ABOUT THE SPEAKER
Penny Chisholm - Microbial oceanographer, author
Penny Chisholm studies an extremely tiny microorganism that plays an enormous role in ocean ecosystems. Discovered only three decades ago, it has defined her career and inspired her to think differently about life on Earth.

Why you should listen

Penny Chisholm (whose scientific works are published under the name Sallie Chisholm) has been studying microscopic plants called phytoplankton since she was an undergraduate.  After she joined the MIT faculty, in the 1980s she was lucky enough to be involved in the discovery of the smallest and most abundant phytoplankter on the planet: Prochlorococcus. Less that 1/100th the width of a human hair, this tiny photosynthetic microbe thrives in the sunlit surface waters across large swaths of the global ocean, where it uses the sun's energy to release oxygen, consume carbon dioxide and grow. There are an estimated three billion billion billion of these tiny cells in the global ocean where they provide sustenance for other microorganisms and fuel ocean food webs. "Prochlorococcus has been my muse for more than 30 years," Chisholm says. "It has taught me an enormous amount about the role of photosynthesis in shaping our planet, and about the power of diversity. Most important, it has taught me to be humbled by the mind-blowing complexity of the natural world." 

Chisholm is one of ten Institute Professors at MIT and has received many honors for her research on Prochlorococcus, including the 2011 National Medal of Science awarded by President Obama at the White House. She has also co-authored a series of children's books about the role of photosynthesis in shaping our world.

More profile about the speaker
Penny Chisholm | Speaker | TED.com
TED2018

Penny Chisholm: The tiny creature that secretly powers the planet

Penny Chisholm: Dünyayı gizlice işler kılan minik canlı

Filmed:
1,463,084 views

Okyanus Bilimci Penny Chisholm bizi inanılmaz bir küçük canlıyla tanıştırıyor: Proklororokus, gezegende miktarı en fazla olan fotosentetik tür. Proklororokus milyonlarca yıldır var olan bir deniz mikrobu olsa da 1980'lerin ortasına kadar keşfedilmedi, fakat atalarının genetik kodu, fosil yakıtlarına olan bağımlılığımızı nasıl azaltacağımız konusunda ipuçları içeriyor olabilir.
- Microbial oceanographer, author
Penny Chisholm studies an extremely tiny microorganism that plays an enormous role in ocean ecosystems. Discovered only three decades ago, it has defined her career and inspired her to think differently about life on Earth. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I'd like to introducetakdim etmek you
to a tinyminik microorganismmikroorganizma
0
760
2840
Muhtemelen daha önce hiç duymadığınız
00:16
that you've probablymuhtemelen never heardduymuş of:
1
4880
1736
çok küçük bir mikro organizmayla tanışın:
00:18
its nameisim is ProchlorococcusProchlorococcus,
2
6640
1976
Proklororokus.
00:20
and it's really an amazingşaşırtıcı little beingolmak.
3
8640
2200
Gerçekten inanılmaz bir varlık.
00:23
For one thing, its ancestorsatalarımız
4
11680
2896
Öncelikle ataları Dünya'yı
öylesine değiştirdi ki
00:26
changeddeğişmiş the earthtoprak in waysyolları
that madeyapılmış it possiblemümkün for us to evolvegelişmek,
5
14600
3816
evrim geçirmemizi mümkün kıldı,
00:30
and hiddengizli in its geneticgenetik codekod
6
18440
2056
ayrıca genetik kodunda
00:32
is a blueprintBlueprint
7
20520
1776
genetik bir harita gizli;
00:34
that mayMayıs ayı inspireilham vermek waysyolları to reduceazaltmak
our dependencybağımlılık on fossilfosil fuelyakıt.
8
22320
5280
fosil yakıtlarına olan bağlılığımızı
azaltma konusunda yollar gösterebilir.
00:40
But the mostçoğu amazingşaşırtıcı thing
9
28480
1856
Ama en inanılmaz olanı,
00:42
is that there are
threeüç billionmilyar billionmilyar billionmilyar
10
30360
2616
gezegende bu küçük hücrelerden
00:45
of these tinyminik cellshücreler on the planetgezegen,
11
33000
1816
üç milyar küp kadar olması
00:46
and we didn't know they existedvar
untila kadar 35 yearsyıl agoönce.
12
34840
3320
ve 35 yıl öncesine kadar
var olduklarını bile bilmiyorduk.
00:51
So to tell you theironların storyÖykü,
13
39280
1456
Hikâyelerini anlatabilmek için
00:52
I need to first take you way back,
14
40760
2240
öncelikle sizi geçmişe götürmem lazım,
00:55
fourdört billionmilyar yearsyıl agoönce, when the earthtoprak
mightbelki have lookedbaktı something like this.
15
43800
3620
Dünya'nın böyle göründüğü
dört milyar yıl öncesine.
01:00
There was no life on the planetgezegen,
16
48480
1856
Gezegende hiç hayat yoktu,
01:02
there was no oxygenoksijen in the atmosphereatmosfer.
17
50360
2280
atmosferde hiç oksijen yoktu.
01:05
So what happenedolmuş to changedeğişiklik that planetgezegen
into the one we enjoykeyfini çıkarın todaybugün,
18
53320
5656
Gezegeni bugün dolu dolu
yaşadığımız hâle getiren şey ne oldu?
01:11
teemingiç içedir with life,
19
59000
1816
Hayatla dolup taşan,
01:12
teemingiç içedir with plantsbitkiler and animalshayvanlar?
20
60840
1640
bitki ve hayvanları mümkün kılan şey?
01:15
Well, in a wordsözcük, photosynthesisfotosentez.
21
63480
2280
Tek kelime: fotosentez.
01:19
About two and a halfyarım billionmilyar yearsyıl agoönce,
22
67080
2096
Bundan iki milyar yıl önce,
01:21
some of these ancienteski ancestorsatalarımız
of ProchlorococcusProchlorococcus evolvedgelişti
23
69200
3936
Proklorokokus'un bazı ataları
evrim geçirerek
01:25
so that they could use solargüneş energyenerji
24
73160
2336
güneş enerjisini kullanmayı,
01:27
and absorbemmek it
25
75520
1296
onu absorbe etmeyi başardı,
01:28
and splitBölünmüş waterSu into its componentbileşen partsparçalar
of oxygenoksijen and hydrogenhidrojen.
26
76840
5016
ve suyu oksijen ve hidrojen
bileşenlerine ayırdı.
01:33
And they used the chemicalkimyasal energyenerji producedüretilmiş
27
81880
2416
Sonra da atmosferden
karbon dioksit çekmek için üretilen
01:36
to drawçekmek COCO2, carbonkarbon dioxidedioksit,
out of the atmosphereatmosfer
28
84320
3896
kimyasal enerjiyi kullandılar
01:40
and use it to buildinşa etmek sugarsşekerler
and proteinsproteinler and aminoamino acidsasitler,
29
88240
3816
ve bunu şekerler, protenler
ve aminoasitleri yapmak için kullandılar,
01:44
all the things that life is madeyapılmış of.
30
92080
2400
yani yaşamı oluşturan her şeyi.
01:47
And as they evolvedgelişti and grewbüyüdü more and more
31
95560
3096
Milyonlarca ve milyonlarca yıl boyunca
01:50
over millionsmilyonlarca and millionsmilyonlarca of yearsyıl,
32
98680
2056
evrim geçirerek daha da geliştikçe
01:52
that oxygenoksijen accumulatedbirikmiş in the atmosphereatmosfer.
33
100760
3080
atmosferdeki oksijen miktarı arttı.
01:57
UntilKadar about 500 millionmilyon yearsyıl agoönce,
34
105480
2496
500 milyon yıl önce,
02:00
there was enoughyeterli in the atmosphereatmosfer
that largerdaha büyük organismsorganizmalar could evolvegelişmek.
35
108000
3696
daha büyük organizmaların
evrilebilmesi için yeterli oksijen oldu.
02:03
There was an explosionpatlama of life-formsyaşam formu,
36
111720
1936
Yaşam türlerinde bir patlama oldu
02:05
and, ultimatelyen sonunda, we appearedortaya çıktı on the scenefaliyet alani, sahne.
37
113680
2560
ve sonuç olarak biz var olduk.
02:09
While that was going on,
38
117000
1320
Tüm bunlar olurken
02:11
some of those ancienteski
photosynthesizersphotosynthesizers diedvefat etti
39
119440
3216
o eski fotosentez canlıları yok oldu,
02:14
and were compressedsıkıştırılmış and buriedgömülü,
40
122680
1680
bastırılıp gömülü kaldılar
02:17
and becameoldu fossilfosil fuelyakıt
41
125160
2096
ve fosil yakıtlarına dönüştüler,
02:19
with sunlightGüneş ışığı buriedgömülü
in theironların carbonkarbon bondstahviller.
42
127280
4136
karbon bağlarında güneş ışığı vardı.
02:23
They're basicallytemel olarak buriedgömülü sunlightGüneş ışığı
in the formform of coalkömür and oilsıvı yağ.
43
131440
4680
Yani düşündüğünüzde bunlar kömür
ve petrol şeklinde gömülü güneş ışığı.
02:29
Today'sBugünün photosynthesizersphotosynthesizers,
44
137080
1576
Bugünkü fotosentez canlıları ise,
02:30
theironların enginesmotorlar are descendedindi
from those ancienteski microbesmikroplar,
45
138680
5656
sistemleri o önceki
mikroplardan bugüne geldi
02:36
and they feedbesleme basicallytemel olarak
all of life on earthtoprak.
46
144360
3240
ve Düya üzerindeki tüm yaşamı besliyorlar.
02:40
Your heartkalp is beatingdayak
usingkullanma the solargüneş energyenerji
47
148440
3336
Kalbinizin atmasının sebebi,
bazı bitkilerin sizin için işlediği
güneş enerjisini kullanması.
02:43
that some plantbitki processedişlenen for you,
48
151800
2216
02:46
and the stuffşey your bodyvücut is madeyapılmış out of
49
154040
2416
Vücudunuz ise tamamen
02:48
is madeyapılmış out of COCO2
50
156480
1616
bir takım bitkilerin sizin için işlediği
02:50
that some plantbitki processedişlenen for you.
51
158120
2440
karbon dioksitten meydana geliyor.
02:53
BasicallyTemel olarak, we're all madeyapılmış
out of sunlightGüneş ışığı and carbonkarbon dioxidedioksit.
52
161480
4280
Aslında hepimiz güneş ışığı
ve karbon dioksitten meydana geliyoruz.
02:58
FundamentallyTemelde, we're just hotSıcak airhava.
53
166640
2056
Temel olarak sadece sıcak havayız.
03:00
(LaughterKahkaha)
54
168720
2320
(Kahkahalar)
03:04
So as terrestrialkarasal beingsvarlıklar,
55
172560
1696
Dünya varlıkları olarak
03:06
we're very familiartanıdık
with the plantsbitkiler on landarazi:
56
174280
3056
yeryüzündeki bitkilere oldukça aşinayız:
03:09
the treesağaçlar, the grassesotlar,
the pasturesotlaklar, the cropsbitkileri.
57
177360
4616
ağaçlar, çimler, otlaklar ve ekinler.
03:14
But the oceansokyanuslar are filleddolu
with billionsmilyarlarca of tonston of animalshayvanlar.
58
182000
3816
Ancak okyanusta
milyarlarca ton hayvan var.
03:17
Do you ever wondermerak etmek what's feedingbesleme them?
59
185840
2360
Peki onları besleyen şey ne?
03:21
Well there's an invisiblegörünmez pastureMera
60
189400
2376
Fitoplankton adını verdiğimiz
03:23
of microscopicmikroskobik photosynthesizersphotosynthesizers
calleddenilen phytoplanktonfitoplankton
61
191800
3776
mikroskopik fotosentez yapan
görünmez bir otlak var,
03:27
that filldoldurmak the upperüst
200 metersmetre of the oceanokyanus,
62
195600
2640
okyanusun üst 200 metresini kaplıyor
03:32
and they feedbesleme the entiretüm
openaçık oceanokyanus ecosystemekosistem.
63
200000
3416
ve tüm açık okyanus ekosistemini besliyor.
03:35
Some of the animalshayvanlar
livecanlı amongarasında them and eatyemek them,
64
203440
2416
Bu hayvanların bir kısmı
aralarında yaşayıp onları yiyor,
03:37
and othersdiğerleri swimyüzmek up
to feedbesleme on them at night,
65
205880
2536
bir kısmı da beslenmek için
gece yüzeye çıkıyor,
03:40
while othersdiğerleri sitoturmak in the deepderin
and wait for them to dieölmek and settleyerleşmek down
66
208440
3976
kalan bir kısım da derinliklerde
onların ölüp aşağı çökmesini bekliyor
03:44
and then they chowChow down on them.
67
212440
1524
ve sonrasında bunlarla besleniyor.
03:47
So these tinyminik phytoplanktonfitoplankton,
68
215320
3096
Bu minik fitoplanktonlar
03:50
collectivelytopluca, weightartmak lessaz than
one percentyüzde of all the plantsbitkiler on landarazi,
69
218440
4136
hep birlikte yeryüzündeki tüm bitkilerin
yüzde birinden daha az kütleliler
03:54
but annuallyHer yıl they photosynthesizephotosynthesize
as much as all of the plantsbitkiler on landarazi,
70
222600
4296
ama her yıl yeryüzündeki bitkilerin
neredeyse tamamını fotosentez yapıyorlar,
03:58
includingdahil olmak üzere the AmazonAmazon rainforestyağmur ormanı
71
226920
2416
gezegenin akciğerleri
olarak kabul ettiğimiz
04:01
that we considerdüşünmek the lungsakciğerler of the planetgezegen.
72
229360
2200
Amazon yağmur ormanları da buna dâhil.
04:04
EveryHer yearyıl, they fixdüzeltmek
50 billionmilyar tonston of carbonkarbon
73
232280
3976
Her yıl 50 milyar ton karbonu
04:08
in the formform of carbonkarbon dioxidedioksit
into theironların bodiesbedenler
74
236280
3256
vücutlarında karbon dioksit
olarak çeviriyorlar,
04:11
that feedsbeslemeleri the oceanokyanus ecosystemekosistem.
75
239560
2680
bu da okyanus ekosistemini besliyor.
04:15
How does this tinyminik amounttutar of biomassbiyokütle
76
243120
2576
Bu çok az miktardaki biyo kütle
nasıl oluyor da yeryüzündeki
tüm bitkileri üretiyor?
04:17
produceüretmek as much as all the plantsbitkiler on landarazi?
77
245720
2056
04:19
Well, they don't have trunksMayo and stemssapları
78
247800
2536
Çünkü korumak zorunda oldukları
04:22
and flowersÇiçekler and fruitsmeyve
and all that to maintainsürdürmek.
79
250360
2936
kökleri, gövdeleri, çiçekleri
ve meyveleri yok.
04:25
All they have to do is growbüyümek and dividebölmek
and growbüyümek and dividebölmek.
80
253320
2816
Tüm yapmaları gereken büyümek ve bölünmek.
04:28
They're really leanyağsız
little photosynthesisfotosentez machinesmakineler.
81
256160
3600
Oldukça sağlam küçük
fotosentez makinesi gibiler.
04:33
They really crankkrank.
82
261519
1201
Gerçekten esnekler de.
04:39
So there are thousandsbinlerce
of differentfarklı speciesTürler of phytoplanktonfitoplankton,
83
267400
3896
Binlerce farklı tür fitoplankton var,
04:43
come in all differentfarklı shapesşekiller and sizesboyutları,
84
271320
2176
hepsinin boyutu ve şekli farklı,
04:45
all roughlykabaca lessaz than the widthGenişlik
of a humaninsan hairsaç.
85
273520
3256
ama kalınlıkları bir insan
saç telinden daha ince.
04:48
Here, I'm showinggösterme you
some of the more beautifulgüzel onesolanlar,
86
276800
3576
Burada en güzellerinden
bir kısmını görebilirsiniz,
04:52
the textbookders kitabı versionsversiyonları.
87
280400
1480
ders kitaplarında yer alanları.
04:54
I call them the charismatickarizmatik
speciesTürler of phytoplanktonfitoplankton.
88
282640
3240
Ben onlara karizmatik
fitoplankton türleri diyorum.
05:00
And here is ProchlorococcusProchlorococcus.
89
288120
3000
Burada da proklorokokus.
05:04
I know,
90
292120
1536
Evet, biliyorum,
05:05
it just looksgörünüyor like a bunchDemet
of schmutzkir on a microscopemikroskop slidekaymak.
91
293680
2936
mikroskop slayt gösterisinde
bir avuç pislik gibi görünüyor.
05:08
(LaughterKahkaha)
92
296640
1576
(Kahkahalar)
05:10
But they're in there,
93
298240
1816
Ancak oradalar
05:12
and I'm going to revealortaya çıkartmak them
to you in a minutedakika.
94
300080
2760
ve birazdan sizin için
onları ortaya çıkaracağım.
05:15
But first I want to tell you
how they were discoveredkeşfedilen.
95
303560
3560
Ama önce nasıl keşfedildiklerini
anlatmak istiyorum.
05:20
About 38 yearsyıl agoönce,
96
308080
2136
Yaklaşık 38 yıl önce,
05:22
we were playingoynama around with a technologyteknoloji
in my lablaboratuvar calleddenilen flowakış cytometrysitometresi
97
310240
4776
laboratuvarımda akış sitometrisi dediğimiz
bir teknoloji üzerinde uğraşıyorduk,
05:27
that was developedgelişmiş for biomedicalBiyomedikal researchAraştırma
for studyingders çalışıyor cellshücreler like cancerkanser cellshücreler,
98
315040
4480
kanser hücreleri gibi hücrelerin
biyotıp araştırması için geliştirilmişti.
05:33
but it turnsdönüşler out we were usingkullanma it
for this off-labeldışı purposeamaç
99
321080
3296
Sonra bunu amacı dışında
kullanmaya başladık,
05:36
whichhangi was to studyders çalışma phytoplanktonfitoplankton,
and it was beautifullygüzel suiteduygun to do that.
100
324400
3960
fitoplanktonları incemek için
ve bunun için biçilmiş kaftandı.
05:41
And here'sburada how it worksEserleri:
101
329480
1776
Şu şekilde çalışıyor:
05:43
so you injectenjekte etmek a sampleNumune
in this tinyminik little capillarykılcal tubetüp,
102
331280
3240
bu çok küçük ince tüpün içine
bir örnek enjekte ediyorsunuz
05:47
and the cellshücreler go singletek filedosya by a laserlazer,
103
335840
3496
ve hücreler bir lazer yardımıyla
tek sıra hâlini alıyor,
05:51
and as they do, they scatterdağılım lightışık
accordinggöre to theironların sizeboyut
104
339360
4056
bu esnada boyutlarıyla orantılı
olarak ışığı dağıtıyorlar
05:55
and they emityayarlar lightışık accordinggöre
to whateverher neyse pigmentspigmentler they mightbelki have,
105
343440
3656
ve sahip oldukları pigmente göre
ışık salınımı yapıyorlar,
05:59
whetherolup olmadığını they're naturaldoğal
or whetherolup olmadığını you stainleke them.
106
347120
2616
pigmentlerin doğal
veya yapay olması fark etmiyor.
06:01
And the chlorophylklorofili of phytoplanktonfitoplankton,
107
349760
2360
Fitoplanktonun klorofili,
06:05
whichhangi is greenyeşil,
108
353160
1336
yani yeşil renk,
06:06
emitsyayar redkırmızı lightışık
when you shineparlaklık bluemavi lightışık on it.
109
354520
3736
üzerine mavi ışık tuttuğunuzda
kırmızı ışık salınımı yapıyor.
06:10
And so we used this instrumentEnstrüman
for severalbirkaç yearsyıl
110
358280
3216
Biz bu aracı uzun yıllar kullandık,
06:13
to studyders çalışma our phytoplanktonfitoplankton cultureskültürler,
111
361520
1816
fitoplankton kültürlerini inceledik,
06:15
speciesTürler like those charismatickarizmatik
onesolanlar that I showedgösterdi you,
112
363360
3616
size gösterdiğim o karizmatik türleri,
06:19
just studyingders çalışıyor theironların basictemel cellhücre biologyBiyoloji.
113
367000
2200
temel hücre biyolojilerini inceledik.
06:22
But all that time, we thought,
well wouldn'tolmaz it be really coolgüzel
114
370160
2936
Tüm bu zaman boyunca düşündük ki
06:25
if we could take an instrumentEnstrüman
like this out on a shipgemi
115
373120
2816
böyle bir aracı alıp gemiye taşıyarak
06:27
and just squirtbücür seawaterdeniz suyu throughvasitasiyla it
116
375960
1696
üzerine deniz suyu koysak
06:29
and see what all those diversityçeşitlilik
of phytoplanktonfitoplankton would look like.
117
377680
4736
ve tüm fitoplankton çeşitliliğini görsek
harika olmaz mıydı?
06:34
So I managedyönetilen to get my handseller
118
382440
2096
Akış sitomterisinde taşıyıcı
dediğimiz bir araca
06:36
on what we call a bigbüyük rigteçhizat
in flowakış cytometrysitometresi,
119
384560
3216
sahip olmayı başardım;
06:39
a largegeniş, powerfulgüçlü laserlazer
120
387800
2440
büyük, güçlü bir lazer,
06:43
with a money-backpara iade guaranteegaranti
from the companyşirket
121
391240
2736
üstelik firmasından parayı
geri alma garantisi de var,
06:46
that if it didn't work on a shipgemi,
they would take it back.
122
394000
2936
eğer gemide işe yaramazsa
geri alacaklardı.
06:48
And so a younggenç scientistBilim insanı
that I was workingçalışma with at the time,
123
396960
3016
O zamanlar birlikte çalıştığım
genç bir bilim insanı,
06:52
RobRob OlsonOlson, was ableyapabilmek
to take this thing apartayrı,
124
400000
2576
Rob Olson, bu şeyi parçalarına ayırdı,
06:54
put it on a shipgemi, put it back togetherbirlikte
and take it off to seadeniz.
125
402600
3856
gemiye yerleştirdi, yeniden birleştirip
açık denize yol aldı.
06:58
And it workedişlenmiş like a charmçekicilik.
126
406480
1336
İnanılmaz işe yaradı.
06:59
We didn't think it would,
because we thought the ship'sGeminin vibrationstitreşimler
127
407840
3136
İşe yarayacağını düşünmemiştik
çünkü gemideki titreşimlerin
lazerin odağını saptıracağını sanmıştık.
07:03
would get in the way
of the focusingodaklanma of the laserlazer,
128
411000
2376
07:05
but it really workedişlenmiş like a charmçekicilik.
129
413400
1656
ama gerçekten işe yaradı.
07:07
And so we mappedeşlenen the phytoplanktonfitoplankton
distributionsdağılımları acrosskarşısında the oceanokyanus.
130
415080
3496
Biz de bu fitoplankton dağılımlarının
okyanus boyunca haritasını çıkardık.
07:10
For the first time, you could look at them
one cellhücre at a time in realgerçek time
131
418600
3616
İlk defa gerçek hayatta her seferinde
tek bir hücreye bakabiliyor
07:14
and see what was going on --
that was very excitingheyecan verici.
132
422240
2816
ve neler olduğunu gözlemliyorduk -
çok heyecan vericiydi.
07:17
But one day, RobRob noticedfark
some faintbaygın signalssinyalleri
133
425080
3016
Ancak bir gün Rob,
araçtan zayıf sinyaller
geldiğini fark etti,
07:20
cominggelecek out of the instrumentEnstrüman
134
428120
1496
07:21
that we dismissedgörevden alındı as electronicelektronik noisegürültü
135
429640
3696
Biz bunu muhtemelen bir yıl boyunca
07:25
for probablymuhtemelen a yearyıl
136
433360
2296
elektronik gürültüsü varsaymıştık,
07:27
before we realizedgerçekleştirilen that it wasn'tdeğildi
really behavingdavranışlar like noisegürültü.
137
435680
3336
sonra gürültü olmadığını fark ettik.
07:31
It had some regulardüzenli patternsdesenler to it.
138
439040
2160
Çünkü düzenli bir kalıp takip ediyordu.
07:34
To make a long storyÖykü shortkısa,
139
442440
1440
Uzun lafın kısası,
07:36
it was tinyminik, tinyminik little cellshücreler,
140
444640
2536
klorofil içeren şeyler,
07:39
lessaz than one-one1-1 hundredthyüzüncü
the widthGenişlik of a humaninsan hairsaç
141
447200
3376
bir insan saç telinin
yüzde birinden daha ince olan
07:42
that containiçermek chlorophylklorofili.
142
450600
1816
çok küçük hücrelerdi.
07:44
That was ProchlorococcusProchlorococcus.
143
452440
1360
Bu da Proklorokokus'tu.
07:47
So rememberhatırlamak this slidekaymak that I showedgösterdi you?
144
455040
2760
Gösterdiğim slaytı hatırlayın.
07:50
If you shineparlaklık bluemavi lightışık
on that sameaynı sampleNumune,
145
458680
2616
Aynı örnek üzerine mavi ışık tutarsanız
07:53
this is what you see:
146
461320
1200
bunu görürsünüz:
07:55
two tinyminik little redkırmızı light-emittingışık yayan cellshücreler.
147
463280
3856
kırmızı ışık saçan iki çok küçük hücre.
07:59
Those are ProchlorococcusProchlorococcus.
148
467160
2120
Bunlar Proklorokokus.
08:02
They are the smallestEn küçük and mostçoğu abundantbol
photosyntheticfotosentetik cellhücre on the planetgezegen.
149
470760
4040
Gezegendeki en küçük ve sayıları
en çok olan fotosentetik hücreler.
08:09
At first, we didn't know what they were,
150
477071
1905
İlk önce ne olduklarını bilmiyorduk,
08:11
so we calleddenilen the "little greensYeşiller."
151
479000
1776
o yüzden ''küçük yeşiller'' diyorduk.
08:12
It was a very affectionatesevecen nameisim for them.
152
480800
1976
Onlar için oldukça sevgi dolu bir isimdi.
08:14
UltimatelySonuçta, we knewbiliyordum enoughyeterli about them
to give them the nameisim ProchlorococcusProchlorococcus,
153
482800
3616
Nihayet onları Proklorokokus olarak
isimlendirecek kadar şey öğrendik,
08:18
whichhangi meansanlamına geliyor "primitiveilkel greenyeşil berryBerry."
154
486440
2216
bu ismin anlamı ilkel yeşil yemiş.
08:20
And it was about that time
155
488680
1440
Bu küçük hücrelerden
öylesine etkilenmiştim ki
08:23
that I becameoldu so smittenvurulmuş
by these little cellshücreler
156
491480
2776
artık zamanı geldi diye düşündüm
08:26
that I redirectedyönlendirildi my entiretüm lablaboratuvar
to studyders çalışma them and nothing elsebaşka,
157
494280
4120
ve tüm laboratuvarımı yalnızca
onları incelemek üzere yeniledim.
08:31
and my loyaltysadakat to them
has really paidödenmiş off.
158
499760
3016
Onlara olan bu bağlılığım fayda gösterdi.
08:34
They'veOnlar ettik givenverilmiş me a tremendousmuazzam amounttutar,
includingdahil olmak üzere bringinggetiren me here.
159
502800
3560
Bana inanılmaz çok şey kattılar,
buraya gelmem de buna dâhil.
08:39
(ApplauseAlkış)
160
507880
5360
(Alkışlar)
08:45
So over the yearsyıl,
we and othersdiğerleri, manyçok othersdiğerleri,
161
513799
2976
Yıllar boyunca bizimle birlikte
pek çok başka kişi
08:48
have studiedokudu ProchlorococcusProchlorococcus
acrosskarşısında the oceansokyanuslar
162
516799
3377
Proklorokokus'u okyanus boyunca inceledi
08:52
and foundbulunan that they're very abundantbol
over widegeniş, widegeniş rangesaralıkları
163
520200
4576
ve açık okyanus ekosisteminde
çok geniş bir yelpazede
08:56
in the openaçık oceanokyanus ecosystemekosistem.
164
524800
1640
sayılarının çok fazla olduğunu gözlemledi.
08:59
They're particularlyözellikle abundantbol
in what are calleddenilen the openaçık oceanokyanus gyresgyres.
165
527680
4096
Özellikle açık okyanus girdapları
dediğimiz yerlerde çok fazlalar.
09:03
These are sometimesara sıra referredsevk to
as the desertsçöller of the oceansokyanuslar,
166
531800
3736
Bunlara bazen
okyanusların çölü de deniyor
09:07
but they're not desertsçöller at all.
167
535560
2016
ama çölle hiç alakaları yok.
09:09
TheirOnların deepderin bluemavi waterSu is teemingiç içedir
168
537600
2536
Derin mavi suyun altında
09:12
with a hundredyüz millionmilyon
ProchlorococcusProchlorococcus cellshücreler perbaşına literlitre.
169
540160
3400
litre başına yüz milyon Proklorokokus var.
09:16
If you crowdkalabalık them togetherbirlikte
like we do in our cultureskültürler,
170
544360
2616
Kültürlerimizde yaptığımız gibi
onları bir araya getirirsek
09:19
you can see theironların beautifulgüzel
greenyeşil chlorophylklorofili.
171
547000
3536
o çok güzel yeşil
klorofili görebilirsiniz.
09:22
One of those testÖlçek tubesborular
has a billionmilyar ProchlorococcusProchlorococcus in it,
172
550560
4616
Bu deney tüplerden birinde
bir milyar Proklorokokus var
09:27
and as I told you earlierdaha erken,
173
555200
1456
ve az önce de söylediğim üzere,
09:28
there are threeüç billionmilyar billionmilyar billionmilyar
of them on the planetgezegen.
174
556680
3176
gezegende bunlardan üç milyar küp var.
09:31
That's threeüç octillionoctillion,
175
559880
2216
Bu da 3 oktilyon demek,
09:34
if you carebakım to convertdönüştürmek.
176
562120
1680
eğer çevirmek isterseniz.
09:36
(LaughterKahkaha)
177
564480
1696
(Kahkahalar)
09:38
And collectivelytopluca, they weightartmak
more than the humaninsan populationnüfus
178
566200
3896
Toplu olarak düşündüğünüzde
insan popülasyonundan daha ağırlar
09:42
and they photosynthesizephotosynthesize
as much as all of the cropsbitkileri on landarazi.
179
570120
3960
ve yeryüzündeki bitkilerin neredeyse
hepsini fotosentez yapıyorlar.
09:47
They're incrediblyinanılmaz importantönemli
in the globalglobal oceanokyanus.
180
575080
3440
Küresel okyanusta
inanılmaz düzeyde önemliler.
09:51
So over the yearsyıl,
as we were studyingders çalışıyor them
181
579120
2496
Yıllar boyunca onları incelerken
09:53
and foundbulunan how abundantbol they were,
182
581640
2176
ve ne kadar çok olduklarını gözlemlerken
09:55
we thought, hmmHmm, this is really strangegarip.
183
583840
1936
bunun gerçekten
tuhaf olduğunu düşünmüştük.
09:57
How can a singletek speciesTürler be so abundantbol
acrosskarşısında so manyçok differentfarklı habitatshabitatları?
184
585800
3840
Çok fazla farklı habitatta tek bir tür
nasıl bu kadar fazla sayıda olabiliyor?
10:02
And as we isolatedyalıtılmış more into culturekültür,
185
590640
2016
Daha fazlasını kültüre izole ettik
10:04
we learnedbilgili that they
are differentfarklı ecotypesecotypes.
186
592680
2136
ve farklı ekotipler olduğunu öğrendik.
10:06
There are some that are adapteduyarlanmış
to the high-lightyüksek ışık intensitiesyoğunluklarda
187
594840
2896
Okyanus yüzeyinde
yüksek ışık yoğunluklarına
adapte olmuş olanları vardı,
10:09
in the surfaceyüzey waterSu,
188
597760
1256
10:11
and there are some that are adapteduyarlanmış
to the lowdüşük lightışık in the deepderin oceanokyanus.
189
599040
3576
okyanus derinliklerinde az ışığa
adapte olmuş olanlar da.
10:14
In factgerçek, those cellshücreler that livecanlı
in the bottomalt of the sunlitgüneşli zonebölge
190
602640
3576
Aslında güneş ışığı alan
bölgenin dibinde yaşayanlar
10:18
are the mostçoğu efficientverimli
photosynthesizersphotosynthesizers of any knownbilinen cellhücre.
191
606240
4776
bilinen en etkili
fotosentez yapıcı hücreler.
10:23
And then we learnedbilgili
that there are some strainssuşları
192
611040
2336
Sonra da öğrendik ki
10:25
that growbüyümek optimallyoptimal alonguzun bir the equatorEkvator,
193
613400
3416
ekvator boyunca optimal gelişen
bazı türleri de var,
10:28
where there are higherdaha yüksek temperaturessıcaklıklar,
194
616840
1736
sıcaklığının yüksek olduğu yerlerde,
10:30
and some that do better
at the coolersoğutucu temperaturessıcaklıklar
195
618600
2376
kuzeye ve güneye gidildikçe
soğuk havada daha iyi
varlık gösterenler de.
10:33
as you go northkuzeyinde and southgüney.
196
621000
1256
10:34
So as we studiedokudu these more and more
and kepttuttu findingbulgu more and more diversityçeşitlilik,
197
622280
3696
Daha fazla inceleme yapıp
daha fazla çeşitlilik buldukça
10:38
we thought, oh my God,
how diverseçeşitli are these things?
198
626000
2440
bu şeylerin çeşitliliği
karşısında şaşkına uğradık.
10:41
And about that time, it becameoldu
possiblemümkün to sequencesıra theironların genomesgenomları
199
629040
3256
Bu sıralarda genomlarını dizilimlemek
mümkün bir hâle geldi;
10:44
and really look underaltında the hoodHood
and look at theironların geneticgenetik makeupmakyaj.
200
632320
3600
görünmeyene bakabilecek
ve genetik oluşumlarını inceleyecektik.
10:49
And we'vebiz ettik been ableyapabilmek to sequencesıra
the genomesgenomları of cultureskültürler that we have,
201
637280
4416
Elimizdeki kültürlerin genomlarını
dizilimlemeyi başardık
10:53
but alsoAyrıca recentlyson günlerde, usingkullanma flowakış cytometrysitometresi,
202
641720
2376
ama son zamanlarda,
akış sitometrisini kullanarak
10:56
we can isolateyalıtmak
individualbireysel cellshücreler from the wildvahşi
203
644120
2856
bireysel hücreleri
vahşi hayattan izole edebiliyor
10:59
and sequencesıra theironların individualbireysel genomesgenomları,
204
647000
2176
ve bireysel genomlarını
dizilimleyebiliyoruz.
11:01
and now we'vebiz ettik sequencedsıralanmış
hundredsyüzlerce of ProchlorococcusProchlorococcus.
205
649200
2880
Şu ana dek yüzlerce
Proklorokokus dizilimi yaptık.
11:04
And althougholmasına rağmen eachher cellhücre
has roughlykabaca 2,000 genesgenler --
206
652840
3936
Her bir hücre kabaca
2000 genden oluşuyor olsa da -
11:08
that's one tenthonuncu the sizeboyut
of the humaninsan genomegenom --
207
656800
3576
insan genomunun onda biri -
11:12
as you sequencesıra more and more,
208
660400
1456
daha fazla dizilim yaptıkça
11:13
you find that they only have
a thousandbin of those in commonortak
209
661880
4696
sadece bunlardan bin tanesinin
ortak olduğunu görüyorsunuz
11:18
and the other thousandbin
for eachher individualbireysel strainGerginlik
210
666600
3096
ve her bir tür için diğer bin
11:21
is drawnçekilmiş from an enormousmuazzam genegen poolhavuz,
211
669720
2576
devasa bir gen havuzundan geliyor.
11:24
and it reflectsyansıtır the particularbelirli environmentçevre
that the cellhücre mightbelki have thrivedbüyüdü in,
212
672320
6616
Ayrıca hücrenin geliştiği
belli çevreyi yansıtıyor,
11:30
not just highyüksek or lowdüşük lightışık
or highyüksek or lowdüşük temperaturesıcaklık,
213
678960
2976
sadece yüksek ve düşük ışık
veya yüksek ve düşük sıcaklığı değil,
11:33
but whetherolup olmadığını there are
nutrientsbesinler that limitsınır them
214
681960
2776
içlerinde onları kısıtlayan
bileşenler olup olmadığını da;
11:36
like nitrogenazot, phosphorusfosfor or ironDemir.
215
684760
2456
nitrojen, fosfor ve demir gibi.
11:39
It reflectsyansıtır the habitatyetişme ortamı
that they come from.
216
687240
2520
Geldikleri habitatı yansıtıyorlar.
11:42
Think of it this way.
217
690400
1200
Şu şekilde düşünün.
11:45
If eachher cellhücre is a smartphoneSmartphone
218
693040
3256
Her bir hücre akıllı bir telefon,
11:48
and the appsuygulamaların are the genesgenler,
219
696320
1920
uygulamalar da gen,
11:51
when you get your smartphoneSmartphone,
it comesgeliyor with these built-inyerleşik appsuygulamaların.
220
699080
3456
akıllı telefon aldığınızda
içinde yerleşik uygulamalar var.
11:54
Those are the onesolanlar that you can't deletesilmek
if you're an iPhoneiPhone personkişi.
221
702560
3216
Eğer iPhone kullanıcıysanız
bu uygulamaları silemezsiniz.
11:57
You pressbasın on them and they don't jiggleÇalkala
and they don't have x'sx.
222
705800
3056
Parmağınızı basınca hareketlenmezler
ve çarpı işareti de belirmez.
12:00
Even if you don't want them,
you can't get ridkurtulmuş of them.
223
708880
2616
Ne kadar isteseniz de
onlardan kurtulamazsınız.
12:03
(LaughterKahkaha)
224
711520
2576
(Kahkahalar)
12:06
Those are like the coreçekirdek genesgenler
of ProchlorococcusProchlorococcus.
225
714120
3136
Tıpkı Proklorokokus temel genleri gibi.
12:09
They're the essenceöz of the phonetelefon.
226
717280
2056
Onlar da telefonun temel taşları.
12:11
But you have a hugeKocaman poolhavuz
of appsuygulamaların to drawçekmek uponüzerine
227
719360
4976
Ancak içinden seçme yapacağınız
dev bir uygulama havuzu var,
12:16
to make your phonetelefon custom-designedözel olarak tasarlanmış
for your particularbelirli lifestyleyaşam tarzı and habitatyetişme ortamı.
228
724360
5736
telefonunuzu yaşam şekli ve tercihlerinize
göre ayarlayabilirsiniz.
12:22
If you travelseyahat a lot,
you'llEğer olacak have a lot of travelseyahat appsuygulamaların,
229
730120
3816
Çok seyahat ediyorsanız
bir sürü seyahat uygulamanız vardır,
12:25
if you're into financialmali things,
you mightbelki have a lot of financialmali appsuygulamaların,
230
733960
4816
ekonomiye ilgiliyseniz
ekonomiyle alakalı uygulamalarınız olur,
12:30
or if you're like me,
231
738800
1536
eğer benim gibiyseniz
12:32
you probablymuhtemelen have a lot of weatherhava appsuygulamaların,
232
740360
1936
muhtemelen bir sürü hava uygulamanız olur,
12:34
hopingumut one of them will tell you
what you want to hearduymak.
233
742320
2616
bir tanesi duymak istediğinizi
söyler diye umarsınız.
12:36
(LaughterKahkaha)
234
744960
1336
(Kahkahalar)
12:38
And I've learnedbilgili the last
coupleçift daysgünler in VancouverVancouver
235
746320
2376
Vancouver'daki iki gün
boyunca şunu öğrendim:
12:40
that you don't need a weatherhava appUygulamanın --
you just need an umbrellaşemsiye.
236
748720
2976
hava tahmini uygulamasına değil,
bir şemsiyeye ihtiyacınız var.
12:43
So --
237
751720
1216
Yani -
12:44
(LaughterKahkaha)
238
752960
2176
(Laughter)
12:47
(ApplauseAlkış)
239
755160
2696
(Alkışlar)
12:49
So just as your smartphoneSmartphone tellsanlatır us
something about how you livecanlı your life,
240
757880
5936
Telefonunuz hayatınız
ve yaşayış şekliniz hakkında
12:55
your lifestyleyaşam tarzı,
241
763840
1296
nasıl bilgi veriyorsa
12:57
readingokuma the genomegenom
of a ProchlorococcusProchlorococcus cellhücre
242
765160
2616
bir Proklorokokus hücresinin
genomunu okumak da
12:59
tellsanlatır us what the pressuresbasınçları are
in its environmentçevre.
243
767800
4040
çevresindeki durumlar
hakkında bize bilgi veriyor.
13:04
It's like readingokuma its diarygünlüğü,
244
772680
1976
Bir günlük okumak gibi,
13:06
not only tellingsöylüyorum us how it got
throughvasitasiyla its day or its weekhafta,
245
774680
3776
sadece gününün veya haftasının
nasıl geçtiğini değil,
13:10
but even its evolutionaryevrimsel historytarih.
246
778480
2680
tüm evrimsel tarihini görüyorsunuz.
13:14
As we studiedokudu -- I said we'vebiz ettik
sequencedsıralanmış hundredsyüzlerce of these cellshücreler,
247
782200
3216
Bu hücrelerden yüzlercesinin
dizilimini yaptığımızı söylemiştim
13:17
and we can now projectproje
248
785440
1856
ve artık toplam genetik boyutu hakkında
13:19
what is the totalGenel Toplam geneticgenetik sizeboyut --
249
787320
4136
tahminde bulunabiliyoruz -
13:23
genegen poolhavuz --
250
791480
1216
gen havuzu hakkında -
13:24
of the ProchlorococcusProchlorococcus
federationFederasyon, as we call it.
251
792720
3496
başka bir deyişle Proklorokokus
Federasyonu hakkında.
13:28
It's like a superorganismyorulmayan.
252
796240
1656
Bu adeta bir süper organizma.
13:29
And it turnsdönüşler out that projectionsprojeksiyonlar are
253
797920
2616
Tahminler şunu gösteriyor ki
13:32
that the collectivetoplu has 80,000 genesgenler.
254
800560
3016
toplamda 80 bin gen var.
13:35
That's fourdört timeszamanlar the sizeboyut
of the humaninsan genomegenom.
255
803600
2936
İnsan genomunun dört katı kadar.
13:38
And it's that diversityçeşitlilik of genegen poolshavuzları
256
806560
4416
Bu gen havuzlarının çeşitliliği
13:43
that makesmarkaları it possiblemümkün for them
257
811000
2016
o geniş okyanus bölgelerini
13:45
to dominatehükmetmek these largegeniş
regionsbölgeler of the oceansokyanuslar
258
813040
2256
domine etmelerini
mümkün kılmakla kalmıyor,
13:47
and maintainsürdürmek theironların stabilityistikrar
259
815320
1736
her geçen yıl
13:49
yearyıl in and yearyıl out.
260
817080
1920
dengelerini korumalarını sağlıyor.
13:52
So when I daydreamdaydream about ProchlorococcusProchlorococcus,
261
820680
3176
Proklorokokus hakkında
hayallere daldığım zaman,
13:55
whichhangi I probablymuhtemelen do more
than is healthysağlıklı --
262
823880
2456
bu arada bunu çok sık yapıyorum -
13:58
(LaughterKahkaha)
263
826360
1696
(Kahkahalar)
14:00
I imaginehayal etmek them floatingyüzer out there,
264
828080
3376
Onların etrafta dolaştığını,
14:03
doing theironların job,
265
831480
1296
işlerini yaptığını,
14:04
maintainingmuhafaza the planetgezegen,
266
832800
1536
gezegeni koruduğunu,
14:06
feedingbesleme the animalshayvanlar.
267
834360
3176
hayvanları beslediğini düşünüyorum.
14:09
But alsoAyrıca I inevitablykaçınılmaz endson up
268
837560
2176
Sonra da kendimi şunu
düşünmekten alamıyorum,
14:11
thinkingdüşünme about what
a masterpiecebaşyapıt they are,
269
839760
3416
bu canlılar tam bir doğa harikası,
14:15
finelyince tunedayarlanmış by millionsmilyonlarca
of yearsyıl of evolutionevrim.
270
843200
3896
milyonlarca yıllık evrimle
mükemmel olmuşlar.
14:19
With 2,000 genesgenler,
271
847120
2000
2000 genle birlikte,
14:21
they can do what
all of our humaninsan ingenuitymarifet
272
849960
2456
tüm insanlık becerimizin
henüz yapamadığını
14:24
has not figuredanladım out how to do yethenüz.
273
852440
2256
bu canlılar yapabilir.
14:26
They can take solargüneş energyenerji, COCO2
274
854720
2976
Güneş enerjisini ve karbon dioksiti alarak
14:29
and turndönüş it into chemicalkimyasal energyenerji
in the formform of organicorganik carbonkarbon,
275
857720
3496
organik karbon biçiminde
kimyasal enerjiye dönüştürebiliyorlar,
14:33
lockingkilitleme that sunlightGüneş ışığı
in those carbonkarbon bondstahviller.
276
861240
3280
karbon bağlarına
güneş ışığını saklı tutuyorlar.
14:37
If we could figureşekil out
exactlykesinlikle how they do this,
277
865760
3536
Bunu tam olarak nasıl
yaptıklarını anlayabilirsek
14:41
it could inspireilham vermek designstasarımlar
278
869320
3016
fosil yakıtlarına olan
bağlılığımızı azaltacak
14:44
that could reduceazaltmak
our dependencybağımlılık on fossilfosil fuelsyakıtlar,
279
872360
2936
tasarımlara kapı açabilir,
14:47
whichhangi bringsgetiriyor my storyÖykü fulltam circledaire.
280
875320
2800
bu da benim hikâyemi tamamlıyor.
14:51
The fossilfosil fuelsyakıtlar that are buriedgömülü
that we're burningyanan
281
879160
2896
Yakmakta olduğumuz
bu gömülü fosil yakıtlarını
14:54
tookaldı millionsmilyonlarca of yearsyıl
for the earthtoprak to burygömmek those,
282
882080
4816
Dünya'nın gömmesi milyonlarca yıl aldı,
14:58
includingdahil olmak üzere those ancestorsatalarımız
of ProchlorococcusProchlorococcus,
283
886920
3016
buna Proklorokokus'un ataları da dâhil
15:01
and we're burningyanan that now
in the blinkgoz kirpmak of an eyegöz
284
889960
2896
ve biz bunu jeolojik bir zaman diliminde
göz açıp kapayıncaya kadar
kısa bir sürede tüketiyoruz.
15:04
on geologicaljeolojik timescaleszaman ölçeği.
285
892880
1936
15:06
CarbonKarbon dioxidedioksit is increasingartan
in the atmosphereatmosfer.
286
894840
2896
Atmosferdeki karbon dioksit artıyor.
15:09
It's a greenhouseyeşil Ev gasgaz.
287
897760
1576
Bu bir sera gazı.
15:11
The oceansokyanuslar are startingbaşlangıç to warmIlık, hafif sıcak.
288
899360
2096
Okyanuslar ısınmaya başlıyor.
15:13
So the questionsoru is,
what is that going to do
289
901480
2736
Sormamız gereken şu:
15:16
for my ProchlorococcusProchlorococcus?
290
904240
2496
Bunun Proklorokokus'la ilgisi ne?
15:18
And I'm sure you're expectingbekliyor me to say
that my belovedsevgili microbesmikroplar are doomedölüme mahkum,
291
906760
4936
Benim sevgili mikroplarımın kaderinin
kötü olduğunu söyleceğimi düşünüyorsanız
15:23
but in factgerçek they're not.
292
911720
1320
öyle değiller.
15:25
ProjectionsProjeksiyonlar are that theironların populationspopülasyonları
will expandgenişletmek as the oceanokyanus warmsısıtır
293
913960
5656
Tahminlere göre popülasyonları
okyanuslar ısındıkça genişleyecek,
15:31
to 30 percentyüzde largerdaha büyük by the yearyıl 2100.
294
919640
3880
2100 yılına kadar yüzde 30 oranında.
15:36
Does that make me happymutlu?
295
924000
1400
Bu beni mutlu mu ediyor?
15:38
Well, it makesmarkaları me happymutlu
for ProchlorococcusProchlorococcus of coursekurs --
296
926320
2656
Proklorokokus için mutlu oluyorum tabii -
15:41
(LaughterKahkaha)
297
929000
2296
(Kahkahalar)
15:43
but not for the planetgezegen.
298
931320
2400
ama gezegen açısından değil.
15:46
There are winnerskazananlar and loserskaybedenler
299
934480
1376
Sorumluluğunu aldığımız bu küresel deneyde
15:47
in this globalglobal experimentdeney
that we'vebiz ettik undertakenüstlenilen,
300
935880
3256
kazananlar da kaybedenler de var
15:51
and it's projectedprojekte that amongarasında the loserskaybedenler
301
939160
2976
ve tahminlere göre kaybedenler arasında
daha büyük fitoplanktonların
bır kısmı olacak,
15:54
will be some of those
largerdaha büyük phytoplanktonfitoplankton,
302
942160
2056
15:56
those charismatickarizmatik onesolanlar
303
944240
1296
o karizmatik olanlar
15:57
whichhangi are expectedbeklenen
to be reducedindirimli in numberssayılar,
304
945560
2816
sayı olarak düşüş yaşayacaklar
16:00
and they're the onesolanlar that feedbesleme
the zooplanktonPlankton that feedbesleme the fishbalık
305
948400
3496
ve balıkları besleyen hayvan
planktonunu besleyenler de onlar,
16:03
that we like to harvesthasat.
306
951920
1400
muhafaza etmek istediklerimiz onlar.
16:08
So ProchlorococcusProchlorococcus has been
my museilham perisi for the pastgeçmiş 35 yearsyıl,
307
956600
4456
Proklorokokus son 35 yıldır
kafa yorduğum şey
16:13
but there are legionsLejyon
of other microbesmikroplar out there
308
961080
2376
ama gezegenimizi bizim için koruyan
16:15
maintainingmuhafaza our planetgezegen for us.
309
963480
2160
başka mikrop alayları da var.
16:18
They're out there
310
966360
2056
Her taraftalar,
16:20
readyhazır and waitingbekleme for us to find them
so they can tell theironların storieshikayeleri, too.
311
968440
4256
onları bulup hikâyelerini anlatabilmemiz
için hâlihazırda bizi bekliyorlar.
16:24
Thank you.
312
972720
1216
Teşekkürler.
16:25
(ApplauseAlkış)
313
973960
5600
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Penny Chisholm - Microbial oceanographer, author
Penny Chisholm studies an extremely tiny microorganism that plays an enormous role in ocean ecosystems. Discovered only three decades ago, it has defined her career and inspired her to think differently about life on Earth.

Why you should listen

Penny Chisholm (whose scientific works are published under the name Sallie Chisholm) has been studying microscopic plants called phytoplankton since she was an undergraduate.  After she joined the MIT faculty, in the 1980s she was lucky enough to be involved in the discovery of the smallest and most abundant phytoplankter on the planet: Prochlorococcus. Less that 1/100th the width of a human hair, this tiny photosynthetic microbe thrives in the sunlit surface waters across large swaths of the global ocean, where it uses the sun's energy to release oxygen, consume carbon dioxide and grow. There are an estimated three billion billion billion of these tiny cells in the global ocean where they provide sustenance for other microorganisms and fuel ocean food webs. "Prochlorococcus has been my muse for more than 30 years," Chisholm says. "It has taught me an enormous amount about the role of photosynthesis in shaping our planet, and about the power of diversity. Most important, it has taught me to be humbled by the mind-blowing complexity of the natural world." 

Chisholm is one of ten Institute Professors at MIT and has received many honors for her research on Prochlorococcus, including the 2011 National Medal of Science awarded by President Obama at the White House. She has also co-authored a series of children's books about the role of photosynthesis in shaping our world.

More profile about the speaker
Penny Chisholm | Speaker | TED.com