ABOUT THE SPEAKER
Michael Patrick Lynch - Philosopher
Michael Patrick Lynch examines truth, democracy, public discourse and the ethics of technology in the age of big data.

Why you should listen

What is truth and why does it matter? Does information technology help or hinder its pursuit? And how do we encourage more productive public discourse? These are some of the questions that animate Michael Lynch's work as a philosopher.  

Lynch is a writer and professor of philosophy at the University of Connecticut, where he directs the Humanities Institute. His work concerns truth, democracy, public discourse and the ethics of technology. Lynch is the author or editor of seven books, including The Internet of Us: Knowing More and Understanding Less in the Age of Big Data, In Praise of Reason: Why Rationality Matters for Democracy, Truth as One and Many and the New York Times Sunday Book Review Editor’s pick, True to Life.

The recipient of the Medal for Research Excellence from the University of Connecticut’s College of Liberal Arts and Sciences, he is The Principal Investigator for Humility & Conviction in Public Life, a $7 million project aimed at understanding and encouraging meaningful public discourse funded by the John Templeton Foundation and the University of Connecticut. He's a frequent contributor to the New York Times "The Stone" blog.

More profile about the speaker
Michael Patrick Lynch | Speaker | TED.com
TED2017

Michael Patrick Lynch: How to see past your own perspective and find truth

Michael Patrick Lynch: Kendi bakış açının ötesine geçerek doğruyu bulmak

Filmed:
1,781,987 views

İnternette bir şeyler okudukça ve izledikçe neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar vermek zorlaşıyor. Felsefeci Michael Patrick Lynch daha çok bilip daha az anlıyor gibi olduğumuzu söylüyor. Konuşmasında kafamızdaki baloncukları patlatmak için adımlar atmamız ve aslında her şeyin zeminini oluşturan ortak gerçekliğe katılmamız konusunda bizi cesaretlendiriyor.
- Philosopher
Michael Patrick Lynch examines truth, democracy, public discourse and the ethics of technology in the age of big data. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So, imaginehayal etmek that you had
your smartphoneSmartphone miniaturizedminyatür
0
740
3679
Akıllı telefonlarınızın minyatür
boyutuna getirildiğini
ve direkt olarak beyninize
bağlandığını hayal edin.
00:16
and hookedbağlanmış up directlydirekt olarak to your brainbeyin.
1
4443
2360
Eğer böyle bir beyin çipiniz olsaydı
00:19
If you had this sortçeşit of brainbeyin chipyonga,
2
7711
1893
00:21
you'dşimdi etsen be ableyapabilmek to uploadyüklemek
and downloadindir to the internetInternet
3
9628
2531
internetten indirme
ve yükleme işlemlerinizi
düşünce hızında yapabilirdiniz.
00:24
at the speedhız of thought.
4
12183
1192
00:25
AccessingErişme socialsosyal mediamedya or WikipediaWikipedia
would be a lot like --
5
13986
3267
Sosyal medyaya ya da Wikipedia'ya girmek,
içeriden de olsa,
00:29
well, from the insideiçeride at leasten az --
6
17277
1640
hafızanıza danışmak gibi bir şey olurdu.
00:30
like consultingDanışmanlık your ownkendi memorybellek.
7
18941
1750
00:33
It would be as easykolay
and as intimatesamimi as thinkingdüşünme.
8
21247
3198
Düşünmek gibi kolay ve içli dışlı olurdu.
Ama bu neyin doğru olduğunu bilmenizi
daha kolay hâle getirir miydi?
00:37
But would it make it easierDaha kolay
for you to know what's truedoğru?
9
25579
3157
00:40
Just because a way
of accessingerişme informationbilgi is fasterDaha hızlı
10
28760
2961
Tek başına bir bilgiye
daha hızlı ulaşabiliyor olmak
onun daha güvenilir olduğu
anlamına gelmez ve aynı şekilde,
00:43
it doesn't mean it's more
reliabledürüst, of coursekurs,
11
31745
2245
00:46
and it doesn't mean that we would all
interpretyorumlamak it the sameaynı way.
12
34014
3231
onu hepimizin aynı şekilde
yorumlayacağı anlamına da gelmez.
Ve bu onu daha iyi değerlendireceğimiz
anlamına da gelmiyor.
00:49
And it doesn't mean that you would be
any better at evaluatingdeğerlendirilmesi it.
13
37269
3594
Hatta bu kötü bir şey de olabilir,
00:52
In factgerçek, you mightbelki even be worsedaha da kötüsü,
14
40887
1657
00:54
because, you know, more dataveri,
lessaz time for evaluationdeğerlendirme.
15
42568
2782
çünkü daha fazla bilgiyi değerlendirmek
için daha az zaman demek.
00:58
Something like this is alreadyzaten
happeningolay to us right now.
16
46378
3395
Buna benzer bir şeyi
halihazırda yaşamaktayız.
01:01
We alreadyzaten carrytaşımak a worldDünya of informationbilgi
around in our pocketscepler,
17
49797
3858
Dünya kadar bilgiyi çoktan
ceplerimizde taşımaktayız,
ancak daha fazla bilgiye
ulaştıkça ve paylaştıkça
01:05
but it seemsgörünüyor as if the more informationbilgi
we sharepay and accesserişim onlineinternet üzerinden,
18
53679
4229
doğru ve sahte arasındaki farkı
01:09
the more difficultzor it can be for us
to tell the differencefark
19
57932
2802
söylememiz daha zorlaşıyor gibi gözüküyor.
01:12
betweenarasında what's realgerçek and what's fakesahte.
20
60758
2117
Daha fazla biliyor ama
daha az anlıyor gibiyiz.
01:15
It's as if we know more
but understandanlama lessaz.
21
63507
3938
Günümüzde bunun modern hayatın
bir parçası olduğunu sanıyorum:
01:20
Now, it's a featureözellik
of modernmodern life, I supposevarsaymak,
22
68152
2937
01:23
that largegeniş swathstarama alanı of the publichalka açık
livecanlı in isolatedyalıtılmış informationbilgi bubbleskabarcıklar.
23
71113
3988
Toplumun geniş kesimleri
bilgi baloncuklarında yaşıyorlar.
Kutuplaştırılıyoruz:
01:27
We're polarizedpolarize: not just over valuesdeğerler,
but over the factsGerçekler.
24
75849
4654
Sadece değerler değil, aynı
zamanda gerçekler üzerinden.
Bunun nedenlerinden bir tanesi,
interneti yöneten veri analizlerinin
01:32
One reasonneden for that is, the dataveri
analyticsAnalytics that drivesürücü the internetInternet
25
80527
3597
bize sadece bilgi aktarıyor olması değil,
01:36
get us not just more informationbilgi,
26
84148
2399
istediğimizden fazla
bilgi aktarıyor olması.
01:38
but more of the informationbilgi that we want.
27
86571
2186
Çevrim içi hayatımız
kişiselleştirilmiş durumda;
01:40
Our onlineinternet üzerinden life is personalizedkişiselleştirilmiş;
28
88781
2390
karşılaştığımız haberlerden,
01:43
everything from the adsreklamlar we readokumak
29
91195
1730
01:44
to the newshaber that comesgeliyor down
our FacebookFacebook feedbesleme
30
92949
2590
Facebook haber akışımıza kadar her şey
01:47
is tailoredözel olarak tasarlanmış to satisfytatmin etmek our preferencesTercihler.
31
95563
3006
tercihlerimize göre biçimlendirilmiş.
Sonuç olarak daha fazla bilgi ararken
01:51
And so while we get more informationbilgi,
32
99279
1806
01:53
a lot of that informationbilgi endsuçları up
reflectingyansıtan ourselveskendimizi
33
101109
3230
ulaştımız bilgiler
gerçeği yansıttığı kadar
kendimizi de yansıtıyor.
01:56
as much as it does realitygerçeklik.
34
104363
2204
01:59
It endsuçları up, I supposevarsaymak,
35
107198
1639
Sanıyorum bu, bilgi baloncuklarımızı
02:01
inflatingŞişirme our bubbleskabarcıklar
ratherdaha doğrusu than burstingpatlama them.
36
109691
2533
patlatmak yerine şişiriyor.
Belki böyle bir durum içinde olmamız,
paradoksal bir durum içinde,
02:05
And so maybe it's no surprisesürpriz
37
113331
2129
02:07
that we're in a situationdurum,
a paradoxicalparadoksal situationdurum,
38
115484
2905
çok daha fazla bildiğimizi düşünmemiz
02:10
of thinkingdüşünme that we know so much more,
39
118413
2131
ama bildiğimizin ne olduğu konusunda
02:12
and yethenüz not agreeingkabul
on what it is we know.
40
120568
3010
anlaşamıyor olmamız bir sürpriz değildir.
Peki bu bilgi kutuplaşması
problemini nasıl çözeceğiz?
02:17
So how are we going to solveçözmek
this problemsorun of knowledgebilgi polarizationpolarizasyon?
41
125259
3572
Belli başlı bir taktik;
teknolojiyi düzeltmeye çalışmak
02:20
One obviousaçık tactictaktik is to try
to fixdüzeltmek our technologyteknoloji,
42
128855
4168
ve dijital platformları kutuplaşmaya
duyarlı olacak şekilde
02:25
to redesignyeniden tasarlamak our digitaldijital platformsplatformlar,
43
133047
1909
02:26
so as to make them lessaz
susceptibleduyarlı to polarizationpolarizasyon.
44
134980
3143
yeniden dizayn etmek.
02:30
And I'm happymutlu to reportrapor
45
138884
1199
Google ve Facebook'ta
çok sayıda zeki insanın
02:32
that manyçok smartakıllı people at GoogleGoogle
and FacebookFacebook are workingçalışma on just that.
46
140107
4640
tam da bunun üzerinde çalıştığını
mutlulukla belirtmek istiyorum.
Ve bu projeler çok önemli.
02:36
And these projectsprojeler are vitalhayati.
47
144771
1589
Ben teknolojiyi düzeltmenin
bilgi kutuplaşması problemini çözmekte
02:39
I think that fixingsabitleme technologyteknoloji
is obviouslybelli ki really importantönemli,
48
147837
3130
çok önemli olduğunu düşünüyorum;
ancak bunun tek başına
02:42
but I don't think technologyteknoloji aloneyalnız,
fixingsabitleme it, is going to solveçözmek the problemsorun
49
150991
4622
bilgi kutuplaşması problemini
çözeceğini de düşünmüyorum.
02:47
of knowledgebilgi polarizationpolarizasyon.
50
155637
1354
Öyle düşünmüyorum, çünkü en nihayetinde
02:49
I don't think that because I don't think,
at the endson of the day,
51
157015
3075
bu problemin teknolojiyle
alakalı olduğunu düşünmüyorum.
02:52
it is a technologicalteknolojik problemsorun.
52
160114
1629
Bence bu insanlarla alakalı bir problem,
02:53
I think it's a humaninsan problemsorun,
53
161767
1875
nasıl düşündüğümüz ve
nelere değer verdiğimizle ilgili.
02:55
havingsahip olan to do with how we think
and what we valuedeğer.
54
163666
3565
03:00
In ordersipariş to solveçözmek it, I think
we're going to need help.
55
168285
2615
Ve bunu çözmek için
yardıma ihtiyacımız var.
Psikolojiden ve siyaset biliminden
faydalanmaya ihtiyacımız var.
03:02
We're going to need help
from psychologyPsikoloji and politicalsiyasi scienceBilim.
56
170924
3005
Ama bence ayrıca felsefeden de
yararlanmaya ihtiyacımız var.
03:05
But we're alsoAyrıca going to need help,
I think, from philosophyFelsefe.
57
173953
3250
Çünkü bilgi kutuplaşması
problemini çözmek için
03:10
Because to solveçözmek the problemsorun
of knowledgebilgi polarizationpolarizasyon,
58
178663
3528
temel bir felsefik düşünce ile
03:15
we're going to need to reconnectyeniden
59
183522
1995
bağ kurmamız gerekiyor.
03:18
with one fundamentaltemel, philosophicalfelsefi ideaFikir:
60
186455
3836
O da ortak bir gerçeklikte
yaşıyor olduğumuz.
03:23
that we livecanlı in a commonortak realitygerçeklik.
61
191219
2397
Ortak gerçeklik düşüncesi
03:26
The ideaFikir of a commonortak realitygerçeklik
is like, I supposevarsaymak,
62
194671
4027
çoğu felsefik kavram gibi
03:30
a lot of philosophicalfelsefi conceptskavramlar:
63
198722
1563
ifade etmesi basit
03:32
easykolay to statebelirtmek, bildirmek
64
200309
1166
ama pratiğe koyması
gizemli bir şekilde zor.
03:33
but mysteriouslygizemli bir şekilde difficultzor
to put into practiceuygulama.
65
201499
2635
Bunu gerçekten kabul etmek için
03:37
To really acceptkabul etmek it,
66
205003
1305
03:38
I think we need to do threeüç things,
67
206332
2217
bence hepsi de şu an çok zor
olan üç şeyi yapmalıyız.
03:40
eachher of whichhangi is a challengemeydan okuma right now.
68
208573
2312
Birincisi, doğrunun olduğuna inanmalıyız.
03:44
First, we need to believe in truthhakikat.
69
212749
2564
Kültürümüzün şu sıralar bu kavramla
03:48
You mightbelki have noticedfark
70
216267
1163
03:49
that our culturekültür is havingsahip olan
something of a troubledsıkıntılı relationshipilişki
71
217454
3015
az çok sıkıntılı bir ilişkisi
olduğunun farkındasınızdır.
03:52
with that conceptkavram right now.
72
220493
1401
Bir siyaset yorumcusunun çok da uzak
olmayan bir zamanda ifade ettiği gibi,
03:55
It seemsgörünüyor as if we disagreekatılmıyorum so much that,
73
223061
3213
03:58
as one politicalsiyasi commentatoryorumcu
put it not long agoönce,
74
226298
2809
eğer yeteri kadar itiraz edersek
aslında doğru diye bir şey
olmadığını görürüz.
04:01
it's as if there are no factsGerçekler anymoreartık.
75
229131
2235
Ama bu düşünce aslında ortalıkta dolaşan
04:04
But that thought is actuallyaslında an expressionifade
76
232986
4222
çekici bir deyişin dışavurumu.
04:09
of a sortçeşit of seductivebaştan çıkarıcı linehat
of argumenttartışma that's in the airhava.
77
237232
4009
Şöyle diyor:
04:13
It goesgider like this:
78
241668
1268
04:16
we just can't stepadım outsidedışında
of our ownkendi perspectivesbakış açıları;
79
244188
2851
Kendi bakış açılarımızın dışına çıkamayız,
04:19
we can't stepadım outsidedışında of our biasesönyargıların.
80
247063
2442
ön yargılarımızdan kaçamayız.
Her denediğimizde ise
04:21
EveryHer time we try,
81
249529
1473
04:23
we just get more informationbilgi
from our perspectiveperspektif.
82
251026
3585
kendi bakış açımızla alakalı
daha çok bilgi ediniriz.
04:27
So, this linehat of thought goesgider,
83
255536
2250
Bu deyiş şöyle devam eder:
Objektif bir doğru olgusu illüzyondur
04:31
we mightbelki as well admititiraf etmek
that objectiveamaç truthhakikat is an illusionyanılsama,
84
259016
3762
ya da zaten fark etmez,
04:34
or it doesn't mattermadde,
85
262802
1154
04:35
because eitherya we'lliyi never
know what it is,
86
263980
2146
çünkü ya hiç yoktur
ya da onu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
04:39
or it doesn't existvar olmak in the first placeyer.
87
267039
2143
04:43
That's not a newyeni philosophicalfelsefi thought --
88
271173
2996
Bu yeni bir felsefik düşünce değil:
gerçekle ilgili şüphecilik.
04:46
skepticismşüphecilik about truthhakikat.
89
274193
1848
04:49
DuringSırasında the endson of the last centuryyüzyıl,
as some of you know,
90
277332
2881
Bazılarınız bilir belki,
son yüzyıl boyunca
bazı akademik daireler içinde
çok popülerdi.
04:52
it was very popularpopüler in certainbelli
academicakademik circlesçevreler.
91
280237
2294
04:55
But it really goesgider back all the way
to the GreekYunanca philosopherfilozof ProtagorasProtagoras,
92
283317
5133
Ama bu aslında Yunan filozof Protagoras
zamanına kadar gider.
05:00
if not fartherdaha uzağa back.
93
288474
1326
05:02
ProtagorasProtagoras said that objectiveamaç
truthhakikat was an illusionyanılsama
94
290252
2449
Protagoras, objektif gerçekliğin
bir illüzyon olduğunu,
05:04
because "man is the measureölçmek
of all things."
95
292725
2907
çünkü 'insanın her şeyin
ölçüsü' olduğunu söyler.
İnsan her şeyin ölçüsüdür.
05:07
Man is the measureölçmek of all things.
96
295656
1940
05:10
That can seemgörünmek like a bracingcanlandırıcı bitbit
of realpolitikRealpolitik to people,
97
298169
2823
Bu insanlara sıkıcı bir şekilde
reelpolitik gelebilir
ya da özgürleştirici,
05:13
or liberatingkurtarıcı,
98
301016
1159
çünkü bu hepimizin kendi gerçeğini
keşfetmesine izin veriyor.
05:14
because it allowsverir eachher of us
to discoverkeşfetmek or make our ownkendi truthhakikat.
99
302199
4538
Ama aslında bence bu düşünce
05:20
But actuallyaslında, I think it's a bitbit
of self-servingKendine hizmet eden rationalizationrasyonalizasyon
100
308618
4162
felsefe kılığına bürünerek
kendini makul kılıyor.
05:24
disguisedgizlenmiş as philosophyFelsefe.
101
312804
1867
05:27
It confuseskarıştırır the difficultyzorluk
of beingolmak certainbelli
102
315507
2808
Gerçeğin imkânsızlığını öne sürerek
emin olmanın zorluğunu daha da karıştıyor.
05:30
with the impossibilityimkansızlık of truthhakikat.
103
318339
2645
Bakın,
05:34
Look --
104
322223
1206
05:36
of coursekurs it's difficultzor
to be certainbelli about anything;
105
324768
2940
herhangi bir şey hakkında
emin olmak tabii ki zordur;
hepimiz 'Matrix' içinde
yaşıyor olabiliriz.
05:40
we mightbelki all be livingyaşam in "The MatrixMatris."
106
328908
2313
05:44
You mightbelki have a brainbeyin chipyonga in your headkafa
107
332018
1982
Kafanızın içinde sizi yanlış düşüncelerle
05:46
feedingbesleme you all the wrongyanlış informationbilgi.
108
334024
1964
dolduran bir beyin çipi de olabilir.
05:49
But in practiceuygulama, we do agreeanlaşmak
on all sortssıralar of factsGerçekler.
109
337593
4179
Ama pratikte çoğu konuda
gerçekler hakkında anlaşma sağlıyoruz.
05:53
We agreeanlaşmak that bulletsMadde işaretleri can killöldürmek people.
110
341796
3239
Kurşunların insanları
öldürdüğünü kabul ediyoruz.
Kanatlarınızı çırpıp da
uçamayacağınızı kabul ediyoruz.
05:57
We agreeanlaşmak that you can't flapkapak
your armssilâh and flyuçmak.
111
345616
4383
06:02
We agreeanlaşmak -- or we should --
112
350023
2109
Harici gerçekler olduğunu kabul ederiz
--ya da etmemiz gerekir--
06:05
that there is an externaldış realitygerçeklik
113
353018
2297
ve bunu inkâr etmek canımızı yakabilir.
06:07
and ignoringgörmezden it can get you hurtcanını yakmak.
114
355339
2081
Her şeye karşın ön yargılarımızdan
kurtulmamıza imkân verdiği için
06:11
NonethelessYine de, skepticismşüphecilik
about truthhakikat can be temptingcazip,
115
359205
4149
06:15
because it allowsverir us to rationalizerasyonalize
away our ownkendi biasesönyargıların.
116
363378
3314
şüphecilik cezbedici olabiliyor.
06:18
When we do that, we're sortçeşit of like
the guy in the moviefilm
117
366716
2987
Bunu yaparken 'Matrix'
içinde olduğunu bilen,
06:21
who knewbiliyordum he was livingyaşam in "The MatrixMatris"
118
369727
2338
ama yine de orada mutlu olduğuna
karar veren adama benzeriz.
06:24
but decidedkarar he likedsevilen it there, anywayneyse.
119
372793
2725
Sonuç olarak istediğine
ulaşmak iyi hissettirir.
06:29
After all, gettingalma what you
want feelshissediyor good.
120
377031
2658
Her zaman doğru olmak iyi hissettirir.
06:32
BeingVarlık right all the time feelshissediyor good.
121
380271
2696
06:34
So, oftensık sık it's easierDaha kolay for us
122
382991
2782
Bu yüzden kendimizi bilgi
baloncuklarımızın içine kapamak,
06:37
to wrapsarmak ourselveskendimizi in our cozyrahat
informationbilgi bubbleskabarcıklar,
123
385797
3489
suizan ile yaşamak
ve baloncuklarımızı gerçekliğin
ölçüsü olarak kabul etmek
06:42
livecanlı in badkötü faithinanç,
124
390049
1541
06:43
and take those bubbleskabarcıklar
as the measureölçmek of realitygerçeklik.
125
391614
3751
genelde bizler için daha kolaydır.
Bence suizanın nasıl hareketlerimize
yön verdiğinin bir örneği
06:48
An exampleörnek, I think, of how
this badkötü faithinanç getsalır into our actionaksiyon
126
396595
5845
sahte haberlere olan reaksiyonumuzdu.
06:54
is our reactionreaksiyon
to the phenomenonfenomen of fakesahte newshaber.
127
402464
4785
06:59
The fakesahte newshaber that spreadYAYILMIŞ on the internetInternet
128
407874
2930
2016 Amerikan başkanlık seçimleri boyunca
07:02
duringsırasında the AmericanAmerikan
presidentialCumhurbaşkanlığı electionseçim of 2016
129
410828
4654
internette dolaşan sahte haberler
ön yargılarımızı beslemek
07:07
was designedtasarlanmış to feedbesleme into our biasesönyargıların,
130
415506
2627
ve baloncuklarımızı şişirmeye
yönelik olarak tasarlanmıştı.
07:10
designedtasarlanmış to inflateşişirmek our bubbleskabarcıklar.
131
418157
2114
07:12
But what was really strikingdikkat çekici about it
132
420295
2051
Ama bununla alakalı asıl çarpıcı olan
07:14
was not just that it fooledaptal
so manyçok people.
133
422370
2614
sadece ne kadar insanı kandırdığı değil.
07:17
What was really strikingdikkat çekici to me
about fakesahte newshaber,
134
425595
2841
Sahte haberler hakkında
benim için asıl çarpıcı olan
07:20
the phenomenonfenomen,
135
428460
1338
bu olayın nasıl da hızlı bir şekilde
bilgi kutuplaşmasına konu olduğuydu;
07:21
is how quicklyhızlı bir şekilde it itselfkendisi becameoldu
the subjectkonu of knowledgebilgi polarizationpolarizasyon;
136
429822
5055
o kadar ki, 'sahte haber' kavramı
07:27
so much so, that the very termterim --
the very termterim -- "fakesahte newshaber"
137
435582
3679
şimdi sadece 'hoşumuza
gitmeyen haberler' oluverdi.
07:31
now just meansanlamına geliyor: "newshaber storyÖykü I don't like."
138
439285
3404
İşte bu bahsettiğim, doğruya karşı
beslenen suizanın bir örneği.
07:35
That's an exampleörnek of the badkötü faithinanç
towardskarşı the truthhakikat that I'm talkingkonuşma about.
139
443367
4873
Ama bence doğruya karşı
duyulan şüpheciliğin
07:43
But the really, I think, dangeroustehlikeli thing
140
451240
3474
asıl tehlikeli yanı
07:47
about skepticismşüphecilik with regardsaygı to truthhakikat
141
455981
2578
bunun despotizme yol açması.
07:51
is that it leadspotansiyel müşteriler to despotismDespotizm.
142
459476
1907
07:54
"Man is the measureölçmek of all things"
143
462350
2923
'İnsan her şeyin ölçüsüdür.'
07:57
inevitablykaçınılmaz becomesolur "The Man
is the measureölçmek of all things."
144
465297
3917
kaçınılmaz olarak
'İNSAN her şeyin ölçüsüdür'
hâline geliyor.
08:01
Just as "everyher man for himselfkendisi"
145
469852
2650
Tıpkı 'her koyun kendi
bacağından asılır' sözünün
08:04
always seemsgörünüyor to turndönüş out to be
"only the stronggüçlü survivehayatta kalmak."
146
472526
2995
'yalnızca güçlü olan hayatta kalır'
zihniyetini ortaya çıkardığı gibi.
Orwell'in '1984' kitabının sonunda,
08:08
At the endson of Orwell'sOrwell'ın "1984,"
147
476345
2489
08:12
the thought policemanpolis O'BrienO'Brien is torturingişkence
the protagonistkahraman WinstonWinston SmithSmith
148
480136
4259
düşünce polisi O'Brien
ana karakter Winston Smith'e
iki artı ikinin beşe eşit olduğuna
inanması için işkence eder.
08:16
into believinginanan two plusartı two equalseşittir fivebeş.
149
484419
3198
O'Brien'ın yapmak istediği
08:20
What O'BrienO'Brien saysdiyor is the pointpuan,
150
488571
2804
Smith'i parti ne söylerse doğru olduğu
08:25
is that he wants to convinceikna etmek SmithSmith
that whateverher neyse the partyParti saysdiyor is the truthhakikat,
151
493486
4421
ya da doğrunun, parti ne söylerse
o olduğu konusunda ikna etmek.
08:29
and the truthhakikat is whateverher neyse the partyParti saysdiyor.
152
497931
2885
08:33
And what O'BrienO'Brien knowsbilir
is that oncebir Zamanlar this thought is acceptedkabul edilmiş,
153
501484
3520
O'Brien'ın bildiği gibi bir kere
bu fikir kabul edildiğinde
08:38
criticalkritik dissentmuhalefet is impossibleimkansız.
154
506387
2554
eleştirel muhalefette bulunmak imkânsızdı.
08:41
You can't speakkonuşmak truthhakikat to powergüç
155
509857
2188
Eğer güç, tabiatı gereği
doğruyu söylüyorsa
08:44
if the powergüç speakskonuşur truthhakikat by definitiontanım.
156
512069
3155
ona karşı doğrulardan bahsedemezsiniz.
08:48
I said that in ordersipariş to acceptkabul etmek
that we really livecanlı in a commonortak realitygerçeklik,
157
516880
4243
Ortak bir gerçeklikte yaşadığımızı
kabul edebilmemiz için
üç şey yapmamız gerektiğini söylemiştim.
08:53
we have to do threeüç things.
158
521147
1287
Birincisi, bir doğrunun olduğuna inanmak.
08:54
The first thing is to believe in truthhakikat.
159
522458
1985
İkincisi ise Kant'ın Aydınlanma'nın
mottosu olarak söylediği
08:56
The secondikinci thing can be summedtoplanmış up
160
524467
1670
08:58
by the LatinLatin phraseifade that KantKant tookaldı
as the mottosloganı for the EnlightenmentAydınlanma:
161
526161
5086
Latince bir sözle özetlenebilir:
09:03
"SapereSapere audeAude,"
162
531271
1637
'Sapere aude'
ya da 'bilmeye cesaret et.'
09:04
or "darecesaret to know."
163
532932
1732
Ya da Kant'ın istediği gibi,
'kendi başına bilmeye cesaret et.'
09:06
Or as KantKant wants,
"to darecesaret to know for yourselfkendin."
164
534688
2426
Sanırım internetin çıktığı ilk günlerde
09:10
I think in the earlyerken daysgünler of the internetInternet,
165
538208
2042
çoğumuz bilgi teknolojisinin
kendi başımıza bilmemizi
09:12
a lot of us thought
166
540274
1166
09:13
that informationbilgi technologyteknoloji
was always going to make it easierDaha kolay
167
541464
3810
hep daha kolay hâle
getireceğini düşünmüşüzdür
09:17
for us to know for ourselveskendimizi,
168
545298
1855
ve aslında çoğu açıdan öyle de oldu.
09:19
and of coursekurs in manyçok waysyolları, it has.
169
547177
2692
09:21
But as the internetInternet has becomeolmak
more and more a partBölüm of our liveshayatları,
170
549893
3838
Ancak internet hayatımızın
bir parçası haline geldikçe
onu daha pasif bir şekilde kullanır olduk.
09:25
our reliancegüven on it, our use of it,
171
553755
1959
09:27
has becomeolmak oftensık sık more passivepasif.
172
555738
2560
Bilgimizin büyük bir kısmı 'Google-bilgi.'
09:30
Much of what we know todaybugün we Google-knowGoogle-biliyor.
173
558322
2365
Yığınlarca bilgiyi indiriyoruz
09:33
We downloadindir prepackagedönceden paketlenmiş setskümeler of factsGerçekler
174
561299
3695
ve sosyal medyanın ışığında harmanlıyoruz.
09:37
and sortçeşit of shuffleShuffle them alonguzun bir
the assemblymontaj linehat of socialsosyal mediamedya.
175
565018
3812
09:41
Now, Google-knowingGoogle-bile bile is usefulişe yarar
176
569357
1430
Google-bilme faydalı bir şey,
09:42
preciselytam because it involvesgerektirir
a sortçeşit of intellectualentellektüel outsourcingdış kaynak.
177
570811
3196
çünkü bir bilgi kaynağı sunuyor.
09:46
We offloadsatmak our effortçaba ontoüstüne a network
of othersdiğerleri and algorithmsalgoritmalar.
178
574031
5765
Kendi göstermemiz gereken çabayı
başkalarına ve algoritmalara yüklüyoruz.
09:51
And that allowsverir us, of coursekurs,
to not clutterkarmakarışık etmek our mindszihinler
179
579820
3007
Ve bu, bütün o bilgilerin
kafamızı karıştırmasını engelliyor.
09:54
with all sortssıralar of factsGerçekler.
180
582851
1439
İhtiyacımız olduğu an
onları indirebiliriz.
09:56
We can just downloadindir them
when we need them.
181
584314
2287
09:58
And that's awesomemüthiş.
182
586625
1382
Ve bu harika bir şey.
Ama bir dizi bilgiyi indirmek ile
10:01
But there's a differencefark
betweenarasında downloadingindirme a setset of factsGerçekler
183
589348
4781
onun neden öyle olduğunu
anlamak arasında fark var.
10:06
and really understandinganlayış how or why
those factsGerçekler are as they are.
184
594809
4826
Bir hastalığın neden yayıldığını,
10:13
UnderstandingAnlama why
a particularbelirli diseasehastalık spreadsyayılır,
185
601237
4374
10:17
or how a mathematicalmatematiksel proofkanıt worksEserleri,
186
605635
2059
matematiksel bir
denklemin nasıl işlediğini
10:19
or why your friendarkadaş is depressedbunalımlı,
187
607718
2013
ya da bir arkadaşının canının
neden sıkkın olduğunu anlamak
10:21
involvesgerektirir more than just downloadingindirme.
188
609755
2465
sadece indirmekten fazlasını gerektirir.
Kendi başına bir şeyler
yapmış olmanı gerektirir;
10:25
It's going to requiregerektirir, mostçoğu likelymuhtemelen,
189
613396
2081
10:27
doing some work for yourselfkendin:
190
615501
2102
yaratıcı bir içgörüye sahip olmayı,
10:30
havingsahip olan a little creativeyaratıcı insightIçgörü;
191
618503
1840
hayal gücünü kullanmayı,
10:32
usingkullanma your imaginationhayal gücü;
192
620367
1266
10:33
gettingalma out into the fieldalan;
193
621657
1318
sahaya inip deney yapmayı,
10:34
doing the experimentdeney;
194
622999
1182
ispat üzerinde çalışmayı
10:36
workingçalışma throughvasitasiyla the proofkanıt;
195
624205
1271
ve başkalarıyla konuşmayı.
10:37
talkingkonuşma to someonebirisi.
196
625500
1444
Tabii ki 'Google-bilmeyi'
bırakmalıyız demiyorum.
10:43
Now, I'm not sayingsöz, of coursekurs,
that we should stop Google-knowingGoogle-bile bile.
197
631533
3544
Sadece gerektiğinden fazla
değer vermemeliyiz diyorum.
10:48
I'm just sayingsöz
198
636402
1151
10:49
we shouldn'tolmamalı overvalueabartıyorsun it, eitherya.
199
637577
1686
Daha aktif öğrenme
yöntemlerini teşvik ederek
10:51
We need to find waysyolları of encouragingteşvik edici
formsformlar of knowingbilme that are more activeaktif,
200
639287
4664
çabalarımızın baloncuklarımızı
büyütmesine engel olmalıyız.
10:56
and don't always involvedahil passinggeçen off
our effortçaba into our bubblekabarcık.
201
644512
5049
Çünkü 'Google-bilme' ile
alakalı problem
11:02
Because the thing about Google-knowingGoogle-bile bile
is that too oftensık sık it endsuçları up
202
650242
3341
genelde 'baloncuk-bilme'
olarak son bulması.
11:05
beingolmak bubble-knowingkabarcık-bile bile.
203
653607
1364
Ve 'baloncuk-bilme' demek
her zaman haklı olmak demek.
11:07
And bubble-knowingkabarcık-bile bile meansanlamına geliyor
always beingolmak right.
204
655581
2790
Ancak bilmeye cesaret etmek,
11:11
But daringcesur to know,
205
659183
2197
anlamaya cesaret etmek demek,
11:13
daringcesur to understandanlama,
206
661404
1570
yanlış olabileceği ihtimalini
göz önünde bulundurmak demektir.
11:16
meansanlamına geliyor riskingriske the possibilityolasılık
that you could be wrongyanlış.
207
664151
3066
İstediğin şey ile doğru olanın
11:19
It meansanlamına geliyor riskingriske the possibilityolasılık
208
667921
2268
11:22
that what you want and what's truedoğru
are differentfarklı things.
209
670213
4327
farklı olabileceğinin farkında olmaktır.
Ve bu da beni, ortak bir gerçeklikte
yaşadığımızı kabul etmek istersek,
11:28
WhichHangi bringsgetiriyor me to the thirdüçüncü thing
that I think we need to do
210
676070
2921
11:31
if we want to acceptkabul etmek that we livecanlı
in a commonortak realitygerçeklik.
211
679854
3032
üçüncü maddeye getiriyor.
Üçüncü madde: Alçakgönüllü olun.
11:34
That thirdüçüncü thing is:
have a little humilitytevazu.
212
682910
2891
Alçakgönüllülükten kastım,
bilmeye dair bir alçakgönüllülük.
11:38
By humilitytevazu here, I mean
epistemicepistemik humilitytevazu,
213
686510
2122
11:40
whichhangi meansanlamına geliyor, in a senseduyu,
214
688656
1989
Yani bir bakıma,
hiçbir şey bilmediğini bilmek demek.
11:43
knowingbilme that you don't know it all.
215
691701
2403
Ama bundan da fazlası anlamına geliyor.
11:46
But it alsoAyrıca meansanlamına geliyor something
more than that.
216
694128
2053
Dünya görüşünü, kanıtlar ve
başkalarının da deneyimleri ışığında
11:48
It meansanlamına geliyor seeinggörme your worldviewdünya görüşü
as openaçık to improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme
217
696205
4450
gelişime açık görmek anlamına geliyor.
11:52
by the evidencekanıt and experiencedeneyim of othersdiğerleri.
218
700679
2131
Dünya görüşünü, kanıtlar ve
başkalarının da deneyimleri ışığında
11:54
SeeingGörmek your worldviewdünya görüşü
as openaçık to improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme
219
702834
2049
11:56
by the evidencekanıt and experiencedeneyim of othersdiğerleri.
220
704907
2123
gelişime açık görmek.
Bu değişime açık olmaktan fazlası.
12:00
That's more than just
beingolmak openaçık to changedeğişiklik.
221
708084
2039
Bu kendini geliştirmeye
açık olmaktan da fazlası.
12:02
It's more than just beingolmak openaçık
to self-improvementkendini geliştirme.
222
710147
2398
Bu bilgi birikiminin,
başkalarının katkılarıyla,
12:04
It meansanlamına geliyor seeinggörme your knowledgebilgi
as capableyetenekli of enhancingartırılması
223
712569
4285
gelişme ve zenginleşme
kapasitesinin olduğunu görmek demek.
12:08
or beingolmak enrichedzenginleştirilmiş
by what othersdiğerleri contributekatkıda bulunmak.
224
716878
2526
12:12
That's partBölüm of what is involvedilgili
225
720224
2714
Bu sizin de sorumlu
olduğunuz bir ortak gerçeklik
12:14
in recognizingtanıyan there's a commonortak realitygerçeklik
226
722962
2133
olduğunu anlamanızın bir şartı.
12:18
that you, too, are responsiblesorumluluk sahibi to.
227
726116
1853
Bence toplumumuzun
bu tarz bir alçakgönüllüğü
12:21
I don't think it's much
of a stretchUzatmak to say
228
729633
2205
12:23
that our societytoplum is not particularlyözellikle great
at enhancingartırılması or encouragingteşvik edici
229
731862
4955
geliştirmek ve teşvik etmek konusunda
çok iyi olmadığını söylesem
abartmış olmam.
12:28
that sortçeşit of humilitytevazu.
230
736841
1215
12:30
That's partlykısmen because,
231
738080
1579
Bu bir ölçüde, kibiri ve özgüveni
12:32
well, we tendeğiliminde to confusekarıştırmayın
arrogancekibir and confidencegüven.
232
740810
2988
karıştırmamızdan kaynaklanıyor.
Bir ölçüde de, biliyorsunuz,
12:36
And it's partlykısmen because, well, you know,
233
744263
2441
kibir daha kolay.
12:39
arrogancekibir is just easierDaha kolay.
234
747341
1553
Her şeyi bildiğini düşünmek
çok daha kolay.
12:40
It's just easierDaha kolay to think of yourselfkendin
as knowingbilme it all.
235
748918
2677
Bütün her şeyi çözdüğünü düşünmek kolay.
12:43
It's just easierDaha kolay to think of yourselfkendin
as havingsahip olan it all figuredanladım out.
236
751619
3697
Bu doğruya karşı beslenen suizanın
12:48
But that's anotherbir diğeri exampleörnek
of the badkötü faithinanç towardskarşı the truthhakikat
237
756513
2933
başka bir örneği.
12:51
that I've been talkingkonuşma about.
238
759470
1538
Ortak gerçeklik kavramı,
12:55
So the conceptkavram of a commonortak realitygerçeklik,
239
763391
2237
çoğu filozofik kavram gibi,
12:57
like a lot of philosophicalfelsefi conceptskavramlar,
240
765652
2690
13:00
can seemgörünmek so obviousaçık,
241
768366
1484
çok doğal gözüktüğü için
onu es geçip neden önemli
olduğunu unutabiliriz.
13:02
that we can look right pastgeçmiş it
242
770785
1842
13:05
and forgetunutmak why it's importantönemli.
243
773945
1984
Demokrasiler, en azından arada sırada,
13:09
DemocraciesDemokrasilerin can't functionfonksiyon
if theironların citizensvatandaşlar don't strivegayret,
244
777394
4944
vatandaşları, özellikle
karşı çıktıkları zaman,
13:14
at leasten az some of the time,
245
782362
1370
düşüncelerini iletmek ve yaymak için
13:15
to inhabityaşamak a commonortak spaceuzay,
246
783756
1681
13:17
a spaceuzay where they can passpas
ideasfikirler back and forthileri
247
785461
3456
ortak bir alanı mesken tutmaya
çabalamazlarsa, fonksiyonunu kaybeder.
13:22
when -- and especiallyözellikle when --
248
790123
1786
13:23
they disagreekatılmıyorum.
249
791933
1405
Ancak ortak bir gerçeklikte
yaşadığınızı kabul etmeden
13:25
But you can't strivegayret to inhabityaşamak that spaceuzay
250
793749
2264
bu alanı mesken tutmaya çalışamazsınız.
13:29
if you don't alreadyzaten acceptkabul etmek
that you livecanlı in the sameaynı realitygerçeklik.
251
797560
3586
Bunu kabul etmek için
doğrunun olduğuna inanmalıyız
13:35
To acceptkabul etmek that, we'vebiz ettik got
to believe in truthhakikat,
252
803144
2171
13:37
we'vebiz ettik got to encourageteşvik etmek
more activeaktif waysyolları of knowingbilme.
253
805339
3311
ve daha aktif bilme
yöntemlerini teşvik etmeliyiz.
Ayrıca bütün her şeyin
13:41
And we'vebiz ettik got to have the humilitytevazu
254
809394
1738
ölçüsü olmadığımızın farkına varmalıyız.
13:44
to realizegerçekleştirmek that we're not
the measureölçmek of all things.
255
812271
2707
Belki bir gün beynimizde internetin
13:49
We mayMayıs ayı yethenüz one day realizegerçekleştirmek the visionvizyon
256
817049
3524
olduğu bir bakış açısına sahip olabiliriz.
13:52
of havingsahip olan the internetInternet in our brainsbeyin.
257
820597
2673
Ancak bunun korkutucu değil de
13:56
But if we want that to be liberatingkurtarıcı
and not terrifyingdehşet verici,
258
824545
3919
özgürleştirici olmasını,
14:00
if we want it to expandgenişletmek our understandinganlayış
259
828488
2762
sadece pasif bilgi birikimimizi değil
kavrayışımızı da
geliştirmesini istiyorsak,
14:03
and not just our passivepasif knowingbilme,
260
831274
2403
ne kadar harika ve güzel olursa olsun,
14:06
we need to rememberhatırlamak that our perspectivesbakış açıları,
261
834585
3639
bakış açılarımızın bir tane gerçeğin
üstündeki farklı açılar olduğunu
14:10
as wondrousHarika, as beautifulgüzel as they are,
262
838248
3151
14:14
are just that --
263
842171
1280
kabul etmemiz gerekir.
14:15
perspectivesbakış açıları on one realitygerçeklik.
264
843475
2520
Teşekkür ederim.
14:19
Thank you.
265
847096
1271
14:20
(ApplauseAlkış)
266
848391
4826
(Alkışlar)
Translated by Ömer Faruk Çalışkan
Reviewed by Suleyman Cengiz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Michael Patrick Lynch - Philosopher
Michael Patrick Lynch examines truth, democracy, public discourse and the ethics of technology in the age of big data.

Why you should listen

What is truth and why does it matter? Does information technology help or hinder its pursuit? And how do we encourage more productive public discourse? These are some of the questions that animate Michael Lynch's work as a philosopher.  

Lynch is a writer and professor of philosophy at the University of Connecticut, where he directs the Humanities Institute. His work concerns truth, democracy, public discourse and the ethics of technology. Lynch is the author or editor of seven books, including The Internet of Us: Knowing More and Understanding Less in the Age of Big Data, In Praise of Reason: Why Rationality Matters for Democracy, Truth as One and Many and the New York Times Sunday Book Review Editor’s pick, True to Life.

The recipient of the Medal for Research Excellence from the University of Connecticut’s College of Liberal Arts and Sciences, he is The Principal Investigator for Humility & Conviction in Public Life, a $7 million project aimed at understanding and encouraging meaningful public discourse funded by the John Templeton Foundation and the University of Connecticut. He's a frequent contributor to the New York Times "The Stone" blog.

More profile about the speaker
Michael Patrick Lynch | Speaker | TED.com