ABOUT THE SPEAKER
Deeyah Khan - Filmmaker
Deeyah Khan is working to create intercultural dialogue and understanding by confronting the world's most complex and controversial topics.

Why you should listen

Deeyah Khan is an Emmy and Peabody award-winning documentary film director and founder of Fuuse, a media and arts company that puts women, people from minorities and third-culture kids at the heart of telling their own stories. In 2016, Khan became the first UNESCO Goodwill Ambassador for artistic freedom and creativity. She has received many honors for her work supporting freedom of expression, human rights and peace, including the Ossietzky Prize, the University of Oslo's Human Rights Award and the Peer Gynt Prize from the Parliament of Norway.

Born in Norway to immigrant parents of Pashtun and Punjabi ancestry, Khan's experience of living between different cultures, both the beauty and the challenges, shapes her artistic vision. Her 2012 multi-award winning documentary, Banaz: A Love Story, chronicles the life and death of Banaz Mahmod, a young British Kurdish woman murdered by her family in a so-called honor killing. Khan's second film, the Grierson and Bafta award-nominated Jihad, involved two years of interviews and filming with Islamic extremists, convicted terrorists and former jihadis. One of Fuuse's recent initiatives, born of Deeyah’s own experiences, is sister-hood, a digital magazine and series of live events spotlighting the voices of women of Muslim heritage. Khan has also produced a number of critically acclaimed albums, including Listen to the Banned, a compilation that brought together musicians from around the world who have been subject to persecution, 'censorship and imprisonment.

The focus of Khan's work and access to voices that are often overlooked and misunderstood has led to increasing demand as a speaker at international human rights events and platforms including the United Nations. She was described by The Times of London thus: "To say Deeyah Khan is an inspiration is an understatement. She is one of the bravest, most indomitable women … facing down bullies and extremists with intelligence and unflinching spirit."

(Photo: Geir Dokken)

More profile about the speaker
Deeyah Khan | Speaker | TED.com
TEDxExeter

Deeyah Khan: What we don't know about Europe's Muslim kids

Deeyah Khan: Avrupalı Müslüman çocuklar ve gençlerle ilgili bilmediklerimiz

Filmed:
1,424,468 views

Afgan bir annenin ve Pakistanlı bir babanın kızı olarak Norveç'te büyüyen Deeyah Khan, bağlı olduğunuz bir topluluk ile yaşadığınız ülke arasında sıkışıp kalan bir genç olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyor. Bu güçlü ve duygusal konuşmada, yapımcı Khan, Batı'da yetişen birçok Müslüman çocukların hissettiği reddedilme ve dışlanmışlık duygularının ve gençlerimizi, aşırı gruplar kucaklamadan önce bizim kucaklamamamızın ölümcül sonuçlarının altını çiziyor.
- Filmmaker
Deeyah Khan is working to create intercultural dialogue and understanding by confronting the world's most complex and controversial topics. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
When I was a childçocuk,
I knewbiliyordum I had superpowerssüper güçler.
0
1200
3320
Çocukken, süper güçlerimin
olduğunu biliyordum.
00:18
That's right.
1
6920
1215
Evet, gerçekten.
00:20
(LaughterKahkaha)
2
8160
1096
(Gülüşmeler)
00:21
I thought I was absolutelykesinlikle amazingşaşırtıcı
because I could understandanlama
3
9280
4016
İnanılmaz biri olduğumu düşünüyordum,
çünkü kahverengi insanların hislerini
00:25
and relateilgili to the feelingsduygular
of brownkahverengi people,
4
13320
2136
anlıyor ve onlarla empati kurabiliyordum
00:27
like my grandfatherBüyük baba,
a conservativemuhafazakâr MuslimMüslüman guy.
5
15480
3400
tıpkı muhafazakar bir Müslüman olan
büyükbabamla olduğu gibi.
00:31
And alsoAyrıca, I could understandanlama
my AfghanAfgan motheranne, my PakistaniPakistan fatherbaba,
6
19360
4896
Ve aynı zamanda, çok dindar olmayan ama,
oldukça liberal olan
00:36
not so religiousdini
but laid-backLaid-Back, fairlyoldukça liberalliberal.
7
24280
3800
Afgan annemi ve Pakistanlı babamı da
anlayabiliyordum.
00:40
And of coursekurs, I could understandanlama
8
28480
1616
Ve elbette, beyazların
hislerini de anlayabiliyor
00:42
and relateilgili to the feelingsduygular
of whitebeyaz people.
9
30120
2416
ve onlarla empati kurabiliyordum.
00:44
The whitebeyaz NorwegiansNorveçliler of my countryülke.
10
32560
1840
Ülkemin beyaz Norveçlileriyle.
00:47
You know, whitebeyaz, brownkahverengi, whateverher neyse --
11
35480
2576
Beyaz, kahverengi, hangi renkten
olurlarsa olsunlar
00:50
I lovedsevilen them all.
12
38080
1816
herkesi severdim.
00:51
I understoodanladım them all,
13
39920
1256
Hepsini anlardım,
00:53
even if they didn't always
understandanlama eachher other,
14
41200
2336
onlar birbirini her zaman
anlayamasalar da,
00:55
they were all my people.
15
43560
1240
hepsi benim halkımdı.
00:57
My fatherbaba, thoughgerçi,
was always really worriedendişeli.
16
45600
2936
Fakat babam, hep endişeliydi.
01:00
He kepttuttu sayingsöz that
even with the besten iyi educationEğitim,
17
48560
3336
Sürekli olarak, en iyi eğitimi alsam bile
01:03
I was not going to get a fairadil shakesallamak.
18
51920
3176
bana adil ve eşit fırsatlar
tanınmayacağını söylüyordu.
01:07
I would still faceyüz discriminationayrımcılık,
accordinggöre to him.
19
55120
3416
En iyi eğitimle bile, ona göre,
yine de ayrımcılığa maruz kalacaktım.
01:10
And that the only way
to be acceptedkabul edilmiş by whitebeyaz people
20
58560
2816
Ve ona göre, beyaz insanlarca kabul
görebilmemin tek şartı
01:13
would be to becomeolmak famousünlü.
21
61400
2176
ünlü olabilmemdi.
01:15
Now, mindus you, he had this conversationkonuşma
with me when I was sevenYedi yearsyıl oldeski.
22
63600
4000
Şu da var ki, benimle bu konuşmayı
yaptığında ben yedi yaşındaydım.
01:20
So while I'm sevenYedi yearsyıl oldeski, he said,
23
68440
2976
Yani, ben yedi yaşındayken babam
bana dedi ki;
01:23
"Look, so it's eitherya got to be sportsSpor Dalları,
or it's got to be musicmüzik."
24
71440
3376
"Bak, bunu ya sporla,
ya müzikle yapabilirsin."
01:26
He didn't know anything about sportsSpor Dalları --
blesskutsamak him -- so it was musicmüzik.
25
74840
4456
Spor hakkında pek bilgisi yoktu
- çok şükür - öyleyse müzik olmalıydı.
01:31
So when I was sevenYedi yearsyıl oldeski,
he gatheredtoplanmış all my toysoyuncaklar, all my dollsBebek,
26
79320
4336
Böylece, yedi yaşındayken, bütün
oyuncaklarımı, bebeklerimi topladı
01:35
and he threwattı them all away.
27
83680
1600
ve hepsini attı.
01:38
In exchangedeğiş tokuş he gaveverdi me
a crappyberbat little CasioCasio keyboardtuş takımı and --
28
86160
3856
Onların yerine bana berbat,
küçük bir Casio org verdi ve --
01:42
(LaughterKahkaha)
29
90040
1216
(Gülüşmeler)
01:43
Yeah. And singingşan lessonsdersler.
30
91280
2016
Evet. Ve şarkı söylemem için dersler.
01:45
And he forcedzorunlu me, basicallytemel olarak, to practiceuygulama
for hourssaatler and hourssaatler everyher singletek day.
31
93320
4776
Ve tabir-i caizse beni her gün
saatlerce pratik yapmam için zorladı.
01:50
Very quicklyhızlı bir şekilde, he alsoAyrıca had me performingicra
for largerdaha büyük and largerdaha büyük audiencesizleyiciler,
32
98120
4256
Kısa zamanda, bana giderek daha büyük
seyirci kitlelerine şarkı söyletti
01:54
and bizarrelygarip bir şekilde, I becameoldu
almostneredeyse a kindtür of posterafiş childçocuk
33
102400
3776
ve garip bir şekilde, Norveç
çok kültürlülüğünün
01:58
for NorwegianNorveç dili multiculturalismçok kültürlülük.
34
106200
2080
tipik bir sembolü olmuştum.
02:00
I feltkeçe very proudgururlu, of coursekurs.
35
108760
1736
Kendimle çok gurur duyuyordum, elbette.
02:02
Because even the newspapersgazeteler at this pointpuan
36
110520
3336
Çünkü bu noktada gazeteler bile
kahverengi insanlar hakkında
02:05
were startingbaşlangıç to writeyazmak
niceGüzel things about brownkahverengi people,
37
113880
2576
güzel şeyler yazmaya başladı.
02:08
so I could feel
that my superpowersüper güç was growingbüyüyen.
38
116480
3160
Böylece ben de, süper gücümün
geliştiğini hissediyordum.
02:12
So when I was 12 yearsyıl oldeski,
walkingyürüme home from schoolokul,
39
120960
2976
İşte böylece, bir gün 12 yaşında,
okuldan eve yürürken
02:15
I tookaldı a little detourservis yolu
40
123960
1216
"tuzlu ayak" denilen, çok sevdiğim
şekerlemeleri almak için
02:17
because I wanted to buysatın almak
my favoritesevdiğim sweetsTatlılar calleddenilen "saltytuzlu feetayaklar."
41
125200
3535
yolu biraz uzattım.
02:20
I know they soundses kindtür of awfulkorkunç,
42
128759
1761
Kulağa garip geldiğinin farkındayım.
02:23
but I absolutelykesinlikle love them.
43
131640
1496
Ama onlara bayılıyordum.
02:25
They're basicallytemel olarak these little
saltytuzlu licoricemeyan kökü bitsbit in the shapeşekil of feetayaklar.
44
133160
4440
Bunlar meyan kökünden yapılan ve
ayak şeklinde şekerlemelerdi.
02:30
And now that I say it out loudyüksek sesle,
I realizegerçekleştirmek how terriblekorkunç that soundssesleri,
45
138120
5240
Şimdi sesli söyledikçe kulağa
ne kadar korkunç geldiğini fark ediyorum
02:36
but be that as it mayMayıs ayı,
I absolutelykesinlikle love them.
46
144280
2496
ama adları ne olursa olsun,
o şekerleri çok severim.
02:38
So on my way into the storemağaza,
47
146800
2096
Böylece, şeker dükkanına giderken
02:40
there was this grownyetişkin whitebeyaz guy
in the doorwaykapı blockingengelleme my way.
48
148920
4536
beyaz bir adam, dükkânın girişinde benim
girmemi engelleyecek şekilde duruyordu.
02:45
So I trieddenenmiş to walkyürümek around him,
and as I did that, he stoppeddurduruldu me
49
153480
5936
Etrafından dolaşıp girmeye çalıştım
ama beni durdurdu
02:51
and he was staringbakmak at me,
50
159440
1800
ve bana dik dik bakmaya başladı,
02:54
and he spittükürük in my faceyüz, and he said,
51
162200
1936
sonra yüzüme tükürdü ve bana:
02:56
"Get out of my way
52
164160
1216
"Çekil yolumdan
02:57
you little blacksiyah bitchsürtük,
you little PakiPakistanlı bitchsürtük,
53
165400
3256
seni küçük siyah kaltak,
küçük Paki kaltak,
03:00
go back home where you camegeldi from."
54
168680
1920
nereden geldiysen oraya defol git." dedi.
03:03
I was absolutelykesinlikle horrifieddehşete kapılmış.
55
171600
3096
Çok korkmuştum.
03:06
I was staringbakmak at him.
56
174720
1296
Ona öylece bakakaldım.
03:08
I was too afraidkorkmuş
to wipesilme the spittükürük off my faceyüz,
57
176040
2920
Yüzümdeki tükürüğünü silmekten
bile korktum.
03:11
even as it was mixingkarıştırma with my tearsgözyaşı.
58
179840
2136
O tükürüğü gözyaşlarıma karıştı.
03:14
I rememberhatırlamak looking around,
hopingumut that any minutedakika now,
59
182000
3696
Etrafıma bakınıp her an bir yerden
03:17
a grown-upYetişkin is going to come
and make this guy stop.
60
185720
3656
bir yetişkinin gelip bu adamı
durduracağını umut ettim.
03:21
But insteadyerine, people kepttuttu hurryingAcele pastgeçmiş me
and pretendedgibi davrandı not to see me.
61
189400
4320
Ama onun yerine, insanlar yanımdan
aceleyle geçti ve beni görmezden geldi.
03:26
I was very confusedŞaşkın
because I was thinkingdüşünme, well,
62
194160
3600
Kafam çok karışmıştı,
çünkü şöyle düşünüyordum:
03:30
"My whitebeyaz people, come on!
Where are they? What's going on?
63
198640
3296
"Benim sevgili beyaz insanlarım, hadi!
Neredesiniz? Neler oluyor?
03:33
How come they're not
cominggelecek and rescuingtahlisiye me?
64
201960
2080
Neden gelip beni kurtarmıyorlar?"
03:36
So, needlessgereksiz to say,
I didn't buysatın almak the sweetsTatlılar.
65
204760
2256
Tabii ki şekerleri almadım.
03:39
I just ranran home as fasthızlı as I could.
66
207040
2120
Koşabildiğim kadar hızlıca eve koştum.
03:42
Things were still OK, thoughgerçi, I thought.
67
210040
2080
Her şey hâlâ yolundaydı, diye düşündüm.
03:44
As time wentgitti on,
the more successfulbaşarılı I becameoldu,
68
212800
3096
Zaman geçtikçe, daha başarılı oldukça
03:47
I eventuallysonunda startedbaşladı alsoAyrıca
attractingçeken harassmenttaciz from brownkahverengi people.
69
215920
4120
kahverengi insanlardan da
tacizler gelir oldu.
03:53
Some menerkekler in my parent'sebeveynin communitytoplum
feltkeçe that it was unacceptablekabul edilemez
70
221520
3296
Ailemin bulunduğu topluluktan
bazı erkekler,
03:56
and dishonorableonur kırıcı for a womankadın
to be involvedilgili in musicmüzik
71
224840
4856
bir kadının müzikle uğraşmasının
ve medyada olmasının kabul edilemez
04:01
and to be so presentmevcut in the mediamedya.
72
229720
1960
ve onursuzca olduğunu söylüyorlardı.
04:05
So very quicklyhızlı bir şekilde, I was startingbaşlangıç
to becomeolmak attackedsaldırıya at my ownkendi concertskonser.
73
233280
5416
Böylece kısa zamanda, konserlerimde
saldırılara uğramaya başladım.
04:10
I rememberhatırlamak one of the concertskonser,
I was onstagesahnede, I leanyağsız into the audienceseyirci
74
238720
5016
Konserlerimin birinde, sahnedeydim,
seyircilere doğru uzandım
04:15
and the last thing I see
is a younggenç brownkahverengi faceyüz
75
243760
3256
ve gördüğüm son şey,
genç kahverengi bir surat,
04:19
and the nextSonraki thing I know is some sortçeşit
of chemicalkimyasal is thrownatılmış in my eyesgözleri
76
247040
4216
bir sonraki gördüğüm şey ise gözlerime
bazı kimyasal maddeler atıldığı oldu
04:23
and I rememberhatırlamak I couldn'tcould really see
and my eyesgözleri were wateringsulama
77
251280
3216
ve göremediğimi ve gözlerimin
sulandığını hatırlıyorum.
04:26
but I kepttuttu singingşan anywayneyse.
78
254520
1600
Yine de şarkıya devam ettim.
04:28
I was spittükürük in the faceyüz in the streetssokaklar
of OsloOslo, this time by brownkahverengi menerkekler.
79
256839
4721
Oslo'nun sokaklarında bana tükürüyorlardı
ve bu defa kahverengi adamlardı.
04:34
They even trieddenenmiş to kidnapadam kaçırma me at one pointpuan.
80
262360
3216
Bir keresinde beni kaçırmaya bile
kalkmışlardı.
04:37
The deathölüm threatstehditler were endlesssonsuz.
81
265600
2056
Ölüm tehditlerinin ardı arkası gelmiyordu.
04:39
I rememberhatırlamak one olderdaha eski beardedSakallı guy
stoppeddurduruldu me in the streetsokak one time,
82
267680
3256
Bir defasında, yaşlı sakallı bir
adam, beni sokakta durdurmuştu
ve bana, "Senden nefret ediyorum,
04:42
and he said, "The reasonneden
I hatenefret you so much
83
270960
2136
04:45
is because you make our daughterskız çocukları think
84
273120
2056
çünkü senin yüzünden kızlarımız
canları ne isterse
yapabileceğini düşünüyor."
04:47
they can do whateverher neyse they want."
85
275200
1560
Daha genç bir adam da,
kendimi kollamamı söyledi.
04:50
A youngerdaha genç guy warneduyardı me to watch my back.
86
278560
2816
04:53
He said musicmüzik is un-Islamicun islam
and the job of whoresfahişeler,
87
281400
3016
Müziğin İslami olmadığını
ve sokak kadınlarının işi olduğunu
ve bunu sürdürürsem tecavüze uğrayacağımı,
04:56
and if you keep this up,
you are going to be rapedtecavüz
88
284440
2736
04:59
and your stomachmide will be cutkesim out so that
anotherbir diğeri whorefahişe like you will not be borndoğmuş.
89
287200
4680
karnımı deşeceklerini, böylece başka bir
sokak kadını doğuramayacağımı söyledi.
Yine kafam karışmıştı.
05:05
Again, I was so confusedŞaşkın.
90
293560
1696
Neler olduğunu anlayamıyordum.
05:07
I couldn'tcould understandanlama what was going on.
91
295280
1905
Benim kahverengi insanlarım bana böyle
davranıyordu, ama nasıl?
05:09
My brownkahverengi people now startingbaşlangıç
to treattedavi etmek me like this -- how come?
92
297209
3680
05:13
InsteadBunun yerine of bridgingKöprü oluşturma the worldsdünyalar,
the two worldsdünyalar,
93
301560
3096
Dünyaları birleştirmek yerine,
kendi iki dünyam arasına düşmüşüm
gibi hissettim.
05:16
I feltkeçe like I was fallingdüşen
betweenarasında my two worldsdünyalar.
94
304680
3000
Sanıyorum, benim için,
tükürük kriptonitti.
05:20
I supposevarsaymak, for me, spittükürük was kryptonitekriptonit.
95
308000
2600
Böylece, 17 yaşıma geldiğimde
05:24
So by the time I was 17 yearsyıl oldeski,
96
312560
2016
ölüm tehditlerinin arkası kesilmiyor,
tacizler sürüyordu.
05:26
the deathölüm threatstehditler were endlesssonsuz,
and the harassmenttaciz was constantsabit.
97
314600
3016
Öyle kadar ki, bir gün annem
beni karşısına alıp oturttu ve bana:
05:29
It got so badkötü, at one pointpuan
my motheranne satoturdu me down and said,
98
317640
2762
05:32
"Look, we can no longeruzun protectkorumak you,
we can no longeruzun keep you safekasa,
99
320426
3470
"Bak kızım, artık seni koruyamayız,
seni artık güvende tutamayız,
05:35
so you're going to have to go."
100
323920
1776
bu yüzden gitmek zorundasın."
Böylece Londra'ya tek yöne bilet aldım,
bavulumu topladım ve gittim.
05:37
So I boughtsatın a one-wayTek yönlü ticketbilet to LondonLondra,
I packedpaketlenmiş my suitcasebavul and I left.
101
325720
5400
O anda kalbimi en çok kıran şey,
kimsenin hiçbir şey söylememiş olmasıydı.
05:44
My biggesten büyük heartbreakkalp kırıklığı at that pointpuan
was that nobodykimse said anything.
102
332160
3696
05:47
I had a very publichalka açık exitçıkış from NorwayNorveç.
103
335880
2360
Norveç'ten gidişimi tüm halk gördü, duydu.
05:51
My brownkahverengi people, my whitebeyaz people --
nobodykimse said anything.
104
339120
3536
Benim kahverengi, beyaz insanlarım --
hiçbiri, hiçbir şey söylemedi.
05:54
NobodyKimse said, "HoldBasılı tutun on, this is wrongyanlış.
105
342680
2120
Kimse çıkıp da,
"Dur bir dakika, bu yanlış.
Bu kızı destekleyin, koruyun,
çünkü o bizden biri." demedi.
05:57
SupportDestek this girlkız, protectkorumak this girlkız,
because she is one of us."
106
345960
3696
06:01
NobodyKimse said that.
107
349680
1616
Kimse bunu demedi.
06:03
InsteadBunun yerine, I feltkeçe like --
you know at the airporthavalimanı,
108
351320
3040
Aksine, hani havaalanlarında bagajların
alındığı bant vardır,
06:07
on the baggagebagaj carouselatlıkarınca
you have these differentfarklı suitcasesbavul
109
355120
2856
farklı bavullar bant üzerinde dönüp durur
06:10
going around and around,
110
358000
1256
ve en sonunda bir tane bavul kalır,
06:11
and there's always
that one suitcasebavul left at the endson,
111
359280
2496
kimsenin istemediği,
06:13
the one that nobodykimse wants,
the one that nobodykimse comesgeliyor to claimİddia.
112
361800
3016
kimsenin sahip çıkmadığı.
06:16
I feltkeçe like that.
113
364840
1280
İşte kendimi öyle hissettim.
06:19
I'd never feltkeçe so aloneyalnız.
I'd never feltkeçe so lostkayıp.
114
367040
3400
Kendimi daha önce hiç bu kadar
yalnız, bu kadar kaybolmuş hissetmemiştim.
06:24
So, after cominggelecek to LondonLondra,
I did eventuallysonunda resumeÖzgeçmiş my musicmüzik careerkariyer.
115
372360
4000
Böylece, Londra'ya geldikten sonra,
sonunda müzik kariyerime devam edebildim.
06:29
DifferentFarklı placeyer, but unfortunatelyne yazık ki
the sameaynı oldeski storyÖykü.
116
377000
3200
Farklı bir yer, ama ne yazık ki
hep aynı hikâye.
06:32
I rememberhatırlamak a messagemesaj sentgönderilen to me
sayingsöz that I was going to be killedöldürdü
117
380840
3536
Bana gönderilen bir mesajı hatırlıyorum,
öldürüleceğimi,
06:36
and that riversnehirler of bloodkan
were going to flowakış
118
384400
3376
kandan nehirlerin akacağını,
ölmeden defalarca tecavüze
uğrayacağım yazıyordu.
06:39
and that I was going to be rapedtecavüz
manyçok timeszamanlar before I diedvefat etti.
119
387800
3456
06:43
By this pointpuan, I have to say,
120
391280
1416
O aşamada, artık böyle
mesajlar almaya alışmıştım.
06:44
I was actuallyaslında gettingalma used
to messagesmesajları like this,
121
392720
2456
Ama bu defa farklı olarak,
06:47
but what becameoldu differentfarklı was that
now they startedbaşladı threateningtehdit my familyaile.
122
395200
4280
ailemi tehdit etmeye başladılar.
Böylece tekrar eşyalarımı topladım,
müziği bıraktım ve Amerika'ya taşındım.
06:52
So oncebir Zamanlar again, I packedpaketlenmiş my suitcasebavul,
I left musicmüzik and I movedtaşındı to the US.
123
400760
5240
06:58
I'd had enoughyeterli.
124
406520
1256
Artık canıma tak etmişti.
06:59
I didn't want to have anything
to do with this anymoreartık.
125
407800
2616
Artık müzikle uğraşmak istemiyordum.
Ve kendi hayalim bile olmayan, sırf
babamın benim için seçtiği bir şey için
07:02
And I was certainlykesinlikle not
going to be killedöldürdü for something
126
410440
2656
07:05
that wasn'tdeğildi even my dreamrüya --
it was my father'sbabanın choiceseçim.
127
413120
2680
öldürülmeye kesinlikle niyetim yoktu.
İşte böyle, bir nevi kaybolmuştum.
07:10
So I kindtür of got lostkayıp.
128
418200
3176
07:13
I kindtür of felldüştü apartayrı.
129
421400
1536
Bölünmüş hissediyordum.
07:14
But I decidedkarar that what I wanted to do
130
422960
2336
Ama ne yapmak istediğime karar verdim
07:17
is spendharcamak the nextSonraki
howeverancak manyçok yearsyıl of my life
131
425320
3336
ve bu da, geriye kaç yıl ömrüm kaldıysa
hepsini, gençleri destekleyerek geçirmek
07:20
supportingDestek younggenç people
132
428680
1656
07:22
and to try to be there in some smallküçük way,
133
430360
2896
ve yapabileceğim ne varsa, her şeyimle
az da olsa ihtiyaçlarında
yanlarında olmaktı.
07:25
whateverher neyse way that I could.
134
433280
1696
07:27
I startedbaşladı volunteeringgönüllü
for variousçeşitli organizationsorganizasyonlar
135
435000
3256
Böylece, Avrupa'daki genç Müslümanlarla
çalışan çeşitli örgütlerde
07:30
that were workingçalışma
with younggenç MuslimsMüslümanlar insideiçeride of EuropeEurope.
136
438280
4640
gönüllü olarak çalışmaya başladım.
Ve bu gençlerin çoğunun acı çektiğini
07:36
And, to my surprisesürpriz, what I foundbulunan was
137
444080
3016
07:39
so manyçok of these younggenç people
were sufferingçile and strugglingmücadele.
138
447120
4480
ve mücadele ettiğini öğrenmek
beni şaşırtmıştı.
Onurlarını ve itibarlarını,
kendi çocuklarının mutluluğundan
07:44
They were facingkarşı so manyçok problemssorunlar
with theironların familiesaileleri and theironların communitiestopluluklar
139
452440
3536
07:48
who seemedgibiydi to carebakım more
about theironların honorOnur and theironların reputationitibar
140
456000
3616
ve hayatlarından çok daha fazla önemseyen
07:51
than the happinessmutluluk
and the liveshayatları of theironların ownkendi kidsçocuklar.
141
459640
2760
aileleriyle ve toplumlarıyla birçok
sorun yaşıyorlardı.
07:55
I startedbaşladı feelingduygu like maybe I wasn'tdeğildi
so aloneyalnız, maybe I wasn'tdeğildi so weirdtuhaf.
142
463760
4000
Belki de o kadar da yalnız ve acayip
olmadığımı hissetmeye başladım.
08:00
Maybe there are more
of my people out there.
143
468280
2320
Belki dışarıda, benim halkım olan
birçok insan vardı.
08:03
The thing is, what mostçoğu people
don't understandanlama
144
471280
2216
Çoğu insanın anlamadığı olay şu ki,
08:05
is that there are so manyçok of us
growingbüyüyen up in EuropeEurope
145
473520
4296
Avrupa'da yetişen ve kendi olma
özgürlüğüne sahip olmayan
08:09
who are not freeücretsiz to be ourselveskendimizi.
146
477840
2416
bizim gibi birçok insan var.
08:12
We're not allowedizin to be who we are.
147
480280
2080
Kendimiz olmamıza izin verilmiyor.
Kendi seçtiğimiz insanlarla evlenmek
08:15
We are not freeücretsiz to marryevlenmek
148
483360
4056
08:19
or to be in relationshipsilişkiler
with people that we chooseseçmek.
149
487440
2936
ya da ilişkiler kurmak gibi bir
özgürlüğümüz yok.
08:22
We can't even pickalmak our ownkendi careerkariyer.
150
490400
1656
Kariyerimizi bile seçemiyoruz.
08:24
This is the normnorm in the MuslimMüslüman
heartlandsHeartlands of EuropeEurope.
151
492080
3776
Avrupa'nın kalbinin attığı yerlerdeki
Müslüman toplumlarında kural böyle.
08:27
Even in the freestHür societiestoplumlar
in the worldDünya, we're not freeücretsiz.
152
495880
3080
Dünyanın en özgür toplumlarında bile,
biz özgür değiliz.
Hayatlarımız, hayallerimiz,
geleceğimiz bize ait değil.
08:31
Our liveshayatları, our dreamsrüyalar, our futuregelecek
does not belongait to us,
153
499640
3896
08:35
it belongsaittir to our parentsebeveyn
and theironların communitytoplum.
154
503560
3256
Ailelerimize ve onların bağlı
oldukları topluluklara ait.
Hiçbirimizin görmediği, görmezden geldiği
08:38
I foundbulunan endlesssonsuz storieshikayeleri of younggenç people
155
506840
3080
08:42
who are lostkayıp to all of us,
156
510880
2895
ama acı çeken, tek başına acı çeken
08:45
who are invisiblegörünmez to all of us
157
513799
1736
birçok gencin hikâyesini duydum.
08:47
but who are sufferingçile,
and they are sufferingçile aloneyalnız.
158
515559
2801
Zorla evliliklere,
08:51
KidsÇocuklar we are losingkaybetme to forcedzorunlu marriagesevlilikler,
to honor-basedonur tabanlı violenceşiddet and abusetaciz.
159
519520
4320
namus yüzünden şiddete ve
istismara kurban verdiğimiz çocuklar.
En sonunda, bu gençlerle birkaç yıl
çalıştıktan sonra fark ettim ki
08:57
EventuallySonunda, I realizedgerçekleştirilen after severalbirkaç
yearsyıl of workingçalışma with these younggenç people,
160
525280
3696
kaçmaya devam edemezdim.
09:01
that I will not be ableyapabilmek to keep runningkoşu.
161
529000
2016
09:03
I can't spendharcamak the restdinlenme of my life
beingolmak scaredkorkmuş and hidinggizleme
162
531040
4656
Hayatımın kalanını korkarak ve
saklanarak geçiremezdim.
Ve gerçekten bir şeyler yapmak
zorunda olduğumu fark ettim.
09:07
and that I'm actuallyaslında
going to have to do something.
163
535720
2440
Aynı zamanda, sessizliğimin,
bizim sessizliğimizin,
09:11
And I alsoAyrıca realizedgerçekleştirilen
that my silenceSessizlik, our silenceSessizlik,
164
539640
3096
09:14
allowsverir abusetaciz like this to continuedevam et.
165
542760
2320
bu gibi istismarların devam etmesine
neden olduğunu fark ettim.
09:18
So I decidedkarar that I wanted to put
my childhoodçocukluk superpowersüper güç to some use
166
546000
4496
Böylece, çocukluk süper gücümü kullanarak,
insanlara bu konuların farklı yönlerini
göstermeye ve ailesi ile ülkesi arasında
09:22
by tryingçalışıyor to make people on the differentfarklı
sidestaraf of these issuessorunlar understandanlama
167
550520
4696
09:27
what it's like to be a younggenç personkişi stucksıkışmış
betweenarasında your familyaile and your countryülke.
168
555240
5120
sıkışmış bir genç olmanın ne demek
olduğunu göstermeye karar verdim.
09:32
So I startedbaşladı makingyapma filmsfilmler,
and I startedbaşladı tellingsöylüyorum these storieshikayeleri.
169
560960
3520
İşte böylece, filmler yapmaya,
bu hikâyeleri anlatmaya başladım.
09:36
And I alsoAyrıca wanted people to understandanlama
the deadlyölümcül consequencessonuçları of us
170
564880
4416
Ve aynı zamanda, insanların,
bu sorunları ciddiye almamalarının
doğurabileceği ölümcül sonuçları
anlamalarını istedim.
09:41
not takingalma these problemssorunlar seriouslycidden mi.
171
569320
2080
09:44
So the first filmfilm I madeyapılmış was about BanazBanaz.
172
572000
2360
Böylece, yaptığım ilk film
Banaz hakkında oldu.
09:47
She was a 17-year-old-yaşında
KurdishKürt girlkız in LondonLondra.
173
575440
3240
Banaz, 17 yaşında, Londra'da
bir Kürt kızı.
09:51
She was obedientitaatkar, she did
whateverher neyse her parentsebeveyn wanted.
174
579520
2800
Uysal, itaatkâr bir genç kız olarak,
anne babası ne istediyse yaptı.
09:54
She trieddenenmiş to do everything right.
175
582840
2416
Her şeyi doğru yapmak için
elinden geleni yaptı.
09:57
She marriedevli some guy
that her parentsebeveyn choseseçti for her,
176
585280
2616
Ailesinin onun için seçtiği
biriyle evlendi,
09:59
even thoughgerçi he beatdövmek
and rapedtecavüz her constantlysürekli.
177
587920
2960
bu adam onu sürekli dövüp
tecavüz ettiği hâlde.
Ve yardım için
ailesine gittiğinde ailesi ona:
10:03
And when she trieddenenmiş to go
to her familyaile for help, they said,
178
591880
2816
"Geri dön ve daha iyi
bir eş olmaya çalış" dediler.
10:06
"Well, you got to go back
and be a better wifekadın eş."
179
594720
2256
Çünkü ellerinde boşanmış,
dul bir kızları olsun istemediler.
10:09
Because they didn't want
a divorcedboşanmış daughterkız evlat on theironların handseller
180
597000
2816
10:11
because, of coursekurs, that would
bringgetirmek dishonoronursuzluk on the familyaile.
181
599840
2960
Çünkü bu, elbette, ailelerinin
onuruna leke getirirdi.
Onu öylesine kötü şekilde
dövdüler ki, kulaklarından kan geldi
10:15
She was beatendövülmüş so badlykötü
her earskulaklar would bleedtaşma payı,
182
603680
2600
ve nihayetinde onları terkedip
kendi seçtiği ve âşık olduğu
10:19
and when she finallyen sonunda left
and she foundbulunan a younggenç man that she choseseçti
183
607200
5096
10:24
and she felldüştü in love with,
184
612320
1816
genç bir adam buldu.
10:26
the communitytoplum and the familyaile foundbulunan out
185
614160
2256
Toplum ve ailesi bunu öğrendi.
Ve Banaz ortadan kayboldu.
10:28
and she disappearedkayboldu.
186
616440
1400
10:30
She was foundbulunan threeüç monthsay latersonra.
187
618440
1840
Üç ay sonra onu bulduklarında,
10:33
She'dOnun böyle birşey yapacağını been stuffeddolma into a suitcasebavul
and buriedgömülü underneathaltında the houseev.
188
621200
4120
bir bavula sıkıştırılmış
ve bir evin altına gömülmüştü.
Onu boğmuşlar ve öldürene dek dövmüşlerdi.
10:40
She had been strangledboğularak öldürüldü,
she had been beatendövülmüş to deathölüm
189
628040
3520
Üç adam, üç kuzeni, babasının ve
amcasının emriyle yapmıştı bunları.
10:44
by threeüç menerkekler, threeüç cousinskuzenler,
on the ordersemirler of her fatherbaba and uncleamca dayı.
190
632760
4520
10:49
The addedkatma tragedytrajedi of Banaz'sBanaz'ın storyÖykü
191
637960
2176
Banaz'ın öyküsünün acısını katlayan ise,
10:52
is that she had gonegitmiş to the policepolis
in Englandİngiltere fivebeş timeszamanlar askingsormak for help,
192
640160
5896
İngiltere'de, beş kez polise gidip
yardım istemesiydi.
Onlara, "ailem beni öldürecek" demişti.
10:58
tellingsöylüyorum them that she was
going to be killedöldürdü by her familyaile.
193
646080
3056
Polis ona inanmadı
ve hiçbir şey yapmadılar.
11:01
The policepolis didn't believe her
so they didn't do anything.
194
649160
2880
Ve buradaki sorun şu ki,
11:05
And the problemsorun with this
195
653080
1256
11:06
is that not only are so manyçok of our kidsçocuklar
facingkarşı these problemssorunlar
196
654360
4376
bu gençlerin, çocuklarımızın
çoğu sadece aileleriyle
11:10
withiniçinde theironların familiesaileleri
and withiniçinde theironların families'ailelerin communitiestopluluklar,
197
658760
3096
ve bağlı oldukları topluluklarla
sorun yaşamıyorlar,
11:13
but they're alsoAyrıca meetingtoplantı misunderstandingsyanlış anlamalara
198
661880
3640
onlar yetişip büyüdükleri ülkelerde de
yanlış anlamalara ve ilgisizliğe
maruz kalıyorlar.
11:18
and apathyilgisizlik in the countriesülkeler
that they growbüyümek up in.
199
666640
3520
Aileleri onlara ihanet
ettiğinde, dönüp bize bakıyorlar
11:23
When theironların ownkendi familiesaileleri betrayihanet them,
they look to the restdinlenme of us,
200
671640
4696
ve biz onları anlamadığımızda,
11:28
and when we don't understandanlama,
201
676360
2056
onları kaybetmiş oluyoruz.
11:30
we losekaybetmek them.
202
678440
1200
İşte bu filmi yaparken,
birçok kişi bana gelip,
11:33
So while I was makingyapma this filmfilm,
severalbirkaç people said to me,
203
681120
3176
"Deeyah biliyorsun,
bu onların kültüründe var,
11:36
"Well, DeeyahDeeyah, you know,
this is just theironların culturekültür,
204
684320
2536
11:38
this is just what those people
do to theironların kidsçocuklar
205
686880
2191
bu insanlar çocuklarına böyle yapıyor
11:41
and we can't really interferekarışmak."
206
689095
1560
ve buna karışamayız."
Sizi temin ederim ki,
benim kültürüm katledilmek değil.
11:43
I can assuresağlamak you
beingolmak murderedöldürülmüş is not my culturekültür.
207
691880
3200
Gerçekten değil.
11:48
You know?
208
696280
1216
Ve benim gibi görünen insanlar,
11:49
And surelyelbette people who look like me,
209
697520
1696
benle benzer geçmişi olan genç kadınlar,
11:51
younggenç womenkadınlar who come
from backgroundsarka like me,
210
699240
2496
ülkedeki herkesle aynı haklara,
aynı korumaya
11:53
should be subjectkonu to the sameaynı rightshaklar,
the sameaynı protectionskorumaları
211
701760
4096
sahip olmalıdır, öyle değil mi?
Neden olmasınlar?
11:57
as anybodykimse elsebaşka in our countryülke, why not?
212
705880
3000
Bu yüzden, bir sonraki filmde,
Avrupa'daki bazı genç
12:02
So, for my nextSonraki filmfilm,
I wanted to try and understandanlama
213
710360
4736
12:07
why some of our younggenç
MuslimMüslüman kidsçocuklar in EuropeEurope
214
715120
2856
Müslümanların neden aşırılığa
ve şiddete çekildiğini anlamak
ve anlatmak istedim.
12:10
are drawnçekilmiş to extremismaşırılık and violenceşiddet.
215
718000
2080
Ama bu konuda,
12:12
But with that topickonu,
216
720880
1256
en kötü korkumla yüzleşmem gerekecekti:
12:14
I alsoAyrıca recognizedtanınan that I was going
to have to faceyüz my worsten kötü fearkorku:
217
722160
3160
Sakallı, kahverengi adamlar.
12:19
the brownkahverengi menerkekler with beardssakalları.
218
727040
1600
12:22
The sameaynı menerkekler, or similarbenzer menerkekler,
219
730880
2816
Aynı adamlar veya benzerleri,
12:25
to the onesolanlar that have houndedpeşindeydi me
for mostçoğu of my life.
220
733720
2800
hayatımın çoğunda bir hayalet gibi
beni kovalayan adamlarla aynı.
Hayatımın çoğunu onlardan
korkarak geçirdiğim adamlar.
12:29
MenErkekler that I've been afraidkorkmuş of
mostçoğu of my life.
221
737560
2696
12:32
MenErkekler that I've alsoAyrıca deeplyderinden dislikedSevmediği,
222
740280
2856
En derinden nefret ettiğim,
yıllardır hoşlanmadığım adamlar.
12:35
for manyçok, manyçok yearsyıl.
223
743160
1440
12:37
So I spentharcanmış the nextSonraki two yearsyıl
interviewinggörüşme convictedsuçlu terroriststeröristler,
224
745160
3976
Böylece iki sene boyunca,
hükümlü teröristlerle,
12:41
jihadiscihatçı and formereski extremistsaşırılık.
225
749160
2496
cihatçılarla ve eski aşırıcılarla
görüşme yaptım.
12:43
What I alreadyzaten knewbiliyordum,
what was very obviousaçık alreadyzaten,
226
751680
3336
Önceden de bildiğim,
hâlihazırda apaçık olan şey,
12:47
was that religiondin, politicssiyaset,
Europe'sAvrupa'nın colonialsömürge baggagebagaj,
227
755040
5176
din, siyaset, Avrupa'nın sömürge yükünün
ve Batı'nın yabancı politikasında
son yıllardaki hatalarının
12:52
alsoAyrıca WesternWestern foreignyabancı policypolitika
failuresarızaları of recentson yearsyıl,
228
760240
4256
12:56
were all a partBölüm of the pictureresim.
229
764520
1480
bu resmin bir parçası olmasıydı.
12:58
But what I was more interestedilgili
in findingbulgu out was what are the humaninsan,
230
766520
3256
Ama öğrenmeyi asıl istediğim şey,
bu bazı gençlerin,
bu tür gruplara yatkın olmasındaki
13:01
what are the personalkişisel reasonsnedenleri
231
769800
1576
13:03
why some of our younggenç people
are susceptibleduyarlı to groupsgruplar like this.
232
771400
4320
insani ve kişisel nedenlerdi.
Ve beni asıl şaşırtan da,
bulduğum yaralı insanlardı.
13:09
And what really surprisedşaşırmış me
was that I foundbulunan woundedyaralı humaninsan beingsvarlıklar.
233
777000
4360
Aradığım ve bulmayı umduğum
13:15
InsteadBunun yerine of the monsterscanavarlar
that I was looking for,
234
783760
2456
13:18
that I was hopingumut to find --
235
786240
1376
canavarların yerine,
13:19
quiteoldukça franklyaçıkçası because
it would have been very satisfyingtatmin edici --
236
787640
3136
- açık söylemek gerekirse
öylesi daha tatmin edici olurdu -
kırgın insanlar buldum.
13:22
I foundbulunan brokenkırık people.
237
790800
1600
Tıpkı Banaz gibi,
13:25
Just like BanazBanaz,
238
793520
1496
13:27
I foundbulunan that these younggenç menerkekler
were tornyırtık apartayrı
239
795040
3256
bu genç adamların,
aileleri ile doğdukları
ülkeleri arasındaki
13:30
from tryingçalışıyor to bridgeköprü the gapsboşluklar
240
798320
2536
boşlukları doldurmaya çalışırken
parçalandıklarını gördüm.
13:32
betweenarasında theironların familiesaileleri
and the countriesülkeler that they were borndoğmuş in.
241
800880
3480
13:37
And what I alsoAyrıca learnedbilgili
is that extremistaşırı groupsgruplar, terroristterörist groupsgruplar
242
805720
3376
Ve ayrıca, aşırıcı grupların,
terör örgütlerinin
genç insanların bu duygularından
faydalandığını,
13:41
are takingalma advantageavantaj
of these feelingsduygular of our younggenç people
243
809120
3456
ve - alay edermiş gibi - bunları şiddete
dönüştürdüğünü gördüm.
13:44
and channelingkanalize that -- cynicallycynically --
channelingkanalize that towardkarşı violenceşiddet.
244
812600
3856
"Bize katıl," diyorlardı.
13:48
"Come to us," they say.
245
816480
1576
13:50
"RejectReddet bothher ikisi de sidestaraf,
your familyaile and your countryülke
246
818080
2976
"İki tarafı da reddet, aileni ve ülkeni,
çünkü onlar seni reddetti.
13:53
because they rejectReddet you.
247
821080
1656
13:54
For your familyaile, theironların honorOnur
is more importantönemli than you
248
822760
3096
Ailen için, onurları senden önemli,
ülken için ise,
13:57
and for your countryülke,
249
825880
1256
gerçek bir Norveçli, İngiliz veya Fransız
daima beyaz olacak, sen ise asla."
13:59
a realgerçek NorwegianNorveç dili, BritBrit or a FrenchFransızca personkişi
will always be whitebeyaz and never you."
250
827160
5880
Gençlerimize ayrıca, yanıp
tutuştukları şeyleri vaat ediyorlardı:
14:06
They're alsoAyrıca promisingumut verici our younggenç people
the things that they craveyalvarmak:
251
834040
3456
14:09
significanceönem, heroismkahramanlık,
a senseduyu of belongingait and purposeamaç,
252
837520
4336
Önemli olmak, kahramanlık,
aidiyet ve amaç duyguları,
14:13
a communitytoplum that lovessever and acceptskabul eder them.
253
841880
2400
onları kabul eden ve seven bir topluluk.
14:17
They make the powerlessgüçsüz feel powerfulgüçlü.
254
845200
2936
Güçsüzleri güçlüymüş gibi
hissettiriyorlar.
Görünmez, duyulmaz olanlar
görünür, duyulur oluyor.
14:20
The invisiblegörünmez and the silentsessiz
are finallyen sonunda seengörüldü and heardduymuş.
255
848160
4880
14:27
This is what they're doing
for our younggenç people.
256
855120
2536
Gençlerimize yaptıkları şey bu.
14:29
Why are these groupsgruplar doing this
for our younggenç people and not us?
257
857680
3840
Neden bu tür gruplar bunları gençlerimize
yapıyor, neden bize değil?
14:34
The thing is,
258
862760
1576
Benim burada yapmaya çalıştığım,
14:36
I'm not tryingçalışıyor to justifyhaklı çıkarmak
259
864360
3336
herhangi bir şiddet türüne
14:39
or excusebahane any of the violenceşiddet.
260
867720
3736
kılıf uydurmak, onu haklı
göstermek değil.
14:43
What I am tryingçalışıyor to say
is that we have to understandanlama
261
871480
3576
Söylemeye çalıştığım şey,
anlamak zorunda olduğumuz şey,
neden bazı gençlerimize
bunların cazip geldiği.
14:47
why some of our younggenç people
are attractedçekti to this.
262
875080
3160
Size bir şey daha göstermek
isterim, aslında.
14:51
I would like to alsoAyrıca showgöstermek you, actuallyaslında --
263
879680
2336
14:54
these are childhoodçocukluk photosfotoğraflar
of some of the guys in the filmfilm.
264
882040
3280
Bunlar, filmdeki bazı gençlerin
çocukluk fotoğrafları.
Beni en çok etkileyen de,
onların çoğunun,
14:59
What really struckvurdu me
is that so manyçok of them --
265
887240
2960
15:02
I never would have thought this --
266
890960
1656
- bunu asla düşünmemiştim ama -
onların çoğunun,
15:04
but so manyçok of them
have absentyok or abusivekötü niyetli fathersbabalar.
267
892640
3320
ortalıktan kaybolmuş veya kötü
muamele eden babaları var.
Ve bu gençlerin birçoğu,
15:08
And severalbirkaç of these younggenç guys
268
896800
1936
15:10
endedbitti up findingbulgu caringsempatik
and compassionateşefkatli fatherbaba figuresrakamlar
269
898760
4136
bu aşırılıkçı gruplarda,
hasretini çektikleri
baba figürlerini buluyorlar.
15:14
withiniçinde these extremistaşırı groupsgruplar.
270
902920
1600
Ve ırkçı gaddarlığa
maruz kalan erkeklerin,
15:17
I alsoAyrıca foundbulunan menerkekler
brutalizeddönünce by racistırkçı violenceşiddet,
271
905920
3160
mağdur hissetmeyi bırakıp
kendileri şiddet uygulayan hâle gelecek
bir yol bulduklarını öğrendim.
15:21
but who foundbulunan a way
to stop feelingduygu like victimskurbanlar
272
909800
2256
15:24
by becomingolma violentşiddetli themselveskendilerini.
273
912080
1496
15:25
In factgerçek, I foundbulunan something,
to my horrorkorku, that I recognizedtanınan.
274
913600
5296
Aslında, beni korkutan
bir şey de fark ettim.
15:30
I foundbulunan the sameaynı feelingsduygular that I feltkeçe
as a 17-year-old-yaşında as I fledkaçtı from NorwayNorveç.
275
918920
6320
17 yaşında, Norveç'ten kaçarken
hissettiğim duyguların aynılarını gördüm.
15:38
The sameaynı confusionkarışıklık, the sameaynı sorrowüzüntü,
276
926160
3376
Aynı kafa karışıklığı, aynı acı,
15:41
the sameaynı feelingduygu of beingolmak betrayedihanet
277
929560
3480
aynı aldatılmışlık hissi
15:46
and not belongingait to anyonekimse.
278
934760
1600
ve kimseye ait olamama hissi.
Aynı kaybolmuşluk ve kültürler arasında
bölünmüşlük hissi.
15:50
The sameaynı feelingduygu of beingolmak lostkayıp
and tornyırtık betweenarasında cultureskültürler.
279
938560
3120
15:54
HavingSahip said that,
I did not chooseseçmek destructionimha,
280
942760
2536
Bunu söylüyorum ama,
ben yıkımı değil,
15:57
I choseseçti to pickalmak up a camerakamera
insteadyerine of a guntabanca.
281
945320
2736
elime bir tabanca yerine,
bir kamera almayı tercih ettim.
16:00
And the reasonneden I did that
is because of my superpowersüper güç.
282
948080
3336
Ve bunu yapmamın nedeni,
işte bu süper gücümdü.
Cevabın şiddet değil,
anlayış olduğunu görebiliyordum.
16:03
I could see that understandinganlayış
is the answerCevap, insteadyerine of violenceşiddet.
283
951440
4896
İnsanları biz ve onlar,
16:08
SeeingGörmek humaninsan beingsvarlıklar
284
956360
1696
16:10
with all theironların virtueserdemleri and all theironların flawskusurları
285
958080
3736
düşmanlar ve kurbanlar
olarak ayırmak yerine,
onları erdemleri ve kusurlarıyla
kabul etmek olduğunu.
16:13
insteadyerine of continuingdevam ediyor the caricatureskarikatürler:
286
961840
1856
16:15
the us and them, the villainskötü adamlar and victimskurbanlar.
287
963720
2656
Ayrıca, sonunda şunu da anladım ki
16:18
I'd alsoAyrıca finallyen sonunda
come to termsşartlar with the factgerçek
288
966400
2096
16:20
that my two cultureskültürler
didn't have to be on a collisionçarpışma coursekurs
289
968520
3656
iki kültürümün
çarpışma rotasında olmasına gerek yoktu.
16:24
but insteadyerine becameoldu a spaceuzay
where I foundbulunan my ownkendi voiceses.
290
972200
3120
Onlar, kendi sesimi
bulduğum bir evren olabilirdi.
Bir taraf seçmek zorundaymışım
hissini bir kenara bıraktım
16:27
I stoppeddurduruldu feelingduygu
like I had to pickalmak a sideyan,
291
975840
2736
16:30
but this tookaldı me manyçok, manyçok yearsyıl.
292
978600
2080
ama bunu yapmak uzun yıllarımı aldı.
Bugün birçok genç insan,
16:33
There are so manyçok
of our younggenç people todaybugün
293
981640
2016
aynı sorunlarla boğuşuyor
16:35
who are strugglingmücadele with these sameaynı issuessorunlar,
294
983680
2016
16:37
and they're strugglingmücadele with this aloneyalnız.
295
985720
2000
ve bununla yalnız başlarına
mücadele ediyorlar.
Ve bu onlarda açık yaralar bırakıyor.
16:41
And this leavesyapraklar them openaçık like woundsyaralar.
296
989440
2640
16:44
And for some, the worldviewdünya görüşü
of radicalradikal IslamIslam
297
992560
3056
Ve bazıları için, radikal İslam'ın
dünya görüşü
16:47
becomesolur the infectionenfeksiyon
that festersirinleniyor in these openaçık woundsyaralar.
298
995640
3360
bu açık yaralardan
içeri sızan enfeksiyona dönüşüyor.
Bu konuda Afrikalı bir deyiş vardır:
16:53
There's an AfricanAfrika proverbatasözü that saysdiyor,
299
1001160
3000
16:57
"If the younggenç are not
initiatedbaşlatılan into the villageköy,
300
1005960
3016
"Eğer gençleri köye kabul etmezseniz,
17:01
they will burnyanmak it down
just to feel its warmthSıcaklık."
301
1009000
2760
onlar da sıcaklığını hissedebilmek için
köyü yakarlar."
17:05
I would like to asksormak --
302
1013240
1480
Şunu sormak istiyorum --
Müslüman aileler ve
Müslüman topluluklar,
17:07
to MuslimMüslüman parentsebeveyn and MuslimMüslüman communitiestopluluklar,
303
1015640
2536
çocuklarınızı, beklentilerinizi
karşılamalarına zorlamadan
17:10
will you love and carebakım for your childrençocuklar
304
1018200
2416
17:12
withoutolmadan forcingzorlama them
to meetkarşılamak your expectationsbeklentileri?
305
1020640
2776
sevip şefkat gösterecek misiniz?
17:15
Can you chooseseçmek them insteadyerine of your honorOnur?
306
1023440
2440
Onurunuz yerine onları seçebilir misiniz?
Onurunuzu mutluluklarından öncelediğinizde
17:18
Can you understandanlama
why they're so angrykızgın and alienatedyabancılaşmış
307
1026400
3015
17:21
when you put your honorOnur
before theironların happinessmutluluk?
308
1029440
2320
neden kızıp dışlanmış hissettiklerini
anlayabiliyor musunuz?
Çocuğunuzun arkadaşı
olmayı deneyebilir misiniz?
17:24
Can you try to be a friendarkadaş to your childçocuk
309
1032520
2576
17:27
so that they can trustgüven you
310
1035119
1777
Böylece size güvenebilsinler
17:28
and want to sharepay with you
theironların experiencesdeneyimler,
311
1036920
2295
ve tecrübelerini başka yerlerle değil,
sizinle paylaşmak istesinler.
17:31
ratherdaha doğrusu than havingsahip olan
to seekaramak it somewherebir yerde elsebaşka?
312
1039240
2240
17:34
And to our younggenç people
temptedcazip by extremismaşırılık,
313
1042359
3081
Ve aşırıcılığa kapılan
gençlerimize sormak istiyorum.
17:38
can you acknowledgekabul
that your rageöfke is fueledyakıtlı by painAğrı?
314
1046680
3640
Acınızın, öfkenizi ateşleyen yakıt
olduğunun farkında mısınız?
17:43
Will you find the strengthkuvvet
to resistdirenmek those cynicalalaycı oldeski menerkekler
315
1051640
3416
Kendi çıkarları için
kanınızı kullanmak isteyen
bu yaşlı iki yüzlü adamlara
karşı koyacak gücü bulacak mısınız?
17:47
who want to use your bloodkan
for theironların ownkendi profitskar?
316
1055080
3200
Yaşamanın bir yolunu bulabilir misiniz?
17:51
Can you find a way to livecanlı?
317
1059040
1920
En tatlı intikamın, mutlu ve özgür bir
17:53
Can you see that the sweetesttatlı revengeintikam
318
1061880
2256
17:56
is for you to livecanlı
a happymutlu, fulltam and freeücretsiz life?
319
1064160
3456
hayat sürmeniz olduğunu görebilir misiniz?
17:59
A life definedtanımlanmış by you and nobodykimse elsebaşka.
320
1067640
2360
Başkalarının değil sadece
sizin tanımladığınız bir hayat.
18:02
Why do you want to becomeolmak
just anotherbir diğeri deadölü MuslimMüslüman kidçocuk?
321
1070560
3680
Neden başka bir ölü Müslüman genç
olmak istiyorsunuz?
Ve kalanımız için, ne zaman
gençlerimizi dinlemeye başlayacağız?
18:07
And for the restdinlenme of us, when will we startbaşlama
listeningdinleme to our younggenç people?
322
1075080
4160
18:12
How can we supportdestek them
323
1080520
1256
Acılarını, daha yapıcı
bir şekilde yönlendirmek için
18:13
in redirectingyeniden yönlendirme theironların painAğrı
into something more constructiveyapıcı?
324
1081800
3960
nasıl destekleyebiliriz?
18:18
They think we don't like them.
325
1086760
1456
Onları sevmiyoruz sanıyorlar.
18:20
They think we don't carebakım
what happensolur to them.
326
1088240
2776
Onlara ne olacağını
umursamadığımızı düşünüyorlar.
Onları kabul etmediğimizi düşünüyorlar.
18:23
They think we don't acceptkabul etmek them.
327
1091040
1776
18:24
Can we find a way
to make them feel differentlyfarklı olarak?
328
1092840
2720
Onlara farklı hissettirecek
bir yol bulabilir miyiz?
18:29
What will it take for us
to see them and noticeihbar them
329
1097280
2936
Onlar şiddetin bir mağduru
veya faili olmadan önce,
18:32
before they becomeolmak eitherya the victimskurbanlar
or the perpetratorsfailleri of violenceşiddet?
330
1100240
4936
onları görmemizi, fark etmemizi
ne sağlayacak?
Onları önemseyebilir,
kendimizden biri gibi görebilir miyiz?
18:37
Can we make ourselveskendimizi carebakım about them
and considerdüşünmek them to be our ownkendi?
331
1105200
3576
18:40
And not just be outragedçileden when the victimskurbanlar
of violenceşiddet look like ourselveskendimizi?
332
1108800
4856
Ve bize benzemeyen şiddet mağdurları
için de öfkelenebilecek miyiz?
18:45
Can we find a way to rejectReddet hatredkin
and healiyileşmek the divisionsbölümler betweenarasında us?
333
1113680
5016
Nefreti reddedecek ve aramızdaki ayrımı
iyileştirecek bir yöntem bulabilir miyiz?
18:50
The thing is we cannotyapamam affordparası yetmek
to give up on eachher other or on our kidsçocuklar,
334
1118720
3976
Mesele şu ki, birbirimizden veya
çocuklarımızdan vazgeçmeyi göze alamayız,
onlar bizden vazgeçmiş bile olsa.
18:54
even if they'veonlar ettik givenverilmiş up on us.
335
1122720
2136
18:56
We are all in this togetherbirlikte.
336
1124880
2176
Bu işte hep beraberiz.
18:59
And in the long termterim, revengeintikam and violenceşiddet
will not work againstkarşısında extremistsaşırılık.
337
1127080
5480
Ve uzun vadede, intikam ve
şiddet aşırılıkçılara karşı işe yaramaz.
19:05
TerroristsTeröristler want us
to huddlearkadaşlarının yanına in our housesevler in fearkorku,
338
1133480
3776
Teröristler kapılarımızı ve
kalplerimizi kapatarak
korkuyla evlerimize tıkışmamızı istiyor.
19:09
closingkapanış our doorskapılar and our heartskalpler.
339
1137280
2176
19:11
They want us to teargözyaşı openaçık
more woundsyaralar in our societiestoplumlar
340
1139480
3816
Toplumlarımızda daha fazla yara açarak
enfeksiyonlarını daha geniş ölçüde
yaymak istiyorlar.
19:15
so that they can use them
to spreadYAYILMIŞ theironların infectionenfeksiyon more widelygeniş ölçüde.
341
1143320
3536
19:18
They want us to becomeolmak like them:
342
1146880
2696
Onlar gibi olmamızı istiyorlar:
19:21
intoleranthoşgörüsüz, hatefulnefret dolu and cruelacımasız.
343
1149600
2240
Anlayışsız, nefret dolu ve vahşi.
19:26
The day after the ParisParis attackssaldırılar,
344
1154200
2456
Paris saldırılarından sonraki gün,
bir arkadaşım bana kızının
bu fotoğrafını gönderdi.
19:28
a friendarkadaş of mineMayın
sentgönderilen this photoFotoğraf of her daughterkız evlat.
345
1156680
3400
Beyaz bir kız ve Arap bir kız.
19:32
This is a whitebeyaz girlkız and an ArabArap girlkız.
346
1160800
2456
19:35
They're besten iyi friendsarkadaşlar.
347
1163280
1200
Onlar iki dost.
19:37
This imagegörüntü is the kryptonitekriptonit
for extremistsaşırılık.
348
1165120
3480
Bu görüntü, aşırılıkçılar için
bir kriptonit.
Bu iki küçük kız, süper güçleriyle bize,
19:43
These two little girlskızlar
with theironların superpowerssüper güçler
349
1171240
3056
19:46
are showinggösterme the way forwardileri
350
1174320
1496
birlikte inşa etmemiz gereken
19:47
towardskarşı a societytoplum
that we need to buildinşa etmek togetherbirlikte,
351
1175840
3400
toplumu gösteriyor.
19:52
a societytoplum that includesiçerir and supportsdestekler,
352
1180120
3320
Çocuklarımızı reddetmeyen
19:56
ratherdaha doğrusu than rejectsreddeder our kidsçocuklar.
353
1184480
2200
kapsayıcı ve destekleyici bir toplum.
Dinlediğiniz için çok teşekkürler.
19:59
Thank you for listeningdinleme.
354
1187960
1336
20:01
(ApplauseAlkış)
355
1189320
8992
(Alkışlar)
Translated by Sebnem Kinaci
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Deeyah Khan - Filmmaker
Deeyah Khan is working to create intercultural dialogue and understanding by confronting the world's most complex and controversial topics.

Why you should listen

Deeyah Khan is an Emmy and Peabody award-winning documentary film director and founder of Fuuse, a media and arts company that puts women, people from minorities and third-culture kids at the heart of telling their own stories. In 2016, Khan became the first UNESCO Goodwill Ambassador for artistic freedom and creativity. She has received many honors for her work supporting freedom of expression, human rights and peace, including the Ossietzky Prize, the University of Oslo's Human Rights Award and the Peer Gynt Prize from the Parliament of Norway.

Born in Norway to immigrant parents of Pashtun and Punjabi ancestry, Khan's experience of living between different cultures, both the beauty and the challenges, shapes her artistic vision. Her 2012 multi-award winning documentary, Banaz: A Love Story, chronicles the life and death of Banaz Mahmod, a young British Kurdish woman murdered by her family in a so-called honor killing. Khan's second film, the Grierson and Bafta award-nominated Jihad, involved two years of interviews and filming with Islamic extremists, convicted terrorists and former jihadis. One of Fuuse's recent initiatives, born of Deeyah’s own experiences, is sister-hood, a digital magazine and series of live events spotlighting the voices of women of Muslim heritage. Khan has also produced a number of critically acclaimed albums, including Listen to the Banned, a compilation that brought together musicians from around the world who have been subject to persecution, 'censorship and imprisonment.

The focus of Khan's work and access to voices that are often overlooked and misunderstood has led to increasing demand as a speaker at international human rights events and platforms including the United Nations. She was described by The Times of London thus: "To say Deeyah Khan is an inspiration is an understatement. She is one of the bravest, most indomitable women … facing down bullies and extremists with intelligence and unflinching spirit."

(Photo: Geir Dokken)

More profile about the speaker
Deeyah Khan | Speaker | TED.com