ABOUT THE SPEAKER
Caroline Harper - Advocate for visually impaired people
At Sightsavers, an international NGO, Caroline Harper leads efforts to eliminate avoidable blindness around the world and fight for equal rights.

Why you should listen

Dr. Caroline Harper's ultimate goal is to see herself out of a job. She runs Sightsavers, an organization with global offices that strives to eliminate avoidable blindness and ensure that people with disabilities have equal rights. Up to 75 percent of sight loss can be cured or prevented, and her team hopes to achieve their goals so spectacularly that the organization is no longer needed. 

Harper worked in the gas industry until 2002, before co-founding a management business that specialized on turnaround sales of energy companies. But during what she describes as a mid-life gap year, she visited a number of developing countries and felt drawn to international development. "My own family has a lot of blindness, so the mission of Sightsavers really resonated for me," she said. "I have now been its CEO for 13 years, and every year something more incredible happens. The best moments are when I visit some of the countries where we work, sit with people in their communities and realize that what we do has a massive impact. I am so lucky."

Harper is a Commander of the Order of the British Empire (CBE) for her work to protect the sight of people in developing countries. Sightsavers works with a range of partners and is supported by organizations such as The Queen Elizabeth Diamond Jubilee Trust and UK aid through the UK government's Department for International Development.

More profile about the speaker
Caroline Harper | Speaker | TED.com
TED2018

Caroline Harper: What if we eliminated one of the world's oldest diseases?

Caroline Harper: Dünyanın en eski hastalıklarından birini yok etsek?

Filmed:
1,399,900 views

Binlerce yıl önce Antik Nubyalılar, göz kapaklarının dışa doğru kıvrıldığı ve körlüğe neden olan korkunç bir hastalığı mezar taşlarına resmediyorlardı. Trahom adındaki bu hastalık hâlâ dünyanın pek çok bölgesinde kendini gösteriyor ama Caroline Harper'a göre tamamen önlenebilir. Küresel bir harita projesiyle Harper'ın ''görüş kurtaranlar'' anlamına gelen SightSavers adındaki organizasyonunun bir planı var: Bu hastalığı ortadan kaldırmak için finansman açığı olan ülkelere odaklanmak ve ihtiyacın en fazla olduğu yerlerde çalışmaları yoğunlaştırmak. Trahomu nasıl tarih kitaplarına hapsedeceklerine dair planı ve nasıl yardım edebileceğinizi bu konuşmayla öğrenin. (Bu tutkulu plan, TED'in küresel değişimi teşvik eden yeni hareketi olan ''The Audacious Project''in ilk fikirlerinden biri.)
- Advocate for visually impaired people
At Sightsavers, an international NGO, Caroline Harper leads efforts to eliminate avoidable blindness around the world and fight for equal rights. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I'd like you to imaginehayal etmek,
just for a momentan,
0
1380
3238
Yalnızca bir an için hayal edin,
00:16
that your eyelasheskirpik grewbüyüdü inwardsiçe doğru
insteadyerine of outwardsdışarı doğru,
1
4642
5054
kirpikleriniz dışa değil,
içe doğru bükülüyor,
00:21
so that everyher time you blinkedgöz kırptı,
2
9720
2301
gözlerinizi her kırptığınızda
00:24
they would scrapekazımak
the frontön of your eyeballsgözbebekleri,
3
12045
3096
göz bebeklerinizin ön kısmını çiziyor,
00:27
damagingzarar the corneaskornealar,
4
15165
1777
korneaya zarar veriyor,
00:28
so that slowlyyavaşça and painfullyacı,
you wentgitti blindkör.
5
16966
3720
yavaş yavaş ve acı çekerek
görme engelli oluyorsunuz.
00:33
Well, that's what happensolur
to a personkişi who has trachomatrahom.
6
21307
3810
İşte trahom hastalığından muzdarip
birinin başına bunlar geliyor.
00:37
Now, this little boyoğlan here, PameloPamelo,
from ZambiaZambiya, he has trachomatrahom.
7
25607
5169
Burada gördüğünüz Zambialı çocuk
Pamelo'da trahom var.
00:42
And if we don't do anything,
he's going to go blindkör.
8
30800
3443
Eğer bir şey yapmazsak
görme yetisini kaybedecek.
00:46
TrachomaTrahom is a curiousMeraklı diseasehastalık.
9
34700
2192
Trahom tuhaf bir hastalık.
00:48
It's a bacterialbakteri infectionenfeksiyon
that's passedgeçti from personkişi to personkişi
10
36916
4160
İnsandan insana ve sinekler
aracılığıyla geçen
00:53
and by fliessinekler.
11
41100
1421
bir bakteri enfeksiyonu.
00:55
The repeatedtekrarlanan infectionenfeksiyon
will scaryara izi your eyelidsgöz kapakları
12
43057
3814
Tekrarlanan enfeksiyon
göz kapaklarınızda iz bırakacak,
00:58
so that they contractsözleşme
and they turndönüş insideiçeride out.
13
46895
4318
bu nedenle de kasılıp
dışa doğru bükülecekler.
01:03
It particularlyözellikle affectsetkiler womenkadınlar,
14
51879
1912
Özellikle kadınları etkiliyor,
01:05
because they have
the contacttemas with childrençocuklar.
15
53815
2356
çünkü çocuklarla haşır neşirler.
01:08
So what you'llEğer olacak oftensık sık see
in placesyerler like EthiopiaEtiyopya
16
56569
3524
Etiyopya gibi yerlerde
sık sık göreceğiniz tablo
01:12
are girlskızlar who have tweezerscımbız
like this around theironların necksboyunlu,
17
60117
4728
boyunlarında bu şekilde
cımbız taşıyan kızlar,
01:16
and they use them
to pluckkoparmak out theironların eyelasheskirpik.
18
64869
3117
bu cımbızı kirpiklerini
koparmak için kullanıyorlar.
01:20
But of coursekurs, that only givesverir them
temporarygeçici respitemühlet,
19
68482
2644
Ama tabii bu onlara sadece
geçici rahatlık sağlıyor,
01:23
because they just growbüyümek back
more viciouskısır than before.
20
71150
3559
çünkü öncekinden daha sert
bir şekilde çıkıyorlar.
01:27
There are around two millionmilyon
people in the worldDünya
21
75538
4078
Dünyada trahom yüzünden
görme engelli ya da hiç göremeyen
01:31
who are blindkör or visuallygörsel impairedayrılmış
because of trachomatrahom.
22
79640
3063
yaklaşık 2 milyon insan var.
01:35
And we believe there mayMayıs ayı be
as manyçok as 200 millionmilyon people
23
83283
4342
Ayrıca risk altında
200 milyon daha kişinin
olduğunu düşünüyoruz.
01:39
who are at riskrisk.
24
87649
1150
01:41
Now, it's a very oldeski diseasehastalık.
25
89418
2285
Bu çok eski bir hastalık.
01:44
What you can see is a photoFotoğraf
of a wallduvar of a tombmezar in NorthernKuzey SudanSudan.
26
92188
5108
Kuzey Sudan'da bir mezar taşına
işlenmiş bir resim görüyorsunuz.
01:49
A colleagueçalışma arkadaşı and I were travelingseyahat
in a very remoteuzak villageköy,
27
97855
2972
İş arkadaşımla uzak
bir kasabayı ziyaret ediyorduk
01:52
and we askeddiye sordu an oldeski man
to take us down into a little tombmezar.
28
100851
3537
ve olgun bir adamdan bizi küçük bir
mezara götürmesini istedik.
01:56
Now, on the wallduvar, we saw two eyesgözleri.
29
104955
2850
Duvarda iki göz gördük.
01:59
One is cryingağlıyor,
30
107829
1316
Biri ağlıyordu,
02:01
and you can see
there are tweezerscımbız nextSonraki to it.
31
109169
2588
ve yanında cımbızlar
olduğunu görebilirsiniz.
02:04
SimonSimon said to me, "My God,
do you think that's trachomatrahom?"
32
112127
3515
Simon bana ''Aman Tanrım,
sence bu trahom mu?'' diye sordu.
02:08
So we sentgönderilen this pictureresim
to the Britishİngiliz MuseumMüze,
33
116103
3066
Biz de bu resmi
İngiliz Müzesi'ne gönderdik,
02:11
and they confirmedonaylı that, yes,
this is trachomatrahom.
34
119523
2931
onlar da bunun trahom olduğunu doğruladı.
02:14
So, thousandsbinlerce of yearsyıl agoönce,
35
122879
2285
Yani bundan binlerce yıl önce,
02:17
the ancienteski NubiansNubyeliler
were paintingboyama picturesresimler of trachomatrahom
36
125188
3826
antik Nubyalılar mezar taşlarına
02:21
on the wallsduvarlar of theironların tombmezar.
37
129038
1864
trahomu resmediyorlardı.
02:22
And the tragedytrajedi is
38
130926
2000
İşin trajik kısmı ise,
02:24
that diseasehastalık is still rampantyaygın
in that areaalan todaybugün.
39
132950
3322
bu hastalık o bölgede hâlâ aktif.
02:28
And the crazyçılgın thing is,
we know how to stop it.
40
136980
3549
Üstelik nasıl durdurulacağını biliyoruz.
02:33
And what's great is that the trachomatrahom
communitytoplum have all come togetherbirlikte
41
141171
4877
Bu işte harika olan şey
tüm trahom topluluğunun
02:38
to poolhavuz theironların effortsçabaları.
42
146072
1765
bir araya gelerek çaba göstermesi.
02:40
We don't competeyarışmak; we collaborateişbirliği yapmak.
43
148157
3142
Yarış değil, işbirliği yapıyoruz.
02:43
I have to tell you,
that's not always the casedurum
44
151712
2204
Şunu söylemeliyim ki
STK dünyasındaki tecrübelerime göre
02:45
in my experiencedeneyim in the NGOSİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ worldDünya.
45
153940
2614
bu her zaman böyle olmuyor.
02:50
We'veBiz ettik createdoluşturulan something
46
158149
1823
Trahom Kontrolü için
Uluslararası Koalisyon adında
02:51
calleddenilen the InternationalUluslararası CoalitionKoalisyon
for TrachomaTrahom ControlDenetim.
47
159996
3797
bir şey ortaya çıkardık.
02:56
And togetherbirlikte, we'vebiz ettik developedgelişmiş
a strategystrateji to fightkavga it.
48
164298
3924
Birlikte bununla savaşmak için
bir strateji geliştirdik.
03:00
This strategystrateji is calleddenilen the SAFEGÜVENLİ strategystrateji,
49
168719
2945
Buna SAFE stratejisi diyoruz
03:03
and it's been approvedonaylı
by the WorldDünya HealthSağlık OrganizationOrganizasyon.
50
171688
3333
ve Dünya Sağlık Örgütü
tarafından onaylandı.
03:07
The "S" standsstandları for "surgerycerrahlık."
51
175434
2364
S cerrahi girişimi temsil ediyor.
03:10
It's very straightforwardbasit procedureprosedür
52
178292
2031
Oldukça net bir prosedür,
03:12
to turndönüş the eyelidsgöz kapakları back the right way.
53
180347
2363
göz kapakları doğru yöne çevriliyor.
03:15
We traintren nurseshemşireler to do it,
54
183141
2000
Bu eğitim hemşirelere de veriliyor
03:17
and they use localyerel anestheticsanestezikler.
55
185165
2047
ve lokal anesteziyle yapılabiliyor.
03:19
And as you can see, you can do it
in somebody'sbiri var frontön porchsundurma, if need be.
56
187236
4555
Gerekirse hastanın evinin
terasında bile yapılabilir.
03:24
Then "A" standsstandları for "antibioticsantibiyotikler."
57
192688
2769
A'nın açılımı ''antibiyotik''.
03:27
These are donatedbağışladı by PfizerPfizer,
58
195982
2778
Bunlar Pfizer tarafından karşılanıyor,
03:30
who alsoAyrıca payödeme for those drugsilaçlar
to be transportedtaşınan to the portLiman in-countryülke içi.
59
198784
4960
ilgili bölgenin limanına
nakillerini de üstleniyorlar.
03:35
From there, they're takenalınmış to the villagesköyler,
60
203768
3286
Ondan sonra kasabalara gönderiliyor,
03:39
where hundredsyüzlerce of thousandsbinlerce
of communitytoplum volunteersgönüllüler
61
207078
4817
orada yüz binlerce topluluk gönüllüsü
03:43
will distributedağıtmak those drugsilaçlar to the people.
62
211919
3032
ilaçları insanlara ulaştırıyor.
03:47
Now, we traintren those volunteersgönüllüler,
63
215696
2437
Bu gönüllülere de eğitim veriyoruz,
03:50
and we alsoAyrıca help the ministriesbakanlıklar
with all that complexkarmaşık logisticsLojistik.
64
218157
4064
ayrıca bakanlıklara da bu karmaşık
taşıma hakkında yardımcı oluyoruz.
03:54
And everyher one of those volunteersgönüllüler
has a polekutup like this.
65
222819
4837
her bir gönüllünün böyle bir direği var.
04:00
It's calleddenilen a "dosedoz polekutup."
66
228526
1734
Buna ''doz direği'' diyoruz.
04:02
This one'sbiri from CameroonKamerun.
67
230606
1666
Bu gördüğünüz Kamerun'dan.
04:04
And you can see it's markedişaretlenmiş
differentfarklı colorsrenkler,
68
232759
2430
Farklı renklere boyanmış ve işaretlenmiş,
04:07
and you can tell how manyçok pillshaplar
you should give somebodybirisi,
69
235213
3570
böylece birinin boy uzunluğundan
günde kaç doz ilaç
vereceğinizi hesaplayabilirsiniz.
04:10
basedmerkezli on how talluzun boylu they are.
70
238807
1800
04:14
"F" standsstandları for "faceyüz washingyıkama."
71
242442
2439
F, ''yüz yıkama''yı temsil ediyor.
04:17
Now, we used to have trachomatrahom
in the UKİNGİLTERE and in the US.
72
245498
3698
Birleşik Krallık'ta
ve ABD'de de trahom vardı.
04:21
In factgerçek, PresidentBaşkan CarterCarter,
73
249220
1992
Hatta Başkan Carter,
04:23
he talksgörüşmeler about how trachomatrahom
was a realgerçek problemsorun in GeorgiaGürcistan
74
251236
3817
kendisi küçükken Gürcistan'da
büyük bir sorun olan
04:27
when he was a little boyoğlan.
75
255077
1525
trahom hakkında konuşmuştu.
04:29
And in the UKİNGİLTERE, the famousünlü
eyegöz hospitalhastane, MoorfieldsMoorfields,
76
257046
3983
Birleşik Krallık'ta
ünlü göz hastanesi Moorfields
04:33
was originallyaslında a trachomatrahom hospitalhastane.
77
261053
2267
aslında bir trahom hastanesiydi.
04:36
What we do is teachöğretmek kidsçocuklar like this
how importantönemli it is to washyıkama theironların facesyüzleri.
78
264039
5847
Böyle küçük çocuklara yüz yıkamanın
ne kadar önemli olduğunu öğretiyoruz.
04:42
And finallyen sonunda, "E" standsstandları for "environmentçevre,"
79
270976
3000
Son olarak E, ''çevre''yi temsil ediyor,
04:46
where we help the communitiestopluluklar
buildinşa etmek latrinestuvaletler,
80
274000
2880
topluluklara tuvalet inşa etmelerinde
yardımcı oluyoruz,
04:48
and we teachöğretmek them to separateayrı
theironların animalshayvanlar from theironların livingyaşam quarterskışla
81
276904
3849
hayvanları, kendi yaşadıkları yerlerden
ayırmaları gerektiğini
04:52
in ordersipariş to reduceazaltmak the flyuçmak populationnüfus.
82
280777
2600
böylece sinek sayısını
azaltacaklarını anlatıyoruz.
04:56
So we know how to tackleele almak the diseasehastalık.
83
284190
3277
Yani bu hastalığı
nasıl yeneceğimizi biliyoruz.
04:59
But we need to know where it is.
84
287491
2269
Ancak nerede olduğunu bilmemiz lazım.
05:01
And we do,
85
289784
1374
Aslında biliyoruz,
05:03
because a fewaz yearsyıl agoönce,
SightsaversSightsavers led an incredibleinanılmaz programprogram
86
291182
4603
çünkü birkaç yıl önce Sightsavers,
Küresel Trahom Harita Projesi adında
05:07
calleddenilen the GlobalKüresel TrachomaTrahom
MappingEşleme ProjectProje.
87
295809
2872
inanılmaz bir program yürütüyordu.
05:11
It tookaldı us threeüç yearsyıl,
88
299158
2305
Üç yıl uğraştık
05:13
but we wentgitti throughvasitasiyla 29 countriesülkeler,
89
301487
3353
ama 29 ülke üzerinde araştırma yaptık,
05:16
and we taughtöğretilen localyerel healthsağlık workersişçiler
to go districtilçe by districtilçe,
90
304864
5048
yerel sağlık çalışanlarına
ilçe ilçe arama yapmayı öğrettik
05:21
and they examinedincelenen the eyelidsgöz kapakları
of over two and a halfyarım millionmilyon people.
91
309936
5023
ve 2,5 milyonun üzerinde insanın
göz kapaklarını muayene ettiler.
05:27
And they used AndroidAndroid phonestelefonlar
in ordersipariş to downloadindir the dataveri.
92
315380
3917
Bu verileri indirmek için de
Android telefonlar kullandılar.
05:31
And from that, we were ableyapabilmek to buildinşa etmek a mapharita
93
319776
2777
Bu verilerden hastalığın
yerlerini gösteren
05:34
that showedgösterdi us where the diseasehastalık was.
94
322577
2524
bir harita yapmayı başardık.
05:37
Now, this is a very high-levelyüksek seviye mapharita
95
325125
2422
Oldukça ileri düzey bir harita
05:39
that showsgösterileri you whichhangi countriesülkeler
had a problemsorun with trachomatrahom.
96
327571
3785
ve trahom problemi yaşayan
ülkeleri gösteriyor.
05:43
And you mayMayıs ayı asksormak me,
"Well, does this strategystrateji actuallyaslında work?"
97
331380
3831
Bu stratejinin işe yarayıp
yaramadığını sorabilirsiniz.
05:47
Yes, it does.
98
335634
1190
Evet, işe yarıyor.
05:49
This mapharita showsgösterileri you the progressilerleme
that we'vebiz ettik madeyapılmış to datetarih.
99
337426
3353
Harita size şu ana dek katettiğimiz
ilerlemeyi gösteriyor.
05:52
The greenyeşil countriesülkeler believe
they'veonlar ettik alreadyzaten eliminatedelimine trachomatrahom,
100
340803
4072
Yeşil ülkeler, trahomu
yok ettiklerini düşünüyorlar
05:56
and they have eitherya been throughvasitasiyla
or are in the processsüreç of
101
344899
2984
veya ondan kurtulmanın eşiğindeler,
05:59
havingsahip olan that validateddoğrulanmış by the WHO.
102
347907
2711
bu veriler WHO tarafından onaylanıyor.
06:02
CountriesÜlkeler in yellowSarı
have the moneypara they need,
103
350642
2627
Sarı olanlar, trahomdan kurtulmak için
06:05
they have the resourceskaynaklar
to eliminateelemek trachomatrahom.
104
353293
3270
gerekli para ve kaynaklara sahipler.
06:08
And some of them are really nearlyneredeyse there.
105
356937
2477
Bunlardan bazıları gerçekten çok yakın.
06:11
But the redkırmızı countriesülkeler,
they don't have enoughyeterli fundingfinansman.
106
359795
3079
Kırmızı üllkelerin ise
yeterli finansmanı yok.
06:14
They cannotyapamam eliminateelemek trachomatrahom
unlessolmadıkça they get more.
107
362898
3365
Daha fazla finansman olmadan
bundan kurtulamayacaklar.
06:18
And we're quiteoldukça concernedilgili, thoughgerçi,
that the progressilerleme to datetarih mayMayıs ayı stalldurak.
108
366721
4386
İlerlemenin duraksayacağından endişeliyiz.
06:23
So when we were talkingkonuşma
to the AudaciousCesur ideasfikirler guys,
109
371857
4777
Audacious Project için konuşurken
06:28
we askeddiye sordu ourselveskendimizi:
110
376658
1786
kendimize şunu sorduk:
06:30
If we really, really pusheditilmiş ourselveskendimizi
over the nextSonraki fourdört or fivebeş yearsyıl
111
378468
4468
Önümüzdeki 4 ile 5 yıl boyunca
kendimizi zorlarsak
06:34
and we had the moneypara,
112
382960
1833
ve gerekli parayı edinirsek
06:36
what do we think we could achievebaşarmak?
113
384817
2047
ne başarabileceğimizi umuyoruz?
06:39
Well, we believe
that we can eliminateelemek trachomatrahom
114
387523
4849
Şuna inanıyoruz;
06:44
in 12 AfricanAfrika countriesülkeler
115
392396
2420
12 Afrika ülkesinde
06:47
and acrosskarşısında the AmericasAmericas
116
395245
3176
ve Amerika Kıtaları'ndan Pasifik'e kadar
06:50
and all acrosskarşısında the PacificPasifik.
117
398445
2252
trahomu yok edebiliriz.
06:53
And we can make significantönemli progressilerleme
118
401150
3022
Bu hastalıktan en çok
muzdarip olan iki ülkede
06:56
in two countriesülkeler whichhangi have
the highesten yüksek burdenyük of the diseasehastalık,
119
404196
3795
çok büyük bir ilerleme kaydedebiliriz,
07:00
whichhangi is EthiopiaEtiyopya and NigeriaNijerya.
120
408015
2770
bu iki ülke Etiyopya ve Nijerya.
07:03
And in doing all of that,
121
411237
2072
Tüm bunları yaparken
07:05
we can leverageKaldıraç more than two
billionmilyar dollars'dolar worthdeğer of donatedbağışladı drugsilaçlar.
122
413333
5682
iki milyar dolar değerinde bağış yapılmış
ilaçtan da faydalanabiliriz.
07:11
(ApplauseAlkış)
123
419039
6214
(Alkışlar)
07:17
Now, this mapharita here showsgösterileri you
the impactdarbe that we'lliyi have --
124
425277
2776
Bu harita size yaratacağımız
etkiyi gösteriyor,
07:20
look how manyçok countriesülkeler are going greenyeşil.
125
428077
2318
kaç tane daha ülkenin
yeşil olduğuna bir bakın.
07:22
And there, you can see progressilerleme
in EthiopiaEtiyopya and NigeriaNijerya.
126
430419
3048
Ayrıca Etiyopya ve Nijerya'daki
ilerlemeyi de görebilirsiniz.
07:25
Now, yes, there are some countriesülkeler
that are still redkırmızı.
127
433491
2921
Hâlâ kırmızı olan ülkeler var.
07:28
These are mainlyağırlıklı olarak countriesülkeler
whichhangi are in conflictfikir ayrılığı --
128
436436
2801
Bunlar genel olarak
savaş hâlindeki ülkeler,
07:31
placesyerler like YemenYemen, SouthGüney SudanSudan --
where it's very difficultzor to work.
129
439261
3789
çalışmanın çok zor olduğu
Yemen, Güney Sudan gibi.
07:35
So, we have the teamtakım,
the strategystrateji and the mapharita.
130
443555
4785
Yani ekibimiz, stratejimiz
ve haritamız var.
07:40
And we alsoAyrıca have the relationshipsilişkiler
with the governmentshükümetler
131
448364
4072
Hükûmetlerle gerekli bağlantıyı da kurduk,
07:44
so that we can make sure
that our programprogram is coordinatedkoordine
132
452460
3902
böylece programımız
diğer hastalık kontrol programlarıyla
07:48
with other disease-controlhastalık kontrol programsprogramlar,
133
456386
2287
birlikte koordine edilebilir
07:50
so that we can be efficientverimli.
134
458697
1867
ve etkili olabiliriz.
07:53
Wouldn'tOlmaz it be amazingşaşırtıcı
if we could do this?
135
461449
4231
Bunu başarsak harika olmaz mı?
07:57
We'dBiz istiyorsunuz have trachomatrahom on the runkoş.
136
465704
2254
Trahom firarda.
07:59
We would be on the home straightDüz
137
467982
2335
Biz de onu ele geçirip
08:02
to eliminateelemek this diseasehastalık
from the wholebütün worldDünya.
138
470341
3374
dünyadan yok etmenin eşiğindeyiz.
08:06
But before I finishbitiş,
I just want to sharepay with you
139
474800
2913
Ancak bitirmeden şunu da
paylaşmak istiyorum,
08:09
some wordskelimeler from
the founderkurucu of SightsaversSightsavers,
140
477737
2503
Sightsavers kurucusundan birkaç söz,
08:12
a guy calleddenilen SirEfendim JohnJohn WilsonWilson.
141
480264
2283
İsmi Sör John Wilson.
08:14
Now, he was blindedkör at the ageyaş of 12.
142
482571
2393
12 yaşında görme yetisini kaybetti.
08:16
And he said,
143
484988
1297
Ve şöyle dedi:
08:18
"People don't go blindkör by the millionmilyon.
144
486309
2600
''İnsanlar milyonlar hâlinde kör olmuyor.
08:21
They go blindkör one by one."
145
489468
2698
Tek tek kör oluyorlar.''
08:24
And in the excitementheyecan of beingolmak ableyapabilmek to say
146
492658
2544
Şunu da söyleyebilmenin
heyecanı içindeyim,
08:27
we'vebiz ettik got ridkurtulmuş of trachomatrahom
for the wholebütün countryülke,
147
495226
3424
tüm ülkede trahomdan kurtulduk,
08:30
let's not forgetunutmak that, actuallyaslında,
this is a devastatingyıkıcı diseasehastalık
148
498674
4619
şunu da unutmayalım ki
bu bireylerin hayatını mahveden
08:35
that destroysyok eder the liveshayatları
of individualbireysel people.
149
503317
3038
çok yıkcı bir hastalık.
08:39
People like TwibaTwiba.
150
507156
1501
Twiba gibi insanların hayatını.
08:40
Now, I metmet TwibaTwiba last yearyıl in TanzaniaTanzanya.
151
508681
2600
Onunla Tanzanya'da geçen yıl tanıştım.
08:43
She had had trachomatrahom
for as long as she could rememberhatırlamak.
152
511618
3245
Kendini bildi bileli trakoma hastasıymış.
08:46
And a coupleçift of monthsay before I metmet her,
she'do ediyorum had the operationoperasyon.
153
514887
3406
Onunla tanışmadan iki ay önce
ameliyat olmuştu.
08:50
It's no exaggerationabartı to say
154
518660
2474
Hiç abartısız söylüyorum,
08:53
that this had totallybütünüyle
transformeddönüştürülmüş her life.
155
521158
3293
bu ameliyat hayatını tamamen değiştirdi.
08:57
We'dBiz istiyorsunuz savedkaydedilmiş the sightgörme that she had left,
and she was freeücretsiz of painAğrı.
156
525198
3983
Kaybettiği görme yetisini ona geri verdik
ve artık acı çekmiyordu.
09:01
She could sleepuyku.
157
529515
1532
Uyuyabiliyordu.
09:03
She could work, she could socializeSosyalizm.
158
531071
2158
Çalışabiliyor ve arkadaşlık yapabiliyordu.
09:05
And she said to me,
159
533848
1300
Bana şöyle dedi:
09:08
"I have my life back."
160
536222
1888
''Hayatımı geri kazandım.''
09:10
And it was impossibleimkansız
not to be movedtaşındı by her storyÖykü.
161
538587
3466
Onun hikâyesinden
etkilenmemek mümkün değil.
09:14
But there are so manyçok TwibasTwibas.
162
542445
2317
Twiba gibi daha çok insan var.
09:16
I want to find all the TwibasTwibas,
163
544786
2540
Onların hepsini bulmak istiyorum.
09:19
and I don't want anyonekimse
to go blindkör in agonyacı anymoreartık.
164
547350
3272
Artık kimsenin açı içinde
gözlerini kaybetmesini istemiyorum.
09:23
Now, you know, there are so manyçok
intractablezorlu problemssorunlar in this worldDünya.
165
551138
5165
Dünyada izi sürülemeyen
bir sürü sorun var
09:29
But this is not one of them.
166
557333
1720
ama bu onlardan biri değil.
09:31
This is something that we can solveçözmek.
167
559602
2952
Bu, çözebileceğimiz bir sorun.
09:34
And we can ensuresağlamak
168
562983
1500
Şundan da emin olabiliriz,
09:36
that kidsçocuklar like this can growbüyümek up
freeücretsiz from the fearkorku of trachomatrahom.
169
564507
5268
çocuklar trahom korkusu
olmadan büyüyebilirler.
09:42
So, for the sakeuğruna of kidsçocuklar like this,
170
570261
3365
Bu çocukların iyiliği için
09:45
and for the sakeuğruna of people like TwibaTwiba,
171
573650
2387
ve Twiba gibi insanlar için
09:48
let's get ridkurtulmuş of trachomatrahom.
172
576849
2503
artık trahomdan kurtulalım.
09:52
Do you think we can?
173
580391
2111
Yapabilir miyiz?
09:55
Well, yeah, if we really, really want to.
174
583010
2667
Eğer gerçekten istiyorsak, evet.
09:58
Yes, we can.
175
586121
1486
Yapabiliriz.
10:00
So thank you.
176
588060
1167
Teşekkürler.
10:01
(ApplauseAlkış)
177
589251
5507
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Caroline Harper - Advocate for visually impaired people
At Sightsavers, an international NGO, Caroline Harper leads efforts to eliminate avoidable blindness around the world and fight for equal rights.

Why you should listen

Dr. Caroline Harper's ultimate goal is to see herself out of a job. She runs Sightsavers, an organization with global offices that strives to eliminate avoidable blindness and ensure that people with disabilities have equal rights. Up to 75 percent of sight loss can be cured or prevented, and her team hopes to achieve their goals so spectacularly that the organization is no longer needed. 

Harper worked in the gas industry until 2002, before co-founding a management business that specialized on turnaround sales of energy companies. But during what she describes as a mid-life gap year, she visited a number of developing countries and felt drawn to international development. "My own family has a lot of blindness, so the mission of Sightsavers really resonated for me," she said. "I have now been its CEO for 13 years, and every year something more incredible happens. The best moments are when I visit some of the countries where we work, sit with people in their communities and realize that what we do has a massive impact. I am so lucky."

Harper is a Commander of the Order of the British Empire (CBE) for her work to protect the sight of people in developing countries. Sightsavers works with a range of partners and is supported by organizations such as The Queen Elizabeth Diamond Jubilee Trust and UK aid through the UK government's Department for International Development.

More profile about the speaker
Caroline Harper | Speaker | TED.com