ABOUT THE SPEAKER
Elizabeth Gilbert - Writer
The author of 'Eat, Pray, Love,' Elizabeth Gilbert has thought long and hard about some big topics. Her fascinations: genius, creativity and how we get in our own way when it comes to both.

Why you should listen

Elizabeth Gilbert faced down a premidlife crisis by doing what we all secretly dream of -- running off for a year. Her travels through Italy, India and Indonesia resulted in the megabestselling and deeply beloved memoir Eat, Pray, Love, about her process of finding herself by leaving home.

She's a longtime magazine writer -- covering music and politics for Spin and GQ -- as well as a novelist and short-story writer. Her books include the story collection Pilgrims, the novel Stern Men (about lobster fishermen in Maine) and a biography of the woodsman Eustace Conway, called The Last American Man. Her work has been the basis for two movies so far (Coyote Ugly, based on her own tale of working at the famously raunchy bar in New York City), and Eat, Pray, Love, with the part of Gilbert played by Julia Roberts. Not bad for a year off.

In 2010, Elizabeth published Committed, a memoir exploring her ambivalent feelings about the institution of marriage. And her 2013 novel, The Signature of All Things, is "a sprawling tale of 19th century botanical exploration."

Gilbert also owns and runs the import shop Two Buttons in Frenchtown, New Jersey.

More profile about the speaker
Elizabeth Gilbert | Speaker | TED.com
TED2014

Elizabeth Gilbert: Success, failure and the drive to keep creating

Elizabeth Gilbert: Başarı, başarısızlık ve çalışmayı sürdürmek

Filmed:
5,069,463 views

Elizabeth Gilbert önceleri "eserleri yayınlanmayan garson"du, red mektuplarından yılmıştı. Ve henüz, "Ye, dua et, sev"in başarısına ayılırken, kendini güçlü bir şekilde eskisi gibi tanımlarken buldu. Aydın ufkuyla, Gilbert başarının neden başarısızlık kadar yol kaybettirici olduğunu anlatıyor ve sonuçlarına bakmaksızın devamlılık için basit -aslında zor- bir yol öneriyor,
- Writer
The author of 'Eat, Pray, Love,' Elizabeth Gilbert has thought long and hard about some big topics. Her fascinations: genius, creativity and how we get in our own way when it comes to both. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

Birkaç sene önce JFK Havalimanı'nda
00:12
So, a fewaz yearsyıl agoönce I was at JFKJFK AirportHavaalanı
0
797
2781
00:15
about to get on a flightuçuş,
1
3578
1792
uçağa binmek için beklerken,
00:17
when I was approachedyaklaştı by two womenkadınlar
2
5370
1816
yanıma kendilerini
00:19
who I do not think would be insultedhakaret
3
7186
1662
"ufak, keskin konuşan İtalyan-Amerikan hatun"
00:21
to hearduymak themselveskendilerini describedtarif edilen
4
8848
1394
olarak tanıtsam,
00:22
as tinyminik oldeski tough-talkingsert konuşuyor Italian-Americanİtalyan-Amerikalı broadskarılar.
5
10242
3942
alınmayacak iki kadın bana doğru yaklaştı.
00:26
The tallerdaha uzun one, who is like up here,
6
14184
3146
Yaklaşık şu kadar olan uzun boylu olan
00:29
she comesgeliyor marchingyürüyen up to me, and she goesgider,
7
17330
2051
bana bakıp şöyle dedi:
00:31
"HoneyTatlım, I gottalazım asksormak you something.
8
19381
2319
"Tatlım, sana bir şey sormam lazım"
00:33
You got something to do with that wholebütün
9
21700
1428
Senin şu "Ye, Dua et, Sev" şeyiyle ilgili
00:35
'EatYemek, PrayDua, Love'Aşk ' thing that's been going on latelyson zamanlarda?"
10
23128
3022
bir olayların var mı?
00:38
And I said, "Yes, I did."
11
26150
2114
Ben de "Evet, var" dedim
00:40
And she smackstokat her friendarkadaş and she goesgider,
12
28264
1788
Sonra arkadaşını dürtüp,
00:42
"See, I told you, I said, that's that girlkız.
13
30052
2154
"Bak, gördün mü, sana demiştim odur diye.
00:44
That's that girlkız who wroteyazdı that bookkitap
14
32206
1950
Filmden esinlenip kitabını yazan
00:46
basedmerkezli on that moviefilm."
15
34156
2034
bu kadın işte"
00:48
(LaughterKahkaha)
16
36190
2154
(Gülüşmeler)
00:50
So that's who I am.
17
38344
2176
İşte ben buyum.
00:52
And believe me, I'm extremelyson derece
gratefulminnettar to be that personkişi,
18
40520
3705
Ve emin olun böyle olmaktan fazlasıyla memnunum,
00:56
because that wholebütün "EatYemek, PrayDua, Love" thing
19
44225
1998
çünkü bu "Ye, Dua et, Sev" şeyi
00:58
was a hugeKocaman breakkırılma for me.
20
46223
1744
benim için devasa bir çıkıştı.
01:00
But it alsoAyrıca left me in a really trickyhileli positionpozisyon
21
47967
2508
Fakat aynı zamanda kendini ilerletmeye çalışan
01:02
movinghareketli forwardileri as an authoryazar
22
50475
1908
bir yazar olarak beni
01:04
tryingçalışıyor to figureşekil out how in the worldDünya
23
52383
1727
nasıl böylesine herkesi memnun edebilen
01:06
I was ever going to writeyazmak a bookkitap again
24
54110
1254
bir kitap yazabilirim
01:07
that would ever please anybodykimse,
25
55364
1845
diye düşünmeye sevk etti.
01:09
because I knewbiliyordum well in advanceilerlemek
26
57209
1990
Çünkü peşin olarak biliyorum ki
01:11
that all of those people who
had adoredhayran "EatYemek, PrayDua, Love"
27
59199
2952
"Ye, Dua et, Sev"e bayılan bütün insanlar
01:14
were going to be incrediblyinanılmaz disappointedhayal kırıklığına uğramış
28
62151
1589
ne yazarsam yazayım
01:15
in whateverher neyse I wroteyazdı nextSonraki
29
63740
1383
inanılmaz hayal kırıklığına uğrayacaklar.
01:17
because it wasn'tdeğildi going to be "EatYemek, PrayDua, Love,"
30
65123
1828
Çünkü yazacağım "Ye, Dua et, Sev" olmayacak.
01:19
and all of those people who
had hatednefret edilen "EatYemek, PrayDua, Love"
31
66951
2446
ve "Ye, Dua et, Sev"den nefret eden bütün insanlar da
01:21
were going to be incrediblyinanılmaz disappointedhayal kırıklığına uğramış
32
69397
1368
ne yazarsam yazayım
01:22
in whateverher neyse I wroteyazdı nextSonraki
33
70765
1443
inanılmaz hayal kırıklığına uğrayacaklar.
01:24
because it would providesağlamak evidencekanıt that I still livedyaşamış.
34
72208
2453
Çünkü bu hala yaşadığıma dair bir kanıt oluşturacak.
01:26
So I knewbiliyordum that I had no way to winkazanmak,
35
74661
3162
Hiçbir türlü kazanamayacağımı biliyordum,
01:30
and knowingbilme that I had no way to winkazanmak
36
77823
2456
ve kazanamayacağımı bilmek
01:32
madeyapılmış me seriouslycidden mi considerdüşünmek for a while
37
80279
1904
beni ciddi şekilde işi bırakmayı
01:34
just quittingbırakma the gameoyun
38
82183
1442
ve corgislerin (köpek cinsi) yetiştiği köye gitmeyi
01:35
and movinghareketli to the countryülke to raiseyükseltmek corgisKöpekler.
39
83625
3642
düşünmeye sevk etti.
01:39
But if I had donetamam that, if I had givenverilmiş up writingyazı,
40
87267
2060
Fakat eğer böyle yapsaydım, eğer yazmayı bıraksaydım
01:41
I would have lostkayıp my belovedsevgili vocationMeslek,
41
89327
2064
çok sevdiğim mesleğimi kaybetmiş olacaktım.
01:43
so I knewbiliyordum that the taskgörev was that I had to find
42
91391
2208
Biliyordum ki benim işim
01:45
some way to ginCin up the inspirationilham
43
93599
2399
sonraki kitabı yazmam için
01:48
to writeyazmak the nextSonraki bookkitap
44
95998
1432
gereken ilhamı bulmaktı.
01:49
regardlessne olursa olsun of its inevitablekaçınılmaz negativenegatif outcomesonuç.
45
97430
2496
Kaçınılmaz olumsuz sonuçlara bakmaksızın.
01:52
In other wordskelimeler, I had to find a way to make sure
46
99926
1608
Diğer yandan, yaratıcılığımın kendi başarısıyla hayatta kaldığından
01:53
that my creativityyaratıcılık survivedhayatta its ownkendi successbaşarı.
47
101534
2643
emin olmak için bir yol bulmak zorundaydım.
01:56
And I did, in the endson, find that inspirationilham,
48
104177
2423
Ve buldum, en sonunda, o ilham geldi,
01:58
but I foundbulunan it in the mostçoğu unlikelyolası olmayan
49
106600
1538
fakat onu en umulmadık
02:00
and unexpectedbeklenmedik placeyer.
50
108138
1414
ve en alakasız yerde buldum.
02:01
I foundbulunan it in lessonsdersler that I had learnedbilgili earlierdaha erken in life
51
109552
3140
Hayatta daha önce öğrenmem gereken
derslerin arasında buldum.
02:04
about how creativityyaratıcılık can survivehayatta kalmak its ownkendi failurebaşarısızlık.
52
112692
3108
Yaratıcılığın, kendi beceriksizliğiyle
nasıl hayatta kalacağıyla ilgili.
02:08
So just to back up and explainaçıklamak,
53
115800
1606
Açıklamak için biraz geriye gidelim,
02:09
the only thing I have ever wanted to be
54
117406
2313
tüm hayatım boyunca istediğim tek şey
02:11
for my wholebütün life was a writeryazar.
55
119719
1597
yazar olmaktı.
02:13
I wroteyazdı all throughvasitasiyla childhoodçocukluk,
all throughvasitasiyla adolescenceErgenlik,
56
121316
2372
Tüm çocukluğum boyunca yazdım,
ergenliğim boyunca yazdım,
02:15
by the time I was a teenagergenç I was sendinggönderme
57
123688
1816
20'li yaşlarıma gelene kadar The New Yorker'a
02:17
my very badkötü storieshikayeleri to The NewYeni YorkerYorker,
58
125504
1836
berbat hikayelerimi gönderdim.
02:19
hopingumut to be discoveredkeşfedilen.
59
127340
1276
keşfedilmeyi umdum.
02:20
After collegekolej, I got a job as a dinerlokanta waitressbayan garson,
60
128616
2444
Üniversiteden sonra, garsonluk işine girdim,
02:23
kepttuttu workingçalışma, kepttuttu writingyazı,
61
131060
2136
yazmayı sürdürdüm, sürdürdüm,
02:25
kepttuttu tryingçalışıyor really hardzor to get publishedyayınlanan,
62
133196
2248
yayınlanmaları için gerçekten çok uğraştım,
02:27
and failinghata at it.
63
135444
1712
ve başaramadım.
02:29
I failedbaşarısız oldu at gettingalma publishedyayınlanan
64
137156
1472
Yayınlatmakta başarısız oldum.
02:30
for almostneredeyse sixaltı yearsyıl.
65
138628
1576
Hemen hemen altı yıl.
02:32
So for almostneredeyse sixaltı yearsyıl, everyher singletek day,
66
140204
1608
Neredeyse altı yıl, her Allah'ın günü,
02:34
I had nothing but rejectionret lettersharfler
67
141812
1656
Elimde bir şey yoktu ancak
02:35
waitingbekleme for me in my mailboxposta kutusu.
68
143468
1652
posta kutumda red mektupları beni bekliyordu.
02:37
And it was devastatingyıkıcı everyher singletek time,
69
145120
1750
Bu her seferinde yıkıcı oluyordu,
02:39
and everyher singletek time, I had to asksormak myselfkendim
70
146870
2244
ve her seferinde, kendime sordum
02:41
if I should just quitçıkmak while I was behindarkasında
71
149114
2386
bu işi bırakmalı mıyım? Bu acıdan kaçmalı ve
02:43
and give up and spareyedek myselfkendim this painAğrı.
72
151500
3690
pes etmeli miyim?
02:47
But then I would find my resolveçözmek,
73
155190
1294
Ama sonra çözümümü buldum,
02:48
and always in the sameaynı way,
74
156484
1522
her zamanki yoldan,
02:50
by sayingsöz, "I'm not going to quitçıkmak,
75
158006
2145
"Bırakmıyorum, eve gidiyorum."
02:52
I'm going home."
76
160151
1821
diyerek.
02:54
And you have to understandanlama that for me,
77
161972
948
Şunu anlamak zorundasınız,
02:55
going home did not mean
returningdönen to my family'sailenin farmÇiftlik.
78
162920
3572
eve gitmek ailemin yanına gitmek değil,
02:58
For me, going home
79
166492
1558
Benim için eve gitmek,
03:00
meantdemek returningdönen to the work of writingyazı
80
168050
1551
yazmaya dönmek demek,
03:01
because writingyazı was my home,
81
169601
1885
çünkü yazmak benim evim,
03:03
because I lovedsevilen writingyazı more
than I hatednefret edilen failinghata at writingyazı,
82
171486
3216
çünkü yazmaya, başarısız olmaya duyduğum
nefretten daha büyük bir aşkla bağlıyım.
03:06
whichhangi is to say that I lovedsevilen writingyazı
83
174702
1505
Yazmaya aşığım derken,
03:08
more than I lovedsevilen my ownkendi egobenlik,
84
176207
1573
egomu sevdiğimden daha fazla,
03:09
whichhangi is ultimatelyen sonunda to say
85
177780
1404
o kadar ki, sonunda söylenecek şey
03:11
that I lovedsevilen writingyazı more than I lovedsevilen myselfkendim.
86
179184
2592
yazmaya kendimden daha çok aşığım demek.
03:13
And that's how I pusheditilmiş throughvasitasiyla it.
87
181776
1966
İşte kendimi böyle zorluyorum.
03:15
But the weirdtuhaf thing is that 20 yearsyıl latersonra,
88
183742
1864
Fakat garip olan, 20 yıl sonra
03:17
duringsırasında the crazyçılgın ridebinmek of "EatYemek, PrayDua, Love,"
89
185606
1498
"Ye, dua et, sev"'in çılgın gösterimi sırasında
03:19
I foundbulunan myselfkendim identifyingtanımlama all over again
90
187104
2606
Kendimi tekrar o yayınlanmayan eserli genç garson
03:21
with that unpublishedyayınlanmamış younggenç dinerlokanta waitressbayan garson
91
189710
2400
olarak tanımlarken buldum.
03:24
who I used to be, thinkingdüşünme about her constantlysürekli,
92
192110
2168
Olmaya alıştığım kişi olarak.
Sürekli bunu düşünüyordum,
03:26
and feelingduygu like I was her again,
93
194278
1858
onun gibi hissediyordum,
03:28
whichhangi madeyapılmış no rationalakılcı senseduyu whatsoeverher ne
94
196136
1765
hiç gerçekçi bir his değildi
03:30
because our liveshayatları could not
have been more differentfarklı.
95
197901
1977
çünkü bizim hayatlarımız daha farklı olamamıştı.
03:32
She had failedbaşarısız oldu constantlysürekli.
96
199878
1448
O sürekli başarısız oldu.
03:33
I had succeededbaşarılı beyondötesinde my wildestçılgın expectationbeklenti.
97
201326
2644
Bense en vahşi ideallerimin de üstünde başarılı olmuştum.
03:36
We had nothing in commonortak.
98
203970
1350
Ortak bir yanımız yoktu.
03:37
Why did I suddenlyaniden feel like I was her all over again?
99
205320
3166
Niçin tekrar aniden onun gibi hissediyordum?
03:40
And it was only when I was tryingçalışıyor to unthreadAkıtılmayan that
100
208486
2370
Bu sadece ben bir çıkış yolu ararken olurdu
03:43
that I finallyen sonunda beganbaşladı to comprehendanlamak
101
210856
1602
sonunda anlamaya başlamıştım
03:44
the strangegarip and unlikelyolası olmayan psychologicalpsikolojik connectionbağ
102
212458
2404
bize yabancı gelen ve alışılmadık psikolojik bağ
03:47
in our liveshayatları betweenarasında the way
we experiencedeneyim great failurebaşarısızlık
103
214862
2534
hayatta büyük başarısızlıklarımıza giden
03:49
and the way we experiencedeneyim great successbaşarı.
104
217396
2236
ve büyük başarılarımıza giden yolun arasındaydı.
03:51
So think of it like this:
105
219632
1470
Bunu şöyle düşünün:
03:53
For mostçoğu of your life, you livecanlı out your existencevaroluş
106
221102
1750
Yaşamınızın çoğunda, varlığınızın dışında yaşıyorsunuz
03:55
here in the middleorta of the chainzincir of humaninsan experiencedeneyim
107
222852
2443
başınıza gelen olaylar zincirinde
03:57
where everything is normalnormal
and reassuringgüven verici and regulardüzenli,
108
225295
3078
her şeyin normal olduğu yerde,
güvenli ve düzenli şekilde,
04:00
but failurebaşarısızlık catapultsmancınık you abruptlyaniden way out over here
109
228373
3460
ama başarısızlık sizi bu yerden birden fırlatır atar
04:04
into the blindingkör eden darknesskaranlık of disappointmenthayal kırıklığı.
110
231833
2934
hayal kırıklığının o kör karanlığının tam içine.
04:06
SuccessBaşarı catapultsmancınık you just as abruptlyaniden but just as faruzak
111
234767
3554
Başarı ise yine aynı hızla fakat aynı uzaklıkta
04:10
way out over here
112
238321
1368
diğer tarafa yollar
04:11
into the equallyaynı derecede blindingkör eden glareparıltı
113
239689
1862
aynı derecede göz kamaştıran körlüğün içine
04:13
of fameşöhret and recognitiontanıma and praiseövgü.
114
241551
2852
şöhretin, tanınmanın ve övgünün.
04:16
And one of these fatesKader
115
244403
1202
Bunun akibetlerinden biri
04:17
is objectivelyobjektif seengörüldü by the worldDünya as badkötü,
116
245605
2217
tarafsız olarak dünyayı kötü görmek,
04:20
and the other one is objectivelyobjektif
seengörüldü by the worldDünya as good,
117
247822
2057
diğeri ise tarafsızca dünyayı iyi görmek,
04:22
but your subconsciousbilinçaltı is completelytamamen incapableaciz
118
249879
2648
fakat bilinçaltınız tamamen yeteneksiz
04:24
of discerningyüksek beklentileri karşılayan the differencefark betweenarasında badkötü and good.
119
252527
2728
iyi ve kötü arasındaki farkı ayırt etmekte.
04:27
The only thing that it is capableyetenekli of feelingduygu
120
255255
2141
Yetenekli olduğu tek şey
04:29
is the absolutekesin valuedeğer of this emotionalduygusal equationdenklem,
121
257396
3460
bu duygusal denklemin kesin değerini hissetmek.
04:33
the exactkesin distancemesafe that you have been flungfırlattı
122
260856
2615
Kendinizden ne kadar uzağa fırlatıldığınızın
04:35
from yourselfkendin.
123
263471
1368
tam mesafesini hissetmek.
04:37
And there's a realgerçek equaleşit dangerTehlike in bothher ikisi de casesvakalar
124
264839
2056
Ve iki olayda da gerçek bir denklik tehlikesi var
04:39
of gettingalma lostkayıp out there
125
266895
1546
oradan kaybolmakla ilgili
04:40
in the hinterlandshinterlands of the psycheruh.
126
268441
2024
zihnin içlerinde bir yerde.
04:42
But in bothher ikisi de casesvakalar, it turnsdönüşler out that there is
127
270465
1533
Fakat iki olayda da, kendini yenileme açısından
04:44
alsoAyrıca the sameaynı remedyçare for self-restorationOtomatik Restorasyon,
128
271998
2824
aynı şey meydana geliyor,
04:47
and that is that you have got to
find your way back home again
129
274822
3598
ve bu, sizin eve geri dönmek için
yolunuzu bulmanız oluyor.
04:50
as swiftlyhızla and smoothlydüzgünce as you can,
130
278420
2267
Yapabildiğiniz kadar hızlı ve pürüzsüz,
04:52
and if you're wonderingmerak ediyor what your home is,
131
280687
1472
eğer evinizin ne olduğunu merak ediyorsanız,
04:54
here'sburada a hintipucu:
132
282159
1086
işte ipucu:
04:55
Your home is whateverher neyse in this worldDünya you love
133
283245
2226
Eviniz bu dünyada kendinizden çok sevdiğiniz
04:57
more than you love yourselfkendin.
134
285471
1914
herhangi bir şeydir.
04:59
So that mightbelki be creativityyaratıcılık, it mightbelki be familyaile,
135
287385
2086
Yaratıcılık olabilir, aile olabilir,
05:01
it mightbelki be inventionicat, adventuremacera,
136
289471
1976
icatlar olabilir, macera,
05:03
faithinanç, servicehizmet, it mightbelki be raisingyükselen corgisKöpekler,
137
291447
2792
inanç, hizmet, corgis beslemek olabilir,
05:06
I don't know, your home is that thing
138
294239
1900
bilmiyorum, eviniz bu
05:08
to whichhangi you can dedicateadamak your energiesenerjileri
139
296139
1772
bireysel fedakarlığınızla
05:10
with suchböyle singularTekil devotionözveri
140
297911
2046
sonunda sonucu önemsiz olarak
05:12
that the ultimatenihai resultsSonuçlar becomeolmak inconsequentialÖnemsiz.
141
299957
3402
enerjinizi verebileceğiniz şey.
05:15
For me, that home has always been writingyazı.
142
303359
2504
Benim için, o ev her zaman yazmaktı.
05:18
So after the weirdtuhaf, disorientingkafa karıştırıcı successbaşarı
143
305863
2572
O gariplikten sonra, "Ye, dua et, sev"in yolunu şaşırmış
05:20
that I wentgitti throughvasitasiyla with "EatYemek, PrayDua, Love,"
144
308435
1698
başarısıyla yürüdüm.
05:22
I realizedgerçekleştirilen that all I had to do was exactlykesinlikle
145
310133
1414
Her zaman yapmaya alıştığım gibi yine
05:23
the sameaynı thing that I used to have to do all the time
146
311547
1984
aynı şeyi yapmak zorunda olduğumu farkettim.
05:25
when I was an equallyaynı derecede disorientedşaşırmış failurebaşarısızlık.
147
313531
2230
Yolunu kaybetmiş şekilde başarısız olduğumda.
05:27
I had to get my asseşek back to work,
148
315761
1778
Kıçımı kaldırıp işime başlamak zorundaydım,
05:29
and that's what I did, and that's how, in 2010,
149
317539
2508
ve yaptığım buydu, ve nasıl, 2010'da,
05:32
I was ableyapabilmek to publishyayınlamak the dreadedkorkunç follow-uptakip
150
320047
2354
"Ye, dua et, sev"i korkunç takibimle
05:34
to "EatYemek, PrayDua, Love."
151
322401
888
yayınlatabilmiştim
05:35
And you know what happenedolmuş with that bookkitap?
152
323289
1576
Ve o kitapla ne oldu biliyor musunuz?
05:37
It bombedbombalanmış, and I was fine.
153
324865
2711
Patladı, ve ben iyiydim.
05:39
ActuallyAslında, I kindtür of feltkeçe bulletproofkurşun geçirmez,
154
327576
1849
Aslında, kendimi kurşun geçirmez gibi hissettim,
05:41
because I knewbiliyordum that I had brokenkırık the spellbüyü
155
329425
2120
çünkü o dönemi atlattığımı biliyordum
05:43
and I had foundbulunan my way back home
156
331545
1645
ve eve dönüş yolumu bulmuştum
05:45
to writingyazı for the sheersırf devotionözveri of it.
157
333190
2611
kendimi tamamen adayarak yazmak için.
05:48
And I stayedkaldı in my home of writingyazı after that,
158
335801
2136
Onu yazdıktan sonra evimde kaldım,
05:50
and I wroteyazdı anotherbir diğeri bookkitap that just camegeldi out last yearyıl
159
337937
1832
ve geçen yıl yayınlanan başka bir kitap yazdım
05:51
and that one was really beautifullygüzel receivedAlınan,
160
339769
1645
ve hakikaten oldukça iyi kabul gördü,
05:53
whichhangi is very niceGüzel, but not my pointpuan.
161
341414
1496
çok hoştu, ama derdim bu değil.
05:55
My pointpuan is that I'm writingyazı anotherbir diğeri one now,
162
342910
2290
Benim derdim, şu anda başka bir tane yazıyorum
05:57
and I'll writeyazmak anotherbir diğeri bookkitap after that
163
345200
1187
ve ondan sonra başka bir tane yazacağım
05:58
and anotherbir diğeri and anotherbir diğeri and anotherbir diğeri
164
346387
1830
ve başka, başka, başka
06:00
and manyçok of them will failbaşarısız,
165
348217
1198
ve onların çoğu başarısız olacak
06:01
and some of them mightbelki succeedbaşarılı olmak,
166
349415
1628
ve bazıları başarılı,
06:03
but I will always be safekasa
167
351043
1596
ama ben her zaman güvende olacağım
06:04
from the randomrasgele hurricaneskasırgalar of outcomesonuç
168
352639
2372
sonuçların rastgele fırtınalarından.
06:07
as long as I never forgetunutmak where I rightfullyhaklı olarak livecanlı.
169
355011
3550
Gerçekten yaşadığım yeri unutmadığım sürece
06:10
Look, I don't know where you rightfullyhaklı olarak livecanlı,
170
358561
2402
Bakın, sizin asıl yaşadığınız yeri bilmiyorum,
06:13
but I know that there's something in this worldDünya
171
360963
1670
ama dünyada öyle bir yer olduğunu biliyorum
06:14
that you love more than you love yourselfkendin.
172
362633
2072
kendinizden daha çok seveceğiniz bir şey.
06:16
Something worthylayık, by the way,
173
364705
1415
Değerli bir şeyler, bu arada,
06:18
so addictionbağımlılığı and infatuationaşkı don't countsaymak,
174
366120
1991
aşırı bağımlılık ve karasevda sayılmaz,
06:20
because we all know that those
are not safekasa placesyerler to livecanlı. Right?
175
368111
4107
çünkü hepimiz biliyoruz ki bunlar yaşamak
için elverişli yerler değil, değil mi?
06:24
The only trickhile is that you've got to identifybelirlemek
176
372218
2047
Tek numarası sizin en sevdiğiniz, en değer verdiğiniz
06:26
the besten iyi, worthiestworthiest thing that you love mostçoğu,
177
374265
2464
şey olarak tanımlanması,
06:28
and then buildinşa etmek your houseev right on topüst of it
178
376729
2371
sonra evinizi bunun tepesine inşa edin,
06:31
and don't budgeödün from it.
179
379100
1877
ve oradan kımıldatmayın.
06:33
And if you should somedaybirgün, somehowbir şekilde
180
380977
2344
Eğer bir gün bir şekilde
06:35
get vaultedtonozlu out of your home
181
383321
1944
evinizin çatısının üstünden atlarsanız,
06:37
by eitherya great failurebaşarısızlık or great successbaşarı,
182
385265
2440
büyük bir başarı veya başarısızlıkla,
06:39
then your job is to fightkavga your
way back to that home
183
387705
2165
işiniz, eve dönme yolunuz için savaşmak olmalı,
06:42
the only way that it has ever been donetamam,
184
389870
1785
tek yol, daha önce yapıldığı gibi
06:43
by puttingkoyarak your headkafa down and performingicra
185
391655
2189
başınızı öne eğip çalışarak
06:46
with diligencedurum tespiti and devotionözveri
186
393844
1822
çaba gösterip kendinizi adadığınızda,
06:47
and respectsaygı and reverencesaygı
187
395666
1686
saygınlık ve hayranlıkla
06:49
whateverher neyse the taskgörev is that love
188
397352
2044
aşk dediğiniz her neyse
06:51
is callingçağrı forthileri from you nextSonraki.
189
399396
2080
görevi, ilerideki diğer sizi çağırmaktır.
06:53
You just do that, and keep doing that
190
401476
2184
Sadece bunu yapın, ve devam edin
06:55
again and again and again,
191
403660
1649
tekrar tekrar
06:57
and I can absolutelykesinlikle promisesöz vermek you,
from long personalkişisel experiencedeneyim
192
405309
2656
ve size yemin ederim ki,
uzunca kişisel deneyimlerden
07:00
in everyher directionyön, I can assuresağlamak you
193
407965
2255
her koşulda, sizi temin ederim
07:02
that it's all going to be okay.
194
410220
2070
her şey iyi olacak.
07:04
Thank you.
195
412290
1691
Teşekkür ederim.
07:06
(ApplauseAlkış)
196
413981
4000
(Alkışlar)
Translated by Fatih Yuvacı
Reviewed by Bengisu Kiraz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Elizabeth Gilbert - Writer
The author of 'Eat, Pray, Love,' Elizabeth Gilbert has thought long and hard about some big topics. Her fascinations: genius, creativity and how we get in our own way when it comes to both.

Why you should listen

Elizabeth Gilbert faced down a premidlife crisis by doing what we all secretly dream of -- running off for a year. Her travels through Italy, India and Indonesia resulted in the megabestselling and deeply beloved memoir Eat, Pray, Love, about her process of finding herself by leaving home.

She's a longtime magazine writer -- covering music and politics for Spin and GQ -- as well as a novelist and short-story writer. Her books include the story collection Pilgrims, the novel Stern Men (about lobster fishermen in Maine) and a biography of the woodsman Eustace Conway, called The Last American Man. Her work has been the basis for two movies so far (Coyote Ugly, based on her own tale of working at the famously raunchy bar in New York City), and Eat, Pray, Love, with the part of Gilbert played by Julia Roberts. Not bad for a year off.

In 2010, Elizabeth published Committed, a memoir exploring her ambivalent feelings about the institution of marriage. And her 2013 novel, The Signature of All Things, is "a sprawling tale of 19th century botanical exploration."

Gilbert also owns and runs the import shop Two Buttons in Frenchtown, New Jersey.

More profile about the speaker
Elizabeth Gilbert | Speaker | TED.com