ABOUT THE SPEAKER
Anjali Kumar - General counsel, author, "idea acupuncturist"
Anjali Kumar is a Brooklyn-born, first-generation Indian American author, attorney, advisor, speaker and “idea acupuncturist.”

Why you should listen

Anjali Kumar is the Chief People Officer and General Counsel at Cheddar, author and "idea acupuncturist." She was formerly the Head of Social Innovation and Founding General Counsel at Warby Parker, a transformative lifestyle brand offering designer eyewear at affordable prices while leading the way for socially conscious businesses. Prior to joining Warby Parker, Kumar was Senior Counsel at Google where she was a commercial and product attorney on areas ranging from Google X to YouTube. She is an Adjunct Professor at Columbia Business School and Fordham University and serves as an advisor to prominent technology companies, luxury fashion brands, consumer products and non-profit organizations including Malala Fund, IDEO.org and organize.org. She serves on the Board of Directors of Happy Money, GloScience Professional, Amplifier Foundation, Edible Schoolyard NY, and GrowNYC and the Guggenheim museum’s Global Innovation Group. Anjali’s first book, Stalking God: My Unorthodox Search for Something to Believe In, comes out January 2018 via Seal Press.

More profile about the speaker
Anjali Kumar | Speaker | TED.com
TEDWomen 2017

Anjali Kumar: My failed mission to find God -- and what I found instead

Anjali Kumar: Başarısız olan Tanrı'yı bulma yolculuğum -- ve onun yerine bulduğum şey

Filmed:
2,815,027 views

Anjali Kumar Tanrıyı bulmak için yola çıktı ve sonunda tamamen farklı bir şey buldu. Ortak değerlerimiz ve insanlık hakkındaki bu neşeli ve eğlenceli konuşmasında bizi New York'ta cadılarla, Peru'da bir şamanla, Brezilya'da kötü ünü olan bir şifacı ve başkalarıyla buluşturacağı spiritüel bir yolculuğa çıkarıyor ve bizimle çok önemli bir dersi paylaşıyor: Bizi birleştiren şeyler bizi ayıran şeylerden çok daha güçlüdür ve farklılıklarımız aşılamaz değildir.
- General counsel, author, "idea acupuncturist"
Anjali Kumar is a Brooklyn-born, first-generation Indian American author, attorney, advisor, speaker and “idea acupuncturist.” Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
A fewaz yearsyıl agoönce,
0
1030
1445
Birkaç yıl önce,
00:14
I setset out on a missionmisyon to find God.
1
2499
2959
Tanrı'yı bulma göreviyle yola çıktım.
00:17
Now, I'm going to tell you
right up frontön that I failedbaşarısız oldu,
2
5985
2664
Hemen şunu söyleyeyim,
başarısız oldum
00:20
whichhangi, as a lawyeravukat,
3
8673
1586
ve bir avukat olduğumdan
00:22
is a really hardzor thing for me to admititiraf etmek.
4
10283
2157
başarısızlık benim için
kabullenilmesi çok zor bir şey.
00:25
But on that failedbaşarısız oldu journeyseyahat,
5
13194
2580
Ama başarısız olan bu yolculukta
00:27
a lot of what I foundbulunan was enlighteningaydınlatıcı.
6
15798
2430
birçok aydınlatıcı şey buldum.
00:30
And one thing in particularbelirli
gaveverdi me a lot of hopeumut.
7
18873
2928
Ve özellikle bir şey bana
çok umut verdi.
00:34
It has to do with the magnitudebüyüklük
and significanceönem of our differencesfarklar.
8
22378
3926
Bu şey, farklılıklarımızın
büyüklüğü ve önemi ile ilgili.
00:39
So, I was raisedkalkık in AmericaAmerika
by IndianHint parentsebeveyn -- culturallykültürel HinduHindu,
9
27616
3825
Amerika'da Hintli bir aile tarafından
büyütüldüm--kültürel olarak Hindular
00:43
but practicingalıştırma yapmak a strictsıkı and relativelyNispeten
unknownBilinmeyen religiondin outsidedışında of IndiaHindistan
10
31465
4342
fakat Hindistan dışında
pek bilinmeyen katı bir din olan
00:47
calleddenilen JainismJainizm.
11
35831
1156
Jainizm'e inanıyorlar.
00:49
To give you an ideaFikir
of just how minorityazınlık that makesmarkaları me:
12
37610
2949
Ne kadar küçük bir azınlığın
mensubu olduğumu şöyle anlatayım:
00:53
people from IndiaHindistan representtemsil etmek
roughlykabaca one percentyüzde of the US populationnüfus;
13
41233
4275
Hintliler, Amerika nüfusunun
kabaca % 1'ini oluşturur;
00:57
HindusHindular, about 0.7 percentyüzde;
14
45973
2186
Hindular yaklaşık %0,7'sini
01:00
JainsJains, at mostçoğu .00046 percentyüzde.
15
48667
6298
Jainler ise en fazla 100.000'de 46'sını.
01:07
To put that in contextbağlam:
16
55557
1565
Diğer bir deyişle;
01:09
more people visitziyaret etmek the VermontVermont
TeddyTeddy BearAyı FactoryFabrika eachher yearyıl
17
57513
3179
her yıl Amerika'daki
''Vermont Teddy Bear'' fabrikasını
01:12
than are followerstakipçileri
of the JainJain religiondin in AmericaAmerika.
18
60716
2715
ziyaret edenlerin sayısı Jain dinine
mensup olanlardan daha fazla.
01:15
To addeklemek to my minorityazınlık mixkarıştırmak,
my parentsebeveyn then decidedkarar,
19
63455
2901
Bu küçük karışıklığa ek olarak,
ailem şu kararı aldı;
01:18
"What a great ideaFikir!
Let's sendgöndermek her to CatholicKatolik schoolokul" --
20
66380
2694
''Onu Katolik okuluna gönderelim.
Harika olur!''
01:21
(LaughterKahkaha)
21
69098
1018
(Kahkahalar)
01:22
where my sisterkız kardeş and I
were the only non-whiteBeyaz olmayan,
22
70140
2179
Bütün okuldaki
Katolik ve beyaz olmayan
01:24
non-CatholicKatolik olmayan studentsöğrencilerin
in the entiretüm schoolokul.
23
72343
2357
tek öğrenci kız kardeşimle bendim.
01:27
At the InfantBebek Jesusİsa of PraguePrag SchoolOkul
in FlossmoorFlossmoor, IllinoisIllinois --
24
75287
4324
Flossmoor,Illinois' daki
Infant Jesus of Prague School'da-
01:31
yes, that's really what it was calleddenilen --
25
79635
2472
evet, adı gerçekten "Prag Bebek İsa Okulu"
01:34
we were taughtöğretilen to believe
that there is a singletek SupremeYüce BeingVarlık
26
82131
3684
bize ne var ne yok
her şeyden sorumlu olan
tek bir Yüce Varlığın olduğuna
01:37
who is responsiblesorumluluk sahibi for everything,
27
85839
2208
iman etmek öğretildi,
01:40
the wholebütün shebangMeyhane,
28
88071
1230
01:41
from the creationoluşturma of the UniverseEvren
to moralmanevi shepherdingshepherding to eternalsonsuz life.
29
89325
4156
evrenin yaratılışından tutun,
ebedi hayata giden yolu göstermeye kadar.
01:46
But at home,
30
94023
1151
Fakat evde,
01:47
I was beingolmak taughtöğretilen something
entirelyBaştan sona differentfarklı.
31
95198
2769
tamamen farklı bir şey öğretiliyordu.
Jain dinine mensup insanlar
01:50
FollowersTakipçileri of the JainJain religiondin
32
98780
1681
01:52
don't believe in a singletek SupremeYüce BeingVarlık
33
100485
2109
tek bir Yüce Varlığa
veya Yüce Varlıklardan
01:54
or even a teamtakım of SupremeYüce BeingsVarlıklar.
34
102618
1780
oluşan bir topluluğa bile inanmazlar.
01:56
InsteadBunun yerine, we're taughtöğretilen that God manifestsbildirimleri
35
104747
2039
Daha çok, Tanrı'nın
biz bireylerin mükemmeliğinde
tezahür ettiği öğretilir
01:58
as the perfectionmükemmellik of eachher of us
as individualsbireyler,
36
106810
3002
02:01
and that we're actuallyaslında
spendingharcama our entiretüm liveshayatları
37
109836
2484
ve bütün ömrümüzü Tanrısal,
mükemmel kendimiz olma yolunda
02:04
strivingçabası to removeKaldır the badkötü karmaskarmas
38
112344
1879
karşımıza çıkan
kötü karmaları yok etmek için
02:06
that standdurmak in the way of us
becomingolma our ownkendi godlikeTanrısal, perfectmükemmel selvescanlarından.
39
114247
4312
mücadele ederek harcarız.
02:11
On topüst of that, one of the coreçekirdek
principlesprensipler of JainismJainizm
40
119329
3288
Üstelik, Jainism' in en temel
prensiplerinden biri de
02:14
is something calleddenilen "non-absolutismmutlakiyet Sigara."
41
122641
2646
'' mutlakçılık karşıtlığı'' denen şeydir.
02:17
Non-absolutistsSigara-absolutists believe
that no singletek personkişi
42
125771
2956
Mutlakçılık karşıtları hiç kimsenin
02:20
can holdambar ownershipsahiplik or knowledgebilgi
of absolutekesin truthhakikat,
43
128751
3505
mutlak hakikate veya bilgisine
sahip olamayacağına inanır,
02:24
even when it comesgeliyor to religiousdini beliefsinançlar.
44
132875
2357
konu dini itikatler olsa bile.
02:28
Good luckşans testingtest yapmak that conceptkavram out
45
136169
1945
Bu kavramı Katolik okullarındaki
02:30
on the priestsrahipler and nunsrahibeler
in your CatholicKatolik schoolokul.
46
138138
2431
papaz ve rahibelerle
test edeceklere iyi şanslar.
02:32
(LaughterKahkaha)
47
140593
1316
(Kahkahalar)
02:33
No wondermerak etmek I was confusedŞaşkın
48
141933
1777
Tabii ki kafam karışıktı
02:35
and hyperawarehyperaware of how differentfarklı
I was from my peers.
49
143734
3556
ve akranlarımdan farklı olduğumu
çok iyi biliyordum.
02:39
CutKesme to 20-something-bir şey yearsyıl latersonra,
50
147893
1950
Kısa kesip 20 küsur yıl sonraya gelirsek,
02:41
and I foundbulunan myselfkendim to be
a highlybüyük ölçüde spiritualmanevi personkişi,
51
149867
2883
kendimi maneviyatı yüksek
bir kişi olarak bulmuştum
02:44
but I was flounderingfloundering.
52
152774
1554
fakat bocalıyordum.
02:46
I was spirituallyruhsal homelessevsiz.
53
154352
1630
Maneviyatımın bir evi, adresi yoktu.
02:48
I camegeldi to learnöğrenmek that I was a "NoneHiçbiri,"
54
156633
3179
Sonra bir ''Hiçbiri'' olduğumu öğrendim.
02:51
whichhangi isn't an acronymkısaltması
or a cleverzeki playoyun on wordskelimeler,
55
159836
3138
Bu bir kelime oyunu ya da kısaltma değil
02:54
norne de is it one of these.
56
162998
2046
ya da o tür bir şey.
02:57
It's simplybasitçe the painfullyacı uninspiredyavan nameisim
57
165663
2714
Pew Araştırma Merkezi
insanlara dini inanç sorduğunda
03:00
givenverilmiş to everyoneherkes
who checksdenetler off the boxkutu "noneYok"
58
168401
3743
''Hiçbiri'' seçeneğini işaretleyen
03:04
when PewPew ResearchAraştırma askssorar them
about theironların religiousdini affiliationüyelik.
59
172168
3348
herkese verilen yavan bir isim.
03:07
(LaughterKahkaha)
60
175540
1024
(Kahkahalar)
03:08
Now, a coupleçift of interestingilginç
things about NonesNones are:
61
176588
2469
Hiçbiriler ile ilgili
ilginç şeyleri sayarsak;
03:11
there are a lot of us,
62
179081
1182
bizden çok var
03:12
and we skeweğme younggenç.
63
180287
1486
ve dağılımımız genç.
03:14
In 2014, there were over 56 millionmilyon
religiouslydin unaffiliatedunaffiliated NonesNones
64
182948
6338
2014'de, Amerika'da 56 milyonun üzerinde
bir dine bağlı olmayan Hiçbiri vardı
03:21
in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
65
189310
1177
03:23
And NonesNones accounthesap
for over one-thirdüçte bir of adultsyetişkinler
66
191029
4136
ve 18 ila 33 yaş arası yetişkinlerin
3'de 1'inden fazlası
03:27
betweenarasında the agesyaşlar of 18 to 33.
67
195189
2762
Hiçbiri olarak görünüyor.
03:30
But the mostçoğu interestingilginç thing
to me about NonesNones
68
198489
2953
Ancak, Hiçbirilerle ilgili
bana en ilginç gelen şey
03:33
is that we're oftensık sık spiritualmanevi.
69
201466
2302
çoğumuz maneviyata düşkünüz.
03:35
In factgerçek, 68 percentyüzde of us believe,
with some degreederece of certaintykesinlik,
70
203792
4220
Aslında, %68'imiz derecesi
değişmekle birlikte
bir Tanrı olduğuna inanıyoruz
03:40
that there is a God.
71
208036
1380
03:41
We're just not sure who it is.
72
209440
1513
yalnız kim olduğundan emin değiliz.
03:42
(LaughterKahkaha)
73
210977
2000
(Kahkahalar)
03:45
So the first takeawaypaket servisi olan Restoran for me
74
213861
1965
Bir Hiçbiri olduğumu anladığımda
03:47
when I realizedgerçekleştirilen I was a NoneHiçbiri
and had foundbulunan that informationbilgi out
75
215850
4061
yaptığım ilk çıkarım ve öğrendiğim şey
03:51
was that I wasn'tdeğildi aloneyalnız.
76
219935
1808
yalnız olmadığımdı.
Sonunda Amerika'da birçok üyesi olan
03:54
I was finallyen sonunda partBölüm of a groupgrup in AmericaAmerika
77
222139
2040
03:56
that had a lot of membersüyeler,
78
224203
1478
bir gruba dâhil olmuştum
03:57
whichhangi feltkeçe really reassuringgüven verici.
79
225705
1635
ve bu çok rahatlatıcıydı.
03:59
But then the secondikinci,
not-so-reassuringBu yüzden güven takeawaypaket servisi olan Restoran
80
227731
2691
Fakat sonra, o kadar da rahatlık
vermeyen ikinci bir bilgi edindim
04:02
was that, oh, man, there are a lot of us.
81
230446
2231
uhu, bizden bir sürü vardı.
04:04
That can't be good,
82
232701
1222
Bu iyi bir şey olamazdı
04:05
because if a lot of highlybüyük ölçüde spiritualmanevi
people are currentlyşu anda godlessAllahsız,
83
233947
3853
çünkü bu kadar sayıda maneviyata
düşkün insan halen tanrısızsa,
04:09
maybe findingbulgu God is not going to be
as easykolay as I had originallyaslında hopedümit.
84
237824
3735
belki de Tanrı'yı bulmak sandığım
kadar kolay olmayacaktı.
04:13
So that is when I decidedkarar
that on my spiritualmanevi journeyseyahat,
85
241583
3324
Bu nedenle manevi yolculuğa
çıkmaya karar verdiğimde,
04:16
I was going to avoidönlemek the obviousaçık placesyerler
86
244931
2074
belirli yerlerden uzak durmaya
04:19
and skipatlamak the big-boxbüyük kutu religionsdinler altogethertamamen
87
247029
2496
ve büyük dinlerin hepsini
elemeye karar verdim.
04:21
and insteadyerine venturegirişim out
into the spiritualmanevi fringesaçak
88
249549
3658
Bunun yerine kıyıda köşede
kalmış medyumlara
04:25
of mediumsortamlar
89
253231
1309
ve manevi şifacılara
04:26
and faithinanç healersşifacılar
90
254564
1182
ve "Tanrı" adamlara
04:28
and godmengodmen.
91
256381
1162
bakacaktım.
04:30
But rememberhatırlamak, I'm a non-absolutistmutlakıyetçi Sigara,
92
258336
2038
Ama unutmayın,
ben mutlakçılığa karşı biriyim,
04:32
whichhangi meansanlamına geliyor I was prettygüzel inclinedeğimli
to keep a fairlyoldukça openaçık mindus,
93
260398
3919
yani açık fikirli olmaya
oldukça meyilliyim
04:36
whichhangi turneddönük out to be a good thing,
94
264341
2088
ve bunun iyi bir şey olduğu anlaşıldı;
04:38
because I wentgitti to a witch'scadının potluckyemeğini getir partisi dinnerakşam yemegi
95
266453
3714
iki cadıyla arkadaş olduğum
04:42
at the LGBTLGBT CenterMerkezi in NewYeni YorkYork CityŞehir,
96
270191
2912
New York LGBT merkezinde
04:45
where I befriendedArkadaş two witchesCadılar;
97
273127
1712
bir cadının ''potluck'' yemeğine gittim.
04:47
drankiçti a five-gallonBeş galonluk jerricanjerrican
fulltam of volcanicvolkanik waterSu
98
275814
3741
Peru'da bir şamanla 20 litrelik bidondan
04:51
with a shamanşaman in PeruPeru;
99
279579
1380
volkan suyu içtim.
Bir toplantı merkezinde
bir azizle kucaklaştım,
04:54
got a hugsarılmak from a saintaziz
in the conventionKongre centermerkez --
100
282173
2420
04:56
she smelledkokuyordu really niceGüzel --
101
284617
1345
gerçekten hoş kokuyordu.
04:57
(LaughterKahkaha)
102
285986
1729
(Kahkahalar)
04:59
chantedattılar for hourssaatler in a smoke-filledduman dolu,
heat-infusedısı-infused sweatter lodgeLodge
103
287739
3747
Meksika kıyılarında dumanla dolu,
sıcak ve havasız
bir buhar kulübesinde
saatlerce ilahi söyledim.
05:03
on the beachesSahiller of MexicoMeksika;
104
291510
1487
05:05
workedişlenmiş with a tequila-drinkingtekila içmek mediumorta
to convenetoplanacak with the deadölü,
105
293958
3288
Garip bir şekilde,
içlerinde kayın validemin
05:09
who oddlytuhaf bir şekilde includeddahil bothher ikisi de
my deceasedMerhum mother-in-lawkaynana
106
297270
3358
ve hip hop grubu The Roots'un
menajerininde de bulunduğu,
05:12
and the deceasedMerhum managermüdür
of the hip-hopHip-hop groupgrup The RootsKökleri.
107
300652
3176
ölülerin ruhlarını çağırırken
tekila içen bir medyumla çalıştım.
05:15
(LaughterKahkaha)
108
303852
1083
(Kahkahalar)
05:16
Yeah, my mother-in-lawkaynana told me
she was really happymutlu
109
304959
2743
Kayın validem,
oğlu beni seçtiği için
05:19
her sonoğul had chosenseçilmiş me for his wifekadın eş.
110
307726
2006
çok mutlu olduğunu söyledi.
05:21
DuhYaa! But --
111
309756
1151
Hıı! Ama..
05:22
(LaughterKahkaha)
112
310931
1939
(Kahkahalar)
05:24
Yeah.
113
312894
1158
Evet.
05:26
But the managermüdür of The RootsKökleri
114
314076
2089
Ama The Roots'un menajeri
05:28
said that maybe I should cutkesim back
on all the pastamakarna I was eatingyemek yiyor.
115
316189
3316
makarnayı azaltmamın
iyi olabileceğini söyledi.
Karbonhidratı azalt diyen
05:31
I think we can all agreeanlaşmak
116
319529
1608
merhum kayın validem olmadığı için
kocamın şanslı olduğu konusunda
05:33
that it was luckyşanslı for my husbandkoca
that it wasn'tdeğildi his deadölü motheranne
117
321161
3038
hepimizin hemfikir olduğunu umuyorum.
05:36
who suggestedönerdi I layyatırmak off carbskarbonhidrat.
118
324223
1483
05:37
(LaughterKahkaha)
119
325730
1094
(Kahkahalar)
05:38
I alsoAyrıca joinedkatıldı a laughinggülme yogaYoga groupgrup
out of SouthGüney AfricaAfrika;
120
326848
3879
Ayrıca Güney Afrika'da kahkahalı
bir yoga grubuna katıldım.
05:43
witnessedtanık a womankadın have
a 45-minute-dakika orgasmorgazm --
121
331917
3671
Bir kadının 45 dakikalık orgazmına
şahit oldum,
05:47
I am not makingyapma this up --
122
335612
1323
uydurmuyorum,
05:48
as she tappeddağılmış into
the energyenerji of the universeEvren --
123
336959
2562
evrenin enerjisine bağlanıyordu.
05:51
I think I'm going to go back there --
124
339545
1821
Sanırım oraya tekrar gideceğim.
05:53
(LaughterKahkaha)
125
341844
2372
(Kahkahalar)
05:57
calleddenilen God from a phonetelefon boothkabin
in the NevadaNevada desertçöl at BurningYanan Man,
126
345350
4056
Nevada Çölü'nde Burning Man Festivalinde
bir telefon kulübesinden Tanrıyı aradım.
06:01
wearinggiyme a unitardTayt and skikayak gogglesgözlük;
127
349430
2068
Tayt giyip kayak gözlükleri takmıştım
06:04
and I had an oldeski IndianHint guy
lieYalan on topüst of me,
128
352556
3508
ve üzerime yaşlı bir Hintli uzandı,
06:08
and no, he wasn'tdeğildi my husbandkoca.
129
356088
2010
hayır, kocam değildi,
06:10
This was a perfectmükemmel strangeryabancı namedadlı ParamjiParamji,
130
358122
2413
Paramji adında hiç tanımadığımı biriydi.
06:12
and he was chantingilahi into my chakrasçakralar
131
360559
1763
O benim yonimi (Sanskritçe: vajina)
06:14
as he tappeddağılmış into the energyenerji forcesgüçler
of the UniverseEvren to healiyileşmek my "yoniYoni,"
132
362346
4678
iyileştirmek için evrenin enerjisini
bana doğru yönlendirirken
06:19
whichhangi is a SanskritSanskrit wordsözcük for "vaginavajina."
133
367048
2991
çakralarıma bir şeyler söylüyordu.
06:22
(LaughterKahkaha)
134
370063
1324
(Kahkahalar)
06:23
I was going to have a slidekaymak here,
135
371411
1572
Burada sizin için bir slayt yapacaktım
06:25
but a fewaz people suggestedönerdi
136
373007
1831
fakat TED hatta TEDWomen'dan
06:26
that a slidekaymak of my yoniYoni
at TEDTED -- even TEDWomenTEDWomen --
137
374862
4315
bir kaç kişi, benim yoni slaytının
06:31
not the besten iyi ideaFikir.
138
379201
1359
iyi fikir olmadığını söyledi.
06:32
(LaughterKahkaha)
139
380584
1158
(Kahkahalar)
06:34
Very earlyerken in my questQuest,
140
382927
1664
Tanrıyı sorguladığım ilk yıllarda,
06:36
I alsoAyrıca wentgitti to see the BrazilianBrezilya
faithinanç healerşifacı JohnJohn of God
141
384615
3336
Brezilya'daki merkezine
Brezilyalı şifacı Tanrı'nın John'unu
06:39
at his compoundbileşik down in BrazilBrezilya.
142
387975
1765

görmeye de gittim.
06:42
Now, JohnJohn of God is considereddüşünülen
a full-trancetam-trance mediumorta,
143
390166
3049
Bu arada, Tanrı'nın John'u
ölü insanlarla konuşabilen
06:45
whichhangi basicallytemel olarak meansanlamına geliyor
he can talk to deadölü people.
144
393239
2521
tam-transta bir medyum olarak biliniyor.
06:48
But in his casedurum, he claimsiddialar
to channelkanal a very specificözel groupgrup
145
396173
3765
Ama, sizdeki sorunları
iyileştirmek için ölü doktorlar
06:51
of deadölü saintsAzizler and doctorsdoktorlar
146
399962
1438
ve azizlerden oluşan
06:53
in ordersipariş to healiyileşmek
whatever'sHer ne wrongyanlış with you.
147
401424
2379
çok özel bir grubu
yönlendirdiğini iddia ediyor.
06:55
And althougholmasına rağmen JohnJohn of God does
not have a medicaltıbbi degreederece
148
403827
2948
Her ne kadar Tanrı'nın John'unun
herhangi bir tıp eğitimi
06:58
or even a highyüksek schoolokul diplomaDiploma,
149
406799
2084
veya bir lise diploması bile olmasa da
07:01
he actuallyaslında performsgerçekleştirir surgerycerrahlık --
150
409653
1699
gerçekten ameliyat yapıyor,
07:04
the realgerçek kindtür, with a scalpelneşter,
151
412186
1675
gerçek bir neşterle
07:06
but no anesthesiaanestezi.
152
414504
1237
ama anestezi kullanmadan.
07:08
Yeah, I don't know.
153
416893
1160
Yani, bilemiyorum.
07:10
He alsoAyrıca offersteklifler invisiblegörünmez surgerycerrahlık,
where there is no cuttingkesim,
154
418077
3470
Ayrıca hiç kesik olmayan
görünmez ameliyatlar
ve vekâlet ameliyatı yapıyor.
07:13
and surrogatevekil surgerycerrahlık,
155
421571
1157
07:14
where he supposedlygüya can treattedavi etmek somebodybirisi
who is thousandsbinlerce of milesmil away
156
422752
4098
İddialara göre binlerce kilometre
ötedeki birini, ameliyatı onun sevdiği
07:18
by performingicra a procedureprosedür on a lovedsevilen one.
157
426874
2202
başka biri üzerinde yaparak
tedavi edebiliyormuş.
07:21
Now, when you go to visitziyaret etmek JohnJohn of God,
158
429747
1843
Şimdi, Tanrı'nın John'unu
ziyaret etmeye giderseniz
07:23
there are all kindsçeşit
of ruleskurallar and regulationsyönetmelik.
159
431614
2136
bir sürü kural ve
düzenlemeyle karşılaşırsınız,
07:25
It's a wholebütün complicatedkarmaşık thing,
160
433774
1582
bayağı karmaşık şeyler,
07:27
but the bottomalt linehat is that
you can visitziyaret etmek JohnJohn of God
161
435380
3259
fakat sonuçta;
Tanrı'nın John'unu ziyaret edebilir
07:30
and presentmevcut him with threeüç things
that you would like fixedsabit,
162
438663
3207
ve ona düzelmesini istediğiniz
üç şeyi sunabilirsiniz,
07:33
and he will setset the deadölü saintsAzizler
and doctorsdoktorlar to work on your behalfadına
163
441894
3097
o da sizin adınıza çalışması için
ölü azizleri ve doktorları ayarlar.
07:37
to get the job donetamam.
164
445015
1183
07:38
(LaughterKahkaha)
165
446222
1009
(Kahkahalar)
07:39
Now, before you snickerkıs kıs,
166
447255
2475
Siz gülmeye devam edin
07:41
considerdüşünmek
167
449754
1484
ama internet sayfasına göre
07:43
that, at leasten az accordinggöre to his websiteWeb sitesi,
168
451262
1972
sekiz milyondan fazla kişi
07:45
over eightsekiz millionmilyon people --
169
453258
1782
onu görmeye gitmiş,
07:47
includingdahil olmak üzere OprahOprah,
170
455802
1178
Televizyon Gündüz Kuşağı Tanrıçası
07:49
the GoddessTanrıça of DaytimeGündüz TVTV --
171
457630
1945
Oprah dahil.
07:52
have gonegitmiş to see JohnJohn of God,
172
460441
1863
Tanrı'nın John'unu görmeye gitmişler.
07:54
and I was pre-wiredön kablolu to keep an openaçık mindus.
173
462328
2664
Açık fikirli olma konusunda
önceden eğitimliydim
07:58
But to be honestdürüst, the wholebütün thing for me
was kindtür of weirdtuhaf and inconclusivesonuçsuz,
174
466124
3618
ama doğrusu bütün bunlar benim için
bile acayipti ve inandırıcı değildi
08:01
and in the endson, I flewuçtu home,
175
469766
1751
ve sonunda eve döndüğümde
08:03
even more confusedŞaşkın
than I alreadyzaten startedbaşladı out.
176
471541
2491
kafam öncekinden de karışıktı.
08:06
But that doesn't mean
I camegeldi home empty-handedeli boş.
177
474913
2382
Ama bu eve eli boş geldiğim
anlamına da gelmiyor.
08:10
In the weekshaftalar leadingönemli up
to my tripgezi to BrazilBrezilya,
178
478605
2553
Brezilya seyahatimden önceki haftalarda,
08:13
I mentionedadı geçen my upcomingyaklaşan plansplanları
to some friendsarkadaşlar
179
481182
2769
bazı arkadaşlarıma ve
zamanında avukatı olduğum
08:15
and to a coupleçift of colleaguesmeslektaşlar at GoogleGoogle,
180
483975
1946
Google'daki birkaç meslektaşıma
08:17
where I was a lawyeravukat at the time.
181
485945
1671
bu planımdan bahsetmiştim.
08:20
And I mightbelki have mentionedadı geçen it
to a coupleçift more people
182
488028
2508
Aslında birkaç kişiye daha
bahsetmiş olabilirim,
08:22
because I'm chattygeveze,
183
490560
1191
çünkü geveze biriyimdir.
08:23
includingdahil olmak üzere my neighborkomşu,
184
491775
1208
Mesela komşum,
08:25
the guy who worksEserleri at the localyerel
coffeeKahve shopDükkan I go to eachher morningsabah,
185
493672
3096
her sabah gittiğim kahve
dükkanında çalışan çocuk,
08:29
the checkoutkullanıma alma ladybayan at WholeBütün FoodsGıdalar
186
497181
1734
Whole Foods'ta kasadaki hanımefendi,
08:31
and a strangeryabancı who satoturdu
nextSonraki to me on the subwaymetro.
187
499486
2336
metroda yanımda oturan yabancı gibi.
08:34
I told eachher of them where I was going
188
502743
2216
Onların her birine gideceğim yeri
08:36
and why,
189
504983
1171
ve nedenini söyledim
08:38
and I offeredsunulan to carrytaşımak threeüç wishesdilek
of theirsonların down to BrazilBrezilya,
190
506178
4421
ve onlara üç dileklerini
Brezilya'ya götürmeyi, Tanrı'nın John'unu
görmeye gidenlerin başkalarının
dileğini de vekâlaten götürebildiğini
08:42
explainingaçıklayan that anyonekimse going
to see JohnJohn of God
191
510623
2769
08:45
could actdavranmak as a proxyProxy for othersdiğerleri
192
513416
1810
ve böylece onları bu yolculuktan kurtarıp
08:47
and savekayıt etmek them the tripgezi.
193
515250
1172
dileklerini taşımayı önermiştim.
08:49
And to my surprisesürpriz, my in-box overflowedtaştı.
194
517795
3135
Gelen kutum dolup taştığında şaşırdım.
08:53
FriendsArkadaşlar told friendsarkadaşlar who told friendsarkadaşlar,
195
521906
1901
Herkes arkadaşına söylemiş
08:55
and those friendsarkadaşlar
apparentlygörünüşe göre told more friendsarkadaşlar,
196
523831
2236
ve bu arkadaşlar da görünüşe
göre başka arkadaşlara,
08:58
other strangersyabancı insanlar
and the guys at theironların coffeeKahve shopsdükkanlar,
197
526091
2410
diğer kişilere,
kahve dükkanındaki arkadaşlara
09:00
untila kadar it seemedgibiydi that daysgünler
before I left for BrazilBrezilya
198
528525
2404
ve Brezilya'ya gidene kadar
09:02
that there was no one who did not
have my emailE-posta addressadres.
199
530953
2935
e-posta adresimi öğrenmeyen kalmamış.
09:06
And at the time, all I could concludesonuçlandırmak
was that I had offeredsunulan too much
200
534765
4350
O zamanlar çıkardığım tek sonuç
çok fazla kişiye
09:11
to too manyçok.
201
539139
1157
çok fazla şey önerdiğimdi.
09:13
But when I actuallyaslında rereadyeniden oku
those messagesmesajları a fewaz yearsyıl latersonra,
202
541302
3679
Fakat birkaç yıl sonra bu mesajları
tekrar okuduğumda
09:18
I noticedfark something completelytamamen differentfarklı.
203
546172
2765
tamamen farklı bir şey fark ettim.
09:22
Those emailse-postalar actuallyaslında sharedpaylaşılan
threeüç commonalitiesortak,
204
550728
3324
Bu e-postaların üç ortak yönü vardı.
09:26
the first of whichhangi was ratherdaha doğrusu curiousMeraklı.
205
554885
1824
Birincisi oldukça ilginçti.
09:29
AlmostNeredeyse everyoneherkes sentgönderilen me meticuloustitiz detailsayrıntılar
about how they could be reachedulaştı.
206
557791
4640
Neredeyse herkes onlara nasıl
ulaşılacağına dair net detaylar vermişti.
09:35
I had told them,
or theironların friendsarkadaşlar had told them,
207
563239
2896
Yani ben ya da arkadaşları onlara,
09:38
that alonguzun bir with the listliste
of the threeüç things they wanted fixedsabit,
208
566159
3133
düzelmesini istedikleri üç şeyin
listesinin yanı sıra, resimlerine
09:41
I neededgerekli theironların photoFotoğraf, theironların nameisim
and theironların datetarih of birthdoğum.
209
569316
3598
isimlerine ve doğum tarihlerine de
ihtiyacım olduğunu söylemişti.
09:45
But they gaveverdi me fulltam addressesadresler, with,
like, apartmentapartman numberssayılar and zipzip codeskodları,
210
573533
4132
Ama onlar bana kapı no ve posta
kodları ile tam adreslerini vermişlerdi,
09:49
as if JohnJohn of God was going
to stop by theironların houseev
211
577689
2355
sanki Tanrı'nın John'u
onların evine uğrayacak,
09:52
and see them in personkişi
or sendgöndermek alonguzun bir a packagepaket.
212
580068
2352
onları şahsen görecek
veya bir paket gönderecekmiş gibi.
09:55
It was as if, in the highlybüyük ölçüde unlikelyolası olmayan eventolay
that theironların wishesdilek were grantedverilmiş
213
583250
4357
Sanki, uzak bir ihtimal olsa bile
dilekleri Tanrı'nın John'u
tarafından kabul edilirse,
09:59
by JohnJohn of God,
214
587631
1192
10:00
they just wanted to make sure
that they weren'tdeğildi deliveredteslim
215
588847
2773
bunun yanlış adres ya da yanlış kişiye
10:03
to the wrongyanlış personkişi or the wrongyanlış addressadres.
216
591644
1970
gitmediğinden emin olmak ister gibi.
10:05
Even if they didn't believe,
217
593638
2166
İnanmasalar bile,
10:07
they were hedgingRiskten korunma theironların betsBahisler.
218
595828
1604
işi sağlama almak istemişlerdi.
10:10
The secondikinci commonalityortak özellikleri
was just as curiousMeraklı,
219
598785
2913
İkinci ortak nokta da yine ilgi çekici
10:14
but faruzak more humblinghumbling.
220
602612
1386
ama çok daha mütevazi bir şeydi.
10:17
VirtuallyHemen hemen everyoneherkes --
221
605784
1361
Abartısız herkes,
10:19
the strangeryabancı on the subwaymetro,
222
607925
1305
metrodaki yabancı,
10:21
the guy at the coffeeKahve shopDükkan,
223
609827
1308
kahve dükkanındaki adam,
10:23
the lawyeravukat down the hallsalon,
224
611530
1323
adliyedeki avukat,
10:25
the JewYahudi, the atheistateist,
the MuslimMüslüman, the devoutdindar CatholicKatolik --
225
613310
3172
Yahudi, ateist, Müslüman, dindar Katolik,
10:28
all askeddiye sordu for essentiallyesasen
the sameaynı threeüç things.
226
616873
3212
hepsi temelde üç aynı şeyi istemişti.
10:33
OK, there were a coupleçift of outliersaykırı,
and yes, a fewaz people askeddiye sordu for cashnakit.
227
621020
3667
Tamam, birkaç tane sapkın vardı
ve evet bazıları da para istedi
10:36
But when I eliminatedelimine what were
ultimatelyen sonunda a handfulavuç of anomaliesanomaliler,
228
624711
4382
ama hepi topu üç beş anormali elediğimde
10:41
the similaritiesbenzerlikler were staggeringşaşırtıcı.
229
629527
2314
benzerlikler çok şaşırtıcıydı.
10:45
AlmostNeredeyse everyher singletek personkişi
230
633931
2188
Neredeyse herkes ilk olarak
10:48
first askeddiye sordu for good healthsağlık
for themselveskendilerini and theironların familiesaileleri.
231
636828
3839
kendileri ve aileleri için
sağlıklı bir yaşam istemişti.
10:54
AlmostNeredeyse universallyevrensel,
232
642001
1377
Neredeyse bir bütün halinde,
10:56
they nextSonraki askeddiye sordu for happinessmutluluk
233
644212
1474
mutluluk istemişlerdi
10:58
and then love,
234
646829
1151
ve sonra aşk.
11:01
in that ordersipariş:
235
649439
1176
Sıralama şöyleydi:
11:03
healthsağlık, happinessmutluluk, love.
236
651824
1755
sağlık, mutluluk, aşk.
11:07
SometimesBazen they askeddiye sordu for a specificözel
healthsağlık issuekonu to be fixedsabit,
237
655585
2927
Bazıları belirli bir sağlık sorununun
düzelmesini istemişti
11:10
but more oftensık sık than not, they just
askeddiye sordu for good healthsağlık in generalgenel.
238
658536
3322
ama genel olarak
hepsi sağlıklı olmayı istiyordu.
11:15
When it camegeldi to happinessmutluluk,
239
663222
1276
Konu mutluluk olduğunda,
11:17
they eachher phrasedifade ettiği it slightlyhafifçe differentlyfarklı olarak,
240
665031
2176
her biri bunu birazcık
farklı anlatmıştı,
11:20
but they all askeddiye sordu for the sameaynı
specificözel subtypealt türü of happinessmutluluk, too --
241
668052
4596
ama hepsi mutluluğun
aynı alt türünü istemişti.
11:26
the kindtür of happinessmutluluk that sinkslavabo in
242
674282
2081
Hani içinize işleyip
11:28
and setskümeler down rootskökleri in your soulruh;
243
676832
1943
ruhunuzda hissettiğiniz mutluluğu;
11:32
the kindtür of happinessmutluluk
that could sustainsürdürmek us,
244
680521
2336
bize güç veren türden mutluluğu,
11:35
even if we were to losekaybetmek
absolutelykesinlikle everything elsebaşka.
245
683922
2926
her şeyi kaybetmek üzere olsak bile.
11:40
And for love,
246
688587
1152
Aşka gelirsek,
11:42
they all askeddiye sordu for the kindtür
of romanticromantik love,
247
690779
2218
hepsi romantik aşk istemişti,
11:45
the soulruh matedostum that we readokumak about
in epicepik romanticromantik novelsroman,
248
693021
3976
büyük romanlarda okuduğumuz bir ruh eşi,
11:50
the kindtür of love that will staykalmak with us
tillkadar the endson of our daysgünler.
249
698396
3220
son günlerimize kadar
yanımızda kalan bir aşk.
11:55
Sorry, that's my husbandkoca.
250
703893
2015
Kusura bakmayın, o benim kocam.
12:00
CrapBok! Now I forgotUnuttun my placeyer.
251
708665
1585
Tüh! Ne dediğimi unuttum.
12:02
(LaughterKahkaha)
252
710274
2019
(Kahkaha)
12:05
(ApplauseAlkış)
253
713176
4801
(Alkış ve tezahürat)
12:14
So by and largegeniş,
254
722602
1559
Genel olarak
12:16
all of these friendsarkadaşlar and strangersyabancı insanlar,
255
724185
2388
bütün bu arkadaşlar ve yabancılar
12:18
regardlessne olursa olsun of theironların backgroundarka fon,
raceyarış or religiondin,
256
726597
3354
ırk, din ya da geçmişleri ne olursa olsun
hepsi aynı şeyleri istiyordu,
12:22
all askeddiye sordu for the sameaynı things,
257
730762
1664
12:24
and they were the sameaynı things
that I really wanted,
258
732450
2762
benim istediğim de tam aynı şeylerdi.
12:27
the simplifiedbasitleştirilmiş versionversiyon
of the basictemel humaninsan needsihtiyaçlar
259
735236
2802
Abraham Maslow ve Manfred Max-Neef
gibi sosyal bilimciler
12:30
identifiedtespit by socialsosyal scientistsBilim adamları
like Abrahamİbrahim MaslowMaslow and ManfredManfred Max-NeefMax Neef.
260
738062
4621
tarafından anlatılan temel insan
ihtiyaçların basit bir versiyonuydu.
12:35
No one askeddiye sordu for answerscevaplar
to the bigbüyük existentialvaroluşsal questionssorular
261
743668
3118
Hiç kimse yola çıkma nedenim olan
Tanrının varlığına dair delilleri veya
12:38
or for proofkanıt of God or the meaninganlam of life
like I had setset out to find.
262
746810
3405
hayatın anlamı gibi
büyük varoluşsal sorulara cevap istemedi.
12:42
They didn't even asksormak for an endson
to warsavaş or globalglobal hungeraçlık.
263
750596
2982
Savaşlara ve dünyadaki açlığa
son vermeyi bile dilemediler.
12:46
Even when they could have askeddiye sordu
for absolutelykesinlikle anything,
264
754879
3603
Gerçekten akla gelebilecek
her şeyi isteyebilecekken,
12:50
they all askeddiye sordu for healthsağlık,
happinessmutluluk and love.
265
758506
3035
hepsi sağlık, mutluluk ve aşk istedi.
12:55
So now those emailse-postalar had
a thirdüçüncü commonalityortak özellikleri as well.
266
763418
2748
Bu e-postaların üçüncü ortak özelliği;
12:59
EachHer of them endedbitti in the exactkesin sameaynı way.
267
767444
3128
hepsi aynı sonla bitiyordu.
13:03
InsteadBunun yerine of thankingteşekkür me for cartingcarting
theironların wishesdilek all the way to BrazilBrezilya,
268
771597
3766
Dileklerini Brezilya'ya kadar ileteceğim
için bana teşekkür etmek yerine
13:08
everyoneherkes said,
269
776427
1215
herkes,
13:11
"Please don't tell anyonekimse."
270
779285
1472
''Lütfen kimseye söyleme''
diyordu.
13:14
So I decidedkarar to tell everyoneherkes --
271
782738
2216
Bu nedenle de
herkese söylemeye karar verdim
13:16
(LaughterKahkaha)
272
784978
1231
(Kahkahalar)
13:18
right here on this stageevre,
273
786233
1498
ve tam burada, bu sahnede.
13:21
not because I'm untrustworthygüvenilmez,
274
789421
1790
Güvenilmez biri olduğumdan değil,
13:23
but because the factgerçek
that we have so much in commonortak
275
791867
3242
çok fazla ortak noktamız olduğu için.
13:27
feelshissediyor especiallyözellikle importantönemli for us
all to hearduymak, especiallyözellikle now,
276
795133
3486
Bunları bilmek hepimiz için çok önemli,
özellikle şu anda, çünkü;
13:30
when so manyçok of the world'sDünyanın en problemssorunlar
277
798643
2047
dünyadaki problemlerin bu kadar çok
13:32
seemgörünmek to be because we keep focusingodaklanma
on the things that make us differentfarklı,
278
800714
3987
olma nedeni, bizi birbirimize bağlayan
şeylere değil, bizi farklı yapan şeylere
13:36
not on what bindsbağlar us togetherbirlikte.
279
804725
1883
odaklanıyor olmamız gibi görünüyor.
13:39
And look -- I am the first to admititiraf etmek
that I am not a statisticianistatistikçi,
280
807765
4376
Ve bakın, baştan söyleyeyim
ben bir istatistikçi değilim
13:44
and that the dataveri I presentedsunulan to you
that I just accumulatedbirikmiş in my in-box
281
812790
3920
ve size sunduğum verileri
sadece gelen kutumdan topladım.
13:48
is more anecdotalanekdot niteliğinde than scientificilmi,
more qualitativenitel than quantitativenicel.
282
816734
5101
Bilimselden ziyade birer anlatı, öykü,
ve sayısaldan çok niteliksel.
13:54
It is, as anyonekimse who worksEserleri
with dataveri would tell you,
283
822394
3222
Verilerle çalışan herkes
size aynı şeyi söyleyecektir;
13:57
hardlyzorlukla a statisticallyistatistiksel significantönemli
or demographicallydemografik balanceddengeli sampleNumune.
284
825640
3824
bu istatistiksel olarak geçersize yakın,
demografik olarak dengesiz bir örneklem.
14:01
But nonethelessyine de, I find myselfkendim
thinkingdüşünme about those emailse-postalar
285
829488
4061
Yine de, o e-postaları
düşünmeden edemiyorum
14:05
everyher time I reflectyansıtmak back
on the biasönyargı and prejudiceönyargı
286
833573
3552
ve sonra hayatım boyunca karşılaştığım
bütün tarafgirlikleri
ve ön yargıları tekrar düşününce
14:09
that I've facedyüzlü in my life,
287
837149
1517
14:11
or when there's anotherbir diğeri hatenefret crimesuç
or a senselessanlamsız tragedytrajedi
288
839131
2894
veya nefret kusmaları ya da
anlamsız trajedileri,
14:14
that underscoresalt çizgi the dishearteningKırıcı senseduyu
289
842049
2612
bizim bu farklılıkları
aşabileceğimiz konusunda
14:16
that our differencesfarklar
mightbelki be insurmountableaşılmaz.
290
844685
2853
cesaretimin kırıldığını hissediyorum.
14:21
I then remindhatırlatmak myselfkendim that I have evidencekanıt
291
849070
2310
Ama sonra kendime
bir kanıtım var deyip,
14:23
that the humblinghumbling, unifyingbirleştirici commonalityortak özellikleri
292
851404
2582
insan olmanın mütevazi ve birleştirici
sıradanlığını düşünüyorum
14:26
of our humanityinsanlık
293
854010
1610
14:27
is that, even when presentedsunulan
with the opportunityfırsat
294
855644
2968
ve bu sıradanlıkla,
aklımıza gelen her şeyi
14:30
to asksormak for anything at all,
295
858636
2153
isteme şansı bulduğumuzda bile,
14:32
mostçoğu of us want the sameaynı things,
296
860813
1937
hep aynı şeyleri istiyoruz,
14:34
and that this is truedoğru
no mattermadde who we are,
297
862774
2705
kim olursak olalım bu böyle
14:38
what nameisim we call our god,
298
866179
1917
Tanrımıza hangi adı verirsek verelim,
14:40
or whichhangi religiondin, if any, we call home.
299
868702
3122
hangi dinden olursak olalım, eğer
inanıyorsak ona ev diyoruz.
14:45
I then alsoAyrıca noteNot
300
873300
1604
Aynı zamanda fark ettim ki
14:46
that apparentlygörünüşe göre some of us
want these things so badlykötü
301
874928
3367
bazılarımız bu şeyleri
o kadar çok istiyor ki
14:50
that we would emailE-posta a NoneHiçbiri,
302
878821
1777
bir Hiçbirine mail gönderiyor.
14:53
a spirituallyruhsal confusedŞaşkın NoneHiçbiri like me --
303
881319
3287
Benim gibi ruhani yönden
kafası karışık bir Hiçbirine--
14:56
some mightbelki say otherwiseaksi takdirde
confusedŞaşkın as well --
304
884630
2108
bazıları başka yönlerden de
kafası karışık diyebilir--
14:59
and that we would seekaramak out this strangeryabancı
and emailE-posta her our deepesten derin wishesdilek,
305
887742
4781
Çünkü çok uzak bir ihtimal olsa bile
ne olur ne olmaz diyerek,
15:04
just in casedurum there is
the remoteuzak possibilityolasılık
306
892547
3345
dileklerimizin Tanrı değil ama
aşağı yukarı öyle olan biri tarafından
15:07
that they mightbelki be grantedverilmiş
by someonebirisi who is not a god,
307
895916
3641
kabul edilebileceğini düşünerek
bir yabancıya en derin dileklerimizi
15:11
much lessaz our god,
308
899581
2389
e postayla gönderip medet umuyoruz.
15:13
someonebirisi who is not even
a memberüye of our chosenseçilmiş religiondin,
309
901994
2973
Hatta bu kişi bizim dinimizden
bile değilken
15:17
someonebirisi who, when you
look at him on paperkâğıt,
310
905998
2001
ve kâğıt üzerinde, hiç de bu dilekleri
15:20
seemsgörünüyor like an unlikelyolası olmayan
candidateaday to deliverteslim etmek.
311
908023
2490
iletmeye namzet biri gibi görünmüyorken.
15:24
And so now,
312
912354
1165
Ve artık
15:26
when I reflectyansıtmak back on my spiritualmanevi questQuest,
313
914494
3129
manevi arayışıma dönüp baktığımda
15:31
even thoughgerçi I did not find God,
314
919758
2120
Tanrı'yı bulamamış olsam da
15:35
I foundbulunan a home in this:
315
923211
2308
ait olduğum bir yer, ev buldum:
15:39
even todaybugün, in a worldDünya
fracturedkırık by religiousdini,
316
927170
4121
Bugün dünyada din, etnisite, siyaset,
15:44
ethnicetnik, politicalsiyasi, philosophicalfelsefi,
and racialırk dividesböler,
317
932069
5137
felsefe ve ırk bakımından
bölünmüş olsak
15:49
even with all of our obviousaçık differencesfarklar,
318
937230
3034
ve dış görünüşümüzde farklar olsa bile
15:52
at the endson of the day,
319
940288
1415
son tahlilde,
15:54
and the mostçoğu fundamentaltemel levelseviye,
320
942311
1715
kökünde ve derininde
15:56
we are all the sameaynı.
321
944886
1394
hepimiz aynıyız.
15:59
Thank you.
322
947613
1163
Teşekkürler.
16:00
(ApplauseAlkış)
323
948800
5613
(Alkışlar)
Translated by Figen Ergürbüz
Reviewed by berat güven

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Anjali Kumar - General counsel, author, "idea acupuncturist"
Anjali Kumar is a Brooklyn-born, first-generation Indian American author, attorney, advisor, speaker and “idea acupuncturist.”

Why you should listen

Anjali Kumar is the Chief People Officer and General Counsel at Cheddar, author and "idea acupuncturist." She was formerly the Head of Social Innovation and Founding General Counsel at Warby Parker, a transformative lifestyle brand offering designer eyewear at affordable prices while leading the way for socially conscious businesses. Prior to joining Warby Parker, Kumar was Senior Counsel at Google where she was a commercial and product attorney on areas ranging from Google X to YouTube. She is an Adjunct Professor at Columbia Business School and Fordham University and serves as an advisor to prominent technology companies, luxury fashion brands, consumer products and non-profit organizations including Malala Fund, IDEO.org and organize.org. She serves on the Board of Directors of Happy Money, GloScience Professional, Amplifier Foundation, Edible Schoolyard NY, and GrowNYC and the Guggenheim museum’s Global Innovation Group. Anjali’s first book, Stalking God: My Unorthodox Search for Something to Believe In, comes out January 2018 via Seal Press.

More profile about the speaker
Anjali Kumar | Speaker | TED.com