ABOUT THE SPEAKER
Kate Bowler - Divinity professor, author
Kate Bowler is reexamining her perspective on the "prosperity gospel": the belief that good things happen to good people.

Why you should listen

After being diagnosed with stage IV cancer at age 35, Duke tenured professor and author Kate Bowler launched a national conversation about why it feels so difficult to speak frankly about suffering. She delves into how we live and cope with pain and suffering in Everything Happens for a Reason: And Other Lies I've Loved, a New York Times bestselling memoir, and in her popular podcast, Everything Happens. She is also the author of Blessed: A History of the American Prosperity Gospel, which received widespread media and academic attention as the first history of a movement based on divine promises of health, wealth and happiness. She has appeared on NPR and The TODAY Show, Amanpour & Company as well as in the New York Times, Washington Post and TIME Magazine. Her work has also been praised by a wide variety of religious and political publications, from liberal print media to conservative talk radio.

More profile about the speaker
Kate Bowler | Speaker | TED.com
TEDMED 2018

Kate Bowler: "Everything happens for a reason" -- and other lies I've loved

Kate Bowler: "Her şeyin bir sebebi vardır" ve sevdiğim diğer yalanlar

Filmed:
4,692,629 views

Hayatın en zor anlarında nasıl yaşamaya devam ediyorsunuz? Kate Bowler, kendisine 35 yaşında 4. aşama kanser teşhisi konulduğundan beri bu soruyu araştırıyor. İçten, üzücü ve beklenmedik bir şekilde komik bu konuşmada bazı cevaplar öneriyor, "her şeyin bir nedeni vardır" görüşüne meydan okuyor ve hayatınız ansızın ve tümden değiştiğinde dünyayı nasıl anlamlandıracağınıza dair zor kazanılmış bir bilgeliği paylaşıyor. "İnanıyorum ki karanlığın içerisinde, orada bile güzellik ve sevgi olacak." diyor.
- Divinity professor, author
Kate Bowler is reexamining her perspective on the "prosperity gospel": the belief that good things happen to good people. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
There is some medicaltıbbi newshaber
that nobodykimse, absolutelykesinlikle nobodykimse,
0
786
3930
Sağlığa dair bazı haberler vardır ki,
kimse, kesinlikle hiç kimse
duymaya hazır değildir.
00:16
is preparedhazırlanmış to hearduymak.
1
4740
1421
00:18
I certainlykesinlikle wasn'tdeğildi.
2
6817
1404
Ben de kesinlikle değildim.
Üç sene önce bir tetkik sonucunu
bildirmek için ofisimden aradılar.
00:20
It was threeüç yearsyıl agoönce
that I got a call in my officeofis
3
8832
3641
00:24
with the testÖlçek resultsSonuçlar of a recentson scantaramak.
4
12497
2684
00:27
I was 35 and finallyen sonunda livingyaşam
the life I wanted.
5
15205
3911
35 yaşındaydım ve en sonunda
istediğim hayatı yaşıyordum.
00:31
I marriedevli my highyüksek schoolokul sweetheartbir tanem
6
19711
2094
Lise aşkımla evlenmiştim
ve senelerce denemenin sonunda
hamile kalmıştım.
00:33
and had finallyen sonunda gottenkazanılmış pregnanthamile
after yearsyıl of infertilityKısırlık.
7
21829
3705
Sonra birdenbire bir Zach'imiz oldu.
00:38
And then suddenlyaniden we had a ZachZach,
8
26344
2108
Bir yaşında mükemmel bir erkek çocuk
00:41
a perfectmükemmel one-year-oldbir yaşında boyoğlan/dinosaurdinozor,
9
29249
3710
ya da dinozor, keyfine göre değişiyordu.
00:44
dependingbağlı on his moodruh hali.
10
32983
1350
Zach'e sahip olmak bana çok yakışmıştı.
00:46
And havingsahip olan a ZachZach suiteduygun me perfectlykusursuzca.
11
34944
3085
Akademide ilk başvurduğum işe alınmıştım,
00:51
I had gottenkazanılmış the first job
I applieduygulamalı for in academiaAkademi,
12
39168
4023
ki akademi, binlerce kişinin
hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.
00:55
landarazi of a thousandbin crushedezilmiş dreamsrüyalar.
13
43215
2688
00:58
And there I was,
14
46601
1287
Ben işte oradaydım,
hayalimdeki işte çalışıyordum,
00:59
workingçalışma at my dreamrüya job
15
47912
2023
minik bir bebeğim
01:01
with my little babybebek
16
49959
1482
01:03
and the man I had importedithal from CanadaKanada.
17
51465
2748
ve Kanada'dan ithal ettiğim
bir adam vardı.
(Gülüşmeler)
01:06
(LaughterKahkaha)
18
54237
1396
Ancak birkaç ay önce,
midemde sancılar hissetmeye başlamıştım
01:07
But a fewaz monthsay before,
I'd startedbaşladı feelingduygu painAğrı in my stomachmide
19
55657
2978
ve sebebini bulabilmek için
birçok uzmana gitmiştim.
01:10
and had gonegitmiş to everyher expertuzman
to find out why.
20
58659
2547
Kimse sebebini bulamamıştı.
01:13
No one could tell me.
21
61779
1289
Sonra, beklenmedik bir anda
bir doktorun asistanı beni aradı.
01:15
And then, out of the bluemavi,
22
63444
2500
01:17
some physician'shekimin assistantYardımcısı
calleddenilen me at work
23
65968
3547
01:21
to tell me that I had stageevre IVIV cancerkanser,
24
69539
2789
4. aşama kanser olduğumu
ve derhal hastaneye gelmem
gerektiğini söyledi.
01:24
and that I was going to need
to come to the hospitalhastane right away.
25
72352
3048
01:28
And all I could think of to say was,
26
76239
3006
Düşünebildiğim tek şey şuydu:
"Ama benim bir oğlum var.
01:31
"But I have a sonoğul.
27
79269
1520
01:33
I can't endson.
28
81945
1974
Şu anda ölemem.
Dünya şu an sona eremez.
01:35
This worldDünya can't endson.
29
83943
2282
01:38
It has just begunbaşladı."
30
86249
2230
Her şey daha yeni başladı."
Sonra kocamı aradım, hemen yanıma geldi
01:41
And then I calleddenilen my husbandkoca,
and he rushedkoştu to find me
31
89458
2643
01:44
and I said all the truedoğru things
that I have knownbilinen.
32
92125
2810
ve bildiğim tüm gerçekleri ona söyledim.
Dedim ki: "Seni her zaman sevdim.
01:46
I said, "I have lovedsevilen you foreversonsuza dek,
33
94959
3060
01:50
I have lovedsevilen you foreversonsuza dek.
34
98043
1664
Seni her zaman sevdim.
01:51
I am so sorry.
35
99731
1984
Çok üzgünüm.
01:53
Please take carebakım of our sonoğul."
36
101739
2058
Lütfen oğlumuza iyi bak."
Sonra hastaneye doğru yürürken
ilk defa aklımdan şu geçti:
01:56
And then as I beganbaşladı
the walkyürümek to the hospitalhastane,
37
104806
2729
01:59
it crossedçarpı my mindus for the first time,
38
107559
2943
"Ah! Ne kadar ironik.
02:02
"Oh. How ironicİronik."
39
110526
2735
Daha yeni "Blessed" isimli
bir kitap yazdım."
02:05
I had just writtenyazılı
a bookkitap calleddenilen "BlessedMübarek."
40
113285
3440
02:09
(LaughterKahkaha)
41
117097
2000
(Gülüşmeler)
02:12
I am a historiantarihçi
42
120077
1252
Ben bir tarihçiyim.
"İyi insanların başına iyi şeyler gelir."
düşüncesinde uzmanım.
02:13
and an expertuzman in the ideaFikir
that good things happenolmak to good people.
43
121353
3560
Hristiyanlığın "mutluluk hakikati"
denilen bir hâlini araştırıyorum
02:17
I researchAraştırma a formform of ChristianityHıristiyanlık
nicknamedtakma "the prosperityrefah gospelİncil'i,"
44
125373
4266
cüretkâr bir vaadinden dolayı:
Tanrı senin mutlu olmanı ister.
02:21
for its very boldcesur promisesöz vermek
that God wants you to prosperbaşarılı ol.
45
129663
4196
Hiçbir zaman kendimi mutluluk hakikatini
benimseyen biri olarak düşünmedim.
02:25
I never considereddüşünülen myselfkendim
a followertakipçisi of the prosperityrefah gospelİncil'i.
46
133883
3759
Sadece bir gözlemciydim.
02:29
I was simplybasitçe an observergözlemci.
47
137666
1946
Mutluluk hakikati şuna inanır:
02:32
The prosperityrefah gospelİncil'i believesinanır
that God wants to rewardödül you
48
140134
3667
Eğer doğru inanca sahipsen
Tanrı seni ödüllendirmek ister.
02:35
if you have the right kindtür of faithinanç.
49
143825
2110
02:37
If you're good and faithfulsadık,
50
145959
2366
İyi bir insansan ve inançlıysan
Tanrı sana sağlık, zenginlik
ve sonsuz mutluluk verir.
02:40
God will give you healthsağlık and wealthservet
51
148349
2209
02:42
and boundlesssınırsız happinessmutluluk.
52
150582
1823
02:44
Life is like a boomerangBumerang:
53
152817
1475
Hayat bir bumerang gibidir.
02:46
if you're good,
54
154316
1309
Eğer iyi biriysen
iyi şeyler her zaman seni bulur.
02:47
good things will always come back to you.
55
155649
2572
Olumlu düşün, olumlu konuş.
02:50
Think positivelypozitif olarak. SpeakKonuşmak positivelypozitif olarak.
56
158245
3404
Eğer inanırsan hiçbir şey
imkânsız değildir.
02:53
Nothing is impossibleimkansız if you believe.
57
161673
3197
02:58
I got interestedilgili in this
very AmericanAmerikan theologyteoloji
58
166110
3446
18 yaşındayken bu Amerikan teolojisine
ilgi duymaya başladım
03:01
when I was 18 or so,
59
169580
1627
ve 25 yaşına geldiğimde ülkeyi dolaşıyor
03:03
and by 25 I was travelingseyahat the countryülke
interviewinggörüşme its celebritiesÜnlüler.
60
171231
4433
ve bu akımın ünlüleriyle
röportaj yapıyordum.
10 yılımı televizyon misyonerleriyle
konuşarak geçirdim,
03:08
I spentharcanmış a decadeonyıl talkingkonuşma to televangelistsTelevangelists
61
176148
3706
ilahi servet için
ruhani garantiler veriyorlardı.
03:11
with spiritualmanevi guaranteesgaranti eder
for divineilahi moneypara.
62
179878
3036
03:15
I interviewedgörüşülen countlesssayısız megachurcheşini pastorspapazlar
with spectacularmuhteşem hairsaç
63
183501
4474
Devasa kiliselerde
çarpıcı saçlı sayısız papazla
hayatı nasıl en iyi şekilde
yaşadıklarına dair mülakat yaptım.
03:19
about how they livecanlı theironların besten iyi liveshayatları now.
64
187999
2679
03:23
I visitedziyaret with people
in hospitalhastane waitingbekleme roomsOdalar
65
191545
2607
Hastane bekleme odalarındaki
ve konforlu ofislerdeki insanları
ziyaret ettim.
03:26
and plushpeluş officesbürolar.
66
194176
1528
Tekerlekli sandalyede iyileşmek için
dua eden insanların elini tuttum.
03:28
I heldbekletilen handseller with people in wheelchairstekerlekli sandalye,
67
196221
2509
03:30
prayingdua eden to be curedtedavi.
68
198754
1498
03:33
I earnedkazanılan my reputationitibar
as destroyeryok edici of familyaile vacationstatil
69
201252
4705
Aile tatillerini mahvetme
unvanını kazandım
çünkü yoldaki en büyük kilisede
beni indirmeleri için hep ısrar ediyordum.
03:37
for always insistingısrar eden on beingolmak droppeddüştü off
at the fanciestfantastik megachurcheşini in townkasaba.
70
205981
4235
03:42
If there was a rivernehir
runningkoşu throughvasitasiyla the sanctuarySanctuary,
71
210653
2998
Tapınağın oradan akan bir ırmak,
oditoryumda özgürce uçan bir kartal
03:45
an eaglekartal flyinguçan freelyserbestçe in the auditoriumKonferans Salonu,
72
213675
3074
veya dönen devasa bir altın küre varsa
03:48
or an enormousmuazzam spinningdöndürme goldenaltın globeküre,
73
216773
2820
ben oradaydım.
03:51
I was there.
74
219617
1228
Bunu ilk çalışmaya başladığımda
03:54
When I first startedbaşladı studyingders çalışıyor this,
the wholebütün ideaFikir of beingolmak "blessedmübarek"
75
222199
3680
tüm bu "kutsanmışlık" fikri
bugün olduğu gibi değildi.
03:57
wasn'tdeğildi what it is todaybugün.
76
225903
1659
04:00
It was not, like it is now,
77
228062
2083
Henüz bir dizi "#kutsanmış"
ev eşyaları hâline gelmemişti.
04:02
an entiretüm linehat of "#blessedmübarek" home goodsmal.
78
230169
2915
04:05
It was not yethenüz a floodsel of "#blessedmübarek"
vanitykibir licenselisans platesplakaları and T-shirtsT-shirtler
79
233758
5148
Henüz "#kutsanmış" plakalar, tişörtler
ve neon duvar sanatları akımı oluşmamıştı.
04:10
and neonneon wallduvar artSanat.
80
238930
1634
04:13
I had no ideaFikir that "blessedmübarek" would becomeolmak
one of the mostçoğu commonortak culturalkültürel clichesklişeler,
81
241275
5356
"Kutsanmış"ın ortak kültürün klişelerinden
olabileceği hiç aklıma gelmemişti.
Instagram'da en çok kullanılan
etiketlerden biri olacağını
04:18
one of the mostçoğu used
hashtagshashtags on InstagramInstagram,
82
246655
2917
ve bikinili pozları kutlamak için
kullanılacağını düşünmemiştim.
04:21
to celebratekutlamak barelyzar zor there bikiniBikini shotsçekim,
83
249596
2575
04:24
as if to say, "I am so blessedmübarek.
84
252195
2440
Sanki "Ben öyle kutsanmışım ki,
bu beden için teşekkürler İsa." dercesine.
04:26
Thank you, Jesusİsa, for this bodyvücut."
85
254659
2269
04:28
(LaughterKahkaha)
86
256952
2513
(Gülüşmeler)
04:32
I had not yethenüz fullytamamen graspedkavradı
the way that the prosperityrefah gospelİncil'i
87
260233
3832
Mutluluk hakikatinin nasıl
büyük sivil bir din hâline geldiğini
04:36
had becomeolmak the great civilsivil religiondin,
88
264089
2917
ve nasıl Amerikan rüyasına daha üstün
başka bir açıklama sunduğunu
04:39
offeringteklif anotherbir diğeri transcendentaşkın accounthesap
89
267030
2500
04:41
of the coreçekirdek of the AmericanAmerikan DreamRüya.
90
269554
2129
henüz tam anlamamıştım.
Mutluluk hakikati,
Amerika'nın kendisine tapınmaktansa
04:44
RatherDaha doğrusu than worshippingibadet
the foundingkurucu of AmericaAmerika itselfkendisi,
91
272176
3508
04:47
the prosperityrefah gospelİncil'i
worshippedibadet AmericansAmerikalılar.
92
275708
2873
Amerikalılara tapındı.
04:51
It deifiesdeifies and ritualizesritualizes theironların hungersdoymuyor,
93
279027
3160
Amerikalıların açlıklarını,
sıkı çalışmalarını ve ahlaki yapılarını
tanrılaştırdı ve ritüel hâline getirdi.
04:54
theironların hardzor work and moralmanevi fiberelyaf.
94
282211
2654
Amerikalılar, iyimserliğin
hakikatine inanıyorlar
04:58
AmericansAmerikalılar believe in a gospelİncil'i of optimismiyimserlik,
95
286305
3010
05:01
and they are theironların ownkendi proofkanıt.
96
289339
1918
ve kendilerinin ispatı oldular.
Kendime "Sadece bu konuyu araştırıyorum,
onlar gibi değilim." dememe rağmen
05:04
But despiterağmen tellingsöylüyorum myselfkendim,
97
292459
1704
05:06
"I'm just studyingders çalışıyor this stuffşey,
I'm nothing like them,"
98
294187
3288
bana tanı koyulduğunda
05:09
when I got my diagnosisTanı,
99
297499
1678
kendi Horatio Alger teolojime
çok derinden bağlanmış olduğumu anladım.
05:11
I suddenlyaniden understoodanladım
how deeplyderinden investedyatırım I was
100
299201
4198
05:15
in my ownkendi HoratioHoratio AlgerAtmaca theologyteoloji.
101
303423
2670
05:19
If you livecanlı in this culturekültür,
whetherolup olmadığını you are religiousdini or not,
102
307178
3211
Böyle bir kültürde yaşıyorsanız,
dindar olun ya da olmayın,
erdem ve başarının el ele gittiğine
inanma tuzağına düşmemeniz oldukça zordur.
05:22
it is extremelyson derece difficultzor
to avoidönlemek fallingdüşen into the traptuzak
103
310413
3803
05:26
of believinginanan that virtueErdem
and successbaşarı go handel in handel.
104
314240
4261
05:31
The more I staredbaktı down my diagnosisTanı,
105
319485
2508
Kendi teşhisim üzerine düşündükçe
05:34
the more I recognizedtanınan
that I had my ownkendi quietsessiz versionversiyon
106
322017
3380
"İyi insanların başına iyi şeyler gelir."
fikrine sessizce katıldığımı fark ettim.
05:37
of the ideaFikir that good things
happenolmak to good people.
107
325421
3105
05:41
Aren'tDeğil I good?
108
329150
1156
İyi biri değil miyim?
05:42
Aren'tDeğil I specialözel somehowbir şekilde?
109
330744
1816
Bir şekilde özel değil miyim?
05:45
I have committedtaahhüt zerosıfır homicidescinayet
110
333144
2802
Hiç kimseyi öldürmedim,
bugüne kadar.
05:47
to datetarih.
111
335970
1165
05:49
(LaughterKahkaha)
112
337159
2499
(Gülüşmeler)
(Alkışlar)
05:51
(ApplauseAlkış)
113
339682
1936
05:53
So why is this happeningolay to me?
114
341642
1783
Bu neden benim başıma geliyor?
05:56
I wanted God to make me good
115
344650
2182
Tanrının bana iyi davranmasını
ve güvenimi sadece birkaç parlak mükâfatla
ödüllendirmesini istemiştim.
05:58
and to rewardödül my faithinanç with just a fewaz
shiningparlıyor awardsödülleri alonguzun bir the way.
116
346856
3960
06:03
OK, like, a lot of shiningparlıyor awardsödülleri.
117
351377
2254
Peki, tamam, birçok parlak mükâfatla.
06:05
(LaughterKahkaha)
118
353655
1008
(Gülüşmeler)
Uzun, çok uzun olacağına
emin olduğum hayatımda
06:06
I believedinanılır that hardshipszorluklara
were only detoursdetours
119
354687
2807
06:09
on what I was certainbelli would be
my long, long life.
120
357518
3561
zorlukların sadece dolambaçlı yollar
olduğuna inanmıştım.
06:14
As is this casedurum with manyçok of us,
it's a mindsetzihniyet that servedhizmet me well.
121
362270
4101
Bu, birçoğumuz için geçerli olduğundan
bana iyi gelen bir zihniyet olmuştu.
Başarı hakikati benim başarıya ulaşmamı,
büyük hayaller kurmamı
06:19
The gospelİncil'i of successbaşarı drovesürdü me to achievebaşarmak,
122
367024
3122
06:22
to dreamrüya bigbüyük,
123
370170
1570
ve korkuyu bırakmamı sağladı.
06:23
to abandonterk fearkorku.
124
371764
1449
06:26
It was a mindsetzihniyet that servedhizmet me well
125
374183
2472
Bu bana iyi gelen bir düşünce yapısıydı,
ta ki işe yaramayana kadar,
06:28
untila kadar it didn't,
126
376679
1573
ta ki içinden çıkamadığım
bir durumla karşılaşana kadar,
06:30
untila kadar I was confrontedkarşı karşıya with something
I couldn'tcould manageyönetmek my way out of;
127
378276
3961
06:35
untila kadar I foundbulunan myselfkendim
sayingsöz into the phonetelefon,
128
383078
2642
ta ki kendimi, telefonda
"Ama bir oğlum var." derken bulana kadar
06:37
"But I have a sonoğul,"
129
385744
1529
çünkü aklıma gelen tek şey buydu.
06:39
because it was all
I could think of to say.
130
387776
3016
06:45
That was the mostçoğu difficultzor
momentan to acceptkabul etmek:
131
393411
2535
Kabullenmesi en zor anlar
telefon görüşmesi, hastaneye yürümek
06:48
the phonetelefon call, the walkyürümek to the hospitalhastane,
132
396637
3243
ve kendi mutluluk hakikatimin beni yüzüstü
bıraktığını fark etmekti.
06:51
when I realizedgerçekleştirilen that my ownkendi
personalkişisel prosperityrefah gospelİncil'i
133
399904
3699
06:55
had failedbaşarısız oldu me.
134
403627
1189
06:57
Anything I thought was good
or specialözel about me could not savekayıt etmek me --
135
405673
4955
Kendimle ilgili iyi veya özel olduğunu
düşündüğüm hiçbir şey beni kurtaramazdı.
07:02
my hardzor work, my personalitykişilik,
136
410652
2784
Sıkı çalışmam, kişiliğim,
07:05
my humormizah, my perspectiveperspektif.
137
413460
2681
mizah anlayışım, bakış açım...
Herkesinki gibi benim hayatımın da
07:08
I had to faceyüz the factgerçek that my life
is builtinşa edilmiş with paperkâğıt wallsduvarlar,
138
416914
3849
kağıttan duvarlarla örülü olduğu
gerçekliğiyle yüzleşmek zorundaydım.
07:12
and so is everyoneherkes else'sbaşka var.
139
420787
1931
Yeri doldurulamaz bir şeyi
mahvedecek bir probleme
07:16
It is a hardzor thought to acceptkabul etmek
that we are all a breathnefes away
140
424821
4105
veya hayatımızı tamamen
değiştirebilecek bir soruna
07:20
from a problemsorun that could
destroyyıkmak something irreplaceableyeri doldurulamaz
141
428950
3781
bir nefes kadar uzakta olduğumuzu
kabul etmek hepimiz için çok zor.
07:24
or alterALTER our liveshayatları completelytamamen.
142
432755
2112
07:27
We know that in life
there are beforesöncesi and aftersAfters.
143
435644
3280
Biliyoruz ki hayatta
önceler ve sonralar var.
07:31
I am askeddiye sordu all the time to say
that I would never go back,
144
439743
4321
Her zaman, önceye dönmeyi hiç istemediğimi
veya bakış açımın çok değiştiğini
söylememi istiyorlar
07:36
or that I've gainedkazanmış
so much in perspectiveperspektif.
145
444088
2507
07:39
And I tell them no,
146
447074
1809
ve ben onlara diyorum ki
"Hayır, öncesi daha iyiydi."
07:40
before was better.
147
448907
1944
Hastalandıktan birkaç ay sonra
bununla ilgili bir yazı yazdım
07:45
A fewaz monthsay after I got sickhasta,
I wroteyazdı about this
148
453793
2310
07:48
and then I sentgönderilen it off to an editoreditör
at the "NewYeni YorkYork TimesKez."
149
456127
2979
ve New York Times'ta
bir editöre gönderdim.
07:51
In retrospectgeriye doğru bakıldığında, takingalma one of the mostçoğu
vulnerablesavunmasız momentsanlar of your life
150
459742
4197
Geriye dönüp baktığımda,
hayatınızın en kırılgan anını alıp
onu herkesin yorumuna
açık hâle getirmek
07:55
and turningdöndürme into an op-edkürsü
151
463963
1530
07:57
is not an amazingşaşırtıcı way
to feel lessaz vulnerablesavunmasız.
152
465517
2790
daha az kırılgan hissetmek için
iyi bir yöntem değilmiş.
08:00
(LaughterKahkaha)
153
468331
1486
(Gülüşmeler)
Binlerce mektup ve e-posta aldım.
08:01
I got thousandsbinlerce of lettersharfler and emailse-postalar.
154
469841
2775
08:04
I still get them everyher day.
155
472943
1553
Hâlâ her gün alıyorum.
Sanırım bunun nedeni sorduğum sorular.
08:07
I think it is because
of the questionssorular I askeddiye sordu.
156
475274
2627
08:10
I askeddiye sordu: How do you livecanlı
withoutolmadan quiteoldukça so manyçok reasonsnedenleri
157
478321
4600
Şunu sordum: "Nedensizce başınıza gelen
kötü şeylerle nasıl yaşıyorsunuz?"
08:14
for the badkötü things that happenolmak?
158
482945
1703
08:17
I askeddiye sordu: Would it be better to livecanlı
withoutolmadan outrageousrezil formulasformüller
159
485124
5262
Şunu sordum: "İnsanların başlarına
gelenleri hak ettiğine dair
acayip formüller olmadan yaşamak
daha iyi olmaz mı?"
08:22
for why people deservehak etmek what they get?
160
490410
2484
08:26
And what was so funnykomik
and so terriblekorkunç was, of coursekurs,
161
494093
3247
Hem çok komik hem de korkunç olan şeyse
insanlara, gerçekleşen kötü şeyler için
bir açıklamaya ihtiyaç duymamalarını
08:29
I thought I askeddiye sordu people to simmerkaynamaya down
162
497364
2242
08:31
on needinggerek an explanationaçıklama
for the badkötü things that happenedolmuş.
163
499630
2763
söylediğimi düşünmüş olmamdı.
08:34
So what did thousandsbinlerce of readersokuyucular do?
164
502417
2631
Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?
08:37
Yeah, they wroteyazdı to defendsavunmak the ideaFikir
that there had to be a reasonneden
165
505072
4285
Evet, başıma gelenlerin bir nedeni olması
gerektiği düşüncesini savundular
08:41
for what happenedolmuş to me.
166
509381
1712
08:43
And they really want me
to understandanlama the reasonneden.
167
511117
2787
ve bu nedeni görebilmemi
gerçekten istediler.
Kanserimin, planın parçası olduğuna dair
onlara güvence vermemi istediler.
08:46
People want me to reassuregüven vermek them
that my cancerkanser is all partBölüm of a planplan.
168
514438
4497
08:51
A fewaz lettersharfler even suggestedönerdi
it was God'sTanrı'nın planplan that I get cancerkanser
169
519808
3421
Hatta bazıları kanser olmamın ve bu konuda
yazarak insanlara yardım etmemin
08:55
so I could help people
by writingyazı about it.
170
523253
2326
Tanrı'nın planı olduğuna inanıyordu.
İnsanlar, hastalığımın,
kişiliğim için bir test
08:58
People are certainbelli
it is a testÖlçek of my characterkarakter
171
526669
2981
veya yaptığım korkunç bir şeyin
kanıtı olduğuna eminler.
09:01
or proofkanıt of something terriblekorkunç I've donetamam.
172
529674
2298
09:04
They want me to know withoutolmadan a doubtşüphe
173
532744
3030
Kaos gibi görünen bu şeyde
gizli bir mantık olduğuna
09:07
that there is a hiddengizli logicmantık
to this seeminggörünen chaoskaos.
174
535798
3833
hiç şüphe duymadan inanmamı istiyorlar.
Ben hâlâ hastanedeyken kocama
her şeyin bir nedeni olduğunu söylüyorlar
09:12
They tell my husbandkoca,
175
540302
1631
09:13
while I'm still in the hospitalhastane,
176
541957
2001
09:15
that everything happensolur for a reasonneden,
177
543982
2483
09:18
and then stammerkekeme awkwardlybeceriksizce when he saysdiyor,
178
546489
2768
ve kocam şunu söylediğinde kekeliyorlar.
09:21
"I'd love to hearduymak it.
179
549281
1289
"Nedenini duymayı çok isterim.
09:23
I'd love to hearduymak the reasonneden
my wifekadın eş is dyingölen."
180
551111
2896
Eşimin ölüyor olma nedenini
duymayı gerçekten çok isterim."
Bunu anlıyorum.
09:27
And I get it.
181
555636
1166
09:29
We all want reasonsnedenleri.
182
557240
1869
Hepimiz nedenler olsun istiyoruz.
09:31
We want formulasformüller
183
559133
1706
Formüller olsun istiyoruz ki,
emeğimizin buna değip değmeyeceğini,
09:32
to predicttahmin whetherolup olmadığını
our hardzor work will payödeme off,
184
560863
3575
09:36
whetherolup olmadığını our love and supportdestek
will always make our partnersortaklar happymutlu
185
564462
4138
sevgi ve desteğimizin partnerimizi
devamlı mutlu edip etmeyeceğini
ve çocuğumuzun bizi seveceğini
tahmin edebilelim.
09:40
and our kidsçocuklar love us.
186
568624
1564
09:43
We want to livecanlı in a worldDünya
in whichhangi not one ounceons
187
571460
2911
Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki,
emeğimizin, acımızın ve umutlarımızın
bir zerresi bile boşa gitmesin.
09:46
of our hardzor work or our painAğrı
or our deepesten derin hopesumutlar will be for nothing.
188
574395
5644
09:52
We want to livecanlı in a worldDünya
in whichhangi nothing is lostkayıp.
189
580793
3903
Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki,
kaybedilen hiçbir şey olmasın.
09:58
But what I have learnedbilgili
in livingyaşam with stageevre IVIV cancerkanser
190
586920
3972
Ancak 4. aşama kanserle
mücadele ederken öğrendim ki,
ne kadar çok çabaladığımla
hayatımın uzunluğu arasında
10:02
is that there is no easykolay correlationbağıntı
191
590916
2641
10:05
betweenarasında how hardzor I try
192
593581
2561
kolayca kurulabilen bir ilişki yok.
10:08
and the lengthuzunluk of my life.
193
596166
1649
Son üç senede, dayanacağımı düşündüğümden
çok daha fazla acı ve travma yaşadım.
10:10
In the last threeüç yearsyıl,
I've experienceddeneyimli more painAğrı and traumaTravma
194
598920
4000
10:14
than I ever thought I could survivehayatta kalmak.
195
602944
2161
10:18
I realizedgerçekleştirilen the other day that I've had
so manyçok abdominalKarın surgeriesameliyatları
196
606100
3354
O kadar çok alt karın ameliyatı oldum ki
göbek deliğimin üzerine beş kat eklendi
10:21
that I'm on my fifthbeşinci bellygöbek buttondüğme,
197
609478
2303
10:23
and this last one is my leasten az favoritesevdiğim.
198
611805
2378
ve en sonuncusu aralarında en az sevdiğim.
10:26
(LaughterKahkaha)
199
614207
1814
(Gülüşmeler)
10:29
But at the sameaynı time,
I've experienceddeneyimli love,
200
617410
3455
Ama aynı zamanda sevgiyi tecrübe ettim.
10:32
so much love,
201
620889
2007
Anlatmada zorlandığım kadar çok sevgi.
10:34
love I find hardzor to explainaçıklamak.
202
622920
2258
10:38
The other day, I was readingokuma the findingsbulgular
203
626230
2365
Geçen gün Ölüme Yakın Deneyim Araştırma
Vakfı'nın bulgularını okuyordum
10:40
of the NearYakın: DeathÖlüm ExperienceDeneyim
ResearchAraştırma FoundationVakfı,
204
628619
3192
ve evet, böyle bir şey var.
10:43
and yes, there is suchböyle a thing.
205
631835
2082
İnsanlarla, ölümü sıyırmakla ilgili
röportajlar yapılmış.
10:45
People were interviewedgörüşülen
about theironların brushesFırçalar with deathölüm
206
633941
2596
Bu, birçok durumda yaşanmış:
10:48
in all kindsçeşit of circumstanceskoşullar:
207
636561
1746
araba kazaları, iş kazaları,
doğum, intihar...
10:50
cararaba accidentskazalar, laboremek and deliveryteslim,
208
638331
2468
10:52
suicidesintihar.
209
640823
1433
10:54
And manyçok reportedrapor the sameaynı oddgarip thing:
210
642280
2357
Bu kişilerin çoğu
aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.
10:57
love.
211
645429
1174
Sevgi.
10:59
I'm sure I would have ignoredihmal it
if it hadn'tolmasaydı remindedhatırlattı me
212
647127
2717
Eminim ki bunu görmezden gelirdim
eğer tecrübe ettiğim ve anlatırken
rahatsız olduğum bir şeyi hatırlatmasaydı.
11:01
of something I had experienceddeneyimli,
213
649868
1516
11:03
something I feltkeçe
uncomfortablerahatsız tellingsöylüyorum anyonekimse:
214
651408
2789
Öleceğime eminken
11:06
that when I was sure
that I was going to dieölmek,
215
654763
2854
11:09
I didn't feel angrykızgın.
216
657641
1796
öfkeli hissetmiyordum.
11:12
I feltkeçe lovedsevilen.
217
660626
1561
Sevildiğimi hissediyordum.
11:15
It was one of the mostçoğu surrealgerçeküstü things
I have experienceddeneyimli.
218
663123
3496
Tecrübe ettiğim en gerçeküstü şeylerdendi.
Tanrı tarafından terk edilmiş
hissedebileceğim bir zamanda
11:18
In a time in whichhangi I should have
feltkeçe abandonedterkedilmiş by God,
219
666643
4093
11:22
I was not reducedindirimli to ashesküller.
220
670760
2294
yanıp kül olmamıştım.
11:25
I feltkeçe like I was floatingyüzer,
221
673598
2345
Süzülüyormuş gibi hissediyordum;
11:27
floatingyüzer on the love and prayersnamaz
222
675967
1764
etrafımda işçi arılar gibi dolaşıp
bana notlar, çoraplar, çiçekler
11:29
of all those who hummedmırıldandığını
around me like workerişçi beesArılar,
223
677755
3261
ve cesaret verici sözlerle işlenmiş
örtüler getiren onca insanın
11:33
bringinggetiren me notesnotlar and socksçorap and flowersÇiçekler
224
681040
2797
11:35
and quiltsYorgan embroideredişlemeli
with wordskelimeler of encouragementteşvik.
225
683861
3239
sevgi ve dualarında
süzülüyormuş gibi hissediyordum.
11:39
But when they satoturdu besideyanında me,
226
687707
2172
Yanıma oturduklarında
11:41
my handel in theironların handseller,
227
689903
1923
ellerim ellerinde
11:43
my ownkendi sufferingçile beganbaşladı to feel
like it had revealedortaya to me
228
691850
3618
sanki kendi ızdırabım
diğerlerinin ızdırabını açığa vuruyordu.
11:47
the sufferingçile of othersdiğerleri.
229
695492
1459
11:49
I was enteringgirme a worldDünya
of people just like me,
230
697733
2974
Aynı benim gibi olan insanların
dünyasına giriyordum;
11:53
people stumblinggüçlük around in the debrisenkaz
231
701572
2252
hak ettiklerini düşündükleri hayallerin
ve farkında olmadan yaptıkları planların
11:55
of dreamsrüyalar they thought
they were entitledadlı to
232
703848
2816
enkazında tökezleyen kişilerin dünyasına.
11:58
and plansplanları they didn't
realizegerçekleştirmek they had madeyapılmış.
233
706688
2650
Aynı durumu yaşayan diğer insanlara
bir şekilde daha bağlı olma hissiydi
12:02
It was a feelingduygu of beingolmak more connectedbağlı,
somehowbir şekilde, with other people,
234
710126
4232
12:06
experiencingyaşandığı the sameaynı situationdurum.
235
714382
2263
12:09
And that feelingduygu
stayedkaldı with me for monthsay.
236
717304
2728
ve bu his aylarca benimle kaldı.
Hatta, bu hisse o kadar çok alışmıştım ki,
12:12
In factgerçek, I'd grownyetişkin so accustomedalışık to it
237
720493
1875
12:14
that I startedbaşladı to panicPanik
at the prospectolasılık of losingkaybetme it.
238
722392
3250
onu kaybetme ihtimali
beni panikletmeye başladı.
12:17
So I beganbaşladı to asksormak friendsarkadaşlar, theologiansilahiyatçılar,
historianstarihçiler, nunsrahibeler I likedsevilen,
239
725666
6242
Bu yüzden arkadaşlarıma, teologlara,
tarihçilere ve sevdiğim rahibelere
12:23
"What I am I going to do
when that lovingseven feelingduygu is gonegitmiş?"
240
731932
3611
"Bu sevgi hissi gittiğinde ne yapacağım?"
diye sormaya başladım.
12:28
And they knewbiliyordum exactlykesinlikle
what I was talkingkonuşma about,
241
736143
2302
Bahsettiğim şeyi tam olarak biliyorlardı
çünkü ya bunu bizzat tecrübe etmişlerdi
12:30
because they had eitherya
experienceddeneyimli it themselveskendilerini
242
738469
2287
ya da Hristiyan teolojisinde
bununla ilgili okumalar yapmışlardı.
12:32
or they'dgittiklerini readokumak about it
in great worksEserleri of ChristianHıristiyan theologyteoloji.
243
740780
3030
12:35
And they said,
244
743834
1279
Dediler ki,
12:37
"Yeah, it'llolacak go.
245
745137
2039
"Evet, geçecek.
12:39
The feelingsduygular will go.
246
747872
1476
Hisler geçecek
12:41
And there will be no formulaformül
for how to get it back."
247
749817
2967
ve onları geri getirmenin
bir formülü yok."
12:45
But they offeredsunulan me
this little pieceparça of reassurancegüvence,
248
753672
2518
Ama bana küçük bir parça güvence verdiler.
Ben de ona sımsıkı tutundum.
12:48
and I clungsarıldı to it.
249
756214
1362
Dediler ki,
12:50
They said,
250
758375
1170
"Hisler gelgit gibi geri çekildiğinde,
12:51
"When the feelingsduygular recedeçekilmek like the tidesgelgit,
251
759569
3094
12:54
they will leaveayrılmak an imprintdamga."
252
762687
1793
izlerini bırakırlar."
12:57
And they do.
253
765806
1466
Gerçekten öyle oluyor.
12:59
And it is not proofkanıt of anything,
254
767887
3083
Bu hiçbir şeyin kanıtı değil.
Övünülecek bir şey de değil.
13:03
and it is nothing to boastövünme about.
255
771906
1834
13:05
It was just a gifthediye.
256
773764
1631
Bu sadece bir armağandı.
Bu yüzden, aldığım binlerce e-postaya
kendi "beş adımda ilahi sağlık" planımla
13:07
So I can't respondyanıtlamak to
the thousandsbinlerce of emailse-postalar I get
257
775419
2865
13:10
with my ownkendi five-stepbeş adım planplan
to divineilahi healthsağlık
258
778308
2684
ve büyülü süzülme hisleriyle
cevap veremiyorum.
13:13
and magicalbüyülü floatingyüzer feelingsduygular.
259
781016
2110
13:16
I see that the worldDünya is joltedrahatsz by eventsolaylar
that are wonderfulolağanüstü and terriblekorkunç,
260
784023
5983
Dünya; harika ve berbat,
görkemli ve trajik olaylarla sarsılıyor.
13:22
gorgeousmuhteşem and tragictrajik.
261
790030
2350
13:25
I can't reconcileuzlaştırmak the contradictionçelişki,
262
793191
2284
Zıtlıkları uzlaştıramam
13:28
exceptdışında that I am beginningbaşlangıç to believe
that these oppositeszıt kutuplar birbirini
263
796840
2912
ancak şuna inanmaya başladım,
bu zıtlıklardan birisi
diğerini geçersiz kılmıyor.
13:31
do not cancelİptal eachher other out.
264
799776
2463
13:35
Life is so beautifulgüzel,
265
803047
2449
Hayat çok güzel
ve hayat çok zor.
13:37
and life is so hardzor.
266
805520
2000
13:42
TodayBugün, I am doing quiteoldukça well.
267
810372
2691
Bugün, oldukça iyi bir durumdayım.
13:46
The immunotherapyimmünoterapi drugsilaçlar
appeargörünmek to be workingçalışma,
268
814230
2831
Bağışıklık tedavisi ilaçları
işe yarıyor gibi.
İzlemedeyiz, taramaları bekliyoruz.
13:49
and we are watchingseyretme
and waitingbekleme with scanstaramalar.
269
817085
2761
Umarım çok uzun yaşarım.
13:52
I hopeumut I will livecanlı a long time.
270
820709
2197
13:55
I hopeumut I will livecanlı long enoughyeterli
to embarrassutandırmak my sonoğul
271
823990
4234
Umarım oğlumu utandıracak kadar
ve kocamın güzel saçlarını kaybetmesini
izleyecek kadar uzun yaşarım.
14:00
and to watch my husbandkoca
losekaybetmek his beautifulgüzel hairsaç.
272
828248
2944
14:04
And I think I mightbelki.
273
832027
1449
Bence bunu başarabilirim.
14:06
But I am learningöğrenme to livecanlı
274
834161
2149
Bedeli hesaplamadan, nedenler olmadan
ve hiçbir şeyin kaybolmayacağına dair
güvenceler olmadan yaşamayı
14:08
and to love
275
836334
1787
14:10
withoutolmadan countingsayma the costmaliyet,
276
838145
2218
14:12
withoutolmadan reasonsnedenleri and assurancesgüvence
that nothing will be lostkayıp.
277
840387
4201
ve sevmeyi öğreniyorum.
14:17
Life will breakkırılma your heartkalp,
278
845143
2161
Hayat kalbinizi kırabilir.
14:20
and life mayMayıs ayı take everything you have
279
848130
2633
Hayat, sahip olduğunuz
ve umduğunuz her şeyi alabilir.
14:22
and everything you hopeumut for.
280
850787
1737
14:25
But there is one kindtür
of prosperityrefah gospelİncil'i that I believe in.
281
853063
4246
Ancak inandığım bir mutluluk hakikati var.
14:29
I believe that in the darknesskaranlık,
282
857868
2368
İnanıyorum ki karanlığın içerisinde,
orada bile
14:32
even there,
283
860260
1531
güzellik ve sevgi olacak.
14:33
there will be beautygüzellik,
284
861815
1798
14:35
and there will be love.
285
863637
1681
14:37
And everyher now and then,
286
865342
2483
Ara sıra bu, fazlasıyla yeterli olacak.
14:39
it will feel like more than enoughyeterli.
287
867849
3037
14:43
Thank you.
288
871990
1201
Teşekkürler.
14:45
(ApplauseAlkış)
289
873215
3435
(Alkışlar)
Translated by Nevaz Mescioğlu
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kate Bowler - Divinity professor, author
Kate Bowler is reexamining her perspective on the "prosperity gospel": the belief that good things happen to good people.

Why you should listen

After being diagnosed with stage IV cancer at age 35, Duke tenured professor and author Kate Bowler launched a national conversation about why it feels so difficult to speak frankly about suffering. She delves into how we live and cope with pain and suffering in Everything Happens for a Reason: And Other Lies I've Loved, a New York Times bestselling memoir, and in her popular podcast, Everything Happens. She is also the author of Blessed: A History of the American Prosperity Gospel, which received widespread media and academic attention as the first history of a movement based on divine promises of health, wealth and happiness. She has appeared on NPR and The TODAY Show, Amanpour & Company as well as in the New York Times, Washington Post and TIME Magazine. Her work has also been praised by a wide variety of religious and political publications, from liberal print media to conservative talk radio.

More profile about the speaker
Kate Bowler | Speaker | TED.com