ABOUT THE SPEAKER
Soraya Chemaly - Writer, activist
Soraya Chemaly writes and thinks about social justice.

Why you should listen

Soraya Chemaly is an award-winning journalist, essayist and author whose work appears regularly in national and international media. In her writing, she rigorously and irreverently casts a bright, incisive light on what it means to be a woman in world built by men. Her narrative skill, careful research and humor-filled analyses described by the New Yorker as "relentless and revelatory." She brings these skills to bear in a critical examination of the social construction of anger and its effects on women's lives in her first book, Rage Becomes Her: The Power of Women's Anger.

More profile about the speaker
Soraya Chemaly | Speaker | TED.com
TEDWomen 2018

Soraya Chemaly: The power of women's anger

Soraya Chemaly: Kadın öfkesinin gücü

Filmed:
2,159,971 views

Öfke güçlü bir duygu. Bizi tehdit, hakaret, aşağılama ve kötülük hakkında uyarır. Fakat dünya genelinde kızlar ve kadınlar öfkelerinin sessiz bırakılmasının daha iyi olduğunu düşünüyor diyor yazar Soraya Chemaly. Bu neden böyle ve bu sessizlikte neleri kaybedebiliriz? Kışkırtıcı ve düşünceli bir konuşmada Chemaly, kadınların öfkesinin makul, sağlıklı ve değişim için katalizör bir güç olduğunu göstererek öfkenin kadına özgü olmadığı, tehlikeli yalanını inceliyor.
- Writer, activist
Soraya Chemaly writes and thinks about social justice. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So sometimesara sıra I get angrykızgın,
0
644
2583
Bazen sinirlenirim.
00:15
and it tookaldı me manyçok yearsyıl
to be ableyapabilmek to say just those wordskelimeler.
1
3857
3518
Sadece o sözcükleri söyleyebilmek
yıllarımı aldı.
00:20
In my work,
2
8125
1601
İşimde,
00:21
sometimesara sıra my bodyvücut thrumsThrums, I'm so enragedöfkeli.
3
9750
3027
bazen vücudum gürler,
çok öfkeliyimdir.
00:26
But no mattermadde how justifiedhaklı
my angeröfke has been,
4
14125
3533
Ama öfkem ne kadar
gerekçelendirilmiş de olsa,
00:30
throughoutboyunca my life,
5
18023
1787
hayatım boyunca,
00:31
I've always been led to understandanlama
that my angeröfke is an exaggerationabartı,
6
19834
4937
her zaman öfkemin bir abartı olduğunu
anlamaya yönlendirildim,
00:36
a misrepresentationyanlış beyan,
7
24795
1904
beni kaba ve sevimsiz gösterecek
00:38
that it will make me rudekaba and unlikablesevimsiz.
8
26723
2667
yanlış bir tasvir.
00:42
MainlyEsas olarak as a girlkız, I learnedbilgili, as a girlkız,
that angeröfke is an emotionduygu
9
30406
5487
Esasen bir kız olarak öğrendim ki
-bir kız olarak-
öfke, tamamen sessiz bırakılması
gereken bir duygu.
00:47
better left entirelyBaştan sona unvoicedünsüz.
10
35917
2708
00:51
Think about my motheranne for a minutedakika.
11
39957
1880
Annemi düşünün bir dakikalığına.
00:53
When I was 15, I camegeldi home
from schoolokul one day,
12
41861
2803
Ben 15 yaşındayken bir gün
okuldan eve geldim.
00:56
and she was standingayakta on a long verandaveranda
outsidedışında of our kitchenmutfak,
13
44688
3418
Mutfağımızın dışındaki uzun verandada
elinde dev bir tabak yığınıyla duruyordu.
01:00
holdingtutma a giantdev stackyığın of platesplakaları.
14
48130
1727
01:02
ImagineHayal how dumbfoundedşaşkın I was when she
startedbaşladı to throwatmak them like FrisbeesFrizbi...
15
50813
5455
Onları frizbi gibi atmaya başladığında
nasıl şaşkına döndüğümü düşünün.
01:08
(LaughterKahkaha)
16
56292
1306
(Kahkahalar)
01:09
into the hotSıcak, humidnemli airhava.
17
57622
2167
Sıcak, nemli havaya.
01:12
When everyher singletek plateplaka had shatteredparamparça
into thousandsbinlerce of piecesparçalar
18
60511
3715
Tabakların her biri
bin parçaya ayrıldığında
01:16
on the hillTepe belowaltında,
19
64250
1226
tepenin aşağısında,
01:17
she walkedyürüdü back in and she said to me,
cheerfullyNeşe -yle, "How was your day?"
20
65500
4223
geri içeri yürüdü ve bana neşeyle
dedi ki ''Günün nasıldı?''
01:21
(LaughterKahkaha)
21
69747
3903
(Kahkahalar)
01:25
Now you can see how a childçocuk
would look at an incidentolay like this
22
73674
5076
Şimdi nasıl, bir çocuğun
böyle bir olaya bakıp
öfkenin sessiz, izole eden, yıkıcı
01:31
and think that angeröfke is silentsessiz, isolatingyalıtma,
destructiveyıkıcı, even frighteningkorkutucu.
23
79214
5203
hatta korkutucu olduğunu
düşüneceğini görebilirsiniz.
01:37
EspeciallyÖzellikle thoughgerçi when the personkişi
who'skim angrykızgın is a girlkız or a womankadın.
24
85333
5810
Özellikle kızgın olan kişi
bir kız ya da bir kadınsa.
01:43
The questionsoru is why.
25
91167
1500
Soru neden olduğu.
01:45
AngerÖfke is a humaninsan emotionduygu,
neitherne good norne de badkötü.
26
93375
3208
Öfke bir insan duygusudur,
ne iyi ne de kötü.
01:49
It is actuallyaslında a signalişaret emotionduygu.
27
97375
1559
Gerçekte bir uyarı duygusudur.
01:50
It warnsuyardı us of indignityrezaleti, threattehdit,
insulthakaret and harmzarar.
28
98958
3875
Bizi hakaret, tehdit, aşağılama
ve kötülük hakkında uyarır.
01:55
And yethenüz, in culturekültür after culturekültür,
angeröfke is reservedsaklıdır as the moralmanevi propertyözellik
29
103625
5851
Yine de bir kültürden diğerine öfke,
genç ve yetişkin erkeklerin
02:01
of boysçocuklar and menerkekler.
30
109500
1292
ahlaki bir mülkü gibi tutulmuştur.
02:03
Now, to be sure, there are differencesfarklar.
31
111792
1858
Şimdi elbette farklılıklar var.
02:05
So in the UnitedAmerika StatesBirleşik, for exampleörnek,
32
113674
2260
Birleşik Devletler'de örneğin
02:07
an angrykızgın blacksiyah man
is viewedbakıldı as a criminaladli,
33
115958
4018
öfkeli siyahi bir adam
bir suçlu olarak görülüyor
02:12
but an angrykızgın whitebeyaz man has civickent virtueErdem.
34
120000
2583
ama sinirli beyaz bir adamın
sivil erdemi var.
02:15
RegardlessNe olursa olsun of where we are, howeverancak,
the emotionduygu is genderedcinsiyet.
35
123500
3833
Nerede olduğumuza bakmaksızın
her nasılsa, duygu cinsiyetli.
02:19
And so we teachöğretmek childrençocuklar to disdainküçümseme angeröfke
in girlskızlar and womenkadınlar,
36
127917
4787
Biz de çocuklara kızlarda ve kadınlarda
korkuyu küçümsemelerini öğretiyoruz.
02:24
and we growbüyümek up to be adultsyetişkinler
that penalizecezalandırmak it.
37
132728
3682
Ve bunu cezalandıracak
yetişkinler olarak büyüyoruz.
02:29
So what if we didn't do that?
38
137917
1628
Peki ya bunu yapmasaydık?
02:32
What if we didn't seversever
angeröfke from femininitykadınlık?
39
140708
3456
Öfkeyi feminenlikten
ayırmasaydık ne olurdu?
02:36
Because severingkesilmesinin angeröfke from femininitykadınlık
meansanlamına geliyor we seversever girlskızlar and womenkadınlar
40
144188
3788
Çünkü öfkeyi feminenlikten ayırmak
demek kızları ve kadınları
02:40
from the emotionduygu that besten iyi
protectskorur us from injusticeadaletsizlik.
41
148000
3226
bizi haksızlıktan en iyi koruyan duygudan
ayırmak demektir.
02:43
What if insteadyerine we thought about
developinggelişen emotionalduygusal competenceyetki
42
151583
4088
Bunun yerine erkekler ve kızlar için
duygusal beceri geliştirme üzerine
düşünseydik ne olurdu?
02:47
for boysçocuklar and girlskızlar?
43
155695
1316
02:49
The factgerçek is we still
remarkablyoldukça socializeSosyalizm childrençocuklar
44
157833
3749
İşin aslı hâlâ önemli bir ölçüde
çocukları ikili ve muhalif
yollarla sosyalleştiriyoruz.
02:53
in very binaryikili and oppositionalmuhalif waysyolları.
45
161606
2269
02:56
BoysÇocuklar are heldbekletilen to absurdsaçma,
rigidkatı normsnormlar of masculinityerkeklik --
46
164500
4924
Erkeklere maskülenliğin absürt,
kalıplaşmış normları veriliyor.
03:01
told to renounceferagat the femininekadınsı emotionalityduygusallık
of sadnessüzüntü or fearkorku
47
169448
4070
Üzüntü ve korkunun feminen
duygusallığını reddetmesi söyleniyor.
03:05
and to embracekucaklamak aggressionsaldırganlık and angeröfke
as markersişaretleyicileri of realgerçek manhooderkeklik.
48
173542
3625
Saldırganlık ve öfkeyi gerçek erkekliğin
işareti olarak benimsemeleri söyleniyor.
03:10
On the other handel,
girlskızlar learnöğrenmek to be deferentialdeferansiyel,
49
178083
4435
Öte yandan, kızlar
hürmetkâr olmayı öğreniyor.
03:14
and angeröfke is incompatibleuyumsuz with deferencesaygı.
50
182542
3000
Öfke, hürmetle bağdaşmıyor.
03:18
In the sameaynı way that we learnedbilgili
to crossçapraz our legsbacaklar and tameuysal our hairsaç,
51
186081
5167
Bacak bacak üstüne atmayı ve saçlarımızı
ehlileştirmeyi öğrendiğimiz gibi
03:24
we learnedbilgili to biteısırmak our tonguesdilleri
and swallowyutmak our pridegurur.
52
192167
2843
aynı şekilde, dilimizi ısırıp
gururumuzu yutmayı öğrendik.
03:28
What happensolur too oftensık sık
is that for all of us,
53
196208
3845
Hepimiz için sıklıkla olan
kadınlık kavramlarımızda
hakaretin an meselesi olması.
03:32
indignityrezaleti becomesolur imminentyakın
in our notionskavramlar of femininitykadınlık.
54
200077
3271
03:36
There's a long personalkişisel and politicalsiyasi
talemasal to that bifurcationçatallanma.
55
204674
4658
Bu çatallanmanın şahsi ve politik,
uzun bir hikâyesi var.
03:42
In angeröfke, we go from beingolmak
spoiledşımarık princessesPrensesler and hormonalhormonal teensgençler,
56
210205
5594
Öfkeyle, şımarık prensesler ve
hormonal gençler olmaktan çıkıyoruz,
03:47
to highyüksek maintenancebakım womenkadınlar
and shrilltiz, uglyçirkin nagsnags.
57
215823
4317
beklentisi yüksek kadınlar ve
tiz, çirkin dırdırcılar oluyoruz.
03:52
We have flavorstatlar, thoughgerçi; pickalmak your flavorlezzet.
58
220600
2104
Ama tatlarımız var, tadını seç.
03:55
Are you a spicybaharatlı hotSıcak LatinaLatina
when you're maddeli?
59
223208
3039
Sinirlendiğinde acı ve baharatlı
bir Latin misin?
03:58
Or a sadüzgün AsianAsya girlkız? An angrykızgın blacksiyah womankadın?
Or a crazyçılgın whitebeyaz one?
60
226549
5666
Yoksa üzgün asyalı bir kız mı? Kızgın
siyahi bir kadın? Ya da deli bir beyaz?
04:05
You can pickalmak.
61
233675
1426
Seçebilirsin.
04:07
But in factgerçek, the effectEfekt is
that when we say what's importantönemli to us,
62
235125
4675
Ama gerçekte bizim için önemli olan şeyi
söylediğimizde olan etki
04:11
whichhangi is what angeröfke is conveyingtaşıma,
63
239824
2277
-ki bu söylemi ileten öfkedir-
04:14
people are more likelymuhtemelen
to get angrykızgın at us for beingolmak angrykızgın.
64
242125
3875
sinirli olduğumuz için insanların bize
sinirlenmesinin daha muhtemel olması.
04:18
WhetherOlup olmadığı we're at home or in schoolokul
or at work or in a politicalsiyasi arenaarena,
65
246708
5209
İster evde olalım, ister okulda
veya işte ya da siyasi bir arenada.
04:24
angeröfke confirmsonaylar masculinityerkeklik,
and it confoundsZihnimi karıştıran femininitykadınlık.
66
252417
3999
Öfke masküliniteyi doğruluyor
ve femininiteyi birbirine katıyor.
04:29
So menerkekler are rewardedödüllendirdi for displayingsergileyen it,
67
257055
2747
Erkekler bunu sergilediklerinde
ödüllendiriyorlar.
04:31
and womenkadınlar are penalizedcezalandırılmış
for doing the sameaynı.
68
259826
2584
Kadınlar aynı şeyi yapınca
cezalandırıyorlar.
04:35
This putskoyar us at an enormousmuazzam disadvantagedezavantaj,
69
263917
2606
Bu bize muazzam bir dezavantaj veriyor.
04:38
particularlyözellikle when we have to defendsavunmak
ourselveskendimizi and our ownkendi interestsilgi.
70
266547
3920
Özellikle, kendimizi ve çıkarlarımızı
savunmamız gerektiğinde.
04:43
If we're facedyüzlü with a threateningtehdit
streetsokak harasserHarasser, predatoryyırtıcı employerişveren,
71
271583
4127
Eğer korkutucu bir sokak tacizcisiyle
karşı karşıya kaldıysak, yağmacı işveren,
04:47
a sexistcinsiyet ayrımı, racistırkçı classmatesınıf arkadaşı,
72
275734
2039
bir cinsiyetçi, ırkçı sınıf arkadaşı,
04:50
our brainsbeyin are screamingbağıran,
"Are you kiddingdalga geçmek me?"
73
278311
3944
beyinlerimiz çığlık atıyor,
''Benimle dalga mı geçiyorsun?''
04:54
And our mouthsağızlar say, "I'm sorry, what?"
74
282922
2921
Ve ağzımız ''Affedersin, ne?'' diyor.
04:58
(LaughterKahkaha)
75
286208
2685
(Kahkahalar)
05:00
Right?
76
288917
1243
Değil mi?
05:03
And it's conflictingÇakışan because
the angeröfke getsalır all tangledkarışık up
77
291097
3134
Bu çeliştiriyor çünkü öfke,
kaygı ve korkuyla, risk ve öçle,
05:06
with the anxietyanksiyete and the fearkorku
and the riskrisk and retaliationmisilleme.
78
294255
3429
hepsi birbirine karışıp
içinden çıkılamayacak hâle geliyor.
05:09
If you asksormak womenkadınlar what they fearkorku the mostçoğu
in responsetepki to theironların angeröfke,
79
297708
3652
Eğer kadınların öfkesine yanıt olarak
en çok neyden korktuklarını sorarsanız,
05:13
they don't say violenceşiddet.
80
301384
1595
şiddet demiyorlar.
05:15
They say mockeryalay.
81
303003
1455
Alay diyorlar.
05:17
Think about what that meansanlamına geliyor.
82
305233
1405
Bunun ne anlama geldiğini düşünün.
05:20
If you have multipleçoklu marginalizedmarjinal
identitieskimlikler, it's not just mockeryalay.
83
308487
4238
Eğer çoklu marjinal bir kimliğin varsa
sadece alay değil.
05:25
If you defendsavunmak yourselfkendin,
if you put a stakekazık in the groundzemin,
84
313050
4031
Eğer kendini savunursan,
eğer ilk adımı atarsan
05:29
there can be direkorkunç consequencessonuçları.
85
317423
2023
çok kötü sonuçları olabilir.
05:32
Now we reproduceçoğaltmak these patternsdesenler
not in bigbüyük, boldcesur and bluntkünt waysyolları,
86
320113
4905
Şimdi biz bu kalıpları büyük, çarpıcı
veya açık yollarla yinelemiyoruz.
05:37
but in the everydayher gün banalitybayağılık of life.
87
325042
2670
Ama hayatın gündelik
banallığında yineliyoruz.
05:41
When my daughterkız evlat was in preschoolokul öncesi,
everyher singletek morningsabah
88
329000
3101
Kızım anaokulundayken her bir sabah
05:44
she builtinşa edilmiş an elaborateayrıntılı castleKale --
ribbonsşeritler and blocksbloklar --
89
332125
3434
özenli bir kale inşa etti
-kurdeleler ve bloklar-
05:47
and everyher singletek morningsabah the sameaynı boyoğlan
knockedçaldı it down gleefullyneşeyle.
90
335583
3048
ve her gün aynı çocuk
onu neşeli bir şekilde yıktı.
05:51
His parentsebeveyn were there, but they never
intervenedmüdahale etti before the factgerçek.
91
339708
4084
Ebeveynleri oradaydı ama asla
olaydan önce müdahele etmediler.
05:56
They were happymutlu to providesağlamak
platitudesyavan sözler afterwardssonradan:
92
344432
3151
Olay sonrası basmakalıp sözler
söylemekten memnundular,
06:00
"BoysÇocuklar will be boysçocuklar."
93
348208
1667
''Erkek çocuktur yapacak.''
06:02
"It's so temptingcazip, he just
couldn'tcould help himselfkendisi."
94
350292
3041
''Çok kışkırtıcı, kendine hakim olamadı.''
06:06
I did what manyçok girlskızlar
and womenkadınlar learnöğrenmek to do.
95
354292
3812
Ben çoğu kız ve kadının
yapmayı öğrendiğini yaptım.
06:10
I preemptivelypreemptively kepttuttu the peaceBarış,
96
358128
2078
Olay gerçekleşmeden barışı korudum
06:12
and I taughtöğretilen my daughterkız evlat
to do the sameaynı thing.
97
360230
2531
ve kızıma aynı şeyi yapmasını öğrettim.
06:15
She used her wordskelimeler.
98
363460
1976
O sözlerini kullandı.
06:18
She trieddenenmiş to gentlyYavaşça bodyvücut blockblok him.
99
366333
2250
Onu nazikçe vücuduyla bloklamaya çalıştı.
06:20
She movedtaşındı where she was buildingbina
in the classroomsınıf, to no effectEfekt.
100
368958
4041
Etki etmeyince sınfta
kalesini yaptığı yeri değiştirdi.
06:25
So I and the other adultsyetişkinler mutuallykarşılıklı olarak
constructedinşa a particularbelirli maleerkek entitlementyetki verme.
101
373777
5978
Böylece ben ve diğer yetişkinler birlikte
özel bir erkek yetkisi oluşturduk.
06:32
He could runkoş rampantyaygın
and controlkontrol the environmentçevre,
102
380417
2830
O kontrolden çıkmış koşabildi
ve çevreyi kontrol edebildi.
06:35
and she kepttuttu her feelingsduygular to herselfkendini
and workedişlenmiş around his needsihtiyaçlar.
103
383747
4603
O duygularını kendine sakladı
ve onun ihtiyaçları etrafında çalıştı.
06:41
We failedbaşarısız oldu bothher ikisi de of them
by not givingvererek her angeröfke the uptakekavrama
104
389080
4313
Biz ikisini de yüzüstü bıraktık,
onun öfkesine gerekli çıkışı
06:45
and resolutionçözüm that it deservedhak.
105
393417
2000
ve hak ettiği çözümü vermeyerek.
06:48
Now that's a microcosmEvren
of a much biggerDaha büyük problemsorun.
106
396103
3341
Bu, çok daha büyük bir problemin
mikro ölçüdeki hali.
06:51
Because culturallykültürel, worldwideDünya çapında,
107
399881
3373
Çünkü kültürel olarak dünya çapında
06:55
we preferencetercih the performanceperformans
of masculinityerkeklik --
108
403929
3642
maskulenliğin performansını, gücü
ve o performansla gelen ayrıcalığı
06:59
and the powergüç and privilegeayrıcalık
that come with that performanceperformans --
109
407873
3166
hak ve ihtiyaçların, çocuk ve kadınların
sözleri üzerine tercih ediyoruz.
07:03
over the rightshaklar and needsihtiyaçlar and wordskelimeler
of childrençocuklar and womenkadınlar.
110
411063
4104
07:08
So it will come as absolutelykesinlikle no surprisesürpriz,
probablymuhtemelen, to the people in this roomoda
111
416917
4451
Bu odadaki insanları kesinlikle,
muhtemelen şaşırtmaz ki
07:13
that womenkadınlar reportrapor beingolmak angrierdaha sinirli in more
sustainedsürekli waysyolları and with more intensityyoğunluk
112
421392
5972
kadınlar öfkeli olduklarını,
erkeklerden daha sürdülebilir yollarla
ve daha çarpıcı şekilde söylüyorlar.
07:19
than menerkekler do.
113
427388
1150
07:21
Some of that comesgeliyor from the factgerçek
that we're socializedtoplumsallaşmış to ruminateuzun uzun düşünmek,
114
429710
3207
Bunun birazı,
düşünüp taşınarak sosyalleştiğimiz
ve kendimize saklayıp
kafa yormamız gerçeğinden geliyor.
07:24
to keep it to ourselveskendimizi and mullderin düşünmek it over.
115
432941
1960
07:27
But we alsoAyrıca have to find
sociallysosyal palatablelezzetli waysyolları
116
435750
3651
Sahip olduğumuz duygunun
yoğunluğunu
ve güvencesizliğin getirdiği farkındalığı
ifade etmek için
07:31
to expressekspres the intensityyoğunluk
of emotionduygu that we have
117
439425
3316
07:35
and the awarenessfarkında olma
that it bringsgetiriyor of our precaritygüvensizlik.
118
443248
3556
sosyal olarak hoşa giden yollar
bulmamız gerekiyor.
07:39
So we do severalbirkaç things.
119
447630
1579
Biz de birkaç şey yapıyoruz.
07:42
If menerkekler knewbiliyordum how oftensık sık womenkadınlar were filleddolu
with whitebeyaz hotSıcak rageöfke when we criedağladım,
120
450186
5415
Eğer erkekler kadınlar ağladığında
ne sıklıkta beyaz ateşli öfkeyle
dolduğumuzu bilselerdi şoka uğrarlardı.
07:47
they would be staggeredsendeledi.
121
455625
1458
07:49
(LaughterKahkaha)
122
457402
1657
(Gülüşmeler)
07:51
We use minimizingen aza indirme languagedil.
123
459083
1581
Küçümseyen dil kullanıyoruz.
07:53
"We're frustratedhayal kırıklığına uğramış. No, really, it's OK."
124
461042
2392
''Yılmışız. Hayır, gerçekten,
sorun değil.''
07:55
(LaughterKahkaha)
125
463458
1875
(Gülüşmeler)
07:57
We self-objectifySelf-objectify and losekaybetmek the abilitykabiliyet
126
465917
3086
Kendimizi nesneleştiriyoruz
ve öfkenin belirtisi olan
08:01
to even recognizetanımak the physiologicalfizyolojik
changesdeğişiklikler that indicatebelirtmek angeröfke.
127
469027
5642
fizyolojik değişiklikleri fark etme
yeteneğini dahi kaybediyoruz.
08:07
MainlyEsas olarak, thoughgerçi, we get sickhasta.
128
475667
2352
Genelde bununla birlikte hasta oluyoruz.
08:11
AngerÖfke has now been implicatedkarıştığı
in a wholebütün arraydizi of illnesseshastalıklar
129
479125
4561
Bugün öfke, gelişigüzelce
''kadın hastalıkları'' olarak addedilmiş
08:15
that are casuallytesadüfen dismissedgörevden alındı
as "women'sBayanlar illnesseshastalıklar."
130
483710
2833
bir dizi hastalığın sebebi.
08:19
HigherDaha yüksek ratesoranları of chronicKronik painAğrı,
autoimmuneOtoimmün disordersbozukluklar, disordereddüzensiz eatingyemek yiyor,
131
487210
5563
Yüksek kronik ağrı değerleri,
otoimmün bozukluk, yeme bozukluğu,
08:24
mentalzihinsel distresssıkıntı, anxietyanksiyete,
selföz harmzarar, depressiondepresyon.
132
492797
3444
ruhsal sıkıntı, kaygı,
kendine zarar verme, depresyon.
08:29
AngerÖfke affectsetkiler our immunebağışık systemssistemler,
our cardiovascularkardiyovasküler systemssistemler.
133
497257
4093
Öfke bağışıklık sistemimizi,
kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.
08:33
Some studiesçalışmalar even indicatebelirtmek
that it affectsetkiler mortalityölüm oranı ratesoranları,
134
501374
4319
Bazı çalışmalar ölüm oranını bile
etkilediğini gösteriyor,
08:37
particularlyözellikle in blacksiyah womenkadınlar with cancerkanser.
135
505717
2364
özellikle siyahi kadınlarda kanserde.
08:42
I am sickhasta and tiredyorgun of the womenkadınlar
I know beingolmak sickhasta and tiredyorgun.
136
510271
4595
Ben, tanıdığım kadınların hasta ve yorgun
olmasından hasta ve yorgunum.
08:49
Our angeröfke bringsgetiriyor great discomfortrahatsızlık,
137
517198
2524
Öfkemiz büyük bir rahatsızlık getiriyor
08:52
and the conflictfikir ayrılığı comesgeliyor because
it's our rolerol to bringgetirmek comfortkonfor.
138
520246
4159
ve çatışma, rolümüzün konfor getirme
olmasından doğuyor.
08:57
There is angeröfke that's acceptablekabul edilebilir.
139
525372
1572
Kabul edilebilir olan öfke var.
08:58
We can be angrykızgın when we staykalmak in our lanesşerit
and buttresspayandanın the statusdurum quoQuo.
140
526968
5771
Şeridimizde kalıp mevcut durumumuzu
desteklediğimizde kızgın olabiliriz.
09:05
As mothersanneler or teachersöğretmenler,
141
533255
2103
Anne ya da öğretmenler olarak
kızgın olabiliriz
09:08
we can be maddeli, but we can't be angrykızgın
about the tremendousmuazzam costsmaliyetler of nurturingbesleyici.
142
536167
4969
ama emzirmenin muazzam bedeli
hakkında kızgın olamayız.
09:13
We can be angrykızgın at our mothersanneler.
143
541875
1768
Annelerimize kızgın olabiliriz.
09:15
Let's say, as teenagersgençler --
patriarchalataerkil ruleskurallar and regulationsyönetmelik --
144
543667
3705
Diyelim gençler olarak
-ataerkil kural ve düzenler-
09:19
we don't blamesuçlama systemssistemler, we blamesuçlama them.
145
547396
2206
sistemi suçlamıyoruz, onları suçluyoruz.
09:21
We can be angrykızgın at other womenkadınlar,
because who doesn't love a good catfightCatfight?
146
549626
3916
Başka kadınlara kızgın olabiliriz.
Çünkü kim güzel bir kız kavgası sevmez ki?
09:26
And we can be angrykızgın at menerkekler with
loweralt statusdurum in an expressiveifade hierarchyhiyerarşi
147
554411
5548
Irkçılık ve ksenofobiyi destekleyen
etkileyici bir hiyerarşide
09:32
that supportsdestekler racismırkçılık or xenophobiayabancı düşmanlığı.
148
560284
2466
düşük statüsü olan erkeklere
kızgın olabiliriz.
09:35
But we have an enormousmuazzam powergüç in this.
149
563864
2295
Ama bunda müthiş bir gücümüz var.
09:38
Because feelingsduygular are the purviewamaç
of our authorityyetki,
150
566543
3989
Duygularımız otoritemizin
kapsamı olduğu için
09:43
and people are uncomfortablerahatsız
with our angeröfke.
151
571625
2547
ve insanlar öfkemizle
rahat olmadığı için.
09:46
We should be makingyapma people comfortablerahat
with the discomfortrahatsızlık they feel
152
574792
4610
İnsanları, kadınlar pişmanlık
duymayarak hayır dediklerinde
duydukları rahatsızlıkla
rahat ettirmeliyiz.
09:51
when womenkadınlar say no, unapologeticallyunapologetically.
153
579426
2952
09:55
We can take emotionsduygular and think in termsşartlar
of competenceyetki and not genderCinsiyet.
154
583917
4666
Duyguları alıp cinsiyet yerine
yetenek yönüyle düşünebiliriz.
10:01
People who are ableyapabilmek to processsüreç theironların angeröfke
and make meaninganlam from it
155
589465
3929
Öfkelerini işleyip
bundan anlam çıkarabilen insanlar
10:05
are more creativeyaratıcı, more optimisticiyimser,
156
593798
2660
daha yaratıcı, daha optimistik,
10:08
they have more intimacysamimiyet,
157
596958
1334
daha samimiler,
10:10
they're better problemsorun solversçözücüler,
158
598917
1556
daha iyi problem çözücüler,
10:14
they have greaterbüyük politicalsiyasi efficacyetkinlik.
159
602260
2259
politik etkinlikleri daha üstün.
10:17
Now I am a womankadın
writingyazı about womenkadınlar and feelingsduygular,
160
605251
3189
Ben, kadınlar ve duyguları
hakkında yazan bir kadınım.
10:20
so very fewaz menerkekler with powergüç
161
608464
2658
Gücü olan çok az erkek
10:23
are going to take what I'm sayingsöz
seriouslycidden mi, as a mattermadde of politicssiyaset.
162
611146
3960
politika gereğiyle
söylediklerimi ciddiye alacak.
10:27
We think of politicssiyaset and angeröfke in termsşartlar
of the contempthor and disdainküçümseme and furyöfke
163
615789
5948
Politika ve öfkeyi, dünyadaki
maço-faşizm yükselişini besleyen
aşağılama, hor görme ve hiddetle
ilgili olarak düşünüyoruz.
10:33
that are feedingbesleme a riseyükselmek
of macho-fascismmaço-faşizm in the worldDünya.
164
621761
2956
10:37
But if it's that poisonzehir,
it's alsoAyrıca the antidotepanzehir.
165
625375
3144
Ama bu zehirse aynı zamanda panzehir.
10:41
We have an angeröfke of hopeumut,
and we see it everyher singletek day
166
629542
3854
Bizde beklenti öfkesi var
ve bunu her bir gün
10:45
in the resistantdayanıklı angeröfke of womenkadınlar
and marginalizedmarjinal people.
167
633420
3786
kadın ve marjinal insanların
dirençli öfkesinde görüyoruz.
10:49
It's relatedilgili to compassionmerhamet
and empathyempati and love,
168
637833
4501
Bu şefkat, empati ve sevgiyle ilgili.
10:54
and we should recognizetanımak
that angeröfke as well.
169
642358
3157
O öfkeyi de tanımalıyız.
10:59
The issuekonu is that societiestoplumlar that don't
respectsaygı women'sBayanlar angeröfke don't respectsaygı womenkadınlar.
170
647643
6982
Sorun, kadınların öfkesine saygı duymayan
toplumlar kadınlara saygı duymuyor.
11:07
The realgerçek dangerTehlike of our angeröfke isn't that
it will breakkırılma bondstahviller or platesplakaları.
171
655543
6012
Öfkemizin asıl tehlikesi bağları koparma
ya da tabakları kırma değil,
11:14
It's that it exactlykesinlikle showsgösterileri
how seriouslycidden mi we take ourselveskendimizi,
172
662167
5106
tam olarak kendimizi ne kadar
ciddiye aldığımızı göstermesi
11:19
and we expectbeklemek other people
to take us seriouslycidden mi as well.
173
667297
3904
ve insanların da bizi
ciddiye almalarını bekliyoruz.
11:24
When that happensolur, chancesşansı are very good
174
672074
3860
Ve büyük olasılıkla bu gerçekleştiğinde
11:27
that womenkadınlar will be ableyapabilmek to smilegülümseme
when they want to.
175
675958
4209
kadınlar istedikleri zaman
gülümseyebilecekler.
11:33
(ApplauseAlkış)
176
681285
1389
(Alkışlar)
11:34
Thank you.
177
682698
1151
Teşekkürler.
11:35
(ApplauseAlkış) (CheersAlkış)
178
683873
6690
(Alkışlar)
Translated by Seda Tozar
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Soraya Chemaly - Writer, activist
Soraya Chemaly writes and thinks about social justice.

Why you should listen

Soraya Chemaly is an award-winning journalist, essayist and author whose work appears regularly in national and international media. In her writing, she rigorously and irreverently casts a bright, incisive light on what it means to be a woman in world built by men. Her narrative skill, careful research and humor-filled analyses described by the New Yorker as "relentless and revelatory." She brings these skills to bear in a critical examination of the social construction of anger and its effects on women's lives in her first book, Rage Becomes Her: The Power of Women's Anger.

More profile about the speaker
Soraya Chemaly | Speaker | TED.com