ABOUT THE SPEAKER
Halima Aden - Model
Halima Aden was the first ever hijab-wearing fashion model.

Why you should listen

Somali-American model Halima Aden was born in Kakuma, a refugee camp in Kenya, after her family fled civil war in Somalia. She lived there for seven years before traveling to the United States and settling in St. Louis. Though she spoke Somali and Swahili, Aden was thrust into an English-speaking school system that lacked a language immersion curriculum entirely. Despite this seeming detriment, she quickly found herself in advanced placement English classes in high school, outperforming her classmates and demonstrating the resilience that makes her a powerhouse today.

Aden first made headlines after competing in the Miss USA state pageant, wearing a hijab and sporting a burkini in the swimsuit portion of the competition -- a first in the 65-year history of the event. She finished among the top 15 finalists, and her performance caught the eye of Carine Roitfeld, who recruited her to appear in what was Aden's first editorial. The CR Fashion Book cover, however, came as a surprise to Aden and marked the beginning of a new cultural phenomenon. Since then, she has covered Vogue Arabia, British Vogue, Teen Vogue, Grazia UK, S Moda and Allure, in which the publication heralded her as an all-American beauty, a crucial acknowledgment for America's Muslim community. Aden's editorial credits also include Harper's Bazaar and Glamour, and she appeared on the runway for Yeezy, Alberta Ferretti, Max Mara, Philipp Plein and Dolce & Gabbana. Rihanna tapped her to appear in the campaign for her inclusive beauty brand, Fenty Beauty.

Aden was recently named an official UNICEF Ambassador. When she's not working, she covets time spent with family and friends on the couch indulging in Netflix marathons.

More profile about the speaker
Halima Aden | Speaker | TED.com
TEDxKakumaCamp

Halima Aden: How I went from child refugee to international model

Halima Aden: Çocuk bir mülteci iken nasıl uluslararası bir model oldum ?

Filmed:
1,498,890 views

Halima Aden, Vogue dergisinin kapağında ilk başörtüsü takan model haline geldiğinde tarih yazdı. Şimdi, çocuk mültecilikten uluslararası modelliğe giden yolda öğrendikleriyle ilgili ilham verici bir mesajı paylaşmak için doğduğu ve yedi yaşına kadar yaşadığı Kenya'nın Kakuma Mülteci Kampı'na döndü.
- Model
Halima Aden was the first ever hijab-wearing fashion model. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
This is me at ageyaş sevenYedi.
0
1592
2217
Bu ben yedi yaşındayken.
00:17
And this is alsoAyrıca me.
1
5839
1698
Ayrıca, bu da benim.
00:21
(ApplauseAlkış and cheeringtezahürat)
2
9160
3661
(Alkış ve tezahürat)
00:24
To be standingayakta here in KakumaKakuma
refugeemülteci campkamp feelshissediyor so surrealgerçeküstü,
3
12845
4346
Burada, Kakuma mülteci kampında
olmak gerçeküstüymüş gibi hissettiriyor
ve çok fazla duygunun
üstesinden geliyorum.
00:29
and I'm overcomeüstesinden gelmek with so much emotionduygu.
4
17215
2461
00:32
These very groundszeminler are where I was borndoğmuş
5
20255
2003
Doğduğum yer burası
00:34
and spentharcanmış the first
sevenYedi yearsyıl of my life.
6
22282
2177
ve hayatımın ilk yedi yılını
burada geçirdim.
00:37
I think manyçok people are surprisedşaşırmış to hearduymak
7
25878
2080
Kakuma'da muazzam bir şekilde
yetiştirildiğimi duyduklarında
00:39
that I had a great upbringingyetiştirme
here at KakumaKakuma.
8
27982
2529
birçok insanın şaşırdığını
düşünüyorum.
00:43
But I was happymutlu,
9
31250
1249
Fakat mutluydum.
00:44
I was smartakıllı, I had friendsarkadaşlar
10
32523
2466
Zekiydim, arkadaşlarım vardı
ve hepsinden önemlisi, daha iyi bir
geleceğe dair umudum vardı.
00:47
and aboveyukarıdaki all, I had hopeumut
for a brighterdaha parlak futuregelecek.
11
35013
2895
00:50
That's not to say that we didn't
have our obstaclesengeller.
12
38842
3079
Bu bizim engellerimizin
olmadığı anlamına gelmez.
Demek istediğim, çocuklar
orada mücadele ediyordu.
00:53
I mean, boyoğlan were there strugglesmücadeleler.
13
41945
1631
00:55
I would sometimesara sıra get sickhasta with malariasıtma
14
43600
2490
Bazen sıtma hastalığına yakalanırdım
00:58
and didn't always know
where our nextSonraki mealyemek would come from.
15
46114
3458
ve bir sonraki öğünümüzün nereden
geleceğini her zaman bilmezdim.
01:01
But the senseduyu of communitytoplum
that is here in KakumaKakuma
16
49596
3426
Ancak, Kakuma'da
bulunan topluluk hissi
01:05
and the pridegurur that everyoneherkes here possessessahip
17
53046
2445
ve buradaki herkesin
sahip olduğu gurur
01:07
is simplybasitçe unparalleledeşsiz.
18
55515
1959
tek kelimeyle eşsizdi.
01:11
When I was youngerdaha genç,
I rememberhatırlamak conflictsçatışmalar breakingkırma out.
19
59716
3055
Ben küçükken çatışmaların
çıktığını hatırlıyorum.
01:15
That tendseğilimi to happenolmak when people
come from differentfarklı backgroundsarka
20
63155
3259
Bu, insanlar farklı kökenden
geldiğinde ve aynı dili
01:18
and don't speakkonuşmak the sameaynı languagedil.
21
66438
1864
konuşmadığında olma eğilimindedir.
01:20
EventuallySonunda, SwahiliSvahili dili --
22
68326
1281
Sonunda, Swahili
01:21
the mainana languagedil here --
23
69631
1239
-buradaki ana dil-
01:22
becameoldu our commonortak groundzemin.
24
70894
1202
ortak yönümüz haline geldi.
01:24
I madeyapılmış friendsarkadaşlar with the kidsçocuklar at the campkamp
25
72867
1928
Kamptaki çocuklarla
arkadaş oldum
01:26
and even startedbaşladı embracingkucaklama
some of theironların cultureskültürler,
26
74819
2683
ve onların kültürlerine özgü
bazı şeyleri benimsedim,
01:29
celebratingkutlama holidaystatil like ChristmasNoel
even thoughgerçi I was raisedkalkık MuslimMüslüman.
27
77526
3646
hatta Müslüman olarak yetiştirilmeme
rağmen Noel gibi bayramları kutladım.
01:33
The other kidsçocuklar would embracekucaklamak
my culturekültür as well,
28
81772
2690
Diğer çocuklar da benim
kültürümü sahiplenirdi,
01:36
sometimesara sıra even prayingdua eden right alongsideyanında me.
29
84486
2425
bazen benim yanımda dua ederlerdi.
01:39
It was easykolay, as childrençocuklar,
to come togetherbirlikte,
30
87943
2718
Çocukken bir araya gelmek kolaydır,
01:42
blendkarışım all of our beliefsinançlar
31
90685
1452
inançlarımızı eşsiz bir
01:44
to formform our ownkendi uniquebenzersiz,
multiculturalçok kültürlü environmentçevre.
32
92161
3455
çok kültürlü alan oluşturmak
için karıştırmak.
01:49
My nameisim is HalimaHalima AdenAden
33
97258
1718
İsmim Halima Aden
01:51
and I'm a blacksiyah, MuslimMüslüman,
Somali-AmericanSomali-Amerikalı from KenyaKenya.
34
99000
3680
ve siyahiyim, Müslümanım,
Kenya'dan Somali-Amerikanım.
01:56
(ApplauseAlkış)
35
104030
2958
(Alkış)
01:59
Some have calleddenilen me a trailblazeröncü --
36
107012
2267
Bazıları bana öncü derdi.
02:01
I was the first MuslimMüslüman
homecomingMezunlar günü queenkraliçe at my highyüksek schoolokul,
37
109303
3019
Lisemdeki ilk Müslüman
Mezunlar Günü Kraliçesi,
02:04
the first SomaliSomali studentÖğrenci
senatorSenatör at my collegekolej
38
112346
2763
ilk Somalili öğrenci
02:07
and the first hijab-wearinghijab giyen
womankadın in manyçok placesyerler,
39
115133
2807
ve çoğu mekanda ilk defa
hijab giyen kadın bendim;
02:09
like the MissBayan MinnesotaMinnesota USAABD
beautygüzellik pageantgeçit alayı,
40
117964
2971
örneğin Miss Minnesota USA
güzellik yarışması,
02:12
the runwaysPist of MilanMilan
and NewYeni YorkYork FashionModa WeeksHafta
41
120959
3059
Milano ve New York
Moda Haftası podyumları
02:16
and even on the historictarihi coverkapak
of Britishİngiliz "VogueVogue."
42
124042
3038
ve İngiliz "Vogue"un tarihi
kapağında bile.
02:19
As you can see,
43
127778
1150
Gördüğünüz gibi
02:21
I'm not afraidkorkmuş to be the first,
to stepadım out on my ownkendi,
44
129730
3119
ilk olmaktan, ortaya çıkmaktan,
risk almaktan ve şansı aramaktan
02:24
to take risksriskler and seekaramak changedeğişiklik,
45
132873
1596
korkmuyorum,
02:26
because that's what beingolmak
a minorityazınlık is about.
46
134493
2501
çünkü azınlık olmak
budur.
Çeşitliliğin gücü için değişim
yaratmak ve insan temsili olmak
02:29
It's about usingkullanma yourselfkendin
as a vesseldamar to createyaratmak changedeğişiklik
47
137018
2921
02:31
and beingolmak a humaninsan representationtemsil
for the powergüç of diversityçeşitlilik.
48
139963
4513
için kendinizi bir gemi olarak
kullanmakla ilgilidir.
02:36
And now I use my platformplatform to spreadYAYILMIŞ
an importantönemli messagemesaj of acceptancekabul.
49
144500
4032
Ve şimdi platformumu önemli bir
kabul mesajını yaymak için kullanıyorum.
02:42
But it hasn'tdeğil sahiptir always been easykolay.
50
150472
1620
Fakat hep kolay değildi.
02:44
When we first arrivedgeldi to the UnitedAmerika StatesBirleşik
and madeyapılmış StSt. LouisLouis, MissouriMissouri home,
51
152726
3809
Birleşik Devletler’e ilk geldiğimizde
ve Missouri, St.Louis'e vardığımızda,
02:49
I rememberhatırlamak askingsormak my momanne,
"Is this really AmericaAmerika?"
52
157464
3963
Anneme ''Burası gerçekten Amerika mı?''
diye sorduğumu hatırlıyorum.
02:54
There were things
that were sadlyNe yazık ki familiartanıdık,
53
162194
2874
Ne yazık ki, geceleri
silah sesi duymak
02:57
like hearingişitme gunshotssilah sesleri at night
54
165092
1522
ve yoksul sokaklar gibi
02:58
and the streetssokaklar looking impoverishedyoksul.
55
166638
1828
benzer şeyler vardı.
03:01
But there were things
that were alsoAyrıca very differentfarklı.
56
169328
2836
Ama farklı olan birçok şey de vardı.
03:04
Like when I startedbaşladı first gradesınıf,
57
172188
1688
Birinci sınıfa başladığımda,
çocukların gruplar halinde
oynadığını farkettim.
03:05
I noticedfark how the kidsçocuklar playedOyunun in groupsgruplar.
58
173900
2108
03:08
In AmericaAmerika, we call them "cliquescliques."
59
176032
2126
Amerika'da onlara ''grup'' denir.
03:10
Back here, we all playedOyunun togetherbirlikte.
60
178182
2235
Burada, hep birlikte oynardık.
03:13
GenderCinsiyet didn't mattermadde,
61
181024
1571
Cinsiyet ve ırk
03:14
and raceyarış mostçoğu certainlykesinlikle never matteredönemi yoktu.
62
182619
2145
kesinlikle fark etmezdi.
03:17
I rememberhatırlamak askingsormak myselfkendim,
63
185246
2159
Kendime ''Neden Swahili'yi
anlamıyorlar?
03:19
"Why don't they understandanlama SwahiliSvahili dili?
64
187429
1912
Swahili, insanları bir araya
03:21
SwahiliSvahili dili is the languagedil
that bringsgetiriyor people togetherbirlikte."
65
189653
2939
getiren dildir.'' diye
sorduğumu hatırlıyorum.
03:26
To make mattershususlar worsedaha da kötüsü,
66
194605
1182
Daha da kötüsü,
03:27
the schoolokul I was enrolledkayıtlı in
didn't have an Englishİngilizce immersiondaldırma programprogram.
67
195811
3702
kayıt yaptırdığım okulda İngilizce
başlangıç programı yoktu.
03:32
So everydayher gün I would get up,
68
200033
2192
Her gün erkenden kalkar,
03:34
go to schoolokul, sitoturmak in my deskbüro
69
202249
2095
okula gider, sırama oturur
ve asla bir şey öğrenmezdim.
03:36
and never learnöğrenmek a thing.
70
204368
1217
03:38
This is when I startedbaşladı losingkaybetme hopeumut,
71
206773
1997
Bu umudumu yitirmeye
başladığım zamandı
03:40
and I wanted nothing more
than returndönüş to KakumaKakuma,
72
208794
3082
ve Kakuma mülteci kampına
dönmekten başka
03:43
a refugeemülteci campkamp.
73
211900
1156
bir şey istemedim.
Çok geçmeden annem birçok Somalili'nin
Minnesota'daki küçük bir kasabaya
03:47
SoonYakında, my motheranne learnedbilgili
that manyçok SomalisSomalilerle sıkı foundbulunan refugesığınak
74
215838
2909
03:50
in a smallküçük townkasaba in MinnesotaMinnesota.
75
218771
1942
sığındığını öğrendi.
03:53
So when I was eightsekiz,
we movedtaşındı to MinnesotaMinnesota.
76
221113
2770
Sekiz yaşımdayken
Minnesota'ya taşındık.
03:57
My life changeddeğişmiş as I metmet
other studentsöğrencilerin who spokekonuştu SomaliSomali,
77
225326
4114
Somalice konuşan diğer çocuklarla
tanışınca hayatım değişti,
04:01
attendedkatıldı a schoolokul that had
an Englishİngilizce immersiondaldırma programprogram
78
229464
3255
İngilizce başlangıç programı olan
bir okula kayıt yaptırdım
04:04
and foundbulunan teachersöğretmenler that would go
aboveyukarıdaki and beyondötesinde,
79
232743
2739
ve daha ilerisine gidecek
öğretmenler buldum,
04:07
stayingkalma there after schoolokul hourssaatler
and lunchöğle yemeği breakssonları,
80
235506
2650
okul saatlerinden ve öğle
yemeği molasından sonra
04:10
dedicatedadanmış to helpingyardım ediyor me
find successbaşarı in the classroomsınıf.
81
238180
3126
sınıfta başarılı olmam için
beni çalıştırmaya uğraşıyorlardı.
04:14
BeingVarlık a childçocuk refugeemülteci has taughtöğretilen me
that one could be strippedsıyrılmıştır of everything:
82
242427
4905
Çocuk mülteci olmak bana her şeyden
yoksun olunabileceğini öğretti;
04:19
foodGıda, shelterbarınak, cleantemiz drinkingiçme waterSu,
83
247356
2944
yiyecek, barınak, temiz içme suyu,
04:22
even friendshipdostluk,
84
250324
1589
hatta arkadaşlık,
04:23
but the one thing that no one
could ever take away from you
85
251937
3079
fakat birinin sizden alamayacağı
tek şey
04:27
is your educationEğitim.
86
255040
1331
eğitiminizdir.
04:28
So I madeyapılmış studyingders çalışıyor my topüst priorityöncelik
87
256778
2755
Çalışmayı önceliğim haline getirdim
04:31
and soonyakında startedbaşladı flourishingBayındır
withiniçinde the classroomsınıf.
88
259557
2548
ve sınıfla birlikte
gelişmeye başladım.
04:36
As I grewbüyüdü olderdaha eski,
I becameoldu more awarefarkında of othersdiğerleri
89
264154
3227
Yaşım büyüdükçe diğerlerinin
benim geçmişime ve
ırkıma bakış açılarının
farkına varmaya başladım.
04:39
and how they viewedbakıldı
my raceyarış and backgroundarka fon.
90
267405
2407
04:42
SpecificallyÖzellikle, when I startedbaşladı
wearinggiyme the headkafa scarfeşarp knownbilinen as a hijabHicap.
91
270303
3367
Özellikle, hijab olarak bilinen
başörtüsünü takmaya başladığımda.
04:46
When I first startedbaşladı
wearinggiyme it, I was excitedheyecanlı.
92
274665
2653
İlk giymeye başladığımda
heyecanlıydım.
04:49
I rememberhatırlamak admiringhayran my mother'sannenin,
and I wanted to emulatetaklit her beautygüzellik.
93
277342
4689
Anneminkine hayrandım ve
onun güzelliğini taklit etmek istedim.
04:54
But when I startedbaşladı middleorta schoolokul,
94
282055
2237
Fakat ortaokula başladığımda
04:56
the studentsöğrencilerin teasedalay me
about not havingsahip olan hairsaç,
95
284316
2776
öğrenciler saçım yok diye
benimle uğraştılar,
04:59
so to provekanıtlamak them wrongyanlış,
96
287116
1610
yanıldıklarını kanıtlamak için
05:00
I startedbaşladı showinggösterme them my hairsaç --
97
288750
2443
onlara saçımı göstermeye başladım,
05:03
something that goesgider againstkarşısında my beliefsinançlar,
but something I feltkeçe pressuredbasınçlı to do.
98
291217
4104
inancıma zıt olan fakat yapmak
zorunda hissettiğim bir şeydi.
05:07
I wanted so badlykötü to fituygun in at the time.
99
295943
2364
O zamanlar uyumlu olmayı çok isterdim.
05:12
When I reflectyansıtmak on the issuessorunlar
of raceyarış, religiondin, identityKimlik,
100
300620
5039
Konuyu ırk, din, kimliğe
yansıttığımda
05:17
a lot of painfulacı verici memorieshatıralar come to mindus.
101
305683
2306
acı verici bir sürü şey hatırlıyorum.
05:20
It would be easykolay for me to blamesuçlama
those of anotherbir diğeri culturekültür
102
308644
3290
Acı hissetmeme sebep oldukları
için diğer kültürden olanları
05:23
for makingyapma me feel the painAğrı I feltkeçe,
103
311958
2726
suçlamak benim için kolay olurdu,
05:26
but when I think deeperDaha derine,
104
314708
1413
fakat daha derin düşündüm.
05:28
I alsoAyrıca recognizetanımak that the mostçoğu impactfuletkileyici,
105
316145
2904
Ayrıca başıma gelen
en etkili, pozitif,
05:31
positivepozitif, life-changingdeğişen yaşam eventsolaylar
that have happenedolmuş to me
106
319073
3508
hayat değiştiren şeylerin
benden farklı insanlar sayesinde
gerçekleştiğini anladım.
05:34
are thanksTeşekkürler to those people
who are differentfarklı than me.
107
322605
2619
05:38
It was at this momentan that I decidedkarar
to stepadım outsidedışında of my comfortkonfor zonebölge
108
326600
3659
O an güvenli bölgemden çıkıp
başörtüsü ve haşema giyerek
05:42
and competeyarışmak in a pageantgeçit alayı
wearinggiyme a hijabHicap and burkiniburkini.
109
330283
3154
güzellik yarışmasında yarışmaya
karar verdim.
05:46
I saw it as an opportunityfırsat
to be a voiceses for womenkadınlar
110
334422
3097
Benim gibi olan,
yeterince temsil edilmemiş
05:49
who, like myselfkendim,
had feltkeçe underrepresentedunderrepresented.
111
337543
2532
kadınların sesi olmak için
bir fırsat olarak gördüm.
05:53
And althougholmasına rağmen I didn't captureele geçirmek the crowntaç,
112
341767
2057
Tacı almasam da
05:55
that experiencedeneyim openedaçıldı
so manyçok doorskapılar for me.
113
343848
2451
bu deneyim bana bir sürü
kapı açtı.
05:58
I was receivingkabul emailse-postalar and messagesmesajları
from womenkadınlar all over the worldDünya,
114
346952
3991
Dünyanın her yerindeki kadınlardan,
sadece kendime sadık kalarak
onlara ilham verdiğimi
söyleyen mail ve mesajlar aldım.
06:02
tellingsöylüyorum me that I've inspiredyaratıcı them
by simplybasitçe stayingkalma truedoğru to myselfkendim.
115
350967
4191
06:08
The other "firstsİlkler" kepttuttu cominggelecek.
116
356107
1946
Diğer ''ilk''ler yoldaydı.
06:10
I was inviteddavet to NewYeni YorkYork CityŞehir
by fashionmoda iconikon CarineCarine RoitfeldRoitfeld
117
358763
4741
İlk baş yazım için moda ikonu
Carine Roitfeld tarafından
06:15
to shootateş etme my very first editorialyazı işleri.
118
363528
2223
New York'a davet edildim.
06:18
It was around this time that I becameoldu
the first hijab-wearinghijab giyen modelmodel,
119
366212
3564
Bu ilk başörtü takan model
olduğum zamanlardaydı
06:21
and in my first yearyıl,
120
369800
1544
ve ilk yılımda
06:23
I gracedsüslemekte the coverskapaklar
of ninedokuz fashionmoda magazinesdergiler.
121
371368
3278
dokuz moda dergisinin
kapağına çıktım.
06:27
It was a whirlwindKasırga, to say the leasten az.
122
375210
2757
En abartısız haliyle
kasırga gibiydi.
06:29
But with all the overnightbir gecede successbaşarı,
123
377991
2369
Fakat ani başarılarımda
06:32
there was one thing
that remainedkalmıştır constantsabit --
124
380384
2920
aynı kalmaya devam eden
tek bir şey vardı;
06:35
the thought that this could be
what bringsgetiriyor me back here to KakumaKakuma,
125
383328
3787
ev dediğim yere, Kakuma'ya beni
götürecek şeyin
06:39
the placeyer that I call home.
126
387139
1634
bu olabileceği düşüncesi.
06:42
And just a fewaz monthsay agoönce,
something incredibleinanılmaz happenedolmuş to me.
127
390780
4197
Birkaç ay önce, en harika
şey başıma geldi.
06:47
I was in NewYeni YorkYork CityŞehir, on a photoFotoğraf shootateş etme,
128
395767
2643
New York'ta bir fotoğraf
çekimindeydim,
06:50
when I metmet SouthGüney SudaneseSudan
modelmodel AdutAdut AkechAkech,
129
398434
3049
Kakuma'da doğmuş olan,
Güney Somalili model
06:53
who alsoAyrıca happenedolmuş to be borndoğmuş
right here in KakumaKakuma.
130
401507
3121
Adut Akech ile tanıştım.
06:58
That experiencedeneyim in itselfkendisi
is the definitiontanım of hopeumut.
131
406163
3727
Bu deneyim, kendi içinde
umudun tanımıydı.
07:02
I mean, just imaginehayal etmek:
132
410399
1940
Yani, hayal edin;
07:04
two girlskızlar borndoğmuş in the sameaynı refugeemülteci campkamp,
133
412363
3642
aynı mülteci kampında doğmuş
iki kız,
07:08
reunitedtekrar bir araya for the first time
on the coverkapak of Britishİngiliz "VogueVogue."
134
416029
3942
İngiliz ''Vogue''un kapağı için ilk
defa bir araya geliyor.
07:12
(ApplauseAlkış and cheeringtezahürat)
135
420557
5532
(Alkış ve tezahürat)
07:18
I was givenverilmiş the distinctfarklı pleasureZevk
of partneringOrtaklık up with UNICEFUNICEF,
136
426740
3763
İhtiyacı olan çocuklar için
yaptıkları işi ilk elden bilerek
07:22
knowingbilme firsthandilk elden the work
that they do for childrençocuklar in need.
137
430527
3623
UNICEF'le işbirliği yapmaktan
ayrı bir zevk aldım.
07:27
And I want you to rememberhatırlamak
138
435286
1660
Şunu hatırlamanızı istiyorum,
07:28
that althougholmasına rağmen the childrençocuklar
here mayMayıs ayı be refugeesmülteciler,
139
436970
3006
buradakiler
mülteci olsalar da
07:33
they are childrençocuklar.
140
441016
1897
çocuk.
07:35
They deservehak etmek everyher opportunityfırsat
to flourishgüzelleşmek, to hopeumut, to dreamrüya --
141
443230
5095
Gelişmek, umut etmek, hayal
kurmak, başarılı olmak için
07:41
to be successfulbaşarılı.
142
449114
1628
her fırsata sahip olmalılar.
07:44
My storyÖykü beganbaşladı right here
in KakumaKakuma refugeemülteci campkamp,
143
452522
4711
Benim hikayem tam burada,
Kakuma mülteci kampında,
07:49
a placeyer of hopeumut.
144
457257
1754
bir umut yerinde başladı.
07:51
Thank you.
145
459501
1151
Teşekkürler.
07:52
(ApplauseAlkış)
146
460676
4585
(Alkış)
Translated by Nihal Aksakal
Reviewed by Merve Kılıç

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Halima Aden - Model
Halima Aden was the first ever hijab-wearing fashion model.

Why you should listen

Somali-American model Halima Aden was born in Kakuma, a refugee camp in Kenya, after her family fled civil war in Somalia. She lived there for seven years before traveling to the United States and settling in St. Louis. Though she spoke Somali and Swahili, Aden was thrust into an English-speaking school system that lacked a language immersion curriculum entirely. Despite this seeming detriment, she quickly found herself in advanced placement English classes in high school, outperforming her classmates and demonstrating the resilience that makes her a powerhouse today.

Aden first made headlines after competing in the Miss USA state pageant, wearing a hijab and sporting a burkini in the swimsuit portion of the competition -- a first in the 65-year history of the event. She finished among the top 15 finalists, and her performance caught the eye of Carine Roitfeld, who recruited her to appear in what was Aden's first editorial. The CR Fashion Book cover, however, came as a surprise to Aden and marked the beginning of a new cultural phenomenon. Since then, she has covered Vogue Arabia, British Vogue, Teen Vogue, Grazia UK, S Moda and Allure, in which the publication heralded her as an all-American beauty, a crucial acknowledgment for America's Muslim community. Aden's editorial credits also include Harper's Bazaar and Glamour, and she appeared on the runway for Yeezy, Alberta Ferretti, Max Mara, Philipp Plein and Dolce & Gabbana. Rihanna tapped her to appear in the campaign for her inclusive beauty brand, Fenty Beauty.

Aden was recently named an official UNICEF Ambassador. When she's not working, she covets time spent with family and friends on the couch indulging in Netflix marathons.

More profile about the speaker
Halima Aden | Speaker | TED.com