ABOUT THE SPEAKER
Isabel Allende - Novelist
Isabel Allende writes stories of passion. Her novels and memoirs, including The House of the Spirits and Eva Luna, tell the stories of women and men who live with passionate commitment -- to love, to their world, to an ideal.

Why you should listen

As a novelist and memoirist, Isabel Allende writes of passionate lives, including her own. Born into a Chilean family with political ties, she went into exile in the United States in the 1970s—an event that, she believes, created her as a writer. Her voice blends sweeping narrative with touches of magical realism; her stories are romantic, in the very best sense of the word. Her novels include The House of the SpiritsEva Luna and The Stories of Eva Luna, and her latest, Maya's Notebook and Ripper. And don't forget her adventure trilogy for young readers— City of the BeastsKingdom of the Golden Dragon and Forest of the Pygmies.

As a memoirist, she has written about her vision of her lost Chile, in My Invented Country, and movingly tells the story of her life to her own daughter, in Paula. Her book Aphrodite: A Memoir of the Senses memorably linked two sections of the bookstore that don't see much crossover: Erotica and Cookbooks. Just as vital is her community work: The Isabel Allende Foundation works with nonprofits in the San Francisco Bay Area and Chile to empower and protect women and girls—understanding that empowering women is the only true route to social and economic justice.

More profile about the speaker
Isabel Allende | Speaker | TED.com
TED2007

Isabel Allende: Tales of passion

Isabel Allende tutku hikayeleri anlatıyor.

Filmed:
4,998,808 views

Yazar ve aktivist Isabel Allende, bu konuşmada kadınlardan, yaratıcılıktan, feminizmin anlamından --ve elbette tutkudan-- bahsediyor.
- Novelist
Isabel Allende writes stories of passion. Her novels and memoirs, including The House of the Spirits and Eva Luna, tell the stories of women and men who live with passionate commitment -- to love, to their world, to an ideal. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
Thank you so much. It's really scarykorkutucu to be here
0
1000
3000
Çok teşekkür ederim. Böyle fevkalade zeki insanlar arasında
00:16
amongarasında the smartestzeki of the smartakıllı.
1
4000
2000
olmak, aslında tedirgin edici bir şey.
00:19
I'm here to tell you a fewaz talesTales of passiontutku.
2
7000
3000
Sizlere tutkuyla ilgili bir kaç öykü anlatmak için buradayım.
00:23
There's a JewishYahudi sayingsöz that I love.
3
11000
2000
Sevdiğim bir Yahudi atasözü var.
00:26
What is truerdaha gerçek than truthhakikat? AnswerCevap: The storyÖykü.
4
14000
5000
Doğrudan daha doğru olan nedir? Cevap: Öykü.
00:33
I'm a storytellermasalcı. I want to conveyiletmek something that is truerdaha gerçek than truthhakikat
5
21000
4000
Ben bir hikaye anlatıcısıyım. Size, hepimizin paylaştığı insan olma haliyle ilgili
00:38
about our commonortak humanityinsanlık.
6
26000
1000
hakikatten daha hakikat olan bir şeyleri nakletmek istiyorum.
00:40
All storieshikayeleri interestfaiz me, and some hauntmusallat me
7
28000
3000
Bütün öyküler ilgimi çeker ve bazıları onları
00:43
untila kadar I endson up writingyazı them.
8
31000
2000
yazmaya başlayana kadar hiç aklımdan çıkmaz.
00:46
CertainBelirli themestemalar keep cominggelecek up:
9
34000
1000
Belli konular sürekli aklıma gelir:
00:48
justiceadalet, loyaltysadakat, violenceşiddet, deathölüm, politicalsiyasi and socialsosyal issuessorunlar,
10
36000
6000
adalet, sadakat, şiddet, ölüm, politik ve sosyal meseleler,
00:54
freedomözgürlük.
11
42000
1000
özgürlük.
00:56
I'm awarefarkında of the mysterygizem around us,
12
44000
2000
Etrafımızı saran bir gizem olduğunun farkındayım,
00:59
so I writeyazmak about coincidencestesadüf diye bir şey, premonitionsPremonitions,
13
47000
2000
bu yüzden de tesadüfler, önseziler,
01:02
emotionsduygular, dreamsrüyalar, the powergüç of naturedoğa, magicsihirli.
14
50000
4000
duygular, hayaller, doğanın gücü ve sihir hakkında yazıyorum.
01:08
In the last 20 yearsyıl I have publishedyayınlanan a fewaz bookskitaplar,
15
56000
3000
Geçtiğimiz 20 yıl boyunca bir kaç kitap yazdım,
01:11
but I have livedyaşamış in anonymityanonimlik untila kadar FebruaryŞubat of 2006,
16
59000
4000
ancak Şubat 2006'da gerçekleştirilen İtalya'daki Kış Olimpiyatlarında
01:16
when I carriedtaşınan the OlympicOlimpiyat flagbayrak in the WinterKış OlympicsOlimpiyatları in Italyİtalya.
17
64000
3000
olimpiyat bayrağını taşıyana kadar ortalarda pek gözükmedim.
01:20
That madeyapılmış me a celebrityşöhret. Now people recognizetanımak me in Macy'sMacy's,
18
68000
5000
Bu olay beni ünlü yaptı. Şimdi beni insanlar Macy'de gördüklerinde tanıyorlar
01:25
and my grandchildrentorunlar think that I'm coolgüzel.
19
73000
3000
ve torunlarım havalı biri olduğumu düşünüyorlar.
01:28
(LaughterKahkaha)
20
76000
1000
(Gülüşmeler)
01:29
Allowİzin ver me to tell you about my fourdört minutesdakika of fameşöhret.
21
77000
2000
Size dört dakikalık ünümden bahsetmeme izin verin.
01:32
One of the organizersorganizatörler of the OlympicOlimpiyat ceremonytöreni,
22
80000
3000
Olimpiyat açılış seramonisinin,
01:35
of the openingaçılış ceremonytöreni,
23
83000
1000
organizatörlerinden biri
01:37
calleddenilen me and said that I had been selectedseçilmiş
24
85000
2000
beni aradı ve açılışta
01:39
to be one of the flag-bearersbayrak-taşıyıcılar.
25
87000
1000
bayrak taşıyıcılardan biri olarak seçildiğimi söyledi.
01:42
I repliedcevap verdi that surelyelbette this was a casedurum of mistakenyanlış identityKimlik
26
90000
3000
Beni bir başkasıyla karıştırdıklarını, atlet olmakla
01:45
because I'm as faruzak as you can get from beingolmak an athleteatlet.
27
93000
3000
yakından uzaktan alakamın olmadığını söyledim.
01:48
ActuallyAslında, I wasn'tdeğildi even sure that I could go around the stadiumstadyum
28
96000
3000
Aslında yanımda bir baston olmadan stadyumda bir tur atabileceğimden bile
01:51
withoutolmadan a walkeryürüteç.
29
99000
1000
emin değildim.
01:52
(LaughterKahkaha)
30
100000
2000
(Gülüşmeler)
01:54
I was told that this was no laughinggülme mattermadde.
31
102000
2000
Bana bunun ciddi bir mesele olduğunu söylediler.
01:57
This would be the first time
32
105000
1000
İlk defa Olimpiyat bayrakları
01:58
that only womenkadınlar would carrytaşımak the OlympicOlimpiyat flagbayrak.
33
106000
3000
sadece kadınlar tarafından taşınacaktı.
02:01
FiveBeş womenkadınlar, representingtemsil eden fivebeş continentskıtalar,
34
109000
3000
Beş kıtayı temsilen beş kadın,
02:04
and threeüç OlympicOlimpiyat goldaltın medalmadalya winnerskazananlar.
35
112000
3000
ve üç Olimpiyat altın madalyası sahibi.
02:08
My first questionsoru was, naturallydoğal olarak,
36
116000
2000
İlk sorum, doğal olarak,
02:10
what was I going to weargiyinmek?
37
118000
1000
"ne giyeceğim ben?" oldu.
02:12
(LaughterKahkaha)
38
120000
1000
(Gülüşmeler)
02:13
A uniformüniforma, she said,
39
121000
1000
Telefondaki kadın, "bir üniforma" dedi
02:15
and askeddiye sordu for my measurementsölçümler.
40
123000
1000
ve ölçülerimi sordu.
02:17
My measurementsölçümler.
41
125000
1000
Benim ölçülerimi.
02:18
I had a visionvizyon of myselfkendim in a fluffykabarık anorakanorak,
42
126000
3000
Bir an için kendimi kabarık bir anorak içinde,
02:21
looking like the MichelinMichelin Man.
43
129000
2000
Michelin logosundaki adam olarak gözümde canlandırdım.
02:23
(LaughterKahkaha)
44
131000
1000
(Gülüşmeler)
02:24
By the middleorta of FebruaryŞubat,
45
132000
1000
Şubat'ın ortası gibi
02:26
I foundbulunan myselfkendim in TurinTurin, where enthusiastichevesli crowdskalabalıklar
46
134000
3000
kendimi, 80 Olimpik takımın her biri ne zaman caddede görünse
02:29
cheeredcoşkuyla when any of the 80 OlympicOlimpiyat teamstakımlar was in the streetsokak.
47
137000
4000
onlara tezahürat yapan coşkulu bir kalabalığa sahip Turin kentinde buldum.
02:34
Those athletessporcular had sacrificedkurban everything to competeyarışmak in the gamesoyunlar.
48
142000
4000
Bu sporcular, oyunlarda yer alabilmek için çok büyük fedakarlıklar yapmışlardı.
02:39
They all deservedhak to winkazanmak, but there's the elementeleman of luckşans.
49
147000
3000
Hepsi kazanmayı hakediyordu fakat ortada bir şans faktörü var.
02:43
A speckleke of snowkar, an inchinç of icebuz, the forcekuvvet of the windrüzgar,
50
151000
4000
Minik bir kar tanesi, bir parça buz, rüzgarın şiddeti bile
02:47
can determinebelirlemek the resultsonuç of a raceyarış or a gameoyun.
51
155000
3000
bir yarışın ya da bir oyunun kaderini tayin edebiliyor.
02:51
HoweverAncak, what mattershususlar mostçoğu -- more than trainingEğitim or luckşans -- is the heartkalp.
52
159000
5000
Gelgelelim, en önemli şey --antrenmandan ya da şanstan daha önemlisi-- yürek.
02:57
Only a fearlessKorkusuz and determinedbelirlenen heartkalp will get the goldaltın medalmadalya.
53
165000
4000
Altın madalya sadece cesaret ve azim dolu bir yürekle alınır.
03:02
It is all about passiontutku.
54
170000
1000
Bu tamamen tutkuyla ilgili.
03:04
The streetssokaklar of TurinTurin were coveredkapalı with redkırmızı postersafişler
55
172000
4000
Turin caddeleri, üstünde Olimpiyat sloganları olan
03:08
announcingDuyuruyu the slogansloganı of the OlympicsOlimpiyatları.
56
176000
2000
kırmızı afişlerle doluydu.
03:11
PassionTutku liveshayatları here. Isn't it always truedoğru?
57
179000
4000
Tutku böyle yerlerde can bulur. Hep böyle değil midir?
03:16
HeartKalp is what drivessürücüler us and determinesbelirleyen our fatekader.
58
184000
4000
Yürek, bizi harekete geçirir ve yazgımızı belirler.
03:20
That is what I need for my characterskarakterler in my bookskitaplar:
59
188000
3000
Kitaplarımdaki karakterler için gereksinim duyduğum şey de budur:
03:24
a passionatetutkulu heartkalp.
60
192000
1000
tutkulu bir yürek.
03:26
I need mavericksMavericks, dissidentsmuhalif, adventurersmaceracılar, outsidersdışarıdan and rebelsİsyancılar,
61
194000
5000
Bana gerekenler, sorgulayan, kuralları sarsan ve risk alan
03:31
who asksormak questionssorular, bendviraj the ruleskurallar and take risksriskler.
62
199000
4000
uyumsuzlar, muhalifler, maceracılar, dışlanmışlar ve asiler.
03:35
People like all of you in this roomoda.
63
203000
2000
Tıpkı bu salonda bulunanlar, sizler gibi.
03:38
NiceGüzel people with commonortak senseduyu do not make interestingilginç characterskarakterler.
64
206000
5000
İlginç karakterler, bildik sağduyulu kibar insanlardan çıkmıyor.
03:43
(LaughterKahkaha)
65
211000
1000
(Gülüşmeler)
03:44
They only make good formereski spouses.
66
212000
2000
Böyleleri arasından yalnızca iyi eski eşler çıkar.
03:46
(LaughterKahkaha)
67
214000
2000
(Gülüşmeler)
03:48
(ApplauseAlkış)
68
216000
3000
(Alkışlar)
03:51
In the greenyeşil roomoda of the stadiumstadyum, I metmet the other flagbayrak bearersTaşıyıcılar:
69
219000
3000
Stadyumdaki yeşil odada, diğer bayrak taşıyıcılarıyla tanıştım:
03:54
threeüç athletessporcular, and the actressesaktrisler SusanSusan SarandonSarandon and SophiaSophia LorenLoren.
70
222000
5000
üç sporcuyla iki aktrist, Susan Sarandon ve Sophia Loren.
04:00
AlsoAyrıca, two womenkadınlar with passionatetutkulu heartskalpler:
71
228000
2000
Onlar da tutkulu yürekleri olan kadınlar.
04:02
WangariWangari MaathaiMaathai, the NobelNobel prizewinnerprizewinner from KenyaKenya
72
230000
4000
Ve 30 milyon ağaç dikilmesini sağlayan
04:06
who has plantedekili 30 millionmilyon treesağaçlar. And by doing so,
73
234000
3000
Kenya'lı Nobel sahibi Wangari Maathai.
04:09
she has changeddeğişmiş the soiltoprak, the weatherhava,
74
237000
3000
Maathai, yaptıklarıyla Afrika'nın bazı bölgelerinde
04:12
in some placesyerler in AfricaAfrika, and of coursekurs
75
240000
3000
toprağı, iklimi ve
04:15
the economicekonomik conditionskoşullar in manyçok villagesköyler.
76
243000
2000
pek çok köyde de ekonomik durumu değiştirmeyi başardı.
04:18
And SomalySomaly MamMam, a CambodianKamboçya activisteylemci who fightskavgalar passionatelytutkuyla
77
246000
5000
Ve tabii çocukların fuhuşa zorlanmasına karşı tutkuyla savaşan
04:23
againstkarşısında childçocuk prostitutionfuhuş.
78
251000
1000
Kamboçyalı bir aktivist, Somaly Mam.
04:25
When she was 14 yearsyıl oldeski, her grandfatherBüyük baba soldsatıldı her to a brothelgenelev.
79
253000
4000
Büyükbabası onu, bir geneleve sattığında sadece 14 yaşındaymış.
04:30
She told us of little girlskızlar rapedtecavüz by menerkekler who believe that
80
258000
4000
Somaly Mam bizlere, genç bakire kızlarla seks yaparak AIDS'den kurtulabileceklerini sanan
04:34
havingsahip olan sexseks with a very younggenç virginbakire will cureÇare them from AIDSAIDS.
81
262000
3000
adamlar tarafından tecavüze uğrayan küçük kızların hikayelerini nakletti.
04:38
And of brothelsgenelevler where childrençocuklar are forcedzorunlu to receiveteslim almak fivebeş,
82
266000
4000
Ve çocukların günde 5 ila 15 müşteriyle ilişkiye girmeye zorlandığı
04:42
15 clientsistemciler perbaşına day,
83
270000
2000
genelevleri ve buralardaki çocukların
04:44
and if they rebelasi, they are torturedişkence with electricityelektrik.
84
272000
3000
karşı koydukları zaman nasıl elektrikli işkenceye uğradıklarını anlattı.
04:49
In the greenyeşil roomoda I receivedAlınan my uniformüniforma.
85
277000
2000
O yeşil odada, bana üniformamı verdiler.
04:52
It was not the kindtür of outfitkıyafet that I normallynormalde weargiyinmek,
86
280000
2000
Normalde giyeceğim tarzda bir kıyafet değildi
04:55
but it was faruzak from the MichelinMichelin Man suittakım elbise
87
283000
2000
ama sandığım gibi Michelin Adamı giysisine de
04:57
that I had anticipatedbeklenen. Not badkötü, really.
88
285000
3000
benzemiyordu. Çok da kötü değildi açıkçası. Giyince
05:00
I lookedbaktı like a refrigeratorbuzdolabı.
89
288000
1000
daha ziyade buzdolabına benzedim.
05:02
(LaughterKahkaha)
90
290000
1000
(Gülüşmeler)
05:03
But so did mostçoğu of the flag-bearersbayrak-taşıyıcılar, exceptdışında SophiaSophia LorenLoren,
91
291000
3000
Neyse ki diğerleri de benziyordu. Güzelliğin ve tutkunun uluslararası
05:07
the universalevrensel symbolsembol of beautygüzellik and passiontutku.
92
295000
3000
sembolü Sophia Loren hariç tabii.
05:10
SophiaSophia is over 70 and she looksgörünüyor great.
93
298000
3000
Sophia, 70 küsur yaşında ve harika görünüyor.
05:14
She's sexyseksi, slimince and talluzun boylu, with a deepderin tantan.
94
302000
4000
Uzun ince endamıyla, bronz teniyle gayet seksi bir kadın.
05:18
Now, how can you have a deepderin tantan and have no wrinkleskırışıklıkları?
95
306000
3000
Buradaki sorun şu: Nasıl olur da böylesi bronz bir tende hiç kırışıklık olmaz.
05:22
I don't know.
96
310000
1000
Bilemiyorum.
05:23
When askeddiye sordu in a TVTV interviewröportaj, "How could she look so good?"
97
311000
4000
Televizyondaki bir söyleşisi esnasında kendisine "nasıl bu kadar hoş görünebiliyorsun"
05:28
She repliedcevap verdi, "PostureDuruş. My back is always straightDüz,
98
316000
4000
diye sorulduğunda, şöyle bir yanıt verdi. "Duruşum yüzünden.
05:33
and I don't make oldeski people'sinsanların noisesgürültüler."
99
321000
2000
"Sırtımı hep dik tutar ve yaşlı insanların çıkardığı sesleri çıkarmam."
05:35
(LaughterKahkaha)
100
323000
2000
(Gülüşmeler)
05:37
So, there you have some freeücretsiz advicetavsiye
101
325000
2000
İşte size, dünyanın en güzel kadınlarından birinden
05:39
from one of the mostçoğu beautifulgüzel womenkadınlar on earthtoprak.
102
327000
3000
bir parça bedava nasihat.
05:42
No gruntingSeni arıyordum, no coughingöksürme, no wheezinghırıltı,
103
330000
3000
Homurdanmak, öksürmek, hırıl hırıl konuşmak yok,
05:45
no talkingkonuşma to yourselveskendiniz, no fartingosurmak.
104
333000
2000
kendini kendine konuşmak ve gaz çıkarmak da...
05:47
(LaughterKahkaha)
105
335000
1000
(Gülüşmeler)
05:48
Well, she didn't say that exactlykesinlikle.
106
336000
1000
Eh tam olarak böyle demedi gerçi ama.
05:50
(LaughterKahkaha)
107
338000
2000
(Gülüşmeler)
05:52
At some pointpuan around midnightgece yarısı,
108
340000
2000
Gecenin bir yarısı sularında çağrılıp,
05:54
we were summonedçağırdı to the wingskanatlar of the stadiumstadyum,
109
342000
2000
stadyumun kanatlarında bir araya getirildik
05:56
and the loudspeakershoparlörler announcedaçıkladı the OlympicOlimpiyat flagbayrak, and the musicmüzik startedbaşladı --
110
344000
4000
ve hoperlörler Olimpiyat bayrağını anons ettiler. Akabinde de müzik başladı--
06:00
by the way, the sameaynı musicmüzik that startsbaşlar here,
111
348000
2000
bu arada, bu müzik buradaki müziğin aynısı,
06:02
the AidaAida MarchMart.
112
350000
1000
Aida/Zafer Marşı.
06:04
SophiaSophia LorenLoren was right in frontön of me -- she's a footayak tallerdaha uzun than I am,
113
352000
5000
Sophia Loren tam önümde duruyordu --tabii benden bir 30 cm kadar uzun kendisi,
06:09
not countingsayma the poofykabarık hairsaç.
114
357000
2000
kabarık saç unsurunu ise hiç hesaba katmıyorum.
06:11
(LaughterKahkaha)
115
359000
1000
(Gülüşmeler)
06:12
She walkedyürüdü elegantlyzarif, like a giraffezürafa on the AfricanAfrika savannahSavannah,
116
360000
4000
Bayrak omuzlarında, Afrika'nın savanlarındaki bir zürafaymışçasına
06:17
holdingtutma the flagbayrak on her shoulderomuz. I joggedkoştu behindarkasında
117
365000
4000
zarafetle yürüyordu. Bense arkada koşuyordum.
06:21
(LaughterKahkaha)
118
369000
1000
(Gülüşmeler)
06:22
-- on my tiptoesTiptoes -- holdingtutma the flagbayrak on my extendedGenişletilmiş armkol,
119
370000
4000
--bayrağı havaya kaldırmıştım böyle ayakparmaklarımın ucunda yükseliyordum,
06:27
so that my headkafa was actuallyaslında underaltında the damnLanet olsun flagbayrak.
120
375000
3000
tabii kafam lanet bayrağın altında kalıyordu.
06:30
(LaughterKahkaha)
121
378000
2000
(Gülüşmeler)
06:32
All the cameraskameralar were, of coursekurs, on SophiaSophia.
122
380000
2000
Bütün objektifler elbette Sophia'nın üzerindeydi.
06:35
That was fortunateşanslı for me, because in mostçoğu pressbasın photosfotoğraflar
123
383000
3000
Ki bu benim açımdan iyi bir şeydi. Çünkü basında çıkan fotoğraflarda
06:38
I appeargörünmek too, althougholmasına rağmen oftensık sık betweenarasında Sophia'sSophia'nın legsbacaklar.
124
386000
4000
ben de görünüyordum. Çoğunlukla Sophia'nın bacaklarının arasında.
06:42
(LaughterKahkaha)
125
390000
2000
(Gülüşmeler)
06:44
A placeyer where mostçoğu menerkekler would love to be.
126
392000
3000
Pek çok erkeğin olmak isteyeceği bir yer.
06:47
(LaughterKahkaha)
127
395000
1000
(Gülüşmeler)
06:48
(ApplauseAlkış)
128
396000
3000
(Alkışlar)
06:51
The besten iyi fourdört minutesdakika of my entiretüm life
129
399000
3000
Hayatımın en güzel dört dakikası
06:54
were those in the OlympicOlimpiyat stadiumstadyum.
130
402000
2000
Olimpiyat Stadında geçirdiğim dört dakikadır.
06:56
My husbandkoca is offendedrahatsız when I say this --
131
404000
3000
Böyle söyleyince kocam alınganlık ediyor --
06:59
althougholmasına rağmen I have explainedaçıkladı to him that what we do in privateözel
132
407000
3000
ona, bizim kapalı kapılar ardında yaptığımız şeyin aslında dört dakikadan
07:02
usuallygenellikle takes lessaz than fourdört minutesdakika --
133
410000
2000
az sürdüğünü açıkladığım halde hem de--
07:04
(LaughterKahkaha)
134
412000
1000
(Gülüşmeler)
07:05
-- so he shouldn'tolmamalı take it personallyŞahsen.
135
413000
2000
--bunu kişisel bir şey olarak görmemeli.
07:08
I have all the pressbasın clippingskupürleri of those fourdört magnificentmuhteşem minutesdakika,
136
416000
4000
O muhteşem dört dakikayla ilgili tüm gazete kupürlerini saklıyorum,
07:12
because I don't want to forgetunutmak them
137
420000
2000
çünkü yaşlılık beyin hücrelerimi yok etmeye
07:14
when oldeski ageyaş destroysyok eder my brainbeyin cellshücreler.
138
422000
3000
başladığı zaman, o anları unutmak istemiyorum.
07:17
I want to carrytaşımak in my heartkalp foreversonsuza dek the keyanahtar wordsözcük of the OlympicsOlimpiyatları --
139
425000
4000
Olimpiyatların özünü oluşturan o sözcüğü, tutkuyu hep kalbimde
07:21
passiontutku.
140
429000
2000
taşımak istiyorum.
07:23
So here'sburada a talemasal of passiontutku.
141
431000
2000
İşte size bir tutku hikayesi.
07:26
The yearyıl is 1998, the placeyer is a prisonhapis campkamp
142
434000
4000
Yıl 1998, yer bir esir kampı.
07:30
for TutsiTutsi refugeesmülteciler in CongoKongo Cumhuriyeti.
143
438000
2000
Kongo'daki Tutsi mültecilerinin tutulduğu yer.
07:32
By the way, 80 percentyüzde of all refugeesmülteciler and displacedyerinden people in the worldDünya
144
440000
6000
Bu arada belirtmek gerek, tüm dünyadaki göçe zorlanmış insanların ve sığınmacıların
07:38
are womenkadınlar and girlskızlar.
145
446000
1000
yüzde 80'i kadınlar ve küçük kızlar
07:40
We can call this placeyer in CongoKongo Cumhuriyeti a deathölüm campkamp,
146
448000
3000
Kongo'daki bu mekana ölüm kampı da diyebiliriz. çünkü
07:43
because those who are not killedöldürdü will dieölmek of diseasehastalık or starvationaçlık.
147
451000
4000
öldürülmekten kurtulan sığınmacılar açlık ve hastalık yüzünden ölümün pençesindeler.
07:48
The protagonistskahramanları of this storyÖykü
148
456000
3000
Bu öykünün asıl kahramanları,
07:51
are a younggenç womankadın, RoseRose MapendoMapendo, and her childrençocuklar.
149
459000
3000
Rose Mapendo adlı genç bir kadın ve çocukları.
07:55
She's pregnanthamile and a widowdul.
150
463000
2000
Kadın hamile ve dul.
07:57
SoldiersAskerler have forcedzorunlu her to watch
151
465000
2000
Askerler, kocasını işkenceyle öldürürken
07:59
as her husbandkoca was torturedişkence and killedöldürdü.
152
467000
2000
ona zorla seyrettirmişler.
08:02
SomehowBir şekilde she managesyönetir to keep her sevenYedi childrençocuklar alivecanlı,
153
470000
3000
Rose bir şekilde, yedi çocuğunu birden hayatta tutmayı başarıyor,
08:06
and a fewaz monthsay latersonra, she givesverir birthdoğum to prematureerken twinsİkizler.
154
474000
3000
ve bir kaç ay sonra, erken doğumla ikiz çocuklarını dünyaya getiriyor.
08:10
Two tinyminik little boysçocuklar.
155
478000
1000
İki minik oğlan.
08:12
She cutskeser the umbilicalgöbek cordkordon with a stickÇubuk,
156
480000
2000
Göbek bağlarını bir çomakla kesiyor ve bebeklerin
08:15
and tieskravatlar it with her ownkendi hairsaç.
157
483000
2000
göbeğini kendi saçıyla bağlıyor.
08:18
She namesisimler the twinsİkizler after the camp'sKampın commandersKomutanlar
158
486000
3000
Onlara, kampın komutanlarının adlarını veriyor
08:21
to gainkazanç theironların favoriyilik, and feedsbeslemeleri them with blacksiyah teaÇay
159
489000
3000
ki onların gönlünü hoş tutsun ve bebekleri çayla besleyebilsin
08:25
because her milkSüt cannotyapamam sustainsürdürmek them.
160
493000
2000
çünkü sütü az geliyor.
08:28
When the soldiersaskerler burstpatlamak in her cellhücre to rapekolza her oldesten eski daughterkız evlat,
161
496000
3000
Bir gün askerler hücresine dalıp en büyük kızına tecavüz etmeye
08:31
she grabskapmak holdambar of her and refusesreddediyor to let go,
162
499000
3000
kalktıklarında, kızına sarılıp onları engelliyor,
08:34
even when they holdambar a guntabanca to her headkafa.
163
502000
2000
başına bir silah dayadıklarında bile kızını bırakmıyor.
08:38
SomehowBir şekilde, the familyaile surviveshayatta for 16 monthsay,
164
506000
3000
Aile her nasılsa 16 ay boyunca hayatta kalıyor,
08:42
and then, by extraordinaryolağanüstü luckşans, and the passionatetutkulu heartkalp
165
510000
4000
ve sonra çok büyük bir şans eseri, tutkulu bir kalbi olan genç bir
08:46
of a younggenç AmericanAmerikan man, SashaSasha ChanoffChanoff,
166
514000
4000
Amerikalı adam, Sasha Chanoff ortaya çıkıyor,
08:51
who managesyönetir to put her in a U.S. rescuekurtarmak planeuçak,
167
519000
3000
ve onları bir Amerikan kurtarma filosuna yerleştiriyor,
08:55
RoseRose MapendoMapendo and her ninedokuz childrençocuklar endson up in PhoenixAnka kuşu, ArizonaArizona,
168
523000
5000
Rose Mapendo ve dokuz çocuğu şimdi Arizona Phoenix'teler,
09:00
where they're now livingyaşam and thrivinggelişen.
169
528000
2000
Orada yaşıyor ve kök salıyorlar.
09:04
MapendoMapendo, in SwahiliSvahili dili, meansanlamına geliyor great love.
170
532000
4000
Mapendo Swahilicede büyük sevda anlamına geliyor.
09:11
The protagonistskahramanları of my bookskitaplar are stronggüçlü and passionatetutkulu womenkadınlar
171
539000
2000
Kitaplarımdaki asıl karakterler tıpkı Rose Mapendo gibi
09:14
like RoseRose MapendoMapendo.
172
542000
1000
güçlü ve tutkulu kadınlar.
09:15
I don't make them up. There's no need for that.
173
543000
3000
Onları kafamdan uydurmuyorum. Buna gerek yok.
09:18
I look around and I see them everywhereher yerde.
174
546000
2000
Etrafıma şöyle bir bakıyorum ve onları her yerde görüyorum.
09:21
I have workedişlenmiş with womenkadınlar and for womenkadınlar all my life.
175
549000
2000
Hayatım boyunca kadınlarla ve kadınlar için çalıştım.
09:24
I know them well.
176
552000
1000
Onları iyi tanıyorum.
09:26
I was borndoğmuş in ancienteski timeszamanlar, at the endson of the worldDünya,
177
554000
3000
Ben, eski zamanlarda dünyanın öbür ucunda,
09:30
in a patriarchalataerkil CatholicKatolik and conservativemuhafazakâr familyaile.
178
558000
3000
ataerkil Katolik ve tutucu bir ailenin çocuğu olarak doğdum.
09:34
No wondermerak etmek that by ageyaş fivebeş I was a ragingşiddetli feministfeminist --
179
562000
3000
Daha beş yaşındayken öfkeli bir feminist olmamda şaşılacak
09:38
althougholmasına rağmen the termterim had not reachedulaştı ChileŞili yethenüz,
180
566000
2000
bir şey yok --tabi o vakitler bu kavram Şili'ye henüz
09:41
so nobodykimse knewbiliyordum what the heckkahrolası was wrongyanlış with me.
181
569000
2000
erişememişti, o yüzden kimse bendeki sorunu anlayamıyordu.
09:43
(LaughterKahkaha)
182
571000
2000
(Gülüşmeler)
09:45
I would soonyakında find out that there was a highyüksek pricefiyat to payödeme
183
573000
3000
Kısa süre içinde, ataerkil düzeni sorgulamanın ve özgürlüğün
09:48
for my freedomözgürlük, and for questioningsorgulama the patriarchyataerkil.
184
576000
3000
yüksek bir bedeli olduğunu öğrenecektim.
09:51
But I was happymutlu to payödeme it, because for everyher blowdarbe that I receivedAlınan,
185
579000
4000
Ama bu bedeli ödemekten mutluydum, çünkü aldığım her darbeyi
09:55
I was ableyapabilmek to deliverteslim etmek two.
186
583000
2000
iki misliyle iade edebiliyordum.
09:57
(LaughterKahkaha)
187
585000
1000
(Gülüşmeler)
09:59
OnceBir kez, when my daughterkız evlat PaulaPaula was in her twentiesyirmili,
188
587000
2000
Bir keresinde kızım Paula, yirmili yaşlarındayken bana
10:01
she said to me that feminismFeminizm was datedtarihli, that I should movehareket on.
189
589000
4000
feminizmin miadını doldurduğunu söyledi, artık bunlara boşvermeliymişim.
10:06
We had a memorableunutulmaz fightkavga. FeminismFeminizm is datedtarihli?
190
594000
3000
Bu yüzden büyük bir kavga etmiştik. Feminizm bayatladı ne demek?
10:10
Yes, for privilegedayrıcalıklı womenkadınlar like my daughterkız evlat and all of us here todaybugün,
191
598000
4000
Tamam, kızım ve benim gibi ayrıcalıklı kadınlar ve buradakiler için bu doğru olabilir,
10:15
but not for mostçoğu of our sisterskız kardeşler in the restdinlenme of the worldDünya
192
603000
3000
ama hala çocuk yaşta evliliğe, fahişeliğe zorlanan
10:18
who are still forcedzorunlu into prematureerken marriageevlilik,
193
606000
3000
köleleştirilen, dünyanın geri kalanındaki kızkardeşlerimiz
10:21
prostitutionfuhuş, forcedzorunlu laboremek --
194
609000
2000
için bu kesinlikle doğru değil.
10:24
they have childrençocuklar that they don't want or they cannotyapamam feedbesleme.
195
612000
3000
onlar hala istemedikleri ya da besleyemedikleri halde çocuk doğuruyorlar.
10:28
They have no controlkontrol over theironların bodiesbedenler or theironların liveshayatları.
196
616000
3000
Kendi vücutları üstünde hiç bir tasarrufları yok.
10:31
They have no educationEğitim and no freedomözgürlük.
197
619000
3000
Ne eğitimleri var ne de özgürlükleri.
10:34
They are rapedtecavüz, beatendövülmüş up and sometimesara sıra killedöldürdü with impunitycezasız kalma.
198
622000
4000
Tecavüze uğruyor, dövülüyor ve bazen de öldürülüyorlar. Katilleri ceza bile almıyor.
10:39
For mostçoğu WesternWestern younggenç womenkadınlar of todaybugün,
199
627000
2000
Bugün pek çok batılı kadın için feminist
10:41
beingolmak calleddenilen a feministfeminist is an insulthakaret.
200
629000
2000
diye adlandırılmak bir hakaret.
10:44
FeminismFeminizm has never been sexyseksi, but let me assuresağlamak you
201
632000
3000
Eh feminizm seksi bir şey değil sonuçta, ama sizi temin ederim
10:47
that it never stoppeddurduruldu me from flirtingflört,
202
635000
2000
feminist olmak hiç bir zaman beni flört etmekten alıkoymadı
10:49
and I have seldomnadiren sufferedacı from lackeksiklik of menerkekler.
203
637000
3000
ve çok nadiren erkeksizlikten muzdarip düştüm.
10:52
(LaughterKahkaha)
204
640000
2000
(Gülüşmeler)
10:54
FeminismFeminizm is not deadölü, by no meansanlamına geliyor.
205
642000
2000
Feminizm ölmedi, katiyen.
10:56
It has evolvedgelişti. If you don't like the termterim,
206
644000
3000
Sadece evrim geçirdi. Eğer bu sözcükten hoşlanmıyorsanız
11:00
changedeğişiklik it, for Goddess'Tanrıça sakeuğruna.
207
648000
1000
onu değiştirin, tanrıça aşkına.
11:01
Call it AphroditeAfrodit, or VenusVenüs, or bimbosürtük, or whateverher neyse you want;
208
649000
5000
Aphrodite deyin, Venüs deyin çok istiyorsanız yosma deyin
11:06
the nameisim doesn't mattermadde,
209
654000
1000
ne hakkında olduğunu anladığımız ve desteklediğimiz
11:07
as long as we understandanlama what it is about, and we supportdestek it.
210
655000
3000
sürece ne isterseniz onu deyin, ismin önemi yok.
11:11
So here'sburada anotherbir diğeri talemasal of passiontutku, and this is a sadüzgün one.
211
659000
3000
Size bir başka tutku hikayesi anlatacağım, ama bu kez üzücü bir tane.
11:16
The placeyer is a smallküçük women'sBayanlar clinicklinik in a villageköy in BangladeshBangladeş.
212
664000
4000
Yer Bangladeş'in bir köyündeki küçük bir kadın kliniği.
11:20
The yearyıl is 2005.
213
668000
2000
Yıl 2005.
11:23
JennyJenny is a younggenç AmericanAmerikan dentaldiş hygienistsağlığı uzmanı
214
671000
2000
Jenny, üç haftalık tatilinde kliniğe gönüllü
11:26
who has gonegitmiş to the clinicklinik as a volunteergönüllü
215
674000
2000
olarak çalışmaya giden
11:28
duringsırasında her three-weekÜç haftalık vacationtatil.
216
676000
2000
genç bir Amerikalı diş hijyenisti.
11:31
She's preparedhazırlanmış to cleantemiz teethdiş,
217
679000
1000
Uzmanlığını icra etmeye hazır,
11:33
but when she getsalır there, she findsbuluntular out that there are no doctorsdoktorlar,
218
681000
3000
fakat oraya gittiğinde görüyor ki ne doktor var ortada ne de diş hekimi,
11:36
no dentistsdiş hekimleri, and the clinicklinik is just a hutkulübe fulltam of fliessinekler.
219
684000
4000
ve klinik dedikleri de sineklerle dolu bir barakadan ibaret.
11:41
OutsideDışarıda, there is a linehat of womenkadınlar
220
689000
2000
Dışarda, kadınlar tedavi olmak için
11:43
who have waitedbekledi severalbirkaç hourssaatler to be treatedişlenmiş.
221
691000
3000
sıraya girmiş saatlerdir bekliyor.
11:46
The first patienthasta is in excruciatingdayanılmaz bir painAğrı
222
694000
3000
İlk hastası korkunç acılar içinde kıvranıyor
11:49
because she has severalbirkaç rottençürük molarsazı dişleri.
223
697000
2000
çünkü bir sürü çürük azı dişi var.
11:52
JennyJenny realizesanlar that the only solutionçözüm is to pullÇek out the badkötü teethdiş.
224
700000
4000
Jenny anlıyor ki tek çözüm, çürük dişleri çekmek.
11:56
She's not licensedruhsatlı for that; she has never donetamam it.
225
704000
3000
Bu alanda eğitim görmüş değil, bunu daha önce hiç yapmamış.
12:00
She risksriskler a lot and she's terrifieddehşete.
226
708000
2000
Bir çok şeyi riske atıyor ve dehşet içinde.
12:02
She doesn't even have the properuygun instrumentsenstrümanlar,
227
710000
3000
Aslında doğru düzgün gereçleri, gerekli aletleri bile yok,
12:05
but fortunatelyneyse ki she has broughtgetirdi some NovocaineNovocaine.
228
713000
3000
ama şans eseri yanında Novocaine (anestetik ağrı kesici) getirmiş.
12:09
JennyJenny has a bravecesur and passionatetutkulu heartkalp.
229
717000
3000
Jenny'nin cesur ve tutkulu bir kalbi var.
12:13
She murmursÜfürümleri a prayernamaz and she goesgider aheadönde with the operationoperasyon.
230
721000
3000
Bir dua mırıldanıyor ve operasyona başlıyor.
12:17
At the endson, the relievedrahatladım patienthasta kissesöpücük her handseller.
231
725000
3000
Nihayetinde, ağrısı azalan hasta onu ellerinden öpüyor.
12:21
That day the hygienistsağlığı uzmanı pullsçeker out manyçok more teethdiş.
232
729000
3000
O gün, diş hijyenisti bir sürü diş çekiyor.
12:25
The nextSonraki morningsabah, when she comesgeliyor again to the so-calledsözde clinicklinik,
233
733000
4000
Ertesi sabah, sözümona kliniğe tekrar geldiğinde,
12:29
her first patienthasta is waitingbekleme for her with her husbandkoca.
234
737000
3000
ilk hastasını, kocasıyla beraber kendisini beklerken buluyor.
12:33
The woman'skadının faceyüz looksgörünüyor like a watermelonkarpuz.
235
741000
3000
Kadının yüzü karpuz gibi şişmiş vaziyette.
12:36
It is so swollenşişmiş that you can't even see the eyesgözleri.
236
744000
3000
O kadar şişmiş ki gözleri bile seçilemiyor.
12:40
The husbandkoca, furiousöfkeli, threatenstehdit to killöldürmek the AmericanAmerikan.
237
748000
2000
Koca öfkeli ve Amerikalı kadın'ı ölümle tehdit ediyor.
12:43
JennyJenny is horrifieddehşete kapılmış at what she has donetamam,
238
751000
3000
Jenny kadına yaptığı şey yüzünden dehşet içinde,
12:47
but then the translatorçevirmen explainsaçıklar
239
755000
2000
ama tercümanı durumu açıklıyor
12:50
that the patient'shastanın conditionşart has nothing to do with the operationoperasyon.
240
758000
3000
hastanın yüzü operasyon yüzünden şişmemiş.
12:54
The day before, her husbandkoca beatdövmek her up because she was not home
241
762000
4000
Önceki gün kocası, kendisine yemek hazırlaması gereken saatte evde
12:58
in time to preparehazırlamak dinnerakşam yemegi for him.
242
766000
3000
olmadığı için kadını dövmüş.
13:02
MillionsMilyonlarca of womenkadınlar livecanlı like this todaybugün.
243
770000
3000
Bugün milyonlarca kadın bu şekilde yaşıyor.
13:05
They are the poorestyoksul of the poorfakir.
244
773000
2000
Onlar yoksulların en yoksulu.
13:08
AlthoughHer ne kadar womenkadınlar do two-thirdsüçte iki of the world'sDünyanın en laboremek,
245
776000
3000
Dünyadaki toplam iş gücünün üçte ikisi kadınlara ait
13:11
they ownkendi lessaz than one percentyüzde of the world'sDünyanın en assetsvarlıklar.
246
779000
3000
olduğu halde, onlar dünyadaki toplam zenginliğin yüzde birine sahipler.
13:15
They are paidödenmiş lessaz than menerkekler for the sameaynı work
247
783000
3000
Onlara emekleri için para ödendiği zaman bile
13:18
if they're paidödenmiş at all, and they remainkalmak vulnerablesavunmasız
248
786000
3000
erkeklerden düşük ücretlerle çalıştırılıyor ve
13:22
because they have no economicekonomik independencebağımsızlık,
249
790000
2000
savunmasız kalıyorlar çünkü ekonomik özgürlükleri yok,
13:24
and they are constantlysürekli threatenedtehdit by exploitationistismar,
250
792000
2000
ve hayatları devamlı olarak istismar, şiddet ve taciz
13:27
violenceşiddet and abusetaciz.
251
795000
1000
gölgesi altında sürüyor.
13:29
It is a factgerçek that givingvererek womenkadınlar educationEğitim, work,
252
797000
3000
Kadınlara eğitim, iş ve kendi gelirlerini
13:32
the abilitykabiliyet to controlkontrol theironların ownkendi incomegelir,
253
800000
2000
kontrol edebilme yetisi, miras ve mal edinme
13:34
inheritmiras and ownkendi propertyözellik, benefitsfaydaları the societytoplum.
254
802000
4000
hakkı vermek muhakkak ki toplumun yararınadır.
13:38
If a womankadın is empoweredgüçlenmiş,
255
806000
1000
Kadın güçlendiğinde, çocukları ve
13:40
her childrençocuklar and her familyaile will be better off.
256
808000
2000
ailesi de daha iyi koşullarda yaşamaya başlar.
13:43
If familiesaileleri prosperbaşarılı ol, the villageköy prospersProspers,
257
811000
3000
Aileler refaha kavuştuğunda köyler refaha kavuşur,
13:46
and eventuallysonunda so does the wholebütün countryülke.
258
814000
2000
ve eninde sonunda da tüm ülke.
13:49
WangariWangari MaathaiMaathai goesgider to a villageköy in KenyaKenya.
259
817000
2000
Wangari Maathai Kenya'da bir köye gider.
13:51
She talksgörüşmeler with the womenkadınlar and explainsaçıklar that the landarazi is barrençorak
260
819000
4000
Kadınlarla konuşur ve onlara toprağın neden verimsiz olduğunu açıklar
13:55
because they have cutkesim and soldsatıldı the treesağaçlar.
261
823000
2000
ağaçları kesip satmışlardır.
13:57
She getsalır the womenkadınlar to plantbitki newyeni treesağaçlar and waterSu them,
262
825000
3000
Kadınları yeni ağaçlar dikmeye ve onları azar azar da olsa
14:01
dropdüşürmek by dropdüşürmek.
263
829000
1000
sulamaya ikna eder.
14:02
In a mattermadde of fivebeş or sixaltı yearsyıl, they have a forestorman,
264
830000
4000
Beş altı yıl içinde, bir ormana kavuşurlar,
14:06
the soiltoprak is enrichedzenginleştirilmiş, and the villageköy is savedkaydedilmiş.
265
834000
3000
toprak zenginleşir ve köy kötü kaderinden kurtulur.
14:10
The poorestyoksul and mostçoğu backwardgeriye dönük societiestoplumlar
266
838000
2000
Kadınların baskı altında tutulduğu toplumlar
14:12
are always those that put womenkadınlar down.
267
840000
3000
her zaman en yoksul ve en geri kalmış toplumlar olagelmiştir.
14:16
YetHenüz this obviousaçık truthhakikat is ignoredihmal by governmentshükümetler
268
844000
3000
Durum bu kadar aşikar olmasına karşın hükümetlerce,
14:19
and alsoAyrıca by philanthropyhayırseverlik.
269
847000
1000
ve hatta yardımseverlerce görmezden gelinir.
14:21
For everyher dollardolar givenverilmiş to a women'sBayanlar programprogram,
270
849000
3000
Kadınlarla ilgili bir fona bir dolar verilirken,
14:24
20 dollarsdolar are givenverilmiş to men'sErkeklerin programsprogramlar.
271
852000
3000
erkeklerle ilgili olana 20 dolar verilir.
14:28
WomenKadınlar are 51 percentyüzde of humankindinsanlık.
272
856000
2000
Kadınlar insanlığın yüzde 51'ini oluşturuyor.
14:31
EmpoweringGüçlendirici them will changedeğişiklik everything --
273
859000
2000
Onları güçlendirmek, teknoloji, tasarım ve eğlence
14:33
more than technologyteknoloji and designdizayn and entertainmenteğlence.
274
861000
4000
eğlence dünyasının değiştirebileceğinden fazlasını değiştirecek.
14:37
I can promisesöz vermek you that womenkadınlar workingçalışma togetherbirlikte --
275
865000
4000
Sizi temin ederim ki dünyadan haberdar, bilgili ve eğitimli
14:41
linkedbağlantılı, informedbilgili and educatedeğitimli --
276
869000
2000
kadınların birlikte çalışması, bu ıssız gezegene
14:43
can bringgetirmek peaceBarış and prosperityrefah to this forsakenForsaken planetgezegen.
277
871000
4000
barış ve refah getirebilecek bir şeydir.
14:48
In any warsavaş todaybugün, mostçoğu of the casualtieskayıplar are civilianssivil,
278
876000
4000
Bugün pek çok savaşta, savaş kurbanlarının çoğunluğu sivillerdir,
14:52
mainlyağırlıklı olarak womenkadınlar and childrençocuklar. They are collateralTeminat damagehasar.
279
880000
3000
daha ziyade kadınlar ve çocuklar. Onlar kim vurduya gidenlerdir.
14:56
MenErkekler runkoş the worldDünya, and look at the messdağınıklık we have.
280
884000
3000
Erkekler dünyayı yönetiyor ve bakın nasıl berbat bir durumdayız.
15:00
What kindtür of worldDünya do we want?
281
888000
2000
Nasıl bir dünya istiyoruz?
15:02
This is a fundamentaltemel questionsoru that mostçoğu of us are askingsormak.
282
890000
4000
Bu, pek çoğumuzun sorduğu çok mühim bir soru.
15:06
Does it make senseduyu to participatekatılmak in the existingmevcut worldDünya ordersipariş?
283
894000
4000
Şu anki dünya düzenini sürdürmeye çalışmak makul bir şey mi?
15:11
We want a worldDünya where life is preservedkorunmuş
284
899000
3000
Sadece ayrıcalıklılar için değil herkes için
15:14
and the qualitykalite of life is enrichedzenginleştirilmiş for everybodyherkes,
285
902000
2000
yaşam hakkının korunduğu ve yaşam kalitesinin
15:17
not only for the privilegedayrıcalıklı.
286
905000
1000
yükseltildiği bir dünya istiyoruz.
15:20
In JanuaryOcak I saw an exhibitsergi of FernandoFernando Botero'sBotero'nın paintingsresimlerinde
287
908000
4000
Ocak ayında California Berkeley Ünv. kütüphanesinde açılan
15:24
at the UCUC BerkeleyBerkeley librarykütüphane.
288
912000
3000
Fernando Botero'nun resim sergisini gezdim.
15:27
No museummüze or gallerygaleri in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
289
915000
3000
Botero'nun çalışmalarını sürdürdüğü New York galerisi
15:30
exceptdışında for the NewYeni YorkYork gallerygaleri that carriestaşır Botero'sBotero'nın work,
290
918000
4000
hariç, ABD'deki hiçbir müze ya da galeri, bu tabloları
15:34
has daredcesaret to showgöstermek the paintingsresimlerinde because the themetema
291
922000
3000
teşhir etmeye cesaret gösteremiyor, çünkü eserlerin teması
15:37
is the AbuAbu GhraibGarib prisonhapis.
292
925000
2000
Ebu Garip cezaevi.
15:39
They are hugeKocaman paintingsresimlerinde of tortureişkence and abusetaciz of powergüç,
293
927000
4000
Bu resimler, Botero'nun görkemli üslubunu taşıyan, işkence ve
15:43
in the voluminoushacimli BoteroBotero stylestil.
294
931000
2000
kötü muamele konulu devasa tablolar.
15:46
I have not been ableyapabilmek to get those imagesGörüntüler out of my mindus
295
934000
3000
Bu tablolarda gördüklerimi ne kafamdan ne de yüreğimden
15:50
or my heartkalp.
296
938000
1000
söküp atabilmiş değilim.
15:52
What I fearkorku mostçoğu is powergüç with impunitycezasız kalma.
297
940000
3000
Hayatta en çok korktuğum şey denetimsiz güç.
15:56
I fearkorku abusetaciz of powergüç, and the powergüç to abusetaciz.
298
944000
2000
Gücün istismarından ve istismara odaklı güçten korkuyorum.
15:59
In our speciesTürler, the alphaalfa maleserkek definetanımlamak realitygerçeklik,
299
947000
3000
Bizim türümüzde, erk sahibi erkekler gerçekliği tanımlar
16:02
and forcekuvvet the restdinlenme of the packpaket to acceptkabul etmek that realitygerçeklik
300
950000
3000
ve diğer herkesi bu gerçekliği kabul etmeye ve kurallara
16:05
and followtakip et the ruleskurallar.
301
953000
1000
uymaya zorlarlar.
16:07
The ruleskurallar changedeğişiklik all the time, but they always benefityarar them,
302
955000
3000
Bu kurallar her zaman değişir ama onlar çıkarlarını hep korurlar,
16:10
and in this casedurum, the trickle-downDamlama effectEfekt,
303
958000
2000
ve şu durumda aslında ekonomi için berbat
16:13
whichhangi does not work in economicsekonomi bilimi, worksEserleri perfectlykusursuzca.
304
961000
2000
bir uygulama olan "damlama etkisi" onlar için bulunmaz nimet.
16:16
AbuseKötüye tricklestrickles down from the topüst of the laddermerdiven to the bottomalt.
305
964000
3000
Merdivenin üstünden altına doğru "damlayan" aslında sömürü.
16:20
WomenKadınlar and childrençocuklar, especiallyözellikle the poorfakir, are at the bottomalt.
306
968000
3000
Kadınlar ve çocuklar, özellikle de fakir olanlar en dipteler.
16:24
Even the mostçoğu destitutemuhtaç of menerkekler have someonebirisi they can abusetaciz --
307
972000
3000
En yoksul erkeğin bile istismar edebileceği biri var --bu
16:27
a womankadın or a childçocuk.
308
975000
2000
ya bir kadın ya bir çocuk.
16:30
I'm fedfederasyon up with the powergüç that a fewaz exertuygulamayın over the manyçok
309
978000
4000
Küçük bir azınlığın, cinsiyet, gelir, ırk ve sınıf farklılıklarını kullanarak
16:34
throughvasitasiyla genderCinsiyet, incomegelir, raceyarış, and classsınıf.
310
982000
2000
çoğunluk üzerinde egemenlik kurmasından yoruldum artık.
16:37
I think that the time is ripeolgun to make fundamentaltemel changesdeğişiklikler
311
985000
4000
Yaşadığımız sistemde radikal değişiklikler yapma zamanının
16:41
in our civilizationmedeniyet.
312
989000
1000
geldiğini düşünüyorum.
16:42
But for realgerçek changedeğişiklik, we need femininekadınsı energyenerji
313
990000
3000
Ama dünyanın düzenini esaslı bir değişliğe uğratmak
16:45
in the managementyönetim of the worldDünya.
314
993000
1000
için dişi enerjiye ihtiyacımız var.
16:47
We need a criticalkritik numbernumara of womenkadınlar in positionspozisyonları of powergüç,
315
995000
3000
Çok sayıda kadını güçlü ve etkili olabilecekleri konumlara taşımaya ihtiyacımız var.
16:50
and we need to nurturebeslemek the femininekadınsı energyenerji in menerkekler.
316
998000
3000
ve tabii erkeklerdeki dişil enerjiyi güçlendirmeye de.
16:54
I'm talkingkonuşma about menerkekler with younggenç mindszihinler, of coursekurs.
317
1002000
3000
Elbette bahsettiğim erkekler taze zihinlere sahip olanlar.
16:57
OldEski guys are hopelessUmutsuz; we have to wait for them to dieölmek off.
318
1005000
3000
Yaşlılar umutsuz vaka, onların ölmesini beklememiz gerekiyor.
17:00
(LaughterKahkaha)
319
1008000
3000
(Gülüşmeler)
17:03
Yes, I would love to have SophiaSophia Loren'sLoren'ın long legsbacaklar
320
1011000
4000
İsterdim ki Sophia Loren'inkiler gibi bacaklarım ve
17:07
and legendaryefsanevi breastsgöğüsler.
321
1015000
2000
efsanevi göğüslerim olsun.
17:09
But givenverilmiş a choiceseçim, I would ratherdaha doğrusu have the warriorsavaşçı heartskalpler
322
1017000
3000
Yine de bana seçme şansı verilse, Wangari Maathai'nin, Somaly Mam'ın,
17:12
of WangariWangari MaathaiMaathai, SomalySomaly MamMam, JennyJenny and RoseRose MapendoMapendo.
323
1020000
5000
Jenny'nin ve Rose Mapendo'nun savaşçı kalbine sahip olmayı yeğlerdim.
17:17
I want to make this worldDünya good.
324
1025000
3000
Bu dünyayı güzel bir yer haline getirmek istiyorum.
17:20
Not better, but to make it good.
325
1028000
2000
Daha güzel değil, sadece güzel bir yer.
17:23
Why not? It is possiblemümkün. Look around in this roomoda --
326
1031000
4000
Neden olmasın ki? Gayet mümkün bu. Şu salona bir bakın --
17:28
all this knowledgebilgi, energyenerji, talentyetenek and technologyteknoloji.
327
1036000
4000
bütün bu bilgi, enerji, yetenek ve teknolojiye bakın.
17:33
Let's get off our fanniesbudu, rollrulo up our sleeveskollu
328
1041000
3000
Hadi, mükemmele yakın bir dünya yaratmak için,
17:36
and get to work, passionatelytutkuyla,
329
1044000
2000
popomuzu kaldırıp, kolları sıvayarak
17:38
in creatingoluşturma an almostneredeyse perfectmükemmel worldDünya.
330
1046000
3000
tutkuyla işe koyulalım.
17:42
Thank you.
331
1050000
2000
Teşekkürler.
Translated by Işıl Ekim Tuzak
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Isabel Allende - Novelist
Isabel Allende writes stories of passion. Her novels and memoirs, including The House of the Spirits and Eva Luna, tell the stories of women and men who live with passionate commitment -- to love, to their world, to an ideal.

Why you should listen

As a novelist and memoirist, Isabel Allende writes of passionate lives, including her own. Born into a Chilean family with political ties, she went into exile in the United States in the 1970s—an event that, she believes, created her as a writer. Her voice blends sweeping narrative with touches of magical realism; her stories are romantic, in the very best sense of the word. Her novels include The House of the SpiritsEva Luna and The Stories of Eva Luna, and her latest, Maya's Notebook and Ripper. And don't forget her adventure trilogy for young readers— City of the BeastsKingdom of the Golden Dragon and Forest of the Pygmies.

As a memoirist, she has written about her vision of her lost Chile, in My Invented Country, and movingly tells the story of her life to her own daughter, in Paula. Her book Aphrodite: A Memoir of the Senses memorably linked two sections of the bookstore that don't see much crossover: Erotica and Cookbooks. Just as vital is her community work: The Isabel Allende Foundation works with nonprofits in the San Francisco Bay Area and Chile to empower and protect women and girls—understanding that empowering women is the only true route to social and economic justice.

More profile about the speaker
Isabel Allende | Speaker | TED.com