ABOUT THE SPEAKER
Eve Pearlman - Journalist
Eve Pearlman is committed to the work of reinventing and reinvigorating journalistic practice.

Why you should listen

Eve Pearlman is a journalistic innovator, public speaker, writer and thought leader. A lifelong journalist with a deep commitment to serving and building communities, she cofounded Spaceship Media in 2016 with a mission to reduce polarization, build communities and restore trust in journalism.

Earlier in her career, Pearlman was a reporter, blogger, columnist and social media strategist. She is the veteran of two startups: Patch, AOL's effort at serving local news markets; and State, a London-based social media platform connecting people around shared interests and views. She holds a bachelor's from Cornell University and a master's in journalism from Northwestern University.

More profile about the speaker
Eve Pearlman | Speaker | TED.com
TED Salon Doha Debates

Eve Pearlman: How to lead a conversation between people who disagree

Eve Pearlman: Karşıt görüşte olan insanlar arasında iletişim nasıl sürdürülür

Filmed:
2,509,688 views

Son derece bölünmüş bir dünyada farklılık, merak ve saygıyla nasıl ciddi konular hakkında sohbet edebiliriz? Tecrübeli muhabir Eve Pearlman, "diyalog gazeteciliği"ni tanıtıyor: Gazetecilerin, karşıt görüşteki insanların görüşmesini sağlamak için sosyal ve politik bölünmelerin merkezine gittiği bir proje. Bu proje olmasaydı tanışmayacak olan bir grup insanın, Kaliforniya'dan 25 liberal ve Alabama'dan 25 muhafazakârın, tartışmalı konularda konuşmak için toplandığında ne olduğunu öğrenin. "Farklılığa rağmen gerçek bir ilişki, demokrasimizin şiddetle ihtiyaç duyduğu bir kurtuluş." diyor.
- Journalist
Eve Pearlman is committed to the work of reinventing and reinvigorating journalistic practice. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
So in the run-upRun-up to the 2016 electionseçim,
0
1208
2768
2016 seçim arifesinde
ben de çoğumuz gibi halka açık alanlardaki
anlaşmazlık, nefret dolu eleştiri
00:16
I was, like mostçoğu of us,
watchingseyretme the riseyükselmek in discordanlaşmazlık and vitriolsülfatı
1
4000
4559
ve terbiyesizliği izliyordum.
00:20
and nastinesspislik in our publichalka açık spacesalanlarda.
2
8583
2518
Bu, kutuplaşmada bir yükselişti.
00:23
It was this crazyçılgın uptickUptick in polarizationpolarizasyon.
3
11125
3476
Bu, hem umutsuzluğa düşürücü
hem de endişelendiriciydi.
00:26
It was bothher ikisi de dishearteningKırıcı and distressingüzücü.
4
14625
2542
00:30
And so I startedbaşladı thinkingdüşünme,
with a fellowadam journalistgazeteci, JeremyJeremy HaySaman,
5
18375
3059
Gazeteci bir arkadaşım Jeremy Hay ile
zanaatımızı nasıl farklı şekilde
00:33
about how we mightbelki practiceuygulama
our craftzanaat differentlyfarklı olarak.
6
21458
3310
icra edebileceğimiz konusunda
düşünmeye başladık.
Gazetecilerin her zaman yaptığı gibi
bölünmenin merkezinde olan
00:36
How we mightbelki go to the heartkalp of dividesböler,
7
24792
2184
00:39
to placesyerler of conflictfikir ayrılığı,
8
27000
1268
00:40
like journalistsgazeteciler always have,
9
28292
1517
karmaşaya yönelmektense gerçekten
farklı bir şeyi nasıl yapabiliriz?
00:41
but then, oncebir Zamanlar there,
do something really differentfarklı.
10
29833
2500
00:46
We knewbiliyordum we wanted to take
the coreçekirdek toolsaraçlar of our craftzanaat --
11
34375
2893
Zanaatımızın ana araçlarını
almak istediğimizi biliyorduk;
00:49
carefuldikkatli vettinginceleme of informationbilgi,
diligentçalışkan researchAraştırma, curiositymerak,
12
37292
3684
bilginin dikkatlice araştırılması,
gayretli araştırma, merak,
kamu yararına hizmete olan bağlılık,
demokrasimize bağlılık
00:53
a commitmenttaahhüt to servingservis the publichalka açık good --
13
41000
2393
00:55
to servingservis our democracydemokrasi --
14
43417
1434
00:56
and do something newyeni.
15
44875
1458
ve yeni bir şey yapmak.
00:58
And so we mappedeşlenen out this processsüreç,
16
46917
1934
Bu yüzden sosyal ve politik
ayrılıkların merkezine gitmek
01:00
what we call dialoguediyalog journalismgazetecilik,
17
48875
1768
01:02
for going to the heartkalp
of socialsosyal and politicalsiyasi dividesböler,
18
50667
3142
ve orada kutuplaştırıcı konularda
zıt taraftaki insanlar arasında
01:05
and then, oncebir Zamanlar there, buildingbina
journalism-supportedgazetecilik destekli conversationskonuşmaları
19
53833
3393
gazetecilik destekli iletişim kurmak için
bir süreç planladık.
01:09
betweenarasında people on oppositekarşısında sidestaraf
of polarizingpolarize issuessorunlar.
20
57250
3875
Bu sürece, diyalog gazeteciliği diyoruz.
01:15
But how actuallyaslında to do this
in a worldDünya that's so dividedbölünmüş,
21
63500
3809
Ama bu, bu kadar derinden bölünmüş
bir dünyada gerçekten nasıl yapılabilir?
01:19
so deeplyderinden dividedbölünmüş --
22
67333
1435
Kuzen, teyze ve amcaların artık birbiriyle
konuşamadığı bir dünyada yaşarken,
01:20
when we livecanlı in a worldDünya
23
68792
1267
01:22
in whichhangi cousinskuzenler and auntsteyzeler and unclesdayılar
can't talk to one anotherbir diğeri,
24
70083
3685
genellikle farklı ve uzak
haber ekosistemlerinde yaşarken
01:25
when we oftensık sık livecanlı in separateayrı
and distinctfarklı newshaber ecosystemsekosistemler,
25
73792
4101
01:29
and when we reflexivelyRefleksle
and habituallyalışkanlıkla malignMalign and dismissgörevden
26
77917
3559
ve anlaşamadığımız kişileri
alışkanlık olarak kötüleyip yok sayarken
bu plan nasıl gerçekleşebilir?
01:33
those with whomkime we disagreekatılmıyorum?
27
81500
1417
01:36
But we wanted to try.
28
84542
1517
Ama yine de denemek istedik.
Bu yüzden 2016 seçiminden hemen sonra,
01:38
And so right after the 2016 electionseçim,
29
86083
2643
seçim ve göreve başlama töreni
arasındaki o zaman diliminde,
01:40
in that time betweenarasında the electionseçim
and the inaugurationaçılış,
30
88750
3684
gerçekten farklı bir şey yapmak için
Alabama Medya Grubu ile ortak olduk.
01:44
we partneredOrtaklık with the AlabamaAlabama MediaMedya GroupGrup
to do something really differentfarklı.
31
92458
4143
Alabama'dan yirmi beş Trump destekçisi
01:48
We broughtgetirdi 25 TrumpKoz supportersdestekçileri
from AlabamaAlabama togetherbirlikte
32
96625
3226
ve Kaliforniya'dan yirmi beş
Clinton destekçisini
01:51
in conversationkonuşma with
25 ClintonClinton supportersdestekçileri from CaliforniaCalifornia.
33
99875
3083
01:55
And we broughtgetirdi them togetherbirlikte
in a closedkapalı, moderatedyönetilir FacebookFacebook groupgrup
34
103667
4267
uzlaştırıcının da bulunduğu kapalı
bir Facebook grubunda bir araya getirip
01:59
that we kepttuttu openaçık for a monthay.
35
107958
1625
bu grubu bir ay açık tuttuk.
02:03
What we wanted to do
36
111625
1309
Yapmak istediğimiz şey
onlara gerçek merak ve açık fikirlilikle
ilişkide olabilecekleri bir yer vermekti.
02:04
was to give them a placeyer to engagetutmak
with genuinehakiki curiositymerak and opennessaçıklık.
37
112958
3935
Onları, sadece birbirleriyle değil
02:08
And we wanted to supportdestek them
in buildingbina relationshipsilişkiler,
38
116917
2642
gazeteciler olarak bizimle de
ilişki kurmaları için destekledik.
02:11
not just with eachher other
but with us as journalistsgazeteciler.
39
119583
2459
02:14
And then we wanted to supplyarz
factsGerçekler and informationbilgi --
40
122917
2767
Alıp işleyebilecekleri ve konuşmalarını
destekleyecek bilgi akışı sağladık.
02:17
factsGerçekler and informationbilgi that they could
actuallyaslında receiveteslim almak and processsüreç
41
125708
3351
02:21
and use to undergirdundergird theironların conversationskonuşmaları.
42
129083
2167
02:25
And so as a preludePrelude to this conversationkonuşma,
43
133292
2476
Böylece konuşmanın başlaması için
diyalog gazeteciliğinin ilk adımı olarak
02:27
the first stepadım in what we call
dialoguediyalog journalismgazetecilik,
44
135792
2851
02:30
we askeddiye sordu what they thought
the other sideyan thought of them.
45
138667
4559
onlara diğer grubun kendileri hakkında
ne düşünüyor olabileceğini sorduk.
02:35
So when we askeddiye sordu
the TrumpKoz supportersdestekçileri from AlabamaAlabama
46
143250
3893
Kaliforniya'daki Clinton destekçilerinin
onlar hakkında ne düşündüklerini
02:39
what they thought the ClintonClinton supportersdestekçileri
in CaliforniaCalifornia thought of them,
47
147167
3392
Alabama'daki Trump destekçilerine
sorduğumuzda söyledikleri şey şuydu:
02:42
this is some of what they said.
48
150583
1893
02:44
"They think we are religiousdini
Bibleİncil thumpersthumpers."
49
152500
2143
"Dindar, dinci tipler olduğumuzu;
02:46
"That we're backwardsgeriye doğru
and hickishhickish, and stupidaptal."
50
154667
2191
geri kafalı, taşralı ve aptal olduğumuzu;
02:50
"They think that we all have
ConfederateKonfederasyon flagsBayraklar in our yardskilometre,
51
158250
2851
hepimizin bahçesinde
müteffik bayrakları olduğunu;
ırkçı, cinsiyetçi ve eğitimsiz olduğumuzu;
02:53
that we're racistırkçı
and sexistcinsiyet ayrımı and uneducatedeğitimsiz."
52
161125
2143
toprak yolu olan evimizde
kocamızın emri altında olduğumuzu;
02:55
"They think we're barefootyalınayak and pregnanthamile,
with dirtkir drivewaysdriveways."
53
163292
3125
02:59
"And they think we're all prissyprissy buttsizmarit
54
167458
1851
bağnaz olduğumuzu
ve arka bahçemizdeki pamuk tarlasında
kabarık etekle yürüdüğümüzü düşünüyordur."
03:01
and that we walkyürümek around in hoopHoop skirtsetek
with cottonpamuk fieldsalanlar in the backgroundarka fon."
55
169333
3810
Sonra aynı soruyu
Kaliforniyalılara sorduk.
03:05
And then we askeddiye sordu that sameaynı questionsoru
of the CaliforniansKaliforniyalılar:
56
173167
2726
"Alabamalılar sizin hakkınızda
ne düşünüyordur?"
03:07
"What do you think
the AlabamiansAlabamians think about you?"
57
175917
2851
Cevapları şöyleydi:
03:10
And they said this:
"That we're crazyçılgın, liberalliberal CaliforniansKaliforniyalılar."
58
178792
3351
"Çılgın, liberal
Kaliforniyalılar olduğumuzu;
vatansever olmadığımızı;
03:14
"That we're not patrioticvatansever."
59
182167
1476
züppe ve elit olduğumuzu;
03:15
"We're snobbyZüppe and we're elitistseçkinci."
60
183667
1572
tanrısız ve çocuklarımıza karşı
aşırı hoşgörülü olduğumuzu;
03:17
"We're godlessAllahsız and we're permissivekeyfi
with our childrençocuklar."
61
185263
2583
aile değil kariyer odaklı olduğumuzu;
03:20
"And that we're focusedodaklı
on our careerskariyer, not our familyaile."
62
188542
2642
elit ve boş vaatlerle dolu
entelektüeller olduğumuzu;
03:23
"That we're elitistseçkinci,
pie-in-the-skygökyüzünde ki pasta intellectualsaydınlar,
63
191208
2601
az işlemden geçmiş şeyler yediğimizi;
03:25
richzengin people, WholeBütün Foods-eatingGıda-yeme,
64
193833
2560
zengin ve dünyadan bihaber
olduğumuzu düşünüyorlardır."
03:28
very out of touchdokunma."
65
196417
1291
03:31
So by askingsormak questionssorular like this
at the startbaşlama of everyher conversationkonuşma
66
199667
3601
Her konuşmanın başlangıcında
böyle sorular sorarak
ve stereotipleri tanımlayıp
paylaşarak keşfettik ki
03:35
and by identifyingtanımlama
and sharingpaylaşım stereotypesklişeler,
67
203292
3226
iki taraftaki kişiler de
03:38
we find that people --
people on all sidestaraf --
68
206542
2226
taşıdıkları basitleştirilmiş
ve genellikle kötü niyetli karikatürleri
03:40
beginbaşla to see the simplisticbasit and oftensık sık
mean-spiritedkötü ruhlu caricatureskarikatürler they carrytaşımak.
69
208792
5226
görmeye başladılar.
03:46
And in that --
70
214042
1267
Bundan sonra, gerçek bir iletişim
sürecine doğru ilerleyebildik.
03:47
after that, we can movehareket
into a processsüreç of genuinehakiki conversationkonuşma.
71
215333
2959
03:52
So in the two yearsyıl sincedan beri that launchbaşlatmak --
CaliforniaCalifornia/AlabamaAlabama ProjectProje --
72
220875
3309
Kaliforniya-Alabama Projesi'nin
başlamasından sonraki iki yılda
ülke çapında medya organizasyonlarıyla
03:56
we'vebiz ettik gonegitmiş on to hostevsahibi
dialoguesdiyaloglar and partnershipsortaklıklar
73
224208
2268
diyalog ve ortaklıklara
ev sahipliği yapmaya devam ettik
03:58
with mediamedya organizationsorganizasyonlar
acrosskarşısında the countryülke.
74
226500
2518
ve bu diyaloglar
günümüz sorunlarıyla ilgiliydi:
04:01
And they'veonlar ettik been about
some of our mostçoğu contentiousçekişmeli issuessorunlar:
75
229042
2809
silahlar, göç, ırk, eğitim.
04:03
gunssilahlar, immigrationGöçmenlik, raceyarış, educationEğitim.
76
231875
2417
04:07
And what we foundbulunan,
77
235917
1601
Bulduğumuz şey önemliydi;
04:09
remarkablyoldukça,
78
237542
1267
gerçek bir iletişim mümkündü.
04:10
is that realgerçek dialoguediyalog is in factgerçek possiblemümkün.
79
238833
2601
04:13
And that when givenverilmiş a chanceşans
and structureyapı around doing so,
80
241458
3268
Bir şans verildiğinde
ve işler yolunda gittiğinde
hepsi olmasa da çoğu vatandaşımız
birbiriyle bağ kurmaya razıydı.
04:16
manyçok, not all,
but manyçok of our fellowadam citizensvatandaşlar
81
244750
2434
04:19
are eageristekli to engagetutmak with the other.
82
247208
2125
04:24
Too oftensık sık journalistsgazeteciler
have sharpenedbilenmiş dividesböler
83
252625
2476
Drama, okuyucu sayısı
veya kendi görüşlerini yaymak için
04:27
in the nameisim of dramadram or readershipokuyucu
or in servicehizmet to our ownkendi viewsgörünümler.
84
255125
3583
gazetecilerin sık sık
görüş ayrılıkları olur.
04:31
And too oftensık sık we'vebiz ettik gonegitmiş to eachher sideyan
quotingalıntı yapmak a partisanpartizan voiceses on one sideyan
85
259666
3518
Çoğu zaman her iki kesimin de
partizanlarından alıntı yapar
ve çıkarılan anekdot eşliğinde
yazıyı acınası şekilde bitiririz,
04:35
and a partisanpartizan voiceses on the other
86
263208
1851
04:37
with a tellingsöylüyorum anecdotalanekdot niteliğinde leadöncülük etmek
and a pithykısa ve öz finalnihai quotealıntı,
87
265083
2935
çünkü okuyucular ön yargıda
bulunulmasını severler.
04:40
all of whichhangi readersokuyucular
are keenkeskin to mineMayın for biasönyargı.
88
268042
2333
04:43
But our dialogue-baseddiyalog tabanlı processsüreç
has a slowerYavaş pacehız and a differentfarklı centermerkez.
89
271667
4583
Ama bizim diyaloğa dayalı sürecimiz
daha yavaş işliyor ve merkezi farklı.
04:49
And our work is guideddestekli by the principleprensip
90
277375
2726
Çalışmamız şu kurala dayanıyor:
04:52
that dialoguediyalog acrosskarşısında differencefark
is essentialgerekli to a functioningişleyen democracydemokrasi,
91
280125
3768
Farklılıklar arası diyalog,
işleyen bir demokrasi için gereklidir
04:55
and that journalismgazetecilik and journalistsgazeteciler
have a multifacetedçok yönlü rolerol to playoyun
92
283917
4101
ve gazetecilik ve gazetecilerin
bunu sağlamakta çok yönlü rolleri vardır.
05:00
in supportingDestek that.
93
288042
1291
05:03
So how do we work?
94
291125
1708
Peki nasıl çalışıyoruz?
05:05
At everyher stageevre,
we're as transparentşeffaf as possiblemümkün
95
293583
3101
Her adımda yöntem ve yönlendirmeler
hakkında olabildiğince şeffafız.
05:08
about our methodsyöntemleri and our motivesmotifleri.
96
296708
2101
Her adımda insanların sorularını
cevaplamaya zaman ayırıyoruz,
05:10
At everyher stageevre, we take time
to answerCevap people'sinsanların questionssorular --
97
298833
2851
yaptığımız şeyi
neden yaptığımızı açıklıyoruz.
05:13
explainaçıklamak why we're doing what we're doing.
98
301708
2000
05:16
We tell people that it's not a traptuzak:
99
304375
2351
İnsanlara bunun bir tuzak olmadığını
ve orada onlara aptal diyecek
05:18
no one'sbiri there to tell you you're stupidaptal,
100
306750
1976
ya da tecrübelerinin önemsiz olduğunu
söyleyecek kimsenin olmadığını söylüyoruz.
05:20
no one'sbiri there to tell you
your experiencedeneyim doesn't mattermadde.
101
308750
3393
Hep farklı bir davranış bekliyoruz,
05:24
And we always asksormak
for a really differentfarklı sortçeşit of behaviordavranış,
102
312167
3059
refleks hâline gelmiş kötüleme
alışkanlığından uzaklaşmalarını istiyoruz.
05:27
a repatterningyeniden desenleme away
from the reflexiveYansımalı name-callingisim arama,
103
315250
3184
05:30
so entrenchedyerleşik in our discoursesöylev
104
318458
1476
Ama konuşmaya o kadar dalmış oluyoruz ki
çoğumuz artık bunu fark etmiyor bile.
05:31
that mostçoğu of us, on all sidestaraf,
don't even noticeihbar it anymoreartık.
105
319958
4000
05:37
So people oftensık sık come
into our conversationskonuşmaları a bitbit angrilyöfkeyle.
106
325917
3059
İnsanlar sıklıkla konuşmaya
biraz sinirli katılıyorlar.
05:41
They say things like,
"How can you believe X?"
107
329000
2476
Şöyle şeyler söylüyorlar,
"X'e nasıl inanırsın?"
05:43
and "How can you readokumak Y?"
108
331500
1893
ve "Y'yi nasıl görüyorsun?"
05:45
and "Can you believe that this happenedolmuş?"
109
333417
2708
veya "Olanlara inanabiliyor musun?"
05:49
But generallygenellikle, in this miraclemucize
that delightslezzetleri us everyher time,
110
337083
3601
Ama genellikle bize her defasında
haz veren bu mucizede
insanlar kendilerini tanıtmaya başlıyor.
05:52
people beginbaşla to introducetakdim etmek themselveskendilerini.
111
340708
1768
Kim olduklarını,
nereden geldiklerini açıklamaya
05:54
And they beginbaşla to explainaçıklamak
who they are and where they come from,
112
342500
3059
ve diğerlerine de
sorular sormaya başlıyorlar.
05:57
and they beginbaşla to asksormak
questionssorular of one anotherbir diğeri.
113
345583
2518
06:00
And slowlyyavaşça, over time, people circledaire back
again and again to difficultzor topicskonular,
114
348125
4059
Yavaşça, zamanla, tekrar tekrar
zor konulara geliyor,
her seferinde biraz daha empati,
biraz daha küçük fark
06:04
eachher time with a little more empathyempati,
a little more nuancenüans,
115
352208
3018
ve biraz daha merakla toplanıyorlar.
06:07
a little more curiositymerak.
116
355250
1292
06:09
And our journalistsgazeteciler and moderatorsModeratörler
work really hardzor to supportdestek this
117
357958
3185
Gazetecilerimiz ve uzlaştırıcılarımız
bunu desteklemek için çok çalışıyor
06:13
because it's not a debatetartışma,
it's not a battlesavaş,
118
361167
2726
çünkü bu bir münazara
ya da bir savaş değil.
06:15
it's not a SundayPazar morningsabah talk showgöstermek.
119
363917
2142
Bir pazar sabahı programı değil.
06:18
It's not the flingingfırlatma of talkingkonuşma pointsmakas.
120
366083
2810
Konuşma konusu saçmak değil.
06:20
It's not the stackingyığınlama of memesmemlerimizin and gifsGıf 'ler
121
368917
1892
Bir fikri destekleyen caps ve gif
06:22
or articleshaberler with headlineshaber başlıkları
that provekanıtlamak a pointpuan.
122
370833
2768
veya makale başlığı oluşturmak değil.
06:25
And it's not about scoringPuanlama
politicalsiyasi victorieszaferler with questionsoru trapstuzaklar.
123
373625
3417
Soru tuzaklarıyla politik zafer
elde etmekle de ilgili değil.
06:31
So what we'vebiz ettik learnedbilgili is that our statebelirtmek, bildirmek
of discordanlaşmazlık is badkötü for everyoneherkes.
124
379542
5184
Öğrenmiş oldum ki fikir ayrılığı durumumuz
herkesi kötü etkiliyor,
06:36
It is a deeplyderinden unhappymutsuz statebelirtmek, bildirmek of beingolmak.
125
384750
2167
fazlasıyla mutsuz hissettiriyor.
06:39
And people tell us this again and again.
126
387750
2268
İnsanlar bunu
tekrar tekrar dile getiriyor.
06:42
They say they appreciateanlamak the chanceşans
to engagetutmak respectfullysaygıyla,
127
390042
3434
Saygı, merak ve açık fikirlilikle
iletişim kurabilme olanağının
06:45
with curiositymerak and with opennessaçıklık,
128
393500
1601
kıymetini bildiklerini söylüyor.
06:47
and that they're gladmemnun and relievedrahatladım
for a chanceşans to put down theironların armssilâh.
129
395125
3917
Kollarını indirme olanakları olduğu için
memnun ve rahatlamış
olduklarını söylüyorlar.
06:52
And so we do our work in directdirekt challengemeydan okuma
130
400208
2560
Bu yüzden işimizi, ülkedeki politik duruma
direkt meydan okuyarak yapıyoruz.
06:54
to the politicalsiyasi climateiklim
in our countryülke right now,
131
402792
2934
06:57
and we do it knowingbilme
that it is difficultzor, challengingmeydan okuma work
132
405750
2809
Bu işi, karşıt geçmişlere sahip
insanları iletişime geçirip
07:00
to holdambar and supportdestek people
in opposingkarşı backgroundsarka in conversationkonuşma.
133
408583
3709
iletişimde kalmalarını sağlamanın
zor bir iş olduğunu bilerek yapıyoruz.
07:05
And we do it knowingbilme
democracydemokrasi dependsbağlıdır on our abilitykabiliyet
134
413333
3518
Bu işi, demokrasinin, ortak sorunlarımızı
birlikte dile getirme yeteneğimize
bağlı olduğunu bilerek yapıyoruz.
07:08
to addressadres our sharedpaylaşılan problemssorunlar togetherbirlikte.
135
416875
2125
07:11
And we do this work by puttingkoyarak communitytoplum
at the heartkalp of our journalisticgazetecilik processsüreç,
136
419917
3892
Bu işi, toplumu gazetecilik
sürecinin merkezine koyarak,
07:15
by puttingkoyarak our egosegoları to the sideyan
to listen first, to listen deeplyderinden,
137
423833
3601
egolarımızı kenara itip
karşımızdakini gerçekten dinleyerek,
ön yargıları ve düşünme alışkanlığımızı
baştan aşağı gözden geçirerek
07:19
to listen around
and throughvasitasiyla our ownkendi biasesönyargıların,
138
427458
2935
07:22
our ownkendi habitsalışkanlıkları of thought,
139
430417
1476
ve başkalarını da aynısını
yapmaları için teşvik ederek yapıyoruz.
07:23
and to supportdestek othersdiğerleri in doing the sameaynı.
140
431917
1916
Bu işi, gazeteciliğin
meslek olarak zor olduğunu
07:27
And we do this work
141
435708
1310
07:29
knowingbilme that journalismgazetecilik
as an institutionkurum is strugglingmücadele,
142
437042
2642
07:31
and that it has always had a rolerol to playoyun
and will continuedevam et to have a rolerol to playoyun
143
439708
3893
ve fikir ve görüşlerin tartışılmasını
desteklemede hep rolü olduğunu
07:35
in supportingDestek the exchangedeğiş tokuş
of ideasfikirler and viewsgörünümler.
144
443625
2167
ve her zaman da olacağını
bilerek yapıyoruz.
07:40
For manyçok of the participantskatılımcılar
in our groupsgruplar,
145
448458
2060
Grupta yer alanların birçoğu
kalıcı olarak yakınlaştı,
07:42
there are lastingkalıcı reverberationsyankıları.
146
450542
2101
07:44
ManyBirçok people have becomeolmak FacebookFacebook friendsarkadaşlar
and in-real-lifein-real-life friendsarkadaşlar too,
147
452667
3309
politik ayrılığa rağmen Facebook'ta
ve hatta gerçek hayatta arkadaş oldu.
07:48
acrosskarşısında politicalsiyasi lineshatlar.
148
456000
1476
07:49
After we closedkapalı that first
TrumpKoz/ClintonClinton projectproje,
149
457500
3559
İlk Trump-Clinton projesini
bitirdikten sonra
07:53
about two-thirdsüçte iki of the womenkadınlar wentgitti on
to formform theironların ownkendi FacebookFacebook groupgrup
150
461083
3310
kadınların üçte ikisi kendi aralarında
bir Facebook grubu oluşturdu,
07:56
and they choseseçti a moderatorModeratör from eachher statebelirtmek, bildirmek
151
464417
2000
her eyaletten bir uzlaştırıcı seçti
07:58
and they continuedevam et to talk
about difficultzor and challengingmeydan okuma issuessorunlar.
152
466441
3743
ve zorlu, düşündürücü konular
hakkında konuşmaya devam etti.
08:02
People tell us again and again
that they're gratefulminnettar for the opportunityfırsat
153
470208
3435
İnsanlar, bu çalışmanın
bir parçası olma şansları olduğu,
karşıt görüşteki insanların
çılgın olmadıklarını gördükleri
08:05
to be a partBölüm of this work,
154
473667
1309
08:07
gratefulminnettar to know that people
on the other sideyan aren'tdeğil crazyçılgın,
155
475000
3268
ve bu çalışma olmasa konuşmayacakları
kişilerle iletişim kurabildikleri için
08:10
gratefulminnettar that they'veonlar ettik had a chanceşans
to connectbağlamak with people
156
478292
2684
minnettarlar ve bunu tekrar tekrar
dile getiriyorlar.
08:13
they wouldn'tolmaz have otherwiseaksi takdirde talkedkonuştuk to.
157
481000
1875
Gördüğümüz ve duyduğumuz şeylerin hiçbiri,
08:16
A lot of what we'vebiz ettik seengörüldü and learnedbilgili,
158
484708
1810
08:18
despiterağmen the factgerçek that we call
ourselveskendimizi SpaceshipUzay gemisi MediaMedya,
159
486542
2642
kuruluşumuzun isminin
Spaceship Media olması dışında,
08:21
is not at all rocketroket scienceBilim.
160
489208
1435
roket bilimi değil, anlaması zor değil.
08:22
If you call people namesisimler,
if you labeletiket them, if you insulthakaret them,
161
490667
3184
İnsanlara lakap takıp hakaret eder
ve onları sınıflandırırsanız
08:25
they are not inclinedeğimli to listen to you.
162
493875
1875
kimse sizi dinlemez.
08:28
SnarkSnark doesn't help, shameutanç doesn't help,
163
496458
2185
İğneleyici söz, ayıplamak
veya küçümsemek işe yaramaz.
08:30
condescensionlütuf doesn't help.
164
498667
1916
08:33
GenuineHakiki communicationiletişim
takes practiceuygulama and effortçaba
165
501958
3226
Samimi bir iletişim için
alıştırma, çaba, kendini tutma
ve kendini bilme gereklidir.
08:37
and restraintkısıtlama and self-awarenessöz-bilinç.
166
505208
1750
08:40
There isn't an algorithmalgoritma
to solveçözmek where we are.
167
508250
3125
Nerede olduğumuzu
çözecek bir algoritma yok
08:44
Because realgerçek humaninsan connectionbağ
is in factgerçek realgerçek humaninsan connectionbağ.
168
512417
3415
çünkü gerçek insan ilişkisi
gerçekten de gerçek insan ilişkisi.
08:49
So leadöncülük etmek with curiositymerak,
169
517082
2019
Bu yüzden merakla hareket edin,
münakaşaya değil müzakereye önem verin
08:51
emphasizevurgu yapmak discussiontartışma not debatetartışma,
170
519125
1683
ve çevrenize at gözlüğüyle
bakmaya son verin;
08:52
get out of your silosilo,
171
520832
2000
08:56
because realgerçek connectionbağ
acrosskarşısında differencefark ...
172
524125
3768
çünkü farklılığa rağmen gerçek bir ilişki,
demokrasimizin şiddetle
ihtiyaç duyduğu bir kurtuluş.
08:59
this is a salvemerhem
that our democracydemokrasi sorelyfena halde needsihtiyaçlar.
173
527917
2875
09:04
Thank you.
174
532083
1268
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
09:05
(ApplauseAlkış)
175
533375
3083
Translated by Nevaz Mescioğlu
Reviewed by Merve Kılıç

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Eve Pearlman - Journalist
Eve Pearlman is committed to the work of reinventing and reinvigorating journalistic practice.

Why you should listen

Eve Pearlman is a journalistic innovator, public speaker, writer and thought leader. A lifelong journalist with a deep commitment to serving and building communities, she cofounded Spaceship Media in 2016 with a mission to reduce polarization, build communities and restore trust in journalism.

Earlier in her career, Pearlman was a reporter, blogger, columnist and social media strategist. She is the veteran of two startups: Patch, AOL's effort at serving local news markets; and State, a London-based social media platform connecting people around shared interests and views. She holds a bachelor's from Cornell University and a master's in journalism from Northwestern University.

More profile about the speaker
Eve Pearlman | Speaker | TED.com