ABOUT THE SPEAKER
Chimamanda Ngozi Adichie - Novelist
Inspired by Nigerian history and tragedies all but forgotten by recent generations of westerners, Chimamanda Ngozi Adichie’s novels and stories are jewels in the crown of diasporan literature.

Why you should listen

In Nigeria, Chimamanda Ngozi Adichie's novel Half of a Yellow Sun has helped inspire new, cross-generational communication about the Biafran war. In this and in her other works, she seeks to instill dignity into the finest details of each character, whether poor, middle class or rich, exposing along the way the deep scars of colonialism in the African landscape.

Adichie's newest book, The Thing Around Your Neck, is a brilliant collection of stories about Nigerians struggling to cope with a corrupted context in their home country, and about the Nigerian immigrant experience.

Adichie builds on the literary tradition of Igbo literary giant Chinua Achebe—and when she found out that Achebe liked Half of a Yellow Sun, she says she cried for a whole day. What he said about her rings true: “We do not usually associate wisdom with beginners, but here is a new writer endowed with the gift of ancient storytellers.”

(Photo: Wani Olatunde) 

More profile about the speaker
Chimamanda Ngozi Adichie | Speaker | TED.com
TEDxEuston

Chimamanda Ngozi Adichie: We should all be feminists

Chimamanda Ngozi Adichie: Hepimiz feminist olmalıyız

Filmed:
4,033,919 views

''Kızlara hırslı ve başarılı olmalarını öğretiyoruz, ama çok hırslı veya çok başarılı olmalarını değil; çünkü aksi halde erkekleri tehdit ederler,'' diyor yazar Chimamanda Ngozi Adichie. Dünya çapında feminizm hakkında bir diyalog başlatan bu klasikleşmiş konuşmada, Adichie dinleyenlerine daha farklı ve adil bir hayat hayal etmelerini ve planlamalarını istiyor- daha mutlu erkek ve kadınların, daha çok kendileri olduğu bir dünya.
- Novelist
Inspired by Nigerian history and tragedies all but forgotten by recent generations of westerners, Chimamanda Ngozi Adichie’s novels and stories are jewels in the crown of diasporan literature. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So I would like to startbaşlama by tellingsöylüyorum you
about one of my greatestEn büyük friendsarkadaşlar,
0
480
4696
Size en iyi arkadaşlarımdan
birinden bahsederek başlamak istiyorum,
00:17
OkolomaOkoloma MaduewesiMaduewesi.
1
5200
1640
Okolama Maduewesi.
00:19
OkolomaOkoloma livedyaşamış on my streetsokak
2
7720
1616
Okoloma benimle aynı
sokakta yaşadı
00:21
and lookedbaktı after me like a bigbüyük brothererkek kardeş.
3
9360
2296
ve bana tıpkı bir abi
gibi sahip çıktı.
00:23
If I likedsevilen a boyoğlan,
I would asksormak Okoloma'sOkoloma'nın opiniongörüş.
4
11680
3040
Eğer birinden hoşlanırsam,
Okoloma'nın fikrini alırdım.
00:28
OkolomaOkoloma diedvefat etti in the notoriousadı çıkmış
SosolisoSosoliso planeuçak crashkaza
5
16160
3856
Okoloma, 2005 Aralık'ta
Nijerya'daki
00:32
in NigeriaNijerya in DecemberAralık of 2005.
6
20040
2360
meşhur Sosoliso uçak
kazasında öldü.
00:35
AlmostNeredeyse exactlykesinlikle sevenYedi yearsyıl agoönce.
7
23000
1680
Neredeyse tam 7 yıl önce.
00:38
OkolomaOkoloma was a personkişi I could arguetartışmak with,
laughgülmek with and trulygerçekten talk to.
8
26080
4360
Okoloma tartışıp, gülebildiğim;
samimi bir şekilde konuşabildiğim biriydi.
00:43
He was alsoAyrıca the first personkişi
to call me a feministfeminist.
9
31680
2381
Kendisi ayrıca bana
feminist diyen ilk kişiydi.
00:47
I was about fourteenon dört,
we were at his houseev, arguingTartışan.
10
35520
3416
Yaklaşık 14 yaşındaydım,
onun evindeydik, tartışıyorduk.
00:50
BothHer ikisi de of us bristlingtıka basa dolu
with halfyarım bitbit knowledgebilgi
11
38960
2496
Okuduğumuz kitaplardan
edindiğimiz yarım yamalak
00:53
from bookskitaplar that we had readokumak.
12
41480
1360
bir bilgi birikimimiz vardı.
00:55
I don't rememberhatırlamak what this
particularbelirli argumenttartışma was about,
13
43560
2760
Konu neydi net olarak
hatırlamıyorum ama
00:59
but I rememberhatırlamak
that as I arguedsavundu and arguedsavundu,
14
47320
2056
şunu hatırlıyorum ki:
tartıştık, tartıştık
01:01
OkolomaOkoloma lookedbaktı at me and said,
"You know, you're a feministfeminist."
15
49400
3560
ve Okoloma bakıp bana dedi ki
"Biliyor musun, sen bir feministsin."
01:05
It was not a complimentiltifat.
16
53880
1216
Bu bir iltifat değildi.
01:07
(LaughterKahkaha)
17
55120
1416
[Gülüşmeler]
Ses tonuna
bakılırsa,
01:08
I could tell from his toneton,
18
56560
1336
01:09
the sameaynı toneton that you would use
to say something like,
19
57920
2776
şöyle bir şeyi söylerken
kullanacağınız tonda söylemişti:
01:12
"You're a supporterdestekçisi of terrorismterörizm."
20
60720
1736
"Sen bir terörizm destekçisisin."
01:14
(LaughterKahkaha)
21
62480
2776
[Gülüşmeler]
01:17
I did not know exactlykesinlikle
what this wordsözcük "feministfeminist" meantdemek,
22
65280
3656
Bu "feminist" sözcüğünün tam olarak
ne anlama geldiğini bilmiyordum ve
01:20
and I did not want OkolomaOkoloma
to know that I did not know.
23
68960
3216
Okoloma'nın bilmediğimi
öğrenmesini istemedim.
01:24
So I brushedfırça it asidebir kenara,
and I continueddevam etti to arguetartışmak.
24
72200
3016
Konudan saptım ve
tartışmaya devam ettim.
01:27
And the first thing
I plannedplanlı to do when I got home
25
75240
2416
Ve eve gittiğimde yapmayı
planladığım ilk şey
01:29
was to look up the wordsözcük
"feministfeminist" in the dictionarysözlük.
26
77680
2576
sözlükten "feminist" sözcüğüne bakmaktı.
01:32
Now fasthızlı forwardileri to some yearsyıl latersonra,
27
80280
3136
Şimdi hızlıca sonraki yıllara geçelim.
01:35
I wroteyazdı a novelyeni about a man
who amongarasında other things beatsatım his wifekadın eş
28
83440
4136
Onca yaptığı şeyin arasında karısını
döven ve sonu pek iyi bitmeyen
01:39
and whosekimin storyÖykü doesn't endson very well.
29
87600
1960
bir adam hakkında bir roman yazdım.
01:42
While I was promotingteşvik
the novelyeni in NigeriaNijerya,
30
90600
2056
Nijerya'da romanımı
tanıtırken
01:44
a journalistgazeteci, a niceGüzel, well-meaningiyi niyetli man,
31
92680
3016
bir gazeteci, hoş, iyi niyetli bir adam
01:47
told me he wanted to advisetavsiye me.
32
95720
2000
bana tavsiyede bulunmak
istediğini söyledi.
01:51
And for the NigeriansNijeryalılar here,
33
99280
1336
Ve buradaki tüm
Nijeryalılar
01:52
I'm sure we're all familiartanıdık
34
100640
1496
eminim istenmeyen
öğüt vermede
01:54
with how quickhızlı our people are
to give unsolicitedistenmeyen advicetavsiye.
35
102160
6240
insanlarımızın ne kadar
hızlı olduklarını bilirler.
02:01
He told me that people were sayingsöz
that my novelyeni was feministfeminist
36
109760
3456
Bana insanların benim romanımın
feminist olduğunu söylediklerinden
02:05
and his advicetavsiye to me --
37
113240
1616
bahsetti ve bana öğüdü--
02:06
and he was shakingsallama his headkafa
sadlyNe yazık ki as he spokekonuştu --
38
114880
3176
- söylerken de üzgünce
başını sallıyordu-
02:10
was that I should never
call myselfkendim a feministfeminist
39
118080
2176
kendime asla feminist demememdi.
02:12
because feministsfeministler
are womenkadınlar who are unhappymutsuz
40
120280
2576
Çünkü feministler koca
bulamadıklarından
02:14
because they cannotyapamam find husbandsKocalar.
41
122880
1936
mutsuz kadınlardı.
02:16
(LaughterKahkaha)
42
124840
2400
[Gülüşmeler]
02:21
So I decidedkarar to call myselfkendim
"a happymutlu feministfeminist."
43
129280
2440
Böylece kendime "mutlu feminist"
demeye başladım.
02:25
Then an academicakademik, a NigerianNijerya womankadın told me
44
133040
2656
Sonra bir akademisyen,
Nijeryalı bir kadın
feminizmin
kültürümüzde olmadığını,
02:27
that feminismFeminizm was not our culturekültür
45
135720
1696
feminizmin
Afrikalı olmadığını söyledi
02:29
and that feminismFeminizm wasn'tdeğildi AfricanAfrika,
46
137440
1616
02:31
and that I was callingçağrı myselfkendim a feministfeminist
47
139080
1936
ve ben kendime feminist diyordum
02:33
because I had been corruptedbozuk
by "WesternWestern bookskitaplar."
48
141040
2240
çünkü "Batılı kitaplar" beni
yozlaştırmıştı.
02:36
WhichHangi amusedeğlenerek me,
49
144120
1216
Bu beni güldürdü çünkü
02:37
because a lot of my earlyerken readingsokumalar
were decidedlykesinlikle unfeministunfeminist.
50
145360
3336
ilk okumalarım kesinlikle
feminist olmayan okumalardı.
02:40
I think I mustşart have readokumak everyher singletek
MillsMills &ampamp; BoonNimet romanceromantik publishedyayınlanan
51
148720
3216
Yayımlanmış bütün Mills & Bone
aşk romanlarını 16 yaşıma basmadan
02:43
before I was sixteenon altı.
52
151960
1200
okumuştum sanırım.
Ve bu "feminizm klasikleri"
olarak atıf edilen
02:45
And eachher time I trieddenenmiş to readokumak those bookskitaplar
53
153960
1976
kitapları her okumaya
çalıştığımda sıkılıyordum
02:47
calleddenilen "the feministfeminist classicsklasikleri,"
54
155960
1816
02:49
I'd get boredcanı sıkkın, and I really
struggledmücadele to finishbitiş them.
55
157800
2776
ve bitirmekte sıkıntılar yaşıyordum.
02:52
But anywayneyse, sincedan beri feminismFeminizm was un-Africanun Afrika,
56
160600
2736
Ama her neyse, feminizm
Afrika'lı olmadığından beri
02:55
I decidedkarar that I would now call myselfkendim
"a happymutlu AfricanAfrika feministfeminist."
57
163360
3480
kendime " mutlu bir Afrikalı feminist"
demeye karar verdim.
02:59
At some pointpuan I was a happymutlu AfricanAfrika
feministfeminist who does not hatenefret menerkekler
58
167840
4416
Belli noktalarda erkeklerden nefret
etmeyen, rujları seven
ve erkekler için değil de
kendisi için topuklu ayakkabı
03:04
and who likesseviyor lipdudak glossparlak
59
172280
1336
03:05
and who wearsgiyer highyüksek heelstopuk
for herselfkendini but not for menerkekler.
60
173640
2496
giyen mutlu bir Afrikalı feministtim.
03:08
(LaughterKahkaha)
61
176160
1736
[Gülüşmeler]
03:09
Of coursekurs a lot of this
was tongue-in-cheekŞaka yollu,
62
177920
2176
Tabii bunların bir çoğu
alayvari şeylerdi
03:12
but that wordsözcük feministfeminist is so heavyağır
with baggagebagaj, negativenegatif baggagebagaj.
63
180120
4616
fakat feminizm sözcüğü
oldukça negatif yüklüydü.
03:16
You hatenefret menerkekler, you hatenefret brassütyen,
64
184760
2336
Erkeklerden, sütyenlerden
03:19
you hatenefret AfricanAfrika culturekültür,
that sortçeşit of thing.
65
187120
2120
Afrika kültüründen nefret
ediyorsunuz falan.
03:22
Now here'sburada a storyÖykü from my childhoodçocukluk.
66
190240
2040
Şimdi çocukluğumdan
bir hikaye anlatayım.
03:25
When I was in primarybirincil schoolokul,
67
193000
1776
İlkokuldayken öğretmen
dönem başında
03:26
my teacheröğretmen said at the beginningbaşlangıç of termterim
that she would give the classsınıf a testÖlçek
68
194800
4536
bize bir test yapacağını ve
kazananın
03:31
and whoeverher kim got the highesten yüksek scoreGol
would be the classsınıf monitorizlemek.
69
199360
2936
sınıf başkanı olacağını söyledi.
03:34
Now, classsınıf monitorizlemek was a bigbüyük dealanlaştık mı.
70
202320
2080
Sınıf başkanı olmak
büyük bir olay.
03:37
If you were a classsınıf monitorizlemek,
71
205240
1736
Eğer sınıf başkanıysanız,
03:39
you got to writeyazmak down
the namesisimler of noisemakersBorazanlar --
72
207000
2456
gürültü yapanların ismini
yazabilirsiniz --
03:41
(LaughterKahkaha)
73
209480
1656
[Gülüşmeler]
03:43
whichhangi was havingsahip olan enoughyeterli powergüç of its ownkendi.
74
211160
2480
ki bu kendince yeterli bir güçtür.
03:46
But my teacheröğretmen would alsoAyrıca give you
a canekamışı to holdambar in your handel
75
214480
4776
Fakat benim öğretmenim aynı zamanda
bir de değnek verirdi ki
03:51
while you walkyürümek around
and patroldevriye the classsınıf for noisemakersBorazanlar.
76
219280
2960
yürürken gürültü yapanlara karşı
devriye gezesiniz.
03:55
Now, of coursekurs you were not
actuallyaslında allowedizin to use the canekamışı.
77
223360
2880
E tabii ki sopayı kullanma
yetkiniz yoktu.
03:58
But it was an excitingheyecan verici prospectolasılık
for the nine-year-oldDokuz yaşında me.
78
226920
3416
Fakat bu 9 yaşındaki ben için çok
heyecanlı bir fırsattı.
04:02
I very much wanted
to be the classsınıf monitorizlemek.
79
230360
2776
Sınıf başkanı olmayı
çok istedim ve
04:05
And I got the highesten yüksek scoreGol on the testÖlçek.
80
233160
1920
testte en yüksek
puanı ben elde ettim.
04:07
Then, to my surprisesürpriz, my teacheröğretmen said
that the monitorizlemek had to be a boyoğlan.
81
235800
3360
Ama öğretmenim sınıf başkanının
erkek olması gerekiğini söyledi.
04:12
She had forgottenunutulmuş
to make that clearaçık earlierdaha erken
82
240240
2096
Kendisi bunu önceden belirtmeyi
unutmuş çünkü
04:14
because she assumedkabul it was ... obviousaçık.
83
242360
1858
zaten apaçık olduğunu varsaymış.
04:16
(LaughterKahkaha)
84
244242
2054
[Gülüşmeler]
04:18
A boyoğlan had the secondikinci highesten yüksek
scoreGol on the testÖlçek,
85
246320
2776
Testte en iyi ikinci skoru yapan
çocuk,
04:21
and he would be monitorizlemek.
86
249120
2040
sınıf başkanı olacaktı.
04:23
Now, what was even more
interestingilginç about this
87
251960
2176
Bu konuda daha da ilginç olan,
04:26
is that the boyoğlan was a sweettatlı, gentlenazik soulruh
88
254160
3816
benim bu kadar hırslı olmama rağmen
04:30
who had no interestfaiz
in patrollingdevriye the classsınıf with the canekamışı,
89
258000
2959
sınıfı sopayla devriye
gezmeye hiç niyeti olmayan
04:34
while I was fulltam of ambitionhırs to do so.
90
262120
3200
bu çocuğun sevimli, naif bir ruhu vardı.
04:38
But I was femalekadın and he was maleerkek,
91
266560
2096
Fakat ben kızdım ve o erkekti,
04:40
and so he becameoldu the classsınıf monitorizlemek.
92
268680
1667
ve böylece sınıf başkanı o oldu.
04:43
And I've never forgottenunutulmuş that incidentolay.
93
271240
2000
Ve bu olayı hiç unutmadım.
04:46
I oftensık sık make the mistakehata of thinkingdüşünme
94
274160
1896
Benim için apaçık olan şeyin
başkaları
04:48
that something that is obviousaçık to me
is just as obviousaçık to everyoneherkes elsebaşka.
95
276080
3456
için de apaçık olduğunu düşünme
hatasına çok sık düşerim.
04:51
Now, take my dearSayın friendarkadaş LouisLouis
96
279560
1576
Yakın arkadaşım
Louise'e bakın
04:53
for exampleörnek.
97
281160
1336
örneğin.
04:54
LouisLouis is a brilliantparlak, progressiveilerici man,
98
282520
1856
Louis parlak, ilerici bir adam
04:56
and we would have conversationskonuşmaları
and he would tell me,
99
284400
2496
ve benimle konuştuğunda
bana şunları der
04:58
"I don't know what you mean by things
beingolmak differentfarklı or harderDaha güçlü for womenkadınlar.
100
286920
3480
"Kadınlar için zor veya farklı olduğunu
düşündüğün şeyleri anlayamıyorum
05:02
Maybe in the pastgeçmiş, but not now."
101
290960
1640
geçmişte belki öyleydi,
ama artık öyle değil.''
05:05
And I didn't understandanlama how LouisLouis
could not see what seemsgörünüyor so self-evidentçok aşikar.
102
293560
4576
Ve Louis'in apaçık olan şeyi nasıl
göremediğini anlayamamıştım.
05:10
Then one eveningakşam, in LagosLagos,
LouisLouis and I wentgitti out with friendsarkadaşlar.
103
298160
4136
Bir akşam, Lagos'ta Louis ve ben
arkadaşlarla dışarı çıktık.
05:14
And for people here
who are not familiartanıdık with LagosLagos,
104
302320
2456
Burada Lagos'u tanımayanlar için,
Lagos'ta
05:16
there's that wonderfulolağanüstü Lagos'Lagos fixtureFikstür,
105
304800
1896
mekanların etrafında
05:18
the sprinklingyağmurlama of energeticenerjik menerkekler
who hangasmak around outsidedışında establishmentsişyerlerinde
106
306720
4656
arabanızı park etmenize "yardımcı
05:23
and very dramaticallydramatik
"help" you parkpark your cararaba.
107
311400
3000
olacak" dramatik adamlar olur.
05:28
I was impressedetkilendim
with the particularbelirli theatricsgösteri
108
316000
3296
O akşam bize park
yeri bulan adamın
05:31
of the man who foundbulunan us
a parkingotopark spotyer that eveningakşam.
109
319320
2976
yapmacık hareketlerinden
etkilenmiştim.
05:34
And so as we were leavingayrılma,
I decidedkarar to leaveayrılmak him a tipbahşiş.
110
322320
2960
Ve ayrılırken ona
bahşiş vermeye karar verdim
05:38
I openedaçıldı my bagsırt çantası,
111
326760
1416
Çantamı açtım,
05:40
put my handel insideiçeride my bagsırt çantası,
112
328200
1376
elimi çantaya soktum,
05:41
broughtgetirdi out my moneypara
that I had earnedkazanılan from doing my work,
113
329600
2720
mesleğimden elde ettiğim
parayı aldım ve
05:45
and I gaveverdi it to the man.
114
333160
1360
adama verdim.
05:47
And he, this man who was
very gratefulminnettar and very happymutlu,
115
335600
4376
Ve bu, mutlu ve minnettar
adam
05:52
tookaldı the moneypara from me,
116
340000
1776
parayı benden aldı,
05:53
lookedbaktı acrosskarşısında at LouisLouis
117
341800
1416
Louis'e baktı ve dedi ki:
05:55
and said, "Thank you, sirBayım!"
118
343240
1856
"Teşekkürler bayım."
05:57
(LaughterKahkaha)
119
345120
2480
[Gülüşmeler]
06:03
LouisLouis lookedbaktı at me, surprisedşaşırmış,
120
351160
3256
Louise şaşırmış bir şekilde bana baktı,
06:06
and askeddiye sordu, "Why is he thankingteşekkür me?
I didn't give him the moneypara."
121
354440
3400
ve sordu, " Niçin bana teşekkür ediyor?
Parayı ben vermedim."
06:10
Then I saw realizationgerçekleşme
dawnşafak on Louis'Louis faceyüz.
122
358840
2960
Sonra Louise'in suratında
farkına varmanın şafağını gördüm.
06:15
The man believedinanılır that whateverher neyse moneypara I had
123
363040
2416
Adam bendeki paranın aslında
06:17
had ultimatelyen sonunda come from LouisLouis.
124
365480
3520
Louis'den geldiğini düşünmüştü.
06:21
Because LouisLouis is a man.
125
369720
1240
Çünkü Louis bir erkekti.
06:24
MenErkekler and womenkadınlar are differentfarklı.
126
372600
1816
Kadınlar ve erkekler farklıdır.
06:26
We have differentfarklı hormoneshormonlar,
we have differentfarklı sexualcinsel organsorganları,
127
374440
2856
Farklı hormonlarımız,
farklı cinsel organlarımız,
06:29
we have differentfarklı biologicalbiyolojik abilitiesyetenekleri.
128
377320
2056
farklı biyolojik kabiliyetlerimiz var.
06:31
WomenKadınlar can have babiesbebekler, menerkekler can't.
129
379400
1800
Kadınlar bebek yapabilir,
erkekler
yapamaz, en azından şuan
için.
06:34
At leasten az not yethenüz.
130
382800
1216
06:36
(LaughterKahkaha)
131
384040
1416
[Gülüşmeler]
06:37
MenErkekler have testosteronetestosteron and are
in generalgenel physicallyfiziksel olarak strongergüçlü than womenkadınlar.
132
385480
4280
Erkeklerde testesteron vardır ve fiziken
genellikle kadınlardan daha güçlüdürler.
06:42
There's slightlyhafifçe more womenkadınlar
than menerkekler in the worldDünya,
133
390520
2656
Dünyadaki kadın sayısı erkek
sayısından birazcık fazla,
06:45
about 52 percentyüzde of the world'sDünyanın en
populationnüfus is femalekadın.
134
393200
3096
dünya nüfusunun yaklaşık
yüzde 52'si kadınlardan oluşuyor.
06:48
But mostçoğu of the positionspozisyonları of powergüç
and prestigeprestij are occupiedmeşgul by menerkekler.
135
396320
3400
Fakat itibar ve güç sahibi makamlar
genellikle erkeklerde.
06:52
The lategeç KenyanKenya NobelNobel PeaceBarış laureateÖdülü sahibi,
136
400840
2456
Nobel Ödülü alan merhum,
06:55
WangariWangari MaathaiMaathai,
137
403320
1336
Kenyalı Wangari Maathi,
06:56
put it simplybasitçe and well when she said:
138
404680
2120
basitçe ve güzelce şöyle
demişti:
06:59
"The higherdaha yüksek you go,
the fewerDaha az womenkadınlar there are."
139
407600
2720
"Ne kadar yükseğe çıkarsanız,
o kadar az kadın bulursunuz."
07:03
In the recentson US electionsseçimleri we kepttuttu hearingişitme
of the LillyLilly LedbetterLedbetter lawhukuk,
140
411920
4616
En son Amerikan seçimlerinde
Lilly Ledbetter yasasını duyup durduk,
07:08
and if we go beyondötesinde the nicelygüzelce
alliterativealliterative nameisim of that lawhukuk,
141
416560
3416
ve eğer bu tatlı aliterasyonlu yasanın
isminden öteye bakarsak
07:12
it was really about a man and a womankadın
142
420000
2136
bu yasa özünde,
aynı işi yapıp aynı
07:14
doing the sameaynı job,
beingolmak equallyaynı derecede qualifiednitelikli,
143
422160
2776
derecede nitelikli olan
bir erkek ve bir kadın hakkındaydı.
07:16
and the man beingolmak paidödenmiş more
because he's a man.
144
424960
2400
Ve adam,erkek olduğu için
daha fazla maaş almaktaydı.
07:20
So in the literalkelimesi kelimesine way, menerkekler rulekural the worldDünya,
145
428160
3336
Yani kelimenin tam anlamıyla,
dünyayı erkekler yönetiyor,
07:23
and this madeyapılmış senseduyu a thousandbin yearsyıl agoönce
146
431520
2840
ve bu bin yıl önce mantıklıydı
07:27
because humaninsan beingsvarlıklar livedyaşamış then in a worldDünya
147
435120
2856
çünkü o zamanlar insanlar
fiziksel gücün
07:30
in whichhangi physicalfiziksel strengthkuvvet was
the mostçoğu importantönemli attributenitelik for survivalhayatta kalma.
148
438000
4176
hayatta kalmak için en önemli
özellik olduğu bir dünyada yaşıyorlardı.
07:34
The physicallyfiziksel olarak strongergüçlü personkişi
was more likelymuhtemelen to leadöncülük etmek,
149
442200
3280
Fiziksel olarak güçlü olanın
yönetici olması daha muhtemeldi ve
07:39
and menerkekler, in generalgenel,
are physicallyfiziksel olarak strongergüçlü.
150
447280
2576
erkekler de genelde fiziksel
daha olarak güçlü.
07:41
Of coursekurs there are manyçok exceptionsözel durumlar.
151
449880
1715
Tabii ki bu duruma oldukça
fazla istisinalar var.
07:43
(LaughterKahkaha)
152
451619
1557
[Gülüşmeler]
07:45
But todaybugün we livecanlı
in a vastlyçok differentfarklı worldDünya.
153
453200
3800
Ama bugün kesinlikle
oldukça farklı bir dünyada yaşıyoruz.
07:49
The personkişi more likelymuhtemelen to leadöncülük etmek
is not the physicallyfiziksel olarak strongergüçlü personkişi;
154
457720
4056
Artık yönetmesi muhtemel olan kişi
fiziksel olarak güçlü olan değil,
07:53
it is the more creativeyaratıcı personkişi,
the more intelligentakıllı personkişi,
155
461800
3496
daha yaratıcı, daha zeki ,
07:57
the more innovativeyenilikçi personkişi,
156
465320
2416
daha yenilikçi olan kişi ve
07:59
and there are no hormoneshormonlar
for those attributesöznitelikleri.
157
467760
2656
bu nitelikleri belirleyen
hormonlar değil.
08:02
A man is as likelymuhtemelen as a womankadın
to be intelligentakıllı,
158
470440
2616
Bir kadın da, bir erkek de
zeki, yaratıcı
08:05
to be creativeyaratıcı, to be innovativeyenilikçi.
159
473080
1960
yenilikçi olabilir.
08:07
We have evolvedgelişti;
160
475800
1296
Bizler evrimleştik, fakat
08:09
but it seemsgörünüyor to me that our ideasfikirler
of genderCinsiyet had not evolvedgelişti.
161
477120
3520
cinsiyet konusunda fikirlerimiz
bana pek evrimleşmiş gibi gözükmüyor.
08:13
Some weekshaftalar agoönce, I walkedyürüdü into a lobbylobi
of one of the besten iyi NigerianNijerya hotelsoteller.
162
481760
3960
Haftalar önce, Nijerya'daki en iyi
otellerden birinin lobisine girdim.
08:18
I thought about namingadlandırma the hotelotel,
but I thought I probablymuhtemelen shouldn'tolmamalı.
163
486280
3256
Otelin ismini vermeyi düşündüm
ama galiba vermemeliyim.
08:21
And a guardbekçi at the entranceGiriş stoppeddurduruldu me
and askeddiye sordu me annoyingCan sıkıcı questionssorular,
164
489560
3360
Bir koruma beni girişte durdurdu
ve rahatsız edici sorular sordu,
08:25
because theironların automaticOtomatik assumptionvarsayım is
165
493960
1816
çünkü genel varsayımları
şu ki eğer
08:27
that a NigerianNijerya femalekadın walkingyürüme
into a hotelotel aloneyalnız is a sexseks workerişçi.
166
495800
3120
Njeryalı bir kadın otelde tek
başına giriyorsa bir seks işçisidir.
08:33
And by the way,
167
501000
1216
Ve bu arada,
08:34
why do these hotelsoteller
focusodak on the ostensiblegöstermelik supplyarz
168
502240
3136
neden bu oteller gördükleri
arz yerine
08:37
ratherdaha doğrusu than the demandtalep for sexseks workersişçiler?
169
505400
2440
neden seks işçilerine olan talep
üzerine odaklanmıyorlar?
08:41
In LagosLagos I cannotyapamam go aloneyalnız
into manyçok "reputablesaygın" barsBarlar and clubskulüpleri.
170
509520
5255
Lagos'ta çoğu "saygın" bar ve club'a
tek başıma giremiyorum.
08:46
They just don't let you in
if you're a womankadın aloneyalnız,
171
514799
2417
Eğer tek bir kadınsanız, içeri
almıyorlar. Bir erkek
08:49
you have to be accompaniedeşlik by a man.
172
517240
1720
tarafından eşlik edilmeniz
gerekiyor.
08:51
EachHer time I walkyürümek into
a NigerianNijerya restaurantrestoran with a man,
173
519600
2736
Ne zaman bir Nijerya restoranına
erkekle girsem
08:54
the waiterGarson greetsselamlıyor the man and ignoresyok sayar me.
174
522360
2200
garson erkeği selamlar
ve beni görmezden gelir.
08:58
The waitersGarsonlar are productsÜrünler --
175
526320
1496
Garsonlar ürünlerdir --
08:59
(LaughterKahkaha)
176
527840
1136
[Gülüşmeler]
09:01
At this some womenkadınlar
feltkeçe like, "Yes! I thought that!"
177
529000
2896
Bazı kadınlar bu noktada
"Evet, bunu düşünmüştüm!" demiştir.
09:03
The waitersGarsonlar are productsÜrünler of a societytoplum
178
531920
1936
Garsonlar, onlara erkeğin
kadından daha
09:05
that has taughtöğretilen them that menerkekler
are more importantönemli than womenkadınlar.
179
533880
3040
önemli olduğunu öğreten
toplumun bir ürünüdür.
09:10
And I know that waitersGarsonlar
don't intendniyet etmek any harmzarar.
180
538240
2856
Ve bu garsonların kötü niyetli
olmadıklarını biliyorum.
09:13
But it's one thing to know intellectuallyentelektüel
and quiteoldukça anotherbir diğeri to feel it emotionallyduygusal yönden.
181
541120
4296
Ancak entellektüel olarak bilmek ve
duygusal olarak hissetmek farklı şeyler.
Beni umursamadıkları her seferinde,
görünmez hissediyorum.
09:17
EachHer time they ignorealdırmamak me,
I feel invisiblegörünmez.
182
545440
2376
09:19
I feel upsetüzgün.
183
547840
1200
Üzgün hissediyorum.
09:21
I want to tell them
that I am just as humaninsan as the man,
184
549720
3336
Onlara bir erkek kadar insan olduğumu,
fark edilmeye değer olduğumu
09:25
that I'm just as worthylayık of acknowledgmentalındı.
185
553080
2800
söylemek istiyorum.
09:28
These are little things,
186
556760
1256
Bunlar küçük şeyler,
09:30
but sometimesara sıra it's the little things
that stingacı the mostçoğu.
187
558040
3256
ancak bazen insanı en
çok kıran bu küçük şeyler oluyor.
09:33
And not long agoönce, I wroteyazdı an articlemakale
188
561320
1736
Çok önce değil,
Lagos'ta genç
09:35
about what it meansanlamına geliyor
to be younggenç and femalekadın in LagosLagos,
189
563080
3296
ve kadın olmanın ne anlama geldiği
hakkında bir yazı yazmıştım,
09:38
and the printersYazıcılar told me,
190
566400
1920
ve yayıncılar bana dedi ki,
09:41
"It was so angrykızgın."
191
569120
1200
"Çok kızgın bir yazı."
09:42
Of coursekurs it was angrykızgın!
192
570960
1376
Tabii ki çok kızgın!
09:44
(LaughterKahkaha)
193
572360
1760
[Gülüşmeler]
09:48
I am angrykızgın.
194
576840
1656
Ben çok kızgınım.
09:50
GenderCinsiyet as it functionsfonksiyonlar todaybugün
is a gravemezar injusticeadaletsizlik.
195
578520
3136
Cinsiyetler arasında derin bir
adaletsizlik var.
09:53
We should all be angrykızgın.
196
581680
1736
Hepimiz kızgın olmalıyız.
09:55
AngerÖfke has a long historytarih
of bringinggetiren about positivepozitif changedeğişiklik;
197
583440
3856
Kızgınlığın pozitif bir değişiklik
getirme açısından uzun bir tarihi var;
09:59
but, in additionilave to beingolmak angrykızgın,
I'm alsoAyrıca hopefulumutlu.
198
587320
2800
ama, kızgın olduğum kadar,
umutluyum da.
10:02
Because I believe deeplyderinden
in the abilitykabiliyet of humaninsan beingsvarlıklar
199
590880
2616
Çünkü insanların kendilerini,
iyileştirmek adına
10:05
to make and remakeremake
themselveskendilerini for the better.
200
593520
2120
değişme yeteneklerine inanıyorum.
10:08
GenderCinsiyet mattershususlar everywhereher yerde in the worldDünya,
201
596920
1896
Cinsiyet her yerde önemli,
10:10
but I want to focusodak on NigeriaNijerya
202
598840
2656
ancak ben Nijerya'ya ve Afrika'ya
10:13
and on AfricaAfrika in generalgenel,
203
601520
1456
odaklanmak istiyorum,
10:15
because it is where I know,
and because it is where my heartkalp is.
204
603000
3576
çünkü bildiğim ve kalbimin
olduğu yer orası.
10:18
And I would like todaybugün to asksormak
205
606600
1936
Ve ben sizden
10:20
that we beginbaşla to dreamrüya about
and planplan for a differentfarklı worldDünya,
206
608560
4136
daha farklı, daha adil, daha mutlu erkek
ve kadınların kendilerine daha dürüst
10:24
a fairerdaha adil worldDünya,
207
612720
1320
olduğu bir dünya
10:28
a worldDünya of happierdaha mutlu menerkekler and happierdaha mutlu womenkadınlar
who are truerdaha gerçek to themselveskendilerini.
208
616240
4176
hayal etmeye ve planını yapmaya
başlamanızı istiyorum.
10:32
And this is how to startbaşlama:
209
620440
1536
Şu şekilde başlayabiliriz:
10:34
we mustşart raiseyükseltmek our daughterskız çocukları differentlyfarklı olarak.
210
622000
2456
kızlarımızı daha farklı yetiştirmeliyiz.
10:36
We mustşart alsoAyrıca raiseyükseltmek our sonsoğulları differentlyfarklı olarak.
211
624480
2360
Oğullarımızı da daha
farklı yetiştirmeliyiz.
10:40
We do a great disservicekötülük to boysçocuklar
on how we raiseyükseltmek them;
212
628000
3656
Oğullarımızı büyütürken yetiştirme
şeklimizle onlara zarar veriyoruz;
10:43
we stiflebastırmak the humanityinsanlık of boysçocuklar.
213
631680
1840
insanlıklarını bastırıyoruz.
10:46
We definetanımlamak masculinityerkeklik
in a very narrowdar way,
214
634480
2576
Maskülenliği oldukça dar
şekilde tanımlıyoruz,
10:49
masculinityerkeklik becomesolur this hardzor, smallküçük cagekafes
215
637080
3496
bu şekilde maskülenlik
dar sert bir kafes oluyor
10:52
and we put boysçocuklar insideiçeride the cagekafes.
216
640600
2296
ve oğullarımızı içine koyuyoruz.
10:54
We teachöğretmek boysçocuklar to be afraidkorkmuş of fearkorku.
217
642920
1920
Onlara korkudan
korkmayı öğretiyoruz.
10:57
We teachöğretmek boysçocuklar to be afraidkorkmuş
of weaknesszayıflık, of vulnerabilityGüvenlik açığı.
218
645480
3760
Onlara zayıflıktan, hassaslıktan
sakınmayı öğretiyoruz.
Onlara kendilerini nasıl
saklayacaklarını öğretiyoruz,
11:02
We teachöğretmek them to maskmaskelemek theironların truedoğru selvescanlarından,
219
650200
2456
11:04
because they have to be,
in NigerianNijerya speakkonuşmak, "hardzor man!"
220
652680
4240
çünkü, Nijerya'da dendiği gibi
"sert adam!" olmak zorundalar.
11:10
In secondaryikincil schoolokul, a boyoğlan and a girlkız,
bothher ikisi de of them teenagersgençler,
221
658440
4136
Orta okulda, bir erkek ve kız,
ikisi de genç,
11:14
bothher ikisi de of them with the sameaynı amounttutar
of pocketcep moneypara, would go out
222
662600
3496
ikisi de ceplerinde aynı miktarda parayla
dışarı çıktıklarında,
11:18
and then the boyoğlan
would be expectedbeklenen always to payödeme,
223
666120
2776
erkeğin, maskülenliğini kanıtlaması
için her zaman herşeyi
11:20
to provekanıtlamak his masculinityerkeklik.
224
668920
1640
ödemesi bekleniyor.
Ve biz de neden
11:23
And yethenüz we wondermerak etmek why boysçocuklar are more likelymuhtemelen
to stealçalmak moneypara from theironların parentsebeveyn.
225
671440
3800
erkeklerin ailelerinden para çalışlarının
daha yüksek oluşunu konuşuyoruz.
11:29
What if bothher ikisi de boysçocuklar and girlskızlar were raisedkalkık
226
677240
3496
Ya erkek ve kızlar maskülenliği ve parayı
11:32
not to linkbağlantı masculinityerkeklik with moneypara?
227
680760
2120
birbirine bağlamayarak yetiştirilseydiler?
11:35
What if the attitudetutum
was not "the boyoğlan has to payödeme"
228
683720
3016
Ya davranış "erkek ödemeli" yerine
11:38
but ratherdaha doğrusu "whoeverher kim has more should payödeme?"
229
686760
2760
"kimde daha çok varsa o ödemeli?"
olsaydı?
11:42
Now, of coursekurs because
of that historicaltarihi advantageavantaj,
230
690360
2576
Elbetteki tarihsel avantajlarından dolayı
11:44
it is mostlyçoğunlukla menerkekler who will have more todaybugün,
231
692960
2456
erkekler genelde
günümüzde daha çoğa sahip olanlar,
11:47
but if we startbaşlama
raisingyükselen childrençocuklar differentlyfarklı olarak,
232
695440
2616
ancak çocuklarımızı farklı
yetiştirmeye başlarsak
11:50
then in fiftyelli yearsyıl, in a hundredyüz yearsyıl,
233
698080
2536
o zaman elli senede, yüz senede,
11:52
boysçocuklar will no longeruzun have the pressurebasınç
of havingsahip olan to provekanıtlamak this masculinityerkeklik.
234
700640
3800
oğlanların erkekliklerini kanıtlamaya
ihtiyaçları olmayacak.
11:57
But by faruzak the worsten kötü thing we do to maleserkek,
235
705680
3016
Ancak onlara yaptığımız en ama en kötü şey
12:00
by makingyapma them feel
that they have to be hardzor,
236
708720
2336
sert olmaları gerektiğini söyleyerek,
12:03
is that we leaveayrılmak them
with very fragilekırılgan egosegoları.
237
711080
3120
onları bayağı kırılgan
egolarla bırakmamız.
12:07
The more "hardzor man"
the man feelshissediyor compelledmecbur to be,
238
715120
3400
Ne kadar "sert adam" olmaları
gerektiklerini düşünürlerse,
12:11
the weakerzayıf his egobenlik is.
239
719320
1600
egoları o kadar zayıf oluyor.
12:14
And then we do a much greaterbüyük
disservicekötülük to girlskızlar
240
722960
3016
Ardından kızlara daha
fazla zarar veriyoruz
12:18
because we raiseyükseltmek them
to cateryiyecek ve içecek sağlamak to the fragilekırılgan egosegoları of menerkekler.
241
726000
3320
çünkü onları erkeklerin o
egolarını beslesinler diye yetiştiriyoruz.
12:22
We teachöğretmek girlskızlar to shrinkküçültmek themselveskendilerini,
to make themselveskendilerini smallerdaha küçük,
242
730200
3496
Kızlarımıza kendilerini küçültmelerini,
ufacık olmalarını öğretiyoruz,
12:25
we say to girlskızlar,
243
733720
1200
kızlarımıza diyoruz ki,
12:27
"You can have ambitionhırs, but not too much."
244
735640
2176
"Hırsın olabilir, ama çok fazla değil."
12:29
(LaughterKahkaha)
245
737840
1376
[Gülüşmeler]
12:31
"You should aimamaç to be successfulbaşarılı,
but not too successfulbaşarılı,
246
739240
2696
"Başarılı olmayı hedeflemelisin, ama
çok başarılı değil,
12:33
otherwiseaksi takdirde you would threatentehdit the man."
247
741960
2040
yoksa erkeklere tehdit olursun."
12:36
If you are the breadwinnergeçimini sağlayan kimse
in your relationshipilişki with a man,
248
744720
2896
Eğer ilişkide para kazanan kişi sensen
bir erkek yerine,
12:39
you have to pretendtaklit that you're not,
249
747640
1976
öyle değilmişsin gibi davranman gerekir,
12:41
especiallyözellikle in publichalka açık,
250
749640
1656
özellikle toplum içinde.
12:43
otherwiseaksi takdirde you will emasculatehadım him.
251
751320
2040
Yoksa onu zayıf göstermiş olursun.
12:46
But what if we questionsoru
the premiseöncül itselfkendisi?
252
754720
2336
Ya bu düşüncelerin
kendisini sorgularsak?
12:49
Why should a woman'skadının successbaşarı
be a threattehdit to a man?
253
757080
3320
Neden bir kadının başarısı
erkeğe tehdit olsun ki?
12:53
What if we decidekarar ver
to simplybasitçe disposeelden çıkarma of that wordsözcük,
254
761200
3536
Ya o kelimeden kurtulmaya karar versek?
12:56
and I don't think there's an Englishİngilizce wordsözcük
I dislikesevmemek more than "emasculationzayıflatma."
255
764760
4720
Nitekim "erkekliğini zayıflatmak"
kadar sevmediğim başka
bir sözcük yoktur herhalde.
13:02
A NigerianNijerya acquaintancetanıdık oncebir Zamanlar askeddiye sordu me
256
770720
2296
Bir keresinde Nijeryalı bir
tanıdığım bana,
13:05
if I was worriedendişeli that menerkekler
would be intimidatedkorkutmak by me.
257
773040
2640
erkeklerin benden çekinebileceğinden
endişeli olup olmadığımı sordu.
13:08
I was not worriedendişeli at all.
258
776560
1736
Hiç endişeli değildim.
13:10
In factgerçek, it had not occurredoluştu
to me to be worriedendişeli
259
778320
2256
Hatta bana hiç öyle gelmedi,
çünkü benden
13:12
because a man who would
be intimidatedkorkutmak by me
260
780600
2216
çekinecek bir adam, kesinlikle
ilgi alanımda
13:14
is exactlykesinlikle the kindtür of man
I would have no interestfaiz in.
261
782840
2616
olmayacak türden bir adamdır.
13:17
(LaughterKahkaha)
262
785480
1216
[Gülüşmeler]
13:18
(ApplauseAlkış)
263
786720
2080
[Alkışlar]
13:26
But still I was really struckvurdu by this.
264
794120
2840
Ancak bu beni gerçekten çarpmıştı.
13:29
Because I'm femalekadın,
I'm expectedbeklenen to aspireçok istemek to marriageevlilik;
265
797640
3600
Kadın olduğumdan dolayı,
evliliğe can atmam,
13:33
I'm expectedbeklenen to make my life choicesseçimler
266
801960
1776
hayattaki seçimlerimi
evliliğin en
13:35
always keepingkoruma in mindus
that marriageevlilik is the mostçoğu importantönemli.
267
803760
3080
önemli şey olduğunu hatırlayarak
yapmam bekleniyor.
13:40
A marriageevlilik can be a good thing;
268
808040
1976
Evlilik güzel bir şey olabilir;
13:42
it can be a sourcekaynak of joysevinç
and love and mutualkarşılıklı supportdestek.
269
810040
4416
bir keyif, aşk ve karşılıklı
destek kaynağı olabilir.
13:46
But why do we teachöğretmek girlskızlar
to aspireçok istemek to marriageevlilik
270
814480
2456
Ancak kızlarımıza evliliğe
can atmalarını öğretip
13:48
and we don't teachöğretmek boysçocuklar the sameaynı?
271
816960
1720
neden oğullarımıza da aynısını
öğretmiyoruz?
13:52
I know a womankadın
who decidedkarar to sellsatmak her houseev
272
820840
2176
Evlenebileceği adamı
zayıf göstermemek için
13:55
because she didn't want
to intimidatekorkutmak a man who mightbelki marryevlenmek her.
273
823040
3040
evini satmaya karar veren
bir kadını tanıyorum.
13:59
I know an unmarriedevlenmemiş womankadın in NigeriaNijerya
who, when she goesgider to conferenceskonferanslar,
274
827880
4456
Nijerya'da gittiği konferanslarda, kendine
göre, diğer katılanların ona saygı
14:04
wearsgiyer a weddingDüğün ringhalka
275
832360
1376
göstersinler diye evlilik
14:05
because accordinggöre to her,
276
833760
1216
yüzüğü takan bir
14:07
she wants the other participantskatılımcılar
in the conferencekonferans to "give her respectsaygı."
277
835000
3920
kadın tanıyorum.
14:12
I know younggenç womenkadınlar
who are underaltında so much pressurebasınç
278
840120
2336
Evlenmesi için ailesi, arkadaşları
ve hatta işten
14:14
from familyaile, from friendsarkadaşlar,
even from work to get marriedevli,
279
842480
4096
baskı görmüş ve berbat tercihler
yapmaya itilmiş
14:18
and they're pusheditilmiş
to make terriblekorkunç choicesseçimler.
280
846600
2080
genç kadınlar tanıyorum.
14:21
A womankadın at a certainbelli ageyaş who is unmarriedevlenmemiş,
281
849520
2616
Belli bir yaşa gelmesine rağmen
evlenmemiş bir kadına
14:24
our societytoplum teachesöğretir her
to see it as a deepderin, personalkişisel failurebaşarısızlık.
282
852160
4120
toplumumuz bunun derin ve,
kişisel bir hata olduğunu öğretiyor.
14:29
And a man at a certainbelli ageyaş
who is unmarriedevlenmemiş,
283
857040
2776
Ancak belli bir yaşa gelmiş erkek
evlenmemiş olduğunda
14:31
we just think he hasn'tdeğil sahiptir come around
to makingyapma his pickalmak.
284
859840
2616
sadece daha seçim yapmamış
olduğunu düşünüyoruz.
14:34
(LaughterKahkaha)
285
862480
1856
[Gülüşmeler]
14:36
It's easykolay for us to say,
286
864360
1616
"Ama kadınlar bunlara basitçe
14:38
"Oh, but womenkadınlar can
just say no to all of this."
287
866000
2256
'hayır' diyebilir." demek
kolay geliyor bize.
14:40
But the realitygerçeklik is more difficultzor
and more complexkarmaşık.
288
868280
2440
Ancak gerçek daha
çetrefilli ve karmaşık.
14:43
We're all socialsosyal beingsvarlıklar.
289
871360
1776
Hepimiz sosyal canlılarız.
14:45
We internalizeözümsemek ideasfikirler
from our socializationsosyalleştirme.
290
873160
2496
Sosyalleşmemizdeki düşünceleri
içselleştiririz.
14:47
Even the languagedil we use
291
875680
1976
Hatta evlilik ve ilişkilerden
bahsederken
14:49
in talkingkonuşma about marriageevlilik
and relationshipsilişkiler illustratesgösterir this.
292
877680
3416
kullandığımız dil bile bunu gösteriyor.
14:53
The languagedil of marriageevlilik
is oftensık sık the languagedil of ownershipsahiplik
293
881120
2856
Evliliğin dili, partnerliğin dili yerine
14:56
ratherdaha doğrusu than the languagedil of partnershiportaklık.
294
884000
2160
genellikle sahipliğin dili oluyor.
14:58
We use the wordsözcük "respectsaygı"
295
886800
2696
Biz "saygı" kelimesini
15:01
to mean something a womankadın showsgösterileri a man
296
889520
2776
bir kadının erkeğe gösterdiği bir şey
olarak kullanıyoruz,
15:04
but oftensık sık not something
a man showsgösterileri a womankadın.
297
892320
2080
ancak erkeğin kadına değil.
15:08
BothHer ikisi de menerkekler and womenkadınlar in NigeriaNijerya will say --
298
896160
2456
Nijerya'da hem erkekler hem de kadınlar --
15:10
this is an expressionifade
I'm very amusedeğlenerek by --
299
898640
2296
ki bu beni çok eğlendiren bir deyiştir --
15:12
"I did it for peaceBarış in my marriageevlilik."
300
900960
2320
der ki "Evliliğimin huzuru için yaptım."
15:16
Now, when menerkekler say it,
301
904400
1576
Erkek söylediği zamanlarda,
15:18
it is usuallygenellikle about something
that they should not be doing anywayneyse.
302
906000
3176
genelde halihazırda yapmamaları gereken
şeyler hakkında oluyor.
15:21
(LaughterKahkaha)
303
909200
1936
[Gülüşmeler]
15:23
SometimesBazen they say it to theironların friendsarkadaşlar,
304
911160
2776
Bazen bunu arkadaşlarına söylerler,
15:25
it's something to say to theironların friendsarkadaşlar
in a kindtür of fondlyseverek exasperatedbıkkın way,
305
913960
3936
hani ne kadar maskülen olduklarını
açıkça vurgulayacak şekilde nasıl
15:29
you know, something that ultimatelyen sonunda
proveskanıtlıyor how masculineeril they are,
306
917920
3136
ihtiyaç duyulduklarını, ve nasıl
sevildiklerini göster:
15:33
how neededgerekli, how lovedsevilen.
307
921080
1456
15:34
"Oh, my wifekadın eş said
I can't go to the clubkulüp everyher night,
308
922560
2496
" Eşim her gece klübe
gidemeyeceğimi söyledi,
15:37
so for peaceBarış in my marriageevlilik,
I do it only on weekendshafta sonları."
309
925080
2816
ben de evliliğimin huzuru için,
sadece haftasonları gidiyorum.
15:39
(LaughterKahkaha)
310
927920
1696
[Gülüşmeler]
15:41
Now, when a womankadın saysdiyor,
"I did it for peaceBarış in my marriageevlilik,"
311
929640
4256
Kadın ise ne zaman, ''evliliğimin
huzuru için yaptım'' dese
15:45
she's usuallygenellikle talkingkonuşma
about givingvererek up a job,
312
933920
3536
genelde işinden, hayalinden,
15:49
a dreamrüya,
313
937480
1456
kariyerinden vazgeçişinden
15:50
a careerkariyer.
314
938960
1360
bahsediyordur.
15:53
We teachöğretmek femaleskadın that in relationshipsilişkiler,
315
941080
2416
Kadınlara, ilişkilerinde taviz vermenin
15:55
compromisetaviz is what womenkadınlar do.
316
943520
2280
kadınların işi olduğunu öğretiyoruz.
15:59
We raiseyükseltmek girlskızlar to see
eachher other as competitorsrakipler --
317
947080
2576
Kızları birbirlerine rakip olarak
yetiştiriyoruz,
16:01
not for jobsMeslekler or for accomplishmentsbaşarıları,
whichhangi I think can be a good thing,
318
949680
3456
başarı veya meslekler için değil,
-ki kanımca bu iyi olurdu-
16:05
but for attentionDikkat of menerkekler.
319
953160
1600
erkeklerin ilgisi için.
16:07
We teachöğretmek girlskızlar that they
cannotyapamam be sexualcinsel beingsvarlıklar
320
955920
2936
Kızlara, oğlanların aksine,
cinsel hayatları
olamayacağını öğretiyoruz.
16:10
in the way that boysçocuklar are.
321
958880
1496
16:12
If we have sonsoğulları, we don't mindus
knowingbilme about our sons'oğulları girlfriendsKız.
322
960400
3320
Oğlumuz varsa, onların kız
arkadaşlarını öğrenmek sorun olmaz.
16:16
But our daughters'kızlarının boyfriendserkek arkadaş? God forbidyasaklamak.
323
964480
2336
Ancak kızımızın erkek arkadaşı?
Haşa.
16:18
(LaughterKahkaha)
324
966840
1616
[Gülüşmeler]
16:20
But of coursekurs when the time is right,
325
968480
1816
Ancak elbette ki doğru
zaman geldiğinde
16:22
we expectbeklemek those girlskızlar to bringgetirmek back
the perfectmükemmel man to be theironların husbandsKocalar.
326
970320
3896
bu kızlardan kocaları olmak üzere mükemmel
bir adam getirmelerini bekliyoruz.
16:26
We policepolis girlskızlar,
we praiseövgü girlskızlar for virginitybekaret,
327
974240
3376
Kızları denetliyoruz,
bakireliklerini met ediyoruz,
16:29
but we don't praiseövgü boysçocuklar for virginitybekaret,
328
977640
1936
ancak erkeklerinkini etmiyoruz
16:31
and it's always madeyapılmış me wondermerak etmek how exactlykesinlikle
this is supposedsözde to work out because ...
329
979600
3905
ve doğrusu bu bana pek
de mantıklı gelmiyor çünkü...
16:35
(LaughterKahkaha)
330
983529
2327
[Gülüşmeler]
16:37
(ApplauseAlkış)
331
985880
2960
[Alkışlar]
16:45
I mean, the losskayıp of virginitybekaret
is usuallygenellikle a processsüreç that involvesgerektirir ...
332
993760
3400
Çünkü bakireliği kaybetmek genelde
bir süreç ihtiva eder...
16:50
RecentlySon zamanlarda a younggenç womankadın
was gangçete rapedtecavüz in a universityÜniversite in NigeriaNijerya,
333
998680
4176
Geçenlerde Nijerya'da bir üniversitede
genç bir kadın grup tecavüzüne uğradı,
16:54
I think some of us know about that.
334
1002880
1696
bunu bazılarımız biliyordur.
16:56
And the responsetepki of manyçok younggenç NigeriansNijeryalılar,
bothher ikisi de maleerkek and femalekadın,
335
1004600
3256
Çok sayıda erkek ve kız
Nijeryalı gencin tepkisi
16:59
was something alonguzun bir the lineshatlar of this:
336
1007880
2496
şu şekilde oldu:
17:02
"Yes, rapekolza is wrongyanlış.
337
1010400
2176
"Evet, tecavüz yanlış.
17:04
But what is a girlkız doing
in a roomoda with fourdört boysçocuklar?"
338
1012600
3280
Ancak bir kız dört erkeğin
odasında ne arıyordu?"
17:08
Now, if we can forgetunutmak
the horriblekorkunç inhumanityinsanlık dışı of that responsetepki,
339
1016920
4120
Eğer bu cevabın insafsızlığını bir
kenara koyabilirsek,
17:14
these NigeriansNijeryalılar have been raisedkalkık
to think of womenkadınlar as inherentlydoğal olarak guiltysuçlu,
340
1022080
3920
bu Nijeryalılar kadının tabiati gereği
suçlu olduğunu görerek yetiştirildiler,
17:19
and they have been raisedkalkık
to expectbeklemek so little of menerkekler
341
1027319
3136
erkeklerin kontrolsüz yaratıklar olduğu
fikrini kabul edilebilir
17:22
that the ideaFikir of menerkekler as savagevahşi beingsvarlıklar
withoutolmadan any controlkontrol
342
1030480
3695
bulacak seviyede erkeklerden çok az şey
17:26
is somehowbir şekilde acceptablekabul edilebilir.
343
1034200
1240
bekleyerek yetiştirildiler.
17:28
We teachöğretmek girlskızlar shameutanç.
344
1036839
2017
Kızlarımıza utanmayı öğretiyoruz.
17:30
"CloseKapat your legsbacaklar." "CoverKapak yourselfkendin."
345
1038880
1880
"Bacaklarını kapa", "Kendini kapat."
17:33
We make them feel
as thoughgerçi by beingolmak borndoğmuş femalekadın
346
1041440
2255
Onları, erkek olarak değil de
bir kız olarak doğdukları
17:35
they're alreadyzaten guiltysuçlu of something.
347
1043720
2096
için suçlularmış gibi
hissettiriyoruz.
17:37
And so, girlskızlar growbüyümek up to be womenkadınlar
348
1045839
2336
Bu sebeple, büyüyen kızlarımız
17:40
who cannotyapamam see they have desirearzu etmek.
349
1048200
2136
ne arzuladıklarını bilmeden kadın
oluyorlar.
17:42
They growbüyümek up to be womenkadınlar
who silenceSessizlik themselveskendilerini.
350
1050360
2880
Kendilerini susturan kadınlar oluyorlar.
17:47
They growbüyümek up to be womenkadınlar
who cannotyapamam say what they trulygerçekten think,
351
1055080
3416
Ne düşündüklerini açıkça söyleyemeyen
kadınlar oluyorlar --
17:50
and they growbüyümek up --
352
1058520
1336
ve büyüdüklerinde --
17:51
and this is the worsten kötü thing
we did to girlskızlar --
353
1059880
2176
ki bu kızlarımıza yaptığımız
en kötü şey --
17:54
they growbüyümek up to be womenkadınlar
who have turneddönük pretenseiddiası into an artSanat formform.
354
1062080
4136
büyüdüklerinde numara yapmayı bir
sanata çeviren kadınlar oluyorlar.
17:58
(ApplauseAlkış)
355
1066240
3840
[Alkışlar]
18:04
I know a womankadın who hateskinler domesticyerli work,
356
1072440
3416
Ev işlerinden nefret eden
bir kadın tanıyorum,
18:07
she just hateskinler it,
357
1075880
1496
gerçekten nefret ediyor,
18:09
but she pretendsyerindeymiş gibi that she likesseviyor it,
358
1077400
1720
ancak seviyormuş gibi davranıyor,
18:12
because she's been taughtöğretilen
that to be "good wifekadın eş materialmalzeme"
359
1080200
4096
çünkü ona bunun "iyi eş materyali"
olmak için şart olduğu öğretilmiş.
18:16
she has to be --
to use that NigerianNijerya wordsözcük --
360
1084320
2376
Onun -- eğer o kelimeyi kullanacaksak --
18:18
very "homelykendinizi evinizde gibi hissedeceğiniz."
361
1086720
1480
"evcil" olması gerekiyor.
18:21
And then she got marriedevli,
362
1089440
1536
Ardından evlendi ve
18:23
and after a while her husband'skocanın familyaile
beganbaşladı to complainşikayet that she had changeddeğişmiş.
363
1091000
3816
eşinin ailesi onun evlendikten sonra
değiştiğini söylemeye başladı.
18:26
(LaughterKahkaha)
364
1094840
1576
[Gülüşmeler]
18:28
ActuallyAslında, she had not changeddeğişmiş,
365
1096440
1456
Doğrusu, o aslında değişmedi,
18:29
she just got tiredyorgun of pretendingdavranarak.
366
1097920
1920
sadece rol yapmaktan yoruldu.
18:32
The problemsorun with genderCinsiyet,
367
1100720
3136
Cinsiyetin problemi,
18:35
is that it prescribesreçete how we should be
368
1103880
2536
kim olduğumuzu umursamadan
18:38
ratherdaha doğrusu than recognizingtanıyan how we are.
369
1106440
2000
nasıl olmamız gerektiğini buyurmasında.
18:41
Now imaginehayal etmek how much happierdaha mutlu we would be,
370
1109400
2456
Cinsiyet beklentileri olmasaydı,
ne kadar mutlu ve
18:43
how much freerdaha özgür to be
our truedoğru individualbireysel selvescanlarından,
371
1111880
3496
gerçek kişiliğimize karşı
ne kadar daha özgür
18:47
if we didn't have the weightağırlık
of genderCinsiyet expectationsbeklentileri.
372
1115400
2640
olabileceğimizi düşünün.
18:51
BoysÇocuklar and girlskızlar are
undeniablyinkar edilemez differentfarklı biologicallybiyolojik olarak,
373
1119240
4776
Oğlanların ve kızların reddedilemez
şekilde farklı biyolojileri var,
18:56
but socializationsosyalleştirme
exaggeratesabartır the differencesfarklar
374
1124040
2976
ancak sosyalleşme farklılıkları abartıyor
ve bu daha sonra
18:59
and then it becomesolur
a self-fulfillingkendi kendini gerçekleştiren processsüreç.
375
1127040
2576
kendini doğrulayan bir kehanete
dönüşüyor.
19:01
Now, take cookingyemek pişirme for exampleörnek.
376
1129640
2040
Yemek yapmayı örnek alın mesela.
19:04
TodayBugün womenkadınlar in generalgenel are more likelymuhtemelen
to do the houseworkev işi than menerkekler,
377
1132280
3496
Günümüzde kadınlar erkeklere kıyasla
ev işi yapmada daha aktifler,
19:07
the cookingyemek pişirme and cleaningtemizlik.
378
1135800
1256
yemek yapma ve temizlikte.
19:09
But why is that?
379
1137080
1576
Ancak sebebi ne?
19:10
Is it because womenkadınlar
are borndoğmuş with a cookingyemek pişirme genegen?
380
1138680
2856
Kadınlar yemek yapma
genleriyle doğduğu için mi?
19:13
(LaughterKahkaha)
381
1141560
1416
[Gülüşmeler]
19:15
Or because over yearsyıl they have been
socializedtoplumsallaşmış to see cookingyemek pişirme as theironların rolerol?
382
1143000
4256
Yoksa senelerdir yemek pişirmeyi
kendi rolleri olarak gördüklerinden mi?
19:19
ActuallyAslında, I was going to say that maybe
womenkadınlar are borndoğmuş with a cookingyemek pişirme genegen,
383
1147280
3576
Açıkçası, ben de yemek yapma genleriyle
doğduğumuzu söyleyebilirdim,
19:22
untila kadar I rememberhatırlamak that the majorityçoğunluk
of the famousünlü cooksaşçılar in the worldDünya,
384
1150880
3456
ta ki dünyadaki en ünlü aşçıların
büyük bir kısmının,
19:26
whomkime we give the fancyfantezi titleBaşlık of "chefsşefler,"
385
1154360
2296
hani şu "şef" dediklerimizin,
erkek olduğunu
19:28
are menerkekler.
386
1156680
1200
hatırlayana kadar.
19:30
I used to look up to my grandmotherbüyükanne
387
1158960
1696
Küçükken büyükanneme bakardım,
19:32
who was a brilliantparlak, brilliantparlak womankadın,
388
1160680
2056
ki kendisi, çok, çok zeki bir kadındı,
19:34
and wondermerak etmek how she would have been
389
1162760
1736
ve düşünürdüm; acaba büyürken
19:36
if she had the sameaynı opportunitiesfırsatlar
as menerkekler when she was growingbüyüyen up.
390
1164520
3360
erkeklerle aynı şanslara sahip olsaydı
şu anda nerelerde olurdu diye.
19:40
Now todaybugün, there are
manyçok more opportunitiesfırsatlar for womenkadınlar
391
1168960
2576
Bugün, kadınlar için, büyükannemin
dönemine kıyasla,
politikadaki, kanunlardaki değişiklikler
sağolsun,
19:43
than there were
duringsırasında my grandmother'sbüyük annemin time
392
1171560
2256
19:45
because of changesdeğişiklikler in policypolitika,
changesdeğişiklikler in lawhukuk,
393
1173840
2616
çok daha fazla imkanlar var
19:48
all of whichhangi are very importantönemli.
394
1176480
1576
ve bunların hepsi çok önemli.
19:50
But what mattershususlar even more
is our attitudetutum, our mindsetzihniyet,
395
1178080
4536
Ancak daha önemli olan şey,
davranışlarımız, mentalitemiz,
19:54
what we believe
and what we valuedeğer about genderCinsiyet.
396
1182640
3296
neye inandığımız ve cinsiyet
hakkında neye değer verdiğimiz.
19:57
What if in raisingyükselen childrençocuklar
397
1185960
2416
Ya çocuk yetiştirirken cinsiyet yerine
20:00
we focusodak on abilitykabiliyet insteadyerine of genderCinsiyet?
398
1188400
2800
yeteneklerine odaklanırsak?
20:04
What if in raisingyükselen childrençocuklar
we focusodak on interestfaiz insteadyerine of genderCinsiyet?
399
1192000
4120
Ya çocuk yetiştirirken cinsiyet yerine
ilgilerine odaklanırsak?
20:09
I know a familyaile
who have a sonoğul and a daughterkız evlat,
400
1197000
2216
Birer kızları ve oğulları olan,
derslerinde
20:11
bothher ikisi de of whomkime are brilliantparlak at schoolokul,
401
1199240
1896
çok iyi, şahane, nazik çocuklara sahip
20:13
who are wonderfulolağanüstü, lovelygüzel childrençocuklar.
402
1201160
1896
bir aile tanıyorum.
20:15
When the boyoğlan is hungry,
the parentsebeveyn say to the girlkız,
403
1203080
2536
Oğlan aç olduğunda, ebeveynler
kızlarına diyor ki,
20:17
"Go and cookpişirmek IndomieIndomie noodleserişte
for your brothererkek kardeş."
404
1205640
2216
"Git ve kardeşine Indomie eriştesi pişir."
20:19
(LaughterKahkaha)
405
1207880
1216
[Gülüşmeler]
20:21
Now, the daughterkız evlat doesn't
particularlyözellikle like to cookpişirmek IndomieIndomie noodleserişte,
406
1209120
3496
Kız tam olarak Indomie eriştesi
pişirmeyi sevmiyor,
20:24
but she's a girlkız, and so she has to.
407
1212640
2776
ancak o bir kız, yani yapmak zorunda.
20:27
Now, what if the parentsebeveyn,
408
1215440
1776
Ya ebeveynleri en başından beri
20:29
from the beginningbaşlangıç,
409
1217240
1616
hem oğullarına hem de kızlarına
20:30
taughtöğretilen bothher ikisi de the boyoğlan and the girlkız
to cookpişirmek IndomieIndomie?
410
1218880
3920
Indomie pişirmeyi öğretselerdi?
20:35
CookingPişirme, by the way,
is a very usefulişe yarar skillbeceri for boysçocuklar to have.
411
1223920
3016
Ayrıca, yemek pişirebilmek bir erkek için
oldukça kullanışlıdır.
20:38
I've never thought it madeyapılmış senseduyu
to leaveayrılmak suchböyle a crucialçok önemli thing,
412
1226960
4856
Bu kadar önemli bir şeyi bir başkasının
eline bırakmak nasıl mantıklı olabilir?
20:43
the abilitykabiliyet to nourishbesler oneselfkendini --
413
1231840
1896
Yani kendini besleyebilme yetisini --
20:45
(LaughterKahkaha)
414
1233760
1216
[Gülüşmeler]
20:47
in the handseller of othersdiğerleri.
415
1235000
1536
başkasına bırakmak.
20:48
(ApplauseAlkış)
416
1236560
2920
[Alkışlar]
20:53
I know a womankadın who has the sameaynı degreederece
and the sameaynı job as her husbandkoca.
417
1241760
3856
Eşiyle aynı işe ve diplomaya
sahip bir kadın tanıyorum.
20:57
When they get back from work,
she does mostçoğu of the houseworkev işi,
418
1245640
2896
İşten döndüklerinde, kadın ev
işlerinin çoğunluğunu yapıyor,
21:00
whichhangi I think is truedoğru for manyçok marriagesevlilikler.
419
1248560
2176
ki kanımca bu birçok evlilik
için geçerli.
21:02
But what struckvurdu me about them
420
1250760
1736
Ancak beni asıl çarpan şey
21:04
was that wheneverher ne zaman her husbandkoca
changeddeğişmiş the baby'sBebeğin diaperBebek bezi,
421
1252520
2976
kocanın çocuğun bezini her
değiştirişinde kadının ona
21:07
she said "thank you" to him.
422
1255520
2280
teşekkürler diyor olmasıydı.
21:11
Now, what if she saw this
as perfectlykusursuzca normalnormal and naturaldoğal
423
1259040
4416
Peki, ya onun bunu yapmasını
tamamen normal bir şeymiş gibi
21:15
that he should, in factgerçek,
carebakım for his childçocuk?
424
1263480
3336
görseydi, yani kendi
çocuğuna bakıyor olmasını?
21:18
(LaughterKahkaha)
425
1266840
1840
[Gülüşmeler]
21:21
I'm tryingçalışıyor to unlearnunutmak
manyçok of the lessonsdersler of genderCinsiyet
426
1269680
3496
Büyürken içselleştirmiş olduğum
bir çok cinsiyet dersini
21:25
that I internalizediçselleştirilmiş when I was growingbüyüyen up.
427
1273200
2296
hafızamdan silmeye çalışıyorum.
21:27
But I sometimesara sıra still feel very vulnerablesavunmasız
in the faceyüz of genderCinsiyet expectationsbeklentileri.
428
1275520
5056
Ancak bazen hala cinsiyet beklentileri
anlamında çok hassas hissediyorum.
21:32
The first time I taughtöğretilen
a writingyazı classsınıf in graduatemezun olmak schoolokul,
429
1280600
3000
İlk kez bir yazı sınıfında
öğretmenlik yaparken
21:36
I was worriedendişeli.
430
1284360
1256
bayağı endişeliydim.
21:37
I wasn'tdeğildi worriedendişeli
about the materialmalzeme I would teachöğretmek
431
1285640
2336
Öğreteceğim şey hakkında değildi
21:40
because I was well-preparediyi hazırlanmış,
432
1288000
1336
çünkü iyi hazırlanmıştım
21:41
and I was going to teachöğretmek
what I enjoykeyfini çıkarın teachingöğretim.
433
1289360
2216
ve zevk aldığım bir şeyi öğretecektim.
21:43
InsteadBunun yerine, I was worriedendişeli about what to weargiyinmek.
434
1291600
2080
Onun yerine giyeceğim
hakkında endişeliydim.
21:46
I wanted to be takenalınmış seriouslycidden mi.
435
1294680
1600
Ciddiye alınmak istiyordum.
21:49
I knewbiliyordum that because I was femalekadın
436
1297480
1576
Bir kadın olduğumdan dolayı
21:51
I will automaticallyotomatik olarak
have to provekanıtlamak my worthdeğer.
437
1299080
3160
otomatik olarak değerimi ispatlamam
gerektiğini biliyordum.
21:55
And I was worriedendişeli
that if I lookedbaktı too femininekadınsı,
438
1303240
2256
Ve eğer çok feminen görünürsem
ciddiye alınmayacağımdan
endişeleniyordum.
21:57
I would not be takenalınmış seriouslycidden mi.
439
1305520
1776
21:59
I really wanted to weargiyinmek
my shinyparlak lipdudak glossparlak and my girlykız gibi skirtetek,
440
1307320
4336
Gerçekten parlak rujumu ve
o kızımsı eteği giymek istiyordum,
22:03
but I decidedkarar not to.
441
1311680
1816
ancak giymemeye karar verdim.
22:05
InsteadBunun yerine, I woregiydiği a very seriousciddi,
442
1313520
2376
Onun yerine, çok daha ciddi,
22:07
very manlyerkekçe and very uglyçirkin suittakım elbise.
443
1315920
2576
çok daha erkeksi ve çok daha çirkin
bir takım giydim.
22:10
(LaughterKahkaha)
444
1318520
1496
[Gülüşmeler]
22:12
Because the sadüzgün truthhakikat is
that when it comesgeliyor to appearancegörünüm
445
1320040
2696
Çünkü üzücü gerçek şu ki, konu
dış görünüşe gelince
22:14
we startbaşlama off with menerkekler
as the standardstandart, as the normnorm.
446
1322760
2600
erkekleri standart alarak başlıyoruz.
22:17
If a man is gettingalma readyhazır
for a business meetingtoplantı,
447
1325960
2336
Eğer bir erkek iş görüşmesine
hazırlanıyorsa,
22:20
he doesn't worryendişelenmek
about looking too masculineeril
448
1328320
2136
çok maskülen görünmesi veya ciddiye
22:22
and thereforebu nedenle not beingolmak takenalınmış for grantedverilmiş.
449
1330480
2496
alınmaması konusunda endişelenmesine
gerek yoktur.
22:25
If a womankadın has to get readyhazır
for business meetingtoplantı,
450
1333000
2496
Ancak bir kadın bir iş görüşmesine
hazırlanıyorsa,
22:27
she has to worryendişelenmek
about looking too femininekadınsı
451
1335520
2776
çok feminen görünmesi veya bir şey
söyleyip söylememesine
22:30
and what it saysdiyor and whetherolup olmadığını or not
she will be takenalınmış seriouslycidden mi.
452
1338320
4280
karşın ciddiye alınıp alınmayacağı
konusunda endişelenmesine gerek vardır.
22:36
I wishdilek I had not wornsöz konusu ürün
that uglyçirkin suittakım elbise that day.
453
1344000
2200
Keşke o gün o çirkin
takımı giymeseydim.
22:39
I've actuallyaslında banishedsürgün it
from my closetdolap, by the way.
454
1347440
3136
Onu daha sonra
dolabımdan attım bu arada.
22:42
Had I then the confidencegüven
that I have now to be myselfkendim,
455
1350600
4936
Eğer bugünkü cesaretimio gün
gösterebilmiş olsaydım,
22:47
my studentsöğrencilerin would have benefitedyararlandı
even more from my teachingöğretim,
456
1355560
2936
öğrencilerim benim öğretmemden daha
fazla fayda görecekti,
22:50
because I would have been more comfortablerahat
457
1358520
2056
çünkü daha rahat olacaktım ve
22:52
and more fullytamamen and more trulygerçekten myselfkendim.
458
1360600
2000
daha fazla kendim gözükecektim.
22:55
I have chosenseçilmiş to no longeruzun
be apologeticÖzür dileyen for my femalenesspranga
459
1363800
4016
O günden beri dişiliğimden
veya kadınsılığımdan
22:59
and for my femininitykadınlık.
460
1367840
1200
utanmamayı ve pişman
olmamayı seçtim.
23:01
(ApplauseAlkış)
461
1369680
3000
[Alkışlar]
23:07
And I want to be respecteditibarlı
in all of my femalenesspranga
462
1375800
2856
Ve tüm kadınlığımla saygı
duyulmak istiyorum,
23:10
because I deservehak etmek to be.
463
1378680
1560
çünkü bunu hak ediyorum.
23:13
GenderCinsiyet is not an easykolay
conversationkonuşma to have.
464
1381200
2440
Cinsiyet konuşması kolay bir
konu başlığı değil.
23:17
For bothher ikisi de menerkekler and womenkadınlar,
465
1385080
1576
Hem erkek ve kadın için,
23:18
to bringgetirmek up genderCinsiyet is sometimesara sıra
to encounterkarşılaşma almostneredeyse immediateacil resistancedirenç.
466
1386680
3936
cinsiyet konusu direkt olarak sizi bir
direnişle karşı karşıya getirtebiliyor.
23:22
I can imaginehayal etmek some people here
are actuallyaslında thinkingdüşünme,
467
1390640
3256
Bazı kişilerin gerçekten şöyle düşündüğünü
hayal edebiliyorum şu anda
23:25
"WomenKadınlar too do sefSef."
468
1393920
1920
"Kadınlar da patronluk taslıyor".
23:29
Some of the menerkekler here mightbelki be thinkingdüşünme,
469
1397520
2176
Bazı erkekler de şöyle düşünüyor olabilir,
23:31
"OK, all of this is interestingilginç,
470
1399720
1736
"Tamam, bunların hepsi enteresan
23:33
but I don't think like that."
471
1401480
1560
ancak ben böyle düşünmüyorum."
23:35
And that is partBölüm of the problemsorun.
472
1403960
2216
Bu da problemin bir parçası.
23:38
That manyçok menerkekler do not
activelyaktif think about genderCinsiyet
473
1406200
2976
Bir çok erkeğin cinsiyet hakkında
23:41
or noticeihbar genderCinsiyet
474
1409200
1496
aktif olarak düşünmemesi
23:42
is partBölüm of the problemsorun of genderCinsiyet.
475
1410720
2016
cinsiyet probleminin bir parçası.
23:44
That manyçok menerkekler, say, like my friendarkadaş LouisLouis,
476
1412760
2656
Çoğu erkek, arkadaşım Louis gibi,
23:47
that everything is fine now.
477
1415440
1680
her şey iyi diyor.
23:50
And that manyçok menerkekler do nothing to changedeğişiklik it.
478
1418160
2856
Ve bir sürü erkek bunu
değiştirmek için bir şey yapmıyor.
23:53
If you are a man and you walkyürümek
into a restaurantrestoran with a womankadın
479
1421040
2856
Eğer bir erkeksen ve bir restorantın içine
bir kadınla
23:55
and the waiterGarson greetsselamlıyor only you,
480
1423920
1680
girmene rağmen garson sadece seni
23:58
does it occurmeydana to you to asksormak the waiterGarson,
481
1426400
2496
selamlıyorsa, şunu ona soruyor musun:
24:00
"Why haven'tyok you greetedkarşıladı her?"
482
1428920
1560
"Onu neden selamlamadın?"
24:05
Because genderCinsiyet can be --
483
1433320
1496
Çünkü cinsiyet --
24:06
(LaughterKahkaha)
484
1434840
2080
[Gülüşmeler]
24:16
ActuallyAslında, we mayMayıs ayı reposeyaslanmak
partBölüm of a longeruzun versionversiyon of this talk.
485
1444880
4496
Aslında bu muhabbeti uzatabiliriz.
24:21
So, because genderCinsiyet can be
a very uncomfortablerahatsız conversationkonuşma to have,
486
1449400
3576
Çünkü cinsiyet konuşmak için rahatsız
edici bir konu başlığı,
24:25
there are very easykolay waysyolları to closekapat it,
to closekapat the conversationkonuşma.
487
1453000
3096
ve konuyu kapatabilmek için oldukça
kolay yollar var
24:28
So some people will bringgetirmek up
evolutionaryevrimsel biologyBiyoloji and apesmaymunlar,
488
1456120
4176
Bazıları evrimsel biyolojiden ve
primatlardan bahseder,
24:32
how, you know, femalekadın apesmaymunlar
bowyay down to maleerkek apesmaymunlar
489
1460320
3656
hani, bilirsiniz, dişi primatlar
erkeklere itaat eder
24:36
and that sortçeşit of thing.
490
1464000
1240
tarzı meseleler.
24:37
But the pointpuan is we're not apesmaymunlar.
491
1465880
2056
Ancak asıl konu şu: biz primat değiliz.
24:39
(LaughterKahkaha)
492
1467960
1416
[Gülüşmeler]
24:41
(ApplauseAlkış)
493
1469400
4000
[Alkışlar]
24:46
ApesMaymunlar alsoAyrıca livecanlı on treesağaçlar
and have earthwormssolucan for breakfastkahvaltı,
494
1474160
4816
Primatlar ayrıca ağaçlarda yaşardı ve
sabah kahvaltı niyetine solucan yerlerdi,
24:51
and we don't.
495
1479000
1200
ancak biz yemiyoruz.
24:53
Some people will say,
"Well, poorfakir menerkekler alsoAyrıca have a hardzor time."
496
1481240
4000
Bazıları, "Eh, fakir erkekler de bazen
sorun yaşıyor" diyebilir.
24:57
And this is truedoğru.
497
1485880
1200
Bu da doğru.
24:59
But that is not what this --
498
1487920
1336
Ancak bu --
25:01
(LaughterKahkaha)
499
1489280
1096
[Gülüşmeler]
25:02
But this is not
what this conversationkonuşma is about.
500
1490400
2680
Ancak konu bu konumuz değil.
25:06
GenderCinsiyet and classsınıf
are differentfarklı formsformlar of oppressionbaskı.
501
1494480
3776
Cinsiyet ve sınıf farklı baskı formları.
25:10
I actuallyaslında learnedbilgili quiteoldukça a bitbit
about systemssistemler of oppressionbaskı
502
1498280
3656
Aslında baskı formlarını ve birbirlerine
ne kadar
25:13
and how they can be blindkör to one anotherbir diğeri
503
1501960
2456
vurdumduymaz olabileceklerini bir siyahı
25:16
by talkingkonuşma to blacksiyah menerkekler.
504
1504440
1480
erkek ile konuşarak öğrendim.
25:19
I was oncebir Zamanlar talkingkonuşma
to a blacksiyah man about genderCinsiyet
505
1507320
3176
Bu siyahi adamla cinsiyet
hakkında konuşuyorduk,
25:22
and he said to me,
506
1510520
1376
ve bana dedi ki,
25:23
"Why do you have to say
'my' benim experiencedeneyim as a woman'kadın '?
507
1511920
3456
"Neden 'kadın olarak tecrübem' diyorsun?
25:27
Why can't it be
508
1515400
1216
Neden 'bir insan olarak
25:28
'your experiencedeneyim as a humaninsan being'varlık '?"
509
1516640
1880
tecrübem' demiyorsun?"
Ancak bu adamın ta kendisi, yaşadıklarını
25:31
Now, this was the sameaynı man
510
1519840
1256
25:33
who would oftensık sık talk
about his experiencedeneyim as a blacksiyah man.
511
1521120
3000
sıkça siyahi bir adamın tecrübeleri
olarak anlatan bir adam.
25:39
GenderCinsiyet mattershususlar.
512
1527360
1216
Cinsiyet fark eder.
25:40
MenErkekler and womenkadınlar
experiencedeneyim the worldDünya differentlyfarklı olarak.
513
1528600
2496
Erkek ve kadın dünyayı farklı
tecrübe ediyor.
25:43
GenderCinsiyet colorsrenkler the way
we experiencedeneyim the worldDünya.
514
1531120
2816
Cinsiyet dünyayı
tecrübe edişimizi boyuyor.
25:45
But we can changedeğişiklik that.
515
1533960
1400
Ancak bunu değiştirebiliriz.
25:48
Some people will say,
516
1536520
1936
Bazıları diyecek ki,
25:50
"Oh, but womenkadınlar have the realgerçek powergüç,
517
1538480
2456
"Ah, kadınların gerçek gücü var,
25:52
bottomalt powergüç."
518
1540960
1776
kalça gücü".
25:54
And for non-NigeriansNijeryalılar,
bottomalt powergüç is an expressionifade
519
1542760
2896
Nijeryalı olmayanlar için, kalça gücü
25:57
whichhangi I supposevarsaymak meansanlamına geliyor
something like a womankadın
520
1545680
1856
bir kadının bir erkekten iyilik
isterken
25:59
who useskullanımları her sexualitycinsellik
to get favorsiyilik from menerkekler.
521
1547560
2760
seksapelini kullanması anlamına
gelen bir deyiştir.
26:03
But bottomalt powergüç is not powergüç at all.
522
1551200
2720
Ancak kalça gücü
bir güç bile değil.
26:08
BottomAlt powergüç meansanlamına geliyor that a womankadın
523
1556400
2776
Kalça gücü, bir kadının bir başkasının
26:11
simplybasitçe has a good rootkök to tapmusluk into,
from time to time --
524
1559200
2896
gücünden zaman zaman yararlanabilmesi
26:14
somebodybirisi else'sbaşka var powergüç.
525
1562120
1440
anlamına geliyor.
26:16
And then, of coursekurs, we have to wondermerak etmek
526
1564640
1856
Elbette, bazen birisi
kötü hissediyorsa,
26:18
what happensolur when
that somebodybirisi elsebaşka is in a badkötü moodruh hali,
527
1566520
2656
hastaysa veya iktidarsızsa
26:21
or sickhasta
528
1569200
1376
ne oluyor diye
26:22
or impotentiktidarsız.
529
1570600
1200
düşünmeliyiz.
26:24
(LaughterKahkaha)
530
1572280
3416
[Gülüşmeler]
26:27
Some people will say that a womankadın
beingolmak subordinatealt to a man is our culturekültür.
531
1575720
6240
Bazıları kadının erkeğin emrine verilmesi
kültürümüzde var diyor.
26:34
But culturekültür is constantlysürekli changingdeğiştirme.
532
1582640
1976
Ancak kültürler sürekli değişir.
26:36
I have beautifulgüzel twinikiz niecesYeğenim
who are fifteenonbeş and livecanlı in LagosLagos.
533
1584640
4656
Lagos'ta yaşayan ve on beş yaşında olan
ikiz kız yeğenlerim var.
26:41
If they had been borndoğmuş a hundredyüz yearsyıl agoönce
534
1589320
1960
Eğer yüz sene önce doğmuş olsalardı,
26:44
they would have been
takenalınmış away and killedöldürdü.
535
1592000
2136
çoktan zorla alınıp öldürülmüşlerdi.
26:46
Because it was our culturekültür,
it was our culturekültür to killöldürmek twinsİkizler.
536
1594160
3040
Çünkü o zamanki kültürümüzde
ikizleri öldürmek vardı.
26:51
So what is the pointpuan of culturekültür?
537
1599040
1720
O hale kültürümüzün anlamı ne?
26:53
I mean there's the decorativeDekoratif,
538
1601480
1576
Hani tamam, dekoratif olanı var
26:55
the dancingdans ...
539
1603080
1616
danslar olan...
26:56
but alsoAyrıca, culturekültür really is about
preservationkoruma and continuitysüreklilik of a people.
540
1604720
4616
.. ancak kültürün özü insanların
devamlılığı ve korunması hakkında.
27:01
In my familyaile,
541
1609360
1256
Ailemizde,
27:02
I am the childçocuk who is mostçoğu interestedilgili
in the storyÖykü of who we are,
542
1610640
3176
Kim olduğumuz, kültürümüz ve nereden
geldiğimiz konularıyla
27:05
in our traditionsgelenekler,
543
1613840
1256
en çok ilgilenen çocuk
27:07
in the knowledgebilgi about ancestralatalarının landstoprakları.
544
1615120
2176
benimdir.
27:09
My brothersKardeşler are not as interestedilgili as I am.
545
1617320
2576
Abilerim benim kadar ilgili değiller.
27:11
But I cannotyapamam participatekatılmak,
546
1619920
1440
Ancak umunna toplantılarına
27:14
I cannotyapamam go to umunnaumunna meetingstoplantılar,
547
1622200
2016
katılamam veya gidemem,
27:16
I cannotyapamam have a say.
548
1624240
1736
söz hakkım olamaz.
27:18
Because I'm femalekadın.
549
1626000
1200
Çünkü bir kadınım.
27:20
CultureKültür does not make people,
550
1628080
2096
Kültürler insanı oluşturmaz,
27:22
people make culturekültür.
551
1630200
1400
insanlar kültürü oluşturur.
27:24
So if it is in factgerçek truedoğru --
552
1632920
1776
Eğer kültürümüzde --
27:26
(ApplauseAlkış)
553
1634720
3496
[Alkışlar]
27:30
So if it is in factgerçek truedoğru
554
1638240
1616
Eğer kültürümüzde
27:31
that the fulltam humanityinsanlık of womenkadınlar
is not our culturekültür,
555
1639880
2896
kadınların da insan olduğu
bilgisi yoksa, o zaman
27:34
then we mustşart make it our culturekültür.
556
1642800
1720
bunu kültürümüze eklemeliyiz.
27:38
I think very oftensık sık of my dearSayın friendarkadaş,
OkolomaOkoloma MaduewesiMaduewesi.
557
1646040
5616
Sevgili arkadaşım Okoloma Maduewesi
hakkında sıkça düşünüyorum.
27:43
MayMayıs he and all the othersdiğerleri
who passedgeçti away in that SosolisoSosoliso crashkaza
558
1651680
3976
Sosoliso kazasında ölen o ve diğerleri
27:47
continuedevam et to restdinlenme in peaceBarış.
559
1655680
1480
huzurla yatmaya devam etsin.
27:50
He will always be rememberedhatırladı
by those of us who lovedsevilen him.
560
1658400
3080
Onu sevenler tarafından
hep hatırlanacaklar.
27:54
And he was right that day manyçok yearsyıl agoönce
when he calleddenilen me a feministfeminist.
561
1662880
4496
Bana feminist dediği seneler öncesindeki
o gün haklıydı.
27:59
I am a feministfeminist.
562
1667400
1240
Ben bir feministim.
28:01
And when I lookedbaktı up the wordsözcük
in the dictionarysözlük that day,
563
1669400
2696
Ve o gün sözlüğe baktığımda orada
28:04
this is what it said:
564
1672120
1256
yazan şey şuydu:
28:05
"FeministFeminist: a personkişi
who believesinanır in the socialsosyal, politicalsiyasi
565
1673400
3376
"Feminist, cinsiyetlerin sosyal, politik
28:08
and economicekonomik equalityeşitlik of the sexescinsiyet."
566
1676800
3696
ve ekonomik eşitliğine inanan kişidir."
28:12
My great grandmotherbüyükanne,
from the storieshikayeleri I've heardduymuş,
567
1680520
2936
Duyduğum hikayelerden söyleyebilirim ki
benim büyük anneannem
28:15
was a feministfeminist.
568
1683480
1576
bir feministti.
28:17
She ranran away from the houseev of the man
she did not want to marryevlenmek
569
1685080
3376
Evinden evlenmek istemediği bir adamla
evlenmemek için kaçtı ve
28:20
and endedbitti up marryingevlenerek
the man of her choiceseçim.
570
1688480
2080
kendi istediği adamla evlendi.
28:23
She refusedreddetti, she protestedprotesto etti, she spokekonuştu up
571
1691160
2976
Herhangi bir haktan, maldan
mahrum bırakıldığını
28:26
wheneverher ne zaman she feltkeçe she was beingolmak deprivedyoksun
of accesserişim, of landarazi, that sortçeşit of thing.
572
1694160
5296
hissettiğinde, itiraz etti, protesto etti
ve hakkını aradı.
28:31
My great grandmotherbüyükanne
did not know that wordsözcük "feministfeminist,"
573
1699480
3296
Benim büyük anneannem feminist
kelimesinin anlamını bilmiyordu, ancak
28:34
but it doesn't mean that she wasn'tdeğildi one.
574
1702800
1920
bu onun bir feminist
olmadığı anlamına gelmiyor.
28:38
More of us should reclaimıslah that wordsözcük.
575
1706160
1920
Bu kelimeye daha çoğumuz
sahip çıkmalı.
28:42
My ownkendi definitiontanım of feministfeminist is:
576
1710040
2400
Benim Feminist tanımım şu:
28:45
"A feministfeminist is a man or a womankadın
577
1713200
2376
"Feminist, şunu söyleyen erkek
28:47
who saysdiyor --
578
1715600
1200
ve kadındır--
28:49
(LaughterKahkaha)
579
1717480
3136
[Gülüşmeler]
28:52
(ApplauseAlkış)
580
1720640
3760
[Alkışlar]
28:58
A feministfeminist is a man or a womankadın who saysdiyor,
581
1726600
3256
Feminist, şunu söyleyen bir erkek
veya kadındır;
29:01
"Yes, there's a problemsorun
with genderCinsiyet as it is todaybugün,
582
1729880
3296
"Evet, günümüzde cinsiyetle alakalı bir
problem var
29:05
and we mustşart fixdüzeltmek it.
583
1733200
1296
ve bunu düzeltmeliyiz.
29:06
We mustşart do better."
584
1734520
1720
Daha iyi kılmalıyız."
29:09
The besten iyi feministfeminist I know
585
1737960
2056
Bildiğim en iyi feminist
29:12
is my brothererkek kardeş KeneKene.
586
1740040
1320
kardeşim Kene.
29:14
He's alsoAyrıca a kindtür,
good-lookingiyi görünümlü, lovelygüzel man,
587
1742920
3896
O ayrıca oldukça yakışıklı, dünya tatlısı
bir adam
29:18
and he's very masculineeril.
588
1746840
1760
ve oldukça maskülen.
29:21
Thank you.
589
1749320
1216
Teşekkürler.
29:22
(ApplauseAlkış)
590
1750560
4280
[Alkışlar]
Translated by Atakan Yurdakul
Reviewed by Günperi Sisman

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Chimamanda Ngozi Adichie - Novelist
Inspired by Nigerian history and tragedies all but forgotten by recent generations of westerners, Chimamanda Ngozi Adichie’s novels and stories are jewels in the crown of diasporan literature.

Why you should listen

In Nigeria, Chimamanda Ngozi Adichie's novel Half of a Yellow Sun has helped inspire new, cross-generational communication about the Biafran war. In this and in her other works, she seeks to instill dignity into the finest details of each character, whether poor, middle class or rich, exposing along the way the deep scars of colonialism in the African landscape.

Adichie's newest book, The Thing Around Your Neck, is a brilliant collection of stories about Nigerians struggling to cope with a corrupted context in their home country, and about the Nigerian immigrant experience.

Adichie builds on the literary tradition of Igbo literary giant Chinua Achebe—and when she found out that Achebe liked Half of a Yellow Sun, she says she cried for a whole day. What he said about her rings true: “We do not usually associate wisdom with beginners, but here is a new writer endowed with the gift of ancient storytellers.”

(Photo: Wani Olatunde) 

More profile about the speaker
Chimamanda Ngozi Adichie | Speaker | TED.com