi
sorunlarını yaratması gerçeği
07:18
is not a reasonneden for us
to give up or to resignİstifa.
116
426847
3198
vazgeçmemiz veya teslim
olmamız için bir sebep değil.
07:22
It's not a reasonneden for us to think
that our effortsçabaları are of no consequencesonuç.
117
430355
3952
Çabalarımızın sonuçlanmayacağını
düşünmek için bir sebep değil.
07:26
In factgerçek, there is fulfillmentyerine getirilmesi in strivingçabası,
118
434331
2714
Aslında insanoğlunun karşı karşıya kaldığı
07:29
and tryingçalışıyor to providesağlamak
answerscevaplar and solutionsçözeltiler
119
437069
3127
muhtemel sonucun başarısızlık
olduğu probleme bile
07:32
to the problemsorun humanityinsanlık facesyüzleri
120
440220
1992
cevaplar ve çözümler sağlamaya çalışmakta
07:34
even when the likelymuhtemelen outcomesonuç is failurebaşarısızlık.
121
442236
2733
bir başarı vardır.
07:37
So as a humanisthümanist, I believe
we mustşart not despairumutsuzluk for humanityinsanlık.
122
445538
5014
Bu yüzden, bir hümanist olarak
insanoğlu için umutsuzluğa
düşmememiz gerektiğine inanıyorum.
07:42
Even in the faceyüz
of overwhelmingezici difficultieszorluklar
123
450576
3318
Karşı konulmaz zorluklar ve en umutsuz
durumlar karşısında bile.
07:45
and in the bleakestkasvetli of circumstanceskoşullar.
124
453918
2714
07:48
Humanİnsan beingsvarlıklar are creativeyaratıcı beingsvarlıklar.
125
456656
2200
İnsanoğlu, yaratıcı yaratıklardır.
07:51
We have the powergüç to generateüretmek newyeni ideasfikirler,
newyeni solutionsçözeltiler and newyeni cureskürler.
126
459179
6493
Yeni fikirler, yeni çözümler
ve yeni çareler yaratma gücümüz var.
Neden beklenmedik bir şeyde
umuzsuzluğa düşelim?
07:57
So why despairumutsuzluk when the unexpectedbeklenmedik
knocksKapıyı çalar on the horizonufuk?
127
465696
3747
08:01
It is in our naturedoğa to createyaratmak anewyeniden,
to be inventiveyaratıcı and innovativeyenilikçi,
128
469776
3682
Yaratıcı ve yenilikçi olmak, yeniden
yaratmak bizim doğamızdadır,
08:05
so why languishçürümek in idleboşta expectationbeklenti
of a saviorkurtarıcı from aboveyukarıdaki?
129
473482
4600
o halde neden yukarıdaki bir kurtarıcıyı
boş beklentilerle bekleyip sürünelim?
Bu yüzden biz Afrikalıların
kaderimizi kendi elimize almanın
08:10
So it is time for us AfricansAfrikalılar
to take our destinyKader in our handseller
130
478625
3500
ve hayatın gidişatında söz hakkımızın
olduğunu fark etmenin zamanıdır.
08:14
and realizegerçekleştirmek we have agencyAjans
in the schemedüzen of life.
131
482149
2539
08:17
We need to put an endson
to this gameoyun of blamesuçlama
132
485006
2929
Kendi hayatlarımızın bütün
sorumluluğunu almaktan alıkoyan
08:19
that has preventedönlenmiş us from takingalma
fulltam responsibilitysorumluluk for our ownkendi liveshayatları.
133
487959
3792
bu suç oyununa bir son vermemiz gerek.
08:23
For too long, we have been
prisonersmahkumlar of our pastgeçmiş.
134
491775
3747
Çok uzun zamandır geçmişimiz tutsağıyız.
08:27
We have allowedizin despairumutsuzluk
and pessimismkötümserlik to draindrenaj us,
135
495546
3230
Umutsuzluğun ve kötümserliğin bizi
tüketmesine, enerjimizi bitirmesine,
08:30
draindrenaj our energiesenerjileri,
limitsınır our imaginationshayal
136
498800
2499
hayallerimizi sınırlandırmasına
08:33
and dimDim our visionvizyon
for a better and brighterdaha parlak futuregelecek.
137
501323
3532
ve daha iyi ve parlak bir gelecek
görüşümüzü karartmasına izin verdik.
Bu kıtanın batmasına izin verdik.
08:37
We have let this continentkıta flounderpisi balığı.
138
505419
1968
Neden sorumluluklarımızı
bir frizbi gibi üzerimizden attık?
08:39
Why passinggeçen the buckBuck like a FrisbeeFrizbi?
139
507411
2309
08:41
We'veBiz ettik blamedsuçladı slaverykölelik, colonialismsömürgecilik
and the newyeni colonialismsömürgecilik
140
509744
3159
Kendi kendimizin sebep olduğu
yaralar da dahil, yaşadığımız keder için
08:44
for the woeswoes we experiencedeneyim,
includingdahil olmak üzere our ownkendi self-inflictedkendi kendine olan woundsyaralar.
141
512927
3904
köleliği, sömürgeciliği ve
yeni sömürgeciliği suçladık.
08:48
We have conductedyürütülen ourselveskendimizi
142
516855
1626
Afrika lanetli ve kaderine
terk edilmiş gibi davrandık.
08:50
in waysyolları that seemgörünmek as if AfricaAfrika
is damnedLanet olası and doomedölüme mahkum.
143
518505
3198
Tarihteki tüm bu olaylar
geri dönülemez, onarılamaz bir şekilde
08:53
And that all these experiencesdeneyimler in historytarih
144
521727
2252
08:56
have irreversiblygeri dönüşümsüz, irreparablyonarılamayacak şekilde foreclosedMahrum
the chancesşansı and possibilityolasılık
145
524003
4400
Afrika'nın zorlukların üstesinden
gelmesi, gelişmesi ve büyümesi için
gereken fırsatlara
ve olasılığa engel olmuş gibi.
09:00
for AfricaAfrika to emergeçıkmak, thrivegelişmek
and flourishgüzelleşmek.
146
528427
3903
09:04
We mustşart realizegerçekleştirmek that there is
no partBölüm of the worldDünya
147
532744
3373
Dünyanın hiçbir yerinde geçmişte
sömürgeleştirilmemiş veya esir edilmemiş
09:08
that has not been colonizedkolonize
or enslavedköle in the pastgeçmiş.
148
536141
3809
bir yerin olmadığının farkına varmalıyız.
Eğer dünyanın diğer kısımları
hayatlarına devam ettiyse
09:12
And if other partsparçalar of the worldDünya
have movedtaşındı on,
149
540323
3143
09:15
why can't we, now?
150
543490
1721
biz neden şimdi yapamayalım?
09:17
So as a humanisthümanist, I believe
that the pastgeçmiş is gonegitmiş;
151
545530
4785
Bu yüzden bir hümanist olarak
geçmişin geçtiğine inanıyorum;
onu değiştiremeyiz.
09:22
we cannotyapamam changedeğişiklik it, we cannotyapamam alterALTER it.
152
550339
2397
09:24
But the futuregelecek beckonsçağırmaktadır us on
with limitlesssınırsız possibilitiesolasılıklar
153
552760
3976
Ama gelecek, kaderimizi tekrardan
yaratmak, biçimlendirmek ve yapmak üzere
09:28
to recreateyeniden oluşturun, reshapeyeniden şekillendirme
and remakeremake our destinieskaderlerini.
154
556760
3119
bizi sınırsız olasılıklarla çağırıyor.
O halde bu fırsatı değerlendirelim.
09:31
So let's all of us seizeele geçirmek this opportunityfırsat.
155
559903
3372
09:35
And as my parentsebeveyn did,
beginbaşla the urgentacil taskgörev
156
563728
3484
Ebeveynlerimin de yaptığı gibi
bu acil Afrika'yı tekrardan inşa etme
görevine adım adım başlayın.
09:39
of rebuildingYeniden oluşturma AfricaAfrika, bricktuğla by bricktuğla.
157
567236
2730
09:42
Let's give freeücretsiz reignsaltanatı
to our ideasfikirler and imaginationshayal,
158
570323
2754
Bu TEDGlobal 2017'de ortaya konduğu gibi
09:45
as demonstratedgösterdi at this TEDGlobalTEDGlobal 2017.
159
573101
4492
düşüncelerimize ve hayallerimize
özgürlük tanıyalım.
Kalplerimizi ve zihinlerimizi açalım.
09:49
Let's openaçık our heartskalpler and mindszihinler.
160
577617
2000
Enerjimizi, zekamızı
ve yaratıcılığımızı kullanalım
09:52
And exertuygulamayın our energyenerji,
intelligencezeka and ingenuitymarifet
161
580029
3905
09:55
and beginbaşla the urgentacil taskgörev
of rebuildingYeniden oluşturma AfricaAfrika
162
583958
3445
ve bu kıtayı refahın
ve medeniyetin kalesine dönüştürme
09:59
and of transformingdönüştürme this continentkıta
163
587427
2372
ve Afrika'yı tekrardan
inşa etme görevine başlayalım.
10:01
into a citadelKalesi of unrivaledrakipsiz
prosperityrefah and civilizationmedeniyet.
164
589823
3749
Bu, bir hümanist, Afrikalı bir
hümanist olarak inandığım şey.
10:06
This is what I believe as a humanisthümanist,
as an AfricanAfrika humanisthümanist.
165
594419
4293
Teşekkür ederim.
10:10
Thank you.
166
598736
1174
10:11
(ApplauseAlkış)
167
599934
6550
(Alkış)
Translated by Gözde Alpçetin
Reviewed by Gözde Zülal Solak

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Leo Igwe - Human rights activist
Leo Igwe works to end a variety of human rights violations that are rooted in superstition, including witchcraft accusations, anti-gay hate, caste discrimination and ritual killing.

Why you should listen

Many of humanity's most pernicious divisions -- factors that keep one person from seeing another as truly human -- are based on superstitions entrenched in societies, such as a belief in witchcraft. As a leader in the Nigerian Humanist Movement, Leo Igwe works to combat those superstitions and the human rights violations they often lead to, including anti-gay hate, sorcery and witchcraft accusations against women and children, ritual killing, human sacrifice, “untouchability,” caste discrimination and anti-blasphemy laws.

Igwe is the former Western and Southern African representative of the International Humanist and Ethical Union, and he holds a doctoral degree in religious studies from the Bayreuth International Graduate School of African Studies, University of Bayreuth Germany. 

More profile about the speaker
Leo Igwe | Speaker | TED.com