ABOUT THE SPEAKER
Pico Iyer - Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships.

Why you should listen

In twelve books, covering everything from Revolutionary Cuba to the XIVth Dalai Lama, Islamic mysticism to our lives in airports, Pico Iyer has worked to chronicle the accelerating changes in our outer world, which sometimes make steadiness and rootedness in our inner world more urgent than ever. In his TED Book, The Art of Stillness, he draws upon travels from North Korea to Iran to remind us how to remain focused and sane in an age of frenzied distraction. As he writes in the book, "Almost everybody I know has this sense of overdosing on information and getting dizzy living at post-human speeds ... All of us instinctively feel that something inside us is crying out for more spaciousness and stillness to offset the exhilarations of this movement and the fun and diversion of the modern world."

More profile about the speaker
Pico Iyer | Speaker | TED.com
TEDSummit

Pico Iyer: The beauty of what we'll never know

Pico Iyer: Asla bilmeyeceğimiz şeylerin güzel yanı

Filmed:
1,827,446 views

Pico Iyer, yaklaşık 30 yıl önce, Japonya'ya seyahat eder, Japonya'ya âşık olur ve oraya yerleşir. İnsan ruhunun iyi bir gözlemcisi olan Iyer, bugün Japonya hakkında çok az şey bildiğini ya da aslında 30 yıl öncesinde bildiğini sandığı şeylerden daha az şey bildiğini hissettiğini itiraf ediyor. Bilgeliğe dair bu lirik meditasyonda Iyer, yaşla kazanılan bilgiyle ilgili bu ilginç sezgilerin derinine iniyor: bildikçe daha az bildiğimizi fark ediyoruz.
- Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
One hotSıcak OctoberEkim morningsabah,
0
1436
3207
Sıcak bir Ekim sabahı
00:16
I got off the all-nightBütün gece traintren
1
4667
2710
Mandalay'da
00:19
in MandalayMandalay,
2
7401
1158
gece treninden indim,
00:20
the oldeski royalroyal capitalBaşkent of BurmaBurma,
3
8583
3118
Burma'nın eski kraliyet merkezi,
00:23
now MyanmarMyanmar.
4
11725
1417
şimdi Myanmar.
00:25
And out on the streetsokak, I ranran into
a groupgrup of roughkaba menerkekler
5
13660
4198
Caddeye çıkınca
bisikletlerinin başında bekleyen
00:29
standingayakta besideyanında theironların bicyclebisiklet rickshawsrickshaws.
6
17882
3893
bir grup kaba saba adama rastladım.
00:33
And one of them camegeldi up
7
21799
1370
İçlerinden biri yaklaşıp
00:35
and offeredsunulan to showgöstermek me around.
8
23193
2182
bana etrafı gezdirmeyi teklif etti.
00:38
The pricefiyat he quotedalıntı was outrageousrezil.
9
26615
2664
Talep ettiği fiyat şok ediciydi.
00:41
It was lessaz than I would payödeme
for a barbar of chocolateçikolata at home.
10
29832
3988
Kendi ülkemde bir kalıp çikolataya
verdiğimden daha azdı.
00:45
So I clamberedtırmandı into his trishawtrishaw,
11
33844
3141
Üç tekerli bisikletine bindim
00:49
and he beganbaşladı pedalingpedal us slowlyyavaşça
betweenarasında palacessaraylar and pagodaspagodadan.
12
37009
5871
ve sarayların ve tapınakların arasında
yavaşça pedal çevirmeye başladı.
00:55
And as he did, he told me how
he had come to the cityŞehir from his villageköy.
13
43972
5299
Yolda giderken köyünden şehre
nasıl geldiğinden bahsetti.
01:01
He'dO istiyorsunuz earnedkazanılan a degreederece in mathematicsmatematik.
14
49295
2379
Matematik okumuştu.
01:03
His dreamrüya was to be a teacheröğretmen.
15
51698
2327
Hayali öğretmen olmaktı.
01:06
But of coursekurs, life is hardzor
underaltında a militaryaskeri dictatorshipdiktatörlük,
16
54445
4812
Tabii askeri diktatörlüğün
altında yaşam zordu
01:11
and so for now, this was the only way
he could make a livingyaşam.
17
59281
4120
ve şimdilik geçimini
sağlayabileceği tek yol buydu.
01:16
ManyBirçok nightsgece, he told me,
he actuallyaslında sleptuyudu in his trishawtrishaw
18
64796
3941
Çoğu geceler üç tekerli
bisikletinde uyuduğunu,
01:20
so he could catchyakalamak the first visitorsZiyaretçi
off the all-nightBütün gece traintren.
19
68761
4386
böylece gece treninden ilk inenleri
yakalayabildiğini anlattı.
01:27
And very soonyakında, we foundbulunan
that in certainbelli waysyolları,
20
75543
3849
Çok geçmeden birçok açıdan
01:31
we had so much in commonortak --
21
79416
1666
ortak yönlerimiz olduğunu keşfettik;
01:33
we were bothher ikisi de in our 20s,
22
81106
1861
ikimiz de 20 yaşındaydık,
01:34
we were bothher ikisi de fascinatedbüyülenmiş
by foreignyabancı cultureskültürler --
23
82991
3212
yabancı kültürlere ilgi duyuyorduk
01:38
that he inviteddavet me home.
24
86734
1924
ve beni eve davet etti.
01:42
So we turneddönük off the widegeniş,
crowdedkalabalık streetssokaklar,
25
90056
3807
Sonra geniş, kalabalık caddelerden geçip
01:45
and we beganbaşladı bumpingçarpmak
down roughkaba, wildvahşi alleywaysgeçitler.
26
93887
4210
taşlı, ıssız dar yollarda sarsıla sarsıla
yol almaya başladık.
01:50
There were brokenkırık shackskulübeleri all around.
27
98121
2348
Her yerde derme çatma gecekondular vardı.
01:52
I really lostkayıp the senseduyu of where I was,
28
100493
2842
Nerede olduğumu gerçekten bilmiyordum,
01:56
and I realizedgerçekleştirilen that anything
could happenolmak to me now.
29
104136
3682
o an başıma bir şey
gelebileceğini fark ettim.
01:59
I could get muggedsaldırıya or druggeduyuşturulmuş
30
107842
2442
Soyulabilir ya da uyuşturulabilirdim,
02:02
or something worsedaha da kötüsü.
31
110308
1316
daha kötüsü de olabilirdi.
02:03
NobodyKimse would know.
32
111648
1384
Kimse de bilmezdi.
02:06
FinallySon olarak, he stoppeddurduruldu and led me into a hutkulübe,
33
114309
3697
Sonunda durdu ve beni
tek bir odadan ibaret olan
02:10
whichhangi consistedoluşuyordu of just one tinyminik roomoda.
34
118030
3324
bir kulübeye doğru götürdü.
02:14
And then he leanedeğildi down,
35
122228
2177
Eğildi ve
02:16
and reachedulaştı underaltında his bedyatak.
36
124429
1942
yatağın altına uzandı.
02:19
And something in me frozedondu.
37
127608
2178
İçimde bir şeyler donup kaldı.
02:24
I waitedbekledi to see what he would pullÇek out.
38
132046
2700
Ne çıkaracağını görmeyi bekledim.
02:27
And finallyen sonunda he extractedçıkarılan a boxkutu.
39
135361
3010
Sonunda bir kutu çıkardı.
02:31
Insideİçinde it was everyher singletek lettermektup
he had ever receivedAlınan
40
139295
4931
İçinde yurt dışından gelenlerden aldığı
02:36
from visitorsZiyaretçi from abroadyurt dışı,
41
144250
2041
mektuplar vardı,
02:39
and on some of them he had pastedyapıştırılan
42
147001
2102
birkaç tanesinin üzerine
02:41
little black-and-whitesiyah ve beyaz wornsöz konusu ürün snapshotsanlık görüntüleri
43
149127
3391
yeni yabancı arkadaşlarının
siyah-beyaz küçük
02:44
of his newyeni foreignyabancı friendsarkadaşlar.
44
152542
2204
şipşak fotoğraflarını yapıştırmıştı.
02:48
So when we said goodbyeGüle güle that night,
45
156387
3627
Vedalaştığımız gece
02:52
I realizedgerçekleştirilen he had alsoAyrıca showngösterilen me
46
160038
2587
bana seyahatin püf noktasını
02:54
the secretgizli pointpuan of travelseyahat,
47
162649
2310
gösterdiğini de fark ettim;
02:56
whichhangi is to take a plungeDalma,
48
164983
2056
dışa olduğu kadar
02:59
to go inwardlyiçten as well as outwardlydıştan
49
167063
2692
içe doğru,
03:01
to placesyerler you would never go otherwiseaksi takdirde,
50
169779
2515
başka türlü hiç gidemediğiniz
yerlere gitmek,
03:04
to venturegirişim into uncertaintybelirsizlik,
51
172990
2508
belirsizliği,
03:07
ambiguitybelirsizlik,
52
175928
1173
bilinmezliği,
03:09
even fearkorku.
53
177498
1282
hatta korkuyu göze almaktı.
03:12
At home, it's dangerouslytehlikeli easykolay
54
180298
2439
Kendi ülkemizde olayların
03:14
to assumeüstlenmek we're on topüst of things.
55
182761
2210
üstünde olduğumuzu sanmak
korkunç kolaydır.
03:17
Out in the worldDünya, you are remindedhatırlattı
everyher momentan that you're not,
56
185810
4012
Dış dünyada ise, öyle olmadığı
her an hatırlatılır
03:22
and you can't get to the bottomalt
of things, eitherya.
57
190309
2546
ve olayların temelini dahi bulamazsınız.
03:26
EverywhereHer yerde, "People wishdilek to be settledyerleşik,"
58
194235
2902
Ralph Waldo Emerson'un
dediği şeyi hatırlayalım:
03:29
RalphRalph WaldoWaldo EmersonEmerson remindedhatırlattı us,
59
197161
2279
"İnsanlar kararlı olmak ister,
03:31
"but only insofarkadarıyla
as we are unsettledhuzursuz
60
199464
2676
ancak yalnız, kararsız olduğumuzda
03:34
is there any hopeumut for us."
61
202164
1686
bizim için bir umut vardır."
03:36
At this conferencekonferans,
we'vebiz ettik been luckyşanslı enoughyeterli
62
204891
2427
Bu konferansta keyif verici yeni fikirler
03:39
to hearduymak some exhilaratingheyecan verici
newyeni ideasfikirler and discoverieskeşifler
63
207342
3453
ve buluşlar duyacak kadar şanslıyız,
03:42
and, really, about all the waysyolları
64
210819
1756
gerçekten de bilginin
03:44
in whichhangi knowledgebilgi is beingolmak
pusheditilmiş excitinglyheyecan verici forwardsiletir.
65
212599
3323
hızla ilerlediğini görüyoruz.
03:48
But at some pointpuan, knowledgebilgi givesverir out.
66
216797
3229
Fakat bir noktada bilgi tükeniyor.
03:52
And that is the momentan
67
220802
1224
İşte o an,
03:54
when your life is trulygerçekten decidedkarar:
68
222050
2635
hayatınızın tümüne karar verildiği andır:
03:57
you falldüşmek in love;
69
225825
1682
Aşık olursunuz,
04:00
you losekaybetmek a friendarkadaş;
70
228093
1835
arkadaşınızı kaybedersiniz,
04:02
the lightsışıklar go out.
71
230893
1572
karanlıkta kalırsınız.
04:05
And it's then, when you're lostkayıp
or uneasyhuzursuz or carriedtaşınan out of yourselfkendin,
72
233000
5014
Kaybolduğunuz veya huzursuz olduğunuz
veya kendiniz olmadığınız o an,
04:10
that you find out who you are.
73
238038
2162
kim olduğunuzu keşfettiğiniz andır.
04:14
I don't believe that ignorancecehalet is blissmutluluk.
74
242224
3328
Bilmemenin mutluluk olduğuna inanmıyorum.
04:18
ScienceBilim has unquestionablyKuşkusuz madeyapılmış our liveshayatları
75
246193
3131
Bilim hiç tartışmasız hayatlarımızı
04:21
brighterdaha parlak and longeruzun and healthierdaha sağlıklı.
76
249348
2468
daha parlak, uzun ve
sağlıklı hale getirdi.
04:24
And I am foreversonsuza dek gratefulminnettar to the teachersöğretmenler
who showedgösterdi me the lawsyasalar of physicsfizik
77
252825
4827
Bana fizik kurallarını ve üç kere üçün
dokuz yaptığını gösteren öğretmenlerime
04:29
and pointedişaretlendi out that
threeüç timeszamanlar threeüç makesmarkaları ninedokuz.
78
257676
3513
sonsuza kadar minnettarım.
04:33
I can countsaymak that out on my fingersparmaklar
79
261678
2825
Gece veya gündüz olsun bunu
04:36
any time of night or day.
80
264527
2342
parmak hesabıyla yapabiliyorum.
04:40
But when a mathematicianmatematikçi tellsanlatır me
81
268802
1612
Fakat bir matematikçi
04:42
that minuseksi threeüç timeszamanlar
minuseksi threeüç makesmarkaları ninedokuz,
82
270438
3523
bana eksi üç kere eksi üçün
dokuz ettiğini söylediği an,
04:45
that's a kindtür of logicmantık
that almostneredeyse feelshissediyor like trustgüven.
83
273985
4869
mantıksal olarak sanki
güven gibi bir şey hissettiriyor.
04:52
The oppositekarşısında of knowledgebilgi, in other wordskelimeler,
isn't always ignorancecehalet.
84
280674
3761
Bilginin zıttı, her zaman
bilgisizlik demek değildir.
04:56
It can be wondermerak etmek.
85
284948
1150
Merak etmek olabilir.
04:58
Or mysterygizem.
86
286482
1150
Ya da gizem.
04:59
PossibilityOlasılık.
87
287964
1183
İhtimal.
05:01
And in my life, I've foundbulunan
it's the things I don't know
88
289894
3837
Kendi hayatımda, beni yükselten
ve ileri götüren şeylerin
05:05
that have liftedkaldırdı me up
and pusheditilmiş me forwardsiletir
89
293755
2679
bildiğim şeylerdense
bilmediklerim olduğunu
05:08
much more than the things I do know.
90
296458
2568
fark ettim.
05:12
It's alsoAyrıca the things I don't know
91
300222
1799
Ayrıca, beni çevremdeki insanlara
05:14
that have oftensık sık broughtgetirdi me closeryakın
to everybodyherkes around me.
92
302045
3394
daha çok yaklaştıran da
bilmediğim şeylerdi.
05:18
For eightsekiz straightDüz NovembersKasım, recentlyson günlerde,
93
306549
2000
Son sekiz yıldır kasım aylarında
05:20
I traveledseyahat everyher yearyıl acrosskarşısında JapanJaponya
with the DalaiDalay LamaLama.
94
308573
4428
Dalai Lama'yla beraber
Japonya'yı geziyorum.
05:26
And the one thing he said everyher day
95
314001
3100
Her gün söylediği şeylerden birisi de
05:29
that mostçoğu seemedgibiydi to give people
reassurancegüvence and confidencegüven
96
317125
3547
insanlara güven ve rahatlık veren şeyin
05:32
was, "I don't know."
97
320696
2058
"Bilmiyorum." demek olduğuydu.
05:36
"What's going to happenolmak to TibetTibet?"
98
324325
1877
"Tibet'e ne olacaktı?"
05:39
"When are we ever
going to get worldDünya peaceBarış?"
99
327226
2980
"Ne zaman dünyaya barış getireceğiz?"
05:42
"What's the besten iyi way to raiseyükseltmek childrençocuklar?"
100
330765
2061
"Çocuk yetiştirmenin en iyi yolu neydi?"
05:46
"FranklyAçıkçası," saysdiyor this very wisebilge man,
101
334134
3071
"Açıkçası..." derdi bu bilge adam;
05:49
"I don't know."
102
337229
1237
"Bilmiyorum."
05:52
The NobelNobel Prize-winningÖdül-çekici
economistiktisatçı DanielDaniel KahnemanKahneman
103
340117
3701
Nobel ödüllü ekonomist Daniel Kahneman
05:55
has spentharcanmış more than 60 yearsyıl now
researchingaraştırma humaninsan behaviordavranış,
104
343842
4503
insan davranışlarını araştırmaya
60 yıldan fazlasını vermiş
06:00
and his conclusionSonuç is
105
348369
2032
ve vardığı sonuç ise
06:02
that we are always much more confidentkendine güvenen
of what we think we know
106
350425
4614
her zaman bildiğimizi
düşündüğümüz şeylerden
06:07
than we should be.
107
355063
1725
olması gerekenden daha fazla eminiz.
06:08
We have, as he memorablyunutulmaz putskoyar it,
108
356812
2659
Her zaman hatırlattığı gibi
06:11
an "unlimitedsınırsız abilitykabiliyet
to ignorealdırmamak our ignorancecehalet."
109
359495
4204
"bilgisizliğimizi göz ardı etmek
gibi sınırsız bir yeteneğimiz" var.
06:16
We know -- quotealıntı, unquotecahil -- our teamtakım
is going to winkazanmak this weekendhafta sonu,
110
364849
5087
Tırnak içinde söylüyorum,
"bu hafta sonu takımımız kazanacak"
06:21
and we only rememberhatırlamak that knowledgebilgi
111
369960
2169
ve biz bu bilgiyi sadece
06:24
on the rarenadir occasionsdurumlar when we're right.
112
372153
2349
haklı çıktığımız nadir
zamanlarda hatırlayacağız.
06:27
MostÇoğu of the time, we're in the darkkaranlık.
113
375582
2843
Çoğu zaman karanlıktayız.
06:31
And that's where realgerçek intimacysamimiyet liesyalanlar.
114
379319
3475
Gerçek yakınlık işte orada yatar.
06:36
Do you know what your loversevgilisi
is going to do tomorrowyarın?
115
384580
2933
Sevgilinizin yarın ne yapacağını
biliyor musunuz?
06:40
Do you want to know?
116
388673
1273
Bilmek istiyor musunuz?
06:43
The parentsebeveyn of us all,
as some people call them,
117
391621
2813
Bazılarının dediği gibi,
hepimizin anne babası
06:46
AdamAdam and EveHavva,
118
394458
1159
Adem ile Havva
06:47
could never dieölmek, so long as they
were eatingyemek yiyor from the treeağaç of life.
119
395641
4158
hayat ağacının meyvesini
yemeseydi ölmeyecekti.
06:52
But the minutedakika they beganbaşladı nibblingçimenleri kemiriyor
120
400631
2198
Fakat iyi ve kötünün kökleri olan
06:54
from the treeağaç of the knowledgebilgi
of good and evilkötülük,
121
402853
2582
bilgi ağacının meyvesini ısırdıkları an
06:57
they felldüştü from theironların innocencesaflık.
122
405459
1804
masumiyetlerini kaybettiler.
06:59
They grewbüyüdü embarrassedmahçup and fretfulfretful,
123
407808
3025
Utanç, öfke,
07:02
self-consciousiçe kapanıklık.
124
410857
1197
mahcup hissettiler.
07:04
And they learnedbilgili,
a little too lategeç, perhapsbelki,
125
412865
2368
Biraz geç de olsa,
07:07
that there are certainlykesinlikle some things
that we need to know,
126
415257
2740
gerçekten bilmemiz gereken
şeyler olduğunu,
07:10
but there are manyçok, manyçok more
that are better left unexploredkeşfedilmemiş.
127
418021
3947
ancak üstü kapalı kalması çok daha
iyi olan birçok şey olduğunu öğrendiler.
07:15
Now, when I was a kidçocuk,
128
423999
1925
Çocukken
07:17
I knewbiliyordum it all, of coursekurs.
129
425948
3318
tabii ki hepsini biliyordum.
07:21
I had been spendingharcama 20 yearsyıl
in classroomsderslik collectingtoplama factsGerçekler,
130
429290
4212
20 yılımı sınıflarda,
olgusal gerçekleri toplayarak geçirmiştim,
07:25
and I was actuallyaslında
in the informationbilgi business,
131
433526
2719
bilfiil de bilgi sektöründeydim,
07:28
writingyazı articleshaberler for Time MagazineDergi.
132
436269
2150
Time dergisine makaleler yazıyordum.
07:31
And I tookaldı my first realgerçek tripgezi to JapanJaponya
for two-and-a-halfiki-ve-bir buçuk weekshaftalar,
133
439129
5176
İki buçuk haftalığına Japonya'ya
ilk seyahatimi yaptım
07:36
and I camegeldi back with a 40-page-sayfa essaykompozisyon
134
444329
3280
ve Japonya'nın tapınaklarını,
07:39
explainingaçıklayan everyher last detaildetay
about Japan'sJaponya'nın templestapınaklar,
135
447633
3564
modasını, beyzbol maçlarını,
07:43
its fashionsmoda, its baseballbeyzbol gamesoyunlar,
136
451221
2682
ruhunu anlatan 40 sayfalık
07:46
its soulruh.
137
454490
1159
yazıyla döndüm.
07:49
But underneathaltında all that,
138
457276
2330
Fakat alt taraftan
07:51
something that I couldn'tcould understandanlama
139
459630
3177
ne olduğunu anlayamadığım bir şey
07:54
so movedtaşındı me for reasonsnedenleri
I couldn'tcould explainaçıklamak to you yethenüz,
140
462831
4494
size şimdi açıklayamayacağım
nedenlerle beni hareketlendirdi,
08:00
that I decidedkarar to go and livecanlı in JapanJaponya.
141
468087
3209
böylece Japonya'da yaşamaya karar verdim.
08:04
And now that I've been there for 28 yearsyıl,
142
472450
2751
28 yıldır orada yaşıyorum,
08:07
I really couldn'tcould tell you
very much at all
143
475225
2400
benimsediğim yurdum hakkında
08:09
about my adoptedbenimsenen home.
144
477649
1664
pek bir şey anlatamam.
08:12
WhichHangi is wonderfulolağanüstü,
145
480222
1347
Bu harika bir şey,
08:13
because it meansanlamına geliyor everyher day
I'm makingyapma some newyeni discoverykeşif,
146
481593
2880
çünkü bu, her gün yeni keşifler yapıyorum
08:16
and in the processsüreç,
147
484497
1491
ve bu süreçte
08:18
looking around the cornerköşe
and seeinggörme the hundredyüz thousandbin things
148
486012
3894
köşede durup
bilemeyeceğim yüz binlerce şeyi
08:21
I'll never know.
149
489930
1301
görüyorum demek oluyor.
08:24
KnowledgeBilgi is a pricelesspaha biçilmez gifthediye.
150
492964
2466
Bilgi paha biçilmez bir armağandır.
08:28
But the illusionyanılsama of knowledgebilgi
can be more dangeroustehlikeli than ignorancecehalet.
151
496452
4555
Fakat bildiğini sanmak bilgisizlikten
daha tehlikeli olabilir.
08:33
ThinkingDüşünme that you know your loversevgilisi
152
501895
2633
Sevgilinizi veya düşmanınızı
08:37
or your enemydüşman
153
505115
1157
tanıdığınızı sanmanız
08:38
can be more treacheroushain
154
506621
1455
onları hiç tanımadığınızı
08:40
than acknowledgingkabul you'llEğer olacak never know them.
155
508100
2448
kabul etmekten daha aldatıcı olabilir.
08:43
EveryHer morningsabah in JapanJaponya, as the sunGüneş
is floodingsu baskını into our little apartmentapartman,
156
511937
4472
Japonya'da her sabah güneş
küçük dairemize vururken
08:48
I take great painszahmet not to consultdanışın
the weatherhava forecasttahmin,
157
516433
4358
hava tahminlerine bakmaya zahmet etmiyorum
08:52
because if I do,
158
520815
1638
çünkü bakarsam
08:54
my mindus will be overcloudedoverclouded, distracteddikkati dağılmış,
159
522477
3263
gün aydınlıkken bile
08:57
even when the day is brightparlak.
160
525764
2514
zihnim kapalı, dağınık olacak.
09:02
I've been a full-timetam zamanlı
writeryazar now for 34 yearsyıl.
161
530160
4193
34 yıllık tam zamanlı bir yazarım.
09:06
And the one thing that I have learnedbilgili
162
534816
2880
Öğrendiğim tek şey
09:09
is that transformationdönüşüm comesgeliyor
when I'm not in chargeşarj etmek,
163
537720
3536
değişimin iş başında değilken,
09:13
when I don't know what's cominggelecek nextSonraki,
164
541280
2177
ardından ne geleceğini bilmezken,
09:15
when I can't assumeüstlenmek I am biggerDaha büyük
than everything around me.
165
543481
4527
çevremdeki her şeyden büyük
olduğumu sanmazken geldiğiydi.
09:21
And the sameaynı is truedoğru in love
166
549191
1906
Aynı şey aşk
09:23
or in momentsanlar of crisiskriz.
167
551643
2276
veya kriz anları için de geçerli.
09:26
SuddenlyAniden, we're back in that trishawtrishaw again
168
554929
3442
Birdenbire bisiklete geri döndük
09:30
and we're bumpingçarpmak off the broadgeniş,
well-litiyi aydınlatılmış streetssokaklar;
169
558395
4035
ve geniş, aydınlık caddelerde ilerliyorduk
09:34
and we're remindedhatırlattı, really,
of the first lawhukuk of travelseyahat
170
562454
3664
ve seyahatin ilk kuralını hatırladık
09:38
and, thereforebu nedenle, of life:
171
566142
1726
ve aynı zamanda hayatın:
09:41
you're only as stronggüçlü
as your readinessHazırlık to surrenderteslim olmak.
172
569090
4739
Yalnız, teslim olmaya
hazır olduğunuz kadar güçlüsünüz.
09:47
In the endson, perhapsbelki,
173
575512
2009
Sonuç olarak,
09:49
beingolmak humaninsan
174
577545
1194
insan olmak
09:51
is much more importantönemli
175
579262
1753
çoğu kimsenin bilmediklerini bilmekten
09:53
than beingolmak fullytamamen in the know.
176
581039
2655
çok daha önemlidir.
09:56
Thank you.
177
584763
1186
Teşekkür ederim.
09:57
(ApplauseAlkış)
178
585973
6623
(Alkışlar)
Translated by Selda Yener
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Pico Iyer - Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships.

Why you should listen

In twelve books, covering everything from Revolutionary Cuba to the XIVth Dalai Lama, Islamic mysticism to our lives in airports, Pico Iyer has worked to chronicle the accelerating changes in our outer world, which sometimes make steadiness and rootedness in our inner world more urgent than ever. In his TED Book, The Art of Stillness, he draws upon travels from North Korea to Iran to remind us how to remain focused and sane in an age of frenzied distraction. As he writes in the book, "Almost everybody I know has this sense of overdosing on information and getting dizzy living at post-human speeds ... All of us instinctively feel that something inside us is crying out for more spaciousness and stillness to offset the exhilarations of this movement and the fun and diversion of the modern world."

More profile about the speaker
Pico Iyer | Speaker | TED.com