ABOUT THE SPEAKER
John McWhorter - Linguist
Linguist John McWhorter thinks about language in relation to race, politics and our shared cultural history.

Why you should listen

John McWhorter is Associate Professor of English and Comparative Literature at Columbia University, teaching linguistics, Western Civilization and music history. He is a regular columnist on language matters and race issues for Time and CNN, writes for the Wall Street Journal "Taste" page, and writes a regular column on language for The Atlantic. His work also appears in the Washington Post, the Chronicle of Higher Education, Aeon magazine, The American Interest and other outlets. He was Contributing Editor at The New Republic from 2001 until 2014.

McWhorter earned his PhD in linguistics from Stanford University in 1993 and is the author of The Power of BabelDoing Our Own ThingOur Magnificent Bastard TongueThe Language Hoax and most recently Words on the Move and Talking Back, Talking Black. The Teaching Company has released four of his audiovisual lecture courses on linguistics. He guest hosted the Lexicon Valley podcast at Slate during the summer of 2016.

Beyond his work in linguistics, McWhorter is the author of Losing the Race and other books on race. He has appeared regularly on Bloggingheads.TV since 2006, and he produces and plays piano for a group cabaret show, New Faces, at the Cornelia Street Cafe in New York City.

More profile about the speaker
John McWhorter | Speaker | TED.com
TED2016

John McWhorter: 4 reasons to learn a new language

John McWhorter: Yeni bir dil öğrenmek için 4 neden

Filmed:
4,156,451 views

İngilizce hızla dünyanın evrensel dili oluyor ve hızlı çeviri teknolojisi her yıl gelişiyor. O zaman yabancı dil öğrenmek neden zor olsun ki? Dilbilimci Columbia Üniversitesi akademisyeni John McWhorter aşina olmadığımız bir dilin dikkat çekici dört faydasını paylaşıyor.
- Linguist
Linguist John McWhorter thinks about language in relation to race, politics and our shared cultural history. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
The languagedil I'm speakingkonuşuyorum right now
0
840
2576
Şu an konuşmakta olduğum dil,
00:15
is on its way to becomingolma
the world'sDünyanın en universalevrensel languagedil,
1
3440
4336
iyisiyle veya kötüsüyle
dünyanın evrensel dili olma yolunda
00:19
for better or for worsedaha da kötüsü.
2
7800
2336
hızla ilerliyor.
00:22
Let's faceyüz it,
3
10160
1216
Kabul etmeliyiz ki
00:23
it's the languagedil of the internetInternet,
4
11400
1856
İngilizce yalnızca internet dili değil,
00:25
it's the languagedil of financemaliye,
5
13280
1976
aynı zamanda finans,
00:27
it's the languagedil of airhava traffictrafik controlkontrol,
6
15280
2336
hava trafik kontrolü,
00:29
of popularpopüler musicmüzik,
7
17640
1376
popüler müzik,
00:31
diplomacyDiplomasi --
8
19040
1216
ve diplomasinin de dili.
00:32
Englishİngilizce is everywhereher yerde.
9
20280
1440
Kısacası İngilizce her yerde.
00:34
Now, MandarinMandarin ChineseÇince
is spokenkonuşulmuş by more people,
10
22320
4096
Şu an Mandarin Çincesini daha
fazla insan konuşuyor
00:38
but more ChineseÇince people
are learningöğrenme Englishİngilizce
11
26440
2496
fakat Çince öğrenen
İngilizlerden çok daha fazla
00:40
than Englishİngilizce speakershoparlörler
are learningöğrenme ChineseÇince.
12
28960
2696
İngilizce öğrenen Çinliler var.
00:43
Last I heardduymuş,
13
31680
1736
En son duyduğum şu ki,
00:45
there are two dozendüzine universitiesüniversiteler
in ChinaÇin right now
14
33440
3456
şu an Çin'de yirminin üstünde üniversite
00:48
teachingöğretim all in Englishİngilizce.
15
36920
2736
tamamen İngilizce eğitim veriyor.
00:51
Englishİngilizce is takingalma over.
16
39680
1400
İngilizce kontrolü ele geçiriyor.
00:53
And in additionilave to that,
17
41680
1696
Buna ek olarak,
00:55
it's been predictedtahmin
that at the endson of the centuryyüzyıl
18
43400
2616
bu yüzyıl sonuna kadar, şu an var olan
00:58
almostneredeyse all of the languagesdiller
that existvar olmak now --
19
46040
2976
çoğu dilin - yaklaşık 6 bin -
01:01
there are about 6,000 --
20
49040
1256
konuşulmaz hale geleceği
01:02
will no longeruzun be spokenkonuşulmuş.
21
50320
1896
tahmin ediliyor.
01:04
There will only be some hundredsyüzlerce left.
22
52240
2600
Yalnızca birkaç yüz tanesi
varlığını sürdürebilecek.
01:07
And on topüst of that,
23
55360
1616
Tüm bunların da ötesinde,
01:09
it's at the pointpuan where
instantanlık translationçeviri of livecanlı speechkonuşma
24
57000
4576
İngilizce anlık çevirinin yalnızca
mümkün olduğu değil,
01:13
is not only possiblemümkün,
but it getsalır better everyher yearyıl.
25
61600
3120
aynı zamanda her yıl daha
iyi hale geldiği bir noktada.
01:17
The reasonneden I'm recitingokuyan
those things to you
26
65360
2736
Bütün bunları size
anlatmamın sebebi:
01:20
is because I can tell
that we're gettingalma to the pointpuan
27
68120
3136
Şu soruyu sormaya başlayacak
01:23
where a questionsoru
is going to startbaşlama beingolmak askeddiye sordu,
28
71280
2216
noktaya geldiğimizi söyleyebilmemdir.
01:25
whichhangi is: Why should we
learnöğrenmek foreignyabancı languagesdiller --
29
73520
3536
Eğer İngilizce yabancı dil ise
01:29
other than if Englishİngilizce
happensolur to be foreignyabancı to one?
30
77080
3976
neden İngilizce'den ayrı bir
dil öğrenmeliyim?
01:33
Why botherrahatsız to learnöğrenmek anotherbir diğeri one
when it's gettingalma to the pointpuan
31
81080
3016
Dünyadaki çoğu kişi birbiriyle
İngilizce iletişim kurabileceği
01:36
where almostneredeyse everybodyherkes in the worldDünya
will be ableyapabilmek to communicateiletişim kurmak in one?
32
84120
5480
noktaya gelindiğinde, neden insanlar başka
bir dil daha öğrenmek zahmetine girsin ki?
01:42
I think there are a lot of reasonsnedenleri,
33
90560
1816
Bence birçok nedeni var
01:44
but I first want to addressadres
34
92400
2336
ama ilk değinmek istediğim
01:46
the one that you're probablymuhtemelen
mostçoğu likelymuhtemelen to have heardduymuş of,
35
94760
2856
belki sizin de duymuş olabileceğiniz
01:49
because actuallyaslında it's more
dangeroustehlikeli than you mightbelki think.
36
97640
4336
gerçekten düşündüğünüzden
daha tehlikeli bir neden.
01:54
And that is the ideaFikir
37
102000
1736
Ve işte bu fikir:
01:55
that a languagedil channelskanallar your thoughtsdüşünceler,
38
103760
2776
Bir dille düşüncelerinizi aktarırsınız,
01:58
that the vocabularykelime hazinesi
and the grammardilbilgisi of differentfarklı languagesdiller
39
106560
4376
o dilin kelimeleri ve dil bilgisi
02:02
givesverir everybodyherkes
a differentfarklı kindtür of acidasit tripgezi,
40
110960
3816
herkese farklı hayaller
veya halüsinasyonlar
02:06
so to speakkonuşmak.
41
114800
1216
kazandırır.
02:08
That is a marvelouslyhayret verici biçimde enticingbaştan çıkarıcı ideaFikir,
42
116040
4216
Bu çok cazip bir fikir
02:12
but it's kindtür of fraughtdolu.
43
120280
1296
ama rahatsız edici.
02:13
So it's not that it's untrueyanlış completelytamamen.
44
121600
3456
Tamamen yanlış da değil.
02:17
So for exampleörnek, in FrenchFransızca and Spanishİspanyolca
45
125080
3815
Mesela, Fransızca ve İspanyolcada
masa kelimesi,
02:20
the wordsözcük for tabletablo is,
for some reasonneden, markedişaretlenmiş as femininekadınsı.
46
128919
4257
bir sebepten ötürü
dişil olarak kullanılır.
02:25
So, "laLa tabletablo," "laLa mesaMesa,"
you just have to dealanlaştık mı with it.
47
133200
3936
Yani, "la table", "la mesa," bunu
bu şekilde öğrenmek zorundasın.
02:29
It has been showngösterilen
48
137160
1496
Bu şunu gösterir,
02:30
that if you are a speakerkonuşmacı
of one of those languagesdiller
49
138680
2396
bu dillerden birinin konuşuyorsanız
02:33
and you happenolmak to be askeddiye sordu
50
141100
2676
ve bir masanın konuştuğunu
02:35
how you would imaginehayal etmek a tabletablo talkingkonuşma,
51
143800
4056
nasıl hayal edeceğiniz size sorulursa,
02:39
then much more oftensık sık
than could possiblybelki be an accidentkaza,
52
147880
3896
rastlantıdan çok daha sık
02:43
a FrenchFransızca or a Spanishİspanyolca speakerkonuşmacı
53
151800
1696
Fransızca veya İspanyolca konuşan
02:45
saysdiyor that the tabletablo would talk
with a highyüksek and femininekadınsı voiceses.
54
153520
4856
bir kişi masanın tiz ve
dişil bir sesle konuşacağını söyler.
02:50
So if you're FrenchFransızca or Spanishİspanyolca,
to you, a tabletablo is kindtür of a girlkız,
55
158400
4136
Yani Fransızca veya İspanyolca
konuşan biri iseniz
02:54
as opposedkarşıt to if you
are an Englishİngilizce speakerkonuşmacı.
56
162560
3176
İngilizce konuşan birinin
aksine masa size göre bir kız.
02:57
It's hardzor not to love dataveri like that,
57
165760
1816
Böyle bilgileri sevmemek çok zordur
02:59
and manyçok people
will tell you that that meansanlamına geliyor
58
167600
2136
ve eğer bu dillerden birini konuşuyorsanız
03:01
that there's a worldviewdünya görüşü that you have
if you speakkonuşmak one of those languagesdiller.
59
169760
4816
birçok kişi size bunun bir dünya görüşüne
sahip olduğunuz anlamına geldiğini söyler.
03:06
But you have to watch out,
60
174600
1296
Ancak dikkat edelim,
03:07
because imaginehayal etmek if somebodybirisi
put us underaltında the microscopemikroskop,
61
175920
4456
çünkü birileri de
biz ana dili İngilizce olanları
03:12
the us beingolmak those of us
who speakkonuşmak Englishİngilizce nativelyyerli.
62
180400
2456
böyle mikroskopik bir şekilde
inceliyor olabilir.
03:14
What is the worldviewdünya görüşü from Englishİngilizce?
63
182880
3856
İngilizcenin dünya görüşü nedir?
03:18
So for exampleörnek,
let's take an Englishİngilizce speakerkonuşmacı.
64
186760
2736
Örneğin, bir İngilizce
konuşmacı ele alalım.
03:21
Up on the screenekran, that is BonoBono.
65
189520
3296
Ekranda, bu Bono.
03:24
He speakskonuşur Englishİngilizce.
66
192840
1616
İngilizce konuşuyor.
03:26
I presumetahmin ediyorum he has a worldviewdünya görüşü.
67
194480
2936
Bir dünya görüşü olduğunu varsayalım.
03:29
Now, that is DonaldDonald TrumpKoz.
68
197440
3656
Bu da Donald Trump.
03:33
In his way,
69
201120
1216
Kendi çapında,
03:34
he speakskonuşur Englishİngilizce as well.
70
202360
1416
o da İngilizce konuşuyor.
03:35
(LaughterKahkaha)
71
203800
1520
(Kahkaha)
03:39
And here is MsMS. KardashianKardashian,
72
207520
3336
Ve işte Kardashian Hanım,
03:42
and she is an Englishİngilizce speakerkonuşmacı, too.
73
210880
1976
o da İngilizce konuşuyor.
03:44
So here are threeüç speakershoparlörler
of the Englishİngilizce languagedil.
74
212880
2776
İşte İngilizce konuşan üç kişi.
03:47
What worldviewdünya görüşü do those
threeüç people have in commonortak?
75
215680
3576
Bu üç insanın dünyaya
bakış açısı ne kadar ortak?
03:51
What worldviewdünya görüşü is shapedbiçimli throughvasitasiyla
the Englishİngilizce languagedil that unitesAmerika Birleşik Devletleri them?
76
219280
5096
Onları birleştiren İngiliz dili
ile şekillenen dünya görüşü nedir?
03:56
It's a highlybüyük ölçüde fraughtdolu conceptkavram.
77
224400
1816
Oldukça sorunlu bir kavram.
03:58
And so gradualkademeli consensusfikir birliği is becomingolma
that languagedil can shapeşekil thought,
78
226240
4856
Kademeli bir fikir birliği
dili düşünce şekli haline getirebiliyor,
04:03
but it tendseğilimi to be in ratherdaha doğrusu darlingsevgilim,
obscurekaranlık psychologicalpsikolojik flutterstasa.
79
231120
6456
ama bu üstü kapalı psikolojik
tahliller içinde gerçekleşiyor.
04:09
It's not a mattermadde of givingvererek you
a differentfarklı pairçift of glassesgözlük on the worldDünya.
80
237600
4600
Bu size dünyaya farklı bir bakış açısı
kazandırmakla ilgili değil.
04:14
Now, if that's the casedurum,
81
242680
2336
Şimdi bu durumda,
04:17
then why learnöğrenmek languagesdiller?
82
245040
1936
o zaman neden dil öğreniyorsunuz?
04:19
If it isn't going to changedeğişiklik
the way you think,
83
247000
2536
Düşünce şekliniz değişmeyecekse,
04:21
what would the other reasonsnedenleri be?
84
249560
1600
diğer nedenler ne olabilir?
04:23
There are some.
85
251720
1200
İşte birkaçı:
04:25
One of them is that if you
want to imbibeöğrenmek a culturekültür,
86
253600
5376
Bunlardan birisi, eğer bir
kültürü öğrenmek isterseniz,
04:31
if you want to drinkiçki it in,
if you want to becomeolmak partBölüm of it,
87
259000
3136
onu yalayıp yutmak isterseniz,
onun bir parçası olmak isterseniz,
04:34
then whetherolup olmadığını or not
the languagedil channelskanallar the culturekültür --
88
262160
3896
o halde o kültürün dil kanalları
04:38
and that seemsgörünüyor doubtfulşüpheli --
89
266080
1936
gözüksün veya gözükmesin,
04:40
if you want to imbibeöğrenmek the culturekültür,
90
268040
1816
eğer kültürü öğrenmek istiyorsanız,
04:41
you have to controlkontrol to some degreederece
91
269880
2456
bir dereceye kadar kültürün
04:44
the languagedil that the culturekültür
happensolur to be conductedyürütülen in.
92
272360
3336
yaşandığı dile hakim olmanız gerekiyor.
04:47
There's no other way.
93
275720
1696
Başka yolu yok.
04:49
There's an interestingilginç
illustrationörnekleme of this.
94
277440
2496
Bunun ilginç bir gösterimi var.
04:51
I have to go slightlyhafifçe obscurekaranlık,
but really you should seekaramak it out.
95
279960
3696
Biraz yüzeysel anlatmak zorundayım,
isterseniz araştırabilirsiniz.
04:55
There's a moviefilm by the CanadianKanada
filmfilm directoryönetmen DenysDenys ArcandArcand --
96
283680
4336
Eğer bakmak isterseniz Kanadalı
film yönetmeni Denys Arcand'ın
05:00
readokumak out in Englishİngilizce on the pagesayfa,
"DennisIlhan Ar-candAR-cand,"
97
288040
2696
- İngilizce okunuşu Dennis Ar-cand -
05:02
if you want to look him up.
98
290760
1336
bir filmi var.
05:04
He did a filmfilm calleddenilen "Jesusİsa of MontrealMontreal."
99
292120
3056
"Jesus of Montreal" adlı bir film çekti.
05:07
And manyçok of the characterskarakterler
100
295200
2136
Fransız-Kanadalı karakterlerin çoğunu
05:09
are vibrantcanlı, funnykomik, passionatetutkulu,
interestingilginç French-CanadianFransız-Kanadalı,
101
297360
5056
canlı, komik, tutkulu, ilginç
Fransızca konuşan kadınlar oluşturuyor.
05:14
French-speakingFransızca konuşan womenkadınlar.
102
302440
1336
05:15
There's one scenefaliyet alani, sahne closestEn yakın to the endson,
103
303800
2456
Filmin sonlarına doğru bir arkadaşlarını
05:18
where they have to take a friendarkadaş
to an AnglophoneÇalşma hospitalhastane.
104
306280
3456
İngilizce konuşulan bir hastaneye
götürmek zorunda kalıyorlar.
05:21
In the hospitalhastane,
they have to speakkonuşmak Englishİngilizce.
105
309760
2096
Hastanede İngilizce konuşmak zorundalar.
05:23
Now, they speakkonuşmak Englishİngilizce
but it's not theironların nativeyerli languagedil,
106
311880
2856
İngilizce konuşuyorlar
ama ana dilleri değil,
ayrıca İngilizce konuşmak istemiyorlar.
05:26
they'dgittiklerini ratherdaha doğrusu not speakkonuşmak Englishİngilizce.
107
314760
1696
05:28
And they speakkonuşmak it more slowlyyavaşça,
108
316480
1936
Yavaş ve aksanlı konuşuyorlar
05:30
they have accentsAksan, they're not idiomaticdeyimsel.
109
318440
1976
ve deyim kullanmıyorlar.
05:32
SuddenlyAniden these characterskarakterler
that you've fallendüşmüş in love with
110
320440
2696
Birden bire sevdiğiniz bu karakterler
05:35
becomeolmak huskskabuğu of themselveskendilerini,
they're shadowsgölgeler of themselveskendilerini.
111
323160
3400
aslında kendilerinin kabukları
ve kendilerinin gölgeleri.
05:39
To go into a culturekültür
112
327280
1696
Bir kültürğn içine girmek
05:41
and to only ever processsüreç people
throughvasitasiyla that kindtür of skrimskrim curtainperde
113
329000
4016
ve yalnızca bu tür bir perde ile
insanları analiz etmek
05:45
is to never trulygerçekten get the culturekültür.
114
333040
2896
o kültürü asla anlamamaktır.
05:47
And so the extentderece that hundredsyüzlerce
of languagesdiller will be left,
115
335960
2776
Böylece yüzlerce dilin kalacağı uzamda,
dil öğrenmenin nedenlerinden biri,
05:50
one reasonneden to learnöğrenmek them
116
338760
1256
05:52
is because they are ticketsbiletler
to beingolmak ableyapabilmek to participatekatılmak
117
340040
3696
sadece o dilin kodları sayesinde,
onları konuşan insanların
kültürüne katılabilmek için
05:55
in the culturekültür of the people
who speakkonuşmak them,
118
343760
2256
05:58
just by virtueErdem of the factgerçek
that it is theironların codekod.
119
346040
3176
dilin bir bilet niteliği taşımasıdır.
06:01
So that's one reasonneden.
120
349240
1240
Bu birinci sebebi.
06:03
Secondİkinci reasonneden:
121
351440
1296
İkinci sebebi:
06:04
it's been showngösterilen
122
352760
1416
Eğer iki dil konuşuyorsanız,
06:06
that if you speakkonuşmak two languagesdiller,
dementiademans is lessaz likelymuhtemelen to setset in,
123
354200
4936
bunama ihtimalinizin az olduğunu
06:11
and that you are probablymuhtemelen
a better multitaskergörev.
124
359160
3336
ve daha iyi bir çoklu görev
yapıcısı olduğunuzu gösterir.
06:14
And these are factorsfaktörler that setset in earlyerken,
125
362520
3416
Üstelik bunlar erken oluşan unsurlardır,
06:17
and so that oughtgerektiğini to give you some senseduyu
126
365960
1936
sizin farklı bir dili benimsemeniz için
06:19
of when to give juniorJunior or juniorettejuniorette
lessonsdersler in anotherbir diğeri languagedil.
127
367920
4536
siz daha ana okuluna giderken
bu eğitim verilmeye başlanmalıdır.
06:24
Bilingualismİki dillilik is healthysağlıklı.
128
372480
2416
İki dilli olmak sağlıklıdır.
06:26
And then, thirdüçüncü --
129
374920
1896
Gelelim üçücü nedene,
06:28
languagesdiller are just an awfulkorkunç lot of funeğlence.
130
376840
3400
diller inanılmaz eğlencelidir.
Söylenenden çok daha eğlenceli.
06:32
Much more funeğlence than we're oftensık sık told.
131
380800
1736
06:34
So for exampleörnek,
ArabicArapça: "katabatitiz," he wroteyazdı,
132
382560
3296
mesela, Arapça "kataba"
'o yazı yazdı' demek iken
06:37
"yaktubuyaktubu," he writesyazıyor, she writesyazıyor.
133
385880
3216
"yaktubu", 'o yazı yazar' demektir.
06:41
"UktubUktub," writeyazmak, in the imperativezorunlu.
134
389120
3016
"Uktub" ise emir kipinde 'yaz' demektir.
Bu kelimelerin ortak noktaları nelerdir?
06:44
What do those things have in commonortak?
135
392160
1896
06:46
All those things have in commonortak
136
394080
2096
Bütün kelimelerin ortak noktası,
06:48
the consonantsünsüzler sittingoturma
in the middleorta like pillarssütunlar.
137
396200
3536
sabit sütunlar gibi kelimelerin
içindeki ünsüzlerdir.
06:51
They staykalmak still,
138
399760
1456
Onlar sabit duruyorlar
06:53
and the vowelssesli harfler
dancedans around the consonantsünsüzler.
139
401240
3136
ve sesli harfler ünsüzlerin
etrafında dans ediyor.
06:56
Who wouldn'tolmaz want to rollrulo
that around in theironların mouthsağızlar?
140
404400
3176
Kim onları ağzında yuvarlamak istemez ki?
Bunu İbranicede de yapabilirsiniz,
06:59
You can get that from Hebrewİbranice,
141
407600
1416
07:01
you can get that from Ethiopia'sEtiyopya'nın
mainana languagedil, AmharicAmharca.
142
409040
3656
Etiyopya'nın ana dili olan Amharcada da.
07:04
That's funeğlence.
143
412720
1416
Bu eğlenceli.
07:06
Or languagesdiller have differentfarklı wordsözcük ordersemirler.
144
414160
3416
Bir de dillerin farklı
sözcük düzenleri var.
07:09
LearningÖğrenme how to speakkonuşmak
with differentfarklı wordsözcük ordersipariş
145
417600
2216
Farklı sözcük düzeni ile
konuşmayı öğrenmek,
07:11
is like drivingsürme on the differentfarklı sideyan
of a streetsokak if you go to certainbelli countryülke,
146
419840
4976
bir ülkeye giderseniz bir sokağın farklı
tarafında araba kullanmak gibidir
07:16
or the feelingduygu that you get when you
put WitchCadı HazelHazel around your eyesgözleri
147
424840
4496
veya Witch Hazel'i gözlerinizin
etrafına sürdüğünüzdeki
verdiği kaşıntı hissine benzer.
07:21
and you feel the tinglesızlamak.
148
429360
1336
07:22
A languagedil can do that to you.
149
430720
2576
Bir dil bunu yapabilir.
07:25
So for exampleörnek,
150
433320
1216
Örneğin,
07:26
"The CatKedi in the HatŞapka ComesGelir Back,"
151
434560
2016
"Şapkadaki Kedi"
07:28
a bookkitap that I'm sure
we all oftensık sık returndönüş to,
152
436600
2496
eminim hepimizin sık sık okuduğu bir kitap
07:31
like "MobyMoby DickDick."
153
439120
1256
tıpkı "Moby Dick" gibi.
07:32
One phraseifade in it is,
"Do you know where I foundbulunan him?
154
440400
5096
İçinden bir alıntı:
"Onu nerede bulduğumu biliyor musun?
07:37
Do you know where he was?
He was eatingyemek yiyor cakekek in the tubküvet,
155
445520
2656
Nerede olduğunu biliyor musun?
Küvette pasta yiyordu.
07:40
Yes he was!"
156
448200
1216
Evet oradaydı!"
07:41
Fine. Now, if you learnöğrenmek that
in MandarinMandarin ChineseÇince,
157
449440
2336
Eğer Mandarin Çincesi öğrenecek olursanız
07:43
then you have to masterana,
158
451800
1256
ve ustalaşırsanız:
07:45
"You can know, I did where him find?
159
453080
2256
"Bilirsin, onu nerede buldum?
07:47
He was tubküvet insideiçeride gorginggorging cakekek,
160
455360
1816
O içindeydi küvet kek tıkınıyor.
07:49
No mistakehata gorginggorging chewingçiğneme!"
161
457200
1816
Hata yok tıkınıyor çiğniyordu!' olur.
07:51
That just feelshissediyor good.
162
459040
1216
Gerçekten güzel bir his.
07:52
ImagineHayal beingolmak ableyapabilmek to do that
for yearsyıl and yearsyıl at a time.
163
460280
4296
Bunu yıllarca yapabildiğinizi düşünün.
07:56
Or, have you ever learnedbilgili any CambodianKamboçya?
164
464600
4336
Ya da hiç Kamboçya'nın
resmi dili Khmerce öğrendiniz mi?
08:00
Me eitherya, but if I did,
165
468960
3016
Ben de öğrenmedim, ama öğrenseydim,
08:04
I would get to rollrulo around in my mouthağız
not some baker'sBaker's dozendüzine of vowelssesli harfler
166
472000
4616
Sesli harflerle adeta oynardım,
İngilizce gibi bir düzine değil,
08:08
like Englishİngilizce has,
167
476640
1256
08:09
but a good 30 differentfarklı vowelssesli harfler
168
477920
3016
Komboçya lehçesinde
08:12
scoochingscooching and oozingsızma around
in the CambodianKamboçya mouthağız
169
480960
3896
kovandaki arı sesleri gibi
ağızda yayılarak söylenen
08:16
like beesArılar in a hivekovan.
170
484880
2336
30 farklı sesli harf var.
08:19
That is what a languagedil can get you.
171
487240
2520
Bu dil sizi yorabilir.
08:22
And more to the pointpuan,
172
490440
1256
Ancak daha da önemlisi,
08:23
we livecanlı in an eraçağ when it's never been
easierDaha kolay to teachöğretmek yourselfkendin anotherbir diğeri languagedil.
173
491720
3936
kendi kendimize dil öğrenmenin
bu kadar kolay olduğu bir çağ yaşanmadı.
08:27
It used to be that you had
to go to a classroomsınıf,
174
495680
2256
Eskiden bir okula gitmek zorundaydınız,
08:29
and there would be
some diligentçalışkan teacheröğretmen --
175
497960
2056
orada itinalı bir öğretmen olurdu,
08:32
some geniusdeha teacheröğretmen in there --
176
500040
1616
çok zeki bir öğretmen
08:33
but that personkişi was only
in there at certainbelli timeszamanlar
177
501680
2336
ama sadece belli zamanlarda orda olurdu
ve sis o zamanda gitmek zorundaydınız
08:36
and you had to go then,
178
504040
1256
08:37
and then was not mostçoğu timeszamanlar.
179
505320
1816
o zaman size bir türlü uymazdı.
08:39
You had to go to classsınıf.
180
507160
1400
Okula gitmek zorundaydınız.
08:40
If you didn't have that,
you had something calleddenilen a recordkayıt.
181
508974
2762
Okul yoksa kayıtlar vardı.
08:43
I cutkesim my teethdiş on those.
182
511760
1696
Gençken ben de denemiştim.
08:45
There was only so much dataveri on a recordkayıt,
183
513480
2696
Bir kayıt, kaset veya CD olarak bilinen
08:48
or a cassettekaset,
184
516200
1256
antika nesnede
08:49
or even that antiqueAntik objectnesne knownbilinen as a CDCD.
185
517480
2336
çok fazla bilgi vardı.
08:51
Other than that you had bookskitaplar
that didn't work,
186
519840
2616
Bunlardan başka işe
yaramayan kitaplarınız vardı
08:54
that's just the way it was.
187
522480
1376
bu sadece bir yöntemdi.
08:55
TodayBugün you can layyatırmak down --
188
523880
2896
Bugün oturma odasında
08:58
lieYalan on your livingyaşam roomoda floorzemin,
189
526800
2456
arkanıza yaslanıp
09:01
sippingyudumlarken bourbonBourbon,
190
529280
1216
çayınızı yudumlarken
09:02
and teachöğretmek yourselfkendin
any languagedil that you want to
191
530520
2776
kendi kendinize
Rosetta Stone gibi harika setlerle
09:05
with wonderfulolağanüstü setskümeler
suchböyle as RosettaRosetta StoneTaş.
192
533320
2576
istediğiniz bir dili öğretebilirsiniz.
09:07
I highlybüyük ölçüde recommendtavsiye etmek
the lesserdaha az knownbilinen GlossikaGlossika as well.
193
535920
3136
Daha az bilinen Glossika'yı da
şiddetle tavsiye ederim.
İstediğiniz zaman yapabilirsiniz,
09:11
You can do it any time,
194
539080
1296
09:12
thereforebu nedenle you can do it more and better.
195
540400
2600
bu nedenle daha çok
ve daha iyi yapabilirsiniz.
09:15
You can give yourselfkendin your morningsabah
pleasureszevkler in variousçeşitli languagesdiller.
196
543480
3816
Sabah zevklerinizi çeşitli
dillerde yapabilirsiniz.
09:19
I take some "DilbertDilbert" in variousçeşitli
languagesdiller everyher singletek morningsabah;
197
547320
3736
Ben her sabah çeşitli dillerde
"Dilbert" alıyorum.
09:23
it can increaseartırmak your skillsbecerileri.
198
551080
1656
Bu yeteneklerinizi artırabilir.
09:24
Couldn'tOlamaz have donetamam it 20 yearsyıl agoönce
199
552760
1856
20 yıl önce,
09:26
when the ideaFikir of havingsahip olan
any languagedil you wanted
200
554640
3536
cebinizdeki telefonda
09:30
in your pocketcep,
201
558200
1576
istediğiniz bir dile
sahip olmazdınız, eğer sorulsaydı
09:31
cominggelecek from your phonetelefon,
202
559800
1496
09:33
would have soundedkulağa like scienceBilim fictionkurgu
to very sophisticatedsofistike people.
203
561320
3720
bu fikir kültürlü insanlara
bilim kurgu gibi gelirdi.
09:37
So I highlybüyük ölçüde recommendtavsiye etmek
204
565800
2536
Bu nedenle ana dilimizden
farklı diller öğrenmenizi
09:40
that you teachöğretmek yourselfkendin languagesdiller
other than the one that I'm speakingkonuşuyorum,
205
568360
3976
şiddetle tavsiye ediyorum,
09:44
because there's never been
a better time to do it.
206
572360
3176
çünkü bunu yapmanın
daha iyi zamanı olmadı.
09:47
It's an awfulkorkunç lot of funeğlence.
207
575560
1496
İnanılmaz eğlenceli.
09:49
It won'talışkanlık changedeğişiklik your mindus,
208
577080
1816
Fikilerinizi değiştirmez
09:50
but it will mostçoğu certainlykesinlikle blowdarbe your mindus.
209
578920
3176
ama aklınızı başınızdan alır.
09:54
Thank you very much.
210
582120
1216
Çok teşekkür ederim.
09:55
(ApplauseAlkış)
211
583360
4801
(Alkış)
Translated by Hasan Kemal Erkaraca
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
John McWhorter - Linguist
Linguist John McWhorter thinks about language in relation to race, politics and our shared cultural history.

Why you should listen

John McWhorter is Associate Professor of English and Comparative Literature at Columbia University, teaching linguistics, Western Civilization and music history. He is a regular columnist on language matters and race issues for Time and CNN, writes for the Wall Street Journal "Taste" page, and writes a regular column on language for The Atlantic. His work also appears in the Washington Post, the Chronicle of Higher Education, Aeon magazine, The American Interest and other outlets. He was Contributing Editor at The New Republic from 2001 until 2014.

McWhorter earned his PhD in linguistics from Stanford University in 1993 and is the author of The Power of BabelDoing Our Own ThingOur Magnificent Bastard TongueThe Language Hoax and most recently Words on the Move and Talking Back, Talking Black. The Teaching Company has released four of his audiovisual lecture courses on linguistics. He guest hosted the Lexicon Valley podcast at Slate during the summer of 2016.

Beyond his work in linguistics, McWhorter is the author of Losing the Race and other books on race. He has appeared regularly on Bloggingheads.TV since 2006, and he produces and plays piano for a group cabaret show, New Faces, at the Cornelia Street Cafe in New York City.

More profile about the speaker
John McWhorter | Speaker | TED.com