ABOUT THE SPEAKER
Bill Clinton - Activist
Through his William J. Clinton Foundation, former US President Bill Clinton has become a vital and innovative force for world change. He works in four critical areas: health, economic empowerment, citizen service, and reconciliation.

Why you should listen

Elected President of the United States in 1992 and again in 1996, Bill Clinton left office determined to continue his life of service -- to build the kind of world he wants to hand down to his daughter. His William J. Clinton Foundation is focused on four critical areas: health security, with an emphasis on HIV/AIDS; economic empowerment; leadership development and citizen service; and racial, ethnic and religious reconciliation.

Foundation projects include working with pharmaceutical companies to lower the costs of medicines to needy areas, and, through his Clinton Foundation HIV/AIDS Initiative (CHAI), developing an innovative health care system that can be successful and sustainable throughout the developing world. His Clinton Global Initiative brings together world leaders to discuss the world's most pressing challenges.

In 2015, The Clinton Development Initiative partnered with Visa to help Rwandan farmers conduct business digitally, increasing their financial security and economic empowerment. 

Keep up with other updates and news from the Clinton Foundation here

More profile about the speaker
Bill Clinton | Speaker | TED.com
TED2007

Bill Clinton: My wish: Rebuilding Rwanda

Bill Clinton, Ruanda'nın yeniden inşaası üzerine

Filmed:
933,889 views

2007 TED Ödülü'nü alan Bill Clinton, Ruanda'ya -- ve dünyanın geri kalanına -- sağlık hizmetlerinin ulaştırılması için yardıma çağırıyor.
- Activist
Through his William J. Clinton Foundation, former US President Bill Clinton has become a vital and innovative force for world change. He works in four critical areas: health, economic empowerment, citizen service, and reconciliation. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:25
I thought in gettingalma up to my TEDTED wishdilek
0
0
6000
TED dileğim üzerinde düşünürken,
00:31
I would try to beginbaşla by puttingkoyarak in perspectiveperspektif what I try to do
1
6000
7000
kendi çalışmalarımı bir perspektifte değerlendirip,
00:38
and how it fitsnöbetleri with what they try to do.
2
13000
4000
TED'in çalışmalarıyla nasıl örtüştüğünden yola çıkmak istedim.
00:42
We livecanlı in a worldDünya that everyoneherkes knowsbilir is interdependentbirbirine bağlı,
3
17000
5000
Hepimizin bildiği gibi, birbirine bağımlı fakat
00:47
but insufficientyetersiz in threeüç majormajör waysyolları.
4
22000
6000
üç temel noktada yetersiz kalmış bir dünyada yaşıyoruz.
00:53
It is, first of all, profoundlyderinden unequaleşitsiz:
5
28000
3000
İlk olarak, dünyada çok derin eşitsizlikler var.
00:56
halfyarım the world'sDünyanın en people still livingyaşam on lessaz than two dollarsdolar a day;
6
31000
4000
Dünya nüfusunun yarısı günde iki doların altında bir gelirle yaşıyor.
01:00
a billionmilyar people with no accesserişim to cleantemiz waterSu;
7
35000
2000
Bir milyar kişinin temiz su kaynaklarına erişimi yok.
01:02
two and a halfyarım billionmilyar no accesserişim to sanitationsanitasyon;
8
37000
3000
İki buçuk milyar insan sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor.
01:05
a billionmilyar going to bedyatak hungry everyher night;
9
40000
2000
Bir milyar kişi her gece aç yatıyor.
01:07
one in fourdört deathsölümler everyher yearyıl from AIDSAIDS, TBTB, malariasıtma
10
42000
5000
Yılda her dört ölümden birinin sebebi AIDS, verem, sıtma ve
01:12
and the varietyvaryete of infectionsenfeksiyonlar associatedilişkili with dirtykirli waterSu --
11
47000
4000
kirli sulardan kaynaklanan çeşitli enfeksiyonlar --
01:16
80 percentyüzde of them underaltında fivebeş yearsyıl of ageyaş.
12
51000
3000
bu hastalıklardan ölenlerin yüzde 80'i beş yaşın altındaki çocuklar.
01:19
Even in wealthyzengin countriesülkeler it is commonortak now to see inequalityeşitsizlik growingbüyüyen.
13
54000
6000
Bugün artık refaha kavuşmuş ülkelerde bile eşitsizliğin büyüdüğüne tanık oluyoruz.
01:25
In the UnitedAmerika StatesBirleşik, sincedan beri 2001 we'vebiz ettik had fivebeş yearsyıl of economicekonomik growthbüyüme,
14
60000
5000
ABD'de, 2001 yılından beri beş yıl boyunca ekonomimiz büyüdü,
01:30
fivebeş yearsyıl of productivityverimlilik growthbüyüme in the workplaceiş yeri,
15
65000
3000
beş yıl boyunca iş yerlerinde üretim arttı.
01:33
but medianmedyan wagesücret are stagnantDurgun and the percentageyüzde of workingçalışma familiesaileleri
16
68000
4000
Fakat orta düzey maaşlar değişmedi. Üstelik yoksulluk sınırının altındaki
01:37
droppingbırakarak belowaltında the povertyyoksulluk linehat is up by fourdört percentyüzde.
17
72000
4000
çalışan ailelerin sayısı yüzde 4 arttı.
01:41
The percentageyüzde of workingçalışma familiesaileleri withoutolmadan healthsağlık carebakım up by fourdört percentyüzde.
18
76000
4000
Sağlık sigortası olmadan çalışan ailelerin sayısı da yüzde dört arttı.
01:45
So this interdependentbirbirine bağlı worldDünya whichhangi has been prettygüzel good to mostçoğu of us --
19
80000
4000
Çoğumuza pek iyi gelen bu birbirine bağımlı dünya -- zaten hepimiz
01:49
whichhangi is why we're all here in NorthernKuzey CaliforniaCalifornia doing what we do
20
84000
4000
bu yüzden Kuzey Kaliforniya'da toplandık, para kazanıyoruz,
01:53
for a livingyaşam, enjoyingkeyfi this eveningakşam -- is profoundlyderinden unequaleşitsiz.
21
88000
5000
güzel bir akşam geçiriyoruz -- dediğim gibi son derece adaletsizdir.
01:58
It is alsoAyrıca unstablekararsız.
22
93000
3000
Dünyada aynı zamanda istikrar da yok.
02:01
UnstableKararsız because of the threatstehditler of terrorterör,
23
96000
4000
Terör tehditleri, kitle imha silahları,
02:05
weaponssilahlar of masskitle destructionimha, the spreadYAYILMIŞ of globalglobal diseasehastalık
24
100000
3000
hastalıkların küresel çapta yayılması yüzünden istikrarsız;
02:08
and a senseduyu that we are vulnerablesavunmasız to it in a way that we weren'tdeğildi not so manyçok yearsyıl agoönce.
25
103000
7000
ve yakın geçmişte hiç olmadığımız kadar bu istikrarsızlığa karşı hassasız.
02:15
And perhapsbelki mostçoğu importantönemli of all, it is unsustainablesürdürülemez
26
110000
4000
Belki de hepsinden önemlisi dünyamız; iklim değişikliği,
02:19
because of climateiklim changedeğişiklik, resourcekaynak depletiontükenmesi and speciesTürler destructionimha.
27
114000
6000
kaynakların tükenmesi ve türlerin yok olması yüzünden sürdürülebilir değil.
02:27
When I think about the worldDünya I would like to leaveayrılmak to my daughterkız evlat
28
122000
4000
Kendi kızıma ve gelecekteki torunlarıma bırakmak istediğim
02:31
and the grandchildrentorunlar I hopeumut to have,
29
126000
2000
dünya ise; adaletsizlikten, istikrarsızlıktan ve
02:33
it is a worldDünya that moveshamle away from unequaleşitsiz, unstablekararsız, unsustainablesürdürülemez
30
128000
7000
sürdürülemez bir yapıdan uzaklaşmış,
02:40
interdependenceDayanışma to integratedentegre communitiestopluluklar -- locallylokal olarak, nationallyUlusal and globallyküresel --
31
135000
5000
bütün başarılı toplumların özelliklerine haiz,
02:45
that sharepay the characteristicskarakteristikleri of all successfulbaşarılı communitiestopluluklar:
32
140000
3000
-- yerel, ulusal ve küresel çapta -- bütünleşmiş toplumların olduğu bir dünyadır.
02:48
a broadlyGenel olarak sharedpaylaşılan, accessibleulaşılabilir setset of opportunitiesfırsatlar,
33
143000
5000
Hayal ettiğim, herkesin paylaşabileceği, erişilebilir fırsatların olduğu,
02:54
a sharedpaylaşılan senseduyu of responsibilitysorumluluk for the successbaşarı of the commonortak enterpriseKurumsal
34
149000
4000
ortak girişimlerin başarıya ulaşması için ortak bir sorumluluk duygusu
02:58
and a genuinehakiki senseduyu of belongingait.
35
153000
5000
ve gerçek bir aidiyet duygusunun hissedildiği bir dünya.
03:04
All easierDaha kolay said than donetamam.
36
159000
3000
Bütün bunlar dile kolay.
03:07
When the terroristterörist incidentsolaylar occurredoluştu in the UnitedAmerika Kingdomİngiltere a coupleçift of yearsyıl agoönce,
37
162000
6000
Bundan birkaç yıl önce Birleşik Krallık'ta terör olayları meydana geldiğinde,
03:13
I think even thoughgerçi they didn't claimİddia as manyçok liveshayatları as we lostkayıp in the UnitedAmerika StatesBirleşik on 9/11,
38
168000
5000
ABD'de gerçekleşen 11 Eylül saldırılarındaki kadar can kaybı yaşanmamıştı ama,
03:18
I think the thing that troubledsıkıntılı the Britishİngiliz mostçoğu
39
173000
2000
zannedersem, İngilizleri en çok kaygıya düşüren,
03:20
was that the perpetratorsfailleri were not invadersişgalciler, but homegrownkendi bahçesinde yetişen citizensvatandaşlar
40
175000
5000
saldırganların yabancılar değil de kendi vatandaşları olmasıydı.
03:25
whosekimin religiousdini and politicalsiyasi identitieskimlikler were more importantönemli to them
41
180000
5000
Bu kişiler için dini ve siyasi kimlikleri, birlikte büyüdükleri,
03:30
than the people they grewbüyüdü up with, wentgitti to schoolokul with,
42
185000
3000
okula gittikleri, çalıştıkları, hafta sonlarını geçirdikleri ve
03:33
workedişlenmiş with, sharedpaylaşılan weekendshafta sonları with, sharedpaylaşılan mealsyemek with.
43
188000
3000
yemeklerini paylaştıkları insanlardan daha önemliydi.
03:36
In other wordskelimeler, they thought theironların differencesfarklar
44
191000
3000
Bir başka deyişle, sahip oldukları farklılıklar,
03:39
were more importantönemli than theironların commonortak humanityinsanlık.
45
194000
4000
ortak insanlıklarından önce geliyordu.
03:43
It is the centralmerkezi psychologicalpsikolojik plagueveba of humankindinsanlık in the 21stst centuryyüzyıl.
46
198000
7000
Bu sözünü ettiğim, 21. yüzyıl insanının en önemli psikolojik vebasıdır.
03:50
Into this mixkarıştırmak, people like us, who are not in publichalka açık officeofis,
47
205000
5000
Bütün bunlar karşısında, bizler gibi devlet görevlisi olmayan kişiler,
03:55
have more powergüç to do good than at any time in historytarih,
48
210000
5000
iyilik yapmak için tarihte ilk kez bu kadar nüfuza sahibiz.
04:00
because more than halfyarım the world'sDünyanın en people
49
215000
2000
Çünkü, dünya nüfusunun yarısı hükümetlerini
04:02
livecanlı underaltında governmentshükümetler they votedolarak in and can voteoy out.
50
217000
3000
seçimle başa getirip, seçimle görevden alabiliyor.
04:05
And even non-democraticDemokratik olmayan governmentshükümetler are more sensitivehassas to publichalka açık opiniongörüş.
51
220000
4000
Hatta, demokratik olmayan hükümetler bile kamuoyunu daha çok önemsemekte.
04:09
Because primarilyÖncelikle of the powergüç of the InternetInternet,
52
224000
5000
Bunun nedeni, en başta internet aracılığıyla,
04:14
people of modestmütevazi meansanlamına geliyor can bandgrup togetherbirlikte and amassbiriktirmek vastgeniş sumstoplamları of moneypara
53
229000
6000
mütevazı olanakları olan insanlar biraraya gelip, büyük meblağlar toplayabiliyor.
04:20
that can changedeğişiklik the worldDünya for some publichalka açık good if they all agreeanlaşmak.
54
235000
4000
Herkes katılsa, bu paralar dünyayı halkın yararına değiştirebilir.
04:24
When the tsunamitsunami hitvurmak SouthGüney AsiaAsya, the UnitedAmerika StatesBirleşik contributedkatkıda 1.2 billionmilyar dollarsdolar.
55
239000
5000
Tsunami Güney Asya'yı vurduğu zaman, ABD 1.2 milyar dolar yardımda bulundu.
04:29
30 percentyüzde of our householdshane gaveverdi.
56
244000
2000
Halkın yüzde 30'u yardım gönderdi.
04:31
HalfYarısı of them gaveverdi over the InternetInternet.
57
246000
2000
Bu insanların yarısı yardımı internet üzerinden yaptı.
04:33
The medianmedyan contributionkatkı was somewherebir yerde around 57 dollarsdolar.
58
248000
5000
Ortalama katkı miktarı ise 57 dolar civarındaydı.
04:39
And thirdlyüçüncü olarak, because of the riseyükselmek of non-governmentalsivil toplum organizationsorganizasyonlar.
59
254000
5000
Ayrıca, sivil toplum kuruluşları da yükselişe geçmiştir.
04:44
They, businessesişletmeler, other citizens'vatandaşlar groupsgruplar, have enormousmuazzam powergüç
60
259000
6000
Şirketler ve diğer topluluklar, insan kardeşlerimizin hayatlarını
04:50
to affectetkilemek the liveshayatları of our fellowadam humaninsan beingsvarlıklar.
61
265000
4000
değiştirecek müthiş bir gücü ellerinde bulunduruyor.
04:55
When I becameoldu presidentDevlet Başkanı in 1993,
62
270000
2000
1993 yılında başkan olduğumda,
04:57
there were noneYok of these organizationsorganizasyonlar in RussiaRusya.
63
272000
2000
Rusya'da bu kuruluşların hiçbiri yoktu.
04:59
There are now a coupleçift of hundredyüz thousandbin.
64
274000
2000
Şimdi ise, birkaç yüzbin kuruluş var.
05:01
NoneHiçbiri in IndiaHindistan. There are now at leasten az a halfyarım a millionmilyon activeaktif.
65
276000
4000
Hindistan'da yoktu. Şu anda en az yarım milyon aktif kuruluş var.
05:05
NoneHiçbiri in ChinaÇin. There are now 250,000 registeredkayıtlı with the governmenthükümet,
66
280000
3000
Çin'de yoktu. Bugün ise resmi kayıt altında 250.000, bu sayının iki katı kadar da
05:08
probablymuhtemelen twiceiki defa again that manyçok who are not registeredkayıtlı for politicalsiyasi reasonsnedenleri.
67
283000
5000
siyasi nedenlerden kayıt altına alınmamış kuruluş faaliyette.
05:14
When I organizedörgütlü my foundationvakıf, and I thought about the worldDünya as it is
68
289000
8000
Vakfımı kurduğum zaman, önce dünyayı şu anki halini düşündüm,
05:22
and the worldDünya that I hopeumut to leaveayrılmak to the nextSonraki generationnesil,
69
297000
5000
sonra gelecek nesillere bırakmayı umduğum dünyayı düşündüm.
05:27
and I trieddenenmiş to be realisticgerçekçi about what I had caredbakım about all my life
70
302000
7000
Hayatım boyunca önemsediğim ve üzerinde etki yaratabileceğim
05:34
that I could still have an impactdarbe on.
71
309000
2000
şeylerle ilgili gerçekçi olmaya çalıştım.
05:36
I wanted to focusodak on activitiesfaaliyetler
72
311000
3000
Yoksulluğu azaltacak,
05:39
that would help to alleviatehafifletmek povertyyoksulluk, fightkavga diseasehastalık, combatsavaş climateiklim changedeğişiklik,
73
314000
7000
hastalıklar ve iklim değişikliği ile mücadele edecek, dünyada acı yaratan,
05:46
bridgeköprü the religiousdini, racialırk and other dividesböler that tormentKabir azabı the worldDünya,
74
321000
4000
din, ırk ayrılıkları ve diğerlerini silecek faaliyetler üzerinde yoğunlaşmak istedim.
05:50
but to do it in a way that would eitherya use
75
325000
4000
Fakat bunları yaparken
05:54
whateverher neyse particularbelirli skillsbecerileri we could put togetherbirlikte in our groupgrup
76
329000
6000
elimizdeki tüm beceri ve imkanları biraraya getirmemiz,
06:00
to changedeğişiklik the way some publichalka açık good functionfonksiyon was performedgerçekleştirilen
77
335000
5000
böylece kamu hizmetlerinin ifa şeklini değiştirmemiz,
06:05
so that it would sweepsüpürme acrosskarşısında the worldDünya more.
78
340000
3000
ve bu hizmetlerin dünyaya daha iyi yayılmasını sağlamamız gerekiyor.
06:08
You saw one referencereferans to that in what we were ableyapabilmek to do with AIDSAIDS drugsilaçlar.
79
343000
6000
AIDS ilaçlarıyla hayata geçirdiğimiz proje bunun bir örneği olmuştur.
06:14
And I want to say that the headkafa of our AIDSAIDS effortçaba,
80
349000
3000
AIDS projemizin sorumlusu olan, aynı zamanda
06:17
and the personkişi who alsoAyrıca is primarilyÖncelikle activeaktif in the wishdilek I'll make tonightBu gece,
81
352000
4000
bu akşam tutacağım dilekle ilgili faaliyetle en yakından ilgilenen kişi
06:21
IraIra MagazinerMagaziner, is here with me and I want to thank him for everything he's donetamam.
82
356000
4000
Ira Magaziner, aramızda olduğunu belirtmek ve kendisine bütün yaptıkları için teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
06:25
He's over there.
83
360000
2000
Kendisi şurada oturuyor.
06:27
(ApplauseAlkış)
84
362000
4000
(Alkışlar)
06:31
When I got out of officeofis and was askeddiye sordu to work, first in the CaribbeanKarayipler,
85
366000
6000
Görev sürem dolduktan sonra ilk önce Karayiplerde, AIDS krizi ile
06:37
to try to help dealanlaştık mı with the AIDSAIDS crisiskriz,
86
372000
3000
mücadelede yer almam istendiğinde,
06:40
genericgenel drugsilaçlar were availablemevcut for about 500 dollarsdolar a personkişi a yearyıl.
87
375000
4000
jenerik ilaçların bir kişi için yıllık maliyeti yaklaşık 500 dolardı.
06:44
If you boughtsatın them in vastgeniş bulksbulks,
88
379000
2000
Bunlar çok sayıda alındıklarında,
06:46
you could get them at a little underaltında 400 dollarsdolar.
89
381000
3000
fiyat 400 doların çok az altına iniyordu.
06:49
The first countryülke we wentgitti to work in, the BahamasBahamalar,
90
384000
3000
Çalışmalarımız için gittiğimiz ilk ülke, Bahama adaları,
06:52
was payingödeme yapan 3,500 dollarsdolar for these drugsilaçlar.
91
387000
2000
bu ilaçları 3.500 dolara satın almaktaydı.
06:54
The marketpazar was so terriblyson derece disorganizeddağınık
92
389000
3000
Piyasa o kadar kötü düzenlenmişti ki,
06:57
that they were buyingalış this medicinetıp throughvasitasiyla two agentsajanları
93
392000
4000
ilaçların fiyatını yediye katlayarak tedarik eden
07:01
who were gigginggigging them sevenfoldSevenfold.
94
396000
2000
iki ayrı acentadan satın alıyorlardı.
07:04
So the very first weekhafta we were workingçalışma,
95
399000
3000
Daha çalışmaya başladığımız ilk hafta
07:07
we got the pricefiyat down to 500 dollarsdolar.
96
402000
2000
fiyatı 500 dolara indirttik.
07:09
And all of a suddenani, they could savekayıt etmek sevenYedi timeszamanlar as manyçok liveshayatları
97
404000
2000
Bir anda, aynı miktarda parayla daha öncekine oranla
07:11
for the sameaynı amounttutar of moneypara.
98
406000
2000
yedi kat fazla hayat kurtarmaya başladılar.
07:13
Then we wentgitti to work with the manufacturersüreticileri of AIDSAIDS medicinesilaçlar,
99
408000
3000
Daha sonra, AIDS ilaçlarının üreticileriyle birlikte çalışmaya başladık,
07:16
one of whomkime was citedatıf in the filmfilm,
100
411000
2000
Üreticilerden bir tanesi filmde yer almıştı
07:18
and negotiatedmüzakere a wholebütün differentfarklı changedeğişiklik in business strategystrateji,
101
413000
5000
ve iş stratejisine bambaşka bir değişim getirdi.
07:23
because even at 500 dollarsdolar, these drugsilaçlar
102
418000
3000
Çünkü, 500 dolar karşılığında bile bu ilaçlar,
07:26
were beingolmak soldsatıldı on a high-marginyüksek kenar boşluğu, low-volumedüşük hacimli, uncertain-paymentbelirsiz ödeme basistemel.
103
421000
5000
yüksek kâr, düşük hacim, belirsiz ödeme temelinde satılmaktaydı.
07:31
So we workedişlenmiş on improvinggeliştirme the productivityverimlilik of the operationsoperasyonlar
104
426000
4000
Biz de, yapılan işlemlerin ve tedarik zincirinin verimini iyileştirmek
07:35
and the supplyarz chainzincir, and wentgitti to a low-margindüşük marj, high-volumeyüksek ses,
105
430000
4000
üzerinde çalıştık ve düşük kâr, yüksek hacim ve kesin ödeme
07:39
absolutelykesinlikle certain-paymentbazı ödeme business.
106
434000
2000
temelli bir iş sistemine geçtik.
07:41
I jokedŞaka that the mainana contributionkatkı we madeyapılmış
107
436000
3000
Şaka yollu, AIDS ile mücadeleye temel katkımızın,
07:44
to the battlesavaş againstkarşısında AIDSAIDS was to get the manufacturersüreticileri
108
439000
1000
üreticilerin mücevherci stratejisinden manav stratejisine
07:45
to changedeğişiklik from a jewelrytakı storemağaza to a groceryBakkal storemağaza strategystrateji.
109
440000
5000
geçmelerini sağlamak olduğunu söylerdim.
07:51
But the pricefiyat wentgitti to 140 dollarsdolar from 500.
110
446000
4000
Ancak fiyat 500 dolardan 140 dolara indi.
07:55
And prettygüzel soonyakında, the averageortalama pricefiyat was 192 dollarsdolar.
111
450000
4000
Yakın zamana kadar, ortalama fiyat 192 dolardı.
07:59
Now we can get it for about 100 dollarsdolar.
112
454000
2000
Şimdi ise, ilacın fiyatı 100 dolar civarında.
08:01
Children'sÇocuk medicinetıp was 600 dollarsdolar,
113
456000
2000
Çocuklar için olan ilaçlar ise 600 dolardı, çünkü
08:03
because nobodykimse could affordparası yetmek to buysatın almak any of it.
114
458000
2000
bu parayı ödemeye kimsenin gücü yetmiyordu.
08:05
We negotiatedmüzakere it down to 190.
115
460000
3000
Fiyatı pazarlıkla 190'a çektik.
08:08
Then, the FrenchFransızca imposeddayatılan theironların brilliantlyışıl ışıl conceivedgebe airlinehavayolu taxvergi
116
463000
4000
Daha sonra, Fransızlar zekice tasarlanmış havayolu vergisini uygulayarak
08:12
to createyaratmak a something calleddenilen UNITAIDUNITAID,
117
467000
2000
UNITAID adında bir şey yarattılar,
08:14
got a bunchDemet of other countriesülkeler to help.
118
469000
2000
başka ülkelerin de yardım etmesini sağladılar.
08:16
That children'sçocuk medicinetıp is now 60 dollarsdolar a personkişi a yearyıl.
119
471000
3000
Bugün çocuk ilaçları kişi başı yıllık 60 dolara mal oluyor.
08:19
The only thing that is keepingkoruma us from basicallytemel olarak savingtasarruf the liveshayatları
120
474000
5000
Hayatta kalabilmek için ilaca ihtiyacı olan herkesin
08:24
of everybodyherkes who needsihtiyaçlar the medicinetıp to staykalmak alivecanlı
121
479000
2000
hayatını kurtarmaktan bizi alıkoyan tek şey,
08:26
are the absenceyokluk of systemssistemler necessarygerekli to diagnoseteşhis koymak, treattedavi etmek and carebakım
122
481000
3000
teşhis, tedavi ve bakım ve ilacın insanlara ulaştırılması için
08:29
for people and deliverteslim etmek this medicinetıp.
123
484000
4000
gerekli sistemlerin olmayışıdır.
08:33
We startedbaşladı a childhoodçocukluk obesityşişmanlık initiativegirişim with the HeartKalp AssociationDerneği in AmericaAmerika.
124
488000
4000
Amerika'daki Kalp Derneği ile birlikte, çocuk obezitesi girişimini başlattık.
08:37
We trieddenenmiş to do the sameaynı thing by negotiatingmüzakere industry-rightSanayi-sağ dealsfırsatlar
125
492000
3000
Aynı şeyi, alkolsüz içecek ve atıştırmalık gıda üreticileri ile
08:40
with the softyumuşak drinkiçki and the snackAperatif foodGıda industrysanayi to cutkesim the caloricısı
126
495000
5000
sanayi haklarını görüşerek yapmaya çalıştık. Amacımız, kalorili ve
08:45
and other dangeroustehlikeli contentiçerik of foodGıda going to our childrençocuklar in the schoolsokullar.
127
500000
4000
tehlikeli içerikteki diğer gıdaların okul çağındaki çocuklara ulaşmasını önlemekti.
08:49
We just reorganizedyeniden düzenlenmiş the marketspiyasalar.
128
504000
3000
Sadece piyasaları yeniden düzenledik.
08:52
And it occurredoluştu to me that in this wholebütün non-governmentalsivil toplum worldDünya,
129
507000
5000
Bana öyle geldi ki, koskoca sivil toplum dünyasında birisinin çıkıp
08:57
somebodybirisi needsihtiyaçlar to be thinkingdüşünme about organizingdüzenleme publichalka açık goodsmal marketspiyasalar.
130
512000
5000
kamu malları piyasası diye bir şey yaratması gerekiyordu.
09:02
And that is now what we're tryingçalışıyor to do,
131
517000
2000
Bizim şu anda gerçekleştirmek istediğimiz de budur.
09:04
and workingçalışma with this largegeniş citiesşehirler groupgrup to fightkavga climateiklim changedeğişiklik,
132
519000
3000
Bu büyük şehir gruplarıyla; iklim değişikliği ile mücadele etmek,
09:07
to negotiategörüşmek hugeKocaman, bigbüyük, volumehacim dealsfırsatlar that will enableetkinleştirmek citiesşehirler
133
522000
5000
dünyada mevcut sera gazının yüzde 75'ini üreten şehirlerin
09:12
whichhangi generateüretmek 75 percentyüzde of the world'sDünyanın en greenhouseyeşil Ev gasesgazlar,
134
527000
3000
sera gazı salınımlarını büyük ölçüde ve hızla azaltmalarını, hem de
09:15
to drasticallybüyük ölçüde and quicklyhızlı bir şekilde reduceazaltmak greenhouseyeşil Ev gasgaz emissionsemisyonları
135
530000
3000
bunu ekonomik bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlayacak,
09:18
in a way that is good economicsekonomi bilimi.
136
533000
3000
çok büyük hacimli anlaşmalara varmak için çalışıyoruz.
09:22
And this wholebütün discussiontartışma as if it's some sortçeşit of economicekonomik burdenyük,
137
537000
4000
Bu konunun sanki bir tür ekonomik yükmüş gibi ele alınması ise
09:26
is a mysterygizem to me.
138
541000
1000
benim için tam bir muamma.
09:27
I think it's a bird'skuşbakışı nestyuva on the groundzemin.
139
542000
2000
Bana kalırsa bu iş çantada keklik.
09:29
When AlAl GoreGore wonwon his well-deservedhak edilmiş OscarOscar
140
544000
4000
Al Gore "Uygunsuz Gerçek" (Inconvenient Truth)
09:33
for the "InconvenientRahatsız edici TruthGerçek şu ki" moviefilm, I was thrilledheyecan,
141
548000
4000
filmiyle Oscar kazandığında, çok sevinmiştim.
09:37
but I had urgedçağırdı him to make a secondikinci moviefilm quicklyhızlı bir şekilde.
142
552000
4000
Kendisini hemen ikinci bir film çekmesi için de cesaretlendirdim.
09:41
For those of you who saw "An InconvenientRahatsız edici TruthGerçek şu ki,"
143
556000
4000
"An Inconvenient Truth" filmini görenleriniz için söylüyorum;
09:45
the mostçoğu importantönemli slidekaymak in the GoreGore lectureders is the last one,
144
560000
5000
Gore'un verdiği dersin en can alıcı noktası son kısımdır.
09:50
whichhangi showsgösterileri here'sburada where greenhouseyeşil Ev gasesgazlar are going
145
565000
3000
Orada, eğer hiçbir şey yapmazsak sera gazlarının nereye gittiği,
09:53
if we don't do anything, here'sburada where they could go.
146
568000
2000
nerelere gidebilecekleri gösterilmektedir.
09:55
And then there are sixaltı differentfarklı categorieskategoriler
147
570000
2000
Bu gidişatı değiştirmek için yapılacakları
09:57
of things we can do to changedeğişiklik the trajectoryYörünge.
148
572000
2000
altı farklı kategoride değerlendirebiliriz.
09:59
We need a moviefilm on those sixaltı categorieskategoriler.
149
574000
3000
Bu altı kategoriyle ilgili bir filme ihtiyacımız var.
10:02
And all of you need to have it embeddedgömülü in your brainsbeyin
150
577000
3000
Hepinizin bunu aklınızın bir köşesinde tutmanız ve
10:05
and to organizedüzenlemek yourselveskendiniz around it.
151
580000
3000
kendinizi buna göre ayarlamanız gerekiyor.
10:08
So we're tryingçalışıyor to do that.
152
583000
2000
Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
10:10
So organizingdüzenleme these marketspiyasalar is one thing we try to do.
153
585000
3000
Dediğim gibi, bu piyasaları düzenlemek çalışmalarımızdan birisi.
10:13
Now we have takenalınmış on a secondikinci thing, and this getsalır to my wishdilek.
154
588000
4000
Şimdi ikinci unsur üzerinde çalışmaya başladık ve benim dileğim de bununla ilgili.
10:17
It has been my experiencedeneyim in workingçalışma in developinggelişen countriesülkeler
155
592000
4000
Gelişmekte olan ülkelerde çalışırken edindiğim tecrübelerden yola çıkarak
10:22
that while the headlineshaber başlıkları mayMayıs ayı all be -- the pessimistickötümser headlineshaber başlıkları mayMayıs ayı say,
156
597000
4000
manşetlerin hepsinde -- karamsar manşetlerde
10:26
well, we can't do this, that or the other thing because of corruptionbozulma --
157
601000
4000
eh, biz yolsuzluk yüzünden bu işi veya diğerini yapamayız dense de,
10:30
I think incapacityiş göremezlik is a faruzak biggerDaha büyük problemsorun in poorfakir countriesülkeler than corruptionbozulma,
158
605000
6000
yoksul ülkelerde, acizliğin yolsuzluktan çok daha büyük bir sorun olduğunu,
10:36
and feedsbeslemeleri corruptionbozulma.
159
611000
3000
ve yolsuzluğu beslediğini söyleyebilirim.
10:40
We now have the moneypara, givenverilmiş these lowdüşük pricesfiyatları, to distributedağıtmak
160
615000
3000
Bu düşük fiyatlar karşısında, bütün dünyada halihazırda ilaca
10:43
AIDSAIDS drugsilaçlar all over the worldDünya to people we cannotyapamam presentlyşimdi reachulaşmak.
161
618000
5000
erişimi olmayan insanlara AIDS ilacı dağıtacak paramız var.
10:50
TodayBugün these lowdüşük pricesfiyatları are availablemevcut in the 25 countriesülkeler where we work,
162
625000
4000
Çalışmalarımızı yürüttüğümüz 25, toplamda ise 62 ülkede bugün
10:54
and in a totalGenel Toplam of 62 countriesülkeler,
163
629000
2000
bu düşük fiyatlarla ilaçlar alınabiliyor.
10:56
and about 550,000 people are gettingalma the benefitsfaydaları of them.
164
631000
4000
Yaklaşık 550 bin kişi ilaçlardan yararlanıyor.
11:00
But the moneypara is there to reachulaşmak othersdiğerleri.
165
635000
3000
Fakat, başka insanlara da ulaşmamızı sağlayacak para var.
11:03
The systemssistemler are not there to reachulaşmak the people.
166
638000
3000
Bu insanlara ulaşacak sistemler yok.
11:06
So what we have been tryingçalışıyor to do,
167
641000
8000
Projedeki amacımız,
11:14
workingçalışma first in RwandaRuanda and then in MalawiMalavi and other placesyerler --
168
649000
6000
önce Ruanda'da, sonra Malavi'de ve diğer yerlerde --
11:20
but I want to talk about RwandaRuanda tonightBu gece --
169
655000
2000
tabii bu akşam Ruanda'dan söz edeceğim --
11:22
is to developgeliştirmek a modelmodel for ruralkırsal healthsağlık carebakım in a very poorfakir areaalan
170
657000
8000
çok yoksul yerlerde, kırsal bölgede sağlık hizmetleri için bir model geliştirmekti.
11:30
that can be used to dealanlaştık mı with AIDSAIDS, TBTB, malariasıtma, other infectiousbulaşıcı diseaseshastalıklar,
171
665000
4000
Hedeflediğimiz bu model gelişmekte olan ülkelerdeki yoksul insanların
11:34
maternalAnne and childçocuk healthsağlık, and a wholebütün rangemenzil of healthsağlık issuessorunlar
172
669000
3000
mücadele ettiği AIDS, verem, sıtma ve diğer bulaşıcı hastalıklar ile
11:37
poorfakir people are grapplingfilika with in the developinggelişen worldDünya,
173
672000
3000
anne-çocuk sağlığı ve benzeri sağlık sorunlarını çözmede kullanılabilir.
11:40
that can first be scaledpullu for the wholebütün nationulus of RwandaRuanda,
174
675000
4000
Bu model, başlangıçta tüm Ruanda halkına hizmet edecek,
11:44
and then will be a modelmodel that could literallyharfi harfine
175
679000
2000
daha sonra ise gerçek anlamda dünyanın herhangi bir
11:46
be implementeduygulanan in any other poorfakir countryülke in the worldDünya.
176
681000
2000
yoksul ülkesinde uygulanabilecektir.
11:48
And the testÖlçek is: one, will it do the job?
177
683000
2000
Burada asıl sorular şöyle sıralanabilir; bu model işe yarayacak mı?
11:50
Will it providesağlamak highyüksek qualitykalite carebakım?
178
685000
3000
Yüksek kalitede sağlık hizmetleri geliştirip sunabilecek mi?
11:53
And two, will it do it at a pricefiyat
179
688000
2000
Tabii bir de; bütün bunları ülkenin, 5 ila 10 yıl sonra
11:55
that will enableetkinleştirmek the countryülke to sustainsürdürmek a healthsağlık carebakım systemsistem
180
690000
4000
yabancı bağışçıların desteği olmadan, sağlık hizmetleri sistemini
11:59
withoutolmadan foreignyabancı donorsBağış after fivebeş to 10 yearsyıl?
181
694000
4000
sürdürülebilir hale getirip getiremeyeceği sorusu var.
12:03
Because the longeruzun I dealanlaştık mı with these problemssorunlar,
182
698000
4000
Çünkü bu sorunla mücadelede zaman geçirdikçe,
12:07
the more convincedikna olmuş I am that we have to --
183
702000
2000
ister ekonomik, ister sağlık ve eğitim alanında,
12:09
whetherolup olmadığını it's economicsekonomi bilimi, healthsağlık, educationEğitim, whateverher neyse --
184
704000
3000
ister başka alanlarda olsun, bir sistem inşa etmemiz gerektiğini
12:12
we have to buildinşa etmek systemssistemler.
185
707000
2000
daha iyi anlıyorum.
12:14
And the absenceyokluk of systemssistemler that functionfonksiyon
186
709000
3000
İşleyen sistemlerin olmayışı, hepimizin
12:17
breakkırılma the connectionbağ whichhangi got you all in this seatoturma yeri tonightBu gece.
187
712000
4000
sahip olduğu bu bağlantıyı koparıyor.
12:21
You think about whateverher neyse your life has been,
188
716000
2000
Bugüne kadarki hayatınızı düşünün,
12:23
howeverancak manyçok obstaclesengeller you have facedyüzlü in your life,
189
718000
3000
hayatınız boyunca karşılaştığınız güçlükleri hatırlayın,
12:26
at criticalkritik juncturesgüçlükleri you always knewbiliyordum
190
721000
3000
kritik anlarda, ortaya koyduğunuz çaba ile
12:29
there was a predictabletahmin edilebilir connectionbağ betweenarasında the effortçaba you exertedsarf
191
724000
4000
elde ettiğiniz sonuç arasında tahmin etmesi güç olmayan bir bağ
12:33
and the resultsonuç you achievedelde.
192
728000
2000
olduğunu hep bildiniz.
12:35
In a worldDünya with no systemssistemler, with chaoskaos,
193
730000
5000
Sistemi olmayan, kaosa sürüklenmiş bir dünyada,
12:40
everything becomesolur a guerillagerilla strugglemücadele,
194
735000
3000
her şey bir gerilla mücadelesine döner ve
12:43
and this predictabilityöngörülebilirlik is not there.
195
738000
3000
bu durumda olacakları tahmin etmek mümkün değildir.
12:46
And it becomesolur almostneredeyse impossibleimkansız to savekayıt etmek liveshayatları,
196
741000
3000
Hayat kurtarmak, çocukları eğitmek, ekonomileri geliştirmek,
12:49
educateEğitmek kidsçocuklar, developgeliştirmek economiesekonomiler, whateverher neyse.
197
744000
3000
ve daha fazlası neredeyse imkansız hale gelmiştir.
12:52
The personkişi, in my viewgörünüm,
198
747000
3000
Benim nazarımda, sağlık hizmetleri alanında
12:55
who has donetamam the besten iyi job of this in the healthsağlık carebakım areaalan,
199
750000
5000
en iyi işi başaran kişi, çok yoksul bir bölgede,
13:00
of buildingbina a systemsistem in a very poorfakir areaalan, is DrDr. PaulPaul FarmerÇiftçi,
200
755000
4000
bir sistem kurmayı başarmış olan Dr. Paul Farmer'dır.
13:04
who, manyçok of you know, has workedişlenmiş for now 20 yearsyıl with his groupgrup,
201
759000
5000
Kendisini tanıyorsunuz, "Partners in Health" adındaki grubuyla ağırlıklı olarak
13:09
PartnersOrtaklar in HealthSağlık, primarilyÖncelikle in HaitiHaiti where he startedbaşladı,
202
764000
4000
ilk başladığı yer olan Haiti'de 20 yıldır çalışmalarını sürdürüyor.
13:13
but they'veonlar ettik alsoAyrıca workedişlenmiş in RussiaRusya, in PeruPeru
203
768000
2000
Ancak, aynı zamanda Rusya'da, Peru'da ve
13:15
and other placesyerler around the worldDünya.
204
770000
2000
dünyanın başka yerlerinde de çalışmışlardır.
13:17
As poorfakir as HaitiHaiti is, in the areaalan where Farmer'sÇiftçi clinicklinik is activeaktif --
205
772000
5000
Haiti ne her kadar yoksul olsa da, Dr. Farmer'ın kiliniği
13:22
and they serveservis a catchmenthavza areaalan faruzak greaterbüyük
206
777000
2000
çalışan tıbbi personel sayısı ve kapasitesinin
13:24
than the medicaltıbbi professionalsprofesyoneller they have would indicatebelirtmek they could serveservis --
207
779000
4000
normalde yetişebileceğinden çok daha geniş bir alanda hizmet veriyor.
13:28
sincedan beri 1988, they have not lostkayıp one personkişi to tuberculosisTüberküloz, not one.
208
783000
7000
1988 yılından beri de, bir kişi bile veremden hayatını kaybetmedi.
13:35
And they'veonlar ettik achievedelde a lot of other amazingşaşırtıcı healthsağlık resultsSonuçlar.
209
790000
5000
Onlar sağlık alanında daha pek çok başarıya imza attılar.
13:40
So when we decidedkarar to work in RwandaRuanda
210
795000
4000
Böylece, Ruanda'da çalışma kararı alınca, yani
13:44
on tryingçalışıyor to dramaticallydramatik increaseartırmak the incomegelir of the countryülke and fightkavga the AIDSAIDS problemsorun,
211
799000
5000
ülkenin gelirini önemli ölçüde yükseltmeye ve AIDS'le mücadele etmeye çalışınca,
13:49
we wanted to buildinşa etmek a healthcaresağlık hizmeti network,
212
804000
2000
işe sağlık hizmetleri ağı oluşturarak başlamak istedik.
13:51
because it had been totallybütünüyle destroyedyerlebir edilmiş duringsırasında the genocidesoykırım in 1994,
213
806000
4000
Çünkü, ülkenin sağlık sistemi 1994 soykırımında tamamen yok olmuştu.
13:55
and the perbaşına capitadüşen incomegelir was still underaltında a dollardolar a day.
214
810000
3000
Ayrıca, kişi başına düşen gelir de halen bir doların altındaydı.
13:59
So I rangçaldı up, askeddiye sordu PaulPaul FarmerÇiftçi if he would help.
215
814000
4000
Ben de, Paul Farmer'ı arayıp kendisinden yardım istedim.
14:04
Because it seemedgibiydi to me if we could provekanıtlamak there was a modelmodel in HaitiHaiti
216
819000
3000
Çünkü, bana öyle geliyordu ki, eğer Ruanda'da da Haiti'deki modeli yarattığımızı
14:07
and a modelmodel in RwandaRuanda that we could then take all over the countryülke,
217
822000
4000
kanıtladığımız anda, o zaman bu örnek modeli bütün ülkeye yayabilirdik.
14:11
numbernumara one, it would be a wonderfulolağanüstü thing for a countryülke
218
826000
2000
Böylece, birincisi son 15 yılda en az dünyanın herhangi bir bölgesi kadar
14:13
that has sufferedacı as much as any on EarthDünya in the last 15 yearsyıl,
219
828000
4000
acı çekmiş bir ülke için harika bir şey başarmış olurduk.
14:17
and numbernumara two, we would have something that could then be adapteduyarlanmış
220
832000
4000
İkincisi de, dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir yoksul ülkeye
14:21
to any other poorfakir countryülke anywhereherhangi bir yer in the worldDünya.
221
836000
3000
uygulanabilecek bir model geliştirmiş olurduk.
14:25
And so we have setset about doing that.
222
840000
4000
Biz de, bunları gerçekleştirmek üzere işe koyulduk.
14:29
Now, we startedbaşladı workingçalışma togetherbirlikte 18 monthsay agoönce.
223
844000
4000
Bundan 18 ay önce çalışmalarımıza başladık.
14:33
And we're workingçalışma in an areaalan calleddenilen SouthernGüney KayonzaKayonza,
224
848000
4000
Güney Kayonza adı verilen bir bölgede çalışıyoruz.
14:37
whichhangi is one of the poorestyoksul areasalanlar in RwandaRuanda,
225
852000
4000
Bu bölge Ruanda'nın en yoksul yerlerinden birisi.
14:41
with a groupgrup that originallyaslında includesiçerir about 400,000 people.
226
856000
6000
Ekibimiz esas olarak yaklaşık 400,000 kişiden oluşuyor.
14:47
We're essentiallyesasen implementinguygulanması what PaulPaul FarmerÇiftçi did in HaitiHaiti:
227
862000
5000
Yaptığımız temel olarak Paul Farmer'ın Haiti'de yaptıklarını uygulamaktan ibaret.
14:52
he developsgeliştirir and trainstrenler paidödenmiş communitytoplum healthsağlık workersişçiler
228
867000
5000
Farmer, sağlık sorunlarını tanımlayabilen ücretli sağlık personelini
14:57
who are ableyapabilmek to identifybelirlemek healthsağlık problemssorunlar,
229
872000
4000
geliştirip yetiştiriyor. Bu personel ile
15:01
ensuresağlamak that people who have AIDSAIDS or TBTB are properlyuygun şekilde diagnosedtanısı
230
876000
4000
AIDS ve verem hastalarına doğru tanı konması ve
15:05
and take theironların medicinetıp regularlydüzenli olarak,
231
880000
2000
bu kişilerin ilaçlarını düzenli almaları sağlanıyor.
15:07
who work on bringinggetiren about healthsağlık educationEğitim, cleantemiz waterSu and sanitationsanitasyon,
232
882000
7000
Personel ayrıca, sağlık eğitimi, temiz su ve sıhhi tesisat konularıyla da ilgileniyor.
15:14
providingsağlama nutritionalbesin supplementstakviyeleri and movinghareketli people up the chainzincir of healthsağlık carebakım
233
889000
5000
İhtiyaç sahiplerine gıda temin edilmesini ve durumu ciddi olan hastaların bir üst
15:19
if they have problemssorunlar of the severityönem derecesi that requiregerektirir it.
234
894000
4000
basamak sağlık merkezlerine sevkini sağlıyorlar.
15:23
The proceduresyordamlar that make this work have been perfectedmükemmel,
235
898000
5000
Dediğim gibi, bu modeli işler hale getiren prosedürler
15:28
as I said, by PaulPaul FarmerÇiftçi and his teamtakım
236
903000
3000
Paul Farmer ve ekibinin, 20 yılı aşkın süredir
15:31
in theironların work in ruralkırsal HaitiHaiti over the last 20 yearsyıl.
237
906000
3000
Haiti kırsallarındaki çalışmaları sonucunda kusursuz hale getirildi.
15:34
RecentlySon zamanlarda we did an evaluationdeğerlendirme of the first 18 monthsay of our effortsçabaları in RwandaRuanda.
238
909000
6000
Geçenlerde, Ruanda'daki ilk 18 aylık çabalarımızın bir değerlendirmesini yaptık.
15:40
And the resultsSonuçlar were so good that the RwandanRuanda governmenthükümet
239
915000
5000
Elde ettiğimiz sonuçlar o denli iyiydi ki Ruanda hükümeti,
15:45
has now agreedkabul to adoptbenimsemek the modelmodel for the entiretüm countryülke,
240
920000
3000
modelin bütün ülkede uygulanmasını onaylayarak,
15:48
and has stronglyşiddetle supporteddestekli and put the fulltam resourceskaynaklar of the governmenthükümet behindarkasında it.
241
923000
5000
bu projeye devletin tüm kaynaklarını da seferber edip tam destek vermeye başladı.
15:54
I'll tell you a little bitbit about our teamtakım because it's indicativegösterge of what we do.
242
929000
4000
Sizlere biraz ekibimizden bahsetmek isterim, böylece yaptıklarımızı da anlatmış olurum.
15:58
We have about 500 people around the worldDünya
243
933000
3000
AIDS programımızda, bütün dünyada
16:01
workingçalışma in our AIDSAIDS programprogram, some of them for nothing --
244
936000
4000
yaklaşık 500 kişi çalışıyor, bazıları ücret almadan, sadece
16:05
just for transportationtaşımacılık, roomoda and boardyazı tahtası.
245
940000
2000
ulaşım, oda ve iaşe karşılığında çalışıyor.
16:07
And then we have othersdiğerleri workingçalışma in these other relatedilgili programsprogramlar.
246
942000
4000
Ayrıca, bununla ilişkili başka programlarda çalışan arkadaşlarımız da var.
16:11
Our business planplan in RwandaRuanda
247
946000
2000
Ruanda'daki faaliyet planımız,
16:13
was put togetherbirlikte underaltında the leadershipliderlik of DianaDiana NobleAsil,
248
948000
3000
Diana Noble'ın önderliğinde meydana getirildi,
16:16
who is an unusuallyOlağandışı giftedyetenekli womankadın,
249
951000
3000
bu tür işlerde gönüllü çalışanlardan farklı değilse de,
16:19
but not unusualolağandışı in the typetip of people who have been willingistekli to do this kindtür of work.
250
954000
5000
Diana Noble olağanüstü yetenekli bir kadın.
16:24
She was the youngestEn genç partnerortak at SchroderSchroder VenturesGirişimler in LondonLondra in her 20s.
251
959000
5000
20'li yaşlarındayken, Londra'daki Schroder Ventures'ın en genç ortağıydı.
16:29
She was CEOCEO of a successfulbaşarılı e-venturee-girişim --
252
964000
2000
Başarılı bir e-girişimin CEO'su oldu --
16:31
she startedbaşladı and builtinşa edilmiş ReedReed ElsevierElsevier VenturesGirişimler --
253
966000
4000
Reed Elsevier Ventures'ı başlattı ve ortaya çıkardı --
16:35
and at 45 she decidedkarar she wanted to do something differentfarklı with her life.
254
970000
3000
45 yaşına geldiğinde ise, hayatına farklı bir yön vermek istedi.
16:38
So she now worksEserleri full-timetam zamanlı on this for very little payödeme.
255
973000
4000
Şimdi tam zamanlı olarak, çok cüzi bir ücret ile bu projede çalışıyor.
16:42
She and her teamtakım of formereski business people have createdoluşturulan a business planplan
256
977000
4000
Eski iş adamlarından oluşan ekibiyle birlikte, bu sağlık sistemini ülkenin
16:46
that will enableetkinleştirmek us to scaleölçek this healthsağlık systemsistem up for the wholebütün countryülke.
257
981000
4000
her yerine yaymamızı sağlayacak bir faaliyet planı hazırladılar.
16:50
And it would be worthylayık of the kindtür of privateözel equityhisse senedi work
258
985000
5000
Bu iş çok daha fazla para kazandığı dönemde yaptığı
16:55
she used to do when she was makingyapma a lot more moneypara for it.
259
990000
4000
özel sermaye ortaklıkları ile eş bir değerde bir iş olacaktır.
16:59
When we camegeldi to this ruralkırsal areaalan, 45 percentyüzde of the childrençocuklar underaltında the ageyaş of fivebeş
260
994000
5000
Bu kırsal bölgeye ilk geldiğimizde, beş yaş altındaki çocukların yüzde 45'i
17:04
had stuntedbodur growthbüyüme duenedeniyle to malnutritionyetersiz beslenme.
261
999000
5000
kötü beslenme nedeniyle normal bir gelişim gösteremiyordu.
17:09
23 percentyüzde of them diedvefat etti before they reachedulaştı the ageyaş of fivebeş.
262
1004000
6000
Çocukların yüzde 23'ü, daha beş yaşına gelmeden ölüyordu.
17:17
MortalityMortalite at birthdoğum was over two-and-a-halfiki-ve-bir buçuk percentyüzde.
263
1012000
3000
Doğumda ölüm oranı yüzde iki buçuktan fazlaydı.
17:20
Over 15 percentyüzde of the deathsölümler amongarasında adultsyetişkinler and childrençocuklar occurredoluştu
264
1015000
4000
Yetişkin ve çocuk ölümlerinin yüzde 15'inden fazlası, tamamen önlenebilir ve
17:24
because of intestinalbağırsak parasitesparazitler and diarrheaishal from dirtykirli waterSu and inadequateyetersiz sanitationsanitasyon --
265
1019000
5000
tedavi edilebilir olan, pis su ve yetersiz temizlik koşulları nedeniyle yayılan
17:29
all entirelyBaştan sona preventableönlenebilir and treatabletedavi edilebilir.
266
1024000
3000
bağırsak paraziti ve ishalden kaynaklanıyordu.
17:32
Over 13 percentyüzde of the deathsölümler were from respiratorysolunum illnesseshastalıklar --
267
1027000
4000
Ölümlerin yüzde 13'ten fazlası, yine tamamı önlenebilir ve tedavi
17:36
again, all preventableönlenebilir and treatabletedavi edilebilir.
268
1031000
3000
edilebilir olan solunum yolu hastalıklarından kaynaklanıyordu.
17:39
And not a singletek soulruh in this areaalan was beingolmak treatedişlenmiş for AIDSAIDS or tuberculosisTüberküloz.
269
1034000
5000
Ayrıca bu bölgede, tek bir insan bile AIDS veya verem tedavisi görmüyordu.
17:45
Withinİçinde the first 18 monthsay, the followingtakip etme things happenedolmuş:
270
1040000
4000
İlk 18 aylık süreçte şunlar yaşandı:
17:49
we wentgitti from zerosıfır to about 2,000 people beingolmak treatedişlenmiş for AIDSAIDS.
271
1044000
4000
AIDS tedavisi gören insan sayısını sıfırdan yaklaşık 2000'e yükselttik.
17:53
That's 80 percentyüzde of the people who need treatmenttedavi in this areaalan.
272
1048000
4000
Bu rakam, bu konuda tedaviye ihtiyaç duyan insanların yüzde 80'ini temsil ediyor.
17:57
Listen to this: lessaz than four-tenthsdört onda of one percentyüzde of those beingolmak treatedişlenmiş
273
1052000
5000
Bir de şuna kulak verin: tedavi görenlerin yüzde birinin onda dördünden azı
18:02
stoppeddurduruldu takingalma theironların medicinetıp or otherwiseaksi takdirde defaultedÖndeğer olarak on treatmenttedavi.
274
1057000
4000
ilaç almayı bıraktı ya da tedaviyi ihmal etti.
18:06
That's loweralt than the figureşekil in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
275
1061000
3000
Bu rakam Amerika'dakinden daha düşük.
18:09
LessDaha az than three-tenthsÜç-onda of one percentyüzde
276
1064000
2000
Yüzde birin onda üçünden azı ise,
18:11
had to transferaktarma to the more expensivepahalı second-lineikinci basamak drugsilaçlar.
277
1066000
5000
daha pahalı olan ikinci basamak ilaçlara başlamak zorunda kaldı.
18:16
400,000 pregnanthamile womenkadınlar were broughtgetirdi into counselingdanışmanlık
278
1071000
4000
400 bin hamile kadın danışmanlık hizmetlerinden faydalandı,
18:20
and will give birthdoğum for the first time withiniçinde an organizedörgütlü healthcaresağlık hizmeti systemsistem.
279
1075000
5000
ilk kez örgütlü bir sağlık hizmeti dâhilinde doğum yapacak.
18:25
That's about 43 percentyüzde of all the pregnanciesgebelik.
280
1080000
5000
Bu rakam toplam gebe kadın sayısının yüzde 43'üne denk geliyor.
18:30
About 40 percentyüzde of all the people -- I said 400,000. I meantdemek 40,000.
281
1085000
4000
İnsanların tamamının yaklaşık yüzde 40'ı -- 400 bin dedim, 40 bin demek istemiştim.
18:34
About 40 percentyüzde of all the people who need TBTB treatmenttedavi are now gettingalma it --
282
1089000
4000
Verem tedavisi gereken insanların yaklaşık yüzde 40'ı artık tedaviye erişebiliyor --
18:38
in just 18 monthsay, up from zerosıfır when we startedbaşladı.
283
1093000
4000
yalnızca 18 ay geçti, ve sıfırdan başlamıştık.
18:42
43 percentyüzde of the childrençocuklar in need of an infantbebek feedingbesleme programprogram
284
1097000
3000
Çocuk beslenme programına ihtiyaç duyan çocukların yüzde 43'ü,
18:45
to preventönlemek malnutritionyetersiz beslenme and earlyerken deathölüm
285
1100000
2000
kötü beslenme ve erken ölümlerin önüne geçilebilmesi için,
18:47
are now gettingalma the foodGıda supplementstakviyeleri they need to staykalmak alivecanlı and to growbüyümek.
286
1102000
3000
artık hayatta kalmak ve büyüyebilmek için ihtiyaçları olan besinleri alıyorlar.
18:50
We'veBiz ettik startedbaşladı the first malariasıtma treatmenttedavi programsprogramlar they'veonlar ettik ever had there.
287
1105000
4000
Bu bölgedeki ilk sıtma tedavisi programını başlattık.
18:54
PatientsHastalar admittedkabul edilmiş to a hospitalhastane that was destroyedyerlebir edilmiş duringsırasında the genocidesoykırım
288
1109000
5000
Soykırımda yerle bir edildikten sonra, güneş enerjisi jeneratörleri ve
18:59
that we have renovatedyenilenmiş alonguzun bir with fourdört other clinicsklinikler,
289
1114000
5000
laboratuvar teknolojisiyle donatarak diğer dört klinikle birlikte
19:04
completetamamlayınız with solargüneş powergüç generatorsJeneratörler, good lablaboratuvar technologyteknoloji.
290
1119000
5000
yenilediğimiz hastanede hastalar kabul ediliyor.
19:09
We now are treatingtedavi 325 people a monthay,
291
1124000
5000
Şu anda, AIDS hastalarının neredeyse yüzde 100'ünün evde tedavi edilmesine
19:14
despiterağmen the factgerçek that almostneredeyse 100 percentyüzde of the AIDSAIDS patientshastalar are now treatedişlenmiş at home.
292
1129000
5000
rağmen ayda 325 kişinin tedavisini yapıyoruz.
19:20
And the mostçoğu importantönemli thing is
293
1135000
3000
En önemlisi de,
19:23
because we'vebiz ettik implementeduygulanan PaulPaul Farmer'sÇiftçi modelmodel, usingkullanma communitytoplum healthsağlık workersişçiler,
294
1138000
5000
Paul Farmer modelini, yani toplum sağlığı görevlilerini kullandığımızdan,
19:28
we estimatetahmin that this systemsistem could be put into placeyer for all of RwandaRuanda
295
1143000
6000
bu sistemin, GSYH'nin yüzde beş ila altısı karşılığında bütün Ruanda'da
19:34
for betweenarasında fivebeş and sixaltı percentyüzde of GDPGSYİH,
296
1149000
4000
uygulamaya konabileceğini ve hükümetin
19:38
and that the governmenthükümet could sustainsürdürmek that
297
1153000
4000
beş ila altı yıl sonra dış yardım almadan,
19:42
withoutolmadan dependingbağlı on foreignyabancı aidyardım after fivebeş or sixaltı yearsyıl.
298
1157000
5000
sistemin sürdürebilir hale getireceğini tahmin ediyoruz.
19:48
And for those of you who understandanlama healthcaresağlık hizmeti economicsekonomi bilimi
299
1163000
2000
Sağlık hizmetleri ekonomisinden anlayanlarınız için,
19:50
you know that all wealthyzengin countriesülkeler spendharcamak betweenarasında ninedokuz and 11 percentyüzde of GDPGSYİH
300
1165000
5000
bildiğiniz gibi zengin ülkeler GSYH'lerinin yüzde 9 ila 11'ini sağlık hizmetlerine
19:55
on healthsağlık carebakım, exceptdışında for the UnitedAmerika StatesBirleşik, we spendharcamak 16 --
301
1170000
2000
ayırıyor, ABD hariç tabii, biz yüzde 16'sını ayırıyoruz --
19:57
but that's a storyÖykü for anotherbir diğeri day.
302
1172000
2000
bunu başka bir gün anlatırım.
20:00
(LaughterKahkaha)
303
1175000
1000
(Gülüşmeler)
20:02
We're now workingçalışma with PartnersOrtaklar in HealthSağlık and the MinistryBakanlığı of HealthSağlık in RwandaRuanda
304
1177000
5000
Şu anda, Ruanda'da Partners in Health ve Ruanda Sağlık Bakanlığı, ayrıca
20:07
and our FoundationVakfı folksarkadaşlar to scaleölçek this systemsistem up.
305
1182000
4000
bizim Vakıf mensuplarımızla bu sistemi genele yaymak için çalışıyoruz.
20:11
We're alsoAyrıca beginningbaşlangıç to do this in MalawiMalavi and LesothoLesotho.
306
1186000
6000
Aynı çalışmalara Malavi ile Lesotho'da da başlıyoruz.
20:17
And we have similarbenzer projectsprojeler in TanzaniaTanzanya, MozambiqueMozambik,
307
1192000
4000
Tanzanya, Mozambik, Kenya ve Etiyopya'da da
20:21
KenyaKenya and EthiopiaEtiyopya with other partnersortaklar tryingçalışıyor to achievebaşarmak the sameaynı thing:
308
1196000
5000
diğer ortaklarımızla, aynı hedeflere ulaşmak için, en fazla sayıda hayatı,
20:26
to savekayıt etmek as manyçok liveshayatları as quicklyhızlı bir şekilde as we can,
309
1201000
2000
en kısa sürede kurtarmak için benzer projeler üretiyoruz.
20:28
but to do it in a systematicsistematik way that can be implementeduygulanan nationwideülke çapında
310
1203000
3000
Bu projeleri ülke çapında uygulanabilecek sistematik bir biçimde,
20:31
and then with a modelmodel that can be implementeduygulanan in any countryülke in the worldDünya.
311
1206000
4000
ve dünyanın her yerinde uygulanabilir bir model ile gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.
20:35
We need initialilk upfrontayarlıyoruz investmentyatırım to traintren doctorsdoktorlar, nurseshemşireler,
312
1210000
4000
Ülkenin her yerinde doktorlar, hemşireler, sağlık yöneticileri ve
20:39
healthsağlık administrationyönetim and communitytoplum healthsağlık workersişçiler throughoutboyunca the countryülke,
313
1214000
3000
toplum sağlığı çalışanları yetiştirmek için ilk önce net bir yatırım ile
20:42
to setset up the informationbilgi technologyteknoloji, the solargüneş energyenerji,
314
1217000
3000
bilgi teknolojilerinin, güneş enerjisi sistemlerinin,
20:45
the waterSu and sanitationsanitasyon, the transportationtaşımacılık infrastructurealtyapı.
315
1220000
3000
su ve sıhhi tesisat ile ulaşım altyapısının kurulması gerekiyor.
20:48
But over a five-beş- to 10-year-yıl perioddönem,
316
1223000
3000
Ancak, beş ila on yıllık bir süreçte
20:51
we will take down the need for outsidedışında assistanceyardım
317
1226000
2000
dış yardım ihtiyacını aşama aşama azaltarak,
20:53
and eventuallysonunda it will be phasedaşamalı out.
318
1228000
2000
en sonunda yok edeceğiz.
20:56
My wishdilek is that TEDTED assistyardımcı us in our work and help us to buildinşa etmek
319
1231000
8000
Benim dileğim; TED'in çalışmalarımızı desteklemesi ve
21:04
a high-qualityyüksek kalite ruralkırsal healthsağlık systemsistem in a poorfakir countryülke, RwandaRuanda,
320
1239000
4000
Afrika için, aslında bakarsanız dünyanın herhangi bir yerindeki,
21:08
that can be a modelmodel for AfricaAfrika,
321
1243000
2000
herhangi bir yoksul ülke için model olabilecek,
21:10
and indeedaslında, for any poorfakir countryülke anywhereherhangi bir yer in the worldDünya.
322
1245000
5000
Ruanda'da yüksek kalitede bir kırsal sağlık sistemi kurmamıza yardım etmesidir.
21:15
My beliefinanç is that this will help us to buildinşa etmek a more integratedentegre worldDünya
323
1250000
6000
İnanıyorum ki böylelikle daha çok ortağın, daha az teröristin olduğu,
21:21
with more partnersortaklar and fewerDaha az terroriststeröristler,
324
1256000
3000
daha fazla üretken insana karşı daha az kindarın barındığı
21:24
with more productiveüretken citizensvatandaşlar and fewerDaha az hatershaters,
325
1259000
3000
bütünleşmiş bir dünya; çocuklarımızın ve torunlarımızın
21:27
a placeyer we'devlenmek all want our kidsçocuklar and our grandchildrentorunlar to growbüyümek up in.
326
1262000
5000
içinde büyümesini isteyeceğimiz bir yer yaratmamıza yardım edecektir.
21:33
It has been an honorOnur for me, particularlyözellikle, to work in RwandaRuanda
327
1268000
6000
Özellikle Ruanda'da çalışmak benim için bir onurdu,
21:39
where we alsoAyrıca have a majormajör economicekonomik developmentgelişme projectproje
328
1274000
3000
burada, İskoçyalı hayırsever, Sir Ton Hunter ile ortaklaşa yürüttüğümüz
21:42
in partnershiportaklık with SirEfendim TomTom HunterAvcı, the Scottishİskoç philanthropisthayırsever,
329
1277000
5000
büyük çaplı bir ekonomik kalkınma projemiz de var. Bu proje ile,
21:47
where last yearyıl we, usingkullanma the sameaynı thing with AIDSAIDS drugsilaçlar,
330
1282000
3000
geçtiğimiz yıl, AIDS ilaçlarında uyguladığımız yöntemi kullanarak,
21:50
cutkesim the costmaliyet of fertilizergübre and the interestfaiz ratesoranları on microcreditmikrokredi loanskrediler by 30 percentyüzde
331
1285000
6000
gübre maliyetlerini ve mikrokredilerin faiz oranlarını yüzde 30 düşürdük,
21:56
and achievedelde three-üç- to four-hundreddört yüz percentyüzde increasesartışlar
332
1291000
4000
neticede çiftçilerin hasat miktarını yüzde üç ila dört
22:00
in cropekin yieldsverimleri with the farmersçiftçiler.
333
1295000
2000
oranında arttırmayı başardık.
22:02
These people have been throughvasitasiyla a lot and noneYok of us, mostçoğu of all me,
334
1297000
6000
Bu insanlar çok şey görüp geçirmişler ve hiçbirimiz, özellikle de ben,
22:08
helpedyardım etti them when they were on the vergemeyletmek of destroyingtahrip eachher other.
335
1303000
3000
onlar birbirlerini yok etmenin eşiğine geldiklerinde yardım elini uzatmadık.
22:12
We're undoinggeri alma that now, and they are so over it and so into theironların futuregelecek.
336
1307000
6000
Şimdi hatamızı telafi ediyoruz, hem onlar da bunları aşıp geleceğe odaklanıyorlar.
22:18
We're doing this in an environmentallyçevresel olarak responsiblesorumluluk sahibi way.
337
1313000
4000
Çalışmalarımızı çevre bilinci ile gerçekleştiriyoruz.
22:22
I'm doing my besten iyi to convinceikna etmek them not to runkoş the electricelektrik gridızgara
338
1317000
4000
Halkın yüzde 35'inin erişimin olmadığı elektrik kaynağını değil
22:26
to the 35 percentyüzde of the people that have no accesserişim,
339
1321000
3000
temiz enerji kaynaklarını tercih etmelerini ve sorumlu
22:29
but to do it with cleantemiz energyenerji. To have responsiblesorumluluk sahibi reforestationağaçlandırma projectsprojeler,
340
1324000
5000
yeniden ağaçlandırma projeleri hazırlamaları için elimden geleni yapıyorum.
22:34
the RwandansRuandalılar, interestinglyilginç biçimde enoughyeterli, have been quiteoldukça good, MrBay. WilsonWilson,
341
1329000
4000
Sayın Wilson, ilginçtir, Ruandalılar üst toprak tabakasını koruma konusunda
22:38
in preservingkoruma theironların topsoilHumus.
342
1333000
2000
gayet başarılı oldular.
22:40
There's a coupleçift of guys from southerngüney farmingtarım familiesaileleri --
343
1335000
4000
Güneydeki çiftçi ailelerinden birkaç kişi tanıyorum --
22:44
the first thing I did when I wentgitti out to this placeyer
344
1339000
2000
oraya gittiğimde yaptığım ilk şey, dizlerimin üstünde
22:46
was to get down on my handseller and kneesdizler and digkazmak in the dirtkir
345
1341000
2000
yere çöküp ellerimle toprağı kazarak, toprağı nasıl
22:48
and see what they'dgittiklerini donetamam with it.
346
1343000
2000
değerlendirdiklerini görmek oldu.
22:50
We have a chanceşans here to provekanıtlamak that a countryülke
347
1345000
4000
Burada, kendisini yok edercesine katliamdan geçirmiş bir
22:54
that almostneredeyse slaughteredkesilen itselfkendisi out of existencevaroluş
348
1349000
5000
ülkenin uzlaşma sağlayabileceğini, düzenini yeniden
23:00
can practiceuygulama reconciliationmutabakat, reorganizeyeniden düzenleme itselfkendisi, focusodak on tomorrowyarın
349
1355000
7000
kurarak yarınlara odaklanabileceğini ve asgari dış yardım ile
23:07
and providesağlamak comprehensivekapsamlı, qualitykalite healthsağlık carebakım with minimalen az outsidedışında help.
350
1362000
7000
kapsamlı ve kaliteli sağlık hizmetleri sunabileceğini kanıtlamak için fırsatımız var.
23:14
I am gratefulminnettar for this prizeödül, and I will use it to that endson.
351
1369000
6000
Bu ödül için minnettarım, ve ödülü bu amaçla kullanacağım.
23:20
We could use some more help to do this,
352
1375000
4000
Bunun için, biraz daha yardım alabiliriz fakat
23:24
but think of what it would mean if we could have a world-classDünya çapında healthsağlık systemsistem
353
1379000
4000
Ruanda'da -- kişi başına düşen günlük gelirin bir doların altında olduğu bir yerde,
23:28
in RwandaRuanda -- in a countryülke with a less-than-one-dollar-a-day-per-capitaLess-Than-One-Dollar-a-Day-Per-capita incomegelir,
354
1383000
5000
dünya standartlarında bir sağlık sisteminin kurulması ne demektir bir düşünün.
23:33
one that could savekayıt etmek hundredsyüzlerce of millionsmilyonlarca of liveshayatları
355
1388000
4000
Böyle bir sistem, benzer durumdaki bütün ülkelerde uygulanırsa,
23:37
over the nextSonraki decadeonyıl if applieduygulamalı to everyher similarlybenzer şekilde situatedbulunan countryülke on EarthDünya.
356
1392000
7000
önümüzdeki on yıllık süreçte yüz milyonlarca hayat kurtarılabilir.
23:44
It's worthdeğer a try and I believe it would succeedbaşarılı olmak.
357
1399000
4000
Denemeye değer ve ben başarılı olacağına inanıyorum.
23:48
Thank you and God blesskutsamak you.
358
1403000
3000
Teşekkür ederim, Tanrı sizi korusun.
23:51
(ApplauseAlkış)
359
1406000
12000
(Alkışlar)
Translated by Saliha Rodoplu
Reviewed by Ahmet Yükseltürk

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Bill Clinton - Activist
Through his William J. Clinton Foundation, former US President Bill Clinton has become a vital and innovative force for world change. He works in four critical areas: health, economic empowerment, citizen service, and reconciliation.

Why you should listen

Elected President of the United States in 1992 and again in 1996, Bill Clinton left office determined to continue his life of service -- to build the kind of world he wants to hand down to his daughter. His William J. Clinton Foundation is focused on four critical areas: health security, with an emphasis on HIV/AIDS; economic empowerment; leadership development and citizen service; and racial, ethnic and religious reconciliation.

Foundation projects include working with pharmaceutical companies to lower the costs of medicines to needy areas, and, through his Clinton Foundation HIV/AIDS Initiative (CHAI), developing an innovative health care system that can be successful and sustainable throughout the developing world. His Clinton Global Initiative brings together world leaders to discuss the world's most pressing challenges.

In 2015, The Clinton Development Initiative partnered with Visa to help Rwandan farmers conduct business digitally, increasing their financial security and economic empowerment. 

Keep up with other updates and news from the Clinton Foundation here

More profile about the speaker
Bill Clinton | Speaker | TED.com