ABOUT THE SPEAKER
Tiffany Watt Smith - Cultural historian
Tiffany Watt Smith investigates the hidden cultural forces which shape our emotions.

Why you should listen

Tiffany Watt Smith is the author of The Book of Human Emotions, which tells the stories of 154 feelings from around the world. It has been published in 9 countries so far. She is currently a Wellcome Trust research fellow at the Centre for the History of the Emotions at Queen Mary University of London, and she was educated at the Universities of Cambridge and London. Her writing has appeared in The Guardian, the BBC News Magazine and The New Scientist. In 2014, she was named a BBC New Generation Thinker. In her previous career, she was a theatre director.

More profile about the speaker
Tiffany Watt Smith | Speaker | TED.com
TED@Merck KGaA, Darmstadt, Germany

Tiffany Watt Smith: The history of human emotions

Tiffany Watt Smith: İnsan duygularının tarihi

Filmed:
3,518,597 views

Tiffany Watt Smith'e göre, duygularımızı ifade etmek için kullandığımız sözcükler kendimizi nasıl hissettiğimizi etkiliyor ve pek çok kez yeni kültürel beklenti ve fikirler ışığında (bazen çok ciddi şekilde) değişikliğe uğruyorlar. Örneğin nostalji, 1688 yılında ölümcül bir hastalık olarak tanımlanmıştı, bugün ise o kadar ciddi olmayan sıkıntılar için kullanılıyor. Duyguların tarihi ile ilgili bu harika konuşmada, hislerimizi anlatmak için kullandığımız dilin nasıl evrim geçirdiğini ve o hızla geçen duyguları kelimelere dökmek için farklı kültürlerde kullanılan yeni sözcükleri öğrenin.
- Cultural historian
Tiffany Watt Smith investigates the hidden cultural forces which shape our emotions. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I would like to beginbaşla
with a little experimentdeney.
0
856
2675
Küçük bir deneyle
başlamak istiyorum.
00:15
In a momentan, I'm going to asksormak
if you would closekapat your eyesgözleri
1
3555
3091
Bir anlığına
gözlerinizi kapatın
00:18
and see if you can work out
2
6670
1472
ve şu an neler hissettiğinizi
00:20
what emotionsduygular you're feelingduygu right now.
3
8166
2910
anlamaya çalışın.
00:23
Now, you're not going
to tell anyonekimse or anything.
4
11100
2312
Kimseye bir şey söylemeyeceksiniz.
00:25
The ideaFikir is to see how easykolay
or perhapsbelki hardzor you find it
5
13436
4427
Burada amaç
tam olarak ne hissettiğinizi
00:29
to pinpointyerini belirlemek exactlykesinlikle what you're feelingduygu.
6
17887
2592
saptamanın ne kadar zor
veya kolay olduğunu görmek.
00:32
And I thought I'd give you
10 secondssaniye to do this.
7
20503
3441
10 saniye versem yeter
diye düşünüyorum.
00:35
OK?
8
23968
1444
Tamam mı?
00:37
Right, let's startbaşlama.
9
25436
1687
Pekâlâ, başlayalım.
00:48
OK, that's it, time'szaman'ın up.
10
36150
1377
Tamam, zaman doldu.
00:49
How did it go?
11
37551
1224
Nasıldı?
00:51
You were probablymuhtemelen feelingduygu
a little bitbit underaltında pressurebasınç,
12
39113
2568
Muhtemelen biraz
baskı altında hissettiniz,
00:53
maybe suspiciousşüpheli
of the personkişi nextSonraki to you.
13
41705
2166
belki de yanınızdaki kişiden
şüphe duydunuz.
00:55
Did they definitelykesinlikle
have theironların eyesgözleri closedkapalı?
14
43895
2723
Gözlerini gerçekten kapadılar mı?
00:58
PerhapsBelki de you feltkeçe some
strangegarip, distantuzak worryendişelenmek
15
46642
3210
Belki de bu sabah gönderdiğiniz
01:01
about that emailE-posta you sentgönderilen this morningsabah
16
49876
2330
bir eposta yüzünden
tuhaf bir endişe hissettiniz
01:04
or excitementheyecan about something
you've got plannedplanlı for this eveningakşam.
17
52230
3154
veya bu akşam için planladığınız
bir şeye heyecan duydunuz.
01:07
Maybe you feltkeçe that exhilarationneşe
that comesgeliyor when we get togetherbirlikte
18
55408
3145
Belki de böyle bir grupla
bir arada olmanın
01:10
in bigbüyük groupsgruplar of people like this;
19
58577
1743
coşkusunu hissettiniz;
01:12
the WelshGalce calleddenilen it "hwylhwyl,"
20
60344
2168
Gallerliler buna ''hwyl'' diyorlar,
01:14
from the wordsözcük for boattekne sailsyelken.
21
62536
2350
gemi seyahatlarinden bir kelime.
01:17
Or maybe you feltkeçe all of these things.
22
65660
2654
Belki de bunların hepsini hissettiniz.
01:20
There are some emotionsduygular
whichhangi washyıkama the worldDünya in a singletek colorrenk,
23
68338
3425
Bunlar dünyayı tek bir renge boyayan
bazı duygular,
01:23
like the terrorterör feltkeçe as a cararaba skidskızak.
24
71787
3009
tıpkı bir araba kaydığında
hissettiğiniz panik gibi.
01:27
But more oftensık sık, our emotionsduygular
crowdkalabalık and jostledürtükleme togetherbirlikte
25
75344
2598
Ancak genellikle duygularımız
onları ayırmamızı
01:29
untila kadar it is actuallyaslında quiteoldukça hardzor
to tell them apartayrı.
26
77966
2837
güçleştirecek şekilde bir araya gelir.
01:33
Some slidekaymak pastgeçmiş so quicklyhızlı bir şekilde
you'dşimdi etsen hardlyzorlukla even noticeihbar them,
27
81351
3791
Bazısı öyle hızlı geçer ki
fark etmezsiniz bile,
01:37
like the nostalgianostalji
that will make you reachulaşmak out
28
85166
2428
süpermarkette aşina olduğunuz
bir markayı
01:39
to grabkapmak a familiartanıdık brandmarka
in the supermarketsüpermarket.
29
87618
2590
uzanıp size aldıran nostalji hissi gibi.
01:42
And then there are othersdiğerleri
that we hurryacele away from,
30
90949
2402
Bazılarında da kaçar dururuz,
01:45
fearingkorkarak that they'llacaklar burstpatlamak on us,
31
93375
1890
üzerimizde patlayacaklarından korkarız,
01:47
like the jealousykıskançlık that causesnedenleri you
to searcharama a lovedsevilen one'sbiri pocketscepler.
32
95956
3999
sevgilinizin ceplerini aramanıza
neden olan kıskançlık gibi.
01:52
And of coursekurs, there are some emotionsduygular
whichhangi are so peculiartuhaf,
33
100860
2908
Bazı duygular da o kadar gariptir ki
01:55
you mightbelki not even know what to call them.
34
103792
2075
onları nasıl adlandıracağınızı
bile bilemezsiniz.
01:57
PerhapsBelki de sittingoturma there, you had
a little tinglesızlamak of a desirearzu etmek
35
105891
2879
Belki de ünlü bir Fransız sosyologun
02:00
for an emotionduygu one eminentseçkin
FrenchFransızca sociologistsosyolog calleddenilen "ilinxilinx,"
36
108794
4318
''ilinks'' adını verdiği bir duyguyu
açıklamak istediniz,
02:05
the deliriumdeliryum that comesgeliyor
with minorküçük actseylemler of chaoskaos.
37
113136
3526
küçük kargaşalarla birlikte gelen
hezeyan hâli.
02:08
For exampleörnek, if you stooddurdu up right now
and emptiedboşalttı the contentsiçindekiler of your bagsırt çantası
38
116686
3650
Örneğin şu an ayağa kalkıp
çantanızın içindekileri
02:12
all over the floorzemin.
39
120360
1196
yere dökmeniz.
02:13
PerhapsBelki de you experienceddeneyimli one of those oddgarip,
untranslatabletercüme edilemez emotionsduygular
40
121580
3927
Muhtemelen dilimizde
bariz bir karşılığı olmayan
02:17
for whichhangi there's no obviousaçık
Englishİngilizce equivalenteşdeğer.
41
125531
2785
bu tuhaf, çevrilmeyen
duygulardan birini hissettiniz.
02:20
You mightbelki have feltkeçe the feelingduygu
the DutchHollanda dili calleddenilen "gezelligheidgezelligheid,"
42
128340
3285
Hollandalıların ''gezelligheid'' dediği
dışarısı soğuk ve kasvetliyken
02:23
beingolmak cozyrahat and warmIlık, hafif sıcak insideiçeride with friendsarkadaşlar
when it's coldsoğuk and dampNem outsidedışında.
43
131649
4132
sizin arkadaşlarınızla sıcak
ve rahat hissettiğiniz duygusu gibi.
02:28
Maybe if you were really luckyşanslı,
44
136273
2316
Çok şanslı biriyseniz,
02:30
you feltkeçe this:
45
138613
1194
şunu hissettiniz:
02:32
"basorexiabasorexia,"
46
140358
1347
''basoreksiya''
02:33
a suddenani urgedürtü to kissöpücük someonebirisi.
47
141729
2037
aniden gelen, birini öpme isteği.
02:35
(LaughterKahkaha)
48
143790
2054
(Kahkaha)
02:38
We livecanlı in an ageyaş
49
146799
1803
Duygu bilgisinin
02:40
when knowledgebilgi of emotionsduygular
is an extremelyson derece importantönemli commodityemtia,
50
148626
4184
çok önemli bir varlık olduğu
bir çağda yaşıyoruz,
02:45
where emotionsduygular are used
to explainaçıklamak manyçok things,
51
153530
3022
günümüzde duygular pek çok şeyi
açıklamada kullanılıyor,
02:49
exploitedistismar by our politicianssiyasetçiler,
52
157192
1917
politikacılar tarafından sömürülüyor,
02:51
manipulatedmanipüle by algorithmsalgoritmalar.
53
159133
2131
algoritmalar tarafından manipüle ediliyor.
02:53
EmotionalDuygusal intelligencezeka, whichhangi is the skillbeceri
of beingolmak ableyapabilmek to recognizetanımak and nameisim
54
161288
4850
Kendi duygularınızı
ve başkalarının duygularını
02:58
your ownkendi emotionsduygular
and those of other people,
55
166162
2476
anlayabilme yetisi olan
duygusal zekâ
03:00
is considereddüşünülen so importantönemli, that this
is taughtöğretilen in our schoolsokullar and businessesişletmeler
56
168662
4187
o kadar önemli ki okullarda
ve işletmelerde öğretiliyor
03:04
and encouragedteşvik by our healthsağlık servicesHizmetler.
57
172873
2327
ve sağlık hizmetleri tarafından
teşvik ediliyor.
03:07
But despiterağmen all of this,
58
175962
1823
Tüm bunlara rağmen,
03:09
I sometimesara sıra wondermerak etmek
59
177809
1179
bazen duygular üzerinde
03:11
if the way we think about emotionsduygular
is becomingolma impoverishedyoksul.
60
179012
3883
düşünme şeklimizin
verimsizleştiğini düşünüyorum.
03:15
SometimesBazen, we're not even that clearaçık
what an emotionduygu even is.
61
183491
4359
Bazen bir duygunun ne olduğunu bile
tam olarak anlayamıyoruz.
03:21
You've probablymuhtemelen heardduymuş the theoryteori
62
189509
1946
Muhtemelen tüm duygusal hayatımızın
03:23
that our entiretüm emotionalduygusal liveshayatları
can be boiledhaşlanmış down
63
191479
2584
bir grup temel duyguya
indirgenebileceğine ilişkin
03:26
to a handfulavuç of basictemel emotionsduygular.
64
194087
3234
teoriyi duymuşsunuzdur.
03:29
This ideaFikir is actuallyaslında
about 2,000 yearsyıl oldeski,
65
197345
2465
Bu görüş 2.000 yıllık
03:31
but in our ownkendi time,
66
199834
1164
ama kendi zamanımızda
03:33
some evolutionaryevrimsel psychologistspsikologlar
have suggestedönerdi that these sixaltı emotionsduygular --
67
201022
4265
bazı evrimsel psikologlar
şu altı duygunun --
03:37
happinessmutluluk, sadnessüzüntü, fearkorku,
disgustiğrenme/tiksinme, angeröfke, surprisesürpriz --
68
205311
4754
mutluluk, üzüntü, korku,
iğrenme, öfke, şaşırma --
03:42
are expressedifade by everyoneherkes acrosskarşısında the globeküre
in exactlykesinlikle the sameaynı way,
69
210089
3539
dünya üzerinde herkes tarafından
aynı şekilde hissedildiği kanısındalar,
03:45
and thereforebu nedenle representtemsil etmek
the buildingbina blocksbloklar
70
213652
2683
bu yüzden de
tüm duygusal hayatımızın
03:48
of our entiretüm emotionalduygusal liveshayatları.
71
216359
2659
temel yapı taşlarını
temsil ediyorlar.
03:51
Well, if you look at an emotionduygu like this,
72
219042
2167
Böyle bir duygu söz konusuysa,
03:53
then it looksgörünüyor like a simplebasit reflexrefleks:
73
221233
2129
basit bir tepkimeye benziyor:
03:55
it's triggeredtetiklenir by an externaldış predicamentçıkmaz,
74
223386
2236
dış bir kötü etken onu harekete geçiriyor,
03:57
it's hardwiredKablolu,
75
225646
1781
donanıyor
03:59
it's there to protectkorumak us from harmzarar.
76
227451
2598
ve bizi korumak için ortaya çıkıyor.
04:02
So you see a bearayı,
your heartkalp rateoran quickenshızla artar,
77
230073
2464
Bir ayı gördüğünüzde,
kalp atışınız hızlanır,
04:04
your pupilsöğrenciler dilatedilate, you feel frightenedkorkmuş,
you runkoş very, very fasthızlı.
78
232561
4201
göz bebekleriniz küçülür,
korkarsınız ve çok hızlı koşarsınız.
04:09
The problemsorun with this pictureresim is,
79
237878
2087
Bu tabloda sorun şu,
04:11
it doesn't entirelyBaştan sona captureele geçirmek
what an emotionduygu is.
80
239989
4098
bir duygunun ne olduğunu
tam olarak anlatmıyor.
04:16
Of coursekurs, the physiologyfizyoloji
is extremelyson derece importantönemli,
81
244592
2958
Elbette fizyoloji inanılmaz
bir öneme sahip
04:19
but it's not the only reasonneden
why we feel the way we do
82
247574
3151
ama herhangi bir zamanda
neden o şekilde hissettiğimizin
04:22
at any givenverilmiş momentan.
83
250749
1575
tek sebebi değil.
04:26
What if I was to tell you
that in the 12thinci centuryyüzyıl,
84
254102
2978
Bazı 12. yüzyıl şairlerinin
esnemeyi
04:29
some troubadoursozanı didn't see yawningesneme
85
257104
3752
bugün gördüğümüz şekilde
04:32
as causedneden oldu by tirednessyorgunluk
or boredomcan sıkıntısı like we do todaybugün,
86
260880
3750
yorgunluk veya can sıkıntısı
kaynaklı değil,
04:36
but thought it a symbolsembol
of the deepesten derin love?
87
264654
3354
derin bir aşk olarak yorumladığını
biliyor muydunuz?
04:40
Or that in that sameaynı perioddönem,
bravecesur menerkekler -- knightsŞövalyeler --
88
268907
4239
Peki aynı dönemde,
cesur şövalyelerin
04:45
commonlyçoğunlukla faintedbayıldı out of dismayDehşet?
89
273170
3289
korkudan bayıldığını?
04:49
What if I was to tell you
90
277474
1242
Peki ya çölde yaşayan
04:50
that some earlyerken ChristiansHıristiyanlar
who livedyaşamış in the desertçöl
91
278740
2763
ilk Hristiyanların
uçan şeytanların öğle vakti gelip
04:53
believedinanılır that flyinguçan demonsŞeytanlar
who mainlyağırlıklı olarak camegeldi out at lunchtimeÖğle vakti
92
281527
3888
onları ''accide'' adını verdikleri
04:57
could infectenfekte them with an emotionduygu
they calleddenilen "accidieaccidie,"
93
285439
4862
bazen onları öldürebilecek kadar
05:02
a kindtür of lethargyuyuşukluk
that was sometimesara sıra so intenseyoğun
94
290325
2594
yoğun bir rehavet duygusuna
soktuklarına inandıklarını
05:04
it could even killöldürmek them?
95
292943
1489
biliyor muydunuz?
05:07
Or that boredomcan sıkıntısı,
as we know and love it todaybugün,
96
295234
4136
Ayrıca, bugün o çok sevdiğimiz
can sıkıntısının,
05:11
was first really only feltkeçe
by the VictoriansViktorya dönemi,
97
299394
3027
boş vakit ve bireysel gelişime
yönelik yeni fikirlere karşı
05:14
in responsetepki to newyeni ideasfikirler
about leisureboş time and self-improvementkendini geliştirme?
98
302445
5176
ilk önce yalnızca
Viktoryenler tarafından hissedildiğini?
05:20
What if we were to think again
99
308570
1500
Bu duygulara yönelik
05:22
about those oddgarip,
untranslatabletercüme edilemez wordskelimeler for emotionsduygular
100
310094
2818
tuhaf, çevrilmeyen kelimeleri
yeniden ele alıp
05:24
and wondermerak etmek whetherolup olmadığını some cultureskültürler
mightbelki feel an emotionduygu more intenselyyoğun bir şekilde
101
312936
4230
bazı kültürlerin sadece
adlandırmak ve hakkında konuşmak için
05:29
just because they'veonlar ettik botheredrahatsız
to nameisim and talk about it,
102
317190
3796
bir duyguyu çok daha yoğun bir şekilde
hissedip hissetmedikleri ilgimi çekiyor,
05:33
like the RussianRusça "toskatoska,"
103
321010
2469
örneğin, Rusçada ''toska'',
05:35
a feelingduygu of maddeningçıldırtıcı dissatisfactionmemnuniyetsizlik
104
323503
2707
büyük açık alanlarda estiği söylenen
05:38
said to blowdarbe in from the great plainsovalar.
105
326234
2534
sizi çılgına çeviren tatminsizlik duygusu.
05:43
The mostçoğu recentson developmentsgelişmeler
in cognitivebilişsel scienceBilim showgöstermek
106
331111
3965
Bilişsel bilimdeki
en son gelişmeler
05:47
that emotionsduygular are not simplebasit reflexesrefleksleri,
107
335100
3391
duyguların sadece basit tepkimeler değil,
05:50
but immenselyson derece complexkarmaşık, elasticElastik systemssistemler
108
338515
3110
hem kalıtsal biyolojik özelliklerimize
05:53
that respondyanıtlamak bothher ikisi de to the biologiesbiologies
that we'vebiz ettik inheritedmiras
109
341649
3148
hem de içinde yaşadığımız kültüre
yanıt veren
05:56
and to the cultureskültürler that we livecanlı in now.
110
344821
2649
oldukça karışık ve esnek sistemler
olduğunu gösteriyor.
05:59
They are cognitivebilişsel phenomenafenomenler.
111
347494
2096
Duygular bilişsel fenomenler.
06:01
They're shapedbiçimli not just by our bodiesbedenler,
but by our thoughtsdüşünceler,
112
349614
2949
Yalnızca bedenimizle değil,
düşüncelerimiz,
06:04
our conceptskavramlar, our languagedil.
113
352587
2829
görüş ve dilimizle de şekilleniyorlar.
06:07
The neuroscientistsinirbilimci LisaLisa FeldmanFeldman BarrettBarrett
has becomeolmak very interestedilgili
114
355979
4430
Nöro bilimci Lisa Feldman Barrett
dil ve duygular arasındaki
06:12
in this dynamicdinamik relationshipilişki
betweenarasında wordskelimeler and emotionsduygular.
115
360433
3744
bu dinamik ilişki konusu
üzerinde oldukça ilgiliydi.
06:16
She arguessavunuyor that when we learnöğrenmek
a newyeni wordsözcük for an emotionduygu,
116
364558
3453
Kendisine göre, bir duyguyu tanımlayan
yeni bir sözcük öğrendiğimizde
06:20
newyeni feelingsduygular are sure to followtakip et.
117
368035
2898
yeni hisler de beraberinde geliyor.
06:24
As a historiantarihçi, I've long suspectedşüpheli
that as languagedil changesdeğişiklikler,
118
372272
3980
Bir tarihçi olarak
dille birlikte duygularımızın da değiştiği
06:28
our emotionsduygular do, too.
119
376276
1683
konusunda hep şüpheliydim.
06:30
When we look to the pastgeçmiş, it's easykolay
to see that emotionsduygular have changeddeğişmiş,
120
378527
3899
Geçmişe baktığımızda
duygularımızın bazen
06:34
sometimesara sıra very dramaticallydramatik,
121
382450
1924
yeni kültürel beklentiler,
06:36
in responsetepki to newyeni culturalkültürel expectationsbeklentileri
and religiousdini beliefsinançlar,
122
384398
3493
dini inançlar, cinsiyet, etnisite ve yaş
06:39
newyeni ideasfikirler about genderCinsiyet, ethnicityEtnik Yapı and ageyaş,
123
387915
3126
ve hatta yeni siyasi ve ekonomik
ideolojilere bile
06:43
even in responsetepki to newyeni politicalsiyasi
and economicekonomik ideologiesideolojiler.
124
391065
4271
yanıt olarak büyük çapta
değiştiğini görmek mümkün.
06:48
There is a historicitytarihsellik to emotionsduygular
125
396106
3398
Duygular konusunda
06:51
that we are only recentlyson günlerde
startingbaşlangıç to understandanlama.
126
399528
3412
henüz anlamaya başladığımız
bir tarihsellik var.
06:56
So I agreeanlaşmak absolutelykesinlikle that it does us good
to learnöğrenmek newyeni wordskelimeler for emotionsduygular,
127
404228
4171
O yüzden duygular için yeni sözcükler
öğrenmek kesinlikle faydalı olacaktır
07:00
but I think we need to go furtherayrıca.
128
408423
2396
ama bunun da ilerisine gitmemiz gerek.
07:02
I think to be trulygerçekten
emotionallyduygusal yönden intelligentakıllı,
129
410843
2674
Bence tamamen
duygusal olarak zeki olmak için
07:05
we need to understandanlama
where those wordskelimeler have come from,
130
413541
4312
bu sözcüklerin nereden geldiğini,
07:09
and what ideasfikirler about how
we oughtgerektiğini to livecanlı and behaveDavranmak
131
417877
4178
bununla birlikte
yaşayış ve davranış şekillerimize dair
07:14
they are smugglingkaçakçılık alonguzun bir with them.
132
422079
2172
ne tür fikirler içerdiklerini
anlamamız lazım.
07:17
Let me tell you a storyÖykü.
133
425753
1805
Size bir olay anlatayım.
07:19
It beginsbaşlar in a garretGarret
in the lategeç 17thinci centuryyüzyıl,
134
427582
4130
17. yüzyılın sonlarında
Basel İsviçre üniversitesi kentinde
07:23
in the Swissİsviçre universityÜniversite townkasaba of BaselBasel.
135
431736
2526
bir çatı arasında geçiyor.
07:26
Insideİçinde, there's a dedicatedadanmış studentÖğrenci
livingyaşam some 60 milesmil away from home.
136
434286
5665
Orada evinden 90 km uzakta
yaşayan kararlı bir öğrenci var.
07:31
He stopsdurak turningdöndürme up to his lecturesdersler,
137
439975
1792
Derslere gitmemeye başlıyor
07:33
and his friendsarkadaşlar come to visitziyaret etmek
and they find him dejectedkeyifsiz and feverishateşli,
138
441791
4720
ziyarete gelen arkadaşları
keyifsiz ve ateşli olduğunu fark ediyor,
07:38
havingsahip olan heartkalp palpitationsçarpıntı,
139
446535
1866
kalp çarpıntısı
07:40
strangegarip soresyaralar breakingkırma out on his bodyvücut.
140
448425
2465
ve vücudunda tuhaf benekler var.
07:43
DoctorsDoktorlar are calleddenilen,
141
451338
1164
Doktorlar aranıyor
07:44
and they think it's so seriousciddi
that prayersnamaz are said for him
142
452526
2879
ve ciddi olduğunu düşünmüş olmalılar ki
kilisede ona dua ediliyor.
07:47
in the localyerel churchkilise.
143
455429
1156
07:48
And it's only when they're preparinghazırlamak
to returndönüş this younggenç man home
144
456609
3205
Sonra rahatça can vermesi için
bu genç adamı
07:51
so that he can dieölmek,
145
459838
1192
eve gönderecekken
07:53
that they realizegerçekleştirmek what's going on,
146
461054
1731
ne olduğunu fark ediyorlar
07:54
because oncebir Zamanlar they liftasansör him
ontoüstüne the stretcherSedye,
147
462809
2247
çünkü onu sedyeye aldıklarında
07:57
his breathingnefes becomesolur lessaz laboredzahmetli.
148
465080
1697
solunumu biraz daha rahatlıyor.
07:58
And by the time he's got
to the gateskapılar of his hometownMemleket,
149
466801
2795
Mahallesinin girişine geldiğinde,
08:01
he's almostneredeyse entirelyBaştan sona recoveredyeniden elde etmek.
150
469620
2124
neredeyse tamamen iyileşiyor.
08:04
And that's when they realizegerçekleştirmek
151
472186
1413
İşte bu aşamada anlıyorlar ki
08:05
that he's been sufferingçile
from a very powerfulgüçlü formform of homesicknessVatan hasreti.
152
473623
4165
çok güçlü bir ev özlemi hastalığı
çekiyormuş.
08:09
It's so powerfulgüçlü,
that it mightbelki have killedöldürdü him.
153
477812
2473
O kadar güçlü ki
onu öldürebilirdi.
08:13
Well, in 1688, a younggenç doctordoktor,
JohannesJohannes HoferHofer,
154
481347
3268
1688 yılında
Johannes Hofer adında genç bir doktor
08:16
heardduymuş of this casedurum and othersdiğerleri like it
155
484639
2032
bu ve benzeri olaylardan haberdar oluyor
08:18
and christenedvaftiz the illnesshastalık "nostalgianostalji."
156
486695
3107
ve hastalığa ''nostalji''
adını veriyorlar.
08:22
The diagnosisTanı quicklyhızlı bir şekilde caughtyakalandı on
in medicaltıbbi circlesçevreler around EuropeEurope.
157
490843
3480
Teşhis Avrupa'da
tıbbi çevrede hızlıca kabul gördü.
08:26
The Englishİngilizce actuallyaslında thought
they were probablymuhtemelen immunebağışık
158
494347
2572
İngilizler bundan
etkilenmeyeceklerini sandılar
08:28
because of all the travelseyahat they did
in the empireimparatorluk and so on.
159
496943
2835
çünkü imparatorluk boyunca
seyahat ediyorlardı.
08:31
But soonyakında there were casesvakalar
croppingkırpma up in Britainİngiltere, too.
160
499802
2548
Ancak kısa zamanda
Britanya'da da örnekleri görüldü.
08:34
The last personkişi to dieölmek from nostalgianostalji
161
502374
2868
Nostaljiden hayatını kaybeden son kişi
08:37
was an AmericanAmerikan soldierasker fightingkavga
duringsırasında the First WorldDünya WarSavaş in FranceFransa.
162
505266
4656
Fransa'da I. Dünya Savaşında savaşan
Amerikalı bir askerdi.
08:43
How is it possiblemümkün
that you could dieölmek from nostalgianostalji
163
511363
3569
Yüzyıldan bile az bir yakın geçmişte
nostalji yüzünden ölmek
08:46
lessaz than a hundredyüz yearsyıl agoönce?
164
514956
1812
nasıl mümkün olabilir?
08:48
But todaybugün, not only does the wordsözcük
mean something differentfarklı --
165
516792
3072
Bugün bu kelime
farklı bir şey ifade etmekle kalmıyor,
08:51
a sickeningmide bulandırıcı for a lostkayıp time
ratherdaha doğrusu than a lostkayıp placeyer --
166
519888
3436
kaybedilen mekâna değil,
zamana ilişkin bir rahatsızlık,
08:55
but homesicknessVatan hasreti itselfkendisi
is seengörüldü as lessaz seriousciddi,
167
523348
3298
ayrıca ev özlemi çok daha az
ciddi olarak görülüyor,
08:58
sortçeşit of downgradedindirgenir from something
you could dieölmek from
168
526670
2541
hayatınızı kaybedebileceğiniz
bir durumdan
09:01
to something you're mainlyağırlıklı olarak worriedendişeli
your kidçocuk mightbelki be sufferingçile from
169
529235
3249
çocuğunuzun bir pijama partisinde
hissedeceğinden endişelendiğiniz
09:04
at a sleepoverPijama partisi.
170
532508
1168
bir durum hâline geldi.
09:05
This changedeğişiklik seemsgörünüyor to have happenedolmuş
in the earlyerken 20thinci centuryyüzyıl.
171
533700
4118
Bu değişiklik 20. yüzyılın
başında gerçekleşmiş görünüyor.
09:09
But why?
172
537842
1219
Peki neden?
09:11
Was it the inventionicat of telephonestelefonlar
or the expansiongenişleme of the railwaysDemiryolları?
173
539085
4232
Sebebi telefonların icadı mı
yoksa demir yollarının uzatılması mı?
09:15
Was it perhapsbelki the cominggelecek of modernitymodernite,
174
543341
2981
Belki de hareketlilik,
seyahat ve ilerlemenin kutlandığı,
09:18
with its celebrationkutlama of restlessnesshuzursuzluk
and travelseyahat and progressilerleme
175
546346
3729
aşina olunan şeye hasta olmanın
09:22
that madeyapılmış sickeningmide bulandırıcı for the familiartanıdık
176
550099
2517
dikkate değmez olarak görüldüğü
09:24
seemgörünmek ratherdaha doğrusu unambitiousunambitious?
177
552640
1596
modernlik anlayışının gelişi.
09:27
You and I inheritmiras that massivemasif
transformationdönüşüm in valuesdeğerler,
178
555324
5018
Hepimiz değerlerle ilgili
bu dev dönüşümü miras alıyoruz
09:32
and it's one reasonneden why we mightbelki not
feel homesicknessVatan hasreti todaybugün
179
560366
3257
ve geçmişteki kadar ciddi ev özlemi
çekmiyor olmamızın
09:35
as acutelyAkut as we used to.
180
563647
2016
bir sebebi bu.
09:39
It's importantönemli to understandanlama
181
567139
2056
Bu büyük tarihsel değişimlerin
09:41
that these largegeniş historicaltarihi changesdeğişiklikler
influenceetki our emotionsduygular
182
569219
3536
kısmen de olsa hislerimizi
hissediş şeklimizi etkilediği için
09:44
partlykısmen because they affectetkilemek
how we feel about how we feel.
183
572779
3815
duygularımız üzerinde
büyük etkisi olduğunu anlamamız önemli.
09:48
TodayBugün, we celebratekutlamak happinessmutluluk.
184
576991
2515
Bugün mutluluğu kutluyoruz.
09:51
HappinessMutluluk is supposedsözde
to make us better workersişçiler
185
579988
3269
Mutluluğun bizi daha iyi bir çalışan,
09:55
and parentsebeveyn and partnersortaklar;
186
583281
2167
daha iyi bir ebeveyn ve eş yapması gerek;
09:57
it's supposedsözde to make us livecanlı longeruzun.
187
585472
2476
uzun yaşamamızı sağlaması gerek.
09:59
In the 16thinci centuryyüzyıl,
188
587972
1825
16. yüzyılda,
10:01
sadnessüzüntü was thought to do
mostçoğu of those things.
189
589821
2848
üzüntünün bunları sağladığı
düşünülüyordu.
10:04
It's even possiblemümkün to readokumak
self-helpkendi kendine yardım bookskitaplar from that perioddönem
190
592693
3398
Okuyuculara, hayal kırıklığına
uğramaları için bir dizi sebep sunan
10:08
whichhangi try to encourageteşvik etmek sadnessüzüntü in readersokuyucular
191
596115
2573
ve onları üzülmeye teşvik eden
10:10
by givingvererek them listslisteleri of reasonsnedenleri
to be disappointedhayal kırıklığına uğramış.
192
598712
2966
kişisel gelişim kitaplarına bile
bulmanız mümkün.
10:13
(LaughterKahkaha)
193
601702
1042
(Kahkaha)
10:14
These self-helpkendi kendine yardım authorsyazarlar thought
you could cultivateyetiştirmek sadnessüzüntü as a skillbeceri,
194
602768
4247
Bu kişisel gelişim yazarlarına göre
üzüntü bir yeti olarak kazanılabilirdi,
10:19
sincedan beri beingolmak expertuzman in it
would make you more resilientesnek
195
607039
3158
çünkü bu konuda uzman olmak
başınıza kötü bir şey geldiğinde
10:22
when something badkötü did happenolmak to you,
as invariablyher zaman it would.
196
610221
3482
aynısını hissetmiş olacağınızdan
daha dayanıklı olmanızı sağlayacaktı.
10:26
I think we could learnöğrenmek from this todaybugün.
197
614195
2436
Bence bugün de bundan ders çıkarabiliriz.
10:28
Feel sadüzgün todaybugün, and you mightbelki feel
impatientsabırsız, even a little ashamedutanmış.
198
616655
5171
Bugün üzgün olun, hoşgörüsüz
ve hatta utanmış hissedebilirsiniz.
10:33
Feel sadüzgün in the 16thinci centuryyüzyıl,
and you mightbelki feel a little bitbit smugkendini beğenmiş.
199
621850
4097
16. yüzyılda üzülün
ve kendini beğenmiş olursunuz.
10:39
Of coursekurs, our emotionsduygular
don't just changedeğişiklik acrosskarşısında time,
200
627391
3271
Tabii duygularımız sadece
zaman boyunca değişmiyor,
10:42
they alsoAyrıca changedeğişiklik from placeyer to placeyer.
201
630686
2238
mekândan mekâna da değişiyor.
10:45
The BainingBaining people of PapuaPapua NewYeni GuineaGine
speakkonuşmak of "awumbukawumbuk,"
202
633526
4579
Papua New Guinea'nın
Baining halkı ''awumbuk''tan söz ederler,
10:50
a feelingduygu of lethargyuyuşukluk that descendsiner
when a houseguestmisafir finallyen sonunda leavesyapraklar.
203
638129
4178
bir misafir sonunda gittiğinde
hissedilen rehavet hissi.
10:54
(LaughterKahkaha)
204
642331
1087
(Kahkaha)
10:55
Now, you or I mightbelki feel reliefkabartma,
205
643442
2589
Biz rahatlamış hissediyoruz
10:58
but in BainingBaining culturekültür,
206
646055
2117
fakat Baining kültüründe,
11:00
departingçıkış yapan guestsmisafir are thought
to sheddöken a sortçeşit of heavinessağırlık
207
648196
3077
giden misafirlerin bir ağırlık
bıraktıklarına inanılır,
11:03
so they can travelseyahat more easilykolayca,
208
651297
1754
böylece daha kolay seyahat ederler
11:05
and this heavinessağırlık infectsbozar the airhava
and causesnedenleri this awumbukawumbuk.
209
653075
3128
bu ağırlık da havaya bulaşır
ve bu awumbuka sebep olur.
11:08
And so what they do is leaveayrılmak
a bowlçanak of waterSu out overnightbir gecede
210
656227
2821
Gece bu havayı emmesi için
11:11
to absorbemmek this airhava,
211
659072
1176
bir kâse su koyarlar,
11:12
and then very earlyerken the nextSonraki morningsabah,
they wakeuyanmak up and have a ceremonytöreni
212
660272
3376
sonraki sabah da uyandıklarında
suyu dökerek
11:15
and throwatmak the waterSu away.
213
663672
1224
kutlama yaparlar.
11:16
Now, here'sburada a good exampleörnek
214
664920
1263
Bu ritüel, ruhani uygulama
11:18
of spiritualmanevi practicesuygulamaları
and geographicalcoğrafi realitiesgerçekler combiningbirleştirme
215
666207
4037
ve coğrafi gerçeklerin
bir araya gelerek
11:22
to bringgetirmek a distinctfarklı emotionduygu into life
216
670268
2454
uzak bir duygunun hayata geçmesi
11:24
and make it disappearkaybolmak again.
217
672746
1760
ve sonra kaybolmasına güzel bir örnek.
11:27
One of my favoritesevdiğim emotionsduygular
is a JapaneseJaponca wordsözcük, "amaeamae."
218
675836
4633
En sevdiğim duygulardan biri
Japonca bir sözcük olan ''amae''.
11:33
AmaeAmae is a very commonortak wordsözcük in JapanJaponya,
219
681425
2332
Japonya'da çok sık kullanılıyor
11:35
but it is actuallyaslında quiteoldukça
hardzor to translateÇevirmek.
220
683781
2028
ama tercümesi bir hayli zor.
11:37
It meansanlamına geliyor something like
the pleasureZevk that you get
221
685833
2539
Hayatınızın sorumluluğunu
11:40
when you're ableyapabilmek to temporarilygeçici olarak
handel over responsibilitysorumluluk for your life
222
688396
3994
geçici olarak birine devrettiğinizde
hissedilen memnuniyet
11:44
to someonebirisi elsebaşka.
223
692414
1304
anlamına geliyor.
11:45
(LaughterKahkaha)
224
693742
1010
(Kahkaha)
11:46
Now, anthropologistsantropologlar suggestönermek
225
694776
1667
Antropologlara göre,
11:48
that one reasonneden why this wordsözcük
mightbelki have been namedadlı and celebratedünlü
226
696467
4028
bu sözcüğün Japonya'da
isimlendirilmesi
11:52
in JapanJaponya
227
700519
1188
ve kutlanmasının sebebi,
11:53
is because of that country'sülkenin
traditionallygeleneksel collectivistKolektivist culturekültür,
228
701731
3934
ülkenin geleneksel
birliktelik kültüründen geliyor,
11:57
whereasbuna karşılık the feelingduygu of dependencybağımlılık
229
705689
3066
buna göre bağlılık duygusu
12:00
mayMayıs ayı be more fraughtdolu
amongstarasında Englishİngilizce speakershoparlörler,
230
708779
2860
kendi kendine yeterlik ve bireysellik
değerlerini öğrenen
12:03
who have learnedbilgili to valuedeğer
self-sufficiencykendi kendine yeterlilik and individualismbireycilik.
231
711663
4259
İngilizce konuşanlar arasında
daha rahatsız edici olabilir.
12:09
This mightbelki be a little simplisticbasit,
232
717152
2387
Çok basit görünüyor olabilir
12:11
but it is tantalizingvermeyen.
233
719563
1754
ama aslında çok heyecan verici.
12:13
What mightbelki our emotionalduygusal languagesdiller
tell us not just about what we feel,
234
721889
5374
Duygusal dilimiz bize sadece
ne hissettiğimizden ziyade
12:19
but about what we valuedeğer mostçoğu?
235
727287
2907
en çok değer verdiğimiz şeyler
hakkında ne söyleyebilir?
12:24
MostÇoğu people who tell us
to payödeme attentionDikkat to our well-beingsağlık
236
732877
4104
Kendi sağlığımıza dikkat vermemizi
söyleyen çoğu insan
12:29
talk of the importanceönem
of namingadlandırma our emotionsduygular.
237
737005
3709
duygularımızı adlandırmanın
öneminden bahsederler.
12:32
But these namesisimler aren'tdeğil neutralnötr labelsetiketleri.
238
740738
3233
Ancak bu isimler tarafsız etiketler değil.
12:35
They are freightedfreighted with our culture'skültürün
valuesdeğerler and expectationsbeklentileri,
239
743995
3225
Kültürümüzün değerleri
ve beklentileriyle dolular
12:39
and they transmitiletmek ideasfikirler
about who we think we are.
240
747244
3326
ve olduğumuzu düşündüğümüz
kişi hakkında fikir veriyorlar.
12:43
LearningÖğrenme newyeni and unusualolağandışı wordskelimeler
for emotionsduygular will help attunealıştırmak us
241
751650
4072
Duygulara dair yeni ve sıradışı
sözcükler öğrenmek
12:47
to the more finelyince grainedtaneli
aspectsyönleri of our inner liveshayatları.
242
755746
3487
iç hayatımızın derinliklerine
uyum sağlamamıza yardım edecektir.
12:51
But more than this, I think these
wordskelimeler are worthdeğer caringsempatik about,
243
759802
3706
Bunun da ötesinde, bence
bu sözcükler önemsenmeye değer
12:55
because they remindhatırlatmak us
how powerfulgüçlü the connectionbağ is
244
763532
3343
çünkü düşündüğümüz şey
ve hissettiğimiz şey arasındaki bağın
12:58
betweenarasında what we think
245
766899
1492
ne kadar güçlü olduğunu
13:00
and how we endson up feelingduygu.
246
768415
1826
bize hatırlatıyorlar.
13:03
TrueGerçek emotionalduygusal intelligencezeka
requiresgerektirir that we understandanlama
247
771156
4015
Gerçek duygusal zekâ,
duygularımız hakkında
13:07
the socialsosyal, the politicalsiyasi,
the culturalkültürel forcesgüçler
248
775195
4804
inanış şeklimize yön veren
ve mutluluk, nefret, öfke
13:12
that have shapedbiçimli what we'vebiz ettik come
to believe about our emotionsduygular
249
780023
3533
veya sevgi gibi duyguların
hâlâ değişebildiğini anlamamızı isteyen
13:15
and understandanlama how happinessmutluluk
or hatredkin or love or angeröfke
250
783580
6118
sosyal, politik ve kültürel güçleri
13:21
mightbelki still be changingdeğiştirme now.
251
789722
2487
anlamamızı gerektirir.
13:24
Because if we want to measureölçmek our emotionsduygular
252
792698
2888
Çünkü duygularımızı ölçmek
13:27
and teachöğretmek them in our schoolsokullar
253
795610
1943
ve okullarda öğretmek
13:29
and listen as our politicianssiyasetçiler
tell us how importantönemli they are,
254
797577
3609
ve siyasetçiler ne kadar önemli
olduklarını söylerken dinlemek istiyorsak,
13:33
then it is a good ideaFikir that we understandanlama
255
801210
2200
o hâlde onlar hakkındaki varsayımlarımızın
13:35
where the assumptionsvarsayımlar we have about them
256
803434
1956
nereden geldiğini
13:37
have come from,
257
805414
1180
ve bizimle konuşurken
13:38
and whetherolup olmadığını they still
trulygerçekten speakkonuşmak to us now.
258
806618
3304
samimi olup olmadıklarını anlamamız
çok önemli.
Tarihçi olarak çalışırken
çok sık hissettiğim
13:43
I want to endson with an emotionduygu I oftensık sık feel
259
811478
2080
13:45
when I'm workingçalışma as a historiantarihçi.
260
813582
1984
bir duyguyla bitirmek istiyorum.
13:47
It's a FrenchFransızca wordsözcük, "dépaysementpaysement."
261
815590
2461
Fransızca bir sözcük olan
''depaysement.''
13:50
It evokesçağrıştıran the giddysersem disorientationOryantasyon bozukluğu
that you feel in an unfamiliaryabancı placeyer.
262
818495
4809
Aşina olmadığınız bir yerde
hissettiğiniz şaşkınlık ve uyumsuzluk.
13:55
One of my favoritesevdiğim partsparçalar
of beingolmak a historiantarihçi
263
823328
2096
Tarihçi olmanın
en sevdiğim yanlarından biri
13:57
is when something
I've completelytamamen takenalınmış for grantedverilmiş,
264
825448
2484
değerini hiç bilmediğim
bir şeyle karşılaştığımda,
13:59
some very familiartanıdık partBölüm of my life,
265
827956
2571
örneğin hayatımın çok aşina bir parçası,
14:02
is suddenlyaniden madeyapılmış strangegarip again.
266
830551
2084
yeniden garip bir hâl alıyor.
14:05
paysementpaysement is unsettlingrahatsız edici,
267
833262
2817
Depaysement rahatsız edici
14:08
but it's excitingheyecan verici, too.
268
836103
1855
ama aynı zamanda heyecan verici.
14:09
And I hopeumut you mightbelki be havingsahip olan
just a little glimpsebelirti of it right now.
269
837982
3534
Ve umarım şu an, siz de bunu
bir parça da olsa hissediyorsunuzdur.
14:13
Thank you.
270
841540
1167
Teşekkür ederim.
14:14
(ApplauseAlkış)
271
842731
2801
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Tiffany Watt Smith - Cultural historian
Tiffany Watt Smith investigates the hidden cultural forces which shape our emotions.

Why you should listen

Tiffany Watt Smith is the author of The Book of Human Emotions, which tells the stories of 154 feelings from around the world. It has been published in 9 countries so far. She is currently a Wellcome Trust research fellow at the Centre for the History of the Emotions at Queen Mary University of London, and she was educated at the Universities of Cambridge and London. Her writing has appeared in The Guardian, the BBC News Magazine and The New Scientist. In 2014, she was named a BBC New Generation Thinker. In her previous career, she was a theatre director.

More profile about the speaker
Tiffany Watt Smith | Speaker | TED.com