ABOUT THE SPEAKER
Kaustav Dey - Fashion revolutionary
Kaustav Dey leads marketing for Tommy Hilfiger in India.

Why you should listen

Kaustav Dey has always been fascinated by the role of fashion as a vehicle for protest, both in his own life and in the fashion industry. He believes that fashion has played a key role in counterculture history -- and that now more than ever, we need to fight censorship and repression with fashion.

Dey earned a bachelor's degree in electrical and electronics engineering from Madras University in Chennai, and he holds an MBA in marketing and communications from MICA in Ahmedabad, India. He loves fashion, food and his six dogs.

More profile about the speaker
Kaustav Dey | Speaker | TED.com
TED@Tommy

Kaustav Dey: How fashion helps us express who we are -- and what we stand for

Kaustav Dey: Moda kim olduğumuzu, neyi temsil ettiğimizi anlatmaya nasıl yardımcı oluyor?

Filmed:
1,173,968 views

New York City'de hiç kimse, mavi kot pantolon giyen bir kadın hakkında iki kez düşünmez ancak Nobel ödüllü Malala giydiğinde bu politik bir eylemdir. Dünya çapında, bireysellik bir suç olabilir ve giyim bir protesto şekli olabilir. Ne giydiğimizin gücüyle ilgili Kaustav Dey, modanın bize muhalefet dilini nasıl verdiğini inceliyor ve bizi, özgün benliğimizi kucaklamaya teşvik ediyor.
- Fashion revolutionary
Kaustav Dey leads marketing for Tommy Hilfiger in India. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I was around 10 when one day,
0
931
2586
10 yaşlarındayken bir gün
00:15
I discoveredkeşfedilen a boxkutu
of my father'sbabanın oldeski things.
1
3541
2743
babamın eski eşyalarının arasında
bir kutu buldum.
00:18
In it, underaltında a bunchDemet
of his collegekolej textbooksders kitapları,
2
6985
2830
Kutunun içindeki
ders kitaplarının arasında
00:21
was a pairçift of blacksiyah corduroykadife
bell-bottomBell-Bottom pantspantolon.
3
9839
4472
siyah, ispanyol paça
kumaş pantolon vardı.
00:27
These pantspantolon were awfulkorkunç --
4
15292
1863
Pantolon berbat haldeydi;
00:29
mustyküf and moth-eatengüve.
5
17179
1997
küf ve güve yemişti.
00:31
And of coursekurs, I felldüştü in love with them.
6
19200
2056
Tabii ki pantolona aşık oldum.
00:33
I'd never seengörüldü anything like them.
7
21770
1625
Daha önce böyle bir şey görmemiştim.
00:36
UntilKadar that day,
8
24154
1469
O güne kadar
00:37
all I'd ever knownbilinen and wornsöz konusu ürün
was my schoolokul uniformüniforma,
9
25647
4490
bildiğim ve giydiğim tek okul kıyafetimdi,
00:42
whichhangi, in factgerçek, I was prettygüzel gratefulminnettar for,
10
30161
3217
ki aslında çok minnettarım
00:45
because from quiteoldukça a younggenç ageyaş,
11
33402
2122
çünkü küçük yaşlardan beri
00:47
I'd realizedgerçekleştirilen I was somewhatbiraz differentfarklı.
12
35548
2894
anladım ki biraz farklıymışım.
00:50
I'd never been one of the boysçocuklar my ageyaş;
13
38885
2360
Kendi yaşımdakiler gibi olamadım;
00:53
terriblekorkunç at sportsSpor Dalları,
14
41269
1502
sporda çok kötüydüm,
00:54
possiblybelki the unmanliestunmanliest little boyoğlan ever.
15
42795
2661
belki de bu,
küçük bir erkeğe hiç yakışmıyordu.
00:57
(LaughterKahkaha)
16
45480
1088
(Gülüşmeler)
00:58
I was bulliedzorbalık quiteoldukça a bitbit.
17
46592
1666
Pek çok defa zorbalık ettim.
01:01
And so, I figuredanladım that to survivehayatta kalmak
I would be invisiblegörünmez,
18
49408
4732
Dahası, hayatta kalmak için
görünmez olacağımı düşündüm
01:06
and the uniformüniforma helpedyardım etti me
19
54164
1585
fakat okul kıyafeti
01:08
to seemgörünmek no differentfarklı from any other childçocuk.
20
56532
2617
diğer çocuklardan
farkım olmadığını gösterdi
01:11
(LaughterKahkaha)
21
59173
1177
(Gülüşmeler)
01:12
Well, almostneredeyse.
22
60374
2062
Eh, neredeyse.
01:16
This becameoldu my dailygünlük prayernamaz:
23
64253
1987
Bu benim günlük duamdı:
01:18
"God, please make me
just like everybodyherkes elsebaşka."
24
66264
3474
"Tanrım, lütfen beni herkes gibi yap."
01:23
I think this wentgitti straightDüz
to God'sTanrı'nın voicemailSesli mesaj, thoughgerçi.
25
71342
2585
Bence bu doğrudan
Tanrı'nın sesli mesajına gitti.
01:25
(LaughterKahkaha)
26
73951
1052
(Gülüşmeler)
01:27
And eventuallysonunda, it becameoldu prettygüzel clearaçık
27
75027
2502
Nihayetinde oldukça belliydi ki
01:29
that I was not growingbüyüyen up to be
the sonoğul that my fatherbaba always wanted.
28
77553
3820
babamın istediği
bir çocuk gibi yetişmiyordum.
01:33
Sorry, DadBaba.
29
81833
1150
Üzgünüm baba.
01:37
No, I was not going to magicallysihirle changedeğişiklik.
30
85523
2835
Hayır,
sihirli bir değişim geçirmeyecektim.
01:40
And over time, I grewbüyüdü lessaz and lessaz sure
that I actuallyaslında wanted to.
31
88382
5305
Zaman içinde, gerçekten istediğimden
gitgide daha az emin oldum.
01:46
ThereforeBu nedenle, the day those blacksiyah corduroykadife
bell-bottomBell-Bottom pantspantolon camegeldi into my life,
32
94740
4604
Bu sebeple o siyah düşük bel pantolonun
hayatıma girdiği gün
01:51
something happenedolmuş.
33
99368
1320
bir şeyler oldu.
01:53
I didn't see pantspantolon;
34
101227
1397
Pantolonu değil,
01:55
I saw opportunityfırsat.
35
103063
1501
fırsatı gördüm.
01:57
The very nextSonraki day,
I had to weargiyinmek them to schoolokul,
36
105087
2701
Hemen ertesi gün
ne olursa olsun
okula gitmek için onu giymeliydim.
01:59
come what mayMayıs ayı.
37
107812
1150
02:01
And oncebir Zamanlar I pulledçekti on those god-awfulberbat pantspantolon
and beltedkuşaklı them tightsıkı,
38
109820
3436
Bir keresinde o çirkin pantolonu
giydim ve kemeri sıkıca bağladım,
02:05
almostneredeyse instantlyanında, I developedgelişmiş
what can only be calleddenilen a swaggerçalım.
39
113844
4396
hemen o anda havalı olabilecek
bir şey geliştirdim.
02:10
(LaughterKahkaha)
40
118264
1632
(Gülüşmeler)
02:11
All the way to schoolokul,
41
119920
1666
Okul yolu boyunca
02:13
and then all the way back
because I was sentgönderilen home at oncebir Zamanlar --
42
121610
2916
ve sonra dönüş yolunda
çünkü aniden evden gönderildim.
02:16
(LaughterKahkaha)
43
124550
1308
(Gülüşmeler)
02:17
I transformeddönüştürülmüş into
a little brownkahverengi rockKaya starstar.
44
125882
4107
Küçük kahverengi
bir rock yıldızına dönüştüm.
02:22
(LaughterKahkaha)
45
130013
1539
(Gülüşmeler)
02:23
I finallyen sonunda didn't carebakım anymoreartık
that I could not conformuygun.
46
131576
2975
Uyumlu olamamak
artık umrumda değildi.
02:26
That day, I was suddenlyaniden celebratingkutlama it.
47
134982
2698
O gün pat diye bunu kutladım.
02:30
That day, insteadyerine of beingolmak invisiblegörünmez,
48
138770
2730
O gün görünmez olmak yerine
02:33
I choseseçti to be lookedbaktı at,
49
141524
1794
farklı bir şeyler giyerek
02:36
just by wearinggiyme something differentfarklı.
50
144206
2073
görünmeye karar verdim.
02:39
That day, I discoveredkeşfedilen
the powergüç of what we weargiyinmek.
51
147136
4282
O gün giyimimizin gücünü keşfettim.
02:43
That day, I discoveredkeşfedilen
the powergüç of fashionmoda,
52
151723
2673
O gün modanın gücünü keşfettim,
02:46
and I've been in love with it ever sincedan beri.
53
154956
2295
o zamandan beri ona aşığım.
02:50
FashionModa can communicateiletişim kurmak our differencesfarklar
to the worldDünya for us.
54
158073
3891
Moda, farklılıklarımızı
bizler için dünyaya anlatabilir.
02:54
And with this simplebasit actdavranmak of truthhakikat,
55
162717
2037
Bu temel hakikatle fark ettim ki
02:56
I realizedgerçekleştirilen that these differencesfarklar --
56
164778
2828
bu farklılıklar
02:59
they stoppeddurduruldu beingolmak our shameutanç.
57
167630
1946
utancımızın yolunu kesti.
03:02
They becameoldu our expressionsifade,
58
170413
2631
Bu farklılıklar,
03:05
expressionsifade of our very uniquebenzersiz identitieskimlikler.
59
173068
3404
eşsiz kimliklerimizin ifadeleri oldu.
03:10
And we should expressekspres ourselveskendimizi,
60
178138
2177
Kendimizi ifade etmeliyiz,
03:12
weargiyinmek what we want.
61
180339
1332
istediğimizi giymeliyiz.
03:14
What's the worsten kötü that could happenolmak?
62
182285
1875
Olabilecek en kötü şey ne?
03:16
The fashionmoda policepolis are going to get you
for beingolmak so last seasonsezon?
63
184184
4830
Geçen sezondan giyindiğiniz için
moda polisi sizi alıp götürecek mi?
03:21
(LaughterKahkaha)
64
189038
1961
(Gülüşmeler)
03:24
Yeah.
65
192667
1159
Evet.
03:26
Well, unlessolmadıkça the fashionmoda policepolis
meantdemek something entirelyBaştan sona differentfarklı.
66
194329
5843
Moda polisi tamamen
farklı bir şey ifade etmedikçe...
03:34
NobelNobel PrizeÖdülü laureateÖdülü sahibi MalalaMalala
survivedhayatta TalibanTaliban extremistsaşırılık
67
202088
4140
Nobel ödüllü Malala,
Ekim 2012'de
Taliban saldırısından sağ kurtuldu.
03:38
in OctoberEkim 2012.
68
206252
1589
03:40
HoweverAncak, in OctoberEkim 2017,
she facedyüzlü a differentfarklı enemydüşman,
69
208495
4829
Ancak Kasım 2017'de
farklı bir düşmanla karşılaştı;
03:45
when onlineinternet üzerinden trollstroller viciouslyşiddetle
attackedsaldırıya the photographfotoğraf
70
213906
3820
çevrimiçi troller, kot pantolon giyen
03:49
that showedgösterdi the 20-year-old-yaşında
wearinggiyme jeanskot that day.
71
217750
3123
20 yaşındaki Malala'nın
fotoğrafına alçakça saldırdı.
03:53
The commentsyorumlar,
72
221984
1456
"Başörtüsü ne zamandır taşınır oldu?"
03:55
the hatredkin she receivedAlınan,
73
223464
1513
gibi nefret yorumları aldı.
03:57
rangedarasında değişiyordu from "How long
before the scarfeşarp comesgeliyor off?"
74
225001
2982
04:00
to, and I quotealıntı,
75
228915
1252
Ben de şunu belirttim:
"Çok zaman önce merminin
doğrudan onun kafasını
04:03
"That's the reasonneden the bulletmermi
directlydirekt olarak targetedHedeflenen her headkafa
76
231008
3097
hedef almasının nedeni bu."
04:06
a long time agoönce."
77
234129
1290
04:08
Now, when mostçoğu of us decidekarar ver
to weargiyinmek a pairçift of jeanskot
78
236430
2658
Çoğumuz New York, Londra,
Milano ve Paris gibi yerlerde
04:11
someplacebir yere like NewYeni YorkYork,
LondonLondra, MilanMilan, ParisParis,
79
239112
3768
kot pantolon giymeye karar verdiğimizde,
04:16
we possiblybelki don't stop
to think that it's a privilegeayrıcalık;
80
244007
3824
muhtemelen bunun bir ayrıcalık
olduğunu düşünmüyoruz;
04:21
something that somewherebir yerde elsebaşka
can have consequencessonuçları,
81
249049
3047
başka bir yerde başka sonuçları olabilir,
04:25
something that can one day
be takenalınmış away from us.
82
253429
3418
bir gün bizden
alınabilecek bir şey olabilir.
04:30
My grandmotherbüyükanne was a womankadın
who tookaldı extraordinaryolağanüstü pleasureZevk
83
258447
3094
Büyükannem giyinmekten
fevkalade keyif alan bir kadındı.
04:33
in dressingsoyunma up.
84
261565
1297
04:34
Her fashionmoda was colorfulrenkli.
85
262886
2090
Onun modası renkliydi.
04:37
And the colorrenk she lovedsevilen to weargiyinmek so much
was possiblybelki the only thing
86
265000
3689
Giymeyi sevdiği renk
aslında onunla ilgili olan tek şeydi,
04:40
that was trulygerçekten about her,
87
268713
1904
04:42
the one thing she had agencyAjans over,
88
270641
1949
çünkü Hindistan'da kendi neslinin
04:45
because like mostçoğu other womenkadınlar
of her generationnesil in IndiaHindistan,
89
273139
2809
çoğu kadınları gibi
yaptığı tek faaliyetti,
04:47
she'do ediyorum never been allowedizin to existvar olmak
90
275972
2674
örf ve geleneklerinin dikte ettiğinin
04:50
beyondötesinde what was dictateddikte
by customÖzel and traditiongelenek.
91
278670
2886
ötesinde olmasına hiç izin verilmedi.
04:54
She'dOnun böyle birşey yapacağını been marriedevli at 17,
92
282535
1779
17 yaşında evlenmişti,
04:57
and after 65 yearsyıl of marriageevlilik,
when my grandfatherBüyük baba diedvefat etti suddenlyaniden one day,
93
285094
4691
evliliğinden 65 yıl sonra
büyükbabam bir gün aniden vefat etti,
05:03
her losskayıp was unbearabledayanılmaz.
94
291198
1640
gidişi dayanılmazdı.
05:07
But that day, she was going to losekaybetmek
something elsebaşka as well,
95
295122
3771
Fakat o gün büyükannem
başka bir şeyi de kaybetti;
05:11
the one joysevinç she had:
96
299514
1272
sahip olduğu tek mutluluğu;
05:13
to weargiyinmek colorrenk.
97
301433
1150
renkli giyinmek.
05:16
In IndiaHindistan, accordinggöre to customÖzel,
98
304129
1854
Hindistan örfüne göre
05:18
when a HinduHindu womankadın becomesolur a widowdul,
99
306007
2276
Hintli bir kadın dul kaldığında
05:20
all she's allowedizin to weargiyinmek is whitebeyaz
100
308307
2695
kocasının ölüm gününden itibaren
beyaz giyinmesine izin veriliyor.
05:23
from the day of the deathölüm of her husbandkoca.
101
311026
2078
05:25
No one madeyapılmış my grandmotherbüyükanne weargiyinmek whitebeyaz.
102
313634
2137
Kimse büyükannemi beyaz giyindirmedi.
05:28
HoweverAncak, everyher womankadın she'do ediyorum knownbilinen
who had outlivedgömdü her husbandkoca,
103
316424
3835
Ancak, büyükannemin annesi de
dahil olmak üzere
kocasını ardında bırakan
05:32
includingdahil olmak üzere her motheranne,
104
320283
1583
her kadın bunu yapmıştı.
05:33
had donetamam it.
105
321890
1150
05:35
This oppressionbaskı was so internalizediçselleştirilmiş,
106
323463
4384
Büyükannemin elinin
tersiyle ittiği bu tercih
05:39
so deep-rootedköklü,
107
327871
1597
çok içselleştirildi
05:41
that she herselfkendini refusedreddetti a choiceseçim.
108
329492
2643
ve çok kök saldı.
05:46
She passedgeçti away this yearyıl,
109
334649
1892
O, bu yıl aramızdan ayrıldı.
05:48
and untila kadar the day she diedvefat etti,
110
336565
1602
Öldüğü güne kadar
05:50
she continueddevam etti to weargiyinmek only whitebeyaz.
111
338191
2151
sadece beyaz giymeye devam etti.
05:56
I have a photographfotoğraf with her
from earlierdaha erken, happierdaha mutlu timeszamanlar.
112
344275
3466
Onunla daha eskiye ait,
daha mutlu zamanlardan bir fotoğrafım var.
06:00
In it, you can't really see
what she's wearinggiyme --
113
348376
3015
Fotoğraf siyah beyaz olduğu için
ne giydiğini görmek imkansız.
06:03
the photoFotoğraf is in blacksiyah and whitebeyaz.
114
351415
1790
06:05
HoweverAncak, from the way she's smilinggülümseyen in it,
115
353783
2832
Ancak, gülümsemesinden yola çıkarak
06:08
you just know she's wearinggiyme colorrenk.
116
356639
1886
renkli giydiğini fark edebilirsiniz.
06:12
This is alsoAyrıca what fashionmoda can do.
117
360382
2853
Bu da modanın ne yapabileceği.
06:15
It has the powergüç to filldoldurmak us with joysevinç,
118
363259
2115
Moda bizi sevinçle,
nasıl görünmek istediğimiz
06:17
the joysevinç of freedomözgürlük to chooseseçmek for ourselveskendimizi
how we want to look,
119
365836
5280
ve yaşamak istediğimizi seçme konusunda
06:23
how we want to livecanlı --
120
371140
1528
uğrunda mücadeleye değer
06:25
a freedomözgürlük worthdeğer fightingkavga for.
121
373638
2317
özgürlük sevinciyle doldurma gücüne sahip.
06:28
And fightingkavga for freedomözgürlük, protestprotesto,
comesgeliyor in manyçok formsformlar.
122
376608
3985
Özgürlük ve protesto için
mücadele birçok şekilde oluyor.
06:33
WidowsDul kadın in IndiaHindistan like my grandmotherbüyükanne,
thousandsbinlerce of them,
123
381805
3170
Hindistan'da büyükannem gibi
06:36
livecanlı in a cityŞehir calleddenilen VrindavanVrindavan.
124
384999
1854
binlerce dul
Vrindavan şehrinde yaşıyor.
06:39
And so, it's been a seadeniz
of whitebeyaz for centuriesyüzyıllar.
125
387720
2955
Böylece, şehir yüzyıllar boyunca
beyaz bir deniz oldu.
06:44
HoweverAncak, only as recentlyson günlerde as 2013,
126
392608
3094
Ancak, daha 2013 yılında
06:47
the widowsdul kadın of VrindavanVrindavan
have startedbaşladı to celebratekutlamak HoliHoli,
127
395726
3730
Hindistan'a özgü renk festivali olan,
06:51
the IndianHint festivalFestivali of colorrenk,
128
399947
2010
katılmaları yasaklanan
06:54
whichhangi they are prohibitedyasak
from participatingkatılan in.
129
402665
2269
Holi'yi kutlamaya başladılar.
06:58
On this one day in MarchMart,
130
406615
1620
Mart ayında bir gün
07:00
these womenkadınlar take the traditionalgeleneksel
coloredrenkli powderpudra of the festivalFestivali
131
408259
3703
bu kadınlar geleneksel
renkli tozları alarak
07:04
and colorrenk eachher other.
132
412705
1473
birbirlerini boyuyorlar.
07:07
With everyher handfulavuç of the powderpudra
they throwatmak into the airhava,
133
415454
3929
Avuç dolusu tozu havaya atıyorlar,
07:11
theironların whitebeyaz sarisSaris slowlyyavaşça startbaşlama
to suffusesuffuse with colorrenk.
134
419407
3834
beyaz Hintli elbiselerini yavaşça renge bürüyorlar.
07:16
And they don't stop untila kadar
they're completelytamamen coveredkapalı
135
424423
3444
Onlara yasaklanan etkinlikte kadınlar,
07:19
in everyher huerenk tonu of the rainbowGökkuşağı
that's forbiddenyasak to them.
136
427891
3633
gökkuşağı tonunda kaplanana kadar durmuyorlar.
07:24
The colorrenk washesyıkar off the nextSonraki day,
137
432889
1883
Renk ertesi gün yıkayarak çıkarılıyor
07:27
howeverancak, for that momentan in time,
138
435395
3063
ancak, o anda
07:30
it's theironların beautifulgüzel disruptionbozulma.
139
438482
2274
bu onların güzel bozulmaları.
07:34
This disruptionbozulma,
140
442742
1390
Bu bozulma,
her türlü uyumsuzluk,
07:37
any kindtür of dissonanceuyumsuzluk,
141
445082
1479
baskıya karşı savaşta yere attığımız
07:39
can be the first gauntletdayağı we throwatmak down
in a battlesavaş againstkarşısında oppressionbaskı.
142
447116
3997
ilk zırh eldiveni olabilir.
07:44
And fashionmoda --
143
452279
1186
Moda
07:45
it can createyaratmak visualgörsel disruptionbozulma for us --
144
453926
2410
tam anlamıyla üzerimizde
görsel bozulma yaratabilir.
07:48
on us, literallyharfi harfine.
145
456926
1390
07:51
LessonsDersler of defiancemeydan okuma
have always been taughtöğretilen
146
459942
2579
Meydan okuma dersleri her zaman
07:54
by fashion'smoda'nın great revolutionariesdevrimciler:
147
462545
1973
modanın büyük devrimcileri,
07:57
its designerstasarımcılar.
148
465045
1181
tasarımcıları tarafından öğretildi.
07:59
JeanJean PaulPaul GaultierGaultier taughtöğretilen us
that womenkadınlar can be kingskrallar.
149
467041
4944
Jean Paul Gaultier bize
kadınların kral olabileceğini öğretti.
08:04
ThomThom BrowneBrowne --
150
472718
1347
Thom Browne
08:06
he taughtöğretilen us that menerkekler can weargiyinmek heelstopuk.
151
474089
2817
erkeklerin topuklu giyebileceğini öğretti.
08:10
And AlexanderAlexander McQueenMcQueen,
in his springbahar 1999 showgöstermek,
152
478392
4455
1999 baharında Alexander McQueen'in
08:14
had two giantdev roboticrobotik armssilâh
in the middleorta of his runwaykoşu yolu.
153
482871
3041
podyum ortasında iki dev robot kolu vardı.
08:19
And as the modelmodel, ShalomŞalom HarlowHarlow
beganbaşladı to spinçevirmek in betweenarasında them,
154
487222
4893
Shalom Harlow model olarak
iki dev kolun arasında dönmeye başladı,
08:24
these two giantdev armssilâh --
155
492139
2129
08:26
furtivelygizlice at first and then furiouslyöfkeyle,
156
494292
2480
kollar sinsice,
kızgın bir şekilde rengini
Harlow'un üzerine
püskürtmeye başladı.
08:28
beganbaşladı to spraysprey colorrenk ontoüstüne her.
157
496796
2101
08:31
McQueenMcQueen, thusBöylece,
158
499328
1742
Böylece McQueen,
canına kıymadan önce
08:33
before he tookaldı his ownkendi life,
159
501690
1724
bedenimizin bir tuval olduğunu,
08:35
taughtöğretilen us that this bodyvücut
of oursbizim is a canvastuval,
160
503438
3991
bu tuvali istediğimiz gibi
08:40
a canvastuval we get to paintboya howeverancak we want.
161
508088
3991
boyayabileceğimizi öğretti.
08:45
SomebodyBiri who lovedsevilen this worldDünya of fashionmoda
162
513467
2230
Moda dünyasını sevenlerden biri de
08:47
was KararKarar NushiNushi.
163
515721
1466
Karar Nushi'ydi.
08:49
He was a studentÖğrenci and actoraktör from IraqIrak.
164
517548
2092
Iraklı bir öğrenci ve aktördü.
08:52
He lovedsevilen his vibrantcanlı, eclecticeklektik clothesçamaşırlar.
165
520348
2345
Canlı ve seçmeci kıyafetlerini seviyordu.
08:55
HoweverAncak, he soonyakında startedbaşladı receivingkabul
deathölüm threatstehditler for how he lookedbaktı.
166
523164
4819
Ancak, görünümüyle ilgili
ölüm tehditleri almaya başlamıştı.
09:00
He remainedkalmıştır unfazedunfazed.
167
528764
1431
İstifini bozmadı,
09:02
He remainedkalmıştır fabulousharika,
168
530754
1848
efsaneviydi,
09:04
untila kadar JulyTemmuz 2017,
169
532626
1968
Ta ki 2017'ye, Karar'ın cansız bedeni
09:06
when KararKarar was discoveredkeşfedilen deadölü
on a busymeşgul streetsokak in BaghdadBağdat.
170
534618
4042
Bağdat'ın işlek caddesinde bulunana kadar.
09:13
He'dO istiyorsunuz been kidnappedkaçırdı.
171
541910
1523
Kaçırıldı.
09:16
He'dO istiyorsunuz been torturedişkence.
172
544480
1261
İşkence edildi.
09:18
And eyewitnessesGörgü tanıkları say that his bodyvücut
showedgösterdi multipleçoklu woundsyaralar.
173
546701
4208
Görgü tanıkları, Karar'ın vücudunda
birçok yaralanma olduğunu söylüyor.
09:24
StabBıçak woundsyaralar.
174
552019
1178
Bıçak izleri.
09:27
Two thousandbin milesmil away in PeshawarPeshawar,
175
555838
2279
Pakistan’ın Peşaver şehrinde
iki bin mil uzakta
09:30
PakistaniPakistan transgendertransgender activisteylemci AlishaAlisha
was shotatış multipleçoklu timeszamanlar in MayMayıs 2016.
176
558141
6412
transseksüel activist olan Alişa,
Mayıs 2016’da birçok kez vuruldu.
09:37
She was takenalınmış to the hospitalhastane,
177
565339
2036
Kadın elbisesi içinde olduğu için
09:39
but because she dressedgiyinmiş
in women'sBayanlar clothingGiyim,
178
567399
2175
hastaneye kaldırıldığında
09:41
she was refusedreddetti accesserişim
to eitherya the men'sErkeklerin or the women'sBayanlar wardsWards.
179
569598
4352
erkek ya da kadınların olduğu
bölgeye girişi engellendi.
09:48
What we chooseseçmek to weargiyinmek can sometimesara sıra
be literallyharfi harfine life and deathölüm.
180
576270
4204
Giymek için seçtiğimiz şey
bazen yaşam ya da ölüm olabilir.
Ölümde bile bazen seçemiyoruz.
09:53
And even in deathölüm,
we sometimesara sıra don't get to chooseseçmek.
181
581569
3091
09:57
AlishaAlisha diedvefat etti that day
182
585387
1604
Alisha o gün öldü,
09:59
and then was buriedgömülü as a man.
183
587015
2023
bir erkek olarak defnedildi.
10:02
What kindtür of worldDünya is this?
184
590753
1625
Bu nasıl bir dünya?
10:05
Well, it's one in whichhangi
it's naturaldoğal to be afraidkorkmuş,
185
593142
3572
Korkunun doğal olduğu,
gözetimin korkuttuğu,
10:09
to be frightenedkorkmuş of this surveillancegözetim,
186
597856
2532
10:12
this violenceşiddet againstkarşısında our bodiesbedenler
and what we weargiyinmek on them.
187
600412
3319
bedenlerimize ve ne giydiğimize
karşı şiddetin olduğu bir dünya.
10:16
HoweverAncak, the greaterbüyük fearkorku
is that oncebir Zamanlar we surrenderteslim olmak,
188
604928
4696
Daha büyük korku,
vazgeçtiğimizde ve bir araya gelip
10:21
blendkarışım in
189
609648
1173
birbirimizi ardı ardına
10:22
and beginbaşla to disappearkaybolmak
one after the other,
190
610845
2176
ortadan kaldırmaya başladığımızda
10:25
the more normalnormal this falseyanlış
conformityuygunluk will look,
191
613907
2737
bu yanlış uyumun daha normal,
10:29
the lessaz shockingşok edici
this oppressionbaskı will feel.
192
617693
2305
bu baskının daha az şok edici olacağıdır.
10:34
For the childrençocuklar we are raisingyükselen,
193
622285
1635
Yetiştirdiğimiz çocuklar için
10:36
the injusticeadaletsizlik of todaybugün could becomeolmak
the ordinarysıradan of tomorrowyarın.
194
624840
4117
bugünün adaletsizliği
yarının sıradanı olabilir.
10:42
They'llOnlar olacak get used to this,
195
630849
1447
Buna alışacaklar.
10:45
and they, too, mightbelki beginbaşla to see
anything differentfarklı as dirtykirli,
196
633104
3754
Karanlık, bir yaşam tarzı olana dek
her şeyi kirli,
10:50
something to be hatednefret edilen,
197
638413
1378
nefret edilen,

10:52
something to be extinguishedsönmüş,
198
640763
1713
ortadan kaldırılmış
10:55
like lightsışıklar to be put out,
199
643546
1577
tıpkı birer birer sönmüş ışık gibi
10:57
one by one,
200
645147
1167
görmeye başlayabilirler.
10:58
untila kadar darknesskaranlık becomesolur a way of life.
201
646338
2007
11:02
HoweverAncak, if I todaybugün,
202
650738
2186
Bugün ben,
11:04
then you tomorrowyarın,
203
652948
1457
yarın sen,
11:06
maybe even more of us somedaybirgün,
204
654429
1845
hatta gelecekte birçoğumuz
11:08
if we embracekucaklamak our right
to look like ourselveskendimizi,
205
656298
2863
eğer kendimiz gibi görünmeyi benimsersek,
11:11
then in the worldDünya that's been
violentlyşiddetle whitewashedbadanalı,
206
659185
2890
o zaman şiddetle beyaza boyanan dünyada
11:14
we will becomeolmak the pinpricksdikiş
of colorrenk pushingitme throughvasitasiyla,
207
662099
2673
Vrindavan'ın dul kadınları gibi
11:17
much like those widowsdul kadın of VrindavanVrindavan.
208
665286
1898
renkli iğne deliğinden geçeceğiz.
11:21
How then, with so manyçok of us,
209
669093
3444
O zaman silahın hedefi olacak birçoğumuzu
11:24
will the crosshairsince artı of a guntabanca
210
672561
2080
Karar'dan,
11:26
be ableyapabilmek to pickalmak out KararKarar,
211
674665
1902
11:29
MalalaMalala,
212
677412
1155
Malala'dan,
11:31
AlishaAlisha?
213
679048
1155
Alisha'dan ayırt edilebilecek miyiz?
11:34
Can they killöldürmek us all?
214
682223
1298
Hepimizi öldürebilirler mi?
11:38
The time is now to standdurmak up,
215
686533
1773
Şimdi ayağa kalkma,
11:41
to standdurmak out.
216
689171
1368
karşı koyma vakti.
11:43
Where samenessaynılık is safenesshoşlandığımdan,
217
691407
2375
Eşitliğin güvenli olduğu yerde,
11:45
with something as simplebasit as what we weargiyinmek,
218
693806
2525
giyimimiz kadar basit bir şeyle
11:48
we can drawçekmek everyher eyegöz to ourselveskendimizi
219
696355
2212
dikkatleri üzerimize çekebiliriz.
11:51
to say that there are differencesfarklar
in this worldDünya, and there always will be.
220
699041
4386
Bu dünyada her zaman farklılıklar oldu,
her zaman da olacak.
11:56
Get used to it.
221
704183
1234
Buna alış.
11:58
And this we can say withoutolmadan a singletek wordsözcük.
222
706511
2919
Bunu bir tek kelime
olmadan söyleyebiliriz.
12:01
FashionModa can give us
a languagedil for dissentmuhalefet.
223
709844
2954
Moda bize muhalefet için
bir dil verebilir,
12:05
It can give us couragecesaret.
224
713710
1498
cesaret verebilir.
12:07
FashionModa can let us literallyharfi harfine weargiyinmek
our couragecesaret on our sleeveskollu.
225
715971
4287
Moda, cesaretimizi kollarımızın
üzerinde taşımamıza izin verebilir.
12:13
So weargiyinmek it.
226
721644
1153
Öyleyse onu giy.
12:16
WearAşınma it like armorzırh.
227
724327
1481
Zırh gibi giy.
12:18
WearAşınma it because it mattershususlar.
228
726771
1697
Giy, çünkü önemli.
12:21
And weargiyinmek it because you mattermadde.
229
729053
2017
Giy, çünkü sen de önemlisin.
12:23
Thank you.
230
731817
1150
Teşekkürler.
12:24
(ApplauseAlkış)
231
732991
3170
(Alkışlar)
Translated by Cahid Atik
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kaustav Dey - Fashion revolutionary
Kaustav Dey leads marketing for Tommy Hilfiger in India.

Why you should listen

Kaustav Dey has always been fascinated by the role of fashion as a vehicle for protest, both in his own life and in the fashion industry. He believes that fashion has played a key role in counterculture history -- and that now more than ever, we need to fight censorship and repression with fashion.

Dey earned a bachelor's degree in electrical and electronics engineering from Madras University in Chennai, and he holds an MBA in marketing and communications from MICA in Ahmedabad, India. He loves fashion, food and his six dogs.

More profile about the speaker
Kaustav Dey | Speaker | TED.com